Sahte anı, bir insanın olmamış bir anıyı anımsamasıyla meydana gelen psikolojik bir olaydır. Sahte anı genelde, çocukluktaki cinsel istismarlar ile ilgili adli durumlarda göz önüne alınır. Sahte anı, ilk olarak psikoloji öncülerinden Pierre Janet ve Sigmund Freud tarafından araştırıldı. Freud bastırılmış cinsel çocukluk anıları konusundan ‘Histeri ile Mücadele’ kitabında bahsetmiştir.Elizabeth Loftus, 1974’teki ilk araştırma projesinden beri, hafıza kurtarımı ve sahte anı alanlarında öne çıkmıştır. Sahte anı sendromu, sahte anıyı insanların düşüncesini ve günlük yaşamını etkileyen ve hayatlarında çok yaygın olarak yaşadıkları bir durum olarak tanımlar. Sahte anı sendromu, sahte anıdan bazı yönlerden ayrılır. Sendrom kişinin hayatındaki yöneliminde oldukça etkiliyken; sahte anı bu önemli etki olmadan da meydana gelebilir. İnsanlar etkileyici anılarının doğru olduğunu düşündüklerinden bu sendrom etkisini gösterir. Ancak, sendrom ile ilgili araştırmalar tartışmalı ve bu yüzden sahte anı sendromu ruhsal bozukluk kategorisinden, dolayısıyla Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’ndan çıkarılmıştır. Sahte anı, psikolojik araştırmaların önemli bir parçasıdır çünkü çok fazla ruhsal bozukluk ile bağlantılıdır ( Örneğin, posttravmatik stres bozukluğu).
Dil Yoluyla Hatırlamanın Manipülasyonu
1974’te Elizabeth Loftus ve dilin sahte anı üzerindeki gelişimini araştırmak için bir çalışma yürüttüler. Deney iki ayrı çalışmadan oluşmuştur.
İlk testte, 45 katılımcı bir araba kazasının yer aldığı farklı videolar izlemek için rastgele atandılar. Bu videolarda çarpışma saatte 20 mil, 30 mil ve 40 mil hızla gerçekleşiyordu. Daha sonra, katılımcılar bir anket doldurdular. Ankette ‘Arabalar birbirlerine şiddetle çarptıklarında ne kadar hızlılardı?’ sorusu soruldu. Soru her zaman aynı şeyi sormasına rağmen araştırmacılar çarpışma için kullanıldıkları fiili değiştirdiler. ‘Şiddetle çarpmak’ yerine ‘çarpmak’, ‘kafa kafaya çarpışmak’, ‘darbe almak’ ya da ‘sürtünmek’ kelimelerinden biri kullanıldı. Katılımcılar çarpışma hızını ortalama 35 mil ve 40 mil arasında tahmin ettiler. Eğer gerçek hız hesaplamadaki asıl faktör olsaydı, katılımcıların düşük hızdaki çarpışmalar için düşük hız tahmini yapmaları gerekirdi. Ama katılımcılar onun yerine, çarpışmayı tanımlamak için kullanılan kelimeye göre hız tahmini yaptılar. İkinci deneyde de katılımcılara bir araba kazası videosu gösterildi ancak kritik bir manipülasyon yapıldı: Anketlerdeki laf kalabalığı. 150 katılımcı üç farklı duruma rastgele atandı. Birinci durumdakilere aynı soru ilk deneydeki gibi ‘şiddetle çarpışmak’ fiili ile soruldu. İkinci durumdakilere aynı soru ‘şiddetle çarpışmak’ fiili ‘vurmak’ fiili ile değiştirilerek soruldu. Son gruba çarpışan arabaların hızı sorulmadı. Videoda kırık cam olmamasına rağmen, katılımcılara videoda kırık cam görüp görmedikleri soruldu. Bu soruya verilen cevaplar, gösterdi ki kırık camı hatırlama durumu kuvvetli bir şekilde kullanılan fiile bağlı değil. ‘Şiddetle çarpışmak’ fiilinin kullanıldığı gruptaki katılımcıların büyük bir bölümü kırık cam görmediklerini belirttiler.
Bu çalışmadaki ilk nokta soruda kullanılan kelimenin cevabı ne kadar kuvvetli olarak etkilediğini gösterdi. İkinci olarak, çalışma soruda kullanılan kelimenin daha önce göz ardı edilen detaylarla alakalı beklenti getirebileceğini, yani hatırlamamızın yanlış inşa edilebileceğini göz önüne serdi. Bu sonuçlar sahte anının var olan bir olgu olduğunu destekler niteliktedir.
Görgü Tanığı Raporları Üzerine Makale Düzenlemeleri
Loftus’un dili işleme çalışmaları üzerine meta-analizi bir olgu öne çıkardı. Loftus’a göre bu olgu hatırlama sürecini ve hafızanın ürünlerinin devamlılığını etkiler. Böylece, sorulardaki en küçük düzenlemeler dahi yanıtları değiştirebilir. Örneğin, birine herhangi bir dur işareti gördün mü yerine dur işaretini gördün mü diye sormak, kişiye olay yerinde bir dur işareti olduğunu düşündürür. Bu ön varsayım olay yerinde bir dur işareti gördüğünü belirten kişi sayısını artırır.
Görgü Tanığı Raporlarında Sıfatların Etkisi
Seçilen sıfatlar bir objenin özellikleri hakkında çıkarımlarda bulunmamıza neden olabilir. İletilerin içinde kullanılan sıfatlar katılımcıların yanıtlarının değişmesine sebep olabilir. Herris 1973 yılında yaptığı çalışmada basketbol oyuncularının boyları hakkında sorulan sorulara verilen yanıtlar arasındaki farklılıkları inceledi. Katılımcılar rastgele olarak “Basketbol oyuncusunun boyu ne kadar uzundu?” veya “Basketbol oyuncusunun boyu ne kadar kısaydı?” sorularını cevapladı. Araştırmacılar basitçe basketbol oyuncusunun boyunu sormak yerine kısa ve uzun gibi sayısal sonuçları etkileyebilecek sıfatlar kullandılar. Sonuç olarak, tahmin yürütülen boy ortalamaları arasında yaklaşık 10 inçlik (250mm) fark bulundu. Bu araştırma sorularda kullanılan sıfatların katılımcıların yanıtlarını ne yönde değiştirdiğini gözler önüne serer.
Meta-Analize Tepkiler
Loftus ve Palmer’in araştırmalarında bireylerden kaynaklı dış faktörleri, katılımcıların duyguları, alınan alkol miktarı ve birçok diğer faktörü, kontrol etmediği iddia edilir. Tüm bu eleştirilere rağmen, bu çalışma sahte hafızaya ilişkin legal olaylarla güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Loftus ve Palmar’ın otomobil çalışması Devlin komitesinin Devlin raporunu yazmasına olanak vermiştir. Bu raporda görgü tanığı ifadelerinin tek başına yeterli olmadığı belirtilmiştir.
Anı Hatırlamanın Güvenilirliği
Varsayımlar
Varsayımlar bir dilin içindeki saklı anlamlardır. Bir kişiye “Bu cüzdan mavinin hangi tonundadır?” sorusu sorulduğunda esas söylenen “Bu cüzdan mavidir. Peki, hangi tondadır?” cümleleridir. Sorunun ifade ediliş şekli, cevap veren kişiye durum ile ilgili bir varsayımda bulunur. Bu varsayımın iki farklı etkisi vardır: doğru etki ve yanlış etki. Doğru etki, varsayılan durumun gerçekten var olduğunu belirtir. Böylelikle, cevap veren kişinin anıyı hatırlaması güçlenir; anı, kolayca kullanılabilir ve kullanılarak anlam çıkarılabilir hale gelir. Doğru etkide, varsayımlar bir ayrıntıyı daha kolay hatırlanabilir yapar. Örneğin, eğer ilk iletide cüzdanın mavi olduğu söylenmeseydi, cevap verenin cüzdanın mavi olduğunu hatırlaması daha güç olurdu. Yanlış etkide ise var olduğu kastedilen durum gerçekte var olmamıştır. Buna rağmen, cevap veren aksini düşünür ve kendi anısını manipüle eder. Üstelik tutarlılığı sağlamak adına, sonraki sorulara verilen cevapları da değiştirebilir. Doğru veya yanlış etki fark etmeksizin cevap veren kişi, ona verilen bilginin doğruluğuna inanarak kendi düşüncelerini bilgilere uydurmaya çalışır.
İnşa Hipotezi
İnşa hipotezi, hafızanın yumuşaklığını açıklamak üzere öne sürülmüştür. Cevap veren kişi, kendine içinde varsayım olan bir soru sorulduğunda varsayıma uyumlu bir şekilde hatırlar (varsayımın doğruluğuna inandığı takdirde). İnşa hipotezine göre eğer cevap veren kişiye verilen doğru bilgi kişinin cevabını değiştirebiliyorsa, verilen yanlış bir bilgi de değiştirebilir.
İskelet Teorisi
Loftus, Washington Üniversitesi’nden 150 deneğin üzerinde yaptığı deneylerden sonra İskelet Teorisi’ni geliştirmiştir. İskelet Teorisi, bir anının nasıl hatırlandığını açıklayan bir görüş olup iki kategoriye ayrılır: edinim süreçleri ve geri alma süreçleri. Edinim süreçleri üç basamakta meydana gelir. İlk olarak, asıl karşılaşmada, gözlemci odaklanmak için bir uyarıcı seçer. Gözlemcinin odaklanabildiği enformasyon, ortamdaki enformasyonun çok küçük bir kısmıdır. Başka bir deyişle, çevremizde birçok olay meydana gelir ve biz bunların sadece küçük bir kısmını algılarız. Böylece, gözlemci odak noktası konusunda bir tercih yapmalıdır. İkinci olarak, görsel algımız, yargılara ve tanımlara dönüştürülmelidir. Yargılar bir dizi kavramı ve nesneyi temsil ederler; olayın gerçekleşmesiyle anın hatırlanması arasındaki bağlantıdırlar. Üçüncü olarak, algılar, yorumlamadan önce veya sonra sağlanan her türlü “dış” bilgiye maruz kalırlar. Sonradan ortaya çıkan enformasyon dizileri hatırlama sürecini değiştirebilir.
Geri alma süreçleri iki basamaktan oluşur. İlk olarak, anı ve hayal yeniden canlandırılır. Bu algı, gözlemcinin seçtiği odak noktalarıyla birlikte gözlemden önce veya sonra sağlanan enformasyona bağlıdır. İkinci olarak, bağ kurma, sözce tepkisiyle başlatılır, gözlemlenenlere anlam vermek için “bir resim çizilir”. Bu geri alma süreci ya doğru bir anıyla ya da sahte bir anıyla sonuçlanır.
İlişkisel İşlemleme
Anıları hatırlama, beynin ilişkisel işlemlemesiyle ilişkilidir. İki olayı ilişkilendirirken (sahte anıya göre, bir ifadeyi önceki bir olaya bağlama) harfi harfine temsil ve öz temsil yapılır. Harfi harfine temsil başlı başına olaylara karşılık gelir (örn. Köpekleri sevmiyorum çünkü beş yaşındayken bir chihuahua beni ısırdı.). Öz temsil ise genel çıkarımlara karşılık gelir (örn. Köpekleri sevmiyorum çünkü kötüler.). Sahte anıların, öz temsiller halinde depolandığını (bu şekilde hem doğru hem de sahte anıların hatırlandığını) ileri süren Belirsiz İzleme Kuramı doğrultusunda, Storbeck & Clore (2005) sahte anıların hatırlanmasında ruh halindeki değişimin etkisini görmek istemişlerdir.
Deese-Roediger-McDermott paradigması denilen bir sözcük çağrışım aracını ölçüt olarak kullanırken deneklerin ruh halleri ayarlandı. Ruh halleri ya daha pozitif olmaya ya da daha negatif olmaya yönlendirildi ya da hiç yönlendirilmedi. Bulgulara göre negatif ruh hali, öz temsil şeklinde depolanmış olan önemli detaylara ulaşılmasını zorlaştırdı. Bundan denek kötü bir ruh halindeyken sahte anıların hatırlanmasının daha düşük bir ihtimal olduğu anlamı çıkarılabilir.
Terapi Odaklı Bellek Kurtarma
Kurtarma Stratejileri
Terapi yoluyla geri kazanılmış anıların sadece bastırılmış ya da ilk etapta var olduğunu ayırt etmek daha zordur. Terapistler hipno-terapi, yinelenen sorgulama ve bibliyoterapi gibi stratejiler kullanmıştır. Bu stratejiler var olmayan ve doğru olmayan, hatalı anıların kurtarılmasına sebep olabilir. Yakın zamanda yayınlanan bir rapor gösteriyor ki bu konudaki modern tartışmalar 1980 ve 1990’lı yıllarda meydana gelmeden önceki yüzyılda benzer stratejiler birçok terapide sahte anıya neden olmuş olabilir.
Laurence ve Perry tarafından yürütülen hipnoz yoluyla bellek geri çağırımını tetikleme becerisini ölçen çalışmada katılımcılar hipnotik duruma sokulmuş ve sonra uyandırılmıştır. Gözlemciler katılımcıların yüksek bir sesle uyandırıldığını belirtmiştir. Bunun yanlış bir bilgi olmasına rağmen, katılımcıların neredeyse yarısı bunun doğru olduğunu bildirmiştir. Yani, katılımcıların durumunu tedavi edici bir şekilde değiştirmek onların, onlara söylenenlerin doğru olduğuna inanmasına sebep olabilir. Bundan dolayı katılımcı yanlış geri çağırım yapar. 1989’da yürütülen hipnotize edilebilirlik ve sahte anı üzerine bir çalışma, hatırlanan doğru ve yanlış anıları ayrıştırmıştır. Açık uçlu soru formatında, katılımcıların %11.5’i gözlemciler tarafından ortaya atılan sahte anıları hatırlamıştır. Çoktan seçmeli soru formatında ise hiçbir katılımcı sahte anıların olduğunu iddia etmemiştir. Bu sonuç hipnotik söylemlerin odak, farkındalık ve dikkatte değişikliklere neden olduğu kanısına varmaya itse de, katılımcılar gerçekle kurguyu karıştırmamaktadır.
Terapi kaynaklı hafıza kurtarımı, sahte anı sendromu hafıza odaklı tartışmasının yaygın bir alt kategorisidir. Bu olgu genel hatlarıyla tanımlanmıştır ama DSM’de yer almamıştır. Ancak sendrom sahte anının, sahte ve yanlış bir anı hatırlandığında insan hayatına büyük bir etkisi olduğunda sendrom olarak deklare edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Bu sahte anı insanın karakterinin ve yaşam tarzının yönelimini tamamen etkileyebilir. “Alışveriş merkezinde kaybolma tekniği" bir diğer kurtarma stratejisidir. Bu temelde bir tekrar edilen yargı kalıbıdır. Anı kurtarımı yapılan kişiye gerçekte olmamış bir deneyimin sürekli olarak yaşandığı söylenir. Bu strateji kişinin bu olayı yaşanmamış olmasına rağmen hatırlamasına sebep olabilmektedir.
Adli Vakalar
Terapi kaynaklı hafıza kurtarımı özellikle cinsel istismarla ilgili adli vakalarda sık sık görülmektedir. Romano v. Isabella vakasında iki terapist hastalarına babası tarafından cinsel istismarda bulunulduğunu ileri sürmüştür. Terapist Isabella’nın Romano’ya sodyum amital adlı hipnotik ilacın kullanımı ardından bu anıyı aşıladığı ileri sürülmüştür. Oybirliğiyle alınmış bir karar ardından, Isabella’nın Holly Romano’ya karşı ihmalkar olduğu beyan edilmiştir. 1994’teki bu adli vaka sahte anıların oluşması ihtimalinin aydınlatılmasında çok büyük bir rol oynamıştır. Bir başka adli vakada sahte anılar bir adamın suçlarından aklanmasına yardımcı olmuştur. Joseph Pacely bir kadının evine cinsel saldırı amacıyla girmekle suçlanmıştır. Kadın suçun işlenmesinin hemen ardından saldırganın eşgalini polise bildirmiştir. Duruşma sırasında bellek araştırmacısı Elizabeth Loftus belleğin hataya düşebilir olduğuna ve kadının ifadesinde duygularının etkisinin olabileceğine yönelik tanıklık etmiştir. Loftus tanıklığıyla tutarlı pek çok çalışma yayınlamıştır. Bu çalışmalar belleğin kolaylıkla değişebileceğini ve bazen görgü tanıklığının sanıldığı kadar güvenilir olmadığını ileri sürmektedir.
Sahte anının bir faktör olarak görüldüğü birçok adli vaka olmasına rağmen, bu durum sahte anıyla gerçek hatırlamanın ayırt edilmesini kolaylaştırmamaktadır. Ses terapötik strateji bilinen tartışmalı stratejilerden kaçınarak ya da anlaşmazlığı katılımcıya açıklayarak bu ayrımın yapılmasına yardımcı olabilir. Her bir vakada, kurtarılmış anılar terapisi kabul edilemez ve bilimsellikten uzak görülmüştür. Kurtarılmış anıların doğru ya da yanlış olduğunun ayırt edilemeyecek olması kanıtın niteliğinin zayıflaması ve vakaların terapistlerin aleyhine sonuçlanması demektir. Terapötik kurtarım tekniklerine itiraz elektrokonvülsif terapi gibi hafıza eleme teknikleri etiğinin karşılaştırılmasıyla tartışılmıştır.
Harold Merskey kurtarılmış anı terapisindeki etik olaylar ile ilgili bir makale yayımladı. Merskey’e göre, bir hastanın hayatında daha önceden ortaya çıkmış önemli meseleler varsa, ‘bozulmanın’ gerçekleşmesi şiddetli derecede anı hatırlamaya dayanır. Bu bozulma duygusal travmanın gün yüzüne çıkmasıyla daha çok fiziksel gerçekleşir: gözyaşları, kıvranmalar ya da fiziksel rahatsızlığın başka göstergeleri. Terapiye göre küçük sorunları olan hastanın fiziksel bozulmasının oluşumunu anı hatırlamaya bağlı olarak gelmesi hatırlanan olgunun potansiyel yanlışlığının göstergesi olabilir.
Çocuklarda Yanlış Anı
Eğer bir çocuk istismara maruz kalmışsa, çocuktan olaya dair yöneltilen sorulara ayrıntılı veya kesin cevaplar vermesi beklenemez. Dolaylı yoldan çocuğun hafızasını harekete geçirmeye yönelik sorular kaynak yükleme çatışmasına neden olabilir. Çocuk sürekli sorgulandığında sadece soru soranları tatmin etmek için hafızasını zorlayabilir. Çocuğun üzerinde oluşturulan baskı anıları doğru hatırlamasını zorlaştırır. Bu gibi durumlarda, çocukların bir olayı veya olguyu hatırlamak için sürekli hafızasını zorlamasının gerçek anılardan çok potansiyel anıları aktarmasına neden olacağını varsayılır. Aynı koşullarda hiç istismara maruz kalmamış çocuklarda da yaşanmamış olayları aktarma eğilimi vardır. Eğer çocuğun hatırladığı anı yanlış ise buna birinci tip hata denir, eğer çocuk var olan bir anıyı hatırlayamazsa buna da ikinci tip hata denir.
Çocuklarda en çok göze çarpan hafıza gerilemelerinden biri yanlış kaynak yüklemedir. Yanlış kaynak yükleme hafızanın olası kaynaklarını deşifre etmedeki hataya verilen isimdir. Olayın veya bilginin kaynağı gerçek algılarımızdan olabileceği gibi hayal ettiğimiz olaylardan da ortaya çıkabilir. Küçük çocukların, özellikle okul öncesi dönemdekilerin, bu iki kaynağı ayırt etmesi daha zordur. Lindsay ve Johnson (1987) ergenlik dönemindeki çocukların dahi bazı durumlarda bu iki kaynağı ayırt etmekte zorlandığını belirtmişlerdir.
Kaynakça
- ^ a b Bremner, J. et al. (1996). Neural mechanisms in dissociative amnesia for childhood abuse: Relevance to the current controversy surrounding the "false memory syndrome." American Journal of Psychiatry, 153(7), 71-82.
- ^ Davis, J. (2005). Victim narratives and victim selves: False memory syndrome and the power of accounts. Social Problems, 52(4), 529-548.
- ^ a b c Ware, R. (1995). Scylla and Charybdis – Sexual abuse or false memory syndrome – Therapy-induced memories of sexual abuse. Journal of Analytical Psychology, 40(1), 5-22.
- ^ Christianson, S.; Loftus, E. (1987). Memory for traumatic events. Applied Cognitive Psychology, 1(4), 225-239.
- ^ a b c d Gleaves, D. et al. (2004). False and recovered memories in the laboratory and clinic: A review of experimental and clinical evidence. Clinical Psychology-Science and Practice, 11(1), 3-28.
- ^ a b c Loftus, E. (1974). Reconstruction of automobile destruction – Example of interaction between language and memory. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 13(5), 585-589.
- ^ Kaplan, R. (2001). Is there a false memory syndrome? A review of three cases. Comprehensive Psychiatry, 42(4), 342-348.
- ^ Friedman, M. (1996). PTSD diagnosis and treatment for mental health clinicians. Community Mental Health Journal, 32(2), 173-189.
- ^ Loftus, E. (1975). Leading questions and eyewitness report. Cognitive Psychology, 7(4), 560-572.
- ^ Storbeck, J.; Clore, G. (2005) With sadness comes accuracy; with happiness, false memory. Psychological Science, 16(10), 785-791.
- ^ McElroy, S.; Keck, P. (1995). Recovered memory therapy – False Memory Syndrome and other complications. Psychiatric Annals, 25(12), 731-735.
- ^ Gold, S. (1997). False memory syndrome: A false dichotomy between science and practice. American Psychologist, 52(9), 988-989.
- ^ a b Sher, L. (2000). Memory creation and the treatment of psychiatric disorders. Medical Hypotheses, 54(4), 628-629.
- ^ Patihis, Lawrence; Burton, Helena J. Younes (1 Ocak 2015). "False memories in therapy and hypnosis before 1980". Psychology of Consciousness: Theory, Research, and Practice. 2 (2). doi:10.1037/cns0000044.
- ^ Laurence, J.; Perry, C. (1983). Hypnotically created memory among highly hypnotizable subjects. Science, 222(4623), 523-524.
- ^ Loftus, E. (2005). Planting misinformation in the human mind: A 30-year investigation of the malleability of memory. Learning & Memory, 12(4), 361-366.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Nisan 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mayıs 2016.
- ^ http://psycnet.apa.org/index.cfm?fa=buy.optionToBuy&uid=1981-31952-001 []
- ^ a b c Merskey, H. (1996). Ethical issues in the search for repressed memories. American Journal of Psychotherapy, 50(3), 323-335.
- ^ a b Ceci, S.; Loftus, E.; Leichtman, M.; Bruck, M. (1994). The possible role of source misattributions in the creation of false beliefs among preschoolers. International Journal of Clinical and Experimental Hypnosis, 42(4), 304-320.
- ^ Foley, M.; Johnson, M. (1985) Confusions between memories for performed and imagined actions – a developmental comparison. Child Development, 56(5), 1145-1155.
- ^ Lindsay, D.; Johnson, M.; Kwon, P. (1991) Developmental-changes in memory source monitoring. Journal of Experimental Child Psychology, 52(3), 297-318.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sahte ani bir insanin olmamis bir aniyi animsamasiyla meydana gelen psikolojik bir olaydir Sahte ani genelde cocukluktaki cinsel istismarlar ile ilgili adli durumlarda goz onune alinir Sahte ani ilk olarak psikoloji onculerinden Pierre Janet ve Sigmund Freud tarafindan arastirildi Freud bastirilmis cinsel cocukluk anilari konusundan Histeri ile Mucadele kitabinda bahsetmistir Elizabeth Loftus 1974 teki ilk arastirma projesinden beri hafiza kurtarimi ve sahte ani alanlarinda one cikmistir Sahte ani sendromu sahte aniyi insanlarin dusuncesini ve gunluk yasamini etkileyen ve hayatlarinda cok yaygin olarak yasadiklari bir durum olarak tanimlar Sahte ani sendromu sahte anidan bazi yonlerden ayrilir Sendrom kisinin hayatindaki yoneliminde oldukca etkiliyken sahte ani bu onemli etki olmadan da meydana gelebilir Insanlar etkileyici anilarinin dogru oldugunu dusunduklerinden bu sendrom etkisini gosterir Ancak sendrom ile ilgili arastirmalar tartismali ve bu yuzden sahte ani sendromu ruhsal bozukluk kategorisinden dolayisiyla Mental Bozukluklarin Tanisal ve Sayimsal El Kitabi ndan cikarilmistir Sahte ani psikolojik arastirmalarin onemli bir parcasidir cunku cok fazla ruhsal bozukluk ile baglantilidir Ornegin posttravmatik stres bozuklugu Dil Yoluyla Hatirlamanin Manipulasyonu1974 te Elizabeth Loftus ve dilin sahte ani uzerindeki gelisimini arastirmak icin bir calisma yuruttuler Deney iki ayri calismadan olusmustur Ilk testte 45 katilimci bir araba kazasinin yer aldigi farkli videolar izlemek icin rastgele atandilar Bu videolarda carpisma saatte 20 mil 30 mil ve 40 mil hizla gerceklesiyordu Daha sonra katilimcilar bir anket doldurdular Ankette Arabalar birbirlerine siddetle carptiklarinda ne kadar hizlilardi sorusu soruldu Soru her zaman ayni seyi sormasina ragmen arastirmacilar carpisma icin kullanildiklari fiili degistirdiler Siddetle carpmak yerine carpmak kafa kafaya carpismak darbe almak ya da surtunmek kelimelerinden biri kullanildi Katilimcilar carpisma hizini ortalama 35 mil ve 40 mil arasinda tahmin ettiler Eger gercek hiz hesaplamadaki asil faktor olsaydi katilimcilarin dusuk hizdaki carpismalar icin dusuk hiz tahmini yapmalari gerekirdi Ama katilimcilar onun yerine carpismayi tanimlamak icin kullanilan kelimeye gore hiz tahmini yaptilar Ikinci deneyde de katilimcilara bir araba kazasi videosu gosterildi ancak kritik bir manipulasyon yapildi Anketlerdeki laf kalabaligi 150 katilimci uc farkli duruma rastgele atandi Birinci durumdakilere ayni soru ilk deneydeki gibi siddetle carpismak fiili ile soruldu Ikinci durumdakilere ayni soru siddetle carpismak fiili vurmak fiili ile degistirilerek soruldu Son gruba carpisan arabalarin hizi sorulmadi Videoda kirik cam olmamasina ragmen katilimcilara videoda kirik cam gorup gormedikleri soruldu Bu soruya verilen cevaplar gosterdi ki kirik cami hatirlama durumu kuvvetli bir sekilde kullanilan fiile bagli degil Siddetle carpismak fiilinin kullanildigi gruptaki katilimcilarin buyuk bir bolumu kirik cam gormediklerini belirttiler Bu calismadaki ilk nokta soruda kullanilan kelimenin cevabi ne kadar kuvvetli olarak etkiledigini gosterdi Ikinci olarak calisma soruda kullanilan kelimenin daha once goz ardi edilen detaylarla alakali beklenti getirebilecegini yani hatirlamamizin yanlis insa edilebilecegini goz onune serdi Bu sonuclar sahte aninin var olan bir olgu oldugunu destekler niteliktedir Gorgu Tanigi Raporlari Uzerine Makale DuzenlemeleriLoftus un dili isleme calismalari uzerine meta analizi bir olgu one cikardi Loftus a gore bu olgu hatirlama surecini ve hafizanin urunlerinin devamliligini etkiler Boylece sorulardaki en kucuk duzenlemeler dahi yanitlari degistirebilir Ornegin birine herhangi bir dur isareti gordun mu yerine dur isaretini gordun mu diye sormak kisiye olay yerinde bir dur isareti oldugunu dusundurur Bu on varsayim olay yerinde bir dur isareti gordugunu belirten kisi sayisini artirir Gorgu Tanigi Raporlarinda Sifatlarin EtkisiSecilen sifatlar bir objenin ozellikleri hakkinda cikarimlarda bulunmamiza neden olabilir Iletilerin icinde kullanilan sifatlar katilimcilarin yanitlarinin degismesine sebep olabilir Herris 1973 yilinda yaptigi calismada basketbol oyuncularinin boylari hakkinda sorulan sorulara verilen yanitlar arasindaki farkliliklari inceledi Katilimcilar rastgele olarak Basketbol oyuncusunun boyu ne kadar uzundu veya Basketbol oyuncusunun boyu ne kadar kisaydi sorularini cevapladi Arastirmacilar basitce basketbol oyuncusunun boyunu sormak yerine kisa ve uzun gibi sayisal sonuclari etkileyebilecek sifatlar kullandilar Sonuc olarak tahmin yurutulen boy ortalamalari arasinda yaklasik 10 inclik 250mm fark bulundu Bu arastirma sorularda kullanilan sifatlarin katilimcilarin yanitlarini ne yonde degistirdigini gozler onune serer Meta Analize TepkilerLoftus ve Palmer in arastirmalarinda bireylerden kaynakli dis faktorleri katilimcilarin duygulari alinan alkol miktari ve bircok diger faktoru kontrol etmedigi iddia edilir Tum bu elestirilere ragmen bu calisma sahte hafizaya iliskin legal olaylarla guclu bir sekilde baglantilidir Loftus ve Palmar in otomobil calismasi Devlin komitesinin Devlin raporunu yazmasina olanak vermistir Bu raporda gorgu tanigi ifadelerinin tek basina yeterli olmadigi belirtilmistir Ani Hatirlamanin GuvenilirligiVarsayimlar Varsayimlar bir dilin icindeki sakli anlamlardir Bir kisiye Bu cuzdan mavinin hangi tonundadir sorusu soruldugunda esas soylenen Bu cuzdan mavidir Peki hangi tondadir cumleleridir Sorunun ifade edilis sekli cevap veren kisiye durum ile ilgili bir varsayimda bulunur Bu varsayimin iki farkli etkisi vardir dogru etki ve yanlis etki Dogru etki varsayilan durumun gercekten var oldugunu belirtir Boylelikle cevap veren kisinin aniyi hatirlamasi guclenir ani kolayca kullanilabilir ve kullanilarak anlam cikarilabilir hale gelir Dogru etkide varsayimlar bir ayrintiyi daha kolay hatirlanabilir yapar Ornegin eger ilk iletide cuzdanin mavi oldugu soylenmeseydi cevap verenin cuzdanin mavi oldugunu hatirlamasi daha guc olurdu Yanlis etkide ise var oldugu kastedilen durum gercekte var olmamistir Buna ragmen cevap veren aksini dusunur ve kendi anisini manipule eder Ustelik tutarliligi saglamak adina sonraki sorulara verilen cevaplari da degistirebilir Dogru veya yanlis etki fark etmeksizin cevap veren kisi ona verilen bilginin dogruluguna inanarak kendi dusuncelerini bilgilere uydurmaya calisir Insa Hipotezi Insa hipotezi hafizanin yumusakligini aciklamak uzere one surulmustur Cevap veren kisi kendine icinde varsayim olan bir soru soruldugunda varsayima uyumlu bir sekilde hatirlar varsayimin dogruluguna inandigi takdirde Insa hipotezine gore eger cevap veren kisiye verilen dogru bilgi kisinin cevabini degistirebiliyorsa verilen yanlis bir bilgi de degistirebilir Iskelet Teorisi Loftus Washington Universitesi nden 150 denegin uzerinde yaptigi deneylerden sonra Iskelet Teorisi ni gelistirmistir Iskelet Teorisi bir aninin nasil hatirlandigini aciklayan bir gorus olup iki kategoriye ayrilir edinim surecleri ve geri alma surecleri Edinim surecleri uc basamakta meydana gelir Ilk olarak asil karsilasmada gozlemci odaklanmak icin bir uyarici secer Gozlemcinin odaklanabildigi enformasyon ortamdaki enformasyonun cok kucuk bir kismidir Baska bir deyisle cevremizde bircok olay meydana gelir ve biz bunlarin sadece kucuk bir kismini algilariz Boylece gozlemci odak noktasi konusunda bir tercih yapmalidir Ikinci olarak gorsel algimiz yargilara ve tanimlara donusturulmelidir Yargilar bir dizi kavrami ve nesneyi temsil ederler olayin gerceklesmesiyle anin hatirlanmasi arasindaki baglantidirlar Ucuncu olarak algilar yorumlamadan once veya sonra saglanan her turlu dis bilgiye maruz kalirlar Sonradan ortaya cikan enformasyon dizileri hatirlama surecini degistirebilir Geri alma surecleri iki basamaktan olusur Ilk olarak ani ve hayal yeniden canlandirilir Bu algi gozlemcinin sectigi odak noktalariyla birlikte gozlemden once veya sonra saglanan enformasyona baglidir Ikinci olarak bag kurma sozce tepkisiyle baslatilir gozlemlenenlere anlam vermek icin bir resim cizilir Bu geri alma sureci ya dogru bir aniyla ya da sahte bir aniyla sonuclanir Iliskisel Islemleme Anilari hatirlama beynin iliskisel islemlemesiyle iliskilidir Iki olayi iliskilendirirken sahte aniya gore bir ifadeyi onceki bir olaya baglama harfi harfine temsil ve oz temsil yapilir Harfi harfine temsil basli basina olaylara karsilik gelir orn Kopekleri sevmiyorum cunku bes yasindayken bir chihuahua beni isirdi Oz temsil ise genel cikarimlara karsilik gelir orn Kopekleri sevmiyorum cunku kotuler Sahte anilarin oz temsiller halinde depolandigini bu sekilde hem dogru hem de sahte anilarin hatirlandigini ileri suren Belirsiz Izleme Kurami dogrultusunda Storbeck amp Clore 2005 sahte anilarin hatirlanmasinda ruh halindeki degisimin etkisini gormek istemislerdir Deese Roediger McDermott paradigmasi denilen bir sozcuk cagrisim aracini olcut olarak kullanirken deneklerin ruh halleri ayarlandi Ruh halleri ya daha pozitif olmaya ya da daha negatif olmaya yonlendirildi ya da hic yonlendirilmedi Bulgulara gore negatif ruh hali oz temsil seklinde depolanmis olan onemli detaylara ulasilmasini zorlastirdi Bundan denek kotu bir ruh halindeyken sahte anilarin hatirlanmasinin daha dusuk bir ihtimal oldugu anlami cikarilabilir Terapi Odakli Bellek KurtarmaKurtarma Stratejileri Terapi yoluyla geri kazanilmis anilarin sadece bastirilmis ya da ilk etapta var oldugunu ayirt etmek daha zordur Terapistler hipno terapi yinelenen sorgulama ve bibliyoterapi gibi stratejiler kullanmistir Bu stratejiler var olmayan ve dogru olmayan hatali anilarin kurtarilmasina sebep olabilir Yakin zamanda yayinlanan bir rapor gosteriyor ki bu konudaki modern tartismalar 1980 ve 1990 li yillarda meydana gelmeden onceki yuzyilda benzer stratejiler bircok terapide sahte aniya neden olmus olabilir Laurence ve Perry tarafindan yurutulen hipnoz yoluyla bellek geri cagirimini tetikleme becerisini olcen calismada katilimcilar hipnotik duruma sokulmus ve sonra uyandirilmistir Gozlemciler katilimcilarin yuksek bir sesle uyandirildigini belirtmistir Bunun yanlis bir bilgi olmasina ragmen katilimcilarin neredeyse yarisi bunun dogru oldugunu bildirmistir Yani katilimcilarin durumunu tedavi edici bir sekilde degistirmek onlarin onlara soylenenlerin dogru olduguna inanmasina sebep olabilir Bundan dolayi katilimci yanlis geri cagirim yapar 1989 da yurutulen hipnotize edilebilirlik ve sahte ani uzerine bir calisma hatirlanan dogru ve yanlis anilari ayristirmistir Acik uclu soru formatinda katilimcilarin 11 5 i gozlemciler tarafindan ortaya atilan sahte anilari hatirlamistir Coktan secmeli soru formatinda ise hicbir katilimci sahte anilarin oldugunu iddia etmemistir Bu sonuc hipnotik soylemlerin odak farkindalik ve dikkatte degisikliklere neden oldugu kanisina varmaya itse de katilimcilar gercekle kurguyu karistirmamaktadir Terapi kaynakli hafiza kurtarimi sahte ani sendromu hafiza odakli tartismasinin yaygin bir alt kategorisidir Bu olgu genel hatlariyla tanimlanmistir ama DSM de yer almamistir Ancak sendrom sahte aninin sahte ve yanlis bir ani hatirlandiginda insan hayatina buyuk bir etkisi oldugunda sendrom olarak deklare edilmesi gerektigini ileri surmektedir Bu sahte ani insanin karakterinin ve yasam tarzinin yonelimini tamamen etkileyebilir Alisveris merkezinde kaybolma teknigi bir diger kurtarma stratejisidir Bu temelde bir tekrar edilen yargi kalibidir Ani kurtarimi yapilan kisiye gercekte olmamis bir deneyimin surekli olarak yasandigi soylenir Bu strateji kisinin bu olayi yasanmamis olmasina ragmen hatirlamasina sebep olabilmektedir Adli Vakalar Terapi kaynakli hafiza kurtarimi ozellikle cinsel istismarla ilgili adli vakalarda sik sik gorulmektedir Romano v Isabella vakasinda iki terapist hastalarina babasi tarafindan cinsel istismarda bulunuldugunu ileri surmustur Terapist Isabella nin Romano ya sodyum amital adli hipnotik ilacin kullanimi ardindan bu aniyi asiladigi ileri surulmustur Oybirligiyle alinmis bir karar ardindan Isabella nin Holly Romano ya karsi ihmalkar oldugu beyan edilmistir 1994 teki bu adli vaka sahte anilarin olusmasi ihtimalinin aydinlatilmasinda cok buyuk bir rol oynamistir Bir baska adli vakada sahte anilar bir adamin suclarindan aklanmasina yardimci olmustur Joseph Pacely bir kadinin evine cinsel saldiri amaciyla girmekle suclanmistir Kadin sucun islenmesinin hemen ardindan saldirganin esgalini polise bildirmistir Durusma sirasinda bellek arastirmacisi Elizabeth Loftus bellegin hataya dusebilir olduguna ve kadinin ifadesinde duygularinin etkisinin olabilecegine yonelik taniklik etmistir Loftus tanikligiyla tutarli pek cok calisma yayinlamistir Bu calismalar bellegin kolaylikla degisebilecegini ve bazen gorgu tanikliginin sanildigi kadar guvenilir olmadigini ileri surmektedir Sahte aninin bir faktor olarak goruldugu bircok adli vaka olmasina ragmen bu durum sahte aniyla gercek hatirlamanin ayirt edilmesini kolaylastirmamaktadir Ses terapotik strateji bilinen tartismali stratejilerden kacinarak ya da anlasmazligi katilimciya aciklayarak bu ayrimin yapilmasina yardimci olabilir Her bir vakada kurtarilmis anilar terapisi kabul edilemez ve bilimsellikten uzak gorulmustur Kurtarilmis anilarin dogru ya da yanlis oldugunun ayirt edilemeyecek olmasi kanitin niteliginin zayiflamasi ve vakalarin terapistlerin aleyhine sonuclanmasi demektir Terapotik kurtarim tekniklerine itiraz elektrokonvulsif terapi gibi hafiza eleme teknikleri etiginin karsilastirilmasiyla tartisilmistir Harold Merskey kurtarilmis ani terapisindeki etik olaylar ile ilgili bir makale yayimladi Merskey e gore bir hastanin hayatinda daha onceden ortaya cikmis onemli meseleler varsa bozulmanin gerceklesmesi siddetli derecede ani hatirlamaya dayanir Bu bozulma duygusal travmanin gun yuzune cikmasiyla daha cok fiziksel gerceklesir gozyaslari kivranmalar ya da fiziksel rahatsizligin baska gostergeleri Terapiye gore kucuk sorunlari olan hastanin fiziksel bozulmasinin olusumunu ani hatirlamaya bagli olarak gelmesi hatirlanan olgunun potansiyel yanlisliginin gostergesi olabilir Cocuklarda Yanlis AniEger bir cocuk istismara maruz kalmissa cocuktan olaya dair yoneltilen sorulara ayrintili veya kesin cevaplar vermesi beklenemez Dolayli yoldan cocugun hafizasini harekete gecirmeye yonelik sorular kaynak yukleme catismasina neden olabilir Cocuk surekli sorgulandiginda sadece soru soranlari tatmin etmek icin hafizasini zorlayabilir Cocugun uzerinde olusturulan baski anilari dogru hatirlamasini zorlastirir Bu gibi durumlarda cocuklarin bir olayi veya olguyu hatirlamak icin surekli hafizasini zorlamasinin gercek anilardan cok potansiyel anilari aktarmasina neden olacagini varsayilir Ayni kosullarda hic istismara maruz kalmamis cocuklarda da yasanmamis olaylari aktarma egilimi vardir Eger cocugun hatirladigi ani yanlis ise buna birinci tip hata denir eger cocuk var olan bir aniyi hatirlayamazsa buna da ikinci tip hata denir Cocuklarda en cok goze carpan hafiza gerilemelerinden biri yanlis kaynak yuklemedir Yanlis kaynak yukleme hafizanin olasi kaynaklarini desifre etmedeki hataya verilen isimdir Olayin veya bilginin kaynagi gercek algilarimizdan olabilecegi gibi hayal ettigimiz olaylardan da ortaya cikabilir Kucuk cocuklarin ozellikle okul oncesi donemdekilerin bu iki kaynagi ayirt etmesi daha zordur Lindsay ve Johnson 1987 ergenlik donemindeki cocuklarin dahi bazi durumlarda bu iki kaynagi ayirt etmekte zorlandigini belirtmislerdir Kaynakca a b Bremner J et al 1996 Neural mechanisms in dissociative amnesia for childhood abuse Relevance to the current controversy surrounding the false memory syndrome American Journal of Psychiatry 153 7 71 82 Davis J 2005 Victim narratives and victim selves False memory syndrome and the power of accounts Social Problems 52 4 529 548 a b c Ware R 1995 Scylla and Charybdis Sexual abuse or false memory syndrome Therapy induced memories of sexual abuse Journal of Analytical Psychology 40 1 5 22 Christianson S Loftus E 1987 Memory for traumatic events Applied Cognitive Psychology 1 4 225 239 a b c d Gleaves D et al 2004 False and recovered memories in the laboratory and clinic A review of experimental and clinical evidence Clinical Psychology Science and Practice 11 1 3 28 a b c Loftus E 1974 Reconstruction of automobile destruction Example of interaction between language and memory Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior 13 5 585 589 Kaplan R 2001 Is there a false memory syndrome A review of three cases Comprehensive Psychiatry 42 4 342 348 Friedman M 1996 PTSD diagnosis and treatment for mental health clinicians Community Mental Health Journal 32 2 173 189 Loftus E 1975 Leading questions and eyewitness report Cognitive Psychology 7 4 560 572 Storbeck J Clore G 2005 With sadness comes accuracy with happiness false memory Psychological Science 16 10 785 791 McElroy S Keck P 1995 Recovered memory therapy False Memory Syndrome and other complications Psychiatric Annals 25 12 731 735 Gold S 1997 False memory syndrome A false dichotomy between science and practice American Psychologist 52 9 988 989 a b Sher L 2000 Memory creation and the treatment of psychiatric disorders Medical Hypotheses 54 4 628 629 Patihis Lawrence Burton Helena J Younes 1 Ocak 2015 False memories in therapy and hypnosis before 1980 Psychology of Consciousness Theory Research and Practice 2 2 doi 10 1037 cns0000044 Laurence J Perry C 1983 Hypnotically created memory among highly hypnotizable subjects Science 222 4623 523 524 Loftus E 2005 Planting misinformation in the human mind A 30 year investigation of the malleability of memory Learning amp Memory 12 4 361 366 Arsivlenmis kopya 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 26 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mayis 2016 http psycnet apa org index cfm fa buy optionToBuy amp uid 1981 31952 001 yalin URL a b c Merskey H 1996 Ethical issues in the search for repressed memories American Journal of Psychotherapy 50 3 323 335 a b Ceci S Loftus E Leichtman M Bruck M 1994 The possible role of source misattributions in the creation of false beliefs among preschoolers International Journal of Clinical and Experimental Hypnosis 42 4 304 320 Foley M Johnson M 1985 Confusions between memories for performed and imagined actions a developmental comparison Child Development 56 5 1145 1155 Lindsay D Johnson M Kwon P 1991 Developmental changes in memory source monitoring Journal of Experimental Child Psychology 52 3 297 318