Üçüncü Mithridatis Savaşı, VI. Mithridatis ve müttefikleri ile Roma Cumhuriyeti arasında gerçekleşen Mithridatis Savaşlarının sonuncusu ve en uzun süreli olanı. MÖ 73 ile MÖ 63 yılları arasında gerçekleşen savaş sonucunda Pontus Krallığı nihai olarak son bulmuş, Roma Küçük Asya'da tam bir hakimiyet kurmuştur.
Üçüncü Mithridatis Savaşı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Mithridatis Savaşları | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Roma Cumhuriyeti Bitinya Galatya Kizikos | Pontus Krallığı Ermenistan Krallığı İberya Krallığı Albanya Sarmatlar | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Lucius Licinius Lucullus Gnaeus Pompeius Magnus | VI. Mithridates II. Tigran |
Giriş
MÖ 75 yılında ölen Bithynia Kralı IV. Nikomedes, III. Attalos gibi kendi mülkünün ve servetinin varisi olarak Roma’yı tayin ettiğini belirten bir vasiyetname hazırlatmıştır. Roma senatosu, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bu meşru zeminden faydalanarak Bithynia Krallığı’nın topraklarını Roma’ya dahil etmiştir. Bu sırada IV. Nikomedes’in ikinci karısı Nysa’dan olma oğlu olduğunu iddia eden bir kişi, Roma senatosuna başvurarak krallığını almak istemiş; ancak senato iddiaların doğruluğunu kanıtlayaman bu kişiyi reddetmiştir. Bu durum üzerine IV. Nikomedes’in oğlu olduğunu ileri süren bu kişi zaman kaybetmeden kısa zamanda büyük ordular toplayan VI. Mithridates’ten yardım istemiştir. Roma senatosu çok geçmeden ayaklanma ya da herhangi bir tehlike ihtimalini göz önünde bulundurarak görevlendirdiği kişiler sayesinde M. Ö. 74 yılında Bithynia’yı ilhak etmiştir. Roma’da bu gelişmeler yaşanırken VI. Mithridates, I. Mithridates-Roma Savaşı’nda olduğu gibi Paphlagonia’ya girerek Bithynia üzerine yürümesi oradanda Kapadokya’ya ordusunu göndermesi III. Mithridates-Roma Savaşı’nın yaklaştığının habercisi olmuştur. VI. Mithridates, kendisini saldırgan göstermekten kaçınsada bu hamleleri savaşın kaçınılmaz olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra VI. Mithridates’in daha öncede belirttiği üzere, Romalıların açgözlü olduğu ve Dardanos Antlaşması’nın yazılı hale getirileceğine söz vermelerine rağmen söz verip de yerine getirmedikleri gibi benzer olayların yaşanması kralın savaşı başlatmasına neden olmuştur.
Savaşın Süreci
Pontos Kralı, ordusunu üç bölüme ayırarak Diophantos ve Mitharos’u, Romalılar tarafından Kapadokya Bölgesi’nden gelebilecek herhangi bir saldırıyı karşılaması için Kapadokya’ya, Eumakhos’u Paphlagonia üzerinden Galatia’ya; kendisi de generalleri Taksiles ve Hermoketes ile beraber Paphlagonia boyunca Bithynia’ya doğru yürüyüşe geçmiştir. Özellikle MÖ 73 yılının sonlarına doğru Pontos tehlikesinin ciddiyetini anlayan Romalı generaller, Küçük Asya’daki eylemlerini ve baskılarını artırmışlardır.
I. ve II. Mithridates-Roma Savaşları’nda olduğu gibi Üçüncü Mithridates Roma Savaşı’nda da Romalı generallere her türlü yardımı sağlayan Kapadokya kralı I. Ariobarzanes, halen II. Tigranes tarafından zorla göç ettirilen halkına kavuşamamıştır Bu çaresiz bekleyiş kralın, Kapadokya halkının geleceğinden endişe duymasına neden olmaktaydı. Çünkü Kapadokyalılar, uzunca bir süredir vatanlarından ayrı özgürlükten yoksun bir hayata mahkum edilmişlerdir. Belki de Kapadokya kralı, her sıkıştığı fırsatta yaptığı gibi Roma’ya sığınmayarak ordusunu hazırlayıp halkı ile birlikte direnişe geçseydi, bu durum yaşanmayacaktı. Bu nedenle Kapadokya kralı, her fırsatta Roma senatosuna ve Romalı komutanlara yardım talebini sık sık dile getiriyordu. Bu sırada Pontos kralı ile mücadele edecek olan Roma, I. Mithridates-Roma Savaşı’nda olduğu gibi bu kez hazırlıksız değildi. Bunun üzerine Roma, Küçük Asya sorunlarını yakından takip eden Lucius Licinius Lucullus’u VI. Mithridates ile girişeceği mücadeleye başkomutan olarak tayin etmiştir.
Çok geçmeden savaş hazırlıklarına başlayan Lucullus, gittiği her yerde kurtarıcı gibi karşılanmaktaydı. Ayrıca Lucullus öncelikle Sulla zamanında özellikle halkı borçlandırmaya yönelik olarak yapılmış olan vergilendirme usulünü düzenleyip Küçük Asya sakinlerini sefaletten kurtararak övgü kazanırken; diğer yandan Romalı tefecilerin ve mültezimlerin nefretinden nasibini almaktaydı. Bu durumdan habersiz bir şekilde görevini icra etmekte olan Lucullus, vakit kaybetmeden Pontos kralını ortadan kaldırmak için harekete geçmiştir. Çünkü I. ve II. Mithridates-Roma Savaşları’nda serbest bırakılan Pontos kralının kısa zamanda büyük ordular toplayarak sonrasında neler yaptığını bilen Lucullus, bu kez kralı ebediyen yok etmek için harekete geçmiştir. Dolayısıyla bu durumun gerçekleşmesi halinde Roma, Küçük Asya’da tek ve en önemli güç olma statüsünü devam ettirmiş olacaktı. Bu nedenle durumun önemini icra eden VI. Mithridates, damadı II. Tigranes’e sığınmış; ancak bu sırada II. Tigranes büyük fetihler peşinde olduğundan VI. Mithridates ile gerektiği kadar ilgilenmemiştir. Bunun yanı sıra VI. Mithridates’in teslimini isteyen Romalı elçilere de aynı davranışı sergilemiştir.
Muhtemelen II. Tigranes içinde bulunduğu durumun hassasiyetini ve tehlikesini anlayamayacak kadar kibirliydi. Durumu değerlendiren Lucullus, II. Tigranes ile savaşmaktan başka çare olmadığına karar vermiştir. Plutarkhos, bu olayı şöyle anlatmaktadır; Kısa bir mücadelenin ardından başkent Tigranokerta’ya varan Lucullus, burayı kuşattı ve muzaffer ordusu ile önemli bir zafer kazanmıştır. MÖ 69 yılında esaret hayatına mahkum edilen Kapadokyalılar, II. Tigranes’in Lucullus’a yenilmesi ile özgürlüklerine ve öz vatanlarına kavuşmuşlardır. Lucullus, I. Ariobarzanes’i halkına ve tahtına kavuşturmuştur. Bu nedenle her ikisi de bu olay neticesinde sözde dostluklarını güçlendirmişlerdir. Yaşanılan bu durum Kapadokyalıların Roma’ya olan saygısını ve sevgisini bir kat daha artırarak Roma ile egemenlik bağlarının güçlenmesini sağlamıştır. Hatta Kapadokyalılar, VI. Mithridates ile mücadele eden Lucullus’un ordusuna hububat ve asker yardımında bulunarak ona dostluklarını bir kez daha göstermişlerdir. Lucullus ise, bu davranışa karşılık olarak başta Roma’nın çıkarları olmakla birlikte bölge halkının güvenliğini sağlamak adına askeri kıtalarını buraya sevk etmiştir. Çünkü daha öncede belirtildiği üzere Kapadokya, hem müttefiki Roma hem de düşmanı Pontos için hayati bir öneme sahiptir.
MÖ 67 yılında Lucullus’un kendi başına aldığı bir kararla VI. Mithridates üzerine yürüdüğü esnada, II. Tigranes’de Pontos’a doğru ilerlemiştir. Lucullus’un bu kararı, Roma’da büyük yankı uyandırmıştır. Romalı tefeciler de bu fırsattan yararlanarak, Lucullus aleyhine propagandalarını artırmışlar ve Lucullus’un kendini zenginleştirmek için bir savaştan diğerine koştuğunu belirterek suçlamışlardır. Bu esnada II. Tigranes, Lucullus’un Kapadokya sınırına yakın bir yerde konaklamasından faydalanarak M. Ö. 67 yılında Kapadokya’ya girmiştir. II. Tigranes, Lucullus’un ve Romalıların gözleri önünde Kapadokya’yı yağmalayarak Arslan’ın ifadesiyle, Kapadokya’nın bahtı kara kralı I. Ariobarzanes’i tahtından kovmuş; I. Ariobarzanes ise bu olay neticesinde halkını ve ülkesini bir kez daha işgale hazır bir şekilde bırakarak Roma’ya sığınmıştır.
Appianus, bu durumu şöyle anlatmaktadır; Lucullus’un Mithridates üzerine yürüdüğü sırada, Tigranes’de imparatorluğunun güney sahilleri boyunca Pontos’a doğru yürümüştür. Lucullus’un Kapadokya’da olmadığını fırsat bilen Tigranes, Kapadokya’ya girmiş ve burayı yağmalamaya başlamıştır. Bu durum karşısında I. Ariobarzanes ise, krallığından kovularak Roma’ya sığınmıştır.
Bu sırada VI. Mithridates ve II. Tigranes, Roma tarafından işgal edilen krallıklarını tekrar ele geçirmişlerdir. Bu nedenle Roma senatosu, Kapadokya sınırında bulunan Lucullus’un yanına gelerek, Küçük Asya’da kendi başına aldığı kararın neticesinde MÖ 67 yılında Lucullus’un Küçük Asya’daki görevine son verildiğini söylemişlerdir. Ancak Özsait, Lucullus’un görevinden alınmasının sebepleri arasında; Asya Eyaleti’nde yapmış olduğu vergi reformlarından rahatsız olan tefecilerin Roma’ya onun hakkında yapmış olduğu şikayetler ve korsanların Akdeniz’deki Roma karşıtı faaliyetlerini artırmasının etkili olduğunu belirtmiştir. Böylece Kapadokya’yı esaretten kurtararak Küçük Asya’nın neredeyse tamamını ele geçirip burayı Roma egemenliği altına sokmak için büyük çaba sarf eden ve bunu da büyük oranda başaran Lucullus, arkasından çevrilen bir takım olaylar neticesinde görevinden alınmıştır. MÖ 67 yılında çıkarılan bir ''lex gabina'' adlı bir yasa ile, Akdeniz’de korsanlara karşı vermiş olduğu başarılı mücadelelerle tanınan Gnaeus Pompeius Magnus getirilmiştir.
Pompeius, MÖ 67 yılının baharında Galatlar’ın bir kalesi olan Danala’da selefi Lucullus ile buluşarak, Roma ordularını teslim almıştır. Romalılar, Pompeius’un atanmasıyla birlikte tüm krallara ve yöneticilere her koşulda ona yardım etmeleri için haber göndermiş; Pompeius’a askeri birlikleri silah altına alma ve kentlerden para toplama yetkisi tanımışlardır. Pompeius, hazırlamış olduğu askeri birlikler ve savaş hazırlıkları neticesinde korsanları büyük bir yenilgiye uğratarak Akdeniz’deki Roma hakimiyetini güçlendirmiştir. Pompeius’un, bu zaferi Roma’da büyük bir sevinçle karşılanmış; ardından VI. Mithridates’in Roma ve müttefikleri üzerindeki direnişini kırmak için Pompeius’un yetkileri genişletilmiştir. Bu sırada kısa zamanda büyük ordular toplamasıyla bilinen VI. Mithridates, hakimiyetini güçlendirmiş ve Roma’ya karşı yeni bir ordu oluşturmuştur.
Böylece iki güç arasında yaşanan olaylar neticesinde Pompeius, MÖ 64 yılına kadar VI. Mithridates ve II. Tigranes ile savaşarak zafere ulaşmıştır; bu olayın ardından Pompeius ilk iş olarak, müttefiki Kapadokya’nın talihsiz kralı I. Ariobarzanes’i tahtına kavuşturduktan sonra Kapadokya’daki gerekli düzenlemeleri zaman kaybetmeden yapmaya başlamıştır. Özellikle toprak dağıtımında, Kapadokya Krallığı’nın Roma’ya olan bağlılığı ve Mithridates-Roma Savaşları sırasındaki zararı göz önünde bulundurulmuştur. Bu bağlılık Kapadokya’da yaşanan sürekli iktidar değişikliklerinin yanı sıra, bölgeyi istila edenlerin her seferinde, ürünlerini yağmalamaları ve baskı yapmaları ile bunalan Kapadokya halkının, bu dönemde sözde dost elini uzatan emperyalist Roma’yı kurtarıcı olarak görmesine de neden olmuştur. Çünkü Roma ve Pontos güçleri arasındaki savaşlarda en fazla zarar gören ve tahrip edilen yer Kapadokya Krallığı’ydı. Yine de bunca sıkıntıya rağmen Kapadokyalılar hiçbir baskı altında kalmadan ve tereddüt yaşamadan özgür iradeleri ile kendi kaderlerini tayin eden sözde dostları Roma’ya bağlılıklarını sürdürmüşlerdir. Bu nedenle Pompeius, Kapadokya ve çevresinin güvenliğini büyük ölçüde sağlamış; sonrasında ise, Roma’ya bağlılığın mükafatı olarak, Euphrates’in doğusundaki Sophane Bölgesi’ni, Hierapolis Kastabala (Kazmacılar köyü)’yı ve Kilikia kentleriyle birlikte I. Ariobarzanes’e bırakmıştır.
Pompeius, esasen Kapadokya kralına vermiş olduğu yeni eyalet ve kentlerle kralı güçlendirerek; hem Parthlara hem de Armenialılara karşı tampon bir bölge oluşturmuştur. Roma, bu hamlesi ile Anadolu’daki ve Küçük Asya’daki status quo’yu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya devam etmiştir. Pompeius böylelikle Kapadokya’da yapmış olduğu düzenlemin ardından VI. Mithridates’i öldürmek için müttefikleri ile anlaşma yapmanın yollarını aramıştır. Ancak Pontos kralını öldürmek için her yolu deneyen Pompeius’a bu istek nasip olmamıştır. Diğer taraftan Pontos Kralı gittikçe güçlenen Roma karşısında pes etmemiş ve her fırsatta direnişini sürdürmüştür; ancak kral bu duruma fazla dayanamayacak gibi gözükmekteydi. Çünkü çevresinde sadakatinden kuşkulandığı kişi sayısı artmış, ayrıca askerlerinin isyan seslerini duyar gibi olmuştur. MÖ 63 yılı baharında kralın en sevdiği oğlu ve aynı zamanda tahtın varisi Pharnekes, babasının ölümünü bekleyememiş, hatta krala isyan eden askerlerin başına geçerek isyana öncülük etmiştir. Ömrünün yaklaşık kırk yılını Roma ile savaşarak geçiren VI. Mithridates, oğlunun Romalılar ile mücadeleyi göze alamayarak onlardan özür dileyip onlarla bağlaşık olmayı ve bu sayede Kimmeria Bosporosu’nun kralı olarak kalmayı hedeflemesi ve ihanet içinde olması karşısında üzüntüsünü gizleyememiştir. Bu nedenle VI. Mithridates, çok geçmeden yanındaki askeri birlikleri dağıtarak oğlunun ihanetiyle yaşamanın yanı sıra Romalıların zafer alaylarında teşir edilmektense ölmeyi tercih etmiştir. Çok geçmeden Pontos kralı kılıcının kınına gizlediği zehiri içerek intihar etmiştir. Bu olay Roma ve müttefikleri tarafından başlarda şaşkınlıkla karşılanmış; fakat daha sonra büyük bir sevinç duyularak şölenlerle kutlanmıştır.
Sonrası
Neticede Kapadokya Krallığı, Roma ile Pontos güçleri arasında geçen mücadelelere tampon bölge olması itibarıyla sessiz kalamazdı. Daha öncede ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, Magnesia Savaşı ve Aristonikos İsyanı sonucunda Roma ile ilk teması sağlayan Kapadokya, sonrasında yaşanan gelişmeler doğrultusunda Roma’yı desteklemiş; ancak Kapadokya, bu hamlesinin bedelini kendi kralları I. Ariobarzanes’in sık sık tahtından kovularak VI. Mithridates’in tayin ettiği kralların zulmüne maruz kalarak ödemiştir. Pontos kralı, Kapadokya halkına ilk başlarda samimi davranarak onların güvenini kazanmaya yönelik adımlar atsada halktan istediği itibarı görememiş ve beklediği desteği alamamıştır. Diğer taraftan Pontos kralı, Kapadokya egemenliği için sadece kendi yöneticilerini değil; damadı Armenia Kralı II. Tigranes’i de çıkarlarına alet etmiştir. Tabi ki, VI. Mithridates’in yaptıkları bunlar ile sınırlı değildir. Daha birçok siyasi ve ekonomik içerikli politikalarla Kapadokya halkını kendisine muhtaç bırakmayı denemiş; ancak Roma faktörü nedeniyle beklediği sonucu alamamıştır. Bu durumun Kapadokyalılar için bir takım olumlu ve olumsuz sonuçlar doğurduğu şüphesizdir. Ancak Pontos kralını seçmek başlı başına yerel halkın tercihine bırakılmadığı gibi burada asıl söz emperyalist Roma'nın yerleştirmiş olduğu krallar ve Kapadokya'da varlığını devam ettiren soylu sınıfın elindedir. Böylece Roma'ya teslimiyetin senaryoları Kapadokya'da gerektiği gibi bu iki temsilci ya da Roma yanlısı olanlar tarafından uygulanmıştır.
Kaynakça
- ^ M. Özsait, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, s. 310; M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 305-306.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 306.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 315-316
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 313; D. Magie, Roman Rule in Asia Minor, s. 324.
- ^ L. Licinius Lucullus, Cornelius Sulla’nın Küçük Asya’daki önemli bir legatusudur. Plutarkhos, “Lucullus”, 4. 2.
- ^ Gelirlerinin önemli düzeyde azalmasından rahatsızlık duyan publicanuslar ve negatiatorlar ise bunun karşılığını Roma’da karşıt propaganda yaparak göstermişlerdir. M. Oktan, “Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Pontos’da Yapılan Düzenlemeler”, s. 56-57.
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 388-389; Memnon, “Peri Herakleia”, 46. 2.
- ^ Plutarkhos, “Lucullus”, 26. 3; E. Yıldırım, “Roma-Parth Mücadelesi’nde Fırat Nehri’nin Jeopolitik Önemi”, s. 49; D. Magie, Roman Rule in Sulla Asia Minor, s. 345.
- ^ O. Tekin, “Eski Anadolu ve Trakya”, s. 167.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 354.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 392
- ^ Plutarkhos, “Lucullus”, 35. 2-5; M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 433; N. Baydur, Kültepe (Kaneş) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s. 98.
- ^ Appianus, 13. 87-88.
- ^ M. Özsait, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, s. 310-311.
- ^ Halk tribunusu Aulus Gabinius, denizleri korsanlardan temizlemek için çıkardığı yasadır. M. Arslan, a.g.e., s. 435-445.
- ^ Plutarkhos, “Pompeius”, 30. 3; M. Oktan, “Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Pontos’da Yapılan Düzenlemeler”, s. 50; D. Magie, Roman Rule in Sulla Asia Minor, s. 381.
- ^ M. Arslan, a.g.e., s. 438-439.
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 439-448.
- ^ N. Baydur, Kültepe (Kaneş) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s. 98; M. Arslan, a.g.e., s.491.
- ^ M. Özsait, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, s. 312.
- ^ D. Magie, Roman Rule in Sulla Asia Minor, s. 375; M. Arslan, a.g.e., s. 492.
- ^ M. Arslan, Mithridates VI. Eupator ve Roma, s. 503-505-506.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ucuncu Mithridatis Savasi VI Mithridatis ve muttefikleri ile Roma Cumhuriyeti arasinda gerceklesen Mithridatis Savaslarinin sonuncusu ve en uzun sureli olani MO 73 ile MO 63 yillari arasinda gerceklesen savas sonucunda Pontus Kralligi nihai olarak son bulmus Roma Kucuk Asya da tam bir hakimiyet kurmustur Ucuncu Mithridatis SavasiMithridatis SavaslariTarihMO 73 MO 63BolgeAnadolu ve Guney YunanistanSonucRoma Cumhuriyeti nin zaferiCografi DegisikliklerPontus ve Suriye bolgeleri Roma eyaletleri haline geldiTaraflarRoma Cumhuriyeti Bitinya Galatya KizikosPontus Kralligi Ermenistan Kralligi Iberya Kralligi Albanya SarmatlarKomutanlar ve liderlerLucius Licinius Lucullus Gnaeus Pompeius MagnusVI Mithridates II TigranGirisMO 75 yilinda olen Bithynia Krali IV Nikomedes III Attalos gibi kendi mulkunun ve servetinin varisi olarak Roma yi tayin ettigini belirten bir vasiyetname hazirlatmistir Roma senatosu beklenmedik bir sekilde ortaya cikan bu mesru zeminden faydalanarak Bithynia Kralligi nin topraklarini Roma ya dahil etmistir Bu sirada IV Nikomedes in ikinci karisi Nysa dan olma oglu oldugunu iddia eden bir kisi Roma senatosuna basvurarak kralligini almak istemis ancak senato iddialarin dogrulugunu kanitlayaman bu kisiyi reddetmistir Bu durum uzerine IV Nikomedes in oglu oldugunu ileri suren bu kisi zaman kaybetmeden kisa zamanda buyuk ordular toplayan VI Mithridates ten yardim istemistir Roma senatosu cok gecmeden ayaklanma ya da herhangi bir tehlike ihtimalini goz onunde bulundurarak gorevlendirdigi kisiler sayesinde M O 74 yilinda Bithynia yi ilhak etmistir Roma da bu gelismeler yasanirken VI Mithridates I Mithridates Roma Savasi nda oldugu gibi Paphlagonia ya girerek Bithynia uzerine yurumesi oradanda Kapadokya ya ordusunu gondermesi III Mithridates Roma Savasi nin yaklastiginin habercisi olmustur VI Mithridates kendisini saldirgan gostermekten kacinsada bu hamleleri savasin kacinilmaz oldugunu gostermistir Bunun yani sira VI Mithridates in daha oncede belirttigi uzere Romalilarin acgozlu oldugu ve Dardanos Antlasmasi nin yazili hale getirilecegine soz vermelerine ragmen soz verip de yerine getirmedikleri gibi benzer olaylarin yasanmasi kralin savasi baslatmasina neden olmustur Savasin SureciPontos Krali ordusunu uc bolume ayirarak Diophantos ve Mitharos u Romalilar tarafindan Kapadokya Bolgesi nden gelebilecek herhangi bir saldiriyi karsilamasi icin Kapadokya ya Eumakhos u Paphlagonia uzerinden Galatia ya kendisi de generalleri Taksiles ve Hermoketes ile beraber Paphlagonia boyunca Bithynia ya dogru yuruyuse gecmistir Ozellikle MO 73 yilinin sonlarina dogru Pontos tehlikesinin ciddiyetini anlayan Romali generaller Kucuk Asya daki eylemlerini ve baskilarini artirmislardir I ve II Mithridates Roma Savaslari nda oldugu gibi Ucuncu Mithridates Roma Savasi nda da Romali generallere her turlu yardimi saglayan Kapadokya krali I Ariobarzanes halen II Tigranes tarafindan zorla goc ettirilen halkina kavusamamistir Bu caresiz bekleyis kralin Kapadokya halkinin geleceginden endise duymasina neden olmaktaydi Cunku Kapadokyalilar uzunca bir suredir vatanlarindan ayri ozgurlukten yoksun bir hayata mahkum edilmislerdir Belki de Kapadokya krali her sikistigi firsatta yaptigi gibi Roma ya siginmayarak ordusunu hazirlayip halki ile birlikte direnise gecseydi bu durum yasanmayacakti Bu nedenle Kapadokya krali her firsatta Roma senatosuna ve Romali komutanlara yardim talebini sik sik dile getiriyordu Bu sirada Pontos krali ile mucadele edecek olan Roma I Mithridates Roma Savasi nda oldugu gibi bu kez hazirliksiz degildi Bunun uzerine Roma Kucuk Asya sorunlarini yakindan takip eden Lucius Licinius Lucullus u VI Mithridates ile girisecegi mucadeleye baskomutan olarak tayin etmistir Cok gecmeden savas hazirliklarina baslayan Lucullus gittigi her yerde kurtarici gibi karsilanmaktaydi Ayrica Lucullus oncelikle Sulla zamaninda ozellikle halki borclandirmaya yonelik olarak yapilmis olan vergilendirme usulunu duzenleyip Kucuk Asya sakinlerini sefaletten kurtararak ovgu kazanirken diger yandan Romali tefecilerin ve multezimlerin nefretinden nasibini almaktaydi Bu durumdan habersiz bir sekilde gorevini icra etmekte olan Lucullus vakit kaybetmeden Pontos kralini ortadan kaldirmak icin harekete gecmistir Cunku I ve II Mithridates Roma Savaslari nda serbest birakilan Pontos kralinin kisa zamanda buyuk ordular toplayarak sonrasinda neler yaptigini bilen Lucullus bu kez krali ebediyen yok etmek icin harekete gecmistir Dolayisiyla bu durumun gerceklesmesi halinde Roma Kucuk Asya da tek ve en onemli guc olma statusunu devam ettirmis olacakti Bu nedenle durumun onemini icra eden VI Mithridates damadi II Tigranes e siginmis ancak bu sirada II Tigranes buyuk fetihler pesinde oldugundan VI Mithridates ile gerektigi kadar ilgilenmemistir Bunun yani sira VI Mithridates in teslimini isteyen Romali elcilere de ayni davranisi sergilemistir Muhtemelen II Tigranes icinde bulundugu durumun hassasiyetini ve tehlikesini anlayamayacak kadar kibirliydi Durumu degerlendiren Lucullus II Tigranes ile savasmaktan baska care olmadigina karar vermistir Plutarkhos bu olayi soyle anlatmaktadir Kisa bir mucadelenin ardindan baskent Tigranokerta ya varan Lucullus burayi kusatti ve muzaffer ordusu ile onemli bir zafer kazanmistir MO 69 yilinda esaret hayatina mahkum edilen Kapadokyalilar II Tigranes in Lucullus a yenilmesi ile ozgurluklerine ve oz vatanlarina kavusmuslardir Lucullus I Ariobarzanes i halkina ve tahtina kavusturmustur Bu nedenle her ikisi de bu olay neticesinde sozde dostluklarini guclendirmislerdir Yasanilan bu durum Kapadokyalilarin Roma ya olan saygisini ve sevgisini bir kat daha artirarak Roma ile egemenlik baglarinin guclenmesini saglamistir Hatta Kapadokyalilar VI Mithridates ile mucadele eden Lucullus un ordusuna hububat ve asker yardiminda bulunarak ona dostluklarini bir kez daha gostermislerdir Lucullus ise bu davranisa karsilik olarak basta Roma nin cikarlari olmakla birlikte bolge halkinin guvenligini saglamak adina askeri kitalarini buraya sevk etmistir Cunku daha oncede belirtildigi uzere Kapadokya hem muttefiki Roma hem de dusmani Pontos icin hayati bir oneme sahiptir MO 67 yilinda Lucullus un kendi basina aldigi bir kararla VI Mithridates uzerine yurudugu esnada II Tigranes de Pontos a dogru ilerlemistir Lucullus un bu karari Roma da buyuk yanki uyandirmistir Romali tefeciler de bu firsattan yararlanarak Lucullus aleyhine propagandalarini artirmislar ve Lucullus un kendini zenginlestirmek icin bir savastan digerine kostugunu belirterek suclamislardir Bu esnada II Tigranes Lucullus un Kapadokya sinirina yakin bir yerde konaklamasindan faydalanarak M O 67 yilinda Kapadokya ya girmistir II Tigranes Lucullus un ve Romalilarin gozleri onunde Kapadokya yi yagmalayarak Arslan in ifadesiyle Kapadokya nin bahti kara krali I Ariobarzanes i tahtindan kovmus I Ariobarzanes ise bu olay neticesinde halkini ve ulkesini bir kez daha isgale hazir bir sekilde birakarak Roma ya siginmistir Appianus bu durumu soyle anlatmaktadir Lucullus un Mithridates uzerine yurudugu sirada Tigranes de imparatorlugunun guney sahilleri boyunca Pontos a dogru yurumustur Lucullus un Kapadokya da olmadigini firsat bilen Tigranes Kapadokya ya girmis ve burayi yagmalamaya baslamistir Bu durum karsisinda I Ariobarzanes ise kralligindan kovularak Roma ya siginmistir Bu sirada VI Mithridates ve II Tigranes Roma tarafindan isgal edilen kralliklarini tekrar ele gecirmislerdir Bu nedenle Roma senatosu Kapadokya sinirinda bulunan Lucullus un yanina gelerek Kucuk Asya da kendi basina aldigi kararin neticesinde MO 67 yilinda Lucullus un Kucuk Asya daki gorevine son verildigini soylemislerdir Ancak Ozsait Lucullus un gorevinden alinmasinin sebepleri arasinda Asya Eyaleti nde yapmis oldugu vergi reformlarindan rahatsiz olan tefecilerin Roma ya onun hakkinda yapmis oldugu sikayetler ve korsanlarin Akdeniz deki Roma karsiti faaliyetlerini artirmasinin etkili oldugunu belirtmistir Boylece Kapadokya yi esaretten kurtararak Kucuk Asya nin neredeyse tamamini ele gecirip burayi Roma egemenligi altina sokmak icin buyuk caba sarf eden ve bunu da buyuk oranda basaran Lucullus arkasindan cevrilen bir takim olaylar neticesinde gorevinden alinmistir MO 67 yilinda cikarilan bir lex gabina adli bir yasa ile Akdeniz de korsanlara karsi vermis oldugu basarili mucadelelerle taninan Gnaeus Pompeius Magnus getirilmistir Pompeius MO 67 yilinin baharinda Galatlar in bir kalesi olan Danala da selefi Lucullus ile bulusarak Roma ordularini teslim almistir Romalilar Pompeius un atanmasiyla birlikte tum krallara ve yoneticilere her kosulda ona yardim etmeleri icin haber gondermis Pompeius a askeri birlikleri silah altina alma ve kentlerden para toplama yetkisi tanimislardir Pompeius hazirlamis oldugu askeri birlikler ve savas hazirliklari neticesinde korsanlari buyuk bir yenilgiye ugratarak Akdeniz deki Roma hakimiyetini guclendirmistir Pompeius un bu zaferi Roma da buyuk bir sevincle karsilanmis ardindan VI Mithridates in Roma ve muttefikleri uzerindeki direnisini kirmak icin Pompeius un yetkileri genisletilmistir Bu sirada kisa zamanda buyuk ordular toplamasiyla bilinen VI Mithridates hakimiyetini guclendirmis ve Roma ya karsi yeni bir ordu olusturmustur Boylece iki guc arasinda yasanan olaylar neticesinde Pompeius MO 64 yilina kadar VI Mithridates ve II Tigranes ile savasarak zafere ulasmistir bu olayin ardindan Pompeius ilk is olarak muttefiki Kapadokya nin talihsiz krali I Ariobarzanes i tahtina kavusturduktan sonra Kapadokya daki gerekli duzenlemeleri zaman kaybetmeden yapmaya baslamistir Ozellikle toprak dagitiminda Kapadokya Kralligi nin Roma ya olan bagliligi ve Mithridates Roma Savaslari sirasindaki zarari goz onunde bulundurulmustur Bu baglilik Kapadokya da yasanan surekli iktidar degisikliklerinin yani sira bolgeyi istila edenlerin her seferinde urunlerini yagmalamalari ve baski yapmalari ile bunalan Kapadokya halkinin bu donemde sozde dost elini uzatan emperyalist Roma yi kurtarici olarak gormesine de neden olmustur Cunku Roma ve Pontos gucleri arasindaki savaslarda en fazla zarar goren ve tahrip edilen yer Kapadokya Kralligi ydi Yine de bunca sikintiya ragmen Kapadokyalilar hicbir baski altinda kalmadan ve tereddut yasamadan ozgur iradeleri ile kendi kaderlerini tayin eden sozde dostlari Roma ya bagliliklarini surdurmuslerdir Bu nedenle Pompeius Kapadokya ve cevresinin guvenligini buyuk olcude saglamis sonrasinda ise Roma ya bagliligin mukafati olarak Euphrates in dogusundaki Sophane Bolgesi ni Hierapolis Kastabala Kazmacilar koyu yi ve Kilikia kentleriyle birlikte I Ariobarzanes e birakmistir Pompeius esasen Kapadokya kralina vermis oldugu yeni eyalet ve kentlerle krali guclendirerek hem Parthlara hem de Armenialilara karsi tampon bir bolge olusturmustur Roma bu hamlesi ile Anadolu daki ve Kucuk Asya daki status quo yu kendi cikarlari dogrultusunda kullanmaya devam etmistir Pompeius boylelikle Kapadokya da yapmis oldugu duzenlemin ardindan VI Mithridates i oldurmek icin muttefikleri ile anlasma yapmanin yollarini aramistir Ancak Pontos kralini oldurmek icin her yolu deneyen Pompeius a bu istek nasip olmamistir Diger taraftan Pontos Krali gittikce guclenen Roma karsisinda pes etmemis ve her firsatta direnisini surdurmustur ancak kral bu duruma fazla dayanamayacak gibi gozukmekteydi Cunku cevresinde sadakatinden kuskulandigi kisi sayisi artmis ayrica askerlerinin isyan seslerini duyar gibi olmustur MO 63 yili baharinda kralin en sevdigi oglu ve ayni zamanda tahtin varisi Pharnekes babasinin olumunu bekleyememis hatta krala isyan eden askerlerin basina gecerek isyana onculuk etmistir Omrunun yaklasik kirk yilini Roma ile savasarak geciren VI Mithridates oglunun Romalilar ile mucadeleyi goze alamayarak onlardan ozur dileyip onlarla baglasik olmayi ve bu sayede Kimmeria Bosporosu nun krali olarak kalmayi hedeflemesi ve ihanet icinde olmasi karsisinda uzuntusunu gizleyememistir Bu nedenle VI Mithridates cok gecmeden yanindaki askeri birlikleri dagitarak oglunun ihanetiyle yasamanin yani sira Romalilarin zafer alaylarinda tesir edilmektense olmeyi tercih etmistir Cok gecmeden Pontos krali kilicinin kinina gizledigi zehiri icerek intihar etmistir Bu olay Roma ve muttefikleri tarafindan baslarda saskinlikla karsilanmis fakat daha sonra buyuk bir sevinc duyularak solenlerle kutlanmistir SonrasiNeticede Kapadokya Kralligi Roma ile Pontos gucleri arasinda gecen mucadelelere tampon bolge olmasi itibariyla sessiz kalamazdi Daha oncede ayrintili olarak belirtildigi uzere Magnesia Savasi ve Aristonikos Isyani sonucunda Roma ile ilk temasi saglayan Kapadokya sonrasinda yasanan gelismeler dogrultusunda Roma yi desteklemis ancak Kapadokya bu hamlesinin bedelini kendi krallari I Ariobarzanes in sik sik tahtindan kovularak VI Mithridates in tayin ettigi krallarin zulmune maruz kalarak odemistir Pontos krali Kapadokya halkina ilk baslarda samimi davranarak onlarin guvenini kazanmaya yonelik adimlar atsada halktan istedigi itibari gorememis ve bekledigi destegi alamamistir Diger taraftan Pontos krali Kapadokya egemenligi icin sadece kendi yoneticilerini degil damadi Armenia Krali II Tigranes i de cikarlarina alet etmistir Tabi ki VI Mithridates in yaptiklari bunlar ile sinirli degildir Daha bircok siyasi ve ekonomik icerikli politikalarla Kapadokya halkini kendisine muhtac birakmayi denemis ancak Roma faktoru nedeniyle bekledigi sonucu alamamistir Bu durumun Kapadokyalilar icin bir takim olumlu ve olumsuz sonuclar dogurdugu suphesizdir Ancak Pontos kralini secmek basli basina yerel halkin tercihine birakilmadigi gibi burada asil soz emperyalist Roma nin yerlestirmis oldugu krallar ve Kapadokya da varligini devam ettiren soylu sinifin elindedir Boylece Roma ya teslimiyetin senaryolari Kapadokya da gerektigi gibi bu iki temsilci ya da Roma yanlisi olanlar tarafindan uygulanmistir Kaynakca M Ozsait Anadolu da Hellenistik Donem s 310 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 305 306 M Arslan a g e s 306 M Arslan a g e s 315 316 M Arslan a g e s 313 D Magie Roman Rule in Asia Minor s 324 L Licinius Lucullus Cornelius Sulla nin Kucuk Asya daki onemli bir legatusudur Plutarkhos Lucullus 4 2 Gelirlerinin onemli duzeyde azalmasindan rahatsizlik duyan publicanuslar ve negatiatorlar ise bunun karsiligini Roma da karsit propaganda yaparak gostermislerdir M Oktan Roma Cumhuriyet Donemi nde Pontos da Yapilan Duzenlemeler s 56 57 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 388 389 Memnon Peri Herakleia 46 2 Plutarkhos Lucullus 26 3 E Yildirim Roma Parth Mucadelesi nde Firat Nehri nin Jeopolitik Onemi s 49 D Magie Roman Rule in Sulla Asia Minor s 345 O Tekin Eski Anadolu ve Trakya s 167 M Arslan a g e s 354 M Arslan a g e s 392 Plutarkhos Lucullus 35 2 5 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 433 N Baydur Kultepe Kanes ve Kayseri Tarihi Uzerine Arastirmalar s 98 Appianus 13 87 88 M Ozsait Anadolu da Hellenistik Donem s 310 311 Halk tribunusu Aulus Gabinius denizleri korsanlardan temizlemek icin cikardigi yasadir M Arslan a g e s 435 445 Plutarkhos Pompeius 30 3 M Oktan Roma Cumhuriyet Donemi nde Pontos da Yapilan Duzenlemeler s 50 D Magie Roman Rule in Sulla Asia Minor s 381 M Arslan a g e s 438 439 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 439 448 N Baydur Kultepe Kanes ve Kayseri Tarihi Uzerine Arastirmalar s 98 M Arslan a g e s 491 M Ozsait Anadolu da Hellenistik Donem s 312 D Magie Roman Rule in Sulla Asia Minor s 375 M Arslan a g e s 492 M Arslan Mithridates VI Eupator ve Roma s 503 505 506