Kuşkuculuk, septisizm, skeptisizm veya şüphecilik, her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir kuşku içinde kalınacağını, "mutlak"a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür. Kuşkuculuk, felsefe tarihi açısından önemli bir yere sahiptir; zira felsefe tarihi boyunca bilginin sınırlarını, insanların inançlarını, önyargılarını ve dogmatik düşünceyi sorgulayarak yerleşik kanılar ve inançları sarsmış, felsefe, bilim ve özellikle din konusunda birçok anlayışın değişmesine ortam hazırlamıştır. Dogmatizmin karşıtıdır. Kuşkucular, kesin bilgi veya mutlak doğruyu elde etmenin zor veya imkansız olduğunu savunurlar ve genellikle bu düşünceyi sorgulamayı teşvik ederler.
Tarihsel süreçte kuşkuculuk
Felsefenin babası sayılan Thales’ten beri ortaya atılan felsefi açıklamalarının çokluğu ve çeşitliliği doğal olarak eleştiriyi ve kuşkuyu gerektirmiştir. Antik çağ Yunan bilgiciliğinin kurucusu Protagoras tarihteki ilk kuşkucu (septik) düşünürdür. Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır. Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgâr soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir” diyerek tümel (külli) bir hakikatin var olmadığını, her insanın kendine ait kanaat ve düşünceleri olabileceğini belirtmiştir. Buna göre Protagoras’ın kuşkuculuğu göreli kuşkuculuk olarak tanımlanır. Bilgi sorununu sistematik olarak inceleyen ilk kuşkucu filozof ise Pyrrhon'dur. Pyrrhon ile birlikte kuşkuculuk görüşü okullaşmıştır.
Bir başka kuşkucu filozof da Descartes'tır. Onun kuşkuculuğuna adı verilir. Zira Descartes'ın kuşkuculuğu kesin bilgiyi bulana kadar tüm bilgileri gözden geçirme anlamındadır. Ona göre kesin bilgi mevcuttur, kuşkuculuk ise bir yöntemdir. "Cogito, ergo sum" (Düşünüyorum, öyleyse varım.) ifadesi, kuşkuyu kullanarak bilgiyi ve gerçeği sorgulamaya ilişkindir.
Pyrrhon'un kuşkuculuğunun kökeni belki de Platon ve Aristoteles okulları arasındaki karşıtlığı sezmesi ve bu karşıtlığın daha sonra Stoa ve Epiküros okullarında derinleşmesini gözlemlemiş olmasıdır. Bu tür gözlemleri Pyrrhon’un felsefi öğretilere karşı olan güveninin sarsılması ve bunun sonucu olarak da kuşkunun temelini oluşturmuştur.
Pyrrhon’un kuşkuculuğuna göre mutluluğa giden yol şöyledir:
- Nesnelerin gerçek yasası kavranamaz.
- Öyleyse nesnelere karşı tutumumuz yargıdan kaçınma olmalıdır.
- Ancak bu tutumla ruhsal dinginliğe ulaşılabilir.
Kaynakça
- ^ Septisizm 25 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Erişim tarihi: 5 Haziran 2016
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kuskuculuk septisizm skeptisizm veya suphecilik her tur bilgi savini kuskuyla karsilayan bunlarin temellerini etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen ayrica aklin kesin bir bilgi elde edemeyecegini hakikate erisilse dahi surekli ve tam bir kusku icinde kalinacagini mutlak a ulasmanin mumkun olmadigini savunan felsefi gorustur Kuskuculuk felsefe tarihi acisindan onemli bir yere sahiptir zira felsefe tarihi boyunca bilginin sinirlarini insanlarin inanclarini onyargilarini ve dogmatik dusunceyi sorgulayarak yerlesik kanilar ve inanclari sarsmis felsefe bilim ve ozellikle din konusunda bircok anlayisin degismesine ortam hazirlamistir Dogmatizmin karsitidir Kuskucular kesin bilgi veya mutlak dogruyu elde etmenin zor veya imkansiz oldugunu savunurlar ve genellikle bu dusunceyi sorgulamayi tesvik ederler Tarihsel surecte kuskuculukFelsefenin babasi sayilan Thales ten beri ortaya atilan felsefi aciklamalarinin coklugu ve cesitliligi dogal olarak elestiriyi ve kuskuyu gerektirmistir Antik cag Yunan bilgiciliginin kurucusu Protagoras tarihteki ilk kuskucu septik dusunurdur Protagoras Her seyin olcusu insandir Her sey bana nasil gorunurse benim icin oyledir Usuyen icin ruzgar soguk usumeyen icin soguk degildir Her sey icin birbirine tumuyle karsit iki soz soylenebilir diyerek tumel kulli bir hakikatin var olmadigini her insanin kendine ait kanaat ve dusunceleri olabilecegini belirtmistir Buna gore Protagoras in kuskuculugu goreli kuskuculuk olarak tanimlanir Bilgi sorununu sistematik olarak inceleyen ilk kuskucu filozof ise Pyrrhon dur Pyrrhon ile birlikte kuskuculuk gorusu okullasmistir Bir baska kuskucu filozof da Descartes tir Onun kuskuculuguna adi verilir Zira Descartes in kuskuculugu kesin bilgiyi bulana kadar tum bilgileri gozden gecirme anlamindadir Ona gore kesin bilgi mevcuttur kuskuculuk ise bir yontemdir Cogito ergo sum Dusunuyorum oyleyse varim ifadesi kuskuyu kullanarak bilgiyi ve gercegi sorgulamaya iliskindir Pyrrhon un kuskuculugunun kokeni belki de Platon ve Aristoteles okullari arasindaki karsitligi sezmesi ve bu karsitligin daha sonra Stoa ve Epikuros okullarinda derinlesmesini gozlemlemis olmasidir Bu tur gozlemleri Pyrrhon un felsefi ogretilere karsi olan guveninin sarsilmasi ve bunun sonucu olarak da kuskunun temelini olusturmustur Pyrrhon un kuskuculuguna gore mutluluga giden yol soyledir Nesnelerin gercek yasasi kavranamaz Oyleyse nesnelere karsi tutumumuz yargidan kacinma olmalidir Ancak bu tutumla ruhsal dinginlige ulasilabilir Kaynakca Septisizm 25 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erisim tarihi 5 Haziran 2016