Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Ağustos 2022) () ( |
Bu madde veya sayfa başka bir dilden kötü bir biçimde tercüme edilmiştir. Sayfa makine çevirisi veya dilde yetkinliği bulunmayan bir çevirmen tarafından oluşturulmuş olabilir.Ağustos 2022) ( |
Gottfried Wilhelm Leibniz (1 Temmuz 1646, Leipzig - 14 Kasım 1716, Hannover), Alman matematikçi, filozof, hukukçu ve dönemin idarecilerine danışmanlık yapmış bir entelektüeldir. Matematik tarihi ve felsefe tarihinde önemli bir yer tutar. Leibniz, Isaac Newton’dan bağımsız olarak "Sonsuz küçük" teorisini geliştirdi. Leibniz’in bu formülü yayınlandığından bu yana hâlâ kullanılmaktadır. Geliştirdiği homojenitenin deneyüstü kanunu ve süreklilik yasası yirminci yüzyılda matematiksel karşılık buldu (standart dışı analiz aracılığıyla). Mekanik hesaplayıcılar alanında en üretken insanlardan biri oldu. otomatik çarpma ve bölme fonksiyonlarını eklemeye çalışırken, 1685’te çarklı hesaplayıcıyı ilk tanımlayan insan oldu ve aritmometre -ilk toplu üretilen mekanik hesaplayıcı- kullanarak Leibniz çarkını icat etti. Ayrıca ikili sayma sistemini rafineleştirdi, bu çalışması tüm dijital hesaplayıcıların soyut temelini oluşturdu.
Gottfried Wilhelm Leibniz | |
---|---|
Doğumu | 1 Temmuz 1646 Leipzig, |
Ölümü | 14 Kasım 1716 (70 yaşında) Hannover, |
Çağı | 17. yüzyıl felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
İlgi alanları | Metafizik, matematik, teodise |
Önemli fikirleri | İyimserlik Fermat'nın küçük teoreminin ispatı Kinetik enerji |
Etkilendikleri | |
İmzası |
Leibniz felsefede optimizmi ile tanınır. Örnek olarak, evren hakkındaki çıkarımı, sınırlı bir algıyla büyük olasılıkla tanrının yaratılmış olduğudur. Leibniz, Rene Descartes ve Baruch Spinoza ile beraber rasyonalizmin 17. yüzyıldaki en büyük savunucularından biri oldu. Leibniz’in çalışmaları öncelikli olarak modern mantık ve analitik felsefe üzerine yoğunlaşmıştı, fakat felsefesi skolastik geleneği de irdeledi. Çıkarımları ampirik kanıtlarla değil, geçerli sebeplerin ilk prensipleri ve öncel tanımları ile oluşturuldu.
Leibniz fizik ve teknolojiye büyük katkılar sağladı ve öngördüğü kavramlar çok daha sonra felsefe, olasılık teorisi, biyoloji, tıp, jeoloji, psikoloji, dil bilim ve bilgisayar bilimi alanlarında su yüzüne çıktı. Felsefe, politika, hukuk, etik, teoloji, tarih ve filoloji alanlarındaki çalışmalarını yazdı. Leibniz’in tüm bu alanlara yaptığı katkılar çeşitli mecmualara, on binlerce mektuba ve yayınlanmamış el yazılarına dağılmıştı. Yazılarında birkaç dil kullandı, fakat öncelikli olarak Latince, Fransızca ve Almanca dillerinde yazdı. Leibniz’in tüm yazılarının toplandığı eksiksiz bir kaynak bulunmamaktadır.
Yaşamı
İlk yıllar
Gottfried Leibniz 1 Temmuz 1646’da (1648’de bitecek Otuz Yıl Savaşları’nın son dönemlerinde) Friedrich Leibniz ve Catharina Schmuck’un oğlu olarak Leipzig’de doğdu. Leibniz'in doğduğu gün babası Friedrich aile güncesine; “Oğlum Gottfried Wilhelm 21 Haziran [NS: 1 Temmuz] 1646 akşam saat altıdan sonra dünyaya geldi.” notunu düştü. Babası Leibniz henüz altı yaşındayken öldü ve bu olaydan sonra annesi tarafından büyütüldü. Annesinin öğrettikleri Leibniz’in felsefi düşüncelerini ileriki yaşamında etkilemiştir.
Leibniz’in babası Leipzig Üniversitesi’nde Ahlak Felsefesi Profesörüydü ve kendisine babasının kişisel kütüphanesi miras kaldı. 7 yaşından sonra bu kütüphaneye ücretsiz erişim hakkı kazandı. Leibniz’in o dönemki okul işleri dinî otoritelerin öğretilerine yoğunlaşmışken, babasının kütüphanesi geniş bir çeşitlilikte olan felsefi ve teolojik çalışmaları araştırmasına olanak sağladı. Babasının kütüphanesine erişiminin olması ve çoğunlukla Latince yazılmış olan kaynaklar 12 yaşındayken Latincede uzmanlaşmasına önayak oldu. Buna ek olarak, 13 yaşındayken üç yüz adet altı ayaklı dizeden oluşan bir şiiri okul tarafından düzenlenen özel bir etkinlikte yazdı.
15 yaşındayken babasının eski üniversitesine kaydoldu ve felsefe bölümündeki lisans öğrenimini 1662 yılında tamamladı. 9 Haziran 1663’de bireyselleşme prensibi üzerine yazdığı DisputatioMetaphysica de Principio Individui tezini savundu. 7 Şubat 1664'te felsefe üzerine yaptığı yüksek lisansını tamamladı. Aralık 1664'te felsefe ve hukuk arasındaki teorik ve pedagojik bağı irdelediği Specimen Quaestionum Philosophicarum ex Jure collectarum uzmanlık tezini yayınladı ve savundu. Bir yıllık resmî çalışma döneminden sonra, 28 Eylül 1665 tarihinde hukuk lisans diplomasını aldı.
1666’da henüz yirmi yaşındayken ilk kitabı olan De Arte Combinatoria kitabını yayınladı ve bu kitabın ilk kısmını felsefe doktorası tezine ayırdı. Bir sonraki hedefi 3 yıl sürecek bir eğitimle hukuk üzerine lisans ve doktorasını yapmaktı. Leipzig Üniversitesi 1666’da Leibniz’in doktora başvurusunu yaşının fazla genç olmasından dolayı reddetti. Bunun ardından Leibniz Leipzig’den ayrıldı.
Leibniz bundan sonra Altdorf Üniversitesi’ne kaydoldu ve neredeyse hemen, muhtemelen daha önceden Leipzig Üniversitesi’nde çalıştığı bir tezini yayınladı. Tezin başlığı Disputatio Inauguralis De Casibus Perplexis In Jure idi. Kasım 1666’da Leibniz hukuk lisansı ve hukuk doktorasını tamamladı. Daha sonra “fikirlerim tamamen farklı bir yöne kaydı” diyerek Altdorf Üniversitesi’nin akademik atamasını geri çevirdi.
Yetişkinlik döneminde kendisini “Gottfried von Leibniz” olarak tanıttı. Öldükten sonra yayınlanan yazılarında ise adı “Freiherr G. W. von Leibniz.” olarak geçti. Fakat, herhangi bir modern devletin dokümanlarında böyle bir asillik unvanı bulunamadı.
1666-1674
Leinbiz Nuremberg’de maaşlı simyacı olarak çalıştı, fakat bu konumda adı fazla duyulmadı. Yakın bir zaman sonra Mainz’in seçmen prensi Johann Philipp Schönborn’un görevinden azledilmiş başvekili Johann Christian von Boyneburg ile tanıştı. von Boyneburg Leibniz’i asistanı olarak işe aldı ve kısa bir zaman sonra seçmen prense tanıttı. Leibniz iş kazanmak umuduyla hukuk üzerine yazılmış bir makalesini seçmen prense adadı. Strateji işe yaradı ve seçmen prens Leibniz’den seçmenleri için yeni bir kanunname yazmaya yardım etmesini teklif etti. Leibniz 1699’da Temyiz mahkemesi’nde yargıç yardımcılığına atandı. von Boyneburg’un 1672’deki ölümüne rağmen, Leibniz 1674’e kadar von Boyneburg’un dul eşi için görevinden azledilene kadar çalıştı.
von Boyneburg Leibniz’in itibarını fazlasıyla artırdı, sonrakinin muhtırası ve mektupları olumlu bildirimler almaya başladı. Leibniz’in seçmen prensine yaptığı hizmetleri diplomatik bir rol takip etti. Polonyalı imgesel bir asilzadenin mahlası altında isimdi makalesini yayınladı ve bu makalesinde (başarısız bir şekilde) Alman bir adayın Polonya tahtına aday olma durumunu irdeledi. Leibniz’in yetişkinlik döneminde Avrupa jeopolitiği üzerindeki en etkin güç ardındaki askeri ve ekonomik kudret ile Fransa kralı XIV. Louis’in hırsıydı. Aynı süreçte 30 Yıl Savaşları Avrupa’daki Almanca konuşan nüfusu fazlasıyla yordu, ayrıştırdı ve ekonomik olarak geriye sürükledi. Leibniz Almanca konuşan Avrupa’yı korumak için Louis’in dikkatinin dağıtılması gerektiğini önerdi. Mısır’ın alınması sıçrama tahtası olarak kullanılarak hemen ardından plana koyulacak Hollanda Doğu Hint Adaları’nın işgali ile Fransa ikna edilebilirdi. Buna davete karşılık, Fransa Almanya’dan ayrılmaya karar verebilir ve Hollanda işin içine karıştırılmayabilirdi. Bu plan seçmen prensin temkinli desteğini aldı. 1672’de Fransa hükûmeti Leibniz’i Paris’e görüşmeye davet etti, fakat Fransa-Hollanda Savaşı’nın patlak vermesiyle beraber arka plana atıldı ve durum ile ilişkisiz bir hale geldi. Napolyon’un 1798 Mısır işgalinde başarısız olması Leibniz’in planının geç bir uygulaması olarak görülebilir.
Bundan dolayı, Leibniz Paris’teki birkaç yılına başladı. Vardıktan hemen sonra Hollandalı fizikçi ve matematikçi Christiaan Huygens ile tanıştı ve kendi matematik-fizik bilgisinin yarım yamalak olduğunu fark etti. Huygens’i akıl hocası aldı ve ileride diferansiyel-integral kalkulus’un keşfi de ek olarak bu iki disipline büyük büyük katkılar sağlayacağı bireysel çalışmalarına başladı. O zamanların önde gelen Fransız filozofları Nicolas Malebranche ve Antoine Arnauld ile tanıştı. Descartes ve Pascal’ın yayınlanmamış yazılarını yayınlandıkça çalışmaya devam etti. Alman matematikçi Ehrenfried Walther von Tschirnhaus ile arkadaş oldu ve yaşamlarının sonuna kadar yazışmayı sürdürdüler. 1675 yılında akademiye olan ilgi yoksunluğuna rağmen Fransa Bilim Akademisi’nden onursal üyelik verildi.
1673’de Fransa’nın Leibniz’in Mısır planını uygulamayacağı netleşince, seçmen prens Leibniz’i Londraya seçmen prensin kuzeninin de ona eşlik etmesiyle beraber gönderdi ilişkili bir görev için gönderdi. Kendi tasarladığı ve 1670’den bu yana üzerinde çalıştığı hesap makinesini Kraliyet Cemiyeti’nde tanıttı. Makine dört temel işlemi yapabiliyordu (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) ve Kraliyet Cemiyet’i onu hemen harici üye yaptı. Seçmen prensin ölüm haberiyle beraber görevi yarıda kesildi ve Leibniz acilen Paris’ döndü. Ardından planlandığı gibi Mainz’e gitti.
İki patronunun erken ölümünden dolayı Leibniz’e yeni bir kariyer zemini gerekiyordu. Bu bakımdan, 1669’daki Brunswick Dükü’nün daveti vahimdi. Leibniz daveti reddetti fakat 1671’de Dük ile yazışmalara başladı. 1673’de entelektüel dürtülerini tatmin edebilen şehir olan Paris’te iş olasılığı kalmayınca isteksiz bir biçimde Dük’ün danışmanlık teklifini kabul etti.
Hannover Evi, 1676-1716
Leibniz Hannover’e 1676’daki varışını daha sonra Newton tarafından Newton’un kalkulus üzerine yayınlanmamış çalışmalarını göstermekle suçlanacağı Londra’ya kısa bir gezi için erteledi. Bu gezi on yıllar sonra suçlamanın bir kanıtı olarak iddia edilecekti. Leibniz Londra’dan Hannover’e olan gezisinde mikroorganizmaları bulan Leeuwenhoek ile tanıştığı The Hague’de konakladı. Ayrıca birkaç gününü the Ethics başyapıtını henüz tamamlamış olan Spinoza ile yoğun tartışmalara ayırdı. Leibniz onun güçlü zekasına hayran kaldı fakat, Spinoza’nın Ortodoks Hristiyanlık ve Yahudilik üzerine yaptığı çalışmalarında karşısına çıkan ikilemler, daha sonra bu varsayımları kavrayacak olan Leibniz’i dehşete düşürdü.
'1677’de kendi teklifiyle ve desteklenerek hayatının sonuna kadar aynı makamda kalacağı adalet özel danışmanlığına atandı. Leibniz tarihçi, politik danışman ve Dük’ün kütüphanecisi olarak Brunswick Evi’nde ardı ardına üç Dük’e hizmet etti. Özel kalemini Brunswick Evi de ek olarak çeşitli politik, tarihi ve teolojik konular üzerine çalıştırdı; bu dokümanlar o dönemki tarihi kayıtların değerli bir bölümünü oluşturur.
Leibniz bu dönem içerisinde Dük’ün eşi seçmen prenses Sophia (1630-1714), onun kızı olan Prusya Kraliçesi Charlotte (1668-1705) ve II. George’un eşi olacak olan Ansbachlı Caroline için danışmanlık yaptı ve onlarla arkadaş oldu. Charlotte aynı zamanda gelecekteki Büyük Britanya Kralı I. George’un kardeşidir. Bu yüzden bu kadınlar yaşamsal konularda Leibniz’in kendileri için eşlerinden daha çok yardımcı olduğunu kabul ettiler.
Hannover’in nüfusu 10.000 civarındaydı ve bu yerin taşra kısmı eninde sonunda Leibniz’i rahatsız edecekti. Fakat, özellikle Leibniz’in etkisi ile beraber Brunswick Evi’nin itibarındaki artış ve bu evin baş saray adamı olmak onur vericiydi. 1692’de Brunswick Dükü Kutsal Roma İmparatorluğu’nun varis seçmen prensi oldu. İngiliz veraset kanunu (1701) Kral III. William ve onun üvey kardeşi Kraliçe Anne ölmeden hemen önce seçmen prenses Sophia ve onun kanından gelenleri İngiltere Kraliyet ailesine müdahil etti. Leibniz bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinde rol oynadı fakat, çok etkili sayılmazdı. Örneğin, Brunswick’i desteklemek için yazdığı anonim yazılar İngiliz parlamentosu tarafından resmî olarak engellendi ve kınandı.
Brunswickliler Leibniz’in saray adamı olarak yerine getirdiği görevleriyle bağlantısız olarak meşgul olduğu kalkulusu mükemmeleştirme, matematiğin diğer konularında yazı yazma, mantık, fizik ve felsefe üzerindeki çalışmalarına tolerans gösterdi. 1674'te kalkulus üzerine çalışmaya başladı, geriye kalan defterlerindeki çalışmalarının en erken kanıtı 1675’tedir. 1677’de elinde tutarlı bir sistem vardı fakat 1684’e kadar yayınlamadı. Leibniz’in matematik üzerine gerçekleştirdiği en önemli çalışmaları genellikle kendisi ve Otto Mencke’nin 1682’de kurduğu Acta Eruditorum dergisinde 1682 ve 1692 yılları arasında yayınlandı. Bu dergi Leibniz’in matematik ve bilim mevkilerinde itibarını artırmada anahtar rol oynadı. Buna ek olarak; diplomasi, tarih, teoloji ve felsefe alanlarında da saygınlığı arttı.
Seçmen prens Ernest Augustus hanedanlık üzerindeki hırsını artıracağını umarak Leibniz’den Şarlman döneminden başlamak üzere House of Brunswick’in tarihini yazmasını istedi. Leibniz bu proje için arşivsel materyal toplamak için 1687 ve 1690 yılları arasında Almanya, Avusturya ve İtalya’da fazlasıyla gezdi. On yıllar geçti fakat herhangi bir tarihi belge elde edilemedi, bir sonraki seçmen prens Leibniz’in bu işi ağırdan aldığından şüphelendi. Leibniz projeyi asla bitirmedi çünkü konu içeriği fazlasıyla genişti, ayrıca arşivsel kaynaklara dayanan ve titiz bir şekilde araştırılması yapılmış bilgi içeriği yüksek bir kitap yazma konusunda ısrarcıydı. Patronları soykütükleri üzerine bilgi ve biraz yorum taşıyan, küçük ve popüler bir kitap mutlu edebilirdi ve bu süreç muhtemelen üç yıl ya da daha az sürerdi. Leibniz’in kendine verilen görevi adil bir şekilde yerine getirdiği onlar tarafından bilinmedi. Leibniz’in Brunswick Evi’nin tarihi hakkında topladığı materyallerden yazdığı dokümanlar en nihayetinde 19. yüzyılda basıldı ve üç cildi doldurdu.
1708’de Kraliyet Derneği dergisinde yazan John Keill, Leibniz’in Newton’un kalkulusunden intihal yaptığını iddia etti. Böylelikle, Leibniz’in geriye kalan yaşamını karartacak kalkuluste üstünlük tartışması başladı. Kraliyet Derneği’nin yürüttüğü resmî soruşturmada (Newton onaylanmamış katılımcıydı) Leibniz’in suçlamayı tasdik ederek, sözünden dönmeyi talep etmesi için girişimde bulunuldu. 1900’lerden bu yana matematik tarihçileri Leibniz’i aklamak için Leibniz ve Newton’un kalkulus versiyonlarının birbirinden çok farklı yanları olduğunu belirttiler. Leibniz’in 1669-1704 yılları arasındaki yazıları, yazışmaları ve notları Polonya Millî Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
1711’de Rus çarı Büyük Peter kuzey Avrupa’yı gezerken Hannover’de durdu ve Leibniz ile tanıştı ve kendisinin ilgisini Rus meselelerine çekti. 1712’de iki yıl kalacağı Viyana’da yaşamaya başladı. Burada Habsburgs’taki İmparatorluk Mahkemesi’ne konsey üyesi olarak atandı. Kraliçe Anne’in 1714'teki ölümünden sonra 1701 veraset kanunu gereğince I. George İngiltere Kralı oldu. Leibniz bu mutlu olay için fazlaca çalışmasına rağmen, bu onun için bir zafer anlamına gelmiyordu. Galler Prensesi Ansbachlı Caroline’in araya girmesine rağmen, Leibniz’in 30 yıl önce verilmiş olan Brunswick Evi’nin tarihi kitabını tamamlamadan Londra’ya girişi I. George tarafından yasaklandı. Buna ek olarak, Leibniz’i Londra Sarayı’na kabul etmek, kalkuluste üstünlük tartışmasını kazanmış olarak görünen Newton’u aşağılamak olarak algılanabilirdi. Son olarak, onun biricik dostu ve savunucusu dul prenses seçmen Sophia 1714 yılında öldü.
Ölümü
Öldüğünde sekreteri haricinde kimse cenazesine katılmamıştır. Leibniz uzun süreler boyunca Royal Society ve Berlin Academy of Sciences üyesi olmasına rağmen, bu kuruluşlar onun ölümüyle ilgilenmediler. Cesedinin, 50 yıl boyunca, kimliği belirlenemedi. 1700’de Paris’teki the Academie des Sciences’a yabancı üye olarak kabul edilmeden önce, Fontenelle onu methetmişti. Bu methiye Orleans Düşesi’nin emriyle bestelenmiştir, a niece of the Electress Sophia.
Kişisel hayatı
Leibniz hiç evlenmedi. Parasızlıktan yakınıyordu, fakat onun tek varisi, kızkardeşinin üvey oğlu, Brunswicks’ten iyi para aldığını doğruladı. Diplomatik gayretlerinde, vicdansızlığın eşiğindeydi, ki bu dönemin diplomatları arasında çok yaygın olan bir durumdu. Çeşitli vesilelerle, elyazılarının tarihleriyle oynadı bu durum onu kötü bir konuma soktu kalkülüsle ilgili anlaşmazlıklarında. Diğer taraftan, hayal gücü yüksek, cana yakın, kültürlü ve espriliydi. Onun Avrupa’da birçok arkadaşı ve hayranı vardı. Bazı biyograflar tarafından deist olarak tanımlansa da, mucizelere ve evrende İsa’nın bir rolü olduğuna inanmadığı için teist olarak da görülür.
Leibniz’in felsefi görüşü parçalı bir yapı olarak ortaya çıkar, çünkü felsefi yazıları ağırlıklı olarak bir sürü küçük parçanın birleşiminden oluşur: ölümünden çok sonra yayınlanan gazete makaleleri, el yazmaları ve muhabirlere olan birçok mektubu. Kitap boyutunda yalnızca iki felsefi risale yazdı ve bunlardan yalnızca theodice of 1710 kendisi hâlâ hayattayken yayınlandı. Leibniz, Nicolas Malebranche ve Antoine Arnauld arasında süregelen tartışmalara istinaden bir eleştiri niteliğinde 1686 yılında tefsir ettiği metafizik üzerine söylemler adlı çalışmasıyla filozofluğa adım atmıştır. Bu, Arnould’la arasında geniş kapsamlı ve kıymetli bir mektuplaşmaya sebebiyet verdi. Bu eser, 19. yüzyılın başlarına kadar basılmadı. Leibniz 1695'te New System of the Nature and Communication of Substances adlı makalesiyle Avrupa felsefesi dahilinde halkla ilk temasını gerçekleştirdi. 1695 ve 1705 yılları arasında, New Essays on Human Understanding adlı, John Locke’un 1690 An Essay Concerning Human Understanding adını taşıyan eseri üzerine kapsamlı eleştirisini yazdı, fakat 1704 yılında Locke’un ölüm haberini aldığında, eseri yayınlama konusunda duyduğu heyecanı kaybetti ve “New Essays” eseri 1765 yılına değin basılamadı.
1714’te yazdığı ve ölümünden sonra yayınlanan Monadologie 90 aforizmadan oluşmaktadır. Leibniz, Spinozayla 1676'da tanışıp onun yayınlanmamış bazı elyazmalarını okuduğundan beri, Spinoza'nın bazı fikirlerini benimsediği düşünülür. Leibniz, Spinoza’ya hayranlık duyarken, Spinoza tarafında net bir şekilde dehşete düşürülmüştür, özellikle de Hristiyan Ortodoksluğu üzerine tutarsızlığı ile ilgili. Descartes ve Spinoza’dan ayrı olarak, Leibniz’in kusursuz bir üniversite geçmişi vardır felsefe üzerine. Leipzig’deki tez hocası olan profesör ’dan çok etkilenmiştir. Aynı zamanda, bir İspanyol düzenbaz olan ve Lüteriyen üniversitelerde bile saygı duyulan Francisco Suárez de Leibniz’in severek okudukları arasındadır. Leibniz’ın yeni metotlara ve Descartes, Huygens, Newton ve Boyle’un elde ettiklerine derin bir ilgisi vardır. Fakat onları aşırı skolastik nosyonlar tarafından renklenmiş bir gözle inceledi. Hâlâ, Leibniz’in metotları ve ortaya koydukları 20. yüzyılın mantık, analitik ve linguistik felsefesini öngörmüştür.
Felsefi ilkeleri
Leibniz’ın ilgilendiği ilkeler (felsefenin yedi temel ilkesi):
- Özdeşlik/karşıtlık. Eğer bir önerme doğruysa, o zaman tersi de yanlıştır.
- Ayırt edilemeyeceklerin özdeşliği. İki farlı şeyin tüm özellikleri ortak olamaz. Eğer x’in olan her söylem aynı zamanda y’nin ise, x ve y özdeşlerdir.; iki şeyin farksız olduğunu varsaymak, tek bir şeyin iki ismi olduğunu varsaymaktır. Modern mantık ve felsefede sıklıkla başvurulan "ayırt edilemeyeceklerin özdeşliği" genellikle Leibniz’in yasası olarak bilinir. Büyük tartışmalara ve eleştirilere yol açmıştır, özellikle de parçacık felsefesi ve kuantum mekaniği konularında.
- Yeter neden; "Bir şeyin var olması, bir olayın gerçekleşmesi veya bir doğrunun ortaya çıkması için yeterli bir neden olmalıdır."
- Ön-verili harmoni. "Her maddenin düzgün doğası gösterir ki birine olan hepsine olana tekabül eder, yalnız, birinin diğeri üzerinde doğrudan bir etkisi olmaksızın."
(Discourse on Metaphysics, XIV) Düşen bir bardak kırılır, yerin etkisinin bardağı parçalanmaya zorlamasından dolayı değil de, bardağın yere düştüğünü “bilmesi”nden dolayı.
- Süreklilik yasası. Natura non saltum facit ("Doğada atlamalar olmaz").
- Optimizm. "Tanrı her zaman en iyisini seçer."
- Çokluk. Leibniz özgün olan ihtimalleri, tüm ihtimallerin dünyasından en iyisinin hayata geçireceğine inanmıştır ve Théodicée’de bu tüm ihtimallerin dünyasının en iyisinin tüm ihtimalleri içerdiğini, sonsuzluk içerisindeki sonlu deneyimlerimizin doğanın mükemmeliyetine karşı çıkamayacağını öne sürmüştür.
Leibniz fırsat buldukça herhangi bir ilkenin savunmasını vermekle uğraştı, ama çoğu zaman onlara kesin gözüyle baktı.
Zerreler
Leibniz'in metafiziğe yaptığı en bilinen katkı, Monadologie’de ortaya çıkan, zerreler teorisidir. Leibniz’a göre, zerreler bulanık algılı temel parçacıklardır. Zerreler René Descartes’ın parçacığın mekanik felsefesiyle karşılaştırılabilir. Zerreler evrenin nihai başlangıcıdırlar. Zerreler “oluşun önemli biçimleri” sözü edilen özelliklerle beraber: onlar ebedilerdir, parçalarına bölünemezler, özgün, kendi yasalarına tabidirler, etkileşime girmezler ve her biri ön verili bir harmonide tüm evreni yansıtır (Panpsixzm’in tarihsel olarak önemli bir örneği). Zerreler kuvvetin merkezleridir; töz kuvvetti, uzay, madde ve hareket sadece birer fenomen iken. Zerrelerin ontolojik özü, onun indirgenemez basitliğidir. Atomların aksine, zerreler hiçbir maddesel veya uzamsal özelliği yoktur. Ayrıca onları atomlardan ayıran bir diğer şey ise tümüyle karşılıklı bağımsızlıklarıdır, yani zerreler arasındaki etkileşim sadece görünürdür. Ön-verili harmoni ilkesine binaen değil de, her zerre önceden hazırlanmış kendine mahsus bir dizi talimatı izler, böylece her zerre ne yapacağını her an “ bilir”. (Bu “talimatlar” atomaltı parçacıklara talimat veren bilimsel yasaların bir benzeri olabilir.) Bu esas talimatlar nedeniyle, her zerre evrenin küçük bir aynasıdır. Zerreler "küçük” olmak zorunda değildirler; Örneğin, özgür iradenin problemli olduğu durumlardaki her insanoğlunu bir zerre oluşturur.
Tanrıbilim ve optimizm
(Burada “optimism” kelimesi, “olumlu bir umutluluk hali”nden ziyade “en uygun” manasında kullanılmıştır). Tanrıbilim, bunların (kusurlu yapıların), ihtimal dahilindeki bütün dünyalar için en uygun seçenek olduğu iddiasıyla, dünyanın bariz kusurlarını meşrulaştırma çabasındadır. Her şeyi bilen, en güçlü olan -ve daha iyisini yaratmak kendince mümkünken kusurlu bir dünya yaratma ihtimali olmayan- Tanrı tarafından meydana getirildiği için, bu dünya en dengeli ve en iyi ihtimaldir. Aslına bakılırsa, bu dünyadaki tanımlanabilir aşikar kusurlar; ihtimal dahilindeki bütün dünyalarda var olmalıdır; çünkü aksi takdirde Tanrı bu kusurları içermeyen bir dünya yaratmayı yeğlerdi. Leibniz, teolojinin ve felsefenin su götürmez doğrularının birbiriyle çelişemeyeceğini iddia eder. Çünkü; gerekçelerin de inancın da tanrının nimetleri olduğunu, dolayısıyla aksini iddia etmenin, Tanrı’nın kendisiyle çeliştiği anlamına geleceğini söyler Tanrıbilim, Leibniz’in kendine has felsefi sistemiyle Hristiyanlığın temel ilkelerine ilişkin yaptığı tefsirleri uzlaştırma teşebbüsüdür. Bu proje, motivasyonunu Leibniz’in inancından aldı, Aydınlanma döneminde birçok muhafazakâr filozof ve din bilimci tarafından paylaşıldı; en azından, Hristiyanlık dininin çağdaş ve aydın tabiatı içinde, Hristiyanlık ve Batı temelli olmayan ilkel inanışlar için yapılan kasıt güdülen kıyaslamalarda tanımlandı. Aynı zamanda Leibniz’in insan tabiatının mükemmelliği (Şayet insanlık, doğru felsefe ve teoloji konularında güvenilir bir kaynak olarak kabul edilirse) ve metafiziksel gerekliliklerin ussal ve mantıksal bir yapıya dayandırılması gerekliliğine (Her ne kadar bu metafiziksel nedensellik fiziksel gerekliliklerden ötürü açıklanamaz gibi gözükse de. Zira doğa yasaları bilim tarafından tanımlanır) ilişkin inanışlarıyla şekillendi. Çünkü gerekçeler ve inanç uzlaştırılmalıdır ve bir nedenle açıklanamayan inanç ilkeleri reddedilmelidir. Leibniz daha sonra, Hristiyan teizminin temel eleştirilerinden birine başvurdu: Şayet Tanrı en büyük, en iyi ve en bilge ise, şeytan Dünya’ya nasıl geldi? Leibniz’in yanıtı şöyleydi: Tanrı sınırsız bir bilgeliğe ve güce sahip olduğu halde, onun beşeri yaratıları, yaradılışları gereği kısıtlı bilgiye ve güce sahiplerdi. Bu durum, insanın yanlış inançlara kapılmasına, yanlış kararlar vermesine ve girişimlerinde etkisiz pratiklerde bulunmalarına ortam sağlar. Tanrı, insanlara keyfi bir şekilde acı ve elem yaşatmaz, bunun yerine, ahlakı şeytan(günah) ve fiziksel şeytan(acı)’yı var etti.
Sembolik Düşünce
Leibniz insan muhakemesinin önemli bir kısmının hesaplamalara indirgenebileceğine inandı ve bu hesaplamalar düşünce farklılıklarını çözümleyebilirdi :
Muhakemelerimizi arındırmanın tek yolu onları matematikçilerin ele aldığı gibi somutlaştırmaktır, böylelikle hatalarımızı tek bakışta bulabilir ve bireyler arasında ihtilaf çıktığında bunu söyleyebiliriz : Hadi hesaplayalım [calculemus], telaşa mahal vermeden kimin doğru olduğunu görebilmek için.
Leibniz’in sembolik mantığa benzeyen kalkulus muhakemecisinin bu tür hesaplamaları mümkün kıldığı görüldü. Leibniz, şu an el ile sembolik mantığı filizlendirmek –dolayısıyla kendi kalkulusunu- amacıyla okunabilecek muhtırayı yazdı. Fakat Gerhard ve Couturat bu yazıyı modern resmi mantık Frege’nin Begriffsschrift’inde, Charles Sanders Peirce ve öğrencilerinin 1880’lerdeki yazılarında ortaya çıkana kadar yayınlamadı. Böylelikle Boole ve De Morgan bundan çok sonra 1847’de bu mantığa başladı.
Leibniz sembollerin insan kavrayışında önemli olduğuna inandı. İyi simgelerin geliştirilmesine çok önem verdi ve bu simgeleri matematik üzerine yaptığı buluşlarına atfetti. Sonsuz küçükler hesabı için geliştirdiği simge, bu konudaki yeteneği üzerine örnek gösterilebilir. 19. Yüzyıl’da göstergebilimin öncüsü C.S. Peirce Leibniz’in sembol ve simge tutkusunu paylaştı ve bunların matematik ve mantıkta esas olduğuna inandı.
Fakat Leibniz spekülasyonlarını daha da ileriye götürdü. Karakteri herhangi bir şekilde yazılmış sembol olarak tanımlarken, “gerçek” karakteri bir düşünceyi direkt olarak temsil eden sembol olarak tanımladı ve bu bir kelimenin düşünceyi somutlaştırması kadar basit değildi. Mantık simgeleri gibi gerçek karakterler muhakemeyi kolaylaştırmaya hizmet eder. Onun zamanında iyi bilinen Mısır hiyeroglifleri, Çin karakterleri, astronomi ve kimya sembollerini’nin gerçek karakterler olmadığını varsaydı. Ayrıca, Leibniz her düşüncenin bir “gerçek” karakter ile ifade edilebileceği insan düşünce alfabesi, characterica universalis’in veya “genel karakteristik” in yaratılmasını önerdi.
Eğer insan düşüncelerini tam anlamıyla ifade edebilecek karakterler bulunursa, aritmetik ve geometride yapılabilecek herhangi bir işlem bu semboller ile insan muhakemesi üzerine yapılabileceği açıktı. İnsan muhakemesine yapılabilecek tüm araştırmalar bu karakterler transpoze edilerek ve bunun matematiğin bir kolu olması sağlanarak yapılabilirdi.
Karışık fikirler karakterler kombine edilerek basitleştirebilir ve ifade edilebilirdi. Leibniz, Gödel numaralamasının çarpıcı öngörüsü olarak asal çarpanlara ayırma yönteminin eşsizliğinin asal sayılar için genel karakteristikte çok önemli bir rolü olduğunu gördü. Bunu varsayarak, asal sayıları kullanarak basit kavramları numaralandırmanın sezgisel ve belleksel bir yolu yoktu. Leibniz’in muhakeme üzerine evrensel dil ve semboller kullanarak hesaplamalar yapılabileceğine dair düşüncesi, ölçümlerin evrensel dilleri tanımladığı Turing tamlığında olduğu gibi 20. yüzyılda bu tür formal sistemlerdeki gelişmelerin belirtisiydi. (bknz:Turing testi)
Leibniz’in karakteristik üzerine ilk yazılarında henüz matematikte acemi olduğundan dolayı başlangıçta bunun cebir yerine evrensel bir dil ya da alfabe olduğunu düşünüyordu. 1676’da “düşüncenin cebiri”ni kavradı, geleneksel cebiri ve onun simgesini de ekleyerek modelledi. Sonuç olarak karakteristik; mantıksal kalkulus, bazı kombinasyonlar, cebir, onun durum analizi (durumun geometrisi), bir evrensel kavram dili ve fazlasını içeriyordu.
Leibniz’i characteristica universalis ve calculus ratiocinator’u tasarlarken neyin itkilediği ve modern resmi mantığın kalkuluse yaptığı hakkaniyetin kapsamı muhtemelen asla belirlenemeyecek.
Genel mantık
Cebirsel mantık
Leibniz Aristoteles’in öldüğü dönemden 1847’ye George Boole ve Augustus De Morgan modern genel mantık üzerine kitaplarını yazdığı süreye kadar en önemli mantıkçıydı. Leibniz bizim şu an telaffuz ettiğimiz; bağlaşım, ayrışım, olumsuzlama, özdeşlik, içinde bulunma ve boş küme gibi temel ilkeleri ortaya attı. Leibniz’in mantık ilkeleri ve tüm felsefesi muhtemelen ikiye indirgenir :
1. Tüm fikirlerimiz insan düşüncesinin alfabesini oluşturan çok küçük sayıda basit fikirlerden oluşur.
2. Karmaşık fikirler aritmetik çarpmaya benzer olarak, basit düşüncelerin homojen ve simetrik kombinasyonuyla oluşur.
Genel mantık 20. yüzyılın başlarında oluşmuştur ve minimum düzeyde tek bileşenli olumsuzlama ve nicel değişkenlerin genel söylemlerin üzerinde yayılmasını gerektirir.
Leibniz genel mantık üzerine hayatı boyunca herhangi bir şey yayınlamadı, bu konu hakkında yazdıkları yazılı taslaklardan oluşuyordu. Bertrand Russell Batı Felsefesinin Tarihi kitabında Leibniz’in yayınlanmamış yazılarında tasarladığı mantığın 200 yıl önceki seviyede olduğunu iddia etmiştir.
Matematikçi
Matematiksel fonksiyon kavramının onun zamanında trigonometik ve logaritmik tablolarda kapalı olmasına rağmen, Leibniz 1692 ve 1694 yılları arasında eğriden türetilen apsis, ordinat, teğet, kiriş ve diklik geometrik kavramlarını kapalı olarak benimseyip, belirten ilk kişidir. 18. Yüzyılda “fonksiyon” bu geometrik birlikteliğini yitirmiştir. Leibniz lineer denklemlerdeki sistemin katsayılarının şu an matris olarak adlandırdığımız bir düzene göre ayarlanarak sistemin sonucunun bulunabileceğini gören ilk insan olmuştur. Bu yöntem daha sonra Gauss eleme yöntemi olarak adlandırılmıştır. Leibniz’in Boole cebiri ve sembolik mantık buluşları ayrıca bir önceki bölümde bahsedildiği gibi matematikle de alakalıdır. Leibniz’in matematik üzerine yazılarının en iyi genel taslağı Bos (1974)’da bulunabilir.
Kalkulus
Leibniz Sir Isaac Newton ile beraber sonsuz küçükler hesabını (diferansiyel ve integral kalkulusu kapsayan) bulan kişi olarak bilinir. Leibniz’in defterlerine göre kritik dönüm noktası tarihte ilk defa y=f(x) grafiğinin altındaki alanı integral kalkulusu kullanarak bulmaya çalışmasıyla 11 Kasım 1675’te gerçekleşmiştir. Şu an da kullanılan bazı simgeleri tanıttı, Latince kelime summa’dan gelen ve S harfinin uzatılmış hali gibi görünen ∫ simgesi ve Latince kelime differentia’dan gelen ve diferansiyel için kullanılan d simgesi bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu kavramları zekice simgelendirmiş olması, muhtemelen matematik için en önemli mirasıdır. Leibniz 1684’e kadar kalkulus üzerine herhangi bir şey yayınlamadı. Diferansiyel kalkulusteki çarpma kuralı (the product rule) hala “Leibniz Yasası” olarak adlandırılır. Buna ek olarak, integral işaretinin altında nasıl ve ne zaman diferansiyel alınacağını anlatan teorem Leibniz integral yasası olarak adlandırılır. Leibniz kalkulus’u tasarlarken sonsuz küçüklerden manipulasyon yöntemiyle paradoksal cebirsel özellikleri olduğunu belirterek faydalandı. George Berkeley The Analyst ve De Motu kitapçıklarında bunu eleştirdi. Şimdiki zamanda yapılmış araştırmalar, Leibniz’in kalkulusunun Berkeley’in deneyci eleştirilerine göre daha sağlam temelli ve çelişkilere açık olduğunu tartışmaktadır. 1711’den ölümüne kadar, Leibniz kalkulusu Newton’dan bağımsız olarak bulmasına rağmen John Keill, Newton ve diğerleri ile ihtilaf içerisindeydi. Bu konu “Leibniz-Newton controversy” adlı makalede daha detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
Sonsuz küçükler Karl Weierstrass’ın takipçileri tarafından resmî olarak matematikten çıkarıldı fakat bilimde, mühendislikte ve hatta matematiğin sıkı bir bölümü olarak bilinen temel hesaplama aygıtı diferansiyellerde ayakta kaldı. 1960’ın başlarında Abraham Robinson hiperreel sayılar bağlamında model teorisini kullanarak Leibniz’in sonsuz küçüklerine çalıştı. Bu ölçüm dışı analizin sonucu Leibniz’in matematiksel muhakemesinin gecikmiş bir intikamı olarak görülebilir. Robinson’un transfer prensibi Leibniz’in bulgusal süreklilik yasasının matematiksel uygulamasıyken, standart parça fonksiyonu Leibniz’in türdeşliğin aşkın yasasını sağlar.
Topoloji
Leibniz analysis situs(konumun analizi) terimini ilk kullanan insandır, daha sonra 19. Yüzyılda topolojiyi ifade etmek için kullanılmıştır. Bu konuda iki tane alıntı vardır. Bir taraftan, 1954’te Jakob Freudenthal Almanca kaleme aldığı yazısında :
Leibniz’e göre nokta dizilerinin konumları tamamı ile aralarındaki mesafeyle belirlenmesine ve konumlar değiştiğinde aralarındaki mesafe de değişmesine rağmen, onu takdir eden Euler ünlü 1736 Konigsberg Köprü Problemi ve onun genellemelerinde konumun topolojik deformasyonlarda değişmeden kaldığı geometria situs terimini kullandı. Bu kavramı oluştururken Leibniz’e yanlışlıkla atfetti…Leibniz’in bu terimi tamamı ile farklı bir amaç için kullandığı ve böylelikle az bir olasılıkla matematiğin bu kısmının bulucusu olduğu kimi zaman fark edilmez.
Fakat Hideaki Hirano Mandelbrot’tan alıntılayarak bu konuya daha farklı bakar :
Leibniz’in bilimsel çalışmalarını örneklemek ayıltıcı bir deneyimdir. Kalkulus’un yanında ve tamamlanmayı sürdüren diğer düşünceler ile uyarıcı baskıların sayısı ve çeşitliliği bunaltıcıdır. ‘paketleme’ içerisinde bazı örnekler gördük. Leibniz’e olan düşkünlüğüm bir an için geometrik ölçeklemeye gerekli önemi verince fazlasıyla pekişti. Öklid’in aksiyomlarını sağlamlaştırma girimi olan “Euclidis Prota”da şunu ifade eder,… :’Düz doğru için elimde çeşitli tanımlar var. Düz doğru bir eğridir, herhangi bir parçası bütüne benzerdir ve yalnızca bu özelliğe sahiptir, sadece eğrileriniçine değil ayrıca setlerin içinedir.’ Bu iddia bugün kanıtlanabilir.
Böylelikle fraktal geometrisi Mandelbrot’un Leibniz’in kavramları özbenzeşlik ve süreklilik prensibi üzerine çizimleriyle desteklendi: natura non saltum facit. Ayrıca Leibniz’in metafizik bir unsur olarak ele aldığı “düz doğru bir eğridir, herhangi bir parçası bütüne benzerdir” fikri topolojiyi 2 yüzyıl önceden sezdiğini gösterir. “paketleme” için, Leibniz arkadaşı ve yazıştığı Des Bosses’e bir çember, sonra içine üç tane eş ve maksimum yarıçaplı çember hayal etmesini söyledi; küçük çemberler aynı prosedürle üç tane daha küçük çemberlerle doldurulabilirdi. Bu süreç sonsuza dek devam edebilir ve özbenzeşlik üzerine iyi bir fikir ortaya çıkarır. Leibniz’in Öklid’in aksiyomunun gelişimi aynı kavramı içerir.
Bilim insanı ve mühendis olarak
Leibniz’in yazıları, sadece yarattıkları beklentiler için ve henüz keşfedilmemiş icatlar için değil, gelişmekte olan günlük bilgi için, günümüzde tartışılıyor. Fizik üzerine yazdığı çoğu yazı Gerhardt'ın Matematiksel yazılar’ına dahil edilmiştir
Fizik
Leibniz, statiğe ve dinamiğe makul miktarda katkıda bulundu. O, kinetik enerji ve potansiyel enerji üzerine kurulu uzayı göreceli olarak belirleyen yeni bir dinamik teorisi tasarlamıştır, Oysaki Newton uzayın mutlak olduğuna tamamen ikna olmuştu. Onun fizik açısından olgunluğunun en önemli örneği onun 1695’in Specimen Dynamicum’u. Atomaltı parçacıklar ve quantum mekaniğinin keşfine kadar, Leibniz’in doğanın yönleri hakkında statik’e ve dinamik’e indirgenemeyecek türden spekülatif fikirleri anlam kazanmıştı. Örneğin Albert Einstein’ı öngörerek, Newton’a karşı uzay, zaman ve hareketin mutlak değil göreceli olduğunu savundu: "Benim düşünceme göre, birçok kez söyledim, zaman gibi uzay da görecelidir." Leibniz'in kuralı, sıklıkla gözden kaçmasına rağmen, fiziğin çeşitli alanlarındaki ispatlar için önemli bir adımdır. Kendisine ait yeter neden ilkesine yakın dönem kozmolojisinde, "ayırt edilemez" (indiscernible) tanımına ise bazılarının kendisinin bir kurucusu olarak gördüğü kuantum mekaniği alanında başvurulmaya başlandı. Kozmolojideki yeni yönlerden birisi olan dijital felsefeyi savunanlar Leibnizin bir bu konunun bir öncüsü/habercisi olduğunu iddia ediyorlar.
The vis viva
Leibniz’ın vis viva’sı (Latincede, yaşayan kuvvet) mv2’dir, ki bu günümüzdeki kinetik enerjinin iki katıdır. Toplam mekanik enerjinin belirli mekanik sistemlerde korunacağını fark etti ve bunu maddenin doğuştan gelen bir özelliği olarak kabul etti. Burada da onun düşüncesi milliyetçi bir anlaşmazlık doğurdu. Onun vis viva’sı İngiltere’de Newton ve Fransa’da Descartes tarafından savunulan momentumun korunumuna rakip olarak görüldü; bu yüzden o ülkelerdeki akademiler Leibniz’in fikirlerini yok sayma eğilimindeydiler. Gerçekte, enerji de momentum da korunur, yani iki yaklaşım da uygundur.
Diğer doğa bilimleri
Dünya’nın erimiş çekirdeğinin olduğunu söyleyerek, modern jeolojiyi öngördü. Embriyoloji biliminde ise, preformasyonistti ve ama aynı zamanda organizmaların güçlerinin ve muhtemel mikro yapılarının sonsuz sayıda kombinasyonları olduğunu önerdi. Canlı bilimi ve fosil bilimde, karşılaştırmalı anatomi ve fosil çalışmalarından beslenerek inanılmaz transformist görü ortaya koydu. Bu konuda başlıca eserlerinden biri olan, Protogaea, hayatı boyunca yayınlanmamış olan bu kitap, yakın zamana ilk kez İngilizceye çevrildi. İlkel organizma teorisi üzerinde çalıştı. Zamanının fizikçilerine teorilerini karşılaştırılabilir detaylı gözlemler ve doğrulanmış deneylerle temellendirmelerini ayrıca kesin olarak bilimsel ve metafiziksel noktaları ayırt etmelerini tembih etti
Beşeri bilimler
Leibniz'ın çalışmalarının çoğunun psikoloji alanında büyük bir etkisi olmuştur. Bilincin süreklilik ilkesiyle ilişkisi üzerine kurduğu teorisi, uyku seviyelerinin teorisinin erken bir versiyonu olarak görülebilir. Doğada bulunan fenomenin sürekli olduğu prensibinin baştan beri varolduğuna inandığı için, bilinçlilik ve bilinçsizlik halleri arasında ara basamaklar da olması muhtemeldi onun için. Leibniz’in ön-verili harmoniye ilişkin fikirleri her ne kadar kabul edilmese de psikologlar onun psikolojik paralelizmini kabul etmişlerdir. Bu fikir akıl-vücut problemine tekabül eder, bu problemde, akıl ve beyin birbirlerini etkilememelerine rağmen ayrı ayrı fakat uyum içinde çalışırlar. Leibniz aklın algıda büyük rolü olduğuna ve daha da büyük rolünü duygusal girdide oynadığına inanıyordu. Farkında olunan algı ve uyarılmaların farkında olunan algının üzerine odaklanmıştır. Birçok petites perceptions olduğuna inanıyordu, hissedeceğimiz fakat fark edemeyeceğimiz. Örneğin, bir çanta dolusu pirinç döküldüğünde, yere dökülen pirinçleri görürüz fakat ağırlıklarının ne kadar olduğunu ya da kaç tane olduklarını söyleyemeyiz. Bu ilkeyle beraber, herhangi farkında olmadığımız zaman diliminde sonsuz tane algı vardır. Bunu doğru olması için, bizim farkında olmadığımız bir bölümünün olması gerekir. Bu hususta, Leibniz'ın teorisi bilinçaltı fikriyle ilgili teorilerden biri olarak görülebilir. Buna ek olarak, subliminal stimuli’nin kaynağı bu teoride bulunabilir. Leibniz’in Unbewußtseyn(bilinçaltı)’nı bulan Ernst Platner üzerine büyük bir etkisi vardır.
Leibniz'ın tonal algı ve müzik ile ilgili fikirlerinin Wilhelm Wundt’un laboratuvar çalışmaları üzerinde büyük etkisi oldu.
Toplum sağlığı açısından, epidemoloji ve veterinerliği de kapsayan idari sağlık makamı açılmasını destekledi. Toplum sağlığı ve önleyici öğeler üzerine tıbbi eğitim programı üzerinde çalıştı. Ekonomi politikasında, vergi reformları ve ulusal sigorta programı önerdi, ek olarak, iç/dış ticaret dengesini görüştü. Çok sonra ortaya çıkacak olan Game theory’nin bir benzerini önerdi. Sosyoloji de ise, iletişim teorisine zemin azırladı.
Teknoloji
1906’da, Garland Leibniz’in birçok pratik icadı ve mühendislik çalışmalarını içeren bir ciltte topladı. Bugüne kadar, bu yazılardan bir kısmı İngilizceye çevrildi Bununla beraber, Leibniz önemli bir mucit, mühendis ve bilim insanı, gündelik hayat açısından. Theoria cum praxi sloganı ile birlikte, teoriyle pratiği birleştirmeye uğraştı ve bu yüzden uygulamalı bilimin babası olarak bilinir. Rüzgâr odaklı pervaneler, su pompaları, hidrolik presler denizaltılar ve saatler tasarladı. Denis Papin ile, buhar makinesi icat etti. Suyu distile etmek için bile bir yöntem geliştirdi. 1680’den 1685’e kadar, Harz dağlarında, dükün gümüş madenlerini saran sel ile mücadele etti, ama başarıya ulaşamadı.
Bilgisayım
Muhtemelen ilk bilgisayar bilimcisi ve enformasyon kuramcısı Leibniz’dir. Yaşamının ilk dönemeçlerinde ikili rakam sistemini kayda geçirdi (ikiye dayalı), daha sonra bu sistemi kariyeri boyunca gözden geçirdi. Lagrange enformasyonunu ve algoritmik enformasyon kuramını önceledi. Onun hesaplama yöntemi evrensel Turing makinasının özelliklerini önceden ortaya koymuştur. Norbert Wiener’ın 1934’te iddia ettiği kadarıyla, daha sonraları kendisine ait sibernetik kuramda merkezi öneme sahip olacak olan geribildirim (feedback) kavramı Leibniz’in yazılarında bulunmaktaydı.
1671’de, Leibniz 4 matematiksel işlemi çalıştırabilen bir makine icat etmeye başladı ve bunu yıllar içinde aşamalı olarak geliştirdi. Bu “kademeli hesaplayıcı” büyük ilgi gördü ve Leibniz’in 1673’te Royal Society’ye seçilmesine önayak oldu. Leibniz’in Hannoverli yıllarında onun gözetimi altında çalışan bir sanatçı tarafından birçok bu tarz makine üretildi. Bu kesin bir başarı değildi çünkü taşıma vasfı tamamıyla makineleştirilememişti. Courturat tarihler 1674’ü gösterdiğinde bazı cebirsel fonksiyonları sergileyebilen bir makine tasviri olduğunu Leibniz’in yayınlanmamış notlarını keşfederek bildirdi. Ayrıca Leibniz, 2010’da Nicholas Rescher tarafından yeniden üretilen daha ucuz bir makine tasarladı(şimdi tekrar üretildi). Leibniz, çok daha sonra Charles Babbage ve Ada Lovelace tarafından geliştirilecek olan donanımsal ve yazılımsal kavramları el yordamıyla arıyordu. 1679’da,ikili sistem üzerinde uzun uzadıya kafa yorarken sisteminin misketler tarafından tanıtıldığı, zımbayla delinmiş sıralı basit kartlar tarafından yönetildiği bir makine hayal etti. Modern elektronik dijital bilgisayarlar Leibniz’in misketlerini kayan yazmaçlarla, voltaj eğimiyle ve elektron atımıyla yerçekiminin hareketlenmesiyle yerini aldı. Diğer türlü Leibniz’in misketleri kabaca 1679’da tahayyül ettiğine doğru ilerlerdi.
Kütüphaneci olarak
Hanover ve Wolfenbuettel’de, Dükün kütüphanelerinde kütüphaneci olarak çalışırken, Leibniz kütüphane biliminin etkili kurucularından biri oldu. Sonraki kütüphanesi 100.000 cilt içerdiği gibi, gününe göre çok büyüktü ve Leibniz kütüphane için yeni bir bina tasarladı, inşa ettiği ilk bina olduğuna inanılır. Daha sonraları Oxford Üniversitesi’nin Bodleian Kütüphanesi’nde günümüze kadar gelmiş bir kitap endeksleme sistemi tasarlamıştır. Aynı zamanda, yayıncılar tarafından, her yıl üretilen tüm kitapların özetlerini dağıtan, endekslemeyi kolaylaştıran yeni bir form tasarlaması için çağrıldı. O, bu projenin Gutenberg’den beri basılmış her şeyi kapsayacağını düşünüyordu. Proje başarıya ulaşamadı, fakat buna benzer bir proje the Library of Congress ve the British Library’de 20. yüzyılda İngiliz dili yayıncıları ile standart bir uygulama hâline gelmiştir. O, bütün bilimleri ilerletmek için bir yol olarak ampirik bir veritabanının oluşturulmasına uğraşmıştır. Onun characteristica universalis(evrensel özellikleri), kalkülüs muhakemecisi, "akılların topluluğu".
Hukukçu, ahlak kuramcısı
Marcus Aurelius dışarıda tutulacak olursa, tarihte hiçbir felsefeci Leibniz kadar çok devlet işleriyle iç içe olmamıştır. Leibniz'in hukuk, ahlak ve politika üzerine yazdıkları İngiliz uzmanlar tarafından uzun süre göz ardı edildiyse de bu durum sonradan değişmiştir. Leibniz Hobbes gibi mutlak monarşi veya tiranlığın herhangi bir şeklinin destekçisi olmasa da, çağdaşı John Locke'un 18inci yüzyıl Amerikasını ve daha sonra tüm dünyayı etkisi altına altına alan demokrasi yanlısı fikirlerini de savunmamıştır. Aşağıdaki alıntı 1695 yılında Baron J. C. Boyneburg'un oğlu Philip'e yazdığı mektupta Leibniz'in politik fikirlerine ışık tutuyor: Hükümdarların elinde barındırdığı güç ve halkın onlara itaat etmesi gerekliliğiyle ilgili kabaca söyleyeceklerim; prenslerin halkın direniş hakkını tanımasının ve halkın da prenslerine itaat etmesi gerektiğini bilmesinin iyi olacağıdır. Ancak Grotius'un, kişinin itaati bir kanun olarak görmesi ve devrim belasının ona sebep olan kötülükleri gölgede bırakması fikirlerine de yakın değilim. Yine de şunun farkındayım ki bir prens işi aşırı noktalara götürüp devletin bekasını tehlikeye sokabilir. Bu, nadir görülen bir durum olmasına karşın, böyle bir durumda şiddeti onaylayan bir teolog, aşırılıklara dikkat etmelidir. Zira aşırılık kesinlikle yoksunluktan daha tehlikelidir. Leibniz 1677'de yöneticilerinin bütün milleti temsil edeceği ve özgürce oy kullanabileceği, senato veya meclis önderliğinde yönetilecek bir Avrupa konfederasyonu için çağrıda bulunmuştur. Bu çağrı bazen Avrupa Birliğinin öngörüsü olarak yorumlanır. Leibniz Avrupa'nın ortak bir din oluşturması gerektiğine inanmıştır. Daha sonra 1715'te bu tekliflerini yinelemiştir.
Filolog
Leibniz çalışmalarında karşısına çıkan dillerin hırslı bir öğrencisiydi, bu dillerin gramer ve kelime bilgisini istekli bir biçimde kapıyordu. Hristiyan bilginlerin belirttiği, İbranicenin insan ırkının kadim dili olduğu görüşüne karşı çıktı. Ayrıca, İsveçli bilginlerin söylediği ön İsveççenin Alman dillerinin öncüsü olduğu görüşüne de karşıydı. Slav dillerinin kökenlerine fazlasıyla kafa yordu, Sanskritçe’nin varlığından haberdardı ve klasik Çinceye hayran kalmıştı.
Leibniz geç Orta Çağ Chronicon Holtzatiae’nin(Holstein eyaleti günlükleri) the princeps editio’sunu (ilk modern baskı) yayınladı.
Çin Kültürü Sever
Leibniz muhtemelen Çin uygarlığına yakın ilgi gösteren ilk Avrupalı entelektüeldir, Avrupalı Hristiyan misyonerlerin Çin’e yazdığı postaları ve yazışmaları gözden geçirdi. Confucius Sinicus Philosophus’u basımının ilk yılında okudu ve Avrupalıların Konfüçyüsçü etik geleneğinden çok şey öğrenebileceği sonucuna vardı. Çince karakterlerin genel karakteristiğin kasıtsız bir formu olabileceği üzerine epey kafa yordu. I Ching heksagramlarının 0’dan 111111’e kadar olan ikili sayılarla örtüştüğünü belirtti ve bu eşlemenin Çinlilerin felsefi matematikte büyük başarıları olduğunun kanıtı olduğu sonucuna vardı.
Leibniz’in Çin felsefesine olan ilgisinin kaynağı Çin felsefesinin kendisininkine benzer olduğu algısıydı. Tarihçi E. R. Hughes, Leibniz’in “basit madde” ve “önverili harmoni” fikirlerinin doğrudan Konfüçyüsçülükten etkilendiğini öne sürmüştür, bu fikirlerin oluşumunda o dönem yaptığı Confucius Sinicus Philosophus okumasının etkili olabileceğinin üzerinde durmuştur.
Bilge olarak
Leibniz Brunswick aile tarihi için yaptığı araştırmadaki gezisinde Brunswickler için birçok resmî ve diplomatik iş yaptığı Viyana’da Mayıs 1688 ve Şubat 1869 tarihleri arasında kaldı. Madenleri ziyaret etti, maden mühendisleriyle konuştu ve Dük’ün Harz Dağları’ndaki demir madenleri için ihracat kontratlarında müzakerede bulunmayı denedi. Viyana sokaklarındaki aydınlatma için önerisi lambalar için yanan kolza yağı kullanılmasıydı. Avusturya İmparatoru ile beraber resmî dinleyicilerin bulunduğu ve buna müteakip muhtırası esnasında, Avusturya ekonomisinin para sistemini Orta Avrupa’ya göre reformize ederek Habsburg ve Vatikan ile anlaşma yapması gerektiğini öne sürdü. İmparatorluk araştırma kütüphanesi, resmî arşiv ve sosyal sigorta fonlarının kurulması gerektiğini de belirtti. Mekanik üzerine önemli bir yazı yazdı ve yayınladı.
Leibniz ayrıca metafizik üzerine olan görüşlerini özetleyen kısa bir yazı yazdı ve bu yazı 1903'te Louis Couturat tarafından yayınlandı. Viyana’da yazılan bu yazı tarihsizdi ve bu 1999’da fark edildi, fark edildikten sonra Leibniz’in 1677-1690 arasındaki felsefe yazılarının eleştirel basımına eklendi. Couthurat’ın bu yazı üzerine okumaları 20. Yüzyıl analitik filozoflarının Leibniz üzerine çalışmalarının başlangıç noktası olmuştur. Fakat Leibniz’in felsefi yazılarına 1688’den başlayarak yapılan titiz bir çalışma – bu çalışmadaki eklemeler 1999 eleştirel basımı mümkün kıldı- Mercer (2001) Couturat’ın okumalarıyla aynı görüşte değildi ve henüz bu konu hakkında karara varılmadı.
Ölümünden sonraki itibarı
Bir matematikçi ve filozof olarak
Leibniz'in ünü, ölümünden sonraki zamanda azalıyordu. Hatırlanmasının tek sebebi olan kitabı Théodicée'deki temel argümanları Voltaire tarafından Candide'de hicvedilmiştir. Voltaire'in Leibniz'i tasviri o kadar etkileyiciydi ki birçokları tarafından doğru bir yorumlama olarak kabul edildi. Bu yüzden Voltaire ve eseri Candide Leibniz'in fikirlerinin gereken değeri görmemesinin en büyük sebepleri olarak görülür. Leibniz'in tutkulu takipçisi Christian Wolff'un dogmatik ve basit görünüşü de Leibniz'in ününe zarar vermiştir. Leibniz, kitabı Théodicée'yi okuyan ve oradaki bazı fikirlerden yararlanan David Hume'u da etkilemiştir. Felsefe tarihi ele alındığında Leibniz'in de önemli bir kısmını temsil ettiği rasyonalizm akımı ve sistem felsefesi geleneği 17. yüzyılda sahneden çekilmeye başlamıştır. Hukuk, diplomasi ve tarih üzerine yaptığı çalışmalar geçici hevesler olarak görülmüştür. Fikirlerindeki bütünlük, zenginlik ve enginlik fark edilememiştir. Avrupa'nın çoğu Leibniz'in calculus'ü Newton'dan bağımsız olarak bulduğundan şüphe etmiştir. Bu yüzden matematik ve fizik üzerine yaptığı çalışmalar göz ardı edilmiştir. Newton'un büyük bir hayranı olan Voltaire, yine Candide'de Leibnizin calculus'ü bulduğuna karşı çıkmış ve Leibniz'in Newton'a yaptığı evrensel çekim yasası teorisi eleştirisinin yanlış olduğunu belirtmiştir. İzafiyet teorilerinin yükselişi ve takip eden matematik tarihi çalışmaları Leinbiz'in görüşlerini daha pozitif bir noktaya taşımıştır. Leibniz'in şimdiki ününe doğru yürüyüşü 1765'te yayımlanan ve Kant'ın ilgiyle okuduğu Nouveaux Essais ile başlamıştır. 1768'de Dutens'in editörlüğünü yaptığı birden çok baskısı yapılan yazılarını, 19uncu yüzyılda yapılan birçok çeviri takip etmiştir. Leibniz'in eserleri dönemin tanınan isimleri Antoine Arnould, Samuel Clarke, Sophia of Hanover ve kızı Sophia Charlotte of Hanover'in eserleriyle ilişkilendirilmeye başlanmıştır. 1900 yılında Bertrand Russell Leibniz'in metafiziğini konu alan eleştirel bir çalışma yayınlamıştır. Kısa bir süre sonra Louis Couturat Leibniz üstüne önemli bir çalışma yayımlamış ve Leibniz'in o güne dek yayımlanmamış büyük ölçüde mantık üzerine olan eserlerini derlemiştir. Bütün bunlar Leibniz'i 20nci yüzyıl analitik ve linguistic felsefecileri için saygıdeğer konuma taşımıştır. Leibniz in terimi olan salva veritate Willard Quine'ın metinlerinde geçer. Buna rağmen Leibniz üzerine ikinci elden İngilizce çalışmalar ikinci dünya savaşı sonrasına kadar filizlenmemiştir.
Leibniz'den beridir bilim dünyasında yerleşmiş bir düşünce oluştu. Buna "matematiksel analiz" denildi. Leibiniz'den sonra Matematik, bilimin dili oldu. Bu fikir bugünkü matematiksel düşünce sisteminin temelini oluşturmaktadır. Leibniz bilim dallarını inceledi ve şunu fark etti : Bütün bilimler Matematik var olmadan öğrenilemezdi. Tanımlar, ampirik olarak ve sezgisel olarak değil doğruluğu gerçel olarak kanıtlanmış önermelerden oluşmalıydı. Leibniz'in bu bilimleri matematiğe dayandırma çabası bugünkü matematiksel düşünce sisteminin ve bilin temelini oluşturdu. Yine de Leibniz'in adı, -bütün bilimsel düşünce sisteminin temelini atmasına rağmen- öldükten sonra duyulmadı. Özellikle Newton, Leibnizin getirdiği " Matematiksel olma çabasını" Fiziğe uyguladı.(bkz. Matematisel Fizik), (bkz. Rasyonel düşünce), (bkz. Isaac Newton)
Başlıca eserleri
- Metafizik üstüne konuşmalar
- İnsan zihni üzerine yeni denemeler
- Theodise
- Monadoloji
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Mates (1986), bölüm 7.3 ve 9.
- ^ Loemker 717
- ^ Bkz. Jolley (1995: 129-31), Woolhouse ve Francks (1998) ve Mercer (2001).
- ^ Loemker 311
- ^ Arthur Lovejoy, The Great Chain of Being. Harvard Üniversitesi Yayınları, 1936, Bölüm V "Plenitude and Sufficient Reason in Leibniz and Spinoza", s. 144-182.
- ^ Leibniz'in bu prensiplerle neyi kastettiği hk. bkz. Mercer (2001: 473-84). Yeter Neden ve Çokluk üzerine klasik bir tartışma için bkz. Lovejoy (1957).
Türkçe Leibniz kaynakçası
Dış bağlantılar
- Bekir S. Gür (2005), (PDF), Matematik Dünyası, 3, ss. 91-96, 6 Aralık 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi
- (İngilizce). 12 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- (Almanca). 15 Ekim 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Gottfried Leibniz haber gazete kitap akademik JSTOR Agustos 2022 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu madde veya sayfa baska bir dilden kotu bir bicimde tercume edilmistir Sayfa makine cevirisi veya dilde yetkinligi bulunmayan bir cevirmen tarafindan olusturulmus olabilir Lutfen ceviriyi gelistirmek icin yardim edin Agustos 2022 Gottfried Wilhelm Leibniz 1 Temmuz 1646 Leipzig 14 Kasim 1716 Hannover Alman matematikci filozof hukukcu ve donemin idarecilerine danismanlik yapmis bir entelektueldir Matematik tarihi ve felsefe tarihinde onemli bir yer tutar Leibniz Isaac Newton dan bagimsiz olarak Sonsuz kucuk teorisini gelistirdi Leibniz in bu formulu yayinlandigindan bu yana hala kullanilmaktadir Gelistirdigi homojenitenin deneyustu kanunu ve sureklilik yasasi yirminci yuzyilda matematiksel karsilik buldu standart disi analiz araciligiyla Mekanik hesaplayicilar alaninda en uretken insanlardan biri oldu otomatik carpma ve bolme fonksiyonlarini eklemeye calisirken 1685 te carkli hesaplayiciyi ilk tanimlayan insan oldu ve aritmometre ilk toplu uretilen mekanik hesaplayici kullanarak Leibniz carkini icat etti Ayrica ikili sayma sistemini rafinelestirdi bu calismasi tum dijital hesaplayicilarin soyut temelini olusturdu Gottfried Wilhelm LeibnizDogumu1 Temmuz 1646 1646 07 01 Leipzig Olumu14 Kasim 1716 70 yasinda Hannover Cagi17 yuzyil felsefesiBolgesiBati felsefesiIlgi alanlariMetafizik matematik teodiseOnemli fikirleriIyimserlik Fermat nin kucuk teoreminin ispati Kinetik enerjiEtkilendikleri Kitab i Mukaddes Eflatun Aristoteles Augustinus Skolastik felsefe Llull Aquinas Suarez Descartes SpinozaEtkiledikleri Wolff Hume Kant Russell Kurt Godel Heidegger LaRouche NietzscheImzasi Leibniz felsefede optimizmi ile taninir Ornek olarak evren hakkindaki cikarimi sinirli bir algiyla buyuk olasilikla tanrinin yaratilmis oldugudur Leibniz Rene Descartes ve Baruch Spinoza ile beraber rasyonalizmin 17 yuzyildaki en buyuk savunucularindan biri oldu Leibniz in calismalari oncelikli olarak modern mantik ve analitik felsefe uzerine yogunlasmisti fakat felsefesi skolastik gelenegi de irdeledi Cikarimlari ampirik kanitlarla degil gecerli sebeplerin ilk prensipleri ve oncel tanimlari ile olusturuldu Leibniz fizik ve teknolojiye buyuk katkilar sagladi ve ongordugu kavramlar cok daha sonra felsefe olasilik teorisi biyoloji tip jeoloji psikoloji dil bilim ve bilgisayar bilimi alanlarinda su yuzune cikti Felsefe politika hukuk etik teoloji tarih ve filoloji alanlarindaki calismalarini yazdi Leibniz in tum bu alanlara yaptigi katkilar cesitli mecmualara on binlerce mektuba ve yayinlanmamis el yazilarina dagilmisti Yazilarinda birkac dil kullandi fakat oncelikli olarak Latince Fransizca ve Almanca dillerinde yazdi Leibniz in tum yazilarinin toplandigi eksiksiz bir kaynak bulunmamaktadir Yasami Ilk yillar Gottfried Leibniz 1 Temmuz 1646 da 1648 de bitecek Otuz Yil Savaslari nin son donemlerinde Friedrich Leibniz ve Catharina Schmuck un oglu olarak Leipzig de dogdu Leibniz in dogdugu gun babasi Friedrich aile guncesine Oglum Gottfried Wilhelm 21 Haziran NS 1 Temmuz 1646 aksam saat altidan sonra dunyaya geldi notunu dustu Babasi Leibniz henuz alti yasindayken oldu ve bu olaydan sonra annesi tarafindan buyutuldu Annesinin ogrettikleri Leibniz in felsefi dusuncelerini ileriki yasaminda etkilemistir Leibniz in babasi Leipzig Universitesi nde Ahlak Felsefesi Profesoruydu ve kendisine babasinin kisisel kutuphanesi miras kaldi 7 yasindan sonra bu kutuphaneye ucretsiz erisim hakki kazandi Leibniz in o donemki okul isleri dini otoritelerin ogretilerine yogunlasmisken babasinin kutuphanesi genis bir cesitlilikte olan felsefi ve teolojik calismalari arastirmasina olanak sagladi Babasinin kutuphanesine erisiminin olmasi ve cogunlukla Latince yazilmis olan kaynaklar 12 yasindayken Latincede uzmanlasmasina onayak oldu Buna ek olarak 13 yasindayken uc yuz adet alti ayakli dizeden olusan bir siiri okul tarafindan duzenlenen ozel bir etkinlikte yazdi 15 yasindayken babasinin eski universitesine kaydoldu ve felsefe bolumundeki lisans ogrenimini 1662 yilinda tamamladi 9 Haziran 1663 de bireysellesme prensibi uzerine yazdigi DisputatioMetaphysica de Principio Individuitezini savundu 7 Subat 1664 te felsefe uzerine yaptigi yuksek lisansini tamamladi Aralik 1664 te felsefe ve hukuk arasindaki teorik ve pedagojik bagi irdeledigi Specimen Quaestionum Philosophicarum ex Jure collectarumuzmanlik tezini yayinladi ve savundu Bir yillik resmi calisma doneminden sonra 28 Eylul 1665 tarihinde hukuk lisans diplomasini aldi 1666 da henuz yirmi yasindayken ilk kitabi olan De Arte Combinatoria kitabini yayinladi ve bu kitabin ilk kismini felsefe doktorasi tezine ayirdi Bir sonraki hedefi 3 yil surecek bir egitimle hukuk uzerine lisans ve doktorasini yapmakti Leipzig Universitesi 1666 da Leibniz in doktora basvurusunu yasinin fazla genc olmasindan dolayi reddetti Bunun ardindan Leibniz Leipzig den ayrildi Leibniz bundan sonra Altdorf Universitesi ne kaydoldu ve neredeyse hemen muhtemelen daha onceden Leipzig Universitesi nde calistigi bir tezini yayinladi Tezin basligi Disputatio Inauguralis De Casibus Perplexis In Jure idi Kasim 1666 da Leibniz hukuk lisansi ve hukuk doktorasini tamamladi Daha sonra fikirlerim tamamen farkli bir yone kaydi diyerek Altdorf Universitesi nin akademik atamasini geri cevirdi Yetiskinlik doneminde kendisini Gottfried von Leibniz olarak tanitti Oldukten sonra yayinlanan yazilarinda ise adi Freiherr G W von Leibniz olarak gecti Fakat herhangi bir modern devletin dokumanlarinda boyle bir asillik unvani bulunamadi 1666 1674 Leinbiz Nuremberg de maasli simyaci olarak calisti fakat bu konumda adi fazla duyulmadi Yakin bir zaman sonra Mainz in secmen prensi Johann Philipp Schonborn un gorevinden azledilmis basvekili Johann Christian von Boyneburg ile tanisti von Boyneburg Leibniz i asistani olarak ise aldi ve kisa bir zaman sonra secmen prense tanitti Leibniz is kazanmak umuduyla hukuk uzerine yazilmis bir makalesini secmen prense adadi Strateji ise yaradi ve secmen prens Leibniz den secmenleri icin yeni bir kanunname yazmaya yardim etmesini teklif etti Leibniz 1699 da Temyiz mahkemesi nde yargic yardimciligina atandi von Boyneburg un 1672 deki olumune ragmen Leibniz 1674 e kadar von Boyneburg un dul esi icin gorevinden azledilene kadar calisti von Boyneburg Leibniz in itibarini fazlasiyla artirdi sonrakinin muhtirasi ve mektuplari olumlu bildirimler almaya basladi Leibniz in secmen prensine yaptigi hizmetleri diplomatik bir rol takip etti Polonyali imgesel bir asilzadenin mahlasi altinda isimdi makalesini yayinladi ve bu makalesinde basarisiz bir sekilde Alman bir adayin Polonya tahtina aday olma durumunu irdeledi Leibniz in yetiskinlik doneminde Avrupa jeopolitigi uzerindeki en etkin guc ardindaki askeri ve ekonomik kudret ile Fransa krali XIV Louis in hirsiydi Ayni surecte 30 Yil Savaslari Avrupa daki Almanca konusan nufusu fazlasiyla yordu ayristirdi ve ekonomik olarak geriye surukledi Leibniz Almanca konusan Avrupa yi korumak icin Louis in dikkatinin dagitilmasi gerektigini onerdi Misir in alinmasi sicrama tahtasi olarak kullanilarak hemen ardindan plana koyulacak Hollanda Dogu Hint Adalari nin isgali ile Fransa ikna edilebilirdi Buna davete karsilik Fransa Almanya dan ayrilmaya karar verebilir ve Hollanda isin icine karistirilmayabilirdi Bu plan secmen prensin temkinli destegini aldi 1672 de Fransa hukumeti Leibniz i Paris e gorusmeye davet etti fakat Fransa Hollanda Savasi nin patlak vermesiyle beraber arka plana atildi ve durum ile iliskisiz bir hale geldi Napolyon un 1798 Misir isgalinde basarisiz olmasi Leibniz in planinin gec bir uygulamasi olarak gorulebilir Bundan dolayi Leibniz Paris teki birkac yilina basladi Vardiktan hemen sonra Hollandali fizikci ve matematikci Christiaan Huygens ile tanisti ve kendi matematik fizik bilgisinin yarim yamalak oldugunu fark etti Huygens i akil hocasi aldi ve ileride diferansiyel integral kalkulus un kesfi de ek olarak bu iki disipline buyuk buyuk katkilar saglayacagi bireysel calismalarina basladi O zamanlarin onde gelen Fransiz filozoflari Nicolas Malebranche ve Antoine Arnauld ile tanisti Descartes ve Pascal in yayinlanmamis yazilarini yayinlandikca calismaya devam etti Alman matematikci Ehrenfried Walther von Tschirnhaus ile arkadas oldu ve yasamlarinin sonuna kadar yazismayi surdurduler 1675 yilinda akademiye olan ilgi yoksunluguna ragmen Fransa Bilim Akademisi nden onursal uyelik verildi 1673 de Fransa nin Leibniz in Misir planini uygulamayacagi netlesince secmen prens Leibniz i Londraya secmen prensin kuzeninin de ona eslik etmesiyle beraber gonderdi iliskili bir gorev icin gonderdi Kendi tasarladigi ve 1670 den bu yana uzerinde calistigi hesap makinesini Kraliyet Cemiyeti nde tanitti Makine dort temel islemi yapabiliyordu toplama cikarma carpma ve bolme ve Kraliyet Cemiyet i onu hemen harici uye yapti Secmen prensin olum haberiyle beraber gorevi yarida kesildi ve Leibniz acilen Paris dondu Ardindan planlandigi gibi Mainz e gitti Iki patronunun erken olumunden dolayi Leibniz e yeni bir kariyer zemini gerekiyordu Bu bakimdan 1669 daki Brunswick Duku nun daveti vahimdi Leibniz daveti reddetti fakat 1671 de Duk ile yazismalara basladi 1673 de entelektuel durtulerini tatmin edebilen sehir olan Paris te is olasiligi kalmayinca isteksiz bir bicimde Duk un danismanlik teklifini kabul etti Hannover Evi 1676 1716 Leibniz Hannover e 1676 daki varisini daha sonra Newton tarafindan Newton un kalkulus uzerine yayinlanmamis calismalarini gostermekle suclanacagi Londra ya kisa bir gezi icin erteledi Bu gezi on yillar sonra suclamanin bir kaniti olarak iddia edilecekti Leibniz Londra dan Hannover e olan gezisinde mikroorganizmalari bulan Leeuwenhoek ile tanistigi The Hague de konakladi Ayrica birkac gununu the Ethicsbasyapitini henuz tamamlamis olan Spinoza ile yogun tartismalara ayirdi Leibniz onun guclu zekasina hayran kaldi fakat Spinoza nin Ortodoks Hristiyanlik ve Yahudilik uzerine yaptigi calismalarinda karsisina cikan ikilemler daha sonra bu varsayimlari kavrayacak olan Leibniz i dehsete dusurdu 1677 de kendi teklifiyle ve desteklenerek hayatinin sonuna kadar ayni makamda kalacagi adalet ozel danismanligina atandi Leibniz tarihci politik danisman ve Duk un kutuphanecisi olarak Brunswick Evi nde ardi ardina uc Duk e hizmet etti Ozel kalemini Brunswick Evi de ek olarak cesitli politik tarihi ve teolojik konular uzerine calistirdi bu dokumanlar o donemki tarihi kayitlarin degerli bir bolumunu olusturur Leibniz bu donem icerisinde Duk un esi secmen prenses Sophia 1630 1714 onun kizi olan Prusya Kralicesi Charlotte 1668 1705 ve II George un esi olacak olan Ansbachli Caroline icin danismanlik yapti ve onlarla arkadas oldu Charlotte ayni zamanda gelecekteki Buyuk Britanya Krali I George un kardesidir Bu yuzden bu kadinlar yasamsal konularda Leibniz in kendileri icin eslerinden daha cok yardimci oldugunu kabul ettiler Hannover in nufusu 10 000 civarindaydi ve bu yerin tasra kismi eninde sonunda Leibniz i rahatsiz edecekti Fakat ozellikle Leibniz in etkisi ile beraber Brunswick Evi nin itibarindaki artis ve bu evin bas saray adami olmak onur vericiydi 1692 de Brunswick Duku Kutsal Roma Imparatorlugu nun varis secmen prensi oldu Ingiliz veraset kanunu 1701 Kral III William ve onun uvey kardesi Kralice Anne olmeden hemen once secmen prenses Sophia ve onun kanindan gelenleri Ingiltere Kraliyet ailesine mudahil etti Leibniz bu anlasmanin yururluge girmesinde rol oynadi fakat cok etkili sayilmazdi Ornegin Brunswick i desteklemek icin yazdigi anonim yazilar Ingiliz parlamentosu tarafindan resmi olarak engellendi ve kinandi Brunswickliler Leibniz in saray adami olarak yerine getirdigi gorevleriyle baglantisiz olarak mesgul oldugu kalkulusu mukemmelestirme matematigin diger konularinda yazi yazma mantik fizik ve felsefe uzerindeki calismalarina tolerans gosterdi 1674 te kalkulus uzerine calismaya basladi geriye kalan defterlerindeki calismalarinin en erken kaniti 1675 tedir 1677 de elinde tutarli bir sistem vardi fakat 1684 e kadar yayinlamadi Leibniz in matematik uzerine gerceklestirdigi en onemli calismalari genellikle kendisi ve Otto Mencke nin 1682 de kurdugu Acta Eruditorum dergisinde 1682 ve 1692 yillari arasinda yayinlandi Bu dergi Leibniz in matematik ve bilim mevkilerinde itibarini artirmada anahtar rol oynadi Buna ek olarak diplomasi tarih teoloji ve felsefe alanlarinda da sayginligi artti Secmen prens Ernest Augustus hanedanlik uzerindeki hirsini artiracagini umarak Leibniz den Sarlman doneminden baslamak uzere House of Brunswick in tarihini yazmasini istedi Leibniz bu proje icin arsivsel materyal toplamak icin 1687 ve 1690 yillari arasinda Almanya Avusturya ve Italya da fazlasiyla gezdi On yillar gecti fakat herhangi bir tarihi belge elde edilemedi bir sonraki secmen prens Leibniz in bu isi agirdan aldigindan suphelendi Leibniz projeyi asla bitirmedi cunku konu icerigi fazlasiyla genisti ayrica arsivsel kaynaklara dayanan ve titiz bir sekilde arastirilmasi yapilmis bilgi icerigi yuksek bir kitap yazma konusunda israrciydi Patronlari soykutukleri uzerine bilgi ve biraz yorum tasiyan kucuk ve populer bir kitap mutlu edebilirdi ve bu surec muhtemelen uc yil ya da daha az surerdi Leibniz in kendine verilen gorevi adil bir sekilde yerine getirdigi onlar tarafindan bilinmedi Leibniz in Brunswick Evi nin tarihi hakkinda topladigi materyallerden yazdigi dokumanlar en nihayetinde 19 yuzyilda basildi ve uc cildi doldurdu 1708 de Kraliyet Dernegi dergisinde yazan John Keill Leibniz in Newton un kalkulusunden intihal yaptigini iddia etti Boylelikle Leibniz in geriye kalan yasamini karartacak kalkuluste ustunluk tartismasi basladi Kraliyet Dernegi nin yuruttugu resmi sorusturmada Newton onaylanmamis katilimciydi Leibniz in suclamayi tasdik ederek sozunden donmeyi talep etmesi icin girisimde bulunuldu 1900 lerden bu yana matematik tarihcileri Leibniz i aklamak icin Leibniz ve Newton un kalkulus versiyonlarinin birbirinden cok farkli yanlari oldugunu belirttiler Leibniz in 1669 1704 yillari arasindaki yazilari yazismalari ve notlari Polonya Milli Kutuphanesi nde bulunmaktadir 1711 de Rus cari Buyuk Peter kuzey Avrupa yi gezerken Hannover de durdu ve Leibniz ile tanisti ve kendisinin ilgisini Rus meselelerine cekti 1712 de iki yil kalacagi Viyana da yasamaya basladi Burada Habsburgs taki Imparatorluk Mahkemesi ne konsey uyesi olarak atandi Kralice Anne in 1714 teki olumunden sonra 1701 veraset kanunu geregince I George Ingiltere Krali oldu Leibniz bu mutlu olay icin fazlaca calismasina ragmen bu onun icin bir zafer anlamina gelmiyordu Galler Prensesi Ansbachli Caroline in araya girmesine ragmen Leibniz in 30 yil once verilmis olan Brunswick Evi nin tarihi kitabini tamamlamadan Londra ya girisi I George tarafindan yasaklandi Buna ek olarak Leibniz i Londra Sarayi na kabul etmek kalkuluste ustunluk tartismasini kazanmis olarak gorunen Newton u asagilamak olarak algilanabilirdi Son olarak onun biricik dostu ve savunucusu dul prenses secmen Sophia 1714 yilinda oldu OlumuOldugunde sekreteri haricinde kimse cenazesine katilmamistir Leibniz uzun sureler boyunca Royal Society ve Berlin Academy of Sciences uyesi olmasina ragmen bu kuruluslar onun olumuyle ilgilenmediler Cesedinin 50 yil boyunca kimligi belirlenemedi 1700 de Paris teki the Academie des Sciences a yabanci uye olarak kabul edilmeden once Fontenelle onu methetmisti Bu methiye Orleans Dusesi nin emriyle bestelenmistir a niece of the Electress Sophia Kisisel hayatiLeibniz hic evlenmedi Parasizliktan yakiniyordu fakat onun tek varisi kizkardesinin uvey oglu Brunswicks ten iyi para aldigini dogruladi Diplomatik gayretlerinde vicdansizligin esigindeydi ki bu donemin diplomatlari arasinda cok yaygin olan bir durumdu Cesitli vesilelerle elyazilarinin tarihleriyle oynadi bu durum onu kotu bir konuma soktu kalkulusle ilgili anlasmazliklarinda Diger taraftan hayal gucu yuksek cana yakin kulturlu ve espriliydi Onun Avrupa da bircok arkadasi ve hayrani vardi Bazi biyograflar tarafindan deist olarak tanimlansa da mucizelere ve evrende Isa nin bir rolu olduguna inanmadigi icin teist olarak da gorulur Leibniz in felsefi gorusu parcali bir yapi olarak ortaya cikar cunku felsefi yazilari agirlikli olarak bir suru kucuk parcanin birlesiminden olusur olumunden cok sonra yayinlanan gazete makaleleri el yazmalari ve muhabirlere olan bircok mektubu Kitap boyutunda yalnizca iki felsefi risale yazdi ve bunlardan yalnizca theodice of 1710 kendisi hala hayattayken yayinlandi Leibniz Nicolas Malebranche ve Antoine Arnauld arasinda suregelen tartismalara istinaden bir elestiri niteliginde 1686 yilinda tefsir ettigi metafizik uzerine soylemler adli calismasiyla filozofluga adim atmistir Bu Arnould la arasinda genis kapsamli ve kiymetli bir mektuplasmaya sebebiyet verdi Bu eser 19 yuzyilin baslarina kadar basilmadi Leibniz 1695 te NewSystem of the Nature and Communication of Substancesadli makalesiyleAvrupa felsefesi dahilinde halkla ilk temasini gerceklestirdi 1695 ve 1705 yillari arasinda New Essays on Human Understanding adli John Locke un 1690 An Essay Concerning Human Understanding adini tasiyan eseri uzerine kapsamli elestirisini yazdi fakat 1704 yilinda Locke un olum haberini aldiginda eseri yayinlama konusunda duydugu heyecani kaybetti ve New Essays eseri 1765 yilina degin basilamadi 1714 te yazdigi ve olumunden sonra yayinlanan Monadologie 90 aforizmadan olusmaktadir Leibniz Spinozayla 1676 da tanisip onun yayinlanmamis bazi elyazmalarini okudugundan beri Spinoza nin bazi fikirlerini benimsedigi dusunulur Leibniz Spinoza ya hayranlik duyarken Spinoza tarafinda net bir sekilde dehsete dusurulmustur ozellikle de Hristiyan Ortodokslugu uzerine tutarsizligi ile ilgili Descartes ve Spinoza dan ayri olarak Leibniz in kusursuz bir universite gecmisi vardir felsefe uzerine Leipzig deki tez hocasi olan profesor dan cok etkilenmistir Ayni zamanda bir Ispanyol duzenbaz olan ve Luteriyen universitelerde bile saygi duyulan Francisco Suarez de Leibniz in severek okuduklari arasindadir Leibniz in yeni metotlara ve Descartes Huygens Newton ve Boyle un elde ettiklerine derin bir ilgisi vardir Fakat onlari asiri skolastik nosyonlar tarafindan renklenmis bir gozle inceledi Hala Leibniz in metotlari ve ortaya koyduklari 20 yuzyilin mantik analitik ve linguistik felsefesini ongormustur Felsefi ilkeleri Leibniz in ilgilendigi ilkeler felsefenin yedi temel ilkesi Ozdeslik karsitlik Eger bir onerme dogruysa o zaman tersi de yanlistir Ayirt edilemeyeceklerin ozdesligi Iki farli seyin tum ozellikleri ortak olamaz Eger x in olan her soylem ayni zamanda y nin ise x ve y ozdeslerdir iki seyin farksiz oldugunu varsaymak tek bir seyin iki ismi oldugunu varsaymaktir Modern mantik ve felsefede siklikla basvurulan ayirt edilemeyeceklerin ozdesligi genellikle Leibniz in yasasi olarak bilinir Buyuk tartismalara ve elestirilere yol acmistir ozellikle de parcacik felsefesi ve kuantum mekanigi konularinda Yeter neden Bir seyin var olmasi bir olayin gerceklesmesi veya bir dogrunun ortaya cikmasi icin yeterli bir neden olmalidir On verili harmoni Her maddenin duzgun dogasi gosterir ki birine olan hepsine olana tekabul eder yalniz birinin digeri uzerinde dogrudan bir etkisi olmaksizin Discourse on Metaphysics XIV Dusen bir bardak kirilir yerin etkisinin bardagi parcalanmaya zorlamasindan dolayi degil de bardagin yere dustugunu bilmesi nden dolayi Sureklilik yasasi Natura non saltum facit Dogada atlamalar olmaz Optimizm Tanri her zaman en iyisini secer Cokluk Leibniz ozgun olan ihtimalleri tum ihtimallerin dunyasindan en iyisinin hayata gecirecegine inanmistir ve Theodicee de bu tum ihtimallerin dunyasinin en iyisinin tum ihtimalleri icerdigini sonsuzluk icerisindeki sonlu deneyimlerimizin doganin mukemmeliyetine karsi cikamayacagini one surmustur Leibniz firsat buldukca herhangi bir ilkenin savunmasini vermekle ugrasti ama cogu zaman onlara kesin gozuyle bakti Zerreler Leibniz in metafizige yaptigi en bilinen katki Monadologie de ortaya cikan zerreler teorisidir Leibniz a gore zerreler bulanik algili temel parcaciklardir Zerreler Rene Descartes in parcacigin mekanik felsefesiyle karsilastirilabilir Zerreler evrenin nihai baslangicidirlar Zerreler olusun onemli bicimleri sozu edilen ozelliklerle beraber onlar ebedilerdir parcalarina bolunemezler ozgun kendi yasalarina tabidirler etkilesime girmezler ve her biri on verili bir harmonide tum evreni yansitir Panpsixzm in tarihsel olarak onemli bir ornegi Zerreler kuvvetin merkezleridir toz kuvvetti uzay madde ve hareket sadece birer fenomen iken Zerrelerin ontolojik ozu onun indirgenemez basitligidir Atomlarin aksine zerreler hicbir maddesel veya uzamsal ozelligi yoktur Ayrica onlari atomlardan ayiran bir diger sey ise tumuyle karsilikli bagimsizliklaridir yani zerreler arasindaki etkilesim sadece gorunurdur On verili harmoni ilkesine binaen degil de her zerre onceden hazirlanmis kendine mahsus bir dizi talimati izler boylece her zerre ne yapacagini her an bilir Bu talimatlar atomalti parcaciklara talimat veren bilimsel yasalarin bir benzeri olabilir Bu esas talimatlar nedeniyle her zerre evrenin kucuk bir aynasidir Zerreler kucuk olmak zorunda degildirler Ornegin ozgur iradenin problemli oldugu durumlardaki her insanoglunu bir zerre olusturur Tanribilim ve optimizm Burada optimism kelimesi olumlu bir umutluluk hali nden ziyade en uygun manasinda kullanilmistir Tanribilim bunlarin kusurlu yapilarin ihtimal dahilindeki butun dunyalar icin en uygun secenek oldugu iddiasiyla dunyanin bariz kusurlarini mesrulastirma cabasindadir Her seyi bilen en guclu olan ve daha iyisini yaratmak kendince mumkunken kusurlu bir dunya yaratma ihtimali olmayan Tanri tarafindan meydana getirildigi icin bu dunya en dengeli ve en iyi ihtimaldir Aslina bakilirsa bu dunyadaki tanimlanabilir asikar kusurlar ihtimal dahilindeki butun dunyalarda var olmalidir cunku aksi takdirde Tanri bu kusurlari icermeyen bir dunya yaratmayi yeglerdi Leibniz teolojinin ve felsefenin su goturmez dogrularinin birbiriyle celisemeyecegini iddia eder Cunku gerekcelerin de inancin da tanrinin nimetleri oldugunu dolayisiyla aksini iddia etmenin Tanri nin kendisiyle celistigi anlamina gelecegini soyler Tanribilim Leibniz in kendine has felsefi sistemiyle Hristiyanligin temel ilkelerine iliskin yaptigi tefsirleri uzlastirma tesebbusudur Bu proje motivasyonunu Leibniz in inancindan aldi Aydinlanma doneminde bircok muhafazakar filozof ve din bilimci tarafindan paylasildi en azindan Hristiyanlik dininin cagdas ve aydin tabiati icinde Hristiyanlik ve Bati temelli olmayan ilkel inanislar icin yapilan kasit gudulen kiyaslamalarda tanimlandi Ayni zamanda Leibniz in insan tabiatinin mukemmelligi Sayet insanlik dogru felsefe ve teoloji konularinda guvenilir bir kaynak olarak kabul edilirse ve metafiziksel gerekliliklerin ussal ve mantiksal bir yapiya dayandirilmasi gerekliligine Her ne kadar bu metafiziksel nedensellik fiziksel gerekliliklerden oturu aciklanamaz gibi gozukse de Zira doga yasalari bilim tarafindan tanimlanir iliskin inanislariyla sekillendi Cunku gerekceler ve inanc uzlastirilmalidir ve bir nedenle aciklanamayan inanc ilkeleri reddedilmelidir Leibniz daha sonra Hristiyan teizminin temel elestirilerinden birine basvurdu Sayet Tanri en buyuk en iyi ve en bilge ise seytan Dunya ya nasil geldi Leibniz in yaniti soyleydi Tanri sinirsiz bir bilgelige ve guce sahip oldugu halde onun beseri yaratilari yaradilislari geregi kisitli bilgiye ve guce sahiplerdi Bu durum insanin yanlis inanclara kapilmasina yanlis kararlar vermesine ve girisimlerinde etkisiz pratiklerde bulunmalarina ortam saglar Tanri insanlara keyfi bir sekilde aci ve elem yasatmaz bunun yerine ahlaki seytan gunah ve fiziksel seytan aci yi var etti Sembolik Dusunce Leibniz insan muhakemesinin onemli bir kisminin hesaplamalara indirgenebilecegine inandi ve bu hesaplamalar dusunce farkliliklarini cozumleyebilirdi Muhakemelerimizi arindirmanin tek yolu onlari matematikcilerin ele aldigi gibi somutlastirmaktir boylelikle hatalarimizi tek bakista bulabilir ve bireyler arasinda ihtilaf ciktiginda bunu soyleyebiliriz Hadi hesaplayalim calculemus telasa mahal vermeden kimin dogru oldugunu gorebilmek icin Leibniz in sembolik mantiga benzeyen kalkulus muhakemecisinin bu tur hesaplamalari mumkun kildigi goruldu Leibniz su an el ile sembolik mantigi filizlendirmek dolayisiyla kendi kalkulusunu amaciyla okunabilecek muhtirayi yazdi Fakat Gerhard ve Couturat bu yaziyi modern resmi mantik Frege nin Begriffsschrift inde Charles Sanders Peirce ve ogrencilerinin 1880 lerdeki yazilarinda ortaya cikana kadar yayinlamadi Boylelikle Boole ve De Morgan bundan cok sonra 1847 de bu mantiga basladi Leibniz sembollerin insan kavrayisinda onemli olduguna inandi Iyi simgelerin gelistirilmesine cok onem verdi ve bu simgeleri matematik uzerine yaptigi buluslarina atfetti Sonsuz kucukler hesabi icin gelistirdigi simge bu konudaki yetenegi uzerine ornek gosterilebilir 19 Yuzyil da gostergebilimin oncusu C S Peirce Leibniz in sembol ve simge tutkusunu paylasti ve bunlarin matematik ve mantikta esas olduguna inandi Fakat Leibniz spekulasyonlarini daha da ileriye goturdu Karakteri herhangi bir sekilde yazilmis sembol olarak tanimlarken gercek karakteri bir dusunceyi direkt olarak temsil eden sembol olarak tanimladi ve bu bir kelimenin dusunceyi somutlastirmasi kadar basit degildi Mantik simgeleri gibi gercek karakterler muhakemeyi kolaylastirmaya hizmet eder Onun zamaninda iyi bilinen Misir hiyeroglifleri Cin karakterleri astronomi ve kimya sembollerini nin gercek karakterler olmadigini varsaydi Ayrica Leibniz her dusuncenin bir gercek karakter ile ifade edilebilecegi insan dusunce alfabesi characterica universalis inveya genel karakteristik in yaratilmasini onerdi Eger insan dusuncelerini tam anlamiyla ifade edebilecek karakterler bulunursa aritmetik ve geometride yapilabilecek herhangi bir islem bu semboller ile insan muhakemesi uzerine yapilabilecegi acikti Insan muhakemesine yapilabilecek tum arastirmalar bu karakterler transpoze edilerek ve bunun matematigin bir kolu olmasi saglanarak yapilabilirdi Karisik fikirler karakterler kombine edilerek basitlestirebilir ve ifade edilebilirdi Leibniz Godel numaralamasinin carpici ongorusu olarak asal carpanlara ayirma yonteminin essizliginin asal sayilar icin genel karakteristikte cok onemli bir rolu oldugunu gordu Bunu varsayarak asal sayilari kullanarak basit kavramlari numaralandirmanin sezgisel ve belleksel bir yolu yoktu Leibniz in muhakeme uzerine evrensel dil ve semboller kullanarak hesaplamalar yapilabilecegine dair dusuncesi olcumlerin evrensel dilleri tanimladigi Turing tamliginda oldugu gibi 20 yuzyilda bu tur formal sistemlerdeki gelismelerin belirtisiydi bknz Turing testi Leibniz in karakteristik uzerine ilk yazilarinda henuz matematikte acemi oldugundan dolayi baslangicta bunun cebir yerine evrensel bir dil ya da alfabe oldugunu dusunuyordu 1676 da dusuncenin cebiri ni kavradi geleneksel cebiri ve onun simgesini de ekleyerek modelledi Sonuc olarak karakteristik mantiksal kalkulus bazi kombinasyonlar cebir onun durum analizi durumun geometrisi bir evrensel kavram dili ve fazlasini iceriyordu Leibniz i characteristicauniversalis ve calculus ratiocinator u tasarlarken neyin itkiledigi ve modern resmi mantigin kalkuluse yaptigi hakkaniyetin kapsami muhtemelen asla belirlenemeyecek Genel mantik Cebirsel mantik Leibniz Aristoteles in oldugu donemden 1847 ye George Boole ve Augustus De Morgan modern genel mantik uzerine kitaplarini yazdigi sureye kadar en onemli mantikciydi Leibniz bizim su an telaffuz ettigimiz baglasim ayrisim olumsuzlama ozdeslik icinde bulunma ve bos kume gibi temel ilkeleri ortaya atti Leibniz in mantik ilkeleri ve tum felsefesi muhtemelen ikiye indirgenir 1 Tum fikirlerimiz insan dusuncesinin alfabesini olusturan cok kucuk sayida basit fikirlerden olusur 2 Karmasik fikirler aritmetik carpmaya benzer olarak basit dusuncelerin homojen ve simetrik kombinasyonuyla olusur Genel mantik 20 yuzyilin baslarinda olusmustur ve minimum duzeyde tek bilesenli olumsuzlama ve nicel degiskenlerin genel soylemlerin uzerinde yayilmasini gerektirir Leibniz genel mantik uzerine hayati boyunca herhangi bir sey yayinlamadi bu konu hakkinda yazdiklari yazili taslaklardan olusuyordu Bertrand Russell Bati Felsefesinin Tarihi kitabinda Leibniz in yayinlanmamis yazilarinda tasarladigi mantigin 200 yil onceki seviyede oldugunu iddia etmistir MatematikciMatematiksel fonksiyon kavraminin onun zamaninda trigonometik ve logaritmik tablolarda kapali olmasina ragmen Leibniz 1692 ve 1694 yillari arasinda egriden turetilen apsis ordinat teget kiris ve diklik geometrik kavramlarini kapali olarak benimseyip belirten ilk kisidir 18 Yuzyilda fonksiyon bu geometrik birlikteligini yitirmistir Leibniz lineer denklemlerdeki sistemin katsayilarinin su an matris olarak adlandirdigimiz bir duzene gore ayarlanarak sistemin sonucunun bulunabilecegini goren ilk insan olmustur Bu yontem daha sonra Gauss eleme yontemi olarak adlandirilmistir Leibniz in Boole cebiri ve sembolik mantik buluslari ayrica bir onceki bolumde bahsedildigi gibi matematikle de alakalidir Leibniz in matematik uzerine yazilarinin en iyi genel taslagi Bos 1974 da bulunabilir Kalkulus Leibniz Sir Isaac Newton ile beraber sonsuz kucukler hesabini diferansiyel ve integral kalkulusu kapsayan bulan kisi olarak bilinir Leibniz in defterlerine gore kritik donum noktasi tarihte ilk defa y f x grafiginin altindaki alani integral kalkulusu kullanarak bulmaya calismasiyla 11 Kasim 1675 te gerceklesmistir Su an da kullanilan bazi simgeleri tanitti Latince kelime summa dangelen veS harfinin uzatilmis hali gibi gorunen simgesi ve Latince kelime differentia dan gelen ve diferansiyel icin kullanilan dsimgesi bunlara ornek olarak gosterilebilir Bu kavramlari zekice simgelendirmis olmasi muhtemelen matematik icin en onemli mirasidir Leibniz 1684 e kadar kalkulus uzerine herhangi bir sey yayinlamadi Diferansiyel kalkulusteki carpma kurali the product rule hala Leibniz Yasasi olarak adlandirilir Buna ek olarak integral isaretinin altinda nasil ve ne zaman diferansiyel alinacagini anlatan teorem Leibniz integral yasasi olarak adlandirilir Leibniz kalkulus u tasarlarken sonsuz kucuklerden manipulasyon yontemiyle paradoksal cebirsel ozellikleri oldugunu belirterek faydalandi George Berkeley The Analyst ve De Motukitapciklarinda bunu elestirdi Simdiki zamanda yapilmis arastirmalar Leibniz in kalkulusunun Berkeley in deneyci elestirilerine gore daha saglam temelli ve celiskilere acik oldugunu tartismaktadir 1711 den olumune kadar Leibniz kalkulusu Newton dan bagimsiz olarak bulmasina ragmen John Keill Newton ve digerleri ile ihtilaf icerisindeydi Bu konu Leibniz Newton controversy adli makalede daha detayli bir sekilde ele alinmistir Sonsuz kucukler Karl Weierstrass in takipcileri tarafindan resmi olarak matematikten cikarildi fakat bilimde muhendislikte ve hatta matematigin siki bir bolumu olarak bilinen temel hesaplama aygiti diferansiyellerde ayakta kaldi 1960 in baslarinda Abraham Robinson hiperreel sayilar baglaminda model teorisini kullanarak Leibniz in sonsuz kucuklerine calisti Bu olcum disi analizin sonucu Leibniz in matematiksel muhakemesinin gecikmis bir intikami olarak gorulebilir Robinson un transfer prensibi Leibniz in bulgusal sureklilik yasasinin matematiksel uygulamasiyken standart parca fonksiyonu Leibniz in turdesligin askin yasasini saglar Topoloji Leibniz analysis situs konumun analizi terimini ilk kullanan insandir daha sonra 19 Yuzyilda topolojiyi ifade etmek icin kullanilmistir Bu konuda iki tane alinti vardir Bir taraftan 1954 te Jakob Freudenthal Almanca kaleme aldigi yazisinda Leibniz e gore nokta dizilerinin konumlari tamami ile aralarindaki mesafeyle belirlenmesine ve konumlar degistiginde aralarindaki mesafe de degismesine ragmen onu takdir eden Euler unlu 1736 Konigsberg Kopru Problemi ve onun genellemelerinde konumun topolojik deformasyonlarda degismeden kaldigi geometria situs terimini kullandi Bu kavrami olustururken Leibniz e yanlislikla atfetti Leibniz in bu terimi tamami ile farkli bir amac icin kullandigi ve boylelikle az bir olasilikla matematigin bu kisminin bulucusu oldugu kimi zaman fark edilmez Fakat Hideaki Hirano Mandelbrot tan alintilayarak bu konuya daha farkli bakar Leibniz in bilimsel calismalarini orneklemek ayiltici bir deneyimdir Kalkulus un yaninda ve tamamlanmayi surduren diger dusunceler ile uyarici baskilarin sayisi ve cesitliligi bunalticidir paketleme icerisinde bazi ornekler gorduk Leibniz e olan duskunlugum bir an icin geometrik olceklemeye gerekli onemi verince fazlasiyla pekisti Oklid in aksiyomlarini saglamlastirma girimi olan Euclidis Prota da sunu ifade eder Duz dogru icin elimde cesitli tanimlar var Duz dogru bir egridir herhangi bir parcasi butune benzerdir ve yalnizca bu ozellige sahiptir sadece egrilerinicine degil ayrica setlerin icinedir Bu iddia bugun kanitlanabilir Boylelikle fraktal geometrisi Mandelbrot un Leibniz in kavramlari ozbenzeslik ve sureklilik prensibi uzerine cizimleriyle desteklendi natura non saltum facit Ayrica Leibniz in metafizik bir unsur olarak ele aldigi duz dogru bir egridir herhangi bir parcasi butune benzerdir fikri topolojiyi 2 yuzyil onceden sezdigini gosterir paketleme icin Leibniz arkadasi ve yazistigi Des Bosses e bir cember sonra icine uc tane es ve maksimum yaricapli cember hayal etmesini soyledi kucuk cemberler ayni prosedurle uc tane daha kucuk cemberlerle doldurulabilirdi Bu surec sonsuza dek devam edebilir ve ozbenzeslik uzerine iyi bir fikir ortaya cikarir Leibniz in Oklid in aksiyomunun gelisimi ayni kavrami icerir Bilim insani ve muhendis olarakLeibniz in yazilari sadece yarattiklari beklentiler icin ve henuz kesfedilmemis icatlar icin degil gelismekte olan gunluk bilgi icin gunumuzde tartisiliyor Fizik uzerine yazdigi cogu yazi Gerhardt in Matematikselyazilar ina dahil edilmistir Fizik Leibniz statige ve dinamige makul miktarda katkida bulundu O kinetik enerji ve potansiyel enerji uzerine kurulu uzayi goreceli olarak belirleyen yeni bir dinamik teorisi tasarlamistir Oysaki Newton uzayin mutlak olduguna tamamen ikna olmustu Onun fizik acisindan olgunlugunun en onemli ornegi onun 1695 in Specimen Dynamicum u Atomalti parcaciklar ve quantum mekaniginin kesfine kadar Leibniz in doganin yonleri hakkinda statik e ve dinamik e indirgenemeyecek turden spekulatif fikirleri anlam kazanmisti Ornegin Albert Einstein i ongorerek Newton a karsi uzay zaman ve hareketin mutlak degil goreceli oldugunu savundu Benim dusunceme gore bircok kez soyledim zaman gibi uzay da gorecelidir Leibniz in kurali siklikla gozden kacmasina ragmen fizigin cesitli alanlarindaki ispatlar icin onemli bir adimdir Kendisine ait yeter neden ilkesine yakin donem kozmolojisinde ayirt edilemez indiscernible tanimina ise bazilarinin kendisinin bir kurucusu olarak gordugu kuantum mekanigi alaninda basvurulmaya baslandi Kozmolojideki yeni yonlerden birisi olan dijital felsefeyi savunanlar Leibnizin bir bu konunun bir oncusu habercisi oldugunu iddia ediyorlar The vis viva Leibniz in vis viva si Latincede yasayan kuvvet mv2 dir ki bu gunumuzdeki kinetik enerjinin iki katidir Toplam mekanik enerjinin belirli mekanik sistemlerde korunacagini fark etti ve bunu maddenin dogustan gelen bir ozelligi olarak kabul etti Burada da onun dusuncesi milliyetci bir anlasmazlik dogurdu Onun vis viva siIngiltere de Newton ve Fransa da Descartes tarafindan savunulan momentumun korunumuna rakip olarak goruldu bu yuzden o ulkelerdeki akademiler Leibniz in fikirlerini yok sayma egilimindeydiler Gercekte enerji de momentum da korunur yani iki yaklasim da uygundur Diger doga bilimleri Dunya nin erimis cekirdeginin oldugunu soyleyerek modern jeolojiyi ongordu Embriyoloji biliminde ise preformasyonistti ve ama ayni zamanda organizmalarin guclerinin ve muhtemel mikro yapilarinin sonsuz sayida kombinasyonlari oldugunu onerdi Canli bilimi ve fosil bilimde karsilastirmali anatomi ve fosil calismalarindan beslenerek inanilmaz transformist goru ortaya koydu Bu konuda baslica eserlerinden biri olan Protogaea hayati boyunca yayinlanmamis olan bu kitap yakin zamana ilk kez Ingilizceye cevrildi Ilkel organizma teorisi uzerinde calisti Zamaninin fizikcilerine teorilerini karsilastirilabilir detayli gozlemler ve dogrulanmis deneylerle temellendirmelerini ayrica kesin olarak bilimsel ve metafiziksel noktalari ayirt etmelerini tembih etti Beseri bilimler Leibniz in calismalarinin cogunun psikoloji alaninda buyuk bir etkisi olmustur Bilincin sureklilik ilkesiyle iliskisi uzerine kurdugu teorisi uyku seviyelerinin teorisinin erken bir versiyonu olarak gorulebilir Dogada bulunan fenomenin surekli oldugu prensibinin bastan beri varolduguna inandigi icin bilinclilik ve bilincsizlik halleri arasinda ara basamaklar da olmasi muhtemeldi onun icin Leibniz in on verili harmoniye iliskin fikirleri her ne kadar kabul edilmese de psikologlar onun psikolojik paralelizmini kabul etmislerdir Bu fikir akil vucut problemine tekabul eder bu problemde akil ve beyin birbirlerini etkilememelerine ragmen ayri ayri fakat uyum icinde calisirlar Leibniz aklin algida buyuk rolu olduguna ve daha da buyuk rolunu duygusal girdide oynadigina inaniyordu Farkinda olunan algi ve uyarilmalarin farkinda olunan alginin uzerine odaklanmistir Bircok petites perceptions olduguna inaniyordu hissedecegimiz fakat fark edemeyecegimiz Ornegin bir canta dolusu pirinc dokuldugunde yere dokulen pirincleri goruruz fakat agirliklarinin ne kadar oldugunu ya da kac tane olduklarini soyleyemeyiz Bu ilkeyle beraber herhangi farkinda olmadigimiz zaman diliminde sonsuz tane algi vardir Bunu dogru olmasi icin bizim farkinda olmadigimiz bir bolumunun olmasi gerekir Bu hususta Leibniz in teorisi bilincalti fikriyle ilgili teorilerden biri olarak gorulebilir Buna ek olarak subliminal stimuli nin kaynagi bu teoride bulunabilir Leibniz in Unbewusstseyn bilincalti nibulan Ernst Platner uzerine buyuk bir etkisi vardir Leibniz in tonal algi ve muzik ile ilgili fikirlerinin Wilhelm Wundt un laboratuvar calismalari uzerinde buyuk etkisi oldu Toplum sagligi acisindan epidemoloji ve veterinerligi de kapsayan idari saglik makami acilmasini destekledi Toplum sagligi ve onleyici ogeler uzerine tibbi egitim programi uzerinde calisti Ekonomi politikasinda vergi reformlari ve ulusal sigorta programi onerdi ek olarak ic dis ticaret dengesini gorustu Cok sonra ortaya cikacak olan Game theory nin bir benzerini onerdi Sosyoloji de ise iletisim teorisine zemin azirladi Teknoloji 1906 da Garland Leibniz in bircok pratik icadi ve muhendislik calismalarini iceren bir ciltte topladi Bugune kadar bu yazilardan bir kismi Ingilizceye cevrildi Bununla beraber Leibniz onemli bir mucit muhendis ve bilim insani gundelik hayat acisindan Theoria cum praxislogani ile birlikte teoriyle pratigi birlestirmeye ugrasti ve bu yuzden uygulamali bilimin babasi olarak bilinir Ruzgar odakli pervaneler su pompalari hidrolik presler denizaltilar ve saatler tasarladi Denis Papin ile buhar makinesi icat etti Suyu distile etmek icin bile bir yontem gelistirdi 1680 den 1685 e kadar Harz daglarinda dukun gumus madenlerini saran sel ile mucadele etti ama basariya ulasamadi Bilgisayim Muhtemelen ilk bilgisayar bilimcisi ve enformasyon kuramcisi Leibniz dir Yasaminin ilk donemeclerinde ikili rakam sistemini kayda gecirdi ikiye dayali daha sonra bu sistemi kariyeri boyunca gozden gecirdi Lagrange enformasyonunu ve algoritmik enformasyon kuramini onceledi Onun hesaplama yontemi evrensel Turing makinasinin ozelliklerini onceden ortaya koymustur Norbert Wiener in 1934 te iddia ettigi kadariyla daha sonralari kendisine ait sibernetik kuramda merkezi oneme sahip olacak olan geribildirim feedback kavrami Leibniz in yazilarinda bulunmaktaydi 1671 de Leibniz 4 matematiksel islemi calistirabilen bir makine icat etmeye basladi ve bunu yillar icinde asamali olarak gelistirdi Bu kademeli hesaplayici buyuk ilgi gordu ve Leibniz in 1673 te Royal Society ye secilmesine onayak oldu Leibniz in Hannoverli yillarinda onun gozetimi altinda calisan bir sanatci tarafindan bircok bu tarz makine uretildi Bu kesin bir basari degildi cunku tasima vasfi tamamiyla makinelestirilememisti Courturat tarihler 1674 u gosterdiginde bazi cebirsel fonksiyonlari sergileyebilen bir makine tasviri oldugunu Leibniz in yayinlanmamis notlarini kesfederek bildirdi Ayrica Leibniz 2010 da Nicholas Rescher tarafindan yeniden uretilen daha ucuz bir makine tasarladi simdi tekrar uretildi Leibniz cok daha sonra Charles Babbage ve Ada Lovelace tarafindan gelistirilecek olan donanimsal ve yazilimsal kavramlari el yordamiyla ariyordu 1679 da ikili sistem uzerinde uzun uzadiya kafa yorarken sisteminin misketler tarafindan tanitildigi zimbayla delinmis sirali basit kartlar tarafindan yonetildigi bir makine hayal etti Modern elektronik dijital bilgisayarlar Leibniz in misketlerini kayan yazmaclarla voltaj egimiyle ve elektron atimiyla yercekiminin hareketlenmesiyle yerini aldi Diger turlu Leibniz in misketleri kabaca 1679 da tahayyul ettigine dogru ilerlerdi Kutuphaneci olarak Hanover ve Wolfenbuettel de Dukun kutuphanelerinde kutuphaneci olarak calisirken Leibniz kutuphane biliminin etkili kurucularindan biri oldu Sonraki kutuphanesi 100 000 cilt icerdigi gibi gunune gore cok buyuktu ve Leibniz kutuphane icin yeni bir bina tasarladi insa ettigi ilk bina olduguna inanilir Daha sonralari Oxford Universitesi nin Bodleian Kutuphanesi nde gunumuze kadar gelmis bir kitap endeksleme sistemi tasarlamistir Ayni zamanda yayincilar tarafindan her yil uretilen tum kitaplarin ozetlerini dagitan endekslemeyi kolaylastiran yeni bir form tasarlamasi icin cagrildi O bu projenin Gutenberg den beri basilmis her seyi kapsayacagini dusunuyordu Proje basariya ulasamadi fakat buna benzer bir proje the Library of Congress ve the British Library de 20 yuzyilda Ingiliz dili yayincilari ile standart bir uygulama haline gelmistir O butun bilimleri ilerletmek icin bir yol olarak ampirik bir veritabaninin olusturulmasina ugrasmistir Onun characteristica universalis evrensel ozellikleri kalkulus muhakemecisi akillarin toplulugu Hukukcu ahlak kuramcisiMarcus Aurelius disarida tutulacak olursa tarihte hicbir felsefeci Leibniz kadar cok devlet isleriyle ic ice olmamistir Leibniz in hukuk ahlak ve politika uzerine yazdiklari Ingiliz uzmanlar tarafindan uzun sure goz ardi edildiyse de bu durum sonradan degismistir Leibniz Hobbes gibi mutlak monarsi veya tiranligin herhangi bir seklinin destekcisi olmasa da cagdasi John Locke un 18inci yuzyil Amerikasini ve daha sonra tum dunyayi etkisi altina altina alan demokrasi yanlisi fikirlerini de savunmamistir Asagidaki alinti 1695 yilinda Baron J C Boyneburg un oglu Philip e yazdigi mektupta Leibniz in politik fikirlerine isik tutuyor Hukumdarlarin elinde barindirdigi guc ve halkin onlara itaat etmesi gerekliligiyle ilgili kabaca soyleyeceklerim prenslerin halkin direnis hakkini tanimasinin ve halkin da prenslerine itaat etmesi gerektigini bilmesinin iyi olacagidir Ancak Grotius un kisinin itaati bir kanun olarak gormesi ve devrim belasinin ona sebep olan kotulukleri golgede birakmasi fikirlerine de yakin degilim Yine de sunun farkindayim ki bir prens isi asiri noktalara goturup devletin bekasini tehlikeye sokabilir Bu nadir gorulen bir durum olmasina karsin boyle bir durumda siddeti onaylayan bir teolog asiriliklara dikkat etmelidir Zira asirilik kesinlikle yoksunluktan daha tehlikelidir Leibniz 1677 de yoneticilerinin butun milleti temsil edecegi ve ozgurce oy kullanabilecegi senato veya meclis onderliginde yonetilecek bir Avrupa konfederasyonu icin cagrida bulunmustur Bu cagri bazen Avrupa Birliginin ongorusu olarak yorumlanir Leibniz Avrupa nin ortak bir din olusturmasi gerektigine inanmistir Daha sonra 1715 te bu tekliflerini yinelemistir FilologLeibniz calismalarinda karsisina cikan dillerin hirsli bir ogrencisiydi bu dillerin gramer ve kelime bilgisini istekli bir bicimde kapiyordu Hristiyan bilginlerin belirttigi Ibranicenin insan irkinin kadim dili oldugu gorusune karsi cikti Ayrica Isvecli bilginlerin soyledigi on Isveccenin Alman dillerinin oncusu oldugu gorusune de karsiydi Slav dillerinin kokenlerine fazlasiyla kafa yordu Sanskritce nin varligindan haberdardi ve klasik Cinceye hayran kalmisti Leibniz gec Orta Cag Chronicon Holtzatiae nin Holstein eyaleti gunlukleri the princeps editio sunu ilk modern baski yayinladi Cin Kulturu SeverLeibniz muhtemelen Cin uygarligina yakin ilgi gosteren ilk Avrupali entelektueldir Avrupali Hristiyan misyonerlerin Cin e yazdigi postalari ve yazismalari gozden gecirdi Confucius Sinicus Philosophus u basiminin ilk yilinda okudu ve Avrupalilarin Konfucyuscu etik geleneginden cok sey ogrenebilecegi sonucuna vardi Cince karakterlerin genel karakteristigin kasitsiz bir formu olabilecegi uzerine epey kafa yordu I Ching heksagramlarinin 0 dan 111111 e kadar olan ikili sayilarla ortustugunu belirtti ve bu eslemenin Cinlilerin felsefi matematikte buyuk basarilari oldugunun kaniti oldugu sonucuna vardi Leibniz in Cin felsefesine olan ilgisinin kaynagi Cin felsefesinin kendisininkine benzer oldugu algisiydi Tarihci E R Hughes Leibniz in basit madde ve onverili harmoni fikirlerinin dogrudan Konfucyusculukten etkilendigini one surmustur bu fikirlerin olusumunda o donem yaptigi Confucius SinicusPhilosophus okumasinin etkili olabileceginin uzerinde durmustur Bilge olarakLeibniz Brunswick aile tarihi icin yaptigi arastirmadaki gezisinde Brunswickler icin bircok resmi ve diplomatik is yaptigi Viyana da Mayis 1688 ve Subat 1869 tarihleri arasinda kaldi Madenleri ziyaret etti maden muhendisleriyle konustu ve Duk un Harz Daglari ndaki demir madenleri icin ihracat kontratlarinda muzakerede bulunmayi denedi Viyana sokaklarindaki aydinlatma icin onerisi lambalar icin yanan kolza yagi kullanilmasiydi Avusturya Imparatoru ile beraber resmi dinleyicilerin bulundugu ve buna muteakip muhtirasi esnasinda Avusturya ekonomisinin para sistemini Orta Avrupa ya gore reformize ederek Habsburg ve Vatikan ile anlasma yapmasi gerektigini one surdu Imparatorluk arastirma kutuphanesi resmi arsiv ve sosyal sigorta fonlarinin kurulmasi gerektigini de belirtti Mekanik uzerine onemli bir yazi yazdi ve yayinladi Leibniz ayrica metafizik uzerine olan goruslerini ozetleyen kisa bir yazi yazdi ve bu yazi 1903 te Louis Couturat tarafindan yayinlandi Viyana da yazilan bu yazi tarihsizdi ve bu 1999 da fark edildi fark edildikten sonra Leibniz in 1677 1690 arasindaki felsefe yazilarinin elestirel basimina eklendi Couthurat in bu yazi uzerine okumalari 20 Yuzyil analitik filozoflarinin Leibniz uzerine calismalarinin baslangic noktasi olmustur Fakat Leibniz in felsefi yazilarina 1688 den baslayarak yapilan titiz bir calisma bu calismadaki eklemeler 1999 elestirel basimi mumkun kildi Mercer 2001 Couturat in okumalariyla ayni goruste degildi ve henuz bu konu hakkinda karara varilmadi Olumunden sonraki itibariBir matematikci ve filozof olarak Leibniz in unu olumunden sonraki zamanda azaliyordu Hatirlanmasinin tek sebebi olan kitabi Theodicee deki temel argumanlari Voltaire tarafindan Candide de hicvedilmistir Voltaire in Leibniz i tasviri o kadar etkileyiciydi ki bircoklari tarafindan dogru bir yorumlama olarak kabul edildi Bu yuzden Voltaire ve eseri Candide Leibniz in fikirlerinin gereken degeri gormemesinin en buyuk sebepleri olarak gorulur Leibniz in tutkulu takipcisi Christian Wolff un dogmatik ve basit gorunusu de Leibniz in unune zarar vermistir Leibniz kitabi Theodicee yi okuyan ve oradaki bazi fikirlerden yararlanan David Hume u da etkilemistir Felsefe tarihi ele alindiginda Leibniz in de onemli bir kismini temsil ettigi rasyonalizm akimi ve sistem felsefesi gelenegi 17 yuzyilda sahneden cekilmeye baslamistir Hukuk diplomasi ve tarih uzerine yaptigi calismalar gecici hevesler olarak gorulmustur Fikirlerindeki butunluk zenginlik ve enginlik fark edilememistir Avrupa nin cogu Leibniz in calculus u Newton dan bagimsiz olarak buldugundan suphe etmistir Bu yuzden matematik ve fizik uzerine yaptigi calismalar goz ardi edilmistir Newton un buyuk bir hayrani olan Voltaire yine Candide de Leibnizin calculus u bulduguna karsi cikmis ve Leibniz in Newton a yaptigi evrensel cekim yasasi teorisi elestirisinin yanlis oldugunu belirtmistir Izafiyet teorilerinin yukselisi ve takip eden matematik tarihi calismalari Leinbiz in goruslerini daha pozitif bir noktaya tasimistir Leibniz in simdiki unune dogru yuruyusu 1765 te yayimlanan ve Kant in ilgiyle okudugu Nouveaux Essais ile baslamistir 1768 de Dutens in editorlugunu yaptigi birden cok baskisi yapilan yazilarini 19uncu yuzyilda yapilan bircok ceviri takip etmistir Leibniz in eserleri donemin taninan isimleri Antoine Arnould Samuel Clarke Sophia of Hanover ve kizi Sophia Charlotte of Hanover in eserleriyle iliskilendirilmeye baslanmistir 1900 yilinda Bertrand Russell Leibniz in metafizigini konu alan elestirel bir calisma yayinlamistir Kisa bir sure sonra Louis Couturat Leibniz ustune onemli bir calisma yayimlamis ve Leibniz in o gune dek yayimlanmamis buyuk olcude mantik uzerine olan eserlerini derlemistir Butun bunlar Leibniz i 20nci yuzyil analitik ve linguistic felsefecileri icin saygideger konuma tasimistir Leibniz in terimi olan salva veritate Willard Quine in metinlerinde gecer Buna ragmen Leibniz uzerine ikinci elden Ingilizce calismalar ikinci dunya savasi sonrasina kadar filizlenmemistir Leibniz den beridir bilim dunyasinda yerlesmis bir dusunce olustu Buna matematiksel analiz denildi Leibiniz den sonra Matematik bilimin dili oldu Bu fikir bugunku matematiksel dusunce sisteminin temelini olusturmaktadir Leibniz bilim dallarini inceledi ve sunu fark etti Butun bilimler Matematik var olmadan ogrenilemezdi Tanimlar ampirik olarak ve sezgisel olarak degil dogrulugu gercel olarak kanitlanmis onermelerden olusmaliydi Leibniz in bu bilimleri matematige dayandirma cabasi bugunku matematiksel dusunce sisteminin ve bilin temelini olusturdu Yine de Leibniz in adi butun bilimsel dusunce sisteminin temelini atmasina ragmen oldukten sonra duyulmadi Ozellikle Newton Leibnizin getirdigi Matematiksel olma cabasini Fizige uyguladi bkz Matematisel Fizik bkz Rasyonel dusunce bkz Isaac Newton Baslica eserleriMetafizik ustune konusmalar Insan zihni uzerine yeni denemeler Theodise MonadolojiAyrica bakinizAvrupa uyumu Leibniz OduluKaynakca Mates 1986 bolum 7 3 ve 9 Loemker 717 Bkz Jolley 1995 129 31 Woolhouse ve Francks 1998 ve Mercer 2001 Loemker 311 Arthur Lovejoy The Great Chain of Being Harvard Universitesi Yayinlari 1936 Bolum V Plenitude and Sufficient Reason in Leibniz and Spinoza s 144 182 Leibniz in bu prensiplerle neyi kastettigi hk bkz Mercer 2001 473 84 Yeter Neden ve Cokluk uzerine klasik bir tartisma icin bkz Lovejoy 1957 Turkce Leibniz kaynakcasiMonadoloji amp Metafizik Uzerine Konusma Atakan Altinors tarafindan cevrildi Ankara Dogu Bati Yay 2011 ISBN 9789758717767 Boutroux Emile 2009 Leibniz Hayati ve Felsefesi Atakan Altinors tarafindan cevrildi Istanbul Paradigma Yay ISBN 978 9757819639 Dis baglantilarBekir S Gur 2005 PDF Matematik Dunyasi 3 ss 91 96 6 Aralik 2006 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Ingilizce 12 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Almanca 15 Ekim 1997 tarihinde kaynagindan arsivlendi