Timeeus (/taɪˈmiːəs/; Yunanca: Τίμαιος, Timaios, [tǐmaɪ̯os]), genelde ismi var olup cismi olmayan bir karakter tarafından uzun monologlar formatında verilen Plato'nun diyaloglarından biridir ve tahminen Milattan önce 360 yıllarında yazılmıştır. Çalışma fiziksel dünyanın ve insanların doğasının spekülasyonunu ortaya koyar ve Critias'ın diyaloğunu takip eder. Konuşmadaki katılımcılar Sokrates, Locri'nin Timeos'unu, Hermocrates ve Critias'ı içerir. Bazı bilim adamları diyalogda görünenin Thirty Tyrants'ın Critias'ı değil de onun büyük babası Critias olduğuna inanırlar.
Giriş
Diyalog, Sokrates ideal durumunu betimledikten sonra meydana gelir. Plato’nun eserrinde böyle bir tartışma Cumhuriyet’te meydana gelir. Sokrates kendi tanımladığı ideal durumun eğlence amaçları için yeterli olmadığını ve diğer devletler ile ilgilenmesinin bazı hesaplarını duyması halinde mutlu olacağını söyler(19b).
Socrates’I zorlamayı ister ve Critias’ın bunu yapmanın bedelini bildiğininden bahseder (20b). Critias Atlantis’in Solon’un Mısır’da Atlantis’in hikâyesini, Athen’lerin nasıl bir ideal devlet olduğunu ve Atlantis’e karşı savaştıklarının hikâyesini anlatarak devam eder (25a). Critias kendisini önüne geçiyor olduğuna inanır ve Timaues’un evrenin kökeninden insanlara hikâyeler anlatacağına inanır. Atlantis’in hikâyesi Critias a ertlenmiştir. Diyaloğun ana konusu, Timaeus un anlatımıyla devam eder.
Timaeus Hesabının Özeti
Fiziksel Dünyanın Doğası
Timaeus fiziksel dünya ile sonsuz dünya arasındaki farkı açıklayarak başlar. Fiziksel dünya değişir ve yok olur: bu nedenle de görüşe ve bir nedene dayanmayan hislere maruz kalır. Sonsuz dünya ise asla değişmez: bir nedene dayanır. (28a) Iki dünya arasındaki konuşmalar, nesnelerin değişik doğaları hakkında devam eder. Gerçekten de, “değişken olmayan, sabit ve açıkça anlaşılır bir açıklama değişken olmayacktır ve sabit olacaktır; değişen bir açıklama muhtemel ve değişecektir ve yalnızca muhtemeldir.” Varlık oluşurken, gerçek de inanca dönüşür. Bu nedenle fiziksel dünyanın tanımında insan “muhtemel bir hikâyeden fazlasını aramamalıdır”(29c). Timeaus hiçbir şey bir neden olmadan “oluşmaz ya da değişmez” olduğu için evrenin oluşumunun nedeninin baba da evrenin yapımcısı olarak adlandırdığı bir Tanrı ya da hakim olması gerektiğini önerir. Ve evren adil olduğu için, hakim onu yapmak için sonsuz modele bakmış olduğunu, yok olana bakmamış olduğunu düşünür (29a). Dolayısıyla, ebedi ve mükemmel dünya formlarını ve ideallerini şablon olarak kullanarak, eskiden sadece bir düzensizlik içinde var olan dünyamızı oluşturmaya başladı.
Evrenin Amacı
Timeaus evrenin oluşumunu açıklayarak devam eder; ve evrenin oluşumunu ilahi bir ustanın el işi olarak atfeder. Hakim, iyi olarak, dünya kadar iyi olmak istedi. Hakimin değişmeyen ve ebedi modeli taklit ederek maddenin dışında düzen getirdiği söylenir. Genellikle ‘gereklilik’ olarak çevirilen Ananke Plato’nun sindeki diğer var olan elementti. Daha sonra Platocular Hakimin kafasındaki sonsuz modeli açıkladılar. (Daha sonraları “demiurge” terimi ler tarafından bir hakaret terimi olarak Kabul edildi çünlü onlar bu terimi düşmüş ve hatalı bir evren yaratmış olan bir tanrı olak algıladılar ancak Plato’nun kullandığı terim bu değildi.)
Evrenin Özellikleri
Timeaus maddeyi homojenliği ve dengesi eksik olarak tanımlar; (toprak, hava, ateş ve su) şekilsiz, karışık ve kararlıdır. Düüzenin düzensizliğe karşı daha çok tercih edildiğinden, yaratıcının esas işi maddeye düzen ve açıklık getirmek idi. Bu nedenle dünyanın bütün özellikleri tanrının adil ve iyi veya iyi ve kötü arasındaki fark seçimiyle açıklanabilir.
Öncelikle dünya yaşayan bir varlıktır. Aklı olmayan yaratıklar görünüş olarak aklı olanlara göre daha zayıf oldukları için, zekanın ruha yerleştirilmesi gerekir bu nedenle de yaratıcı “zekayı ruha, ruhu bedene” koymuştur böylece de yaşayan ve zeki bir btün oluşturmuştur. “ Bu nedenle olasılık dili kullanarak, dünyanın Tanrı tarafından takdir edilmiş bir ruh ve zekaya sahip olarak yaşayan bir varlık haline geldidiyebiliriz”(30b)
Sonra, parça olan bütünle karşılaştırıldığında noksan olduğundan, dünya tek olmalıydı. Bu nedenle yaratıcı birkaç tane dünya değil yalnızca bir tane dünya yarattı. (31b)
Bunun yanı sıra yaratıcı evrenin yapısını belirli oranlarda göstermek için dört elementten algılanabilir olarak yarattı. Aslında, tcisimleri görülebilen ve sert yapan toprak ve ateşin yanı sıra, üçüncü bir elemenente ihtiyaç duydu: “Iki şey bir üçüncüsü olmadan bir araya getirilemez, ikisini bağlayacak bir üçüncüye ihtiyaç vardır.”Bunun yanı sıra dünya bir yüzey değil de bir katı olduğundan, dördüncü bir elemente uyuma ulaşmak için ihtiyaç duyuldu. Bu nedenle yaratıcı su ve havayı ateş ile toprak arasına koydu. “ Ve bu nedenlerle, bu dört elementten dünya yaratıldı ve belirli oranlarda aralarındaki uyum sağlandı.”(31-33).
Şekline gelince, yaratıcı dünyayı geometric bir küre şeklinde yarattı. Aslında, yuvarlak bir şekil en ideali idi, çünkü o bütün diğer şekilleri kapsar ve ortalardı ve bütün şekillerin en omnimorphic olanı idi: Tanrı birbirine benzeyenler benzemeyenlerden çok daha adil diye düşündü” (33b)
Yaratıcı dünyaya tur atan ya da dairesel bir hareket yükledi ve bu “akıl ve zeka” için en uygun olanıydı. (34a)
Sonunda, tanrı yarattı, ruhu dünyanın bedenininin merkezine koydu ve her yöne dağıttı. Mükemmel, kendine yeten ve zeki bir varlık olarak, dünya bir ilahtı. (34b)
Dünya Ruhunun Yaratılması
Timeaus daha sonra dünyanın ruhunun nasıl yaratıldığını anlatır. (Plato2nun devamındaki anlatımları belirsizdir ve hatta Sophist’in ışığında okunması gerekir). Yaratıcı üç elementi birleştirdi: Aynılığın iki versiyonu (bir bölünemez ve bir bölünebilir), Farklılığın iki versiyonu (bir bölünemez ve yine bir bölünebilir) ve Varlık veya Varoluş un iki çeşidi (bir kez daha bölünemez ve bir bölünebilir). Buradan üç bileşik madde, ortalama Varlık (ya da karışım), ortalama Aynılık, ortalama Farklılık oluştu. Buradan bir final madde oluştu: Dünya’nın Ruhu. Sonra onu matematiksel oranlarda böldü; bileşiği uzunlamasına böldü, X () harfinde olduğu gibi iki bandı ortada sabitledi ve iki kesişen daire elde etmek için sonra onları uçlarından bağladı. Yaratıcı eksenlerinden bir daireses hareket yükledi ve dış daireye Aynılık verilip, yatay olarak sağa döndürülürken iç daireye Farklılık verilip çaprazlamasına sağa döndürüldü. (34c-36c).
Yaratıcı Aynılık’ın hareketine öncelik verdi ve bölünmemiş olarak bıraktı ancak Farklılık’ın hareketini eşit olmayan yedi daire elde etmek için altı parçaya böldü. Bu dairelerin üçünün eşit hızlarda diğer üçünün farklı hızlarda olmak suretiyle ancak belli bir oranda farklı yönlerde hareket etmesini istedi. Bu daireler gök cisimlerinin yörüngelerini oluşturdu: üçü Güneş, Venüs ve Satürn ile eşit hızlarda hareket ederken, diğer dördü Ay, Mars, Jüpiter ve Satürn ile eşit olmayan hızlarda hareket ettiler (36c-d). Bu karmaşık hareketler kendini tekrar eder ve sonunda “tam” yıl ya da “mükemmel” yıl tamamlanmış olur (39d).
Daha sonra, yaratıcı ruh ve bedeni birleştirdi. Ruhu merkezden başlayarak en uçlarına kadar her yönde dağıttı ve görünmez ruhun görünen bedeni kaplamasına izin verdi. Ruh hareket etmeye başladı ve bu onun sonsuz mantıksal yaşamının başlangıcı oldu (36e). Bu nedenle, Aynılık, Farklılık ve Varoluş’tan doğru oranlarda oluşturalarak, ruh her karşılaştığı maddede aynılık veya farklılık açıklar. Bu mantıklı bir nesne, Çeşitlilik’ in iç dairesi hareketini ruha iletir ve burada görüşler ortaya çıkar, ama entelektüel bir nesne olduğunda, Aynılık ’ın dairesi mükemmel birşekilde döner ve gerçek bilgi ortaya çıkar.
Böylece Aynılık, Farklılık ve Varoluş tarafından ve doğru ölçülerde oluşturularak, ruh karşılaştığı her nesnede aynılık veya farklılığı açıklar. Hissedilebilen bir nesne olduğunda, Çeşitliliğin iç dairesi hareketini ruha iletir ve burası fikirlerin oluştuğu yerdir, ancak entelektüel bir nesne olduğunda Aynılığın dairesi mükemmel bir şekilde döner ve gerçek bilgi oluşur.
Elementler
Timeaus her bir elementin en küçük parçalarının özel bir geometric şekle sahip olduğunu iddia etmiştir. Bu şekiller, dörtgen (ateş), sekizgen (hava), yirmigen (su) ve kübik (toprak)’dir. Timaeus bazı antik Yunanların fiziksel evreni oluşturduğuna inandığı toprak, su,hava ve ateş olan elementlerin oluşumu hakkında tahminlerde bulunur. Timaeus her bir elementi belirli bir Platonik katı ya bağlar. Buna göre toprak kübik, hava sekizgen, su yrimigen ve ateş dörtgendir. Bu her bir çokyüzlü derecelik yüzeylerden oluşmaktadır. Her bir elementin yüzeyleri dik açılı üçgenler olarak bölünebilir ve daha sonra bunlar fiziksel maddeyi oluşturmak için bir araya getirilebilir. Maddenin belirli özelllikleri, örneğin suyun ateşi söndürmesi gibi, bu üçgenlerin şekli ve bir araya gtirilme şekline bağlıdır. Beşinci element ise on iki yüzlüdür ancak bunun yüzeyleri üçgensel değildir ve bu Evrenin şeklini bir bütün olarak temsil etmek için kullanılır. Bu muhtemelen bütün elementlerin Tanrı’nın evreni yarattığı şekil olan küreye benzemesinden kaynaklanmaktadır. Diyolağun final bölümünün büyük bir kısmı, insanın yaradılışı, insan anatomisi, insan algısı ve ruhun dağıtılışı gibi konuları işlemektedir.
Altın Oran
Her üç numara için, küp ya da kare olsun, bir ortalama olduğu zaman, ortalamaya son terim olarak ilk terim olduğunda, ortalama ilk ve son olarak ve ilk ve son ortalamalar olarak, sonunda aynı olan hepsi olarak hepsi aynı olacaklardır. Bu ise altın oran olarak bilinen estetik olarak mükemmel bir oran anlamına gelir.
Sonrası
The Timeaus Cicero tarafından Latinceye çevrilmiştir ve ilk kısmı (53c) Calcidius circa 321 AD tarafından tercüme edilmiştir. Timaeus of Calcidius ' kısmi çeviri erken Ortaçağ'da Latince okuyuculara yalnızca Platonik diyalog ve klasik doğa felsefesinin birkaç eserlerinden biri oldu. Böylece eser Neoplatonic kosmoloji üzerinde güçlü bir etki yaptı ve 12 yüzyıl Hristiyan eğitimcilerinden Okulu’ndan üzerinde de etkiler yaratmıştır. Daha sonra bu eğitimciler eseri Hristiyan inancı ışığında yorumlamışlardır.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Timeeus taɪˈmiːes Yunanca Timaios Timaios tǐmaɪ os genelde ismi var olup cismi olmayan bir karakter tarafindan uzun monologlar formatinda verilen Plato nun diyaloglarindan biridir ve tahminen Milattan once 360 yillarinda yazilmistir Calisma fiziksel dunyanin ve insanlarin dogasinin spekulasyonunu ortaya koyar ve Critias in diyalogunu takip eder Konusmadaki katilimcilar Sokrates Locri nin Timeos unu Hermocrates ve Critias i icerir Bazi bilim adamlari diyalogda gorunenin Thirty Tyrants in Critias i degil de onun buyuk babasi Critias olduguna inanirlar GirisDiyalog Sokrates ideal durumunu betimledikten sonra meydana gelir Plato nun eserrinde boyle bir tartisma Cumhuriyet te meydana gelir Sokrates kendi tanimladigi ideal durumun eglence amaclari icin yeterli olmadigini ve diger devletler ile ilgilenmesinin bazi hesaplarini duymasi halinde mutlu olacagini soyler 19b Socrates I zorlamayi ister ve Critias in bunu yapmanin bedelini bildigininden bahseder 20b Critias Atlantis in Solon un Misir da Atlantis in hikayesini Athen lerin nasil bir ideal devlet oldugunu ve Atlantis e karsi savastiklarinin hikayesini anlatarak devam eder 25a Critias kendisini onune geciyor olduguna inanir ve Timaues un evrenin kokeninden insanlara hikayeler anlatacagina inanir Atlantis in hikayesi Critias a ertlenmistir Diyalogun ana konusu Timaeus un anlatimiyla devam eder Timaeus Hesabinin OzetiFiziksel Dunyanin Dogasi Timaeus fiziksel dunya ile sonsuz dunya arasindaki farki aciklayarak baslar Fiziksel dunya degisir ve yok olur bu nedenle de goruse ve bir nedene dayanmayan hislere maruz kalir Sonsuz dunya ise asla degismez bir nedene dayanir 28a Iki dunya arasindaki konusmalar nesnelerin degisik dogalari hakkinda devam eder Gercekten de degisken olmayan sabit ve acikca anlasilir bir aciklama degisken olmayacktir ve sabit olacaktir degisen bir aciklama muhtemel ve degisecektir ve yalnizca muhtemeldir Varlik olusurken gercek de inanca donusur Bu nedenle fiziksel dunyanin taniminda insan muhtemel bir hikayeden fazlasini aramamalidir 29c Timeaus hicbir sey bir neden olmadan olusmaz ya da degismez oldugu icin evrenin olusumunun nedeninin baba da evrenin yapimcisi olarak adlandirdigi bir Tanri ya da hakim olmasi gerektigini onerir Ve evren adil oldugu icin hakim onu yapmak icin sonsuz modele bakmis oldugunu yok olana bakmamis oldugunu dusunur 29a Dolayisiyla ebedi ve mukemmel dunya formlarini ve ideallerini sablon olarak kullanarak eskiden sadece bir duzensizlik icinde var olan dunyamizi olusturmaya basladi Evrenin Amaci Timeaus evrenin olusumunu aciklayarak devam eder ve evrenin olusumunu ilahi bir ustanin el isi olarak atfeder Hakim iyi olarak dunya kadar iyi olmak istedi Hakimin degismeyen ve ebedi modeli taklit ederek maddenin disinda duzen getirdigi soylenir Genellikle gereklilik olarak cevirilen Ananke Plato nun sindeki diger var olan elementti Daha sonra Platocular Hakimin kafasindaki sonsuz modeli acikladilar Daha sonralari demiurge terimi ler tarafindan bir hakaret terimi olarak Kabul edildi cunlu onlar bu terimi dusmus ve hatali bir evren yaratmis olan bir tanri olak algiladilar ancak Plato nun kullandigi terim bu degildi Evrenin Ozellikleri Timeaus maddeyi homojenligi ve dengesi eksik olarak tanimlar toprak hava ates ve su sekilsiz karisik ve kararlidir Duuzenin duzensizlige karsi daha cok tercih edildiginden yaraticinin esas isi maddeye duzen ve aciklik getirmek idi Bu nedenle dunyanin butun ozellikleri tanrinin adil ve iyi veya iyi ve kotu arasindaki fark secimiyle aciklanabilir Oncelikle dunya yasayan bir varliktir Akli olmayan yaratiklar gorunus olarak akli olanlara gore daha zayif olduklari icin zekanin ruha yerlestirilmesi gerekir bu nedenle de yaratici zekayi ruha ruhu bedene koymustur boylece de yasayan ve zeki bir btun olusturmustur Bu nedenle olasilik dili kullanarak dunyanin Tanri tarafindan takdir edilmis bir ruh ve zekaya sahip olarak yasayan bir varlik haline geldidiyebiliriz 30b Sonra parca olan butunle karsilastirildiginda noksan oldugundan dunya tek olmaliydi Bu nedenle yaratici birkac tane dunya degil yalnizca bir tane dunya yaratti 31b Bunun yani sira yaratici evrenin yapisini belirli oranlarda gostermek icin dort elementten algilanabilir olarak yaratti Aslinda tcisimleri gorulebilen ve sert yapan toprak ve atesin yani sira ucuncu bir elemenente ihtiyac duydu Iki sey bir ucuncusu olmadan bir araya getirilemez ikisini baglayacak bir ucuncuye ihtiyac vardir Bunun yani sira dunya bir yuzey degil de bir kati oldugundan dorduncu bir elemente uyuma ulasmak icin ihtiyac duyuldu Bu nedenle yaratici su ve havayi ates ile toprak arasina koydu Ve bu nedenlerle bu dort elementten dunya yaratildi ve belirli oranlarda aralarindaki uyum saglandi 31 33 Sekline gelince yaratici dunyayi geometric bir kure seklinde yaratti Aslinda yuvarlak bir sekil en ideali idi cunku o butun diger sekilleri kapsar ve ortalardi ve butun sekillerin en omnimorphic olani idi Tanri birbirine benzeyenler benzemeyenlerden cok daha adil diye dusundu 33b Yaratici dunyaya tur atan ya da dairesel bir hareket yukledi ve bu akil ve zeka icin en uygun olaniydi 34a Sonunda tanri yaratti ruhu dunyanin bedenininin merkezine koydu ve her yone dagitti Mukemmel kendine yeten ve zeki bir varlik olarak dunya bir ilahti 34b Dunya Ruhunun Yaratilmasi Timeaus daha sonra dunyanin ruhunun nasil yaratildigini anlatir Plato2nun devamindaki anlatimlari belirsizdir ve hatta Sophist in isiginda okunmasi gerekir Yaratici uc elementi birlestirdi Ayniligin iki versiyonu bir bolunemez ve bir bolunebilir Farkliligin iki versiyonu bir bolunemez ve yine bir bolunebilir ve Varlik veya Varolus un iki cesidi bir kez daha bolunemez ve bir bolunebilir Buradan uc bilesik madde ortalama Varlik ya da karisim ortalama Aynilik ortalama Farklilik olustu Buradan bir final madde olustu Dunya nin Ruhu Sonra onu matematiksel oranlarda boldu bilesigi uzunlamasina boldu X harfinde oldugu gibi iki bandi ortada sabitledi ve iki kesisen daire elde etmek icin sonra onlari uclarindan bagladi Yaratici eksenlerinden bir daireses hareket yukledi ve dis daireye Aynilik verilip yatay olarak saga dondurulurken ic daireye Farklilik verilip caprazlamasina saga donduruldu 34c 36c Yaratici Aynilik in hareketine oncelik verdi ve bolunmemis olarak birakti ancak Farklilik in hareketini esit olmayan yedi daire elde etmek icin alti parcaya boldu Bu dairelerin ucunun esit hizlarda diger ucunun farkli hizlarda olmak suretiyle ancak belli bir oranda farkli yonlerde hareket etmesini istedi Bu daireler gok cisimlerinin yorungelerini olusturdu ucu Gunes Venus ve Saturn ile esit hizlarda hareket ederken diger dordu Ay Mars Jupiter ve Saturn ile esit olmayan hizlarda hareket ettiler 36c d Bu karmasik hareketler kendini tekrar eder ve sonunda tam yil ya da mukemmel yil tamamlanmis olur 39d Daha sonra yaratici ruh ve bedeni birlestirdi Ruhu merkezden baslayarak en uclarina kadar her yonde dagitti ve gorunmez ruhun gorunen bedeni kaplamasina izin verdi Ruh hareket etmeye basladi ve bu onun sonsuz mantiksal yasaminin baslangici oldu 36e Bu nedenle Aynilik Farklilik ve Varolus tan dogru oranlarda olusturalarak ruh her karsilastigi maddede aynilik veya farklilik aciklar Bu mantikli bir nesne Cesitlilik in ic dairesi hareketini ruha iletir ve burada gorusler ortaya cikar ama entelektuel bir nesne oldugunda Aynilik in dairesi mukemmel birsekilde doner ve gercek bilgi ortaya cikar Boylece Aynilik Farklilik ve Varolus tarafindan ve dogru olculerde olusturularak ruh karsilastigi her nesnede aynilik veya farkliligi aciklar Hissedilebilen bir nesne oldugunda Cesitliligin ic dairesi hareketini ruha iletir ve burasi fikirlerin olustugu yerdir ancak entelektuel bir nesne oldugunda Ayniligin dairesi mukemmel bir sekilde doner ve gercek bilgi olusur Elementler Dortgen ates oktahedron hava yirmigen su kup dunya Timeaus her bir elementin en kucuk parcalarinin ozel bir geometric sekle sahip oldugunu iddia etmistir Bu sekiller dortgen ates sekizgen hava yirmigen su ve kubik toprak dir Timaeus bazi antik Yunanlarin fiziksel evreni olusturduguna inandigi toprak su hava ve ates olan elementlerin olusumu hakkinda tahminlerde bulunur Timaeus her bir elementi belirli bir Platonik kati ya baglar Buna gore toprak kubik hava sekizgen su yrimigen ve ates dortgendir Bu her bir cokyuzlu derecelik yuzeylerden olusmaktadir Her bir elementin yuzeyleri dik acili ucgenler olarak bolunebilir ve daha sonra bunlar fiziksel maddeyi olusturmak icin bir araya getirilebilir Maddenin belirli ozelllikleri ornegin suyun atesi sondurmesi gibi bu ucgenlerin sekli ve bir araya gtirilme sekline baglidir Besinci element ise on iki yuzludur ancak bunun yuzeyleri ucgensel degildir ve bu Evrenin seklini bir butun olarak temsil etmek icin kullanilir Bu muhtemelen butun elementlerin Tanri nin evreni yarattigi sekil olan kureye benzemesinden kaynaklanmaktadir Diyolagun final bolumunun buyuk bir kismi insanin yaradilisi insan anatomisi insan algisi ve ruhun dagitilisi gibi konulari islemektedir Altin Oran Her uc numara icin kup ya da kare olsun bir ortalama oldugu zaman ortalamaya son terim olarak ilk terim oldugunda ortalama ilk ve son olarak ve ilk ve son ortalamalar olarak sonunda ayni olan hepsi olarak hepsi ayni olacaklardir Bu ise altin oran olarak bilinen estetik olarak mukemmel bir oran anlamina gelir SonrasiThe Timeaus Cicero tarafindan Latinceye cevrilmistir ve ilk kismi 53c Calcidius circa 321 AD tarafindan tercume edilmistir Timaeus of Calcidius kismi ceviri erken Ortacag da Latince okuyuculara yalnizca Platonik diyalog ve klasik doga felsefesinin birkac eserlerinden biri oldu Boylece eser Neoplatonic kosmoloji uzerinde guclu bir etki yapti ve 12 yuzyil Hristiyan egitimcilerinden Okulu ndan uzerinde de etkiler yaratmistir Daha sonra bu egitimciler eseri Hristiyan inanci isiginda yorumlamislardir Kaynakca a b c d Fine Gail 2019 The Oxford handbook of Plato 2 bas New York NY Oxford University Press ISBN 978 0190639730