Vartan Paşa (Ermenice: Յովսէփ Վարդանեան Hovsep Vartanyan), Osmanlı Devleti'nde en üst düzey devlet görevlisi olarak hizmet vererek "Paşa" unvanını almış, Osmanlı Ermenisi yazar, gazeteci, devlet adamı. 1851 yılında Akabi Hikâyesi'ni Ermeni harfleriyle Türkçe olarak yazmış, Türkçe ve Ermenice yayımladığı gazetesi ile de Türk gazeteciliğinde önemli bir yer edinmiştir.
Vartan Paşa | |
---|---|
Doğum | 1813 Konstantinopolis, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 1879 (65-66 yaşında) Konstantinopolis, Osmanlı İmparatorluğu |
Milliyet | Osmanlı Ermenisi |
Meslek | Gazeteci, yazar |
Hayatı
1813'te İstanbul'da doğan Hovsep Vartanyan, 13 yaşında iken Viyana’daki Mekitarist okuluna girmiştir. Tahsilini bitirdikten sonra Konstantiniyye’deki Nersesyan Okulu’nda birkaç sene öğretmenlik yapmış, ardından tercüman olarak 1837’de Bahriye Nezareti'ne (Denizcilik Bakanlığı) alınmıştır. Burada 25 sene hizmet ederek paşa rütbesine yükselmiş, "Vartan Paşa" olarak anılmıştır. Akabi Hikâyesi'ni, 19. yüzyıl ortalarında kurulmuş ilk Osmanlı-Türk akademisi olan Encümen-i Daniş yönetim kadrosu içinde iken 1851'de yazmış ve yayınlamış, ertesi yıl yazdığı (1852) "Boşboğaz Bir Âdem, Lafazanlık ile Husule Gelen Fenalıklerin Muhtasar Risalesi" adlı kısa romanında da mezhep çatışmaları konusunu başka bir yönden ele almıştır. 1862'deki emekliliğinin ardından Türkçe-Ermenice "Mecmua-i Havadis" gazetesini çıkarmıştır. Ayrıca Napolyon Bonapart'ın bir biyografisini yazmıştır. 1879'da İstanbul'da ölmüştür.
Dönemin Ermeni toplumu
Andreas Tietze'nin tanımıyla, "romanın hitap ettiği okur kesimi günlük hayatlarında Türkçeyi kullanan, fakat Arap harflerini güçlükle sökebilen, 19. yüzyıl Osmanlı Ermeni toplumuydu. Bu toplum okullarında Ermeni alfabesini öğreniyor, fakat okudukları metinler konuştukları dil ve yaşadıkları hayata değil, onlara yabancı gelen kadim bir lisana denk geliyordu. O dille kendi zamanlarının maksatlarını ifade etmek güç, hatta imkânsızdı. Konuştukları Türkçe bu maksat için daha uygun, daha kolaydı ve yüzyıllardır süregelen bir Türkçe gelenekleri ve tecrübeleri vardı. Osmanlı edebiyatına ve resmîyetine, okullarında okumadıkları için pek vakıf olmasalar da, günlük pratik ortamlarda bunun eksikliğini pek duymazlardı. Gerektiğinde bir senet, bir istida, resmi bir evrakı takrir edebilecek bilgisi olanlar aralarında mevcuttu."
Romanın ele aldığı ve dönemin derin bir toplumsal krizini oluşturan bir konu da, Katolik Ermenilerin önce sürgün edilmesi, ardından Patrikhane'den ayrı olarak kendi cemaatlerini kurmalarıdır. Ermeni Ortodoks Kilisesi altında birleşmiş olan Ermenilerden bir kısmı 18. yüzyılda Avrupalı misyonerlerin etkisi ile mezhep değiştirmişti. Bu Patrikhane tarafından hiç de hoş karşılanmamış, hatta Ermeni lobisi Katolik Ermenilere düşman kesilerek bu ""leri Osmanlı Devleti’ne ihbar etmiş ve onların takibata uğramalarına ve geçici bir sürgüne gönderilmelerine sebep olmuştu. Üç yıllık bir sürgün döneminin sonunda Osmanlı Devleti, Ermeni Katolik Kilisesi’ni tanımış ve Katolik Ermenilerin yurda dönmelerine izin vermişti.
Akabi Hikâyesi iki farklı mezhebe mensup Ermenilerin birbirlerine bakış açısını aktaran ilginç anekdotlar ile doludur. Örneğin, Katolik bir aileden olan Rupenig arabada gördüğü güzel Akabi için arkadaşına onun kim olduğunu sorar, fakat "Ermeni" (Gregoryen anlamında) olduğunu öğrenince, "Öyle ise kim olduğunu anlamaya hiç merak etmem." der. Katolik Ermenilerin sürgün meselesi de yazar tarafından şöyle ele alınmıştır:
"Katoliklerin pek çoğu dışarı memleketlere sürgün olduler ise, burade kalanler dahi Beyoğlunde olmaya ruhsatleri olmayup Samatya, Ortaköy ve Beşiktaş tevcih olduklerinde, ben de Margos ahbar ile Beşiktaşde bir Ermeni evinde iki oda tutdum. Lakin orade dahi her gün sürülme korkusu eksik değil idi."
Kaynakça
(Türkçe)
- - Dr. Gonca Gökalp, Hacettepe Üniversitesi
- The Millets and the Ottoman Language (Osmanlı tebası Milletler ve Osmanlıca) - Johann Strauss, Die Welt des Islams, New Ser., Vol. 35, Issue 2 (Nov., 1995), pp. 189–249
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Vartan Pasa Ermenice Յովսէփ Վարդանեան Hovsep Vartanyan Osmanli Devleti nde en ust duzey devlet gorevlisi olarak hizmet vererek Pasa unvanini almis Osmanli Ermenisi yazar gazeteci devlet adami 1851 yilinda Akabi Hikayesi ni Ermeni harfleriyle Turkce olarak yazmis Turkce ve Ermenice yayimladigi gazetesi ile de Turk gazeteciliginde onemli bir yer edinmistir Vartan PasaDogum1813 Konstantinopolis Osmanli ImparatorluguOlum1879 65 66 yasinda Konstantinopolis Osmanli ImparatorluguMilliyetOsmanli ErmenisiMeslekGazeteci yazarHayati1813 te Istanbul da dogan Hovsep Vartanyan 13 yasinda iken Viyana daki Mekitarist okuluna girmistir Tahsilini bitirdikten sonra Konstantiniyye deki Nersesyan Okulu nda birkac sene ogretmenlik yapmis ardindan tercuman olarak 1837 de Bahriye Nezareti ne Denizcilik Bakanligi alinmistir Burada 25 sene hizmet ederek pasa rutbesine yukselmis Vartan Pasa olarak anilmistir Akabi Hikayesi ni 19 yuzyil ortalarinda kurulmus ilk Osmanli Turk akademisi olan Encumen i Danis yonetim kadrosu icinde iken 1851 de yazmis ve yayinlamis ertesi yil yazdigi 1852 Bosbogaz Bir Adem Lafazanlik ile Husule Gelen Fenaliklerin Muhtasar Risalesi adli kisa romaninda da mezhep catismalari konusunu baska bir yonden ele almistir 1862 deki emekliliginin ardindan Turkce Ermenice Mecmua i Havadis gazetesini cikarmistir Ayrica Napolyon Bonapart in bir biyografisini yazmistir 1879 da Istanbul da olmustur Donemin Ermeni toplumuUnlu 19 yuzyil fotografcisi Jean Pascal Sebah tarafindan cekilmis bir Istanbul fotografi Andreas Tietze nin tanimiyla romanin hitap ettigi okur kesimi gunluk hayatlarinda Turkceyi kullanan fakat Arap harflerini guclukle sokebilen 19 yuzyil Osmanli Ermeni toplumuydu Bu toplum okullarinda Ermeni alfabesini ogreniyor fakat okuduklari metinler konustuklari dil ve yasadiklari hayata degil onlara yabanci gelen kadim bir lisana denk geliyordu O dille kendi zamanlarinin maksatlarini ifade etmek guc hatta imkansizdi Konustuklari Turkce bu maksat icin daha uygun daha kolaydi ve yuzyillardir suregelen bir Turkce gelenekleri ve tecrubeleri vardi Osmanli edebiyatina ve resmiyetine okullarinda okumadiklari icin pek vakif olmasalar da gunluk pratik ortamlarda bunun eksikligini pek duymazlardi Gerektiginde bir senet bir istida resmi bir evraki takrir edebilecek bilgisi olanlar aralarinda mevcuttu Romanin ele aldigi ve donemin derin bir toplumsal krizini olusturan bir konu da Katolik Ermenilerin once surgun edilmesi ardindan Patrikhane den ayri olarak kendi cemaatlerini kurmalaridir Ermeni Ortodoks Kilisesi altinda birlesmis olan Ermenilerden bir kismi 18 yuzyilda Avrupali misyonerlerin etkisi ile mezhep degistirmisti Bu Patrikhane tarafindan hic de hos karsilanmamis hatta Ermeni lobisi Katolik Ermenilere dusman kesilerek bu leri Osmanli Devleti ne ihbar etmis ve onlarin takibata ugramalarina ve gecici bir surgune gonderilmelerine sebep olmustu Uc yillik bir surgun doneminin sonunda Osmanli Devleti Ermeni Katolik Kilisesi ni tanimis ve Katolik Ermenilerin yurda donmelerine izin vermisti Akabi Hikayesi iki farkli mezhebe mensup Ermenilerin birbirlerine bakis acisini aktaran ilginc anekdotlar ile doludur Ornegin Katolik bir aileden olan Rupenig arabada gordugu guzel Akabi icin arkadasina onun kim oldugunu sorar fakat Ermeni Gregoryen anlaminda oldugunu ogrenince Oyle ise kim oldugunu anlamaya hic merak etmem der Katolik Ermenilerin surgun meselesi de yazar tarafindan soyle ele alinmistir Katoliklerin pek cogu disari memleketlere surgun olduler ise burade kalanler dahi Beyoglunde olmaya ruhsatleri olmayup Samatya Ortakoy ve Besiktas tevcih olduklerinde ben de Margos ahbar ile Besiktasde bir Ermeni evinde iki oda tutdum Lakin orade dahi her gun surulme korkusu eksik degil idi Kaynakca Turkce Dr Gonca Gokalp Hacettepe Universitesi The Millets and the Ottoman Language Osmanli tebasi Milletler ve Osmanlica Johann Strauss Die Welt des Islams New Ser Vol 35 Issue 2 Nov 1995 pp 189 249