Karen Horney (16 Eylül 1885, Hamburg - 4 Aralık 1952, New York), Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur (Okuma günlükleri: çağımızın nevrotik kişiliği, 2011). Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.
Karen Horney | |
---|---|
Tam adı | Karen Horney |
Doğumu | 16 Eylül 1885 Hamburg, Almanya |
Ölümü | 4 Aralık 1952 (67 yaşında) |
Okulu | Berlin Tıp Fakültesi Berlin Psikanaliz Enstitüsü New York Psikanaliz Enstitüsü |
İlgi alanları | Feminizm |
Yaşamı
Babası, dindar ve katı mizaçlı, erkeklerin kadınlara göre üstün olduğunu düşünen Norveçli bir gemi kaptanı idi. Mesleği sebebiyle karşılaştığı farklı kültürleri Karen’a anlatırdı ve bunun Karen üzerinde ileride büyük etkisi olacaktı. Mutsuz bir evlilik geçirmiş olan annesi ise bunu açıkça Horney’e anlatırdı. Karen’ın çocukluğu ailesinin ona karşı tutumu nedeniyle pek iyi geçmemişti. Annesi ve babası abisini kayırıp Karen’ın görünüşü ve zekasını küçümserdi. Bu sebeple Horney'de değersizlik, aşağılık, düşmanlık duyguları ortaya çıkmıştı. Bu sevgisizlik Horney’in ileride oluşturacağı temel anksiyete kuramına temel oluşturacaktı. Babasının engellemelerine rağmen Karen, annesi sayesinde üniversiteye gidebildi (Schultz, 2007, böl. 14). tıp eğitimini 1913 yılında tamamlamıştır. 1914-1918 yılları arasında Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde muhafazakâr psikanaliz eğitimi alarak 1920 ile 1932 yılları arasında enstitüde eğitmenlik yaptı. Yaptığı evlilikten 3 kız çocuğuna sahip olmasına rağmen mutsuz evliliği nedeniyle evlilik dışı ilişkiler yaşadı ve ağır bir depresyon sonucu 1927’de boşandı. Bu ilişkilerinden en önemli ve uzun olanı Erich Fromm (1900-1980) ile olan ilişkisiydi. 1932 yılında yardımcı üyesi olarak Amerika’ya göç etti. Pek çok Alman Yahudisinin göç etmesiyle entelektüel bir kimlik kazanan Brooklyn’de Erich Fromm ve Harry Stack Sullivan gibi önemli psikoterapistlerle tanıştı. 1934'ten 1941 yılına kadar New York Psikanaliz Enstitüsü’nde eğitmen statüsünde çalıştı. Kuruluşuna katkıda bulunduğu dekanlık görevinde bulunduktan sonra profesör oldu. 1952'de yaşamı son buldu.
İnsan ve nevroz
Karen Horney’e göre nevroz, nevrotik bireylerde kişiler arası ilişkileri kontrol etme ve başa çıkma çabalarının sonucunda meydana gelir (Koçak, S., çev., 2003). Bu tür stratejiler sıradan insanlarda da nevrotik insanlarda da çabalar olmasına rağmen nevrotik tipler bu stratejilerden kendilerine yakın olanı hayat boyu ve her alanda fazlasıyla kullanırlar. Horney’e (1991) göre, sağlıklı çabalarla nevrotik itkiler arasındaki temel fark, bunları güdülendiren güçlerde yatmaktadır. Sağlıklı çabalar, var olan potansiyelleri geliştirmeye yönelik, insanlarda yapısal olan bir eğilimden kaynaklanmaktadır.
Temel anksiyete çocukluk çağında ebeveyn-çocuk ilişkisinden kaynaklanır (Schultz, 2007, böl. 14). Horney’e göre bir çocuğun çevresindeki insanların, çocuğu sevemeyecek, onun da kendi başına bir birey olamayacağını kabul edemeyecek kadar kendi nevrozlarına kapıldıkları gerçeğiyle karşılaşırız. Bu insanların çocuğa yönelik tutum ve davranışları kendi nevrotik ihtiyaçları ve tepkileri tarafından belirlenmiştir. Sonuç olarak çocuk ait olma duygusunu geliştiremez. Bunun yerine Horney’in temel kaygı dediği derin bir güvensizlik duygusu ve belirsiz bir kaygı geliştirir (Budak, S., çev., 1991). Bu kaygı ve güvensizlikle başa çıkabilmek için çocuklar çeşitli davranış stratejileri geliştirirler ve bu stratejiler kişiliklerinin değişmez parçası olur (Schultz, 2007, böl. 14).
Nevrotiklerde temel çatışma
Çatışmalarda nevrozlar sıklıkla görülür ama nevrotikler bu çatışmaları reddederler. Bu çatışmaları anlamak için çatışmaların bazı belirtileri gözlemlenir. Bu gözlemlenen belirtiler de yorgunluk ve tutarsızlıktır. Bu belirtiler sağlıklı bir insanda da görülebilir fakat nevrotiklerde sıkça ve yüksek düzeyde gözlemlenir. Örneğin çocuklarını çok sevdiğini sık sık söyleyen bir annenin çocuklarının doğum gününü unutması tutarsızlığın bir belirtisidir. Çatışmaların temel kaynağı bencil itkilerimizle yasaklayıcı bilincimiz aramızdaki çatışmadır. Yani arzular ve korkular çatışır. Çatışmalar çocukluk çağından itibaren çocuğun çevresindeki rahatsız edici uyarıcılarla baş etmeye çalışmasıyla ortaya çıkar (Budak, S., çev., 1991). Bu çocuklar aile dışındaki bireylerle de iletişim kurarken bu stratejileri kullanırlar ve yetişkin olduklarında da bu davranış örüntüleri devam eder. Aslında bu nevrotik bireyler sosyal ilişkilerin bir kaygı kaynağı olduklarını öğrenmişlerdir çünkü kısa vadede kaygıyı azaltır bu stratejiler (Burger, 2006, böl. 5). Çocuğun bu baş etme stratejilerini Karen Horney 3 başlık altında toplamıştır:
•İnsanlara yönelen tip (itaatkâr, uysal tip)
•Saldırgan tip (insanlara karşı)
•Kopuk tip (insanlardan uzaklaşan)
İnsanlara yönelen tip
Bu insanlar sevecenlik ve onaylanma ihtiyacı hissederler. Bir arkadaş, sevgili ve eş arayışındadırlar. Her bir arayışta yakınlık ve ait olma arzusu vardır. Bunlar zorlanımlı ihtiyaçlardır. Sevecenliğe dair bu arayışları normal gözükse de aslında bu arayışları çaresizlikten kurtulup güvenmeye yönelik doyumsuz dürtülerdir. Bu dürtülerin peşinde sürekli koşma durumundadırlar. Özgecil davranışları karşısında diğerlerinden pek bir şey istemez, başkalarının kendilerinden bekledikleri şeyleri körü körüne onlara veren insan hâline gelirler. Her olayda kendilerini suçlarlar ve sürekli özür dileme potansiyellerindedirler (Budak, S., çev., 1991). Nevrotik kişinin ihtiyaçları ve etrafındaki insanlara yönelik beklentileri onu bu insanlara daha büyük bir bağımlılık geliştirmeye iter. Kişi sevgi, koruma, destek, sevecenlik, yakınlık isteğindedir. Nevrotik bağımlı kişiler karşısındaki insanı kaybetme korkusuyla yüz yüze kaldığı zaman hatayı kendinde arar. Bu yüzden daha sevgi dolu ve anlayışlı olması gerektiğini düşünür. Nevrotik insan her şeye dayanabilmeli, herkesten hoşlanmalı, annesini, babasını, ülkesini sevmeli ya da hiç kimseye hiçbir zaman kırılmamalı, her zaman rahat ve sakin olmalıdır. Asla yorulmamalı, hasta olmamalıdır. Düşünceleri bu denli katıdır (Budak, S., çev., 1991). Kendini koşulsuz adadığı insan onu asla terk etmemeli, nevrotik bunun için her şeyi yapmalıdır zira tek başına çaresiz ve zayıftır. Kendi niteliklerini küçümserler ve aşağılık duygusu geliştirirler. Bir başkasını kendisinden hep daha güçlü olduğunu düşünürler. İnsanlara yönelmiş nevrotiklerin öz saygısı başkalarının onları onaylayıp onaylamamalarına göre artar veya azalır. Sevgi nevrotik için hayatında ulaşmak istediği tek amaç olarak görünür. Çatışmaları gerçek manada çözülmedikçe sevgi ihtiyacı ve onu birinden almaya yönelik sonsuz ihtiyacı asla geçmeyecektir. Onun için sevmek, kendini şu veya bu ölçüde esirme duyguları içinde yitirmek, bu duygulara gömülmek, bir başka insanla bütünleşip onun içinde erimek, kendinde bulamadığı bir birlik bulmak anlamına gelir. Bu tip için sevgi eşsiz bir değere sahip olduğundan, öz değerlendirmesini belirleyen etkenler arasında sevilebilir olma ilk sırayı alır (Budak, S., çev., 1991).
İnsanlara karşı tip
İnsanlara karşı yönelimde olan saldırgan tip diğerlerinin düşman olduğuna inanır. Bu saldırgan tip her zaman güçlü olmaya veya en azından öyle gözükmeye çalışır. Başkalarından üstün olmak ve güç kazanmak ihtiyacındadırlar. Hayatına alacağı diğerlerine bunlardan nasıl yararlanırım, beni ne kadar güçlü gösterirler, karşısındaki ne kadar başarılı ve saygın biri ona dikkat ederler. Korkularını kabul etmekten kaçarlar ve bu korkularının üstlerine giderler. Insanlara yönelmiş uysal tipin aksine kazanmak için kavgaya tutuşan, zafer isteyen insanlardır. Sürekli zafer kazanmak istediği için buna yönelik gerekli becerileri kazanmaya çalışırlar. Uysal ve saldırgan tipler birbirlerine göre polar uçlardır. Birine hoş gelen diğerine iğrenç gelebilir. Biri herkesle anlaşmak ister, diğeri herkesi potansiyel düşman olarak görür. Bu seçimler özgürce yapılmayan içsel zorlanımlardır ve esnek değildirler (Budak, S., çev., 1991).
İnsanlardan uzaklaşma
Temel çatışmanın bir diğer yönü de coşkusal yalıtıma, insanlardan uzaklaşmaya duyulan ihtiyaçtır. Arada sırada yalnız kalma isteği her insanda oluşabilir. Ama nevrotiklerde diğerleriyle bir arada olmak onlar için bir gerilim kaynağıdır. Bu tip insanlar yaşamda genelde seyirci konumundadırlar. İster sevgi, ister kavga ister herhangi bir iş birliği, rekabet, coşkusal bir durum yaratacak her durumdan kaçmak isterler. Hiçbir şeye fazla önem vermeden, bir başkasına bağlanmadan sadece kendileri başarılı olmak isterler. Haz aldıkları şeyler bile bağlılık gerektiriyorsa onlardan vazgeçerler. Kendilerine keskin sınırlandırmalar koyabilirler. Hayatlarını gizli yaşamayı severler. Uysal tipin aksine paylaşımı sevmezler. Bu aşırı bağımsızlık ihtiyacı zorlanımlı bir ihtiyaçtır. Kendisinden bir şeyler beklenmesi, zamanında bir yerlere yetişmesi gerekmesi gibi durumlar onları rahatsız eder. Geleneksel değerlerden, doğum günlerinde alınacak hediyelerden hoşlanmazlar. Çünkü bunlar onlar için birer beklentidir. Üstünlük çabası diğer nevrotikler gibi onlarda da vardır. Ama bu üstünlüğü hiçbir çaba olmaksızın gelip birilerinin fark etmesini isterler. Kendini eşsiz bir varlık olarak düşleyebilirler. Bağlılık gerektiren her durum onu coşkusal olarak geri iter. Terapistlere göre nevrotiğin herhangi bir bağlanma durumu nevrotikte sinir krizlerine neden olabilir. Sonuç olarak diğer nevrotiklerde de olduğu gibi yalıtılmaya ihtiyaç duyan nevrotikler de bu ihtiyacı karşılandığında kendini güvende hisseder. Aksi bir durumda kaygıları artar (Budak, S., çev., 1991). Gurur sistemi her şeyden önce nevrotik bireyi benmerkezcil- yaparak onu diğer insanlardan uzaklaştırır. Şu belirtilmelidir ki; benmerkezcilikle bir insanın sadece kendi çıkarlarını düşünmesi anlamındaki bencilliği ya da kendini beğenmişliği söz konusu değildir. Nevrotik insan kendini bütünüyle kendine kaptırmış olması anlamında her zaman benmerkezcidir. Birey için verdiği uğraşa duyduğu ilginin hiçbir önemi olmadığından, içinde bulunduğu ortam gerektirsin ya da gerektirmesin; sahip olduğu beceriler her konuda en büyük olabilmesi için yeterli olsun ya da olmasın o ilginin ve beğeninin merkezi olmalıdır. Gerçek nerede gizli olursa olsun, o her tartışmadan zaferle çıkmalıdır (Budak, S., çev., 1991).
Gerçek-İdeal benlik
İdeal benlik nevrotik insan için kendi gerçek kimliklerini sakladıkları bir maskedir. Bu nevrotikler kendi içlerindeki çatışmaların farkında değildirler. Nevrotikler ideal benliklerinin etkisiyle kendilerini olduklarından daha üstün görürler (Schultz, 2007, böl. 14). Çeşitli yönleriyle kendini idealleştirme Horney'in kapsamlı nevrotik çözüm dediği şeydir. Yani sadece belli bir çatışmanın çözümü değil aynı zamanda örtülü olarak ortaya çıkan ihtiyaçların tamamını doyurmayı da vadeden bir çözümdür. Kendini idealleştirme kişinin sonraki gelişimi üzerinde mutlaka çok geniş kapsamlı bir etki yaratacaktır (Budak, S., çev., 1991).
Kadın psikolojisi
Karen Horney kadın psikolojisi üzerine düşündüklerini Freud’ un kadın üzerine düşüncelerini eleştirerek belirtmiştir. Freud kadının içinde bulunan erkeksi özelliklerin veya erkeğin içinde bulunan kadınsı özelliklerin biseksüellik eğiliminden kaynaklandığına inanıyordu. Ona göre kız çocuklarının gelişimindeki en önemli olay kızların penise sahip olmayışlarını keşfetmesiydi. Buna kanıt olarak da kızların penise sahip olma dileklerini dile getirmeleri, ergenlikten önce erkeksi davranışlar sergilemeleri ve yetişkin kadınların rüyalarında penis ve onun sembollerini gördüklerini gösteriyordu. Horney’ e göre bunlar yeterli kanıtlar değildi; kadınlarda penis sahibi olma arzusunun yerini göğüs sahibi olmak alabilirdi, erkeksi davranışlar sergilemek içinde bulunulan kültürde değer görülüyor olabilirdi ve rüyalardaki sembollerin nevrotik kadınlarda olmasının yanında nevrotik erkeklerin de özelliği olabilirdi (Budak, S., çev., 1994). Horney, Freud’ un kadınları küçümseyen penis kıskançlığına rahim kıskançlığı kavramı ile karşılık verdi. Rahim kıskançlığı; kadınlardaki kutsal çocuk doğurma yeteneğinin erkeklerde olmayışının yarattığı kıskançlıktır. Horney’ e göre erkeklerin de kadınların da karşı taraf tarafından beğeni duyulan özellikleri vardır. Fakat erkekler çocuk doğurma yeteneklerinin olmaması nedeniyle diğer alanlarda başarılı olarak bu durumu dengelemeye çalışırlar (Burger, 2006, böl. 5). Ayrıca Freud kadınlıkla mazoşizm arasında gizli bir ilişki olduğunu ve kadındaki temel korkunun sevgiyi kaybetme korkusu olduğunu söyler. Bu korkunun da erkekteki iğdiş edilme (hadım edilme) korkusuna karşılık geldiğini savunur. Karen Horney’ e (1994) göre “mazoşistik eğilimler başkalarına duygusal bağımlılık anlamına geldiği ve mazoşizmde kaygıya karşı güvence bulmanın temel yolunun sevecenlik kazanmak olduğu ölçüde, sevgiyi kaybetme korkusu özgün bir mazoşistik özelliktir” (s. 95). Ona göre mazoşizm bireyler arası çatışmaların bir sonucudur, kadına özgü değildir. Bir kültürün etkilediği kadınlarda o kültüre dayalı mazoşizm eğilimlerinin var olup olmadığı önemlidir. Bazı kültürlerde kadınların sevgiye değer vermesi ve sevgiyi kaybetmekten erkeklerden daha fazla korkması için gerçekçi nedenler vardır (Budak, S., çev., 1994). Ayrıca bu kültürel etki ve beraberinde gelen çevresel etkilerin Freud’un gözlemlerini ve yazılarını etkileyerek onun kadınları ikinci sınıf insanlar olarak görmesine neden olmuştur. Eğer Freud’ un döneminde yaşayan bir kadın erkek olmayı dilemiş ise bunun nedeni kültür tarafından maruz bırakılan kısıtlamalardır. Özgür bir toplumda bireyler kendi özelliklerinden memnun olabilirler.
Narsisizm olgusu
Çeşitli olumsuz etkilerin birleşimi sonucunda çocuğun kendisini ortaya koyması engellenir ve çocuğun sosyal çevreden öğrendiği şey, dünyanın düşmanlıkla dolu olduğu düşüncesidir. Çocuk bu koşullarla başa çıkmanın yolunu nevrotik eğilimleri geliştirerek bulur. Bunlardan biri standartlara uyumdur. Bu Freud'un superego kavramına karşılık gelir. Diğeri başkalarına bağımlı olmadır ki bunlar mazoşizm eğilimleridir. Bir diğeri ise kendini büyük görme olarak adlandırılan narsisizmdir. Horney'e göre kısaca narsisist "kendine aşık olan kişi" olarak tanımlanabilir. Narsisizmde insanın gerçekten sahip olduğu özelliğe değer vermesi veya başkalarının buna değer vermesinden hoşlanması değil, kendini aşırı ölçüde önemli görme ve başkalarından aşırı hayranlık bekleme eğilimi vardır. Bu ikisi her zaman vardır fakat bazı tiplerde ikisinden biri ağır basabilir. İnsanların kendi kendini abartma ihtiyacına en büyük katkıyı çocuğun başkalarına yabancılaşması sağlar. Çünkü narsisist eğilimli kişiler hem kendine hem başkalarına yabancılaştığından kendilerini de başkalarını da sevmezler. Narsisistik eğilimleri pekiştiren üç davranış örüntüsü vardır:
1.Üretkensizlik
2. Dünyanın ona borçlu olduğu şeyler konusunda aşırı beklentilerin gelişmesi
3.İnsan ilişkilerindeki zayıflama
Freud bu eğilimlerin sıklığını biyolojik kökenlere bağlasa da Horney burada kültürel faktörleri öne sürer. Kültürümüz narsisist eğilimlere katkı sağlayan, insanlar arasındaki korku ve düşmanca gerilimleri yaratarak insanları yabancılaştırmayı sağlayan etkinliklerin olduğunu söyler (Budak, S., çev., 1994).
Mazoşizm olgusu
Karen Horney "Çağımızın Nevrotik İnsanı" (1937) adlı yapıtında mazoşist kişilik özelliklerinin bir tanımını sunar. Mazoşizm nevrotik bir acıdır. Ona göre acı çekmekten yararlanmak; kişinin benliğini zayıflatan, mutsuz olmaya eğilimli kılan bir dürtüdür. Horney bu tanımı yaparken bu tür eğilimleri biyolojik bir varsayıma dayandırmaz, yalnızca psikolojik olarak açıklar (Yavuzer, 2013).
Mazoşistik kişilik eğilimleri iki ana davranış örüntüsü içerir. Bunlardan birincisi çekici olamama, önemsiz, etkisiz, değersiz olma duygularına neden olan öz-küçümseme eğilimidir. Kişi yeteneksizliklerini abartır. Bu kişiler silik olma ve köşeye sıkışma eğilimi gösteren kişilerdir. İkinci eğilim ise doyumsuz bir sevecenlik ve ilgi açlığına neden olan asalakça yapıdaki kişisel bağımlılıktır (Budak, S., çev., 1994).Fromm’a (1941) göre, mazoşist dürtü eğilimli insan özgüveni olmadığından, temel çaresizlik duygularıyla isteklerini dile getirme becerisini hemen hemen kaybetmiş durumdadır. Abartılmış acı yaşayarak bundan kurtulmaya çalışır, çünkü bu acının uyuşturucu etkisi vardır. Acılara gömülme yolu ile sevgi elde etme, kişinin kendini daha büyük bir şey içinde yitirmesi, bireyselliğinin çözülmesi ve kuşkuları, kaygıları benliğinden bu şekilde uzaklaştırması ile doyuma ulaşır. Horney, bu açıklamalarıyla mazoşist dürtülerin asıl kaynağının kişilik çatışmaları olduğunu gösterir. (Yavuzer, 2013)
Kültür
Karen Horney nevroz kavramına olağanın dışında bir bakış açısıyla yaklaşmıştır. Nevrozu sadece bireyin kendi biyolojik özellikleri ile değil, kültürel ve çevresel faktörlerin de etkili olduğu bir bakış açısıyla tanımlamıştır. Anne ve babasından yeterince sevgi almamış bir çocuğun nevrotik kişilik geliştireceğine inanır. Yeterince sevgi almayan çocuk, bu eksiklik ve doyumu hayatta aramaya başlar. Aramakta olduğu bu sevgi duygusunun yerine başka duygular yerleştirir, saldırganlık ve cinsellik gibi. Bazı kültürlerin etkisiyle kişi bu duyguları baskılamak zorunda kalır; yoksa ayıplanır, aşağılanır, kişi kendini suçlu hisseder. Bu nedenden dolayı kendini baskılayan bireyde kaygı oluşmaya başlar. Temel kaygı duygusu kişinin kendisinin yetersiz olduğu ve bu eksikliğinin farkında olmasıdır. Kişi kendisine karşı hissettiği bu güvensizliği başkalarında aramaya başlar ve diğerleriyle güven ilişkisi kuramadığında kendisiyle çatışmaya girer ve tekrar kaygı oluşturur. Bu kaygı ne kadar güçlü olursa kişinin geliştireceği savunma mekanizması da o kadar güçlü olur. Bu savunma mekanizmaları her kültürde farklı yapılanma gösterir. Karen'in yaptığı nevrotik açıklama kültürel ögeleri içinde barındırır (Koçak, S., çev., 2003). Horney (1937), nevrotikleri “öyle görülüyor ki, kültürel olarak belirlenmiş güçlükleri şiddetli bir şekilde hisseden kimseler, bunun sonucu olarak da güçlüklerin içinden çıkamayanlar ya da kişiliklerinden çok şey yitirerek çıkabilenler, büyük olasıkla nevrotiklerdir" (Soygür, s.1). Bu açıklamayı yapmasının nedeni kişinin sergilediği davranışların ve tutumların içinde olduğu kültüre göre anlam kazanacağı ve o kültüre göre normal olup olmadığını hakkında bilginin kültürel ögelerden alınabileceğidir. Örneğin bazı kültürlerün şizofreniyi bir hastalık değil de bir üstünlük olarak görmesi buna güzel bir örnektir. Normallik kavramı yalnızca kültürden kültüre değil, içinde bulunan zamana göre de değişir. Tutum ve davranışlar her kültür yapısı içinde farklı şekillenirler ve bu şekillenmeler nevrozu anlamamızda bize yol gösterirler. Yani kısacası nevrozu kültür içindeki kalıplardan sapmış davranışlar ve tutumlar bize açıklar (Koçak, S., çev., 2003).
Psikanalitik terapi
Karen Horney’e göre psikanalitik terapinin birçok tanımlama yolu bulunur. Bu terapiler her ne olursa olsun insanın gelişiminin ilerlediği yanlış yolu iyileştiremez fakat gelişimin daha yapıcı yola girmesi için güçlüklerin yenilmesi konusunda yardımcı olabilir. Terapi sürecinin güçlüklerine ilişkin değerlendirme yapmak için terapi süreci hasta açısından değerlendirilmelidir. Kişi kendine ilişkin yanılmasadan ve var olan çatışmalarıyla yüzleştiği zaman gerçek potansiyelini bulma fırsatına sahip olacaktır. Analitik terapi yolu, insanlık tarihi boyunca savunulmuş eski bir yoldur. Bu konudaki özgün olan Freud’un öz bilgi kazanma yöntemidir. Analist kişinin kendi içinde işleyen köstekleyici güçlerin yok edilmesi, yapıcı olanların harekete geçmesi ve kişinin bunların farkına varması için yardım eder. Olası ruhsal karmaşalara ilişkin her bilgi, herkese kendi sorunlarını gün yüzüne çıkarması için olanak sağlar. Bu ruhsal karmaşalar; ün arayışı, hak istekleri, iç buyruklar, gurur, kendine yabancılaşma, çatışmalardır. Analist hastanın bunlar hakkında bilincine varması için çaba sarf eder. Hasta ayrıca bu etkenlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin da farkında olmalıdır. Hastanın ruhsal yapısında başından beri işleyen iyileştirici güçler bulunur. Analizin başında bunlar cılız bir yapıya sahiptir fakat hasta analisti etkileyebilmek için olduğundan çok hevesli davranabilir. Analist bunları analizin nesnesi yapmak için uygun zamanı kollamalıdır. Analitik çalışmada yapılması gereken gerçek özü harekete geçirmektir ve bu tür girişimlerin anlamlılığı hastanın ilgisine bağlıdır. Bu işlem için başlangıçta en büyük yardım hastanın rüyalarından gelir. Horney’ e (1991) göre, “rüyalarımızda, kendimize ilişkin gerçekliğe daha yakın oluruz; rüyalar, sağlıklı ya da nevrotik bir yoldan çatışmalarımızı çözümleme girişimlerimize karşılık gelir” (s. 431). Analist sembolik olarak anlatılan şeyi anlaması için hastaya yardım edecek günlük yaşamda hissetmeye cesaret edemediği duyguları rüyalarında dile getirmesinin önemini vurgulayacaktır (Budak, S., çev., 1991). Nevroz kişinin arayışlarında ve tepkilerinde katılık yarattığı için kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. Bu yüzden analizin amacı kişinin yaşamını risk ve çatışmalardan kurtarmak değil kişinin kendi sorunlarını kendi başına çözebilecek beceriyi kazandırmaktır (Budak, S., çev., 1994). Horney’in psikanalitik terapiye bakışını anlayabilmek için kendi örneğinden yararlanabiliriz; Bilim size köpeğinizi nasıl tanıyacağınızı öğretemez; ancak size genelde köpekler konusunda bir şeyler anlatabilir. Köpeğinizi ancak huysuz olduğu dönemlerde onu besleyerek, ona evin içinde nasıl davranacağını ve sizinle nasıl top oynayacağını öğretirken tanıyabilirsiniz. Elbette köpeğinizi daha iyi tanımak için bilimin size genelde köpekler konusunda verdiği bilgiden yararlanabilirisiniz. (Budak, S., çev., 1991, s.422).
Freud ve Horney Farkı
•Karen ve Freud erken çocukluk dönemine önem verirler fakat bu konuya bakış açıları farklıdır. Freud çocukluk yaşantısı ile yetişkin yaşantısı arasında determinist (belilemeci) bir yaklaşıma sahipken Horney etkili faktörlerin çoklu etkisi nedeniyle böyle bir determinist yaklaşıma sahip değildir.
•Freud bozuk davranışlara biyolojik kökenli faktörlerin neden olduğunu düşünürken, Horney bozuk davranışlarda aile içi sorunlardan kaynaklı sosyokültürel etkenlerin etkili olduğunu düşünmüştür.
•Freud içgüdülere motivasyon kaynağı olarak görürken Horney ise çocuğun güven duygusu ve doyum ile ilgili konulara vurgu yapar.
•Freud egoyu benliğin vazgeçilmez parçası olarak görürken Horney egoyu sadece nevrotik tiplerde ele alır.
•Freud ve Horney bilinçdışına yönelir fakat Horney temel düşmanlığı bastırabiliriz diye düşünür.
•Freud'a göre çatışma evrenseldir ve çözülemezken Karen'a göre çatışma ortaya çıkarılırsa çözülmesi mümkündür.
•Karen horney kültür konusuna önemli vurgu yapmaktadır; Freud’da ise bunu görememekteyiz (Burger, 2006, böl. 5).).
•Freud için libido teorisi temel dayanaklarından biridir ve haz ilkesine göre çalışır; buna rağmen Horney güvenlik ve doyum ihtiyacından kaynaklandığını söyler. Ayrıca Freud libido teorisine dayanan Oedipus kompleksinin evrensel olduğuna vurgu yaparken Horney yetiştirme tarzı ve kültür üzerinde durur (Budak, S., çev., 1994).
Eserleri
- Çağımızın Nevrotik Kişiliği (1939)
- Psikanalizde Yeni Yollar (1939)
- Kendi Kendine Psikanaliz (1942)
- İçsel Çatışmalarımız (1945)
- Ruhsal Çatışmalarımız (1945)
- Nevrozlar ve İnsan Gelişimi (1950)
- İnsan ve Nevroz
- Kadın psikolojisi
- Kadının Ruhsal Yapısı
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ İnan, Z. (5 Temmuz 2011). Re: Çağımızın nevrotik kişiliği: Karen horney [Blog yazısı]. Erişim http://okumagunlukleri.blogspot.com.tr/2011/07/cagmzn-nevrotik-kisiligi-karen-hornay.html 21 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ a b c d e Schultz, D. P. ve Schultz, S. E. (2007). Psikanaliz: Muhalifler ve psikanalizin türevleri. Modern psikoloji tarihi (1. Basım) içinde (660-667). (Y. Aslay, Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları.
- ^ a b c Horney, K. (2003). Çağımızın nevrotik kişiliği (5). (S. Koçak, Çev.). Ankara: Ege Matbaacılık. (Orijinal basım tarihi 1937).
- ^ a b c d e f Horney, K. (1991). Nevrozlar ve insan gelişimi: Öz gerçekleştirme kavgası (5). (S. Budak, Çev.). Ankara: Öteki Matbaası. (Orijinal çalışma basım tarihi 1950).
- ^ a b Burger, J.M. (2006). Psikanalitik yaklaşım: Freudçu kuram, uygulama ve değerlendirme. Kişilik (1.Basım) içinde (171-176). (İ.D. Erguvan-Sarıoğlu, Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları.
- ^ a b Horney, K. (1991). Ruhsal çatışmalarımız (1). (S. Budak, Çev.). Ankara: Ferhal Matbaası. (Orijinal basım tarihi 1945).
- ^ Horney, K. (1994). Psikanalizde yeni yollar (2). (S. Budak, Çev.). Ankara: Öteki Matbaası. (Orijinal çalışma basım tarihi 1939).
- ^ a b c Horney, K. (1994). Psikanalizde yeni yollar (2). (S. Budak, Çev.). Ankara: Öteki Matbaası. (Orijinal çalışma basım tarihi 1939).
- ^ Yavuzer, N. (2013). İnsanın saldırgan ve yıkıcı doğasını anlamak. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi, 12(23), s.43-57. www.ticaret.edu.tr/uploads/yayin/sosyal23/3_43_57_Sosyal_23.pdf.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Karen Horney 16 Eylul 1885 Hamburg 4 Aralik 1952 New York Alman kokenli Amerikali psikanalist Neo Freudyen bir ekol olan ego psikolojisinin temsilcisi olmustur Okuma gunlukleri cagimizin nevrotik kisiligi 2011 Freud dan farkli olarak kisiligin ve nevrozun olusumunda biyolojinin ve durtusel guclerin etkilerinden cok kulturel etmenler uzerinde durur Karen HorneyTam adiKaren HorneyDogumu16 Eylul 1885 Hamburg AlmanyaOlumu4 Aralik 1952 67 yasinda OkuluBerlin Tip Fakultesi Berlin Psikanaliz Enstitusu New York Psikanaliz EnstitusuIlgi alanlariFeminizmYasamiBabasi dindar ve kati mizacli erkeklerin kadinlara gore ustun oldugunu dusunen Norvecli bir gemi kaptani idi Meslegi sebebiyle karsilastigi farkli kulturleri Karen a anlatirdi ve bunun Karen uzerinde ileride buyuk etkisi olacakti Mutsuz bir evlilik gecirmis olan annesi ise bunu acikca Horney e anlatirdi Karen in cocuklugu ailesinin ona karsi tutumu nedeniyle pek iyi gecmemisti Annesi ve babasi abisini kayirip Karen in gorunusu ve zekasini kucumserdi Bu sebeple Horney de degersizlik asagilik dusmanlik duygulari ortaya cikmisti Bu sevgisizlik Horney in ileride olusturacagi temel anksiyete kuramina temel olusturacakti Babasinin engellemelerine ragmen Karen annesi sayesinde universiteye gidebildi Schultz 2007 bol 14 tip egitimini 1913 yilinda tamamlamistir 1914 1918 yillari arasinda Berlin Psikanaliz Enstitusu nde muhafazakar psikanaliz egitimi alarak 1920 ile 1932 yillari arasinda enstitude egitmenlik yapti Yaptigi evlilikten 3 kiz cocuguna sahip olmasina ragmen mutsuz evliligi nedeniyle evlilik disi iliskiler yasadi ve agir bir depresyon sonucu 1927 de bosandi Bu iliskilerinden en onemli ve uzun olani Erich Fromm 1900 1980 ile olan iliskisiydi 1932 yilinda yardimci uyesi olarak Amerika ya goc etti Pek cok Alman Yahudisinin goc etmesiyle entelektuel bir kimlik kazanan Brooklyn de Erich Fromm ve Harry Stack Sullivan gibi onemli psikoterapistlerle tanisti 1934 ten 1941 yilina kadar New York Psikanaliz Enstitusu nde egitmen statusunde calisti Kurulusuna katkida bulundugu dekanlik gorevinde bulunduktan sonra profesor oldu 1952 de yasami son buldu Insan ve nevrozKaren Horney e gore nevroz nevrotik bireylerde kisiler arasi iliskileri kontrol etme ve basa cikma cabalarinin sonucunda meydana gelir Kocak S cev 2003 Bu tur stratejiler siradan insanlarda da nevrotik insanlarda da cabalar olmasina ragmen nevrotik tipler bu stratejilerden kendilerine yakin olani hayat boyu ve her alanda fazlasiyla kullanirlar Horney e 1991 gore saglikli cabalarla nevrotik itkiler arasindaki temel fark bunlari gudulendiren guclerde yatmaktadir Saglikli cabalar var olan potansiyelleri gelistirmeye yonelik insanlarda yapisal olan bir egilimden kaynaklanmaktadir Temel anksiyete cocukluk caginda ebeveyn cocuk iliskisinden kaynaklanir Schultz 2007 bol 14 Horney e gore bir cocugun cevresindeki insanlarin cocugu sevemeyecek onun da kendi basina bir birey olamayacagini kabul edemeyecek kadar kendi nevrozlarina kapildiklari gercegiyle karsilasiriz Bu insanlarin cocuga yonelik tutum ve davranislari kendi nevrotik ihtiyaclari ve tepkileri tarafindan belirlenmistir Sonuc olarak cocuk ait olma duygusunu gelistiremez Bunun yerine Horney in temel kaygi dedigi derin bir guvensizlik duygusu ve belirsiz bir kaygi gelistirir Budak S cev 1991 Bu kaygi ve guvensizlikle basa cikabilmek icin cocuklar cesitli davranis stratejileri gelistirirler ve bu stratejiler kisiliklerinin degismez parcasi olur Schultz 2007 bol 14 Nevrotiklerde temel catismaCatismalarda nevrozlar siklikla gorulur ama nevrotikler bu catismalari reddederler Bu catismalari anlamak icin catismalarin bazi belirtileri gozlemlenir Bu gozlemlenen belirtiler de yorgunluk ve tutarsizliktir Bu belirtiler saglikli bir insanda da gorulebilir fakat nevrotiklerde sikca ve yuksek duzeyde gozlemlenir Ornegin cocuklarini cok sevdigini sik sik soyleyen bir annenin cocuklarinin dogum gununu unutmasi tutarsizligin bir belirtisidir Catismalarin temel kaynagi bencil itkilerimizle yasaklayici bilincimiz aramizdaki catismadir Yani arzular ve korkular catisir Catismalar cocukluk cagindan itibaren cocugun cevresindeki rahatsiz edici uyaricilarla bas etmeye calismasiyla ortaya cikar Budak S cev 1991 Bu cocuklar aile disindaki bireylerle de iletisim kurarken bu stratejileri kullanirlar ve yetiskin olduklarinda da bu davranis oruntuleri devam eder Aslinda bu nevrotik bireyler sosyal iliskilerin bir kaygi kaynagi olduklarini ogrenmislerdir cunku kisa vadede kaygiyi azaltir bu stratejiler Burger 2006 bol 5 Cocugun bu bas etme stratejilerini Karen Horney 3 baslik altinda toplamistir Insanlara yonelen tip itaatkar uysal tip Saldirgan tip insanlara karsi Kopuk tip insanlardan uzaklasan Insanlara yonelen tip Bu insanlar sevecenlik ve onaylanma ihtiyaci hissederler Bir arkadas sevgili ve es arayisindadirlar Her bir arayista yakinlik ve ait olma arzusu vardir Bunlar zorlanimli ihtiyaclardir Sevecenlige dair bu arayislari normal gozukse de aslinda bu arayislari caresizlikten kurtulup guvenmeye yonelik doyumsuz durtulerdir Bu durtulerin pesinde surekli kosma durumundadirlar Ozgecil davranislari karsisinda digerlerinden pek bir sey istemez baskalarinin kendilerinden bekledikleri seyleri koru korune onlara veren insan haline gelirler Her olayda kendilerini suclarlar ve surekli ozur dileme potansiyellerindedirler Budak S cev 1991 Nevrotik kisinin ihtiyaclari ve etrafindaki insanlara yonelik beklentileri onu bu insanlara daha buyuk bir bagimlilik gelistirmeye iter Kisi sevgi koruma destek sevecenlik yakinlik istegindedir Nevrotik bagimli kisiler karsisindaki insani kaybetme korkusuyla yuz yuze kaldigi zaman hatayi kendinde arar Bu yuzden daha sevgi dolu ve anlayisli olmasi gerektigini dusunur Nevrotik insan her seye dayanabilmeli herkesten hoslanmali annesini babasini ulkesini sevmeli ya da hic kimseye hicbir zaman kirilmamali her zaman rahat ve sakin olmalidir Asla yorulmamali hasta olmamalidir Dusunceleri bu denli katidir Budak S cev 1991 Kendini kosulsuz adadigi insan onu asla terk etmemeli nevrotik bunun icin her seyi yapmalidir zira tek basina caresiz ve zayiftir Kendi niteliklerini kucumserler ve asagilik duygusu gelistirirler Bir baskasini kendisinden hep daha guclu oldugunu dusunurler Insanlara yonelmis nevrotiklerin oz saygisi baskalarinin onlari onaylayip onaylamamalarina gore artar veya azalir Sevgi nevrotik icin hayatinda ulasmak istedigi tek amac olarak gorunur Catismalari gercek manada cozulmedikce sevgi ihtiyaci ve onu birinden almaya yonelik sonsuz ihtiyaci asla gecmeyecektir Onun icin sevmek kendini su veya bu olcude esirme duygulari icinde yitirmek bu duygulara gomulmek bir baska insanla butunlesip onun icinde erimek kendinde bulamadigi bir birlik bulmak anlamina gelir Bu tip icin sevgi essiz bir degere sahip oldugundan oz degerlendirmesini belirleyen etkenler arasinda sevilebilir olma ilk sirayi alir Budak S cev 1991 Insanlara karsi tip Insanlara karsi yonelimde olan saldirgan tip digerlerinin dusman olduguna inanir Bu saldirgan tip her zaman guclu olmaya veya en azindan oyle gozukmeye calisir Baskalarindan ustun olmak ve guc kazanmak ihtiyacindadirlar Hayatina alacagi digerlerine bunlardan nasil yararlanirim beni ne kadar guclu gosterirler karsisindaki ne kadar basarili ve saygin biri ona dikkat ederler Korkularini kabul etmekten kacarlar ve bu korkularinin ustlerine giderler Insanlara yonelmis uysal tipin aksine kazanmak icin kavgaya tutusan zafer isteyen insanlardir Surekli zafer kazanmak istedigi icin buna yonelik gerekli becerileri kazanmaya calisirlar Uysal ve saldirgan tipler birbirlerine gore polar uclardir Birine hos gelen digerine igrenc gelebilir Biri herkesle anlasmak ister digeri herkesi potansiyel dusman olarak gorur Bu secimler ozgurce yapilmayan icsel zorlanimlardir ve esnek degildirler Budak S cev 1991 Insanlardan uzaklasma Temel catismanin bir diger yonu de coskusal yalitima insanlardan uzaklasmaya duyulan ihtiyactir Arada sirada yalniz kalma istegi her insanda olusabilir Ama nevrotiklerde digerleriyle bir arada olmak onlar icin bir gerilim kaynagidir Bu tip insanlar yasamda genelde seyirci konumundadirlar Ister sevgi ister kavga ister herhangi bir is birligi rekabet coskusal bir durum yaratacak her durumdan kacmak isterler Hicbir seye fazla onem vermeden bir baskasina baglanmadan sadece kendileri basarili olmak isterler Haz aldiklari seyler bile baglilik gerektiriyorsa onlardan vazgecerler Kendilerine keskin sinirlandirmalar koyabilirler Hayatlarini gizli yasamayi severler Uysal tipin aksine paylasimi sevmezler Bu asiri bagimsizlik ihtiyaci zorlanimli bir ihtiyactir Kendisinden bir seyler beklenmesi zamaninda bir yerlere yetismesi gerekmesi gibi durumlar onlari rahatsiz eder Geleneksel degerlerden dogum gunlerinde alinacak hediyelerden hoslanmazlar Cunku bunlar onlar icin birer beklentidir Ustunluk cabasi diger nevrotikler gibi onlarda da vardir Ama bu ustunlugu hicbir caba olmaksizin gelip birilerinin fark etmesini isterler Kendini essiz bir varlik olarak dusleyebilirler Baglilik gerektiren her durum onu coskusal olarak geri iter Terapistlere gore nevrotigin herhangi bir baglanma durumu nevrotikte sinir krizlerine neden olabilir Sonuc olarak diger nevrotiklerde de oldugu gibi yalitilmaya ihtiyac duyan nevrotikler de bu ihtiyaci karsilandiginda kendini guvende hisseder Aksi bir durumda kaygilari artar Budak S cev 1991 Gurur sistemi her seyden once nevrotik bireyi benmerkezcil yaparak onu diger insanlardan uzaklastirir Su belirtilmelidir ki benmerkezcilikle bir insanin sadece kendi cikarlarini dusunmesi anlamindaki bencilligi ya da kendini begenmisligi soz konusu degildir Nevrotik insan kendini butunuyle kendine kaptirmis olmasi anlaminda her zaman benmerkezcidir Birey icin verdigi ugrasa duydugu ilginin hicbir onemi olmadigindan icinde bulundugu ortam gerektirsin ya da gerektirmesin sahip oldugu beceriler her konuda en buyuk olabilmesi icin yeterli olsun ya da olmasin o ilginin ve begeninin merkezi olmalidir Gercek nerede gizli olursa olsun o her tartismadan zaferle cikmalidir Budak S cev 1991 Gercek Ideal benlikIdeal benlik nevrotik insan icin kendi gercek kimliklerini sakladiklari bir maskedir Bu nevrotikler kendi iclerindeki catismalarin farkinda degildirler Nevrotikler ideal benliklerinin etkisiyle kendilerini olduklarindan daha ustun gorurler Schultz 2007 bol 14 Cesitli yonleriyle kendini ideallestirme Horney in kapsamli nevrotik cozum dedigi seydir Yani sadece belli bir catismanin cozumu degil ayni zamanda ortulu olarak ortaya cikan ihtiyaclarin tamamini doyurmayi da vadeden bir cozumdur Kendini ideallestirme kisinin sonraki gelisimi uzerinde mutlaka cok genis kapsamli bir etki yaratacaktir Budak S cev 1991 Kadin psikolojisiKaren Horney kadin psikolojisi uzerine dusunduklerini Freud un kadin uzerine dusuncelerini elestirerek belirtmistir Freud kadinin icinde bulunan erkeksi ozelliklerin veya erkegin icinde bulunan kadinsi ozelliklerin biseksuellik egiliminden kaynaklandigina inaniyordu Ona gore kiz cocuklarinin gelisimindeki en onemli olay kizlarin penise sahip olmayislarini kesfetmesiydi Buna kanit olarak da kizlarin penise sahip olma dileklerini dile getirmeleri ergenlikten once erkeksi davranislar sergilemeleri ve yetiskin kadinlarin ruyalarinda penis ve onun sembollerini gorduklerini gosteriyordu Horney e gore bunlar yeterli kanitlar degildi kadinlarda penis sahibi olma arzusunun yerini gogus sahibi olmak alabilirdi erkeksi davranislar sergilemek icinde bulunulan kulturde deger goruluyor olabilirdi ve ruyalardaki sembollerin nevrotik kadinlarda olmasinin yaninda nevrotik erkeklerin de ozelligi olabilirdi Budak S cev 1994 Horney Freud un kadinlari kucumseyen penis kiskancligina rahim kiskancligi kavrami ile karsilik verdi Rahim kiskancligi kadinlardaki kutsal cocuk dogurma yeteneginin erkeklerde olmayisinin yarattigi kiskancliktir Horney e gore erkeklerin de kadinlarin da karsi taraf tarafindan begeni duyulan ozellikleri vardir Fakat erkekler cocuk dogurma yeteneklerinin olmamasi nedeniyle diger alanlarda basarili olarak bu durumu dengelemeye calisirlar Burger 2006 bol 5 Ayrica Freud kadinlikla mazosizm arasinda gizli bir iliski oldugunu ve kadindaki temel korkunun sevgiyi kaybetme korkusu oldugunu soyler Bu korkunun da erkekteki igdis edilme hadim edilme korkusuna karsilik geldigini savunur Karen Horney e 1994 gore mazosistik egilimler baskalarina duygusal bagimlilik anlamina geldigi ve mazosizmde kaygiya karsi guvence bulmanin temel yolunun sevecenlik kazanmak oldugu olcude sevgiyi kaybetme korkusu ozgun bir mazosistik ozelliktir s 95 Ona gore mazosizm bireyler arasi catismalarin bir sonucudur kadina ozgu degildir Bir kulturun etkiledigi kadinlarda o kulture dayali mazosizm egilimlerinin var olup olmadigi onemlidir Bazi kulturlerde kadinlarin sevgiye deger vermesi ve sevgiyi kaybetmekten erkeklerden daha fazla korkmasi icin gercekci nedenler vardir Budak S cev 1994 Ayrica bu kulturel etki ve beraberinde gelen cevresel etkilerin Freud un gozlemlerini ve yazilarini etkileyerek onun kadinlari ikinci sinif insanlar olarak gormesine neden olmustur Eger Freud un doneminde yasayan bir kadin erkek olmayi dilemis ise bunun nedeni kultur tarafindan maruz birakilan kisitlamalardir Ozgur bir toplumda bireyler kendi ozelliklerinden memnun olabilirler Narsisizm olgusuCesitli olumsuz etkilerin birlesimi sonucunda cocugun kendisini ortaya koymasi engellenir ve cocugun sosyal cevreden ogrendigi sey dunyanin dusmanlikla dolu oldugu dusuncesidir Cocuk bu kosullarla basa cikmanin yolunu nevrotik egilimleri gelistirerek bulur Bunlardan biri standartlara uyumdur Bu Freud un superego kavramina karsilik gelir Digeri baskalarina bagimli olmadir ki bunlar mazosizm egilimleridir Bir digeri ise kendini buyuk gorme olarak adlandirilan narsisizmdir Horney e gore kisaca narsisist kendine asik olan kisi olarak tanimlanabilir Narsisizmde insanin gercekten sahip oldugu ozellige deger vermesi veya baskalarinin buna deger vermesinden hoslanmasi degil kendini asiri olcude onemli gorme ve baskalarindan asiri hayranlik bekleme egilimi vardir Bu ikisi her zaman vardir fakat bazi tiplerde ikisinden biri agir basabilir Insanlarin kendi kendini abartma ihtiyacina en buyuk katkiyi cocugun baskalarina yabancilasmasi saglar Cunku narsisist egilimli kisiler hem kendine hem baskalarina yabancilastigindan kendilerini de baskalarini da sevmezler Narsisistik egilimleri pekistiren uc davranis oruntusu vardir 1 Uretkensizlik 2 Dunyanin ona borclu oldugu seyler konusunda asiri beklentilerin gelismesi 3 Insan iliskilerindeki zayiflama Freud bu egilimlerin sikligini biyolojik kokenlere baglasa da Horney burada kulturel faktorleri one surer Kulturumuz narsisist egilimlere katki saglayan insanlar arasindaki korku ve dusmanca gerilimleri yaratarak insanlari yabancilastirmayi saglayan etkinliklerin oldugunu soyler Budak S cev 1994 Mazosizm olgusuKaren Horney Cagimizin Nevrotik Insani 1937 adli yapitinda mazosist kisilik ozelliklerinin bir tanimini sunar Mazosizm nevrotik bir acidir Ona gore aci cekmekten yararlanmak kisinin benligini zayiflatan mutsuz olmaya egilimli kilan bir durtudur Horney bu tanimi yaparken bu tur egilimleri biyolojik bir varsayima dayandirmaz yalnizca psikolojik olarak aciklar Yavuzer 2013 Mazosistik kisilik egilimleri iki ana davranis oruntusu icerir Bunlardan birincisi cekici olamama onemsiz etkisiz degersiz olma duygularina neden olan oz kucumseme egilimidir Kisi yeteneksizliklerini abartir Bu kisiler silik olma ve koseye sikisma egilimi gosteren kisilerdir Ikinci egilim ise doyumsuz bir sevecenlik ve ilgi acligina neden olan asalakca yapidaki kisisel bagimliliktir Budak S cev 1994 Fromm a 1941 gore mazosist durtu egilimli insan ozguveni olmadigindan temel caresizlik duygulariyla isteklerini dile getirme becerisini hemen hemen kaybetmis durumdadir Abartilmis aci yasayarak bundan kurtulmaya calisir cunku bu acinin uyusturucu etkisi vardir Acilara gomulme yolu ile sevgi elde etme kisinin kendini daha buyuk bir sey icinde yitirmesi bireyselliginin cozulmesi ve kuskulari kaygilari benliginden bu sekilde uzaklastirmasi ile doyuma ulasir Horney bu aciklamalariyla mazosist durtulerin asil kaynaginin kisilik catismalari oldugunu gosterir Yavuzer 2013 KulturKaren Horney nevroz kavramina olaganin disinda bir bakis acisiyla yaklasmistir Nevrozu sadece bireyin kendi biyolojik ozellikleri ile degil kulturel ve cevresel faktorlerin de etkili oldugu bir bakis acisiyla tanimlamistir Anne ve babasindan yeterince sevgi almamis bir cocugun nevrotik kisilik gelistirecegine inanir Yeterince sevgi almayan cocuk bu eksiklik ve doyumu hayatta aramaya baslar Aramakta oldugu bu sevgi duygusunun yerine baska duygular yerlestirir saldirganlik ve cinsellik gibi Bazi kulturlerin etkisiyle kisi bu duygulari baskilamak zorunda kalir yoksa ayiplanir asagilanir kisi kendini suclu hisseder Bu nedenden dolayi kendini baskilayan bireyde kaygi olusmaya baslar Temel kaygi duygusu kisinin kendisinin yetersiz oldugu ve bu eksikliginin farkinda olmasidir Kisi kendisine karsi hissettigi bu guvensizligi baskalarinda aramaya baslar ve digerleriyle guven iliskisi kuramadiginda kendisiyle catismaya girer ve tekrar kaygi olusturur Bu kaygi ne kadar guclu olursa kisinin gelistirecegi savunma mekanizmasi da o kadar guclu olur Bu savunma mekanizmalari her kulturde farkli yapilanma gosterir Karen in yaptigi nevrotik aciklama kulturel ogeleri icinde barindirir Kocak S cev 2003 Horney 1937 nevrotikleri oyle goruluyor ki kulturel olarak belirlenmis guclukleri siddetli bir sekilde hisseden kimseler bunun sonucu olarak da gucluklerin icinden cikamayanlar ya da kisiliklerinden cok sey yitirerek cikabilenler buyuk olasikla nevrotiklerdir Soygur s 1 Bu aciklamayi yapmasinin nedeni kisinin sergiledigi davranislarin ve tutumlarin icinde oldugu kulture gore anlam kazanacagi ve o kulture gore normal olup olmadigini hakkinda bilginin kulturel ogelerden alinabilecegidir Ornegin bazi kulturlerun sizofreniyi bir hastalik degil de bir ustunluk olarak gormesi buna guzel bir ornektir Normallik kavrami yalnizca kulturden kulture degil icinde bulunan zamana gore de degisir Tutum ve davranislar her kultur yapisi icinde farkli sekillenirler ve bu sekillenmeler nevrozu anlamamizda bize yol gosterirler Yani kisacasi nevrozu kultur icindeki kaliplardan sapmis davranislar ve tutumlar bize aciklar Kocak S cev 2003 Psikanalitik terapiKaren Horney e gore psikanalitik terapinin bircok tanimlama yolu bulunur Bu terapiler her ne olursa olsun insanin gelisiminin ilerledigi yanlis yolu iyilestiremez fakat gelisimin daha yapici yola girmesi icin gucluklerin yenilmesi konusunda yardimci olabilir Terapi surecinin gucluklerine iliskin degerlendirme yapmak icin terapi sureci hasta acisindan degerlendirilmelidir Kisi kendine iliskin yanilmasadan ve var olan catismalariyla yuzlestigi zaman gercek potansiyelini bulma firsatina sahip olacaktir Analitik terapi yolu insanlik tarihi boyunca savunulmus eski bir yoldur Bu konudaki ozgun olan Freud un oz bilgi kazanma yontemidir Analist kisinin kendi icinde isleyen kostekleyici guclerin yok edilmesi yapici olanlarin harekete gecmesi ve kisinin bunlarin farkina varmasi icin yardim eder Olasi ruhsal karmasalara iliskin her bilgi herkese kendi sorunlarini gun yuzune cikarmasi icin olanak saglar Bu ruhsal karmasalar un arayisi hak istekleri ic buyruklar gurur kendine yabancilasma catismalardir Analist hastanin bunlar hakkinda bilincine varmasi icin caba sarf eder Hasta ayrica bu etkenlerin birbirleriyle olan iliskilerinin da farkinda olmalidir Hastanin ruhsal yapisinda basindan beri isleyen iyilestirici gucler bulunur Analizin basinda bunlar ciliz bir yapiya sahiptir fakat hasta analisti etkileyebilmek icin oldugundan cok hevesli davranabilir Analist bunlari analizin nesnesi yapmak icin uygun zamani kollamalidir Analitik calismada yapilmasi gereken gercek ozu harekete gecirmektir ve bu tur girisimlerin anlamliligi hastanin ilgisine baglidir Bu islem icin baslangicta en buyuk yardim hastanin ruyalarindan gelir Horney e 1991 gore ruyalarimizda kendimize iliskin gerceklige daha yakin oluruz ruyalar saglikli ya da nevrotik bir yoldan catismalarimizi cozumleme girisimlerimize karsilik gelir s 431 Analist sembolik olarak anlatilan seyi anlamasi icin hastaya yardim edecek gunluk yasamda hissetmeye cesaret edemedigi duygulari ruyalarinda dile getirmesinin onemini vurgulayacaktir Budak S cev 1991 Nevroz kisinin arayislarinda ve tepkilerinde katilik yarattigi icin kisinin normal gelisimini engeller ve bas edemedigi catismalarin icine dusurur Bu yuzden analizin amaci kisinin yasamini risk ve catismalardan kurtarmak degil kisinin kendi sorunlarini kendi basina cozebilecek beceriyi kazandirmaktir Budak S cev 1994 Horney in psikanalitik terapiye bakisini anlayabilmek icin kendi orneginden yararlanabiliriz Bilim size kopeginizi nasil taniyacaginizi ogretemez ancak size genelde kopekler konusunda bir seyler anlatabilir Kopeginizi ancak huysuz oldugu donemlerde onu besleyerek ona evin icinde nasil davranacagini ve sizinle nasil top oynayacagini ogretirken taniyabilirsiniz Elbette kopeginizi daha iyi tanimak icin bilimin size genelde kopekler konusunda verdigi bilgiden yararlanabilirisiniz Budak S cev 1991 s 422 Freud ve Horney Farki Karen ve Freud erken cocukluk donemine onem verirler fakat bu konuya bakis acilari farklidir Freud cocukluk yasantisi ile yetiskin yasantisi arasinda determinist belilemeci bir yaklasima sahipken Horney etkili faktorlerin coklu etkisi nedeniyle boyle bir determinist yaklasima sahip degildir Freud bozuk davranislara biyolojik kokenli faktorlerin neden oldugunu dusunurken Horney bozuk davranislarda aile ici sorunlardan kaynakli sosyokulturel etkenlerin etkili oldugunu dusunmustur Freud icgudulere motivasyon kaynagi olarak gorurken Horney ise cocugun guven duygusu ve doyum ile ilgili konulara vurgu yapar Freud egoyu benligin vazgecilmez parcasi olarak gorurken Horney egoyu sadece nevrotik tiplerde ele alir Freud ve Horney bilincdisina yonelir fakat Horney temel dusmanligi bastirabiliriz diye dusunur Freud a gore catisma evrenseldir ve cozulemezken Karen a gore catisma ortaya cikarilirsa cozulmesi mumkundur Karen horney kultur konusuna onemli vurgu yapmaktadir Freud da ise bunu gorememekteyiz Burger 2006 bol 5 Freud icin libido teorisi temel dayanaklarindan biridir ve haz ilkesine gore calisir buna ragmen Horney guvenlik ve doyum ihtiyacindan kaynaklandigini soyler Ayrica Freud libido teorisine dayanan Oedipus kompleksinin evrensel olduguna vurgu yaparken Horney yetistirme tarzi ve kultur uzerinde durur Budak S cev 1994 EserleriCagimizin Nevrotik Kisiligi 1939 Psikanalizde Yeni Yollar 1939 Kendi Kendine Psikanaliz 1942 Icsel Catismalarimiz 1945 Ruhsal Catismalarimiz 1945 Nevrozlar ve Insan Gelisimi 1950 Insan ve Nevroz Kadin psikolojisi Kadinin Ruhsal YapisiAyrica bakinizAlfred Adler Erich Fromm Carl Gustav Jung Psikanaliz PsikolojiKaynakca Inan Z 5 Temmuz 2011 Re Cagimizin nevrotik kisiligi Karen horney Blog yazisi Erisim http okumagunlukleri blogspot com tr 2011 07 cagmzn nevrotik kisiligi karen hornay html 21 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d e Schultz D P ve Schultz S E 2007 Psikanaliz Muhalifler ve psikanalizin turevleri Modern psikoloji tarihi 1 Basim icinde 660 667 Y Aslay Cev Istanbul Kaknus Yayinlari a b c Horney K 2003 Cagimizin nevrotik kisiligi 5 S Kocak Cev Ankara Ege Matbaacilik Orijinal basim tarihi 1937 a b c d e f Horney K 1991 Nevrozlar ve insan gelisimi Oz gerceklestirme kavgasi 5 S Budak Cev Ankara Oteki Matbaasi Orijinal calisma basim tarihi 1950 a b Burger J M 2006 Psikanalitik yaklasim Freudcu kuram uygulama ve degerlendirme Kisilik 1 Basim icinde 171 176 I D Erguvan Sarioglu Cev Istanbul Kaknus Yayinlari a b Horney K 1991 Ruhsal catismalarimiz 1 S Budak Cev Ankara Ferhal Matbaasi Orijinal basim tarihi 1945 Horney K 1994 Psikanalizde yeni yollar 2 S Budak Cev Ankara Oteki Matbaasi Orijinal calisma basim tarihi 1939 a b c Horney K 1994 Psikanalizde yeni yollar 2 S Budak Cev Ankara Oteki Matbaasi Orijinal calisma basim tarihi 1939 Yavuzer N 2013 Insanin saldirgan ve yikici dogasini anlamak Istanbul Ticaret Universitesi Sosyal Bilimleri Dergisi 12 23 s 43 57 www ticaret edu tr uploads yayin sosyal23 3 43 57 Sosyal 23 pdf