Sapık,Alfred Hitchcock tarafından çekilen, senaryosu Joseph Stefano tarafından psikozlu bir katili hakkında yazılan 1960 tarihli korku ve gerilim filmidir. Film, Robert Bloch'un Wisconsinli katil Ed Gein'nin suçlarından esinlenerek yazdığı aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Film, bir sekreter olan Marion Crane (Janet Leigh) ve yalnız yaşayan bir motel sahibi Norman Bates (Anthony Perkins) arasındaki karşılaşmayı anlatır. Film Türkiye'de 24 Ocak 1965'te gösterime girmiştir.
Psycho | |
Yönetmen | Alfred Hitchcock |
---|---|
Yapımcı | Alfred Hitchcock |
Senarist | Joseph Stefano |
Hikâye (eser) | Robert Bloch'un Sapık Roman'ından Uyarlanmıştır. |
Oyuncular | Anthony Perkins Janet Leigh Vera Miles John Gavin Martin Balsam |
Müzik | Bernard Herrmann |
Görüntü yönetmeni | |
Kurgu | |
Stüdyo | 1960–1968: Paramount Pictures 1968-sonra: Universal Pictures |
Dağıtıcı | Paramount Pictures |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Korku/Gerilim |
Renk | Siyah Beyaz |
Yapım yılı | 1960, ABD |
Çıkış tarih(ler)i | 16 Haziran 1960, ABD 24 Ocak 1965 Türkiye |
Süre | 109 dakika |
Dil | İngilizce |
Bütçe | 806,950 dolar |
Hasılat | 50 Milyon dolar |
Devam filmi | Sapık 2 |
"Sapık", ABD'de "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek Kongre Kütüphanesi'nin "Ulusal Film Arşivi"nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.
Konu
Marion (Janet Leigh) ve sevgilisi Sam (John Gavin), evlenmek istedikleri halde, evlilik için yeterli paraları olmadığı için evlenemezler. Marion’un patronu banka hesabına yatırması için 40 bin dolar verince, Marion parayı çalar ve Phoenix’i terk eder. O geceyi yol üzerinde bir motelde geçirecektir. Marion ile arkadaş olan motelin genç sahibi Norman Bates (Anthony Perkins), Victoria döneminden kalma büyük bir konakta, hasta ve zor bir kadın olan annesiyle birlikte yaşadığını anlatır ve Marion’u eve davet eder. Marion gece yatmadan önce duş alırken yaşlı kadın ansızın ortaya çıkar ve duştaki Marion’u bıçaklayarak öldürür. Dakikalar sonra ortaya çıkan Norman büyük bir soğukkanlılıkla yerdeki kan izlerini temizler ve Marion’un cesedini kucağına alarak, kızın arabasının bagajına yerleştirir. Sonra da arabayı yakındaki bir bataklığa doğru sürerek bataklığın cinayet kanıtlarını yutmasını izler. Kaybolan kızı izleyip, bulmayı üç kişi üstlenmiştir. Lila (Vera Miles), Sam ve parayı bulmakla görevlendirilen sigorta müfettişi Arbogast (Martin Balsam)… Arbogast’ın araştırmaları onu motele götürür. Orada Norman ile konuşur ama Norman’ın onu annesiyle tanıştırmayı kabul etmemesi kuşkularını çoğaltır ve yaşlı kadınla konuşmak için eve gizlice girer. Merdivenlerden ilk kata çıkar ama tam adımını döşemeye attığı anda bıçaklanarak öldürülür ve cesedi merdivenlerden aşağı yuvarlanır. O sırada Lila ve Sam, kasabanın şerifinden Norman Bates’in annesinin öldüğünü ve sekiz yıl önce gömüldüğünü öğrenirler. Motele giderler. Lila evi aramaya kalkışınca, ölümden zor kurtulur. Mücadele sonunda, Norman’ın çift kişilik taşıyan, şizofrenik birisi olduğu ve ölmüş annesini temsil ederken de insan öldürmeye eğilimli bir manyak olduğu açığa çıkar. Alfred Hitchcock'un başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
Film Hakkında Psikolojik Analiz
Vikipedi'nin ulaşabilmesi için, bu maddenin veya bir bölümündeki ansiklopedik olmayan içeriğin temizlenmesi gerekmektedir. Görüşlerinizi lütfen belirtiniz. (Nisan 2020) |
Alfred Hitchcock pek çok röportajında, “Sapık gülmek için yapılmış, eğlenceli bir filmdir” der. Filmi ilk defa görenler ve efsanevi duş sahnesini izleyenler, Hitchcock’un bu sözleri üzerine, onun tuhaf bir eğlence anlayışı olduğunu düşünürler. Ama ikinci ve daha sonraki izlemelerde, seyirci de bu duyguyu yaşamaya başlar. “Sapık”, yönetmen için saf sinemadır. Alfred Hitchcock popülerliğini on yıllardır dolaşımda olan onlarca filmiyle sağlamıştır. Hitchcock’un favori karakterleri aslında görünmeyen, mezardan kendini hissettiren karakterledir. Tıpkı Psycho/ Sapık’taki Mrs. Bates gibi. Mrs. Bates aslında yoktur ancak oğlu Norman Bates filmin yarısından çoğunda onun varlığına bizi inandırır. Hitchcock’un bu hayali manipülasyonları genel olarak kadınları hedef/ konu alır.
Filmin ana karakterlerinden Norman Bates’in de önerdiği/ öngördüğü gibi Hitchcock’un filmlerinin aynasından kadın ve erkek izleyicilerin gördüğü, tüm toplumsal cinsiyet rollerini tehdit eden bir belirsiz cinsellik imajıdır. Filmde Norman ve annesinin arasındaki ilişki üzerinden anlatılan “problem” anne-çocuk arasındaki aşırı bağın oğlanın “normalliğini” ve “maskülen cinsel ilişki ihtimali”ni yok etmesi üzerine kurulmuştur. Filmde elbette temel olarak bakılması gereken Norman Bates-anne-Marion Crane üçlüsüdür… Erkek sinema eleştirmenleri genel olarak Psycho/Sapık’ın izleyicinin röntgenci duygularını cezalandıran bir film olduğunu söylerler ama kadınların filmde sadece erkeklerin gözlerini dikip baktıkları objeler olmakla kalmayıp, aynı zamanda cezanın büyüğünü de bir kadının çektiğini anımsamazlar. Marion Crane’in öldürüldükten sonra kameranın cansız gözlerine odaklanması, Mrs. Bates sonunda “ortaya çıktığında”, bu korkunç görüntüyle Marion’un kız kardeşinin yüz yüze kalmak zorunda olması ve korkunç bir çığlık atması, kadın iskeletinin artık yok olmuş gözbebeklerine yapılan zoom hareketi Hitchcock sinemasının hep feminist eleştiriye bırakılmış yanlarıdır. Tania Modleski’ye göre Hitchcock sineması ve özellikle Psycho/ Sapık örneği bir kadın ve bir erkek tarafından tamamen farklı okumaları mümkün yaratılardır. Modelski’nin farklı okuma yorumundan yola çıkarak Psycho örneğini “suçun transferi” açısından inceleyebiliriz. Marion Crane çaldığı paradan dolayı suçludur ancak bir kurban haline gelir.
Filmin temel yapısı Norman Bates’in yaşadığı psikozdur. Bu psikoz Norman Bates’in gerçekliği kırması ve sembolik bir normallik yaratmasıdır. Norman Bates ancak aslında çok zaman önce ölmüş olan annesinin kıyafetlerini giydiğinde ve onun sesine büründüğünde, yani sembolik bir gerçeklik üzerinden bir arzu geliştirdiğinde “normal” ile psikozlu bir ilişki kurar. Filmin sonunda Norman Bates’in “annesi” haline gelmesi, Bates’in kendisini annesinin “bilincinden”, üçüncü katta oturan ve annenin hayalinde kendine yer bulan Süper Ego’dan kurtaramadığının kanıtıdır. Norman Bates’in filmin sonunda annesi haline gelmesi aynı zamanda kendisini annesiyle ve kendi süperegosunu annesinin arzularıyla çok özdeşleştirmiş olmasından kaynaklanır. Norman Bates artık kendisini annesinin arzularından ayırt edememektedir.
Filmi incelemeye başlarken ilk ele alınması gereken konulardan biri filmin adıdır; PSYCHO/ SAPIK. Filmin adı, ilk anda izleyicide psikopat ya da psikopat katil terimlerinin kısaltması gibi gelir ki Türkçeye de bu şekilde çevrilmiştir. Bir kısaltma olduğu doğrudur, ancak bu psikanalizin kısaltmasıdır. Film insanın kafasında karanlık bir dünya yaratır ve mücadele edilmesi gereken düşmanları, şeytanları verir. Bu düşman ve şeytanlar aslında izleyicinin ve hatta yönetmenin bilinçaltıdır. Güneşli bir havadan, karanlık bir pencereye dönen ilk sahneden, bataklıktan, yani karanlıktan çıkartılan arabanın görüldüğü son sahneye kadar psikanaliz ve ruh bilim çözümleme kendini gösterir, seyirciye bir terapi deneyimi yaşatılır. Yönetmen, filmde oyunculardan ya da konudan çok izleyenleri yönetir. Aslında gözler önüne serilen, analiz edilen ve araştırılan izleyicilerin bilinçaltıdır. Sinema ya da televizyon ekranındaki karakter, her ne olursa olsun, sonuçta bir karakterdir. Ancak sinemadaki izleyici, karanlık bir salonda şoke olmayı beklerken ve röntgenciliğin keyfini sürerken her karakteri ayrı, ayrı özümser.
“Sapık” da kullanılan dekor ayrıntıları da bilinçaltı çözümlemeler için uygun seçilmiş nesnelerdir. Karşımıza en fazla çıkan dekor, aynadır. Bu hem kişinin kendi kendisiyle hesaplaşması, parçalanması, hem de yaşama karşı duruşunu anlatması bakımından önemli bir simgedir. Dekorun içindeki aynaların kullanımı ve karakterlerin oyunu, izleyicinin zihnini parçalara bölüyor. Örneğin, oteldeki açılış sahnesinde, Marion aynanın karşısında giyinir. Aynı şekilde parayı almaya karar verdiği zaman da evde giyinirken, aynanın karşısında olmayı tercih eder. Arabasını değiştirmek için galeriye gittiğinde de, tuvalette parasını aynanın karşısında sayar. Bates Motel’de, resepsiyonda, müşterilerin Norman’la konuştukları anlarda durmaları gereken yerin tam karşısında bir ayna vardır, aynanın arkasında ise Marion’un odasını görmemizi sağlayan gözleme deliği bulunmaktadır. Bu aslında bize gerçeğin her zaman da göründüğü gibi olmadığı mesajını veren bir dekor yerleştirimidir.
Norman ve Marion otelin önünde konuşurlarken, profilden görünürler, Norman’ın görüntüsü cama yansır, böylece biz bir ayna olmadığı halde, yeniden bir yansıma yakalayabiliriz. Bu sahnedeki cama yansıyan profil, Norman’ın bölünmüş kişiliğinin ilk simgeleri ve gelecek dakikalarda karşılaşacağımız çoğul kişiliğin bir habercisidir. Aynanın tüm film boyunca en korkutucu kullanımı Lila Crane’in, Marion’un ablasının, Bates’lerin evinde gizlice anneyi ararken, annenin yatak odasında bir anda iki aynanın birden Lila’yı göstermesi ve hem onu, hem de izleyiciyi yerinden zıplatmasıdır. Bu sahne bir tesadüf değildir. Patolojik olarak bölünmüş bir insanın hikâyesi olan filmde, bu sahne ile aslında filmdeki diğer insanların da bölündüğü anlatılır. Bunun izleyici üzerindeki korkutucu etkisi ise, her izleyicinin kendisi ile hesaplaşmasıdır. Çünkü aslında herkes kendi içinde belli bir dereceye kadar bölünmüşlükler taşır, farklı zamanlarda farklı insanlar olabiliriz, öyleymiş gibi davranabiliriz. Film boyunca izleyici hep aktiftir. Asla oturup, şimdi ne olacak diye beklemez ve kendine göre isteklerde bulunur. Örneğin Marion’un şüpheli insanlardan kaçmasını isteriz, Norman’ın arabayı bataklığa itmesini ve kurtulmasını isteriz, araba bataklığa girerken bir anda durduğunda korkarız, çünkü Norman’ın başının derde girmesini istemeyiz. Aslında hem her şeyi öğrenmek isteriz, hem de gerçekten korkarız. Zaten günlük hayattan ve Marion’un sade yaşantısından söz edilen ilk bölümün ardından Bates motelin ve evin tiyatrovari ve karanlık dekoruna girdiğimizde kendimizi bir anda kaotik dünyanın karanlığının tam ortasında buluruz. Saul Bass’in “Sapık” için yaptığı jenerik tasarımı da bölünmüş kişilikleri yansıtır. Siyah fon üzerine beyazla yazılmış isimler, parçalanarak ekrandan kaybolurlar. Viyolalar ve çellolarla yapılan müzik, kuşların uçuşmasının ve bıçakların bileylenmesinin müziğidir. Kuşlar ve bıçaklar, bu filmde psikolojik ve edebi olarak kadın ve erkeği simgeler. Son jenerik yazısı olan “Directed by Alfred Hitchcock” tıpkı diğer isimler gibi ayrılır ve parçalara bölünür, yani yönetmen filmde kendi bölünmüş kişiliğini de yansıtır.
Bir kent görüntüsü ile film açılır, ekranın tam yarısın gökyüzü, diğer yarısını da binalar kaplamaktadır. Bu bilinçli olarak yapılmış bir çerçevedir. Ekranda beliren elektronik yazılardan tam olarak mekan ve zaman bilgisi alırız:”Phoenix-Arizona, Cuma, 11 Aralık, 2:43 pm.” Böylece yönetmen daha ilk andan bize bu bilgileri vererek filmi hemen kurmaca bir havaya sokmaz ve belgesel bir yanını da ortaya koyar. Phoenix’te, yani adını mitolojik kuştan alan kentte, kamera binaların arasında kuş gibi uçar, nerede duracağı konusunda kararsız kalır ve sonunda bir bina seçer, bu aydınlık ortamdan, jaluzilerin arasında geçerek loş bir odaya girer. Rahatsız edici atmosfer burada başlar ve biz öğle yemeği âşıklarını gözetlemeye başlarız. Filmin ilk başlangıç sahnesi olan bu otel odasında görülen vantilatör, filmin sonunda da olayın çözümlenmesinin ardından dedektifin odasında yapılan konuşmada arka planda dekor olarak görülür. Vantilatör burada kısır döngünün simgesidir. İlk sahnede Marion ve Sam para ve benzeri nedenlerle evlenemedikleri için bir kısır döngü içindedirler ve bunu aşmalarının yolu şimdilik görünmemektedir, bu nedenle daha böyle çok fazla otel odası buluşması olacağını düşünürüz. Oysa son sahnedeki vantilatör çok daha vahim bir kısır döngüyü simgelemektedir. Norman Bates artık annesinin yerine tamamen geçmiştir ve iki kişiliğe bölünen varlığı artık yine tektir, buradaki sorun kendi kişiliğini değil, annesinin kişiliğini tercih etmiş olmasıdır. Yani buradaki kısır döngü daha vahim ve daha çözümlenemezdir. Marion ve Sam daha sonra, Norman’ın de otelde yapmak istediği şeyi yaparlar, uzun, uzun konuşurlar. Konuşmaları ilk etapta basit gelir ama aslında filmin gidişatı için son derece önemli diyaloglardır. Çünkü ilişkilerinin neden böyle otel odalarında devam ettiğini ve neden evlenemediklerini anlarız.
Sam: Hiçbir zaman yemeğini bitirmiyorsun, öyle değil mi?
Marion: Böyle oteller ne zaman geldiğinle ilgilenmezler Sam. Ama zamanın dolduğunda gitmek zorundasındır. Sam bu son kez oldu. Evet, birbirimizi görebiliriz, beraber yemek yiyebiliriz, ama benim evimde. Annemin vitrindeki fotoğrafının önünde, kız kardeşim bana et pişirmekte yardımcı olurken…
Sam: Peki ya yemekten sonra? Kız kardeşini sinemaya yollayıp, annenin fotoğrafını da ters mi çevireceğiz?
Marion, Bates Motel’de Norman’ın onun için hazırladığı sandviçi de yarım bırakır. Yani zamanının dolmasına az kalmıştır. Aslında “when your time is up” cümlesi iki anlam taşımaktadır. Hem oteldeki para ödenen zaman dolmaktadır, hem de artık Marion’un daha fazla vakti kalmamıştır. Bu cümle aynı zamanda aile problemlerine bir giriş cümlesi niteliği taşımaktadır. Filmin ilk karakterleri Marina ve Sam’in de, sonradan ortaya çıkan Norman’ın da aileleriyle sorunları vardır, bu aileler ölmüş olsa bile.
Sam: Burada olmayan insanlar için terlemekten çok yoruldum. Hala babamın borçlarını ödüyorum ve o mezarda. Hala eski karıma nafaka ödüyorum ve dünyanın bir ucunda, benim bile bilmediğim bir yerde.
Marion: Ben de ödüyorum, otel odalarında buluşanlar da ödüyor.
Dünyanın bu yarısında, cinsellik ve evlilik dışı ilişkiler, utanç verici, gizli, saklı yapılmalıdır. Örneğin Norman’ın bugün böyle kişilik bölünmeleri ve sapkınlıklar yaşamasının temel sebebi, annesidir. Ve o çok küçük yaşlardan itibaren annesine olan aşkı nedeniyle annesinin gizli ilişkilerinin bedellerini ödemiştir. Marion ve Sam sıcak havayı bizlere yansıtmak için kullanılmış day-light filtrelerin ışığı altında bir pencerenin önünde durmaktadırlar. Jaluzinin çizgileri arasından dışarısı az da olsa seçilebilmektedir. Sam tıpkı, ilk çekimde olduğu gibi, çerçevenin tam ortasındadır ve jaluzilerle orantılı ayarlanmıştır, yani çerçevenin yarısında Sam’i, kalan yarısında yatay çizgilerden oluşan jaluziyi görürüz. Jaluzi, yani yatay çizgiler burada iktidarsızlığı ya da daha doğru anlatımıyla güçsüzlüğü simgelemektedir. Filmin açılış çekiminde ise yerleştirme bunun tam tersidir ve yüksek binalar dikey bir profil yaratmaktadır. Bu profil ise fallik bir simge olarak bize olacakların temposunun yüksekliğini ve hırsı anlatır. Bloch’un romanından sinemaya uyarlanan “Sapık”da aslında kadın karakterin asıl adı Mary’dir, ismin Bakire Meryem’den geldiğini anımsamak gerekir. Ancak Hitchcock romanı filme dökmeye karar verdiğinde karakterin adını değiştiriyor ve Marion yapıyor. Bu değişikliğin sebebi anagramik açıdan Norman ve Marion isimlerinin birbirine yakın ve çağrışımlı olmasıdır. Marion’un soyadı ise “Crane”dir. Bu soyadı, onu bir kuş haline getirir. Bu soyadının başka bir anlamı ise onu tecavüz edercesine öldüren Norman’ın aynı zamanda bir taksodermist olması, yani avladığı kuşları doldurarak saklaması. Marion filmin ilk anından itibaren zaten bir avdır. Bu konudaki başka bir önemli nokta ise Marion’un Phoenix’ten geliyor olmasıdır. Phoenix, mitolojideki Anka kuşudur ve 500 yıl yaşadıktan sonra, kendini yaktığı ve külüyle yeniden doğduğu söylenir. Soyadının ironik olan bir noktası ise Hitchcock’un bu filmin çekimleri boyunca çok fazla crane, yani vinç kullanmasıdır. Marion otelde Sam’le konuşurken Sam ile evlenmek istediğini açıkça söyler. Biz bu sözlerin ardından Sam’in mali sorunları olduğunu anlarız. Bu ufak gibi görünen mali sorunlar bize aslında ölümün yaşam üstünde, geçmişin bugün üstünde ne kadar etkili olduğunu gösterir. Sam’in bugünü ölmüş babasının borçları yüzünden ipotek altındadır, aynı şekilde Norman’ın bugünü de mezardan çıkıp gelen annesi tarafından geçmişle sınırlandırılmaktadır. Bu Şerif Chambers tarafından ironik bir dille filmin sonuna doğru yorumlanır “Hayaletlere inanmam”.
Beyaz sutyen ve külotla, 1959 şartlarına göre cesur bir şekilde kamera karşısına geçen Marion beyaz etek ve buluz giyer ve Sam’i profilden görecek şekilde konumlanır. Aynı duruş daha sonra Bates Motel’de Norman’la da karşımıza çıkacaktır. Zaten Norman ve Sam ciddi bir şekilde birbirlerine benzemektedirler. Ten renkleri, saç tonları, profilleri ve arkadan görünüşleri birbirlerini anımsatmaktadır. Kıyafet seçimleri de birbirinin benzeridir. Marion hayatındaki her otel odasına bir şekilde bir bedel ödemektedir. Öğle yemeği âşıkları olarak gittikleri otel odasında Sam’le birlikte olur, patronuna ait olan parayı çaldıktan sonra gittiği otelde otelin sahibi tarafından öldürülür, Marion otel odasından ofise döner, evli ve zengin iş arkadaşı Caroline ile “doğru” üzerine bir konuşma yaşar, Caroline hem evli hem de zengin olduğu için “doğru” ve “olması ” gerekendir. Marion Caroline ile konuşmasının ardından, kararını vermiş olarak ofisten çıkar, kamera Marion’un masasındaki Amerika manzarasına takılır. Buradan arabada giden Marion’un gözünden Phoenix manzarasına geçeriz. Marion’un odasında üç dakikalık sessiz bir sahne izleriz. Konuşma olmadığı için sahne boyunca müzik son derece baskındır. Marion yine çıplaktır, iç çamaşırlarıyla dolanmaktadır. İç çamaşırları bu kez otel odasındaki gibi beyaz değil, siyahtır, çünkü karanlık bir şeyler yapmaya hazırlanmaktadır. Odanın içinde dolanır ve 40 bin doları alıp, almamanın kararsızlığını yaşar. Hermann’ın müziği bir karar anının dramatik ve çıtası yüksek müziğidir. Arka planda banyoyu ve özellikle duşu net olarak görürüz. Fallik bir nesne olan duşun başı çerçevede öne çıkmaktadır ve görüntüyü doldurmaktadır. Duş, ilerleyen sahnelerde önemli olacağını bir şekilde haber verir. Marion aynı zamanda karanlık bir iş yapmadan önce arınmaktadır.
Banyodaki aynadan Marion’un yansımasını görürüz. Marion aynadan içinde paranın bulunduğu zarfı dikizler, iki imgeyi, yani aynayı ve parayı birlikte göstermek için çok iyi bir zaman seçildiği kuşku götürmez. Fallik bir simge olan, değeri sadece kendinden menkul para ile, bölünmeyi temsil eden aynayı birlikte kullanmak son derece önemlidir. Burada aynanın karşısında kendisi ile hesaplaşmasını beklediğimiz Marion yeni bir hayat için parayı almayı daha uygun bulmuştur. Etkileyici çerçeve, müzik ve mimikler Marion’un tehlikeli ve kaotik bir dünyaya gittiğini kanıtlar. Marion’a kızmayız, hatta sempati duyarız çünkü para ona ve Sam’e yeni bir dünyanın kapılarını aralayacaktır. Bu sempati Marion tuhaf bir ifade ile aynaya bakarken yandaki duvarda onun bebeklik fotoğrafını görmemizle daha da artar. Odayı dikkatlice incelediğimizde, sonradan Bates Motel’de kalacağı 1 numaralı odayla konumlanma ve eşya anlamında benzerlikler taşıdığını görürüz. Marion aynanın önünden ayrılır, hiç duraksamadan parayı çantasına koyar ve evden çıkar. Marion’un düşüşü başlamak üzeredir. Böylesine bir soygunu gerçekleştirmeyi akıllarının ucundan bile geçirmeyen seyirciler, Marion’la özdeşleşirler. Bir sonraki sahnede Marion’u yakın planda araba kullanırken görürüz, arkada Phoenix sokakları görülmektedir. Biz yolu Marion’un gözünden izleriz ve kahramanın gözünden gördüğümüz için de objektifliğimizi kaybederiz. Marion ve biz ışıklarda durduğumuzda patron Mr. Lowery’yi görürüz. Lowely, bir anda duraksar, alkollüdür ve tam olarak gördüklerini anlamlandıramaz ama aklına aslında Marion’un parayı bankaya yatırıp daha sonra da eve dinlenmeye gideceğini söylediği gelir. Duraksar, sonra yoluna devam eder. İzleyicinin bu sahnede “Sapık”da yönetmenin üzerimizde yaratmak istediği klostrofobik etkili izlenimleri unutmaması gerekir.
Çünkü “Sapık” da karmaşık insan grupları, kalabalıklar, koşuşturan insanlar ya da kalabalık durak görüntüleri, fazla insan olan mekânlar yoktur. Yönetmen bilinçaltına inişte, karanlık ve kasvetli evleri, uzun ve sessiz yolları, karanlık otelleri ve orman alanlarını kullanmayı tercih etmiştir. Bates Motel’in uzun ve dönemeçli dış koridoru bize aklımızın ve bilinçaltımızın koridorlarını hatırlatır ve kendi içimizde çözülmeye başlarız. Film boyunca çok az dış çekim vardır, zaten biz insanların dış hayatları ya da gündelik yaşamlarıyla değil, bilinçleriyle ve bilinçaltlarıyla ilgileniriz, dolayısıyla bu kasvetli ve karanlık mekânlar bizi rahatsız etmez. Rahatsız etmeye başladığı nokta ise zaten yönetmenin gelmemizi istediği noktadır. Filmi izlerken ortamdan, mekândan ve kişilerden rahatsız olmaya başlamamız, onlarla özdeşleşmemiz anlamına gelir ki, bu da kendimizi sorgulama dönemine girdiğimizin işaretidir, Gece olur, Marion’un gözünden, yine arabada giderken karanlığı ve iç boğucu, sıkıcı, sisli manzarayı izleriz. Marion artık çok yorulmuştur ve gözleri kapanmak üzeredir. Bir kesmeden sonra havanın aydınlandığını ve Marion’un arabasının yolun kenarına çekildiğini görürüz. Sabah olmuştur ve Marion arabada uyumaktadır. Bir motorsikletli devriye polisi arabaya doğru yanaşır. İlk önce içeridekini göremez, daha sonra uyumakta olan Marion’u fark eder. Kısa bir telefon direği çerçeveyi tam ortadan ikiye böler, yatay ve dikey çizgilerdeki denge, tüm filmde olduğu gibi burada da bize kaotik bir ortamı sunar. Telefon direğinin tam ortadan böldüğü çerçeve bize Marion’un hala bu yoldan dönmesi için bir şansı olduğunu anlatır ama biz Marion’a sempati duymaya devam ederiz ve gelecekte olacak olayları tahmin edemediğimiz için bu hırsızlık olayı bizi vicdanen rahatsız etmez. Buradaki yatay ve dikey çizgilerin yarattığına benzer bir kontrastı da ilerleyen sahnelerde Bates Motel ve konağın yarattığı görünümde fark ederiz. Konak dikeydir, oysa motel yatay olarak konumlanmıştır. Karakterler, duvarlara düzgün sıralı olarak yerleştirilmiş lambalar tarafından çerçevelenirler. Filmin ilerleyen sahnelerinde gördüğümüz profil görüntüleri de bu lambalar tarafından yaratılan doğal çerçevelerin içine yerleşir. Polisin sorgusu boyunca ondan hoşlanmayız. Arabanın camından Marion’a ve doğal olarak bize baktığında tavrı son derece umursamazdır ve gözlerini oldukça büyük bir güneş gözlüğü ile kapatmıştır. Konukseverdir, ama temkinli yaklaşır, önerisini önemlidir, “buralarda pek çok küçük motel var, onlardan birinde kalmak sizin için daha güvenli olabilir” der. Ama aslında yollarda sabahlamak, Marion’un daha sonradan yaşayacakları göz önüne alındığında daha güvenlidir. Polis memuru, film boyunca gözlerini görmediğimiz tek insandır. Onun hakkında hiçbir fikrimiz yoktur, gözlerini görmeyiz, çünkü o bizi ve Marion’u izlemektedir. O güvendedir, ama biz biraz da ondan dolayı kendimizi ve Marion’u güvende hissetmeyiz. Marion yola koyulur, yol boyunca dikiz aynasından polis arabasını tam üç kere görürüz. Ayna Marion’un bölünmüşlüğüne göndermedir, polisin aynadaki görüntüsü iyi yola geri dönüş sinyalidir ancak Marion polisin aynadaki aksini ciddiye almaz. Yine gece olur, bu kez hava bozmuştur, arabanın silecekleri çalışmaktadır, çünkü dışarıda şiddetli bir yağmur başlamıştır. Karşıdan gelen arabaların farları Marion’un ve bizim gözlerimizi alır. Bütün bu yağmurlu ve kaotik ortamın ortasında bir anda tıpkı bir vaha gibi Bates Motel’in ışıkların görürüz. Motel, karanlık, derin, çirkin ve yaşayan ruhlara dair sırlar taşıyan bir yapıdır ve bu özelliği ile aslında Freud’un anlatımına uymaktadır. Yani otel binası tam anlamıyla, insanın ididir, dışa vuramadığı bir takım takıntılarını ve karanlık yönlerini temsil eder.
Marion otele gelene kadar arka planda yumuşak bir şekilde devam eden notalar, motele geldiği anda, motelin kasvetine ve ürkütücülüğüne uygun bir şeklide yükselir ve doruk noktasına ulaşır. Müzik yüksektir, aynı zamanda sadece yağmur sesini duyarız. Marion arabayı durdurur, yukarıdaki eve baktığında pencereden bir kadın silueti görülür. Ev yukarıdan bakmaktadır ve sanki yaşlı biri gibi görünmekte, yaşlı gözleri ile yeni gelen misafiri izlemektedir. Norman evden koşarak motele doğru gelir, elinde bir şemsiye taşımaktadır, şemsiye burada fallusu simgeler ama şemsiye kapalıdır. Buradan Norman’ın cinsel anlamda sorunlar yaşadığı ve iktidarsızlık sonuçlarını çıkarmamız mümkündür. Marion otele geldiği andan itibaren geçen iki dakikalık sessizlik, Norman’ın resepsiyon bölümüne geçip, iki dakika boyunca konuşmasıyla dengelenir. Norman “ne kadar kötü bir gece, öyle değil mi” der ve konuşmaya başlarlar. Norman’ın tarafındaki aynadan Marion’un yüzünü görürüz. Elinde çantası ile aynaya yansır, aynı anda Norman bir konum değişikliği yapar ve o da profilden aynada belirir. Gövdeleri bir anda üst, üste biner. Rothman aynaya yansıyanın bileşik varlık (kadın ve erkek başlı) olduğunu söyler. Aynı ben’in iki değişik yönü gibidirler. Çözülme ve parçalanma doruk noktaya ulaşır. Daha sonra Norman aynadan uzaklaşır ve aynanın karşısında karşılıklı kalırlar. Marion oteldeki kayıt defterini imzalar, ama bulunmaması için sahte bir isim kullanması gerekmektedir. Marie Samuels olarak defteri imzalar. Kendi adını değiştirir ve soyadı olarak da sevgilisi Sam’den yola çıkarak Samuels’i tercih eder. Yönetmenin burada isim olarak Marie’yi kullanması eserin gerçek yazarını selamlama olarak algılanabilir mi? Çünkü romanda Marion değil, Mary adı kullanılmaktadır.
Norman otelin boş olduğunu söyler ve bunun nedenlerini anlatmaya koyulur. Ana yol aslında buradan geçerken, başka bir yere kaydırılmıştır. Böylece de otele sadece yolunu kaybedenler ve yoldan çıkanlar gelmeye başlamıştır. Yoldan çıkmak sözü burada iki anlamda kullanılabilir. Marion vicdani olarak yoldan çıkmıştır ve bilinmeyene doğru sürüklenmektedir. Aynı zamanda gerçekten yoldan çıkmış ve kaybolmuştur. Yoldan çıkmanın Norman açısından da bir anlamı vardır, çünkü Norman da aslında yoldan çıkmış ve kendi bilinçaltının derinliklerinde kaybolmuştur. Norman otelin yeri ve ışıkları ile ilgili benzer açıklamaları daha sonradan dedektif Arbogast’a da yapacaktır. Marion’un, Norman’ın ve bizim formaliteler ve ışıklarla dolu dünyamız bir anda değişir. Seyirci kendi dünyasında bir yolculuğa çıkar ve sorgulamalar başlar. Norman bir numaralı odanın anahtarını alır ve Marion’la odaya doğru ilerler. Odaya girmek üzereyken, Norman Marion’un arkasındadır, bir an geçmek ister, Norman’ı saniyelik bir süre için göremeyiz, Marion’u geçtiğinde önce başını görürüz, başı yine Marion’un gövdesine bağlanır. Yalnız bu kez Norman’ın gövdesi duvara yansır. Odada, Norman Marion’a banyoyu gösterir, açıklamalar yapmak ister ama banyo sözcüğünü söyleyemez, Marion ona yardımcı olur. Banyo kabini, Marion’un evindeki banyoya benzemektedir. Marion ve Norman konuşurlarken, Marion’un bedeni aynaya yansır. Norman bu sırada başka bir açıdan, daha uzakta ve tek başına bir çekimle perdeye gelir. Norman odadan çıkmak üzereyken, Marion’a evde yemek hazırladıktan sonra onu da çağıracağını söyler. Norman’ın elinde şemsiyesi hala vardır ve hala açılmamıştır, hiç de açılmaz. Bu aynı zamanda onun rahatsızlığının da bir simgelemedir. Norman gittikten sonra sadece müzikle süslenmiş üç dakikalık başka bir sessiz sahne başlar. Marion parayı çant/pasından çıkartır, saklayacak yer arar ve sonunda araba aldığı yerden satın aldığı Los Angeles gazetesinin içine paraları yerleştirir. Buradan kurtuluşu Los Angeles’te gördüğü sonucuna varabilir miyiz? Paraları yerleştirdikten sonra camı açmaya gider ve tam o sırada evden gelen yüksek sesli konuşmaları duyar.
Anne: Hayır, sana söylüyorum, hayır. Tanımadığımız yabancı bir kızı bu eve yemeğe getiremezsin anladın mı? Tanrı aşkına, ben senin ucuz erotik fantezilerin için buna katlanamam, üstelik ucuz ve seksi bir kızla. Hayır dedim.
Norman; Anne, lütfen.
Anne: Peki ya yemekten sonra ne olacak? Müzik, fısıldaşmalar…
Norman: Anne, o sadece bir yabancı. Karnı aç, yiyecek bir şeyi yok ve dışarıda yağmur yağıyor.
Anne: “Anne, o sadece bir yabancı” ha? Sanki erkekler yabancıları arzulamazmış gibi. Bunları konuşmayı reddediyorum, çünkü beni rahatsız ediyor, anlıyor musun oğlum? Git şimdi ve ona o çirkin iştahını benim yemeklerimle gideremeyeceğini söyle ya da benim oğlumla.
Norman: Sus anne, sus.
Kamera, Marion’un endişeli yüzünden açılır ve hem Marion’u, hem de gotik evi aynı anda görürüz. Görünüm aslında komiktir. Annenin söylediği “ucuz, erotik düşünceler” sözü aslında izleyiciye de yöneliktir. Çünkü izleyici, filmin ilk sahnesinden itibaren röntgenci durumundadır ve bu ucuz erotik düşünceler izleyicinin de kafasında belirmiştir. Bir tepsinin içinde süt ve sandviçlerle gelen Norman o kadar utangaç ve sevimlidir ki ona sempati duymamak imkânsızdır. Tepsinin içinde sandviç ve sütü görünce, otel odasında Sam’le otururken, Marion’un yemeğini bitirmediği aklımıza gelir. Norman klasik, Amerikan delikanlısıdır, yan komşunun oğlu gibidir. Kapının önünde Marion ile konuşmaya başlar ve görüntüsü cama yansır. Annesinin bugün kendini o kadar da iyi hissetmediğini söyler, umarım başka insanları affedebilirsiniz der. Bu filmin dengesi ve tam anlamıyla ilgili çok önemli bir örnektir. Anne, her şeyden önce bir başkası değildir, o Norman’dır. Marion, Norman’ı odasına davet eder ama tavrı seksi değildir, sadece flört etmektedir. Norman’ın çekingen tavrı onu eğlendirmiştir. Ama Norman daveti kabul etmez ve resepsiyonda yemelerinin daha doğru olacağını söyler. Marion içeri girer, siyah bir perdenin önünde durmaktadır ve gördüklerinin düş olup, olmadığını tartmaya başlar. Her yer doldurulmuş kuşlarla doludur. Gözlerini çevirir ve onun bakış açısından kanatlanmış baykuşu görürüz. Her yer çok büyük gölgelerle kaplanmıştır ve ortam loştur. Odada uzun uzun sohbet ederler. Marion durumundan, Phoenix’e geri dönme zorunluluğundan söz eder.
Bir sonraki sahne son derece ürkütücü, patetik ve rahatsız edicidir. Belki de sinema tarihinde başka hiçbir filmin, hiçbir sahnesi izleyiciyi bu kadar yormamıştır. Aslında genel olarak bakıldığında olay son derece sıradan ve banaldır. Hayatını değiştirmek için paraya ihtiyacı olan Marion gibi sıradan bir kadının ve annesinin kıskanç ve ezici baskınlığı altında yok olmaya yüz tutan Norman gibi bir erkeğin başına geldiğinde çok da şaşırılması ya da rahatsızlık duyulması gereken şeyler değildir yaşananlar. Ancak filmin bunu veriş tarzı, yönetmenin kullandığı dil ve seyirciyi de filme ortak etme başarısı bütün olayların etkisini katlar. Hitchcock’un filmi aslında insanları kaos ve gerçek ortamından uzaklaştıran sinemaya karşı bir başkaldırı olarak nitelendirilebilir. Çünkü insanın ne kadar kolay yoldan çıkabildiğini ve bunun sonuçlarının da bazen hiç de umduğu gibi olmadığını gösterir. Marion odadan çıkarken, Norman’a iyi geceler dediğinde duvardaki kuşlardan birinin gagası direkt olarak Marion’un burnuna hedef almış gibidir. Bu görüntü modern sinema tarihinin en ürkütücü sahnelerinden birinin habercisidir. Norman röntgencilikten vazgeçer, Marion banyoya girer. Bu o kadar mutlu ve huzurlu bir duştur ki, aslında bir yıkanma değil, arınmadır. Marion sonraki gün Phoenix’e dönmeye karar vermiştir ve seyirci de bu kararla birlikte rahatlar. Çünkü Marion’un başının derde girmesini istemez. Marion’un duşa girmeden önce yaptığı hesapların kâğıtlarını paramparça ederek klozete atması geri dönmeyeceği anlamına gelmez. Sadece yaptığı şeyden rahatsızlık duymaktadır ve ortada kanıt kalmasını istemez. Marion’u duşun başından alınan bir çekimle izleriz, daha sonra yönetmen kamerayı duş tarafına yerleştirir. Perde Marion’un arkasında kalır, banyo perdesi ikinci bir çerçeve oluşturur. Daha sonra kamera içeriye doğru yol alır, perdenin borusu giderek çerçeveden çıkar. Banyonun perdesi sinemanın perdesini kaplar, Marion’da yitip gider. Perdeye elinde bıçak taşıyan bir gölge düşer. Gölgeyi Herrmann’ın müziği öylesine destekler ki, kuş benzeri bir şeyin Marion’u öldürmek istediğini açıkça anlarız. Herrmann’ın kemanları kuş gibi haykırır. Perde açılır, gölge kanatlarını açar, alıcı gölgeden yana geçer, Marion’un dehşete düştüğünü ve haykırmak üzere olduğunu görürüz. Atlamayla, Marion’un yüzünü, yine atlamayla haykırmak için alabildiğine açılmış ağzının yakın çekimlerine geçeriz. Alıcı Marion’dan yana geçmeye karar verir. Marion’un bakış açısından gölgenin bıçağının inip, kalktığını görürüz. Banyo ayrımı özdeşleşmenin de bölündüğü bir bölümdür. Cinayetin sonunda banyo deliğinden Marion’un gözü belirir, bir süre onun gözü ile baş başa kalırız, Marion ile kurduğumuz birliktelik sona erer.
Sahnenin asıl yarattığı psikolojik şok ise filmin başından beri bir şekilde özdeşleştiğimiz kahramanımızın bir anda ortadan yok olmasıdır. İzleyici Marion’un suçuna ortak olmuştur, yaptığı şeye onay vermiştir, polise yakalanmamasını dilemiştir, Norman’la küçük flörtüne göz yummuştur ve kendisini kurtarmasını ummuştur. Phoenix’e geri dönmeye karar verdiğinde izleyici rahatlar, çünkü doğru olanı yaptığını düşünür, artık emniyette olacaktır ve endişelenmesi gerekmez. Ama bütün bunlar olurken, Marion bir anda öldürülür. İzleyici içten, içe bırakıp gittiği için Marion’a da kızar. İzleyici yalnız kalır. Alnı zaman da, cinayet sahnesini tam olarak izlediğimiz için çektiği acıyı, çaresizliğini ve ölüme doğru gitmesini de an be an görürüz. Yönetmen burada başka bir yapılmayanı da yapmış ve filmin yıldızını, filmin ortasına bile gelmeden öldürmüştür. Annesinin ne yaptığını bilmeyen ama ürken Norman, Marion’un odasına gelir, Marion’u kanlar içinde yerde yatarken görür, bu sırada fondan ölüm temasını işleyen bir müzik yükselmektedir. Marion ölmüştür, ağzı açıktır ve her yerinden kanlar akmaktadır, düşerken tesadüf eseri küçük bir parça koparır duvardan ve bu parça bir kuşu anımsatmaktadır, aslında Marion bir kuş gibi avlanmıştır. Zaten filmin sonunda avlanan tek kadının Marion olmadığını da öğreniriz. Norman artık kendimizi özdeşleştireceğimiz tek kahramanımızdır. İşini yapmaya, yani temizliğe başladığında, Marion’un odasını, banyoyu, kan izlerini tamamen temizlerken ve cesedi arabanın bagajına koyarken benliğimiz tamamen onunla olur ve yakalanmamasını ve bu işin içinden hemen sıyrılabilmesini dileriz. Norman cinayeti annesinin işlediğini düşündükçe kaygıları daha da artar, öylesine üzgün ve çaresizdir ki, ondan yana olmamamız mümkün değildir. Suç kanıtlarını yok ederken ki öznel çekimler Norman’a suç ortağı olmamızı sağlar. Otomobili bataklığa götürür ve gömülmesini sağlar. Onunla o kadar özdeşleşmişizdir ki, bataklıkta araba bir an duraklayınca hemen batmasını ve Norman’ın bu işten hemen kurtulmasını isteriz. Marion’u polis durdurduğundaki hislerle benzer duygular yaşarız ve bu işten hemen kurtulmasını isteriz. Norman arabanın bataklığa gömülüşünü izlerken bir kuş gibi bit tümseğe tüner. Araba gömülürken defalarca yakın çekimden plakasını görürüz. NFB–418. Bu Norman Francis Bates’in baş harfleri olabilir mi? Bu durumda Marion daha arabasını değiştirip daha açık renk ve farklı eyaletli bir plaka alırken aslında kendini uçuruma sürükleyecek felaketin ufak bir ipucunu da almıştır, ancak bunun bilincinde değildir.
Bir sonraki sahne, Sam’in “sevgili, bir tanecik, biricik sevgilisi Marion”a mektup yazması ile açılır. Bir kadın arka planda konuşmaktadır. İçeriden dışarı gören bir kesme ile siyah bir arabadan inip, içeri girmeye hazırlanan Lila Crane’i, Marion’un ablasını görürüz. Bu sefer kamera dışarıdan içeriyi gözetlemektedir, izleyici yine röntgenci konumundadır, çünkü öznel kamera Arbogast’ın gözünden Sam ve Lila’yı gözlemektedir. Ama az sonra onları gözetlemenin anlamsız olduğunu anlayacaktır. Dükkânın atmosferi oteli hatırlatmaktadır, objeler ve dekor dikkatli seçilmiştir. Sam ve Lila’nın içinde bulunduğu çerçevede ayrıca bambu sandalyeler ve eşyalar vardır, Arbogast Lila ve Sam’i gözetlemekten vazgeçer ve bir sonraki sahnede Arbogast’ı otelde Norman ile konuşurken görürüz. Norman otelin girişinde oturmaktadır, üzerinde koyu renk, haki bir süveter vardır ve tıpkı bir kuş gibi bir şeyler çiğnemektedir. Arbogast Norman’a Marion’un bir fotoğrafını gösterir ve oraya daha önce gelip, gelmediğini öğrenmek ister. Burada kamera muhteşem bir açılma ve dönüş hareketi ile Norman’ın yakın plandan alınan yüzünden açılır ve Norman doldurulmuş bir kuşun tam altına konumlanır. Arbogast Norman’ı sorgulamaya başlar, sorgulama Marion ile Norman’ın ilk kez karşılaştıkları büroda, aynanın önünde gerçekleşir. Marion’un yerinde bu kez Arbogast durur, yansıyı izleriz. Bu kez kurbanın Arbogast olup olmadığını düşünürüz. Arbogast Norman’ın annesini görmek ister, Norman bunun imkânsız olduğunu söyler, Arbogast kuşkulanır. Norman’ın annesi hakkında konuşma tarzı son derece kasvetli ve klostrofobik bir havadadır. Arbogast uzaklaşır, bir kulübeden Lila’ya telefon eder ve gizlice eve gireceğini söyler. Yeniden motele döner ve araştırmaya başlar, kaydırmalı öznel çekimler bizim de araştırmaya katılmamızı sağlar. Sonunda ancak bir kuşun bakış açısı ile olabilecek bir çekim gelir, Arbogast da kuşun yakınlarda olabileceğini sezinler, Bates diye bağırır, Bates’in İngilizce ’de okunuşu ile Baits’in okunuşunun benzeşmesi yine gündeme gelir. Arbogast Bates diye bağırınca kendi ölümünü çağırmış olur. Kuşun yukarıda olduğunu sezinler, merdivenlerden çıkmaya başlar.
Arbogast tam merdivenlerden çıkarken saldırıya uğrar, yüzünde tıpkı bir kuş çizmişcesine çizikler oluşur ve kanlar fışkırır, Arbogast ölür. Bu sırada Sam ve Lila, kasabada şerifin evindedirler. Çerçevede iki adam profildedir ve kadınların yüzleri kamerayla dönüktür. Sam ve Lila giyiniktirler ama şerif ve karısı belli ki yataktan kalkmışlardır, yatak kıyafetleriyledirler. Bu dört insanın yarattığı sahne tam anlamıyla kontrastlıklar zinciridir. Genç ve yaşlı, meraklı ve umursamaz, canlı ve bezmiş insanlar olarak ikiye ayrılırlar. Konuşmanın ilerleyen dakikalarında Sam ve Lila ve tabii ki izleyiciler filmin gidişatı açısından çok önemli bir şey öğrenirler; Mrs. Bates bundan 10 yıl kadar önce ölmüştür, üstelik de o eski evde, sevgilisi ile beraber. Bu andan itibaren “Sapık”ın cinsel anlamları yüklenmeye başlanır. Şerif anlatmaya devam eder, Norman her ikisini de ölü bulmuştur. Bu sırada Norman annesini mahzene taşımaktadır, biz ilerleyen sahnelerde ünlü sandalye çevirme bölümünü bu mahzende izleriz. Arbogast’ın dönmeyeceğinden artık emin olan Lila ve Sam onu aramak ve neler olduğunu öğrenmek için otele gitmeye karar vermişlerdir. Bu kez bürodaki aynanın önünde Lila ve Sam durmaktadır. Seyirce bu kez de onlar için endişelenir. Norman da onlardan kuşkulanır ve onlara bir numaralı oda yerine 10 numaralı odayı verir. Lila ve Sam gizlice 1 numaralı odaya girip ortalığa bakarlar, Lila üzerinde Marion’un yazısı olan bir kâğıt parçası bulur, Lila Sam’den Norman’ı oyalamasını ister, kaydırmalı öznel çekimler bu kez Lila Crane içindir. Sam Norman’la konuşmaya başlar, Lila eve doğru yönelir. Öznel kamera ile aslında biz de eve doğru gideriz. Lila merdivenleri çıkar, Mrs. Bates’in odasına ulaşır. Odaya girer, göz gezdirir, şömine, boş sandalye, giysiler, tuvalet masası, masanın üzerinde çapraz konumda bir çift el. Lila ellerin gizemini çözmeye çalışır, tuvaletin önünde düşünür, kalır. Bu sırada kamera konum değiştirir ve Lila’nın arkasına geçer. Lila’nın gövdesi aynaya yansır, arkadaki bir başka ayna Lila’nın sırtını tuvalet masasındaki aynaya yansıtır, Lila ellerden gözlerini kaldırdığını ikinci yansıyı görür. Boş bulunur, ürker, arkasında duranı görmek için döner, kendisi ile yüz yüze gelir. Lila ile birlikte seyirci de yerinden sıçrar. Bu sırada aşağıda Sam Norman ile konuşmaktadır. Norman ona bütün çocukluğunun bu evde geçtiğini, çok mutlu bir çocuk olduğunu ve annesi ile çok güzel günler geçirdiğini anlatır. Lila, Mrs. Bates’in odasını inceler, oda ağır Victoria dönemi eşyalarla döşenmiştir, antika dekorlar vardır. Düzenli bir şekilde elbiselerin asıldığı gardırop dikkat çeker. Odada tam anlamıyla yaşanıyormuş havası esmektedir. Buradan Norman’ın çocukluk odasına geçer. Odada hala oyuncaklar ve çocuk kıyafetleri durmaktadır. Lila merdivenlerden inerken karşıdan Norman’ın eve doğru geldiğini görür. Freudyan bakış açısında merdivenlerden aşağıya inmek bilinçaltındaki bastırılmış isteklerin açığa çıkmasıdır. Müziğin ritmi de Lila’nın merdivenlerden inişi ile birlikte düşer. Mahzene kadar iner, bir kapı görür. Açar, karşısına başka bir kapı çıkar, onu da açar. Öznel kamerada Lila’nın gözleri oluruz, bir kadını arkadan görür, kadının yüzünü göremeyiz. Çünkü kamera kadını arkadan görmeyi yeğler, aynı çekimi bundan bir iki dakika önce Mrs. Bates’in odasında görmüşüzdür. Bu hemen aklımıza odadaki ikinci yansımanın Mrs. Bates’in olabileceği fikrini getirir. Sandalye döner, Lila haykırır, karşımızda bir kadın iskeleti vardır. Mrs. Bates’in yüzü korkunçtur, aklımıza doldurulmuş kuşlar gelir, kuşlar çok güzeldir, oysaki Mrs. Bates’in yüzü korkunçtur. Lila arkasına döner ve kuş gibi haykıran keman sesleri eşliğinde elinde bir bıçakla Norman’ın kendine doğru geldiğini görür. Kemandan çıkan kuş sesleri kadınlığı, Norman’ın elindeki bıçak ise erkekliği simgelemektedir. Ama Norman annesi gibi giyinmiştir. Müzik gizemlidir. Sam içeri girer ve Norman’ın elindeki bıçağı biraz boğuşarak düşürür. Son sahnede görüntü yerde yatan ve histerik bir gülme krizine girmiş olan Norman’ın yüzüdür.
Polis departmanında psikiyatristin söylediklerini dinleriz. Ona göre babasını yitiren Norman, annesinin başka bir erkekle olmasına dayanamaz, annesini ve aşığını öldürür. Bu suç onda dayanılmaz bir baskı oluşturur ve bu baskıdan kurtulmak için kendini annesinin yaşadığına inandırır, cesedi çalar, mumyalar ve mahzene saklar, ama tüm bu yaptıkları Mrs. Bates’in yaşaması için yeterli değildir, Norman annesinin de kişiliğini üstlenir. Mrs. Bates oğlu Marion ile birlikte olmak istediği için ve Marion da onu tımarhaneye kapatmak istediğinden Marion’u öldürür. Cinayet çoğu kez olduğu gibi kıskançlık yüzünden işlenmiştir. Ama bu kez bu kıskançlığı yaratan iki kişilik taşıyan bir bedenin kişiliklerinden biridir. İki kişilik barındıran bir kişinin çatışmalar yaşaması son derece doğaldır. Filmin sonunda Norman artık çatışmadan kurtulmuştur, çünkü artık Norman diye biri yoktur ve o artık tamamıyla Mrs. Bates olmuştur. Annenin kişiliği baskın gelmiş ve oğlu yenmiştir. Polis departmanında Lila ve Sam’in de bulundukları odadaki bazı dekorlar alıcıya takılır ve izleyicinin ilgisini çeker. Bunlardan ilki filmin açılış sahnesinde karşımıza çıkan ve bize kısır döngüyü anlatan vantilatördür, ilk sahnede Sam ve Marion’un ilişkilerindeki kısır döngüyü simgeleyen vantilatör bu kez Norman ve annesinin içinde bulundukları kısır döngüyü anlatır. Diğer dikkat çekici bir dekor ise motosikletli bir polis resmidir ve bize hemen Marion’un Bates Motel’e gelmeden önce karşılaştığı ve bizim ondan kurtulmasını ümit ettiğimiz polis memurunu hatırlatmaktadır. Seyirci bir anda “keşke polis memuru Marion’u bırakmasaydı, eğer öyle olsaydı Marion ölmeyecekti.” Ama polis memurunun tavsiyesi aslında Marion için ölümcül olmuştur. Finaldeki kısa sahnede yönetmen, psikiyatristin yapamadığını yapar ve bize anlatmak yerine Norman’ı görmemizi sağlar. Norman boş ve aydınlık, hatta tamamen beyaz aydınlatılmış bir odada yalnız başına oturmaktadır. Bu Norman’ı Bates Motel dışındaki bir yerde ilk görüşümüzdür ve ilk defa bu kadar aydınlıktadır. Artık tam anlamıyla annesinin yerine geçmiştir ve annesinin sesiyle konuşmaktadır. Ses sanki mezardan geliyormuş etkisi uyandırır. Konuşurken “onlar”dan söz eder. Bahsettiği “onlar”, onu izleyenlerdir ve Norman (ya da Mrs. Bates) izlendiğini bilir. Norman’ın filmin sonundaki bakışı ve histerik gülüşü tamamen seyirciye yöneliktir ve sadece kameraya bakar, gözlerini üzerimize diker ve bu bakış seyircinin -deyim yerinde ise- tüylerini diken, diken eder. Artık Mrs. Bates tamamen kazanmıştır ve aslında bize bakan da odur. Ama bu da filmin son sahnesi değildir. Son sahnede Marion’un arabasını bataklıktan vinç ile çıkartırlar. Film karanlıkta başlamıştır ve derinlerde kalanlar araba ile birlikte gün ışığına çıkarlar. Hitchcock bizi bilinçdışında bir yolculuğa çıkarır ve yolculuk oldukça yararlıdır. Film boyunca derinlerde gizli güç olarak barındırdığımız kötülüklerin bilincine varırız. Saplantılarımız ve dürtülerimiz hakkında daha gerçekçi oluruz. Yapılan tam anlamıyla bir terapidir ve başarıya da ulaşır. Seyirci filmden çıkarken kendisi ile buluşmuş ve hesaplaşmıştır.
Hitchcock gerilimi izleyiciye yaşatırken, filmin özünde Norman ve Marion’un yüzleşmesi üzerine kurar. Normal ve anormal arasındaki farklılık sergilenir. Marion’un zorlayıcı davranışlarıyla Norman Bates’in psikoz davranışları sergilenir. Burada Freudyen analiz yöntemine yakın bir davranış sergilenir. İzleyici ana karakter üzerinde bir tür araştırma ve incelemeye itilir. Ne zaman normal, ne zaman anormal olacağını beklemeye başlar. Hitchcock bizi bir psikolog gibi yönlendirir. Karakterleri izledikçe daha çok bilmek isteriz, ama bildikçe, öğrendikçe korkar, endişe duyarız araştırmacıların gerçeği bulmalarını isteriz. Öğrendikçe daha çok merak ederiz, merak duygusu bizi bilmediğimiz şeylere doğru daha çok yönlendirir. Yaşadığımız gerilim artmaktadır. Ancak hep bir şokla son bulur.
Filmin yapısını üç bölümde okumak mümkündür. İlk bölümde kadın objesinin cinselliği ve suçu Marion Crane’de, ikinci bölümde erkek objenin arzu ve korkuları Norman Bates’de ve son bölümde kayıp bir kadının sosyal aramasını Norman Bates bedenindeki Mrs. Bates’de görmek mümkündür.
Sapık, klasik trajedyanın günümüze yansımasıdır, 20. yüzyılın “Macbeth”i ya da “Suç ve Ceza”sıdır. Modern sanatın en büyük başyapıtlarından biridir.
Oyuncu kadrosu
- Anthony Perkins ... Norman Bates
- Janet Leigh... Marion Crane
- Vera Miles... Lila Crane
- John Gavin... Sam Loomis
- Martin Balsam... Milton Arbogast
- ... Şerif Al Chambers
- Simon Oakland... Dr. Fred Richmond
- Vaughn Taylor... George Lowery
- Frank Albertson... Tom Cassidy
- Lurene Tuttle... Eliza Chambers
- Patricia Hitchcock... Caroline
- John Anderson... California Charlie
- Mort Mills... Karayolu devriye polisi
Ödüller ve adaylıklar
Ödüller | Kategori | Adaylar | Sonuç |
---|---|---|---|
Akademi Ödülleri | En İyi Yönetmen Akademi Ödülü | Alfred Hitchcock | Adaylık |
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü | Janet Leigh | Adaylık | |
En İyi Yapım Tasarımı Akademi Ödülü | , ve | Adaylık | |
En İyi Sinematografi Akademi Ödülü | Adaylık | ||
Altın Küre Ödülleri | En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülü | Janet Leigh | Kazandı |
Hitchcock'un cameo rolü
- Alfred Hitchcock'un cameo rolleri, onun filmlerinin bir imzası haline gelmiştir. Sapık filminde Hitchcock, 7. dakikada Marion Crane'nin ofise girdiği sahnede ofisinin dışında, pencere kenarındaki kovboy şapkalı adam olarak görünmüştür.
Film hakkında notlar
- Alfred Hitchcock filmi uyarladığı romanın telif haklarını yazar Robert Bloch'tan gizlice ve adını vermeden sadece 9.000 dolara satın almıştı. Arkasından da mümkün olduğu kadar fazla sayıda kitap kopyasını piyasadan satın alarak sürprizli sonunun öğrenilmemesini sağlamıştı.
- "Sapık" Hitchcock'un siyah beyaz çektiği son konulu sinema filmidir.
- Afred Hitchcock'un En İyi Yönetmen Akademi Ödülü'ne Aday gösterildiği son filmidir.
- Hitchcock filmi siyah beyaz çekmesinin nedenlerinden birinin, renkli çekildiği takdirde bir gerilim filminden çok kanlı bir korku filmi görünümünde olacağı endişesini taşıması olduğunu belirtmişti. Asıl neden ise filmi mümkün olduğunca ucuza mal etmek istemesiydi. Ona göre siyah beyaz çekilmiş ucuz B-film'ler gişede çok iş yapıyorsa, yine siyah beyaz çekilmiş, ucuza mal olmuş ama kaliteli bir film kimbilir nasıl bir gişe yapardı. Nitekim tahmininde yanılmadı ve 1 milyon doların altında bir maliyetle tamamlanan film tam 40 milyon dolar hasılat yaptı.
- Norman Bates'in (Anthony Perkins) filmdeki özel hobisi taksidermi olarak adlandırılmaktadır. Taksidermi, süs amaçlı olarak ölü hayvanların tahnit edilerek içlerinin özel metodlarla doldurulmaları işlemine verilen addır.
- Filmde Marion Crane rolünde oynayan Janet Leigh, Aktris Jamie Lee Curtis'in annesidir. Aktör (Tony Curtis)in de eşidir
Serinin Diğer Filmleri
- Sapık (1960)
- Sapık 2 (1983)
- Sapık 3 (1986)
- Sapık 4: Başlangıç (1990)
- (1998)
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Release dates for Psycho 18 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce). IMDB
- ^ Entertainment Weekly. The 100 Greatest Movies of All Time. New York: Entertainment Weekly Books, 1999.
- ^ "Milliyet Gazetesi Arşivi". milliyet.com.tr. 14 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Ocak 2010.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2009.
- ^ Atilla Dorsay, 100 Yılın 100 Filmi. İstanbul, Remzi Yayınları, 1996
- ^ Tania Modleski, The Women Who Knew Too Much: Hitchcock and Feminist Theory. Methuen & Co, New York, 1988
- ^ David Sterritt, The Films of Hitchcock. Cambridge, 1993
- ^ Donald Spoto, The Art of Alfred Hitchcock: Fifty Years of His Motion Pictures. Doubleday Dolphin, New York, 1992
- ^ Donald Spoto, The Dark Side of Genius: The Life of Alfred Hitchcock. Little Brown, New York, 1982
- ^ Seçil Büker, Kim Korkar Hain Hitchcock’tan. Ankara, Öteki Yayınları, 1994
- ^ Robin Wood, Hitchcock Sineması. Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2004
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Nisan 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ekim 2008.
Dış bağlantılar
Vikisöz'de Sapık (film, 1960) ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
- IMDb'de Sapık
- SinemaTürk'te Sapık
- Beyazperde.com'da Sapık
- Sinemalar.com'da Sapık
- Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 1. Analiz (İbrahim Karabiber)8 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 2. Analiz (Hakan Bilge)26 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 3. Analiz (Orhan Miçooğulları)3 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 4. Analiz (Seçim Bayazit)3 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sapik Alfred Hitchcock tarafindan cekilen senaryosu Joseph Stefano tarafindan psikozlu bir katili hakkinda yazilan 1960 tarihli korku ve gerilim filmidir Film Robert Bloch un Wisconsinli katil Ed Gein nin suclarindan esinlenerek yazdigi ayni adli romanindan uyarlanmistir Film bir sekreter olan Marion Crane Janet Leigh ve yalniz yasayan bir motel sahibi Norman Bates Anthony Perkins arasindaki karsilasmayi anlatir Film Turkiye de 24 Ocak 1965 te gosterime girmistir SapikPsychoYonetmenAlfred HitchcockYapimciAlfred HitchcockSenaristJoseph StefanoHikaye eser Robert Bloch un Sapik Roman indan Uyarlanmistir OyuncularAnthony Perkins Janet Leigh Vera Miles John Gavin Martin BalsamMuzikBernard HerrmannGoruntu yonetmeniKurguStudyo1960 1968 Paramount Pictures 1968 sonra Universal PicturesDagiticiParamount PicturesCinsiSinema filmiTuruKorku GerilimRenkSiyah BeyazYapim yili1960 ABDCikis tarih ler i16 Haziran 1960 ABD 24 Ocak 1965 TurkiyeSure109 dakikaDilIngilizceButce806 950 dolarHasilat50 Milyon dolarDevam filmiSapik 2 Sapik ABD de kulturel tarihi ve estetik olarak onemli filmler arasina secilerek Kongre Kutuphanesi nin Ulusal Film Arsivi nde muhafaza edilmesine karar verilmistir KonuMarion Janet Leigh ve sevgilisi Sam John Gavin evlenmek istedikleri halde evlilik icin yeterli paralari olmadigi icin evlenemezler Marion un patronu banka hesabina yatirmasi icin 40 bin dolar verince Marion parayi calar ve Phoenix i terk eder O geceyi yol uzerinde bir motelde gecirecektir Marion ile arkadas olan motelin genc sahibi Norman Bates Anthony Perkins Victoria doneminden kalma buyuk bir konakta hasta ve zor bir kadin olan annesiyle birlikte yasadigini anlatir ve Marion u eve davet eder Marion gece yatmadan once dus alirken yasli kadin ansizin ortaya cikar ve dustaki Marion u bicaklayarak oldurur Dakikalar sonra ortaya cikan Norman buyuk bir sogukkanlilikla yerdeki kan izlerini temizler ve Marion un cesedini kucagina alarak kizin arabasinin bagajina yerlestirir Sonra da arabayi yakindaki bir batakliga dogru surerek batakligin cinayet kanitlarini yutmasini izler Kaybolan kizi izleyip bulmayi uc kisi ustlenmistir Lila Vera Miles Sam ve parayi bulmakla gorevlendirilen sigorta mufettisi Arbogast Martin Balsam Arbogast in arastirmalari onu motele goturur Orada Norman ile konusur ama Norman in onu annesiyle tanistirmayi kabul etmemesi kuskularini cogaltir ve yasli kadinla konusmak icin eve gizlice girer Merdivenlerden ilk kata cikar ama tam adimini dosemeye attigi anda bicaklanarak oldurulur ve cesedi merdivenlerden asagi yuvarlanir O sirada Lila ve Sam kasabanin serifinden Norman Bates in annesinin oldugunu ve sekiz yil once gomuldugunu ogrenirler Motele giderler Lila evi aramaya kalkisinca olumden zor kurtulur Mucadele sonunda Norman in cift kisilik tasiyan sizofrenik birisi oldugu ve olmus annesini temsil ederken de insan oldurmeye egilimli bir manyak oldugu aciga cikar Alfred Hitchcock un basyapitlarindan biri olarak kabul edilir Film Hakkinda Psikolojik AnalizVikipedi nin kalite standartlarina ulasabilmesi icin bu maddenin veya bir bolumundeki ansiklopedik olmayan icerigin temizlenmesi gerekmektedir Goruslerinizi lutfen tartisma sayfasinda belirtiniz Nisan 2020 Alfred Hitchcock pek cok roportajinda Sapik gulmek icin yapilmis eglenceli bir filmdir der Filmi ilk defa gorenler ve efsanevi dus sahnesini izleyenler Hitchcock un bu sozleri uzerine onun tuhaf bir eglence anlayisi oldugunu dusunurler Ama ikinci ve daha sonraki izlemelerde seyirci de bu duyguyu yasamaya baslar Sapik yonetmen icin saf sinemadir Alfred Hitchcock populerligini on yillardir dolasimda olan onlarca filmiyle saglamistir Hitchcock un favori karakterleri aslinda gorunmeyen mezardan kendini hissettiren karakterledir Tipki Psycho Sapik taki Mrs Bates gibi Mrs Bates aslinda yoktur ancak oglu Norman Bates filmin yarisindan cogunda onun varligina bizi inandirir Hitchcock un bu hayali manipulasyonlari genel olarak kadinlari hedef konu alir Filmin ana karakterlerinden Norman Bates in de onerdigi ongordugu gibi Hitchcock un filmlerinin aynasindan kadin ve erkek izleyicilerin gordugu tum toplumsal cinsiyet rollerini tehdit eden bir belirsiz cinsellik imajidir Filmde Norman ve annesinin arasindaki iliski uzerinden anlatilan problem anne cocuk arasindaki asiri bagin oglanin normalligini ve maskulen cinsel iliski ihtimali ni yok etmesi uzerine kurulmustur Filmde elbette temel olarak bakilmasi gereken Norman Bates anne Marion Crane uclusudur Erkek sinema elestirmenleri genel olarak Psycho Sapik in izleyicinin rontgenci duygularini cezalandiran bir film oldugunu soylerler ama kadinlarin filmde sadece erkeklerin gozlerini dikip baktiklari objeler olmakla kalmayip ayni zamanda cezanin buyugunu de bir kadinin cektigini animsamazlar Marion Crane in olduruldukten sonra kameranin cansiz gozlerine odaklanmasi Mrs Bates sonunda ortaya ciktiginda bu korkunc goruntuyle Marion un kiz kardesinin yuz yuze kalmak zorunda olmasi ve korkunc bir ciglik atmasi kadin iskeletinin artik yok olmus gozbebeklerine yapilan zoom hareketi Hitchcock sinemasinin hep feminist elestiriye birakilmis yanlaridir Tania Modleski ye gore Hitchcock sinemasi ve ozellikle Psycho Sapik ornegi bir kadin ve bir erkek tarafindan tamamen farkli okumalari mumkun yaratilardir Modelski nin farkli okuma yorumundan yola cikarak Psycho ornegini sucun transferi acisindan inceleyebiliriz Marion Crane caldigi paradan dolayi sucludur ancak bir kurban haline gelir Filmin temel yapisi Norman Bates in yasadigi psikozdur Bu psikoz Norman Bates in gercekligi kirmasi ve sembolik bir normallik yaratmasidir Norman Bates ancak aslinda cok zaman once olmus olan annesinin kiyafetlerini giydiginde ve onun sesine burundugunde yani sembolik bir gerceklik uzerinden bir arzu gelistirdiginde normal ile psikozlu bir iliski kurar Filmin sonunda Norman Bates in annesi haline gelmesi Bates in kendisini annesinin bilincinden ucuncu katta oturan ve annenin hayalinde kendine yer bulan Super Ego dan kurtaramadiginin kanitidir Norman Bates in filmin sonunda annesi haline gelmesi ayni zamanda kendisini annesiyle ve kendi superegosunu annesinin arzulariyla cok ozdeslestirmis olmasindan kaynaklanir Norman Bates artik kendisini annesinin arzularindan ayirt edememektedir Filmi incelemeye baslarken ilk ele alinmasi gereken konulardan biri filmin adidir PSYCHO SAPIK Filmin adi ilk anda izleyicide psikopat ya da psikopat katil terimlerinin kisaltmasi gibi gelir ki Turkceye de bu sekilde cevrilmistir Bir kisaltma oldugu dogrudur ancak bu psikanalizin kisaltmasidir Film insanin kafasinda karanlik bir dunya yaratir ve mucadele edilmesi gereken dusmanlari seytanlari verir Bu dusman ve seytanlar aslinda izleyicinin ve hatta yonetmenin bilincaltidir Gunesli bir havadan karanlik bir pencereye donen ilk sahneden batakliktan yani karanliktan cikartilan arabanin goruldugu son sahneye kadar psikanaliz ve ruh bilim cozumleme kendini gosterir seyirciye bir terapi deneyimi yasatilir Yonetmen filmde oyunculardan ya da konudan cok izleyenleri yonetir Aslinda gozler onune serilen analiz edilen ve arastirilan izleyicilerin bilincaltidir Sinema ya da televizyon ekranindaki karakter her ne olursa olsun sonucta bir karakterdir Ancak sinemadaki izleyici karanlik bir salonda soke olmayi beklerken ve rontgenciligin keyfini surerken her karakteri ayri ayri ozumser Sapik da kullanilan dekor ayrintilari da bilincalti cozumlemeler icin uygun secilmis nesnelerdir Karsimiza en fazla cikan dekor aynadir Bu hem kisinin kendi kendisiyle hesaplasmasi parcalanmasi hem de yasama karsi durusunu anlatmasi bakimindan onemli bir simgedir Dekorun icindeki aynalarin kullanimi ve karakterlerin oyunu izleyicinin zihnini parcalara boluyor Ornegin oteldeki acilis sahnesinde Marion aynanin karsisinda giyinir Ayni sekilde parayi almaya karar verdigi zaman da evde giyinirken aynanin karsisinda olmayi tercih eder Arabasini degistirmek icin galeriye gittiginde de tuvalette parasini aynanin karsisinda sayar Bates Motel de resepsiyonda musterilerin Norman la konustuklari anlarda durmalari gereken yerin tam karsisinda bir ayna vardir aynanin arkasinda ise Marion un odasini gormemizi saglayan gozleme deligi bulunmaktadir Bu aslinda bize gercegin her zaman da gorundugu gibi olmadigi mesajini veren bir dekor yerlestirimidir Norman ve Marion otelin onunde konusurlarken profilden gorunurler Norman in goruntusu cama yansir boylece biz bir ayna olmadigi halde yeniden bir yansima yakalayabiliriz Bu sahnedeki cama yansiyan profil Norman in bolunmus kisiliginin ilk simgeleri ve gelecek dakikalarda karsilasacagimiz cogul kisiligin bir habercisidir Aynanin tum film boyunca en korkutucu kullanimi Lila Crane in Marion un ablasinin Bates lerin evinde gizlice anneyi ararken annenin yatak odasinda bir anda iki aynanin birden Lila yi gostermesi ve hem onu hem de izleyiciyi yerinden ziplatmasidir Bu sahne bir tesaduf degildir Patolojik olarak bolunmus bir insanin hikayesi olan filmde bu sahne ile aslinda filmdeki diger insanlarin da bolundugu anlatilir Bunun izleyici uzerindeki korkutucu etkisi ise her izleyicinin kendisi ile hesaplasmasidir Cunku aslinda herkes kendi icinde belli bir dereceye kadar bolunmuslukler tasir farkli zamanlarda farkli insanlar olabiliriz oyleymis gibi davranabiliriz Film boyunca izleyici hep aktiftir Asla oturup simdi ne olacak diye beklemez ve kendine gore isteklerde bulunur Ornegin Marion un supheli insanlardan kacmasini isteriz Norman in arabayi batakliga itmesini ve kurtulmasini isteriz araba batakliga girerken bir anda durdugunda korkariz cunku Norman in basinin derde girmesini istemeyiz Aslinda hem her seyi ogrenmek isteriz hem de gercekten korkariz Zaten gunluk hayattan ve Marion un sade yasantisindan soz edilen ilk bolumun ardindan Bates motelin ve evin tiyatrovari ve karanlik dekoruna girdigimizde kendimizi bir anda kaotik dunyanin karanliginin tam ortasinda buluruz Saul Bass in Sapik icin yaptigi jenerik tasarimi da bolunmus kisilikleri yansitir Siyah fon uzerine beyazla yazilmis isimler parcalanarak ekrandan kaybolurlar Viyolalar ve cellolarla yapilan muzik kuslarin ucusmasinin ve bicaklarin bileylenmesinin muzigidir Kuslar ve bicaklar bu filmde psikolojik ve edebi olarak kadin ve erkegi simgeler Son jenerik yazisi olan Directed by Alfred Hitchcock tipki diger isimler gibi ayrilir ve parcalara bolunur yani yonetmen filmde kendi bolunmus kisiligini de yansitir Bir kent goruntusu ile film acilir ekranin tam yarisin gokyuzu diger yarisini da binalar kaplamaktadir Bu bilincli olarak yapilmis bir cercevedir Ekranda beliren elektronik yazilardan tam olarak mekan ve zaman bilgisi aliriz Phoenix Arizona Cuma 11 Aralik 2 43 pm Boylece yonetmen daha ilk andan bize bu bilgileri vererek filmi hemen kurmaca bir havaya sokmaz ve belgesel bir yanini da ortaya koyar Phoenix te yani adini mitolojik kustan alan kentte kamera binalarin arasinda kus gibi ucar nerede duracagi konusunda kararsiz kalir ve sonunda bir bina secer bu aydinlik ortamdan jaluzilerin arasinda gecerek los bir odaya girer Rahatsiz edici atmosfer burada baslar ve biz ogle yemegi asiklarini gozetlemeye baslariz Filmin ilk baslangic sahnesi olan bu otel odasinda gorulen vantilator filmin sonunda da olayin cozumlenmesinin ardindan dedektifin odasinda yapilan konusmada arka planda dekor olarak gorulur Vantilator burada kisir dongunun simgesidir Ilk sahnede Marion ve Sam para ve benzeri nedenlerle evlenemedikleri icin bir kisir dongu icindedirler ve bunu asmalarinin yolu simdilik gorunmemektedir bu nedenle daha boyle cok fazla otel odasi bulusmasi olacagini dusunuruz Oysa son sahnedeki vantilator cok daha vahim bir kisir donguyu simgelemektedir Norman Bates artik annesinin yerine tamamen gecmistir ve iki kisilige bolunen varligi artik yine tektir buradaki sorun kendi kisiligini degil annesinin kisiligini tercih etmis olmasidir Yani buradaki kisir dongu daha vahim ve daha cozumlenemezdir Marion ve Sam daha sonra Norman in de otelde yapmak istedigi seyi yaparlar uzun uzun konusurlar Konusmalari ilk etapta basit gelir ama aslinda filmin gidisati icin son derece onemli diyaloglardir Cunku iliskilerinin neden boyle otel odalarinda devam ettigini ve neden evlenemediklerini anlariz Sam Hicbir zaman yemegini bitirmiyorsun oyle degil mi Marion Boyle oteller ne zaman geldiginle ilgilenmezler Sam Ama zamanin doldugunda gitmek zorundasindir Sam bu son kez oldu Evet birbirimizi gorebiliriz beraber yemek yiyebiliriz ama benim evimde Annemin vitrindeki fotografinin onunde kiz kardesim bana et pisirmekte yardimci olurken Sam Peki ya yemekten sonra Kiz kardesini sinemaya yollayip annenin fotografini da ters mi cevirecegiz Marion Bates Motel de Norman in onun icin hazirladigi sandvici de yarim birakir Yani zamaninin dolmasina az kalmistir Aslinda when your time is up cumlesi iki anlam tasimaktadir Hem oteldeki para odenen zaman dolmaktadir hem de artik Marion un daha fazla vakti kalmamistir Bu cumle ayni zamanda aile problemlerine bir giris cumlesi niteligi tasimaktadir Filmin ilk karakterleri Marina ve Sam in de sonradan ortaya cikan Norman in da aileleriyle sorunlari vardir bu aileler olmus olsa bile Sam Burada olmayan insanlar icin terlemekten cok yoruldum Hala babamin borclarini oduyorum ve o mezarda Hala eski karima nafaka oduyorum ve dunyanin bir ucunda benim bile bilmedigim bir yerde Marion Ben de oduyorum otel odalarinda bulusanlar da oduyor Dunyanin bu yarisinda cinsellik ve evlilik disi iliskiler utanc verici gizli sakli yapilmalidir Ornegin Norman in bugun boyle kisilik bolunmeleri ve sapkinliklar yasamasinin temel sebebi annesidir Ve o cok kucuk yaslardan itibaren annesine olan aski nedeniyle annesinin gizli iliskilerinin bedellerini odemistir Marion ve Sam sicak havayi bizlere yansitmak icin kullanilmis day light filtrelerin isigi altinda bir pencerenin onunde durmaktadirlar Jaluzinin cizgileri arasindan disarisi az da olsa secilebilmektedir Sam tipki ilk cekimde oldugu gibi cercevenin tam ortasindadir ve jaluzilerle orantili ayarlanmistir yani cercevenin yarisinda Sam i kalan yarisinda yatay cizgilerden olusan jaluziyi goruruz Jaluzi yani yatay cizgiler burada iktidarsizligi ya da daha dogru anlatimiyla gucsuzlugu simgelemektedir Filmin acilis cekiminde ise yerlestirme bunun tam tersidir ve yuksek binalar dikey bir profil yaratmaktadir Bu profil ise fallik bir simge olarak bize olacaklarin temposunun yuksekligini ve hirsi anlatir Bloch un romanindan sinemaya uyarlanan Sapik da aslinda kadin karakterin asil adi Mary dir ismin Bakire Meryem den geldigini animsamak gerekir Ancak Hitchcock romani filme dokmeye karar verdiginde karakterin adini degistiriyor ve Marion yapiyor Bu degisikligin sebebi anagramik acidan Norman ve Marion isimlerinin birbirine yakin ve cagrisimli olmasidir Marion un soyadi ise Crane dir Bu soyadi onu bir kus haline getirir Bu soyadinin baska bir anlami ise onu tecavuz edercesine olduren Norman in ayni zamanda bir taksodermist olmasi yani avladigi kuslari doldurarak saklamasi Marion filmin ilk anindan itibaren zaten bir avdir Bu konudaki baska bir onemli nokta ise Marion un Phoenix ten geliyor olmasidir Phoenix mitolojideki Anka kusudur ve 500 yil yasadiktan sonra kendini yaktigi ve kuluyle yeniden dogdugu soylenir Soyadinin ironik olan bir noktasi ise Hitchcock un bu filmin cekimleri boyunca cok fazla crane yani vinc kullanmasidir Marion otelde Sam le konusurken Sam ile evlenmek istedigini acikca soyler Biz bu sozlerin ardindan Sam in mali sorunlari oldugunu anlariz Bu ufak gibi gorunen mali sorunlar bize aslinda olumun yasam ustunde gecmisin bugun ustunde ne kadar etkili oldugunu gosterir Sam in bugunu olmus babasinin borclari yuzunden ipotek altindadir ayni sekilde Norman in bugunu de mezardan cikip gelen annesi tarafindan gecmisle sinirlandirilmaktadir Bu Serif Chambers tarafindan ironik bir dille filmin sonuna dogru yorumlanir Hayaletlere inanmam Beyaz sutyen ve kulotla 1959 sartlarina gore cesur bir sekilde kamera karsisina gecen Marion beyaz etek ve buluz giyer ve Sam i profilden gorecek sekilde konumlanir Ayni durus daha sonra Bates Motel de Norman la da karsimiza cikacaktir Zaten Norman ve Sam ciddi bir sekilde birbirlerine benzemektedirler Ten renkleri sac tonlari profilleri ve arkadan gorunusleri birbirlerini animsatmaktadir Kiyafet secimleri de birbirinin benzeridir Marion hayatindaki her otel odasina bir sekilde bir bedel odemektedir Ogle yemegi asiklari olarak gittikleri otel odasinda Sam le birlikte olur patronuna ait olan parayi caldiktan sonra gittigi otelde otelin sahibi tarafindan oldurulur Marion otel odasindan ofise doner evli ve zengin is arkadasi Caroline ile dogru uzerine bir konusma yasar Caroline hem evli hem de zengin oldugu icin dogru ve olmasi gerekendir Marion Caroline ile konusmasinin ardindan kararini vermis olarak ofisten cikar kamera Marion un masasindaki Amerika manzarasina takilir Buradan arabada giden Marion un gozunden Phoenix manzarasina geceriz Marion un odasinda uc dakikalik sessiz bir sahne izleriz Konusma olmadigi icin sahne boyunca muzik son derece baskindir Marion yine ciplaktir ic camasirlariyla dolanmaktadir Ic camasirlari bu kez otel odasindaki gibi beyaz degil siyahtir cunku karanlik bir seyler yapmaya hazirlanmaktadir Odanin icinde dolanir ve 40 bin dolari alip almamanin kararsizligini yasar Hermann in muzigi bir karar aninin dramatik ve citasi yuksek muzigidir Arka planda banyoyu ve ozellikle dusu net olarak goruruz Fallik bir nesne olan dusun basi cercevede one cikmaktadir ve goruntuyu doldurmaktadir Dus ilerleyen sahnelerde onemli olacagini bir sekilde haber verir Marion ayni zamanda karanlik bir is yapmadan once arinmaktadir Banyodaki aynadan Marion un yansimasini goruruz Marion aynadan icinde paranin bulundugu zarfi dikizler iki imgeyi yani aynayi ve parayi birlikte gostermek icin cok iyi bir zaman secildigi kusku goturmez Fallik bir simge olan degeri sadece kendinden menkul para ile bolunmeyi temsil eden aynayi birlikte kullanmak son derece onemlidir Burada aynanin karsisinda kendisi ile hesaplasmasini bekledigimiz Marion yeni bir hayat icin parayi almayi daha uygun bulmustur Etkileyici cerceve muzik ve mimikler Marion un tehlikeli ve kaotik bir dunyaya gittigini kanitlar Marion a kizmayiz hatta sempati duyariz cunku para ona ve Sam e yeni bir dunyanin kapilarini aralayacaktir Bu sempati Marion tuhaf bir ifade ile aynaya bakarken yandaki duvarda onun bebeklik fotografini gormemizle daha da artar Odayi dikkatlice inceledigimizde sonradan Bates Motel de kalacagi 1 numarali odayla konumlanma ve esya anlaminda benzerlikler tasidigini goruruz Marion aynanin onunden ayrilir hic duraksamadan parayi cantasina koyar ve evden cikar Marion un dususu baslamak uzeredir Boylesine bir soygunu gerceklestirmeyi akillarinin ucundan bile gecirmeyen seyirciler Marion la ozdeslesirler Bir sonraki sahnede Marion u yakin planda araba kullanirken goruruz arkada Phoenix sokaklari gorulmektedir Biz yolu Marion un gozunden izleriz ve kahramanin gozunden gordugumuz icin de objektifligimizi kaybederiz Marion ve biz isiklarda durdugumuzda patron Mr Lowery yi goruruz Lowely bir anda duraksar alkolludur ve tam olarak gorduklerini anlamlandiramaz ama aklina aslinda Marion un parayi bankaya yatirip daha sonra da eve dinlenmeye gidecegini soyledigi gelir Duraksar sonra yoluna devam eder Izleyicinin bu sahnede Sapik da yonetmenin uzerimizde yaratmak istedigi klostrofobik etkili izlenimleri unutmamasi gerekir Cunku Sapik da karmasik insan gruplari kalabaliklar kosusturan insanlar ya da kalabalik durak goruntuleri fazla insan olan mekanlar yoktur Yonetmen bilincaltina iniste karanlik ve kasvetli evleri uzun ve sessiz yollari karanlik otelleri ve orman alanlarini kullanmayi tercih etmistir Bates Motel in uzun ve donemecli dis koridoru bize aklimizin ve bilincaltimizin koridorlarini hatirlatir ve kendi icimizde cozulmeye baslariz Film boyunca cok az dis cekim vardir zaten biz insanlarin dis hayatlari ya da gundelik yasamlariyla degil bilincleriyle ve bilincaltlariyla ilgileniriz dolayisiyla bu kasvetli ve karanlik mekanlar bizi rahatsiz etmez Rahatsiz etmeye basladigi nokta ise zaten yonetmenin gelmemizi istedigi noktadir Filmi izlerken ortamdan mekandan ve kisilerden rahatsiz olmaya baslamamiz onlarla ozdeslesmemiz anlamina gelir ki bu da kendimizi sorgulama donemine girdigimizin isaretidir Gece olur Marion un gozunden yine arabada giderken karanligi ve ic bogucu sikici sisli manzarayi izleriz Marion artik cok yorulmustur ve gozleri kapanmak uzeredir Bir kesmeden sonra havanin aydinlandigini ve Marion un arabasinin yolun kenarina cekildigini goruruz Sabah olmustur ve Marion arabada uyumaktadir Bir motorsikletli devriye polisi arabaya dogru yanasir Ilk once iceridekini goremez daha sonra uyumakta olan Marion u fark eder Kisa bir telefon diregi cerceveyi tam ortadan ikiye boler yatay ve dikey cizgilerdeki denge tum filmde oldugu gibi burada da bize kaotik bir ortami sunar Telefon direginin tam ortadan boldugu cerceve bize Marion un hala bu yoldan donmesi icin bir sansi oldugunu anlatir ama biz Marion a sempati duymaya devam ederiz ve gelecekte olacak olaylari tahmin edemedigimiz icin bu hirsizlik olayi bizi vicdanen rahatsiz etmez Buradaki yatay ve dikey cizgilerin yarattigina benzer bir kontrasti da ilerleyen sahnelerde Bates Motel ve konagin yarattigi gorunumde fark ederiz Konak dikeydir oysa motel yatay olarak konumlanmistir Karakterler duvarlara duzgun sirali olarak yerlestirilmis lambalar tarafindan cercevelenirler Filmin ilerleyen sahnelerinde gordugumuz profil goruntuleri de bu lambalar tarafindan yaratilan dogal cercevelerin icine yerlesir Polisin sorgusu boyunca ondan hoslanmayiz Arabanin camindan Marion a ve dogal olarak bize baktiginda tavri son derece umursamazdir ve gozlerini oldukca buyuk bir gunes gozlugu ile kapatmistir Konukseverdir ama temkinli yaklasir onerisini onemlidir buralarda pek cok kucuk motel var onlardan birinde kalmak sizin icin daha guvenli olabilir der Ama aslinda yollarda sabahlamak Marion un daha sonradan yasayacaklari goz onune alindiginda daha guvenlidir Polis memuru film boyunca gozlerini gormedigimiz tek insandir Onun hakkinda hicbir fikrimiz yoktur gozlerini gormeyiz cunku o bizi ve Marion u izlemektedir O guvendedir ama biz biraz da ondan dolayi kendimizi ve Marion u guvende hissetmeyiz Marion yola koyulur yol boyunca dikiz aynasindan polis arabasini tam uc kere goruruz Ayna Marion un bolunmuslugune gondermedir polisin aynadaki goruntusu iyi yola geri donus sinyalidir ancak Marion polisin aynadaki aksini ciddiye almaz Yine gece olur bu kez hava bozmustur arabanin silecekleri calismaktadir cunku disarida siddetli bir yagmur baslamistir Karsidan gelen arabalarin farlari Marion un ve bizim gozlerimizi alir Butun bu yagmurlu ve kaotik ortamin ortasinda bir anda tipki bir vaha gibi Bates Motel in isiklarin goruruz Motel karanlik derin cirkin ve yasayan ruhlara dair sirlar tasiyan bir yapidir ve bu ozelligi ile aslinda Freud un anlatimina uymaktadir Yani otel binasi tam anlamiyla insanin ididir disa vuramadigi bir takim takintilarini ve karanlik yonlerini temsil eder Marion otele gelene kadar arka planda yumusak bir sekilde devam eden notalar motele geldigi anda motelin kasvetine ve urkutuculugune uygun bir seklide yukselir ve doruk noktasina ulasir Muzik yuksektir ayni zamanda sadece yagmur sesini duyariz Marion arabayi durdurur yukaridaki eve baktiginda pencereden bir kadin silueti gorulur Ev yukaridan bakmaktadir ve sanki yasli biri gibi gorunmekte yasli gozleri ile yeni gelen misafiri izlemektedir Norman evden kosarak motele dogru gelir elinde bir semsiye tasimaktadir semsiye burada fallusu simgeler ama semsiye kapalidir Buradan Norman in cinsel anlamda sorunlar yasadigi ve iktidarsizlik sonuclarini cikarmamiz mumkundur Marion otele geldigi andan itibaren gecen iki dakikalik sessizlik Norman in resepsiyon bolumune gecip iki dakika boyunca konusmasiyla dengelenir Norman ne kadar kotu bir gece oyle degil mi der ve konusmaya baslarlar Norman in tarafindaki aynadan Marion un yuzunu goruruz Elinde cantasi ile aynaya yansir ayni anda Norman bir konum degisikligi yapar ve o da profilden aynada belirir Govdeleri bir anda ust uste biner Rothman aynaya yansiyanin bilesik varlik kadin ve erkek basli oldugunu soyler Ayni ben in iki degisik yonu gibidirler Cozulme ve parcalanma doruk noktaya ulasir Daha sonra Norman aynadan uzaklasir ve aynanin karsisinda karsilikli kalirlar Marion oteldeki kayit defterini imzalar ama bulunmamasi icin sahte bir isim kullanmasi gerekmektedir Marie Samuels olarak defteri imzalar Kendi adini degistirir ve soyadi olarak da sevgilisi Sam den yola cikarak Samuels i tercih eder Yonetmenin burada isim olarak Marie yi kullanmasi eserin gercek yazarini selamlama olarak algilanabilir mi Cunku romanda Marion degil Mary adi kullanilmaktadir Norman otelin bos oldugunu soyler ve bunun nedenlerini anlatmaya koyulur Ana yol aslinda buradan gecerken baska bir yere kaydirilmistir Boylece de otele sadece yolunu kaybedenler ve yoldan cikanlar gelmeye baslamistir Yoldan cikmak sozu burada iki anlamda kullanilabilir Marion vicdani olarak yoldan cikmistir ve bilinmeyene dogru suruklenmektedir Ayni zamanda gercekten yoldan cikmis ve kaybolmustur Yoldan cikmanin Norman acisindan da bir anlami vardir cunku Norman da aslinda yoldan cikmis ve kendi bilincaltinin derinliklerinde kaybolmustur Norman otelin yeri ve isiklari ile ilgili benzer aciklamalari daha sonradan dedektif Arbogast a da yapacaktir Marion un Norman in ve bizim formaliteler ve isiklarla dolu dunyamiz bir anda degisir Seyirci kendi dunyasinda bir yolculuga cikar ve sorgulamalar baslar Norman bir numarali odanin anahtarini alir ve Marion la odaya dogru ilerler Odaya girmek uzereyken Norman Marion un arkasindadir bir an gecmek ister Norman i saniyelik bir sure icin goremeyiz Marion u gectiginde once basini goruruz basi yine Marion un govdesine baglanir Yalniz bu kez Norman in govdesi duvara yansir Odada Norman Marion a banyoyu gosterir aciklamalar yapmak ister ama banyo sozcugunu soyleyemez Marion ona yardimci olur Banyo kabini Marion un evindeki banyoya benzemektedir Marion ve Norman konusurlarken Marion un bedeni aynaya yansir Norman bu sirada baska bir acidan daha uzakta ve tek basina bir cekimle perdeye gelir Norman odadan cikmak uzereyken Marion a evde yemek hazirladiktan sonra onu da cagiracagini soyler Norman in elinde semsiyesi hala vardir ve hala acilmamistir hic de acilmaz Bu ayni zamanda onun rahatsizliginin da bir simgelemedir Norman gittikten sonra sadece muzikle suslenmis uc dakikalik baska bir sessiz sahne baslar Marion parayi cant pasindan cikartir saklayacak yer arar ve sonunda araba aldigi yerden satin aldigi Los Angeles gazetesinin icine paralari yerlestirir Buradan kurtulusu Los Angeles te gordugu sonucuna varabilir miyiz Paralari yerlestirdikten sonra cami acmaya gider ve tam o sirada evden gelen yuksek sesli konusmalari duyar Anne Hayir sana soyluyorum hayir Tanimadigimiz yabanci bir kizi bu eve yemege getiremezsin anladin mi Tanri askina ben senin ucuz erotik fantezilerin icin buna katlanamam ustelik ucuz ve seksi bir kizla Hayir dedim Norman Anne lutfen Anne Peki ya yemekten sonra ne olacak Muzik fisildasmalar Norman Anne o sadece bir yabanci Karni ac yiyecek bir seyi yok ve disarida yagmur yagiyor Anne Anne o sadece bir yabanci ha Sanki erkekler yabancilari arzulamazmis gibi Bunlari konusmayi reddediyorum cunku beni rahatsiz ediyor anliyor musun oglum Git simdi ve ona o cirkin istahini benim yemeklerimle gideremeyecegini soyle ya da benim oglumla Norman Sus anne sus Kamera Marion un endiseli yuzunden acilir ve hem Marion u hem de gotik evi ayni anda goruruz Gorunum aslinda komiktir Annenin soyledigi ucuz erotik dusunceler sozu aslinda izleyiciye de yoneliktir Cunku izleyici filmin ilk sahnesinden itibaren rontgenci durumundadir ve bu ucuz erotik dusunceler izleyicinin de kafasinda belirmistir Bir tepsinin icinde sut ve sandviclerle gelen Norman o kadar utangac ve sevimlidir ki ona sempati duymamak imkansizdir Tepsinin icinde sandvic ve sutu gorunce otel odasinda Sam le otururken Marion un yemegini bitirmedigi aklimiza gelir Norman klasik Amerikan delikanlisidir yan komsunun oglu gibidir Kapinin onunde Marion ile konusmaya baslar ve goruntusu cama yansir Annesinin bugun kendini o kadar da iyi hissetmedigini soyler umarim baska insanlari affedebilirsiniz der Bu filmin dengesi ve tam anlamiyla ilgili cok onemli bir ornektir Anne her seyden once bir baskasi degildir o Norman dir Marion Norman i odasina davet eder ama tavri seksi degildir sadece flort etmektedir Norman in cekingen tavri onu eglendirmistir Ama Norman daveti kabul etmez ve resepsiyonda yemelerinin daha dogru olacagini soyler Marion iceri girer siyah bir perdenin onunde durmaktadir ve gorduklerinin dus olup olmadigini tartmaya baslar Her yer doldurulmus kuslarla doludur Gozlerini cevirir ve onun bakis acisindan kanatlanmis baykusu goruruz Her yer cok buyuk golgelerle kaplanmistir ve ortam lostur Odada uzun uzun sohbet ederler Marion durumundan Phoenix e geri donme zorunlulugundan soz eder Bir sonraki sahne son derece urkutucu patetik ve rahatsiz edicidir Belki de sinema tarihinde baska hicbir filmin hicbir sahnesi izleyiciyi bu kadar yormamistir Aslinda genel olarak bakildiginda olay son derece siradan ve banaldir Hayatini degistirmek icin paraya ihtiyaci olan Marion gibi siradan bir kadinin ve annesinin kiskanc ve ezici baskinligi altinda yok olmaya yuz tutan Norman gibi bir erkegin basina geldiginde cok da sasirilmasi ya da rahatsizlik duyulmasi gereken seyler degildir yasananlar Ancak filmin bunu veris tarzi yonetmenin kullandigi dil ve seyirciyi de filme ortak etme basarisi butun olaylarin etkisini katlar Hitchcock un filmi aslinda insanlari kaos ve gercek ortamindan uzaklastiran sinemaya karsi bir baskaldiri olarak nitelendirilebilir Cunku insanin ne kadar kolay yoldan cikabildigini ve bunun sonuclarinin da bazen hic de umdugu gibi olmadigini gosterir Marion odadan cikarken Norman a iyi geceler dediginde duvardaki kuslardan birinin gagasi direkt olarak Marion un burnuna hedef almis gibidir Bu goruntu modern sinema tarihinin en urkutucu sahnelerinden birinin habercisidir Norman rontgencilikten vazgecer Marion banyoya girer Bu o kadar mutlu ve huzurlu bir dustur ki aslinda bir yikanma degil arinmadir Marion sonraki gun Phoenix e donmeye karar vermistir ve seyirci de bu kararla birlikte rahatlar Cunku Marion un basinin derde girmesini istemez Marion un dusa girmeden once yaptigi hesaplarin kagitlarini paramparca ederek klozete atmasi geri donmeyecegi anlamina gelmez Sadece yaptigi seyden rahatsizlik duymaktadir ve ortada kanit kalmasini istemez Marion u dusun basindan alinan bir cekimle izleriz daha sonra yonetmen kamerayi dus tarafina yerlestirir Perde Marion un arkasinda kalir banyo perdesi ikinci bir cerceve olusturur Daha sonra kamera iceriye dogru yol alir perdenin borusu giderek cerceveden cikar Banyonun perdesi sinemanin perdesini kaplar Marion da yitip gider Perdeye elinde bicak tasiyan bir golge duser Golgeyi Herrmann in muzigi oylesine destekler ki kus benzeri bir seyin Marion u oldurmek istedigini acikca anlariz Herrmann in kemanlari kus gibi haykirir Perde acilir golge kanatlarini acar alici golgeden yana gecer Marion un dehsete dustugunu ve haykirmak uzere oldugunu goruruz Atlamayla Marion un yuzunu yine atlamayla haykirmak icin alabildigine acilmis agzinin yakin cekimlerine geceriz Alici Marion dan yana gecmeye karar verir Marion un bakis acisindan golgenin bicaginin inip kalktigini goruruz Banyo ayrimi ozdeslesmenin de bolundugu bir bolumdur Cinayetin sonunda banyo deliginden Marion un gozu belirir bir sure onun gozu ile bas basa kaliriz Marion ile kurdugumuz birliktelik sona erer Sahnenin asil yarattigi psikolojik sok ise filmin basindan beri bir sekilde ozdeslestigimiz kahramanimizin bir anda ortadan yok olmasidir Izleyici Marion un sucuna ortak olmustur yaptigi seye onay vermistir polise yakalanmamasini dilemistir Norman la kucuk flortune goz yummustur ve kendisini kurtarmasini ummustur Phoenix e geri donmeye karar verdiginde izleyici rahatlar cunku dogru olani yaptigini dusunur artik emniyette olacaktir ve endiselenmesi gerekmez Ama butun bunlar olurken Marion bir anda oldurulur Izleyici icten ice birakip gittigi icin Marion a da kizar Izleyici yalniz kalir Alni zaman da cinayet sahnesini tam olarak izledigimiz icin cektigi aciyi caresizligini ve olume dogru gitmesini de an be an goruruz Yonetmen burada baska bir yapilmayani da yapmis ve filmin yildizini filmin ortasina bile gelmeden oldurmustur Annesinin ne yaptigini bilmeyen ama urken Norman Marion un odasina gelir Marion u kanlar icinde yerde yatarken gorur bu sirada fondan olum temasini isleyen bir muzik yukselmektedir Marion olmustur agzi aciktir ve her yerinden kanlar akmaktadir duserken tesaduf eseri kucuk bir parca koparir duvardan ve bu parca bir kusu animsatmaktadir aslinda Marion bir kus gibi avlanmistir Zaten filmin sonunda avlanan tek kadinin Marion olmadigini da ogreniriz Norman artik kendimizi ozdeslestirecegimiz tek kahramanimizdir Isini yapmaya yani temizlige basladiginda Marion un odasini banyoyu kan izlerini tamamen temizlerken ve cesedi arabanin bagajina koyarken benligimiz tamamen onunla olur ve yakalanmamasini ve bu isin icinden hemen siyrilabilmesini dileriz Norman cinayeti annesinin isledigini dusundukce kaygilari daha da artar oylesine uzgun ve caresizdir ki ondan yana olmamamiz mumkun degildir Suc kanitlarini yok ederken ki oznel cekimler Norman a suc ortagi olmamizi saglar Otomobili batakliga goturur ve gomulmesini saglar Onunla o kadar ozdeslesmisizdir ki bataklikta araba bir an duraklayinca hemen batmasini ve Norman in bu isten hemen kurtulmasini isteriz Marion u polis durdurdugundaki hislerle benzer duygular yasariz ve bu isten hemen kurtulmasini isteriz Norman arabanin batakliga gomulusunu izlerken bir kus gibi bit tumsege tuner Araba gomulurken defalarca yakin cekimden plakasini goruruz NFB 418 Bu Norman Francis Bates in bas harfleri olabilir mi Bu durumda Marion daha arabasini degistirip daha acik renk ve farkli eyaletli bir plaka alirken aslinda kendini ucuruma surukleyecek felaketin ufak bir ipucunu da almistir ancak bunun bilincinde degildir Bir sonraki sahne Sam in sevgili bir tanecik biricik sevgilisi Marion a mektup yazmasi ile acilir Bir kadin arka planda konusmaktadir Iceriden disari goren bir kesme ile siyah bir arabadan inip iceri girmeye hazirlanan Lila Crane i Marion un ablasini goruruz Bu sefer kamera disaridan iceriyi gozetlemektedir izleyici yine rontgenci konumundadir cunku oznel kamera Arbogast in gozunden Sam ve Lila yi gozlemektedir Ama az sonra onlari gozetlemenin anlamsiz oldugunu anlayacaktir Dukkanin atmosferi oteli hatirlatmaktadir objeler ve dekor dikkatli secilmistir Sam ve Lila nin icinde bulundugu cercevede ayrica bambu sandalyeler ve esyalar vardir Arbogast Lila ve Sam i gozetlemekten vazgecer ve bir sonraki sahnede Arbogast i otelde Norman ile konusurken goruruz Norman otelin girisinde oturmaktadir uzerinde koyu renk haki bir suveter vardir ve tipki bir kus gibi bir seyler cignemektedir Arbogast Norman a Marion un bir fotografini gosterir ve oraya daha once gelip gelmedigini ogrenmek ister Burada kamera muhtesem bir acilma ve donus hareketi ile Norman in yakin plandan alinan yuzunden acilir ve Norman doldurulmus bir kusun tam altina konumlanir Arbogast Norman i sorgulamaya baslar sorgulama Marion ile Norman in ilk kez karsilastiklari buroda aynanin onunde gerceklesir Marion un yerinde bu kez Arbogast durur yansiyi izleriz Bu kez kurbanin Arbogast olup olmadigini dusunuruz Arbogast Norman in annesini gormek ister Norman bunun imkansiz oldugunu soyler Arbogast kuskulanir Norman in annesi hakkinda konusma tarzi son derece kasvetli ve klostrofobik bir havadadir Arbogast uzaklasir bir kulubeden Lila ya telefon eder ve gizlice eve girecegini soyler Yeniden motele doner ve arastirmaya baslar kaydirmali oznel cekimler bizim de arastirmaya katilmamizi saglar Sonunda ancak bir kusun bakis acisi ile olabilecek bir cekim gelir Arbogast da kusun yakinlarda olabilecegini sezinler Bates diye bagirir Bates in Ingilizce de okunusu ile Baits in okunusunun benzesmesi yine gundeme gelir Arbogast Bates diye bagirinca kendi olumunu cagirmis olur Kusun yukarida oldugunu sezinler merdivenlerden cikmaya baslar Arbogast tam merdivenlerden cikarken saldiriya ugrar yuzunde tipki bir kus cizmiscesine cizikler olusur ve kanlar fiskirir Arbogast olur Bu sirada Sam ve Lila kasabada serifin evindedirler Cercevede iki adam profildedir ve kadinlarin yuzleri kamerayla donuktur Sam ve Lila giyiniktirler ama serif ve karisi belli ki yataktan kalkmislardir yatak kiyafetleriyledirler Bu dort insanin yarattigi sahne tam anlamiyla kontrastliklar zinciridir Genc ve yasli merakli ve umursamaz canli ve bezmis insanlar olarak ikiye ayrilirlar Konusmanin ilerleyen dakikalarinda Sam ve Lila ve tabii ki izleyiciler filmin gidisati acisindan cok onemli bir sey ogrenirler Mrs Bates bundan 10 yil kadar once olmustur ustelik de o eski evde sevgilisi ile beraber Bu andan itibaren Sapik in cinsel anlamlari yuklenmeye baslanir Serif anlatmaya devam eder Norman her ikisini de olu bulmustur Bu sirada Norman annesini mahzene tasimaktadir biz ilerleyen sahnelerde unlu sandalye cevirme bolumunu bu mahzende izleriz Arbogast in donmeyeceginden artik emin olan Lila ve Sam onu aramak ve neler oldugunu ogrenmek icin otele gitmeye karar vermislerdir Bu kez burodaki aynanin onunde Lila ve Sam durmaktadir Seyirce bu kez de onlar icin endiselenir Norman da onlardan kuskulanir ve onlara bir numarali oda yerine 10 numarali odayi verir Lila ve Sam gizlice 1 numarali odaya girip ortaliga bakarlar Lila uzerinde Marion un yazisi olan bir kagit parcasi bulur Lila Sam den Norman i oyalamasini ister kaydirmali oznel cekimler bu kez Lila Crane icindir Sam Norman la konusmaya baslar Lila eve dogru yonelir Oznel kamera ile aslinda biz de eve dogru gideriz Lila merdivenleri cikar Mrs Bates in odasina ulasir Odaya girer goz gezdirir somine bos sandalye giysiler tuvalet masasi masanin uzerinde capraz konumda bir cift el Lila ellerin gizemini cozmeye calisir tuvaletin onunde dusunur kalir Bu sirada kamera konum degistirir ve Lila nin arkasina gecer Lila nin govdesi aynaya yansir arkadaki bir baska ayna Lila nin sirtini tuvalet masasindaki aynaya yansitir Lila ellerden gozlerini kaldirdigini ikinci yansiyi gorur Bos bulunur urker arkasinda durani gormek icin doner kendisi ile yuz yuze gelir Lila ile birlikte seyirci de yerinden sicrar Bu sirada asagida Sam Norman ile konusmaktadir Norman ona butun cocuklugunun bu evde gectigini cok mutlu bir cocuk oldugunu ve annesi ile cok guzel gunler gecirdigini anlatir Lila Mrs Bates in odasini inceler oda agir Victoria donemi esyalarla dosenmistir antika dekorlar vardir Duzenli bir sekilde elbiselerin asildigi gardirop dikkat ceker Odada tam anlamiyla yasaniyormus havasi esmektedir Buradan Norman in cocukluk odasina gecer Odada hala oyuncaklar ve cocuk kiyafetleri durmaktadir Lila merdivenlerden inerken karsidan Norman in eve dogru geldigini gorur Freudyan bakis acisinda merdivenlerden asagiya inmek bilincaltindaki bastirilmis isteklerin aciga cikmasidir Muzigin ritmi de Lila nin merdivenlerden inisi ile birlikte duser Mahzene kadar iner bir kapi gorur Acar karsisina baska bir kapi cikar onu da acar Oznel kamerada Lila nin gozleri oluruz bir kadini arkadan gorur kadinin yuzunu goremeyiz Cunku kamera kadini arkadan gormeyi yegler ayni cekimi bundan bir iki dakika once Mrs Bates in odasinda gormusuzdur Bu hemen aklimiza odadaki ikinci yansimanin Mrs Bates in olabilecegi fikrini getirir Sandalye doner Lila haykirir karsimizda bir kadin iskeleti vardir Mrs Bates in yuzu korkunctur aklimiza doldurulmus kuslar gelir kuslar cok guzeldir oysaki Mrs Bates in yuzu korkunctur Lila arkasina doner ve kus gibi haykiran keman sesleri esliginde elinde bir bicakla Norman in kendine dogru geldigini gorur Kemandan cikan kus sesleri kadinligi Norman in elindeki bicak ise erkekligi simgelemektedir Ama Norman annesi gibi giyinmistir Muzik gizemlidir Sam iceri girer ve Norman in elindeki bicagi biraz bogusarak dusurur Son sahnede goruntu yerde yatan ve histerik bir gulme krizine girmis olan Norman in yuzudur Polis departmaninda psikiyatristin soylediklerini dinleriz Ona gore babasini yitiren Norman annesinin baska bir erkekle olmasina dayanamaz annesini ve asigini oldurur Bu suc onda dayanilmaz bir baski olusturur ve bu baskidan kurtulmak icin kendini annesinin yasadigina inandirir cesedi calar mumyalar ve mahzene saklar ama tum bu yaptiklari Mrs Bates in yasamasi icin yeterli degildir Norman annesinin de kisiligini ustlenir Mrs Bates oglu Marion ile birlikte olmak istedigi icin ve Marion da onu timarhaneye kapatmak istediginden Marion u oldurur Cinayet cogu kez oldugu gibi kiskanclik yuzunden islenmistir Ama bu kez bu kiskancligi yaratan iki kisilik tasiyan bir bedenin kisiliklerinden biridir Iki kisilik barindiran bir kisinin catismalar yasamasi son derece dogaldir Filmin sonunda Norman artik catismadan kurtulmustur cunku artik Norman diye biri yoktur ve o artik tamamiyla Mrs Bates olmustur Annenin kisiligi baskin gelmis ve oglu yenmistir Polis departmaninda Lila ve Sam in de bulunduklari odadaki bazi dekorlar aliciya takilir ve izleyicinin ilgisini ceker Bunlardan ilki filmin acilis sahnesinde karsimiza cikan ve bize kisir donguyu anlatan vantilatordur ilk sahnede Sam ve Marion un iliskilerindeki kisir donguyu simgeleyen vantilator bu kez Norman ve annesinin icinde bulunduklari kisir donguyu anlatir Diger dikkat cekici bir dekor ise motosikletli bir polis resmidir ve bize hemen Marion un Bates Motel e gelmeden once karsilastigi ve bizim ondan kurtulmasini umit ettigimiz polis memurunu hatirlatmaktadir Seyirci bir anda keske polis memuru Marion u birakmasaydi eger oyle olsaydi Marion olmeyecekti Ama polis memurunun tavsiyesi aslinda Marion icin olumcul olmustur Finaldeki kisa sahnede yonetmen psikiyatristin yapamadigini yapar ve bize anlatmak yerine Norman i gormemizi saglar Norman bos ve aydinlik hatta tamamen beyaz aydinlatilmis bir odada yalniz basina oturmaktadir Bu Norman i Bates Motel disindaki bir yerde ilk gorusumuzdur ve ilk defa bu kadar aydinliktadir Artik tam anlamiyla annesinin yerine gecmistir ve annesinin sesiyle konusmaktadir Ses sanki mezardan geliyormus etkisi uyandirir Konusurken onlar dan soz eder Bahsettigi onlar onu izleyenlerdir ve Norman ya da Mrs Bates izlendigini bilir Norman in filmin sonundaki bakisi ve histerik gulusu tamamen seyirciye yoneliktir ve sadece kameraya bakar gozlerini uzerimize diker ve bu bakis seyircinin deyim yerinde ise tuylerini diken diken eder Artik Mrs Bates tamamen kazanmistir ve aslinda bize bakan da odur Ama bu da filmin son sahnesi degildir Son sahnede Marion un arabasini batakliktan vinc ile cikartirlar Film karanlikta baslamistir ve derinlerde kalanlar araba ile birlikte gun isigina cikarlar Hitchcock bizi bilincdisinda bir yolculuga cikarir ve yolculuk oldukca yararlidir Film boyunca derinlerde gizli guc olarak barindirdigimiz kotuluklerin bilincine variriz Saplantilarimiz ve durtulerimiz hakkinda daha gercekci oluruz Yapilan tam anlamiyla bir terapidir ve basariya da ulasir Seyirci filmden cikarken kendisi ile bulusmus ve hesaplasmistir Hitchcock gerilimi izleyiciye yasatirken filmin ozunde Norman ve Marion un yuzlesmesi uzerine kurar Normal ve anormal arasindaki farklilik sergilenir Marion un zorlayici davranislariyla Norman Bates in psikoz davranislari sergilenir Burada Freudyen analiz yontemine yakin bir davranis sergilenir Izleyici ana karakter uzerinde bir tur arastirma ve incelemeye itilir Ne zaman normal ne zaman anormal olacagini beklemeye baslar Hitchcock bizi bir psikolog gibi yonlendirir Karakterleri izledikce daha cok bilmek isteriz ama bildikce ogrendikce korkar endise duyariz arastirmacilarin gercegi bulmalarini isteriz Ogrendikce daha cok merak ederiz merak duygusu bizi bilmedigimiz seylere dogru daha cok yonlendirir Yasadigimiz gerilim artmaktadir Ancak hep bir sokla son bulur Filmin yapisini uc bolumde okumak mumkundur Ilk bolumde kadin objesinin cinselligi ve sucu Marion Crane de ikinci bolumde erkek objenin arzu ve korkulari Norman Bates de ve son bolumde kayip bir kadinin sosyal aramasini Norman Bates bedenindeki Mrs Bates de gormek mumkundur Sapik klasik trajedyanin gunumuze yansimasidir 20 yuzyilin Macbeth i ya da Suc ve Ceza sidir Modern sanatin en buyuk basyapitlarindan biridir Oyuncu kadrosuAnthony Perkins Norman Bates Janet Leigh Marion Crane Vera Miles Lila Crane John Gavin Sam Loomis Martin Balsam Milton Arbogast Serif Al Chambers Simon Oakland Dr Fred Richmond Vaughn Taylor George Lowery Frank Albertson Tom Cassidy Lurene Tuttle Eliza Chambers Patricia Hitchcock Caroline John Anderson California Charlie Mort Mills Karayolu devriye polisiOduller ve adayliklarOduller Kategori Adaylar SonucAkademi Odulleri En Iyi Yonetmen Akademi Odulu Alfred Hitchcock AdaylikEn Iyi Yardimci Kadin Oyuncu Akademi Odulu Janet Leigh AdaylikEn Iyi Yapim Tasarimi Akademi Odulu ve AdaylikEn Iyi Sinematografi Akademi Odulu AdaylikAltin Kure Odulleri En Iyi Yardimci Kadin Oyuncu Altin Kure Odulu Janet Leigh KazandiHitchcock un cameo roluAlfred Hitchcock un cameo rolleri onun filmlerinin bir imzasi haline gelmistir Sapik filminde Hitchcock 7 dakikada Marion Crane nin ofise girdigi sahnede ofisinin disinda pencere kenarindaki kovboy sapkali adam olarak gorunmustur Film hakkinda notlarAlfred Hitchcock filmi uyarladigi romanin telif haklarini yazar Robert Bloch tan gizlice ve adini vermeden sadece 9 000 dolara satin almisti Arkasindan da mumkun oldugu kadar fazla sayida kitap kopyasini piyasadan satin alarak surprizli sonunun ogrenilmemesini saglamisti Sapik Hitchcock un siyah beyaz cektigi son konulu sinema filmidir Afred Hitchcock un En Iyi Yonetmen Akademi Odulu ne Aday gosterildigi son filmidir Hitchcock filmi siyah beyaz cekmesinin nedenlerinden birinin renkli cekildigi takdirde bir gerilim filminden cok kanli bir korku filmi gorunumunde olacagi endisesini tasimasi oldugunu belirtmisti Asil neden ise filmi mumkun oldugunca ucuza mal etmek istemesiydi Ona gore siyah beyaz cekilmis ucuz B film ler gisede cok is yapiyorsa yine siyah beyaz cekilmis ucuza mal olmus ama kaliteli bir film kimbilir nasil bir gise yapardi Nitekim tahmininde yanilmadi ve 1 milyon dolarin altinda bir maliyetle tamamlanan film tam 40 milyon dolar hasilat yapti Norman Bates in Anthony Perkins filmdeki ozel hobisi taksidermi olarak adlandirilmaktadir Taksidermi sus amacli olarak olu hayvanlarin tahnit edilerek iclerinin ozel metodlarla doldurulmalari islemine verilen addir Filmde Marion Crane rolunde oynayan Janet Leigh Aktris Jamie Lee Curtis in annesidir Aktor Tony Curtis in de esidirSerinin Diger FilmleriSapik 1960 Sapik 2 1983 Sapik 3 1986 Sapik 4 Baslangic 1990 1998 Ayrica bakinizHitchcock film Kaynakca Release dates for Psycho 18 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce IMDB Entertainment Weekly The 100 Greatest Movies of All Time New York Entertainment Weekly Books 1999 Milliyet Gazetesi Arsivi milliyet com tr 14 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Ocak 2010 Arsivlenmis kopya 13 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2009 Atilla Dorsay 100 Yilin 100 Filmi Istanbul Remzi Yayinlari 1996 Tania Modleski The Women Who Knew Too Much Hitchcock and Feminist Theory Methuen amp Co New York 1988 David Sterritt The Films of Hitchcock Cambridge 1993 Donald Spoto The Art of Alfred Hitchcock Fifty Years of His Motion Pictures Doubleday Dolphin New York 1992 Donald Spoto The Dark Side of Genius The Life of Alfred Hitchcock Little Brown New York 1982 Secil Buker Kim Korkar Hain Hitchcock tan Ankara Oteki Yayinlari 1994 Robin Wood Hitchcock Sinemasi Kabalci Yayinevi Istanbul 2004 Arsivlenmis kopya 13 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ekim 2008 Dis baglantilarVikisoz de Sapik film 1960 ile ilgili sozleri bulabilirsiniz IMDb de Sapik SinemaTurk te Sapik Beyazperde com da Sapik Sinemalar com da Sapik Alfred Hitchcock un Psycho su 1 Analiz Ibrahim Karabiber 8 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Alfred Hitchcock un Psycho su 2 Analiz Hakan Bilge 26 Agustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Alfred Hitchcock un Psycho su 3 Analiz Orhan Micoogullari 3 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Alfred Hitchcock un Psycho su 4 Analiz Secim Bayazit 3 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde