Lüleburgaz Muharebesi veya Karaağaç Muharebesi ya da Pınarhisar Muharebesi (Bulgarca: Битка при Люле-Бургас, Bitka pri Ljule-Burgas), Birinci Balkan Savaşı'nda, 29 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında; Bulgaristan Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu ordusu arasında yapılan ve Bulgar ordusunun kesin zaferi, Osmanlı ordusunun ağır yenilgisi ile sonuçlanan muhârebedir. Bu muhârebe de Kumanova Muharebesi, Kırkkilise Muharebesi ve İmroz Deniz Muharebesi ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Balkan Savaşı'nı kaybetmesine sebep en önemli muhârebelerden biri olarak görülmektedir. Ayrıca I. Balkan Savaşı'nın asker katılımı bakımından en büyük ve en geniş katılımlı muhârebelerinden biridir.
Lüleburgaz Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Birinci Balkan Savaşı | |||||||
Lüleburgaz`dan Çatalca`ya doğru çekilen Osmanlı askerleri | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Bulgaristan Krallığı | Osmanlı İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
General Radko Dimitriev General General Vasil Kutinçev | Nazım Paşa Abuk Ahmet Paşa Mahmut Muhtar Paşa | ||||||
Güçler | |||||||
107,386 116 makineli tüfek; 360 top ayrıca süvari alayları | 126,000 96 makineli tüfek; 346 top ayrıca 3.500 süvari | ||||||
Kayıplar | |||||||
2,536 ölü, 17.626 yaralı | 22,000 ölü ve yaralı, 2,800 esir 45 top Ayrıca çok sayıda firar eden asker. |
Muharebe Öncesi Durum
Bulgar Ordusu
Osmanlı ordusunun taktiksel ve lojistik hataları neticesinde Kırkkilise Muharebesi'ni kazanan Bulgar 1. ve 3. Orduları Kırklareli'ni ele geçirdi. Osmanlı Ordusu düzensiz bir şekilde Lüleburgaz'a doğru geri çekilmeye başladı. Yine Bulgar 2. Ordusu Edirne'yi tamamen kuşatma altına aldı. Bununla birlikte Bulgar ordusu Osmanlı topraklarına yürüyüş ve Kırkkilise Muharebesinde 3 gün boyunca aralıksız çarpıştığından yorgun olması sebebiyle Bulgar komutanlar arkada başka Osmanlı kuvvetlerinin olabileceğini düşündüğünden kaçan askerleri süvari kuvvetleri ile takipten kaçınmış sadece Kırkkilise'yi ve yakınındaki köy ve kasabaları ele geçirmekle ve Edirne'deki taburların, doğu ordusu ile irtibatlarını kesmekle yetinmişlerdir. Bu durum Osmanlı ordusunu toplu bir imhadan veya daha da ağır kayıplardan korumuştur. Kırkkilise'de toparlandıktan hemen sonra Bulgar 1. ve 3.orduları Lüleburgaz istikametine doğru 25 Ekim'den itibaren ilerlemeye tekrar başladı. General Nazlimof komutasındaki Bulgar süvari tümeni Edirne-İstanbul şosesi boyunca ilerleyerek 25 Ekimde Babaeski'ye hiçbir direnişle karşılaşmaksızın girdi. Ertesi gün 27 Ekim'de Salih Paşa komutasındaki Türk süvari tümeniyle Bulgar süvarileri arasında Lüleburgaz batısında çarpışmalar başladı. Yine Süvarilerinin arkasından 26 Ekimde ileri harekete geçen Bulgar piyade tümenleri, üç günlük bir yürüyüşten sonra, ancak 28 Ekim günü Lüleburgaz mevziinde Osmanlı askerleri ile karşı karşıya geldiler.
Bulgar Ordusu Osmanlıların aksine ordu-kolordu-tümenler şeklinde değil ordu-büyük tümenler şeklinde yapılanmıştır. Bulgar ordusunun bu yapılanması modern bir yapılanma olmasa da, modern silahlar, donanım ve eğitimli asker, subay gücüyle bu açığı kapatabilmekteydi. Bunun yanında Osmanlıların yapılanması modern tarzda olsa da, bu yapılandırma için imparatorluğa yardım eden askeri heyet daha henüz bu işlemi tamamlamadan, Balkan Savaşı başladığından pek çok yönden orduda sorunlar bulunuyordu.
Savaşa başkomutan olarak katılan Bulgaristan Genelkurmay Başkanı 'in komutasında ve alt kademede general Vasil Kutinçev ve Radko Dimitriev yönetimindeki, 1. ve 3. Bulgar Ordusu, 107.386 Piyade, 116 makineli tüfek ve 360 toptan ilaveten süvari alaylarından ibaretti. Birlikleri piyade yönünden Osmanlılardan az olsa da, top, makineli tüfek yönünden üstündü, lojistik hatları iyi düzenlenmiş ve askerlerin eğitimi tam olması yanında Kırkkilise muharebesinde kazanılan zafer sonrası askerleri moralliydi. Yine cephane akışı da tam olarak sağlanmıştı. Bulgar Orduları şu kuvvetlerden ibaretti.
Bulgar 1. Ordusu, General Vasil Kutinçev komutasında: 1. Sofya Tümeni, 10. Geçici Tümen ve 10. Süvari Alayı.
Bulgar 1. Ordusu, Kırkilise Muharebesi sonrası 3. Piyade Tümeni gibi kuvvetli bir tümenini kuşatma altına alınan Edirne'den Osmanlılara yardım amaçlı bir saldırı tehlikesine karşı geride bırakmıştı. Bu durumda bu orduyu epey zayıflatmıştı.
Bulgar 3. Ordusu, General Radko Dimitriev komutasında: 4. Breslav Piyade Tümeni (Tümgeneral: Kliment Boyadzhiev), 5. Tuna Piyade Tümeni (Tümgeneral Pavel Hristov), 6. Vidin Piyade Tümeni (Tümgeneral Pravoslav Tenev), 8. Süvari Alayı ve 3 adet topçu taburu.
Bulgar Ordusunun bu muharebedeki en güçlü tümenleri bu ordudaydı.
Bulgar Ordusunun planı da basitti. Bulgar 3. Ordusu cepheden saldırıya geçip ön kısmındaki Osmanlı tümenlerini (1. ve 2. Doğu Orduları) geri çekilmeye mecbur ederken, zayıf olan Bulgar 1. Ordusu ise Bulgar sol kanadından (güneyden) çevirme harekâtına girişip, Osmanlı 1. Doğu Ordusu'nu geriletip, Osmanlı hatlarını arkadan kuşatacak ve kuşatılan Osmanlı Kuvvetleri yok edilecek veya geri çekilmeye mecbur edilecekti. Bununla birlikte Bulgar Ordusu alışılmadık bir şekilde bütün süvari kuvvetlerini kanatlarda veya ön hatlarda değil, piyade ve topçu taburlarının arkasında cephe gerisinde, merkez de konuşlandırdı. Bu konuşlandırma ile süvari alaylarının savaş esnasında zor duruma düşen veyahut çevirme yapılması gereken kanada gönderip Osmanlı ordusunu iyice zora düşürmeyi hedeflediler. Bir bakıma planlarında değişen duruma göre süvarileri ile muharebeye ve savaş planlarına esneklik kazandırmayı benimsediler ki; Bulgar komutanların bu hareketi muharebenin ileri safhasında büyük kazançlar sağlamıştır. Muharebede Bulgarlar süvari alaylarını Osmanlı 1. Ordusu'nu güneyden çevirmek için kullanmışlardır.
Osmanlı Ordusu
Osmanlı ordusunun 1., 2. ve 4. kolorduları 25 Ekim günü Lüleburgaz yönünde, şehrin yakınında coğrafik açıdan savunmaya en elverişli hat olarak kabul edilen Lüleburgaz-Pınarhisar hattı boyunca savunma hattına doğru yığıldı. Bu arada doğu ordusuna, kaybettiği ve Edirne'de kuşatma altında bıraktığı tümenlere bir kısım yakından takviye birlikler gönderilmeye başlandı. Ancak gelen takviyeler nizami birlikler getirilemediğinden, daha çok acemi redif askerlerinden oluşuyordu. Başkumandan vekili Nazım Paşa 25 Ekimde yola çıkarak 26 Ekim'de Çerkezköye kadar geldi. Doğu Ordusu'nun karargahı Çorlu'ya kurulmuştu. Nazım Paşa, başlangıçta Ergene Nehrine kadar ordunun çekilmesi emrini verse de sonrasında fikir değiştirip Lüleburgaz'da yeni bir muharebenin yapılması ve Bulgar Ordusunun burada karşılanması kararını verdi. Diğer kolordu komutanları Nazım Paşa ile aynı fikirde olsalar da Doğu Ordusu komutanı Birinci Ferik Abdullah Paşa, Genelkurmay Başkanı ve kolordu komutanları ile aynı fikre sahip değildi. Ona göre savunmaya elverişli bir diğer hat olan Çorlu hattına bütün birlikler çekilip burada savunma amaçlı muharebe yapılmalıydı. Bunun üzerine Abdullah Paşa, Nazım Paşa'nın yanına giderek doğu ordusu komutanlığından istifasını istedi ancak istifası kabul edilmedi. Nazım Paşa, 27 Ekim günü, Lüleburgaz hattının savunulması hakkındaki kesin emrini verdi. Böylece Osmanlı Ordusu muharebe organizasyonunu hazırlamakta gecikmiş, zaman kaybına uğramış oldu. Bir diğer Osmanlı ordusunun uğradığı zaman kaybı da Abdullah Paşa istifasının kabul edilmemesi akabinde cepheye dönerken Nazım Paşa'nın doğu kolordusunun yeniden yapılandırılması yönündeki emridir. Bu emri neticesi yetişen redif tümenleri ile birlikte doğu ordusu 1. Doğu Ordusu ve 2. Doğu Ordusu olarak ikiye ayrılmıştır ve 2 günde yeniden yapılandırılmıştır. Doğu ordusu komutanı Abdullah Paşa'nın bile dahil olduğu pek çok komutan bu durumu ancak 28 Ekim sonrası öğrenebilmiştir; bu tarihte de Bulgarlar öncü saldırılarına başlamıştır. Nazım Paşa'nın bu emri hem zaman kaybına neden olmuş hem de ordu içinde yönetim karışıklıklarına neden olmuştur; bu durum muharebede en çok bulgar ordusunun işine yaramıştır. Bunun yanında Osmanlı ordusu gelen takviyelerle 126.000 asker, 96 makineli tüfek ve 342 topa sahiptir, ayrıca 3.500 kişilik süvari kuvveti bulunmaktadır. Asker yönünden Osmanlılar fazla olsa da top ve makineli tüfek yönünden Bulgarlar üstündü. Bunun yanında Osmanlıların alaylarının büyük kısmı tıpkı Kırkkilise muharebesindeki gibi redif askerlerinden oluşmaktaydı ve nizami asker takviyesi fazla yapılamamıştı. Diğer yandan takviye olarak gelen 17. ve 18. kolordular cepheye 28 Eylül'de henüz tam olarak ulaşamamışlardı.
Nazım Paşa Osmanlı Ordusu'nu şu şekilde düzenlenmişti: Kendisinin altında 2 orduya da emir verecek olan Birinci Ferik
1. Doğu Ordusu - Abuk Ahmet Paşa tarafından yönetilen 3 kolordu ve bir süvari tümeninden oluşacaktı.
I. Kolordu: 2. (eksik alay) Piyade Tümeni, 3. Piyade Tümeni, 1. Geçici Piyade Tümeni ve Uşak Redif Tümeninden oluşacaktı.
II. Kolordu: 4. (eksik alay) Piyade Tümeni, 5.piyade tümeni, Kastamonu Redif Tümeninden oluşacaktı.
IV. Kolordu: 12. (eksik alay) Piyade Tümeni, İzmit Redif Tümeni ve Çanakkale Redif Tümeninden oluşacaktı.
Ayrıca bu ordu emrine "bağımsız süvari tümeni" verilmişti.
2. Doğu Ordusu - tarafından yönetilen 3 kolordu ve 1 süvari tümeninden oluşmaktaydı.
III. Kolordu (Mahmut Muhtar Paşa Komutasında): 7. (eksik alay), 8. (eksik alay) ve 9. (eksik alay) Piyade Tümenleri; Konya Redif Tümeni, Amasya Redif tümeninden oluşmaktaydı.
XVII. Geçici Kolordu: Samsun Redif Tümeni, Ereğli Redif Tümeni ve Trabzon Redif Tümeninden oluşmaktaydı.
XVIII. Geçici Kolordu: Yozgat Redif Tümeni, Ankara Redif Tümeni ve Aydın Redif Tümeninden oluşmaktaydı.
Ayrıca "5. Hafif süvari alayı" bu ordu emrine verilmişti.
Yapılandırma yanında birde Nazım Paşa, Abdullah Paşa'yı atlayıp başkumandan olarak onun yerine kendisi bir harekât planı hazırladı ki bundan Abdullah Paşa'nın ancak 28 Eylülde Bulgar saldırısı başladığı esnada cepheye döndüğü vakit haberi olabildi. Nazım Paşa'nın hazırladığı harekât planı şu şekilde idi: 1. Ordu güneyde Bulgar ordusunu oyalarken, mevzii savaşları içine çekerken 2. Ordu Pınarhisar yönüne saldıracak ve düşmanı (Bulgar 3. Ordusu) geri çekilmeye zorlayıp ardından Bulgar 1. Ordusu'nu kuşatacak veya 1. Orduyu, Osmanlı doğu 1. ve 2. Ordu kuşatmalarıyla zor duruma düşürüp, 3. Ordu gibi geri çekilmek zorunda bırakacaktı. Bununla birlikte iş Osmanlı 1. Ordusunun ne kadar süre dayanacağına bağlıydı. Bulgar 1. Ordusu her ne kadar gücü zayıflamış olsa da, yine de güçlü 2 tümene sahip olmakla birlikte morali son derece iyiydi. Dahası 1. Ordu olarak görevlendirilen tümenlerin çoğu Kırkkilise muharebesinde önemli sayıda top ve mühimmatı cephede terk ettiklerinden bu kadar kısa sürede yeterli miktarda top takviyesi yapılamadığından bu yönden son derece zayıftılar.
Diğer bir sorunda birlikler arasında iletişimin kopukluğuydu. Zira Osmanlı'nın haberleşme ve ikmal hatları oldukça kötü durumda olup bu iki ordu arasında koordinasyonsuzluk dışında ordu içindeki tümenler arasında bile koordinasyon zayıftı ve bu sebeple de facto olarak harekât farklı komutanlarca yönetildi. Muharebede Nazım Paşa'nın hemen altında 2 ordunun komutanı olması gereken Birinci Ferik Abdullah Paşa fiilen sadece Osmanlı 1. Ordusu'nu yönetebilmiş ve Abuk Ahmet Paşa kendi kolordusunu sadece yönetmek zorunda kalmış, Osmanlı 2. Ordusu'nun bütün harekât yönetimini de Hamdi Paşa değil ileri hatlarda bulunan 3. Kolordu komutanı Mahmud Muhtar Paşa yapmak zorunda kalmıştır.
Bunun yanında Kırkkilise Muharebesi Osmanlı ordusunun Kırklareli'ni kaybetmesi ile birlikte Ahmet Muhtar Paşa başkanlığındaki Osmanlı hükûmeti 28 ekim günü istifa etti bu hükûmet yerine Kamil paşa hükûmeti kuruldu, bu hükûmette de Nazım Paşa, savunma bakanlığı ve başkumandan vekilliği konumunu korudu.
Muharebe
28 Ekim
28 Ekim 1912 günü, Kırklareli savaşından beş gün sonra mevziinin Güney Kanadında Bulgar ordusunun saldırıları ile süvari savaşları ve ortada Karaağaç bölgesinde Şevket Turgut Paşa'nın 2. Kolordusunun bazı piyade kuvvetleriyle Bulgar piyadeleri arasında önemsiz bazı çarpışmalar oldu. O gün istifası kabul edilmediğinden tekrar görevi başına dönen Abdullah Paşa'da yokluğunda 1., 2., 4., Kolorduların bir ordu halinde toplanıp 4. Kolordu Komutanı Abuk Ahmet Paşa emrine verilmiş olduğunu ve vekaleten kendisinin görevini yaptığını gördü. Komutayı tekrar eline aldı. Abdullah Paşa, Vize'deki 3. Kolordu ile Vize bölgesini savunmayı, geriden gelmekte olan 17. Redif Kolordusunu da ihtiyatında tutmayı planlıyordu. Halbuki Başkomutan Vekili Nazım Paşa, 3. Kolordu ve arkadan yetişen 17. ve 18. Redif Kolordularını Kuzeyde toplayarak İkinci Ordu adıyla yeni bir ordu kurmuş ve komutanlığına da 18. Redif Kolordusu Komutanı 'yı getirmişti.2.bir Ordu kurulduğu ve bu 2.ordunun da saldırı görevininde olduğunu da ancak bir süre sonra öğrenebildi. Haberleşme araçlarının kıtlığı ve lojistik yokluğundan bu ordu ile Abdullah Paşa zorlukla irtibat kurabiliyordu.[C] Ayrıca Abdullah Paşa komutasındaki ordunun yiyeceği de mermisi de azdı. Bu sebeple 2.orduyu yönetebilmesinin de bir olanağı bulunmamaktaydı.[A] Bulgarlar tam Osmanlı ordusunun yapılandırıldığı esnada saldırıya başlayarak Osmanlı ordusunu hazırlıksız yakalamış oldular.
Bununla birlikte Osmanlı 2. Ordusunun birlikleri Vize, Kırklareli yakınında olmakla hala taburlar cepheye yetişmeye çalışmakla, henüz cepheye tam olarak ulaşmamıştır. Osmanlı birinci ve 2. Ordularının tam arasında da bir boşluk bulunmakla Osmanlılar bu boşluğu kapatmaya çalışmaktaydılar.
29 Ekim
29 Ekimde, Kuzeyde General Dimitriyef'in Üçüncü Ordusu, Güneyde General Kutinçef'in Birinci Ordusu taarruza geçmişlerdi. Savaşlar Karaağaç kesiminde 2. Türk Kolordusu ve Güneyde Lüleburgaz civarında 4. Türk Kolordusu bölgesinde şiddetli oldu.4. kolordu Kırkilise Muharebesinde pek çok topunu kaybetmişti ve topçu desteği azdı,gelen topçu kuvvetlerinin ise iyi yerleşmiş Bulgar Topçuları karşısında yapacak hiçbir şeyleri yoktu. Osmanlı topçu ateşi bulgar topçu ateşi karşısında son derece zayıf kaldı. Bulgar süngü hücumları ile Bulgar 4.ve 6. tümenleri Osmanlı ordusunu geriletmeye başladılar. Karaağaç'ı ele geçiren Bulgarlar zorlukla durdurulabildi. 4. Kolordu ise, özellikle Bulgar 6. Ordusunun taarruzu, 1. ordunun da bu taarruza iştiraki ile Lüleburgaz'ı elinde tutamaz hale geldi. Bulgarlar, Türk 1. ordusunun sağ kanadında Lüleburgaz'da 4. Kolordunun zorlandığını fark edilerek yapılan iyice o bölgeye yüklendiler Türk ve Bulgar süvari tümenlerinin de katıldığı taarruz ve karşı taarruzlarla geçen savaş, iki tarafta da ağır kayıplara neden olmuştu.
Bu arada Osmanlı 1. ve 2.ordusu arasındaki boşluktan yararlanarak Pınarhisar'dan zorlanmadan Çongara'ya kadar Bulgar 5. Tümeni ilerledi ve çevresindeki Osmanlı birliklerini rahatça püskürttü. Osmanlı 1. ve 2. ordusu daha savaşın başında bölünüp, kuzeyden çevrilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine 2. ordudan 18. kolordu Çongara (Cevizköy)'ya ilerleme emri verildi ve bu kolordu Bulgar 5. tümenini karşılayıp çarpışmaya başladı. Bu sırada Osmanlı 2. Ordusuna bağlı 17. Kolorduya hızla Müsellim'e ilerleyip; Bulgar 5. tümeninin ilerlediği o boşluğu kapatma emri verildi. 3. Kolordu ise Pınarhisar yönüne doğru bu kolorduların en önünde ilerlemeye başladı. Saat 15.00'da Bulgar 5. tümeni 4 taburuyla, 3. kolordunun üzerine saldırıya geçti. Bulgarların etkili topçu ateşi ve süngü hücumlarına ve Osmanlılar daha siper bile kazamadan yakalamalarına karşın Mahmud Muhtar Paşa 3. Kolordusu ile direnip hatlarını korumayı başardı. Bulgar ordusu saldırı noktasına geri itildi. Hamdi Paşa ileri hatlarla bağlantı kuramaz hale geldiğinden fiilen 2. ordu da fiilen Mahmud Muhtar Paşa yönetiminde hareket etmekteydi. Bu cephede de iki taraf, akşama kadar kıyasıya vuruştu.
Günün özetinde ise cephenin Güneyinde Bulgar Ordusu, Kuzeyinde Türk Ordusu taarruz halindeydi. Güneyde Türk Ordusu, Kuzeyde de Bulgar Ordusu zor duruma düştü. Kuzey ve Güneyde, tüm cephedeki bu kanlı boğuşma, sağanak halinde yağan bir yağmur altında akşam karanlığına kadar sürdü. İki taraf askerleri de, kötü hava koşullarındaki bu zorlu çarpışmada yorgunluktan bitap hale geldiler. Bu arada Bulgar generaller kuzeyde ordularının düştüğü zor durumu ve Türk taarruzunu, zor duruma düşebilme ihtimalini ele aldılar ancak yine de taarruzların güneyde devamına ve kuzey kısmındaki birliklerin şu an için direnişlerini desteksiz olarak sürdürmelerine karar verdiler. Güney cephede ilerlemelerini hızlandırmak ve Osmanlı 1. Ordusunu daha da zor duruma düşürmek için süvari alaylarını güneye Lüleburgaz yakınındaki Osmanlı 4. kolordusunu arkadan kuşatma tehlikesi yaratma ve geri çekilmesini sağlama amaçlı gönderdiler. 29 Ekim gününün en önemli olayı ise Bulgar kurmay heyetinin Osmanlı cephesinin genişliğini (yaklaşık 50 km, o günün şartlarında arabayla 10 saatlik mesafe) ve muharebe hattını öğrendiler.
30 Ekim
30 Ekimde savaş, sabahın erken saatlerinde yine aynı tertiple başladı. Yani Kuzeyde Türkler, Güneyde Bulgarlar taarruzlarına devam ettiler. Güneyde Lüleburgaz bölgesinde Ahmet Abuk Paşa'nın 4. Kolordusu biraz geri çekilmesine rağmen savunmada yine de güçlük çekiyordu.Nazım Paşa düşmanın çekilme noktasına geldiğini sanarak bir kez daha müdahale etti ve 1. Orduya taarruz ve kaybettikleri mevziileri geri alma emri verildi. Bulgar 1. Ordusu ve 3. Ordudaki 4. ve 6. tümenlere ise bütün güçleri ve yedek kuvvetleri ile Osmanlı Kuvvetlerine yüklenip 29 ekimde bir türlü yapılamayan arzu edilen cephe yarma harekâtının yapılması istendi.Nazım Paşa'nın saldırı emirleri Osmanlı 1.ordusunu iyice zora düşürdü. Bu arada 4. kolordunun üzerine gönderilen Bulgar süvarisi mevzii kuşatmaya çalışmaktaydı. Lüleburgaz, Bulgarların eline geçti. Ortada Şevket Turgut Paşa'nın 2. Kolordusunun Karaağaç'taki mevzileri de yarılmak üzereydi. Nitekim az sonra Uşak Redif Tümeni, bozgun halinde çekilmeye başladı. Toplarının çoğunu Kırklareli çekilmesinde kaybeden 1. Kolordu da iyice güç duruma düştü. Kolordu Komutanı Ömer Yaver Paşa, savunmayı sürdüremeyeceğini bildiriyordu. Kırklareli zaferiyle moral kazanan Bulgar askerinin şimdi daha atak ve daha cesur olduğu gözlenmekteydi. Durum güneyde Osmanlılar için iyice tehlikeli bir hal almaya başladı,saat 16.00 sıralarında 2. Ordunun Karaağaç'taki Bulgar 6. tümenine yönelik saldırıları boşa çıktı. Türkbey köyü yakınındaki Bulgar taarruzu ise durdurulamayacak bir hal aldı. 1. ve 2. kolordu komutanları rapor halinde Abdullah Paşa'ya durumun içinden çıkılamaz bir hal aldığını bildirdiler. Bu arada Nazım Paşa da sürekli bir müdahale içinde 1. Ordudan taarruz ve direnme istemekteydi. Emrindeki üç kolordunun da tutunamadığını gören Birinci Ordu Komutanı Abdullah Paşa, Osmanlı haberleşme ve lojistik hatlarının bozukluğundan kuzeyde İkinci Ordunun Pınarhisar taarruzu hakkında da bir türlü doğru bir haber alamıyordu. Birde öğleden sonra saat 15.40 sıralarında 4. Kolordunun gerilemeye başladığı ve savunma düzeninin kaybolduğu haberi de bunun üstüne gelince; çekilmeden başka bir çare kalmamıştı. Abdullah Paşa, Kırklareli'nden sonra ikinci defa 30 Ekim 1912 gecesi saat 23.00'de yine "çekilme" emrini verdi. Her üç kolordu, gerideki Soğucak Deresinin Doğusuna çekileceklerdi.
Oysa, o sırada kuzeydeki 2. Ordu, önde Mahmut Muhtar Paşa'nın 3. Kolordusu, arkasında Mahmut Muhtar Paşa'nın 17. Redif Kolordusu şiddetli Bulgar 5. Tuna piyade tümeninin direnişine karşın Pınarhisar yakınlarına kadar ilerlemişlerdi. 18. Redif Kolordusu da Vize bölgesine ulaşmıştı. Çongara'dan Bulgar 5. tümeni çekilmek zorunda kalmış, Pınarhisar'a doğru karşı saldırılarına karşın geriliyordu. Bulgar ordusuna gelen raporlarda kendileri için özellikle 5. tümen açısından durumun kritik olduğu yönündeydi. Başkomutan Vekili Nazım Paşa, haber aldığı Birinci Ordu Komutanı Abdullah Paşa'nın çekilme kararını hayret ve hiddetle karşılamıştı: "Hamdi Paşa'nın İkinci Ordusu ilerlerken Birinci Ordu'nun çekilmesini kesinlikle kabul etmem" diyordu. Gerçekten de General Radko Dimitriev ve başkumandanlık, Pınarhisar kesiminde başlayan ve başarılı şekilde ilerleyen Türk taarruzu karşısında tereddüde düşmüştü. Bu durumda, ertesi günü güneydeki başarılı taarruzunu durdurmak ve savunmaya geçerek geriden gelecek takviye birliklerini beklemek niyetindeydi. Ama, Güneydeki Abdullah Paşa kuvvetlerinin çekilmeye başlaması durumu değiştirmişti. Artık, Türkler Kuzeyde ilerliyor diye Güneydeki başarılı taarruzunu durdurmak için sebep kalmamış, tehlike atlatılmıştı. Bugün muharebe açısından bir dönüm noktasıydı, 1. ordu biraz daha direnebilse mevziyi korusa, muharebeyi Osmanlı ordusu kazanacak halde iken ibre Bulgar Ordusu lehine dönmüştü.
31 Ekim
Birinci Ordu'nun 30/31 Ekim gecesi çekilmesi, kör karanlıkta yine büyük bir karışıklık içinde başladı. Özellikle Kırkkilise muharebesinde olduğu gibi redif askerleri büyük bir panik içine düştüler. Ama Osmanlı Ordusu için esas büyük felaket Bulgar saldırıları ile bu geri çekilme operasyonun 31 Ekim sabahı aynı zamana çakışması ile yaşandı. Osmanlı savunma hattı Karağaç köyünden Bulgarlarca yarıldı. Saat 8.30'da Bulgar 6. tümeni saldırısı aynı anda geri çekilen I. kolordu ile aynı zamana rastladı, aynı durum bulgar 4. tümeninin saldırısına maruz kalan II. kolordu içinde yaşandı. Bu saldırılar neticesinde sürekli bir çatışma yaşandı ve I. kolordu Tatarlı'ya,II. Kolordu Topçuköy'e kadar bulgarlarca iteklendi. 1. Ordunun Karaağaç'taki (II. Kolordu) hattı Bulgarlarca yarılmış oldu. Redif tümenlerinin paniğe düşmesi ile geri çekilme kısa bir süre sonra bir kaçma, bir dağılma şeklini almış; panik havası yine birlikleri sarmıştır. O kadar ki 1. ve 2. kolorduların çökmesi ile direnmekte olan 4. kolordu bir de düşmanın sarma yönünde taarruzları ve Bulgar süvarisinin geri hatlarına sarkması ile iyice zora düştü ve Paşaköy'e çekilmeye çalışsa bile dağılmaya başladı. Askerleri Lüleburgaz-Çorlu yoluna doğru kaçmaya başladı. Firarlar 1. orduda hızla arttı. Çekilme tam bir bozgun halini aldı. Abdullah Paşa geri çekilme noktasında orduyu durdurmaya çalışsa da bu bir işe yaramadı.
Buna karşın Kuzeyde 2. Ordu başarılı bir harekât yapıyordu. Bulgar 5. Tümeninin bütün saldırıları geri püskürtülüp tümene ağır kayıplarda verdirilip Pınarhisar'a kadar ilerlemişti. 3. Kolordu Pınarhisar'ı geri almayı başardı. Bulgarlar kısmi saldırılar yaparak kuzey ordusunu engellemeye çalışıyordu. Ancak Mahmud Muhtar Paşa iyice bu saldırılara odaklanmışken,1. ordunun durumu kendisine ulaştı. Durumun felaketini ve Bulgar 4. tümeninin serbest kaldığı ve kendi üzerlerine saldırı tehlikesi olduğunu anlayan Mahmut Muhtar Paşa, Pınarhisar sonrasındaki saldırıları durdurup 4. tümenin saldırısına karşı Çongra'da savunma hattı kurmak üzere süvari alaylarını buraya gönderdi, bağımsız süvari alayını Pınarhisar'dan acil Cevizköy'e yöneltti. Osmanlı 2. Ordusu saldırıdan savunma durumuna geçmek zorunda kaldı.
Bu arada Bulgar 3. tümeni de Bulgar Ordusuna yardım için bir kısım taburlarını Lüleburgaz'a doğru yöneltmiştir.
1 Kasım
31 Ekim'i 1 Kasım'a bağlayan gece Nazım Paşa ve Abdullah Paşa 1. Ordunun kalan birliklerini toplamaya uğraşsa da paniğin ve firarların kaçan askerlerin durumu kötüydü. Sadece 30 veya 35.000 kişilik bir askeri kalmıştı. Bununla birlikte Dimitriev kazanımlarını korumayı; bu amaçla diğer tümenlerin ilerledikleri mevziileri korumasını, yine takviye olarak gelen bulgar 3. tümenine bağlı bir kısım taburların Bulgar 4. tümenine yardım etmesini; 4. ve 5. tümenin 2. ordu üzerine saldırıya geçmesini tercih etmekle 1. orduyu ve Osmanlı ordusunu büyük bir felaketten kurtardı. 1. ordunun kolorduları artık durdurulamayacak şekilde geri çekiliyordu. Öyle ki Bulgar 6. tümeninin sabırsız komutanı mevzisinde durma yerine Tatarlar köyüne girmeyi tercih ettiğinde Türk 1. kolordusu bu mevziilerini terk etmişti.
Kuzeyde geri çekilen, darmadağın olan Osmanlı 1. ordusunun durumundan güç alınarak Bulgar 5. Tümenine, Osmanlı 3. kolordu ve 17. redif kolordusu için gece karşı saldırı ve Osmanlı hatlarının kırılması emri verilmişti. Bu tümenin gece karşı saldırısı Osmanlılarca geri püskürtüldü ve Bulgar tümeni ağır zayiata uğratıldığı gibi bu tümen subaylarının %75'ini cephede kaybetti. Sabahta Bulgar 4. Tümenine Çongara'daki 2. ve 18. Osmanlı Kolordularına saldırı emri verildi bu karşı saldırıda Osmanlılarca püskürtüldü. Osmanlı 2.Ordusu başarılı bir şekilde bozulmadan hatlarını korudu. Bunun ardından Mahmud Muhtar Paşa Samsun Redif tümeniyle Bulgarlara karşı saldırıya geçti. Gece boyunca çarpışmalar sürdü fakat saat 17.00 sıralarında Osmanlı 2. Ordusu topçularının cephaneleri artık kalmamıştı. Yeni cephane talep ediyorlardı. Mahmud Muhtar Paşa, Nazım Paşa'ya telgraf göndererek bulgar saldırılarının püskürtüldüğü ve hatların korunduğunu bildirdi. Ancak Osmanlı 1. Ordusu artık neredeyse savaş dışı kalmıştı. Serbest kalan, saldırısı püskürtülen Bulgar 4. tümeninin tekrar saldırısı yanında diğer Bulgar tümenlerinin kuzeye yönelip bu orduyu kuşatma tehlikesi bulunmaktaydı. Bulgarlarda bu 2.ordunun çekilmek zorunda kalacağını hesaplamışlardı. Mahmud Muhtar Paşa'nın harekâta devam yönündeki ısrarına karşın Nazım Paşa tarafından geri çekilme emri verildi. Bununla birlikte Osmanlı 2.ordusunun 1 kasım'da mevziilerini koruması ve direnmesi, Bulgarların dikkatini buraya sevk ederek 1. ordunun daha da kötü bir akıbete uğramasını engelledi.
2-3 Kasım
Mahmud Muhtar Paşa alınan emir doğrultusunda son kalan mermileri de harcayarak topçuların koruması altında düzenli bir şekilde kuvvetlerini geriye çekmeye başladı. Bu geriye çekilme sırasında Osmanlı 2. Ordusu fazla bir kayba uğramadı ve çekilme son derece düzenli yapılmaya çalışıldı, buna rağmen asker kimi yerlerde paniğe düştü ve firarlar engellenemedi, dahası askerlerle birlik halkta yerini yurdunu terk edip İstanbul'a göç ediyordu, bu nedenle de kargaşa oldu.[E] Ancak Bulgarlar, taktiksel zorluklar yaşadıklarından biraz da sis ve yağmuru başarılı bir şekilde kullanan bu 2. ordunun çekilmesinin önünü kesemediler, çevirme harekâtı yapamadılar. 2 kasımı 3 kasıma bağlayan geceye kadar süren kademeli geri çekilme ile 2. Ordu bütün kuvvetlerini Vize'nin doğusuna çekmeyi başardı.
3 Kasım akşamı Osmanlı tarafından ricatı anlatan bir tebliğ yayınlandı:
Savaşın kaderi, daima her noktada birden başarı getiremez. Bir savaşı kabullenen bir millet, onun bütün neticelerini kabullenmeyi de bilmelidir. Öyle ki, başarı haberleri karşısında aşırı sevinç göstermemeli ve hezimetlerden de heyecana ve kötümserliğe kapılmamalıdır. Mesela, dört devlete karşı girişilen bu savaşta, Osmanlı ordusu İşkodra ve Yanya tarafında muzafferane bir mukavemet gösterdi fakat Vize ve Lüleburgaz bölgesinde bulunan doğu ordusu, müdafaa hattını Çatalca’ya nakletmeyi uygun gördü. Tabiidir ki, vatanın çıkarlarını savunmak ve onu kurtarmak için mümkün olan bütün imkânlarla gayret etmeye kararlıyız.
Osmanlı ordusu kesin bir yenilgiye uğramıştı. Kayıpları 22.000 ölü ve yaralıyı bulmuştu ve en çok 1. Doğu Ordusu'nda yaşanmıştı. Buna ilaveten 45 topu cephede bıraktılar, 2.000 den fazla askerler Bulgarlara esir düştü.
Bulgar Ordusu'nunda kaybı ağırdı. 2.534'ü ölü olmak üzere 20.162 zayiat verilmişti ve kayıplar çoğunlukla Osmanlı 2. Ordusu'na karşı yapılan muharebede Bulgar 3. Ordusu tarafından verildi.
Muharebede Tarafların Hataları
Muharebede 2 tarafından kayıpları ağır olmakla birlikte Osmanlı 2. Ordusunun özellikle Mahmud Muhtar Paşa ve 3. kolordusunun başarılı ve yüksek bir performans göstermesine ve bu muharebe bütün savaş boyunca Osmanlı ordusunun karşısındaki ordudan fazla askere sahip olduğu ender muharebelerden biri olmasına karşın; Osmanlılar muharebeyi kaybetmişlerdir. Osmanlıların muharebeyi kaybetme nedenleri şunlar olarak kabul edilmektedir.
- Öncelikle Osmanlı Ordusunun iletişim hatları ve lojistiği çok kötü durumdaydı. Birde bunun üstüne Kırklareli Muharebesi'nin hemen ardından düzenleme yapılması ve savunma için bir karar verilmesi gerekirken süresi içinde gerekli kararın verilememesi ve ordunun hemen Bulgar saldırılarından hemen önce kısa zamanda yapılandırmaya sokulmaya çalışılması Bulgar ordusunun işini kolaylaştırmıştır. Zira 2 ordunun saldırıları da Bulgar 1. ve 3.ordunun aksine koordineli değildir, birbirlerinin eylemlerinden geç haberdar olmuşlardır. Öyle ki 1. Ordu komutanı Abdullah Paşa belki de süresi içinde Osmanlı 2. ordusunun harekâtının başarılı olduğunu öğrenebilse belki de geri çekilme emri vermeyecek bir süre daha dayanıp muharebenin farklı yönde seyretmesini sağlayabilecekti. Bununla birlikte bu muharebenin kaybedilme nedenleri içinde bu tek neden değildir.
- Yeni kurulan 2. ordunun tümenlerinin geride olduğu gözetilerek, bu tümenler yetişene kadar, bir savunma ve saldırı stratejisi kurulması gerekirken bunun yapılmaması da bir hatadır. Buna rağmen Osmanlı 2.ordusu başarılı bir muharebe yapmıştır.
- Bir başka Osmanlı ordusu açısından yapılan hata süresi içerisinde yapılamayan yapılandırma dışında orduda emir komuta zincirindeki durumdur. Abdullah Paşa'nın anılarında belirttiği gibi Nazım Paşa, kendisi, Hamdi Paşa 3 komutan ve bu komutanların verdikleri birbirinden ayrı farklı emirler kararsızlık ve tümenlerde kargaşaya neden olmuştur. Bu da bulgarların bu durumdan yararlanmalarını sağlamıştır. Bunun yanında Mahmut Muhtar Paşa gibi bir kısım bilgili subaylara karşın eğitimsiz ve kötü donanımlı askerler yanında eğitimli subayların azlığı ve deneyimli tecrübeli subayların eksikliği ordudaki bir başka sorundur. Öyle ki bazı osmanlı alaylarını bu savaşta sadece 2 subay idare etmek zorunda kalmıştır. Bu subay azlığı ve deneyimsizlik Osmanlı ordusu için büyük sorun teşkil etmiştir.
- Diğer taraftan özellikle 1. ordunun tümenleri Kırkkilise muharebesinde toplarını, cephanelerinin bir kısmını kaybetmiş tümenlerden oluşmaktadır ve askerleri moralsizdir, aradan geçen kısa zamanda bu ordulara gerekli cephane top vs takviyesi tam olarak yapılamamıştır. Kayıpları tam giderilememiştir. Bu da bu tümenlerin taarruzda zorlanmalarına ve cephanesiz kalmalarına, ağır kayıplara uğramalarına, topçu desteği olmadan muharebeye girmelerine neden olmuştur.
- Yine Osmanlı ordusunun Pınarhisar taarruzu alelacele planlanmış ve kısa zamanda tümenlerin hazır edilmek zorunda olduğu bir saldırı olup bu da sorunlara neden olmuştur. Çoğunlukla redif askerlerinden oluşan deneyimsiz bir kuvvetle bu saldırılar yapılmıştır. Doğru bir şekilde savunma muharebesi yapılmış olsa belki bu muharebe Osmanlılarca kazanılabilirdi. Buna rağmen Erickson'un dediği gibi Mahmud Muhtar Paşa'nın güçlü bir liderlik yeteneği ile bu kuvvetleri fiilen yönetmesi ve defa kere bu ordu tümenlerini dağılma aşamasından alıp, kurtarıp başarılı bir taarruz yapması takdire şayandır. Bu da Türk ordusunun güçlü bir lider ve yönetimle hareket halinde başarı kazanabileceği ve yine iyi bir yönetimle redif askerlerinin en azından mevziilerini koruyabileceğinin göstergesidir ki, 1 kasımda 1. ordunun çökmesi sonucu 2 taraflı saldırıya maruz kalan 2. ordu buna rağmen başarılı şekilde bu taarruzları o gün durdurup mevziilerini koruması ve 1. ordunun aksine düzenli bir şekilde çekilmesi de bunun göstergesidir. Bütün muharebe boyunca 2.ordu fiilen Mahmud Muhtar Paşa tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiştir. Ancak 1. ordunun ne yazık ki kötü durumu bu muharebenin kaybedilmesine neden olmuştur.
- Ayrıca özellikle Osmanlı ordusunda askerler bu muharebede aç, sefil bir şekilde savaşmıştır. Komutanlar bile aç durumdadır, orduda tam bir moral bozukluğu hakimdir,[A][B][C]Osmanlı lojistiğinin kötü durumu ve moralsizlik askerler arasında paniğin, karışıklığın önlenememesinin neticesi özellikle 30 ekim ve 31 ekim tarihlerinde Osmanlı ordusunda yıkıma neden olmuştur. Geri çekilme esnasında kaçan askerler yanında, planlı geri çekilme bir de Bulgar saldırılarına denk gelince kısa zamanda bir ordunun çöküşüne neden olmuştur.[D]
Bulgar ordusu ise muharebeye moralli girmiştir. 1. ve 3. ordu koordineli bir şekilde hareket etmiş,saldırılarını gerçekleştirmiştir, bu Osmanlılara karşı başarının önünü açmıştır. Yine Bulgar ordusu muharebe boyunca pek çok bölgede inisiyatifi elinde tutmuştur.
- Ancak Bulgar ordusunun harekât planlamasında, bu muharebe de hataları vardır. Özellikle saldırı planı basit bir şekilde hazırlanmasına karşın bilindik ve Osmanlılarca tahmin edilebilir bir tarzda yapılmıştır. Özellikle Osmanlı 1. ordusunun biraz daha Bulgar saldırılarına direnmesi veya savunmayı tertip için birkaç gün daha vakti olması veya Bulgar ordusunun 1-2 gün daha bekleyip geç saldırıya geçmesi halinde belki de bu muharebede her şey Bulgar ordusunun aleyhine dönebilirdi.Öyle ki 29-30 ekim tarihlerinde Bulgar Ordusu generalleri Osmanlı direnişi karşısında bir ara ümitsizliğe düşmüş ve hatta saldırıları kesip takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemeyi tartışır hale gelmiştir. İstenilen yarma harekâtı bir türlü tam yapılamamıştır. Bu da Bulgar Ordusunun taktiksel yönden hatalarını ortaya koymaktadır.[D]
- Bulgar Ordusunun diğer bir hatası da 31 ekimde çöken 1. orduyu takibe girişmeyerek mevzi korumayı tercih etmesidir. Bu ihtiyatlı davranış, belli yönden haklı gerekçelere dayansa da, Osmanlı 1. ve 2. Ordusunu imhadan kurtarmıştır. Kırkkilise Muharebesinde de aynı hata yapılmıştır. Oysaki bulgar ordusu geri çekilen kaçan Osmanlı kuvvetlerini takibe girişse Osmanlı ordusu daha da ağır kayıp verebileceği gibi belki de Çatalca Muharebesinde Bulgar Ordusuna karşı koyacak bir kuvvette kalmayacak, belki de Bulgar Ordusu İstanbul'a zorlanmadan girip tarihin akışını değiştirebilecekti. Bu da Bulgar ordusunun bir başka hatasıdır.
Sonuçları
Bu muharebe sonrası 2 Kasımda durdurulamayan kaçan firar eden osmanlı askerleri ve ordu yüzünden Nazım Paşa Çatalca'ya kadar Osmanlı kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Bulgar ilerleyişini yavaşlatmak için geride cephede 1 süvari alayı ve 1 ufak birlik bırakıldı. Osmanlı ordusu ilerleyen Bulgar Ordusu ile Birinci Çatalca Muharebesi'ni yaptı ancak Bulgar Ordusu burada durdurulabildi. Ama ele geçirdiği topraklardan atılamadı. Doğu Trakya'nın çoğu ve savaşın ileri aşamalarında İstanbul hariç tamamı Bulgar ordusunun eline geçti. Osmanlı ordusu Rumeli'ye asker gönderemez hale geldi. Sonuçta batı trakya, Makedonya ve Arnavutluk'un elden çıkması kaçınılmaz hale geldi. Osmanlı hükûmeti bir süre sonra ateşkes istedi, görüşmelerden bir sonuç elde edilemedi. Edirne uzun bir kuşatma ile 1913 Mart'ında Bulgar Ordusunun eline geçti. Doğu Trakya'dan Lüleburgaz Muharebesi neticesi kaçan halk İstanbul'a yığıldı. Sağlıksız koşullar nedeniyle salgın hastalık orduda ve halkta baş gösterdi. Osmanlı hükûmeti defa kere değişti. İhtiyat ve Terakki partisinin bütün imparatorluk yönetimini eline almasını sağlayacak Babali Darbesinin önü açıldı. Sonuçta çarpışmalar bir süre daha devam etti ve Haziran 1913'te Londra antlaşmasını Osmanlı İmparatorluğu imzalayarak Lüleburgaz, Kırkilise, Edirne'yi Bulgaristan Krallığı'na bıraktı. Bu yerler ancak 2. Balkan Savaşı sırasında geri alınabildi.
Notlar
- A. ^Abdullah paşa 28 ekim günü öğrendiği bu harekat planı karşısında ümitsizdir. 28 Ekimi-29Ekime bağlayan gece 3.kolordu komutanı olduğu gibi kabinede bahriye nazırıda olan Mahmud Muhtar Paşa'ya şöyle bir telgraf çeker.Kırkkilise Muharebesine de atıf yaparak
"Oradaki askerin halini gördünüz,buradakiler de aynı haldedir.Bu askerle harbe devam ve vatanı müdafaa eylemek mümkün değildir daha fena bir hale gelmemek için meselenin tariki diplomasi ile halli için sizinde mensup olduğunuz meclisi vükela nezdinde teşebbüssatı lazimede bulunmanızı rica ederim."
Mahmud Muhtar Paşa'da bu muharebeyi kazanmak istese de ümitsizdir ve Abdullah Paşa'nın görüşüne katılmaktadır. Abdullah Paşa'nın telgrafını sadrazamlık makamına aynen şu notla gönderir.
" Abdullah Paşa'nın deminki telgrafı tamamıyla doğrudur, dün vaktim olsaydı askerimizin herhalde Çatalca hattına çekilme lüzumunu size ispat ederdim.Gerçi yeniden çalışmaya başladık fakat istibalden ümitli değilim."
Bu belgeler dahi Osmanlı ordusu ve komutanlarının nasıl bir ruh hali içinde muharebeye katıldıklarının göstergesidir. - B. ^Muharebe esnasında 1. Kolordu Komutanı Yaver Paşa ile emrindeki 2. Tümen Komutanı Osman Paşa arasında geçen aşağıdaki telgraf görüşmesi buna örnek gösterilebilir.:
-Osman Paşa - Ben ve Prens Aziz Paşa ve astımız subaylar peksimet bile bulamadık. Erlerin haline Tanrı acısın.
-Yaver Paşa - Paşa biraderler, gerek ben ve gerekse beraberimde bulunanlar bu gün bir şey yemediğimiz gibi, Lüleburgaz'da bir dilim ekmek bulamadık. Erler burada da böyledir. İnşallah iyi olur.
-Osman Paşa - İnşallah!"
- C. ^Fransız "Matin" gazetesi muhabiri Sephane Lausanne, "Hastanın Baş Ucunda" adlı eserinde, o günler için şöyle yazar:
"Lüleburgaz Savaşı dört günden beri devam ediyordu. Çarpışmaların devam ettiği bu dört gün zarfında Türk Ordusu Komutanı Abdullah Paşa, karargahı olan Sakız Köyü'nde küçük bir evde kapanmış kalmıştı..."
“..Abdullah Paşa’nın zabitleri mısır köklerini tırnaklarıyla kazıyarak, biraz unla kaynatıp kumandanlarına veriyorlardı...” diye yazar.
”..175.000 kişilik bir kuvvet kumandanının yiyecek ekmeği yoktu….Bu bir hastalar yaralılar kafilesi değildi….can çekişenler kortejinin arkasında, çamur deryası boyunca bağırsaklarını toprağa boşaltan iki büklüm gölgeler seçiliyordu...”
Yazar, ayrıca Abdullah Paşa'nın açlık çektiğini, Smit Bartlet adındaki bir savaş muhabirinin konservelerinin imdada yetiştiğini şu sözlerle de anlatır:
Kaldı ki, Osmanlı Ordusu Komutanı, yiyecek bulamadığı gibi, ordusundan haber de alamıyordu. Denebilir ki, savaşın devam ettiği dört gün zarfında ne olup bittiğinden hiç haberi olmadı. Ordusunun sağ kanadı nerede, bunu ancak şöyle böyle biliyordu. Ama o feci mücadelenin hiçbir safhasını gereğince öğrenememişti. Hiçbir zaman bir emir vererek savaşa etkili olmadı. Komutana haber getirmek için ateş hattına gönderilen birkaç süvari ya bir şey görememiş, öğrenememiş, yahut dönmemişlerdi. Savaş cephesi 50 kilometrelik bir genişlik tutuyordu. Bu savaş hattı ile bağlantı için Abdullah Paşa'nın elinde ne telefon, ne telgraf, ne telsiz vardı. Ne otomobil, ne uçağa sahipti.
Yazar bundan sonra Şevket Paşa komutasındaki 2. Kolordu'nun 24 saattir bir şey yiyemediğini belirttikten sonra şöyle devam eder:
31 Ekim akşamına doğru Osmanlı Ordusu, adeta bir sel gibi geriye akıyordu. Ortada ordu namına, ovalardan, sahralardan Çatalca'ya doğru akıp giden kaçaklardan başka bir şey kalmamıştı. Topçular toplarını, cephane sandıklarını bırakıyorlardı. Piyadeler tüfeklerini atıyorlardı.
- D. ^Kurmay Yüzbaşı Nihat Bey, "Balkan Harbi'nde Çatalca Muharebeleri" adlı eserinde, 30-31 Ekim gecesindeki Osmanlı Ordusunun durumu için şunları yazmaktadır: "Doğu Ordusu, gerçekte ve daha 30 Ekim saat 10.30'da bir avuç aç, cephanesiz, perişan bir topluluktan ibaretti. Pınarhisar-Vize dolaylarındaki ordu denen acayip kalabalık ise, durdurulması imkansız bir surette çözülmüştü. Bu vaziyeti düzeltecek, lehe değiştirecek bir şekilde ağırlığını koyabilecek bir yedek kuvvet de ortada yoktu. Lüleburgaz istasyonunda düşmana çok miktarda erzak ve cephane terkedilmişken, ordunun felaketine erzaksızlık ve cephanesizlik özellikle etkili oldu. Başlayan yağmurlar ise felaketi tamamladı. Ordu bir sürü haline geldi. Çok miktarda malzeme, top ve gereç araziye serpilip kaldı. Doğu Ordusu, ciddi hiçbir düşman baskınına uğramadan keşifsizlik, bilgisizlik yüzünden, hiç bitmeyen 'geliyor, gidiyor' havadisleri arasında bocaladı ve nihayet büsbütün dağıldı.
Devamla Bulgar ordusunun yaptığı taktiksel hatalarla ilgili şunları söylemektedir: "Bulgarlara gelince, muharebe baştan sona kadar onlar tarafından da başarı ile idare edilememiş ve duruma hakim olunamayarak rastgele bir çatışma sürdürülmüştü." - E. ^O sırada Osmanlı ordusunu eğitmeye çalışan alman subaylarda gözlemci olarak Osmanlı ordusu kurmaya heyeti ile birlikteydiler.Mahmut Muhtar Paşa'nın karargahında görevli Alman Binbaşı Hochwaechter, Vize'den Pınarhisar'a, yani cepheye doğru yoldadır. Binbaşı, görevle gittiği İstanbul'dan dönmektedir.Anılarında o bozgun sahnesini şöyle anlatır:
"Kerpiç bir kulübede durdum. Kulübenin içi asker ve yaralı dolu; korkunç bir manzara, zavallılar günlerdir bir şey yemediklerini söylüyorlar. Saray'dan almış olduğum koca bir ekmeğin yarısını onlara verdim. Fakat bu kadar kişiye ne desin? Bütün kötülük, burada cephe gerisinde bir kez daha açıkça görülüyordu. Yola devam etmek zorundayız. Sağanak halindeki yağmurda gittikçe daha yavaş ilerliyoruz. Tam beş saattir yoldayız, ama hala Vize ve kalesi gerimizde görünüyor. Birdenbire karşımıza bağıran çağıran bir kalabalık çıktı; sonra arabalar, süvariler, cephane kolları ve birçok doktoru olan bir sıhhiye bölüğü göründü. Hepsi müthiş bir telaş içinde. Bunu, koşuşan tek-tük askerler ve sonra etrafına korku ile bakan küçük birlikler izledi. Yaklaşık bin metre ileride bize doğru gelen çok geniş karaltılar görüyoruz. Öküzleri süren arabacı daha ileri gitmek istemiyor. Geride kalmış ve ileri yanaştırılması Muhtar Paşa tarafından telefonla rica edilmiş olan bir cephane kolunu alıp getirmesi için gece bir jandarma erini, atımı vererek Çerkezköy yönüne göndermiş olduğum için atsızdım, arabanın üzerinde oturuyordum. Durum açıktı, olağanüstü bir şeyler oluyordu. Fakat ne olduğunu sorduğumuzda herkes bağrışıyor, sesler birbirine karışıyordu. Askerlerimizin hepsi kaçtı, arabacı geri döndü. Bu en doğru hareketti, çünkü bu çamurlu yollarda geri kaçan yığınların içine giremezdik. Böylece yaklaşık bir saat onlarla beraber sürüklendik, binlercesi bizi geçti. Bir arabacının kaçıp kurtulmak için nasıl mücadele ettiğini ilk kez görüyorum. Benim süvari yüzbaşısı bunu görmüyor, sesimi ona duyuramıyorum, gürültüden işitilmiyor. Nihayet arabacım da kaçtı. Askerler hafiflemek için tüfeklerini arabama koyuyorlar, hiç olmazsa yere atmak istemiyorlardı. Öküzler çamurda arabayı kendi kendilerine çekiyorlar. Bir ırmağa geliyoruz. Kalabalık, derin suyun üzerindeki tek tahta köprünün önünde birikiyor, herkes diğerini sağa sola iterek önüne geçmek istiyor, korkunç bir kargaşa meydana geliyor. Benim öküzler doğrudan doğruya ırmağa gitti, onlara yön veremedim. Arabadan atladım, fakat bu sırada araba da devrildi, diğerleri de durdu. Süvari yüzbaşısı kendini emniyete almak için kaçıyor. Yanımda kalması için ona bağırıyorum, ama o 'kalsam ne olacak' diye cevap veriyor. Şimdi ben, kaçan hayvanlaşmış insanların arasında, çamurun ortasında terkedilmiş durumdayım. Subaylara ve erlere, paşalarının eşyalarını almaları için yalvarıyorum, kimse beni dinlemiyor. Bir askerin kaçmak için bir saka (su) arabasından küçük, değersiz, cılız bir hayvanı çözüp aldığını gördüm. Hemen aklıma bir fikir geldi: Erden atı istedim. Ben dizginlere yapışınca göğsümden itti. Ona, eşyaları götürmek için yardıma muhtaç olduğumu anlattım. Ama hayatı söz konusu olduğundan bunu anlayamazdı. Bir mecidiye, iki Türk lirası verdim, o zaman hayvanı verdi. O kadar ıslak ve üşümüştüm ki, zorlukla binebildim. Kendisi binmek için bir er, birdenbire beni attan çekip indirmeğe kalkıştığında herhalde yarım saatlik bir yol almış bulunuyordum. Bu arada kılıcımı da çekip aldı. Yazık ki, tabancam da daha önce kaybolmuştu. Bir saatte Saray'a geldim. Oradaki jandarmadan yardım göreceğimi ummuştum. Herkes kaçmış, artık hiçbir şey yapamazdım. Yığın halinde firar devam ediyordu. Her şeyin kaybedilmiş olduğunu görüyorum. 1. Kolordunun bir kısmı da buradan geçiyor. Akşam oldu, kendi kendimi düşünmek zorundaydım. Eyersiz atla yola devam edip Çerkezköy şosesine geldim. Harp korkusunu yakından öğreniyorum. Sanki takla atmak istiyormuş gibi bir er önümde yere yıkıldı, sağa sola biraz yuvarlandı. Meğer ölü imiş, gereksiz ağırlık teşkil ettikleri ve canlıların kaçıp kurtulmasını engelledikleri için ölüler arabadan atılıyordu. Kabarmış derenin soğuk, sarı suyuna göbeğe kadar girmek gerekiyordu. Bağıra çağıra kaçan yerli halk, kilometrelerce uzayan konvoylar teşkil ediyordu. Saatler geçti, gece oldu ve yağmur hala kırbaç gibi yağıyor."
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n , Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913, Greenwood Publishing Group, s.99-122
- ^ a b c Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çev. Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul, 1999, s. 472. 21 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde . .
- ^ a b c d Lionel James, With the conquered Turk; the story of a latter-day adventurer; Boston, Small, Maynard and company,1913
- ^ a b c d e f g h i j "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ekim 2012.
- ^ Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çev. Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul, 1999, s. 377. 21 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde . .
- ^ O kadar ki bir Newyork times muhabiri 30 Ekim sabahı gazetesine bilgi verirken, zaferi Osmanlıların kazanabileceğini yazısında belirtmiştir.
- ^ a b Said Olgun,Mahmud Muhtar Paşa (1867-1935) hayatı, askeri ve siyasi faaliyetleri, eserleri (Yüksek Lisans Tezi) Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ankara 2006 s:142-151 url:http://www.belgeler.com/blg/st8/mahmud-muhtar-paa-1867-1935-hayati-askeri-ve-siyasi-faaliyetleri-eserleri-mahmud-muhtar-pasha-1867-1935-his-life-military-and-politicial-activities-writings 9 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Abdullah Paşa'nın durumunu anlatan lüleburgaz Muharebesindeki yönetimini sorgulayan bir Newyork Times haberi
- ^ New York Times Gazetesinin Lüleburgaz Muharebesindeki deneyimsiz subaylar ve Osmanlı ordusunun kötü yönetime dair haberi: Haberde Lüleburgaz muharebesinde Türk Ordusunun hali Rus Ordusunun uğradığı Mukden Muharebesi yenilgisine benzetilmektedir.
- ^ Tuncay Yılmazer "Bir İmparatorluğun Gözyaşları Balkan Savaşı'nı Neden Kaybettik?" Kültür Dergisi Mart 2009 özel Sayısı
- ^ Tarık Zafer Tunaya Aktaran Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt 3 İttihat ve Terakki, İletişim Yayınları, İstanbul, 2007 s. 555
- ^ Bnb. V.HochwaechterTürklerle Cephede Bir Alman Subayının Balkan Harbi Hatıraları" Çeviren:Fahri Çeliker Genelkurmay Basımevi 1979
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Luleburgaz Muharebesi veya Karaagac Muharebesi ya da Pinarhisar Muharebesi Bulgarca Bitka pri Lyule Burgas Bitka pri Ljule Burgas Birinci Balkan Savasi nda 29 Ekim 2 Kasim tarihleri arasinda Bulgaristan Kralligi ile Osmanli Imparatorlugu ordusu arasinda yapilan ve Bulgar ordusunun kesin zaferi Osmanli ordusunun agir yenilgisi ile sonuclanan muharebedir Bu muharebe de Kumanova Muharebesi Kirkkilise Muharebesi ve Imroz Deniz Muharebesi ile birlikte Osmanli Imparatorlugu nun Birinci Balkan Savasi ni kaybetmesine sebep en onemli muharebelerden biri olarak gorulmektedir Ayrica I Balkan Savasi nin asker katilimi bakimindan en buyuk ve en genis katilimli muharebelerinden biridir Luleburgaz MuharebesiBirinci Balkan SavasiLuleburgaz dan Catalca ya dogru cekilen Osmanli askerleriTarih28 Ekim 3 Kasim 1912BolgeBurgas Kirkkilise Sancagi Edirne Vilayeti Osmanli Imparatorlugu bugun Luleburgaz Turkiye SonucKesin Bulgar zaferi Edirne deki Osmanli kuvvetleri iyice sarilmis ve dogu ordusundan uzaklastirilmis oldu Edirne Istanbul ve Eceabat Gelibolu sahilindeki belli yerler haric butun Dogu Trakya Bulgar ordusunun eline gecti Bulgar ordusu Catalca ya kadar ilerleyip Istanbul u kusatti Osmanli nin Rumeli deki kuvvetlerine lojistik ve asker takviyesi yapmasi neredeyse imkansiz hale geldi TaraflarBulgaristan KralligiOsmanli ImparatorluguKomutanlar ve liderlerGeneral Radko Dimitriev General General Vasil KutincevNazim Pasa Abuk Ahmet Pasa Mahmut Muhtar PasaGucler107 386 116 makineli tufek 360 top ayrica suvari alaylari126 000 96 makineli tufek 346 top ayrica 3 500 suvariKayiplar2 536 olu 17 626 yarali22 000 olu ve yarali 2 800 esir 45 top Ayrica cok sayida firar eden asker Muharebe Oncesi Durum Bulgar Ordusu 1 Balkan Savasi nda yuruyus halinde bir Bulgar taburu Osmanli ordusunun taktiksel ve lojistik hatalari neticesinde Kirkkilise Muharebesi ni kazanan Bulgar 1 ve 3 Ordulari Kirklareli ni ele gecirdi Osmanli Ordusu duzensiz bir sekilde Luleburgaz a dogru geri cekilmeye basladi Yine Bulgar 2 Ordusu Edirne yi tamamen kusatma altina aldi Bununla birlikte Bulgar ordusu Osmanli topraklarina yuruyus ve Kirkkilise Muharebesinde 3 gun boyunca araliksiz carpistigindan yorgun olmasi sebebiyle Bulgar komutanlar arkada baska Osmanli kuvvetlerinin olabilecegini dusundugunden kacan askerleri suvari kuvvetleri ile takipten kacinmis sadece Kirkkilise yi ve yakinindaki koy ve kasabalari ele gecirmekle ve Edirne deki taburlarin dogu ordusu ile irtibatlarini kesmekle yetinmislerdir Bu durum Osmanli ordusunu toplu bir imhadan veya daha da agir kayiplardan korumustur Kirkkilise de toparlandiktan hemen sonra Bulgar 1 ve 3 ordulari Luleburgaz istikametine dogru 25 Ekim den itibaren ilerlemeye tekrar basladi General Nazlimof komutasindaki Bulgar suvari tumeni Edirne Istanbul sosesi boyunca ilerleyerek 25 Ekimde Babaeski ye hicbir direnisle karsilasmaksizin girdi Ertesi gun 27 Ekim de Salih Pasa komutasindaki Turk suvari tumeniyle Bulgar suvarileri arasinda Luleburgaz batisinda carpismalar basladi Yine Suvarilerinin arkasindan 26 Ekimde ileri harekete gecen Bulgar piyade tumenleri uc gunluk bir yuruyusten sonra ancak 28 Ekim gunu Luleburgaz mevziinde Osmanli askerleri ile karsi karsiya geldiler Bulgar Ordusu Osmanlilarin aksine ordu kolordu tumenler seklinde degil ordu buyuk tumenler seklinde yapilanmistir Bulgar ordusunun bu yapilanmasi modern bir yapilanma olmasa da modern silahlar donanim ve egitimli asker subay gucuyle bu acigi kapatabilmekteydi Bunun yaninda Osmanlilarin yapilanmasi modern tarzda olsa da bu yapilandirma icin imparatorluga yardim eden askeri heyet daha henuz bu islemi tamamlamadan Balkan Savasi basladigindan pek cok yonden orduda sorunlar bulunuyordu Bulgar Ordusunun Gerceklestirmek Istedigi Hareket Plani Bulgar 3 Ordusu cepheden saldiriya gecip on kismindaki Osmanli tumenlerini 1 ve 2 Dogu Ordulari geri cekilmeye mecbur ederken zayif olan Bulgar 1 Ordusu ise Bulgar sol kanadindan guneyden cevirme harekatina girisip Osmanli 1 Dogu ordusunu geriletip Osmanli hatlarini arkadan kusatacak ve kusatilan Osmanli Kuvvetleri yok edilecek veya geri cekilmeye mecbur edilecekti Bununla birlikte Bulgar Ordusu alisilmadik bir sekilde butun suvari kuvvetlerini kanatlarda veya on hatlarda degil piyade ve topcu taburlarinin arkasinda cephe gerisinde merkezde konuslandirdi Bu konuslandirma ile suvari alaylarinin savas esnasinda zor duruma dusen veyahut cevirme yapilmasi gereken kanada gonderip Osmanli ordusunu iyice zora dusurmeyi hedeflediler Savasa baskomutan olarak katilan Bulgaristan Genelkurmay Baskani in komutasinda ve alt kademede general Vasil Kutincev ve Radko Dimitriev yonetimindeki 1 ve 3 Bulgar Ordusu 107 386 Piyade 116 makineli tufek ve 360 toptan ilaveten suvari alaylarindan ibaretti Birlikleri piyade yonunden Osmanlilardan az olsa da top makineli tufek yonunden ustundu lojistik hatlari iyi duzenlenmis ve askerlerin egitimi tam olmasi yaninda Kirkkilise muharebesinde kazanilan zafer sonrasi askerleri moralliydi Yine cephane akisi da tam olarak saglanmisti Bulgar Ordulari su kuvvetlerden ibaretti Bulgar 1 Ordusu General Vasil Kutincev komutasinda 1 Sofya Tumeni 10 Gecici Tumen ve 10 Suvari Alayi Bulgar 1 Ordusu Kirkilise Muharebesi sonrasi 3 Piyade Tumeni gibi kuvvetli bir tumenini kusatma altina alinan Edirne den Osmanlilara yardim amacli bir saldiri tehlikesine karsi geride birakmisti Bu durumda bu orduyu epey zayiflatmisti Bulgar 3 Ordusu General Radko Dimitriev komutasinda 4 Breslav Piyade Tumeni Tumgeneral Kliment Boyadzhiev 5 Tuna Piyade Tumeni Tumgeneral Pavel Hristov 6 Vidin Piyade Tumeni Tumgeneral Pravoslav Tenev 8 Suvari Alayi ve 3 adet topcu taburu Bulgar Ordusunun bu muharebedeki en guclu tumenleri bu ordudaydi Bulgar Ordusunun plani da basitti Bulgar 3 Ordusu cepheden saldiriya gecip on kismindaki Osmanli tumenlerini 1 ve 2 Dogu Ordulari geri cekilmeye mecbur ederken zayif olan Bulgar 1 Ordusu ise Bulgar sol kanadindan guneyden cevirme harekatina girisip Osmanli 1 Dogu Ordusu nu geriletip Osmanli hatlarini arkadan kusatacak ve kusatilan Osmanli Kuvvetleri yok edilecek veya geri cekilmeye mecbur edilecekti Bununla birlikte Bulgar Ordusu alisilmadik bir sekilde butun suvari kuvvetlerini kanatlarda veya on hatlarda degil piyade ve topcu taburlarinin arkasinda cephe gerisinde merkez de konuslandirdi Bu konuslandirma ile suvari alaylarinin savas esnasinda zor duruma dusen veyahut cevirme yapilmasi gereken kanada gonderip Osmanli ordusunu iyice zora dusurmeyi hedeflediler Bir bakima planlarinda degisen duruma gore suvarileri ile muharebeye ve savas planlarina esneklik kazandirmayi benimsediler ki Bulgar komutanlarin bu hareketi muharebenin ileri safhasinda buyuk kazanclar saglamistir Muharebede Bulgarlar suvari alaylarini Osmanli 1 Ordusu nu guneyden cevirmek icin kullanmislardir Osmanli Ordusu Osmanli Ordusu Balkan Savasi na katilmak icin Sirkeci Tren Istasyonu nda hazirlanirlarkenOsmanli Ordusu nun Luleburgaz Muharebesinde Uygulamak Istedigi Ama Gerceklestiremedigi Plan 1 Ordu Luleburgaz da Bulgar 1 Ordusuna karsi direnecek ve hatta biraz geri cekilerek 1 Ordu nun butun saldirilarini buraya yogunlastirmasini saglayacak bu arada Dogu 2 Ordusu kolordulari ile saldirip ilerleyerek Bulgar 3 Ordusu nun geri cekilmesini saglayacak ve Bulgar 1 Ordusu nu kusatip yok edecek veya geri cekilmeye mecbur birakacakti Tipki Kirkkilise Muharebesinde oldugu gibi Mahmut Muhtar Pasa Komutasindaki III Kolordu burada en on safta savasip kritik bir yol oynayacakti Osmanli nizami askerleri Bu askerler uzun sure orduya hizmet verdiklerinden egitimli duzenli ve profesyonel askerlerdir Luleburgaz a dogru yuruyen Osmanli taburundaki piyadelerLuleburgaz da Osmanli suvarileri Osmanli ordusunun 1 2 ve 4 kolordulari 25 Ekim gunu Luleburgaz yonunde sehrin yakininda cografik acidan savunmaya en elverisli hat olarak kabul edilen Luleburgaz Pinarhisar hatti boyunca savunma hattina dogru yigildi Bu arada dogu ordusuna kaybettigi ve Edirne de kusatma altinda biraktigi tumenlere bir kisim yakindan takviye birlikler gonderilmeye baslandi Ancak gelen takviyeler nizami birlikler getirilemediginden daha cok acemi redif askerlerinden olusuyordu Baskumandan vekili Nazim Pasa 25 Ekimde yola cikarak 26 Ekim de Cerkezkoye kadar geldi Dogu Ordusu nun karargahi Corlu ya kurulmustu Nazim Pasa baslangicta Ergene Nehrine kadar ordunun cekilmesi emrini verse de sonrasinda fikir degistirip Luleburgaz da yeni bir muharebenin yapilmasi ve Bulgar Ordusunun burada karsilanmasi kararini verdi Diger kolordu komutanlari Nazim Pasa ile ayni fikirde olsalar da Dogu Ordusu komutani Birinci Ferik Abdullah Pasa Genelkurmay Baskani ve kolordu komutanlari ile ayni fikre sahip degildi Ona gore savunmaya elverisli bir diger hat olan Corlu hattina butun birlikler cekilip burada savunma amacli muharebe yapilmaliydi Bunun uzerine Abdullah Pasa Nazim Pasa nin yanina giderek dogu ordusu komutanligindan istifasini istedi ancak istifasi kabul edilmedi Nazim Pasa 27 Ekim gunu Luleburgaz hattinin savunulmasi hakkindaki kesin emrini verdi Boylece Osmanli Ordusu muharebe organizasyonunu hazirlamakta gecikmis zaman kaybina ugramis oldu Bir diger Osmanli ordusunun ugradigi zaman kaybi da Abdullah Pasa istifasinin kabul edilmemesi akabinde cepheye donerken Nazim Pasa nin dogu kolordusunun yeniden yapilandirilmasi yonundeki emridir Bu emri neticesi yetisen redif tumenleri ile birlikte dogu ordusu 1 Dogu Ordusu ve 2 Dogu Ordusu olarak ikiye ayrilmistir ve 2 gunde yeniden yapilandirilmistir Dogu ordusu komutani Abdullah Pasa nin bile dahil oldugu pek cok komutan bu durumu ancak 28 Ekim sonrasi ogrenebilmistir bu tarihte de Bulgarlar oncu saldirilarina baslamistir Nazim Pasa nin bu emri hem zaman kaybina neden olmus hem de ordu icinde yonetim karisikliklarina neden olmustur bu durum muharebede en cok bulgar ordusunun isine yaramistir Bunun yaninda Osmanli ordusu gelen takviyelerle 126 000 asker 96 makineli tufek ve 342 topa sahiptir ayrica 3 500 kisilik suvari kuvveti bulunmaktadir Asker yonunden Osmanlilar fazla olsa da top ve makineli tufek yonunden Bulgarlar ustundu Bunun yaninda Osmanlilarin alaylarinin buyuk kismi tipki Kirkkilise muharebesindeki gibi redif askerlerinden olusmaktaydi ve nizami asker takviyesi fazla yapilamamisti Diger yandan takviye olarak gelen 17 ve 18 kolordular cepheye 28 Eylul de henuz tam olarak ulasamamislardi Nazim Pasa Osmanli Ordusu nu su sekilde duzenlenmisti Kendisinin altinda 2 orduya da emir verecek olan Birinci Ferik 1 Dogu Ordusu Abuk Ahmet Pasa tarafindan yonetilen 3 kolordu ve bir suvari tumeninden olusacakti I Kolordu 2 eksik alay Piyade Tumeni 3 Piyade Tumeni 1 Gecici Piyade Tumeni ve Usak Redif Tumeninden olusacakti II Kolordu 4 eksik alay Piyade Tumeni 5 piyade tumeni Kastamonu Redif Tumeninden olusacakti IV Kolordu 12 eksik alay Piyade Tumeni Izmit Redif Tumeni ve Canakkale Redif Tumeninden olusacakti Ayrica bu ordu emrine bagimsiz suvari tumeni verilmisti 2 Dogu Ordusu tarafindan yonetilen 3 kolordu ve 1 suvari tumeninden olusmaktaydi III Kolordu Mahmut Muhtar Pasa Komutasinda 7 eksik alay 8 eksik alay ve 9 eksik alay Piyade Tumenleri Konya Redif Tumeni Amasya Redif tumeninden olusmaktaydi XVII Gecici Kolordu Samsun Redif Tumeni Eregli Redif Tumeni ve Trabzon Redif Tumeninden olusmaktaydi XVIII Gecici Kolordu Yozgat Redif Tumeni Ankara Redif Tumeni ve Aydin Redif Tumeninden olusmaktaydi Ayrica 5 Hafif suvari alayi bu ordu emrine verilmisti Yapilandirma yaninda birde Nazim Pasa Abdullah Pasa yi atlayip baskumandan olarak onun yerine kendisi bir harekat plani hazirladi ki bundan Abdullah Pasa nin ancak 28 Eylulde Bulgar saldirisi basladigi esnada cepheye dondugu vakit haberi olabildi Nazim Pasa nin hazirladigi harekat plani su sekilde idi 1 Ordu guneyde Bulgar ordusunu oyalarken mevzii savaslari icine cekerken 2 Ordu Pinarhisar yonune saldiracak ve dusmani Bulgar 3 Ordusu geri cekilmeye zorlayip ardindan Bulgar 1 Ordusu nu kusatacak veya 1 Orduyu Osmanli dogu 1 ve 2 Ordu kusatmalariyla zor duruma dusurup 3 Ordu gibi geri cekilmek zorunda birakacakti Bununla birlikte is Osmanli 1 Ordusunun ne kadar sure dayanacagina bagliydi Bulgar 1 Ordusu her ne kadar gucu zayiflamis olsa da yine de guclu 2 tumene sahip olmakla birlikte morali son derece iyiydi Dahasi 1 Ordu olarak gorevlendirilen tumenlerin cogu Kirkkilise muharebesinde onemli sayida top ve muhimmati cephede terk ettiklerinden bu kadar kisa surede yeterli miktarda top takviyesi yapilamadigindan bu yonden son derece zayiftilar Diger bir sorunda birlikler arasinda iletisimin kopukluguydu Zira Osmanli nin haberlesme ve ikmal hatlari oldukca kotu durumda olup bu iki ordu arasinda koordinasyonsuzluk disinda ordu icindeki tumenler arasinda bile koordinasyon zayifti ve bu sebeple de facto olarak harekat farkli komutanlarca yonetildi Muharebede Nazim Pasa nin hemen altinda 2 ordunun komutani olmasi gereken Birinci Ferik Abdullah Pasa fiilen sadece Osmanli 1 Ordusu nu yonetebilmis ve Abuk Ahmet Pasa kendi kolordusunu sadece yonetmek zorunda kalmis Osmanli 2 Ordusu nun butun harekat yonetimini de Hamdi Pasa degil ileri hatlarda bulunan 3 Kolordu komutani Mahmud Muhtar Pasa yapmak zorunda kalmistir Bunun yaninda Kirkkilise Muharebesi Osmanli ordusunun Kirklareli ni kaybetmesi ile birlikte Ahmet Muhtar Pasa baskanligindaki Osmanli hukumeti 28 ekim gunu istifa etti bu hukumet yerine Kamil pasa hukumeti kuruldu bu hukumette de Nazim Pasa savunma bakanligi ve baskumandan vekilligi konumunu korudu Muharebe 28 Ekim Bulgaristan da yayinlanan Luleburgaz Muharebesi ni gosteren bir posta karti 28 Ekim 1912 gunu Kirklareli savasindan bes gun sonra mevziinin Guney Kanadinda Bulgar ordusunun saldirilari ile suvari savaslari ve ortada Karaagac bolgesinde Sevket Turgut Pasa nin 2 Kolordusunun bazi piyade kuvvetleriyle Bulgar piyadeleri arasinda onemsiz bazi carpismalar oldu O gun istifasi kabul edilmediginden tekrar gorevi basina donen Abdullah Pasa da yoklugunda 1 2 4 Kolordularin bir ordu halinde toplanip 4 Kolordu Komutani Abuk Ahmet Pasa emrine verilmis oldugunu ve vekaleten kendisinin gorevini yaptigini gordu Komutayi tekrar eline aldi Abdullah Pasa Vize deki 3 Kolordu ile Vize bolgesini savunmayi geriden gelmekte olan 17 Redif Kolordusunu da ihtiyatinda tutmayi planliyordu Halbuki Baskomutan Vekili Nazim Pasa 3 Kolordu ve arkadan yetisen 17 ve 18 Redif Kolordularini Kuzeyde toplayarak Ikinci Ordu adiyla yeni bir ordu kurmus ve komutanligina da 18 Redif Kolordusu Komutani yi getirmisti 2 bir Ordu kuruldugu ve bu 2 ordunun da saldiri gorevininde oldugunu da ancak bir sure sonra ogrenebildi Haberlesme araclarinin kitligi ve lojistik yoklugundan bu ordu ile Abdullah Pasa zorlukla irtibat kurabiliyordu C Ayrica Abdullah Pasa komutasindaki ordunun yiyecegi de mermisi de azdi Bu sebeple 2 orduyu yonetebilmesinin de bir olanagi bulunmamaktaydi A Bulgarlar tam Osmanli ordusunun yapilandirildigi esnada saldiriya baslayarak Osmanli ordusunu hazirliksiz yakalamis oldular Bununla birlikte Osmanli 2 Ordusunun birlikleri Vize Kirklareli yakininda olmakla hala taburlar cepheye yetismeye calismakla henuz cepheye tam olarak ulasmamistir Osmanli birinci ve 2 Ordularinin tam arasinda da bir bosluk bulunmakla Osmanlilar bu boslugu kapatmaya calismaktaydilar 29 Ekim Osmanli Ordusu Muharebe de siperlerinden cikip ilerlerken 29 Ekimde Kuzeyde General Dimitriyef in Ucuncu Ordusu Guneyde General Kutincef in Birinci Ordusu taarruza gecmislerdi Savaslar Karaagac kesiminde 2 Turk Kolordusu ve Guneyde Luleburgaz civarinda 4 Turk Kolordusu bolgesinde siddetli oldu 4 kolordu Kirkilise Muharebesinde pek cok topunu kaybetmisti ve topcu destegi azdi gelen topcu kuvvetlerinin ise iyi yerlesmis Bulgar Topculari karsisinda yapacak hicbir seyleri yoktu Osmanli topcu atesi bulgar topcu atesi karsisinda son derece zayif kaldi Bulgar sungu hucumlari ile Bulgar 4 ve 6 tumenleri Osmanli ordusunu geriletmeye basladilar Karaagac i ele geciren Bulgarlar zorlukla durdurulabildi 4 Kolordu ise ozellikle Bulgar 6 Ordusunun taarruzu 1 ordunun da bu taarruza istiraki ile Luleburgaz i elinde tutamaz hale geldi Bulgarlar Turk 1 ordusunun sag kanadinda Luleburgaz da 4 Kolordunun zorlandigini fark edilerek yapilan iyice o bolgeye yuklendiler Turk ve Bulgar suvari tumenlerinin de katildigi taarruz ve karsi taarruzlarla gecen savas iki tarafta da agir kayiplara neden olmustu Bu arada Osmanli 1 ve 2 ordusu arasindaki bosluktan yararlanarak Pinarhisar dan zorlanmadan Congara ya kadar Bulgar 5 Tumeni ilerledi ve cevresindeki Osmanli birliklerini rahatca puskurttu Osmanli 1 ve 2 ordusu daha savasin basinda bolunup kuzeyden cevrilme tehlikesi ile karsi karsiya kaldi Bunun uzerine 2 ordudan 18 kolordu Congara Cevizkoy ya ilerleme emri verildi ve bu kolordu Bulgar 5 tumenini karsilayip carpismaya basladi Bu sirada Osmanli 2 Ordusuna bagli 17 Kolorduya hizla Musellim e ilerleyip Bulgar 5 tumeninin ilerledigi o boslugu kapatma emri verildi 3 Kolordu ise Pinarhisar yonune dogru bu kolordularin en onunde ilerlemeye basladi Saat 15 00 da Bulgar 5 tumeni 4 taburuyla 3 kolordunun uzerine saldiriya gecti Bulgarlarin etkili topcu atesi ve sungu hucumlarina ve Osmanlilar daha siper bile kazamadan yakalamalarina karsin Mahmud Muhtar Pasa 3 Kolordusu ile direnip hatlarini korumayi basardi Bulgar ordusu saldiri noktasina geri itildi Hamdi Pasa ileri hatlarla baglanti kuramaz hale geldiginden fiilen 2 ordu da fiilen Mahmud Muhtar Pasa yonetiminde hareket etmekteydi Bu cephede de iki taraf aksama kadar kiyasiya vurustu Gunun ozetinde ise cephenin Guneyinde Bulgar Ordusu Kuzeyinde Turk Ordusu taarruz halindeydi Guneyde Turk Ordusu Kuzeyde de Bulgar Ordusu zor duruma dustu Kuzey ve Guneyde tum cephedeki bu kanli bogusma saganak halinde yagan bir yagmur altinda aksam karanligina kadar surdu Iki taraf askerleri de kotu hava kosullarindaki bu zorlu carpismada yorgunluktan bitap hale geldiler Bu arada Bulgar generaller kuzeyde ordularinin dustugu zor durumu ve Turk taarruzunu zor duruma dusebilme ihtimalini ele aldilar ancak yine de taarruzlarin guneyde devamina ve kuzey kismindaki birliklerin su an icin direnislerini desteksiz olarak surdurmelerine karar verdiler Guney cephede ilerlemelerini hizlandirmak ve Osmanli 1 Ordusunu daha da zor duruma dusurmek icin suvari alaylarini guneye Luleburgaz yakinindaki Osmanli 4 kolordusunu arkadan kusatma tehlikesi yaratma ve geri cekilmesini saglama amacli gonderdiler 29 Ekim gununun en onemli olayi ise Bulgar kurmay heyetinin Osmanli cephesinin genisligini yaklasik 50 km o gunun sartlarinda arabayla 10 saatlik mesafe ve muharebe hattini ogrendiler 30 Ekim Luleburgaz Muharebesinde Bulgar sungu hucumunu gosteren fotografSakizkoy Luleburgaz da ilerleme halindeki topcu birlikleri 30 Ekimde savas sabahin erken saatlerinde yine ayni tertiple basladi Yani Kuzeyde Turkler Guneyde Bulgarlar taarruzlarina devam ettiler Guneyde Luleburgaz bolgesinde Ahmet Abuk Pasa nin 4 Kolordusu biraz geri cekilmesine ragmen savunmada yine de gucluk cekiyordu Nazim Pasa dusmanin cekilme noktasina geldigini sanarak bir kez daha mudahale etti ve 1 Orduya taarruz ve kaybettikleri mevziileri geri alma emri verildi Bulgar 1 Ordusu ve 3 Ordudaki 4 ve 6 tumenlere ise butun gucleri ve yedek kuvvetleri ile Osmanli Kuvvetlerine yuklenip 29 ekimde bir turlu yapilamayan arzu edilen cephe yarma harekatinin yapilmasi istendi Nazim Pasa nin saldiri emirleri Osmanli 1 ordusunu iyice zora dusurdu Bu arada 4 kolordunun uzerine gonderilen Bulgar suvarisi mevzii kusatmaya calismaktaydi Luleburgaz Bulgarlarin eline gecti Ortada Sevket Turgut Pasa nin 2 Kolordusunun Karaagac taki mevzileri de yarilmak uzereydi Nitekim az sonra Usak Redif Tumeni bozgun halinde cekilmeye basladi Toplarinin cogunu Kirklareli cekilmesinde kaybeden 1 Kolordu da iyice guc duruma dustu Kolordu Komutani Omer Yaver Pasa savunmayi surduremeyecegini bildiriyordu Kirklareli zaferiyle moral kazanan Bulgar askerinin simdi daha atak ve daha cesur oldugu gozlenmekteydi Durum guneyde Osmanlilar icin iyice tehlikeli bir hal almaya basladi saat 16 00 siralarinda 2 Ordunun Karaagac taki Bulgar 6 tumenine yonelik saldirilari bosa cikti Turkbey koyu yakinindaki Bulgar taarruzu ise durdurulamayacak bir hal aldi 1 ve 2 kolordu komutanlari rapor halinde Abdullah Pasa ya durumun icinden cikilamaz bir hal aldigini bildirdiler Bu arada Nazim Pasa da surekli bir mudahale icinde 1 Ordudan taarruz ve direnme istemekteydi Emrindeki uc kolordunun da tutunamadigini goren Birinci Ordu Komutani Abdullah Pasa Osmanli haberlesme ve lojistik hatlarinin bozuklugundan kuzeyde Ikinci Ordunun Pinarhisar taarruzu hakkinda da bir turlu dogru bir haber alamiyordu Birde ogleden sonra saat 15 40 siralarinda 4 Kolordunun gerilemeye basladigi ve savunma duzeninin kayboldugu haberi de bunun ustune gelince cekilmeden baska bir care kalmamisti Abdullah Pasa Kirklareli nden sonra ikinci defa 30 Ekim 1912 gecesi saat 23 00 de yine cekilme emrini verdi Her uc kolordu gerideki Sogucak Deresinin Dogusuna cekileceklerdi Osmanli askerlerinin Karistiran Koprusu nden gecisiLuleburgaz Muharebesi sirasinda yarali Osmanli askerlerinin geri cekilisi 30 Ekim 1912 Oysa o sirada kuzeydeki 2 Ordu onde Mahmut Muhtar Pasa nin 3 Kolordusu arkasinda Mahmut Muhtar Pasa nin 17 Redif Kolordusu siddetli Bulgar 5 Tuna piyade tumeninin direnisine karsin Pinarhisar yakinlarina kadar ilerlemislerdi 18 Redif Kolordusu da Vize bolgesine ulasmisti Congara dan Bulgar 5 tumeni cekilmek zorunda kalmis Pinarhisar a dogru karsi saldirilarina karsin geriliyordu Bulgar ordusuna gelen raporlarda kendileri icin ozellikle 5 tumen acisindan durumun kritik oldugu yonundeydi Baskomutan Vekili Nazim Pasa haber aldigi Birinci Ordu Komutani Abdullah Pasa nin cekilme kararini hayret ve hiddetle karsilamisti Hamdi Pasa nin Ikinci Ordusu ilerlerken Birinci Ordu nun cekilmesini kesinlikle kabul etmem diyordu Gercekten de General Radko Dimitriev ve baskumandanlik Pinarhisar kesiminde baslayan ve basarili sekilde ilerleyen Turk taarruzu karsisinda tereddude dusmustu Bu durumda ertesi gunu guneydeki basarili taarruzunu durdurmak ve savunmaya gecerek geriden gelecek takviye birliklerini beklemek niyetindeydi Ama Guneydeki Abdullah Pasa kuvvetlerinin cekilmeye baslamasi durumu degistirmisti Artik Turkler Kuzeyde ilerliyor diye Guneydeki basarili taarruzunu durdurmak icin sebep kalmamis tehlike atlatilmisti Bugun muharebe acisindan bir donum noktasiydi 1 ordu biraz daha direnebilse mevziyi korusa muharebeyi Osmanli ordusu kazanacak halde iken ibre Bulgar Ordusu lehine donmustu 31 Ekim Birinci Ordu nun 30 31 Ekim gecesi cekilmesi kor karanlikta yine buyuk bir karisiklik icinde basladi Ozellikle Kirkkilise muharebesinde oldugu gibi redif askerleri buyuk bir panik icine dustuler Ama Osmanli Ordusu icin esas buyuk felaket Bulgar saldirilari ile bu geri cekilme operasyonun 31 Ekim sabahi ayni zamana cakismasi ile yasandi Osmanli savunma hatti Karagac koyunden Bulgarlarca yarildi Saat 8 30 da Bulgar 6 tumeni saldirisi ayni anda geri cekilen I kolordu ile ayni zamana rastladi ayni durum bulgar 4 tumeninin saldirisina maruz kalan II kolordu icinde yasandi Bu saldirilar neticesinde surekli bir catisma yasandi ve I kolordu Tatarli ya II Kolordu Topcukoy e kadar bulgarlarca iteklendi 1 Ordunun Karaagac taki II Kolordu hatti Bulgarlarca yarilmis oldu Redif tumenlerinin panige dusmesi ile geri cekilme kisa bir sure sonra bir kacma bir dagilma seklini almis panik havasi yine birlikleri sarmistir O kadar ki 1 ve 2 kolordularin cokmesi ile direnmekte olan 4 kolordu bir de dusmanin sarma yonunde taarruzlari ve Bulgar suvarisinin geri hatlarina sarkmasi ile iyice zora dustu ve Pasakoy e cekilmeye calissa bile dagilmaya basladi Askerleri Luleburgaz Corlu yoluna dogru kacmaya basladi Firarlar 1 orduda hizla artti Cekilme tam bir bozgun halini aldi Abdullah Pasa geri cekilme noktasinda orduyu durdurmaya calissa da bu bir ise yaramadi Buna karsin Kuzeyde 2 Ordu basarili bir harekat yapiyordu Bulgar 5 Tumeninin butun saldirilari geri puskurtulup tumene agir kayiplarda verdirilip Pinarhisar a kadar ilerlemisti 3 Kolordu Pinarhisar i geri almayi basardi Bulgarlar kismi saldirilar yaparak kuzey ordusunu engellemeye calisiyordu Ancak Mahmud Muhtar Pasa iyice bu saldirilara odaklanmisken 1 ordunun durumu kendisine ulasti Durumun felaketini ve Bulgar 4 tumeninin serbest kaldigi ve kendi uzerlerine saldiri tehlikesi oldugunu anlayan Mahmut Muhtar Pasa Pinarhisar sonrasindaki saldirilari durdurup 4 tumenin saldirisina karsi Congra da savunma hatti kurmak uzere suvari alaylarini buraya gonderdi bagimsiz suvari alayini Pinarhisar dan acil Cevizkoy e yoneltti Osmanli 2 Ordusu saldiridan savunma durumuna gecmek zorunda kaldi Bu arada Bulgar 3 tumeni de Bulgar Ordusuna yardim icin bir kisim taburlarini Luleburgaz a dogru yoneltmistir 1 Kasim 1 Kasim 1912 de durum Osmanlilarin 1 Ordusu askerlerin firari ve bozgun neticesi muharebe disi kalmisken Bulgarlar 5 ve 4 Tumenleri ve yardima gelen 3 Tumene ait oncu 1 taburla saldiriya gecer kotu ve zor durumuna karsin Mahmut Muhar Pasa komutasinda Osmanli 2 Ordusu basarili bir sekilde saldirilari puskurtur hatta karsi saldiriya gecer ancak topcu kuvvetleri de dahil cephanenin cogunu harcamistir ve diger Bulgar tumenlerinin uzerine gelebilecegini gordugunden Nazim Pasa nin emri ile 2 3 kasim gunu Catalca ya dogru geri cekilmek zorunda kalir 1 Ordunun aksine bu ordunun cekilmesi basarili ve duzenli olmustur 31 Ekim i 1 Kasim a baglayan gece Nazim Pasa ve Abdullah Pasa 1 Ordunun kalan birliklerini toplamaya ugrassa da panigin ve firarlarin kacan askerlerin durumu kotuydu Sadece 30 veya 35 000 kisilik bir askeri kalmisti Bununla birlikte Dimitriev kazanimlarini korumayi bu amacla diger tumenlerin ilerledikleri mevziileri korumasini yine takviye olarak gelen bulgar 3 tumenine bagli bir kisim taburlarin Bulgar 4 tumenine yardim etmesini 4 ve 5 tumenin 2 ordu uzerine saldiriya gecmesini tercih etmekle 1 orduyu ve Osmanli ordusunu buyuk bir felaketten kurtardi 1 ordunun kolordulari artik durdurulamayacak sekilde geri cekiliyordu Oyle ki Bulgar 6 tumeninin sabirsiz komutani mevzisinde durma yerine Tatarlar koyune girmeyi tercih ettiginde Turk 1 kolordusu bu mevziilerini terk etmisti Kuzeyde geri cekilen darmadagin olan Osmanli 1 ordusunun durumundan guc alinarak Bulgar 5 Tumenine Osmanli 3 kolordu ve 17 redif kolordusu icin gece karsi saldiri ve Osmanli hatlarinin kirilmasi emri verilmisti Bu tumenin gece karsi saldirisi Osmanlilarca geri puskurtuldu ve Bulgar tumeni agir zayiata ugratildigi gibi bu tumen subaylarinin 75 ini cephede kaybetti Sabahta Bulgar 4 Tumenine Congara daki 2 ve 18 Osmanli Kolordularina saldiri emri verildi bu karsi saldirida Osmanlilarca puskurtuldu Osmanli 2 Ordusu basarili bir sekilde bozulmadan hatlarini korudu Bunun ardindan Mahmud Muhtar Pasa Samsun Redif tumeniyle Bulgarlara karsi saldiriya gecti Gece boyunca carpismalar surdu fakat saat 17 00 siralarinda Osmanli 2 Ordusu topcularinin cephaneleri artik kalmamisti Yeni cephane talep ediyorlardi Mahmud Muhtar Pasa Nazim Pasa ya telgraf gondererek bulgar saldirilarinin puskurtuldugu ve hatlarin korundugunu bildirdi Ancak Osmanli 1 Ordusu artik neredeyse savas disi kalmisti Serbest kalan saldirisi puskurtulen Bulgar 4 tumeninin tekrar saldirisi yaninda diger Bulgar tumenlerinin kuzeye yonelip bu orduyu kusatma tehlikesi bulunmaktaydi Bulgarlarda bu 2 ordunun cekilmek zorunda kalacagini hesaplamislardi Mahmud Muhtar Pasa nin harekata devam yonundeki israrina karsin Nazim Pasa tarafindan geri cekilme emri verildi Bununla birlikte Osmanli 2 ordusunun 1 kasim da mevziilerini korumasi ve direnmesi Bulgarlarin dikkatini buraya sevk ederek 1 ordunun daha da kotu bir akibete ugramasini engelledi 2 3 Kasim Luleburgaz muharebesinde trenlere binip Istanbul a kacmaya calisan sivil halk Mahmud Muhtar Pasa alinan emir dogrultusunda son kalan mermileri de harcayarak topcularin korumasi altinda duzenli bir sekilde kuvvetlerini geriye cekmeye basladi Bu geriye cekilme sirasinda Osmanli 2 Ordusu fazla bir kayba ugramadi ve cekilme son derece duzenli yapilmaya calisildi buna ragmen asker kimi yerlerde panige dustu ve firarlar engellenemedi dahasi askerlerle birlik halkta yerini yurdunu terk edip Istanbul a goc ediyordu bu nedenle de kargasa oldu E Ancak Bulgarlar taktiksel zorluklar yasadiklarindan biraz da sis ve yagmuru basarili bir sekilde kullanan bu 2 ordunun cekilmesinin onunu kesemediler cevirme harekati yapamadilar 2 kasimi 3 kasima baglayan geceye kadar suren kademeli geri cekilme ile 2 Ordu butun kuvvetlerini Vize nin dogusuna cekmeyi basardi 3 Kasim aksami Osmanli tarafindan ricati anlatan bir teblig yayinlandi Savasin kaderi daima her noktada birden basari getiremez Bir savasi kabullenen bir millet onun butun neticelerini kabullenmeyi de bilmelidir Oyle ki basari haberleri karsisinda asiri sevinc gostermemeli ve hezimetlerden de heyecana ve kotumserlige kapilmamalidir Mesela dort devlete karsi girisilen bu savasta Osmanli ordusu Iskodra ve Yanya tarafinda muzafferane bir mukavemet gosterdi fakat Vize ve Luleburgaz bolgesinde bulunan dogu ordusu mudafaa hattini Catalca ya nakletmeyi uygun gordu Tabiidir ki vatanin cikarlarini savunmak ve onu kurtarmak icin mumkun olan butun imkanlarla gayret etmeye kararliyiz Osmanli ordusu kesin bir yenilgiye ugramisti Kayiplari 22 000 olu ve yaraliyi bulmustu ve en cok 1 Dogu Ordusu nda yasanmisti Buna ilaveten 45 topu cephede biraktilar 2 000 den fazla askerler Bulgarlara esir dustu Bulgar Ordusu nunda kaybi agirdi 2 534 u olu olmak uzere 20 162 zayiat verilmisti ve kayiplar cogunlukla Osmanli 2 Ordusu na karsi yapilan muharebede Bulgar 3 Ordusu tarafindan verildi Muharebede Taraflarin Hatalari Muharebe Sonrasi Bulgar Ordusu Tekirdag i da ele gecirmistir Halk ve askerler Bulgar ordusu yuzunden kayiklarla sahilde demirlemis Istanbul a giden gemilere kacmaya calismistir 1 Balkan Muharebesi Bulgar Ordusu Luleburgaz Muharebesi nde ele gecirdigi Luleburgaz yakinindaki tren istasyonunda Muharebede 2 tarafindan kayiplari agir olmakla birlikte Osmanli 2 Ordusunun ozellikle Mahmud Muhtar Pasa ve 3 kolordusunun basarili ve yuksek bir performans gostermesine ve bu muharebe butun savas boyunca Osmanli ordusunun karsisindaki ordudan fazla askere sahip oldugu ender muharebelerden biri olmasina karsin Osmanlilar muharebeyi kaybetmislerdir Osmanlilarin muharebeyi kaybetme nedenleri sunlar olarak kabul edilmektedir Oncelikle Osmanli Ordusunun iletisim hatlari ve lojistigi cok kotu durumdaydi Birde bunun ustune Kirklareli Muharebesi nin hemen ardindan duzenleme yapilmasi ve savunma icin bir karar verilmesi gerekirken suresi icinde gerekli kararin verilememesi ve ordunun hemen Bulgar saldirilarindan hemen once kisa zamanda yapilandirmaya sokulmaya calisilmasi Bulgar ordusunun isini kolaylastirmistir Zira 2 ordunun saldirilari da Bulgar 1 ve 3 ordunun aksine koordineli degildir birbirlerinin eylemlerinden gec haberdar olmuslardir Oyle ki 1 Ordu komutani Abdullah Pasa belki de suresi icinde Osmanli 2 ordusunun harekatinin basarili oldugunu ogrenebilse belki de geri cekilme emri vermeyecek bir sure daha dayanip muharebenin farkli yonde seyretmesini saglayabilecekti Bununla birlikte bu muharebenin kaybedilme nedenleri icinde bu tek neden degildir Yeni kurulan 2 ordunun tumenlerinin geride oldugu gozetilerek bu tumenler yetisene kadar bir savunma ve saldiri stratejisi kurulmasi gerekirken bunun yapilmamasi da bir hatadir Buna ragmen Osmanli 2 ordusu basarili bir muharebe yapmistir Bir baska Osmanli ordusu acisindan yapilan hata suresi icerisinde yapilamayan yapilandirma disinda orduda emir komuta zincirindeki durumdur Abdullah Pasa nin anilarinda belirttigi gibi Nazim Pasa kendisi Hamdi Pasa 3 komutan ve bu komutanlarin verdikleri birbirinden ayri farkli emirler kararsizlik ve tumenlerde kargasaya neden olmustur Bu da bulgarlarin bu durumdan yararlanmalarini saglamistir Bunun yaninda Mahmut Muhtar Pasa gibi bir kisim bilgili subaylara karsin egitimsiz ve kotu donanimli askerler yaninda egitimli subaylarin azligi ve deneyimli tecrubeli subaylarin eksikligi ordudaki bir baska sorundur Oyle ki bazi osmanli alaylarini bu savasta sadece 2 subay idare etmek zorunda kalmistir Bu subay azligi ve deneyimsizlik Osmanli ordusu icin buyuk sorun teskil etmistir Diger taraftan ozellikle 1 ordunun tumenleri Kirkkilise muharebesinde toplarini cephanelerinin bir kismini kaybetmis tumenlerden olusmaktadir ve askerleri moralsizdir aradan gecen kisa zamanda bu ordulara gerekli cephane top vs takviyesi tam olarak yapilamamistir Kayiplari tam giderilememistir Bu da bu tumenlerin taarruzda zorlanmalarina ve cephanesiz kalmalarina agir kayiplara ugramalarina topcu destegi olmadan muharebeye girmelerine neden olmustur Yine Osmanli ordusunun Pinarhisar taarruzu alelacele planlanmis ve kisa zamanda tumenlerin hazir edilmek zorunda oldugu bir saldiri olup bu da sorunlara neden olmustur Cogunlukla redif askerlerinden olusan deneyimsiz bir kuvvetle bu saldirilar yapilmistir Dogru bir sekilde savunma muharebesi yapilmis olsa belki bu muharebe Osmanlilarca kazanilabilirdi Buna ragmen Erickson un dedigi gibi Mahmud Muhtar Pasa nin guclu bir liderlik yetenegi ile bu kuvvetleri fiilen yonetmesi ve defa kere bu ordu tumenlerini dagilma asamasindan alip kurtarip basarili bir taarruz yapmasi takdire sayandir Bu da Turk ordusunun guclu bir lider ve yonetimle hareket halinde basari kazanabilecegi ve yine iyi bir yonetimle redif askerlerinin en azindan mevziilerini koruyabileceginin gostergesidir ki 1 kasimda 1 ordunun cokmesi sonucu 2 tarafli saldiriya maruz kalan 2 ordu buna ragmen basarili sekilde bu taarruzlari o gun durdurup mevziilerini korumasi ve 1 ordunun aksine duzenli bir sekilde cekilmesi de bunun gostergesidir Butun muharebe boyunca 2 ordu fiilen Mahmud Muhtar Pasa tarafindan basarili bir sekilde yonetilmistir Ancak 1 ordunun ne yazik ki kotu durumu bu muharebenin kaybedilmesine neden olmustur Ayrica ozellikle Osmanli ordusunda askerler bu muharebede ac sefil bir sekilde savasmistir Komutanlar bile ac durumdadir orduda tam bir moral bozuklugu hakimdir A B C Osmanli lojistiginin kotu durumu ve moralsizlik askerler arasinda panigin karisikligin onlenememesinin neticesi ozellikle 30 ekim ve 31 ekim tarihlerinde Osmanli ordusunda yikima neden olmustur Geri cekilme esnasinda kacan askerler yaninda planli geri cekilme bir de Bulgar saldirilarina denk gelince kisa zamanda bir ordunun cokusune neden olmustur D Bulgar ordusu ise muharebeye moralli girmistir 1 ve 3 ordu koordineli bir sekilde hareket etmis saldirilarini gerceklestirmistir bu Osmanlilara karsi basarinin onunu acmistir Yine Bulgar ordusu muharebe boyunca pek cok bolgede inisiyatifi elinde tutmustur Ancak Bulgar ordusunun harekat planlamasinda bu muharebe de hatalari vardir Ozellikle saldiri plani basit bir sekilde hazirlanmasina karsin bilindik ve Osmanlilarca tahmin edilebilir bir tarzda yapilmistir Ozellikle Osmanli 1 ordusunun biraz daha Bulgar saldirilarina direnmesi veya savunmayi tertip icin birkac gun daha vakti olmasi veya Bulgar ordusunun 1 2 gun daha bekleyip gec saldiriya gecmesi halinde belki de bu muharebede her sey Bulgar ordusunun aleyhine donebilirdi Oyle ki 29 30 ekim tarihlerinde Bulgar Ordusu generalleri Osmanli direnisi karsisinda bir ara umitsizlige dusmus ve hatta saldirilari kesip takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemeyi tartisir hale gelmistir Istenilen yarma harekati bir turlu tam yapilamamistir Bu da Bulgar Ordusunun taktiksel yonden hatalarini ortaya koymaktadir D Bulgar Ordusunun diger bir hatasi da 31 ekimde coken 1 orduyu takibe girismeyerek mevzi korumayi tercih etmesidir Bu ihtiyatli davranis belli yonden hakli gerekcelere dayansa da Osmanli 1 ve 2 Ordusunu imhadan kurtarmistir Kirkkilise Muharebesinde de ayni hata yapilmistir Oysaki bulgar ordusu geri cekilen kacan Osmanli kuvvetlerini takibe girisse Osmanli ordusu daha da agir kayip verebilecegi gibi belki de Catalca Muharebesinde Bulgar Ordusuna karsi koyacak bir kuvvette kalmayacak belki de Bulgar Ordusu Istanbul a zorlanmadan girip tarihin akisini degistirebilecekti Bu da Bulgar ordusunun bir baska hatasidir Sonuclari Bu muharebe sonrasi 2 Kasimda durdurulamayan kacan firar eden osmanli askerleri ve ordu yuzunden Nazim Pasa Catalca ya kadar Osmanli kuvvetlerini geri cekmek zorunda kaldi Bulgar ilerleyisini yavaslatmak icin geride cephede 1 suvari alayi ve 1 ufak birlik birakildi Osmanli ordusu ilerleyen Bulgar Ordusu ile Birinci Catalca Muharebesi ni yapti ancak Bulgar Ordusu burada durdurulabildi Ama ele gecirdigi topraklardan atilamadi Dogu Trakya nin cogu ve savasin ileri asamalarinda Istanbul haric tamami Bulgar ordusunun eline gecti Osmanli ordusu Rumeli ye asker gonderemez hale geldi Sonucta bati trakya Makedonya ve Arnavutluk un elden cikmasi kacinilmaz hale geldi Osmanli hukumeti bir sure sonra ateskes istedi gorusmelerden bir sonuc elde edilemedi Edirne uzun bir kusatma ile 1913 Mart inda Bulgar Ordusunun eline gecti Dogu Trakya dan Luleburgaz Muharebesi neticesi kacan halk Istanbul a yigildi Sagliksiz kosullar nedeniyle salgin hastalik orduda ve halkta bas gosterdi Osmanli hukumeti defa kere degisti Ihtiyat ve Terakki partisinin butun imparatorluk yonetimini eline almasini saglayacak Babali Darbesinin onu acildi Sonucta carpismalar bir sure daha devam etti ve Haziran 1913 te Londra antlasmasini Osmanli Imparatorlugu imzalayarak Luleburgaz Kirkilise Edirne yi Bulgaristan Kralligi na birakti Bu yerler ancak 2 Balkan Savasi sirasinda geri alinabildi NotlarA Abdullah pasa 28 ekim gunu ogrendigi bu harekat plani karsisinda umitsizdir 28 Ekimi 29Ekime baglayan gece 3 kolordu komutani oldugu gibi kabinede bahriye nazirida olan Mahmud Muhtar Pasa ya soyle bir telgraf ceker Kirkkilise Muharebesine de atif yaparak Oradaki askerin halini gordunuz buradakiler de ayni haldedir Bu askerle harbe devam ve vatani mudafaa eylemek mumkun degildir daha fena bir hale gelmemek icin meselenin tariki diplomasi ile halli icin sizinde mensup oldugunuz meclisi vukela nezdinde tesebbussati lazimede bulunmanizi rica ederim Mahmud Muhtar Pasa da bu muharebeyi kazanmak istese de umitsizdir ve Abdullah Pasa nin gorusune katilmaktadir Abdullah Pasa nin telgrafini sadrazamlik makamina aynen su notla gonderir Abdullah Pasa nin deminki telgrafi tamamiyla dogrudur dun vaktim olsaydi askerimizin herhalde Catalca hattina cekilme luzumunu size ispat ederdim Gerci yeniden calismaya basladik fakat istibalden umitli degilim Bu belgeler dahi Osmanli ordusu ve komutanlarinin nasil bir ruh hali icinde muharebeye katildiklarinin gostergesidir B Muharebe esnasinda 1 Kolordu Komutani Yaver Pasa ile emrindeki 2 Tumen Komutani Osman Pasa arasinda gecen asagidaki telgraf gorusmesi buna ornek gosterilebilir Osman Pasa Ben ve Prens Aziz Pasa ve astimiz subaylar peksimet bile bulamadik Erlerin haline Tanri acisin Yaver Pasa Pasa biraderler gerek ben ve gerekse beraberimde bulunanlar bu gun bir sey yemedigimiz gibi Luleburgaz da bir dilim ekmek bulamadik Erler burada da boyledir Insallah iyi olur Osman Pasa Insallah C Fransiz Matin gazetesi muhabiri Sephane Lausanne Hastanin Bas Ucunda adli eserinde o gunler icin soyle yazar Luleburgaz Savasi dort gunden beri devam ediyordu Carpismalarin devam ettigi bu dort gun zarfinda Turk Ordusu Komutani Abdullah Pasa karargahi olan Sakiz Koyu nde kucuk bir evde kapanmis kalmisti Abdullah Pasa nin zabitleri misir koklerini tirnaklariyla kaziyarak biraz unla kaynatip kumandanlarina veriyorlardi diye yazar 175 000 kisilik bir kuvvet kumandaninin yiyecek ekmegi yoktu Bu bir hastalar yaralilar kafilesi degildi can cekisenler kortejinin arkasinda camur deryasi boyunca bagirsaklarini topraga bosaltan iki buklum golgeler seciliyordu Yazar ayrica Abdullah Pasa nin aclik cektigini Smit Bartlet adindaki bir savas muhabirinin konservelerinin imdada yetistigini su sozlerle de anlatir Kaldi ki Osmanli Ordusu Komutani yiyecek bulamadigi gibi ordusundan haber de alamiyordu Denebilir ki savasin devam ettigi dort gun zarfinda ne olup bittiginden hic haberi olmadi Ordusunun sag kanadi nerede bunu ancak soyle boyle biliyordu Ama o feci mucadelenin hicbir safhasini geregince ogrenememisti Hicbir zaman bir emir vererek savasa etkili olmadi Komutana haber getirmek icin ates hattina gonderilen birkac suvari ya bir sey gorememis ogrenememis yahut donmemislerdi Savas cephesi 50 kilometrelik bir genislik tutuyordu Bu savas hatti ile baglanti icin Abdullah Pasa nin elinde ne telefon ne telgraf ne telsiz vardi Ne otomobil ne ucaga sahipti Yazar bundan sonra Sevket Pasa komutasindaki 2 Kolordu nun 24 saattir bir sey yiyemedigini belirttikten sonra soyle devam eder 31 Ekim aksamina dogru Osmanli Ordusu adeta bir sel gibi geriye akiyordu Ortada ordu namina ovalardan sahralardan Catalca ya dogru akip giden kacaklardan baska bir sey kalmamisti Topcular toplarini cephane sandiklarini birakiyorlardi Piyadeler tufeklerini atiyorlardi D Kurmay Yuzbasi Nihat Bey Balkan Harbi nde Catalca Muharebeleri adli eserinde 30 31 Ekim gecesindeki Osmanli Ordusunun durumu icin sunlari yazmaktadir Dogu Ordusu gercekte ve daha 30 Ekim saat 10 30 da bir avuc ac cephanesiz perisan bir topluluktan ibaretti Pinarhisar Vize dolaylarindaki ordu denen acayip kalabalik ise durdurulmasi imkansiz bir surette cozulmustu Bu vaziyeti duzeltecek lehe degistirecek bir sekilde agirligini koyabilecek bir yedek kuvvet de ortada yoktu Luleburgaz istasyonunda dusmana cok miktarda erzak ve cephane terkedilmisken ordunun felaketine erzaksizlik ve cephanesizlik ozellikle etkili oldu Baslayan yagmurlar ise felaketi tamamladi Ordu bir suru haline geldi Cok miktarda malzeme top ve gerec araziye serpilip kaldi Dogu Ordusu ciddi hicbir dusman baskinina ugramadan kesifsizlik bilgisizlik yuzunden hic bitmeyen geliyor gidiyor havadisleri arasinda bocaladi ve nihayet busbutun dagildi Devamla Bulgar ordusunun yaptigi taktiksel hatalarla ilgili sunlari soylemektedir Bulgarlara gelince muharebe bastan sona kadar onlar tarafindan da basari ile idare edilememis ve duruma hakim olunamayarak rastgele bir catisma surdurulmustu E O sirada Osmanli ordusunu egitmeye calisan alman subaylarda gozlemci olarak Osmanli ordusu kurmaya heyeti ile birlikteydiler Mahmut Muhtar Pasa nin karargahinda gorevli Alman Binbasi Hochwaechter Vize den Pinarhisar a yani cepheye dogru yoldadir Binbasi gorevle gittigi Istanbul dan donmektedir Anilarinda o bozgun sahnesini soyle anlatir Kerpic bir kulubede durdum Kulubenin ici asker ve yarali dolu korkunc bir manzara zavallilar gunlerdir bir sey yemediklerini soyluyorlar Saray dan almis oldugum koca bir ekmegin yarisini onlara verdim Fakat bu kadar kisiye ne desin Butun kotuluk burada cephe gerisinde bir kez daha acikca goruluyordu Yola devam etmek zorundayiz Saganak halindeki yagmurda gittikce daha yavas ilerliyoruz Tam bes saattir yoldayiz ama hala Vize ve kalesi gerimizde gorunuyor Birdenbire karsimiza bagiran cagiran bir kalabalik cikti sonra arabalar suvariler cephane kollari ve bircok doktoru olan bir sihhiye bolugu gorundu Hepsi muthis bir telas icinde Bunu kosusan tek tuk askerler ve sonra etrafina korku ile bakan kucuk birlikler izledi Yaklasik bin metre ileride bize dogru gelen cok genis karaltilar goruyoruz Okuzleri suren arabaci daha ileri gitmek istemiyor Geride kalmis ve ileri yanastirilmasi Muhtar Pasa tarafindan telefonla rica edilmis olan bir cephane kolunu alip getirmesi icin gece bir jandarma erini atimi vererek Cerkezkoy yonune gondermis oldugum icin atsizdim arabanin uzerinde oturuyordum Durum acikti olaganustu bir seyler oluyordu Fakat ne oldugunu sordugumuzda herkes bagrisiyor sesler birbirine karisiyordu Askerlerimizin hepsi kacti arabaci geri dondu Bu en dogru hareketti cunku bu camurlu yollarda geri kacan yiginlarin icine giremezdik Boylece yaklasik bir saat onlarla beraber suruklendik binlercesi bizi gecti Bir arabacinin kacip kurtulmak icin nasil mucadele ettigini ilk kez goruyorum Benim suvari yuzbasisi bunu gormuyor sesimi ona duyuramiyorum gurultuden isitilmiyor Nihayet arabacim da kacti Askerler hafiflemek icin tufeklerini arabama koyuyorlar hic olmazsa yere atmak istemiyorlardi Okuzler camurda arabayi kendi kendilerine cekiyorlar Bir irmaga geliyoruz Kalabalik derin suyun uzerindeki tek tahta koprunun onunde birikiyor herkes digerini saga sola iterek onune gecmek istiyor korkunc bir kargasa meydana geliyor Benim okuzler dogrudan dogruya irmaga gitti onlara yon veremedim Arabadan atladim fakat bu sirada araba da devrildi digerleri de durdu Suvari yuzbasisi kendini emniyete almak icin kaciyor Yanimda kalmasi icin ona bagiriyorum ama o kalsam ne olacak diye cevap veriyor Simdi ben kacan hayvanlasmis insanlarin arasinda camurun ortasinda terkedilmis durumdayim Subaylara ve erlere pasalarinin esyalarini almalari icin yalvariyorum kimse beni dinlemiyor Bir askerin kacmak icin bir saka su arabasindan kucuk degersiz ciliz bir hayvani cozup aldigini gordum Hemen aklima bir fikir geldi Erden ati istedim Ben dizginlere yapisinca gogsumden itti Ona esyalari goturmek icin yardima muhtac oldugumu anlattim Ama hayati soz konusu oldugundan bunu anlayamazdi Bir mecidiye iki Turk lirasi verdim o zaman hayvani verdi O kadar islak ve usumustum ki zorlukla binebildim Kendisi binmek icin bir er birdenbire beni attan cekip indirmege kalkistiginda herhalde yarim saatlik bir yol almis bulunuyordum Bu arada kilicimi da cekip aldi Yazik ki tabancam da daha once kaybolmustu Bir saatte Saray a geldim Oradaki jandarmadan yardim gorecegimi ummustum Herkes kacmis artik hicbir sey yapamazdim Yigin halinde firar devam ediyordu Her seyin kaybedilmis oldugunu goruyorum 1 Kolordunun bir kismi da buradan geciyor Aksam oldu kendi kendimi dusunmek zorundaydim Eyersiz atla yola devam edip Cerkezkoy sosesine geldim Harp korkusunu yakindan ogreniyorum Sanki takla atmak istiyormus gibi bir er onumde yere yikildi saga sola biraz yuvarlandi Meger olu imis gereksiz agirlik teskil ettikleri ve canlilarin kacip kurtulmasini engelledikleri icin oluler arabadan atiliyordu Kabarmis derenin soguk sari suyuna gobege kadar girmek gerekiyordu Bagira cagira kacan yerli halk kilometrelerce uzayan konvoylar teskil ediyordu Saatler gecti gece oldu ve yagmur hala kirbac gibi yagiyor Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n Edward J 2003 Defeat in Detail The Ottoman Army in the Balkans 1912 1913 Greenwood Publishing Group s 99 122 ISBN 0 275 97888 5 a b c Aram Andonyan Balkan Savasi Cev Zaven Biberyan Aras Yayincilik Istanbul 1999 s 472 21 Kasim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 9789757265214 a b c d Lionel James With the conquered Turk the story of a latter day adventurer Boston Small Maynard and company 1913 a b c d e f g h i j Arsivlenmis kopya 19 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ekim 2012 Aram Andonyan Balkan Savasi Cev Zaven Biberyan Aras Yayincilik Istanbul 1999 s 377 21 Kasim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 9789757265214 O kadar ki bir Newyork times muhabiri 30 Ekim sabahi gazetesine bilgi verirken zaferi Osmanlilarin kazanabilecegini yazisinda belirtmistir a b Said Olgun Mahmud Muhtar Pasa 1867 1935 hayati askeri ve siyasi faaliyetleri eserleri Yuksek Lisans Tezi Gazi Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Ankara 2006 s 142 151 url http www belgeler com blg st8 mahmud muhtar paa 1867 1935 hayati askeri ve siyasi faaliyetleri eserleri mahmud muhtar pasha 1867 1935 his life military and politicial activities writings 9 Subat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Abdullah Pasa nin durumunu anlatan luleburgaz Muharebesindeki yonetimini sorgulayan bir Newyork Times haberi New York Times Gazetesinin Luleburgaz Muharebesindeki deneyimsiz subaylar ve Osmanli ordusunun kotu yonetime dair haberi Haberde Luleburgaz muharebesinde Turk Ordusunun hali Rus Ordusunun ugradigiMukden Muharebesi yenilgisine benzetilmektedir Tuncay Yilmazer Bir Imparatorlugun Gozyaslari Balkan Savasi ni Neden Kaybettik Kultur Dergisi Mart 2009 ozel Sayisi Tarik Zafer Tunaya Aktaran Turkiye de Siyasal Partiler Cilt 3 Ittihat ve Terakki Iletisim Yayinlari Istanbul 2007 s 555 Bnb V HochwaechterTurklerle Cephede Bir Alman Subayinin Balkan Harbi Hatiralari Ceviren Fahri Celiker Genelkurmay Basimevi 1979