Böbrek üstü bezleri (adrenal bezler, suprarenal bezler, sürrenal bezler), üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid (kabuk katmanı) ve katekolamin (öz katman) bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.
Böbrek üstü bezleri | |
---|---|
Endokrin sistem | |
Latince isim | glandula suprarenalis |
Prekürsor | Mezoderm, |
Arter | , , |
Toplardamar | |
Lenf | |
Tanımlayıcılar | |
JSTOR | adrenal-glands |
Microsoft Academic | 2911136696 2780694816, 2911136696 |
MeSH | D000311 |
TA | 3874 |
FMA | 9604 |
Anatomi
Anatomik olarak, böbrek üstü bezleri, karnın karın zarı arkası (retroperitonal) bölgesinde bulunup, böbreklere göre ön-üst (anterosüperior) konumdadırlar. Bütünüyle yağ dokusuyla çevrelenmişlerdir ve bu yağ dokusu da (renal fasiya) ile çevrelenir. Böbrek üstü bezleri, kabuk (korteks) ve (medulla) olmak üzere iki ayrı katmana ayrılır.
Böbrek üstü bezleri besleyen damarlar
Bezlere giden ve bezlerden ayrılan atar ve toplar damar öbekleri her ne kadar kişiden kişiye değişkenlik gösterse de atar damarlar genellikle üçe ayrılır:
- Üst böbrek üstü atar damarı, (alt diyafram atardamarından ayrılır.)
- Orta böbrek üstü atar damarı, (karın bölgesi aorttan ayrılır.)
- Alt böbrek üstü atar damarı (böbrek atardamarından ayrılır.)
Bezlerden gelen kanı toplayan damarlar ise birleştiği damar bakımından sağda ve soldaki bezlerde değişiklik gösterir:
- Sağ böbrek üstü toplar damarı alt ana toplar damara,
- Sol böbrek üstü toplar damarı ise alt diyafram toplar damarına ya da böbrek toplardamarına bağlanır.
Tiroid bezi gibi böbrek üstü bezleri de gram başına en çok kan alan bölgelerdir. Bu da evrimleşmenin doğal bir sonucudur, çünkü bu tür endokrin organlar, bir canlının fizyolojik gerilim karşısında vücut dengesinin (homeostaz) bozulmadan işlevini sürdürebilmesi için çok önemlidir.
Tıpkı öbür endokrin bezlerde olduğu gibi, bu bezlerin toplardamarlarında hormonlar çok derişiktir. Tıpta bu durumdan yararlanılarak, bu hormon düzeylerinin dengesizliklerinden kuşkulanıldığı durumlarda böbrek toplardamarındaki hormonların derişimi ölçülüp, bu incelemeler tanı konulmasında yardımcı nitelikte olabilir.
Doku özellikleri ve katmanları
İki ayrı katmana ayrılan böbrek üstü bezlerinin bu katmanlarında da alt katmanlar söz konusudur:
Kabuk bölgesi üç katmandan oluşur. Bunlar dıştan içe sırasıyla:
- Zona glomerulosa: Latince'de "yumakçık bölgesi" anlamına gelir ve çoğunlukla aldosteron salgılar.
- Zona fasciculata: Latincede "demet bölgesi" anlamına gelir ve çoğunlukla kortizol salgılar.
- Zona reticularis: Latincede "ağ bölgesi" anlamına gelir ve çoğunlukla seks hormonlarını (dihidroepiandrosteron (DHEA) ve androstenedion) salgılar. Bu hormonlar öbeğine androjenler denilmektedir.
Öz bölge ise, kabuk bölgesinin aksine, tek bölgeden oluşmaktadır ve buradaki gözelere Kromafin gözeleri denir. Kromafin, Yunanca'da "renke ilgi" anlamına gelir. Böyle adlandırılmasının nedeni, Krom tuzlarıyla boyandığında, bu gözelerin içindeki katekolaminlerin yükseltgenip, çoklu bileşik (polimer) haline dönüşmesi ve elde edilen bileşiğin kahverengi olmasıdır.
Fizyolojik işlev
Burada, bezlerin kabuk ve öz katmanlarının işlevleri ayrı ayrı açıklanacaktır.
Kabuk katmanı ve hormonları
Kabuk bölgesi, bezin yaşamsal önem taşıyan katmanıdır. Bu yapıdan hipofiz bezinden salgılanan adenokortikotropik hormon (ACTH) hormonunun etkisiyle başta kortizol olmak üzere çok sayıda hormon salgılanır. Kortizol salgılanma düzeni gün içinde gösterdiği değişiklikler açısından ilginç bir özellik taşır. Gün boyunca değişen derişimlerle kana salgılanan kortizol, akşam sıralarında ve uykuya dalıştan hemen sonraki saatlerde en az düzeydeyken, sabah kalkmadan önceki saatlerde ise en yüksek düzeydedir. Böbrek üstü bezlerinden salgılanan öteki kabuk hormonları da kortizole benzer değişiklikler gösterir. Bu değişkenliğin nedeni, hipotalamustaki CRH salgılanmasına bağlı olan ACTH salgılanımının, aydınlık/karanlık döngüsüne ilişkin bilginin retinadan hipotalamusta bulunan çifte çekirdeklere (suprachiasmatic nuclei) iletilmesine bağlı olmasıdır. Ön görülebileceği gibi, koma, körlük ya da sürekli ışığa ya da karanlığa maruz kalma durumlarında bu değişkenlik de ortadan kalkar.
Glukokortikoidler
İlgili madde: Kortizol
Zona Fasciculata bölgesinden salgılanan kortizolun (ana glukokortikoid) çok yönlü etkileri vardır. Tıpkı öbür steroid bileşikleri gibi, kortizol, etkisini erek gözenin çekirdeğine girerek, DNA'nın kalıt yazımından mesajcı RNA'yı bireşimleyerek ve bundan da yeni protein bireşimleterek gösterir. Yukarıda da açıklandığı gibi Glukokortikoidler yaşamsal önem taşır. Glukokortikoidler etkilerini, şeker üretimi (glukoneojenez), damarların katekolaminlere yanıt vermeleri, yangının ve bağışıklık sisteminin baskılanması ve merkezi sinir sisteminin düzenlenmesi biçiminde gösterir.
- Glukoneojenezin uyarımı: Kortizolun en önemli etkinliklerinden ikisi glikojen depolanması ve glukoneojenezdir. Genel olarak, kortizol etkileri yıkıma (katabolizma) ağırlık verir. Kortizol, protein, yağ ve karbonhidrat yapım-yıkımını eş güdümlü bir biçimde şeker üretimini arttıracak şekilde düzenler: kaslardaki protein yıkımını arttırıp, yeni protein bireşimlenmesini baskılar ve böylece karaciğerin şekere dönüştürmesi için serumda amino asit sağlamış olur. Benzer bir biçimde yağ yıkımını da arttırıp, karaciğerin şekere dönüştürmesi için serumda gliserol bileşiğini de sağlar. Son olarak, kortizol, şekerin dokularca kullanımını ve yakılmasını da engelleyip, yağ gözelerinin (adipoz) insüline olan duyarlılığını da azaltır. Tüm bunlardan dolayı, açlık sırasında yaşamda kalabilmek için glukokortikoidler çok önemlidir; beyin kandaki şekerden dolayı işlevini sürdürebilir. Kortizolun olağan düzeyinden düşük olduğu durumlarda kan şekeri düşer (hipoglisemi) ve yüksek olduğu durumlarda da kan şekeri artar (hiperglisemi).
- Yangıyı baskılayıcı etkileri: Kortizol bunu üç yolla gerçekleştirir:
- Lipokortinin bireşimlenmesini uyarır. Fosfolipaz A2 enzimini baskılayan lipokortin, bundan dolayı arachidonic asitin zar fosfoyağlardan serbest bırakılmasını önler. Arachidonic asit, yangıyı tetikleyen etmenlerin bireşimlenmesinde kullanılan önemli bir bileşiktir. Bu dolaylı yol ile kortizol, yangıyı baskılar.
- Kortizol, interlükin 2 (IL-2)'nin üretilmesini ve T lenfositlerinin çoğalmasını engeller.
- Kortizol mastositlerden histaminin, pıhtı gözelerinden (trombosit) serotonin salgılanmasını baskılar.
- Bağışıklık sisteminin baskılanması: yukarıda da açıklandığı gibi, kortizol interlükin 2 (IL-2)'nin üretilmesini ve T lenfositlerinin çoğalmasını engeller. Organ nakli gerçekleşmiş olan hastalarda organ reddini önlemek için glukokortikoidler ilaç olarak verilir.
- Damarların katekolaminlere yanıtını olanaklı kılar: Kortizol kan basıncının olağan değerlerde izlemesi için gereklidir, bunu damarcıklardaki (arteriyol) alfa-1 katekolamin alıcılarının etkinliğini arttırarak yapar. Böylece, kortizol damarcıkların büzülmesinde ve kan basıncının artmasında önemli rol oynar. Kortizol düzeyi olağanın altında olduğunda, hipotansiyon, olağan düzeyinin üstünde seyrettiğinde ise hipertansiyon gerçekleşir.
- Kemik oluşumunu baskılar: Bunu kemiklerde bulunan 1. tip kollajenin (bağ dokunun yapı maddesi) bireşimlemesini engelleyerek, kemik gözelerinin (osteoblast) çoğalmalarını engelleyerek ve bağırsaktan kalsiyum emilimini azalatarak gerçekleştirir.
- Glomerüler süzme hızını (GFR) azaltmak: Kortizol, nefronlardaki getirici damarcıkları genişleterek böbreğe giden kan akışını ve GFR'yi arttırır.
- Merkezi sinir sistemine etkisi: Özellikle limbik sistemde olmak üzere, merkezi sinir sisteminde glukokortikoid alıcıları bulunmaktadır. Glukokortikoidler, REM uykusununu azaltır, yavaş-dalgalı uyku evresini arttırır ve genel olarak uyku zamanını azaltır.
Mineralokortikoidler
İlgili madde: Aldosteron
İnsanlarda en çok bireşimlenen mineralokortikoid Aldosteron'dur. Yalnızca Zona Glomerulosa bölgesinden salgılanan hormon, tıpkı Zona Fasciculata'dan salgılanan kortizol gibi kolesterol molekülünden bireşimlenir ve bu tepkimeler dizisindeki enzimler aynıdır. Zona Glomerulosa'da ek olarak Aldosteron sentaz adlı enzim bulunduğundan Aldosteron yalnızca bu bölgede bireşimlenir. Ancak, Zona Glomerulosa kortizol üretmez. Bunun nedeni, Zona Glomerulosa'da progesterondan kortizol bireşimlemesini sağlayan 17-alfa-hidroksilaz enziminin bulunmamasıdır.
Aldosteron mineralokortikoid özelliği gösteren tek steroid değildir; 11-deoksikortikosteron (DOC) ve kortikosteron bileşikleri de mineralokortikoid kimyasal davranışlarını sergilerler. Bundan dolayı, mineralokortikoid bireşimlenmesindeki tepkiler dizisinde DOC'den sonraki bir aşamada eksiklik olursa (11-beta-hidroksilaz ya da aldosteron sentetaz enzimlerinde eksiklik), mineralokortikoid etkinliğinde bir azalma olmaz. Ancak tepkiler dizinde DOC'den önceki bir aşamada bir aksaklık çıkarsa (21-beta-hidroksilaz eksikliği), o zaman mineralokortikoid etkinliğinde azalma gerçekleşir.
Mineralokortikoidler, etkilerini böbreklerin nefron yapısındaki uç borucuklarda (distal tubül) ve toplayıcı kanallarda gösterir: Na+ (sodyum) geri emilimini arttırıp, K+ (potasyum) atılımını ve H+ (proton) atılımını arttırır. Na+ geri emilimini ve K+ atılımını prinsipal gözelerde, H+ atılımını ise alfa-aracık gözelerinde gerçekleştirir. Bu sodyum geri emilimi ve potasyum ve proton atılımı sonucu göze-dışı (ekstraselüler)hacim artıp, hipertansiyon, potasyum düzeyi düşüklüğü (hipokalemi) ve metabolik alkaloz gerçekleşir. Aldosteron düzeyi düştüğünde ise (örneğin böbrek üstü yetmezliğinde) Na+ geri emilimi azalıp, K+ ve H+ atılımı da azalır. Bu durumda ise göze-dışı hacim azalıp, potasyum düzeyi yükselir (hiperkalemi) ve metabolik asidoz oluşur.
Her ne kadar kortizolun da mineralokortkoid etkinliği olsa da (kortizol mineralokortikoid alıcılarına aldosteron'la aynı düzeyde ilgiyle bağlanabilir), böbrekte Aldosteron'un etki ettiği erek gözeler (prinsipal gözeler ve alfa-aracık gözeleri), kansıvındaki (plazma) kortizole "aldanmazlar." Bunun nedeni, bu gözelerde 11-beta-hidroksisteroid dihidrojenaz enzimi bulunmasıdır: bu enzim, kortizol'u kortizon'a dönüştürmekte ve kortizol'un aksine, kortizon'un mineralokortikoid etkinliği yoktur. Bundan dolayı, kortizolun yüksek izlediği durumlarda bile, mineralokortikoid alıcıları bundan etkilenmez.
Eşeysel hormonlar (androjenler)
Yukarıda da belirtildiği gibi, kabuk bölgesi DHEA ve androstenedion bireşimlemektedir. Erkeklerde, bu bileşikler testiste testosterona dönüştürülmektedir. Erkeklerde, böbrek üstü bezlerinin salgıladığı bu androjenlerin önemi azdır, çünkü testosteron testislerde kolesterolden bireşimlenir. Bunun aksine, kadınlarda böbrek üstü bezlerinin ürettiği androjenler önemlidir ve ergenlik çağında koltukaltı ve pubik bölgelerde kılların çıkmasından sorumludur.
Öz katman
Böbrek üstü bezlerinin öz katmanı, özerk sinir sisteminin sempatik bölümünün bir sinir düğümüdür (ganglion). Sinir düğümü öncesi nöronların gövdeleri omuriliğin göğüs bölgesinde bulunmaktadır. Bu nöronların aksonları büyük splanknik sinirden geçerek böbrek üstü bezinin öz bölgesine ulaşıp ve kromafin gözelerle sinir bağlanımı yapıp asetilkolin salgılarlar. Asetilkolin, sinir düğümü sonrasındaki nöronların nikotinik alıcılarını etkinleştirir. Kromafin gözeler bunun üzerine dolaşıma adrenalin (epinefrin) ve noradrenalin (norepinefrin) salgılar. Sinir düğümü sonrasındaki nöronların genellikle noradrenalin salgılamalarına karşın, böbrek üstü bezlerinin öz bölgesi çoğunlukla (%80) adrenalin ve ancak %20 oranında noradrenalin salgılar. Bunun nedeni, öz bölgede feniletanolamin-N-metiltransferaz (PNMT) enziminin bulunması ve bu enzimin sempatik sinir düğümü sonrası nöronlarda bulunmamasıdır (bu enzim noradrenalini adrenaline dönüştüren kimyasal tepkimeyi tetikler). Noradrenalinden adrenalin bireşimlenmesini olanaklı kılan kortizoldur. Kabuk bölgesinde bireşimlenen kortizol bu bölgeden ayrılan toplardamar ile öz bölgeye ulaşır ve bu tepkimeyi tetikler.
Hastalıklar
Böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesinden kaynaklanan düzensizliklerin çoğu belirli bir katmandaki hormonun gereğinden az ya da çok bireşimlenmesinden kaynaklanır (kortizol, aldosteron ya da eşeysel hormonları). Bir hormonun olağan derişiminin altında ya da üstünde üretilip salgılanması kişide belirtilere neden olur ve aynı zamanda o hormonun kansıvındaki ve idrardaki derişiminin de değişmesine yol açar. Ayrıca bir hormonun derişiminin az ya da çok olması o hormonun geri beslemesini de etkiler ve yalnız bundan yararlanılarak incelemeler yapılabilir.
Cushing Sendromu
Cushing Sendromu, glukokortikoidlerin (kortizol hormonunun) olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Cushing Sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir.
Conn Sendromu
Conn sendromu, daha çok Mineralokortikoid fazlalığı olarak da bilinir. Belirtilerinin çoğu hipokalemiden (potasyum düzeyinin düşük olması) kaynaklanıp yorgunluk, kas güçsüzlüğü ve kasınçlar olarak ortaya çıkar. Çoğu zaman, erken yaşta çıkan yüksek tansiyon ve bununla birlikte kendiliğinden ortaya çıkan düşük potasyum düzeylerinde bu düzensizlikten kuşkulanılır. Mineralokortikoid fazlalığı, Aldosteron'un (ya da başka bir mineralokortikoidin) özerk bir biçimde üretildiği (renin bu durumda düşük düzeydedir) birincil böbrek üstü bezi hastalığından ya da renin düzeyinin yükselmesi (aldosteron salgılanımı arttırır) gibi böbrek üstü bezleri dışında bir nedenden de kaynaklanabilir. Bu son duruma örnek olarak, kandolumlu kalp yetmezliği, karında sıvı birikimli siroz, böbrek atar damarı akımında azalma, renin üreten ur örnek verilebilir.
Addison Hastalığı
Böbrek üstü bezlerinin kabuk bölümünün, özbağışıklık (bağışıklık sisteminin vücuttaki dokulara saldırması), verem ya da mantar bulaşımı nedeniyle zarar görmesine bağlıdır. Güçsüzlük, kansızlık, kilo yitimi, mide-bağırsak rahatsızlıkları, kan basıncı düşüklüğü, deride kararma, bazı hastalarda da aşırı sinirlilik ve aşırı duyarlılıkla gelişir. Eskiden ölümle sonuçlanabilirken, günümüzde yapay hormonlarla kesin olarak sağaltılmaktadır.
Feokromositom
Böbrek üstü bezlerinin katekolamin salgılayan öz bölgesindeki Kromafin gözelerinde çıkan urlara feokromositom ve sempatik sinir sistemi sinir düğümlerinde katekolamin salgılayan gözelerde çıkan urlara ise Paragangliom denilmektedir. Bu urların bulguları ve belirtileri birbirlerine benzedikleri için, çoğu tıbbi yetke bu iki uru birden feokromositom çatısı altında toplar. Buna karşın, bu iki urun ayırt edilmeleri önemlidir, çünkü beklenen gidişleri (prognoz), kötücül olma olasılıkları ve kimi zaman kalıtsal özellikleri ayrı olabilir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bobrek ustu bezleri adrenal bezler suprarenal bezler surrenal bezler ucgen bicimini andiran ic salgi endokrin bezleridir Anatomik olarak bobreklerin hemen ustlerinde bulunduklarindan bu adi almislardir Kabuk korteks ve medulla olarak anilan iki ayri katmandan olusan bezlerin temel islevi fizyolojik gerilim stres karsisinda kortikosteroid kabuk katmani ve katekolamin oz katman biresimleyip kana salgilamaktir Adrenalin ve noradrenalin salgilarlar Bobrek ustu bezleriEndokrin sistemLatince isimglandula suprarenalisPrekursorMezoderm Arter ToplardamarLenfTanimlayicilarJSTORadrenal glandsMicrosoft Academic2911136696 2780694816 2911136696MeSHD000311TA3874FMA9604AnatomiAnatomik olarak bobrek ustu bezleri karnin karin zari arkasi retroperitonal bolgesinde bulunup bobreklere gore on ust anterosuperior konumdadirlar Butunuyle yag dokusuyla cevrelenmislerdir ve bu yag dokusu da renal fasiya ile cevrelenir Bobrek ustu bezleri kabuk korteks ve medulla olmak uzere iki ayri katmana ayrilir Bobrek ustu bezleri besleyen damarlarBezlere giden ve bezlerden ayrilan atar ve toplar damar obekleri her ne kadar kisiden kisiye degiskenlik gosterse de atar damarlar genellikle uce ayrilir Ust bobrek ustu atar damari alt diyafram atardamarindan ayrilir Orta bobrek ustu atar damari karin bolgesi aorttan ayrilir Alt bobrek ustu atar damari bobrek atardamarindan ayrilir Bezlerden gelen kani toplayan damarlar ise birlestigi damar bakimindan sagda ve soldaki bezlerde degisiklik gosterir Sag bobrek ustu toplar damari alt ana toplar damara Sol bobrek ustu toplar damari ise alt diyafram toplar damarina ya da bobrek toplardamarina baglanir Tiroid bezi gibi bobrek ustu bezleri de gram basina en cok kan alan bolgelerdir Bu da evrimlesmenin dogal bir sonucudur cunku bu tur endokrin organlar bir canlinin fizyolojik gerilim karsisinda vucut dengesinin homeostaz bozulmadan islevini surdurebilmesi icin cok onemlidir Tipki obur endokrin bezlerde oldugu gibi bu bezlerin toplardamarlarinda hormonlar cok derisiktir Tipta bu durumdan yararlanilarak bu hormon duzeylerinin dengesizliklerinden kuskulanildigi durumlarda bobrek toplardamarindaki hormonlarin derisimi olculup bu incelemeler tani konulmasinda yardimci nitelikte olabilir Doku ozellikleri ve katmanlariBobrek ustu bezlerinin katmanlari Iki ayri katmana ayrilan bobrek ustu bezlerinin bu katmanlarinda da alt katmanlar soz konusudur Kabuk bolgesi uc katmandan olusur Bunlar distan ice sirasiyla Zona glomerulosa Latince de yumakcik bolgesi anlamina gelir ve cogunlukla aldosteron salgilar Zona fasciculata Latincede demet bolgesi anlamina gelir ve cogunlukla kortizol salgilar Zona reticularis Latincede ag bolgesi anlamina gelir ve cogunlukla seks hormonlarini dihidroepiandrosteron DHEA ve androstenedion salgilar Bu hormonlar obegine androjenler denilmektedir Oz bolge ise kabuk bolgesinin aksine tek bolgeden olusmaktadir ve buradaki gozelere Kromafin gozeleri denir Kromafin Yunanca da renke ilgi anlamina gelir Boyle adlandirilmasinin nedeni Krom tuzlariyla boyandiginda bu gozelerin icindeki katekolaminlerin yukseltgenip coklu bilesik polimer haline donusmesi ve elde edilen bilesigin kahverengi olmasidir Fizyolojik islevBurada bezlerin kabuk ve oz katmanlarinin islevleri ayri ayri aciklanacaktir Kabuk katmani ve hormonlari Kabuk bolgesi bezin yasamsal onem tasiyan katmanidir Bu yapidan hipofiz bezinden salgilanan adenokortikotropik hormon ACTH hormonunun etkisiyle basta kortizol olmak uzere cok sayida hormon salgilanir Kortizol salgilanma duzeni gun icinde gosterdigi degisiklikler acisindan ilginc bir ozellik tasir Gun boyunca degisen derisimlerle kana salgilanan kortizol aksam siralarinda ve uykuya dalistan hemen sonraki saatlerde en az duzeydeyken sabah kalkmadan onceki saatlerde ise en yuksek duzeydedir Bobrek ustu bezlerinden salgilanan oteki kabuk hormonlari da kortizole benzer degisiklikler gosterir Bu degiskenligin nedeni hipotalamustaki CRH salgilanmasina bagli olan ACTH salgilaniminin aydinlik karanlik dongusune iliskin bilginin retinadan hipotalamusta bulunan cifte cekirdeklere suprachiasmatic nuclei iletilmesine bagli olmasidir On gorulebilecegi gibi koma korluk ya da surekli isiga ya da karanliga maruz kalma durumlarinda bu degiskenlik de ortadan kalkar Glukokortikoidler Ilgili madde Kortizol Zona Fasciculata bolgesinden salgilanan kortizolun ana glukokortikoid cok yonlu etkileri vardir Tipki obur steroid bilesikleri gibi kortizol etkisini erek gozenin cekirdegine girerek DNA nin kalit yazimindan mesajci RNA yi biresimleyerek ve bundan da yeni protein biresimleterek gosterir Yukarida da aciklandigi gibi Glukokortikoidler yasamsal onem tasir Glukokortikoidler etkilerini seker uretimi glukoneojenez damarlarin katekolaminlere yanit vermeleri yanginin ve bagisiklik sisteminin baskilanmasi ve merkezi sinir sisteminin duzenlenmesi biciminde gosterir Glukoneojenezin uyarimi Kortizolun en onemli etkinliklerinden ikisi glikojen depolanmasi ve glukoneojenezdir Genel olarak kortizol etkileri yikima katabolizma agirlik verir Kortizol protein yag ve karbonhidrat yapim yikimini es gudumlu bir bicimde seker uretimini arttiracak sekilde duzenler kaslardaki protein yikimini arttirip yeni protein biresimlenmesini baskilar ve boylece karacigerin sekere donusturmesi icin serumda amino asit saglamis olur Benzer bir bicimde yag yikimini da arttirip karacigerin sekere donusturmesi icin serumda gliserol bilesigini de saglar Son olarak kortizol sekerin dokularca kullanimini ve yakilmasini da engelleyip yag gozelerinin adipoz insuline olan duyarliligini da azaltir Tum bunlardan dolayi aclik sirasinda yasamda kalabilmek icin glukokortikoidler cok onemlidir beyin kandaki sekerden dolayi islevini surdurebilir Kortizolun olagan duzeyinden dusuk oldugu durumlarda kan sekeri duser hipoglisemi ve yuksek oldugu durumlarda da kan sekeri artar hiperglisemi Yangiyi baskilayici etkileri Kortizol bunu uc yolla gerceklestirir Lipokortinin biresimlenmesini uyarir Fosfolipaz A2 enzimini baskilayan lipokortin bundan dolayi arachidonic asitin zar fosfoyaglardan serbest birakilmasini onler Arachidonic asit yangiyi tetikleyen etmenlerin biresimlenmesinde kullanilan onemli bir bilesiktir Bu dolayli yol ile kortizol yangiyi baskilar Kortizol interlukin 2 IL 2 nin uretilmesini ve T lenfositlerinin cogalmasini engeller Kortizol mastositlerden histaminin pihti gozelerinden trombosit serotonin salgilanmasini baskilar Bagisiklik sisteminin baskilanmasi yukarida da aciklandigi gibi kortizol interlukin 2 IL 2 nin uretilmesini ve T lenfositlerinin cogalmasini engeller Organ nakli gerceklesmis olan hastalarda organ reddini onlemek icin glukokortikoidler ilac olarak verilir Damarlarin katekolaminlere yanitini olanakli kilar Kortizol kan basincinin olagan degerlerde izlemesi icin gereklidir bunu damarciklardaki arteriyol alfa 1 katekolamin alicilarinin etkinligini arttirarak yapar Boylece kortizol damarciklarin buzulmesinde ve kan basincinin artmasinda onemli rol oynar Kortizol duzeyi olaganin altinda oldugunda hipotansiyon olagan duzeyinin ustunde seyrettiginde ise hipertansiyon gerceklesir Kemik olusumunu baskilar Bunu kemiklerde bulunan 1 tip kollajenin bag dokunun yapi maddesi biresimlemesini engelleyerek kemik gozelerinin osteoblast cogalmalarini engelleyerek ve bagirsaktan kalsiyum emilimini azalatarak gerceklestirir Glomeruler suzme hizini GFR azaltmak Kortizol nefronlardaki getirici damarciklari genisleterek bobrege giden kan akisini ve GFR yi arttirir Merkezi sinir sistemine etkisi Ozellikle limbik sistemde olmak uzere merkezi sinir sisteminde glukokortikoid alicilari bulunmaktadir Glukokortikoidler REM uykusununu azaltir yavas dalgali uyku evresini arttirir ve genel olarak uyku zamanini azaltir Mineralokortikoidler Ilgili madde Aldosteron Insanlarda en cok biresimlenen mineralokortikoid Aldosteron dur Yalnizca Zona Glomerulosa bolgesinden salgilanan hormon tipki Zona Fasciculata dan salgilanan kortizol gibi kolesterol molekulunden biresimlenir ve bu tepkimeler dizisindeki enzimler aynidir Zona Glomerulosa da ek olarak Aldosteron sentaz adli enzim bulundugundan Aldosteron yalnizca bu bolgede biresimlenir Ancak Zona Glomerulosa kortizol uretmez Bunun nedeni Zona Glomerulosa da progesterondan kortizol biresimlemesini saglayan 17 alfa hidroksilaz enziminin bulunmamasidir Aldosteron mineralokortikoid ozelligi gosteren tek steroid degildir 11 deoksikortikosteron DOC ve kortikosteron bilesikleri de mineralokortikoid kimyasal davranislarini sergilerler Bundan dolayi mineralokortikoid biresimlenmesindeki tepkiler dizisinde DOC den sonraki bir asamada eksiklik olursa 11 beta hidroksilaz ya da aldosteron sentetaz enzimlerinde eksiklik mineralokortikoid etkinliginde bir azalma olmaz Ancak tepkiler dizinde DOC den onceki bir asamada bir aksaklik cikarsa 21 beta hidroksilaz eksikligi o zaman mineralokortikoid etkinliginde azalma gerceklesir Mineralokortikoidler etkilerini bobreklerin nefron yapisindaki uc borucuklarda distal tubul ve toplayici kanallarda gosterir Na sodyum geri emilimini arttirip K potasyum atilimini ve H proton atilimini arttirir Na geri emilimini ve K atilimini prinsipal gozelerde H atilimini ise alfa aracik gozelerinde gerceklestirir Bu sodyum geri emilimi ve potasyum ve proton atilimi sonucu goze disi ekstraseluler hacim artip hipertansiyon potasyum duzeyi dusuklugu hipokalemi ve metabolik alkaloz gerceklesir Aldosteron duzeyi dustugunde ise ornegin bobrek ustu yetmezliginde Na geri emilimi azalip K ve H atilimi da azalir Bu durumda ise goze disi hacim azalip potasyum duzeyi yukselir hiperkalemi ve metabolik asidoz olusur Her ne kadar kortizolun da mineralokortkoid etkinligi olsa da kortizol mineralokortikoid alicilarina aldosteron la ayni duzeyde ilgiyle baglanabilir bobrekte Aldosteron un etki ettigi erek gozeler prinsipal gozeler ve alfa aracik gozeleri kansivindaki plazma kortizole aldanmazlar Bunun nedeni bu gozelerde 11 beta hidroksisteroid dihidrojenaz enzimi bulunmasidir bu enzim kortizol u kortizon a donusturmekte ve kortizol un aksine kortizon un mineralokortikoid etkinligi yoktur Bundan dolayi kortizolun yuksek izledigi durumlarda bile mineralokortikoid alicilari bundan etkilenmez Eseysel hormonlar androjenler Yukarida da belirtildigi gibi kabuk bolgesi DHEA ve androstenedion biresimlemektedir Erkeklerde bu bilesikler testiste testosterona donusturulmektedir Erkeklerde bobrek ustu bezlerinin salgiladigi bu androjenlerin onemi azdir cunku testosteron testislerde kolesterolden biresimlenir Bunun aksine kadinlarda bobrek ustu bezlerinin urettigi androjenler onemlidir ve ergenlik caginda koltukalti ve pubik bolgelerde killarin cikmasindan sorumludur Oz katman Bobrek ustu bezlerinin oz katmani ozerk sinir sisteminin sempatik bolumunun bir sinir dugumudur ganglion Sinir dugumu oncesi noronlarin govdeleri omuriligin gogus bolgesinde bulunmaktadir Bu noronlarin aksonlari buyuk splanknik sinirden gecerek bobrek ustu bezinin oz bolgesine ulasip ve kromafin gozelerle sinir baglanimi yapip asetilkolin salgilarlar Asetilkolin sinir dugumu sonrasindaki noronlarin nikotinik alicilarini etkinlestirir Kromafin gozeler bunun uzerine dolasima adrenalin epinefrin ve noradrenalin norepinefrin salgilar Sinir dugumu sonrasindaki noronlarin genellikle noradrenalin salgilamalarina karsin bobrek ustu bezlerinin oz bolgesi cogunlukla 80 adrenalin ve ancak 20 oraninda noradrenalin salgilar Bunun nedeni oz bolgede feniletanolamin N metiltransferaz PNMT enziminin bulunmasi ve bu enzimin sempatik sinir dugumu sonrasi noronlarda bulunmamasidir bu enzim noradrenalini adrenaline donusturen kimyasal tepkimeyi tetikler Noradrenalinden adrenalin biresimlenmesini olanakli kilan kortizoldur Kabuk bolgesinde biresimlenen kortizol bu bolgeden ayrilan toplardamar ile oz bolgeye ulasir ve bu tepkimeyi tetikler HastaliklarJames Wooten in basi Addison hastaliginda karakteristik cilt hiperpigmentasyonunu gostermektedir Bobrek ustu bezlerinin kabuk bolgesinden kaynaklanan duzensizliklerin cogu belirli bir katmandaki hormonun gereginden az ya da cok biresimlenmesinden kaynaklanir kortizol aldosteron ya da eseysel hormonlari Bir hormonun olagan derisiminin altinda ya da ustunde uretilip salgilanmasi kiside belirtilere neden olur ve ayni zamanda o hormonun kansivindaki ve idrardaki derisiminin de degismesine yol acar Ayrica bir hormonun derisiminin az ya da cok olmasi o hormonun geri beslemesini de etkiler ve yalniz bundan yararlanilarak incelemeler yapilabilir Cushing Sendromu Cushing Sendromu glukokortikoidlerin kortizol hormonunun olaganin ustunde bir duzeyde oldugu durumlarda ortaya cikan belirtiler butunudur Cushing Sendromunun alisilmis nitelikleri kilo artmasi obezite kan basincinin artmasi hipertansiyon ve derinin zayiflamasi sonucu olusan cizgilerdir Conn Sendromu Conn sendromu daha cok Mineralokortikoid fazlaligi olarak da bilinir Belirtilerinin cogu hipokalemiden potasyum duzeyinin dusuk olmasi kaynaklanip yorgunluk kas gucsuzlugu ve kasinclar olarak ortaya cikar Cogu zaman erken yasta cikan yuksek tansiyon ve bununla birlikte kendiliginden ortaya cikan dusuk potasyum duzeylerinde bu duzensizlikten kuskulanilir Mineralokortikoid fazlaligi Aldosteron un ya da baska bir mineralokortikoidin ozerk bir bicimde uretildigi renin bu durumda dusuk duzeydedir birincil bobrek ustu bezi hastaligindan ya da renin duzeyinin yukselmesi aldosteron salgilanimi arttirir gibi bobrek ustu bezleri disinda bir nedenden de kaynaklanabilir Bu son duruma ornek olarak kandolumlu kalp yetmezligi karinda sivi birikimli siroz bobrek atar damari akiminda azalma renin ureten ur ornek verilebilir Addison Hastaligi Bobrek ustu bezlerinin kabuk bolumunun ozbagisiklik bagisiklik sisteminin vucuttaki dokulara saldirmasi verem ya da mantar bulasimi nedeniyle zarar gormesine baglidir Gucsuzluk kansizlik kilo yitimi mide bagirsak rahatsizliklari kan basinci dusuklugu deride kararma bazi hastalarda da asiri sinirlilik ve asiri duyarlilikla gelisir Eskiden olumle sonuclanabilirken gunumuzde yapay hormonlarla kesin olarak sagaltilmaktadir Feokromositom Bobrek ustu bezlerinin katekolamin salgilayan oz bolgesindeki Kromafin gozelerinde cikan urlara feokromositom ve sempatik sinir sistemi sinir dugumlerinde katekolamin salgilayan gozelerde cikan urlara ise Paragangliom denilmektedir Bu urlarin bulgulari ve belirtileri birbirlerine benzedikleri icin cogu tibbi yetke bu iki uru birden feokromositom catisi altinda toplar Buna karsin bu iki urun ayirt edilmeleri onemlidir cunku beklenen gidisleri prognoz kotucul olma olasiliklari ve kimi zaman kalitsal ozellikleri ayri olabilir