Atlantis (Grekçe: Ἀτλαντὶς νῆσος, "Atlas'ın adası"), Platon'un Timeos ve Critias diyaloglarında ulusların kibirlerini alegorik bir şekilde anlatmak için kullandığı efsanevi bir ada.
Platon'un hikâyesinde Atlantis, "'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9000 yıl önce (yaklaşık MÖ 9500) Atina'yı fethetmeye çalışan; ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.
Platon'un eserlerinde kayda değer bir öneme sahip olmamasına rağmen Atlantis'in edebiyat alanında önemli etkileri oldu. Atlantis'in alegorik yanı, Francis Bacon'ın Yeni Atlantis ve Thomas More'un Ütopya gibi eserlerinde de işlendi. Öte yandan, 19. yüzyılın amatör bilginleri Platon'un tarih anlatma üslubunu yanlış yorumlayarak bilimsel temeli olmayan pek çok spekülasyona neden oldular. Bu konudaki en ünlü eser, Ignatius L. Donnelly'nin Atlantis: The Antediluvian World kitabıdır. Bu spekülasyonlar sonucunda Atlantis, tarih öncesinde yaşamış ve ileri teknolojiye sahip sözde kayıp uygarlıkların ortak adı hâline geldi ve çok sayıda kurmaca esere, çizgi romana ve filme ilham verdi.
Platon'un diyaloglarında gömülü bir hikâye hâlinde olan Atlantis, genellikle Platon tarafından kendi politik teorilerini anlatmak için yaratılmış bir efsane olarak görülür. Birçok akademisyen için Atlantis hikâyesinin amacı belirgin olmasına rağmen, Platon'un hikâyesinin ne kadarının eski hikâyelerden derlendiği bir tartışma konusudur. Bazı akademisyenler Platon'un hikâyeyi Thera yanardağ patlaması veya Truva Savaşı'ndaki bazı öğelerle oluşturduğunu savunurken, bazıları ise MÖ 373'te gerçekleşen 'nin yıkımı veya MÖ 415-413 yılları arasında gerçekleşen Atina'nın başarısız Sicilya işgali gibi olaylardan esinlendiğini savunurlar.
MÖ 421 yılında Sokrates'in evindeki bir felsefe sohbetinde Atinalı devlet adamı Kritias, dedesi 'in kendisine naklettiği efsaneyi hikâye eder. Hikâyeyi dede Dropides'e nakleden ünlü Yunan şair Solon'dur. Solon'un gösterdiği kaynak ise Mısır'da bulunduğu dönemde tanıştığı Mısırlı bir keşiştir ve keşişe göre Atlantis'e ilişkin olaylar MÖ 9000 yılında gerçekleşmiştir.
Plutarkhos'a göre şehrinde Solon'la konuşan rahibin adı idi. İskenderiye'li 'e göre bu aynı zamanda Pythagoras'a ders veren Mısırlı rahibin adıdır. Platon'un hem Kritias, hem de Solon'la akrabalığı vardır. Ayrıca, kendisi de Mısır'ı ziyaret ederek birkaç yıl yaşamış ve inisiye edilmişti. Onun için, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan önce, bu konudaki bilgileri topladığı fikrindeler. Platon(eflatun)'a göre bu kıta çok zengindi ve soylu insanlar tarafından yönetiliyordu. Bir felaket sonucu okyanusun sularına gömülmüştü.
Kur'an'da "Ad kavmi" diye de geçer, Ad-land; Kuzey dillerinde Ad Ülkesi demektir. Kimi araştırmacılara göre, İbranicedeki, ilk insanı belirten ve adama sözcüğünden gelen "Adem", Sanskritçe dilinde “ilk ve başlama” anlamına gelen ve Aryenler’in ilk konuşan insan türüne verdikleri isim olan "Ad-i", Frigler’in "Attis", Kafkasyalılar’ın "Adige", Polinezyada’daki "atea", Truva öyküsündeki "Ate", Aztek mitolosindeki "Atzlan" (ada) ve Türkçedeki "ad", "ada", "ata" (gibi pek çok dilde baba, anlamına gelir) sözcükleri ile "Ad" kavminin adı arasında etimolojik bir bağlantı olabileceği varsayılmaktadır.
James Churchward Atlantis'in efsanevi Mu uygarlığı'nın bir kolonisi olduğunu belirtmiştir. İngiliz ordusunda görevli subay olarak Tibet'te bulunmuş, daha sonra dünyayı gezmiş ve araştırmalar yapmıştır. James Churchward 1883'te, 'te bir manastırda bu belgelerin en önemlilerini gün yüzüne çıkartmıştır. Tibet'te görevli olarak bulunan Churchward, eski dinlerin kökenleri hakkındaki araştırmaları doğrultusunda Tibet'teki manastırları dolaşırken, yolu Batı Tibet'te bir manastıra düşmüş ve bu manastırın, Büyük Rahipler Kardeşliğinin önde gelen üyelerinden olan baş rahibi , Churchward'a, 15 bin yıl önce yazılmış[]Naacal Tabletlerini göstermiştir.
III. Ramses
III. Ramses'in yazdırdığı yazılarda, Atlantislilerin büyük su dairesi üzerindeki kara parçasından ve adalardan, dünyanın ucundan, dokuzuncu kuşaktan geldikleri anlatılıyor.[] 9. Kuşak da Antik Mısır, Yunan ve Roma'da kullanılan coğrafi bölümlere göre 52. ila 57. Kuzey enlemleri arasında kalan bölgedir.
Ünlü tarihçi ise, şaşırtıcı bir şekilde Mısır sanatının gençlik dönemi olmadığı iddiasında bulunarak Mısır uygarlığı ile ilgili şüphelerini şöyle dile getiriyordu:[]
- Mısır, sanki bu ülke gençlik dönemini hiç yaşamamış gibi, daha başlangıçta olgun, yaşlı ve mitolojik ve kahramanlık çağlarından tamamen yoksun gibi görünmektedir. Mısır uygarlığının bebeklik çağı ve sanatının da kadim dönemi yoktur. Mısır uygarlığı daha o zaman olgundu.
Herodot da 'Euterpe' adlı eserinde, Mısır rahiplerinin yazılı tarihinin kendi zamanından 12.000 yıl öncesine kadar gittiğini belirtiyor. Yani Atlantis'in batışına kadar.[]
5400 yıl önce Mısır'daki (Aswan) kentinin, tam olarak Yengeç Dönencesi'nin altına rastladığı dönemde inşa edilmiş olan , tam güneşin gündönümü anında, öğle vakti, güneş komple bir disk hâlinde bu duvarların üzerinden yansırken görülürdü. Günümüzde, Avrupa'nın bütün bilim adamları bir araya gelseler bunun bir benzerini yapamazlar diyor tarihçi Tanrının Kitabı adlı eserinde.[]
Atlantis'in konumu
Amerikalı araştırmacı Platon'un ünlü diyalogları Critias ve Timaeus’da ifade ettiği yaklaşık 50 fiziksel işaretten yola çıkarak, çalışmalarını Kıbrıs yayı ve olarak tarif edilen Doğu Akdeniz kıyılarına kaydırdı. Bölge ile ilgili olarak 'nin (NOAA) hazırlamış olduğu haritalardan ve veri tabanlarından faydalanan Sarmast, bu bilgilerin yeterli olmadığını görünce dünyaca ünlü Jeofizikçi Dr. ile iş birliğine gitti. Dr. Hall, Sarmast’a 1980'li yıllarda bir Rus petrol gemisi tarafından Doğu Akdeniz’de deniz tabanından toplanan dijital verileri iletti. NOAA ve Dr. Hall'dan gelen verileri birleştiren Sarmast, bölgenin 3 boyutlu ve bathymetric (derinlik ölçü birimi) haritalarını çıkarttı. Sarmast’a göre Atlantis Kıbrıs, Suriye arasında idi ve batan kıtanın en üst noktası ise bugünkü Kıbrıs’tı.[] Sarmast Discovery Of Atlantis isimli ünlü eserinde Atlantis’in bu bölgede olmasını güçlendiren bulguları ve nedenlerini açıkladı.
Atlantik Okyanusu
Atlas Okyanusu birçok volkanik hareketlerin sık sık yer aldığı bir yerdir. 1957'de yanardağlar eşliğinde yeni bir ada Azorların yakınlarında ortaya çıktı.
Paul ve Pauline Vayntsveyga Zalittski adlı Kanadalı bir çiftin öncülüğünde yapılan deniz dibi araştırmalarında, Bermuda Şeytan Üçgeni olarak adlandırılan bölgede batık bir şehir bulundu. Araştırmacılar, Küba kıyılarından 700 metre uzaklıkta ve 180 metre derinlikte, yolları, tünelleri, piramitleri ve başka yapıları olan büyük bir şehir keşfettiler. Elde edilen görüntülerde, batık şehirde sıradan piramitlerin yanı sıra camdan yapılmış piramitlerin, Sfenks şeklinde heykel, birçok monolitik yapılar ve bina duvarlarına oyulmuş yazıtların bulunduğu görüldü.
Yerkabuğu ve depremler
526 yılında Antakya'da 250.000 kişi, 1042 yılında Tebriz, İran'da 40.000 kişi, 1556'da Çin'de 830.000 kişi, 1908'de Messina, Sicilya'da 200.000 kişi, 1923 Tokyo civarlarında 200.000 kişi ve 1976'da Çin'de 700.000 kişi şiddetli depremlerle hayatlarını kaybettiler. Sellere gelince Çin'de 1887'de Huang Ho nehrinin taşması en az iki milyon insanın ölümüne yol açtı. Aynı nehrin 1931'de taşması ise 4 milyon insanın ölümüne yol açtı.[]
Okyanusları ve kıtaları çepeçevre saran yerkabuğu birçok tektonik plakalardan oluşmaktadır. Yerküre'nin çekirdeğindeki bu patlamalar tabakaların yer değiştirmesine, büyük depremlere ve yanardağ patlamalarına neden olur. Yerküre'nin katı dış katmanını oluşturan yerkabuğunun kalınlığının Yerküre'nin çapına oranı çok düşüktür. Yerkabuğu 6 ile 70 km'lik bir katmandır ve yüzeyden derine inildikçe, her bir kilometrede sıcaklık 30 derece daha artar. Çekirdeğin üstündeki manto tabakası sıcaklık nedeniyle yumuşak ve eriyik magma hâlindedir. Çekirdekten gelen patlamalar ve basınç manto tabakası tarafından kısmen yutulur. Eriyik hâldeki manto tabakasındaki esneklik, nispeten ince olan yerkabuğunu etkileyip karaların alçalıp yükselmesine neden olarak, bu şekilde dağların ve ovaların oluşmalarını sağlar. Bu değişimlerin oluşması için milyonlarca yıllık bir süreç gereklidir. Ancak Dünya'nın çekirdeğindeki faaliyetin arttığı ve bunun da yerkabuğunu daha fazla etkilediği aktif bir dönemin olabileceği göz önüne alındığında, bunun kısa bir süreçte yerkabuğunda büyük bir etkiye neden olduğu ve atmosferde de büyük bir değişikliğe yol açtığı düşünülebilir. Denizlerin karalara olan oranıyla uyumlu olarak, yanardağ patlamalarının %80'i okyanuslarda gerçekleşmektedir. Kıtaları ve okyanusları çevreleyerek Yerküre'yi saran Okyanus Ortası Sırtı iki farklı tektonik plakayı birbirinden ayırır. Bunların faaliyetleri kıtaların yer değiştirmelerine neden olur. Tufan'a ilişkin oluşumun anlatıldığı Başlangıç 7. bölümde geçen sözlere göre, bu olayda okyanusların kaynaklarında meydana gelen bir yarılma ve patlama ile oluşan bir fışkırma olayı sonucunda meydana gelmiştir. Ayrıca, bu olayların sonucunda karalarda yükseltilerin değişerek dağların yükseldiği, ovaların da alçaldığı kayıtlıdır.
Başlangıç 7:11,12
|
Başlangıç 7:17-20
|
Dağların üst kısımlarında deniz canlılarına ilişkin bulunan fosiller, yüksek dağların bir zamanlar denizle kaplı olduklarını gösteren kanıtları sunarlar. Burada ortaya çıkan sorun, yüksek dağları örtecek kadar suyun nereden gelmiş olacağıyla ilgilidir. Bu suların bir kısmı kutuplarda buzullar olarak depolanmıştır; ancak bu buzullar tamamen eriyecek olsalar bile, içerdiği su miktarı karaların yüksek kısımlarını örtmeye yetmeyecektir. Yakın zamanlarda yapılan bir keşif, okyanusların tabanının daha da altında bulunan büyük bir su kaynağının olduğunu açığa çıkarmıştır. Bu yer altındaki su kaynağı, yeryüzündeki okyanuslardan üç kat daha fazla büyüklükteki bir suyu içinde barındırmaktadır. Bu suların yerin tam 700 km altında bulunan "Ringwoodite" olarak adlandırılan mavi taşların içinde bulundukları keşfedilmiştir. Bu keşif, "işte o gün derin suların tüm kaynakları yarıldı [patladı-fışkırdı] sözleriyle uyumludur. Bu durum, karaları tümüyle kaplamaya yetecek ölçüdeki su kaynağının, yer altındaki bu sular olabileceğini akla getirmektedir.
Kültürlerdeki İzler
Día de los Muertos: Ölüler Günü Meksika'da 31 Ekim ile 1 ve 2 Kasım günlerinde ölüleri anmak üzere yapılan etkinliklere verilen bir addır. Kitab-ı Mukaddes'e göre en eski takvim Eylül ayı ile başlar ve birinci ayın başlangıcı yaklaşık olarak Eylül ayının 14'ü veya 15'i dir. Buna göre "ikinci ayda, ayın on yedinci gününde" başladığı kayıtlı olan tufanın günümüzdeki tarihi, Kasım ayının 1. veya 2. gününe denk gelmektedir. Meksika'da ölüler için yapılan bu anmanın tarihinin tufanın başladığı tarihe rastlaması, bunun geçmişte insanların topluca ölmelerine yol açan bu olayla ilgili olduğunu ve zamanla gerçek anlamının unutulduğunu ya da değişmiş olabileceğini akla getirir.
Buzul Çağı
R. F. Walworth ve 'e göre son buzul çağında su seviyesinin düşük olması Atlantis'in varlığı için yeterli bir sebeptir. Bu iki araştırmacının geniş bir araştırmaya dayanan tezlerine göre, periyodik olarak peş peşe gelen volkanik patlamalar Dünya'nın geçmişinde uzun Buzul Çağları yaratmıştır. Bazı jeolojik izlere göre buzlar bütün kıtaları kaplamıştır, su seviyeleri inip yükselmiştir. Hâlen güncelliğini koruyan ve Donelly tarafından ortaya atılan bir teze göre, Atlantis'in batmasıyla, daha önce onun yüksek dağları tarafından engellenen sıcak Gulf Stream akıntısı Kuzey Avrupa'ya ulaşarak buzların erimesine yol açmıştır. Hâlen yolunda devam eden bu sıcak akıntı Avrupa'nın ısısını bulunduğu enleme rağmen ılımlı tutmaktadır. Oysa, aynı enlemde bulunan Rusya'daki şehirler çok daha soğuk iklimlere sahiptir.
'da buzlar altında on binlerce donmuş mamut cesetleri vardır. Geçen yüzyıl sonlarında bu mamutlardan en az 20.000 kadar çok iyi durumda fildişi çıkartılarak piyasaya sürüldüğü kaydedildi. Bu mamutların toplu bir felakete uğradıkları ortadadır. Ani bir donmadan ölen bu mamutlardan bazılarının midelerinde hâlen yemekte oldukları otlar bulunduğu görülmüştür.Karbon 14 testleri onların yaklaşık 12.000 yıl önce öldüklerini gösteriyor. Aşırı soğukların olduğu Sibirya, mamutlar gibi sıcakkanlı hayvanların yaşayabileceği uygun bir yer değildir. Bu durum Sibirya gibi şimdi çok soğuk olan bölgelerin bir zamanlar ılıman bir iklime sahip olduğuna işaret etmektedir. Bununla ilgili başka kanıtlar da bulunmuştur. Bütün bunlar ani bir iklim değişikliğinin olduğunu göstermektedir. Profesör 'e göre son buz çağının sonuna gelen bu devrede, sadece Kuzey Amerika'da 40 milyon hayvan ölmüştü. Amerika'da Niagara çağlayanlarının 12.500 yıl önce meydana geldiği hesaplanmıştır. yaklaşık 10.000 yıl önce meydana geldiler. Karbon 14 testlerine göre, şu anda Bermuda civarlarında deniz altında olan geniş bir bölgede 11.000 yıl önce sedir ormanları vardı. Bu bölgede yapılan araştırmalarda, Küba yakınlarında denizin 180 metre altında binlerce yıllık antik batık bir şehir bulundu. 1986 yılında Japonya'da (Okinawa) Yonaguni Jima adası yakınında, denizin 25 metre altında Yonaguni buluntuları olarak adlandırılan antik batık bir yapı bulunmuştur. Aynı şekilde İngiltere’ye yakın Kuzey Denizi, İrlanda ve Grönland yakınlarında, deniz diplerinde binlerce yıl önce denizin dibini boylamış ormanlar görülür. Olayların çoğu Atlantis'in batış tarihine uymaktadır.
Radyokarbon tarihleme yöntemi ve Atlantis'in batış tarihi
Bu tarihin hesaplanmasında kullanılan Radyokarbon tarihleme yönteminin bir kesinlik içermediği göz önünde tutulmalıdır. Bu hesaplamanın yapılmasında temel etken, karbon 14 ile karbon 12'nin birbirine oranının hesaplanmasıdır. Radyoaktif olmayan karbon 12, uzaydan gelen radyasyonun -kozmik ışımanın- etkisiyle, radyoaktif bir özellik kazanarak karbon 14'e dönüşür.
Karbon 14'ün yarılanma ömrü 5730 yıldır. Karbon 12 ise radyoaktif özelliğe sahip olmadığından aynı kalır. Bütün canlıların yapılarında karbon 14 ve karbon 12 birlikte bulunurlar. Ancak bir canlı organizma öldüğünde, bunların birbirlerine olan başlangıçtaki oranı giderek değişmeye başlar. Çünkü canlı bir organizma öldüğünde karbon 12 ve karbon 14 alımı sona erer ve daha önceden kendisinde var olan karbon 14 radyoaktif bozunmaya uğrar ve zamanla azalır. Ölen canlı organizmadaki karbon 12'de ise bir değişim olmayacağından, karbon 14'ün karbon 12'ye olan oranı giderek azalmaya başlar. Bu oransal değişimler bir tür saat görevi görürler ve bir canlının ne zaman öldüğü saptanabilir.
Bununla birlikte, Atlantis ve tufan gibi bir olayın etkisiyle atmosferde oluşabilecek bir değişiklik, bu yöntemle yapılacak hesaplamaların doğruluğuna etki eder. Çünkü bu tarihleme yöntemi için, atmosferdeki karbon 14 yoğunluğunun eski zamanlardan günümüze değişmediği varsayılır. Temel varsayımı doğrulamak üzere ağaç halkaları sayımı (dendrokronoloji) yöntemiyle gerçek halka yaşları belirlenen yüzlerce örneğin radyokarbon yaşları da bulunarak karşılaştırılmaları yapılmıştır. Bu karşılaştırmalar temel varsayımın doğru olmadığını, yeryüzündeki karbon 14 yoğunluğunun eski yıllara göre önemli miktarlarda değiştiğini, bazı zamanlarda arttığını bazı zamanlarda ise azaldığını göstermiştir. Karbon 14 oranının, karbon 12'ye oranının karşılaştırılmasına dayanan bu yöntem atmosferin hep aynı kalması koşuluyla doğru olabilecektir. Atlantis'in batışı öncesinde atmosferde kalın bir su buharı tabakasının var olduğu kabul edildiğinde, bu durumun güneşten gelen kozmik ışınları şimdikinden daha fazla engelleyeceği ortadadır. Daha az miktardaki kozmik ışın, daha az miktarda karbon 14 oluşturacaktır. Buna göre karbon 14'ün karbon 12'ye göre geçmişte var olduğu düşünülen orantısının yanlış olabileceği ortaya çıkar. Sonuçta Atlantis'in günümüzden yaklaşık 12.000 yıl önce battığına ilişkin hesaplama kesin bir olgu değildir. Bu tarihin 12.000 yıl kadar geriye gitmesi karbon 14 ile yapılan hesaplamanın tam doğru olmamasından dolayıdır. Hesaplamalardaki yanlışlık göz önünde tutulduğunda, Atlantis'in batışıyla ilgili tarihin çok daha yakın bir zaman olması gerektiği anlaşılabilir. Atlantis konusuyla bağlantısı olabileceği düşünülen Nuh tufanının tarihi MÖ 2370 olarak verilir.
Kutsal kitaplarda Atlantis
1947 yılında, Ölü Deniz'e yakın Kumran mağarasında bulunan rulo yazıtlar, İbrani kutsal edebiyatının en eski örneklerini oluştururlar. Bulunan bir yazıta göre Nuh farklı bir fiziğe sahipti. Öyle ki, babası Lamek onun kendi oğlu olduğunu karısı Bartenoş'un yemin ve ısrarlarına rağmen inanmamıştı. Nuh'un "Bakıcılar, Kutsal Olanlar veya devler"in soyundan gelmediğini ancak meleklerden her şeyi öğrenen" büyükbabası Enok (İdris)'e danıştıktan sonra inanmıştı.
Kitab-ı Mukaddes'te (Eski Ahit ve Yeni Ahit / İncil) Enok kitabından yer yer söz edilir. Asırlardır saklanan ve kutsal metinler külliyatından çıkarılan bu kitabın iki farklı nüshası vardır, biri yakın zamanlarda bir Rus manastırında bulunarak Slavonik dilde muhafaza edilmiştir. Adı Enok'un (İdris) Sırlar Kitabıdır. Bu kitapta Enok'un Tanrı tarafından göğe kaldırıldıktan sonra cennet ve cehennem katlarında gördüklerini ve sonradan 360 kitap yazdığını anlatmaktadır. İkinci ve çok daha uzun kitap ise Enok’un Kitabıdır. Burada Nefilimlerin devler olduklarını ve tufandan önceki çöküş devrinde onların insanoğlunun yiyeceklerini tükettiklerini ve bunlar da yetmediğinde insanları yediklerini yazıyor. Bu kitapta, bu çeşit atıflar, dini çevreleri rahatsız etmiştir (San Augustine Tanrının Şehri) ve bu kitabın Eski Ahit külliyatından çıkarılmasına, 1772 yılında James Bruce tarafından bir Habeş manastırında bulunana dek, yüzyıllardır ortadan kayıp olmasına sebep vermişti.
Gerçekte ise, Kitab-ı Mukaddes'te Hanok'un (Enok (İngilizce: Enoch): Türkçe Kitab-ı Mukaddes'te Hanok) yazdığı bir kitaptan değil, Hanok'un kendisinden sözedilir. Kitab-ı Mukaddes'teki bilgilere göre Hanok, MÖ 3404 ile 3039 yılları arasında yaşamış bir kişidir. Hanok, MÖ 2970 yılında doğan Nuh'un dedesinin babasıdır ve Nuh'un doğumundan önce yaşayıp ölmüş bir kişi olarak Nuh'u görmemiştir. Hanok Nuh'tan onlarca yıl önce yaşamış bir kişi olup kitap yazmış bir kişi değildir. Aynı şekilde, Nuh'un ne başka bir atası, ne kendisi, ne de Musa'ya kadar soyundan bir başkası bir kitap yazmıştır. Ayrıca zaten bu kişilerin yaşadıkları dönemde günümüzdeki anlamda bir kitap yazılması da söz konusu değildir. İlk defa papirüs kullananlar Mısırlılardır. Bunların devri de daha yakın bir dönemdir. Bu kişiler bütün yaşadıkları olayları ve bilgileri sonraki nesillere sözlü olarak aktarmış kişilerdir. İbrahim, İshak, Yakub ve Yusuf da buna dâhildir. Kumran Mağaralarında bulunan Kitab-ı Mukaddes tomarlarının karbon testleri, onların yaşının MÖ 100-200 yılları arasında olduğunu söylemektedir. Eğer Hanok'un Sırlar Kitabı'nın onlarla ilişkili olduğu söylenmek isteniyorsa, bu devir hiçbir şekilde Hanok'un yaşadığı devire uymaz. Çünkü Hanok'un ölüm tarihi MÖ 3039 yılıdır.
Yaklaşık olarak MÖ 1500'lü yıllarda Kitab-ı Mukaddes'i ilk olarak kaleme alıp yazan kişi, İbrahim'in soyundan gelen Musa'dır. Kitab-ı Mukaddes'teki soy hattına göre Musa, sözlü bir şekilde aktarılan bilgileri ilham altında kaleme almış ilk kişi olmaktadır. Musa'nın yazdıkları tufanı ve öncesini de kapsar. Hanok ile ilişkilendirilen Nefilim denen devler konusu da bu yazılanlar arasındadır ve ilk kitabının 6. bölümünde yer alır. Musa Hanok'tan söz eder; ancak Hanok'un yaşadığı zamanın, Nefilim denen devlerin ortaya çıkmasından yüzyıllar öncesi olduğunu gösterir. Buna göre, gerçekte Hanok Nefilim denen devleri hiç görmeden yaşayıp ölmüş bir kişidir. Musa, Nefilim denen devlerin tufan öncesinde yeryüzüne insan şeklinde maddeleşerek gelen meleklerin insan kızlarıyla evliliklerinden ortaya çıkan bir melez soy olduğunu söyler. Bunların tufan geldiğinde Nuh ve ailesi dışındaki bütün insanlarla birlikte boğularak yok olduklarını anlatır.
Akaşik okumalarda Atlantis
Doğruluk dereceleri herhangi bir bilimsel kanıtla kanıtlanmamakla birlikte, Atlantis hakkında şimdiye dek en ayrıntılı açıklamaları yapmış olan ünlü isimler, Atlantis hakkında akaşik okumalara dayalı bilgiler vermiş Edgar Cayce ve Rudolf Steiner'dir. Bir başka kaynak da Doğu'nun kadim kitaplarından 'dır. Cayce ve Steiner, birbirlerinden bağımsız olarak yaptıkları açıklamalarda insan türünün yoğunlaşma ve katılaşma göstererek evrim geçirmiş olduğunu belirtirler ve Atlantis'te savaşan karşıt görüşteki iki gruptan uzun uzadıya bahsederler. Cayce bu iki gruptan birini Tanrı Yasası Oğulları, diğerini Belial (Satan, Şeytan, Şer-Kötü) Oğulları olarak adlandırır. Savaşlar nükleer gücü elinde bulunduran Belial Oğulları'nın lehine sonuçlanmış, manevi alanda ilerlemiş olan birinci gruptakiler ise, kıtanın batacağı kendilerine vahyedilmiş olduğundan, kendilerine bağlı olanlarla birlikte kıtadan göç etmeyi tercih etmişlerdir.
Atlantis haritaları
- James Churchward'un Mu'dan göçenlerin diğer kıtalara nasıl dağıldığını açıkladığı harita, Kayıp Kıta Mu, 1931
- James Churchward'un 1927 tarihli haritasının gazete basımından
- Bory de Saint-Vincent tarafından yapılan Atlantis haritası, 1803
- Atlantis'in hayalî haritası, The procataclysm Communication of the Two Worlds via Atlantis, Patroclus Kampanakis, İstanbul, 1891
- Athanasius Kircher'in kuzeyi ters gösteren Atlantis haritası, 1669
- Ignatius Donelly's Atlantis: the Antediluvian World, Library of Congress, 1882
- Deniz dibinde yol şekilleri görülen alan
Sanat eserlerinde Atlantis
- Kayıp Kıta Atlantis adına yapılan heykel, Paradise Adası, Nassau, Bahamalar.
- Akvaryum içindeki heykel, Paradise Adası, Nassau, Bahamalar.
Sonuç
Sonuç olarak günümüzde Atlantis ile ilgilenen akademisyenlerin neredeyse tümü, Atlantis hakkında yazılan külliyatın büyük çoğunluğunun psişiklerce uydurulan safsatadan ibaret olduğunu ileri sürerken bir kısım araştırmacı ise, tek şahidi Platon olan bu gizemli kıtanın eski Yunanlar tarafından unutulan, Santorini adasında gerçekleşen bir deprem sonucu karanlığa gömülen Minos uygarlığı olabileceğini ileri sürmektedir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Atlantis efsanesi ve Kafkasya ilişkisi,
- Eflatun, Kritias.
- Churchward James, MU'nun Çocukları
- SANTESSON Hans Stephan - Batık Ülke MU Uygarlığı - RM Yayınları İstanbul 1989 - Sf. 2
- Bilim Araştırma Grubu - MU, Tarih Öncesi Evrensel Uygarlık - Bilim Araştırma Merkezi Yayınları - İstanbul 1978 - Sf. 15.
Dipnot
- ^ Lords of the Sea: The Epic Story of the Athenian Navy and the Birth of Democracy (İngilizce). Penguin. 2009. s. 368. 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Plutarchos, Solon 32. 1-2
- ^ Fecr suresi, 6-13
- ^ . philipcoppens.com. 16 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2016.
- ^ Bermuda yakınlarında bulunan batık şehir 4 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . epochtimestr.com
- ^ Su altında batık şehirler 4 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . blog.world-mysteries.com
- ^ National Geographic-Dünyanın Oluşumu Levha Tektoniği BL 01 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ National Geographic-Dünyanın Oluşumu Levha Tektoniği BL 02 1 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ National Geographic-Dünyanın Oluşumu Levha Tektoniği BL 03 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ National Geographic-Dünyanın Oluşumu Levha Tektoniği BL 04 17 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ National Geographic-Dünyanın Oluşumu Levha Tektoniği BL 05 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ Okyanusta yanardağ patlaması 1 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ Mezmurlar 104:5-9
- Yeri sağlam temeller üzerine kurdun
- Sonsuza dek asla sarsılmayacak.
- Engin suları ona bir giysi gibi giydirdin
- Ve sular dağlar üzerinde duruyordu.
- Sen azarlayınca sular kaçmaya başladı,
- Sen gürleyince telaşa kapıldılar.
- Ve onlar için hazırladığın yerlere kaçtılar.
- Dağlar yükselmeye,
- Ovalar alçalmaya başladı.
- Önlerine sınır koydun; öteye geçmesinler,
- Yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.
- Yeri sağlam temeller üzerine kurdun
- ^ Genesis 7:11,12'
- In the six hundredth year of Noah’s life, on the seventeenth day of the second month—on that day all the springs of the great deep burst forth, and the floodgates of the heavens were opened. And rain fell on the earth forty days and forty nights.
- ^ "700 km yer altındaki dev okyanus". 18 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Eylül 2015.
- ^ Day of the Dead 19 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İngilizce Vikipedi
- ^ Başlangıç 7:11,12
- Nuh'un yaşamının altı yüzüncü yılında, ikinci ayda, ayın on yedinci gününde, işte o gün derin suların tüm kaynakları yarıldı [patladı-fışkırdı]' ve göklerin bentleri açıldı.
- ^ Ölüler Günü 22 Ağustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde . azcentral.com
- ^ "Suların içinde donmuş mamut". 25 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Şubat 2014.
- ^ . 25 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2014.
- ^ Yonaguni Monument batığı - Japonya 21 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Video
- ^ Karbon 14 izotopu ile nasıl yaş tayini yapılır? 15 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi
- ^ Başlangıç 5:21-24 (Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi)
- Hanok altmış beş yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu. Metuşelah doğduktan sonra Hanok üç yüz yıl daha Tanrı'nın yolunda yürüdü. Bu arada, başka oğulları ve kızları da oldu. Hanok toplam üç yüz altmış beş yıl yaşayıp öldü. Hanok Tanrı'nın yolundan ayrılmadı. Sonra ortadan kayboldu, çünkü Tanrı onu almıştı.
- ^ İbraniler 11:5 (Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi)
- İman sayesinde Hanok, ölümü görmemesi için alınıp götürüldü; hiçbir yerde bulunamadı, çünkü bulunduğu yerden onu Tanrı almıştı; ayrıca alınıp götürülmesinden önce Tanrı'yı hoşnut eden biri olduğu kendisine gösterildi.
- ^ Yaratılış 6:1-4 (Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi)
- Böylece, yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı; kızları da oldu. Ve Tanrı oğulları bu kızlarla ilgilenmeye başladılar; kızların güzel olduğunu gördüler ve beğendiklerinden kendilerine eşler aldılar. Bunun üzerine Yehova şöyle dedi: "Etten kemikten insana ruhum sonsuza dek katlanmayacak. Bu yüzden onun sadece yüz yirmi yıllık bir vakti kaldı.
- O zamanlar ve daha sonraları yeryüzünde Nefilim (Anlamı: Yere Serenler) vardı. Tanrı oğullarının insan kızlarıyla ilişkilerinden çocuklar doğuyordu; bunlar o devrin kudretli ve şöhretli adamlarıydı.
- ^ Nefilim: İbranice Nefil sözcüğünün çoğuludur ve Türkçe karşılığı Nefillerdir. Anlamı: Yere Serenler. Nefilim adı bu devlerin şiddet kullanarak başka insanları yere sermeleriyle ilişkilidir.
- ^ "Dev fosili". 26 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Eylül 2015.
- ^ . 7 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2015.
- ^ "Edgar Cayce'in Atlantis Vizyonu". 6 Ekim 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ağustos 2008.
- ^ Özhan Öztürk. Atlantis Efsanesi 13 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Atlantis ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- >>Atlantis'in olası konumu, Google Map 2 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Atlantis 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Physical evidence-2 16 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Bimini 4 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Bimini marble column 26 Mart 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Abydos’taki (Mısır) Seti-I tarafından inşasına başlanan tapınakta 4 farklı taşıtın resmedildiği ileri sürülen kabartmalar. 5 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Atlantis hakkında genel bilgi
- Atlantis-akaşik-2
- Devreler Teorisi[]
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Atlantis Grekce Ἀtlantὶs nῆsos Atlas in adasi Platon un Timeos ve Critias diyaloglarinda uluslarin kibirlerini alegorik bir sekilde anlatmak icin kullandigi efsanevi bir ada Atlantik Okyanusu nun ortasindaki Atlantis Athanasius Kircher in haritasi Imparatorlugun Yikimi Cole Thomas 1836 Platon un hikayesinde Atlantis nin otesinde yer alan Bati Avrupa ve Afrika nin bircok kismini fetheden ve Solon un zamanindan 9000 yil once yaklasik MO 9500 Atina yi fethetmeye calisan ancak basarili olamayip bir gecede okyanusa batan bir uygarliktir Platon un eserlerinde kayda deger bir oneme sahip olmamasina ragmen Atlantis in edebiyat alaninda onemli etkileri oldu Atlantis in alegorik yani Francis Bacon in Yeni Atlantis ve Thomas More un Utopya gibi eserlerinde de islendi Ote yandan 19 yuzyilin amator bilginleri Platon un tarih anlatma uslubunu yanlis yorumlayarak bilimsel temeli olmayan pek cok spekulasyona neden oldular Bu konudaki en unlu eser Ignatius L Donnelly nin Atlantis The Antediluvian World kitabidir Bu spekulasyonlar sonucunda Atlantis tarih oncesinde yasamis ve ileri teknolojiye sahip sozde kayip uygarliklarin ortak adi haline geldi ve cok sayida kurmaca esere cizgi romana ve filme ilham verdi Platon un diyaloglarinda gomulu bir hikaye halinde olan Atlantis genellikle Platon tarafindan kendi politik teorilerini anlatmak icin yaratilmis bir efsane olarak gorulur Bircok akademisyen icin Atlantis hikayesinin amaci belirgin olmasina ragmen Platon un hikayesinin ne kadarinin eski hikayelerden derlendigi bir tartisma konusudur Bazi akademisyenler Platon un hikayeyi Thera yanardag patlamasi veya Truva Savasi ndaki bazi ogelerle olusturdugunu savunurken bazilari ise MO 373 te gerceklesen nin yikimi veya MO 415 413 yillari arasinda gerceklesen Atina nin basarisiz Sicilya isgali gibi olaylardan esinlendigini savunurlar MO 421 yilinda Sokrates in evindeki bir felsefe sohbetinde Atinali devlet adami Kritias dedesi in kendisine naklettigi efsaneyi hikaye eder Hikayeyi dede Dropides e nakleden unlu Yunan sair Solon dur Solon un gosterdigi kaynak ise Misir da bulundugu donemde tanistigi Misirli bir kesistir ve kesise gore Atlantis e iliskin olaylar MO 9000 yilinda gerceklesmistir Plutarkhos a gore sehrinde Solon la konusan rahibin adi idi Iskenderiye li e gore bu ayni zamanda Pythagoras a ders veren Misirli rahibin adidir Platon un hem Kritias hem de Solon la akrabaligi vardir Ayrica kendisi de Misir i ziyaret ederek birkac yil yasamis ve inisiye edilmisti Onun icin bazi Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan once bu konudaki bilgileri topladigi fikrindeler Platon eflatun a gore bu kita cok zengindi ve soylu insanlar tarafindan yonetiliyordu Bir felaket sonucu okyanusun sularina gomulmustu Kur an da Ad kavmi diye de gecer Ad land Kuzey dillerinde Ad Ulkesi demektir Kimi arastirmacilara gore Ibranicedeki ilk insani belirten ve adama sozcugunden gelen Adem Sanskritce dilinde ilk ve baslama anlamina gelen ve Aryenler in ilk konusan insan turune verdikleri isim olan Ad i Frigler in Attis Kafkasyalilar in Adige Polinezyada daki atea Truva oykusundeki Ate Aztek mitolosindeki Atzlan ada ve Turkcedeki ad ada ata gibi pek cok dilde baba anlamina gelir sozcukleri ile Ad kavminin adi arasinda etimolojik bir baglanti olabilecegi varsayilmaktadir James Churchward Atlantis in efsanevi Mu uygarligi nin bir kolonisi oldugunu belirtmistir Ingiliz ordusunda gorevli subay olarak Tibet te bulunmus daha sonra dunyayi gezmis ve arastirmalar yapmistir James Churchward 1883 te te bir manastirda bu belgelerin en onemlilerini gun yuzune cikartmistir Tibet te gorevli olarak bulunan Churchward eski dinlerin kokenleri hakkindaki arastirmalari dogrultusunda Tibet teki manastirlari dolasirken yolu Bati Tibet te bir manastira dusmus ve bu manastirin Buyuk Rahipler Kardesliginin onde gelen uyelerinden olan bas rahibi Churchward a 15 bin yil once yazilmis kaynak belirtilmeli Naacal Tabletlerini gostermistir III Ramses III Ramses in yazdirdigi yazilarda Atlantislilerin buyuk su dairesi uzerindeki kara parcasindan ve adalardan dunyanin ucundan dokuzuncu kusaktan geldikleri anlatiliyor kaynak belirtilmeli 9 Kusak da Antik Misir Yunan ve Roma da kullanilan cografi bolumlere gore 52 ila 57 Kuzey enlemleri arasinda kalan bolgedir Unlu tarihci ise sasirtici bir sekilde Misir sanatinin genclik donemi olmadigi iddiasinda bulunarak Misir uygarligi ile ilgili suphelerini soyle dile getiriyordu kaynak belirtilmeli Misir sanki bu ulke genclik donemini hic yasamamis gibi daha baslangicta olgun yasli ve mitolojik ve kahramanlik caglarindan tamamen yoksun gibi gorunmektedir Misir uygarliginin bebeklik cagi ve sanatinin da kadim donemi yoktur Misir uygarligi daha o zaman olgundu Herodot da Euterpe adli eserinde Misir rahiplerinin yazili tarihinin kendi zamanindan 12 000 yil oncesine kadar gittigini belirtiyor Yani Atlantis in batisina kadar kaynak belirtilmeli 5400 yil once Misir daki Aswan kentinin tam olarak Yengec Donencesi nin altina rastladigi donemde insa edilmis olan tam gunesin gundonumu aninda ogle vakti gunes komple bir disk halinde bu duvarlarin uzerinden yansirken gorulurdu Gunumuzde Avrupa nin butun bilim adamlari bir araya gelseler bunun bir benzerini yapamazlar diyor tarihci Tanrinin Kitabi adli eserinde kaynak belirtilmeli Atlantis in konumu Amerikali arastirmaci Platon un unlu diyaloglari Critias ve Timaeus da ifade ettigi yaklasik 50 fiziksel isaretten yola cikarak calismalarini Kibris yayi ve olarak tarif edilen Dogu Akdeniz kiyilarina kaydirdi Bolge ile ilgili olarak nin NOAA hazirlamis oldugu haritalardan ve veri tabanlarindan faydalanan Sarmast bu bilgilerin yeterli olmadigini gorunce dunyaca unlu Jeofizikci Dr ile is birligine gitti Dr Hall Sarmast a 1980 li yillarda bir Rus petrol gemisi tarafindan Dogu Akdeniz de deniz tabanindan toplanan dijital verileri iletti NOAA ve Dr Hall dan gelen verileri birlestiren Sarmast bolgenin 3 boyutlu ve bathymetric derinlik olcu birimi haritalarini cikartti Sarmast a gore Atlantis Kibris Suriye arasinda idi ve batan kitanin en ust noktasi ise bugunku Kibris ti kaynak belirtilmeli Sarmast Discovery Of Atlantis isimli unlu eserinde Atlantis in bu bolgede olmasini guclendiren bulgulari ve nedenlerini acikladi Atlantik Okyanusu Atlas Okyanusu bircok volkanik hareketlerin sik sik yer aldigi bir yerdir 1957 de yanardaglar esliginde yeni bir ada Azorlarin yakinlarinda ortaya cikti Paul ve Pauline Vayntsveyga Zalittski adli Kanadali bir ciftin onculugunde yapilan deniz dibi arastirmalarinda Bermuda Seytan Ucgeni olarak adlandirilan bolgede batik bir sehir bulundu Arastirmacilar Kuba kiyilarindan 700 metre uzaklikta ve 180 metre derinlikte yollari tunelleri piramitleri ve baska yapilari olan buyuk bir sehir kesfettiler Elde edilen goruntulerde batik sehirde siradan piramitlerin yani sira camdan yapilmis piramitlerin Sfenks seklinde heykel bircok monolitik yapilar ve bina duvarlarina oyulmus yazitlarin bulundugu goruldu Yerkabugu ve depremler 526 yilinda Antakya da 250 000 kisi 1042 yilinda Tebriz Iran da 40 000 kisi 1556 da Cin de 830 000 kisi 1908 de Messina Sicilya da 200 000 kisi 1923 Tokyo civarlarinda 200 000 kisi ve 1976 da Cin de 700 000 kisi siddetli depremlerle hayatlarini kaybettiler Sellere gelince Cin de 1887 de Huang Ho nehrinin tasmasi en az iki milyon insanin olumune yol acti Ayni nehrin 1931 de tasmasi ise 4 milyon insanin olumune yol acti kaynak belirtilmeli Okyanuslari ve kitalari cepecevre saran yerkabugu bircok tektonik plakalardan olusmaktadir Yerkure nin cekirdegindeki bu patlamalar tabakalarin yer degistirmesine buyuk depremlere ve yanardag patlamalarina neden olur Yerkure nin kati dis katmanini olusturan yerkabugunun kalinliginin Yerkure nin capina orani cok dusuktur Yerkabugu 6 ile 70 km lik bir katmandir ve yuzeyden derine inildikce her bir kilometrede sicaklik 30 derece daha artar Cekirdegin ustundeki manto tabakasi sicaklik nedeniyle yumusak ve eriyik magma halindedir Cekirdekten gelen patlamalar ve basinc manto tabakasi tarafindan kismen yutulur Eriyik haldeki manto tabakasindaki esneklik nispeten ince olan yerkabugunu etkileyip karalarin alcalip yukselmesine neden olarak bu sekilde daglarin ve ovalarin olusmalarini saglar Bu degisimlerin olusmasi icin milyonlarca yillik bir surec gereklidir Ancak Dunya nin cekirdegindeki faaliyetin arttigi ve bunun da yerkabugunu daha fazla etkiledigi aktif bir donemin olabilecegi goz onune alindiginda bunun kisa bir surecte yerkabugunda buyuk bir etkiye neden oldugu ve atmosferde de buyuk bir degisiklige yol actigi dusunulebilir Denizlerin karalara olan oraniyla uyumlu olarak yanardag patlamalarinin 80 i okyanuslarda gerceklesmektedir Kitalari ve okyanuslari cevreleyerek Yerkure yi saran Okyanus Ortasi Sirti iki farkli tektonik plakayi birbirinden ayirir Bunlarin faaliyetleri kitalarin yer degistirmelerine neden olur Tufan a iliskin olusumun anlatildigi Baslangic 7 bolumde gecen sozlere gore bu olayda okyanuslarin kaynaklarinda meydana gelen bir yarilma ve patlama ile olusan bir fiskirma olayi sonucunda meydana gelmistir Ayrica bu olaylarin sonucunda karalarda yukseltilerin degiserek daglarin yukseldigi ovalarin da alcaldigi kayitlidir Baslangic 7 11 12 Nuh un yasaminin alti yuzuncu yilinda ikinci ayda ayin on yedinci gununde iste o gun derin sularin tum kaynaklari yarildi patladi fiskirdi ve goklerin bentleri acildi Siddetli yagmur kirk gun kirk gece devam etti Baslangic 7 17 20 Tufan yeryuzunde kirk gun devam etti Sular surekli yukseldi ve gemiyi kaldirmaya basladi Artik gemi yerden cok yuksekte sularin uzerinde yuzuyordu Sular yeryuzunu kapladi ve cogaldikca cogaldi gemi ise sularin ustunde yuzuyordu Sular yeryuzunu oylesine kapladi ki gokler altindaki tum yuksek daglari orttu daglari on bes arsin kadar asti daglar sular altinda kaldi Daglarin ust kisimlarinda deniz canlilarina iliskin bulunan fosiller yuksek daglarin bir zamanlar denizle kapli olduklarini gosteren kanitlari sunarlar Burada ortaya cikan sorun yuksek daglari ortecek kadar suyun nereden gelmis olacagiyla ilgilidir Bu sularin bir kismi kutuplarda buzullar olarak depolanmistir ancak bu buzullar tamamen eriyecek olsalar bile icerdigi su miktari karalarin yuksek kisimlarini ortmeye yetmeyecektir Yakin zamanlarda yapilan bir kesif okyanuslarin tabaninin daha da altinda bulunan buyuk bir su kaynaginin oldugunu aciga cikarmistir Bu yer altindaki su kaynagi yeryuzundeki okyanuslardan uc kat daha fazla buyuklukteki bir suyu icinde barindirmaktadir Bu sularin yerin tam 700 km altinda bulunan Ringwoodite olarak adlandirilan mavi taslarin icinde bulunduklari kesfedilmistir Bu kesif iste o gun derin sularin tum kaynaklari yarildi patladi fiskirdi sozleriyle uyumludur Bu durum karalari tumuyle kaplamaya yetecek olcudeki su kaynaginin yer altindaki bu sular olabilecegini akla getirmektedir Kulturlerdeki Izler Dia de los Muertos Oluler Gunu Meksika da 31 Ekim ile 1 ve 2 Kasim gunlerinde oluleri anmak uzere yapilan etkinliklere verilen bir addir Kitab i Mukaddes e gore en eski takvim Eylul ayi ile baslar ve birinci ayin baslangici yaklasik olarak Eylul ayinin 14 u veya 15 i dir Buna gore ikinci ayda ayin on yedinci gununde basladigi kayitli olan tufanin gunumuzdeki tarihi Kasim ayinin 1 veya 2 gunune denk gelmektedir Meksika da oluler icin yapilan bu anmanin tarihinin tufanin basladigi tarihe rastlamasi bunun gecmiste insanlarin topluca olmelerine yol acan bu olayla ilgili oldugunu ve zamanla gercek anlaminin unutuldugunu ya da degismis olabilecegini akla getirir Buzul Cagi R F Walworth ve e gore son buzul caginda su seviyesinin dusuk olmasi Atlantis in varligi icin yeterli bir sebeptir Bu iki arastirmacinin genis bir arastirmaya dayanan tezlerine gore periyodik olarak pes pese gelen volkanik patlamalar Dunya nin gecmisinde uzun Buzul Caglari yaratmistir Bazi jeolojik izlere gore buzlar butun kitalari kaplamistir su seviyeleri inip yukselmistir Halen guncelligini koruyan ve Donelly tarafindan ortaya atilan bir teze gore Atlantis in batmasiyla daha once onun yuksek daglari tarafindan engellenen sicak Gulf Stream akintisi Kuzey Avrupa ya ulasarak buzlarin erimesine yol acmistir Halen yolunda devam eden bu sicak akinti Avrupa nin isisini bulundugu enleme ragmen ilimli tutmaktadir Oysa ayni enlemde bulunan Rusya daki sehirler cok daha soguk iklimlere sahiptir da buzlar altinda on binlerce donmus mamut cesetleri vardir Gecen yuzyil sonlarinda bu mamutlardan en az 20 000 kadar cok iyi durumda fildisi cikartilarak piyasaya suruldugu kaydedildi Bu mamutlarin toplu bir felakete ugradiklari ortadadir Ani bir donmadan olen bu mamutlardan bazilarinin midelerinde halen yemekte olduklari otlar bulundugu gorulmustur Karbon 14 testleri onlarin yaklasik 12 000 yil once olduklerini gosteriyor Asiri soguklarin oldugu Sibirya mamutlar gibi sicakkanli hayvanlarin yasayabilecegi uygun bir yer degildir Bu durum Sibirya gibi simdi cok soguk olan bolgelerin bir zamanlar iliman bir iklime sahip olduguna isaret etmektedir Bununla ilgili baska kanitlar da bulunmustur Butun bunlar ani bir iklim degisikliginin oldugunu gostermektedir Profesor e gore son buz caginin sonuna gelen bu devrede sadece Kuzey Amerika da 40 milyon hayvan olmustu Amerika da Niagara caglayanlarinin 12 500 yil once meydana geldigi hesaplanmistir yaklasik 10 000 yil once meydana geldiler Karbon 14 testlerine gore su anda Bermuda civarlarinda deniz altinda olan genis bir bolgede 11 000 yil once sedir ormanlari vardi Bu bolgede yapilan arastirmalarda Kuba yakinlarinda denizin 180 metre altinda binlerce yillik antik batik bir sehir bulundu 1986 yilinda Japonya da Okinawa Yonaguni Jima adasi yakininda denizin 25 metre altinda Yonaguni buluntulari olarak adlandirilan antik batik bir yapi bulunmustur Ayni sekilde Ingiltere ye yakin Kuzey Denizi Irlanda ve Gronland yakinlarinda deniz diplerinde binlerce yil once denizin dibini boylamis ormanlar gorulur Olaylarin cogu Atlantis in batis tarihine uymaktadir Radyokarbon tarihleme yontemi ve Atlantis in batis tarihi Bu tarihin hesaplanmasinda kullanilan Radyokarbon tarihleme yonteminin bir kesinlik icermedigi goz onunde tutulmalidir Bu hesaplamanin yapilmasinda temel etken karbon 14 ile karbon 12 nin birbirine oraninin hesaplanmasidir Radyoaktif olmayan karbon 12 uzaydan gelen radyasyonun kozmik isimanin etkisiyle radyoaktif bir ozellik kazanarak karbon 14 e donusur Karbon 14 un yarilanma omru 5730 yildir Karbon 12 ise radyoaktif ozellige sahip olmadigindan ayni kalir Butun canlilarin yapilarinda karbon 14 ve karbon 12 birlikte bulunurlar Ancak bir canli organizma oldugunde bunlarin birbirlerine olan baslangictaki orani giderek degismeye baslar Cunku canli bir organizma oldugunde karbon 12 ve karbon 14 alimi sona erer ve daha onceden kendisinde var olan karbon 14 radyoaktif bozunmaya ugrar ve zamanla azalir Olen canli organizmadaki karbon 12 de ise bir degisim olmayacagindan karbon 14 un karbon 12 ye olan orani giderek azalmaya baslar Bu oransal degisimler bir tur saat gorevi gorurler ve bir canlinin ne zaman oldugu saptanabilir Bununla birlikte Atlantis ve tufan gibi bir olayin etkisiyle atmosferde olusabilecek bir degisiklik bu yontemle yapilacak hesaplamalarin dogruluguna etki eder Cunku bu tarihleme yontemi icin atmosferdeki karbon 14 yogunlugunun eski zamanlardan gunumuze degismedigi varsayilir Temel varsayimi dogrulamak uzere agac halkalari sayimi dendrokronoloji yontemiyle gercek halka yaslari belirlenen yuzlerce ornegin radyokarbon yaslari da bulunarak karsilastirilmalari yapilmistir Bu karsilastirmalar temel varsayimin dogru olmadigini yeryuzundeki karbon 14 yogunlugunun eski yillara gore onemli miktarlarda degistigini bazi zamanlarda arttigini bazi zamanlarda ise azaldigini gostermistir Karbon 14 oraninin karbon 12 ye oraninin karsilastirilmasina dayanan bu yontem atmosferin hep ayni kalmasi kosuluyla dogru olabilecektir Atlantis in batisi oncesinde atmosferde kalin bir su buhari tabakasinin var oldugu kabul edildiginde bu durumun gunesten gelen kozmik isinlari simdikinden daha fazla engelleyecegi ortadadir Daha az miktardaki kozmik isin daha az miktarda karbon 14 olusturacaktir Buna gore karbon 14 un karbon 12 ye gore gecmiste var oldugu dusunulen orantisinin yanlis olabilecegi ortaya cikar Sonucta Atlantis in gunumuzden yaklasik 12 000 yil once battigina iliskin hesaplama kesin bir olgu degildir Bu tarihin 12 000 yil kadar geriye gitmesi karbon 14 ile yapilan hesaplamanin tam dogru olmamasindan dolayidir Hesaplamalardaki yanlislik goz onunde tutuldugunda Atlantis in batisiyla ilgili tarihin cok daha yakin bir zaman olmasi gerektigi anlasilabilir Atlantis konusuyla baglantisi olabilecegi dusunulen Nuh tufaninin tarihi MO 2370 olarak verilir Kutsal kitaplarda Atlantis1947 yilinda Olu Deniz e yakin Kumran magarasinda bulunan rulo yazitlar Ibrani kutsal edebiyatinin en eski orneklerini olustururlar Bulunan bir yazita gore Nuh farkli bir fizige sahipti Oyle ki babasi Lamek onun kendi oglu oldugunu karisi Bartenos un yemin ve israrlarina ragmen inanmamisti Nuh un Bakicilar Kutsal Olanlar veya devler in soyundan gelmedigini ancak meleklerden her seyi ogrenen buyukbabasi Enok Idris e danistiktan sonra inanmisti Kitab i Mukaddes te Eski Ahit ve Yeni Ahit Incil Enok kitabindan yer yer soz edilir Asirlardir saklanan ve kutsal metinler kulliyatindan cikarilan bu kitabin iki farkli nushasi vardir biri yakin zamanlarda bir Rus manastirinda bulunarak Slavonik dilde muhafaza edilmistir Adi Enok un Idris Sirlar Kitabidir Bu kitapta Enok un Tanri tarafindan goge kaldirildiktan sonra cennet ve cehennem katlarinda gorduklerini ve sonradan 360 kitap yazdigini anlatmaktadir Ikinci ve cok daha uzun kitap ise Enok un Kitabidir Burada Nefilimlerin devler olduklarini ve tufandan onceki cokus devrinde onlarin insanoglunun yiyeceklerini tukettiklerini ve bunlar da yetmediginde insanlari yediklerini yaziyor Bu kitapta bu cesit atiflar dini cevreleri rahatsiz etmistir San Augustine Tanrinin Sehri ve bu kitabin Eski Ahit kulliyatindan cikarilmasina 1772 yilinda James Bruce tarafindan bir Habes manastirinda bulunana dek yuzyillardir ortadan kayip olmasina sebep vermisti Gercekte ise Kitab i Mukaddes te Hanok un Enok Ingilizce Enoch Turkce Kitab i Mukaddes te Hanok yazdigi bir kitaptan degil Hanok un kendisinden sozedilir Kitab i Mukaddes teki bilgilere gore Hanok MO 3404 ile 3039 yillari arasinda yasamis bir kisidir Hanok MO 2970 yilinda dogan Nuh un dedesinin babasidir ve Nuh un dogumundan once yasayip olmus bir kisi olarak Nuh u gormemistir Hanok Nuh tan onlarca yil once yasamis bir kisi olup kitap yazmis bir kisi degildir Ayni sekilde Nuh un ne baska bir atasi ne kendisi ne de Musa ya kadar soyundan bir baskasi bir kitap yazmistir Ayrica zaten bu kisilerin yasadiklari donemde gunumuzdeki anlamda bir kitap yazilmasi da soz konusu degildir Ilk defa papirus kullananlar Misirlilardir Bunlarin devri de daha yakin bir donemdir Bu kisiler butun yasadiklari olaylari ve bilgileri sonraki nesillere sozlu olarak aktarmis kisilerdir Ibrahim Ishak Yakub ve Yusuf da buna dahildir Kumran Magaralarinda bulunan Kitab i Mukaddes tomarlarinin karbon testleri onlarin yasinin MO 100 200 yillari arasinda oldugunu soylemektedir Eger Hanok un Sirlar Kitabi nin onlarla iliskili oldugu soylenmek isteniyorsa bu devir hicbir sekilde Hanok un yasadigi devire uymaz Cunku Hanok un olum tarihi MO 3039 yilidir Yaklasik olarak MO 1500 lu yillarda Kitab i Mukaddes i ilk olarak kaleme alip yazan kisi Ibrahim in soyundan gelen Musa dir Kitab i Mukaddes teki soy hattina gore Musa sozlu bir sekilde aktarilan bilgileri ilham altinda kaleme almis ilk kisi olmaktadir Musa nin yazdiklari tufani ve oncesini de kapsar Hanok ile iliskilendirilen Nefilim denen devler konusu da bu yazilanlar arasindadir ve ilk kitabinin 6 bolumunde yer alir Musa Hanok tan soz eder ancak Hanok un yasadigi zamanin Nefilim denen devlerin ortaya cikmasindan yuzyillar oncesi oldugunu gosterir Buna gore gercekte Hanok Nefilim denen devleri hic gormeden yasayip olmus bir kisidir Musa Nefilim denen devlerin tufan oncesinde yeryuzune insan seklinde maddeleserek gelen meleklerin insan kizlariyla evliliklerinden ortaya cikan bir melez soy oldugunu soyler Bunlarin tufan geldiginde Nuh ve ailesi disindaki butun insanlarla birlikte bogularak yok olduklarini anlatir Akasik okumalarda AtlantisDogruluk dereceleri herhangi bir bilimsel kanitla kanitlanmamakla birlikte Atlantis hakkinda simdiye dek en ayrintili aciklamalari yapmis olan unlu isimler Atlantis hakkinda akasik okumalara dayali bilgiler vermis Edgar Cayce ve Rudolf Steiner dir Bir baska kaynak da Dogu nun kadim kitaplarindan dir Cayce ve Steiner birbirlerinden bagimsiz olarak yaptiklari aciklamalarda insan turunun yogunlasma ve katilasma gostererek evrim gecirmis oldugunu belirtirler ve Atlantis te savasan karsit gorusteki iki gruptan uzun uzadiya bahsederler Cayce bu iki gruptan birini Tanri Yasasi Ogullari digerini Belial Satan Seytan Ser Kotu Ogullari olarak adlandirir Savaslar nukleer gucu elinde bulunduran Belial Ogullari nin lehine sonuclanmis manevi alanda ilerlemis olan birinci gruptakiler ise kitanin batacagi kendilerine vahyedilmis oldugundan kendilerine bagli olanlarla birlikte kitadan goc etmeyi tercih etmislerdir Atlantis haritalariJames Churchward un Mu dan gocenlerin diger kitalara nasil dagildigini acikladigi harita Kayip Kita Mu 1931 James Churchward un 1927 tarihli haritasinin gazete basimindan Bory de Saint Vincent tarafindan yapilan Atlantis haritasi 1803 Atlantis in hayali haritasi The procataclysm Communication of the Two Worlds via Atlantis Patroclus Kampanakis Istanbul 1891 Athanasius Kircher in kuzeyi ters gosteren Atlantis haritasi 1669 Ignatius Donelly s Atlantis the Antediluvian World Library of Congress 1882 Deniz dibinde yol sekilleri gorulen alanSanat eserlerinde AtlantisKayip Kita Atlantis adina yapilan heykel Paradise Adasi Nassau Bahamalar Akvaryum icindeki heykel Paradise Adasi Nassau Bahamalar SonucSonuc olarak gunumuzde Atlantis ile ilgilenen akademisyenlerin neredeyse tumu Atlantis hakkinda yazilan kulliyatin buyuk cogunlugunun psisiklerce uydurulan safsatadan ibaret oldugunu ileri surerken bir kisim arastirmaci ise tek sahidi Platon olan bu gizemli kitanin eski Yunanlar tarafindan unutulan Santorini adasinda gerceklesen bir deprem sonucu karanliga gomulen Minos uygarligi olabilecegini ileri surmektedir Ayrica bakinizMu Kitasi Yedi kok soy Day of the Dead Osiris diniKaynakcaAtlantis efsanesi ve Kafkasya iliskisi Eflatun Kritias Churchward James MU nun Cocuklari SANTESSON Hans Stephan Batik Ulke MU Uygarligi RM Yayinlari Istanbul 1989 Sf 2 Bilim Arastirma Grubu MU Tarih Oncesi Evrensel Uygarlik Bilim Arastirma Merkezi Yayinlari Istanbul 1978 Sf 15 Dipnot Lords of the Sea The Epic Story of the Athenian Navy and the Birth of Democracy Ingilizce Penguin 2009 s 368 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Plutarchos Solon 32 1 2 Fecr suresi 6 13 philipcoppens com 16 Ekim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2016 Bermuda yakinlarinda bulunan batik sehir 4 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde epochtimestr com Su altinda batik sehirler 4 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde blog world mysteries com National Geographic Dunyanin Olusumu Levha Tektonigi BL 01 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video National Geographic Dunyanin Olusumu Levha Tektonigi BL 02 1 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video National Geographic Dunyanin Olusumu Levha Tektonigi BL 03 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video National Geographic Dunyanin Olusumu Levha Tektonigi BL 04 17 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video National Geographic Dunyanin Olusumu Levha Tektonigi BL 05 11 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Okyanusta yanardag patlamasi 1 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Mezmurlar 104 5 9 Yeri saglam temeller uzerine kurdunSonsuza dek asla sarsilmayacak dd Engin sulari ona bir giysi gibi giydirdinVe sular daglar uzerinde duruyordu dd Sen azarlayinca sular kacmaya basladi Sen gurleyince telasa kapildilar dd Ve onlar icin hazirladigin yerlere kactilar Daglar yukselmeye Ovalar alcalmaya basladi dd Onlerine sinir koydun oteye gecmesinler Yeryuzunu bir daha kaplamasinlar diye dd Genesis 7 11 12 In the six hundredth year of Noah s life on the seventeenth day of the second month on that day all the springs of the great deep burst forth and the floodgates of the heavens were opened And rain fell on the earth forty days and forty nights 700 km yer altindaki dev okyanus 18 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Eylul 2015 Day of the Dead 19 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Ingilizce Vikipedi Baslangic 7 11 12 Nuh un yasaminin alti yuzuncu yilinda ikinci ayda ayin on yedinci gununde iste o gun derin sularin tum kaynaklari yarildi patladi fiskirdi ve goklerin bentleri acildi Oluler Gunu 22 Agustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde azcentral com Sularin icinde donmus mamut 25 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Subat 2014 25 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Subat 2014 Yonaguni Monument batigi Japonya 21 Subat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Karbon 14 izotopu ile nasil yas tayini yapilir 15 Eylul 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tubitak Bilim ve Teknik Dergisi Baslangic 5 21 24 Kutsal Kitap Yeni Dunya Cevirisi Hanok altmis bes yasindayken oglu Metuselah dogdu Metuselah dogduktan sonra Hanok uc yuz yil daha Tanri nin yolunda yurudu Bu arada baska ogullari ve kizlari da oldu Hanok toplam uc yuz altmis bes yil yasayip oldu Hanok Tanri nin yolundan ayrilmadi Sonra ortadan kayboldu cunku Tanri onu almisti Ibraniler 11 5 Kutsal Kitap Yeni Dunya Cevirisi Iman sayesinde Hanok olumu gormemesi icin alinip goturuldu hicbir yerde bulunamadi cunku bulundugu yerden onu Tanri almisti ayrica alinip goturulmesinden once Tanri yi hosnut eden biri oldugu kendisine gosterildi Yaratilis 6 1 4 Kutsal Kitap Yeni Dunya Cevirisi Boylece yeryuzunde insanlar cogalmaya basladi kizlari da oldu Ve Tanri ogullari bu kizlarla ilgilenmeye basladilar kizlarin guzel oldugunu gorduler ve begendiklerinden kendilerine esler aldilar Bunun uzerine Yehova soyle dedi Etten kemikten insana ruhum sonsuza dek katlanmayacak Bu yuzden onun sadece yuz yirmi yillik bir vakti kaldi O zamanlar ve daha sonralari yeryuzunde Nefilim Anlami Yere Serenler vardi Tanri ogullarinin insan kizlariyla iliskilerinden cocuklar doguyordu bunlar o devrin kudretli ve sohretli adamlariydi Nefilim Ibranice Nefil sozcugunun coguludur ve Turkce karsiligi Nefillerdir Anlami Yere Serenler Nefilim adi bu devlerin siddet kullanarak baska insanlari yere sermeleriyle iliskilidir Dev fosili 26 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Eylul 2015 7 Subat 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Eylul 2015 Edgar Cayce in Atlantis Vizyonu 6 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Agustos 2008 Ozhan Ozturk Atlantis Efsanesi 13 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dis baglantilarWikimedia Commons ta Atlantis ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir gt gt Atlantis in olasi konumu Google Map 2 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Atlantis 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Physical evidence 2 16 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bimini 4 Kasim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bimini marble column 26 Mart 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde Abydos taki Misir Seti I tarafindan insasina baslanan tapinakta 4 farkli tasitin resmedildigi ileri surulen kabartmalar 5 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Atlantis hakkinda genel bilgi Atlantis akasik 2 Devreler Teorisi olu kirik baglanti