Kaynakça/Ayrıntılı bilgi için:
Bu maddenin veya bölümün , doğrulanamaz veya yoruma dayalı ifadeler içerdiği düşünülmektedir. Lütfen iddiaları ederek ve yeni geliştirin. Özgün araştırmadan oluşmuş ifadeler kaldırılabilir. Ayrıntılar maddenin bulunabilir. |
Mutualizm, anarşizmin bir türüdür. Serbest piyasa ve intifa temelli bir sosyalist toplumu savunur. Bu sistemin bir uygulaması minimum (idari işleri karşılayacak kadar) faizde kredi veren bir üzerindendir. Mutualizm, emek değer teorisinden ekonomik değer belirlenebileceğini savunur. Mutualizme göre, bir işçi emeğinin üretisini sattığında kendi emeğine eş değer emeği para, mal veya hizmet olarak almalıdır. Buna rağmen, emek değer teorisini kabul etmeyen ve subjektif değer teorisini savunan mutualist düşünürler de mevcuttur.
Mutualizm anarşist yazar ve filozof Pierre-Joseph Proudhon'un düşünceleriyle popülerleşmiştir. Mutualistler bireylerin kredi, borç, yatırım veya kira ile gelir elde etmesine karşıdır. İşçi üretisinin tamamına erişebildiği sürece, mutualistler piyasa ekonomisini ve belli mülk sahipliği ilkelerini kabul ederler. Mülkü kapitalist özel mülk (üretici mülk) ve bireysel mülk (özel mülk) olarak ayırırlar. Mutualizme göre toprak sahipliğinin meşruiyeti, o toprağın işlenip işlenmediğine bağlıdır. Kapitalist bir ekonomide bu toprağın sahipliği mal sahibinin kendi seçimine bağlıyken, mutualizmde toprağa ihtiyaca ve kullanışa göre sahiplenilir. Kolektivist ve bireyci akımları vardır.
Teori
Mutualizmin temel yönleri, özgür üreticiler birliği, , , işçi özyönetimi, kademecilik ve ikili iktidardır. Mutualizm, destekçileri tarafından genellikle anti-kapitalist bir serbest piyasa şeklinde tanımlanır. Mutualistler, kapitalizmle ilişkili ekonomik sorunların çoğunun maliyet ilkesinin, yani maliyete oranla fiyat sınırının ihlal edilmesinden dolayı olduğunu iddia ederler. Bu, 1776'da Adam Smith tarafından - icat edilmemiş olsa da - popüler hale getirilen emek değer teorisinden esinlenilmiştir (Proudhon, Smith'ten ilham aldığından bahsetmiştir). Emek değer teorisi, bir şeyin gerçek fiyatının (ya da gerçek maliyetinin) onu üretmek için üstlenilen emek miktarı olduğunu savunur. Warren'ın "maliyetine göre fiyat teorisi" içinde bahsettiğine göre, maliyet fiyatın sınırı olmalıdır. Mal satan bir kimse, bu malları edinmenin maliyetinden fazlasını almamalıdır.
İkili iktidar ve Kademecilik
İkili iktidar, modern toplumda zaten var olanlara alternatif oluşumlar inşa etme sürecidir. Başlangıçta Proudhon tarafından teorize edilmiş, agorizm ve otonomizm gibi birçok devlet karşıtı hareket tarafından benimsenmiştir. Proudhon bunu şu şekilde açıklamıştır:
Devlet mekanizmasının altında, siyasal kurumların gölgesinde, devlet adamlarının ve din adamlarının gözünden uzakta, toplum kendi düzenini yavaşça ve sessizce üretiyor; ve yeni bir düzen inşa etmek, canlılığının ve özerkliğinin ifadesidir.
Proudhon tarafından teorize edilen ikili iktidar, Vladimir Lenin tarafından yaygınlaştırılan ikili iktidarla karıştırılmamalıdır. Proudhon'un anlamıyla ikili iktidar, devrimci bir varlığın, önceki kurumun gücünü, devrimci varlığın onu tamamen ele geçirebileceği kadar zayıflatılana kadar önceki siyasi kurumların yapısını kasıtlı olarak koruduğu daha spesifik bir senaryoyu ifade eder. Mutualistler tarafından uygulanan ikili iktidar, alternatif kurumun geliştirilmesidir.
Özgür Üreticiler Birliği
Karşılıkçılar, bu birliğin yalnızca uzmanlık gerektiren ve birçok farklı çalışanın birleşik bir ürünü tamamlamak için bireysel görevlerini yerine getirmesini gerektiren bir çalışma ortamı olan yerde gerekli olduğunu savunurlar. Bu durumda, işçiler doğaları gereği birbirlerine bağımlıdırlar, eğer bu birlik olmasaydı alt ve üst, efendi ve ücretli köle olarak çalışmaları gerekirdi. Uzman işçilerin yardımı olmadan bir birey tarafından gerçekleştirilebilecek bir işte, bu birliği gerekmez. Proudhon, insanların toplumsal forma ihtiyaç duymadıklarını ve yalnızca kiraların kaldırılmasında vb. durumlarda dayanışma amacıyla sahte bir birliktelik gerektiğini savundu. Çalışmalarının doğası gereği egemen ve özgür olduğunu kabul etti. Tercih edilen birliktelik derecesi üzerine yorum yaparken Proudhon şunları yazdı:
Üretimin büyük bir işbölümü gerektirdiği durumlarda, işçiler arasında bir birlik kurmak gerekir çünkü onsuz onlar ast ve üstler olarak izole kalırlar ve endüstriyel efendiler ve ücretli işçiler ortaya çıkardı, özgür ve demokratik bir toplumda iğrenç olanlar. Ancak ürünün bir bireyin veya bir ailenin eylemi ile elde edilebildiği durumlarda, Birliğe gerek yoktur.
Proudhon'a göre mutualizm, işyerlerinin "demokratik olarak örgütlenmiş işçi derneklerine devredileceği" bir sistem olan endüstriyel demokrasinin yaratılmasını içeriyordu. Bu birliklerin, demokratik sosyal cumhuriyetin ortak kumaşına dokunan bu geniş şirketler ve toplumlar federasyonunun öncü çekirdeği olan tarım, sanayi ve ticaret için model olmalarını istiyoruz. Mutualizm altında, işçiler artık emeğini bir kapitaliste satmayacak, aksine kooperatiflerde kendileri için çalışacaklardı.
Karşılıklı Kredi
Mutualistler karşılıklı krediyi desteklerler ve serbest bankacılığın insanlar tarafından ücretsiz kredi sistemleri kurmak için geri alınması gerektiğini savunurlar. Kapitalistlerin üretim araçları üzerinde tekel sahibi olması ve toprak ağalarının toprak üzerinde tekeli olması gibi, bankaların kredi tekeline sahip olduklarını iddia ederler. Bankalar, aslında kendilerine ait olmayan mevduatları ödünç vererek, ardından aradaki fark için faiz alarak para yaratıyorlar. Mutualistler, demokratik olarak yönetilen bir kredi birliği kurarak, paranın bankacıların yararına değil, katılımcıların yararına yaratılabilmesi için ücretsiz kredi vermenin mümkün olacağını savunuyorlar.
Fransız yasama meclisinin bir oturumunda Proudhon, mutualist bankacılık planını finanse etmek için hükûmet tarafından empoze edilen bir gelir vergisi önerdi; bazı vergi dilimleri yüzde 33 1⁄3 ve yüzde 50'ye kadar yükseldi, ancak yasama meclisi tarafından geri çevrildi. Proudhon'un bankasını finanse etmek için önerdiği bu gelir vergisi, kira, faiz, borçlar ve maaşlardan alınacaktı. Spesifik olarak, Proudhon'un önerdiği yasa, tüm kapitalistlerin ve hissedarların, gelirlerinin altıda birini kiracılarına ve borçlularına, diğer bir altıda birini de bankayı finanse etmek için ulusal hazineye ödemelerini gerektirecekti.
Bu plan, Frédéric Bastiat da dahil olmak üzere, yasama meclisindekiler tarafından şiddetle itiraz edildi. Gelir vergisinin reddedilmesinin nedeni, ekonomik yıkıma yol açması ve "mülkiyet hakkını" ihlal etmesiydi. Bastiat ile yaptığı tartışmalarda, Proudhon bir keresinde,% 1 gönüllü vergiyle ulusal bir bankaya fon sağlamayı önermişti. Proudhon ayrıca tüm vergilerin kaldırılmasını savundu.
Mülk
Proudhon, mülkiyetin doğası üzerine düşüncelerini dile getiren anarşist ve sosyalist bir filozoftu. "Mülkiyet hırsızlıktır", "mülkiyet özgürlüktür" ve "mülkiyet imkansızdır" sloganlarını oluşturdu. Colin Ward'a göre, Proudhon bu sloganlar arasında bir çelişki görmedi. Bunun nedeni, Proudhon'un, genellikle tek bir kelimeyle bağlantılı iki ayrı mülkiyet biçimi ayrımı olduğunu düşünmesiydi. Bir mutualiste göre bu, zorla yaratılan mülkiyet ile emeğin yarattığı mülkiyet arasındaki ayrımdır. Mülkiyet, "mülkiyeti fetih veya sömürüden elde edilen ve yalnızca devlet, mülkiyet yasaları, polis ve bir ordu tarafından sağlanan bir toprak sahibi veya kapitaliste ait olduğunda" hırsızlıktır. Mülkiyet, bir yuvaya, işleyebilecekleri toprağa, bir ticaretin araçlarına ve bu ekimin meyvelerine sahip olma hakkı olan insanlar ya da zanaatkâr aileler için özgürlüktür. İlki gayri meşru mülkiyet olarak kabul edilirken, ikincisi meşru mülkiyettir. Proudhon, emeğin ürünündeki mülkiyetin özgürlük için gerekli olduğunu falat meşru mülkiyetten sapan mülkiyetin "işgal ve kullanım" tiranlığın temeli olduğunu ve bir toplumu kendini yok etmeye götüreceğini savundu.
Kapitalist özel mülkiyet destekçilerinin aksine, Proudhon eşitliği vurguladı. Tüm işçilerin mülk sahibi olması ve sermayeye erişimi olması gerektiğini düşündü ve her kooperatifte "dernekte çalışan her işçinin şirketin mülkünde bölünmemiş bir paya sahip olması gerektiğini" vurguladı.
İntifa Hakkı
Mutualistler, arazinin alınıp satılması gereken bir meta olmaması gerektiğine inanarak, arazinin doluluk ve kullanım normlarına dayalı olarak şartlı tapu sahibi olmasını savunuyorlar. Mutualistler, bir bireyin şu anda kullanmıyorsa, ancak emeğini zaten ona dahil etmişse, bir bireyin toprak sahipliği konusunda meşru bir hak talebinde bulunup bulunmadığını tartışırlar. Tüm mutualistler, insan emeği ve makineler tarafından üretilen her şeyin kişisel mülkiyet olarak sahiplenilebileceği konusunda hemfikirdir. Mutualistler kişisel olmayan mülkiyet fikrini reddediyor. Şiddet yoluyla elde edilen veya sömürü yoluyla elde edilen parayla satın alınan her türlü mülk, gayri meşru kabul edilir.
Mutualist teoriye göre, kapitalizmin temel sorunu, kişisel olmayan mülkiyete izin vermesidir. Bu koşullar altında, bir kişi, fiziksel olarak kullanmadığı bir mülkü başkalarının kullanmasını engellemek, ekonomik olarak zayıf, kontrol altına alınabilecek ve sömürülecek kadar savunmasız bir duruma sokmak amacı ile satın alabilir. Mutualistler, yalnızca belirli insanların tarihsel olarak kapitalist olabildiklerini iddia ediyorlar. Mutualizme göre kapitalist, emek yerine gücü kullanarak para kazanan kişidir. Zamanla, bu koşullar altında, tüm üretim araçlarına kapitalist sınıf olarak, üretim araçlarına sahip olan bir azınlık sınıfı ve üretim araçlarına erişimi olmayan işçi sınıfı ortaya çıktı. İşçi sınıfın üretim araçlarına doğrudan erişimi yoktur ve bu nedenle hayatta kalabilmek için elinden geleni yapabileceği tek şeyi, yani emek gücünü satmaya, üretim araçlarına sahip olan birine özgürlüklerini bir maaş karşılığında vermek zorunda kalır. Bir işçinin aldığı maaş, ürettiği mal ve hizmetlerin değerinden her zaman daha azdır. Kapitalist işçisine daha az maaş verir ve genel giderleri çıkardıktan sonra kalan fark, kapitalistin çalışmadan elde ettiği sömürülen kârdır. Mutualistler, kapitalistlerin yeni üretim araçları satın almak için kullandıkları paranın, emekçilerden sömürdükleri artı değer olduğuna işaret ederler.
Mutualistler ayrıca, kapitalistlerin kişisel olmayan mülklerinin mülkiyetini sorunsuzca sürdürdüklerini, çünkü seçim kampanyalarına mali kaynak sağlayarak devlet şiddetini desteklediklerini söylerler. Devlet, kapitalist kişisel olmayan mülklerin mülkiyetini, para ve seçim desteği karşılığında halkın doğrudan işgaline ve kullanımına karşı korur. Kapitalistler daha sonra kişisel olmayan mülkiyet olarak emek-gücünü ve üretim araçlarını satın almaya devam edebilirler ve döngüyü devam ettirerek daha fazla emekçiden daha fazla artı-değer elde etmeye devam edebilirler. Mutualist teori, kullanım hakkı mülkiyet normları oluşturarak, kapitalist sınıfın sahip olduğu kişisel olmayan mülkiyetin kaldırılacağını belirtir. İşçi sınıfları daha sonra üretim araçlarına doğrudan erişime sahip olacak ve bu da, sattıkları her şeyin tam değerini korurken, işçilerin sahip olduğu işletmelerde serbestçe çalışmalarını ve üretmelerini mümkün kılacaktır. Ücretli kölelik biçimindeki ücretli emek ortadan kaldırılacak ve kapitalist olmak imkansız olacak çünkü yaygın ücretli emek piyasası artık mevcut olmayacak ve hiç kimse kişisel olmayan mülkiyet biçiminde üretim araçlarına sahip olamayacaktı. Böylece emeğin sömürülmesi için gerekli olan iki bileşen ortadan kalkacak ve bu, kapitalist sınıfın toplumun geri kalanıyla birlikte çalışmasına neden olacaktır.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kaynakca Ayrintili bilgi icin Bu maddenin veya bolumun ozgun arastirma dogrulanamaz veya yoruma dayali ifadeler icerdigi dusunulmektedir Lutfen iddialari kontrol ederek ve yeni kaynaklar ekleyerek gelistirin Ozgun arastirmadan olusmus ifadeler kaldirilabilir Ayrintilar maddenin tartisma sayfasinda bulunabilir Mutualizm anarsizmin bir turudur Serbest piyasa ve intifa temelli bir sosyalist toplumu savunur Bu sistemin bir uygulamasi minimum idari isleri karsilayacak kadar faizde kredi veren bir uzerindendir Mutualizm emek deger teorisinden ekonomik deger belirlenebilecegini savunur Mutualizme gore bir isci emeginin uretisini sattiginda kendi emegine es deger emegi para mal veya hizmet olarak almalidir Buna ragmen emek deger teorisini kabul etmeyen ve subjektif deger teorisini savunan mutualist dusunurler de mevcuttur Mutualizm anarsist yazar ve filozof Pierre Joseph Proudhon un dusunceleriyle populerlesmistir Mutualistler bireylerin kredi borc yatirim veya kira ile gelir elde etmesine karsidir Isci uretisinin tamamina erisebildigi surece mutualistler piyasa ekonomisini ve belli mulk sahipligi ilkelerini kabul ederler Mulku kapitalist ozel mulk uretici mulk ve bireysel mulk ozel mulk olarak ayirirlar Mutualizme gore toprak sahipliginin mesruiyeti o topragin islenip islenmedigine baglidir Kapitalist bir ekonomide bu topragin sahipligi mal sahibinin kendi secimine bagliyken mutualizmde topraga ihtiyaca ve kullanisa gore sahiplenilir Kolektivist ve bireyci akimlari vardir TeoriMutualizmin temel yonleri ozgur ureticiler birligi isci ozyonetimi kademecilik ve ikili iktidardir Mutualizm destekcileri tarafindan genellikle anti kapitalist bir serbest piyasa seklinde tanimlanir Mutualistler kapitalizmle iliskili ekonomik sorunlarin cogunun maliyet ilkesinin yani maliyete oranla fiyat sinirinin ihlal edilmesinden dolayi oldugunu iddia ederler Bu 1776 da Adam Smith tarafindan icat edilmemis olsa da populer hale getirilen emek deger teorisinden esinlenilmistir Proudhon Smith ten ilham aldigindan bahsetmistir Emek deger teorisi bir seyin gercek fiyatinin ya da gercek maliyetinin onu uretmek icin ustlenilen emek miktari oldugunu savunur Warren in maliyetine gore fiyat teorisi icinde bahsettigine gore maliyet fiyatin siniri olmalidir Mal satan bir kimse bu mallari edinmenin maliyetinden fazlasini almamalidir Ikili iktidar ve Kademecilik Ikili iktidar modern toplumda zaten var olanlara alternatif olusumlar insa etme surecidir Baslangicta Proudhon tarafindan teorize edilmis agorizm ve otonomizm gibi bircok devlet karsiti hareket tarafindan benimsenmistir Proudhon bunu su sekilde aciklamistir Devlet mekanizmasinin altinda siyasal kurumlarin golgesinde devlet adamlarinin ve din adamlarinin gozunden uzakta toplum kendi duzenini yavasca ve sessizce uretiyor ve yeni bir duzen insa etmek canliliginin ve ozerkliginin ifadesidir Proudhon tarafindan teorize edilen ikili iktidar Vladimir Lenin tarafindan yayginlastirilan ikili iktidarla karistirilmamalidir Proudhon un anlamiyla ikili iktidar devrimci bir varligin onceki kurumun gucunu devrimci varligin onu tamamen ele gecirebilecegi kadar zayiflatilana kadar onceki siyasi kurumlarin yapisini kasitli olarak korudugu daha spesifik bir senaryoyu ifade eder Mutualistler tarafindan uygulanan ikili iktidar alternatif kurumun gelistirilmesidir Ozgur Ureticiler Birligi Karsilikcilar bu birligin yalnizca uzmanlik gerektiren ve bircok farkli calisanin birlesik bir urunu tamamlamak icin bireysel gorevlerini yerine getirmesini gerektiren bir calisma ortami olan yerde gerekli oldugunu savunurlar Bu durumda isciler dogalari geregi birbirlerine bagimlidirlar eger bu birlik olmasaydi alt ve ust efendi ve ucretli kole olarak calismalari gerekirdi Uzman iscilerin yardimi olmadan bir birey tarafindan gerceklestirilebilecek bir iste bu birligi gerekmez Proudhon insanlarin toplumsal forma ihtiyac duymadiklarini ve yalnizca kiralarin kaldirilmasinda vb durumlarda dayanisma amaciyla sahte bir birliktelik gerektigini savundu Calismalarinin dogasi geregi egemen ve ozgur oldugunu kabul etti Tercih edilen birliktelik derecesi uzerine yorum yaparken Proudhon sunlari yazdi Uretimin buyuk bir isbolumu gerektirdigi durumlarda isciler arasinda bir birlik kurmak gerekir cunku onsuz onlar ast ve ustler olarak izole kalirlar ve endustriyel efendiler ve ucretli isciler ortaya cikardi ozgur ve demokratik bir toplumda igrenc olanlar Ancak urunun bir bireyin veya bir ailenin eylemi ile elde edilebildigi durumlarda Birlige gerek yoktur Proudhon a gore mutualizm isyerlerinin demokratik olarak orgutlenmis isci derneklerine devredilecegi bir sistem olan endustriyel demokrasinin yaratilmasini iceriyordu Bu birliklerin demokratik sosyal cumhuriyetin ortak kumasina dokunan bu genis sirketler ve toplumlar federasyonunun oncu cekirdegi olan tarim sanayi ve ticaret icin model olmalarini istiyoruz Mutualizm altinda isciler artik emegini bir kapitaliste satmayacak aksine kooperatiflerde kendileri icin calisacaklardi Karsilikli Kredi Mutualistler karsilikli krediyi desteklerler ve serbest bankaciligin insanlar tarafindan ucretsiz kredi sistemleri kurmak icin geri alinmasi gerektigini savunurlar Kapitalistlerin uretim araclari uzerinde tekel sahibi olmasi ve toprak agalarinin toprak uzerinde tekeli olmasi gibi bankalarin kredi tekeline sahip olduklarini iddia ederler Bankalar aslinda kendilerine ait olmayan mevduatlari odunc vererek ardindan aradaki fark icin faiz alarak para yaratiyorlar Mutualistler demokratik olarak yonetilen bir kredi birligi kurarak paranin bankacilarin yararina degil katilimcilarin yararina yaratilabilmesi icin ucretsiz kredi vermenin mumkun olacagini savunuyorlar Fransiz yasama meclisinin bir oturumunda Proudhon mutualist bankacilik planini finanse etmek icin hukumet tarafindan empoze edilen bir gelir vergisi onerdi bazi vergi dilimleri yuzde 33 1 3 ve yuzde 50 ye kadar yukseldi ancak yasama meclisi tarafindan geri cevrildi Proudhon un bankasini finanse etmek icin onerdigi bu gelir vergisi kira faiz borclar ve maaslardan alinacakti Spesifik olarak Proudhon un onerdigi yasa tum kapitalistlerin ve hissedarlarin gelirlerinin altida birini kiracilarina ve borclularina diger bir altida birini de bankayi finanse etmek icin ulusal hazineye odemelerini gerektirecekti Bu plan Frederic Bastiat da dahil olmak uzere yasama meclisindekiler tarafindan siddetle itiraz edildi Gelir vergisinin reddedilmesinin nedeni ekonomik yikima yol acmasi ve mulkiyet hakkini ihlal etmesiydi Bastiat ile yaptigi tartismalarda Proudhon bir keresinde 1 gonullu vergiyle ulusal bir bankaya fon saglamayi onermisti Proudhon ayrica tum vergilerin kaldirilmasini savundu Mulk Proudhon mulkiyetin dogasi uzerine dusuncelerini dile getiren anarsist ve sosyalist bir filozoftu Mulkiyet hirsizliktir mulkiyet ozgurluktur ve mulkiyet imkansizdir sloganlarini olusturdu Colin Ward a gore Proudhon bu sloganlar arasinda bir celiski gormedi Bunun nedeni Proudhon un genellikle tek bir kelimeyle baglantili iki ayri mulkiyet bicimi ayrimi oldugunu dusunmesiydi Bir mutualiste gore bu zorla yaratilan mulkiyet ile emegin yarattigi mulkiyet arasindaki ayrimdir Mulkiyet mulkiyeti fetih veya somuruden elde edilen ve yalnizca devlet mulkiyet yasalari polis ve bir ordu tarafindan saglanan bir toprak sahibi veya kapitaliste ait oldugunda hirsizliktir Mulkiyet bir yuvaya isleyebilecekleri topraga bir ticaretin araclarina ve bu ekimin meyvelerine sahip olma hakki olan insanlar ya da zanaatkar aileler icin ozgurluktur Ilki gayri mesru mulkiyet olarak kabul edilirken ikincisi mesru mulkiyettir Proudhon emegin urunundeki mulkiyetin ozgurluk icin gerekli oldugunu falat mesru mulkiyetten sapan mulkiyetin isgal ve kullanim tiranligin temeli oldugunu ve bir toplumu kendini yok etmeye goturecegini savundu Kapitalist ozel mulkiyet destekcilerinin aksine Proudhon esitligi vurguladi Tum iscilerin mulk sahibi olmasi ve sermayeye erisimi olmasi gerektigini dusundu ve her kooperatifte dernekte calisan her iscinin sirketin mulkunde bolunmemis bir paya sahip olmasi gerektigini vurguladi Intifa Hakki Mutualistler arazinin alinip satilmasi gereken bir meta olmamasi gerektigine inanarak arazinin doluluk ve kullanim normlarina dayali olarak sartli tapu sahibi olmasini savunuyorlar Mutualistler bir bireyin su anda kullanmiyorsa ancak emegini zaten ona dahil etmisse bir bireyin toprak sahipligi konusunda mesru bir hak talebinde bulunup bulunmadigini tartisirlar Tum mutualistler insan emegi ve makineler tarafindan uretilen her seyin kisisel mulkiyet olarak sahiplenilebilecegi konusunda hemfikirdir Mutualistler kisisel olmayan mulkiyet fikrini reddediyor Siddet yoluyla elde edilen veya somuru yoluyla elde edilen parayla satin alinan her turlu mulk gayri mesru kabul edilir Mutualist teoriye gore kapitalizmin temel sorunu kisisel olmayan mulkiyete izin vermesidir Bu kosullar altinda bir kisi fiziksel olarak kullanmadigi bir mulku baskalarinin kullanmasini engellemek ekonomik olarak zayif kontrol altina alinabilecek ve somurulecek kadar savunmasiz bir duruma sokmak amaci ile satin alabilir Mutualistler yalnizca belirli insanlarin tarihsel olarak kapitalist olabildiklerini iddia ediyorlar Mutualizme gore kapitalist emek yerine gucu kullanarak para kazanan kisidir Zamanla bu kosullar altinda tum uretim araclarina kapitalist sinif olarak uretim araclarina sahip olan bir azinlik sinifi ve uretim araclarina erisimi olmayan isci sinifi ortaya cikti Isci sinifin uretim araclarina dogrudan erisimi yoktur ve bu nedenle hayatta kalabilmek icin elinden geleni yapabilecegi tek seyi yani emek gucunu satmaya uretim araclarina sahip olan birine ozgurluklerini bir maas karsiliginda vermek zorunda kalir Bir iscinin aldigi maas urettigi mal ve hizmetlerin degerinden her zaman daha azdir Kapitalist iscisine daha az maas verir ve genel giderleri cikardiktan sonra kalan fark kapitalistin calismadan elde ettigi somurulen kardir Mutualistler kapitalistlerin yeni uretim araclari satin almak icin kullandiklari paranin emekcilerden somurdukleri arti deger olduguna isaret ederler Mutualistler ayrica kapitalistlerin kisisel olmayan mulklerinin mulkiyetini sorunsuzca surdurduklerini cunku secim kampanyalarina mali kaynak saglayarak devlet siddetini desteklediklerini soylerler Devlet kapitalist kisisel olmayan mulklerin mulkiyetini para ve secim destegi karsiliginda halkin dogrudan isgaline ve kullanimina karsi korur Kapitalistler daha sonra kisisel olmayan mulkiyet olarak emek gucunu ve uretim araclarini satin almaya devam edebilirler ve donguyu devam ettirerek daha fazla emekciden daha fazla arti deger elde etmeye devam edebilirler Mutualist teori kullanim hakki mulkiyet normlari olusturarak kapitalist sinifin sahip oldugu kisisel olmayan mulkiyetin kaldirilacagini belirtir Isci siniflari daha sonra uretim araclarina dogrudan erisime sahip olacak ve bu da sattiklari her seyin tam degerini korurken iscilerin sahip oldugu isletmelerde serbestce calismalarini ve uretmelerini mumkun kilacaktir Ucretli kolelik bicimindeki ucretli emek ortadan kaldirilacak ve kapitalist olmak imkansiz olacak cunku yaygin ucretli emek piyasasi artik mevcut olmayacak ve hic kimse kisisel olmayan mulkiyet biciminde uretim araclarina sahip olamayacakti Boylece emegin somurulmesi icin gerekli olan iki bilesen ortadan kalkacak ve bu kapitalist sinifin toplumun geri kalaniyla birlikte calismasina neden olacaktir Arsivlenmis kopya www libertarianism org 31 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Temmuz 2021 A Mutualist FAQ The Anarchist Library Ingilizce 4 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Temmuz 2021