Mehmed Emin Vahid Paşa (ö. 1828), Anadolu ve Halep valilikleri yapmış Osmanlı devlet adamı.
Hayatı
Kilis'te doğdu. Küçük yaşta babasını kaybetti ve validesiyle İstanbul’a geldi. Annesini Osman Hulusi Efendi isminde bir saray baltacısı aldığı için İstanbullu olarak tanındı. İyi bir tahsil gördü. Maliye tahsil kaleminde çalışmaya başladıysa da orada yükselme imkânı bulamadığı için terkederek Zecriyye kâtibi ve muhassılı oldu (1806). Vahid Efendi bu vazifede iken Fransa ile ittifak etmek üzere sefirlikle Paris'e gönderildi ancak bazı siyasi sebeplerden dolayı muvaffak olamadı. Daha sonra İngilizlerle barış için Çanakkale'ye giden Vahid Paşa, devletin arzusu dahilinde sulha muvaffak olduğundan ödüllendirilerek defter emini ve bir ay sonra da rikâp reisülküttabı tayin edildi. Vahid Efendi bu vazifede iki ay kaldı ve azlini müteakip 6 Ekim 1809’da Kütahya’ya tayin edildi.
İki seneye yakın Kütahya'da kalan Vahid Paşa Eylül 1810'da affını müteakip Tophane nâzırlığına getirildi, sonra tersane emini oldu. Bu sırada Antalya havalisinde devlete karşı baş kaldıran Tekeoğlu İbrahim güç bir şekilde elde edilerek idam edildi ve gerisinde bıraktığı malların zaptına da Vahid Paşa memur kılındı. Vahid Paşa hem Tekelioğlu'nun mallarını zaptı hem de o havaliye kök salan bu ailenin Selanik taraflarına nakilleriyle uğraşırken Teke ve Hamit Sancakları vezirlikle sorumluluğuna verildi ve bu suretle İstanbul'dan ve rakiplerinin gözlerinden uzaklaştırıldı (1813). 1819'da Hanya muhafızlığına nakledilip orada iken bir sebeple vezirliği kaldırılarak İstanköy Adası'na ikamete memur edildi.
Mora İsyanı'nın adalara da sirayeti dolayısıyla 1820 senesinin sonunda Vahid Paşa'nın vezirliği iade edilip Sakız Adası muhafızlığı görevine getirilerek İzmir sahillerinden bazı kuvvetlerle Sığla Sancağı mütesellimi İlyaszâde İlyas Ağa da Vahid Paşa'nın maiyetine verildi. 1821'de Mora İsyanı Sakız Adasına'da sirayet etti. Hariçten gelen kuvvetlere Sakız Rumları da katıldılar. Vahid Paşa şiddetle müdafaaya karar verdi ve hatta Fransız konsolosunun yardım teklifini kabul etmeyerek Her şeyimiz mükemmeldir şeklinde cevap vermiştir. Sakız'ın düşman tarafından muhasarası yirmi günden fazla sürmüş ve o sırada yetişen Türk Donanması kuvvetleri ve kale askerleri düşmana karşı galip gelmişlerdir. Vahid Paşa Kaptan-ı Derya Nasuhzâde Ali Paşa'dan birkaç gemi isteyerek İpsara Adası'na saldırmayı arzu ettiyse de Nasuhzâde Ali Paşa bunu kabul etmediği için Vahid Paşa'nın canı sıkılmış ve bu yüzden araları açılarak ikisi de birbirini Bâb-ı Âlî'ye şikayet etmişlerdir. Nihayetinde Vahid Paşa sağlık durumunu ileri sürüp istifa etmiştir.
Vahid Paşa henüz Sakız'dan ayrılmadan Kaptan-ı Derya Ali Paşa'nın kalyonu düşman ateş kayığı tarafından tutuşturulmuş, Ali Paşa kaçmaya çalışırken başına seren düşerek ölmüştür.
Vahid Paşa Temmuz 1822'de Anadolu yakasına geçip Urla kasabasında oturdu. Nasuhzâde Ali Paşa ile olan macerasına binaen halihazırda açık bir yüksek makam olmadığı bahanesiyle vezirliği kaldırılarak Alâiye'de oturması emredildi ve sonra Afyonkarahisar'a ikameti uygun görüldü.
1824 senesinde sadrazam olan Galip Mehmed Paşa, Vahid Paşa'yı takdir ve kemâline hürmeten Vahid Paşa'nın vezirliğe tekrar yükselmesine sebep olmuş ve Vahid Paşa da Halep Valisi olmuştur. Ağustos 1826'ya kadar Halep'te kalan Vahid Paşa rehavetinden dolayı suçlanarak üçüncü defa vezirliği elinden alınmış ve Bursa'ya sürgün edilmiştir.
Vahid Paşa 1827 senesinde Çanakkale civarında eski İstanbul mevzii muhafızı oldu. Temmuz 1828'de Bosna Valiliği'ne nakil edildiyse de memuriyeti başına gitmeden öldü. Kabri Çanakkale'nin Geyikli Köyü'ndedir. Vahid Paşa'nın vefatında mücevheratından başka on iki yük kuruş nakdi çıkmıştır.
Değerlendirme
Memuriyet hayatının büyük bir kısmını dert ve meşakkatlerle geçiren Vahid Paşa, hüner ve marifet sahibi, şâir, ilmi yüksek fakat kibirli, kendini beğenmiş bir zat idi.
Sefinetür-Rüesa'ya katkı olarak yazan Süleyman Faik Efendi, Vahid Paşa'yı cimrilik ile ittiham eder. İstanbul'da Ayvansaray'da validesinin yalısında ikamet etmesinden dolayı hasımları kendisiyle "Ayvansaraylı Vahid" ve "Çingene Vahid" şeklinde alay etmişlerdir.
İlk zamanlarda süratle yükselmesi ve İngilizlerle olan görüşmeleri becerisiyle idare edip mevki tutması kendisine epey düşman kazandırmış ve vefatına kadar da bunun tesirini görmüştür.
Sakız Adası hadisesinden önce Bâb-ı Âlî'yi ikaz ile tedbir almasını isteyerek kuvvet ve cephane talep etmesi ve Bâb-ı Âlî'nin Sakızlı tüccarların aldatıcı sözlerine kanarak Vahid Paşa'nın sözünü teyit etmesi ileri görüşlülüğünü gösterir.
Sakız'da sıkışık bir vaziyette iken Fransız konsolosunun yardım teklifini ret ile: "Elhamdülillâh zahire ve mühimmat ve askerimiz haddikifayededir, eşkıya hücum ederse haiben ve hasiren anların ricatlarını ve şayet bizim başımız sıkışırsa cephanelere ateşe vererek memleketi zirüzeber ettiğimizi görürsünüz" şeklinde yiğitçe cevap vermesi, metanet ve cesaretine delildir.
Vahid Paşa'nın gerek talik ve gerek rika yazıları güzel olup işlek olan rika yazısının fotoğrafı bulunmaktadır.
Eserleri
- Sefaretname - Lehistan ve Paris'i anlatır. Bu eser sefaret vazifesiyle Avrupa'da bulunduğu zamana ait olup kıymetlidir.
- Minhaçü'r-Remat - Okçuluk üzerine yazdığı bir kitaptır. Eserde kendisinin ok atmakta üstadı "Neşet" isminde biri olduğu yazılıdır. Eserini yedi bâba taksim ediyor. Bunun beşinci bâbı İstanbul'da Okmeydanı'nda merî olan kemankeşlerin ayin ve erkânına dairdir. Eserin altıncı bâbı ok atmak kavaidi hakkında ve yedinci bap ise Okmeydanı'nda mevcut olan menzillerin tarifi beyanındadır.
- Mirkatü'l- Münacaat - Esma-i Hüsna Kasidesi. Bu eserin aslı Şeyh Nureddin-i Dimyatî'nin olup Vahid Paşa bu kasideyi Türkçe şerh etmiştir. Esmai Hüsna kasidesi şerhini, İstanköy'de sürgünde iken kaleme almıştır. Bu eserde o tarihte Aydın Güzel Hisarı'nda sürgün bulunan Anadolu kazaskeri Seyyid Münip Efendi bir övgü yazısı yazmıştır.
- Tarih-i Vak'a-i Cezire-i Sakız - Mora İsyanı'nda Sakız Adası muhafazasında bulunurken Rum asileriyle orada karadan ve denizden vuku bulan olanları yazar. Bu eseri 1873 tarihli basılı olup Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa'ya yardım etmemesini gizlemek için yazdığı söylenir.
- Risale - İngilizler ile yapılan barış müzakeresinin anlatıldığı risale.
Vahid Paşa Kütüphanesi
1812'de kurdurttuğu kütüphane 'nin son cemaat yeri kısmında bir odada idi. Paşa'nın reisülküttablıktan azledilmesinden sonra Kütahya'da ikameti sırasında yaptırdığı kütüphanede kıymetli kitaplar bulunmaktaydı. Vahid Paşa bu kütüphaneye gerek memur olarak bulunduğu yerlerden gerekse olumsuz tepki aldığı mahallerden kitap göndererek kütüphanesini zenginleştirmiştir. Hatta tersane eminliğinden ayrı iken kiracı vasıtasıyla 12 tefsir, 18 hadis, 17 fıkıh, 8 kelâm ve tasavvuf, 3 nahiv ve sarf, 18 edebiyat, 8 hadise, 5 lugat, 10 ahlak kitabı göndermiştir. Yine 1825'te Halep valisi iken kütüphanesi için 12 cilt kitap göndermiştir. Kütüphanesindeki mührü "Vahidi Asrola Seyyid Mehemmed" tarzındadır. Kütüphanesini Kütahya'nın yüksek âlimlerinden 'nin fazlu kemaline hürmeten tesis etmiştir. 1811 (Kasım) ve 1813 (Eylül) senelerinde kütüphane için iki vakfiye tanzim ettirmiştir. Daha sonra burası yeterli gelmeyerek zamanın valisi Nusrat Bey'in girişimleriyle bugünkü 'ne taşınmıştır.
Paşa'nın "pederim" diye zikrettiği bablığı Osman Hulûsi Efendi hattat olup, yazdığı bir Kur'an kütüphanede bulunmaktadır. Cami içerisindeki kütüphane bölümü bugün din görevlileri tarafından kullanılmaktadır.
Kaynakça
- ^ Vahid Paşa'nın babalığı Osman Hulusi Efendi'nin 1779 senesinde sarayda Kozbekçisi olduğu ve hattat bulunduğu Vahid Paşa Kütüphanesi'ndeki Kur'an ve Birgivî şerhinden anlaşılıyor
- ^ Vahid Efendi 1806 senesinin sonlarında Prusya ile çarpışmak üzere Lehistan taraflarında bulunan ve o sırada Danzig şehrini muhasara eden Napoleon Bonapart ile mükâlemete memur oldu ise de kararsız olan Fransız politikası ve bilhassa meşhur Talleyrand-Périgord'un münasebetsiz teklifleri karşısında kaldı. Napoleon ile mülâkatından sonra Fransız murahhaslariyle mükâlemeye başladı ise de Selimi salisin hal'i dolayısıyla mükâleme bir neticeye varamadı; zaten Napoleon Rusya ile uyuşmuş ve devleti Osmaniye'yi hini hacette ona feda edecek vaziyette bırakmıştı. Ruslarla Tilsit muahdesini yapan Napoleon Paris'e avdet edince Vahdi Efendi de oraya gitti ve tafsilâtı Tarihlerde yazıldığı üzere müzakerattan bir netice hâsıl olamadı (1808)
- ^ Vahid Efendi İngilizlerle mükâlemeye Ekim 1808 de memur edilmişti. Henüz İngilizlerle mükâlemeye girişmeden İstanbul'da Âlemdar vakası oldu. Vahid Efendi İstanbul'dan dürüst cevap alamadığı halde sırf zekâ ve nüfuzu nazarı ile mükâlematı hüsnü idare etti. Mükâleme, Çanakkale'de Kiz Limanı'na yakın Hadim zâde çiftliğinde olmuştur. Bu müsaleha sırf Vahid Efendi'nin cesur hareketi ve maharetli idaresi sayesinde on üç mükâmelede bitmiştir. Vahid Efendi buna dair bir de risale yazmıştır. Tafsilât için bkz. Ahmet Cevdet Paşa, Târîh-i Cevdet, 1309 Matbaai Osmaniye tab'ı, c, 9, s, 73
- ^ Padişah sefere gitmediği zaman Reisülküttabın ordu ile hareketinde İstanbul'da reis vekili olarak bulunan zata Rikâbı hümayun denirdi
- ^ Muktedir ve dürüst olan Vahid Efendi'nin nefyine sebebp olarak;ingilizlerle mük^lemeyi muvaffakiyetle bitirdikten sonra kibrü taazzuma düştüğünü ve vükelâyi devleti istihfaf ve bundan başka padişahın bazı hattı hümayunlarını hayırhahane tenkit eylediğini ve bazı liyakatsiz kâtiplerin tayinat ve atıyyelerini hazineyi koruma yüzünden vermediğini ve bu hal padişahın canını sıkarak nefi eylediğini yazıyor (Ahmet Cevdet Paşa, Târîh- Cevdet, Matbaai Osmaniye tab'ı, 1309, c, 9, sayfa, 120, 121
- ^ Tercemeihaline dair yazılmış eserlerde Vahid Paşa'nın Sakız'a nefyedilği yazılı ise de kendisinin Esmaül Hüsna kasidesi tercemesinden ve Tarihi vak'ayı Sakız isimindeki eserinden İstanköy'de ikamet ettiği anlaşılıyor. Zaten Cevdet Târihî de ...Vahid Paşa geçen sene avahirinde delil ve tüfenkçi ve sekban ve sair güruhtan sekiz yüz kadar dairesi halkiyle Sakıza vüsul bulmuş idi... kaydından rütbesinin Sakızda iken iade edilmeyip hariçten oraya geldiği anlaşılıyor (Ahmed Cevdet Paşa, Târîh-i Cevdet, 1309, Matbaayi Osmaniye tab'ı, c, 12, s, 36)
- ^ Vahid Paşa'nın Nasuhzâde Ali Paşa'ya kasten yardım etmediğini Ali Paşa'nın torunu Mahrukizâde Cafer Bey merhum âile ananasine istinaden söylermiş
- ^ Vahid Paşa'nın bu şekilde terk edilmiş bırakılması Nasuhzade Ali Paşa'ya yardım imkânı varken etmemesinden dolayı imiş
- ^ Zengin olduğu halde bir ev tedarik etmediğinden ve Ayvansaray civarında çingeneler ikamet ettiğinden dolayı her iki tabir de kendisini iğnelemiştir
- ^ Kütahya mahkeme-i şer'iyye sicilleri
- ^ ...Bundan akdem hasbettakdir bir müddet ikamete memur olduğum Anadolu'da vaki Kütahya kasabası makarrı tullab ve me'vayı ulemayı zevilerbab idüği meşhudı basırai yakinim ve cümlesi fıkdanı kütübü âliye aliye ile giriftarı ıztırap oldukları manzurı ayni hakikatbinim olduğuna binaen beldei mezkûrede bir kütüphane inşasına niyyeti halisa olunmuştu.."
- ^ Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 129, 132, 133
- Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani, c.IV, s. 605.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Mehmed Emin Vahid Pasa o 1828 Anadolu ve Halep valilikleri yapmis Osmanli devlet adami HayatiKilis te dogdu Kucuk yasta babasini kaybetti ve validesiyle Istanbul a geldi Annesini Osman Hulusi Efendi isminde bir saray baltacisi aldigi icin Istanbullu olarak tanindi Iyi bir tahsil gordu Maliye tahsil kaleminde calismaya basladiysa da orada yukselme imkani bulamadigi icin terkederek Zecriyye katibi ve muhassili oldu 1806 Vahid Efendi bu vazifede iken Fransa ile ittifak etmek uzere sefirlikle Paris e gonderildi ancak bazi siyasi sebeplerden dolayi muvaffak olamadi Daha sonra Ingilizlerle baris icin Canakkale ye giden Vahid Pasa devletin arzusu dahilinde sulha muvaffak oldugundan odullendirilerek defter emini ve bir ay sonra da rikap reisulkuttabi tayin edildi Vahid Efendi bu vazifede iki ay kaldi ve azlini muteakip 6 Ekim 1809 da Kutahya ya tayin edildi Iki seneye yakin Kutahya da kalan Vahid Pasa Eylul 1810 da affini muteakip Tophane nazirligina getirildi sonra tersane emini oldu Bu sirada Antalya havalisinde devlete karsi bas kaldiran Tekeoglu Ibrahim guc bir sekilde elde edilerek idam edildi ve gerisinde biraktigi mallarin zaptina da Vahid Pasa memur kilindi Vahid Pasa hem Tekelioglu nun mallarini zapti hem de o havaliye kok salan bu ailenin Selanik taraflarina nakilleriyle ugrasirken Teke ve Hamit Sancaklari vezirlikle sorumluluguna verildi ve bu suretle Istanbul dan ve rakiplerinin gozlerinden uzaklastirildi 1813 1819 da Hanya muhafizligina nakledilip orada iken bir sebeple vezirligi kaldirilarak Istankoy Adasi na ikamete memur edildi Mora Isyani nin adalara da sirayeti dolayisiyla 1820 senesinin sonunda Vahid Pasa nin vezirligi iade edilip Sakiz Adasi muhafizligi gorevine getirilerek Izmir sahillerinden bazi kuvvetlerle Sigla Sancagi mutesellimi Ilyaszade Ilyas Aga da Vahid Pasa nin maiyetine verildi 1821 de Mora Isyani Sakiz Adasina da sirayet etti Haricten gelen kuvvetlere Sakiz Rumlari da katildilar Vahid Pasa siddetle mudafaaya karar verdi ve hatta Fransiz konsolosunun yardim teklifini kabul etmeyerek Her seyimiz mukemmeldir seklinde cevap vermistir Sakiz in dusman tarafindan muhasarasi yirmi gunden fazla surmus ve o sirada yetisen Turk Donanmasi kuvvetleri ve kale askerleri dusmana karsi galip gelmislerdir Vahid Pasa Kaptan i Derya Nasuhzade Ali Pasa dan birkac gemi isteyerek Ipsara Adasi na saldirmayi arzu ettiyse de Nasuhzade Ali Pasa bunu kabul etmedigi icin Vahid Pasa nin cani sikilmis ve bu yuzden aralari acilarak ikisi de birbirini Bab i Ali ye sikayet etmislerdir Nihayetinde Vahid Pasa saglik durumunu ileri surup istifa etmistir Vahid Pasa henuz Sakiz dan ayrilmadan Kaptan i Derya Ali Pasa nin kalyonu dusman ates kayigi tarafindan tutusturulmus Ali Pasa kacmaya calisirken basina seren duserek olmustur Vahid Pasa Temmuz 1822 de Anadolu yakasina gecip Urla kasabasinda oturdu Nasuhzade Ali Pasa ile olan macerasina binaen halihazirda acik bir yuksek makam olmadigi bahanesiyle vezirligi kaldirilarak Alaiye de oturmasi emredildi ve sonra Afyonkarahisar a ikameti uygun goruldu 1824 senesinde sadrazam olan Galip Mehmed Pasa Vahid Pasa yi takdir ve kemaline hurmeten Vahid Pasa nin vezirlige tekrar yukselmesine sebep olmus ve Vahid Pasa da Halep Valisi olmustur Agustos 1826 ya kadar Halep te kalan Vahid Pasa rehavetinden dolayi suclanarak ucuncu defa vezirligi elinden alinmis ve Bursa ya surgun edilmistir Vahid Pasa 1827 senesinde Canakkale civarinda eski Istanbul mevzii muhafizi oldu Temmuz 1828 de Bosna Valiligi ne nakil edildiyse de memuriyeti basina gitmeden oldu Kabri Canakkale nin Geyikli Koyu ndedir Vahid Pasa nin vefatinda mucevheratindan baska on iki yuk kurus nakdi cikmistir DegerlendirmeMehmed Emin Vahid Pasa nin El Yazisi Memuriyet hayatinin buyuk bir kismini dert ve mesakkatlerle geciren Vahid Pasa huner ve marifet sahibi sair ilmi yuksek fakat kibirli kendini begenmis bir zat idi Sefinetur Ruesa ya katki olarak yazan Suleyman Faik Efendi Vahid Pasa yi cimrilik ile ittiham eder Istanbul da Ayvansaray da validesinin yalisinda ikamet etmesinden dolayi hasimlari kendisiyle Ayvansarayli Vahid ve Cingene Vahid seklinde alay etmislerdir Ilk zamanlarda suratle yukselmesi ve Ingilizlerle olan gorusmeleri becerisiyle idare edip mevki tutmasi kendisine epey dusman kazandirmis ve vefatina kadar da bunun tesirini gormustur Sakiz Adasi hadisesinden once Bab i Ali yi ikaz ile tedbir almasini isteyerek kuvvet ve cephane talep etmesi ve Bab i Ali nin Sakizli tuccarlarin aldatici sozlerine kanarak Vahid Pasa nin sozunu teyit etmesi ileri goruslulugunu gosterir Sakiz da sikisik bir vaziyette iken Fransiz konsolosunun yardim teklifini ret ile Elhamdulillah zahire ve muhimmat ve askerimiz haddikifayededir eskiya hucum ederse haiben ve hasiren anlarin ricatlarini ve sayet bizim basimiz sikisirsa cephanelere atese vererek memleketi ziruzeber ettigimizi gorursunuz seklinde yigitce cevap vermesi metanet ve cesaretine delildir Vahid Pasa nin gerek talik ve gerek rika yazilari guzel olup islek olan rika yazisinin fotografi bulunmaktadir EserleriSefaretname Lehistan ve Paris i anlatir Bu eser sefaret vazifesiyle Avrupa da bulundugu zamana ait olup kiymetlidir Minhacu r Remat Okculuk uzerine yazdigi bir kitaptir Eserde kendisinin ok atmakta ustadi Neset isminde biri oldugu yazilidir Eserini yedi baba taksim ediyor Bunun besinci babi Istanbul da Okmeydani nda meri olan kemankeslerin ayin ve erkanina dairdir Eserin altinci babi ok atmak kavaidi hakkinda ve yedinci bap ise Okmeydani nda mevcut olan menzillerin tarifi beyanindadir Mirkatu l Munacaat Esma i Husna Kasidesi Bu eserin asli Seyh Nureddin i Dimyati nin olup Vahid Pasa bu kasideyi Turkce serh etmistir Esmai Husna kasidesi serhini Istankoy de surgunde iken kaleme almistir Bu eserde o tarihte Aydin Guzel Hisari nda surgun bulunan Anadolu kazaskeri Seyyid Munip Efendi bir ovgu yazisi yazmistir Tarih i Vak a i Cezire i Sakiz Mora Isyani nda Sakiz Adasi muhafazasinda bulunurken Rum asileriyle orada karadan ve denizden vuku bulan olanlari yazar Bu eseri 1873 tarihli basili olup Kaptan i Derya Nasuhzade Ali Pasa ya yardim etmemesini gizlemek icin yazdigi soylenir Risale Ingilizler ile yapilan baris muzakeresinin anlatildigi risale Vahid Pasa KutuphanesiVahid Pasa Kutuphanesi Kitabesi 1812 de kurdurttugu kutuphane nin son cemaat yeri kisminda bir odada idi Pasa nin reisulkuttabliktan azledilmesinden sonra Kutahya da ikameti sirasinda yaptirdigi kutuphanede kiymetli kitaplar bulunmaktaydi Vahid Pasa bu kutuphaneye gerek memur olarak bulundugu yerlerden gerekse olumsuz tepki aldigi mahallerden kitap gondererek kutuphanesini zenginlestirmistir Hatta tersane eminliginden ayri iken kiraci vasitasiyla 12 tefsir 18 hadis 17 fikih 8 kelam ve tasavvuf 3 nahiv ve sarf 18 edebiyat 8 hadise 5 lugat 10 ahlak kitabi gondermistir Yine 1825 te Halep valisi iken kutuphanesi icin 12 cilt kitap gondermistir Kutuphanesindeki muhru Vahidi Asrola Seyyid Mehemmed tarzindadir Kutuphanesini Kutahya nin yuksek alimlerinden nin fazlu kemaline hurmeten tesis etmistir 1811 Kasim ve 1813 Eylul senelerinde kutuphane icin iki vakfiye tanzim ettirmistir Daha sonra burasi yeterli gelmeyerek zamanin valisi Nusrat Bey in girisimleriyle bugunku ne tasinmistir Pasa nin pederim diye zikrettigi babligi Osman Hulusi Efendi hattat olup yazdigi bir Kur an kutuphanede bulunmaktadir Cami icerisindeki kutuphane bolumu bugun din gorevlileri tarafindan kullanilmaktadir Kaynakca Vahid Pasa nin babaligi Osman Hulusi Efendi nin 1779 senesinde sarayda Kozbekcisi oldugu ve hattat bulundugu Vahid Pasa Kutuphanesi ndeki Kur an ve Birgivi serhinden anlasiliyor Vahid Efendi 1806 senesinin sonlarinda Prusya ile carpismak uzere Lehistan taraflarinda bulunan ve o sirada Danzig sehrini muhasara eden Napoleon Bonapart ile mukalemete memur oldu ise de kararsiz olan Fransiz politikasi ve bilhassa meshur Talleyrand Perigord un munasebetsiz teklifleri karsisinda kaldi Napoleon ile mulakatindan sonra Fransiz murahhaslariyle mukalemeye basladi ise de Selimi salisin hal i dolayisiyla mukaleme bir neticeye varamadi zaten Napoleon Rusya ile uyusmus ve devleti Osmaniye yi hini hacette ona feda edecek vaziyette birakmisti Ruslarla Tilsit muahdesini yapan Napoleon Paris e avdet edince Vahdi Efendi de oraya gitti ve tafsilati Tarihlerde yazildigi uzere muzakerattan bir netice hasil olamadi 1808 Vahid Efendi Ingilizlerle mukalemeye Ekim 1808 de memur edilmisti Henuz Ingilizlerle mukalemeye girismeden Istanbul da Alemdar vakasi oldu Vahid Efendi Istanbul dan durust cevap alamadigi halde sirf zeka ve nufuzu nazari ile mukalemati husnu idare etti Mukaleme Canakkale de Kiz Limani na yakin Hadim zade ciftliginde olmustur Bu musaleha sirf Vahid Efendi nin cesur hareketi ve maharetli idaresi sayesinde on uc mukamelede bitmistir Vahid Efendi buna dair bir de risale yazmistir Tafsilat icin bkz Ahmet Cevdet Pasa Tarih i Cevdet 1309 Matbaai Osmaniye tab i c 9 s 73 Padisah sefere gitmedigi zaman Reisulkuttabin ordu ile hareketinde Istanbul da reis vekili olarak bulunan zata Rikabi humayun denirdi Muktedir ve durust olan Vahid Efendi nin nefyine sebebp olarak ingilizlerle muk lemeyi muvaffakiyetle bitirdikten sonra kibru taazzuma dustugunu ve vukelayi devleti istihfaf ve bundan baska padisahin bazi hatti humayunlarini hayirhahane tenkit eyledigini ve bazi liyakatsiz katiplerin tayinat ve atiyyelerini hazineyi koruma yuzunden vermedigini ve bu hal padisahin canini sikarak nefi eyledigini yaziyor Ahmet Cevdet Pasa Tarih Cevdet Matbaai Osmaniye tab i 1309 c 9 sayfa 120 121 Tercemeihaline dair yazilmis eserlerde Vahid Pasa nin Sakiz a nefyedilgi yazili ise de kendisinin Esmaul Husna kasidesi tercemesinden ve Tarihi vak ayi Sakiz isimindeki eserinden Istankoy de ikamet ettigi anlasiliyor Zaten Cevdet Tarihi de Vahid Pasa gecen sene avahirinde delil ve tufenkci ve sekban ve sair guruhtan sekiz yuz kadar dairesi halkiyle Sakiza vusul bulmus idi kaydindan rutbesinin Sakizda iken iade edilmeyip haricten oraya geldigi anlasiliyor Ahmed Cevdet Pasa Tarih i Cevdet 1309 Matbaayi Osmaniye tab i c 12 s 36 Vahid Pasa nin Nasuhzade Ali Pasa ya kasten yardim etmedigini Ali Pasa nin torunu Mahrukizade Cafer Bey merhum aile ananasine istinaden soylermis Vahid Pasa nin bu sekilde terk edilmis birakilmasi Nasuhzade Ali Pasa ya yardim imkani varken etmemesinden dolayi imis Zengin oldugu halde bir ev tedarik etmediginden ve Ayvansaray civarinda cingeneler ikamet ettiginden dolayi her iki tabir de kendisini ignelemistir Kutahya mahkeme i ser iyye sicilleri Bundan akdem hasbettakdir bir muddet ikamete memur oldugum Anadolu da vaki Kutahya kasabasi makarri tullab ve me vayi ulemayi zevilerbab idugi meshudi basirai yakinim ve cumlesi fikdani kutubu aliye aliye ile giriftari iztirap olduklari manzuri ayni hakikatbinim olduguna binaen beldei mezkurede bir kutuphane insasina niyyeti halisa olunmustu Uzuncarsili I H Kutahya Sehri Istanbul Devlet Matbaasi 1932 s 129 132 133 Mehmed Sureyya Sicill i Osmani c IV s 605