Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Boğazlar Sorunu, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının stratejik askerî önemi nedeniyle hem Osmanlı Devleti’ni hedef alan, hem de Avrupa ülkelerinin kendi aralarında çekişmelere yol açan sorundur.
18. yüzyıldaki gelişmeler
Rusya’da Büyük Petro ile başlayan Karadeniz’e ve Türk Boğazlarına hakim olma ihtirası, Çariçe II. Katerina zamanında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile gerçekleşme fırsatını yakaladı. Hatta daha önce 1770 yılında Rus savaş gemileri Çanakkale Boğazı’na girmişlerdi.
1798 yılında (Avrupa)’yı ele geçirme aşamasında iken Napolyon da gözünü İstanbul’a dikmişti. O dönemde Rusya dahil olmak üzere bütün Avrupa’yı Napolyon korkusu sardı. 1798-1805 yılları arasında Napolyon tehdidi yüzünden Rusya ile Osmanlı Devleti aralarında karşılıklı yardımlaşma sözleşmeleri imzaladılar. Buna göre Karadeniz tüm yabancı savaş gemilerine kapatılacaktır. Bu kuralın ihlali savaş sebebi sayılacak ve bu ülkelere karşı ortak olarak savaş gemileri yollanacaktı. Fransa’nın baskısıyla Osmanlı Devleti 1806 yılında Rusya ile yaptığı 1805 Karşılıklı Savunma Sözleşmesini iptal etti. 1809 yılında Osmanlı Devleti ile Birleşik Krallık arasında ikili bir sözleşmeyle Çanakkale Sözleşmesi “Osmanlı İmparatorluğu’nun eski kuralı” olarak bilinen, yani Padişahın fermanı olmadıkça tüm yabancı savaş gemilerinin geçişini yasaklayan kural resmen tanıtıldı.
19. yüzyıldaki gelişmeler
1833 Hünkar İskelesi Sözleşmesi
Rusya, Boğazlar üzerindeki en önemli haklarını Mısır'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın 1832 yılındaki isyanı sırasında Osmanlı’lara yardım etmenin ödülü olarak imzaladığı 1833 Hünkar İskelesi Antlaşması ile kazandı. Bu antlaşmaya göre Rusya, yabancı bandıralı savaş gemilerine Çanakkale Boğazı’nın kapatılmasını talep edebilecektir. Bu da Rusya’nın Boğazların kontrolü üzerinde söz sahibi olması demektir. Aslında, Hünkar İskelesi Antlaşması 19. yüzyılın ikinci yarısını meşgul edecek olan “Şark Meselesinin” başlangıcıdır.
Birleşik Krallık için Hünkar İskelesi Antlaşmasının yerini alacak başka bir antlaşmanın yapılması şart oldu ve bu fırsat tekrar Mısır’da Mehmet Ali Paşa ’nın isyanı ile ortaya çıktı. Fakat bu kez ayaklanmanın bastırılmasında Osmanlılara yardım eden Avrupa güçleri oldu ve 1840 Londra Antlaşması imzalandı. Türk Boğazları açısından, bu antlaşmadan daha önemlisi 13 Temmuz 1841’de Fransa’nın da katılımıyla imzalanan “Boğazlar Sözleşmesi”dir. Bu sözleşme ile ilk kez Türk Boğazları çok taraflı bir antlaşma ile düzenlenmiş ve artık ikili sözleşmeler devri kapanmıştır.
Bu sözleşmeye göre;
- Boğazlar Osmanlı egemenliğinde kalacak.
- Boğazlar savaş zamanında bütün devletlerin savaş gemilerine kapalı, ticaret gemilerine açık olacaktır.
1856 Paris Sözleşmesi
Rusya, Eflak Boğdan’ı Ortodoks halkın haklarını korumak bahanesiyle 1853 yılında istila etti. Avrupa Devletleri bunu kendisi için bir tehdit sayarak Türk Boğazlarından Karadeniz’e, savaş gemilerini yollarlar. Rusya da bu gemilerin Boğazlardan geçmesini, 1841 Boğazlar Sözleşmesinin ihlali sayarak Kırım Savaşı için bahane yaptılar. Kırım Savaşı birçok açıdan Avrupa ülkeleri arasındaki güvensizliğin sonucudur ve ilerideki yıllarda milyonlarca Avrupalı’nın ölümüne sebep olacak I. Dünya Savaşı’nın tohumlarını da atmıştır.
Rusya’nın bu çıkışı Avrupa Devletlerini, bilhassa Birleşik Krallık'ı rahatsız etmiştir. 1854 yılından itibaren, Birleşik Krallık, Fransa ve Avusturya-Macaristan arasında yoğun diplomatik görüşmeler yapılır. Bunların neticesinde Avusturya’nın hazırladığı “Dört Nokta” Rusya’ya ültimatom şeklinde verilir, ki bu daha sonra 1856 Paris Sözleşmesinin temelini oluşturacaktır Kırım Savaşı, Mart 1856’da Sivastopol’un Fransa tarafından işgali ve Rusya’nın büyük bir yenilgisiyle sonuçlanır. Türk Boğazları açısından Kırım Savaşının önemi Avrupa Güçlerinin son kez topluca Osmanlı Devletini koruduğu savaş olmasıdır. Şubat ayında tüm taraflar Paris’te bir araya gelirler ve 1856 Paris Sözleşmesi imzalanır.1856 Paris Sözleşmesinin birçok önemli maddesi arasında güç dengelerini en çok etkileyen, Karadeniz’i tamamen askerden arındıran madde olmuştur. Osmanlı’nın eski kuralı olan ve 1841 Boğazlar sözleşmesiyle pozitif hukuk kuralı haline gelen, yabancı savaş gemilerinin Boğazlara girişinin yasaklanması da imzalayıcılar tarafından tekrar teyit edilir. Bunun yanı sıra Fransa, Birleşik Krallık ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu’nu herhangi bir Rus saldırısına karşı koruyacaklarına dair ek bir antlaşma (“üçlü antlaşma”) daha imzalamıştır.
1870 Karadeniz Konferansı
1856 ile 1870 yılları arasında Avrupa’daki güç dengeleri değişmeye başlamıştır ve belki de en önemlisi Britanya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili politikasının değişmesidir. Artık Osmanlı’ya pek sempati ile bakmayan bir Britanya ile Kırım harbinden beri Balkan ve Slav milliyetçilerinin desteğini alıp güçlenmiş olan Çarlık Rusyası ve kendi çıkarlarını kollayan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu adeta Osmanlı Devleti’ni abluka altına almışlardır. Aslında, Rusya hem Karadeniz’in tekrar askerden arındırılmasını hem de artık Türk Boğazları’nın yabancı savaş gemilerine açılmasını istiyordu. Oysa Birleşik Krallık ile Avusturya buna karşıydı.
Osmanlı Devleti ne Karadeniz’in tekrar askersizleştirilmesini, ne de 1856‘da kazandıkları bazı hakları kaybetmek istememiştir. 1841 ve 1856 sözleşmelerinde olduğu gibi 1871 Londra Sözleşmesi’nde de Osmanlı İmpartorluğunun eski kuralı teyit edilmiştir. Osmanlı Devleti kendi güvenliği açısından gerektiğinde istediği gibi “dost veya müttefik” güçlerin savaş gemilerine Boğazları açabilecektir. 1923 Lozan Sözleşmesine kadar Türk Boğazlarından geçiş rejimi 1871 Londra Sözleşmesiyle düzenlenmiştir.
20. yüzyıldaki gelişmeler
I. Dünya Savaşı ve Sevr Antlaşması
1900’lü yılların başında Prusya, Avusturya- Macaristan ve İtalya askerî birlik oluşturmuşlar; adına da “Üçlü İttifak” denilmiştir. Bu ittifaka karşı Çarlık Rusyası, Birleşik Krallık ve Fransa, “Üçlü İtilaf’’ dedikleri birliği kurdular. İtalya daha sonra saf değiştirir ve 1915 yılında Üçlü İtilaf yanında savaşa girer. O dönemin siyasi konjonktürü içerisinde kozların paylaşılması kaçınılmazdır; Avusturya Veliahdının Saraybosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesi, fitili ateşler ve savaş patlar.
Osmanlı Devleti savaşın başlarında tarafsızdır. Ama Almanya’nın savaşı kazanacağına mutlak gözü ile bakılmaktadır. Bu fırsatı değerlendirip, Almanların yanında savaşa girerek son dönemlerde kaybedilmiş toprakları geri almak istenir. Önce İtilaf Devletleri donanmasından kaçarak tarafsız ülke Osmanlı limanlarına sığınan Goben ve Breslau adlı iki Alman zırhlısı içindeki Almanlara Osmanlı kıyafeti giydirilip Karadeniz’e gönderilir; Karadeniz’deki Rus limanları topa tutulur. Böylece Osmanlı, I. Dünya Savaşı’na girmiş olur.
Çanakkale Savaşları, tarih boyunca jeostratejik açıdan hep önemli olan Türk Boğazlarının en kanlı savaşlarıdır. Toplam 250.000'e yakın zayiatın olduğu Osmanlı’nın en değerli evlatlarını ve neredeyse bir kuşağını kaybettiği bu savaşın iki ana nedeni vardır
Osmanlıların Boğazları bütün gemilere kapatmış olması, Rusya’yı Karadeniz’e hapsetmiş ve zor durumda bırakmıştır. Bir yandan Almanlarla savaşan Rusya'nın Osmanlılarla savaşacak gücü kalmamıştır. Rusya ile bağlantıyı sağlamak üzere kilit konumda bulunan Türk Boğazları yolu, mutlaka açılmalıdır.
İngilizler her ne kadar Rusya ile müttefik iseler de, Macaristan ovasına inerek Almanlar karşısında başarı kazanmış bulunan Rusların Türk Boğazlarını ele geçirip buradan bir daha çıkmamaları ihtimalinden kuşkulanmışlardır. Bu bölge stratejik olarak uzun vadeli çıkarlar açısından o denli önemlidir ki, bu savaşta müttefik dahi olsa, Rusya bu bölgeyi ele geçirmemelidir. Hatta İngilizler, Rusya’nın Türk Boğazlarını aldıktan ve İstanbul’u ele geçirdikten sonra Almanlar ile anlaşıp savaştan çekilmesinden dahi endişe etmişlerdir.
Osmanlı Devleti; I. Dünya Savaşı’nda yenik düşmesi ile Sevr Barış Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır. Sevr Antlaşması’nın Boğazlar ile ilgili hükümleri 37-61. maddelerde yer alır. Bu maddelerde özetle şunlar vardır:
- Çanakkale ve İstanbul Boğazı Marmara da dahil olmak üzere, Boğazlardan geçiş barışta ve savaşta, hangi devlete ait olursa olsun, her türlü harp ve ticaret gemilerine açık olacaktır.
- Bu serbestinin temini için, Osmanlı, Boğazların kontrolünü geniş yetkileri olan bir Boğazlar komisyonuna bırakacak, komisyonun bağımsız bir bayrağı ve bütçesi olacaktır. Komisyon üyeleri ise: Britanya, Fransa, İtalya ve Japonya’dır. Rusya, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan da Milletler Cemiyeti’ne üye olurlarsa Komisyona girebileceklerdir,
- Komisyon Başkanı, iki yılda bir dört büyük devlet arasında değişecektir.
- Fransa, Britanya ve İtalya, Türk Boğazları dolaylarındaki silahtan arınmış bölgede müştereken asker bulundurabileceklerdir.
Lozan Antlaşması
İngilizler, işgal altındaki İstanbul’da Osmanlı hükûmetine antlaşmayı imzalatmışlarsa da, Ankara’da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Misak-ı Milli sınırlarını çizmiş ve Sevr’i tanımadığını bütün dünyaya ilan etmiştir. Daha sonra Kurtuluş Savaşı’ndan başarıyla çıkan Türkiye Büyük Millet Meclisi, hiç uygulanmayan Sevr’in yerine Lozan Antlaşması’nı, Sevr’den sadece 3 yıl sonra, imzalamayı başarmıştır. Lozan Antlaşması’nın 23. maddesi gereği; bu Sözleşmenin; Lozan Antlaşması içerisindeymiş gibi kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Lozan Boğazlar Sözleşmesi’ni Lozan Antlaşması’na taraf olmamış olan Rusya ve Bulgaristan da imzalamışlardır. Lozan’ın eki olan Boğazlar Sözleşmesi şu maddelerle özetlenebilir:
- Ticaret gemileri ve uçakları barış zamanında Türk Boğazları’ndan geçiş serbestisine sahiptirler.
- Savaş gemileri ve uçakları barış zamanında Boğazlardan geçiş serbestisine sahiptir; ancak Karadeniz yönüne geçişte savaş gemileri için sınırlama vardır.
- Savaş zamanı: Türkiye, muharip değilse tarafsızlık haklarını geçişi engelleyecek şekilde kullanamaz; Türkiye muharip ise; tarafsız devletlerin ticaret gemileri düşmana yardım götürmüyorlarsa geçebilirler; savaştığı devletin gemilerine karşı Türkiye, her türlü hakkını kullanabilir.
- Boğazlar çevresinde belirli bölgeler askerden arındırılmıştır.
- Antlaşmanın öngördüğü düzene uyulmasını başkanının Türk olduğu bir komisyon denetleyecektir.
Lozan Türk Boğazları ve yakın çevresinde Türkiye’nin egemenlik hakkını önemli ölçüde sınırlamaktaydı. Boğazlar Bölgesi askerden arındırılmakla bu bölgenin nasıl savunulacağı sorusu cevapsız kalmıştı. Dolayısıyla ortada hem Karadeniz’in güvenliği açısından; hem de Türkiye’nin güvenliği açısından önemli bir sorun vardı. Bu sorun, ancak Montrö Sözleşmesi ile çözülebilmiştir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Karadeniz-Akdeniz dengesinin korunması: Sözleşmenin daha girişinde Türkiye’nin güvenliğine vurgu yapılmış, 5., 6., 14., 15., 16. ve 23. maddelerde bu norma değinilmiştir. Boğazlardan uçak gemisi geçmesini yasaklamaktadır. Yine de stratejik önemi Soğuk Savaş sonrasında azalmamış tam tersine daha da artmış olan Karadeniz ve onun kapısı durumundaki Türk Boğazları üzerine kurulan stratejiler tarih boyunca farklılık göstermiştir.
Bugün de Hazar Denizi bölgesi ya da bir diğer adıyla 2. Basra Körfezi denilen bölgedeki zengin petrol kaynakları yüzünden, Montrö Sözleşmesi yeniden masaya yatırılmak istenmektedir.
Türkiye’nin Kazanımları
Sözleşme Türkiye’ye eski düzenlemeler ile kıyaslanamayacak düzeyde kazanımlar sağlamıştır. Her şeyden önce Türkiye kendi güvenliği için bölgeyi silahlandırma hakkına sahip olmuştur. Bu sayede uluslararası güç dengelerinde Türkiye, Britanya ve SSCB başta olmak üzere diğer güçler tarafından da daha fazla önemsenir bir hale gelmiştir. Türkiye bu önemini daha sonraki diplomatik manevralarında kazanıma döndürmeyi bilmiştir. Ticaret gemilerinde mutlak geçiş serbestisi varsa da, bölgenin egemen gücü olarak Türkiye deniz yollarından geçişin güvenli olması konusunda elbette bazı haklara sahiptir ve bu haklar aslında pratikte Türkiye’ye geçişleri çok daha güçlü bir şekilde düzenleme imkânını da vermektedir.
II. Dünya Savaşı sonrası Türk boğazları krizi
İkinci Dünya Savaşı'nın nihayete ermesinin ardından Sovyetler Birliği ile Batı dünyası arasında Orta Doğu'daki üç önemli ülke olan Yunanistan, İran ve Türkiye üzerinde anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı. Türkiye, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar tarafsızlığını korumayı başarmıştı. Sovyetler Birliği, Türkiye'nin boğazlar üzerindeki kontrolünün ticari ve askeri faaliyetlerine zarar vermesinden kaygı duymaya başladı. Türkiye'ye bir nota göndererek Montrö Boğazlar Sözleşmesinin yenilenmesi durumu için taleplerini iletmesiyle başlayan süreç Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki kısa süreli bölgesel krize neden oldu. Sovyetler Birliği'nin taleplerinin Türkiye tarafından kesin bir dille reddedilmesi, bölgedeki tansiyonu arttırarak, krizi bir güç gösterisine dönüştürdü. Bu olay, daha sonra Truman Doktrini'nin ortaya çıkmasına belirleyici bir faktör olarak hizmet etti. Kriz uluslararası görüşün Türkiye lehinde olması, ayrıca Türkiye'nin kararlı tutumu sayesinde Sovyetler Birliği, boğazlar üzerindeki tüm iddialarından vazgeçti. 1936 yılındaki Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ndeki statüko günümüze kadar devam etti. 1956'da sözleşmenin süresi bitmiş, sözleşmeyi imzalayan devletler Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu maddenin tarafsizligi konusunda kuskular bulunmaktadir Konuya dair fikir alisverisi tartisma sayfasinda bulunabilir Sablonu kaldirmadan once lutfen gerekli sartlarin olustugundan emin olun Mayis 2012 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Bogazlar Sorunu haber gazete kitap akademik JSTOR Mayis 2024 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bogazlar Sorunu Istanbul ve Canakkale Bogazlarinin stratejik askeri onemi nedeniyle hem Osmanli Devleti ni hedef alan hem de Avrupa ulkelerinin kendi aralarinda cekismelere yol acan sorundur Istanbul Bogazi nin uzaydan gorunumu18 yuzyildaki gelismelerRusya da Buyuk Petro ile baslayan Karadeniz e ve Turk Bogazlarina hakim olma ihtirasi Carice II Katerina zamaninda imzalanan Kucuk Kaynarca Antlasmasi 1774 ile gerceklesme firsatini yakaladi Hatta daha once 1770 yilinda Rus savas gemileri Canakkale Bogazi na girmislerdi 1798 yilinda Avrupa yi ele gecirme asamasinda iken Napolyon da gozunu Istanbul a dikmisti O donemde Rusya dahil olmak uzere butun Avrupa yi Napolyon korkusu sardi 1798 1805 yillari arasinda Napolyon tehdidi yuzunden Rusya ile Osmanli Devleti aralarinda karsilikli yardimlasma sozlesmeleri imzaladilar Buna gore Karadeniz tum yabanci savas gemilerine kapatilacaktir Bu kuralin ihlali savas sebebi sayilacak ve bu ulkelere karsi ortak olarak savas gemileri yollanacakti Fransa nin baskisiyla Osmanli Devleti 1806 yilinda Rusya ile yaptigi 1805 Karsilikli Savunma Sozlesmesini iptal etti 1809 yilinda Osmanli Devleti ile Birlesik Krallik arasinda ikili bir sozlesmeyle Canakkale Sozlesmesi Osmanli Imparatorlugu nun eski kurali olarak bilinen yani Padisahin fermani olmadikca tum yabanci savas gemilerinin gecisini yasaklayan kural resmen tanitildi 19 yuzyildaki gelismeler1833 Hunkar Iskelesi Sozlesmesi Rusya Bogazlar uzerindeki en onemli haklarini Misir da Kavalali Mehmet Ali Pasa nin 1832 yilindaki isyani sirasinda Osmanli lara yardim etmenin odulu olarak imzaladigi 1833 Hunkar Iskelesi Antlasmasi ile kazandi Bu antlasmaya gore Rusya yabanci bandirali savas gemilerine Canakkale Bogazi nin kapatilmasini talep edebilecektir Bu da Rusya nin Bogazlarin kontrolu uzerinde soz sahibi olmasi demektir Aslinda Hunkar Iskelesi Antlasmasi 19 yuzyilin ikinci yarisini mesgul edecek olan Sark Meselesinin baslangicidir Birlesik Krallik icin Hunkar Iskelesi Antlasmasinin yerini alacak baska bir antlasmanin yapilmasi sart oldu ve bu firsat tekrar Misir da Mehmet Ali Pasa nin isyani ile ortaya cikti Fakat bu kez ayaklanmanin bastirilmasinda Osmanlilara yardim eden Avrupa gucleri oldu ve 1840 Londra Antlasmasi imzalandi Turk Bogazlari acisindan bu antlasmadan daha onemlisi 13 Temmuz 1841 de Fransa nin da katilimiyla imzalanan Bogazlar Sozlesmesi dir Bu sozlesme ile ilk kez Turk Bogazlari cok tarafli bir antlasma ile duzenlenmis ve artik ikili sozlesmeler devri kapanmistir Bu sozlesmeye gore Bogazlar Osmanli egemenliginde kalacak Bogazlar savas zamaninda butun devletlerin savas gemilerine kapali ticaret gemilerine acik olacaktir 1856 Paris Sozlesmesi Rusya Eflak Bogdan i Ortodoks halkin haklarini korumak bahanesiyle 1853 yilinda istila etti Avrupa Devletleri bunu kendisi icin bir tehdit sayarak Turk Bogazlarindan Karadeniz e savas gemilerini yollarlar Rusya da bu gemilerin Bogazlardan gecmesini 1841 Bogazlar Sozlesmesinin ihlali sayarak Kirim Savasi icin bahane yaptilar Kirim Savasi bircok acidan Avrupa ulkeleri arasindaki guvensizligin sonucudur ve ilerideki yillarda milyonlarca Avrupali nin olumune sebep olacak I Dunya Savasi nin tohumlarini da atmistir Rusya nin bu cikisi Avrupa Devletlerini bilhassa Birlesik Krallik i rahatsiz etmistir 1854 yilindan itibaren Birlesik Krallik Fransa ve Avusturya Macaristan arasinda yogun diplomatik gorusmeler yapilir Bunlarin neticesinde Avusturya nin hazirladigi Dort Nokta Rusya ya ultimatom seklinde verilir ki bu daha sonra 1856 Paris Sozlesmesinin temelini olusturacaktir Kirim Savasi Mart 1856 da Sivastopol un Fransa tarafindan isgali ve Rusya nin buyuk bir yenilgisiyle sonuclanir Turk Bogazlari acisindan Kirim Savasinin onemi Avrupa Guclerinin son kez topluca Osmanli Devletini korudugu savas olmasidir Subat ayinda tum taraflar Paris te bir araya gelirler ve 1856 Paris Sozlesmesi imzalanir 1856 Paris Sozlesmesinin bircok onemli maddesi arasinda guc dengelerini en cok etkileyen Karadeniz i tamamen askerden arindiran madde olmustur Osmanli nin eski kurali olan ve 1841 Bogazlar sozlesmesiyle pozitif hukuk kurali haline gelen yabanci savas gemilerinin Bogazlara girisinin yasaklanmasi da imzalayicilar tarafindan tekrar teyit edilir Bunun yani sira Fransa Birlesik Krallik ve Avusturya Macaristan Imparatorlugu Osmanli Imparatorlugu nu herhangi bir Rus saldirisina karsi koruyacaklarina dair ek bir antlasma uclu antlasma daha imzalamistir 1870 Karadeniz Konferansi 1856 ile 1870 yillari arasinda Avrupa daki guc dengeleri degismeye baslamistir ve belki de en onemlisi Britanya nin Osmanli Imparatorlugu ile ilgili politikasinin degismesidir Artik Osmanli ya pek sempati ile bakmayan bir Britanya ile Kirim harbinden beri Balkan ve Slav milliyetcilerinin destegini alip guclenmis olan Carlik Rusyasi ve kendi cikarlarini kollayan Avusturya Macaristan Imparatorlugu adeta Osmanli Devleti ni abluka altina almislardir Aslinda Rusya hem Karadeniz in tekrar askerden arindirilmasini hem de artik Turk Bogazlari nin yabanci savas gemilerine acilmasini istiyordu Oysa Birlesik Krallik ile Avusturya buna karsiydi Osmanli Devleti ne Karadeniz in tekrar askersizlestirilmesini ne de 1856 da kazandiklari bazi haklari kaybetmek istememistir 1841 ve 1856 sozlesmelerinde oldugu gibi 1871 Londra Sozlesmesi nde de Osmanli Impartorlugunun eski kurali teyit edilmistir Osmanli Devleti kendi guvenligi acisindan gerektiginde istedigi gibi dost veya muttefik guclerin savas gemilerine Bogazlari acabilecektir 1923 Lozan Sozlesmesine kadar Turk Bogazlarindan gecis rejimi 1871 Londra Sozlesmesiyle duzenlenmistir 20 yuzyildaki gelismelerI Dunya Savasi ve Sevr Antlasmasi 1900 lu yillarin basinda Prusya Avusturya Macaristan ve Italya askeri birlik olusturmuslar adina da Uclu Ittifak denilmistir Bu ittifaka karsi Carlik Rusyasi Birlesik Krallik ve Fransa Uclu Itilaf dedikleri birligi kurdular Italya daha sonra saf degistirir ve 1915 yilinda Uclu Itilaf yaninda savasa girer O donemin siyasi konjonkturu icerisinde kozlarin paylasilmasi kacinilmazdir Avusturya Veliahdinin Saraybosna da bir Sirp tarafindan oldurulmesi fitili atesler ve savas patlar Osmanli Devleti savasin baslarinda tarafsizdir Ama Almanya nin savasi kazanacagina mutlak gozu ile bakilmaktadir Bu firsati degerlendirip Almanlarin yaninda savasa girerek son donemlerde kaybedilmis topraklari geri almak istenir Once Itilaf Devletleri donanmasindan kacarak tarafsiz ulke Osmanli limanlarina siginan Goben ve Breslau adli iki Alman zirhlisi icindeki Almanlara Osmanli kiyafeti giydirilip Karadeniz e gonderilir Karadeniz deki Rus limanlari topa tutulur Boylece Osmanli I Dunya Savasi na girmis olur Canakkale Savaslari tarih boyunca jeostratejik acidan hep onemli olan Turk Bogazlarinin en kanli savaslaridir Toplam 250 000 e yakin zayiatin oldugu Osmanli nin en degerli evlatlarini ve neredeyse bir kusagini kaybettigi bu savasin iki ana nedeni vardir Osmanlilarin Bogazlari butun gemilere kapatmis olmasi Rusya yi Karadeniz e hapsetmis ve zor durumda birakmistir Bir yandan Almanlarla savasan Rusya nin Osmanlilarla savasacak gucu kalmamistir Rusya ile baglantiyi saglamak uzere kilit konumda bulunan Turk Bogazlari yolu mutlaka acilmalidir Ingilizler her ne kadar Rusya ile muttefik iseler de Macaristan ovasina inerek Almanlar karsisinda basari kazanmis bulunan Ruslarin Turk Bogazlarini ele gecirip buradan bir daha cikmamalari ihtimalinden kuskulanmislardir Bu bolge stratejik olarak uzun vadeli cikarlar acisindan o denli onemlidir ki bu savasta muttefik dahi olsa Rusya bu bolgeyi ele gecirmemelidir Hatta Ingilizler Rusya nin Turk Bogazlarini aldiktan ve Istanbul u ele gecirdikten sonra Almanlar ile anlasip savastan cekilmesinden dahi endise etmislerdir Osmanli Devleti I Dunya Savasi nda yenik dusmesi ile Sevr Baris Antlasmasi ni imzalamak zorunda kalmistir Sevr Antlasmasi nin Bogazlar ile ilgili hukumleri 37 61 maddelerde yer alir Bu maddelerde ozetle sunlar vardir Canakkale ve Istanbul Bogazi Marmara da dahil olmak uzere Bogazlardan gecis barista ve savasta hangi devlete ait olursa olsun her turlu harp ve ticaret gemilerine acik olacaktir Bu serbestinin temini icin Osmanli Bogazlarin kontrolunu genis yetkileri olan bir Bogazlar komisyonuna birakacak komisyonun bagimsiz bir bayragi ve butcesi olacaktir Komisyon uyeleri ise Britanya Fransa Italya ve Japonya dir Rusya Turkiye Yunanistan ve Bulgaristan da Milletler Cemiyeti ne uye olurlarsa Komisyona girebileceklerdir Komisyon Baskani iki yilda bir dort buyuk devlet arasinda degisecektir Fransa Britanya ve Italya Turk Bogazlari dolaylarindaki silahtan arinmis bolgede mustereken asker bulundurabileceklerdir Lozan Antlasmasi Uluslararasi Bogazlar Komisyonu tarafindan Montro Bogazlar Sozlesmesi ne dek kullanilan bayrak Ingilizler isgal altindaki Istanbul da Osmanli hukumetine antlasmayi imzalatmislarsa da Ankara da kurulan Turkiye Buyuk Millet Meclisi Misak i Milli sinirlarini cizmis ve Sevr i tanimadigini butun dunyaya ilan etmistir Daha sonra Kurtulus Savasi ndan basariyla cikan Turkiye Buyuk Millet Meclisi hic uygulanmayan Sevr in yerine Lozan Antlasmasi ni Sevr den sadece 3 yil sonra imzalamayi basarmistir Lozan Antlasmasi nin 23 maddesi geregi bu Sozlesmenin Lozan Antlasmasi icerisindeymis gibi kabul edilecegi hukme baglanmistir Lozan Bogazlar Sozlesmesi ni Lozan Antlasmasi na taraf olmamis olan Rusya ve Bulgaristan da imzalamislardir Lozan in eki olan Bogazlar Sozlesmesi su maddelerle ozetlenebilir Ticaret gemileri ve ucaklari baris zamaninda Turk Bogazlari ndan gecis serbestisine sahiptirler Savas gemileri ve ucaklari baris zamaninda Bogazlardan gecis serbestisine sahiptir ancak Karadeniz yonune geciste savas gemileri icin sinirlama vardir Savas zamani Turkiye muharip degilse tarafsizlik haklarini gecisi engelleyecek sekilde kullanamaz Turkiye muharip ise tarafsiz devletlerin ticaret gemileri dusmana yardim goturmuyorlarsa gecebilirler savastigi devletin gemilerine karsi Turkiye her turlu hakkini kullanabilir Bogazlar cevresinde belirli bolgeler askerden arindirilmistir Antlasmanin ongordugu duzene uyulmasini baskaninin Turk oldugu bir komisyon denetleyecektir Lozan Turk Bogazlari ve yakin cevresinde Turkiye nin egemenlik hakkini onemli olcude sinirlamaktaydi Bogazlar Bolgesi askerden arindirilmakla bu bolgenin nasil savunulacagi sorusu cevapsiz kalmisti Dolayisiyla ortada hem Karadeniz in guvenligi acisindan hem de Turkiye nin guvenligi acisindan onemli bir sorun vardi Bu sorun ancak Montro Sozlesmesi ile cozulebilmistir Montro Bogazlar Sozlesmesi Bu alt basligin genisletilmesi gerekiyor Sayfayi duzenleyerek yardimci olabilirsiniz Karadeniz Akdeniz dengesinin korunmasi Sozlesmenin daha girisinde Turkiye nin guvenligine vurgu yapilmis 5 6 14 15 16 ve 23 maddelerde bu norma deginilmistir Bogazlardan ucak gemisi gecmesini yasaklamaktadir Yine de stratejik onemi Soguk Savas sonrasinda azalmamis tam tersine daha da artmis olan Karadeniz ve onun kapisi durumundaki Turk Bogazlari uzerine kurulan stratejiler tarih boyunca farklilik gostermistir Bugun de Hazar Denizi bolgesi ya da bir diger adiyla 2 Basra Korfezi denilen bolgedeki zengin petrol kaynaklari yuzunden Montro Sozlesmesi yeniden masaya yatirilmak istenmektedir Turkiye nin Kazanimlari Sozlesme Turkiye ye eski duzenlemeler ile kiyaslanamayacak duzeyde kazanimlar saglamistir Her seyden once Turkiye kendi guvenligi icin bolgeyi silahlandirma hakkina sahip olmustur Bu sayede uluslararasi guc dengelerinde Turkiye Britanya ve SSCB basta olmak uzere diger gucler tarafindan da daha fazla onemsenir bir hale gelmistir Turkiye bu onemini daha sonraki diplomatik manevralarinda kazanima dondurmeyi bilmistir Ticaret gemilerinde mutlak gecis serbestisi varsa da bolgenin egemen gucu olarak Turkiye deniz yollarindan gecisin guvenli olmasi konusunda elbette bazi haklara sahiptir ve bu haklar aslinda pratikte Turkiye ye gecisleri cok daha guclu bir sekilde duzenleme imkanini da vermektedir II Dunya Savasi sonrasi Turk bogazlari krizi Ikinci Dunya Savasi nin nihayete ermesinin ardindan Sovyetler Birligi ile Bati dunyasi arasinda Orta Dogu daki uc onemli ulke olan Yunanistan Iran ve Turkiye uzerinde anlasmazliklar yasanmaya basladi Turkiye II Dunya Savasi nin sonuna kadar tarafsizligini korumayi basarmisti Sovyetler Birligi Turkiye nin bogazlar uzerindeki kontrolunun ticari ve askeri faaliyetlerine zarar vermesinden kaygi duymaya basladi Turkiye ye bir nota gondererek Montro Bogazlar Sozlesmesinin yenilenmesi durumu icin taleplerini iletmesiyle baslayan surec Turkiye ile Sovyetler Birligi arasindaki kisa sureli bolgesel krize neden oldu Sovyetler Birligi nin taleplerinin Turkiye tarafindan kesin bir dille reddedilmesi bolgedeki tansiyonu arttirarak krizi bir guc gosterisine donusturdu Bu olay daha sonra Truman Doktrini nin ortaya cikmasina belirleyici bir faktor olarak hizmet etti Kriz uluslararasi gorusun Turkiye lehinde olmasi ayrica Turkiye nin kararli tutumu sayesinde Sovyetler Birligi bogazlar uzerindeki tum iddialarindan vazgecti 1936 yilindaki Montro Bogazlar Sozlesmesi ndeki statuko gunumuze kadar devam etti 1956 da sozlesmenin suresi bitmis sozlesmeyi imzalayan devletler Montro Bogazlar Sozlesmesi ni degistirmek icin girisimlerde bulunmuslar ancak basarili olamamislardir Kaynakca Istikbal Cahit Mayis 2018 Bogazda kaza ve Montro yu savunmak tarih 48 s 22 ISSN 2148 547X Roberts Geoffrey 2011 Molotov Stalin s Cold Warrior Potomac Books s 107 108