Emin veya Muhammed Emîn Tam Adı: Ebû Abdullâh "Emîn" Muhammed bin Hârûn Reşîd (Arapça:أبو عبد الله محمد الأمين) (d. 787 - ö. 1 Eylül, 813) altıncı Abbasi halifesidir. Babası Harun Reşid öldüğünde, 809'da, Abbasi Halifesi olmuş; kendi halifeliğini ilan etmiş olan kardeşi Memun ile bir iç savaştan sonra 813'te idam edilip öldürülmesine kadar, 809-813 döneminde dört yıl sekiz ay halifelik yapmıştır.
Emin Ebu Abdullah Emîn Muhammed | |||||
---|---|---|---|---|---|
Halife Emin döneminde (811'de) darp edilmiş 1 Abbasi Dinarı sikkesi | |||||
Abbâsî Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 809-813 | ||||
Önce gelen | Harun Reşid | ||||
Sonra gelen | Memûn | ||||
Doğum | 787 | ||||
Ölüm | 1 Eylül 813 | ||||
Eş(ler)i | Lubāna bint ‘Alī ibn al-Mahdī | ||||
Çocuk(lar)ı | Al-Natiq bi-l-Haqq Musa bin Emin | ||||
| |||||
Hanedan | Abbâsî Hanedanı | ||||
Babası | Harun Reşid | ||||
Annesi | Zübeyde bint Cafer | ||||
Dini | Sünni İslam |
Halifelikten önceki yaşamı
Halifelikten önce Muhammed adıyla bilinen Emin, Harun Reşid'in Zübeyde bint Cafer adlı karısından olan oğludur. Zübeyde bint Cafer ikinci Abbasi Halifesi olan Mansur'un küçük kızı idi ve bu nedenle Harun Reşid Muhammed Emin'i diğer erkek kardeşlerine tercih etmekteydi. Muhammed Emin daha beş yaşında iken babası Harun Reşid, ondan birkaç ay daha büyük olan erkek kardeşi (sonradan Memun olarak anılacak) Abdullah'ı tercih ederek, vâris ve veliaht olarak seçti. Daha sonra Muhammed (Emin) ve biraz büyük kardeşi Abdullah (Memun) 12 yaşlarında iken Harun Reşid kendinden sonra halifeliğe Muhammed (Emin)'i ve o ölümünden sonra da Abdullah (Memun)'u halife olarak vâris olarak ilan etti. Abdullah (Memun)'u, Cafer Barmeki'yi hoca ve danışman olarak yanına vererek, genç yaşında Horasan ve Hamedan'in doğusunda bulunan bütün Abbasi topraklarının valisi olarak tayin etti ve bu arazileri yarı bağımsız idare için Horasan merkezi Merv'e gönderdi.
Harun Reşid 802'de büyük bir tantana ile Mekke'ye hacca gitti. Bu münasebetle arka arkaya halifeliğe vâris olarak seçtiği her oğluna da bir milyon altın dirhem hediye etti. Ayrıca devletin en yüksek memuru olan vezir şahitliği altında iki buyruk hazırlattı; bunlardan biri Muhammed (Emin)'in ve diğeri Abdullah (Memun)'in birinci ve ikinci vârisliğini belgelemek için hazırlanmıştı. Harun Reşid bu iki buyruğu bir resmi törenle Kabe'ye astırdı. Aynı sırada Irak ve Bizans sınırındaki Güney-Doğu Anadolu Abbasi topraklarının idaresini en küçük oğlu Kasım'a verdi ve Memun'dan sonraki halifenin de, Memun'un kabulüne bağlı olarak, Kasım olmasını tavsiye ettiğini bildirdi.
Harun Reşid 804'te Abbasiler ülkesinin doğu bölgelerine yaptığı bir gezi sırasında Abbasiler ordusunu bütün harp teçhizatı ve zenginlikleri ile kendi ölünce Memun'a kalmasını vasiyet etti. Hem devlet başkenti Bağdat'taki ve hem de bütün Abbasi ülkesinde bunun bilinip ve kendi ölünce buna göre biat yemini verilmesini isteyen bir buyruk yayınladı. O zaman yaşayan kişiler ve sonraki tarihçiler Harun Reşid gibi büyük bir devlet adamının nasıl olup da ülkesinin bölünmesini öneren bu kararları verdiğine hala da şaşıp kalmaktadırlar.
Babası hayattayken Emin'in büyük israfçı harcamalar yaptığı ve kendi sarayında şairler ve cariyeler arasında biraz sefih hayat yaşamaya başladığı bildirilir. Tabari ve diğer tarihçiler onun hadımlara karşı bir yakınlık hissettiğinden bahsederler ve "sarayında 7000 zenci ve 4000 beyaz hadım bulunduğu" yazılır.
Halifelik dönemi
Emin'in halifeliğe geçmesi
Memun babasının ölümünden önce Emin'e inanmamaktaydı. Babası halife Harun Reşid son olarak 809'da ülkesinin doğusuna Horasan'daki ayaklanmacılara karşı yaptığı son seferine Memun kendinin babasının seferine iştirak etmesini sağlamıştı. Halife Harun Reşid bu doğu seferi sırasında beklenmedik bir şekilde hayatını kaybederse kendine refakat eden askeri komutanlara Memun'un yanında ordugahta kalmaları için talimat vermişti. Emin devletin idare merkezi olan Bağdat'ta kalmıştı. Ayrıca Emin babasının bu seferde ölebileceğini tahmin ederek Tus'ta bulunan ordu karargahında bulunmak üzere bir ajan-temsilci tespit etmişti ve bu ajana halifenin ölümü halinde yeni tahta geçirilecek varisin Emin olacağını gösteren devlet buyruk ve evrakı verilmişti.
Beklendiği gibi bu sefer sırasında 24 Mart 809'da Horasan'da Tus şehrinde Halife Harun Reşid öldü. Harun Reşid ölür ölmez Emin'in karargahta bulunan ajanı kendisine verilen buyruk kopyalarını ve evrakı ortaya çıkararak Emin'in halife olmasının Tus'daki ordu tarafından kabul edilmesini sağladı.
Bağdat'ta bulunan Emin babasının vesayetine uyularak Halife ilan edildi. Emin'in saraylılar, devlet idarecileri ve hatta Bağdat halkı arasında popülerdi. Memun Horasan'ın idare merkezi olan Merv'de kaldı ve buradan ayaklanmacılara karşı yapılmakta olan seferi devam ettirdi. Aynı zamanda Emin babasının vesayetinin tam zıttını yaparak Tus'da bulunan orduya ordunun taşıdıkları hafif ve ağır bütün harp aletleri ile birlikte Bağdat'a geri dönmesi emrini gönderdi. Bunu duyan Memun Emin'e mesajlar göndererek Emin'in emrinin babasının vesayetine uymadığını ona bildirdi ve babasının vesayetini uygulamak için çok ciddi yeminler vermiş olduklarını ona hatırlattı.
Harun Reşid ölmeden önce ordu komutanlarına gayet açık bir talimat vermiş ve kendi ölümü halinde onların Memun yanında Horasan'da kalmalarını istediğini bildirmişti. Fakat Tus'daki ordu komutanları ölmüş olan eski bir halifenin vermiş olduğu ve oğlu Memun'un yanında kalma talimatlarını yerine getirmediler. Yeni halife olan Emin'in emirlerine uymak için Bağdat'a gitmeye karar verdiler. Ordu Memun'un geçerli karşı isteklerini kenara attı ve Bağdat'a dönmek için yürüyüşe başladı. Ordu komutanlarının Bağdat'a apartopar geri dönüş kararı vermesine bir neden de yeni Halife Emin'in geri dönen orduya Bağdat'da ekstra ulufe vereceğini bildirmesi idi. Gerçekten de ordu Bağdat'a döndüğü zaman her askere bir buçuk yıllık ücrete eşit ekstra ulufe dağıtıldı.
Yeni Halife Emin birden kardeşi Memun'un bulunduğu doğu eyaletlerine Bağdat merkezinden yapılan mali desteği de kesti. Memun'un, devletin Rey'de bulunan ve mali işlerine bakan devlet memurlarını Memun aleyhine çevirmeye çaba gösterdi. Memun askersiz ve parasız kalmış olduğu için Merv'den askerî harekâta girişmesine imkân kalmadı. Tam bu sırada kendine "vezir" olarak verilmiş ve eski bir Bermekîler ailesine yakınlığı ile bilinen 'a dayanmaya başladı. Memun'un veziri Fadıl bin Sahl destekleyici ve işbirliği yapıcı politikası ile Horasan'ın yerel ileri gelen aile ve kişileri ile yakın ilişkiler kurmuştu. Horasanlılara serbestlik ve imtiyazlar vererek onlardan mali destek de sağladı.
Kardeşi Memun'u devlet iktidarından uzak tutmak stratejisine bir ek olarak Halife Emin ölmüş babası Harun Reşid'in buyrukları ve vesayetnamesine göre halifelik için birinci varis olan Memun'u bu unvandan da uzaklaştırmaya karar verdi. 810'da Bağdat'ta kendi oğlu olan Musa'yı halifelik icin birinci varis ve veliaht olarak ilan etti. Halife Emin Horasan'da bulunan Memun'a bir ileti göndererek yeni veliahdın Emin'in oğlu olan Musa olmasını Memun'un kabul ettiğini bildirmesini açıkça ilan etmesini istedi. Bundan hemen sonra da Memun'a İran üzerinde Bağdat'a geri dönmesi için emir verdi.
Fakat Memun'un annesi İranlı idi ve İran'da kendine büyük bir destek bulmaktaydı. Buna dayanarak Memun Musa'nın halifeliğe veliahtlığını kabul etmedi. Rey'de bulunan mali devlet idarecilerini, en yükseğini dahil, görevlerinden uzaklaştırıp kendine yakın idarecileri bu görevlere getirdi. Bağdat'a dönmeyi reddetti.
Emin buna karşıt olarak babasının Mekke'de Kabe duvarına astırmış olduğu bulunan iki resmi belge şeklindeki babasının vasiyetnamesi ve veraset buyruklarını Mekke'den Bağdat'a getirtti ve bir merasim tertip edip bu merasimde bu belgeleri yırtıp yırtıp parçalara bölüp tahrip etti.
Emin'in kardeşine karşı askeri hücumu ve Rey Muharebesi
Emin, kardeşi Memun'a karşı İran halkını ayaklandırmak için İran'a ajanlar ve paralar göndermeye başladı. Fakat Memun İran sınırlarına gayet sıkı gözcüler koyarak bu ajanların çoğunu yakalatabildi ve getirdikleri paralar de eline geçti. Memun Emin'den Bağdat'ta bulunan ailesinin ve şahsi servetinin Bağdat'tan İran'a göndermesini istedi. Ama Emin bu isteği reddedip Memun'un ailesinin ve servetinin Bağdat'ta kalmasını sağladı.
Halife Emin Bağdat'ta 50.000 kişilik büyük bir ordu kurdu. Bu orduyu Mart 811'de Bağdat'tan Alî bin Îsâ bin Mâhân komutasında İran'a kardeşi Memun üzerine gönderdi. Ali Bin Isa ordusu ile pek az direniş görerek Rey'e kadar ilerlerdi. Bu şehir yakınlarında bu ordu Memun'un gayet yetenekli generali olan Tâhir bin Hüseyin komutasındaki İran ve Horasan'dan topladığı askerden oluşan çok daha küçük ordusu ile savaşa tutuştu. Emin'in Arap asıllı komutanı Ali Bin İsa bu İranlılardan oluşan ve bir İran asıllı general olan Tahir Bin Hüseyin tarafından komuta edilen orduyu küçümsemişti. Suriye'den gelmek için yolda bulunan büyük takviye güçlerinin kendi ne erişmesini beklemeden hemen muharebeye girişti.
"Rey Muharebesi" iki komutanın teke tek karşılaşıp dövüşmesi ile başladı. Bu teke tek çarpışma sırasında Emin'in generali Ali Bin Isa Memun'un generali Tahir'in her iki eli ile de gayet mükemmel silah kullandığı şöhretini bilmemekteydi. Emin'in generali Ali Bin Isa, Tahir'in sol elini kullanarak yaptığı bir atağı hiç beklemiyordu ve Tahir'in soldan atağı Ali Bin İsa'nın ölümüne neden oldu. Bundan hemen sonra Memun'un Tahir komutanlığı altındaki ordusu tümüyle hemen cepheden taarruza geçti ve komutanları Ali'yi kaybetmiş olan Emin'in ordusu bu taarruza karşı koyamadı ve paniğe kapılıp hezimete uğrayıp dağıldı.
Yenilmiş olan ana ordusuna Halife Emin orduya takviye olarak iki ordu göndermişti ve Ali bin İsa bu orduları beklemeden muharebeye girişmişti. Ahmed bin Mazyad ve Abdullah bin Humayd adlı komutanlar altında her birinde 20.000 kişi bulunan iki takviye ordusu Rey Muharebesi'nden sonra doğuya İran'a vardılar, Fakat Memun'un generalinin ajanları bu iki orduyu birbirine düşürmeye başardılar. Bu iki ordu Tahir'in üzerine gideceğine kendi aralarında savaşa başladılar.
Memun'un halifeliğini ilanı ve Tahir komutasında Memun ordusunun ilerlemesi
Rey Muharebesi'nde galibiyetten sonra Memun kendini İran'da halife ilan etti. Horasan ve Taberistan'da onun halifeliği kabul edildi ve adına hutbeler okutuldu.
Rey Muharebesi'nden sonra Memun'un generali Tahir bin Hüseyin Emin ordusunun kaçan gruplarını yakın takiple Bağdat'a yürümek istemekteydi. Fakat Bağdat ve Suriye'den Emin ordusuna yetişememiş bir diğer takviye ordusu gayet yetenekli generalleri Abdurrahman bin Caballa komutasında bu ilerlemeyi durdurma kararlısı idi. Bu direnişi Abdurrahman bin Caballa Hamedan kalesinde yapmaya karar verdi. Tahir ordusuyla gayet tahkimli olan Hamedan surları önüne gelmişti ki Abdurrahman ordusuyla kaleden bir huruç harekâtına geçti. Bu huruc harekâtı Tahir'i şehir surları önünden uzaklaştırdı. Ama Abdurrahman yine korunaklı Hamedan kalesine çekildi. İki defa daha Tahir ordusuyla Hamedan şehir duvarlarına hücum etti; geri püskürtüldü ve Abdurrahman kaleye geri çekildi. Tahir'in Hamedan'ı kuşatıp abluka etmesi şehir halkını gayet büyük zorluklara sokmuştu. Abdurrahman şehirdeki erzak stokunun bitmekte olduğunu ve şehir halkının kendi gücünü hiç sevmediğini anladı. Abdurrahman ordusunu barış içinde geri çekebilmek için Tahir ile barış müzakerelerine girişti. Bir anlaşmadan sonra Abdurrahman bin Caballa Hamedan'dan çatışmasız ayrıldı.
Tahir Hamedan'a bile girmeden yine Bağdat üzerine yürümeye başladı. Tahir'in ordusu yolda Esadabad Geçiti adlı bir dağ geçidine geldiğinde hiç beklenmeyen bir şekilde Emin ordusu ve Abdurrahman bin Caballa'nın tuzağına düştüler. Tahir'in piyade ordusu çok disiplinli olup bu tuzağa karşı koydu. Tahir'in süvari birliği bir süvari taarruzuna geçti. Bu süvari taarruzunun ortaya çıkardığı karmaşa sırasına Emin ordusu komutanı Abdurrahman bin Caballa atından düşürülüp öldürüldü. Komutanlarını kaybeden Emin'in ordusu yenik düşüp geri çekilmek zorunda kaldı.
Suriye'de Halife Emin'e karşı isyan
Bu sırada 811'de Suriye'de Emin'in halifeliğine karşı olan yeni büyük bir tehdit ortaya çıktı. Halife Emin aleyhinde Suriye'de bir isyan çıkaran kişi Sıffin Savaşı'ında hangisinin halife olduğu üzerine savaş girişmiş iki taraf olan Ali Bin Ebu Talip sülalesi ve Muaviye bin Ebu Süfyan sülalesinin her ikisinin de kendi ceddi-ataları olduğunu iddia edip halifeliğin kendine geçtiğini iddia etmekte idi. Bu kişi Suriye'de Arap asıllılar arasından büyük taraftar kitlesi toplamıştı. Bu taraftarları ile Şam'ı ve etrafını eline geçirmiş bu batı Suriye bölgesinde yeni bir sülaleden Halife olarak kabul edilmişti.
Fakat Suriye'de yaşayan iki önemli Arap aşireti olan Yemini ve Madar aşiretleri arasında çok geçmeden ihtilaf çıktı. Bu ihtilaf sırasında halifeliğini ilan eden kişiye karşı yeni bir halife adayı ortaya çıkartıldı. Böylece Suriye de isyancılar ikiye bölündüler.
Halife Emin başkenti Bağdat'tan bir ordu göndererek bu iki karşı halifeyi Suriye'den ortaya kaldırtmayı hedef aldı. Fakat Bağdat'tan gelen ordular Abbasiler arasında olan halifelik anlaşmazlığı dolayısıyla zaten birlik ve beraberlik içinde değildi ve Suriye'de pek başarılı olamadılar. Suriyeliler gayet çetin bir savunmaya geçip üzerlerine gönderilen bir Bağdat ordusunun komutanını öldürdüler. Halife Emin'in Bağdat'tan gönderdiği bir diğer ordunun komutanı Rey Savaşı'ndan önce Memun'un komutanı Tahir Bin Hüseyin ile yaptığı teke tek savaşı ve bu nedenle tüm savaşı kaybeden Halife Emin'in ordusu komutanı Ali bin İsa'nın oğlu Hüseyin bin Ali idi. Bu komutan özellikle ordusunda bulunan Arap asıllı askerleri tarafında Horasanlı Türk ve İran asıllıları tuttuğu düşünülmekte idi ve bunu için ordusunun bir kısmı tarafından beğenilmemekte idi. Bu ordu da Suriye'de hemen hemen hiç başarı göstermemişti. Fakat Hüseyin Bin Ali Suriye'den beklenmedik bir sırada ordusu ile Suriye'den ayrıldı ve Bağdat'a döndü. Suriye'deki keşmekeş ve karışıklık da 2-3 yıl daha devam etti.
Bağdat'ta ayaklanma
Bağdat halkı da Halife Emin'de hoşnutsuz olmaya başladı. Buna başlıca neden Halife Emin'in halifelik sarayında hadım harem ağaları ve harem kadınları ile zamanının çoğunu sefih bir hayat tarzı içinde geçirmesindeydi. Halifelik sarayı Abbasiler imparatorluğunun her yanından toplanmış genç cariyeler, kadın köleler ve halifeyi eğlendirmek için şarkıcılar ile dolup taşmakta idi. Halife Emin Bağdat'tan geçen Dicle Nehri üzerinde arslan, fil, kartal, ejderha ve at şekillerinde beş değişik eğlence yüzer vasıtaları üstünde yaptığı gece nehir alemleri ile de gayet iyi tanınmaktaydı. Halifelik Sarayı bahçesinde geçici olarak yapılmış eğlence pavyonları içinde halılar, oturmak için sedirler, çeşitli boylarda masalarla gayet süslü olarak donanmış olarak Halife misafirleri için büyük akşam içkili, müzikli, danslı eğlenceler için kullanılmakta olduğu şehir halkı tarafından iyi bilinmekte idi, Kronik -tarihçilerden biri bu türlü eğlencelerden birinde söylenen bir şarkının uğursuzluk getireceğine karar verilmiş olduğunu ve bunun üzerine Halifenin emri ile geçici pavyonun tamamıyla yıkılıp sarayın bahçesinin başka bir yerinde yeniden daha lüks, konforlu ve daha büyük bir diğer eğlence pavyonu yaptırdığından bahsetmektedir.
Bu sefih hayatına rağmen Halife Emin Bağdat'lılar, özellikle Arap asıllılar, tarafından sevilmekte idi. Buna bir nedenin yaşamında ve alemlerinde yaptığı gayet müsrif harcamalar ve askerlerine verdiği yüksek maaş ve mükafatlar ve alelade halktan kişilere sağladığı mükafatlar dolayısı iktisaden gayet darlıkta olan Bağdat'a ve tüccarlarına verdiği büyük sübvansiyonlar olarak görülmekteydi. Bu harcamaları karşılamak için devlet hazinesi hızla boşaltılmaktaydı ve Irak dışından gelen vergiler artırılmaktaydı.
Fakat Bağdat halkı Tahir Bin Hüseyin komutasındaki Horasan ordusunun da Bağdat üzerine yürümekte olduğundan haberdarlardı ve Horasan ordusunun gelmesini korku ile beklemekteydiler.
Tam bu sırada Halifenin Suriye'ye göndermiş olduğu ordusunun başında Hüseyin Bin Ali komutasında Bağdat'a geri döndü. Bu ordu Dicle Nehri'nin öteki yakasındaki askeri kışlaya gece geç gelmişti. Bu geliş sırasında Halife Emin'in habercisi komutanın önüne çıkmış ve Halife'den emir olarak hemen halifelik sarayına gelmesini istediğini komutana bildirmişti. Gayet sert ve kendini beğenmiş bir asker olan Hüseyin Bin Ali Halife'nin verdiği bu emirden hoşlanmadı. Halife'ye geri donen haberci ile gönderdiği cevapta kendisinin ne bir şarkıcı veya maskara olmadığını ve bunun için hemen gelemeyeceğini ve ertesi gün gündüz saatlerinden halife huzuruna çıkıp onu durumdan haberdar edeceğini bildirdi. Ertesi gün gündüz vakti komutan Ali Bin Hüseyin hazırsilah askerleri önüne geçip nehrin öteki yanında bulunan kışladan harekete geçip; nehri köprüden geçip şehir içinden halife sarayı kapısına geldi. Hedefinin Halife Emin'i sarayda eline geçirmek; onu halifelikten indirip yerine Horasan'da halifeliğini ilan etmiş olan Memun'u Bağdat'ta halife ilan etmekti. Bunu halifelik sarayına yürümekte iken açıklamış ve Halife Emin'den hoşnutsuz siviller de onun ordusu yanında yürümeye başlamışlardı. Bu asker ve sivil güruhu Saray muhafızlarına üstün geldiler ve onları dağıttılar. Bu ordu ve sivil yandaşları saraya girip Halife Emin'i ve annesi olan Zübeyde'yi tutukladılar ve bir saray binasında muhafaza altına aldılar. Ayaklanmayı başlatan Hüseyin Bin Ali böylece Halife Memun'un ordusunun Bağdat'a gelip şehri kuşatıp ele geçirirse yağmalamasını önlemiş olduğunu sanarak bu orduyu Bağdat'ta beklemeye koyuldu. Halife Memun'un bu hizmetinden dolayı kendini yüksek unvan ve görevle mükafatlandıracağı ümit etmekte idi.
Fakat general Ali Bin Hüseyin durumu iyi değerlendirememişti. Başta Suriye'den getirdiği Abbasiler ordusunun özellikle Arap asıllı askerleri arasında, orduda bulunan Horasanlıları koruduğu inancı bulunmaktaydı ve bundan bu askerler hoşnutsuzdu. Gayet bir sert komutanlık yapmakta ve sıkı disiplin uygulamakta idi. Gayet patavatsız emirler verdiği, emirlerini dinlemeyenlere gayet sıkı disiplin cezaları uyguladığı için ordusunun diğer unsurları da kuşkulu idi. Saraylılar Halife Emin'in cömert harcamalarından çok memnun idiler. Memun'un Bağdat'ta gelirse saraylılar sayısını azaltacağını; saray memurları arasında açığa almalar uygulayacağı aşikar olduğu için, Halife Memun'un Bağdat'a gelmesi istenmemekte idi. Bu askerler ve saraylı memurlar Memun'un yapacağını reformlarla gelirlerinin azalacağını gayet açıkça bilmekteydiler. Sonra da Ali Bin Hüseyin devlet ve halifenin şahsi hazinesini gayet tamtakır olarak bulmuştu. Bu nedenle kendi ordusu askerlerinin hoşnutsuzluğunu kıracak; saraylılar ve saray memurinin korkularını giderecek ve onları kendi tarafına çekebilecek büyükçe bir maaş artımı, ek maaş ve ek mükafatlar bulması imkânsız halde bulunmaktaydı.
Bu ayaklanma ve devlet darbesinden hemen birkaç gün sonra kendi askerleri, diğer askerler, saraylılar ve şehir halkı arasında Ali Bin Hüseyin'e karşıt olan büyük bir grup gücü oluştu. Bunlar yine organize olarak Hüseyin Bin Ali'ye saldırdılar ve kendini koruyacak grup bulamayan komutan Hüseyin Bin Ali bu gruba teslim olmak zorunda kaldı. Bu grup Sarayda Halife Emin'i yeniden halifeliğe getirdi. Hüseyin Bin Ali Halife Emin'in huzuruna getirildi. Hüseyin Bin Ali halifeden aman diledi ve ayaklanması için tövbe ettiğini bildirdi.
Halife Emin Bağdat'ta durumun çok yakında kötüye gideceğini ve Horasan'dan hareket etmiş olan Tahir komutasındaki Horasanlılar ordusunun pek yakında Bağdat önüne geleceğini bilmekte idi. Onun için Ali Bin Hüseyin'in tövbe etmesine inandı ve onu affetti. Yalnız onu affetmekle kalmadı onu yeni bir askeri göreve de atadı. Bağdat'taki ordu Horasanlıların gelişini karşılamak için Halvan'da bir savunma hattı ve mevzi kurmuştu. Halife Emin, Ali Bin Hüseyin'e toplayabildiği kadar ordusu ile birlikte hemen Halvan'a gidip burada komutayı eline alıp Horasanlılar ordusuna karşı direnişe komuta etmesi emrini verdi.
Hüseyin bin Ali hemen harekete geçti . Am saraydan Dicle köprüsünden askerlerinin bulunduğu kışlaya gitmekte iden devamlı olarak kendine karşı olan sivil Bağdatlıların şahsi tecavüzü ile karşılaştı. Şehir halkının kendini affetmeyeceğini anmadı. Dicle Köprüsünü geçer geçmez Ali Bin Hüseyin kaçmaya başladı ve kendini saklamayacak bir mevki aradı, Bu arada saraylı yüksek memurlara da Halife Emin'e baskı yapmaya başlamışlara ve komutan Ali Bin Hüseyin'in görevden alınmasının gayet uygun olacağını sonunda Halife Emin'i inandırmışlardı. Halife Emin sonunda Ali Bin Hüseyin'in yakalanıp tutuklanmasına emir verdi. Ali Bin Hüseyin kaçmakta iken şehirden pek uzaklaşmamışken yakalandı ve hemen orada idam edildi.
Bu ayaklanma sırasında Halife Emin'in Vezir'i olan Fazl b. Rebî ayaklanmacıya hiçbir direniş yapmamış ve Halife'nin yakalanıp tutuklanmasına karşı gözlerini kapatmıştı. Hatta bazı tarihçilere göre Ali Bin Hüseyin'i açıkça desteklemişti. Ali Bin Hüseyin yakalanıp öldürülünce bu tutumundan dolayı Vezirlikten azledilmekle kalmayıp kendinin de muhtemelen öldürüleceğinden korktu. Vezirlik görevini bırakarak saraydan ayrılıp ve şehirde bir gizli mevkide saklanmaya başladı.
Tahir'in Bağdat üzerine yürüyüşü
Menun'ün ordusu komutanı Tahir Bağdat üzerine yürüyüşüne güneyden devam etmekteydi. Fakat önce Muhammed bin Yezid El-Muhalleb liderliği altında Ahvaz halkı direnişe başladı. Tahir bu orduyu elemine etmek için Ahvaz önünde üyeni bir çarpışmaya girişti ve bu çarpışmadan galip ayrıldı. Sonra Bahreyn ve sonra da Hicaz'ın kuzeyini eline geçirdi. Güney Irak'ta bulunan Basra ve Kufe şehirleri Memun'a biat ettiklerini bildirip şehir kapılarını onun ordusuna açtılar. Tahir Bağdat yakınlarına geldi ve Bağdat kapısı önünde gelmeden Halife iki değişik günde Emin tarafından üzerine gönderilen iki değişik orduyu da yenik düşürdü.
Tam bu sırada Hicaz'da Mekke'de Davud bin İsa Mekke halkına verdiği vaazlarda Halife Emin'in babası Harun'a verdiği yemini tutmadığını ve babasının Kabe üzerine astırdığı vasiyet buyruklarını oradan kaçırıp tahrip ettiğini hatırlatarak Mekke (ve diğer Hica) müminlerinden Memun'a biat etmelerini sağladı. Bundan sonra Davud bin İsa Merv'e giderek Memun'un huzuruna çıkıp durumu anlatıp Hicaz halkının kendini halife kabul ettiğini şahsen olan bildirdi. Bundan memnun olan Memun Davud bin İsa'yı Mekke ve Medine ile birlikte Hicaz'ın valisi olarak atadı.
Bağdat kuşatması
Tahir ordusu ile Ağustos 812'de Bağdat kapılarına geldi; şehri kuşatmaya başladı. Tahir kendi karargahın Anbar Kapısı önünde kurdu. İran'dan Harthama bin Ayan komutasında bir takviye ordusu aynı zamanda Bağdat önüne gelmişti ve bu ordu Nahr Bin'de karargah kurdu. Tahir'in ordusunun bir kısmı ise Züheyr bin Müsayyab El-Dabbi komutasında Kasr Rakkat Kalvadha önünde karargah kurdu. Siperler kazıldı ve başta mancınıklar ile kuşatma aletleri duvar önlerine getirildi. Bu Bağdat kuşatması Ağustos 812'den 24/25 Ekim 813'e kadar 1 yıl 2 ay kadar sürdü.
Şehir halkı kuşatmadan büyük zarar gördü. Halife Emin etrafı surlarla kaplı, korunaklı ve bol erzak stokları bulunan Bağdat sarayına çekilmişti. Şehrin hapishanelerinden boşalan mahpuslar da halk üzerine hücum ettiler. Fakat Emin'in ordusu çok çetin olarak direniş gösterdi. Bir vakit Emin'in Semarkend-ı adlı bir generalleri emrindeki mancınıkları sandallarla Dicle Nehri karşına geçirip oradan kuşatmacıları mancınık atışlarına tuttu ama bu hücum şehir sivil sakinlerine de büyük zararlar vermişti. Şehrin sokaklarında gayet çetin sokak savaşları yapıldı. Özellikle "Şemasiye Kapısı" önünde, Darb-il Hicara mevkiinde ve Emin'in Kasr Haliğ adlı sarayı önünde kuşatıcı Memun güçleri ile direnen Emin güçleri arasında çok çetin çatışmalar oldu. Şemasiya Kapısı önündeki çatışmada oradaki Memun ordusu komutanı birçok mevziyi kaybedip muharebede yenik düşüp geri çekilmek üzereyken Tahir'in takviyelerle son dakikada yetişmesi ile Memun ordusu ancak galip gelmişti. Eylül 813'te Tahir'in ordusu Saray'ın önüne kadar ilerlemişti ve saraya hücuma geçti. Artık şehir muharebesinde Memun'un güçlerine karşı galip gelme imkânı bulunmadığını anlayan Halife Emin bir barış için Tahir'e başvurdu. Tahir, Emin'in halifelik simgeleri olan Muhammed'e ait Hırka-i Saâdet'i, bir asa, bir mühürlü yüzük ve diğer bazı eşyaları teslim ederse şehirden hücuma uğramadan barışçıl bir çıkış yapmasına izin verilebileceğini bildirdi. Ama Emin'e kesin cevap verebilmek için bir müddet beklemesi bildirdi. Fakat Emin'in psikoloji ve morali gayet bozuk olduğu için bekleyecek durumda değildi. Halifelik simgelerinin yanına alarak bir sandal ile Dicle Nehri üzerinden sarayından kaçmaya girişti. Bu bazı Tahir'in ordusu mensupları tarafından görüldü. Bunlar Halife Emin'in sandalını kovalanıp Emin'i yakaladılar. Tutuklanan Emin Sarayını eline geçirmiş olan general Tahir önüne getirildi, Bu sarayın odasında Emin kafası kesilerek idam edildi. Emin'in kesik kellesi şehrin Anbar Kapısı önünde halka teşhir edildi.
Böylece zaten Rey Muharebesi'nden sonra kendini Abbasi Halifesi ilan eden Menün hiç kuşkusuz Abbâsî halifesi oldu. Tarihçi Muhammed bin Cerir al-Taberi general Tahir'in Merv'de bulunan Halife Memun'a gönderdiği ve Emin'in yakalanması; idamı ve Bağdat'ta sulh halinin ortaya çıktığını ona bildiren mektubunu eserine eklemiştir, Bu mektupla birlikte general Tahir halifelik simgelerinin de Memun'a gönderildiğini yazmıştır. Emin'in sarayında oda hapsinde tuttuğu Memun'un karısı ve iki oğlu da Merv'e gönderilmiştir. Halife Emin'in kendine veliaht olarak seçtiği oğlu Musa Bin Emin de esir alınmış ve o da Merv'e gönderilmiştir.
Emin'in karakteri
Kaynakça
- ^ Bernard Lewis, (1972) Race and Colour in İslam (Torchbooks) Londra:Joanna Cotler Books (İngilizce)
- ^ Bernard Lewis, İslam, Race et esclavage au Proche-Orient, Paris:Gallimard, Quatro (Fransızca) say. 331.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o Muhammad ıbn Jarir al-Tabari (İng. çev. M. Fishbein) (1989) The History of al-Tabari Cilt XXXİ The War Between Brothers Albany:SUNY. (İngilizce)
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z Muir, William (1924), ''The Caliphate, Its Rise, Decline and Fall [1] 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Chapter LXV, Al-Amin at Baghdad; Al-Ma'mun at Merv (İngilizce)
- ^ Gayet yetenekli bir general olan Tahir Bin Hüseyin sonradan Halife Memun'un halifelik döneminde oğlu Abdullah Bin Tahir tarafından önce Merv sonra Nişabur merkezli olarak Horasan'da kurulan, 820-891 döneminde hüküm süren ve kalıtsal olarak idare edilen Abbasilere tabi olan Tahiriler devletinin ismini sağlayan ilk hükümdarı ve atası olmuştur.
Ayrıca bakınız
Dış kaynaklar
- Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emeviler - Abbasiler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basım:1968)
- Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ), (1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (IV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.
- Muir, William (1924), ''The Caliphate, Its Rise, Decline and Fall [2] 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Chapter LXV, Al-Amin at Bagdad; Al-Ma'mun at Merv (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- al-Masudi (İng. çev. Paul Lunde ve Caroline Stone) (1989), The Meadows of Gold, The Abbasids, Londra:Kegan Paul 1989 (İngilizce)
- Muhammad ibn Jarir al-Tabari (İng. çev. M. Fishbein) (1989) The History of al-Tabari Cilt XXXI The War Between Brothers Albany:SUNY. (İngilizce)
- Fishbein, Michael (1992). "The History of Al-Tabari, Volume XXXI: The War between Brothers" (İngilizce). Albany, New York: State University of New York Press. ISBN . 11 Ocak 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2014.
- Kennedy, Hugh N. (2001). "The Armies of the Caliphs: Military and Society in the Early Islamic State" (İngilizce). London and New York: Routledge. ISBN . 9 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2014.
- [3] 20 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Fransızca Wikipedia Muhammad ibn Harun al-Amin maddesi (Fransızca) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- [4] 22 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İngilizce Wikipedia Al-Amin maddesi (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
Emîn Doğumu: 787 Ölümü: 813 | ||
Sünni İslam unvanları | ||
---|---|---|
Önce gelen Harun Reşid | Abbâsî Halifesi 809 - 813 | Sonra gelen Me'mûn |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Emin veya Muhammed Emin Tam Adi Ebu Abdullah Emin Muhammed bin Harun Resid Arapca أبو عبد الله محمد الأمين d 787 o 1 Eylul 813 altinci Abbasi halifesidir Babasi Harun Resid oldugunde 809 da Abbasi Halifesi olmus kendi halifeligini ilan etmis olan kardesi Memun ile bir ic savastan sonra 813 te idam edilip oldurulmesine kadar 809 813 doneminde dort yil sekiz ay halifelik yapmistir Emin Ebu Abdullah Emin MuhammedHalife Emin doneminde 811 de darp edilmis 1 Abbasi Dinari sikkesiAbbasi HalifesiHukum suresi809 813Once gelenHarun ResidSonra gelenMemunDogum787Olum1 Eylul 813Es ler iLubana bint Ali ibn al MahdiCocuk lar iAl Natiq bi l Haqq Musa bin EminTam adiEbu Abdullah Emin Muhammed bin Harun ResidHanedanAbbasi HanedaniBabasiHarun ResidAnnesiZubeyde bint CaferDiniSunni IslamHalifelikten onceki yasamiHalifelikten once Muhammed adiyla bilinen Emin Harun Resid in Zubeyde bint Cafer adli karisindan olan ogludur Zubeyde bint Cafer ikinci Abbasi Halifesi olan Mansur un kucuk kizi idi ve bu nedenle Harun Resid Muhammed Emin i diger erkek kardeslerine tercih etmekteydi Muhammed Emin daha bes yasinda iken babasi Harun Resid ondan birkac ay daha buyuk olan erkek kardesi sonradan Memun olarak anilacak Abdullah i tercih ederek varis ve veliaht olarak secti Daha sonra Muhammed Emin ve biraz buyuk kardesi Abdullah Memun 12 yaslarinda iken Harun Resid kendinden sonra halifelige Muhammed Emin i ve o olumunden sonra da Abdullah Memun u halife olarak varis olarak ilan etti Abdullah Memun u Cafer Barmeki yi hoca ve danisman olarak yanina vererek genc yasinda Horasan ve Hamedan in dogusunda bulunan butun Abbasi topraklarinin valisi olarak tayin etti ve bu arazileri yari bagimsiz idare icin Horasan merkezi Merv e gonderdi Harun Resid 802 de buyuk bir tantana ile Mekke ye hacca gitti Bu munasebetle arka arkaya halifelige varis olarak sectigi her ogluna da bir milyon altin dirhem hediye etti Ayrica devletin en yuksek memuru olan vezir sahitligi altinda iki buyruk hazirlatti bunlardan biri Muhammed Emin in ve digeri Abdullah Memun in birinci ve ikinci varisligini belgelemek icin hazirlanmisti Harun Resid bu iki buyrugu bir resmi torenle Kabe ye astirdi Ayni sirada Irak ve Bizans sinirindaki Guney Dogu Anadolu Abbasi topraklarinin idaresini en kucuk oglu Kasim a verdi ve Memun dan sonraki halifenin de Memun un kabulune bagli olarak Kasim olmasini tavsiye ettigini bildirdi Harun Resid 804 te Abbasiler ulkesinin dogu bolgelerine yaptigi bir gezi sirasinda Abbasiler ordusunu butun harp techizati ve zenginlikleri ile kendi olunce Memun a kalmasini vasiyet etti Hem devlet baskenti Bagdat taki ve hem de butun Abbasi ulkesinde bunun bilinip ve kendi olunce buna gore biat yemini verilmesini isteyen bir buyruk yayinladi O zaman yasayan kisiler ve sonraki tarihciler Harun Resid gibi buyuk bir devlet adaminin nasil olup da ulkesinin bolunmesini oneren bu kararlari verdigine hala da sasip kalmaktadirlar Babasi hayattayken Emin in buyuk israfci harcamalar yaptigi ve kendi sarayinda sairler ve cariyeler arasinda biraz sefih hayat yasamaya basladigi bildirilir Tabari ve diger tarihciler onun hadimlara karsi bir yakinlik hissettiginden bahsederler ve sarayinda 7000 zenci ve 4000 beyaz hadim bulundugu yazilir Halifelik donemiEmin in halifelige gecmesi Memun babasinin olumunden once Emin e inanmamaktaydi Babasi halife Harun Resid son olarak 809 da ulkesinin dogusuna Horasan daki ayaklanmacilara karsi yaptigi son seferine Memun kendinin babasinin seferine istirak etmesini saglamisti Halife Harun Resid bu dogu seferi sirasinda beklenmedik bir sekilde hayatini kaybederse kendine refakat eden askeri komutanlara Memun un yaninda ordugahta kalmalari icin talimat vermisti Emin devletin idare merkezi olan Bagdat ta kalmisti Ayrica Emin babasinin bu seferde olebilecegini tahmin ederek Tus ta bulunan ordu karargahinda bulunmak uzere bir ajan temsilci tespit etmisti ve bu ajana halifenin olumu halinde yeni tahta gecirilecek varisin Emin olacagini gosteren devlet buyruk ve evraki verilmisti Beklendigi gibi bu sefer sirasinda 24 Mart 809 da Horasan da Tus sehrinde Halife Harun Resid oldu Harun Resid olur olmez Emin in karargahta bulunan ajani kendisine verilen buyruk kopyalarini ve evraki ortaya cikararak Emin in halife olmasinin Tus daki ordu tarafindan kabul edilmesini sagladi Bagdat ta bulunan Emin babasinin vesayetine uyularak Halife ilan edildi Emin in saraylilar devlet idarecileri ve hatta Bagdat halki arasinda populerdi Memun Horasan in idare merkezi olan Merv de kaldi ve buradan ayaklanmacilara karsi yapilmakta olan seferi devam ettirdi Ayni zamanda Emin babasinin vesayetinin tam zittini yaparak Tus da bulunan orduya ordunun tasidiklari hafif ve agir butun harp aletleri ile birlikte Bagdat a geri donmesi emrini gonderdi Bunu duyan Memun Emin e mesajlar gondererek Emin in emrinin babasinin vesayetine uymadigini ona bildirdi ve babasinin vesayetini uygulamak icin cok ciddi yeminler vermis olduklarini ona hatirlatti Harun Resid olmeden once ordu komutanlarina gayet acik bir talimat vermis ve kendi olumu halinde onlarin Memun yaninda Horasan da kalmalarini istedigini bildirmisti Fakat Tus daki ordu komutanlari olmus olan eski bir halifenin vermis oldugu ve oglu Memun un yaninda kalma talimatlarini yerine getirmediler Yeni halife olan Emin in emirlerine uymak icin Bagdat a gitmeye karar verdiler Ordu Memun un gecerli karsi isteklerini kenara atti ve Bagdat a donmek icin yuruyuse basladi Ordu komutanlarinin Bagdat a apartopar geri donus karari vermesine bir neden de yeni Halife Emin in geri donen orduya Bagdat da ekstra ulufe verecegini bildirmesi idi Gercekten de ordu Bagdat a dondugu zaman her askere bir bucuk yillik ucrete esit ekstra ulufe dagitildi Yeni Halife Emin birden kardesi Memun un bulundugu dogu eyaletlerine Bagdat merkezinden yapilan mali destegi de kesti Memun un devletin Rey de bulunan ve mali islerine bakan devlet memurlarini Memun aleyhine cevirmeye caba gosterdi Memun askersiz ve parasiz kalmis oldugu icin Merv den askeri harekata girismesine imkan kalmadi Tam bu sirada kendine vezir olarak verilmis ve eski bir Bermekiler ailesine yakinligi ile bilinen a dayanmaya basladi Memun un veziri Fadil bin Sahl destekleyici ve isbirligi yapici politikasi ile Horasan in yerel ileri gelen aile ve kisileri ile yakin iliskiler kurmustu Horasanlilara serbestlik ve imtiyazlar vererek onlardan mali destek de sagladi Kardesi Memun u devlet iktidarindan uzak tutmak stratejisine bir ek olarak Halife Emin olmus babasi Harun Resid in buyruklari ve vesayetnamesine gore halifelik icin birinci varis olan Memun u bu unvandan da uzaklastirmaya karar verdi 810 da Bagdat ta kendi oglu olan Musa yi halifelik icin birinci varis ve veliaht olarak ilan etti Halife Emin Horasan da bulunan Memun a bir ileti gondererek yeni veliahdin Emin in oglu olan Musa olmasini Memun un kabul ettigini bildirmesini acikca ilan etmesini istedi Bundan hemen sonra da Memun a Iran uzerinde Bagdat a geri donmesi icin emir verdi Fakat Memun un annesi Iranli idi ve Iran da kendine buyuk bir destek bulmaktaydi Buna dayanarak Memun Musa nin halifelige veliahtligini kabul etmedi Rey de bulunan mali devlet idarecilerini en yuksegini dahil gorevlerinden uzaklastirip kendine yakin idarecileri bu gorevlere getirdi Bagdat a donmeyi reddetti Emin buna karsit olarak babasinin Mekke de Kabe duvarina astirmis oldugu bulunan iki resmi belge seklindeki babasinin vasiyetnamesi ve veraset buyruklarini Mekke den Bagdat a getirtti ve bir merasim tertip edip bu merasimde bu belgeleri yirtip yirtip parcalara bolup tahrip etti Emin in kardesine karsi askeri hucumu ve Rey Muharebesi Emin kardesi Memun a karsi Iran halkini ayaklandirmak icin Iran a ajanlar ve paralar gondermeye basladi Fakat Memun Iran sinirlarina gayet siki gozculer koyarak bu ajanlarin cogunu yakalatabildi ve getirdikleri paralar de eline gecti Memun Emin den Bagdat ta bulunan ailesinin ve sahsi servetinin Bagdat tan Iran a gondermesini istedi Ama Emin bu istegi reddedip Memun un ailesinin ve servetinin Bagdat ta kalmasini sagladi Halife Emin Bagdat ta 50 000 kisilik buyuk bir ordu kurdu Bu orduyu Mart 811 de Bagdat tan Ali bin Isa bin Mahan komutasinda Iran a kardesi Memun uzerine gonderdi Ali Bin Isa ordusu ile pek az direnis gorerek Rey e kadar ilerlerdi Bu sehir yakinlarinda bu ordu Memun un gayet yetenekli generali olan Tahir bin Huseyin komutasindaki Iran ve Horasan dan topladigi askerden olusan cok daha kucuk ordusu ile savasa tutustu Emin in Arap asilli komutani Ali Bin Isa bu Iranlilardan olusan ve bir Iran asilli general olan Tahir Bin Huseyin tarafindan komuta edilen orduyu kucumsemisti Suriye den gelmek icin yolda bulunan buyuk takviye guclerinin kendi ne erismesini beklemeden hemen muharebeye giristi Rey Muharebesi iki komutanin teke tek karsilasip dovusmesi ile basladi Bu teke tek carpisma sirasinda Emin in generali Ali Bin Isa Memun un generali Tahir in her iki eli ile de gayet mukemmel silah kullandigi sohretini bilmemekteydi Emin in generali Ali Bin Isa Tahir in sol elini kullanarak yaptigi bir atagi hic beklemiyordu ve Tahir in soldan atagi Ali Bin Isa nin olumune neden oldu Bundan hemen sonra Memun un Tahir komutanligi altindaki ordusu tumuyle hemen cepheden taarruza gecti ve komutanlari Ali yi kaybetmis olan Emin in ordusu bu taarruza karsi koyamadi ve panige kapilip hezimete ugrayip dagildi Yenilmis olan ana ordusuna Halife Emin orduya takviye olarak iki ordu gondermisti ve Ali bin Isa bu ordulari beklemeden muharebeye girismisti Ahmed bin Mazyad ve Abdullah bin Humayd adli komutanlar altinda her birinde 20 000 kisi bulunan iki takviye ordusu Rey Muharebesi nden sonra doguya Iran a vardilar Fakat Memun un generalinin ajanlari bu iki orduyu birbirine dusurmeye basardilar Bu iki ordu Tahir in uzerine gidecegine kendi aralarinda savasa basladilar Memun un halifeligini ilani ve Tahir komutasinda Memun ordusunun ilerlemesi Rey Muharebesi nde galibiyetten sonra Memun kendini Iran da halife ilan etti Horasan ve Taberistan da onun halifeligi kabul edildi ve adina hutbeler okutuldu Rey Muharebesi nden sonra Memun un generali Tahir bin Huseyin Emin ordusunun kacan gruplarini yakin takiple Bagdat a yurumek istemekteydi Fakat Bagdat ve Suriye den Emin ordusuna yetisememis bir diger takviye ordusu gayet yetenekli generalleri Abdurrahman bin Caballa komutasinda bu ilerlemeyi durdurma kararlisi idi Bu direnisi Abdurrahman bin Caballa Hamedan kalesinde yapmaya karar verdi Tahir ordusuyla gayet tahkimli olan Hamedan surlari onune gelmisti ki Abdurrahman ordusuyla kaleden bir huruc harekatina gecti Bu huruc harekati Tahir i sehir surlari onunden uzaklastirdi Ama Abdurrahman yine korunakli Hamedan kalesine cekildi Iki defa daha Tahir ordusuyla Hamedan sehir duvarlarina hucum etti geri puskurtuldu ve Abdurrahman kaleye geri cekildi Tahir in Hamedan i kusatip abluka etmesi sehir halkini gayet buyuk zorluklara sokmustu Abdurrahman sehirdeki erzak stokunun bitmekte oldugunu ve sehir halkinin kendi gucunu hic sevmedigini anladi Abdurrahman ordusunu baris icinde geri cekebilmek icin Tahir ile baris muzakerelerine giristi Bir anlasmadan sonra Abdurrahman bin Caballa Hamedan dan catismasiz ayrildi Tahir Hamedan a bile girmeden yine Bagdat uzerine yurumeye basladi Tahir in ordusu yolda Esadabad Geciti adli bir dag gecidine geldiginde hic beklenmeyen bir sekilde Emin ordusu ve Abdurrahman bin Caballa nin tuzagina dustuler Tahir in piyade ordusu cok disiplinli olup bu tuzaga karsi koydu Tahir in suvari birligi bir suvari taarruzuna gecti Bu suvari taarruzunun ortaya cikardigi karmasa sirasina Emin ordusu komutani Abdurrahman bin Caballa atindan dusurulup olduruldu Komutanlarini kaybeden Emin in ordusu yenik dusup geri cekilmek zorunda kaldi Suriye de Halife Emin e karsi isyan Bu sirada 811 de Suriye de Emin in halifeligine karsi olan yeni buyuk bir tehdit ortaya cikti Halife Emin aleyhinde Suriye de bir isyan cikaran kisi Siffin Savasi inda hangisinin halife oldugu uzerine savas girismis iki taraf olan Ali Bin Ebu Talip sulalesi ve Muaviye bin Ebu Sufyan sulalesinin her ikisinin de kendi ceddi atalari oldugunu iddia edip halifeligin kendine gectigini iddia etmekte idi Bu kisi Suriye de Arap asillilar arasindan buyuk taraftar kitlesi toplamisti Bu taraftarlari ile Sam i ve etrafini eline gecirmis bu bati Suriye bolgesinde yeni bir sulaleden Halife olarak kabul edilmisti Fakat Suriye de yasayan iki onemli Arap asireti olan Yemini ve Madar asiretleri arasinda cok gecmeden ihtilaf cikti Bu ihtilaf sirasinda halifeligini ilan eden kisiye karsi yeni bir halife adayi ortaya cikartildi Boylece Suriye de isyancilar ikiye bolunduler Halife Emin baskenti Bagdat tan bir ordu gondererek bu iki karsi halifeyi Suriye den ortaya kaldirtmayi hedef aldi Fakat Bagdat tan gelen ordular Abbasiler arasinda olan halifelik anlasmazligi dolayisiyla zaten birlik ve beraberlik icinde degildi ve Suriye de pek basarili olamadilar Suriyeliler gayet cetin bir savunmaya gecip uzerlerine gonderilen bir Bagdat ordusunun komutanini oldurduler Halife Emin in Bagdat tan gonderdigi bir diger ordunun komutani Rey Savasi ndan once Memun un komutani Tahir Bin Huseyin ile yaptigi teke tek savasi ve bu nedenle tum savasi kaybeden Halife Emin in ordusu komutani Ali bin Isa nin oglu Huseyin bin Ali idi Bu komutan ozellikle ordusunda bulunan Arap asilli askerleri tarafinda Horasanli Turk ve Iran asillilari tuttugu dusunulmekte idi ve bunu icin ordusunun bir kismi tarafindan begenilmemekte idi Bu ordu da Suriye de hemen hemen hic basari gostermemisti Fakat Huseyin Bin Ali Suriye den beklenmedik bir sirada ordusu ile Suriye den ayrildi ve Bagdat a dondu Suriye deki kesmekes ve karisiklik da 2 3 yil daha devam etti Bagdat ta ayaklanma Bagdat halki da Halife Emin de hosnutsuz olmaya basladi Buna baslica neden Halife Emin in halifelik sarayinda hadim harem agalari ve harem kadinlari ile zamaninin cogunu sefih bir hayat tarzi icinde gecirmesindeydi Halifelik sarayi Abbasiler imparatorlugunun her yanindan toplanmis genc cariyeler kadin koleler ve halifeyi eglendirmek icin sarkicilar ile dolup tasmakta idi Halife Emin Bagdat tan gecen Dicle Nehri uzerinde arslan fil kartal ejderha ve at sekillerinde bes degisik eglence yuzer vasitalari ustunde yaptigi gece nehir alemleri ile de gayet iyi taninmaktaydi Halifelik Sarayi bahcesinde gecici olarak yapilmis eglence pavyonlari icinde halilar oturmak icin sedirler cesitli boylarda masalarla gayet suslu olarak donanmis olarak Halife misafirleri icin buyuk aksam ickili muzikli dansli eglenceler icin kullanilmakta oldugu sehir halki tarafindan iyi bilinmekte idi Kronik tarihcilerden biri bu turlu eglencelerden birinde soylenen bir sarkinin ugursuzluk getirecegine karar verilmis oldugunu ve bunun uzerine Halifenin emri ile gecici pavyonun tamamiyla yikilip sarayin bahcesinin baska bir yerinde yeniden daha luks konforlu ve daha buyuk bir diger eglence pavyonu yaptirdigindan bahsetmektedir Bu sefih hayatina ragmen Halife Emin Bagdat lilar ozellikle Arap asillilar tarafindan sevilmekte idi Buna bir nedenin yasaminda ve alemlerinde yaptigi gayet musrif harcamalar ve askerlerine verdigi yuksek maas ve mukafatlar ve alelade halktan kisilere sagladigi mukafatlar dolayisi iktisaden gayet darlikta olan Bagdat a ve tuccarlarina verdigi buyuk subvansiyonlar olarak gorulmekteydi Bu harcamalari karsilamak icin devlet hazinesi hizla bosaltilmaktaydi ve Irak disindan gelen vergiler artirilmaktaydi Fakat Bagdat halki Tahir Bin Huseyin komutasindaki Horasan ordusunun da Bagdat uzerine yurumekte oldugundan haberdarlardi ve Horasan ordusunun gelmesini korku ile beklemekteydiler Tam bu sirada Halifenin Suriye ye gondermis oldugu ordusunun basinda Huseyin Bin Ali komutasinda Bagdat a geri dondu Bu ordu Dicle Nehri nin oteki yakasindaki askeri kislaya gece gec gelmisti Bu gelis sirasinda Halife Emin in habercisi komutanin onune cikmis ve Halife den emir olarak hemen halifelik sarayina gelmesini istedigini komutana bildirmisti Gayet sert ve kendini begenmis bir asker olan Huseyin Bin Ali Halife nin verdigi bu emirden hoslanmadi Halife ye geri donen haberci ile gonderdigi cevapta kendisinin ne bir sarkici veya maskara olmadigini ve bunun icin hemen gelemeyecegini ve ertesi gun gunduz saatlerinden halife huzuruna cikip onu durumdan haberdar edecegini bildirdi Ertesi gun gunduz vakti komutan Ali Bin Huseyin hazirsilah askerleri onune gecip nehrin oteki yaninda bulunan kisladan harekete gecip nehri kopruden gecip sehir icinden halife sarayi kapisina geldi Hedefinin Halife Emin i sarayda eline gecirmek onu halifelikten indirip yerine Horasan da halifeligini ilan etmis olan Memun u Bagdat ta halife ilan etmekti Bunu halifelik sarayina yurumekte iken aciklamis ve Halife Emin den hosnutsuz siviller de onun ordusu yaninda yurumeye baslamislardi Bu asker ve sivil guruhu Saray muhafizlarina ustun geldiler ve onlari dagittilar Bu ordu ve sivil yandaslari saraya girip Halife Emin i ve annesi olan Zubeyde yi tutukladilar ve bir saray binasinda muhafaza altina aldilar Ayaklanmayi baslatan Huseyin Bin Ali boylece Halife Memun un ordusunun Bagdat a gelip sehri kusatip ele gecirirse yagmalamasini onlemis oldugunu sanarak bu orduyu Bagdat ta beklemeye koyuldu Halife Memun un bu hizmetinden dolayi kendini yuksek unvan ve gorevle mukafatlandiracagi umit etmekte idi Fakat general Ali Bin Huseyin durumu iyi degerlendirememisti Basta Suriye den getirdigi Abbasiler ordusunun ozellikle Arap asilli askerleri arasinda orduda bulunan Horasanlilari korudugu inanci bulunmaktaydi ve bundan bu askerler hosnutsuzdu Gayet bir sert komutanlik yapmakta ve siki disiplin uygulamakta idi Gayet patavatsiz emirler verdigi emirlerini dinlemeyenlere gayet siki disiplin cezalari uyguladigi icin ordusunun diger unsurlari da kuskulu idi Saraylilar Halife Emin in comert harcamalarindan cok memnun idiler Memun un Bagdat ta gelirse saraylilar sayisini azaltacagini saray memurlari arasinda aciga almalar uygulayacagi asikar oldugu icin Halife Memun un Bagdat a gelmesi istenmemekte idi Bu askerler ve sarayli memurlar Memun un yapacagini reformlarla gelirlerinin azalacagini gayet acikca bilmekteydiler Sonra da Ali Bin Huseyin devlet ve halifenin sahsi hazinesini gayet tamtakir olarak bulmustu Bu nedenle kendi ordusu askerlerinin hosnutsuzlugunu kiracak saraylilar ve saray memurinin korkularini giderecek ve onlari kendi tarafina cekebilecek buyukce bir maas artimi ek maas ve ek mukafatlar bulmasi imkansiz halde bulunmaktaydi Bu ayaklanma ve devlet darbesinden hemen birkac gun sonra kendi askerleri diger askerler saraylilar ve sehir halki arasinda Ali Bin Huseyin e karsit olan buyuk bir grup gucu olustu Bunlar yine organize olarak Huseyin Bin Ali ye saldirdilar ve kendini koruyacak grup bulamayan komutan Huseyin Bin Ali bu gruba teslim olmak zorunda kaldi Bu grup Sarayda Halife Emin i yeniden halifelige getirdi Huseyin Bin Ali Halife Emin in huzuruna getirildi Huseyin Bin Ali halifeden aman diledi ve ayaklanmasi icin tovbe ettigini bildirdi Halife Emin Bagdat ta durumun cok yakinda kotuye gidecegini ve Horasan dan hareket etmis olan Tahir komutasindaki Horasanlilar ordusunun pek yakinda Bagdat onune gelecegini bilmekte idi Onun icin Ali Bin Huseyin in tovbe etmesine inandi ve onu affetti Yalniz onu affetmekle kalmadi onu yeni bir askeri goreve de atadi Bagdat taki ordu Horasanlilarin gelisini karsilamak icin Halvan da bir savunma hatti ve mevzi kurmustu Halife Emin Ali Bin Huseyin e toplayabildigi kadar ordusu ile birlikte hemen Halvan a gidip burada komutayi eline alip Horasanlilar ordusuna karsi direnise komuta etmesi emrini verdi Huseyin bin Ali hemen harekete gecti Am saraydan Dicle koprusunden askerlerinin bulundugu kislaya gitmekte iden devamli olarak kendine karsi olan sivil Bagdatlilarin sahsi tecavuzu ile karsilasti Sehir halkinin kendini affetmeyecegini anmadi Dicle Koprusunu gecer gecmez Ali Bin Huseyin kacmaya basladi ve kendini saklamayacak bir mevki aradi Bu arada sarayli yuksek memurlara da Halife Emin e baski yapmaya baslamislara ve komutan Ali Bin Huseyin in gorevden alinmasinin gayet uygun olacagini sonunda Halife Emin i inandirmislardi Halife Emin sonunda Ali Bin Huseyin in yakalanip tutuklanmasina emir verdi Ali Bin Huseyin kacmakta iken sehirden pek uzaklasmamisken yakalandi ve hemen orada idam edildi Bu ayaklanma sirasinda Halife Emin in Vezir i olan Fazl b Rebi ayaklanmaciya hicbir direnis yapmamis ve Halife nin yakalanip tutuklanmasina karsi gozlerini kapatmisti Hatta bazi tarihcilere gore Ali Bin Huseyin i acikca desteklemisti Ali Bin Huseyin yakalanip oldurulunce bu tutumundan dolayi Vezirlikten azledilmekle kalmayip kendinin de muhtemelen olduruleceginden korktu Vezirlik gorevini birakarak saraydan ayrilip ve sehirde bir gizli mevkide saklanmaya basladi Tahir in Bagdat uzerine yuruyusu Menun un ordusu komutani Tahir Bagdat uzerine yuruyusune guneyden devam etmekteydi Fakat once Muhammed bin Yezid El Muhalleb liderligi altinda Ahvaz halki direnise basladi Tahir bu orduyu elemine etmek icin Ahvaz onunde uyeni bir carpismaya giristi ve bu carpismadan galip ayrildi Sonra Bahreyn ve sonra da Hicaz in kuzeyini eline gecirdi Guney Irak ta bulunan Basra ve Kufe sehirleri Memun a biat ettiklerini bildirip sehir kapilarini onun ordusuna actilar Tahir Bagdat yakinlarina geldi ve Bagdat kapisi onunde gelmeden Halife iki degisik gunde Emin tarafindan uzerine gonderilen iki degisik orduyu da yenik dusurdu Tam bu sirada Hicaz da Mekke de Davud bin Isa Mekke halkina verdigi vaazlarda Halife Emin in babasi Harun a verdigi yemini tutmadigini ve babasinin Kabe uzerine astirdigi vasiyet buyruklarini oradan kacirip tahrip ettigini hatirlatarak Mekke ve diger Hica muminlerinden Memun a biat etmelerini sagladi Bundan sonra Davud bin Isa Merv e giderek Memun un huzuruna cikip durumu anlatip Hicaz halkinin kendini halife kabul ettigini sahsen olan bildirdi Bundan memnun olan Memun Davud bin Isa yi Mekke ve Medine ile birlikte Hicaz in valisi olarak atadi Bagdat kusatmasi Tahir ordusu ile Agustos 812 de Bagdat kapilarina geldi sehri kusatmaya basladi Tahir kendi karargahin Anbar Kapisi onunde kurdu Iran dan Harthama bin Ayan komutasinda bir takviye ordusu ayni zamanda Bagdat onune gelmisti ve bu ordu Nahr Bin de karargah kurdu Tahir in ordusunun bir kismi ise Zuheyr bin Musayyab El Dabbi komutasinda Kasr Rakkat Kalvadha onunde karargah kurdu Siperler kazildi ve basta manciniklar ile kusatma aletleri duvar onlerine getirildi Bu Bagdat kusatmasi Agustos 812 den 24 25 Ekim 813 e kadar 1 yil 2 ay kadar surdu Sehir halki kusatmadan buyuk zarar gordu Halife Emin etrafi surlarla kapli korunakli ve bol erzak stoklari bulunan Bagdat sarayina cekilmisti Sehrin hapishanelerinden bosalan mahpuslar da halk uzerine hucum ettiler Fakat Emin in ordusu cok cetin olarak direnis gosterdi Bir vakit Emin in Semarkend i adli bir generalleri emrindeki manciniklari sandallarla Dicle Nehri karsina gecirip oradan kusatmacilari mancinik atislarina tuttu ama bu hucum sehir sivil sakinlerine de buyuk zararlar vermisti Sehrin sokaklarinda gayet cetin sokak savaslari yapildi Ozellikle Semasiye Kapisi onunde Darb il Hicara mevkiinde ve Emin in Kasr Halig adli sarayi onunde kusatici Memun gucleri ile direnen Emin gucleri arasinda cok cetin catismalar oldu Semasiya Kapisi onundeki catismada oradaki Memun ordusu komutani bircok mevziyi kaybedip muharebede yenik dusup geri cekilmek uzereyken Tahir in takviyelerle son dakikada yetismesi ile Memun ordusu ancak galip gelmisti Eylul 813 te Tahir in ordusu Saray in onune kadar ilerlemisti ve saraya hucuma gecti Artik sehir muharebesinde Memun un guclerine karsi galip gelme imkani bulunmadigini anlayan Halife Emin bir baris icin Tahir e basvurdu Tahir Emin in halifelik simgeleri olan Muhammed e ait Hirka i Saadet i bir asa bir muhurlu yuzuk ve diger bazi esyalari teslim ederse sehirden hucuma ugramadan bariscil bir cikis yapmasina izin verilebilecegini bildirdi Ama Emin e kesin cevap verebilmek icin bir muddet beklemesi bildirdi Fakat Emin in psikoloji ve morali gayet bozuk oldugu icin bekleyecek durumda degildi Halifelik simgelerinin yanina alarak bir sandal ile Dicle Nehri uzerinden sarayindan kacmaya giristi Bu bazi Tahir in ordusu mensuplari tarafindan goruldu Bunlar Halife Emin in sandalini kovalanip Emin i yakaladilar Tutuklanan Emin Sarayini eline gecirmis olan general Tahir onune getirildi Bu sarayin odasinda Emin kafasi kesilerek idam edildi Emin in kesik kellesi sehrin Anbar Kapisi onunde halka teshir edildi Boylece zaten Rey Muharebesi nden sonra kendini Abbasi Halifesi ilan eden Menun hic kuskusuz Abbasi halifesi oldu Tarihci Muhammed bin Cerir al Taberi general Tahir in Merv de bulunan Halife Memun a gonderdigi ve Emin in yakalanmasi idami ve Bagdat ta sulh halinin ortaya ciktigini ona bildiren mektubunu eserine eklemistir Bu mektupla birlikte general Tahir halifelik simgelerinin de Memun a gonderildigini yazmistir Emin in sarayinda oda hapsinde tuttugu Memun un karisi ve iki oglu da Merv e gonderilmistir Halife Emin in kendine veliaht olarak sectigi oglu Musa Bin Emin de esir alinmis ve o da Merv e gonderilmistir Emin in karakteriKaynakca Bernard Lewis 1972 Race and Colour in Islam Torchbooks Londra Joanna Cotler Books ISBN 0061315907 Ingilizce Bernard Lewis Islam Race et esclavage au Proche Orient Paris Gallimard Quatro ISBN 2 07 077426 0 Fransizca say 331 a b c d e f g h i j k l m n o Muhammad ibn Jarir al Tabari Ing cev M Fishbein 1989 The History of al Tabari Cilt XXXI The War Between Brothers Albany SUNY Ingilizce a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z Muir William 1924 The Caliphate Its Rise Decline and Fall 1 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Chapter LXV Al Amin at Baghdad Al Ma mun at Merv Ingilizce Gayet yetenekli bir general olan Tahir Bin Huseyin sonradan Halife Memun un halifelik doneminde oglu Abdullah Bin Tahir tarafindan once Merv sonra Nisabur merkezli olarak Horasan da kurulan 820 891 doneminde hukum suren ve kalitsal olarak idare edilen Abbasilere tabi olan Tahiriler devletinin ismini saglayan ilk hukumdari ve atasi olmustur Ayrica bakinizAbbasi Halifeleri soyagaci ve listeleriDis kaynaklarUcok Bahriye 1979 Islam Tarihi Emeviler Abbasiler Devlet Kitaplari Ankara Milli Egitim Basimevi 1 Basim 1968 Hitti Philip H cev Salih Tug 1968 Siyasi ve Kulturel Islam Tarihi IV Cilt Istanbul Bogazici Yayinlari Muir William 1924 The Caliphate Its Rise Decline and Fall 2 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Chapter LXV Al Amin at Bagdad Al Ma mun at Merv Ingilizce Erisim tarihi 30 8 2009 al Masudi Ing cev Paul Lunde ve Caroline Stone 1989 The Meadows of Gold The Abbasids Londra Kegan Paul 1989 Ingilizce Muhammad ibn Jarir al Tabari Ing cev M Fishbein 1989 The History of al Tabari Cilt XXXI The War Between Brothers Albany SUNY Ingilizce Fishbein Michael 1992 The History of Al Tabari Volume XXXI The War between Brothers Ingilizce Albany New York State University of New York Press ISBN 0 7914 1085 4 11 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2014 Kennedy Hugh N 2001 The Armies of the Caliphs Military and Society in the Early Islamic State Ingilizce London and New York Routledge ISBN 0 415 25093 5 9 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2014 3 20 Agustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Fransizca Wikipedia Muhammad ibn Harun al Amin maddesi Fransizca Erisim tarihi 30 8 2009 4 22 Mayis 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Ingilizce Wikipedia Al Amin maddesi Ingilizce Erisim tarihi 30 8 2009 EminAbbasiDogumu 787 Olumu 813Sunni Islam unvanlariOnce gelen Harun Resid Abbasi Halifesi 809 813 Sonra gelen Me mun