Skolastik felsefe/düşünce, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.
Tarihsel ve felsefi çerçeve
Skolastik felsefe, Patristik felsefenin sürdürülmesi ve orada bir öğretiye dönüştürülmüş olan Hristiyan inancının felsefi anlamda temellendirilip sistematize edilmesi yönündeki çabalardan meydana gelmiştir. Orta Çağ'ın belirli bir döneminden itibaren tüm felsefe etkinliği skolastik zemininde gerçekleştiği için, Orta Çağ felsefesi denildiğinde akla gelen genellikle skolastik felsefedir. Oldukça geniş bir tarihsel dönemi kapsar. İkinci bir nokta, hem Hristiyan skolastiğinin hem de İslam skolastiğinin söz konusu olmasıdır. Felsefe tarihi içinde Skolastiğin üç ayrı dönem olarak ele alınması söz konusudur:
- Erken Dönem Skolastik (800-1200'lü yıllar)
- Yükseliş Döneminde Skolastik (1200-1300'lü yıllar)
- Geç Dönem Skolastik (1300-1500'lü yıllar)
Bu dönemlerde skolastik felsefenin belirli bir açıdan ortaya atılan sorunları farklı niteliklerle çözmeye yöneldiği söylenebilir. Ancak bununla birlikte skolastik felsefe denilince anlaşılan genel bir nitelik söz konusudur. Bu genel nitelik ilk olarak Aristotelesçi bir özellik olarak belirtilmelidir. Patristik felsefede Platon ve Platonizm öne çıkmaktaydı, buna karşılık skolastik felsefede Aristotelizmin ilham kaynağı olduğu görülür. Aristo felsefesi Platon'nunkinden daha kesin olarak düşünürleri bilgeliğe yönlendirir, bunun anlamı salt Tanrı'yı bilmeye çalışmamak, olgular dünyasıyla da ilgili olmaktır.
Bir okul felsefesi olarak skolastik, ilk olarak teoloji öğretmenleri tarafından, hem sistematikleştirilmiş teolojinin öğretilmesini, hem de antikçağ okullarında öğretilen Yedi özgür sanat'ın (Septem artes liberales) öğretilmesini kapsar. Daha sonraları bu okulun bütün öğreti ve çalışmalarını kapsayacak nitelikte ifade edilir olmuştur.
Skolastiğin yöntemsel olarak ortak karakteristiği ise felsefeyi dinin ya da aklı inancın alanına uygulayarak bu alandaki meseleleri kavranılır kılmaktır. Özelikle inanca ve vahye, akıl temelli getirilen itirazlar bu şekilde aşılmaya çalışılmıştır. Bu anlamda da skolastik felsefe yeni bir şeyler bulmak ya da düşünceler üretmek arayışında değildir, aksine zaten mevcut olanlar içerisinde skolastik felsefe uygun olanları temellendirmek ve uygun olmayanları çürütmek çabasında olmuştur. Bu çaba için gerekli mantığı Aristoteles'te ve Euklid geometrisinde bulmuştur.
Böylece ana belitler daha baştan saptanmış bulunuyordu. Bu dönemin özlü sözü ve düşüncesi, Augustinus'un;
- "Anlamak için inanıyorum" düşüncesidir.
Bu düşünceye göre hem inanç hem de onun anlatımı ve dili doğru olarak mevcuttur. Realizm düşüncesinin temeli olan bu düşünce Skolastiğin temel önermesidir. Buna göre bilgi, çeşitli önermeler ve çıkarsamalarla, tanrısal gerçeğin ortaya konulmasından ve yansıtılmasından, kanıtlanmasından başka bir şey değildir. Skolastik bu nedenle görelikçiliğe, öznelliğe ve kuşkuculuğa karşı savaşır. Skolastik yalnızca tek bir doğrunun ve ona bağlı tek bir doğruluk sisteminin varlığını kabul eder. Nominalizm bunlara bağlı olarak daha sonra Skolastiğin çözülmesinde önemli rol oynayacaktır.
Skolastik felsefenin genel ahlaki tutumu konusunda iki ögenin altını çizmek gerekir. Skolastik emir ahlakını ve değer ahlakını üstlenir durumdadır. Buna göre, önemli olan iyi'ye uygun davranmaktır; çünkü iyi hem tanrının buyruğudur, hem de Tanrı bizzat tüm iyiliğin kendisidir. Skolastik felsefe, başlangıcında ve gelişiminde inanç ile bilgiyi uzlaştırmaya çalışmış ve bu temelde dinsel dogmalara felsefi bir temel bulmaya ve bunları sistemleştirmeye yönelmiştir. Ancak son dönemlerinde bu projenin başarılamayacağı kesinlik kazanmış, tam aksi yönde bizzat iç tartışmaları sebebiyle bilgi ile inanç ayrışması kesinlik kazanmıştır.
Skolastik felsefenin erken dönemi
Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünün getirdiği kültürel yıkımdan çıkış dönemine rastlar. Yeni bir toplumsal düzenleme ve kültürel canlanma evresinde, felsefe alanında skolastik görülür. İlk skolastik düşünür olarak 'u (810-887) belirtmek gerekir. Çevirileriyle ve dersleriyle Orta Çağ düşüncesine mistisizmi getirmiştir. Platon'un idea kuramına benzeyen bir kavram realizmini kullanmıştır, bir tür Yeni-Plantonculuğun geliştiricisi olmuştur. Tanrı'nın gerçekte varlığının bilinemez olduğunu öne sürmüştür, Tanrı ancak kısmen simgeler aracılığıyla bilinebilir. Simgeler ise Tanrı'nın kendisi değildir.
Bu ilk döneminde yer alsa da bütün skolastik felsefenin en etkili düşünürlerinden sayılan Anselmus, anılması gereken bir başka isimdir (1033-1108). Anselmus özellikle Augustinus'un açtığı yolda ilerlemiş, onun "Anlamak için inanıyorum" sözüne açık ve kesin bir içerik kazandırmış, inancın en yüksek mistik varsayımlarını akıl ile temellendirmeye çalışmıştır. Bütün var olan şeyler, mutlak bir var olan tarafından temellendirilir; aynı şekilde bütün iyi'ler de mutlak iyi ile temellendirilir. Burada açıkça kavramsal realizmde olduğu türden, yani tümel kavramları gerçek varlıklardan sayan bir çıkarsamayla tanrının varlığını kanıtlama yoluna gidilmektedir. Anselmus asıl ününü ontolojik kanıtlama ile sağlamıştır. Buna göre Tanrı, tanımı gereği en yetkin iyi ise, bu en yetkin iyi olanın varolmaması mantıksal bir çelişkidir, dolayısıyla Tanrı'nın varolması çelişmezlik ilkesi gereği zorunludur.
Roscelinus (1050-1125) Orta Çağ felsefesinde nominalizmin kurucusudur. Kavram realizminin karşıtı olarak nominalizm, tümellerin kendinde varlıklar olduklarını kabul etmez, onlar insanın nesnelerin ortak yönlerinden hareketle dile getirdikleri isimlerden ibarettir. Roscelinus, gerçekte var olan şeylerin tikel nesneler olduğunu belirtir.
Skolastik boyunca bu iki eğilim arasında sürüp gidecek olan bir tartışma söz konusu olacaktır; nominalizm skolastiğin çözülüşünü getiren yönelimdir. Bu tartışma felsefe tarihinde Tümeller Üzerine Tartışma olarak geçecektir.
Petrus Abaelardus, skolastik felsefenin önemli isimlerinden bir başkası olarak, Roscelinus'un öğrencisidir, ancak tümeller tartışmasında daha ortalamacı bir yol izlemiştir. Bu yönde ortaya koyduğu zengin tartışmalarla, zamanının en etkili filozoflarından biri olmuştur.
Skolastik felsefenin yükseliş dönemi
12. yüzyıldan itibaren önemli yapıtları çevrilmeye ve Batı'da okunmaya başlandı, özellikle Aristoteles düşüncesine bu kaynaklardan, bir tür yorum içinden ulaşıldı. Böylece meydana gelen Aristotelizm, skolastiğin yükseliş döneminin dinamiği olmuştur. İslam felsefesi Batı kültürel düşüş içinde olduğu sıralarda gücünü geliştirmiş, antikçağ felsefesinin başlıca filozoflarının metinlerine sahip olabilmiştir.
İbn-i Sina, özellikle Aristoteles felsefesinin Arap dünyasında yer almasında önemli rol oynamıştır. Tümeller sorunu üzerinde önemle durmuş düşünürlerden birisidir ve bu düşünceleri yükseliş dönemi skolastiğinde etkili olacaktır.
Aristoteles'in metinleri diğer islam filozofları gibi, onun çalışmaları üzerinden Batı'ya taşınacaktır.
Diğer bir Aristotelesçi İslam filozofu ise İbni Rüşt'tür. Aristoteles'in yapıtlarını yorumlamış ve açıklamalar getirmiştir. İnanç ve akıl arasında ilişki kurmaya çalışmış, inancı akıl bilgisinin başka bir formu olarak değerlendirmeyi denemiştir.
Yahudi felsefesi ve Yahudi filozofların bu dönemde yaptıkları çeviri ve yorumlar da, batıda gelişen skolastik felsefenin yükselişinde etkili olmuş bir başka kaynaktır. Moses Maimenides bu filozofların en etkili olanıdır. O da Aristotelesçidir ve din ile felsefeyi, inanç ile aklı birleştirme yönünde düşünceler üretmiştir. Her iki kaynaktan (Yahudi ve İslam felsefeleri) beslenen yükseliş dönemi skolastiği Aristoteles felsefesini temel dayanağı yapmıştır.
Skolastiğin bu dönem felsefe çalışması, bütün bilgi alanlarını kapsayacak şekilde bir bilgi sistemi kurmaya yöneliktir. Bonaventura adlı İtalyan mistik düşünür bu girişimi Augutinus ve Aristoteles'i uzlaştırmaya yönelik çabalarıyla ortaya koyar. Onun da bir tür ontolojik kanıt kullandığı söylenebilir. Bilgi, bilinecek olanda birleşip bir olma durumudur ki, bu her tür mistisizmin ana doğrultusudur.
Bonaventura'da bu yönde bir metafizik inşa eder. Orta Çağ'ın ve skolastiğin en önemli filozofu ise Albertus Magnus olarak anılır. Aristoteles felsefesini, Arap ve Yahudi yorumlarını derleyip toparlamış, bunların tanınıp anlaşılmasında önemli rol oynamıştır.
Doğa bilimleriyle yakından ilgilenmiş bir skolastik düşünürdür. Aristoteles felsefesinden sistemli bir yapı ortaya koymuştur.
Aquinolu Thomas Albertus Magnus'un öğrencisidir ve bütün skolastik dönemin en büyük filozofu olarak kabul edilmektedir. Öğretisi Katolik kilisesinin resmî felsefesi olarak kabul edilmiştir. Thomas'a göre dinsel doğrularla felsefi doğrular, yani inanç ve akıl doğruları iki ayrı bilgi türünün doğrularıdır. Böylece "Anlamak için inanmak" önermesinin yerine, Thomas "inanmak için bilmek"'i koymuştur. Bunun anlamı, en yüksek aydınlanma ve açınlanmanın bilgi sayesinde olabilmesidir. İnanç tapınağına girişin yolu bilgidir ve felsefe bu yolu aydınlatacak olan etkinliktir. Thomas için de Tanrı'yı bilmek, bilginin en yüksek idealidir, akıl bu yüksek noktaya erişmeye yönelirken bazı sırları olduğu gibi kabul etmek zorundadır. Realizm konusunda daha esnek bir tavır geliştiren Thomas, ontolojik kanıttan farklı olarak denilen yaklaşımı geliştirir. Thomas, ilkçağ felsefesinden ve özellikle Aristodan çok etkilenmiştir.
Skolastik felsefenin son dönemi
Skolastiğin son döneminde felsefe daha da özerkleşecek ve dinden ayrılacaktır, akıl ve inancın birleştirilmesi çabasından vazgeçilecektir. Başlangıç ve yükseliş döneminde görülen kavramsal realizm bu dönemde gerilemiştir.
Bu gelişmede ve felsefenin özerkleşmesinde nominalizmin belirleyici bir rolü olacaktır. Ayrıca Dominiken ve Fransisken tarikatları arasındaki çatışmanın derinleşmesi de bu süreci derinleştirmiştir. Fransiskenler teoloji ile doğa bilimlerinin aynılaştırılmasına ya da birbirine bağlanmasına her zaman itiraz etmişlerdir. Bu tartışmaların sonu reformasyonu hazırlamıştır. Rönesansı hazırlayan kültürel gelişmeler bu anlamda skolastiğin son döneminde gerçekleşir: Reformasyon ve doğa bilimlerinin ayrışıp gelişmesi.
Bu dönemin ilk ismi olarak 'u belirtmek gerekir. Onun düşüncesinde tümel kavramlar nesnel dünyanın yansımalarıdır. Ayrıca istence öncelik vermiştir ve volantarizmin savunusunu yapmıştır. İstenç özgürlüğü fikrini, belirlenimsizciliğe vardırmıştır.
Ockham'lı William geç dönem skolastiğin önemli filozofu olmakla kalmaz, nominalizmin sistemleştirilmesi ve geliştirilmesinde kesin bir rol oynar. Ona göre bütün gerçek, tikel nesnelerden meydana gelmektedir, tümeller ise uydurma şeylerdir.
Tümeller, tikel nesnelerin genel benzerliklerinden hareketle, nesneler için bizim uydurduğumuz simgelerdir. Bilginin temeline bu yolda deney konulur. Tanrı ve sonsuzluk hakkında deneyime sahip olmadığımızdan, bu alanlara yönelik bilgi, inanç bilgisidir. Bu tür bilgilere gerçek anlamda bilgi denilemez, onlara ancak inanılabilir. Böylece inanç ve bilgi arasına kesin bir ayrım konulmuş olunmaktadır. Bu yöndeki gelişim Rönesansı meydana getirecektir.
Roger Bacon geç dönem skolastiğin anılması gereken bir başka ismidir. Deney ve deneyim kavramları onun yaklaşımında daha da kesin bir görünüm kazanır. Doğa araştırmalarında ortaya koyduğu bulgular ve matematik dehası ünlü bir bilgin olmasını sağlamıştır. Mistisizm ile ampirizmin karışımı olan düşünceleri Bacon'ı Orta Çağ'dan Rönesans'a geçişin hazırlayıcılarından biri yapmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Felsefe Tarihi, Macit Gökberk, Remzi Kitabevi, sayfa;163
Kaynakça
- Gerçekçi Düşüncenin Kaynakları/Başlangıçtan Yeniçağ Düşünce tarihi, Afşar Timuçin,
- Felsefe tarihi, Macit Gökberk, Remzi Kitabevi.
- Bilimler tarihi ve Felsefesi, .
- Felsefe Sözlüğü, Ahmet Cevizci, .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Skolastik felsefe dusunce Latince kokenli schola okul kelimesinden turetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlami olarak okul felsefesi demektir Bu anlam onemlidir zira skolastik felsefe Orta Cag dusuncesinde dogrunun zaten mevcut oldugu dusuncesine ve felsefenin okullarda okutularak ogretilmesine dayanan bir yaklasim sergiler Bu felsefenin temeli teolojidir ona dayanir ve onu desteklemeye calisir Tarihsel ve felsefi cercevePatristik dusuncenin referansi filozof Platon Skolastik felsefe Patristik felsefenin surdurulmesi ve orada bir ogretiye donusturulmus olan Hristiyan inancinin felsefi anlamda temellendirilip sistematize edilmesi yonundeki cabalardan meydana gelmistir Orta Cag in belirli bir doneminden itibaren tum felsefe etkinligi skolastik zemininde gerceklestigi icin Orta Cag felsefesi denildiginde akla gelen genellikle skolastik felsefedir Oldukca genis bir tarihsel donemi kapsar Ikinci bir nokta hem Hristiyan skolastiginin hem de Islam skolastiginin soz konusu olmasidir Felsefe tarihi icinde Skolastigin uc ayri donem olarak ele alinmasi soz konusudur Erken Donem Skolastik 800 1200 lu yillar Yukselis Doneminde Skolastik 1200 1300 lu yillar Gec Donem Skolastik 1300 1500 lu yillar Skolastik felsefenin dayanagi Aristoteles Bu donemlerde skolastik felsefenin belirli bir acidan ortaya atilan sorunlari farkli niteliklerle cozmeye yoneldigi soylenebilir Ancak bununla birlikte skolastik felsefe denilince anlasilan genel bir nitelik soz konusudur Bu genel nitelik ilk olarak Aristotelesci bir ozellik olarak belirtilmelidir Patristik felsefede Platon ve Platonizm one cikmaktaydi buna karsilik skolastik felsefede Aristotelizmin ilham kaynagi oldugu gorulur Aristo felsefesi Platon nunkinden daha kesin olarak dusunurleri bilgelige yonlendirir bunun anlami salt Tanri yi bilmeye calismamak olgular dunyasiyla da ilgili olmaktir Bir okul felsefesi olarak skolastik ilk olarak teoloji ogretmenleri tarafindan hem sistematiklestirilmis teolojinin ogretilmesini hem de antikcag okullarinda ogretilen Yedi ozgur sanat in Septem artes liberales ogretilmesini kapsar Daha sonralari bu okulun butun ogreti ve calismalarini kapsayacak nitelikte ifade edilir olmustur Skolastigin yontemsel olarak ortak karakteristigi ise felsefeyi dinin ya da akli inancin alanina uygulayarak bu alandaki meseleleri kavranilir kilmaktir Ozelikle inanca ve vahye akil temelli getirilen itirazlar bu sekilde asilmaya calisilmistir Bu anlamda da skolastik felsefe yeni bir seyler bulmak ya da dusunceler uretmek arayisinda degildir aksine zaten mevcut olanlar icerisinde skolastik felsefe uygun olanlari temellendirmek ve uygun olmayanlari curutmek cabasinda olmustur Bu caba icin gerekli mantigi Aristoteles te ve Euklid geometrisinde bulmustur Orta Cag felsefesini skolastigi etkilemis olan Augustinus Boylece ana belitler daha bastan saptanmis bulunuyordu Bu donemin ozlu sozu ve dusuncesi Augustinus un Anlamak icin inaniyorum dusuncesidir Bu dusunceye gore hem inanc hem de onun anlatimi ve dili dogru olarak mevcuttur Realizm dusuncesinin temeli olan bu dusunce Skolastigin temel onermesidir Buna gore bilgi cesitli onermeler ve cikarsamalarla tanrisal gercegin ortaya konulmasindan ve yansitilmasindan kanitlanmasindan baska bir sey degildir Skolastik bu nedenle gorelikcilige oznellige ve kuskuculuga karsi savasir Skolastik yalnizca tek bir dogrunun ve ona bagli tek bir dogruluk sisteminin varligini kabul eder Nominalizm bunlara bagli olarak daha sonra Skolastigin cozulmesinde onemli rol oynayacaktir Skolastik felsefenin genel ahlaki tutumu konusunda iki ogenin altini cizmek gerekir Skolastik emir ahlakini ve deger ahlakini ustlenir durumdadir Buna gore onemli olan iyi ye uygun davranmaktir cunku iyi hem tanrinin buyrugudur hem de Tanri bizzat tum iyiligin kendisidir Skolastik felsefe baslangicinda ve gelisiminde inanc ile bilgiyi uzlastirmaya calismis ve bu temelde dinsel dogmalara felsefi bir temel bulmaya ve bunlari sistemlestirmeye yonelmistir Ancak son donemlerinde bu projenin basarilamayacagi kesinlik kazanmis tam aksi yonde bizzat ic tartismalari sebebiyle bilgi ile inanc ayrismasi kesinlik kazanmistir Skolastik felsefenin erken donemiJohannes Scotus bir Irlanda banknotu uzerinde Bati Roma Imparatorlugunun cokusunun getirdigi kulturel yikimdan cikis donemine rastlar Yeni bir toplumsal duzenleme ve kulturel canlanma evresinde felsefe alaninda skolastik gorulur Ilk skolastik dusunur olarak u 810 887 belirtmek gerekir Cevirileriyle ve dersleriyle Orta Cag dusuncesine mistisizmi getirmistir Platon un idea kuramina benzeyen bir kavram realizmini kullanmistir bir tur Yeni Plantonculugun gelistiricisi olmustur Tanri nin gercekte varliginin bilinemez oldugunu one surmustur Tanri ancak kismen simgeler araciligiyla bilinebilir Simgeler ise Tanri nin kendisi degildir Filozof ve teolog Anselmus Bu ilk doneminde yer alsa da butun skolastik felsefenin en etkili dusunurlerinden sayilan Anselmus anilmasi gereken bir baska isimdir 1033 1108 Anselmus ozellikle Augustinus un actigi yolda ilerlemis onun Anlamak icin inaniyorum sozune acik ve kesin bir icerik kazandirmis inancin en yuksek mistik varsayimlarini akil ile temellendirmeye calismistir Butun var olan seyler mutlak bir var olan tarafindan temellendirilir ayni sekilde butun iyi ler de mutlak iyi ile temellendirilir Burada acikca kavramsal realizmde oldugu turden yani tumel kavramlari gercek varliklardan sayan bir cikarsamayla tanrinin varligini kanitlama yoluna gidilmektedir Anselmus asil ununu ontolojik kanitlama ile saglamistir Buna gore Tanri tanimi geregi en yetkin iyi ise bu en yetkin iyi olanin varolmamasi mantiksal bir celiskidir dolayisiyla Tanri nin varolmasi celismezlik ilkesi geregi zorunludur Roscelinus 1050 1125 Orta Cag felsefesinde nominalizmin kurucusudur Kavram realizminin karsiti olarak nominalizm tumellerin kendinde varliklar olduklarini kabul etmez onlar insanin nesnelerin ortak yonlerinden hareketle dile getirdikleri isimlerden ibarettir Roscelinus gercekte var olan seylerin tikel nesneler oldugunu belirtir Abelardus ve Heloise Skolastik boyunca bu iki egilim arasinda surup gidecek olan bir tartisma soz konusu olacaktir nominalizm skolastigin cozulusunu getiren yonelimdir Bu tartisma felsefe tarihinde Tumeller Uzerine Tartisma olarak gececektir Petrus Abaelardus skolastik felsefenin onemli isimlerinden bir baskasi olarak Roscelinus un ogrencisidir ancak tumeller tartismasinda daha ortalamaci bir yol izlemistir Bu yonde ortaya koydugu zengin tartismalarla zamaninin en etkili filozoflarindan biri olmustur Skolastik felsefenin yukselis donemi12 yuzyildan itibaren onemli yapitlari cevrilmeye ve Bati da okunmaya baslandi ozellikle Aristoteles dusuncesine bu kaynaklardan bir tur yorum icinden ulasildi Boylece meydana gelen Aristotelizm skolastigin yukselis doneminin dinamigi olmustur Islam felsefesi Bati kulturel dusus icinde oldugu siralarda gucunu gelistirmis antikcag felsefesinin baslica filozoflarinin metinlerine sahip olabilmistir Ibn i Sina ozellikle Aristoteles felsefesinin Arap dunyasinda yer almasinda onemli rol oynamistir Tumeller sorunu uzerinde onemle durmus dusunurlerden birisidir ve bu dusunceleri yukselis donemi skolastiginde etkili olacaktir Islam filozofu Ibn i Rust Aristoteles in metinleri diger islam filozoflari gibi onun calismalari uzerinden Bati ya tasinacaktir Diger bir Aristotelesci Islam filozofu ise Ibni Rust tur Aristoteles in yapitlarini yorumlamis ve aciklamalar getirmistir Inanc ve akil arasinda iliski kurmaya calismis inanci akil bilgisinin baska bir formu olarak degerlendirmeyi denemistir Yahudi filozof Maimenides Yahudi felsefesi ve Yahudi filozoflarin bu donemde yaptiklari ceviri ve yorumlar da batida gelisen skolastik felsefenin yukselisinde etkili olmus bir baska kaynaktir Moses Maimenides bu filozoflarin en etkili olanidir O da Aristotelescidir ve din ile felsefeyi inanc ile akli birlestirme yonunde dusunceler uretmistir Her iki kaynaktan Yahudi ve Islam felsefeleri beslenen yukselis donemi skolastigi Aristoteles felsefesini temel dayanagi yapmistir Skolastigin bu donem felsefe calismasi butun bilgi alanlarini kapsayacak sekilde bir bilgi sistemi kurmaya yoneliktir Bonaventura adli Italyan mistik dusunur bu girisimi Augutinus ve Aristoteles i uzlastirmaya yonelik cabalariyla ortaya koyar Onun da bir tur ontolojik kanit kullandigi soylenebilir Bilgi bilinecek olanda birlesip bir olma durumudur ki bu her tur mistisizmin ana dogrultusudur Albertus Magnus Bonaventura da bu yonde bir metafizik insa eder Orta Cag in ve skolastigin en onemli filozofu ise Albertus Magnus olarak anilir Aristoteles felsefesini Arap ve Yahudi yorumlarini derleyip toparlamis bunlarin taninip anlasilmasinda onemli rol oynamistir Aquinali Thomas Doga bilimleriyle yakindan ilgilenmis bir skolastik dusunurdur Aristoteles felsefesinden sistemli bir yapi ortaya koymustur Aquinolu Thomas Albertus Magnus un ogrencisidir ve butun skolastik donemin en buyuk filozofu olarak kabul edilmektedir Ogretisi Katolik kilisesinin resmi felsefesi olarak kabul edilmistir Thomas a gore dinsel dogrularla felsefi dogrular yani inanc ve akil dogrulari iki ayri bilgi turunun dogrularidir Boylece Anlamak icin inanmak onermesinin yerine Thomas inanmak icin bilmek i koymustur Bunun anlami en yuksek aydinlanma ve acinlanmanin bilgi sayesinde olabilmesidir Inanc tapinagina girisin yolu bilgidir ve felsefe bu yolu aydinlatacak olan etkinliktir Thomas icin de Tanri yi bilmek bilginin en yuksek idealidir akil bu yuksek noktaya erismeye yonelirken bazi sirlari oldugu gibi kabul etmek zorundadir Realizm konusunda daha esnek bir tavir gelistiren Thomas ontolojik kanittan farkli olarak denilen yaklasimi gelistirir Thomas ilkcag felsefesinden ve ozellikle Aristodan cok etkilenmistir Skolastik felsefenin son donemiJohannes Duns Scotus Skolastigin son doneminde felsefe daha da ozerklesecek ve dinden ayrilacaktir akil ve inancin birlestirilmesi cabasindan vazgecilecektir Baslangic ve yukselis doneminde gorulen kavramsal realizm bu donemde gerilemistir Bu gelismede ve felsefenin ozerklesmesinde nominalizmin belirleyici bir rolu olacaktir Ayrica Dominiken ve Fransisken tarikatlari arasindaki catismanin derinlesmesi de bu sureci derinlestirmistir Fransiskenler teoloji ile doga bilimlerinin aynilastirilmasina ya da birbirine baglanmasina her zaman itiraz etmislerdir Bu tartismalarin sonu reformasyonu hazirlamistir Ronesansi hazirlayan kulturel gelismeler bu anlamda skolastigin son doneminde gerceklesir Reformasyon ve doga bilimlerinin ayrisip gelismesi Bu donemin ilk ismi olarak u belirtmek gerekir Onun dusuncesinde tumel kavramlar nesnel dunyanin yansimalaridir Ayrica istence oncelik vermistir ve volantarizmin savunusunu yapmistir Istenc ozgurlugu fikrini belirlenimsizcilige vardirmistir Ockham li William gec donem skolastigin onemli filozofu olmakla kalmaz nominalizmin sistemlestirilmesi ve gelistirilmesinde kesin bir rol oynar Ona gore butun gercek tikel nesnelerden meydana gelmektedir tumeller ise uydurma seylerdir Roger Bacon in heykeli Tumeller tikel nesnelerin genel benzerliklerinden hareketle nesneler icin bizim uydurdugumuz simgelerdir Bilginin temeline bu yolda deney konulur Tanri ve sonsuzluk hakkinda deneyime sahip olmadigimizdan bu alanlara yonelik bilgi inanc bilgisidir Bu tur bilgilere gercek anlamda bilgi denilemez onlara ancak inanilabilir Boylece inanc ve bilgi arasina kesin bir ayrim konulmus olunmaktadir Bu yondeki gelisim Ronesansi meydana getirecektir Roger Bacon gec donem skolastigin anilmasi gereken bir baska ismidir Deney ve deneyim kavramlari onun yaklasiminda daha da kesin bir gorunum kazanir Doga arastirmalarinda ortaya koydugu bulgular ve matematik dehasi unlu bir bilgin olmasini saglamistir Mistisizm ile ampirizmin karisimi olan dusunceleri Bacon i Orta Cag dan Ronesans a gecisin hazirlayicilarindan biri yapmistir Ayrica bakinizOrta Cag felsefesi Platonizm Aristotelizm Nominalizm Realizm EtikKaynakca Felsefe Tarihi Macit Gokberk Remzi Kitabevi sayfa 163KaynakcaGercekci Dusuncenin Kaynaklari Baslangictan Yenicag Dusunce tarihi Afsar Timucin Felsefe tarihi Macit Gokberk Remzi Kitabevi Bilimler tarihi ve Felsefesi Felsefe Sozlugu Ahmet Cevizci