Terör yönetimi teorisi; 1980’lerde ve arkadaşları tarafından geliştirilen psikoloji kuramıdır. Solomon, bu kuramı geliştirirken ’in The Denial of Death (Ölümün İnkârı, 1973) adlı eserinden ve Sigmund Freud’un ölümü hatırlatan her şeyin insanlarda çeşitli mistik inançları canlandırdığı düşüncesinden esinlenmiştir.
Terör Yönetimi Kuramı’na göre, insanın ölümlü olduğu düşüncesi her bir bireye varoluşsal bir kaygı vermektedir. Kültür, insanların yaşamına anlam, düzen ve süreklilik sağlayarak bu varoluşsal kaygıyı azaltmaktadır. Kişi, kültürel değerlere bağlandıkça ve yaşamını bu değerlere bağlı olarak ortaya çıkan normlara göre düzenledikçe kendini güvende hisseder. Bağlı olduğu kültürel değerlerin ve normların doğruluğuna ve haklılığına inanan bireyler, yaşamlarını anlamlı bulmaya başlarlar. Çevrelerindeki diğer insanların da aynı değerleri ve normları benimsemesi, bireylerin kendine güvenini ve yaşamlarının anlamlılığına olan inançlarını arttırır. Çevrelerindeki diğer insanların kendilerininkinden farklı inançlara sahip olması ise yaşamın anlamlı olduğu düşüncesini tehdit ederek bireylerin kendilerine güvenlerini düşürür. Bireyler, bu olumsuz duygudan kurtulmak için farklı yollar izlerler: Diğerlerinin inançlarını ve düşüncelerini reddedebilirler; bu inançları ve inançların sahiplerini küçümseyebilirler; ya da bu farklı inanç sahiplerini kendi inançlarına çekmeye çalışabilirler.
Araştırmalar, kendilerine ölümlü oldukları hatırlatılan bireylerin kültürel dünya görüşlerine daha sıkı bağlandıklarını göstermiştir. Büyük travmalar (11 Eylül saldırıları gibi) yaşayan bireylerin ve toplulukların gelenekleri, kurulu düzeni, otoriter dünya görüşünü savunan liderlerden etkilenmeye daha eğilimli oldukları; dış tehdit potansiyeline karşı aşırı duyarlı oldukları ve kendilerini tehdit ettiğini düşündükleri unsurlara karşı verdikleri tepkilerin aşırı düşmanca olduğu ortaya konmuştur.
11 Eylül saldırıları ve ardından Amerika Birleşik Devletleri'nde George W. Bush’un, İngiltere’de Tony Blair’in ve Avustralya’da John Howard’ın yeniden başkan seçilmesi, Terör Yönetimi Kuramı’nın medyanın dikkatini çekmesine yol açmıştır.
Bu teoriye getirilen başlıca eleştiri, üniversite öğrencilerinden veri toplanarak yapılan yaklaşık yüz elli küçük ölçekli çalışmanın sonuçlarına bağlı olarak geliştirilmiş olmasıdır. Bu çalışmalarda katılımcılar kendilerinin ölümlü oldukları üzerinde düşünmeye yönlendirilmiş, daha sonra dünya görüşlerini ve kendilerine güvenlerini korumalarını sağladığı varsayılan çeşitli inanç ve davranışlarındaki değişim gözlenerek ölçülmüştür. Sonuçlar, bir gün ölecekleri kendilerine hatırlatılan bireylerde özgüven kaybı ve kendi dünya görüşlerine bağlılıkta artış olduğunu göstermiştir. Ancak, bu değişimin öne sürüldüğü gibi bilinçaltı ölüm korkusunun dışavurumu olduğu henüz gösterilebilmiş değildir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Teror yonetimi teorisi 1980 lerde ve arkadaslari tarafindan gelistirilen psikoloji kuramidir Solomon bu kurami gelistirirken in The Denial of Death Olumun Inkari 1973 adli eserinden ve Sigmund Freud un olumu hatirlatan her seyin insanlarda cesitli mistik inanclari canlandirdigi dusuncesinden esinlenmistir Teror Yonetimi Kurami uzerine Sheldon Solomon ve arkadaslarinin yazdigi In the wake of 9 11 The Psychology of Terror adli kitabin kapagi Teror Yonetimi Kurami na gore insanin olumlu oldugu dusuncesi her bir bireye varolussal bir kaygi vermektedir Kultur insanlarin yasamina anlam duzen ve sureklilik saglayarak bu varolussal kaygiyi azaltmaktadir Kisi kulturel degerlere baglandikca ve yasamini bu degerlere bagli olarak ortaya cikan normlara gore duzenledikce kendini guvende hisseder Bagli oldugu kulturel degerlerin ve normlarin dogruluguna ve hakliligina inanan bireyler yasamlarini anlamli bulmaya baslarlar Cevrelerindeki diger insanlarin da ayni degerleri ve normlari benimsemesi bireylerin kendine guvenini ve yasamlarinin anlamliligina olan inanclarini arttirir Cevrelerindeki diger insanlarin kendilerininkinden farkli inanclara sahip olmasi ise yasamin anlamli oldugu dusuncesini tehdit ederek bireylerin kendilerine guvenlerini dusurur Bireyler bu olumsuz duygudan kurtulmak icin farkli yollar izlerler Digerlerinin inanclarini ve dusuncelerini reddedebilirler bu inanclari ve inanclarin sahiplerini kucumseyebilirler ya da bu farkli inanc sahiplerini kendi inanclarina cekmeye calisabilirler Arastirmalar kendilerine olumlu olduklari hatirlatilan bireylerin kulturel dunya goruslerine daha siki baglandiklarini gostermistir Buyuk travmalar 11 Eylul saldirilari gibi yasayan bireylerin ve topluluklarin gelenekleri kurulu duzeni otoriter dunya gorusunu savunan liderlerden etkilenmeye daha egilimli olduklari dis tehdit potansiyeline karsi asiri duyarli olduklari ve kendilerini tehdit ettigini dusundukleri unsurlara karsi verdikleri tepkilerin asiri dusmanca oldugu ortaya konmustur 11 Eylul saldirilari ve ardindan Amerika Birlesik Devletleri nde George W Bush un Ingiltere de Tony Blair in ve Avustralya da John Howard in yeniden baskan secilmesi Teror Yonetimi Kurami nin medyanin dikkatini cekmesine yol acmistir Bu teoriye getirilen baslica elestiri universite ogrencilerinden veri toplanarak yapilan yaklasik yuz elli kucuk olcekli calismanin sonuclarina bagli olarak gelistirilmis olmasidir Bu calismalarda katilimcilar kendilerinin olumlu olduklari uzerinde dusunmeye yonlendirilmis daha sonra dunya goruslerini ve kendilerine guvenlerini korumalarini sagladigi varsayilan cesitli inanc ve davranislarindaki degisim gozlenerek olculmustur Sonuclar bir gun olecekleri kendilerine hatirlatilan bireylerde ozguven kaybi ve kendi dunya goruslerine baglilikta artis oldugunu gostermistir Ancak bu degisimin one suruldugu gibi bilincalti olum korkusunun disavurumu oldugu henuz gosterilebilmis degildir