Hallâc-ı Mansûr veya Mansûr el-Hallâc (Farsça: منصور حلاج Mansūr-e Ḥallāj; tam ismi Ebū el-Muġīṭ Huseyn Manṣūr el-Ḥallāğ) (d. Ağustos 858, Tûr – ö. 26 Mart 922, Bağdat), zındıklıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde Abbâsî Halifesi Muktedir Bi’llâh'ın emriyle idam edilmesiyle meşhur olan Fars kökenli spiritüalist yazar ve mistik şâir.
Ebû’l Moğıt Huseyn bin Mansûr bin Mehemmed Beyzâvvî el-Hallâc | |
---|---|
Bi’llâh'ın emriyle infâzı (Bağdat, 26 Mart 922) | |
Doğum | Ağustos 858 Tûr köyü, Meyghan Kırsalı, Nehbendan şehristanı, Güney Horasan Eyaleti, Tahirîler İranı |
Ölüm | 26 Mart 922 Bağdad, Abbâsîler Halifeliği |
Hayatı
Asıl adı "Ebû’l Moğıt Huseyn bin Mansûr bin Mehemmed Beyzâvvî" idi. Babasının mesleğinden dolayı “Hallâc” lakabını aldı.
Tahirîler devri İran'ının günümüz Güney Horasan Eyaleti'ne bağlı Nehbendan şehristanının Meyghan Kırsalı'ndaki "Tûr" köyünde dünyaya geldi. Hallâc-ı Mansûr’un dedesi Mahamma Mecûsî, Beyazid Bistâmî'ninki gibi bir Zerdüşt idi. Babası ailesiyle Dicle yakınlarına, Araplar tarafından kurulmuş bir yerleşim bölgesi olan Vasıt'a taşındı. Mansûr, on iki yaşında burada hafız oldu.
Eğitimi
Önceleri kısa bir süreliğine sûfî azizlerinden Beyazid Bistâmî’nin de mürşidî olan Zünnûn-ı Mısrî’nin öğrencisi Sehl el-Tustarî’nin müridi oldu. Yirmi yaşında Basra’ya geldi. Buradan Bağdat’a giderek tanınmış sufilerin sohbetlerine katıldı. Daha sonra ise Emr el-Mekkî ile Cûneyd-î Bağdâdî’nin talebesi oldu. 896 yılında ilk haccını yapmak üzere Hicaz’a gitti. Burada vaktini ibadetle geçiren Hallâc, daha sonra bir grup sufî ile birlikte Bağdat’a dönerek Cüneyd’in sohbetlerine devam etti. Fakat, hocalarıyla fikir ayrılığına düştüğü için onlardan ayrılarak Tüster’e döndü. Hallâc beş yıl sürecek bir yolculuğa çıkmak üzere Tüster’den ayrıldı. Horasan, Mâverâünnehir, Sicistan ve Kirman bölgelerini dolaştı. Fars’ta halka vaazlar verdi, onlar için eserler yazdı. Ardından Ahvaz’a geçti ve ailesini de buraya getirtti. Ahvaz’da meclis kurup vaazlar vermeye başlayan Hallâc halkın ve aydınların büyük teveccühüne mazhar oldu ve burada Hallâc-ı Esrâr diye tanındı. Daha sonra ailesini Ahvaz’da bırakarak 400 müridiyle birlikte ikinci defa hac yapmak üzere Basra üzerinden Mekke’ye gitti. Hac dönüşü Basra’da bir ay kaldıktan sonra Ahvaz’a gelen Hallâc, ailesini ve buranın ileri gelenlerinden bir grubu yanına alarak Bağdat’a geçti. Burada bir sene kaldı; ardından küfür ve şirk beldelerini Allah’ın dinine davet etmek için manevi bir işaret aldığını söyleyerek ailesini müritlerinden birine emanet edip deniz yoluyla Hindistan’a gitti. Horasan, Tâlekān, Mâverâünnehir, Türkistan, Maçin, Turfan ve Keşmir’i dolaştı. Gezdiği yerlerdeki halk için eserler yazarak İslam’a girmelerinde etkili oldu. Onun tesiriyle müslüman olanlara Mansûrî deniliyordu. Bu durum kendisini büyük bir üne kavuşturdu.
Bu seyahatten dönünce aleyhindeki faaliyetler de tekrar başladı. 903 senesinde üçüncü defa hacca gitti ve burada iki yıl kaldı. Bazen ibadet ediyor, bazen de halk arasına karışıp hacda kesilen kurbanlar gibi Allah yolunda kendini feda etmeye hazır olduğunu haykırıyordu. Bir ara Arafat’ta kendisine hakaret ve işkence edilmesini istedi. Bağdat’a dönen ve bir ev satın alan Hallâc’da bir değişikliğin meydana geldiği fark edilmişti. Hakkında anlatılan bir hikâyeye göre Bağdat’ta açıkça Hak yolunda canını feda etmek istediğini, kanının dökülmesinin halk için helal olduğunu ilan etti. Karmatiler’in Abbasi Devleti’ni tehdit ettiği, 870 yılında başlayıp 883 yılına kadar devam eden izlerinin henüz silinmediği, istikrarsızlığın devam ettiği bir dönemde Hallâc’ın sözleri ve davranışları halk ve ulema arasında yeni bir huzursuzluk meydana getirdi. Davûd ez-Zahiri öncülüğünde bir grup alim Hallâc’ın aleyhinde bir faaliyet başlattı; bazıları onun sihirbaz, şarlatan veya deli olduğunu ileri sürerken bazıları da keramet sahibi bir veli olduğunu söylüyordu. Aleyhindeki faaliyetler artıp bir kısım müridleri tutuklanınca kendisini de aynı akıbetin beklediğini anladı ve Ahvaz’a kaçtı. Sûs’ta bir dostunun yardımıyla Dânyâl peygamberin türbesi civarında bir yıl saklandı. 913' de yakalanarak Bağdat’a getirildi ve idam talebiyle mahkeme önüne çıkarıldı. Vezir Ali b. Îsâ el-Kunnâî onu üç defa siyaset meydanında teşhir ettikten sonra hapsedilmesini yeterli gördü. Sekiz yıl süren hapis hayatı, genellikle dostu Nasr el-Kuşûrî’nin evindeki bir odada göz hapsi şeklinde geçti. Bütün ihtiyaçları karşılandı; ziyaretçi kabul etmesine izin verildi. Hapiste bulunan Hallâc’ın Bağdat ve çevresindeki etkisi giderek arttı. Burada iken Kitâbü’t-Tavâsîn’in “Tâsînü’s-sirâc” ve “Tâsînü’l-ezel” bölümlerini yazdı.
Öğretisi ve fikirleri
Hallâc'ın Allah'ta eriyip yok olmak anlamında söylediği "En-el Hak", yani "Ben Hakk'ım" (انا الحقّ , En el-Hakk) sözü bahane edilerek 912 yılında tutuklandı.
"Fî" ve "An"(O’nda ve O’ndan)
Hallâc’ın savunduğu Tâsîn tevhîd akîdesinin özü olan "Fî" ve "An" kavramı Vahdet-i Vücud’daki "Her şey Allah’tır" akîdesinden farklı olup, "Her şey Allah’tadır ve her şey Allah’tandır" anlamına gelmektedir.
Diğer İnançlara Bakışı
Kendisinden sonra gelen ve "Yetmiş iki millete bir gözle bakmak" gibi sözlerle tüm farklı inanç ve kanaatleri ötekileştirmeyen Yunus Emre gibi sûfilerde görülen kucaklayıcı, anlamaya dönük yaklaşımın kökleri Hallac-ı Mansur'a kadar uzanmaktadır. Ünlü Alman tasavvuf araştırmacısı Annemarie Schimmel'in Hallac'dan aktardığı aşağıdaki satırlar onun farklı inançtan insanlara nasıl baktığını apaçık bir şekilde göstermektedir:
Öğrencilerinden biri bir Yahudi'ye hakaret eder ve Hallac'ın kızgınlığını üzerine çeker, bir süre sonra sakinleşen Hallac ona: "Sevgili oğlum. Bütün dinler, ulu Tanrı'nın dinleridir. Tanrı, her bir dini ile ayrı bir insan topluluğunu meşgul etmektedir. İnsanlar inandıkları dinleri kendileri seçmediler; bilakis Rahman ve Rahim olan Tanrı, insanları inandıkları dinler için seçmiştir. Eğer bir kimse başka bir kimseyi inandığı dinin doğru olmadığı iddiasıyla kınarsa, bu hareketiyle o insanın kendi iradesiyle bir tercih yapmış olduğu yolunda bir hüküm vermiş olur. Bu da aslında, Kadercilerin tarzıdır ve Zerdüştler böyle bir dini topluluktur (yani bunlar düalisttir). Bilesin ki Yahudilik, Hıristiyanlık ve diğer dinler, sadece çeşitli sanlar ve farklı isimlerdir; fakat hepsinde maksat aynıdır, farklı değildir. Ben dinlerin ne olduğu konusunda çok düşündüm. Neticede gördüm ki, dinler, bir kökün çeşitli dallarıdır. Bir insandan, onu alışkanlıklarından alıkoyan ve bağlarından koparan bir din seçmesini talep etme. O zaten varlığın sebebini ve yüce gayelerin manasını kendisinin en iyi anladığı şekilde arayacaktır" der.
Her şeyin zıddı ile bilindiği ve ayakta durduğu bu ikilikler evreninde küfür-iman diyalektiği de göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Öyleyse kimse kendisini, kabullerini diğer her şeyi dışlayacak bir mutlaklık dairesi içinde görmemelidir Hallac'a göre. Hallac'a göre Tanrı dahi kulunun sınırlılığını bilip buna göre ona muamele edecektir. Yine ondan aktarılan şu satırlar onun Tanrı ve insan arasındaki ilişkiye bakışındaki geniş perspektifi ortaya koymaktadır: "Yeryüzünde hiçbir imansızlık yoktur ki, altında iman saklı olmasın; itaat yoktur ki, altında kendinden büyük isyan saklı olmasın ve kendini tamamen ibadete adama hali yoktur ki, altında saygıdan feragat hali olmasın; sevmek iddiası yoktur ki, altında edepsizlik saklı olmasın. Fakat ulu Tanrı, kullarına istidatlarına göre muamele eder."
Ölümü
Hallâc hapisteyken de aleyhindeki faaliyetler bütün şiddetiyle devam ediyordu. Cezalandırılması yönündeki taleplerin artması üzerine Vezir Hâmid b. Abbas tarafından idam isteğiyle tekrar hakimler heyetinin önüne çıkarıldı. Delillerin yetersiz olduğunu söyleyen hakimler idamı için hüküm vermekten kaçındıklarından mahkeme uzun sürdü. Fakat Vezir Hâmid’in ısrarlı takibi ve baskısı karşısında Mâlikî kadısı Ebû Ömer Muhammed b. Yûsuf el-Ezdî idamına hükmetti. Hanefi kadısı İbn Bühlûl’ün muhalefetine rağmen bu hüküm diğer kadılara ve şahitlere imzalatıldıktan sonra Halife Muktedir-Billâh tarafından tasdik edilince Hallâc, 26 Mart 922 tarihinde Bağdat’ın Bâbüttâk denilen semtinde önce kırbaçlandı; burnu, kolları ve ayakları kesildikten sonra idam edildi. Başı kesilerek Dicle üzerindeki köprüye dikildi; gövdesi yakılıp külleri nehrin sularına savruldu. Kesik başı iki gün köprüde dikili bırakıldıktan sonra Horasan’a gönderilerek bölgede dolaştırıldı.
Hallâc’ın asıldığı yer zamanla önem kazanmaya, Hak şehidi bir velinin türbesi olarak ziyaret edilmeye başlanmıştır. Vezirliğe yeni tayin edilen Ali b. Mesleme’nin, görevine başlamadan önce Hallâc’ın kabri olarak bilinen yeri ziyaret ederek manevî huzurunda dua edip niyazda bulunması, Abbasî Devleti’nin ondan özür dilemesi ve itibarını iade etmesi anlamına gelmiştir. Hallâc adına burada türbe inşa edilmiştir.
Hallâc’ın öldürülme sebebi
Hallâc-ı Mansûr’un öldürülme sebebi hakkında, Abbasiler’e karşı ayaklanmış olan Karmatiler’le gizlice mektuplaştığı, “Ene'l-Hakk” sözüyle ulûhiyyet (ilâhlık) iddiasında bulunduğu, haccın farz oluşunu inkar edip yeni bir hac anlayışı ortaya koyduğu şeklinde çeşitli iddialar ileri sürülmüştür.
Hallâc’ın idam fetvası dini olmaktan çok siyasi bir karar olup ancak siyasi baskılar ve entrikalar sonucunda çıkarılabilmiştir. Onun büyük bir üne sahip olması, çevresinde çok sayıda mürid toplaması, sarayda ve yüksek rütbeli devlet adamları ve kumandanlar arasında bile taraftar bulması, Zenci Kölelerin İsyanı'na sıcak bakması, "Mehdi olduğu ve Abbasiler’e karşı Karmatiler’le gizlice iş birliği yaptığı yolunda söylentiler çıkması devlet adamlarını endişelendirmiş, bu yüzden baskı altında çalıştığı ileri sürülen bir hakimler kurulundan fetva alıp idamı gerçekleştirmişlerdir. Hallac'ın türbesi Bağdat’tadır. Birçok İslam ülkesinde türbeleri vardır. Bunların hepsi makamdır. Yedi adet olduğu söylenen bu türbelere Hallac-ı Mansur makamı denmektedir. Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde bulunan türbe de bu yedi makamdan biridir.
Eserleri
- Ta’Sînû’l Ezel ve’l-Cevherû’l-Ekber ve’ş-Şeceretû’n-Nûr’iyye (Kitâb-ût Tavâsîn)
- 49 adet kayıp risaleleri
Kaynakça
- ^ a b Glasse, Cyril, The New Encyclopeida of Islam, Alta Mira Press, (2001), p. 164
- ^ John Arthur Garraty, Peter Gay, The Columbia History of the World, Harper & Row, 1981, page 288,
- ^ a b Jawid Mojaddedi, "ḤALLĀJ, ABU’L-MOḠIṮ ḤOSAYN b. Manṣur b. Maḥammā Bayżāwi" in Encyclopedia Iranica [1] 17 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Mason, Herbert W. (1995). Al-Hallaj. RoutledgeCurzon. s. 83. ISBN .
- ^ a b c d e . 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2015.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Tawaaseen, Massignon Press 1913
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Mansur
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Annemarie Schimmel, Hallac-"Kurtarın Beni Tanrı'dan", çev. G.Ahmetcan Asena, Pan Yayıncılık, 2009, s.62
- ^ Annemarie Schimmel, a.g.e. s.63
Dış bağlantılar
- Hallâc26 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Doctrine of Hallâc25 Mayıs 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- The Tawasin of Mansur al-Hallaj14 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- al-Hallaj at the Internet Medieval Source Book2 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- complete Works of Mansur Hallaj2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- original persian deewan of Mansur Hallaj single pdf file uploaded by Javed Hussen2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Başvuru kitapları
- . Literary History of Persia. (Four volumes, 2,256 pages, and twenty-five years in the writing). 1998.
- Herbert Mason. Memoir of a Friend: Louis Massignon. Notre Dame 1983: University of Notre Dame Press.
- Louis Massignon. "Perspective Transhistorique sur la vie de Hallaj, " in: Parole donnée. Paris 1983: Seuil, p. 73-97.
- Jan Rypka, History of Iranian Literature. Reidel Publishing Company. 1968 OCLC 460598.
- Idries Shah. The Sufis. W. H. Allen: London. 1964
- Annemarie Schimmel, Hallac-"Kurtarın Beni Tanrı'dan", çev. G.Ahmetcan Asena, Pan Yayıncılık, 2009
Bibliyografya
- Ateş, Süleyman, Cûneyd-î Bağdâdî: Hayatı, Eserleri ve Mektupları, Sönmez Neşriyat, İstanbul, 1969.
- The Tawasin Of Mansur Al-Hallaj, Translated By Aisha Abd Ar-rahman At-Tarjumana (Author)Diwan Press (1974)
- Louis Massignon, La Pasion De Hallaj Ediciones Paidos Iberica (December 23, 1999)
- Louis Massignon, Hallâcı Mansur'un Çilesi: İslamın Mistik Çilesi, çev. İsmet Birkan, Ardıç Yayınları, 2006.
- Louis Massignon and Herbert W. Mason, Hallaj: Mystic and Martyr [ABRIDGED] Princeton University Press; Abridged edition (June 19, 1994)
- Herbert Mason, Al-Hallaj (Curzon Sufi), RoutledgeCurzon; 1 edition (July 20, 1995)
- Yaşar Nuri Öztürk, Hallâc-ı Mansûr ve Eseri, Yeni Boyut, 1997.
- Hasan Aktaş, Yeni Türk Şiirinde Hallâc-ı Mansur Okulu ve Misyonu, Yort Savul Yayınları, Edirne, 2003
- Hasan Aktaş, Çağdaş Türk Şiirinde Mutasavvıflar, Yort Savul Yayınları, Rize, 2009
- Mehmet Coral, Allah Benim En el Hak, Doğan Kitap, Mart 2011
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hallac i Mansur veya Mansur el Hallac Farsca منصور حلاج Mansur e Ḥallaj tam ismi Ebu el Muġiṭ Huseyn Manṣur el Ḥallag d Agustos 858 Tur o 26 Mart 922 Bagdat zindiklikla suclanmasi ve uzun suren bir sorusturma neticesinde Abbasi Halifesi Muktedir Bi llah in emriyle idam edilmesiyle meshur olan Fars kokenli spiritualist yazar ve mistik sair Ebu l Mogit Huseyn bin Mansur bin Mehemmed Beyzavvi el HallacHallac i Mansur un Abbasi Halifesi Muktedir Bi llah in emriyle infazi Bagdat 26 Mart 922 DogumAgustos 858 Tur koyu Meyghan Kirsali Nehbendan sehristani Guney Horasan Eyaleti Tahiriler IraniOlum26 Mart 922 Bagdad Abbasiler HalifeligiHayatiAsil adi Ebu l Mogit Huseyn bin Mansur bin Mehemmed Beyzavvi idi Babasinin mesleginden dolayi Hallac lakabini aldi Tahiriler devri Iran inin gunumuz Guney Horasan Eyaleti ne bagli Nehbendan sehristaninin Meyghan Kirsali ndaki Tur koyunde dunyaya geldi Hallac i Mansur un dedesi Mahamma Mecusi Beyazid Bistami ninki gibi bir Zerdust idi Babasi ailesiyle Dicle yakinlarina Araplar tarafindan kurulmus bir yerlesim bolgesi olan Vasit a tasindi Mansur on iki yasinda burada hafiz oldu Egitimi Onceleri kisa bir sureligine sufi azizlerinden Beyazid Bistami nin de mursidi olan Zunnun i Misri nin ogrencisi Sehl el Tustari nin muridi oldu Yirmi yasinda Basra ya geldi Buradan Bagdat a giderek taninmis sufilerin sohbetlerine katildi Daha sonra ise Emr el Mekki ile Cuneyd i Bagdadi nin talebesi oldu 896 yilinda ilk haccini yapmak uzere Hicaz a gitti Burada vaktini ibadetle geciren Hallac daha sonra bir grup sufi ile birlikte Bagdat a donerek Cuneyd in sohbetlerine devam etti Fakat hocalariyla fikir ayriligina dustugu icin onlardan ayrilarak Tuster e dondu Hallac bes yil surecek bir yolculuga cikmak uzere Tuster den ayrildi Horasan Maveraunnehir Sicistan ve Kirman bolgelerini dolasti Fars ta halka vaazlar verdi onlar icin eserler yazdi Ardindan Ahvaz a gecti ve ailesini de buraya getirtti Ahvaz da meclis kurup vaazlar vermeye baslayan Hallac halkin ve aydinlarin buyuk teveccuhune mazhar oldu ve burada Hallac i Esrar diye tanindi Daha sonra ailesini Ahvaz da birakarak 400 muridiyle birlikte ikinci defa hac yapmak uzere Basra uzerinden Mekke ye gitti Hac donusu Basra da bir ay kaldiktan sonra Ahvaz a gelen Hallac ailesini ve buranin ileri gelenlerinden bir grubu yanina alarak Bagdat a gecti Burada bir sene kaldi ardindan kufur ve sirk beldelerini Allah in dinine davet etmek icin manevi bir isaret aldigini soyleyerek ailesini muritlerinden birine emanet edip deniz yoluyla Hindistan a gitti Horasan Talekan Maveraunnehir Turkistan Macin Turfan ve Kesmir i dolasti Gezdigi yerlerdeki halk icin eserler yazarak Islam a girmelerinde etkili oldu Onun tesiriyle musluman olanlara Mansuri deniliyordu Bu durum kendisini buyuk bir une kavusturdu Bu seyahatten donunce aleyhindeki faaliyetler de tekrar basladi 903 senesinde ucuncu defa hacca gitti ve burada iki yil kaldi Bazen ibadet ediyor bazen de halk arasina karisip hacda kesilen kurbanlar gibi Allah yolunda kendini feda etmeye hazir oldugunu haykiriyordu Bir ara Arafat ta kendisine hakaret ve iskence edilmesini istedi Bagdat a donen ve bir ev satin alan Hallac da bir degisikligin meydana geldigi fark edilmisti Hakkinda anlatilan bir hikayeye gore Bagdat ta acikca Hak yolunda canini feda etmek istedigini kaninin dokulmesinin halk icin helal oldugunu ilan etti Karmatiler in Abbasi Devleti ni tehdit ettigi 870 yilinda baslayip 883 yilina kadar devam eden izlerinin henuz silinmedigi istikrarsizligin devam ettigi bir donemde Hallac in sozleri ve davranislari halk ve ulema arasinda yeni bir huzursuzluk meydana getirdi Davud ez Zahiri onculugunde bir grup alim Hallac in aleyhinde bir faaliyet baslatti bazilari onun sihirbaz sarlatan veya deli oldugunu ileri surerken bazilari da keramet sahibi bir veli oldugunu soyluyordu Aleyhindeki faaliyetler artip bir kisim muridleri tutuklaninca kendisini de ayni akibetin bekledigini anladi ve Ahvaz a kacti Sus ta bir dostunun yardimiyla Danyal peygamberin turbesi civarinda bir yil saklandi 913 de yakalanarak Bagdat a getirildi ve idam talebiyle mahkeme onune cikarildi Vezir Ali b Isa el Kunnai onu uc defa siyaset meydaninda teshir ettikten sonra hapsedilmesini yeterli gordu Sekiz yil suren hapis hayati genellikle dostu Nasr el Kusuri nin evindeki bir odada goz hapsi seklinde gecti Butun ihtiyaclari karsilandi ziyaretci kabul etmesine izin verildi Hapiste bulunan Hallac in Bagdat ve cevresindeki etkisi giderek artti Burada iken Kitabu t Tavasin in Tasinu s sirac ve Tasinu l ezel bolumlerini yazdi Ogretisi ve fikirleri Hallac in Allah ta eriyip yok olmak anlaminda soyledigi En el Hak yani Ben Hakk im انا الحق En el Hakk sozu bahane edilerek 912 yilinda tutuklandi Fi ve An O nda ve O ndan Hallac in savundugu Tasin tevhid akidesinin ozu olan Fi ve An kavrami Vahdet i Vucud daki Her sey Allah tir akidesinden farkli olup Her sey Allah tadir ve her sey Allah tandir anlamina gelmektedir Diger Inanclara Bakisi Kendisinden sonra gelen ve Yetmis iki millete bir gozle bakmak gibi sozlerle tum farkli inanc ve kanaatleri otekilestirmeyen Yunus Emre gibi sufilerde gorulen kucaklayici anlamaya donuk yaklasimin kokleri Hallac i Mansur a kadar uzanmaktadir Unlu Alman tasavvuf arastirmacisi Annemarie Schimmel in Hallac dan aktardigi asagidaki satirlar onun farkli inanctan insanlara nasil baktigini apacik bir sekilde gostermektedir Ogrencilerinden biri bir Yahudi ye hakaret eder ve Hallac in kizginligini uzerine ceker bir sure sonra sakinlesen Hallac ona Sevgili oglum Butun dinler ulu Tanri nin dinleridir Tanri her bir dini ile ayri bir insan toplulugunu mesgul etmektedir Insanlar inandiklari dinleri kendileri secmediler bilakis Rahman ve Rahim olan Tanri insanlari inandiklari dinler icin secmistir Eger bir kimse baska bir kimseyi inandigi dinin dogru olmadigi iddiasiyla kinarsa bu hareketiyle o insanin kendi iradesiyle bir tercih yapmis oldugu yolunda bir hukum vermis olur Bu da aslinda Kadercilerin tarzidir ve Zerdustler boyle bir dini topluluktur yani bunlar dualisttir Bilesin ki Yahudilik Hiristiyanlik ve diger dinler sadece cesitli sanlar ve farkli isimlerdir fakat hepsinde maksat aynidir farkli degildir Ben dinlerin ne oldugu konusunda cok dusundum Neticede gordum ki dinler bir kokun cesitli dallaridir Bir insandan onu aliskanliklarindan alikoyan ve baglarindan koparan bir din secmesini talep etme O zaten varligin sebebini ve yuce gayelerin manasini kendisinin en iyi anladigi sekilde arayacaktir der Her seyin ziddi ile bilindigi ve ayakta durdugu bu ikilikler evreninde kufur iman diyalektigi de goz ardi edilemeyecek bir gercektir Oyleyse kimse kendisini kabullerini diger her seyi dislayacak bir mutlaklik dairesi icinde gormemelidir Hallac a gore Hallac a gore Tanri dahi kulunun sinirliligini bilip buna gore ona muamele edecektir Yine ondan aktarilan su satirlar onun Tanri ve insan arasindaki iliskiye bakisindaki genis perspektifi ortaya koymaktadir Yeryuzunde hicbir imansizlik yoktur ki altinda iman sakli olmasin itaat yoktur ki altinda kendinden buyuk isyan sakli olmasin ve kendini tamamen ibadete adama hali yoktur ki altinda saygidan feragat hali olmasin sevmek iddiasi yoktur ki altinda edepsizlik sakli olmasin Fakat ulu Tanri kullarina istidatlarina gore muamele eder Olumu Hallac hapisteyken de aleyhindeki faaliyetler butun siddetiyle devam ediyordu Cezalandirilmasi yonundeki taleplerin artmasi uzerine Vezir Hamid b Abbas tarafindan idam istegiyle tekrar hakimler heyetinin onune cikarildi Delillerin yetersiz oldugunu soyleyen hakimler idami icin hukum vermekten kacindiklarindan mahkeme uzun surdu Fakat Vezir Hamid in israrli takibi ve baskisi karsisinda Maliki kadisi Ebu Omer Muhammed b Yusuf el Ezdi idamina hukmetti Hanefi kadisi Ibn Buhlul un muhalefetine ragmen bu hukum diger kadilara ve sahitlere imzalatildiktan sonra Halife Muktedir Billah tarafindan tasdik edilince Hallac 26 Mart 922 tarihinde Bagdat in Babuttak denilen semtinde once kirbaclandi burnu kollari ve ayaklari kesildikten sonra idam edildi Basi kesilerek Dicle uzerindeki kopruye dikildi govdesi yakilip kulleri nehrin sularina savruldu Kesik basi iki gun koprude dikili birakildiktan sonra Horasan a gonderilerek bolgede dolastirildi Hallac in asildigi yer zamanla onem kazanmaya Hak sehidi bir velinin turbesi olarak ziyaret edilmeye baslanmistir Vezirlige yeni tayin edilen Ali b Mesleme nin gorevine baslamadan once Hallac in kabri olarak bilinen yeri ziyaret ederek manevi huzurunda dua edip niyazda bulunmasi Abbasi Devleti nin ondan ozur dilemesi ve itibarini iade etmesi anlamina gelmistir Hallac adina burada turbe insa edilmistir Hallac in oldurulme sebebi Hallac i Mansur un oldurulme sebebi hakkinda Abbasiler e karsi ayaklanmis olan Karmatiler le gizlice mektuplastigi Ene l Hakk sozuyle uluhiyyet ilahlik iddiasinda bulundugu haccin farz olusunu inkar edip yeni bir hac anlayisi ortaya koydugu seklinde cesitli iddialar ileri surulmustur Hallac in idam fetvasi dini olmaktan cok siyasi bir karar olup ancak siyasi baskilar ve entrikalar sonucunda cikarilabilmistir Onun buyuk bir une sahip olmasi cevresinde cok sayida murid toplamasi sarayda ve yuksek rutbeli devlet adamlari ve kumandanlar arasinda bile taraftar bulmasi Zenci Kolelerin Isyani na sicak bakmasi Mehdi oldugu ve Abbasiler e karsi Karmatiler le gizlice is birligi yaptigi yolunda soylentiler cikmasi devlet adamlarini endiselendirmis bu yuzden baski altinda calistigi ileri surulen bir hakimler kurulundan fetva alip idami gerceklestirmislerdir Hallac in turbesi Bagdat tadir Bircok Islam ulkesinde turbeleri vardir Bunlarin hepsi makamdir Yedi adet oldugu soylenen bu turbelere Hallac i Mansur makami denmektedir Canakkale nin Gelibolu ilcesinde bulunan turbe de bu yedi makamdan biridir EserleriTa Sinu l Ezel ve l Cevheru l Ekber ve s Seceretu n Nur iyye Kitab ut Tavasin 49 adet kayip risaleleriKaynakca a b Glasse Cyril The New Encyclopeida of Islam Alta Mira Press 2001 p 164 John Arthur Garraty Peter Gay The Columbia History of the World Harper amp Row 1981 page 288 ISBN 0 88029 004 8 a b Jawid Mojaddedi ḤALLAJ ABU L MOḠIṮ ḤOSAYN b Manṣur b Maḥamma Bayzawi in Encyclopedia Iranica 1 17 Kasim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Mason Herbert W 1995 Al Hallaj RoutledgeCurzon s 83 ISBN 0 7007 0311 X a b c d e 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2015 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Tawaaseen Massignon Press 1913 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme a b Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Mansur isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Annemarie Schimmel Hallac Kurtarin Beni Tanri dan cev G Ahmetcan Asena Pan Yayincilik 2009 s 62 Annemarie Schimmel a g e s 63Dis baglantilarHallac26 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Doctrine of Hallac25 Mayis 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Tawasin of Mansur al Hallaj14 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde al Hallaj at the Internet Medieval Source Book2 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde complete Works of Mansur Hallaj2 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde original persian deewan of Mansur Hallaj single pdf file uploaded by Javed Hussen2 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Basvuru kitaplari Literary History of Persia Four volumes 2 256 pages and twenty five years in the writing 1998 ISBN 0 7007 0406 X Herbert Mason Memoir of a Friend Louis Massignon Notre Dame 1983 University of Notre Dame Press Louis Massignon Perspective Transhistorique sur la vie de Hallaj in Parole donnee Paris 1983 Seuil p 73 97 Jan Rypka History of Iranian Literature Reidel Publishing Company 1968 OCLC 460598 ISBN 90 277 0143 1 Idries Shah The Sufis W H Allen London 1964 Annemarie Schimmel Hallac Kurtarin Beni Tanri dan cev G Ahmetcan Asena Pan Yayincilik 2009BibliyografyaAtes Suleyman Cuneyd i Bagdadi Hayati Eserleri ve Mektuplari Sonmez Nesriyat Istanbul 1969 The Tawasin Of Mansur Al Hallaj Translated By Aisha Abd Ar rahman At Tarjumana Author Diwan Press 1974 Louis Massignon La Pasion De Hallaj Ediciones Paidos Iberica December 23 1999 Louis Massignon Hallaci Mansur un Cilesi Islamin Mistik Cilesi cev Ismet Birkan Ardic Yayinlari 2006 Louis Massignon and Herbert W Mason Hallaj Mystic and Martyr ABRIDGED Princeton University Press Abridged edition June 19 1994 Herbert Mason Al Hallaj Curzon Sufi RoutledgeCurzon 1 edition July 20 1995 Yasar Nuri Ozturk Hallac i Mansur ve Eseri Yeni Boyut 1997 Hasan Aktas Yeni Turk Siirinde Hallac i Mansur Okulu ve Misyonu Yort Savul Yayinlari Edirne 2003 Hasan Aktas Cagdas Turk Siirinde Mutasavviflar Yort Savul Yayinlari Rize 2009 Mehmet Coral Allah Benim En el Hak Dogan Kitap Mart 2011