Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Ekim 2020) () ( |
Osmanlı-Suudi Savaşları, 1811-1818 Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa komutası altındaki birlikler ile, Diriye Emirliği ordusu arasında yapılan savaş.
Osmanlı-Suudi Savaşları | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
| |||||||
Taraflar | |||||||
Diriye Emirliği | |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Abdullah bin Suud (ölü) | II. Mahmud Kavalalı Mehmed Ali Paşa Kavalalı Tosun Paşa Kavalalı İbrahim Paşa (ölü) | ||||||
Güçler | |||||||
20.000 | 50.000 | ||||||
Kayıplar | |||||||
14.000 ölü 6.000 yaralı Abdullah bin Suud'un idamı Diriye'nin yerle bir edilmesi | 2.000 ölü 1.000 yaralı 50 esir |
Savaş öncesi
Bugünkü Suud Hanedanına adını veren Muhammed bin Suud, Arabistan’ın çeşitli yerlerine dağılmış olan Aneze kabilesinin Mesâlîh koluna mensup Âl-i Mukrin aşiretindendir. Ataları 15. yüzyılda Katîf’ten gelerek Diriye’ye yerleşmiş ve o tarihten itibaren Diriye emirleri bu aileden çıkmaktaydı. Babasının ölmesi üzerine Muhammed bin Suud, Diriye ve çevresinde ilk olarak 1726’da bağımsız bir emir sanıyla hükmetmeye başladı. Bu dönemde Muhammed'in zamanındaki hayat tarzına dönülmesini savunan ve her türlü yeniliğe ve mezarlara karşı olan Vahhabiler ve öğretilerin yayıcısı Muhammed bin Abdülvehhâb bazı sahâbelerin kabirlerini yıktırması sonucu gördüğü tepkiler üzerine Diriye’ye sığınmak zorunda kaldı. Vahhabilere göre mezarın sadece ziyareti değil, yerinin belli olması bile cehennemin kapılarını açacak bir kabahatti. Diriye’ye yerleşmesi Muhammed bin Abdülvehhâb’ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Suud ailesi kendisine sahip çıktı ve fikirlerinin yayılmasına destek verdi. Böylece birbirleriyle anlaştılar. Bu ittifak hem Suûdîler’in hem Vehhâbîler’in tarihinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Daha sonra Muhammed bin Suûd'un Abdülvehhâb’ın kızıyla evlenmesiyle aralarında akrabalık kurarak dinî-siyasi bir güç oluşturdular Bu arada emirliğin Muhammed bin Suûd, şeyhliğin Muhammed bin Abdülvehhâb nesline ait olması kararlaştırılarak Suûdî hânedanının temelleri atıldı ve devletin takip edeceği siyaset belirlendi. Birtakım yeni fikirlerle desteklenmiş katı kurallara oturtulan Vehhâbî-Suûdî hâkimiyetini tüm Arabistan ve Körfez ülkelerine yayma çabasına girdiler. Vehhâbîlik hareketi, yaklaşık otuz yıl süren yavaş ve düzensiz bir yayılma döneminin ardından Suûd ailesinin Necid’in tamamına hâkim olmasıyla büyük bir ivme kazandı.
1765’e kadar emirliği devam eden Muhammed bin Suud, Osmanlı Devleti’nin tepkisinden çekindiği için Irak ve Hicaz bölgelerine pek fazla yanaşmadı. Ancak Abdülvehhâb’ın öğretisine sıkıca bağlı olan oğlu Abdülaziz yaptığı ittifaklar sayesinde denize çıkış yolu olan Lahsa’yı, 1784 yılında ele geçirdi. Diğer taraftan Hicaz’a gözünü dikti. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti tarafından isyancı olarak kabul edilen Suud güçleri Lahsâ’nın kuzeyinde Osmanlı askerleri ile giriştiği mücadelede galip gelerek Lahsâ’nın limanı olan Uceyr’e kadar ulaştı.
Napolyon Bonapart’ın 1798’de beklenmedik bir şekilde Mısır’ı işgal etmesi ve bunun ardından ortaya çıkan meseleler Suûdîler’in işine yaradı. 1802'de Abdullah bin Suud, Kerbelâ’yı basıp matem ayini yapan Şiîler’in 2000’den fazlasını öldürerek Hüseyin’in sandukasını ateşe verip türbedeki 200 deve yükü altın ve gümüş eşyayı Diriye’ye getirdiler. 1803’te Hicaz’a karşı giriştikleri işgal hareketi ile birlikte ilk önce Taif'i ardından da 1805’te yeniden Hicaz'a girip Medine’yi ele geçirdiler. Medine'de ne kadar türbe ve mezar varsa hepsi yerle bir edildi ve Mescid-i Nebevi yağmalandı. Bir yıl sonra da 1806'da Mekke'yi ele geçirdiler. Hac yolu seneler boyu kapalı kaldı ve uyarılara kulak asmadan Mekke’ye doğru yola çıkanlardan da hiçbir haber alınamadı. Özellikle bu son olaylar Osmanlı Devleti'nin prestijini sarsacak nitelikteydi, zîrâ Osmanlı Devleti bu iki kutsal şehir üzerinde 1517'den beri hükümranlığını kesintisiz sürdürmekteydi. O yıllarda bir yandan Sırp isyanı ile uğraşan diğer taraftan da Rusya ile savaş halinde olan ve aynı zamanda Sultan III. Selim'in tahttan indirilmesiyle neticelenen bir isyan nedeniyle iç meselelerle boğuşan Osmanlı Devleti ancak Sultan II. Mahmud tahta geçtikten sonra sorunun çözümü için bir girişimde bulunabildi.
Savaşın gidişatı
II. Mahmud, kutsal şehirleri tekrar ele geçirmek ve Suriye'yi tehdit eden Vahabbi tehlikesini ortadan kaldırmak için Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya başvurmak zorunda kaldı. Kavalalı Mehmed Ali Paşa, 1811’de oğlu Tosun Paşa komutasındaki muntazam piyade ordusunu Süveyş üzerinden Hicaz'a sevketti. Tosun Paşa ilk önce Medine'yi geri aldı. Tosun Paşa' Medine'nin anahtarını Mısır'a babasına gönderdi. Kavalalı Mehmed Ali Paşa da bu anahtarı, Anahtar Ağası Latif Ağa ile İstanbul'a gönderdi. Medine'nin kurtarılması haberi İstanbul'a ulaşınca ertesi Cuma günü anahtarın karşılanması için büyük bir alay tertip edildi. 30 Ocak 1813'te Latif Ağa top sesleri arasında İstanbul'a girdi. Şeyhülislam, Sadaret kaymakamı, Kaptan-ı Derya, Kazaskerler ve devlet büyükleri Eyüp Sultan'a gidip anahtarı karşıladılar. Anahtarı Haram Ağası aldı ve saraya getirerek Sultan II. Mahmud'a teslim etti. Medine-i Münevvere anahtarını İstanbul'a getiren Latif Ağa ile maiyetine hilatlar giydirilip kese kese altınlar verildiği gibi Latif Ağa'ya da Beylerbeylik rütbesi verildi.
Tosun Paşa'nın Mekke, Cidde ve Taif'i de geri aldığının haberi gelmesi üzerine Sultan II. Mahmud bir hafta top şenliğinin yapılmasını buyurdu. Mehmed Ali Paşa'nın bir diğer oğlu İsmail Bey İstanbul'a gelerek Mekke'nin anahtarlarını bizzat Sultan II. Mahmud'a takdim etti. Tekrar Osmanlı Devleti'nin denetimi altına giren hac yollarının tamiri için bir bina emini tayin etti. Ardından da Kahvecibaşı Ağa ile Kavalalı Mehmed Ali paşa ve oğlu Tosun Paşa'ya kılıç, kaftan, mücevherli hançer, hilatler ve tuğlar gönderdi. Aynı yıl Mehmed Ali Paşa da bir kısım kuvvetlerle Hicaz’a gelerek bazı düzenlemeler yaptı. Babası Suûd b. Abdülazîz’in ölümü üzerine 1814’te Suûdîler’in başına geçen Abdullah bin Suud, Tosun Paşa’nın Necid harekâtı sırasında onunla mütareke yaptı; ancak barış görüşmeleri bir netice vermedi.
Mekke ve Medine ile Hicaz'ın tamamı geri alınmıştı ancak Suudilerin merkezi henüz ele geçirilememişti. 1816’da ölen Tosun Paşa’nın yerine Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın diğer oğlu İbrahim Paşa’nın bölgeye gelmesiyle mücadele şiddetlendi. Abdullah bin Suud, 2 Mayıs 1817’de İbrâhim Paşa kuvvetlerine mağlûp oldu ve merkezi olan Diriye’ye çekildi. İbrâhim Paşa beş aylık bir kuşatmadan sonra 6 Eylül 1818'de Diriye'yi ele geçirerek iç kaledeki bir kasra sığınmış bulunan Abdullah bin Suud’u dört oğlu ve bazı yakınları ile birlikte yakaladı.
Sonuç
Suud ailesinden pek çoğu kuşatmadan önce kaçtı. Kalanlar Mısır'da ve İstanbul'da hapishanelere gönderildi. Önce Medine’ye sonra da Mısır’a götürülen Abdullah bin Suud ise, kâtibi ve hazinedarı ile birlikte deniz yoluyla İstanbul’a gönderildi. 14 Aralık 1818’de, Haliç’te Defterdar İskelesi’ne çıkarıldıktan sonra zincirlere vurulmuş bir şekilde halka teşhir edilerek Bâbıâli’ye getirilerek Sadrazam'ın huzuruna çıkarıldı. Sadrazam, Abdullah bin Suud ve adamlarını Mısır’dan getiren Kapı Kethüdasına, Tatar Ağasına, geminin kaptanına ve diğer görevlilere samur kürkler hediye etti ve her birine ömür boyu gelir bağladı. Abdullah bin Suud ve adamları, Bostancıbaşı’nın hapishanesine gönderilip Mekke ve Medine'den gasp ettiği malların tespiti için üç gün kadar burada sorguya çekildi. Sorgular sırasında Mekke ile Medine’den ve Hüseyin’in Kerbela'daki türbesinden çaldıkları bazı mallar hakkında Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından hapsedilen öteki adamlarının bilgi sahibi oldukları öğrenildi. Bu konuda Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya gereken yazılar yazıldı. 17 Aralık 1818 günü Sultan II. Mahmud o gün yapılan cirit ve mızrak oyunlarını seyretmek için Beyazıt'taki eski saraya gitmişti. Andullah bin Suud'u adamlarıyla beraber eski saraya götürüp padişahın huzuruna çıkardılar. Sultan II. Mahmud mahkûmları bir müddet seyrettikten sonra idamlarını emretti. Abdullah bin Suud, Sultan II. Mahmud'un huzurunda Bostancıbaşı Halil Ağa'nın kılıcıyla padişahın gözleri önünde kellesi kesilerek idam edildi. Bu zafer, hac yollarının güvenliğini tekrar sağlamış olduğundan Kavalalı ailesine büyük prestij kazandırdı. Nitekim 1821 yılında başlayan Yunan İsyanında Sultan II. Mahmud tekrar Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın yardımına başvurdu.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 37, sayfa: 585
- ^ James, T. G. H. (2003). "Napoleon and Egyptology: Britain's Debt to French Enterprise". Enlightening the British: Knowledge, Discovery and the Museum in the Eighteenth Century. British Museum Press. s. 151. ISBN .
- ^ electricpulp.com. "Karbala – Encyclopaedia Iranica". iranicaonline.org. 15 Şubat 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Kasım 2017.
- ^ Sauds's campaign for Hejaz and the two holy cities 14 Eylül 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Islam Life online magazine
- ^ . 17 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020.
- ^ House of Saud Revivals 7 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., King Abdullah Ibn Saud Information Resource
- ^ Abdullah bin Saud's capture 6 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., King Abdullah Ibn Saud Information Resource
- ^ Abdullah bin Saud's execution 6 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., King Abdullah Ibn Saud Information Resource
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Osmanli Suudi Savaslari haber gazete kitap akademik JSTOR Ekim 2020 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Osmanli Suudi Savaslari 1811 1818 Misir Valisi Kavalali Mehmet Ali Pasa komutasi altindaki birlikler ile Diriye Emirligi ordusu arasinda yapilan savas Osmanli Suudi SavaslariTarih1811 15 Ekim 1818BolgeArap YarimadasiSonucOsmanli zaferi Diriye Emirligi nin sonuTaraflarDiriye EmirligiOsmanli Imparatorlugu Misir EyaletiKomutanlar ve liderlerAbdullah bin Suud olu II Mahmud Kavalali Mehmed Ali Pasa Kavalali Tosun Pasa Kavalali Ibrahim Pasa olu Gucler20 00050 000Kayiplar14 000 olu 6 000 yarali Abdullah bin Suud un idami Diriye nin yerle bir edilmesi2 000 olu 1 000 yarali 50 esirSavas oncesiBugunku Suud Hanedanina adini veren Muhammed bin Suud Arabistan in cesitli yerlerine dagilmis olan Aneze kabilesinin Mesalih koluna mensup Al i Mukrin asiretindendir Atalari 15 yuzyilda Katif ten gelerek Diriye ye yerlesmis ve o tarihten itibaren Diriye emirleri bu aileden cikmaktaydi Babasinin olmesi uzerine Muhammed bin Suud Diriye ve cevresinde ilk olarak 1726 da bagimsiz bir emir saniyla hukmetmeye basladi Bu donemde Muhammed in zamanindaki hayat tarzina donulmesini savunan ve her turlu yenilige ve mezarlara karsi olan Vahhabiler ve ogretilerin yayicisi Muhammed bin Abdulvehhab bazi sahabelerin kabirlerini yiktirmasi sonucu gordugu tepkiler uzerine Diriye ye siginmak zorunda kaldi Vahhabilere gore mezarin sadece ziyareti degil yerinin belli olmasi bile cehennemin kapilarini acacak bir kabahatti Diriye ye yerlesmesi Muhammed bin Abdulvehhab in hayatinda bir donum noktasi oldu Suud ailesi kendisine sahip cikti ve fikirlerinin yayilmasina destek verdi Boylece birbirleriyle anlastilar Bu ittifak hem Suudiler in hem Vehhabiler in tarihinde bir donum noktasi olusturmustur Daha sonra Muhammed bin Suud un Abdulvehhab in kiziyla evlenmesiyle aralarinda akrabalik kurarak dini siyasi bir guc olusturdular Bu arada emirligin Muhammed bin Suud seyhligin Muhammed bin Abdulvehhab nesline ait olmasi kararlastirilarak Suudi hanedaninin temelleri atildi ve devletin takip edecegi siyaset belirlendi Birtakim yeni fikirlerle desteklenmis kati kurallara oturtulan Vehhabi Suudi hakimiyetini tum Arabistan ve Korfez ulkelerine yayma cabasina girdiler Vehhabilik hareketi yaklasik otuz yil suren yavas ve duzensiz bir yayilma doneminin ardindan Suud ailesinin Necid in tamamina hakim olmasiyla buyuk bir ivme kazandi 1765 e kadar emirligi devam eden Muhammed bin Suud Osmanli Devleti nin tepkisinden cekindigi icin Irak ve Hicaz bolgelerine pek fazla yanasmadi Ancak Abdulvehhab in ogretisine sikica bagli olan oglu Abdulaziz yaptigi ittifaklar sayesinde denize cikis yolu olan Lahsa yi 1784 yilinda ele gecirdi Diger taraftan Hicaz a gozunu dikti Bu tarihten sonra Osmanli Devleti tarafindan isyanci olarak kabul edilen Suud gucleri Lahsa nin kuzeyinde Osmanli askerleri ile giristigi mucadelede galip gelerek Lahsa nin limani olan Uceyr e kadar ulasti Napolyon Bonapart in 1798 de beklenmedik bir sekilde Misir i isgal etmesi ve bunun ardindan ortaya cikan meseleler Suudiler in isine yaradi 1802 de Abdullah bin Suud Kerbela yi basip matem ayini yapan Siiler in 2000 den fazlasini oldurerek Huseyin in sandukasini atese verip turbedeki 200 deve yuku altin ve gumus esyayi Diriye ye getirdiler 1803 te Hicaz a karsi giristikleri isgal hareketi ile birlikte ilk once Taif i ardindan da 1805 te yeniden Hicaz a girip Medine yi ele gecirdiler Medine de ne kadar turbe ve mezar varsa hepsi yerle bir edildi ve Mescid i Nebevi yagmalandi Bir yil sonra da 1806 da Mekke yi ele gecirdiler Hac yolu seneler boyu kapali kaldi ve uyarilara kulak asmadan Mekke ye dogru yola cikanlardan da hicbir haber alinamadi Ozellikle bu son olaylar Osmanli Devleti nin prestijini sarsacak nitelikteydi zira Osmanli Devleti bu iki kutsal sehir uzerinde 1517 den beri hukumranligini kesintisiz surdurmekteydi O yillarda bir yandan Sirp isyani ile ugrasan diger taraftan da Rusya ile savas halinde olan ve ayni zamanda Sultan III Selim in tahttan indirilmesiyle neticelenen bir isyan nedeniyle ic meselelerle bogusan Osmanli Devleti ancak Sultan II Mahmud tahta gectikten sonra sorunun cozumu icin bir girisimde bulunabildi Savasin gidisatiII Mahmud kutsal sehirleri tekrar ele gecirmek ve Suriye yi tehdit eden Vahabbi tehlikesini ortadan kaldirmak icin Misir Valisi Kavalali Mehmet Ali Pasa ya basvurmak zorunda kaldi Kavalali Mehmed Ali Pasa 1811 de oglu Tosun Pasa komutasindaki muntazam piyade ordusunu Suveys uzerinden Hicaz a sevketti Tosun Pasa ilk once Medine yi geri aldi Tosun Pasa Medine nin anahtarini Misir a babasina gonderdi Kavalali Mehmed Ali Pasa da bu anahtari Anahtar Agasi Latif Aga ile Istanbul a gonderdi Medine nin kurtarilmasi haberi Istanbul a ulasinca ertesi Cuma gunu anahtarin karsilanmasi icin buyuk bir alay tertip edildi 30 Ocak 1813 te Latif Aga top sesleri arasinda Istanbul a girdi Seyhulislam Sadaret kaymakami Kaptan i Derya Kazaskerler ve devlet buyukleri Eyup Sultan a gidip anahtari karsiladilar Anahtari Haram Agasi aldi ve saraya getirerek Sultan II Mahmud a teslim etti Medine i Munevvere anahtarini Istanbul a getiren Latif Aga ile maiyetine hilatlar giydirilip kese kese altinlar verildigi gibi Latif Aga ya da Beylerbeylik rutbesi verildi Tosun Pasa nin Mekke Cidde ve Taif i de geri aldiginin haberi gelmesi uzerine Sultan II Mahmud bir hafta top senliginin yapilmasini buyurdu Mehmed Ali Pasa nin bir diger oglu Ismail Bey Istanbul a gelerek Mekke nin anahtarlarini bizzat Sultan II Mahmud a takdim etti Tekrar Osmanli Devleti nin denetimi altina giren hac yollarinin tamiri icin bir bina emini tayin etti Ardindan da Kahvecibasi Aga ile Kavalali Mehmed Ali pasa ve oglu Tosun Pasa ya kilic kaftan mucevherli hancer hilatler ve tuglar gonderdi Ayni yil Mehmed Ali Pasa da bir kisim kuvvetlerle Hicaz a gelerek bazi duzenlemeler yapti Babasi Suud b Abdulaziz in olumu uzerine 1814 te Suudiler in basina gecen Abdullah bin Suud Tosun Pasa nin Necid harekati sirasinda onunla mutareke yapti ancak baris gorusmeleri bir netice vermedi Mekke ve Medine ile Hicaz in tamami geri alinmisti ancak Suudilerin merkezi henuz ele gecirilememisti 1816 da olen Tosun Pasa nin yerine Kavalali Mehmed Ali Pasa nin diger oglu Ibrahim Pasa nin bolgeye gelmesiyle mucadele siddetlendi Abdullah bin Suud 2 Mayis 1817 de Ibrahim Pasa kuvvetlerine maglup oldu ve merkezi olan Diriye ye cekildi Ibrahim Pasa bes aylik bir kusatmadan sonra 6 Eylul 1818 de Diriye yi ele gecirerek ic kaledeki bir kasra siginmis bulunan Abdullah bin Suud u dort oglu ve bazi yakinlari ile birlikte yakaladi SonucSuud ailesinden pek cogu kusatmadan once kacti Kalanlar Misir da ve Istanbul da hapishanelere gonderildi Once Medine ye sonra da Misir a goturulen Abdullah bin Suud ise katibi ve hazinedari ile birlikte deniz yoluyla Istanbul a gonderildi 14 Aralik 1818 de Halic te Defterdar Iskelesi ne cikarildiktan sonra zincirlere vurulmus bir sekilde halka teshir edilerek Babiali ye getirilerek Sadrazam in huzuruna cikarildi Sadrazam Abdullah bin Suud ve adamlarini Misir dan getiren Kapi Kethudasina Tatar Agasina geminin kaptanina ve diger gorevlilere samur kurkler hediye etti ve her birine omur boyu gelir bagladi Abdullah bin Suud ve adamlari Bostancibasi nin hapishanesine gonderilip Mekke ve Medine den gasp ettigi mallarin tespiti icin uc gun kadar burada sorguya cekildi Sorgular sirasinda Mekke ile Medine den ve Huseyin in Kerbela daki turbesinden caldiklari bazi mallar hakkinda Misir Valisi Kavalali Mehmed Ali Pasa tarafindan hapsedilen oteki adamlarinin bilgi sahibi olduklari ogrenildi Bu konuda Kavalali Mehmed Ali Pasa ya gereken yazilar yazildi 17 Aralik 1818 gunu Sultan II Mahmud o gun yapilan cirit ve mizrak oyunlarini seyretmek icin Beyazit taki eski saraya gitmisti Andullah bin Suud u adamlariyla beraber eski saraya goturup padisahin huzuruna cikardilar Sultan II Mahmud mahkumlari bir muddet seyrettikten sonra idamlarini emretti Abdullah bin Suud Sultan II Mahmud un huzurunda Bostancibasi Halil Aga nin kiliciyla padisahin gozleri onunde kellesi kesilerek idam edildi Bu zafer hac yollarinin guvenligini tekrar saglamis oldugundan Kavalali ailesine buyuk prestij kazandirdi Nitekim 1821 yilinda baslayan Yunan Isyaninda Sultan II Mahmud tekrar Kavalali Mehmed Ali Pasa nin yardimina basvurdu Ayrica bakinizOsmanli Arabistani VehhabilikKaynakca TDV Islam Ansiklopedisi cilt 37 sayfa 585 James T G H 2003 Napoleon and Egyptology Britain s Debt to French Enterprise Enlightening the British Knowledge Discovery and the Museum in the Eighteenth Century British Museum Press s 151 ISBN 0 7141 5010 X electricpulp com Karbala Encyclopaedia Iranica iranicaonline org 15 Subat 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Kasim 2017 Sauds s campaign for Hejaz and the two holy cities 14 Eylul 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Islam Life online magazine 17 Kasim 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2020 House of Saud Revivals 7 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde King Abdullah Ibn Saud Information Resource Abdullah bin Saud s capture 6 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde King Abdullah Ibn Saud Information Resource Abdullah bin Saud s execution 6 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde King Abdullah Ibn Saud Information Resource