Bu madde, uygun değildir.Şubat 2016) ( |
Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü (elektromanyetizm ve etkileşimleri) tanımlayan kuantum mekaniği ile kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.
Dört temel kuvveti birleştirmede karşılaşılan güçlüklerin çoğu evrenin işleyişi hakkındaki bu teorilerin birbirlerinden tümüyle farklı kabullerinden doğmaktadır. Örneğin kuantum mekaniğinde mutlak bir zaman varken genel görelilikte her gözlemcinin kendisine göre ayrı birer zaman mefhumu vardır. Kuantum kütleçekim yolunda karşılaşılan bir başka güçlük de deneysel veri eksikliğidir. Kuantum kütleçekimini test etmek için gerekli enerji ve koşullar (Planck ölçeği) hal-i hazırdaki teknolojimiz için ulaşılamaz durumdadır. Şimdilik hiçbir deneysel gözlem tarzına ilişkin bir veri sağlayabilmiş değildir. Bu duruma tezat olabilecek bir durum ateşten set paradoksunda karşılaşılmıştır. O tartışmalarda kuantum kütleçekim etkilerinin daha önce öngörülemeyen büyük bir ölçekte, kara deliğin olay ufku ölçeğinde, tezahür ettiği iddia edilmektedir.
Kuantum kütleçekim teorileri bildiğimiz uzay-zaman kavramlarının ortadan kalktığı kuantum dalgalanmalarını öngörür. Bu dalgalanmalar uzay-zamanın Planck ölçeğinde adeta köpük gibi kabardığını ifade eder.
Kütleçekiminin şimdiki hali, Albert Einstein'ın genel görelilik teorisi baz alınarak oluşturulmuştur. Genel görelilik teorisi de, klasik fiziğin yapısına göre şekillendirilmiştir. Diğer bir taraftansa, kütleçekimsel olmayan kuvvetler, kuantum mekaniği taban alınarak açıklanabilir. Kuantum mekaniği, fiziksel fenomenleri tamamen farklı bir formda ele alır ve olasılık tabanlı çalışır. Kütle çekiminin kuantum mekaniği ile açıklanması gerekliliği, iki klasik sistemin, tek bir kuantum sistemine dönüştürmesi sorununu ortaya çıkarttı.
Genel göreliliği, kuantum mekaniği yasaları ile birleştirmek için, kuantum kütleçekim teorisine ihtiyacımız olmasına rağmen, kuantum alan yönergeleri, yerçekimi kuvveti ile bağdaştırılırken çeşitli problemler ortaya çıkmaktadır. Teknik bir noktadan bakılınca, teori uygulandığı noktada çalıştığı şeyi tekrar normalleştiremiyor ve bu da teorinin anlamlı fiziksel tahminler yapmasını engelliyor. Sonuç olarak, kuramcılar kuantum kütleçekim için daha radikal yaklaşımlar oluşturdular bunlardan en popülerleri sicim kuramı ve ilmek kuantum kütleçekimi. Son gelişmelerden adı verilen teori, kuantum mekaniği, genel görelilik ve kuantum alan teorisini kısıtlayarak oluşturuldu.
Kuantum kütleçekiminin tek amacı kütleçekimsel alanların kuantum davranışlarını açıklamaktır ve bu amaç geri kalan bütün etkileşimleri tek bir matematiksel çatı altına toplamaya çalışmak ile karıştırılmamalıdır. Yerçekiminin mevcut anlayışındaki herhangi bir gelişim, bütün etkileşimlerin birleştirilmesi için biraz daha çalışmaya ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Kuantum kütleçekim çalışması ise, içinde pek çok branş barındıran ve birleştirilme olayına çok farklı yaklaşımları olan bir çalışma alanı. Sicim teorisi gibi, yerçekimini diğer temel kuvetlerle açıklamaya çalışan kuantum kütleçekim teorilerine rağmen, loop kuantum kütleçekim gibi diğerleri ise, kuantum yerçekimini diğer kuvvetlerden ayrı tutarken, kuantlar haline getirmeye çalışır. Kuantum kütleçekim teorisi ya da diğer bir deyişle büyük birleşik kuram olarak bilinen bu olay, bazen de "her şeyin teorisi" olarak da bilinir.
Kuantum kütleçekiminin bir diğer zorluğu ise, bu kütleçekimsel etkilerin yalnızca Plank ölçeğine yakın değerlerde görünmesinin beklenmesidir. Bu ölçek, yüksek enerjili parçacık ivmelendiricilerin sınırlarında erişilebilir, ufak sınırlarda bir ölçektir. Sonuç olarak, her ne kadar kuantum kütleçekim genel anlamda teorik bir girişim gibi görünse de, hala kuantum kütleçekim etkilerinin bazı deneylerde görüntülenebileceğine dair spekülasyonlar vardır.
Genel bakış
Bu teorileri bütün enerji düzeylerinde kavramanın zorluk çıkartan tarafı genelde bu teorilerin evrenin nasıl işlediğine dair yaptıkları varsayımlardan kaynaklanır. Kuantum alan teorisi, özel göreliliğin düz uzay zamana gömülmüş parçacık alanlarına dayanır. Genel görelilik ise, yerçekimini uzay zamanla bükülen ve kütleye göre değişen bir kavram olarak modellemiştir. Tarihsel olarak, renormalizasyon problemi olarak bilinen yol iki durumu (örneğin yerçekimini diğer parçacık alanları gibi düşünmek) kolayca birleştirmek için en bariz yoldur. Renormalizasyon eski anlayışa göre, kütleçekimsel parçacıklar birbirlerini etkiler ve bu etkileşimlerin birbiriyle toplamı matematiksel olarak kolayca hesaplanamayacak kadar, pek çok sonsuz sonucu oluşturacaktır. Bu durum, kuantum elektrodinamiği ile çelişen bir durumdu. Bulunan bu seriler hala bir noktada toplanamadı, bu etkileşimler bazen sonsuz sayıda sonuçlar yaratıyor, ancak aralarında yeterli sayıda renormalizasyon aracılığı ile çıkartılabilenler var.
Etkili alan teorileri
Kuantum kütleçekimi, etkili bir alan teorisi olarak görülebilir. Etkili kuantum alan teorileri yüksek enerji kesintileri ile gelir. Bu bizim, teorinin doğanın işleyişini güzelce açıklamasını beklememizden daha ötesinde. Böylece sonsuzluklar, bu yüksek enerji kesikliklerine bağlı olarak çok geniş fakat sonlu niceliklere dönüşür ve temel kesintileri çok yakınında gerçekleşen olaylara karşılık verebilecek hale gelirler. Bu nicelikler sonsuz sayıda bağlanma katsayılarına dönüşebilirler ve enerjileri teorideki kesilme enerjisinin altında kalır. Aynı mantık, kuantum kütleçekimindeki düşük enerjili piyonlar için de bayağı başarılı bir şekilde çalışır. Hatta, kütleçekim serpintileri ve Newton'ın yerçekim kanunu dahi belirgin olarak tahmin edilmiştir. (neredeyse bizim ölçemeyeceğimiz kadar sonsuz küçüklükte olmalarına rağmen). Aslında yerçekimi pek çok yönden bir kuantum alan teorisi olarak Standart Model'den daha iyi. Çünkü şimdiye kadar Planck Skalasının her ölçüsünde geçerli gibi görünüyor.
Kuantum mekaniği ve kütleçekim bir yandan cidden tutarlı yüksek enerjiler olduğunu doğrularken, temel enerji kesintilerinin altında ya da yakınında kaldığımızda, yeni bir doğa modellemesi gerekli oluyor. Özellikle kuantum mekaniğini ve kütleçekimini kombinlemek, yüksek enerjilerde zor bir hal alıyor ve bu nedenle belki de yeni bir modellemeye ihtiyaç duyuyordur.
En yüksek enerji skalaları için kuantum kütleçekim
Kuantum kütleçekim teorisini türetme fikri ile ilgili genel tutum, en yüksek enerji seviyelerinde bile geçerli olan, basit, elegant simetriler ve öbür ip uçları üzerinde çalışmaya yatkın ve bunları kombinlemek için yollar gösterebilecek bir şey arayışıdır. Bu tutumla ilgili sorunlardan biri kuatum kütleçekiminin dahi basit, elegant ve tek bir teori olup olamayacağı sorusudur. Çünkü özel görelilik ve ivme ve kütleçekim birleşmezliğindeki ikilem ya da genel görelilik ve uzay zamanın bükülmesi gibi çıkmazları olabilirdi.
Bu tarz teoriler, yüksek enerjilerin ve evrenin çok küçük boyutlarının kombinlenmesi de dahil, evrenin merkezi veya karadeliklerin davranışları gibi problemleri anlamak için gereklidir.
Kuantum mekaniği ve genel görelilik
Graviton
Günümüzde, teorik fiziğin en köklü problemlerinden biri, yerçekimini açıklayan, yıldızlar ve gezegenler gibi büyük ölçekli cisimlerin uygulamasını yapan genel görelilik ile atomik boyuttaki temel kuvvetleri açıklayan kuantum mekaniğinin kaynaştırılmasıdır. Bu problem uygun bir bağlama sokulmalıdır. Özellikle, gene kültürün kuantum mekaniği ve genel göreliliğin uyumsuzluk içinde olduğu düşüncesine rağmen, kuantum mekaniğinin teorik spini iki kütlesiz parçacığın (gravitonlar) etkileşimi ile oluştuğu ve genel göreliliği takip eder olduğu gerçeğini rahatlıkla kanıtlayabilir.
Gravitonların varlığa dair somut bir kanıt yokken, maddenin kuantlaşmış teorileri, bu parçacıkların varlığını gerekli kılmaktadır. Bu teoriyi, Messenger parçacıkları denen ve temel kuvvetlerden yerçekimi hariç hepsinde bulunan bu parçacığın gözlemi, araştırmacıları en azından bir taneciğin var olması gerektiği inancına sevk eden şey oldu. Böylece, bu varsayımsal parçacıklara, graviton unvanı verilmiş oldu. Elektromanyetik alandaki fotonlar gibi, bu parçacık da kuvvet parçacığı sınıfına konulmuş oldu. 1970'lerde ve sonrasında varsayılmış pek çok fiziksel kavram, gravitonların varlığına dayandırılarak hesaplandı, oluşturuldu. Bu teorilerden bazıları, sicim kuramı, süper sicim kuramı, M-teorisi ve ilmek kuantum kütleçekimidir. Gravitonların tespiti, bu nedenle kuantum mekaniğinde ve görelilik teorilerindeki pek çok araştırma alanına öncülük etmiştir.
Dilaton
Dilaton, ilk olarak Kaluza-Klein teorisinde görülmüştür. Bu teori yerçekiminin ve elektromanyetizmanın beş boyutta birleştirilmesini anlatır. Genellikle, sicim kuramında ortaya çıkar. Fakat son zamanlarda, Roman Jackiw'in alan teorik alan yaklaşımıyla, düşük boyutlardaki objeler için de, merkezde yer alır bir hale gelmiştir. Tamamen analitik çözümleri olan enerji yükselmeleri ile metrik N-obje sistemi genel görelilikteki anlaşılmazlığı kanıtlamıştır. Problemi basitleştirirsek, boyut slayısı (1+1) e kadar indirgenmiştir. Yani bir uzaysal bir de zamansal boyut olarak. Bu model problem, R=T theory olarak da bilinir. G=T teorisinin tersidir. Diferansiyel geometriden türetilen, dilaton a hükmeden alan eşitliklerinde de bulundu. Aynı zamanda Schrödinger eşitlikleri ve son zamanlarda kuantizasyona da bağlı hale gelmiştir.
Bu yüzden, eğer birisi yerçekimini, kuantizasyonu ve hatta elektromenyetik alan etkileşimlerini kombinleyen bir teoriye sahipse, bu teori temel fiziğin teorisi için gelecek vadeden bir teori olacaktır. Hatta, bu "icadın" genel görelilik ve kuantum mekaniği arasında çoktandır var olan ancak hala keşfedilememiş doğal ilişkiyi ortaya çıkartacağını söylemekte de yarar var. Ancak bu teori (2+1) ve (3+1) boyut genellemesinin eksikliğini yaşayacaktır. Prensip olarak, alan eşitlikleri bu tarz genellemelerin sorumluluğunu alır ve Newton Mekaniğindeki " d " kadar boyut kısıtlamasının doğruluğunu gösterir ancak bu sadece dilaton hesaplamalara dahil edildiğinde gerçekleşir. Dahası, dilatonun (3+1) boyutlarında hükmedilmesi gerektiğini anlatan alan teorilerinin genelleştirilmesi tamamen netleştirilmemiştir. Dilatonların (3+1) boyutlarında çoğalabildiği gerçeği, gravitonların ve dilatonların gerçek dünyada da var olması gerektiğini kanıtlamaktadır. Mamafih, dilatonun varlığı, garavitonların varlığından çok daha anlaşılmazdır. Fakat, yerçekimini, elektromanyetik ve kuantum etkilerinin kombinlenebileceğine dair yaklaşımlar basitleştirildiklerinde, bu birleşim teorinin doğruluğunun kanıtlanabileceği bir potansiyele sahip olacak. Hem kozmolojik olarak hem de deneysel olarak.
Kütleçekiminin yeniden normalleştirilememesi
Genel görelilik, elektromanyetizma gibi, klasik bir alan teorisidir. Dolayısıyla, kuantum alan teorisinde, kütleçekimsel kuvvetlerin de bir karşılığının olması beklenebilir.
Ancak kütleçekim, kaygı verici bir şekilde renormalizasyona uygun değildir. Kuantum alan teorisinin iyi tanımlanmış olması anlaşılabilirliği açısından önemlidir. Asimtotik olarak özgür ya da güvenilir olmalıdır. Pek çok sonlu seçenek tarafından karakterize edilebilmeli ve deneysel olarak kurgulanabilmelidir. Örneğin kuantum elektrodinamiğinde bu tarz parametreler yük ve elektronun kütlesidir ve belirli enerji skalalarında ölçülebilirdirler.
Fakat diğer taraftan, teoride, kütleçekimini kuantize edebilmek için pek çok sozsuz ve bağımsız parametreler (katsayılar), teoriyi tanımlayabilmek için gereklidir. Bu parametrelerden verilenler arasında, sozsuz deneylerle her parametrenin değerine ulaşmak fikri ile ilgili, herhangi anlamlı bir fiziksel teoriye sahip değiliz.
- Düşük enerjilerde, renormalizasyon gruplarının bize söylediği mantık, sonsuz pek çok parametre seçeneğine rağmen, kuantum kütleçekimi, Einstein'ın genel görelilik teorisi daha basit bir hale dönüştürür.
- Diğer bir yandan, kuantum etkilerinin yetkiyi devraldığı düşük enerjileri detaylıca inceleyebilirsek, her bir sonsuz ve bilinmeyen parametreler bir etkiye sahip olacaktır ve biz bunların hepsini tahmin edemeyeceğizdir.
Eğer kuantum kütleçekim teorisini, etkili bir alan teorisi kabul edecek olursak, bu problemde bir yol vardır.
Bu yol, kuantum kütleçekim teorisinin mantığını çok köklü bir prensiple açıklar (bu prensip bütün enerji seviyelerinde gözlemlenebilr) ve bu prensip sonsuz sayıda bilinmeyen pek çok parametreyi, sonlu pek çok parametreye, ölçülebilir bir hale çevirir.
- Bu ihtimallerden biri normal Perturbation Teorisinin renormalize edilemeyişi ve renormalize edilebileceğine dair olan güvensizlik ve UV sabitlenmiş noktanın kütleçekimde gerçekten var olmasıdır.
- Diğer olasılık ise, hala bulunmamış yeni simetri prensipleri olmasıdır. Bu prensipler sonlu bir set hazırlayabilecek halde olmalıdır. Bu çatı, sicim teorisi altında toplanabilir. Bu teoride, bütün varoluşlar sicimin altında kendileriyle yeni simetriler oluşturabilirler.
Etkili bir alan teorisi olarak kuantum kütleçekim
Etkili bir alan teorisinde, renormalize edilemeyen teorideki sonsuz parametre setlerinin tamamı olmasa da bir kısmının yüksek enerji skalalarında bastırılmıştır. Bu nedenle, düşük enerji seviyelerinde yok sayılabilirler. Düşük enerji rejimlerinde bu model öngörülebilir bir kuantum alan teorisi olarak düşünülebilir. Dahası, pek çok teorik fizikçi Standart modelin etkili bir alan teorisi olarak düşünülmesi gerektiğine inanıyor.
Son çalışmalar, genel görelilik teorisinin etkili bir alan teorisi olarak değerlendirildiğinde, kuantum kütleçekim hakkında en azından düşük enerji skalalarında tahminlerde bulunabileceğini gösterdi. İlk dereceden kuantum mekaniği hesaplamaları, klasik Newton Mekaniğinin iki kütle arasındaki yerçekim potansiyelini doğruladığı örneği, çok iyi bilinen bir gerçektir.
Uzayzaman arka plan bağımlılığı
Genel göreliliğin en temel derslerinden biri, belirli bir uzayzaman arka planının olmayışıdır. Newton Mekaniği ve genel görelilikte de bulunduğu gibi, uzayzaman geometrisi dinamiktir. Her ne kadar prensipte kavramak zor olmasa da, genel görelilik hakkındaki en zor fikirdir. Sonuçları da, klasik seviyede bile kesinleşmemiştir. Daha geniş bakılırsa, genel görelilik bir ilişkisel teori olarak görülebilirken, uzayzamandaki değişik olaylar arasında güvenilebilir bağlantılar oluşturur.
Diğer bir yandan, kuantum mekaniği başlangıcı belirlenmiş bir arka plana (dinamik olmayan) bağlıdır. Kuantum mekaniği durumunda, dinamik olmayan Newton Mekaniği gibi düşünülebilir. Gerçekçi kuantum alan teorisinde, klasik alan teorisinde olduğu gibi, Minkowski Uzayzaman teorisi, belirlenmiş arka planlı bir teoridir.
Sicim teorisi
Sicim teorisi, kuantum alan teorisinin genellemesi olarak görülebilir. Bu teoride, sicim benzeri objeler fikslenmiş bir uzayzaman arka planına sahiptirler. Gözlemlenebilen yakın sicimler arasındaki etkileşimler, uzay zamanın dinamik kısımlarında meydana gelmiştir. Her ne kadar sicim teorisinin kökeni kuantum kütleçekime değil de kuark sınırlandırmasına dayansa da, sicim spekturumlarının gravitonları barındırdığı sonunda keşfedildi. Bu yoğunlaştırma, sicimlerin belirli titreşim mollerinde, orijinal arka planda değişime gidilmesine neden oldu. Bu anlamda, Sicim perturbasyon teorisi, pertubasyon teorisinden beklenen şekilde pek çok asimptotik dayanaklarının olduğunu göstermiş oldu.
Arka plandan bağımsız teoriler
Loop Kuantum Kütleçekimi, arka plandan bağımsız kuantum teorilerinin formuluzasyonundan meydana gelen bir teoridir.
Topolojik kuantum alan teorisi arka plandan bağımsız kuantum teorileri tarafından doğrulanmış bir kuantum alan teorisidir. Fakat herhangi bir yerel bağımsızlık derecesi yoktur. Yalnızca, sonsuz sayıda global bağımsızlıklara sahiptir. Kütleçekimini (3+1) lik bir boyutta tanımlamak yetersiz olacağından, yerel dereceleri genel göreliliğe göre bağımsız olan sisteme dayandırılmıştır. (2+1) boyutlarında ise, kütleçekim, topoğrafik alan teorisidir. Ayrıca, pek çok farklı yaklaşımla, başarılı bir şekilde kuantize edilebildiği görülmüştür.
Kısmen klasik kuantum kütleçekim
Bükülmüş arka planlardaki kuantum alan teorisi (Minkowskian olmayan) tam bir kuantum kütleçekim teorisi olmasa dahi önceki sonuçlarla umut vadedecek bir şekilde örtüşen yanları vardır. Yirminci yüzyılın ilk yıllarındaki kuantum elektrodinamiğinin gelişiminde önemli bir yoldur. Bükülmüş arka planlardaki kuantum alan teorilerinin kara deliklerden salınan radyasyonlarla ilgili de pek çok tahmini vardır.
Unruh Etkisi olarak da bilinen olayda, bazı ivmeli düzlemler yer alır. Ancak sabit olanlar, bükülmüş arka plan düşüncesinde herhangi bir zorluğa neden olmaz. Vakum seviyeleri düşüktür. Bükülmüş uzay zaman arka planında kuantum alan teorisi başlığına bakarak daha ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
Çekişme noktaları
Kuantum Mekaniği ile Genel görelilik arasında başka çekişme noktaları da vardır.
- Birincisi, klasik genel görelilik tekilliklerde geçersizdir. Kuantum mekaniği ise genel göreliliğin komşu tekilliklerinde güvenilmez bir hale gelir. (fakat, hiç kimse klasik genel göreliliğin, ilk başta tekilliklere uygulanabileceğine ihtimal vermiyordu)
- İkincisi, bir parçacığın kütleçekimsel alanının nasıl belirleneceği kesin değildi. Çünkü, kuantum mekaniğinin Heisenberg belirsizlik ilkesi, bir parçacığın aynı anda hem konumunun hem de hızının belirlenemeyeceğini söylüyordu. Bu noktalar için çözüm, genel göreliliğin daha iyi anlaşılmasından geçiyor olabilirdi.
- Son olarak, kuantum kütleçekiminde zaman problemi vardır. Kuantum mekaniğinde ve genel görelilikte zaman iki farklı anlama gelir. Bu nedenle bu iki teorinin kombinlenmesinde, zaman karmaşası sıkıntı yaratmaktadır.
Aday teoriler
Pek çok gelecek vadeden kuantum kütleçekim teorisi vardır. Son zamanlarda ise, hala tamamlanmamış ve kesin olmayan kuantum kütleçekim teorisi ve konseptsel ve büyük problemlerin üstesinden gelmesi gereken modellemelere ihtiyaç duyuyoruz. Bu teoriler aynı zamanda ortak problemlerle de yüzleşiyor. Kuantum kütleçekim öngörülerini deneylere tabi tutmak mümkün olmasa da, ilerleyen zamanlarda kozmolojik veriler ve gözlemler sayesinde, parçacık fiziğinde deney yapabilmeyi umuyoruz.
Sicim teorisi
Diğer sıradan kuantum alan teoriler için önerilen bir diğer başlama noktası ise, diğer üç temel kuvveti doğruca açıklayabilen yeni başlayanlar için parçacık fiziğindeki Standart Model'in başarılı bir şekilde açıklanabilmesidir. Fakat bu, düşük enerjilerdeki kütleçekimsel ve etkili kuantum teorileri kabul edilmesine yardım ederken, kütleçekim yüksek enerjilerde sıkıntılı bir hal almaya başlamıştır. Kuantum elektrodinamiği, renormalizasyon tekniği olarak bilinen integralle yüksek enerji seviyelerini türetmek gibi diğer sıradan alan teorileri için çalışırken, kütleçekim renormalize edilemez bir hale gelmektedir.
Kuantum alan teorisinin neden olduğu sınırlamaların üstesinden gelmek için bir başka yolsa, klasik noktasal parçacık fikrinden geçer. Bu teoriyle beraber bir boyutsal sicim teorisi de kullanılmalıdır. Son deneylerde ulaşılan yüksek enerjilerde, bu sicimler noktasal parçacıklardan ayrılamaz bir haldedir ancak, salınımın farklı modelleri ve aynı şekildeki temel sicimler diğer yüklerden farklı olarak görünürler. Bu metod ile, sicim teorisi parçacıklar arasındaki etkileşimlere birleştirilmemiş bir açıklama getirir. Gravitonu her zaman karşılayacak, bir model sunmada başarılırdır. Messenger parçacıkları ise, alışılmamış nicelikler 6 boyutlu uzay zaman gibi durumlarda ancak geçerlilik görebilirler.
İkinci süpersicim devrimi denen, hem sicim teorisinin hem de genel göreliliğin birleşimi zannedilen ve "supergravity" olarak bilinen süpersimetrinin, M-teorisi olarak da bilinen 11 boyutlu teorinin bir kısmına dayandırılarak, açıklanabileceği düşünülüyordu. Günümüz anlayışı ile, sicim teorisinin 10^500 gibi sayılarda olduğu kabul edildi. Bütün bu değişik çözümler ve problemler, çok ciddi bir meydan okuma olarak hâlâ geçerliliğini koruyor.
Loop kuantum kütleçekim
Loop kuantum kütleçekim genel göreliliği uzayzaman içgüdüsünde, kuantum cismi olarak değerlendirilebileceğini iddia eder. İkinci fikri ise, kuantumun açıklığının parçacık gibi olan objelerin diğer alan teorilerindeki davranışlarının açıklanmasına yardımcı olacağı görüşüdür.
Loop kuantum kütleçekiminin en önemli sonucu, Planck aralığında uzayın tanecikli bir iskelete sahip olmasından türetilmiştir. Elektromanyetik açıdan bakılınca, kuantum operatörleri her frekanstaki enerjinin gizli olmayan bir spekturumu bulunduğunu söyler. Bu nedenle, her her enerji frekansı kuantize edilmiştir. Bu kuantalara da foton adı verilir. Kütleçekim açısından bakılırsa, alan ve hacmi temsil eden operatörler, yüzey ve uzay gibi gizli olmayan spektrumlara sahiplerdir. Bu nedenle herhangi bir porsiyonun alan ve hacimleri de kuantize edilmiştir. Bunlar uzayın kuantalarıdır. Bu da uzay zamanın başlangıç için Planck Skalasında tanecikli olduğu fikriyle takip edilir.
Uzayzamanın kuantum boyutları Spin Network adı verilen bir matematiksel tabanla açıklanır. Spin Networkler ilk başta Roger Penrose tarafından açıklanmıştır daha sonra da Carlo Rovell ve Lee Smolin tarafından doğal formuna türevlenmiştirler. Spin networkleri uzayda bir alanın kuantum seviyesini belirtmez. Direkt olarak uzayzamanın kuantum seviyesini belirtir.
Teori, genel görelilik teorisinin olan ve Ashtekar değişkenleri olarak da bilinen teorinin reformalizasyonunu taban alır. Ashtekar değişkenleri, geometrik kütleçekimini elektrik ve manyetik alanların matematiksel analoglarıyla temsil eder. Kuantum teorisinde, uzay, spin networkleri denilen networklerle temsil edilir.
Teorinin bugünkü dinamikleri ise yapısal olarak pek çok değişkenlik gösterir. Bu versiyonlardan biri, genel göreliliğin kanonikal kuantizesi ile başlar. Schrödinger eşitliklerinin analogları bir Wheeler-DeWitt eşitliğidir ve bu eşitlik teori ile açıklanabilmektedir. Eş değişkende veya spinfoam denen bir topolojik modellemede, teorinin formülüzasyonuyla, kuantum dinamikleri, uzayzamanın ayrık versiyonlarının toplamı olarak elde edilir bunlara da spinfoam denilir. Spin networklerin geçmişleri, bu spinfoamlar tarafından temsil edilir.
Diğer yaklaşımlar
Kuantum kütleçekim ile ilgili pek çok sayıda farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bu yaklaşımlar, genel göreliliğin ve kuantum teorisinde değiştirilmediği kabul edilen hangi özelliğe bağlı olduklarına bakılarak farklılık gösterir. Bazı örnekler ;
- Akustuik metrik ve diğer kütleçekim analog modelleri
- Kuantum kütleçekiminde asimptotik güvenilirlik
- Euclidean Kuantum Kütleçekimi
- Nedensel Dinamik Üçgenleştirme
- Nedensel fermiyon sistemleri, kuantum mekaniğini, genel göreliliği ve kuantum alan teorisinin sınırlandırılarak verilmesi.
- Nedensel setler
- Kovaryant Feynman yolunda integerasyon
- Grup alan teorisi
- Wheeler-DeWitt Eşitlikleri
- Geometrodinamikler
- Hořava–Lifshitz Kütleçekim
- MacDowell–Mansouri Aksiyonu
- Değiştirilebilen Geometri
- İntegral yolu tabanlı Kuantum Kozmolojisi modelleri
- Regge Calcülüsü
- Şekil Dinamikleri
- String-nets giving rise to gapless helicity ±2 excitations with no other gapless excitations
- Süperakışkanlar Vakum Teorisi
- Supergravity
- Twistor Teorisi
- Kanonik Kuantum Kütleçekimi
- E8 Teorisi
- Kuantum Holonomi Teorisi
Weinberg–Witten Teorisi
Kuantum alan teorisinde, Weinber-Witten teorisi, kütleçekim ve yeni kütleçekim algısının karışımından oluşan bir takım teoriler barındırır. Fakat, son gelişmeler, lokalleşme eğer tek yaklaşımsa ve holografik prensip doğruysa, Weinberg-Witten teoreminin gerçerli olamayacağını destekler niteliktedir.
Deneysel testler
Yukarıda daha önce de belirttiğimiz gibi, kuantum kütleçekimsel etkiler ziyadesi ile zayıf ve bu nedenle teste tabii tutulması zor kuvvetlerdir. Bu nedenle, kuantum kütleçekimini test etme ihtimali, 1990'lardan önce çok da cezbedici bir alan değildi. Fakat, geçtiğimiz zamanda fizikçiler, kuantum alan teorisinin etkilerinin teoriyi geliştirebileceğe güvenmeye başladı. Teorik gelişimler yavaş olduğundan, fenomenolojik kuantum kütleçekim alanı, bu deneylerin yapılabilme ihtimali üzerinde çalışıyor ve gittikçe dikkat çekmeye devam ediyor.
Kuantum kütleçekim fenomenoloji tarafından açık ara olasılıklar, Lorentz değişmezlikleri de dahil olarak, takip ediliyor. Kuantum kütleçekiminin parmak izlerinin kozmik arka plan ışımasında da yer aldığı düşünülüyor.
BICEP2 deneyi, ilk çağlardaki B-Mod Polarizasyonun kütleçekimsel dalgalardan, evrenin ilk yaşlarında oluştuğunu düşünüyordu. Eğer doğru ise, bu dalgalar kütleçekiminde var olan dalgalanmaların ta kendisiydi. Kozmolog Ken Olum (Tufts Üniversitesi) : " Bence kütleçekiminin kuantize olabildiğine dair sahip olduğumuz tek gözlem budur ve muhtemelen sahip olabileceğimiz tek kanıt da bu olacak" demiştir.
Kaynakça
- ^ Wen 2006
- Ahluwalia, D. V. (2002). "Interface of Gravitational and Quantum Realms". Modern Physics Letters A 17 (15–17): 1135. arXiv:gr-qc/0205121. Bibcode:2002MPLA...17.1135A 1 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. doi:10.1142/S021773230200765X.
- Ashtekar, Abhay (2005). "The winding road to quantum gravity" 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (PDF). Current Science 89: 2064–2074.
- Carlip, Steven (2001). "Quantum Gravity: a Progress Report". Reports on Progress in Physics 64 (8): 885–942. arXiv:gr-qc/0108040. Bibcode:2001RPPh...64..885C 1 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. doi:10.1088/0034-4885/64/8/301.
- Herbert W. Hamber (2009). Quantum Gravitation. Springer Publishing. doi:10.1007/978-3-540-85293-3. ISBN 978-3-540-85292-6. [1] 15 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Kiefer, Claus (2007). Quantum Gravity. Oxford University Press. ISBN 0-19-921252-X.
- Kiefer, Claus (2005). "Quantum Gravity: General Introduction and Recent Developments". Annalen der Physik 15: 129–148. arXiv:gr-qc/0508120. Bibcode:2006AnP...518..129K 25 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. doi:10.1002/andp.200510175.
- Lämmerzahl, Claus, ed. (2003). Quantum Gravity: From Theory to Experimental Search. Lecture Notes in Physics. Springer. ISBN 3-540-40810-X.
- Rovelli, Carlo (2004). Quantum Gravity. Cambridge University Press. ISBN 0-521-83733-2.
- Quantum gravity4 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Carlo Rovelli, Scholarpedia, 3(5):7117. doi:10.4249/scholarpedia.7117
- Trifonov, Vladimir (2008). "GR-friendly description of quantum systems". International Journal of Theoretical Physics 47 (2): 492–510. arXiv:math-ph/0702095. Bibcode:2008IJTP...47..492T 11 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. doi:10.1007/s10773-007-9474-3.
- Scott, T.C.; Zhang, Xiangdong; Mann, Robert; Fee, G.J. (2016). "Canonical reduction for dilatonic gravity in 3 + 1 dimensions". Physical Review D. 93 (8). s. 084017. doi:10.1103/PhysRevD.93.084017.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Subat 2016 Kuantum kutlecekim kuramsal fizigin bir dali olup doganin temel kuvvetlerinden ucunu elektromanyetizm ve etkilesimleri tanimlayan kuantum mekanigi ile kutlecekimin kurami olan genel goreliligini birlestirecegi dusunulen bir kuramdir Dort temel kuvveti birlestirmede karsilasilan gucluklerin cogu evrenin isleyisi hakkindaki bu teorilerin birbirlerinden tumuyle farkli kabullerinden dogmaktadir Ornegin kuantum mekaniginde mutlak bir zaman varken genel gorelilikte her gozlemcinin kendisine gore ayri birer zaman mefhumu vardir Kuantum kutlecekim yolunda karsilasilan bir baska gucluk de deneysel veri eksikligidir Kuantum kutlecekimini test etmek icin gerekli enerji ve kosullar Planck olcegi hal i hazirdaki teknolojimiz icin ulasilamaz durumdadir Simdilik hicbir deneysel gozlem tarzina iliskin bir veri saglayabilmis degildir Bu duruma tezat olabilecek bir durum atesten set paradoksunda karsilasilmistir O tartismalarda kuantum kutlecekim etkilerinin daha once ongorulemeyen buyuk bir olcekte kara deligin olay ufku olceginde tezahur ettigi iddia edilmektedir Kuantum kutlecekim teorileri bildigimiz uzay zaman kavramlarinin ortadan kalktigi kuantum dalgalanmalarini ongorur Bu dalgalanmalar uzay zamanin Planck olceginde adeta kopuk gibi kabardigini ifade eder Kutlecekiminin simdiki hali Albert Einstein in genel gorelilik teorisi baz alinarak olusturulmustur Genel gorelilik teorisi de klasik fizigin yapisina gore sekillendirilmistir Diger bir taraftansa kutlecekimsel olmayan kuvvetler kuantum mekanigi taban alinarak aciklanabilir Kuantum mekanigi fiziksel fenomenleri tamamen farkli bir formda ele alir ve olasilik tabanli calisir Kutle cekiminin kuantum mekanigi ile aciklanmasi gerekliligi iki klasik sistemin tek bir kuantum sistemine donusturmesi sorununu ortaya cikartti Genel goreliligi kuantum mekanigi yasalari ile birlestirmek icin kuantum kutlecekim teorisine ihtiyacimiz olmasina ragmen kuantum alan yonergeleri yercekimi kuvveti ile bagdastirilirken cesitli problemler ortaya cikmaktadir Teknik bir noktadan bakilinca teori uygulandigi noktada calistigi seyi tekrar normallestiremiyor ve bu da teorinin anlamli fiziksel tahminler yapmasini engelliyor Sonuc olarak kuramcilar kuantum kutlecekim icin daha radikal yaklasimlar olusturdular bunlardan en populerleri sicim kurami ve ilmek kuantum kutlecekimi Son gelismelerden adi verilen teori kuantum mekanigi genel gorelilik ve kuantum alan teorisini kisitlayarak olusturuldu Kuantum kutlecekiminin tek amaci kutlecekimsel alanlarin kuantum davranislarini aciklamaktir ve bu amac geri kalan butun etkilesimleri tek bir matematiksel cati altina toplamaya calismak ile karistirilmamalidir Yercekiminin mevcut anlayisindaki herhangi bir gelisim butun etkilesimlerin birlestirilmesi icin biraz daha calismaya ihtiyacimiz oldugunu gosteriyor Kuantum kutlecekim calismasi ise icinde pek cok brans barindiran ve birlestirilme olayina cok farkli yaklasimlari olan bir calisma alani Sicim teorisi gibi yercekimini diger temel kuvetlerle aciklamaya calisan kuantum kutlecekim teorilerine ragmen loop kuantum kutlecekim gibi digerleri ise kuantum yercekimini diger kuvvetlerden ayri tutarken kuantlar haline getirmeye calisir Kuantum kutlecekim teorisi ya da diger bir deyisle buyuk birlesik kuram olarak bilinen bu olay bazen de her seyin teorisi olarak da bilinir Kuantum kutlecekiminin bir diger zorlugu ise bu kutlecekimsel etkilerin yalnizca Plank olcegine yakin degerlerde gorunmesinin beklenmesidir Bu olcek yuksek enerjili parcacik ivmelendiricilerin sinirlarinda erisilebilir ufak sinirlarda bir olcektir Sonuc olarak her ne kadar kuantum kutlecekim genel anlamda teorik bir girisim gibi gorunse de hala kuantum kutlecekim etkilerinin bazi deneylerde goruntulenebilecegine dair spekulasyonlar vardir Genel bakisDiagram showing where quantum gravity sits in the hierarchy of physics theories Bu teorileri butun enerji duzeylerinde kavramanin zorluk cikartan tarafi genelde bu teorilerin evrenin nasil isledigine dair yaptiklari varsayimlardan kaynaklanir Kuantum alan teorisi ozel goreliligin duz uzay zamana gomulmus parcacik alanlarina dayanir Genel gorelilik ise yercekimini uzay zamanla bukulen ve kutleye gore degisen bir kavram olarak modellemistir Tarihsel olarak renormalizasyon problemi olarak bilinen yol iki durumu ornegin yercekimini diger parcacik alanlari gibi dusunmek kolayca birlestirmek icin en bariz yoldur Renormalizasyon eski anlayisa gore kutlecekimsel parcaciklar birbirlerini etkiler ve bu etkilesimlerin birbiriyle toplami matematiksel olarak kolayca hesaplanamayacak kadar pek cok sonsuz sonucu olusturacaktir Bu durum kuantum elektrodinamigi ile celisen bir durumdu Bulunan bu seriler hala bir noktada toplanamadi bu etkilesimler bazen sonsuz sayida sonuclar yaratiyor ancak aralarinda yeterli sayida renormalizasyon araciligi ile cikartilabilenler var Etkili alan teorileri Kuantum kutlecekimi etkili bir alan teorisi olarak gorulebilir Etkili kuantum alan teorileri yuksek enerji kesintileri ile gelir Bu bizim teorinin doganin isleyisini guzelce aciklamasini beklememizden daha otesinde Boylece sonsuzluklar bu yuksek enerji kesikliklerine bagli olarak cok genis fakat sonlu niceliklere donusur ve temel kesintileri cok yakininda gerceklesen olaylara karsilik verebilecek hale gelirler Bu nicelikler sonsuz sayida baglanma katsayilarina donusebilirler ve enerjileri teorideki kesilme enerjisinin altinda kalir Ayni mantik kuantum kutlecekimindeki dusuk enerjili piyonlar icin de bayagi basarili bir sekilde calisir Hatta kutlecekim serpintileri ve Newton in yercekim kanunu dahi belirgin olarak tahmin edilmistir neredeyse bizim olcemeyecegimiz kadar sonsuz kucuklukte olmalarina ragmen Aslinda yercekimi pek cok yonden bir kuantum alan teorisi olarak Standart Model den daha iyi Cunku simdiye kadar Planck Skalasinin her olcusunde gecerli gibi gorunuyor Kuantum mekanigi ve kutlecekim bir yandan cidden tutarli yuksek enerjiler oldugunu dogrularken temel enerji kesintilerinin altinda ya da yakininda kaldigimizda yeni bir doga modellemesi gerekli oluyor Ozellikle kuantum mekanigini ve kutlecekimini kombinlemek yuksek enerjilerde zor bir hal aliyor ve bu nedenle belki de yeni bir modellemeye ihtiyac duyuyordur En yuksek enerji skalalari icin kuantum kutlecekim Kuantum kutlecekim teorisini turetme fikri ile ilgili genel tutum en yuksek enerji seviyelerinde bile gecerli olan basit elegant simetriler ve obur ip uclari uzerinde calismaya yatkin ve bunlari kombinlemek icin yollar gosterebilecek bir sey arayisidir Bu tutumla ilgili sorunlardan biri kuatum kutlecekiminin dahi basit elegant ve tek bir teori olup olamayacagi sorusudur Cunku ozel gorelilik ve ivme ve kutlecekim birlesmezligindeki ikilem ya da genel gorelilik ve uzay zamanin bukulmesi gibi cikmazlari olabilirdi Bu tarz teoriler yuksek enerjilerin ve evrenin cok kucuk boyutlarinin kombinlenmesi de dahil evrenin merkezi veya karadeliklerin davranislari gibi problemleri anlamak icin gereklidir Kuantum mekanigi ve genel gorelilikGraviton Gunumuzde teorik fizigin en koklu problemlerinden biri yercekimini aciklayan yildizlar ve gezegenler gibi buyuk olcekli cisimlerin uygulamasini yapan genel gorelilik ile atomik boyuttaki temel kuvvetleri aciklayan kuantum mekaniginin kaynastirilmasidir Bu problem uygun bir baglama sokulmalidir Ozellikle gene kulturun kuantum mekanigi ve genel goreliligin uyumsuzluk icinde oldugu dusuncesine ragmen kuantum mekaniginin teorik spini iki kutlesiz parcacigin gravitonlar etkilesimi ile olustugu ve genel goreliligi takip eder oldugu gercegini rahatlikla kanitlayabilir Gravitonlarin varliga dair somut bir kanit yokken maddenin kuantlasmis teorileri bu parcaciklarin varligini gerekli kilmaktadir Bu teoriyi Messenger parcaciklari denen ve temel kuvvetlerden yercekimi haric hepsinde bulunan bu parcacigin gozlemi arastirmacilari en azindan bir tanecigin var olmasi gerektigi inancina sevk eden sey oldu Boylece bu varsayimsal parcaciklara graviton unvani verilmis oldu Elektromanyetik alandaki fotonlar gibi bu parcacik da kuvvet parcacigi sinifina konulmus oldu 1970 lerde ve sonrasinda varsayilmis pek cok fiziksel kavram gravitonlarin varligina dayandirilarak hesaplandi olusturuldu Bu teorilerden bazilari sicim kurami super sicim kurami M teorisi ve ilmek kuantum kutlecekimidir Gravitonlarin tespiti bu nedenle kuantum mekaniginde ve gorelilik teorilerindeki pek cok arastirma alanina onculuk etmistir Dilaton Dilaton ilk olarak Kaluza Klein teorisinde gorulmustur Bu teori yercekiminin ve elektromanyetizmanin bes boyutta birlestirilmesini anlatir Genellikle sicim kuraminda ortaya cikar Fakat son zamanlarda Roman Jackiw in alan teorik alan yaklasimiyla dusuk boyutlardaki objeler icin de merkezde yer alir bir hale gelmistir Tamamen analitik cozumleri olan enerji yukselmeleri ile metrik N obje sistemi genel gorelilikteki anlasilmazligi kanitlamistir Problemi basitlestirirsek boyut slayisi 1 1 e kadar indirgenmistir Yani bir uzaysal bir de zamansal boyut olarak Bu model problem R T theory olarak da bilinir G T teorisinin tersidir Diferansiyel geometriden turetilen dilaton a hukmeden alan esitliklerinde de bulundu Ayni zamanda Schrodinger esitlikleri ve son zamanlarda kuantizasyona da bagli hale gelmistir Bu yuzden eger birisi yercekimini kuantizasyonu ve hatta elektromenyetik alan etkilesimlerini kombinleyen bir teoriye sahipse bu teori temel fizigin teorisi icin gelecek vadeden bir teori olacaktir Hatta bu icadin genel gorelilik ve kuantum mekanigi arasinda coktandir var olan ancak hala kesfedilememis dogal iliskiyi ortaya cikartacagini soylemekte de yarar var Ancak bu teori 2 1 ve 3 1 boyut genellemesinin eksikligini yasayacaktir Prensip olarak alan esitlikleri bu tarz genellemelerin sorumlulugunu alir ve Newton Mekanigindeki d kadar boyut kisitlamasinin dogrulugunu gosterir ancak bu sadece dilaton hesaplamalara dahil edildiginde gerceklesir Dahasi dilatonun 3 1 boyutlarinda hukmedilmesi gerektigini anlatan alan teorilerinin genellestirilmesi tamamen netlestirilmemistir Dilatonlarin 3 1 boyutlarinda cogalabildigi gercegi gravitonlarin ve dilatonlarin gercek dunyada da var olmasi gerektigini kanitlamaktadir Mamafih dilatonun varligi garavitonlarin varligindan cok daha anlasilmazdir Fakat yercekimini elektromanyetik ve kuantum etkilerinin kombinlenebilecegine dair yaklasimlar basitlestirildiklerinde bu birlesim teorinin dogrulugunun kanitlanabilecegi bir potansiyele sahip olacak Hem kozmolojik olarak hem de deneysel olarak Kutlecekiminin yeniden normallestirilememesi Genel gorelilik elektromanyetizma gibi klasik bir alan teorisidir Dolayisiyla kuantum alan teorisinde kutlecekimsel kuvvetlerin de bir karsiliginin olmasi beklenebilir Ancak kutlecekim kaygi verici bir sekilde renormalizasyona uygun degildir Kuantum alan teorisinin iyi tanimlanmis olmasi anlasilabilirligi acisindan onemlidir Asimtotik olarak ozgur ya da guvenilir olmalidir Pek cok sonlu secenek tarafindan karakterize edilebilmeli ve deneysel olarak kurgulanabilmelidir Ornegin kuantum elektrodinamiginde bu tarz parametreler yuk ve elektronun kutlesidir ve belirli enerji skalalarinda olculebilirdirler Fakat diger taraftan teoride kutlecekimini kuantize edebilmek icin pek cok sozsuz ve bagimsiz parametreler katsayilar teoriyi tanimlayabilmek icin gereklidir Bu parametrelerden verilenler arasinda sozsuz deneylerle her parametrenin degerine ulasmak fikri ile ilgili herhangi anlamli bir fiziksel teoriye sahip degiliz Dusuk enerjilerde renormalizasyon gruplarinin bize soyledigi mantik sonsuz pek cok parametre secenegine ragmen kuantum kutlecekimi Einstein in genel gorelilik teorisi daha basit bir hale donusturur Diger bir yandan kuantum etkilerinin yetkiyi devraldigi dusuk enerjileri detaylica inceleyebilirsek her bir sonsuz ve bilinmeyen parametreler bir etkiye sahip olacaktir ve biz bunlarin hepsini tahmin edemeyecegizdir Eger kuantum kutlecekim teorisini etkili bir alan teorisi kabul edecek olursak bu problemde bir yol vardir Bu yol kuantum kutlecekim teorisinin mantigini cok koklu bir prensiple aciklar bu prensip butun enerji seviyelerinde gozlemlenebilr ve bu prensip sonsuz sayida bilinmeyen pek cok parametreyi sonlu pek cok parametreye olculebilir bir hale cevirir Bu ihtimallerden biri normal Perturbation Teorisinin renormalize edilemeyisi ve renormalize edilebilecegine dair olan guvensizlik ve UV sabitlenmis noktanin kutlecekimde gercekten var olmasidir Diger olasilik ise hala bulunmamis yeni simetri prensipleri olmasidir Bu prensipler sonlu bir set hazirlayabilecek halde olmalidir Bu cati sicim teorisi altinda toplanabilir Bu teoride butun varoluslar sicimin altinda kendileriyle yeni simetriler olusturabilirler Etkili bir alan teorisi olarak kuantum kutlecekim Etkili bir alan teorisinde renormalize edilemeyen teorideki sonsuz parametre setlerinin tamami olmasa da bir kisminin yuksek enerji skalalarinda bastirilmistir Bu nedenle dusuk enerji seviyelerinde yok sayilabilirler Dusuk enerji rejimlerinde bu model ongorulebilir bir kuantum alan teorisi olarak dusunulebilir Dahasi pek cok teorik fizikci Standart modelin etkili bir alan teorisi olarak dusunulmesi gerektigine inaniyor Son calismalar genel gorelilik teorisinin etkili bir alan teorisi olarak degerlendirildiginde kuantum kutlecekim hakkinda en azindan dusuk enerji skalalarinda tahminlerde bulunabilecegini gosterdi Ilk dereceden kuantum mekanigi hesaplamalari klasik Newton Mekaniginin iki kutle arasindaki yercekim potansiyelini dogruladigi ornegi cok iyi bilinen bir gercektir Uzayzaman arka plan bagimliligi Genel goreliligin en temel derslerinden biri belirli bir uzayzaman arka planinin olmayisidir Newton Mekanigi ve genel gorelilikte de bulundugu gibi uzayzaman geometrisi dinamiktir Her ne kadar prensipte kavramak zor olmasa da genel gorelilik hakkindaki en zor fikirdir Sonuclari da klasik seviyede bile kesinlesmemistir Daha genis bakilirsa genel gorelilik bir iliskisel teori olarak gorulebilirken uzayzamandaki degisik olaylar arasinda guvenilebilir baglantilar olusturur Diger bir yandan kuantum mekanigi baslangici belirlenmis bir arka plana dinamik olmayan baglidir Kuantum mekanigi durumunda dinamik olmayan Newton Mekanigi gibi dusunulebilir Gercekci kuantum alan teorisinde klasik alan teorisinde oldugu gibi Minkowski Uzayzaman teorisi belirlenmis arka planli bir teoridir Sicim teorisi Interaction in the subatomic world world lines of point like particles in the Standard Model or a world sheet swept up by closed strings in string theory Sicim teorisi kuantum alan teorisinin genellemesi olarak gorulebilir Bu teoride sicim benzeri objeler fikslenmis bir uzayzaman arka planina sahiptirler Gozlemlenebilen yakin sicimler arasindaki etkilesimler uzay zamanin dinamik kisimlarinda meydana gelmistir Her ne kadar sicim teorisinin kokeni kuantum kutlecekime degil de kuark sinirlandirmasina dayansa da sicim spekturumlarinin gravitonlari barindirdigi sonunda kesfedildi Bu yogunlastirma sicimlerin belirli titresim mollerinde orijinal arka planda degisime gidilmesine neden oldu Bu anlamda Sicim perturbasyon teorisi pertubasyon teorisinden beklenen sekilde pek cok asimptotik dayanaklarinin oldugunu gostermis oldu Arka plandan bagimsiz teoriler Loop Kuantum Kutlecekimi arka plandan bagimsiz kuantum teorilerinin formuluzasyonundan meydana gelen bir teoridir Topolojik kuantum alan teorisi arka plandan bagimsiz kuantum teorileri tarafindan dogrulanmis bir kuantum alan teorisidir Fakat herhangi bir yerel bagimsizlik derecesi yoktur Yalnizca sonsuz sayida global bagimsizliklara sahiptir Kutlecekimini 3 1 lik bir boyutta tanimlamak yetersiz olacagindan yerel dereceleri genel gorelilige gore bagimsiz olan sisteme dayandirilmistir 2 1 boyutlarinda ise kutlecekim topografik alan teorisidir Ayrica pek cok farkli yaklasimla basarili bir sekilde kuantize edilebildigi gorulmustur Kismen klasik kuantum kutlecekim Bukulmus arka planlardaki kuantum alan teorisi Minkowskian olmayan tam bir kuantum kutlecekim teorisi olmasa dahi onceki sonuclarla umut vadedecek bir sekilde ortusen yanlari vardir Yirminci yuzyilin ilk yillarindaki kuantum elektrodinamiginin gelisiminde onemli bir yoldur Bukulmus arka planlardaki kuantum alan teorilerinin kara deliklerden salinan radyasyonlarla ilgili de pek cok tahmini vardir Unruh Etkisi olarak da bilinen olayda bazi ivmeli duzlemler yer alir Ancak sabit olanlar bukulmus arka plan dusuncesinde herhangi bir zorluga neden olmaz Vakum seviyeleri dusuktur Bukulmus uzay zaman arka planinda kuantum alan teorisi basligina bakarak daha ayrintili bilgi edinebilirsiniz Cekisme noktalari Kuantum Mekanigi ile Genel gorelilik arasinda baska cekisme noktalari da vardir Birincisi klasik genel gorelilik tekilliklerde gecersizdir Kuantum mekanigi ise genel goreliligin komsu tekilliklerinde guvenilmez bir hale gelir fakat hic kimse klasik genel goreliligin ilk basta tekilliklere uygulanabilecegine ihtimal vermiyordu Ikincisi bir parcacigin kutlecekimsel alaninin nasil belirlenecegi kesin degildi Cunku kuantum mekaniginin Heisenberg belirsizlik ilkesi bir parcacigin ayni anda hem konumunun hem de hizinin belirlenemeyecegini soyluyordu Bu noktalar icin cozum genel goreliligin daha iyi anlasilmasindan geciyor olabilirdi Son olarak kuantum kutlecekiminde zaman problemi vardir Kuantum mekaniginde ve genel gorelilikte zaman iki farkli anlama gelir Bu nedenle bu iki teorinin kombinlenmesinde zaman karmasasi sikinti yaratmaktadir Aday teorilerPek cok gelecek vadeden kuantum kutlecekim teorisi vardir Son zamanlarda ise hala tamamlanmamis ve kesin olmayan kuantum kutlecekim teorisi ve konseptsel ve buyuk problemlerin ustesinden gelmesi gereken modellemelere ihtiyac duyuyoruz Bu teoriler ayni zamanda ortak problemlerle de yuzlesiyor Kuantum kutlecekim ongorulerini deneylere tabi tutmak mumkun olmasa da ilerleyen zamanlarda kozmolojik veriler ve gozlemler sayesinde parcacik fiziginde deney yapabilmeyi umuyoruz Sicim teorisi Projection of a one of the ways of compactifying the extra dimensions posited by string theory Diger siradan kuantum alan teoriler icin onerilen bir diger baslama noktasi ise diger uc temel kuvveti dogruca aciklayabilen yeni baslayanlar icin parcacik fizigindeki Standart Model in basarili bir sekilde aciklanabilmesidir Fakat bu dusuk enerjilerdeki kutlecekimsel ve etkili kuantum teorileri kabul edilmesine yardim ederken kutlecekim yuksek enerjilerde sikintili bir hal almaya baslamistir Kuantum elektrodinamigi renormalizasyon teknigi olarak bilinen integralle yuksek enerji seviyelerini turetmek gibi diger siradan alan teorileri icin calisirken kutlecekim renormalize edilemez bir hale gelmektedir Kuantum alan teorisinin neden oldugu sinirlamalarin ustesinden gelmek icin bir baska yolsa klasik noktasal parcacik fikrinden gecer Bu teoriyle beraber bir boyutsal sicim teorisi de kullanilmalidir Son deneylerde ulasilan yuksek enerjilerde bu sicimler noktasal parcaciklardan ayrilamaz bir haldedir ancak salinimin farkli modelleri ve ayni sekildeki temel sicimler diger yuklerden farkli olarak gorunurler Bu metod ile sicim teorisi parcaciklar arasindaki etkilesimlere birlestirilmemis bir aciklama getirir Gravitonu her zaman karsilayacak bir model sunmada basarilirdir Messenger parcaciklari ise alisilmamis nicelikler 6 boyutlu uzay zaman gibi durumlarda ancak gecerlilik gorebilirler Ikinci supersicim devrimi denen hem sicim teorisinin hem de genel goreliligin birlesimi zannedilen ve supergravity olarak bilinen supersimetrinin M teorisi olarak da bilinen 11 boyutlu teorinin bir kismina dayandirilarak aciklanabilecegi dusunuluyordu Gunumuz anlayisi ile sicim teorisinin 10 500 gibi sayilarda oldugu kabul edildi Butun bu degisik cozumler ve problemler cok ciddi bir meydan okuma olarak hala gecerliligini koruyor Loop kuantum kutlecekim Simple spin network of the type used in loop quantum gravity Loop kuantum kutlecekim genel goreliligi uzayzaman icgudusunde kuantum cismi olarak degerlendirilebilecegini iddia eder Ikinci fikri ise kuantumun acikliginin parcacik gibi olan objelerin diger alan teorilerindeki davranislarinin aciklanmasina yardimci olacagi gorusudur Loop kuantum kutlecekiminin en onemli sonucu Planck araliginda uzayin tanecikli bir iskelete sahip olmasindan turetilmistir Elektromanyetik acidan bakilinca kuantum operatorleri her frekanstaki enerjinin gizli olmayan bir spekturumu bulundugunu soyler Bu nedenle her her enerji frekansi kuantize edilmistir Bu kuantalara da foton adi verilir Kutlecekim acisindan bakilirsa alan ve hacmi temsil eden operatorler yuzey ve uzay gibi gizli olmayan spektrumlara sahiplerdir Bu nedenle herhangi bir porsiyonun alan ve hacimleri de kuantize edilmistir Bunlar uzayin kuantalaridir Bu da uzay zamanin baslangic icin Planck Skalasinda tanecikli oldugu fikriyle takip edilir Uzayzamanin kuantum boyutlari Spin Network adi verilen bir matematiksel tabanla aciklanir Spin Networkler ilk basta Roger Penrose tarafindan aciklanmistir daha sonra da Carlo Rovell ve Lee Smolin tarafindan dogal formuna turevlenmistirler Spin networkleri uzayda bir alanin kuantum seviyesini belirtmez Direkt olarak uzayzamanin kuantum seviyesini belirtir Teori genel gorelilik teorisinin olan ve Ashtekar degiskenleri olarak da bilinen teorinin reformalizasyonunu taban alir Ashtekar degiskenleri geometrik kutlecekimini elektrik ve manyetik alanlarin matematiksel analoglariyla temsil eder Kuantum teorisinde uzay spin networkleri denilen networklerle temsil edilir Teorinin bugunku dinamikleri ise yapisal olarak pek cok degiskenlik gosterir Bu versiyonlardan biri genel goreliligin kanonikal kuantizesi ile baslar Schrodinger esitliklerinin analoglari bir Wheeler DeWitt esitligidir ve bu esitlik teori ile aciklanabilmektedir Es degiskende veya spinfoam denen bir topolojik modellemede teorinin formuluzasyonuyla kuantum dinamikleri uzayzamanin ayrik versiyonlarinin toplami olarak elde edilir bunlara da spinfoam denilir Spin networklerin gecmisleri bu spinfoamlar tarafindan temsil edilir Diger yaklasimlar Kuantum kutlecekim ile ilgili pek cok sayida farkli yaklasim bulunmaktadir Bu yaklasimlar genel goreliligin ve kuantum teorisinde degistirilmedigi kabul edilen hangi ozellige bagli olduklarina bakilarak farklilik gosterir Bazi ornekler Akustuik metrik ve diger kutlecekim analog modelleri Kuantum kutlecekiminde asimptotik guvenilirlik Euclidean Kuantum Kutlecekimi Nedensel Dinamik Ucgenlestirme Nedensel fermiyon sistemleri kuantum mekanigini genel goreliligi ve kuantum alan teorisinin sinirlandirilarak verilmesi Nedensel setler Kovaryant Feynman yolunda integerasyon Grup alan teorisi Wheeler DeWitt Esitlikleri Geometrodinamikler Horava Lifshitz Kutlecekim MacDowell Mansouri Aksiyonu Degistirilebilen Geometri Integral yolu tabanli Kuantum Kozmolojisi modelleri Regge Calculusu Sekil Dinamikleri String nets giving rise to gapless helicity 2 excitations with no other gapless excitationsSuperakiskanlar Vakum Teorisi Supergravity Twistor Teorisi Kanonik Kuantum Kutlecekimi E8 Teorisi Kuantum Holonomi TeorisiWeinberg Witten TeorisiKuantum alan teorisinde Weinber Witten teorisi kutlecekim ve yeni kutlecekim algisinin karisimindan olusan bir takim teoriler barindirir Fakat son gelismeler lokallesme eger tek yaklasimsa ve holografik prensip dogruysa Weinberg Witten teoreminin gercerli olamayacagini destekler niteliktedir Deneysel testlerYukarida daha once de belirttigimiz gibi kuantum kutlecekimsel etkiler ziyadesi ile zayif ve bu nedenle teste tabii tutulmasi zor kuvvetlerdir Bu nedenle kuantum kutlecekimini test etme ihtimali 1990 lardan once cok da cezbedici bir alan degildi Fakat gectigimiz zamanda fizikciler kuantum alan teorisinin etkilerinin teoriyi gelistirebilecege guvenmeye basladi Teorik gelisimler yavas oldugundan fenomenolojik kuantum kutlecekim alani bu deneylerin yapilabilme ihtimali uzerinde calisiyor ve gittikce dikkat cekmeye devam ediyor Kuantum kutlecekim fenomenoloji tarafindan acik ara olasiliklar Lorentz degismezlikleri de dahil olarak takip ediliyor Kuantum kutlecekiminin parmak izlerinin kozmik arka plan isimasinda da yer aldigi dusunuluyor BICEP2 deneyi ilk caglardaki B Mod Polarizasyonun kutlecekimsel dalgalardan evrenin ilk yaslarinda olustugunu dusunuyordu Eger dogru ise bu dalgalar kutlecekiminde var olan dalgalanmalarin ta kendisiydi Kozmolog Ken Olum Tufts Universitesi Bence kutlecekiminin kuantize olabildigine dair sahip oldugumuz tek gozlem budur ve muhtemelen sahip olabilecegimiz tek kanit da bu olacak demistir Kaynakca Wen 2006 Ahluwalia D V 2002 Interface of Gravitational and Quantum Realms Modern Physics Letters A 17 15 17 1135 arXiv gr qc 0205121 Bibcode 2002MPLA 17 1135A 1 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1142 S021773230200765X Ashtekar Abhay 2005 The winding road to quantum gravity 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF Current Science 89 2064 2074 Carlip Steven 2001 Quantum Gravity a Progress Report Reports on Progress in Physics 64 8 885 942 arXiv gr qc 0108040 Bibcode 2001RPPh 64 885C 1 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1088 0034 4885 64 8 301 Herbert W Hamber 2009 Quantum Gravitation Springer Publishing doi 10 1007 978 3 540 85293 3 ISBN 978 3 540 85292 6 1 15 Subat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kiefer Claus 2007 Quantum Gravity Oxford University Press ISBN 0 19 921252 X Kiefer Claus 2005 Quantum Gravity General Introduction and Recent Developments Annalen der Physik 15 129 148 arXiv gr qc 0508120 Bibcode 2006AnP 518 129K 25 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1002 andp 200510175 Lammerzahl Claus ed 2003 Quantum Gravity From Theory to Experimental Search Lecture Notes in Physics Springer ISBN 3 540 40810 X Rovelli Carlo 2004 Quantum Gravity Cambridge University Press ISBN 0 521 83733 2 Quantum gravity4 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Carlo Rovelli Scholarpedia 3 5 7117 doi 10 4249 scholarpedia 7117 Trifonov Vladimir 2008 GR friendly description of quantum systems International Journal of Theoretical Physics 47 2 492 510 arXiv math ph 0702095 Bibcode 2008IJTP 47 492T 11 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1007 s10773 007 9474 3 Scott T C Zhang Xiangdong Mann Robert Fee G J 2016 Canonical reduction for dilatonic gravity in 3 1 dimensions Physical Review D 93 8 s 084017 doi 10 1103 PhysRevD 93 084017