Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Bu maddenin listelenen bazıları olmayabilir.Mayıs 2016) () ( |
Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan (MÖ 10000), Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri’ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı’nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu’nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya’daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.
Mezopotamya sanatı farklı şekillerde günümüze ulaşmıştır: Silindir mühürler, nispeten küçük ve müstakil figürler, farklı boyutlarda kabartmalar, ev eşyası olarak kullanılan, bazıları dini öğeler içeren basit levhalardan çömlekler gibi. En çok kullanılan öğeler yalnız başlarına ya da etrafında ona tapınan kişilerle birlikte betimlenmiş tanrı figürleri ve çeşitli sahnelerde betimlenmiş hayvanlardır. Bu sahnelerden bazıları şunlardır: Sürü halinde insanlarla kavga eden hayvanlar, yalnız başına insanlarla kavga eden hayvanlar ve birbirleriyle çatışan hayvanlar. Ayrıca insanların yanında duran, Hayvanların Ustası motifindeki gibi tanrının yanında duran ve Hayat Ağacı’nın yanında duran hayvanlar da betimlenmiştir.
Adak olarak sunulan, büyük ihtimalle zaferleri anmak için ve ziyafetleri betimlemek için yapılan dikilitaşlara da tapınaklarda rastlanır. Bunların aksine, daha resmi olanların açıklaması ise daha zordur; parça parça bulunan Akbabalar Dikilitaşı bu anlamda erken bir örnektir. Asurlu III. Şalmanezer’in Siyah Dikilitaşı da büyük ve iyi korunmuş bir geç dönem örneğidir.
Uruk Dönemi
Protoliterate [ilk okur-yazarlık] ya da Uruk dönemi, ismini güney Mezopotamya’daki Uruk şehrinden almıştır. Obeyd dönemini takiben, protohistorik Kalkolitik dönemden Erken Tunç Çağı’na kadar sürmüştür. Sonra da yerini MÖ 3100-2900 tarihine dayanan Cemdet Nasr dönemine bırakmıştır. Mezopotamya’daki şehir yaşamının oluşumuna ve Sümer medeniyetinin başlangıcına tanık olmuştur. Ayrıca Mezopotamya sanatının ilk “muhteşem yaratıcılık çağıdır. Bugün Suriye’de bulunan kuzey şehri Tell Brak da kısmen daha erken bir tarihte şehirleşmeye ve bölgesel öneme sahip olan bir tapınağın gelişimine şahit olmuştur. Göz Tapınağı olarak bilinen bu tapınak adını orada bulunan ve aslında adak için kullanılan “göz figürlerinden” almıştır. Bu, bölgenin ayırt edici bir özelliğidir. Tell Brak Kafası olarak bilinen heykel yaklaşık on yedi santim yüksekliğindedir ve sadeleştirilmiş bir yüzü betimler; buna benzer kafa heykelleri alçıdan yapılmıştır. Bunlar, günümüze ulaşamayan vücut kısımlarının muhtemelen ahşaptan yapıldığını açığa kavuşturur. Daha güneydeki tapınaklar gibi Göz Tapınağı da yaklaşık on santim uzunluğundaki kil silindirlerden yapılmış koni şeklindeki mozaiklerle süslenmiş ve sace desenler oluşturmak için farklı renklendirilmiştir.
Sümerlerin güney şehirlerinde bulunan önemli eserler, üstlerinde hayvanlar ve insanların karmaşık ve çeşitli sahnelerinin betimlendiği Warka Vazosu ve Uruk Kabı’dır. Bir de Warka Maskesi vardır. Bu, Tell Brak’ta bulunan kafa örneklerinden daha gerçekçi ve tıpkı onlar gibi ahşaptan yapılma bir bedenin üstündedir. Bu maskeden günümüze ulaşan parçaları ise yalnızca esas yapısıdır. Üstüne renklendirilmiş dolgular, altın yapraktan saç, makyaj ve mücevherler eklenmiştir. Guennol Lioness ise beklenmedik bir şekilde dayanıklı, küçük boyutlu, aslan başlı bir yaratık heykelciğidir. Büyük ihtimalle bir sonraki dönemin başlangıcına aittir.
Hayvanları betimleyen, derin kabartmaları ve taş frizleri bulunan kaymaktaşı ve taştan yapılmış birçok kap bulunmuştur. İki süsleme şekli de kapların adakları sunmak için kullanıldığı tapınaklar için tasarlanmıştır. Silindir mühürler ise oldukça karmaşık ve ince işlenerek yapılmıştır ve görünüşe göre daha sonraları çok daha büyük eserler için ilham kaynağı olmuşlardır. Tasvir edilen hayvanlar genellikle tanrıların birer temsilcisidir, bu da Mezopotamya sanatının bir başka süregelen özelliğidir. Gözle görülür bir ekonomik gelişmeye tanık olmasına rağmen, dönemin sonunda sanatın kalitesinde bir düşüş gözlemlenmiştir. Bunun nedeni büyük ihtimalle sanatçıların ihtiyacı olan malzemelerin talebi aşmasıdır.
-
- Warka Maskesi
- Guennol Lioness
- Kireçtaşından Boğa
Erken Hanedanlık Dönemi
Erken Hanedanlık Dönemi’nin tarihi MÖ 2900-2350’ye dayanır. Kendinden önceki akımların çoğunu devam ettirirken, dönemin asıl özelliği tapınanların ve duacıların adak adadıkları ve tapınma, savaş ve mahkeme gibi sosyal sahnelerin vurgulandığı figürlerdir. Bakır bu dönemde heykelcilik için önemli bir madde haline gelmiştir. Bunun nedeni büyük ihtimalle eserlerin daha sonra maden için geri dönüştürülmesidir. Bakır heykellerin en büyüğü 2,59 metre eninde ve 1,07 metre yüksekliğinde olan Tell al-'Ubaid Lentosu’dur.
Ur’daki (MÖ 2650 dolaylarında) Kraliyet Mezarlığı’nda da birçok başyapıt bulunmuştur. Bunlara iki tane Çalılıktaki Koç figürü, Bakır Boğa heykeli ve Ur’un Lirlerinden birinin üstündeki boğa kafası da dâhildir. Ur Standardı olarak adlandırılan ama aslında işlevi belli olmayan panellerden oluşan bir set veya işlemeli bir kutu olan model de sembolik tasarımlarla ince ince işlenmiştir.
On iki tapınak heykelinden oluşan bir heykel grubu Tell Asmar Yığını olarak bilinir ama şu an birbirinden ayrılmış haldedir. Grup; tanrıları, duacıları ve kendilerini kurban eden tapınanları gösterir, hepsi farklı boyutlardadır ama aynı basitleştirilmiş tarzda yapılmışlardır. Hepsinin gözleri aşırı derecede büyük işlenmiştir. Bununla beraber en uzun heykelin, yani yerel tanrıyı betimleyen ana kült figürün gözleri, “şiddetli güce” sahip olduğunu belli edercesine muazzam derecede büyüktür. Dönemin ilerleyen zamanlarında bu geometrik tarz yerini “nesnenin fiziksel özelliklerini detaylı bir şekilde belirleyen” tamamen zıt bir tarza bırakmıştır; “keskin geçişler ve açıkça belli eklem yerleri yerine; akıcı geçişler ve son derece niteliği değiştirilmiş yüzeyler görürüz”.
- Ur Standardı, Savaş Paneli, MÖ 2600
- Pu-abi'nin mezarından çıkarılan Boğa Kafası
-
- Hayvanların Ustası motifi
- Ur Kraliçesinin liri
- Akbabalar Dikilitaşı'ndan bir parça
- Tell Asmar Tığınından dua eden bir heykel
- Tell al-'Ubaid Lentosu
Akad Dönemi
Akad İmparatorluğu, MÖ 2271’den 2154 tarihine kadar, yalnızca Mezopotamya’yı değil aynı zamanda Levant’taki diğer tüm bölgeleri de kontrol eden ilk imparatorluk olmuştur. Akadlılar Sümer medeniyetinden gelmemiş ve Sami kökenli bir dil kullanmışlardır. Erken Sümer sanatının çoğunu devam ettirmelerinin yanında, kendi sanatlarında da hanedanlığın kralları üzerinde büyük bir vurgu vardır. Büyük eserlerde ve mühür gibi küçük eserlerde gerçekçilik düzeyi gözle görülür bir şekilde artmıştır. Ancak mühürler “acımasız savaşları, tehlike ve belirsizliğin zalim dünyasını; insanların ilgisiz ve korkunç tanrılarının akıl almaz davranışlarına maruz kaldığı, onlara hizmet ettiği ama onları sevemediği zalim bir dünyayı gösterir. Bu kasvetli hava… Mezopotamya sanatının ayırt edici özelliği olarak kalmıştır…”
Kral Naram-Sin’in ünlü Zafer Dikilitaşı onu bir tanrı-kral olarak resmeder (boynuzlu miğferiyle sembolize edilmiştir). Betimlemede kral askerlerinin üstünden bir dağa tırmanır, ayrıca diğer tarafta mağlup olmuş düşmanları Lullubiler de vardır. Şutruk-Nahunte’nin Elamlı ordusu tarafından çalınıp taşınırken üst kısmının kırılmasına rağmen, dikilitaş hala Naram-Sin’in gururunu, şanını ve ilahlığını çarpıcı bir şekilde gösterir. Dikilitaşta hikâyenin seyircilerle iletişim kurabilmesi için art arda köşegen katmanlar kullanılması, gelenekten kopulduğunu gösterir. Ancak daha küçük, kırılmış parçalarda daha geleneksel bir yöntem olan yatay kareler gözlenir. Aynı bölgede bulunan bakır Bassetki Heykeli’nin alt gövdesinin ve bacaklarının çıplak olması daha önce görülmemiş bir gerçekçilik seviyesi olduğunu gösterir. Tıpkı Louvre müzesindeki sakallı hükümdarın tunçtan yapılmış gösterişli kafa heykelinde olduğu gibi.
- Akad krallarından birinin kafası
- Bassetki Heykeli
- Zafer Dikilitaşından bir sahne
- Mühür baskısı
Akadlılar ile Asurlular arasında
Bu dönemin yaklaşık 1300 yıllık bir siyasi tarihi vardır ve oldukça karmaşıktır. Buna Üçüncü Ur Hanedanı, İsin-Larsa Dönemi, Birinci Babil Hanedanı, Kassitlerin egemenliği altındaki ara dönem olan Eski Babil dönemi ve diğer dönemler de dâhildir. Dönem, hükümdarlığı MÖ 911 tarihinde başlayan II. Adad-nirari’nin emri altındaki Eski Asur İmparatorluğu’nun nihai savaşıyla sona ermiştir. Bu dönemde hayat oldukça değişkendir ve Sümerli olmayanlar tarafından sürekli istilalar yapılır. Dönem boyunca Babil, baskın gücün bulunduğu muhteşem bir şehir haline gelir. Bu dönemde sanatsal gelişmeler olmaz, istilacılar sanatsal enerjiyi getirmekte başarısız olurlar. Ayrıca dini sanat da oldukça muhafazakârdır, büyük ihtimalle bu Sümer değerlerinin bilinçli olarak öne çıkarılmasıdır.
Lagaş hükümdarı Gudea (MÖ 2144 -2124 tarihlerinde yönetmiştir) dönemin başlarında yapılan yeni tapınakların koruyucusudur. Bu tapınaklardan günümüze, küçük boyutlu, ince bir şekilde işlenmiş, daha çok “pahalı ve çok sert bir yeşiltaştan” yapılmış yirmi altı Gudea heykeli ulaşmıştır. Bunlar sanki ortama bir güvenlik, bir sakinlik sağlar. Kuzeyde Mari Kralları Sarayında MÖ 1800’lerden öncesine ait birçok önemli nesne bulunmuştur. Bunlara Iddi-Ilum Heykeli ve Zimri-Lim Sarayının freskleri de dâhildir.
Burney Kabartması, olağan dışı, detaylı ve nispeten geniş, terakotadan yapılmış bir levhadır. MÖ 18. ve 19. yüzyıllara dayanan levhada, ayakları yırtıcı kuş ayağına benzeyen, hizmetinde baykuşlar ve aslanlar olan, çıplak ve kanatlı bir tanrıça betimlenmiştir. Ayrıca kalıplanmış da olabilir. Evlerde bulunan adak adama yerleri veya küçük yol kenarı mabetleri için benzer parçalar, küçük heykeller ve tanrı kabartmaları yapılmıştır. Küçük, kalıplanmış terakota olanlar ise muhtemelen tapınaklarda süs eşyası olarak kullanılmıştır.
Bu dönemde yüksek kaliteli silindir mühürler genelde bulunmaz. Zaman geçtikçe yazıtlar resimlerin önüne geçmiş ve betimlenen sahneler gittikçe azalmıştır. Buna kralların tanrılara “hediye sunduğu sahneler” ve o zamanın normu haline gelen tahtta oturan kral sahneleri de dâhildir. Özellikle Kassitler döneminden günümüze kadar gelmiş birçok Kudurru taşı vardır. Bunların üstünde toprakların genişliğini, sınırlarını ve diğer resmi kayıtları gösteren yazılar vardır. Aynı zamanda tanrıların ve kralların da figürleri ve sembolleri vardır. II. Meli-Shipak buna bir örnektir.
Asur Dönemi
Asurluların sanat tarzı Babillilerin sanat tarzından farklıdır. İmparatorluklarına Sümerlileri katmadan hemen önce, yani yaklaşık MÖ 1500’lü yıllarda oluşmaya başlayan sanat tarzı; Mezopotamya’nın baskın ve önde gelen sanatı olmuştur. MÖ 612 yılında Ninova kentinin düşüşüne kadar devam etmiştir.
Tüm Mezopotamya’nın ve etrafındaki çoğu bölgenin Asurlular tarafından fethedilmesi, önceden bildiklerimizden çok daha büyük ve zengin bir devlet; saraylarda ve halka açık yerlerde de çok daha görkemli bir sanat anlayışı ortaya çıkarmıştır. Bu anlayışın, komşusu Mısır İmparatorluğunun şaşaalı sanatından etkilendiğine hiç şüphe yoktur. Asurlular taşların veya kaymaktaşlarının üstüne oldukça geniş planlı, kabartmalarla ince ince işlenmiş ve saraylar için özellikle renklendirilmiş hikâyeler yaparak değişik bir tarz geliştirmişlerdir. Keskince çizilmiş kabartmalarda hükümdarlık işleri, avlanma ve savaş sahneleri betimlenmiştir. Ağırlık genel olarak hayvan figürlerine, özellikle ince detaylarla belirtilmiş atlara ve aslanlara verilmiştir. İnsan figürleri nispeten daha katı ve durağandır ama aynı zamanda kuşatmalarda, savaşlarda ve birebir dövüşlerde kazandıkları zafer sahneleri dakikası dakikasına gösterilmiştir. En çok bilinen Asur kabartmaları II. Aşurnasirpal (MÖ 9. yüzyıl) ve Asurbanipal’ın (MÖ 7. yüzyıl) gösterildiği, kaymaktaşı üzerine kazınmış aslan avı sahneleridir. İkisi de Britanya Müzesinde sergilenmektedir. Kabartmalar kaya yüzeylerine de yapılmıştır. Perslerin devam ettirdiği bu tarza örnek olarak Shikaft-e Gulgu kabartması verilebilir.
Asurlular az sayıda müstakil heykel yapmışlardır. Bunlar; iri yarı gardiyan figürleri, aslanlar ve kanatlı yaratıklar, sakallı insan kafaları ve çoğunlukla insan başlı Lamassu’lardır. Lamassu’lar dikdörtgen bir bloğun iki tarafına, yüksek rölyefle kabartılmıştır ve kafaları etkileyici bir biçimde yapılmıştır. Ayrıca beş bacakları vardır, böylece iki taraftan da bir bütün halinde görülebilirler. Bunlar krallık kapılarında bulunurlar. Bu, Anadolu’dan gelen bir mimari üsluptur. Bölgeyi ele geçirmeden önce bile silindir mühür geleneklerini devam ettirmişlerdir. Mühürlerin üstünde alışılmadık bir biçimde diri ve düzenli işlenmiş betimlemeler vardır. Nimrud kentinde, kazınmış Nimrud fildişleri ve bakır kâseler bulunmuştur. Bunlar Asurlu tarzında yapılmıştır ama çoğu Yakın Doğu’nun Fenikeli ve Aramlı sanatçıları tarafından üretilmiştir.
Asurlu tarzında yapılmış kanatlı peri heykelleri Eski Yunan sanatını da etkilemiştir. Onlar da “oryantalizan döneminde” eserlerine çeşitli kanatlı mitolojik yaratıklar eklemişlerdir. Bunlara Yanartaş, Griffin, Pegasus ve “kanatlı adam” Talos örnek olarak gösterilebilir.
Eski Babil Dönemi
Bir parçası şu an Berlin’deki Pergamon Müzesinde bulunan ünlü İştar Kapısı, Babil’in ana girişidir. MÖ 575 yılında, Yahudileri sürgün eden ve imparatorluğu MÖ 626’dan MÖ 539’a kadar süren Eski Babil İmparatorluğu kralı II. Nebukadnezar tarafından yapılmıştır. Giriş yolunu çevreleyen duvarlar, sırlı tuğla üzerine kabartılmış ve renklendirilmiş hayvan sürüleriyle dekore edilmiştir. Aslanlar, ejderhalar ve boğalar bu hayvanlardan bazılarıdır. Kapı, şehrin başka bir giriş yolunda bulunan çok daha büyük bir şemanın bir parçasıdır; buradan diğer müzelere geçiş yolları vardır. Dönem boyunca büyük ahşap kapılar, geniş ve dikey metal şeritlerle güçlendirilmiş ve dekore edilmiştir. Kabartmalarla dekore edilenlerin çoğu günümüze kadar ulaşmıştır, Balawat Kapıları bunlara birer örnektir.
Diğer geleneksel sanat tarzları da yapılmaya devam edilmiştir. Eski Babilliler kadim miraslarını vurgulamaya çok meraklıdırlar. Çok sayıda karmaşık ve çok ince bir şekilde kazınmış mühürleri günümüze ulaşmıştır. Mezopotamya, çok daha sade sanatsal gelenekleri olan Persli Ahameniş İmparatorluğunun eline düştükten sonra, Eski Yunan sanatıyla birleşmiş olan Mezopotamya sanatı, kozmopolit bir Ahameniş tarzının oluşumundaki ana etken olmuştur. Bölge Büyük İskender tarafından fethedildikten sonra, bölgedeki birçok kadim unsur, hatta Helenistik sanat unsurları bile sürdürülmüştür.
Koleksiyonlar
En önemli koleksiyonlar Louvre Müzesi, Britanya Müzesi ve Irak Ulusal Müzesinde bulunur. Irak Müzesi, Irak’ın 2003’te saldırıya uğramasından sonra kanun ve düzenin bozulması sonucu büyük ölçüde yağmalanmıştır. Ama önemli eserlerin çoğu korunmuştur. Başka müzelerde de güzel koleksiyonlar vardır, özellikle çok sayıda silindir mühürler bulunur. Suriye müzelerinde modern Suriye’deki şehirlerden toplanan önemli koleksiyonlar vardır. Berlin’de yeniden bir araya getirilen İştar Kapısı muhtemelen bir müzede bulunan en gösterişli tek parça eserdir.
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2020.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Mayis 2016 Bu maddenin listelenen kaynaklarindan bazilari guvenilir olmayabilir Lutfen daha iyi daha guvenilir kaynaklar arayarak bu maddeye yardimci olun Guvenilir olmayan kaynaklar sorgulanabilir veya silinebilir Mayis 2016 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Mezopotamya sanatinin adi cogu arkeolojik kayitlarda gecer Bu kayitlar erken avci toplayici topluluklardan MO 10000 Sumer Akad Babil ve Asur imparatorluklarinin yasadigi Tunc Devri ne kadar gecen sureyi kapsar Sonralari bu imparatorluklarin yerini Demir Cagi nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorluklari almistir Genellikle medeniyetin besigi olarak gorulen Mezopotamya onemli kulturel gelismeleri de beraberinde getirmistir Bunlardan biri de en eski yazi ornekleridir Mezopotamya sanati MO 4000 tarihinden Persli Ahamenis Imparatorlugu nun bolgeyi fethettigi MO 6 yuzyila kadar Bati Avrasya daki en soylu en gelismis ve en detayli sanat olma yolunda Antik Misir ile rekabet icinde olmustur Ana vurgu oldukca dayanikli tas ve kilden yapilmis cesitli heykeller uzerindedir Cok az sayida resim gunumuze ulasmistir ama belirtilene gore birkac istisna disinda boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel sekiller yapmak icin kullanilmistir Buna ragmen cogu heykellerin de boyandigi gorulur Ayrica cok sayida silindir muhur de gunumuze ulasmistir Kucuk boyutlarina ragmen bunlarin cogunun ustunde karmasik ve detayli sahneler vardir 18 Gudea Heykelinden biri MO 2090 tarihlerinden bir hukumdarEbih Il Heykeli MO 2400 Mezopotamya sanati farkli sekillerde gunumuze ulasmistir Silindir muhurler nispeten kucuk ve mustakil figurler farkli boyutlarda kabartmalar ev esyasi olarak kullanilan bazilari dini ogeler iceren basit levhalardan comlekler gibi En cok kullanilan ogeler yalniz baslarina ya da etrafinda ona tapinan kisilerle birlikte betimlenmis tanri figurleri ve cesitli sahnelerde betimlenmis hayvanlardir Bu sahnelerden bazilari sunlardir Suru halinde insanlarla kavga eden hayvanlar yalniz basina insanlarla kavga eden hayvanlar ve birbirleriyle catisan hayvanlar Ayrica insanlarin yaninda duran Hayvanlarin Ustasi motifindeki gibi tanrinin yaninda duran ve Hayat Agaci nin yaninda duran hayvanlar da betimlenmistir Adak olarak sunulan buyuk ihtimalle zaferleri anmak icin ve ziyafetleri betimlemek icin yapilan dikilitaslara da tapinaklarda rastlanir Bunlarin aksine daha resmi olanlarin aciklamasi ise daha zordur parca parca bulunan Akbabalar Dikilitasi bu anlamda erken bir ornektir Asurlu III Salmanezer in Siyah Dikilitasi da buyuk ve iyi korunmus bir gec donem ornegidir Uruk Donemi Uruk Donemi silindir muhur ve tablet MO 3000 Protoliterate ilk okur yazarlik ya da Uruk donemi ismini guney Mezopotamya daki Uruk sehrinden almistir Obeyd donemini takiben protohistorik Kalkolitik donemden Erken Tunc Cagi na kadar surmustur Sonra da yerini MO 3100 2900 tarihine dayanan Cemdet Nasr donemine birakmistir Mezopotamya daki sehir yasaminin olusumuna ve Sumer medeniyetinin baslangicina tanik olmustur Ayrica Mezopotamya sanatinin ilk muhtesem yaraticilik cagidir Bugun Suriye de bulunan kuzey sehri Tell Brak da kismen daha erken bir tarihte sehirlesmeye ve bolgesel oneme sahip olan bir tapinagin gelisimine sahit olmustur Goz Tapinagi olarak bilinen bu tapinak adini orada bulunan ve aslinda adak icin kullanilan goz figurlerinden almistir Bu bolgenin ayirt edici bir ozelligidir Tell Brak Kafasi olarak bilinen heykel yaklasik on yedi santim yuksekligindedir ve sadelestirilmis bir yuzu betimler buna benzer kafa heykelleri alcidan yapilmistir Bunlar gunumuze ulasamayan vucut kisimlarinin muhtemelen ahsaptan yapildigini aciga kavusturur Daha guneydeki tapinaklar gibi Goz Tapinagi da yaklasik on santim uzunlugundaki kil silindirlerden yapilmis koni seklindeki mozaiklerle suslenmis ve sace desenler olusturmak icin farkli renklendirilmistir Sumerlerin guney sehirlerinde bulunan onemli eserler ustlerinde hayvanlar ve insanlarin karmasik ve cesitli sahnelerinin betimlendigi Warka Vazosu ve Uruk Kabi dir Bir de Warka Maskesi vardir Bu Tell Brak ta bulunan kafa orneklerinden daha gercekci ve tipki onlar gibi ahsaptan yapilma bir bedenin ustundedir Bu maskeden gunumuze ulasan parcalari ise yalnizca esas yapisidir Ustune renklendirilmis dolgular altin yapraktan sac makyaj ve mucevherler eklenmistir Guennol Lioness ise beklenmedik bir sekilde dayanikli kucuk boyutlu aslan basli bir yaratik heykelcigidir Buyuk ihtimalle bir sonraki donemin baslangicina aittir Hayvanlari betimleyen derin kabartmalari ve tas frizleri bulunan kaymaktasi ve tastan yapilmis bircok kap bulunmustur Iki susleme sekli de kaplarin adaklari sunmak icin kullanildigi tapinaklar icin tasarlanmistir Silindir muhurler ise oldukca karmasik ve ince islenerek yapilmistir ve gorunuse gore daha sonralari cok daha buyuk eserler icin ilham kaynagi olmuslardir Tasvir edilen hayvanlar genellikle tanrilarin birer temsilcisidir bu da Mezopotamya sanatinin bir baska suregelen ozelligidir Gozle gorulur bir ekonomik gelismeye tanik olmasina ragmen donemin sonunda sanatin kalitesinde bir dusus gozlemlenmistir Bunun nedeni buyuk ihtimalle sanatcilarin ihtiyaci olan malzemelerin talebi asmasidir Warka Vazosu Warka Maskesi Guennol Lioness Kirectasindan BogaErken Hanedanlik Donemi Uruk Donemi silindir muhur ve tablet MO 2600 Erken Hanedanlik Donemi nin tarihi MO 2900 2350 ye dayanir Kendinden onceki akimlarin cogunu devam ettirirken donemin asil ozelligi tapinanlarin ve duacilarin adak adadiklari ve tapinma savas ve mahkeme gibi sosyal sahnelerin vurgulandigi figurlerdir Bakir bu donemde heykelcilik icin onemli bir madde haline gelmistir Bunun nedeni buyuk ihtimalle eserlerin daha sonra maden icin geri donusturulmesidir Bakir heykellerin en buyugu 2 59 metre eninde ve 1 07 metre yuksekliginde olan Tell al Ubaid Lentosu dur Ur daki MO 2650 dolaylarinda Kraliyet Mezarligi nda da bircok basyapit bulunmustur Bunlara iki tane Caliliktaki Koc figuru Bakir Boga heykeli ve Ur un Lirlerinden birinin ustundeki boga kafasi da dahildir Ur Standardi olarak adlandirilan ama aslinda islevi belli olmayan panellerden olusan bir set veya islemeli bir kutu olan model de sembolik tasarimlarla ince ince islenmistir On iki tapinak heykelinden olusan bir heykel grubu Tell Asmar Yigini olarak bilinir ama su an birbirinden ayrilmis haldedir Grup tanrilari duacilari ve kendilerini kurban eden tapinanlari gosterir hepsi farkli boyutlardadir ama ayni basitlestirilmis tarzda yapilmislardir Hepsinin gozleri asiri derecede buyuk islenmistir Bununla beraber en uzun heykelin yani yerel tanriyi betimleyen ana kult figurun gozleri siddetli guce sahip oldugunu belli edercesine muazzam derecede buyuktur Donemin ilerleyen zamanlarinda bu geometrik tarz yerini nesnenin fiziksel ozelliklerini detayli bir sekilde belirleyen tamamen zit bir tarza birakmistir keskin gecisler ve acikca belli eklem yerleri yerine akici gecisler ve son derece niteligi degistirilmis yuzeyler goruruz Ur Standardi Savas Paneli MO 2600 Pu abi nin mezarindan cikarilan Boga Kafasi Caliliktaki Koc Hayvanlarin Ustasi motifi Ur Kralicesinin liri Akbabalar Dikilitasi ndan bir parca Tell Asmar Tiginindan dua eden bir heykel Tell al Ubaid LentosuAkad Donemi Naram Sin in Zafer Dikilitasi Akad Imparatorlugu MO 2271 den 2154 tarihine kadar yalnizca Mezopotamya yi degil ayni zamanda Levant taki diger tum bolgeleri de kontrol eden ilk imparatorluk olmustur Akadlilar Sumer medeniyetinden gelmemis ve Sami kokenli bir dil kullanmislardir Erken Sumer sanatinin cogunu devam ettirmelerinin yaninda kendi sanatlarinda da hanedanligin krallari uzerinde buyuk bir vurgu vardir Buyuk eserlerde ve muhur gibi kucuk eserlerde gercekcilik duzeyi gozle gorulur bir sekilde artmistir Ancak muhurler acimasiz savaslari tehlike ve belirsizligin zalim dunyasini insanlarin ilgisiz ve korkunc tanrilarinin akil almaz davranislarina maruz kaldigi onlara hizmet ettigi ama onlari sevemedigi zalim bir dunyayi gosterir Bu kasvetli hava Mezopotamya sanatinin ayirt edici ozelligi olarak kalmistir Kral Naram Sin in unlu Zafer Dikilitasi onu bir tanri kral olarak resmeder boynuzlu migferiyle sembolize edilmistir Betimlemede kral askerlerinin ustunden bir daga tirmanir ayrica diger tarafta maglup olmus dusmanlari Lullubiler de vardir Sutruk Nahunte nin Elamli ordusu tarafindan calinip tasinirken ust kisminin kirilmasina ragmen dikilitas hala Naram Sin in gururunu sanini ve ilahligini carpici bir sekilde gosterir Dikilitasta hikayenin seyircilerle iletisim kurabilmesi icin art arda kosegen katmanlar kullanilmasi gelenekten kopuldugunu gosterir Ancak daha kucuk kirilmis parcalarda daha geleneksel bir yontem olan yatay kareler gozlenir Ayni bolgede bulunan bakir Bassetki Heykeli nin alt govdesinin ve bacaklarinin ciplak olmasi daha once gorulmemis bir gercekcilik seviyesi oldugunu gosterir Tipki Louvre muzesindeki sakalli hukumdarin tunctan yapilmis gosterisli kafa heykelinde oldugu gibi Akad krallarindan birinin kafasi Bassetki Heykeli Zafer Dikilitasindan bir sahne Muhur baskisiAkadlilar ile Asurlular arasinda Burney Kabartmasi MO 1800 Bu donemin yaklasik 1300 yillik bir siyasi tarihi vardir ve oldukca karmasiktir Buna Ucuncu Ur Hanedani Isin Larsa Donemi Birinci Babil Hanedani Kassitlerin egemenligi altindaki ara donem olan Eski Babil donemi ve diger donemler de dahildir Donem hukumdarligi MO 911 tarihinde baslayan II Adad nirari nin emri altindaki Eski Asur Imparatorlugu nun nihai savasiyla sona ermistir Bu donemde hayat oldukca degiskendir ve Sumerli olmayanlar tarafindan surekli istilalar yapilir Donem boyunca Babil baskin gucun bulundugu muhtesem bir sehir haline gelir Bu donemde sanatsal gelismeler olmaz istilacilar sanatsal enerjiyi getirmekte basarisiz olurlar Ayrica dini sanat da oldukca muhafazakardir buyuk ihtimalle bu Sumer degerlerinin bilincli olarak one cikarilmasidir Lagas hukumdari Gudea MO 2144 2124 tarihlerinde yonetmistir donemin baslarinda yapilan yeni tapinaklarin koruyucusudur Bu tapinaklardan gunumuze kucuk boyutlu ince bir sekilde islenmis daha cok pahali ve cok sert bir yesiltastan yapilmis yirmi alti Gudea heykeli ulasmistir Bunlar sanki ortama bir guvenlik bir sakinlik saglar Kuzeyde Mari Krallari Sarayinda MO 1800 lerden oncesine ait bircok onemli nesne bulunmustur Bunlara Iddi Ilum Heykeli ve Zimri Lim Sarayinin freskleri de dahildir Burney Kabartmasi olagan disi detayli ve nispeten genis terakotadan yapilmis bir levhadir MO 18 ve 19 yuzyillara dayanan levhada ayaklari yirtici kus ayagina benzeyen hizmetinde baykuslar ve aslanlar olan ciplak ve kanatli bir tanrica betimlenmistir Ayrica kaliplanmis da olabilir Evlerde bulunan adak adama yerleri veya kucuk yol kenari mabetleri icin benzer parcalar kucuk heykeller ve tanri kabartmalari yapilmistir Kucuk kaliplanmis terakota olanlar ise muhtemelen tapinaklarda sus esyasi olarak kullanilmistir Bu donemde yuksek kaliteli silindir muhurler genelde bulunmaz Zaman gectikce yazitlar resimlerin onune gecmis ve betimlenen sahneler gittikce azalmistir Buna krallarin tanrilara hediye sundugu sahneler ve o zamanin normu haline gelen tahtta oturan kral sahneleri de dahildir Ozellikle Kassitler doneminden gunumuze kadar gelmis bircok Kudurru tasi vardir Bunlarin ustunde topraklarin genisligini sinirlarini ve diger resmi kayitlari gosteren yazilar vardir Ayni zamanda tanrilarin ve krallarin da figurleri ve sembolleri vardir II Meli Shipak buna bir ornektir Asur Donemi Asurlularin sanat tarzi Babillilerin sanat tarzindan farklidir Imparatorluklarina Sumerlileri katmadan hemen once yani yaklasik MO 1500 lu yillarda olusmaya baslayan sanat tarzi Mezopotamya nin baskin ve onde gelen sanati olmustur MO 612 yilinda Ninova kentinin dususune kadar devam etmistir Nimrud kentinde bulunan Asurlu kabartmasi MO 728 Tum Mezopotamya nin ve etrafindaki cogu bolgenin Asurlular tarafindan fethedilmesi onceden bildiklerimizden cok daha buyuk ve zengin bir devlet saraylarda ve halka acik yerlerde de cok daha gorkemli bir sanat anlayisi ortaya cikarmistir Bu anlayisin komsusu Misir Imparatorlugunun sasaali sanatindan etkilendigine hic suphe yoktur Asurlular taslarin veya kaymaktaslarinin ustune oldukca genis planli kabartmalarla ince ince islenmis ve saraylar icin ozellikle renklendirilmis hikayeler yaparak degisik bir tarz gelistirmislerdir Keskince cizilmis kabartmalarda hukumdarlik isleri avlanma ve savas sahneleri betimlenmistir Agirlik genel olarak hayvan figurlerine ozellikle ince detaylarla belirtilmis atlara ve aslanlara verilmistir Insan figurleri nispeten daha kati ve duragandir ama ayni zamanda kusatmalarda savaslarda ve birebir dovuslerde kazandiklari zafer sahneleri dakikasi dakikasina gosterilmistir En cok bilinen Asur kabartmalari II Asurnasirpal MO 9 yuzyil ve Asurbanipal in MO 7 yuzyil gosterildigi kaymaktasi uzerine kazinmis aslan avi sahneleridir Ikisi de Britanya Muzesinde sergilenmektedir Kabartmalar kaya yuzeylerine de yapilmistir Perslerin devam ettirdigi bu tarza ornek olarak Shikaft e Gulgu kabartmasi verilebilir Asurlular az sayida mustakil heykel yapmislardir Bunlar iri yari gardiyan figurleri aslanlar ve kanatli yaratiklar sakalli insan kafalari ve cogunlukla insan basli Lamassu lardir Lamassu lar dikdortgen bir blogun iki tarafina yuksek rolyefle kabartilmistir ve kafalari etkileyici bir bicimde yapilmistir Ayrica bes bacaklari vardir boylece iki taraftan da bir butun halinde gorulebilirler Bunlar krallik kapilarinda bulunurlar Bu Anadolu dan gelen bir mimari usluptur Bolgeyi ele gecirmeden once bile silindir muhur geleneklerini devam ettirmislerdir Muhurlerin ustunde alisilmadik bir bicimde diri ve duzenli islenmis betimlemeler vardir Nimrud kentinde kazinmis Nimrud fildisleri ve bakir kaseler bulunmustur Bunlar Asurlu tarzinda yapilmistir ama cogu Yakin Dogu nun Fenikeli ve Aramli sanatcilari tarafindan uretilmistir Asurlu tarzinda yapilmis kanatli peri heykelleri Eski Yunan sanatini da etkilemistir Onlar da oryantalizan doneminde eserlerine cesitli kanatli mitolojik yaratiklar eklemislerdir Bunlara Yanartas Griffin Pegasus ve kanatli adam Talos ornek olarak gosterilebilir Eski Babil Donemi Istar Kapisinin yeniden yapimi Pergamon Muzesi Berlin Bir parcasi su an Berlin deki Pergamon Muzesinde bulunan unlu Istar Kapisi Babil in ana girisidir MO 575 yilinda Yahudileri surgun eden ve imparatorlugu MO 626 dan MO 539 a kadar suren Eski Babil Imparatorlugu krali II Nebukadnezar tarafindan yapilmistir Giris yolunu cevreleyen duvarlar sirli tugla uzerine kabartilmis ve renklendirilmis hayvan suruleriyle dekore edilmistir Aslanlar ejderhalar ve bogalar bu hayvanlardan bazilaridir Kapi sehrin baska bir giris yolunda bulunan cok daha buyuk bir semanin bir parcasidir buradan diger muzelere gecis yollari vardir Donem boyunca buyuk ahsap kapilar genis ve dikey metal seritlerle guclendirilmis ve dekore edilmistir Kabartmalarla dekore edilenlerin cogu gunumuze kadar ulasmistir Balawat Kapilari bunlara birer ornektir Diger geleneksel sanat tarzlari da yapilmaya devam edilmistir Eski Babilliler kadim miraslarini vurgulamaya cok meraklidirlar Cok sayida karmasik ve cok ince bir sekilde kazinmis muhurleri gunumuze ulasmistir Mezopotamya cok daha sade sanatsal gelenekleri olan Persli Ahamenis Imparatorlugunun eline dustukten sonra Eski Yunan sanatiyla birlesmis olan Mezopotamya sanati kozmopolit bir Ahamenis tarzinin olusumundaki ana etken olmustur Bolge Buyuk Iskender tarafindan fethedildikten sonra bolgedeki bircok kadim unsur hatta Helenistik sanat unsurlari bile surdurulmustur Koleksiyonlar En onemli koleksiyonlar Louvre Muzesi Britanya Muzesi ve Irak Ulusal Muzesinde bulunur Irak Muzesi Irak in 2003 te saldiriya ugramasindan sonra kanun ve duzenin bozulmasi sonucu buyuk olcude yagmalanmistir Ama onemli eserlerin cogu korunmustur Baska muzelerde de guzel koleksiyonlar vardir ozellikle cok sayida silindir muhurler bulunur Suriye muzelerinde modern Suriye deki sehirlerden toplanan onemli koleksiyonlar vardir Berlin de yeniden bir araya getirilen Istar Kapisi muhtemelen bir muzede bulunan en gosterisli tek parca eserdir Kaynakca Arsivlenmis kopya 5 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2020