Kozmoloji (evren bilimi), bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır.
Kozmoloji sözcüğü Yunanca κοσμολογία (cosmologia, κόσμος [kozmos] düzen, bütün + λογια [logia] söylev) sözcüğünden türemiştir. Her ne kadar kozmoloji sözcüğü nispeten yakın zamanlı bir sözcük olsa da evren; tarih boyunca bilim, felsefe, ezoterizm ve din gibi farklı disiplinler tarafından araştırma konusu olmuştur. Kozmoloji ise bir sözcük olarak ilk kez 1730 yılında Christian Wolff'un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanılmıştır.
Kozmoloji ile uğraşan bilim insanlarına kozmolog veya evren bilimci denir. Çağdaş yazında kozmoloji veya evren bilimi ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir. Bu bağlamda kozmologlar, kozmoloji çalışmaların içerisinde astronominin yanı sıra biyolojiden matematiğe kadar birçok bilim dalını da kullanırlar. Kozmoloji, evrenin yapısını, tarihini ve geleceğini inceler. Fiziksel evrenin bir bütün olarak kavranıp anlaşılmasını sağlamak amacıyla doğa bilimlerini, özellikle gök bilimi ve fiziği bir araya getirir.
Farklı dallarda kozmoloji
Yakın zamanda fiziksel kozmoloji olarak adlandırılan ve evrenin bilimsel gözlem ve deney yoluyla anlaşılmasını konu edinen fizik ve astrofizik bilimleri merkezî bir konumdadırlar. Fiziksel kozmoloji, evrenin Büyük Patlama (İngilizce: Big Bang) sonrası yaklaşık olarak 13,7 ± 0,2 milyar (109) yıl önce ortaya çıktığını ve evrenin tarihinin başlangıcından sonuna kadar tamamen fizik kanunları tarafından idare edilen düzenli bir süreç olduğunu ortaya koyar.
Felsefî bir açıdan evreni inceleyen ise çok eski bir disiplin olup evrenin, insanın, tanrının veya onların ilişkilerinin doğasını aklî ve ruhânî deneyimler veya gözlemler sonucu açıklamaya, sezgisel çıkarımlar bulmaya çalışır.
Dinî kozmoloji ise fiziksel kozmolojiden ziyade metafiziksel kozmolojiye yakın olan ve evrenin tarihi ve doğasının belirli bir dinî bağlamda incelenmesinden ibarettir. Farklı dinlerin inanç yapıları oldukça farklı olduğu gibi evrene bakış açıları da oldukça farklıdır. Bu sebeple her dinin bir veya daha fazla farklı dinî kozmolojik görüşleri bulunmaktadır. Ayrıca kozmoloji, sıklıkla dinlerin ve mitolojilerin var oluş ve gerçeğin doğasına dair görüşlerinde de önemli bir rol oynar. Bâzı durumlarda evrenin yaratılışı (kozmogoni) ve yok edilişi, son buluşu (eskatoloji), dinî bağlamda insanın evrendeki konumu ve kimliği açısından önemli bir yer işgal etmektedir.
Daha ziyade çağdaş bir ayrışık disiplin de ki bu, dinî ve felsefî bağlamdaki kozmoloji anlayışlarına yakın olsa da geleneklerden daha ayrık ve belirli bir dogmatik itikattan bağımsız, sıklıkla inançtan ziyade özellikle çağdaş entelektüel anlayışa dayanan ve ruhâniliği sadece biçimlendirici bir kavram olarak gören bir kozmoloji anlayışı tanımlamaktadır.
Tarih boyunca farklı kozmoloji fikirleri
Tarih boyunca kozmoloji Dünya'nın birçok farklı bölgesinde farklı şekillerde farklı medeniyetlerce keşfedilmiş, çeşitli kozmogoniler, evrenin ortaya çıkışına dair hikâyeler ortaya atılmıştır. Bir antropoloji araştırmasında kozmoloji, incelenen 60'tan fazla farklı kültürde bulunan ortak elementlerden biri olarak geçmiştir. Kozmoloji anlayışı sıklıkla din ile iç içe olmuş, kutsal sayılan dinî metinlerde yer almıştır. Bunun sonucu olarak kozmoloji ve kozmogoni topluluk ve hatta birey bağlamında farklı değerlendirmelere yol açmıştır. Farklı dinler arasındaki dinî farklılıklar, bu dinlerin ortaya attığı kozmoloji ve kozmogonilerde de görülebilir.
Mezopotamya kozmolojisi
Mezopotamya halklarının kozmolojik görüşleri çağdaş fiziksel kozmolojinin ilk örneklerinden biri, hatta bâzı bilim insanlarınca ilk örneği olarak kabul edilir; zîrâ bu kozmoloji anlayışında matematik ve deneysel gözlem önemli bir yer edinmiştir. Özellikle Babilliler, matematiksel hesaplamalar ve deneysel gözlemlerle gök cisimlerinin hareketleri konusunda büyük ilerleme katetmişlerdi ve evreni bu şekilde, dönemin ve daha sonraki dönemlerin daha ziyade dinî kozmoloji anlayışlarına oranla bugünkü standartlara göre daha fiziksel olarak ele almışlardır. Bununla birlikte bu medeniyetlerce geliştirilen kozmoloji teorik bir alt yapı barındırmış, bazı bilim insanlarının fiziksel kozmolojinin kökenini Antik Yunan olarak görmesine yol açmıştır.
Arap mitolojisinde
Dünya düzdür ve Kaf dağını da içeren ve mandal gibi yerlerini tutan bir dağ silsilesi ile çevrilmiştir. Dünya balığın (Bahamut) sırtında duran bir öküz tarafından ayakta tutulur. Bahamut evrensel bir okyanusta yüzmekte, okyanus bir kap içerisindedir ve kap bir meleğin veya cinin sırtında durmaktadır.
Sufi kozmolojisinde evren Allah'ı merkeze alan değişik tabakalarda sunulur. İlahi alemler (Alem-i Haahut, Alem-i Yahut, Alem-i Lahut), Yaratılmışların evreni ise Alem-i Ceberut, Alem-i melekut, Alem-i nasut'tan oluşur.
Hindu kozmolojisi
Hindu kozmolojisi, tarihte bilinen ilk evren modelini barındırır ve Hinduizm'in kutsal Vedik metinlerinden Rig-Veda'da açıklanmıştır. Buna göre evren, genişleme ve tamamen yıkıma uğrama arasında gidip gelir. Çok daha yoğun bir formdan (ki bu noktaya Bindu denir) genişlemiştir. Evren, canlı bir özdür ve sürekli olarak devam eden bir doğum, ölüm ve yeniden doğum döngüsü içerir.
Vedik metinlerin en eskileri olan Samhitalar oldukça basit bir kozmolojiye yer verir ve bu kozmoloji, genelde iki veya üç parçalı bir yapıya sahiptir: (ikili olduğu durumda) gök-arz veya (üçlü olduğu durumda) gök-atmosfer-arz. Bu noktada kozmogoni belirsizdir ve yaratımcılık fikri çok vurgulanmamıştır. Hatta Rig-Veda'da bulunan ve kozmogoniye ilişkin olan bazı ilahilerde evrenden önce hiçbir şeyin, tanrılar dahil, var olmadığı veya var olup olmadığının belirsizliğinden bahsedilir; tanrıların varoluşları ile evrenin var oluşu arasındaki ilişki genel olarak belirsizdir ve birkaç çeşitli kozmogoni Rig-Veda'da yer alır: 10. kitaptaki 90. ilahi gibi. Ayrıca Rig-Veda'daki kozmoloji ile ilgili şarkılarda rita, yani evrensel düzen kavramı bulunur. Bu metinlerden yaklaşık binyıl sonra yazılmış olan (yaklaşık olarak M.Ö. birinci binyıl) Upanişadlarda ise bu temel ve basit kozmoloji anlayışı gelişir ve özellikle felsefî olarak da derinleşir. Upanişadik "" temeli bundan sonraki dönemde Hindu kozmolojisinin temelini arz eder. Evrensel döngü vurgusu, bu kozmolojide büyük bir rol oynar ve sonuç olarak daha önceki metinlerde yer alan rita kavramından ziyade mokşa (yani reenkarnasyon döngüsünden kurtuluş) vurgulanır, önem kazanır. Bu kozmolojide bulunan Brahman ve kavramları ve ritanın yanı sıra kişilerin bireysel hayatları bağlamında ele alınan dharma kavramı da kozmolojinin temel taşlarını oluşturur. Ayrıca Upanişadlardaki evren ayrımları da genişler; örneğin yedi parçalı evren anlayışı mevcuttur. Hinduizmdeki kozmoloji, Upanişadlardaki gelişiminden sonra da gelişmeye devam etmişse de bu gelişim Upanişadlardakindeki gibi Vedik temelleri terk etmez.
Hindu kozmolojisi, aynı zamanda bir kozmografi ve evren tarihi (kozmik tarihçe) de barındırır. Hindu evren Tarihi'nde evren, döngüsel kozmolojiyle uyumlu bir şekilde, altın çağla başlayan ve giderek kötüleşen, bayağılaşan dört çağdan geçer ve sonunda yok edilir ve tekrar yaratılarak aynı dört çağı yaşar; bu şekilde bir döngü içerisinde evrenin doğuşu, ölümü ve yeniden doğuşu devam eder. Hindu kozmografisi ise şaraptan denizler, farklı yerleri ayıran geometrik şekildeki sıradağlar gibi öğeler barındıran zengin bir kozmografidir.
Çin kozmolojisi
Çin kozmolojisi düzen vurgusu yapan ve âhenk içindeki bir evren modelini kullanan, evren anlayışını yin-yang, ve 5 element (Wu Xing: ateş, su, toprak, hava ve metal) üzerinde temellendiren bir kozmolojidir. Çin kozmolojisinin ilk örnekleri M.Ö. birinci binyılda Shang Hanedanlığı sırasında ortaya çıkmıştır ve oldukça sadedir. Evren, Cennet ve Dünya'ya ayrılmış, en Baş Tanrı tarafından denetlenirken, evrenin bütünü ile parçaları arasında tam bir âhenk ve ilişki bulunmaktadır. Evrendeki düzenin küçük ölçekte evrenin parçalarında ve insan hayatında bulunması fikri ve Cennet-Arz ikiciliği daha sonraki gelişimlerde iyice vurgulanır. Çin kozmolojisi, özellikle Zhou Hanedanlığı sırasında çok gelişir ve daha sonra kozmolojinin temellerinden olacak yin-yang ikiciliği gibi kavramlar bu dönemde kozmolojiye yerleşir. Yin-yang ikiciliği farklı formlarda evrenin her yanında ve bir bütün olarak evrende ortaya çıkan önemli bir özelliktir ve birbiriyle çelişen, birbirine zıt olan bir çiftten oluşan bu anlayış, zıtlıkların ve zıt olanların temelde birbiriyle yakından ilişkili olduğu ve birbirleriyle varolabildikleri anlayışına dayanır. Çin kozmolojisinin diğer temelleri olan 64 hekzagram ve beş element de yine bu dönemde Çin kozmolojisindeki yerlerini alırlar. Daha önceki dönemlerde kehanet için kullanılan 64 hekzagram, bu dönemde evrendeki değişiklik türleriyle ilişkilendirilerek kozmolojik bir anlam kazanmıştır. Son olarak beş element, evrenin doğası gereği evrendeki farklı şeylerin birbirlerine doğru değişimi, değişerek farklı şeyler olmalarını simgeleyen bir şekilde kozmolojideki kralla birlikte bu dönemde kozmolojideki yerini alır. "Cennet'in oğlu" olarak evrensel bir statü ve meşruiyet kazanan kral, aynı zamanda bu pâyesiyle Cennet ile Arz arasındaki köprü haline gelmiştir. Aynı zamanda kral, Dünya'daki işlerin evrenin işleyişi ve evrensel ahlâkî unsurlarla uyum içinde olmasından sorumlu olan kişidir. Daha sonraki Han Hanedanlığı döneminde bu kozmoloji anlayışı büyük oranda aynı kalmış, fakat bütünleştirilmiş ve sistematize edilmiştir. Bu açıdan da bu dönem önem taşır. Özellikle Budizmin Çin'e gelişi ve yayılışı ile olumsuz etkilenen Çin kozmolojisi, Song Hanedanlığı döneminde tekrar yükselişe geçse de daha sonraları tekrar gözden düşmüş, özellikle Batı'dan gelen yeni bilim ve çağdaş kozmoloji anlayışından olumsuz etkilenmiştir.
Çin kozmolojisi aynı zamanda zengin bir kozmografiye sahiptir. Büyük oranda geometrik vurgular barındıran bu kozmolojiye göre Dünya kare, Cennet (gök) ise kubbe şeklinde, yani daireseldir. İlk kozmolojide de bulunan bu kozmografi, daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Kare şeklindeki Dünya'nın tam ortasında Çin'in bulunduğuna, her köşede dağ ve krallıkların bulunduğuna inanılır. Zhou Hanedanlığı döneminde bu kozmografi anlayışı devam etmiş, bununla birlikte Dünya karesi dokuz parçaya ayrılarak açıklanmıştır. Dokuz sayısı bu dönemde kozmografide vurgulanmış, kozmografinin birçok parçası dokuza bölünmüştür.
Yunan kozmolojisi, Batlamyus ve Orta Çağ
Klâsik dönem Yunan filozoflarından Aristo ve Eflatun'un kozmolojileri Yunan kozmolojisi açısından önemli oldukları gibi fiziksel kozmoloji tarihi açısından da önemlidirler. Zîrâ bunlar, daha önceki kozmolojilerin geneline nispeten çağdaş fiziksel kozmolojiye daha yakındırlar. Platon, geometrik bir kozmoloji anlayışı ortaya atmış ve görünüş ile gerçek arasında farklı bağlamlarda da ortaya attığı görüşlerine kozmoloji içerisinde de yer vermiştir. Ona göre 'görünürdeki' evren düzensizken 'görünmeyen, gerçek' evren düzenliydi. Buna göre astronomlar, gök cisimlerine dairesel hareketler izafe ederek sadece görüntüyü kurtarmaya, korumaya çabalamaktaydılar. Her ne kadar Platon'un kozmoloji anlayışı kendi felsefesi bağlamında uygun olsa da pek tutunamamıştır. Platon'un öğrencisi ve bir diğer önemli Yunan filozofu Aristo ise gök cisimlerini taşıyan ve dönen küreler olduğunu öne sürmüştür. Bu kozmoloji anlayışı genel Yunan kozmoloji anlayışı içinde Orta Çağ boyunca korunmuştur. Aristo, bu kürelerin hareketinin kürelerin doğasında olduğunu öne sürmüş ve buradan çeşitli metafiziksel bağıntılar kurmuştur. Orta Çağ'da Aristo'nun eserlerinin diğer klâsik Yunan filozoflarınınkilerle birlikte İslam felsefesi aracılığıyla tekrar Batı'ya dönmesi, Batı'da bu eserlere olan ilgiyi arttırsa da Aristo'nun evren anlayışının, özellikle de evrenin kadimliği fikrinin o dönemde Batı'da hâkim olan Hristiyan anlayışla çelişmesi sonucu felsefî tartışmaların yanı sıra kozmolojik tartışmalara da yol açmıştır.
Yunan kozmolojisini sistematize edense Batlamyus olmuştur. M.S. ikinci yüzyılda yazmış olduğu başlıca eseri Almagest genel kabul görmüş, yüzyıllar boyunca kullanılmış, kendisinden önce yazılan çoğu eserin nüshaları artık kullanılmadıkları için üretilmemiştir. Batlamyus'un evren anlayışı sayısal ve hesap bazlı değil, daha ziyade geometriye vurgu yapan ve kürelerden oluşan bir kozmolojidir. Antroposentrik, yani insan merkezli olan ve Dünya'yı evrenin merkezinde gören bu kozmoloji anlayışı uzun bir süre kabul görmüştür.
Kopernik, Galileo ve Newton'un keşifleri
16. yüzyılda Leh bilim insanı Mikolaj Kopernik, heliosentrik, yani Güneş merkezli bir kuram ortaya atmıştır. Copernicus'un bu teorisi İtalyan astronom Galileo'nun yeni keşfedilen teleskop ile yaptığı gözlemlerce doğrulanmıştır. Bu gelişmeler, kozmoloji açısından büyük adımlar olduğu kadar genel olarak tarih ve düşünce tarihi açısından da önemli olmuşlardır. Daha önce ortaya atılan 'düzenli' evren anlayışı yerine oldukça 'düzensiz' ve 'kusurlu' gözüken bir evren anlayışına bırakmış, bu da özellikle dinî bağlamda çeşitli sorunlar yaratmıştır. Daha sonraları Danimarkalı bilim insanı Tycho Brahe'nin yaptığı çeşitli gözlemler sonucu Alman matematikçi ve astronom Kepler gök cisimlerinin mutlak ve mükemmel dairelerde değil, elips benzeri (yani eliptik) yörüngelere sahip olduğu ortaya koymuştur. Kepler, gezegenlerin hareketlerine dair ortaya koyduğu yasalarla bazen çağdaş astronomi biliminin babası olarak kabul edilir.
Bununla birlikte dönemin en önemli sorunlarından birisi olan ve gök cisimlerinin hareketlerinin (ve eliptik şekillerinin) sebebini konu alan sorun, Newton tarafından çözülmüştür. Newton yer çekimi kuvvetine dair çeşitli sonuçlara varmış, ayrıca matematiksel olarak bu çekim kuvvetinin nasıl gök cisimlerinin eliptik yörüngelerde hareket etmesini sağladığını kanıtlamıştır.
Kozmoloji ile ilgili birçok önemli kavram ve terim, bu dönemde büyük gelişme ve değişim göstermiş. Dünya merkezli kozmoloji anlayışı sebebiyle o zamana kadar Dünya'nın etrafında dönen gök cisimlerini tanımlayan gezegen terimi, Güneş merkezli kozmoloji anlayışının güç kazanmasıyla artık Güneş etrafında dönen gök cisimlerini tanımlamakta kullanılmaya başlanır. Bu anlayış dolayısıyla Dünya'nın da aslında bir gezegen olduğu sonucunu çıkartmıştır.Güneş Sistemi dışı gezegenlerin varlığı ise bu dönemin sonunda farklı yazarlar tarafından olası bulunsa ve dile getirilse de 20. yüzyıla kadar doğrulanamamıştır.
Çağdaş kozmoloji anlayışı ve gelişmeler
Çağdaş kozmoloji ile kastedilen büyük oranda fiziksel kozmolojidir. Matematik ve fizik bilimleri yardımıyla teorilerin ispatı yapılır ve astronomik keşiflerle desteklenir. Evrenin içinde yer alan bütün gök cisimleri, gök adalar, yıldızlar, kara delikler, gezegenler, uydular, bunların oluşumları, birbirleriyle olan ilişkilerinin kuramsal olarak incelenmesi bu bilim dalı içine girer.
Teknolojinin ilerlemesi ve farklı dallardaki bilimsel keşifler ve buluşlar, örneğin Einstein'in Görelilik Teorisi, son bir-iki yüzyıl içinde fiziksel kozmoloji anlayışının da büyük oranda gelişmesine yol açmıştır. Fiziksel kozmoloji dışında çeşitli ezoterik hareketlerin ortaya attığı de yine bu dönemde ortaya çıkmış ve gelişme kaydetmiştir.
Çağdaş fiziksel kozmoloji, teknolojik olanakların sağladığı gelişmiş gözlemlerle birçok keşfe konu olmuştur. Örneğin Harlow Shapley, gözlemleri sonucu Güneş Sistemi'nin de içinde bulunduğu Samanyolu Gök adası'nın düşünülenden (~10.000 ışık yılı) çok daha büyük bir çapa (~100.000 ışık yılı) sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca yine Shapley, o zamana kadar yaygın bir görüş olan ve Güneş Sistemi'ni gök adanın merkezine yakın konumlandıran görüşün yanlış olduğunu ortaya çıkarmış ve Güneş Sistemi'nin gök adanın merkezinden oldukça uzakta olduğunu kanıtlamıştır.
Büyük Patlama ve kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu
Edwin Hubble'ın gözlemleri, gök adalar hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarmış ve evrenin genişlediğini kanıtlamıştır. Hubble'nin keşfi, (evren genişledikçe) galaksilerin hızının uzaklıklarıyla birlikte artmasını keşfetmiş olmasına dayanıyordu. Georges Lemaître ise evrenin "kozmik yumurta"dan (nasıl) genişlediğini açıklayan teorik fikirler ortaya atmıştır. Bu teori evrenin kökenini açıklamak için bugün sıklıkla kullanılan büyük patlama teorisinin ilk ortaya çıkışıdır; "Büyük Patlama" ismi ise ilk kez İngiliz astrofizikçi Fred Hoyle tarafından kullanılmıştır ki kendisi, evrenin kökenine dair büyük patlamadan oldukça farklı (başlangıç noktası olmayan sonsuz) bir evren modeli içeren sabit durum kozmolojisi) savını savunduğu için bu tabiri biraz da alaycı bir ifade ortaya atmıştır. Hoyle, aynı zamanda yıldızların içinde meydana gelen nükleosentezi de tanımlamış olan kişidir. Daha sonraları, evrenin ve evrenle bağıntılı olarak zaman ve üç boyutlu uzayın büyük bir patlama sonucu ortaya çıktığını öngören Büyük Patlama Kuramı lehine, kozmik arka plan radyasyonun gözlenmesi ve kuasarların keşfi gibi çeşitli gözlemsel kanıtların bulunması sonucu bilim dünyası tarafından bu teori genel kabul görmüştür. Aynı zamanda bu keşifler sabit durum kozmolojisinin de büyük patlama karşısındaki çöküşünü hazırlamıştır. Bu kozmolojide evren, uzay ve zamanda değişim göstermiyordu. Nitekim isminin "Sabit Durum Kozmolojisi" (İng. İngilizce: steady state theory) olması da bu temele dayanmaktadır. Sabit Durum Kozmolojisi, özellikle 20. yüzyılda popülerleşmiş olsa da daha sonra belirtildiği gibi yeni keşifler sayesinde Büyük Patlama Kuramı karşısındaki konumunu kaybetmiş ve yerini ona bırakmıştır. Bununla birlikte son yıllarda yapılan çeşitli gözlemler ve elde edilen bulgular, Büyük Patlama Kuramı açısından çeşitli soru ve sorunlara yol açmış, bu soru ve sorunların hepsine 2007 yılı itibarıyla bir yanıt getirilememiştir ve meselelerin çoğunluğu hâlen yoğun tartışma konusudur. Nitekim fiziksel evren bilimi, birçok bilinmeyen alan ve sorun içeren bir daldır. Genel olarak kabul gören evren bilimi modelinin (İng. İngilizce: Lambda-Cold Dark Matter veya kısaca LCDM) sahip olduğu 18 parametrenin 17'si bağımsızken bunlardan sadece 13'ü gözlemsel bilgi ile uyum arz etmektedir.
Büyük Patlama Kuramı lehine kabul edilen en önemli gözlemsel kanıtlardan biri, 1965 yılında Arno Penzias ve Robert Wilson tarafından keşfedilmiş olankozmik mikrodalga arka plan radyasyonudur. Aslında kozmik mikrodalga arka planı, çok daha önceleri, 1948'de George Gamow ve tarafından öngörülmüştür. Sıklıkla CMB (İng. İngilizce: cosmic microwave background radiation) olarak kısaltılan kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu, tüm evreni dolduran bir elektromanyetik radyasyon formudur. Kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu Büyük Patlama Kuramı için çok önemlidir. Zîrâ bu kuram, yapısı gereği bu tip bir fenomeni öngörmektedir. Bu sebeple kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunun keşfi Büyük Patlama Kuramı lehine çok büyük bir adım oluşturmuştur. Bu radyasyonu incelemek için NASA tarafından yapılan , İng. İngilizce: Cosmic Background Explorer veya COBE, bu alanda önemli başarılara imza atmış ve COBE projesinin baş araştırmacıları olan George Smoot ve John Mather, 2006 yılında başarılarından ötürü Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmışlardır. Kozmik mikrodalga arka plan radyasyonudaki küçük salınımların incelenmesi, evrenin doğası, yaşı ve yapısı hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. NASA tarafından 2001 yılında uzaya gönderilen Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Sondası (İngilizce: Wilkinson Microwave Anisotropy Probe veya kısaca WMAP) tarafından sağlanan güncel bilgiler doğrultusunda Büyük Patlama'dan bugüne kadarki zaman olan evrenin yaşı yaklaşık olarak 13.7 milyar yıl ± 200 milyon yıldır. Farklı metotlar sonucu ulaşılan diğer yaş tahminleri ise 11 milyar ile 20 milyar arasında değişse de birçok tahmin, 13-15 milyar yıl aralığında bulunmaktadır.
Çeşitli gelişmeler, savlar, karanlık madde ve karanlık enerji
Bugün evrenin sadece %4'ünün yaydığı elektromanyetik radyasyon tarafından doğrudan gözlemlenebilir olduğu, %23'ününse karanlık maddeden, %73'ünün de karanlık enerjiden oluştuğu düşünülmektedir. Karanlık madde ve karanlık enerjinin doğası hâlâ tam olarak bilinmemektedir. Karanlık enerji tüm uzaya yayıldığı ve evrenin genişleme hızını arttırdığı düşünülen hipotetik bir enerji formudur. Karanlık madde ise gözlemlenebilmesini olanaklı kılacak kadar elektromanyetik radyasyon yaymayan veya yansıtmayan, fakat gözlemlenebilir cisimlerde oluşturduğu kütleçekimsel etkiler yüzünden varlığı savlanan ancak yapısı bilinmeyen maddedir. (Başka bir ifadeyle bugünkü teknolojiyle gözlemlenemeyecek kadar sönük olan toz, gezegen, yıldız ve galaksiler, karanlık madde değildir.)
20. yüzyılda ortaya atılmış bir kavram olan karanlık enerjinin ilk benzerleri, terimin ortaya atılmasından oldukça önce ortaya çıkmıştır. Dinamik evren yapısı kanıtlanmadan önce Einstein evren bilimi sabiti (kozmolojik sabit) fikrini yer çekimini karanlık enerji ile dengeleyecek biçimde statik bir evren modeline ulaşabilmek için önermiştir. Daha sonra dinamik evren modeli kanıtlanınca bu fikirlerden vazgeçmiştir. 1970'lerde Alan Guth, kavramsal açıdan karanlık enerjiye benzer olarak negatif bir basınç alanının evrenin erken devrelerinde kozmik şişmeyi sürdürebileceğini önermiştir. Karanlık enerji terimi ise 1998 yılında tarafından ortaya atılmıştır. Karanlık enerjiyi destekleyen ilk doğrudan kanıt, süpernova gözlemlerinden, Riess et al tarafından ortaya çıkarılmış, daha sonra Perlmutter et al tarafından doğrulanmıştır.
Karanlık madde olarak anılan fenomene ve varlığına dair ilk kanıt İsviçreli astrofizikçi Fritz Zwicky tarafından 1933'te tespit edilmiştir. Karanlık maddeye ilişkin kanıtların birçoğu gök adaların incelenmesi sonucu elde edilmiştir. Galaktik rotasyon eğrileri (gök ada dönüş eğrileri), eliptik gök adaların hız dağılımları, gök ada kümelerindeki kayıp madde gibi birçok konu, karanlık maddenin varlığını destekleyecek kanıtlar sunmuştur.
1997'de bâzı bilim insanları, evrenin olası farklı süreçlerini özetleyen dört süreçlik bir plan ortaya atmışlardır. Buna göre evren, yaklaşık olarak bir katrilyon ((1.000.000.000.000.000 = )) yıl sonra yıldızların sönmüş ve sadece beyaz, kırmızı veya kahverengi cüceler ile nötron yıldızları şeklinde var olacağı bir sürece girecektir. Bu süreç sonrası büyük yıldızların kara deliklere dönüşmesiyle bir kara delik süreci (veya dönemi) başlayacaktır ki bu süreçte evrendeki cisimleri yutmuş olup zamanla kendileri de yok olacaklardır. İlgili araştırmaya göre bu sürecin şu âna oranla yaklaşık olarak yüz trilyon trilyon trilyon (1027) yıl sonra ortaya çıkması beklenmektedir. Son süreç ise evrende hiçbir maddenin bulunmadığı bir süreçtir ve Kara(nlık) Dönem olarak anılmıştır.
Dinî kozmoloji açısından İbrahimî dinlerin çeşitli mensupları, evrenin başlangıcı için Büyük Patlama Teorisi'nin dinî kozmoloji anlayışı ile çatışmadığına dair açıklamalarda bulunmuşlardır.
Kaynakça
- ^ "evren bilimi" maddesi, TDK Güncel Türkçe Sözlük. 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 28 Ekim 2007.
- ^ Evren Nasıl Oluştu?, editör: Halil Kırbıyık, 1. Baskı, ODTÜ yayınları, s. 142
- ^ "kozmoloji" maddesi, TDK Güncel Türkçe Sözlük. 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 28 Ekim 2007.
- ^ "Cosmology". News Advent Catholic Encyclopedia. 11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 10 Kasım 2007.
- ^ a b c d Disney, Michael J. Modern cosmology: science or folktale?
- ^ a b sf.485. New dictionary of the history of ideas.
- ^ Zakariya al-Qazwini. ʿAjā'ib al-makhlūqāt wa gharā'ib al-mawjūdāt (The Wonders of Creation). Original published in 1553 AD
- ^ Rig Veda, 10. kitap, 129. ilahi - sacred-texts.com 15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 30 Ekim 2007
- ^ Rig Veda, 10. kitap, 90. ilahi - sacred-texts.com 15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 30 Ekim 2007
- ^ sf.481. New dictionary of the history of ideas.
- ^ sf.483, 484. New dictionary of the history of ideas.
- ^ sf.482. New dictionary of the history of ideas.
- ^ sf.1075. Encyclopedia of Science.
- ^ sf.486. New dictionary of the history of ideas.
- ^ Van Helden, Al (1995). . The Galileo Project. 6 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2007.
- ^ Newton, Isaac (1713). General Scholium. (trans. Motte 1729)
- ^ a b c sf.1076. Encyclopedia of Science.
- ^ sf.1078. Encyclopedia of Science.
- ^ sf.486-487. New dictionary of the history of ideas.
- ^ sf.487. New dictionary of the history of ideas.
- ^ "Karanlık enerji" terimi ilk kez Turner'in bir öğrencisi olan bir başka kozmolog, Dragan Huterer, ile birlikte yazılmış olan "Prospects for Probing the Dark Energy via Supernova Distance Measurements" isimli makalede geçmiştir. Bu makale Ağustos 1998 tarihinde ArXiv.org'ye gönderilmiş ve 1999 yılında Physical Review D'de yayımlanmıştır (Huterer and Turner, Phys. Rev. D 60, 081301 (1999)).
- ^ Adam G. Riess et al. () (1998). . Astronomical J. Cilt 116. ss. 1009-38. 10 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2007.
- ^ S. Perlmutter et al. (The ) (1999). . Astrophysical J. Cilt 517. ss. 565-86. 7 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2007.
- ^ Zwicky, F. (1933). "Die Rotverschiebung von extragalaktischen Nebeln". Helvetica Physica Acta. Cilt 6. ss. 110—127. 4 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Aralık 2007. Ayrıca bakınız: Zwicky, F. (1937). "On the Masses of Nebulae and of Clusters of Nebulae". Astrophysical Journal. Cilt 86. s. 217. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Aralık 2007.
- ^ "Physicists describe grim end of the world". Sci-Tech Story page.CNN Interactive. 15 Ocak 1997. 18 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 10 Kasım 2007.
- ^ sf.1079. Encyclopedia of Science.
- ^ sf.487. New dictionary of the history of ideas; "Papa XII. Pius 1951'de büyük patmalama kozmolojisinin aşkın bir yaratıcı fikrini onayladığı ve Hristiyan dogmasıyla uyum içinde olduğunu beyan etmiştir".
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kozmoloji evren bilimi bir butun olarak evreni konu alan bilim dalidir anizotropisinin WMAP haritasi Kozmoloji sozcugu Yunanca kosmologia cosmologia kosmos kozmos duzen butun logia logia soylev sozcugunden turemistir Her ne kadar kozmoloji sozcugu nispeten yakin zamanli bir sozcuk olsa da evren tarih boyunca bilim felsefe ezoterizm ve din gibi farkli disiplinler tarafindan arastirma konusu olmustur Kozmoloji ise bir sozcuk olarak ilk kez 1730 yilinda Christian Wolff un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanilmistir Kozmoloji ile ugrasan bilim insanlarina kozmolog veya evren bilimci denir Cagdas yazinda kozmoloji veya evren bilimi ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir Bu baglamda kozmologlar kozmoloji calismalarin icerisinde astronominin yani sira biyolojiden matematige kadar bircok bilim dalini da kullanirlar Kozmoloji evrenin yapisini tarihini ve gelecegini inceler Fiziksel evrenin bir butun olarak kavranip anlasilmasini saglamak amaciyla doga bilimlerini ozellikle gok bilimi ve fizigi bir araya getirir Farkli dallarda kozmolojiYakin zamanda fiziksel kozmoloji olarak adlandirilan ve evrenin bilimsel gozlem ve deney yoluyla anlasilmasini konu edinen fizik ve astrofizik bilimleri merkezi bir konumdadirlar Fiziksel kozmoloji evrenin Buyuk Patlama Ingilizce Big Bang sonrasi yaklasik olarak 13 7 0 2 milyar 109 yil once ortaya ciktigini ve evrenin tarihinin baslangicindan sonuna kadar tamamen fizik kanunlari tarafindan idare edilen duzenli bir surec oldugunu ortaya koyar Anonim Flammarion gravurunun elle boyanmis bir surumu 1888 Felsefi bir acidan evreni inceleyen ise cok eski bir disiplin olup evrenin insanin tanrinin veya onlarin iliskilerinin dogasini akli ve ruhani deneyimler veya gozlemler sonucu aciklamaya sezgisel cikarimlar bulmaya calisir Dini kozmoloji ise fiziksel kozmolojiden ziyade metafiziksel kozmolojiye yakin olan ve evrenin tarihi ve dogasinin belirli bir dini baglamda incelenmesinden ibarettir Farkli dinlerin inanc yapilari oldukca farkli oldugu gibi evrene bakis acilari da oldukca farklidir Bu sebeple her dinin bir veya daha fazla farkli dini kozmolojik gorusleri bulunmaktadir Ayrica kozmoloji siklikla dinlerin ve mitolojilerin var olus ve gercegin dogasina dair goruslerinde de onemli bir rol oynar Bazi durumlarda evrenin yaratilisi kozmogoni ve yok edilisi son bulusu eskatoloji dini baglamda insanin evrendeki konumu ve kimligi acisindan onemli bir yer isgal etmektedir Daha ziyade cagdas bir ayrisik disiplin de ki bu dini ve felsefi baglamdaki kozmoloji anlayislarina yakin olsa da geleneklerden daha ayrik ve belirli bir dogmatik itikattan bagimsiz siklikla inanctan ziyade ozellikle cagdas entelektuel anlayisa dayanan ve ruhaniligi sadece bicimlendirici bir kavram olarak goren bir kozmoloji anlayisi tanimlamaktadir Tarih boyunca farkli kozmoloji fikirleriTarih boyunca kozmoloji Dunya nin bircok farkli bolgesinde farkli sekillerde farkli medeniyetlerce kesfedilmis cesitli kozmogoniler evrenin ortaya cikisina dair hikayeler ortaya atilmistir Bir antropoloji arastirmasinda kozmoloji incelenen 60 tan fazla farkli kulturde bulunan ortak elementlerden biri olarak gecmistir Kozmoloji anlayisi siklikla din ile ic ice olmus kutsal sayilan dini metinlerde yer almistir Bunun sonucu olarak kozmoloji ve kozmogoni topluluk ve hatta birey baglaminda farkli degerlendirmelere yol acmistir Farkli dinler arasindaki dini farkliliklar bu dinlerin ortaya attigi kozmoloji ve kozmogonilerde de gorulebilir Mezopotamya kozmolojisi Mezopotamya halklarinin kozmolojik gorusleri cagdas fiziksel kozmolojinin ilk orneklerinden biri hatta bazi bilim insanlarinca ilk ornegi olarak kabul edilir zira bu kozmoloji anlayisinda matematik ve deneysel gozlem onemli bir yer edinmistir Ozellikle Babilliler matematiksel hesaplamalar ve deneysel gozlemlerle gok cisimlerinin hareketleri konusunda buyuk ilerleme katetmislerdi ve evreni bu sekilde donemin ve daha sonraki donemlerin daha ziyade dini kozmoloji anlayislarina oranla bugunku standartlara gore daha fiziksel olarak ele almislardir Bununla birlikte bu medeniyetlerce gelistirilen kozmoloji teorik bir alt yapi barindirmis bazi bilim insanlarinin fiziksel kozmolojinin kokenini Antik Yunan olarak gormesine yol acmistir Arap mitolojisinde Zekeriya el Kazvini ye gore Dunya haritasi evren Gok ve yer in Onun bakis acisiyla yapilandirilisini gostermektedir Dunya duzdur ve Kaf dagini da iceren ve mandal gibi yerlerini tutan bir dag silsilesi ile cevrilmistir Dunya baligin Bahamut sirtinda duran bir okuz tarafindan ayakta tutulur Bahamut evrensel bir okyanusta yuzmekte okyanus bir kap icerisindedir ve kap bir melegin veya cinin sirtinda durmaktadir Sufi kozmolojisinde evren Allah i merkeze alan degisik tabakalarda sunulur Ilahi alemler Alem i Haahut Alem i Yahut Alem i Lahut Yaratilmislarin evreni ise Alem i Ceberut Alem i melekut Alem i nasut tan olusur Hindu kozmolojisi El yazmasi bir Rig Veda nushasi erken 19 yuzyil Hindu kozmolojisi tarihte bilinen ilk evren modelini barindirir ve Hinduizm in kutsal Vedik metinlerinden Rig Veda da aciklanmistir Buna gore evren genisleme ve tamamen yikima ugrama arasinda gidip gelir Cok daha yogun bir formdan ki bu noktaya Bindu denir genislemistir Evren canli bir ozdur ve surekli olarak devam eden bir dogum olum ve yeniden dogum dongusu icerir Vedik metinlerin en eskileri olan Samhitalar oldukca basit bir kozmolojiye yer verir ve bu kozmoloji genelde iki veya uc parcali bir yapiya sahiptir ikili oldugu durumda gok arz veya uclu oldugu durumda gok atmosfer arz Bu noktada kozmogoni belirsizdir ve yaratimcilik fikri cok vurgulanmamistir Hatta Rig Veda da bulunan ve kozmogoniye iliskin olan bazi ilahilerde evrenden once hicbir seyin tanrilar dahil var olmadigi veya var olup olmadiginin belirsizliginden bahsedilir tanrilarin varoluslari ile evrenin var olusu arasindaki iliski genel olarak belirsizdir ve birkac cesitli kozmogoni Rig Veda da yer alir 10 kitaptaki 90 ilahi gibi Ayrica Rig Veda daki kozmoloji ile ilgili sarkilarda rita yani evrensel duzen kavrami bulunur Bu metinlerden yaklasik binyil sonra yazilmis olan yaklasik olarak M O birinci binyil Upanisadlarda ise bu temel ve basit kozmoloji anlayisi gelisir ve ozellikle felsefi olarak da derinlesir Upanisadik temeli bundan sonraki donemde Hindu kozmolojisinin temelini arz eder Evrensel dongu vurgusu bu kozmolojide buyuk bir rol oynar ve sonuc olarak daha onceki metinlerde yer alan rita kavramindan ziyade moksa yani reenkarnasyon dongusunden kurtulus vurgulanir onem kazanir Bu kozmolojide bulunan Brahman ve kavramlari ve ritanin yani sira kisilerin bireysel hayatlari baglaminda ele alinan dharma kavrami da kozmolojinin temel taslarini olusturur Ayrica Upanisadlardaki evren ayrimlari da genisler ornegin yedi parcali evren anlayisi mevcuttur Hinduizmdeki kozmoloji Upanisadlardaki gelisiminden sonra da gelismeye devam etmisse de bu gelisim Upanisadlardakindeki gibi Vedik temelleri terk etmez Hindu kozmolojisi ayni zamanda bir kozmografi ve evren tarihi kozmik tarihce de barindirir Hindu evren Tarihi nde evren dongusel kozmolojiyle uyumlu bir sekilde altin cagla baslayan ve giderek kotulesen bayagilasan dort cagdan gecer ve sonunda yok edilir ve tekrar yaratilarak ayni dort cagi yasar bu sekilde bir dongu icerisinde evrenin dogusu olumu ve yeniden dogusu devam eder Hindu kozmografisi ise saraptan denizler farkli yerleri ayiran geometrik sekildeki siradaglar gibi ogeler barindiran zengin bir kozmografidir Cin kozmolojisi Taijitu 太極圖 geleneksel olarak ying ve yangi sembolize eden simgedir Siyah kismi yini beyaz kismi ise yangi sembolize eder Cin kozmolojisinde de cok buyuk onem tasiyan Cin dusuncesinin israrla vurguladigi her seyde bir ikiligin oldugunu savunan fikri yapiyi temsil etmektedir Cin kozmolojisi duzen vurgusu yapan ve ahenk icindeki bir evren modelini kullanan evren anlayisini yin yang ve 5 element Wu Xing ates su toprak hava ve metal uzerinde temellendiren bir kozmolojidir Cin kozmolojisinin ilk ornekleri M O birinci binyilda Shang Hanedanligi sirasinda ortaya cikmistir ve oldukca sadedir Evren Cennet ve Dunya ya ayrilmis en Bas Tanri tarafindan denetlenirken evrenin butunu ile parcalari arasinda tam bir ahenk ve iliski bulunmaktadir Evrendeki duzenin kucuk olcekte evrenin parcalarinda ve insan hayatinda bulunmasi fikri ve Cennet Arz ikiciligi daha sonraki gelisimlerde iyice vurgulanir Cin kozmolojisi ozellikle Zhou Hanedanligi sirasinda cok gelisir ve daha sonra kozmolojinin temellerinden olacak yin yang ikiciligi gibi kavramlar bu donemde kozmolojiye yerlesir Yin yang ikiciligi farkli formlarda evrenin her yaninda ve bir butun olarak evrende ortaya cikan onemli bir ozelliktir ve birbiriyle celisen birbirine zit olan bir ciftten olusan bu anlayis zitliklarin ve zit olanlarin temelde birbiriyle yakindan iliskili oldugu ve birbirleriyle varolabildikleri anlayisina dayanir Cin kozmolojisinin diger temelleri olan 64 hekzagram ve bes element de yine bu donemde Cin kozmolojisindeki yerlerini alirlar Daha onceki donemlerde kehanet icin kullanilan 64 hekzagram bu donemde evrendeki degisiklik turleriyle iliskilendirilerek kozmolojik bir anlam kazanmistir Son olarak bes element evrenin dogasi geregi evrendeki farkli seylerin birbirlerine dogru degisimi degiserek farkli seyler olmalarini simgeleyen bir sekilde kozmolojideki kralla birlikte bu donemde kozmolojideki yerini alir Cennet in oglu olarak evrensel bir statu ve mesruiyet kazanan kral ayni zamanda bu payesiyle Cennet ile Arz arasindaki kopru haline gelmistir Ayni zamanda kral Dunya daki islerin evrenin isleyisi ve evrensel ahlaki unsurlarla uyum icinde olmasindan sorumlu olan kisidir Daha sonraki Han Hanedanligi doneminde bu kozmoloji anlayisi buyuk oranda ayni kalmis fakat butunlestirilmis ve sistematize edilmistir Bu acidan da bu donem onem tasir Ozellikle Budizmin Cin e gelisi ve yayilisi ile olumsuz etkilenen Cin kozmolojisi Song Hanedanligi doneminde tekrar yukselise gecse de daha sonralari tekrar gozden dusmus ozellikle Bati dan gelen yeni bilim ve cagdas kozmoloji anlayisindan olumsuz etkilenmistir Cin kozmolojisi ayni zamanda zengin bir kozmografiye sahiptir Buyuk oranda geometrik vurgular barindiran bu kozmolojiye gore Dunya kare Cennet gok ise kubbe seklinde yani daireseldir Ilk kozmolojide de bulunan bu kozmografi daha sonraki donemlerde de devam etmistir Kare seklindeki Dunya nin tam ortasinda Cin in bulunduguna her kosede dag ve kralliklarin bulunduguna inanilir Zhou Hanedanligi doneminde bu kozmografi anlayisi devam etmis bununla birlikte Dunya karesi dokuz parcaya ayrilarak aciklanmistir Dokuz sayisi bu donemde kozmografide vurgulanmis kozmografinin bircok parcasi dokuza bolunmustur Yunan kozmolojisi Batlamyus ve Orta Cag Batlamyus un gunes sistemine dair anlayisini gosteren tarihi bir cizim Klasik donem Yunan filozoflarindan Aristo ve Eflatun un kozmolojileri Yunan kozmolojisi acisindan onemli olduklari gibi fiziksel kozmoloji tarihi acisindan da onemlidirler Zira bunlar daha onceki kozmolojilerin geneline nispeten cagdas fiziksel kozmolojiye daha yakindirlar Platon geometrik bir kozmoloji anlayisi ortaya atmis ve gorunus ile gercek arasinda farkli baglamlarda da ortaya attigi goruslerine kozmoloji icerisinde de yer vermistir Ona gore gorunurdeki evren duzensizken gorunmeyen gercek evren duzenliydi Buna gore astronomlar gok cisimlerine dairesel hareketler izafe ederek sadece goruntuyu kurtarmaya korumaya cabalamaktaydilar Her ne kadar Platon un kozmoloji anlayisi kendi felsefesi baglaminda uygun olsa da pek tutunamamistir Platon un ogrencisi ve bir diger onemli Yunan filozofu Aristo ise gok cisimlerini tasiyan ve donen kureler oldugunu one surmustur Bu kozmoloji anlayisi genel Yunan kozmoloji anlayisi icinde Orta Cag boyunca korunmustur Aristo bu kurelerin hareketinin kurelerin dogasinda oldugunu one surmus ve buradan cesitli metafiziksel bagintilar kurmustur Orta Cag da Aristo nun eserlerinin diger klasik Yunan filozoflarininkilerle birlikte Islam felsefesi araciligiyla tekrar Bati ya donmesi Bati da bu eserlere olan ilgiyi arttirsa da Aristo nun evren anlayisinin ozellikle de evrenin kadimligi fikrinin o donemde Bati da hakim olan Hristiyan anlayisla celismesi sonucu felsefi tartismalarin yani sira kozmolojik tartismalara da yol acmistir Yunan kozmolojisini sistematize edense Batlamyus olmustur M S ikinci yuzyilda yazmis oldugu baslica eseri Almagest genel kabul gormus yuzyillar boyunca kullanilmis kendisinden once yazilan cogu eserin nushalari artik kullanilmadiklari icin uretilmemistir Batlamyus un evren anlayisi sayisal ve hesap bazli degil daha ziyade geometriye vurgu yapan ve kurelerden olusan bir kozmolojidir Antroposentrik yani insan merkezli olan ve Dunya yi evrenin merkezinde goren bu kozmoloji anlayisi uzun bir sure kabul gormustur Kopernik Galileo ve Newton un kesifleri Copernicus un ileri surdugu Gunes Sistemi modelini tanimlayan tarihi bir cizim Alexander Ross tarafindan yazilmis ve Dunya nin bir gezegen oldugu tezine karsi cikan bir kitabin bas sayfasi Kitabin ana basligi Yeni gezegen gezegen degil dir 16 yuzyilda Leh bilim insani Mikolaj Kopernik heliosentrik yani Gunes merkezli bir kuram ortaya atmistir Copernicus un bu teorisi Italyan astronom Galileo nun yeni kesfedilen teleskop ile yaptigi gozlemlerce dogrulanmistir Bu gelismeler kozmoloji acisindan buyuk adimlar oldugu kadar genel olarak tarih ve dusunce tarihi acisindan da onemli olmuslardir Daha once ortaya atilan duzenli evren anlayisi yerine oldukca duzensiz ve kusurlu gozuken bir evren anlayisina birakmis bu da ozellikle dini baglamda cesitli sorunlar yaratmistir Daha sonralari Danimarkali bilim insani Tycho Brahe nin yaptigi cesitli gozlemler sonucu Alman matematikci ve astronom Kepler gok cisimlerinin mutlak ve mukemmel dairelerde degil elips benzeri yani eliptik yorungelere sahip oldugu ortaya koymustur Kepler gezegenlerin hareketlerine dair ortaya koydugu yasalarla bazen cagdas astronomi biliminin babasi olarak kabul edilir Bununla birlikte donemin en onemli sorunlarindan birisi olan ve gok cisimlerinin hareketlerinin ve eliptik sekillerinin sebebini konu alan sorun Newton tarafindan cozulmustur Newton yer cekimi kuvvetine dair cesitli sonuclara varmis ayrica matematiksel olarak bu cekim kuvvetinin nasil gok cisimlerinin eliptik yorungelerde hareket etmesini sagladigini kanitlamistir Kozmoloji ile ilgili bircok onemli kavram ve terim bu donemde buyuk gelisme ve degisim gostermis Dunya merkezli kozmoloji anlayisi sebebiyle o zamana kadar Dunya nin etrafinda donen gok cisimlerini tanimlayan gezegen terimi Gunes merkezli kozmoloji anlayisinin guc kazanmasiyla artik Gunes etrafinda donen gok cisimlerini tanimlamakta kullanilmaya baslanir Bu anlayis dolayisiyla Dunya nin da aslinda bir gezegen oldugu sonucunu cikartmistir Gunes Sistemi disi gezegenlerin varligi ise bu donemin sonunda farkli yazarlar tarafindan olasi bulunsa ve dile getirilse de 20 yuzyila kadar dogrulanamamistir Cagdas kozmoloji anlayisi ve gelismelerSamanyolu Gok adasi nin merkezini gosteren bir goruntu Cagdas kozmoloji ile kastedilen buyuk oranda fiziksel kozmolojidir Matematik ve fizik bilimleri yardimiyla teorilerin ispati yapilir ve astronomik kesiflerle desteklenir Evrenin icinde yer alan butun gok cisimleri gok adalar yildizlar kara delikler gezegenler uydular bunlarin olusumlari birbirleriyle olan iliskilerinin kuramsal olarak incelenmesi bu bilim dali icine girer Teknolojinin ilerlemesi ve farkli dallardaki bilimsel kesifler ve buluslar ornegin Einstein in Gorelilik Teorisi son bir iki yuzyil icinde fiziksel kozmoloji anlayisinin da buyuk oranda gelismesine yol acmistir Fiziksel kozmoloji disinda cesitli ezoterik hareketlerin ortaya attigi de yine bu donemde ortaya cikmis ve gelisme kaydetmistir Cagdas fiziksel kozmoloji teknolojik olanaklarin sagladigi gelismis gozlemlerle bircok kesfe konu olmustur Ornegin Harlow Shapley gozlemleri sonucu Gunes Sistemi nin de icinde bulundugu Samanyolu Gok adasi nin dusunulenden 10 000 isik yili cok daha buyuk bir capa 100 000 isik yili sahip oldugunu kanitlamistir Ayrica yine Shapley o zamana kadar yaygin bir gorus olan ve Gunes Sistemi ni gok adanin merkezine yakin konumlandiran gorusun yanlis oldugunu ortaya cikarmis ve Gunes Sistemi nin gok adanin merkezinden oldukca uzakta oldugunu kanitlamistir Buyuk Patlama ve kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu Edwin Hubble in gozlemleri gok adalar hakkinda daha fazla bilgi ortaya cikarmis ve evrenin genisledigini kanitlamistir Hubble nin kesfi evren genisledikce galaksilerin hizinin uzakliklariyla birlikte artmasini kesfetmis olmasina dayaniyordu Georges Lemaitre ise evrenin kozmik yumurta dan nasil genisledigini aciklayan teorik fikirler ortaya atmistir Bu teori evrenin kokenini aciklamak icin bugun siklikla kullanilan buyuk patlama teorisinin ilk ortaya cikisidir Buyuk Patlama ismi ise ilk kez Ingiliz astrofizikci Fred Hoyle tarafindan kullanilmistir ki kendisi evrenin kokenine dair buyuk patlamadan oldukca farkli baslangic noktasi olmayan sonsuz bir evren modeli iceren sabit durum kozmolojisi savini savundugu icin bu tabiri biraz da alayci bir ifade ortaya atmistir Hoyle ayni zamanda yildizlarin icinde meydana gelen nukleosentezi de tanimlamis olan kisidir Daha sonralari evrenin ve evrenle bagintili olarak zaman ve uc boyutlu uzayin buyuk bir patlama sonucu ortaya ciktigini ongoren Buyuk Patlama Kurami lehine kozmik arka plan radyasyonun gozlenmesi ve kuasarlarin kesfi gibi cesitli gozlemsel kanitlarin bulunmasi sonucu bilim dunyasi tarafindan bu teori genel kabul gormustur Ayni zamanda bu kesifler sabit durum kozmolojisinin de buyuk patlama karsisindaki cokusunu hazirlamistir Bu kozmolojide evren uzay ve zamanda degisim gostermiyordu Nitekim isminin Sabit Durum Kozmolojisi Ing Ingilizce steady state theory olmasi da bu temele dayanmaktadir Sabit Durum Kozmolojisi ozellikle 20 yuzyilda populerlesmis olsa da daha sonra belirtildigi gibi yeni kesifler sayesinde Buyuk Patlama Kurami karsisindaki konumunu kaybetmis ve yerini ona birakmistir Bununla birlikte son yillarda yapilan cesitli gozlemler ve elde edilen bulgular Buyuk Patlama Kurami acisindan cesitli soru ve sorunlara yol acmis bu soru ve sorunlarin hepsine 2007 yili itibariyla bir yanit getirilememistir ve meselelerin cogunlugu halen yogun tartisma konusudur Nitekim fiziksel evren bilimi bircok bilinmeyen alan ve sorun iceren bir daldir Genel olarak kabul goren evren bilimi modelinin Ing Ingilizce Lambda Cold Dark Matter veya kisaca LCDM sahip oldugu 18 parametrenin 17 si bagimsizken bunlardan sadece 13 u gozlemsel bilgi ile uyum arz etmektedir Buyuk Patlama Kurami lehine kabul edilen en onemli gozlemsel kanitlardan biri 1965 yilinda Arno Penzias ve Robert Wilson tarafindan kesfedilmis olankozmik mikrodalga arka plan radyasyonudur Aslinda kozmik mikrodalga arka plani cok daha onceleri 1948 de George Gamow ve tarafindan ongorulmustur Siklikla CMB Ing Ingilizce cosmic microwave background radiation olarak kisaltilan kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu tum evreni dolduran bir elektromanyetik radyasyon formudur Kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu Buyuk Patlama Kurami icin cok onemlidir Zira bu kuram yapisi geregi bu tip bir fenomeni ongormektedir Bu sebeple kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunun kesfi Buyuk Patlama Kurami lehine cok buyuk bir adim olusturmustur Bu radyasyonu incelemek icin NASA tarafindan yapilan Ing Ingilizce Cosmic Background Explorer veya COBE bu alanda onemli basarilara imza atmis ve COBE projesinin bas arastirmacilari olan George Smoot ve John Mather 2006 yilinda basarilarindan oturu Nobel Fizik Odulu nu kazanmislardir Kozmik mikrodalga arka plan radyasyonudaki kucuk salinimlarin incelenmesi evrenin dogasi yasi ve yapisi hakkinda onemli bilgiler saglamaktadir NASA tarafindan 2001 yilinda uzaya gonderilen Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Sondasi Ingilizce Wilkinson Microwave Anisotropy Probe veya kisaca WMAP tarafindan saglanan guncel bilgiler dogrultusunda Buyuk Patlama dan bugune kadarki zaman olan evrenin yasi yaklasik olarak 13 7 milyar yil 200 milyon yildir Farkli metotlar sonucu ulasilan diger yas tahminleri ise 11 milyar ile 20 milyar arasinda degisse de bircok tahmin 13 15 milyar yil araliginda bulunmaktadir Sirius A ve yi gosteren bir goruntu Ortadaki parlak yildiz Sirius A altindaki kucuk nokta benzeri beyazlik ise bir beyaz cuce olan dir Cesitli gelismeler savlar karanlik madde ve karanlik enerji Bugun evrenin sadece 4 unun yaydigi elektromanyetik radyasyon tarafindan dogrudan gozlemlenebilir oldugu 23 ununse karanlik maddeden 73 unun de karanlik enerjiden olustugu dusunulmektedir Karanlik madde ve karanlik enerjinin dogasi hala tam olarak bilinmemektedir Karanlik enerji tum uzaya yayildigi ve evrenin genisleme hizini arttirdigi dusunulen hipotetik bir enerji formudur Karanlik madde ise gozlemlenebilmesini olanakli kilacak kadar elektromanyetik radyasyon yaymayan veya yansitmayan fakat gozlemlenebilir cisimlerde olusturdugu kutlecekimsel etkiler yuzunden varligi savlanan ancak yapisi bilinmeyen maddedir Baska bir ifadeyle bugunku teknolojiyle gozlemlenemeyecek kadar sonuk olan toz gezegen yildiz ve galaksiler karanlik madde degildir 20 yuzyilda ortaya atilmis bir kavram olan karanlik enerjinin ilk benzerleri terimin ortaya atilmasindan oldukca once ortaya cikmistir Dinamik evren yapisi kanitlanmadan once Einstein evren bilimi sabiti kozmolojik sabit fikrini yer cekimini karanlik enerji ile dengeleyecek bicimde statik bir evren modeline ulasabilmek icin onermistir Daha sonra dinamik evren modeli kanitlaninca bu fikirlerden vazgecmistir 1970 lerde Alan Guth kavramsal acidan karanlik enerjiye benzer olarak negatif bir basinc alaninin evrenin erken devrelerinde kozmik sismeyi surdurebilecegini onermistir Karanlik enerji terimi ise 1998 yilinda tarafindan ortaya atilmistir Karanlik enerjiyi destekleyen ilk dogrudan kanit supernova gozlemlerinden Riess et al tarafindan ortaya cikarilmis daha sonra Perlmutter et al tarafindan dogrulanmistir Karanlik madde olarak anilan fenomene ve varligina dair ilk kanit Isvicreli astrofizikci Fritz Zwicky tarafindan 1933 te tespit edilmistir Karanlik maddeye iliskin kanitlarin bircogu gok adalarin incelenmesi sonucu elde edilmistir Galaktik rotasyon egrileri gok ada donus egrileri eliptik gok adalarin hiz dagilimlari gok ada kumelerindeki kayip madde gibi bircok konu karanlik maddenin varligini destekleyecek kanitlar sunmustur 1997 de bazi bilim insanlari evrenin olasi farkli sureclerini ozetleyen dort sureclik bir plan ortaya atmislardir Buna gore evren yaklasik olarak bir katrilyon 1 000 000 000 000 000 1015 displaystyle 10 15 yil sonra yildizlarin sonmus ve sadece beyaz kirmizi veya kahverengi cuceler ile notron yildizlari seklinde var olacagi bir surece girecektir Bu surec sonrasi buyuk yildizlarin kara deliklere donusmesiyle bir kara delik sureci veya donemi baslayacaktir ki bu surecte evrendeki cisimleri yutmus olup zamanla kendileri de yok olacaklardir Ilgili arastirmaya gore bu surecin su ana oranla yaklasik olarak yuz trilyon trilyon trilyon 1027 yil sonra ortaya cikmasi beklenmektedir Son surec ise evrende hicbir maddenin bulunmadigi bir surectir ve Kara nlik Donem olarak anilmistir Dini kozmoloji acisindan Ibrahimi dinlerin cesitli mensuplari evrenin baslangici icin Buyuk Patlama Teorisi nin dini kozmoloji anlayisi ile catismadigina dair aciklamalarda bulunmuslardir Kaynakca evren bilimi maddesi TDK Guncel Turkce Sozluk 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 28 Ekim 2007 Evren Nasil Olustu editor Halil Kirbiyik 1 Baski ODTU yayinlari s 142 kozmoloji maddesi TDK Guncel Turkce Sozluk 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 28 Ekim 2007 Cosmology News Advent Catholic Encyclopedia 11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 10 Kasim 2007 a b c d Disney Michael J Modern cosmology science or folktale a b sf 485 New dictionary of the history of ideas Zakariya al Qazwini ʿAja ib al makhluqat wa ghara ib al mawjudat The Wonders of Creation Original published in 1553 AD Rig Veda 10 kitap 129 ilahi sacred texts com 15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 30 Ekim 2007 Rig Veda 10 kitap 90 ilahi sacred texts com 15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 30 Ekim 2007 sf 481 New dictionary of the history of ideas sf 483 484 New dictionary of the history of ideas sf 482 New dictionary of the history of ideas sf 1075 Encyclopedia of Science sf 486 New dictionary of the history of ideas Van Helden Al 1995 The Galileo Project 6 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Nisan 2007 Newton Isaac 1713 General Scholium trans Motte 1729 a b c sf 1076 Encyclopedia of Science sf 1078 Encyclopedia of Science sf 486 487 New dictionary of the history of ideas sf 487 New dictionary of the history of ideas Karanlik enerji terimi ilk kez Turner in bir ogrencisi olan bir baska kozmolog Dragan Huterer ile birlikte yazilmis olan Prospects for Probing the Dark Energy via Supernova Distance Measurements isimli makalede gecmistir Bu makale Agustos 1998 tarihinde ArXiv org ye gonderilmis ve 1999 yilinda Physical Review D de yayimlanmistir Huterer and Turner Phys Rev D 60 081301 1999 Adam G Riess et al 1998 Astronomical J Cilt 116 ss 1009 38 10 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Aralik 2007 S Perlmutter et al The 1999 Astrophysical J Cilt 517 ss 565 86 7 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Aralik 2007 Zwicky F 1933 Die Rotverschiebung von extragalaktischen Nebeln Helvetica Physica Acta Cilt 6 ss 110 127 4 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Aralik 2007 Ayrica bakiniz Zwicky F 1937 On the Masses of Nebulae and of Clusters of Nebulae Astrophysical Journal Cilt 86 s 217 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Aralik 2007 Physicists describe grim end of the world Sci Tech Story page CNN Interactive 15 Ocak 1997 18 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 10 Kasim 2007 sf 1079 Encyclopedia of Science sf 487 New dictionary of the history of ideas Papa XII Pius 1951 de buyuk patmalama kozmolojisinin askin bir yaratici fikrini onayladigi ve Hristiyan dogmasiyla uyum icinde oldugunu beyan etmistir