Seymen, seğmen ya da seyman, eski Türk boylarında göçebe kervanlarını koruyan silahlı birlik, kolcu.[]Yerleşik hayata geçilmesiyle Anadolu'da köyden köye gelin almaya giden damat tarafının atlı, davullu, zurnalı, silahlı ve cepken giyinmiş delikanlı alayına dönüşmüştür.Hakaniye Türkçesindeki Sökmen (سكمان yiğitlere verilen ünvân) sözcüğünden türediği var sayılır.
Ankara seymenlik geleneği
Genel bilgi
Anadolu'nun çok eski yerleşme sahalarından olduğu, arkeolojik ve antropolojik belgelerle ortaya konmuş bulunan Ankara, 1071 Malazgirt Zaferi'ni takip eden yıllardan itibaren Türklerin hakimiyetine girmiş; Danişmentliler'in, Anadolu Selçukluları'nın ve Osmanlılar'ın hakimiyetleri sırasında önceleri Büyük Anadolu Eyaletine, sonraları eyalet içindeki bir sancağa merkez olmuştur. Ayrıca Peçenek askerlerinin kılığının Zeybek-Seymen kılığıyla benzerliklerine dair bilgiler, Bizans kroniklerinde de tesbit edildiği gibi Claude Cahen bu vakayı, İslam Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı adlı makalesinde Bizans komutanlarından Kapadokyalı Alyatte emrindeki ücretli Peçenek askerlerinin kiyafetlerinin karşı cephedeki soydaşlarından ayırt edilemediği şeklindeki ifadeleriyle açıklamıştır. Bazı tarihçilere göre Zeybeklik-Seymenlik kültüründe Peçenek kültürünün büyük etkisi bulunmaktadır.
![image](https://www.wikipedia.tr-tr.nina.az/image/aHR0cHM6Ly93d3cud2lraXBlZGlhLnRyLXRyLm5pbmEuYXovaW1hZ2UvYUhSMGNITTZMeTkxY0d4dllXUXVkMmxyYVcxbFpHbGhMbTl5Wnk5M2FXdHBjR1ZrYVdFdlkyOXRiVzl1Y3k5MGFIVnRZaTlrTDJReEwxTnNiMkZ1WlMxVFpYbGlZVzR1YW5Cbkx6SXlNSEI0TFZOc2IyRnVaUzFUWlhsaVlXNHVhbkJuLmpwZw==.jpg)
Bugün beş milyonu aşkın nüfusa sahip, modern bir başkent olan Ankara'nın ekonomisi önceleri tarıma dayalıydı. Tahıl ve meyve yetiştirilir, özellikle Ankara keçisi ve koyun beslenirdi. Ankara keçisi nin yumuşak ve parlak kılından dokunan kumaşlar İstanbul'a gönderilir, oradan Mısır ve Avrupa'ya sevk edilirdi. Tarihi 17.yüzyıla kadar uzanan bu dönem içerisinde Ankara balı, armudu, keçisi, çiğdemi ve kedisi ile ün salmıştı.
Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk'ün Ankara'ya gelmesi (27 Aralık 1919) ile bu şehrin kaderi değişmiş, takibeden yıllarda (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Millet Meclisi burada toplanmış ve 13 Ekim 1923 tarihinde kabul edilen bir kanunla da Ankara devlet merkezi olmuştur.
Gittikleri yerlerde kendi kültürlerini koruyan ve geliştiren Oğuz Türkleri, yerleştikleri Ankara ve çevresinde de âdet, gelenek ve göreneklerini yaşatmışlardır. Bu geleneklerden biri de "Seymenlik Geleneği" dir (Seğmenlik - Seğmen).
Şehrin devlet merkezi olması neticesinde meydana gelen hızlı teknolojik gelişmeler, tabiî olarak kültür yapısını da etkilemiştir. Ancak, söz konusu değişme ve gelişmeler şehrin geleneksel kültürü içerisinde özel bir yeri bulunan "Seymenlik geleneği" hayatını devam ettirmiştir. 21. yüzyıla beş milyonluk nüfusa sahip büyük ve modern bir başkent olarak girmeye hazırlanan Ankara'da seğmenlik geleneği bugün bir dernek çatısı altında korunarak, yürütülmektedir. Atatürk'ün "Seymenlik Geleneğini Yaşatın" talimatıyla 1932 yılında kurulan Ankara Kulübü Derneği bu geleneksel kurumu ilelebet yaşatma çabası içerisindedir.
Efe, (Efelik) mecazî anlamda men, cesur, kahraman, cengâver insan anlamına gelmektedir. Efeler fenalıktan kaçınan, iyiliği ve yardımı seven, kahraman, gözüpek, men ve fedakâr insanlardır.
Bu karakterleriyle çevrelerinde saygınlık kazanmışlardır. Eskiden anne ve babalar yeni yetişen çocuklarını efelere teslim ederlerdi. Efeler küçük delikanlıların kötü yerlere alışmalarını önler; terbiyelerine, tutum ve davranışlarına dikkat ederler, onların büyüğünü sayan, küçüğünü koruyan, vatanına ve milletine yararlı insanlar olmaları için özen gösterirlerdi. Efeler arasında kendisini en fazla sevdirip saydıranlar "Efe Başı" seçilirdi. Efebaşları, efeleri düzenler ve idare ederlerdi. 15-16 yaşındaki delikanlı efelere Ankaralılar "Yeni Yitme" derlerdi. Yeni yitmelik unvanı askerliğin bitimine kadar sürerdi. 35 yaşına kadar da Delikanlılık Efelerin millî günlerde, düğünlerde atlı ve yaya olarak bir araya gelmelerine "Seymen Alayı Düzülmesi" denirdi.
"Seymen Alayı Düzülmesi"ni şöyle anlatmaktadır.
"Ankara halkı, tarihin pek eski devirlerinden beri Seymen Düzülme adı verilen bir Türk ananesini millî vicdanında gizli bir sihir olarak yaşatmakta idi. Seymen alayı, daima kızılca günlerde kurulurdu. Yani millî felâket günlerinde, bir beyliğin ve devletin yıkılış sıralarında, halk yeni bir devlet kurmak ve başlarına Çağı devam eder, 35 yaşından yukarı efelere de "Dölekleşiyor (ihtiyarlıyor)" tabiri ile Kart Traş Efe denirdi.
Ege bölgesindeki efelere, Zeybek, orta Anadolu ve özelikle Ankara efelerine de Seymen adı verilirdi. Yeni bir reis seçmek için Seymen Alayı kurardı. Bu alay yeni devleti kurar, yeni reisi seçerdi...
Seymen düzülme, toplu ve millî bir galeyan anıdır. Bunun ufak bir şekli de bayram ve düğünlerde kurulurdu. Seymenler o gece "Sinsin" denilen bir ateş oyunu oynarlardı. O gece bir dağ yamacında veyahut bir tepede büyük bir ateş yakarlar, Maşatama denilen demirden yapılmış büyük bir çanağın içine yağlı çıra koyarlar bu ateşin etrafında davul ve zurna çalarak Zeybek oynarlar. Bu ateşin üstünden atlayarak bir nevi tura oyunu oynayarak sabahı ederler. Bazen bu ateşe koç atarlardı.
Seymen düzülmeyi yalnız Ankara ait bir topluluk değil, Orta Anadolu Türklerinin müşterek bir galeyanıdır. Selçuklu devletinin Konya'da Osmanlı devletinin Söğüt'le kuruluşu bu ananeye çok benzemektedir. Selçuklu aynı şekilde atlı seymen alayları önünde, bir torbadan bir çocuğa ok çektirilmek suretiyle, kendi okunu çekerek bey olmuştu. Osman Bey ise, yine atlılar karşısında bir ak keçeye oturtularak dokuz defa havaya kaldırılarak karargâhta dolaştırılmıştı. Kımızlar sunulup, and içilerek Bey tanındı. Bu muhakkak Efeleri eteğinde Bayındır, Ayaş'la Kayı, Hüseyin Gazi dağı eteğinde Peçenek, Yazır, Dodurga, Bâlâ'da Avşar, Çubuk'ta Kargın, Çavundur, Eymir Gölü, Bökdüz köyleriyle Ankara'yı çevrelemiştir. Bütün bu köy adları Oğuzların yirmi dört boyunun adlarıdır. Köylerin pek çoğu Oğuzların Beydili aşiretine mensuptur.
Anadolu, tarihte böyle çok galeyanlı günler geçirmiş, Seymen düzülerek, yaya allı ve silahlı olan delikanlıları bir reis etrafında toplamıştır. Kuvvetle muhtemeldir ki Selçuk İmparatorluğu yıkılırken (Anadolu Selçukluları) yine böyle bir galeyan olmuş, Osman Bey'i aynı şekilde Kayı Aşiretinin başına bey seçmiştir. O güne ait elimizde yazılı bir belge olmamakla beraber, Etnolojik tetkiklerle, halkta yaşamakta olan aneneleri tespit etmekle, kaybolmuş tarihi hakikatleri de meydana çıkarabiliriz.
Seymen düzülme âdeti eski Türklerden kalma bir âdettir, II. Mahmud'un kurduğu "Sekban" teşkilâtı "Seymen" kelimesinden alındığını iddia edenler de vardır. İstanbul'da Şehzade Camii'nin karşısında Çukurçeşme civarında eskiden bir "Seymenler Mezarlığı" olduğu da söylenilmekte. İstanbul esnafı arasında Ahi teşkilatında (Ahilik) bulunan "Seğmen"lerin de Ankara Ahileriyle bir münasebeti vardır. Rumelide "Seğmen bekçi, muhafız" mânasında kullanılmaktadır.
Ankara'da ise "Seymen", efe, yiğit ruhlu ve atlı manasında kullanılmaktadır. Ankara, Çankaya'da büyük bir parkın adı Seğmenler Parkı'dır. Bütün Ankara civarı köyleri Oğuz boylarıyla doludur. Çubuk'la Kınık, Elmadağ ir. Zeybek kelimesi de Seğmen kelimesiyle alâkalıdır. Seymen düzüleceği zaman, Efeler kahvesi önüne sancak dikilir. Bu bayrak Seymen alayının kurulmasına işarettir. Eski Türkler de otağ önüne tuğ ve sancak dikerlerdi. Mustafa Kemal Atatürk'ün günün sabahı da sancak dikildi. O zaman Efeler kahvesi Ulucanlar'a giden yolun üzerinde bulunan Sarı Ahmed'in kahvesi idi. Esasen civar köylerden Seymenler de akın akın . Bu günlerde Kalecik Seymenlerinin başında Sülük, Zirlilerin başında Saraylı Ahmet, Yozgat'tan yeni Cehli Rıza uşakları, yani kızanlarıyla Ankara'ya gelmiştir.
Seymen Alayının Tertibatı
Seymen alayının kenarları sırmalı bir sancağı vardır. Bu camiin avlusuna dikilir, dua okunduktan ve kurban kesildikten sonra alay şu suretle harekete geçerdi. Alayın ününde davulcular ve zurnacılar geçerdi. Bunların kıyafetleri şayanı dikkattir. Bu davulcular birer Şamana benzemektedir. Bunlar beyaz şalvar giyerler. Üzerlerinde de sırmalı camadanları vardır. Bellerinde geniş bir meşin silâhlık ve bunun içinde tel sırmalı bir mendil sarkar. Göğüslerinde bir takım paralar ve boynuzlar veya da taşı gibi ufak ufak taşlar asılıdır. Bunlar Seymen alayının önünde bulunurlar. Zurna çaldığı zaman, bunlar davullarını havaya kaldırırlar, davul havada iken tokmak vurarak, helezonlar çizerek, yere yatarlar, kalkarlar, bir ayaklan üzerinde dönerler, davullarını havaya kaldırırlar. Sanki gökten bir takım Tanrı ruhlarını çağırır gibi garip hareketler yaparlar, sonra omuzlarını kımıldatırlar, ayaklarıyla Zeybek oynar gibi rakslar yaparlar, davulu yere doğru çalarlar, tekrar havaya kaldırırlar, sıçrarlar, yere diz çökerlerdi. Çok kere de iki davulcu karşılıklı oynarlar. İki davulcu değneklerini davulların kasnağına vurarak dokuz ayak yürürler. Tekrar geri dönerler. Üçüncü defa davulu hızlı çalarak ilerler, sonra rakslara başlar. Zurnacılar da durmadan eski havalar çalarlardı.
Davulcuların arkasında en iri yapılı bir efe, Seymen alayının bayrağını taşır. Bayrağın iki tarafında meşhur kabadayılardan iki efe de ellerinde Tekepala dedikleri, iri palaların uçlarını yukarı tutmuş bir vaziyetle ilerlerdi. Bunlara bölükbaşı denilirdi. Bunların önünde on veya on dört yaşlarında bulunan millî kıyafetli çocuklar da ellerinde som saplı bıçaklar yürümekte idi. Davulcularla Efe sancağının arasında iki tane gür sakallı ve gayet iri adamlar omuzlarında balta önlerinde birer meşin önlük ağır ağır yürümekle olup âdeta seyredene dehşet verirlerdi. Bunlara Seymen baltacıları derlerdi. Alaya iştirak eden Seymenler sağlı ve sollu iki dizi teşkil ederlerdi. Seymenler birer adım ara ile birinci ve ikinci diziyi meydana getirirlerdi, bütün Seymenlerin elinde Tekepalalar bulunmakta idi. Seymen başı bu dizinin bıraktığı boşluk arasında yürür. Yanında ikinci efe vardır. Bunların elinde birer Osmanlı kılıcı bulunmakladır. Altın kakmalı ve üzerinde bir takım âyetler yazılıdır. Bu kılıç yalnız efelerin evinde asılı durur. Seymen başı ara sıra bu kılıcı havaya kaldırır,
- Doh, doh...
diye bağırır. Bu defa bütün Seymenler gür ve kalın bir sesle Doh Doh... diyerek caddeleri inletirler. Bir ağızdan çıkan bu sesler, duyulmaya değer, heyecanlı bir sahnedir. Bu alay pek ağır yürür. Doh doh dan sonra davul ve zurna Zeybek çalar. Bu zaman efeler kılıçlarıyla Zeybek oynayarak ilerler. Bunlar pek heybetli bir manzara arzeder. İnsana dehşet ve korku saçarlardı...
Kaynakça
- ^ TDK, Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü[]
- ^ TDK, Divanü Lugati't-Türk Veri Tabanı[]
- ^ Hayati Kuzucu, Türk Milli Kimliğinin Oluşması Süreci ve Yukarı Teke Örneği Bağlamında Dirmil’in Demografisi, Burdur 2017, s. 119.
- ^ Mehmet Eröz, Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz, Doğuş Yayın ve Dağıtım, İstanbul 1983, s. 85-86.
Dış bağlantılar
- Osmanlı Medeniyeti - Seymen28 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Seymenlik - Ahilik - Yarenlik9 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Seymen segmen ya da seyman eski Turk boylarinda gocebe kervanlarini koruyan silahli birlik kolcu kaynak belirtilmeli Yerlesik hayata gecilmesiyle Anadolu da koyden koye gelin almaya giden damat tarafinin atli davullu zurnali silahli ve cepken giyinmis delikanli alayina donusmustur Hakaniye Turkcesindeki Sokmen سكمان yigitlere verilen unvan sozcugunden turedigi var sayilir Ankarali seymenler Cumhuriyet Bayrami nda halki selamliyor 29 Ekim 2008 Ankara seymenlik gelenegiGenel bilgi Anadolu nun cok eski yerlesme sahalarindan oldugu arkeolojik ve antropolojik belgelerle ortaya konmus bulunan Ankara 1071 Malazgirt Zaferi ni takip eden yillardan itibaren Turklerin hakimiyetine girmis Danismentliler in Anadolu Selcuklulari nin ve Osmanlilar in hakimiyetleri sirasinda onceleri Buyuk Anadolu Eyaletine sonralari eyalet icindeki bir sancaga merkez olmustur Ayrica Pecenek askerlerinin kiliginin Zeybek Seymen kiligiyla benzerliklerine dair bilgiler Bizans kroniklerinde de tesbit edildigi gibi Claude Cahen bu vakayi Islam Kaynaklarina Gore Malazgirt Savasi adli makalesinde Bizans komutanlarindan Kapadokyali Alyatte emrindeki ucretli Pecenek askerlerinin kiyafetlerinin karsi cephedeki soydaslarindan ayirt edilemedigi seklindeki ifadeleriyle aciklamistir Bazi tarihcilere gore Zeybeklik Seymenlik kulturunde Pecenek kulturunun buyuk etkisi bulunmaktadir Hans Sloan in albumunden bir seymen figuru Bugun bes milyonu askin nufusa sahip modern bir baskent olan Ankara nin ekonomisi onceleri tarima dayaliydi Tahil ve meyve yetistirilir ozellikle Ankara kecisi ve koyun beslenirdi Ankara kecisi nin yumusak ve parlak kilindan dokunan kumaslar Istanbul a gonderilir oradan Misir ve Avrupa ya sevk edilirdi Tarihi 17 yuzyila kadar uzanan bu donem icerisinde Ankara bali armudu kecisi cigdemi ve kedisi ile un salmisti Turk Kurtulus Savasi yillarinda Ataturk un Ankara ya gelmesi 27 Aralik 1919 ile bu sehrin kaderi degismis takibeden yillarda 23 Nisan 1920 Turkiye Buyuk Millet Meclisi burada toplanmis ve 13 Ekim 1923 tarihinde kabul edilen bir kanunla da Ankara devlet merkezi olmustur Gittikleri yerlerde kendi kulturlerini koruyan ve gelistiren Oguz Turkleri yerlestikleri Ankara ve cevresinde de adet gelenek ve goreneklerini yasatmislardir Bu geleneklerden biri de Seymenlik Gelenegi dir Segmenlik Segmen Sehrin devlet merkezi olmasi neticesinde meydana gelen hizli teknolojik gelismeler tabii olarak kultur yapisini da etkilemistir Ancak soz konusu degisme ve gelismeler sehrin geleneksel kulturu icerisinde ozel bir yeri bulunan Seymenlik gelenegi hayatini devam ettirmistir 21 yuzyila bes milyonluk nufusa sahip buyuk ve modern bir baskent olarak girmeye hazirlanan Ankara da segmenlik gelenegi bugun bir dernek catisi altinda korunarak yurutulmektedir Ataturk un Seymenlik Gelenegini Yasatin talimatiyla 1932 yilinda kurulan Ankara Kulubu Dernegi bu geleneksel kurumu ilelebet yasatma cabasi icerisindedir Efe Efelik mecazi anlamda men cesur kahraman cengaver insan anlamina gelmektedir Efeler fenaliktan kacinan iyiligi ve yardimi seven kahraman gozupek men ve fedakar insanlardir Bu karakterleriyle cevrelerinde sayginlik kazanmislardir Eskiden anne ve babalar yeni yetisen cocuklarini efelere teslim ederlerdi Efeler kucuk delikanlilarin kotu yerlere alismalarini onler terbiyelerine tutum ve davranislarina dikkat ederler onla rin buyugunu sayan kucugunu koruyan vatanina ve milletine yararli insanlar olma lari icin ozen gosterirlerdi Efeler arasinda kendisini en fazla sevdirip saydiranlar Efe Basi secilirdi Efebaslari efeleri duzenler ve idare ederlerdi 15 16 yasindaki delikanli efelere Ankaralilar Yeni Yitme derlerdi Yeni yitmelik unvani askerligin bitimine kadar surerdi 35 yasina kadar da Delikanlilik Efelerin milli gunlerde dugunlerde atli ve yaya olarak bir araya gelmelerine Seymen Alayi Duzulmesi denirdi Seymen Alayi Duzulmesi ni soyle anlatmaktadir Ankara halki tarihin pek eski devirlerinden beri Seymen Duzulme adi verilen bir Turk ananesini milli vicdaninda gizli bir sihir olarak yasatmakta idi Seymen alayi daima kizilca gunlerde kurulurdu Yani milli felaket gunlerinde bir beyligin ve devletin yikilis siralarinda halk yeni bir devlet kurmak ve baslarina Cagi devam eder 35 yasindan yukari efelere de Doleklesiyor ihtiyarliyor tabiri ile Kart Tras Efe denirdi Ege bolgesindeki efelere Zeybek orta Anadolu ve ozelikle Ankara efelerine de Seymen adi verilirdi Yeni bir reis secmek icin Seymen Alayi kurardi Bu alay yeni devleti kurar yeni reisi secerdi Seymen duzulme toplu ve milli bir galeyan anidir Bunun ufak bir sekli de bayram ve dugunlerde kurulurdu Seymenler o gece Sinsin denilen bir ates oyunu oynarlardi O gece bir dag yamacinda veyahut bir tepede buyuk bir ates yakarlar Masatama denilen demirden yapilmis buyuk bir canagin icine yagli cira koyarlar bu atesin etrafinda davul ve zurna calarak Zeybek oynarlar Bu atesin ustunden atlayarak bir nevi tura oyunu oynayarak sabahi ederler Bazen bu atese koc atarlardi Seymen duzulmeyi yalniz Ankara ait bir topluluk degil Orta Anadolu Turklerinin musterek bir galeyanidir Selcuklu devletinin Konya da Osmanli devletinin Sogut le kurulusu bu ananeye cok benzemektedir Selcuklu ayni sekilde atli seymen alaylari onunde bir torbadan bir cocuga ok cektirilmek suretiyle kendi okunu cekerek bey olmustu Osman Bey ise yine atlilar karsisinda bir ak keceye oturtularak dokuz defa havaya kaldirilarak karargahta dolastirilmisti Kimizlar sunulup and icilerek Bey tanindi Bu muhakkak Efeleri eteginde Bayindir Ayas la Kayi Huseyin Gazi dagi eteginde Pecenek Yazir Dodurga Bala da Avsar Cubuk ta Kargin Cavundur Eymir Golu Bokduz koyleriyle Ankara yi cevrelemistir Butun bu koy adlari Oguzlarin yirmi dort boyunun adlaridir Koylerin pek cogu Oguzlarin Beydili asiretine mensuptur Anadolu tarihte boyle cok galeyanli gunler gecirmis Seymen duzulerek yaya alli ve silahli olan delikanlilari bir reis etrafinda toplamistir Kuvvetle muhtemeldir ki Selcuk Imparatorlugu yikilirken Anadolu Selcuklulari yine boyle bir galeyan olmus Osman Bey i ayni sekilde Kayi Asiretinin basina bey secmistir O gune ait elimizde yazili bir belge olmamakla beraber Etnolojik tetkiklerle halkta yasamakta olan aneneleri tespit etmekle kaybolmus tarihi hakikatleri de meydana cikarabiliriz Seymen duzulme adeti eski Turklerden kalma bir adettir II Mahmud un kurdugu Sekban teskilati Seymen kelimesinden alindigini iddia edenler de vardir Istanbul da Sehzade Camii nin karsisinda Cukurcesme civarinda eskiden bir Seymenler Mezarligi oldugu da soylenilmekte Istanbul esnafi arasinda Ahi teskilatinda Ahilik bulunan Segmen lerin de Ankara Ahileriyle bir munasebeti vardir Rumelide Segmen bekci muhafiz manasinda kullanilmaktadir Ankara da ise Seymen efe yigit ruhlu ve atli manasinda kullanilmaktadir Ankara Cankaya da buyuk bir parkin adi Segmenler Parki dir Butun Ankara civari koyleri Oguz boylariyla doludur Cubuk la Kinik Elmadag ir Zeybek kelimesi de Segmen kelimesiyle alakalidir Seymen duzulecegi zaman Efeler kahvesi onune sancak dikilir Bu bayrak Seymen alayinin kurulmasina isarettir Eski Turkler de otag onune tug ve sancak dikerlerdi Mustafa Kemal Ataturk un gunun sabahi da sancak dikildi O zaman Efeler kahvesi Ulucanlar a giden yolun uzerinde bulunan Sari Ahmed in kahvesi idi Esasen civar koylerden Seymenler de akin akin Bu gunlerde Kalecik Seymenlerinin basinda Suluk Zirlilerin basinda Sarayli Ahmet Yozgat tan yeni Cehli Riza usaklari yani kizanlariyla Ankara ya gelmistir Seymen Alayinin TertibatiSeymen alayinin kenarlari sirmali bir sancagi vardir Bu camiin avlusuna dikilir dua okunduktan ve kurban kesildikten sonra alay su suretle harekete gecerdi Alayin ununde davulcular ve zurnacilar gecerdi Bunlarin kiyafetleri sayani dikkattir Bu davulcular birer Samana benzemektedir Bunlar beyaz salvar giyerler Uzerlerinde de sirmali camadanlari vardir Bellerinde genis bir mesin silahlik ve bunun icinde tel sirmali bir mendil sarkar Goguslerinde bir takim paralar ve boynuzlar veya da tasi gibi ufak ufak taslar asilidir Bunlar Seymen alayinin onunde bulunurlar Zurna caldigi zaman bunlar davullarini havaya kaldirirlar davul havada iken tokmak vurarak helezonlar cizerek yere yatarlar kalkarlar bir ayaklan uzerinde donerler davullarini havaya kaldirirlar Sanki gokten bir takim Tanri ruhlarini cagirir gibi garip hareketler yaparlar sonra omuzlarini kimildatirlar ayaklariyla Zeybek oynar gibi rakslar yaparlar davulu yere dogru calarlar tekrar havaya kaldirirlar sicrarlar yere diz cokerlerdi Cok kere de iki davulcu karsilikli oynarlar Iki davulcu degnek lerini davullarin kasnagina vurarak dokuz ayak yururler Tekrar geri donerler Ucuncu defa davulu hizli calarak ilerler sonra rakslara baslar Zurnacilar da durmadan eski havalar calarlardi Davulcularin arkasinda en iri yapili bir efe Seymen alayinin bayragini tasir Bayragin iki tarafinda meshur kabadayilardan iki efe de ellerinde Tekepala dedikleri iri palalarin uclarini yukari tutmus bir vaziyetle ilerlerdi Bunlara bolukbasi denilirdi Bunlarin onunde on veya on dort yaslarinda bulunan milli kiyafetli cocuklar da ellerinde som sapli bicaklar yurumekte idi Davulcularla Efe sancaginin arasinda iki tane gur sakalli ve gayet iri adamlar omuzlarinda balta onlerinde birer mesin onluk agir agir yurumekle olup adeta seyredene dehset verirlerdi Bunlara Seymen baltaci lari derlerdi Alaya istirak eden Seymenler sagli ve sollu iki dizi teskil ederlerdi Seymenler birer adim ara ile birinci ve ikinci diziyi meydana getirirlerdi butun Seymenlerin elinde Tekepalalar bulunmakta idi Seymen basi bu dizinin biraktigi bosluk arasinda yurur Yaninda ikinci efe vardir Bunlarin elinde birer Osmanli kilici bulunmakladir Altin kakmali ve uzerinde bir takim ayetler yazilidir Bu kilic yalniz efelerin evinde asili durur Seymen basi ara sira bu kilici havaya kaldirir Doh doh diye bagirir Bu defa butun Seymenler gur ve kalin bir sesle Doh Doh diyerek caddeleri inletirler Bir agizdan cikan bu sesler duyulmaya deger heyecanli bir sahnedir Bu alay pek agir yurur Doh doh dan sonra davul ve zurna Zeybek calar Bu zaman efeler kiliclariyla Zeybek oynayarak ilerler Bunlar pek heybetli bir manzara arzeder Insana dehset ve korku sacarlardi Kaynakca TDK Turkiye Turkcesi Agizlari Sozlugu olu kirik baglanti TDK Divanu Lugati t Turk Veri Tabani olu kirik baglanti Hayati Kuzucu Turk Milli Kimliginin Olusmasi Sureci ve Yukari Teke Ornegi Baglaminda Dirmil in Demografisi Burdur 2017 s 119 Mehmet Eroz Milli Kulturumuz ve Meselelerimiz Dogus Yayin ve Dagitim Istanbul 1983 s 85 86 Dis baglantilarOsmanli Medeniyeti Seymen28 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Seymenlik Ahilik Yarenlik9 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde