Faeton, Yunan mitolojisinde Güneş Tanrı Helios (Roma mitolojsinde Sol) ile Okeanidler'den Klimene’nin oğludur. Adı "parlak, ışıltılı" anlamına gelen Faeton’un öyküsü, Ovidius’un "Dönüşümler" kitabında anlatılmıştır.
Mitoloji
Doğuşu
Helios, her akşam indiği Okeanos’un sularında kızkardeşleri Okeanidlerle oynaşırken gördüğü amca kızı Klimene'ye gönlünü kaptırmıştı . Günler geçtikçe aşkın ateşini arabasını sürdüğü Güneş’in ateşinden daha güçlü duyumsamaya başlamış, yaşlı Okeanos da hiç düşünmeden kızını vermişti ona. Bir oğulları olduğunda Güneş Tanrı kendi parlak ismini paylaştı onunla, adını Faeton koydu. ) Bu arada Okeanos oğlanın talihsiz geleceğini görmüş ama kızının mutluluğunu gölgelememek için gördüklerini kendine saklamıştı.
Ovidius’un anlatımı
Ovidius Faeton’un öyküsüne İo’nun öyküsünden geçiş yaparak başlar. Öykünün başında Ovidius’un dizelerine serpiştirdiği bilgilerden öğrendiğimize göre Faeton, Epafos adında, kendisiyle aynı yaşta ve kafada olan bir gençle arkadaşlık etmektedir. Bir önceki öyküden anlaşıldığına göre de Epaphos, Zeus’un İo’dan olan oğludur; İo’nun Hera’dan kaçış yolculuğu Nil Nehri’nin kıyılarında son bulmuş ve Epaphos da burada, yani Mısır’da doğmuştur. Faeton’un bir üvey babası vardır, çünkü Klymene Etiyopya kralı Merops ile evlidir. Sonuç olarak Epaphos ile Faeton iki komşu ülkenin yani Mısır ile Etiyopya’nın prensleridir.
Faeton, Epaphos ile konuşmalarında babasının Helios olduğunu söylemekte; Epaphos da buna inanmadığını, arkadaşının hayali bir babayla böbürlendiğini, annesinin her dediğine inandığını söylemektedir. Faeton Epaphos’un sözlerini hakaret olarak alır ve annesine giderek gerçeğin ışığında aklanmayı diler. Annesi de onun Güneş’ten olduğuna yeminle “Eğer yalan söylüyorsam onun ışığını son kez göreyim; bana inanmıyorsan git kendin öğren” der ona, “zor değil, doğduğu (güneşin doğduğu) yerdeki evi ülkemize yakındır.”
Faeton babasının sarayında
Annesinin bu sözleri üzerine Faeton doğu ufkuna doğru uzun bir yolculuğa çıktı. Sol’ün (Helios) göz kamaştıran sarayına vardığında yıldızlar çekilmeye başlamıştı. O günkü yolculuğuna hazırlanan Sol ışıklı tahtında oturuyor, o güne kadar hiç kimsenin gelmeye cesaret edemediği konağına ilk kez ayak basan bu gencin kendi oğlu olduğunu sağında ve solunda duran saniyelere, dakikalara, günlere ve yıllara söylerken gururla gülümsüyordu. Faeton’u sevinçle kucaklayarak “Annen doğru söylüyor” dedi, “sen benim oğlumsun, dile benden ne istersin? Stiks üzerine yemin ederim ki ne istersen yapacağım.”
O zamanlar yeminler Oceanus’un yeraltına giren kolu olan kutsal Styx ırmağı üzerine edilirdi. Böylece yeminlerin tutulmaması halinde gelecek cezalara katlanılacağı baştan kabul edilmiş oluyordu. Faeton isteğini dile getirince Sol ettiği yemine pişman oldu. Çünkü delikanlı Güneş’in dört atlı arabasını sürmek istiyordu. Babası onu vazgeçirmeye çalıştı. “Yemin ettim ama seni uyarmam gerek” dedi, “bu çok zor bir iştir. Bana bile zor geliyor. Alev soluyan azgın atları izlemeleri gereken yolda tutabilmek büyük güç ve beceri ister. Öğle vakti en yüksek noktaya çıktıklarında aşağıya bakarken benim bile içimi korku kaplıyor. Burçlar kuşağından geçerken Aslan’ın pençesinden, Akrep’in iğnesinden, Yengeç’in kıskaçlarından, Yay’ın oklarından ve Boğa’nın boynuzlarından kaçınmak gerekir. Hele iniş çok daha çetindir; dizginlere asılmak daha da güçleşir. Baban olduğuma inandıysan bir baba nasihatı gibi dinle sözümü, gel vazgeç bu işten. Senin dileğin bir armağan değil, bir felakettir. Başka ne istersen söyle, yapayım.” Fakat yüreği gençliğin serüven tutkusuyla dolu Faeton isteğinden vazgeçmedi. Dört atlı araba ışıklarını saçmaya başlamıştı bile. Gül parmaklı Aurora (Yun. Eos (Şafak) sarayın önünde bekleyen atları zor tutuyordu. Baba Güneş alevlere dayanabilmesi için oğlunun bedenini kutsal yağla ovduktan ve yüreği sıkışarak son uyarılarını yaptıktan sonra koyverdi onu.
Faeton Güneş’in atlarını sürüyor
Güneşin azgın atları burunlarından alev fışkırtarak hızla tırmanışa geçtiler. Fakat günün dakika ve saatlerine ayak uydurmaları için güçlü kollarla dizginlenmeleri gerekiyordu. Dizleri titremeye başlayan Faeton dizginleri sıklaştırmak ve gevşetmek arasında bocalamaya başladı. Sürücüden gelen gücün zayıfladığını fark eden atlar daha da azgınlaşarak yoldan saptılar; yalnız sağa sola değil, yukarı aşağı da koşuyorlardı. Yere yaklaştıklarında, yerkürenin tepesindeki buzlar eriyor, ortasındaki denizler çekiliyor, nehirler buharlaşıyor, ürünler ve hayvanlar telef oluyordu. Afrika’nın üzerinden geçerken yeşillikleri, gölleri çöllere dönüştürdüler. Nil nehri bile başını kumlara gömdü. Sonra bir türlü bulamadılar kaynağını. Kanları derilerinin yüzeyine toplandığı için Etiyopya halkı siyah renge büründü. Faeton üstesinden gelemeyeceği bir işe kalkışmış ve başarısız olmuştu. Artık babasının atlarına el sürdüğüne ve soyunu öğrenmeye çalıştığına pişman olmuş, Merops’un oğlu olarak tanınmayı ister hale gelmişti. Artık alabora olurken gemi kaptanlarının yaptığı gibi dümeni bırakıp onu tanrılara ve dualara terk eder duruma düşmüştü.
Faeton’un düşüşü ve kızkardeşlerinin dönüşümü
Bu arada topraklarının ve üzerinde yaşayan canlıların acıklı durumunu gören Toprak Ana Gaia torunu Zeus’un yardımını istedi. “Neden yıldırımların hiçbir şey yapmıyor?” diye sordu ona. Zeus da gürledi ve yıldırım oklarından birini Faeton’a fırlattı. Delikanlı saçları alevler içinde, gökyüzünde kayan yıldızlar gibi uçarak baş aşağı döne döne Eridanus (bugünkü Po) nehrine düştü. O günü güneşsiz geçirdi dünya. Sadece çıkan yangınlar aydınlattı yeryüzünü.
Faeton için nehir kıyısında yas tutan kızkardeşleri Heliades ve arkadaşı Cygnus öyle acı acı ağladılar ki Olymposlular dayanamayıp kızkardeşleri kavak ağaçlarına dönüştürdüler, Cygnus’u da bir kuğuya. Kızkardeşlerin gözyaşları amber damlalarına dönüştü. O günden beri kavaklar su kenarında salınır durur, yakınlarında da bir kuğu süzülür.
Notlar
- ^ Güneş Tanrı’nın özgün Yunanca ismi Helios’tur. Latin ozan Ovidius kitabında Güneş’in latinleştirilmiş isimleri olan Sol ve Phoebus isimlerini kullanmaktadır. Güneş’le özdeşleştirilmesine bağlı olarak Phoebus ismi Apollon için de kullanılır. Fransızcada atlı araba için kullanılan ‘phaéton’ sözcüğü Türkçeye ‘fayton’ olarak girmiştir.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Faeton Yunan mitolojisinde Gunes Tanri Helios Roma mitolojsinde Sol ile Okeanidler den Klimene nin ogludur Adi parlak isiltili anlamina gelen Faeton un oykusu Ovidius un Donusumler kitabinda anlatilmistir Faeton un dususu Jan Carel van Eyck Prado MuzesiMitolojiFaeton un dususu ressam Antoine Caron gravurcu Thomas de Leu Dogusu Helios her aksam indigi Okeanos un sularinda kizkardesleri Okeanidlerle oynasirken gordugu amca kizi Klimene ye gonlunu kaptirmisti Gunler gectikce askin atesini arabasini surdugu Gunes in atesinden daha guclu duyumsamaya baslamis yasli Okeanos da hic dusunmeden kizini vermisti ona Bir ogullari oldugunda Gunes Tanri kendi parlak ismini paylasti onunla adini Faeton koydu Bu arada Okeanos oglanin talihsiz gelecegini gormus ama kizinin mutlulugunu golgelememek icin gorduklerini kendine saklamisti Ovidius un anlatimi Cygnus kuguya kizkardesler kavaklara donusuyor Bernard Picart Ovidius Faeton un oykusune Io nun oykusunden gecis yaparak baslar Oykunun basinda Ovidius un dizelerine serpistirdigi bilgilerden ogrendigimize gore Faeton Epafos adinda kendisiyle ayni yasta ve kafada olan bir gencle arkadaslik etmektedir Bir onceki oykuden anlasildigina gore de Epaphos Zeus un Io dan olan ogludur Io nun Hera dan kacis yolculugu Nil Nehri nin kiyilarinda son bulmus ve Epaphos da burada yani Misir da dogmustur Faeton un bir uvey babasi vardir cunku Klymene Etiyopya krali Merops ile evlidir Sonuc olarak Epaphos ile Faeton iki komsu ulkenin yani Misir ile Etiyopya nin prensleridir Faeton Epaphos ile konusmalarinda babasinin Helios oldugunu soylemekte Epaphos da buna inanmadigini arkadasinin hayali bir babayla boburlendigini annesinin her dedigine inandigini soylemektedir Faeton Epaphos un sozlerini hakaret olarak alir ve annesine giderek gercegin isiginda aklanmayi diler Annesi de onun Gunes ten olduguna yeminle Eger yalan soyluyorsam onun isigini son kez goreyim bana inanmiyorsan git kendin ogren der ona zor degil dogdugu gunesin dogdugu yerdeki evi ulkemize yakindir Kizkardeslerin kavaga donusumu Santi di TitoFaeton babasinin sarayinda Annesinin bu sozleri uzerine Faeton dogu ufkuna dogru uzun bir yolculuga cikti Sol un Helios goz kamastiran sarayina vardiginda yildizlar cekilmeye baslamisti O gunku yolculuguna hazirlanan Sol isikli tahtinda oturuyor o gune kadar hic kimsenin gelmeye cesaret edemedigi konagina ilk kez ayak basan bu gencin kendi oglu oldugunu saginda ve solunda duran saniyelere dakikalara gunlere ve yillara soylerken gururla gulumsuyordu Faeton u sevincle kucaklayarak Annen dogru soyluyor dedi sen benim oglumsun dile benden ne istersin Stiks uzerine yemin ederim ki ne istersen yapacagim O zamanlar yeminler Oceanus un yeraltina giren kolu olan kutsal Styx irmagi uzerine edilirdi Boylece yeminlerin tutulmamasi halinde gelecek cezalara katlanilacagi bastan kabul edilmis oluyordu Faeton istegini dile getirince Sol ettigi yemine pisman oldu Cunku delikanli Gunes in dort atli arabasini surmek istiyordu Babasi onu vazgecirmeye calisti Yemin ettim ama seni uyarmam gerek dedi bu cok zor bir istir Bana bile zor geliyor Alev soluyan azgin atlari izlemeleri gereken yolda tutabilmek buyuk guc ve beceri ister Ogle vakti en yuksek noktaya ciktiklarinda asagiya bakarken benim bile icimi korku kapliyor Burclar kusagindan gecerken Aslan in pencesinden Akrep in ignesinden Yengec in kiskaclarindan Yay in oklarindan ve Boga nin boynuzlarindan kacinmak gerekir Hele inis cok daha cetindir dizginlere asilmak daha da guclesir Baban olduguma inandiysan bir baba nasihati gibi dinle sozumu gel vazgec bu isten Senin dilegin bir armagan degil bir felakettir Baska ne istersen soyle yapayim Fakat yuregi gencligin seruven tutkusuyla dolu Faeton isteginden vazgecmedi Dort atli araba isiklarini sacmaya baslamisti bile Gul parmakli Aurora Yun Eos Safak sarayin onunde bekleyen atlari zor tutuyordu Baba Gunes alevlere dayanabilmesi icin oglunun bedenini kutsal yagla ovduktan ve yuregi sikisarak son uyarilarini yaptiktan sonra koyverdi onu Faeton Gunes in atlarini suruyor Gunesin azgin atlari burunlarindan alev fiskirtarak hizla tirmanisa gectiler Fakat gunun dakika ve saatlerine ayak uydurmalari icin guclu kollarla dizginlenmeleri gerekiyordu Dizleri titremeye baslayan Faeton dizginleri siklastirmak ve gevsetmek arasinda bocalamaya basladi Surucuden gelen gucun zayifladigini fark eden atlar daha da azginlasarak yoldan saptilar yalniz saga sola degil yukari asagi da kosuyorlardi Yere yaklastiklarinda yerkurenin tepesindeki buzlar eriyor ortasindaki denizler cekiliyor nehirler buharlasiyor urunler ve hayvanlar telef oluyordu Afrika nin uzerinden gecerken yesillikleri golleri collere donusturduler Nil nehri bile basini kumlara gomdu Sonra bir turlu bulamadilar kaynagini Kanlari derilerinin yuzeyine toplandigi icin Etiyopya halki siyah renge burundu Faeton ustesinden gelemeyecegi bir ise kalkismis ve basarisiz olmustu Artik babasinin atlarina el surdugune ve soyunu ogrenmeye calistigina pisman olmus Merops un oglu olarak taninmayi ister hale gelmisti Artik alabora olurken gemi kaptanlarinin yaptigi gibi dumeni birakip onu tanrilara ve dualara terk eder duruma dusmustu Faeton un dususu ve kizkardeslerinin donusumu Bu arada topraklarinin ve uzerinde yasayan canlilarin acikli durumunu goren Toprak Ana Gaia torunu Zeus un yardimini istedi Neden yildirimlarin hicbir sey yapmiyor diye sordu ona Zeus da gurledi ve yildirim oklarindan birini Faeton a firlatti Delikanli saclari alevler icinde gokyuzunde kayan yildizlar gibi ucarak bas asagi done done Eridanus bugunku Po nehrine dustu O gunu gunessiz gecirdi dunya Sadece cikan yanginlar aydinlatti yeryuzunu Faeton icin nehir kiyisinda yas tutan kizkardesleri Heliades ve arkadasi Cygnus oyle aci aci agladilar ki Olymposlular dayanamayip kizkardesleri kavak agaclarina donusturduler Cygnus u da bir kuguya Kizkardeslerin gozyaslari amber damlalarina donustu O gunden beri kavaklar su kenarinda salinir durur yakinlarinda da bir kugu suzulur Notlar Gunes Tanri nin ozgun Yunanca ismi Helios tur Latin ozan Ovidius kitabinda Gunes in latinlestirilmis isimleri olan Sol ve Phoebus isimlerini kullanmaktadir Gunes le ozdeslestirilmesine bagli olarak Phoebus ismi Apollon icin de kullanilir Fransizcada atli araba icin kullanilan phaeton sozcugu Turkceye fayton olarak girmistir Kaynakca 1915 Erhat Azra 2011 Mitoloji sozlugu Remzi Kitabevi ISBN 978 975 14 0391 9 OCLC 863983984 Nonnus Dionysiaca 38 Kitap 115 190 dizeler Ovidius Metamorphoses Donusumler I Kitap 750 775 dizeler II Kitap 1 380 dizeler