Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır.Şubat 2021) () ( |
Bu madde, uygun değildir.Haziran 2008) ( |
Soylulaştırma, İngilizce "gentrification" kelimesinin karşılığı olan ve Türkçede mutenalaştırma, seçkinleştirme, burjuvalaştırma, nezihleştirme, kibarlaştırma, centrifikasyon, jantileşme vb. kullanımları da olan "soylulaştırma", kısaca orta ve üst sınıfların dar gelirlilerin yaşadığı, kent merkezlerindeki semtlere yerleşme süreci olarak tanımlanmaktadır.
Soylulaştırma, en basit ve sınırlı tanımıyla, dar gelirlilerin yaşadığı, kent içerisindeki köhneleşmekte olan konut alanlarına, daha üst sınıfların yerleşmeye başlaması süreci olarak tanımlanmaktadır. Değişimin gerçekleştiği mahallelerde, bir taraftan eski ve bakımsız kalmış konutların yenilenmesiyle gözle görülür fiziksel iyileşmeler yaşanırken; diğer taraftan eski sakinlerin, yerlerini biraz da gönülsüz olarak sonradan gelenlere bıraktığı, literatürde yerinden edilme (displacement) olarak adlandırılan bir süreç yaşanıyor. Bu süreç ile birlikte kentsel fiziki alt yapı ne kadar sabit kalırsa kalsın el, işlev ve tip değiştirilmiş olmaktadır.
"Soylulaştırma" ile ilgili semtlerde var olan mahalle kültürü farklı grupların varlığıyla giderek değişime uğruyor.
Başlangıç aşamasında eski sakinlerin, güvendikleri "güçlü" komşularının varlığıyla yaşam alanlarına olan aidiyet duyguları güçleniyor. Ancak zamanla yaşadıkları semtler üst gelir gruplarının tercih ettiği yerler haline geliyor ve dolayısıyla emlak yatırımcılarının ilgisini çekiyor ve çoğunlukla spekülatif bir biçimde bu semtlerdeki emlak fiyatları artıyor. Bu evreden sonra mahallenin dokusunda yaşanan ciddi değişimler sonucunda, genellikle kiracılardan oluşan eski sakinler gönülsüz de olsa yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar.
Soylulaştırma ilk olarak, 1950’li ve 1960’lı yıllarda Londra ve New York gibi merkez ülke şehirlerinde karşımıza çıkıyor. İstanbul ise soylulaştırmayla 1970’li yılların sonlarına doğru tanışıyor. Dolayısıyla soylulaştırma İstanbul’da en az 25 senedir gerçekleşiyor. Süreç, İstanbul içerisinde on senelik aralıklarla yeni bölgelere sıçrayarak ilerliyor: 1980’lerde Boğaziçi (Arnavuktöy, Ortaköy ve Kuzguncuk), 1990’larda Beyoğlu (Cihangir, Galata ve Asmalımescit) ve 2000’lerde Haliç (Fener ve Balat) bu şekilde soylulaşıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde ise Süleymaniye, Tarlabaşı, Tophane ve Sulukule gibi kentsel dönüşüm projeleri ile gündeme gelen bölgeler soylulaştırma tartışmalarına konu oluyor.
Soylulaştırma, büyük oranda içerdiği yerinden edilme boyutu nedeniyle 1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca yurtdışındaki akademik çevrelerde yoğun tartışmalara konu oldu. Türkiye’de ise, son beş-altı yıldır ortaya çıkan ve sayıları giderek artmakta olan konuya ilişkin araştırmalar ve yayınlarla, soylulaştırma yeni yeni akademik çevrelerin gündemine giriyor.
Soylulaştırma, çok sayıda farklı faktörü ve süreci tek bir çatıda toplamaktadır. Bu durumda, sürecin genel işleyişi hakkında fikir sahibi olabilmek için izlenebilecek yollardan birisi, soylulaştırmayı farklı bileşenlerine ayırıp bunları kendi içerisinde değerlendirmektir. Bu noktada Çağlar Keyder’in devlet, müteahhit ve birey merkezli gerçekleşen iç içe geçmiş üç farklı süreci birbirinden ayırarak yaptığı sınıflandırma literatüre önemli katkılar sağlıyor. Keyder, sürecin İstanbul’daki gelişimini bu üç dinamik çerçevesinde Avrupa ve Amerika örnekleriyle paralellikler kurarak aktarıyor. Keyder’in dikkat çektiği bir diğer önemli konu da soylulaştırmanın, kapitalizmin içinde bulunduğumuz evresinin karşı konulamaz bir parçası olduğu gerçeği. Dolayısıyla aslında soylulaştırma karşıtı söylemin, Keyder’e göre kapitalizme karşı olmaktan farkı yok.
İhsan Bilgin soylulaştırmayı; sanayisizleşme, sosyal projelerin azalması ve büyük sermayenin küresel ölçekte konut piyasasına girmesi süreçleri ile birlikte tarihsel bir perspektife yerleştirdikten sonra, yukarıda sözü edilen kentsel dönüşüm projelerini üç farklı kesitte inceleyerek (büyük sermaye yatırımları, küçük girişimler ve kültür yatırımları) bunların, çevrelerini dönüştürme potansiyellerini irdeliyor. Bilgin özellikle kültür eksenli projelerin, kayda değer sınıfsal bir değişime yol açmadığının altını çiziyor. Bilgin aynı zamanda, sosyal politikalar ile desteklendiği takdirde, soylulaştırmanın kentsel politika aracı olarak kullanılabileceğine dikkat çekiyor.
Doğan Kuban, Behiç Ak, Tan Morgül, Pelin Tan ve Ahmet Polat ise süreci farklı boyutlarıyla tartışıyor. Doğan Kuban, içinde bulunduğumuz dönemde yerel yönetimler tarafından İstanbul’da Süleymaniye ve benzeri bölgelerde gerçekleştirilmesi düşünülen dönüşüm projelerinin, tahmin edilenin aksine, üst sınıfların ilgisini bölgeye çekmeye yetmeyeceğine, belli bir tarihsel ve kültürel bilince ulaşmadan, sadece “fiziksel kılıflar” üreterek soylulaştırmanın tetiklenemeyeceğine işaret ediyor.
Behiç Ak, kendine özgü ilginç üslubuyla kentte gerçekleşmekte olan farklı süreçlerin tek bir kavram ile ifade edilmeye çalışılmasını eleştiriyor ve ortaya attığı “hipotetik kâr” kavramı ile soylulaştırmanın gözlerden kaçan çıkmazlarına dikkat çekiyor. Tan Morgül, Kuzguncuk’taki sivil toplum hareketinin, yeni gelenlerle eski sakinlerin bir araya gelmesinde ve kaynaşmasındaki katkısına vurgu yapıyor. Morgül aynı zamanda, artan kira değerlerine rağmen, dar gelirlilerin mahallede kalmalarına olanak sağlayan enformel mekanizmaları açığa çıkarıyor.
Pelin Tan, sanat ve sanatçının, soylulaştırmanın farklı aşamalarında değişen rolünü, konumunu ve soylulaştırma karşısındaki duruşunu tartışıyor; özellikle 1990 sonrasında ortaya çıkan sanat ve kültür eksenli kentsel dönüşüm projelerini aktarıyor. Son olarak, Ahmet Polat, Balat’ta ve Lahey’de (Hollanda) yaşanmakta olan soylulaştırmaya ilişkin gözlemlerini karşılaştırmalı olarak aktarırken sürecin, fotoğraflarına nasıl yansıdığına ve soylulaştırmanın yerel halk için taşıdığı anlamlara değiniyor.
Her bir "soylulaştırma" örneği kendine özgü dinamikler taşımakta olsa da, sonuçları itibarıyla sınıfsal ayrışmaların kentsel ayrışma olarak yeniden üretilmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir.
Kaynakça
- http://www.arkitera.com/yt136-istanbulda-soylulastirma-eski-kentin-yeni-sakinleri.html 20 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=6123
Ayrıca
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde onerilmeyen bicimde kaynaklandirilmistir Gosterilen kaynaklar kaynak gosterme sablonlari kullanilarak dipnot belirtme bicemine uygun olarak duzenlenmelidir Subat 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Haziran 2008 Soylulastirma Ingilizce gentrification kelimesinin karsiligi olan ve Turkcede mutenalastirma seckinlestirme burjuvalastirma nezihlestirme kibarlastirma centrifikasyon jantilesme vb kullanimlari da olan soylulastirma kisaca orta ve ust siniflarin dar gelirlilerin yasadigi kent merkezlerindeki semtlere yerlesme sureci olarak tanimlanmaktadir Mexico City de gorulen bir soylulastirma ornegi Soylulastirma en basit ve sinirli tanimiyla dar gelirlilerin yasadigi kent icerisindeki kohnelesmekte olan konut alanlarina daha ust siniflarin yerlesmeye baslamasi sureci olarak tanimlanmaktadir Degisimin gerceklestigi mahallelerde bir taraftan eski ve bakimsiz kalmis konutlarin yenilenmesiyle gozle gorulur fiziksel iyilesmeler yasanirken diger taraftan eski sakinlerin yerlerini biraz da gonulsuz olarak sonradan gelenlere biraktigi literaturde yerinden edilme displacement olarak adlandirilan bir surec yasaniyor Bu surec ile birlikte kentsel fiziki alt yapi ne kadar sabit kalirsa kalsin el islev ve tip degistirilmis olmaktadir Soylulastirma ile ilgili semtlerde var olan mahalle kulturu farkli gruplarin varligiyla giderek degisime ugruyor Baslangic asamasinda eski sakinlerin guvendikleri guclu komsularinin varligiyla yasam alanlarina olan aidiyet duygulari gucleniyor Ancak zamanla yasadiklari semtler ust gelir gruplarinin tercih ettigi yerler haline geliyor ve dolayisiyla emlak yatirimcilarinin ilgisini cekiyor ve cogunlukla spekulatif bir bicimde bu semtlerdeki emlak fiyatlari artiyor Bu evreden sonra mahallenin dokusunda yasanan ciddi degisimler sonucunda genellikle kiracilardan olusan eski sakinler gonulsuz de olsa yasam alanlarini terk etmek zorunda kaliyorlar Soylulastirma ilk olarak 1950 li ve 1960 li yillarda Londra ve New York gibi merkez ulke sehirlerinde karsimiza cikiyor Istanbul ise soylulastirmayla 1970 li yillarin sonlarina dogru tanisiyor Dolayisiyla soylulastirma Istanbul da en az 25 senedir gerceklesiyor Surec Istanbul icerisinde on senelik araliklarla yeni bolgelere sicrayarak ilerliyor 1980 lerde Bogazici Arnavuktoy Ortakoy ve Kuzguncuk 1990 larda Beyoglu Cihangir Galata ve Asmalimescit ve 2000 lerde Halic Fener ve Balat bu sekilde soylulasiyor Icinde bulundugumuz donemde ise Suleymaniye Tarlabasi Tophane ve Sulukule gibi kentsel donusum projeleri ile gundeme gelen bolgeler soylulastirma tartismalarina konu oluyor Soylulastirma buyuk oranda icerdigi yerinden edilme boyutu nedeniyle 1980 li ve 1990 li yillar boyunca yurtdisindaki akademik cevrelerde yogun tartismalara konu oldu Turkiye de ise son bes alti yildir ortaya cikan ve sayilari giderek artmakta olan konuya iliskin arastirmalar ve yayinlarla soylulastirma yeni yeni akademik cevrelerin gundemine giriyor Soylulastirma cok sayida farkli faktoru ve sureci tek bir catida toplamaktadir Bu durumda surecin genel isleyisi hakkinda fikir sahibi olabilmek icin izlenebilecek yollardan birisi soylulastirmayi farkli bilesenlerine ayirip bunlari kendi icerisinde degerlendirmektir Bu noktada Caglar Keyder in devlet muteahhit ve birey merkezli gerceklesen ic ice gecmis uc farkli sureci birbirinden ayirarak yaptigi siniflandirma literature onemli katkilar sagliyor Keyder surecin Istanbul daki gelisimini bu uc dinamik cercevesinde Avrupa ve Amerika ornekleriyle paralellikler kurarak aktariyor Keyder in dikkat cektigi bir diger onemli konu da soylulastirmanin kapitalizmin icinde bulundugumuz evresinin karsi konulamaz bir parcasi oldugu gercegi Dolayisiyla aslinda soylulastirma karsiti soylemin Keyder e gore kapitalizme karsi olmaktan farki yok Ihsan Bilgin soylulastirmayi sanayisizlesme sosyal projelerin azalmasi ve buyuk sermayenin kuresel olcekte konut piyasasina girmesi surecleri ile birlikte tarihsel bir perspektife yerlestirdikten sonra yukarida sozu edilen kentsel donusum projelerini uc farkli kesitte inceleyerek buyuk sermaye yatirimlari kucuk girisimler ve kultur yatirimlari bunlarin cevrelerini donusturme potansiyellerini irdeliyor Bilgin ozellikle kultur eksenli projelerin kayda deger sinifsal bir degisime yol acmadiginin altini ciziyor Bilgin ayni zamanda sosyal politikalar ile desteklendigi takdirde soylulastirmanin kentsel politika araci olarak kullanilabilecegine dikkat cekiyor Dogan Kuban Behic Ak Tan Morgul Pelin Tan ve Ahmet Polat ise sureci farkli boyutlariyla tartisiyor Dogan Kuban icinde bulundugumuz donemde yerel yonetimler tarafindan Istanbul da Suleymaniye ve benzeri bolgelerde gerceklestirilmesi dusunulen donusum projelerinin tahmin edilenin aksine ust siniflarin ilgisini bolgeye cekmeye yetmeyecegine belli bir tarihsel ve kulturel bilince ulasmadan sadece fiziksel kiliflar ureterek soylulastirmanin tetiklenemeyecegine isaret ediyor Behic Ak kendine ozgu ilginc uslubuyla kentte gerceklesmekte olan farkli sureclerin tek bir kavram ile ifade edilmeye calisilmasini elestiriyor ve ortaya attigi hipotetik kar kavrami ile soylulastirmanin gozlerden kacan cikmazlarina dikkat cekiyor Tan Morgul Kuzguncuk taki sivil toplum hareketinin yeni gelenlerle eski sakinlerin bir araya gelmesinde ve kaynasmasindaki katkisina vurgu yapiyor Morgul ayni zamanda artan kira degerlerine ragmen dar gelirlilerin mahallede kalmalarina olanak saglayan enformel mekanizmalari aciga cikariyor Pelin Tan sanat ve sanatcinin soylulastirmanin farkli asamalarinda degisen rolunu konumunu ve soylulastirma karsisindaki durusunu tartisiyor ozellikle 1990 sonrasinda ortaya cikan sanat ve kultur eksenli kentsel donusum projelerini aktariyor Son olarak Ahmet Polat Balat ta ve Lahey de Hollanda yasanmakta olan soylulastirmaya iliskin gozlemlerini karsilastirmali olarak aktarirken surecin fotograflarina nasil yansidigina ve soylulastirmanin yerel halk icin tasidigi anlamlara deginiyor Her bir soylulastirma ornegi kendine ozgu dinamikler tasimakta olsa da sonuclari itibariyla sinifsal ayrismalarin kentsel ayrisma olarak yeniden uretilmesinden baska bir anlam ifade etmemektedir Kaynakcahttp www arkitera com yt136 istanbulda soylulastirma eski kentin yeni sakinleri html 20 Kasim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde http www sol org tr index php yazino 6123AyricaKent toplum bilimi