Genel Emek Konfederasyonu, 1895 yılında Fransa’da kurulan örgüt.
CGT lideri Hennri Krasucki'nin görüşleri
Sınıf ve kitle sendikası kavramını, ilk olarak CGT’nin lideri olan kullanmıştır. Krasucki yayınlanan bir röportajında CGT'yi şöyle tanımlar:
“ | (CGT Kendini-b.n.) demokratik bir kitle ve sınıf örgütü olarak tanımlar. Kendini bir kitle örgütü, bir sınıf örgütü, demokratik bir örgüt olarak tanımlayan CGT'nin üzerine oturduğu temel, her sendikanın olduğu gibi, ideolojik bir birlikteliğin değil, ortak çıkarların varlığıdır. Bu anlamda saflarında temsil ettikleri toplumsal sınıf ve tabakalarının tamamını hatta çoğunluğunu bile değil, yalnızca ileri bölümünü toparlamayı amaçlayan bir siyasal partiden farklı olarak sendikalar, aralarında çok değişik siyasi tercihler ve ideolojik ayrılıklar olan, ama çıkarları aynı herkesi toplamayı amaçlar. (...) Farklı siyasal görüşlere rağmen çıkarları aynı olan tüm işçileri toparlamayı amaçlayan ve bu yönüyle bir kitle örgütü olan sendikanın temel görevi, en başta ve sürekli olarak, işçilerin ekonomik istemlerini savunmaktır. (...) Biz, CGT’de sendikayı, yeğledikleri parti ne olursa olsun, en büyük sayıda emekçiyi, ortak çıkarları için bir araya getirebilecek bir sınıf ve kitle örgütü olarak tanımlıyoruz. (...) Kitle örgütleri olarak, devlet ve partiler karşısında bağımsızlıklarını sürdüreceklerdir. | „ |
Krasicki'ye tepkiler
Krasucki’nin bu görüşü yıllar öncesinden eleştirilmişti. III. Enternasyonal'in kararlarında şöyle denilmekteydi :
“ | Burjuvazi, işçi sınıfını açıktan burjuva partilerini desteklemeye çağırmaz. Bu nedenle onlardan hiçbir partiyi desteklememelerini talep eder, ama gerçekte sendikaların, komünizmin partisini desteklememesi gerektiğini kasteder. | „ |
Sınıf ve kitle sendikacılığının ilkeleri
Sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışında, proletaryanın nihai kurtuluşunun sınıfsız ve sömürüsüz bir toplumla mümkün olacağı amaç olarak ifade edilir ve propaganda niteliğinde olduğu vurgulanır. Belirlenen amacın tercihe bırakılması, sendikaların “kitle örgütü” olduğu belirlemelerine uygun düşmektedir. Sınıf ve kitle sendikacılığı, çalışma yaşamını ilgilendiren sorunların kapitalist sistemden kaynaklandığını açıklamaları açısından anti-kapitalisttir. Üyelerinin arasında herhangi bir ayrımın yapılmayacağı, örgüt içi demokrasi uygulanacağı, burjuvazi-sermaye ve devletten bağımsızlık, her türlü baskıya (ulusal, cinsel vs.) ilkesel karşıtlıkları bu anlayışın öne çıkarılan savunularıdır.
- Sendikalar üyelerinin hak ve çıkarları için mücadele ederken bu hak ve çıkarların toplumun genelinden bağımsız olmadığını, toplumsal değişim ve gelişme ile doğrudan ilişkili olduğunu gözden çıkarmamaktadır.
- Gönüllülük temelinde ve üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sendikalar; sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışına göre;
bağımsız olmalıdırlar.
- Emek sermaye arasında uzlaşmaz bir çatışma vardır. Bu emek sermaye çatışması içinde emeğin çıkarlarını savunmak amacıyla kurulan sendikalar, kuruluş amaçları gereği emekten yana tavır almak ve karşıtı sınıftan bağımsız olmak durumundadır.
- Sermaye sendika kavramını yozlaştırmak ve içini boşaltmak amacıyla sendika adı verdiği (TİSK vb), ancak sendikal nitelik taşımayan örgütler kurabileceği gibi, sermayenin çıkarlarını savunan ve emek-sermaye çatışmasında üyelerinin hak kayıplarına rağmen uzlaşmacı tavır alan sendikalar da (sarı sendikalar) kurulabilir, kurdurulabilir.
- Devlet, bir sınıfın bir başka sınıf üzerinde egemenlik kurma aygıtıdır. Kapitalist toplumlarda da devlet sermayenin egemenliğindedir ve sermaye karşıtları üzerinde baskı aracıdır. Bu özelliğinden dolayı emek örgütü olan sendikalarında devletten bağımsız olmaları zorunluluktur. Emek- sermaye çatışmasında emekçilerin mücadelelerini bölmek, parçalamak, zayıflatmak, geriletmek ve hatta emekçilerin hak ve çıkarları aleyhinde çaba içinde olan, devletin desteği ve onayı ile kurulan uzlaşmacı-sarı sendikalar bu tanımlamaların dışında tutulmalıdır.
- Sınıf ve kitle sendikacılığı, sendika ile siyasi partiler arasında doğrudan-organik bağı reddeder. Sınıflı toplumlarda emek sermaye arasındaki çatışmada iki temel siyaset vardır. Bunlardan birincisi burjuvazinin (sermayenin) çıkarlarını savunan burjuva siyaseti, diğeri ise emeğin ve emekçilerin hak ve çıkarlarını savunan, buna yönelik politikalar üreten emeğin siyasetidir. Burada sözü edilen bağımsızlık, örgütsel bağımsızlıktır ve herhangi bir siyasi partinin yan örgütü olmama durumudur. Elbette emek örgütü olan sendikalar emeğin politikalarından yana olan siyasi parti ve siyasi yapılardan etkilenecek, mücadele birlikteliği içinde olacak, karşılıklı olarak sendikalar ve bu siyasi partilerle ideolojik-politik etkileşim içinde olacaklardır.
- Sınıf ve kitle sendikacılığında, sendikalar ile partilerin örgütsel-organik bağlılığı, sendikalar için yapılabilecek en büyük kötülük olarak görülür. Sendikanın herhangi bir partinin kontrolünde olması onun kitleselleşmesinin önündeki en büyük engellerdendir.
- Sendikaların siyasi partilerden bağımsızlığı; onların, ülkenin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal sorunlarıyla mücadelede ve çözüm önerileri üretmede birlikte olamayacağı anlamına gelmez.
Türkiye'de sınıf ve kitle sendikacılığı
Sınıf ve kitle sendikacılığı kavramı Türkiye sendikal hareketine 1975 yılında DİSK tarafından taşınmıştır. Bu tarihten itibaren, sendikal alanda bulunan birçok kişi ve siyasal çevre bu kavramı sahiplenmişlerdir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Genel Emek Konfederasyonu 1895 yilinda Fransa da kurulan orgut Fransiz CGT nin logosuCGT lideri Hennri Krasucki nin gorusleriSinif ve kitle sendikasi kavramini ilk olarak CGT nin lideri olan kullanmistir Krasucki yayinlanan bir roportajinda CGT yi soyle tanimlar CGT Kendini b n demokratik bir kitle ve sinif orgutu olarak tanimlar Kendini bir kitle orgutu bir sinif orgutu demokratik bir orgut olarak tanimlayan CGT nin uzerine oturdugu temel her sendikanin oldugu gibi ideolojik bir birlikteligin degil ortak cikarlarin varligidir Bu anlamda saflarinda temsil ettikleri toplumsal sinif ve tabakalarinin tamamini hatta cogunlugunu bile degil yalnizca ileri bolumunu toparlamayi amaclayan bir siyasal partiden farkli olarak sendikalar aralarinda cok degisik siyasi tercihler ve ideolojik ayriliklar olan ama cikarlari ayni herkesi toplamayi amaclar Farkli siyasal goruslere ragmen cikarlari ayni olan tum iscileri toparlamayi amaclayan ve bu yonuyle bir kitle orgutu olan sendikanin temel gorevi en basta ve surekli olarak iscilerin ekonomik istemlerini savunmaktir Biz CGT de sendikayi yegledikleri parti ne olursa olsun en buyuk sayida emekciyi ortak cikarlari icin bir araya getirebilecek bir sinif ve kitle orgutu olarak tanimliyoruz Kitle orgutleri olarak devlet ve partiler karsisinda bagimsizliklarini surdureceklerdir Krasicki ye tepkilerKrasucki nin bu gorusu yillar oncesinden elestirilmisti III Enternasyonal in kararlarinda soyle denilmekteydi Burjuvazi isci sinifini aciktan burjuva partilerini desteklemeye cagirmaz Bu nedenle onlardan hicbir partiyi desteklememelerini talep eder ama gercekte sendikalarin komunizmin partisini desteklememesi gerektigini kasteder Sinif ve kitle sendikaciliginin ilkeleriSinif ve kitle sendikaciligi anlayisinda proletaryanin nihai kurtulusunun sinifsiz ve somurusuz bir toplumla mumkun olacagi amac olarak ifade edilir ve propaganda niteliginde oldugu vurgulanir Belirlenen amacin tercihe birakilmasi sendikalarin kitle orgutu oldugu belirlemelerine uygun dusmektedir Sinif ve kitle sendikaciligi calisma yasamini ilgilendiren sorunlarin kapitalist sistemden kaynaklandigini aciklamalari acisindan anti kapitalisttir Uyelerinin arasinda herhangi bir ayrimin yapilmayacagi orgut ici demokrasi uygulanacagi burjuvazi sermaye ve devletten bagimsizlik her turlu baskiya ulusal cinsel vs ilkesel karsitliklari bu anlayisin one cikarilan savunularidir Sendikalar uyelerinin hak ve cikarlari icin mucadele ederken bu hak ve cikarlarin toplumun genelinden bagimsiz olmadigini toplumsal degisim ve gelisme ile dogrudan iliskili oldugunu gozden cikarmamaktadir Gonulluluk temelinde ve uyelerinin cikarlarini korumak amaciyla kurulan sendikalar sinif ve kitle sendikaciligi anlayisina gore Sermayeden Devletten Siyasi partilerden bagimsiz olmalidirlar Emek sermaye arasinda uzlasmaz bir catisma vardir Bu emek sermaye catismasi icinde emegin cikarlarini savunmak amaciyla kurulan sendikalar kurulus amaclari geregi emekten yana tavir almak ve karsiti siniftan bagimsiz olmak durumundadir Sermaye sendika kavramini yozlastirmak ve icini bosaltmak amaciyla sendika adi verdigi TISK vb ancak sendikal nitelik tasimayan orgutler kurabilecegi gibi sermayenin cikarlarini savunan ve emek sermaye catismasinda uyelerinin hak kayiplarina ragmen uzlasmaci tavir alan sendikalar da sari sendikalar kurulabilir kurdurulabilir Devlet bir sinifin bir baska sinif uzerinde egemenlik kurma aygitidir Kapitalist toplumlarda da devlet sermayenin egemenligindedir ve sermaye karsitlari uzerinde baski aracidir Bu ozelliginden dolayi emek orgutu olan sendikalarinda devletten bagimsiz olmalari zorunluluktur Emek sermaye catismasinda emekcilerin mucadelelerini bolmek parcalamak zayiflatmak geriletmek ve hatta emekcilerin hak ve cikarlari aleyhinde caba icinde olan devletin destegi ve onayi ile kurulan uzlasmaci sari sendikalar bu tanimlamalarin disinda tutulmalidir Sinif ve kitle sendikaciligi sendika ile siyasi partiler arasinda dogrudan organik bagi reddeder Sinifli toplumlarda emek sermaye arasindaki catismada iki temel siyaset vardir Bunlardan birincisi burjuvazinin sermayenin cikarlarini savunan burjuva siyaseti digeri ise emegin ve emekcilerin hak ve cikarlarini savunan buna yonelik politikalar ureten emegin siyasetidir Burada sozu edilen bagimsizlik orgutsel bagimsizliktir ve herhangi bir siyasi partinin yan orgutu olmama durumudur Elbette emek orgutu olan sendikalar emegin politikalarindan yana olan siyasi parti ve siyasi yapilardan etkilenecek mucadele birlikteligi icinde olacak karsilikli olarak sendikalar ve bu siyasi partilerle ideolojik politik etkilesim icinde olacaklardir Sinif ve kitle sendikaciliginda sendikalar ile partilerin orgutsel organik bagliligi sendikalar icin yapilabilecek en buyuk kotuluk olarak gorulur Sendikanin herhangi bir partinin kontrolunde olmasi onun kitlesellesmesinin onundeki en buyuk engellerdendir Sendikalarin siyasi partilerden bagimsizligi onlarin ulkenin ekonomik demokratik sosyal ve siyasal sorunlariyla mucadelede ve cozum onerileri uretmede birlikte olamayacagi anlamina gelmez Turkiye de sinif ve kitle sendikaciligiSinif ve kitle sendikaciligi kavrami Turkiye sendikal hareketine 1975 yilinda DISK tarafindan tasinmistir Bu tarihten itibaren sendikal alanda bulunan bircok kisi ve siyasal cevre bu kavrami sahiplenmislerdir