Pharsalia ya da bir diğer adıyla Bellum Civile, Romalı şair Marcus Annaeus Lucanus'un başyapıtı olarak kabul edilen şiir. Bellum Civile adı eski çağdaki biyografilerden ve el yazmalarından elde edilmişken Lucanus ise yapıtından dokuzuncu kitabın 985. dizesinde Pharsalia diye söz etmektedir.
Pharsalia | |
---|---|
Diğer ad(lar) | Bellum Civile |
Tür | Şiir |
Tarih | 59-65 |
Dil(ler) | Latince |
Yazar | Marcus Annaeus Lucanus |
Adanan | Neron |
Konu(lar) | Pharsalus Muharebesi |
Jül Sezar ile Gnaeus Pompeius Magnus arasındaki iç savaşta kazanan tarafı belirleyen savaşın yapıldığı yer olan Pharsalus'tan yola çıkarak adını alan yapıt on kitaptan oluşup toplamda 8.060 altılı dize içermektedir. Yazarın ölümü yüzünden tamamlanamayan şiir yaklaşık olarak 59 ile 65 yılları arasında ortaya çıkmıştır.
İçeriği
- Birinci kitap
Konu açıklandıktan, Neron'a adandıktan, savaşın çıkış nedenleri sıralandıktan ve Gnaeus Pompeius Magnus ile Jül Sezar'ın portreleri çizildikten sonra Rubicon'un nasıl geçildiği anlatılır. Ardından askerî güçlerin kataloğu, Pompeius ve Roma halkının paniğe kapılması gelir. Son olarak da mucizeler ve kehanetler anlatılmıştır.
- İkinci kitap
Romalılar Gaius Marius ile Lucius Cornelius Sulla arasındaki iç savaşı anımsadıklarında yakınırlar ve Sezar ile Pompeius arasındaki savaşın çok daha korkunç olacağını anlarlar. Marcus Junius Brutus ve Marcus Porcius Cato geceleyin bir tartışmaya tutuşarak galip gelen kişinin kesin egemenliği ile sonuçlanacak bir savaştan uzak durmanın doğru olup olmadığını ya da Pompeius'u etkilemek amacıyla onun yanına geçmenin uygun olup olmadığını birbirlerine sorarlar. Cato, Brutus'u ikinci seçenek için ikna eder. Sezar'ın lejyonlarının baskısı altında Pompeius İtalya'dan kaçar.
- Üçüncü kitap
Pompeius yolda Sezar'ın kızı olan eski karısı Julia'nın hayalini rüyasında görür, Julia onu korkunç kehanetlerle tehdit etmektedir. Sezar Roma'ya girer ve devlet hazinesine el koyar. Pompeius büyük ölçüde doğudaki müttefiklerini toplar. Lucanus bunlar hakkında, Ilias'taki gemilerin kataloğuna benzeyen geniş bir liste verir. Savaşın yeri Sezar'ın kuşattığı Marsilia'ya doğru kayar. Marsilia halkı ile Sezar'ın ordusu arasında bir deniz savaşı çıkar.
- Dördüncü kitap
Bu kitap Sezar'ın Hispania'daki eylemlerini, Pompeius'un kahramanlığını, küçük bir grubun başında pek çok düşmanın saldırısını uzak tutan Vulteius'u ve Sezar'ın Numidia güçleri tarafından yenilgiye uğratılan genç yandaşı 'nun Afrika'da ölmesini anlatır.
- Beşinci kitap
Senato, Roma'dan uzakta Epirus'ta toplanır. Pompeius yanlısı , Delphoi'daki kehanete danışmaya gider ancak yanıt belirsizdir. Sezar çıkan bir ayaklanmayı bastırdıktan sonra güçlerini Epirus'a geçirir. Ordunun geri kalan kesimiyle onu yavaş yavaş izleyen Marcus Antonius'un gecikmesi canını sıkınca kılık değiştirerek küçük bir kayıkla geçip ona katılmaya çalışır ama sert bir fırtına onu karaya gerisin geri sürükler. Pompeius karısı Cornelia Metella'yı Lesbos adasında bırakır ve her ikisi de ayrılmak zorunda kalmalarına üzülür.
- Altıncı kitap
Pompeius ordusuyla birlikte Dyrrhachium'da sıkıştırılıp kuşatılmıştır. Sezar yanlısı kahramanca işler başarır. Pompeius'un ve Sezar'ın orduları sonuç belirleyici savaşın yapılacağı Thessalia'ya ulaşırlar. Pompeius'un oğullarından Sextus Pompeius kâhin 'ya danışmaya gider.Kadın ölülerle haberleşerek fala bakma sahnesi sunar, büyü sanatını kullanarak savaşta ölmüş bir askeri yaşama döndürür. Bu asker Sextus'a onu, ailesini ve tüm Roma politik düzenini bekleyen yıkımı açıklar.
- Yedinci kitap
Pompeius düşünde eskiden kutladığı utku törenlerini görür. Bir savaş meclisinde savaştan uzak durmayı önerir ama Cicero da içlerinde olmak üzere yandaşlarına yenik düşer. Pharsalus Muharebesi'nin bir kesimi olarak Sezar ve Pompeius askerî güçlerine seslenirler. Savaş yapılır ve Sezar üstün gelir. Neron'un atası, Pompeius yanlısı kahramanca ölür. Pompeius kaçar. Sezar ölen Ahenobarbus'u cenaze töreni onurlarından yoksun bırakır. Gece boyunca acıklı hayaller onu uykusunda rahatsız eder.
- Sekizinci kitap
Pompeius, Lesbos adasında Cornelia ile yeniden bir araya gelince adamlarına Partların yardımıyla savaşı sürdürmeyi önerir ama bu öneri 'un sert konuşmasından sonra geri çevrilir. Sonra Pompeius sığınma amacıyla Mısır'a gider, XIII. Ptolemaios çevresindekilerin de önerisiyle Mısır'a gelen Pompeius'u öldürdür. Pompeius'un başsız bedeni kıyıda kalmıştır, Cordus diye biri Pompeius'u sade bir törenle gömer.
- Dokuzuncu kitap
Pompeius'un ölümünden sonra, Cato geri kalan cumhuriyet ordusunun komutasını üstlenir. Kum fırtınaları ve yılanları da içine alan her türlü tehlikeyle karşılaşarak Libya Çölü'nü geçer. Ammon'un kehanetine başvurmayı reddeder. Geleceğin bilinmesi erdemli birinin düşüncelerini değiştiremez. Sezar, Troya yıkıntılarını gördükten sonra Mısır'a gider, orada Pompeius'un başı kendisine sunulur ve rakibinin korkunç ölümüne üzülmüş gibi yapar.
- Onuncu kitap
Sezar, İskenderiye'de ziyaret eder. VII. Kleopatra'nın da hazır bulunduğu görkemli bir şölen düzenler. Burada Mısırlı rahip Achoreus ile Nil'in kaynakları hakkında uzun bir tartışmaya girer. İskenderiyeliler Sezar'a karşı ayaklanırlar. Bu noktada şiir birdenbire kesilir.
Karakterler
Aeneis'in tersine Pharsalia'da belli başlı bir karakter, gerçek bir kahraman yoktur. Daha küçük karakterler dışında şiirdeki olay Jül Sezar, Gnaeus Pompeius Magnus ve özellikle de son kesimde Marcus Porcius Cato'nun kişilikleri üzerinde gelişmektedir. Sezar uzun bir süre kötülüğü ile sahnededir; sık sık bir anda kafasında beliren düşünce ya da gözükaralık onu yönlendirdiği için hiddetin canlı kanlı biçimi olarak sunulur. Şiirin karanlık kahramanı Sezar tarafından ortaya konan sürekli bir canlılık içinde bazıları gerçekte Lucanus'un hayranlığının belirtisini görmüşlerdir. Ozan ara sıra mantık dışı güçlerin zaferini temsil eden onun karakterinin uğursuz çekiciliğine yenik düşmüş gibi görünmektedir. Bu mantık dışı güçler Aeneis'te yenik düşmüşlerdir. Hiddeti, öfkeyi, hoşgörüsüzlüğü ve arzuyu birisinin devletten üstün tutması onun ruhunu altüst eden tutkulardır. Bu özellikler tipik tiranlık özellikleridir ve erken dönem Roma trajedisinde ve sonra da Seneca'nın dramasında bulunur. Vahşilik ve acımasızlık da bu gruba katılmaktadır. Tarihî gerçeği çarpıtan Lucanus, Sezar'ı Pharsalus'ta ölen birini gömülmeden bırakmaya karar verdiği zamanki gibi yenik düşene karşı duyulan acıma duygusundan yoksun bırakmıştır.
Şiirin başından başlayarak Sezar'ın coşku dolu enerjisi yaşamının sonuna yaklaşmakta olan politik ve askerî alanda deneyim kazanmış olan Pompeius'un pasifliği ile karşı karşıya gelmiştir. Böyle bir karakter çizimi Pompeius'un sorumluluğunu da sınırlamıştır: Sezar'ın güç sahibi olmaya karşı duyduğu çılgınca arzu Roma'yı yıkıma götüren felaketin nedenidir. Lucanus yazgının destelemek yerine engellediği Aeneas rolünü Pompeius'a vermeyi amaçlamaktadır, böylece Pompeius şiirin akışı içinde psikolojik olarak değişen tek ve trajik figür olur. Bir zamanlar öylesine yolunda giden yazgı yatıştırılamayan bir düşmanlıkla Pompeius'a karşı dönerken, Pharsalus Muharebesi Pompeius'un en yüksek noktadan düşüşünü temsil eder. Lucanus, Pompeius'un karısına ve çocuklarına duyduğu bağlılığı vurgular. Sonunda Pompeius yazgı tarafından terk edilince bir tür arınmaya yönelir. Yazgının kötülüğünün farkına varır ve ölümün haklı bir davada ahlaki kurtuluşa giden tek yol olduğunu anlar.
Pompeius için uzun ve acı dolu bir sürecin sonucu olan bu bilinçliliği Cato, şiirde ilk kez sahneye çıktığı andan başlayarak sıkı sıkı elinde tutar. Ünlü şu dize bu karakterin ideolojisini, dolaylı olarak da Lucanus'un ideolojisini yansıtır: "Victrix causa deis placuit, sed victa Catoni".[A] Pharsalia'da stoa felsefesi hakimdir, evrendeki aklın egemenliğini ve ilahi yönetimin tarihteki egemenliğini garantileyen geleneksel bir stoa felsefesi Cato'nun karakterinde sona ulaşır. Roma'nın yıkımına yönelmiş kötü yazgıdan haberdardır. Cato için, stoada beklendiği gibi isteyerek yazgıya boyun eğmek imkânsızdır. Böylece "adalet ölçüsü artık tanrı arzusundan başka bir yerde aranmalıdır, adalet ölçüsü özellikle bilge kişinin bilinçliliğinde yatmaktadır" düşüncesi ortaya çıkar: Cato, titanlarınkine benzeyen isyanında kendisini tanrılarla eşit yapar. Haklıyı haksızdan ayırmak için onların öğüdüne ihtiyacı yoktur. Cato kendisini beklemekte olan yenilginin ve ardından gelecek olan yaşamına son vermenin bilinci içinde kendisini iç savaşa adar.
Üç başrol oyuncusunun çevresinde daha küçük bir takım figürler vardır, bunların karakterize edilişi çarpışmadaki taraflardan biri ya da öbürünün yanında olmakla biçimlenmiştir. Bunun için Pompeiuscu ya da Catoculardan pek çoğu şanssız olmalarına karşın cesur dövüşçüler olarak gösterilmiştir. Öbürlerinin arasında Lucanus'un tarihî gerçeklerle çarpışan bir kahraman olarak karakterize ettiği öne çıkar. Lucanus'un Ahenobarbus soyundan gelen imparator Neron'a yaltaklanmak için mi bu yola başvurduğu günümüzde de tartışma konusudur. Buna karşılık Sezar'ın ordusundaki erler kana susamış, ganimet elde etmeye karşı duydukları bir açgözlülükle önderlerine bağlı canavarlar olarak tanıtılmıştır. 'nın durumunda olduğu gibi, ozan kişisel kahramanlık eylemlerini anlatırken bile uğruna dövüştükleri nedenin haksızlığını vurgulamakta başarısız olmamıştır. Kadın karakterler arasında Pompeius'un karısı Cornelia Metella göze çarpar. Son derece sadık, kendisini kocasına adamış bir kadın olarak betimlenmiştir.
Dili ve üslubu
Lucanus dil, üslup ve ölçü konusunda usta olarak görülür. Yukarıya doğru bir gücü ya da bir zirveyi işaret eden super- ile oluşturduğu superevolare, superenatare, superinvolvere, superaddere gibi yeni sözcükler bunun tipik kanıtlarıdır. Ölçünün kasıtlı mekanik monotonluğu başlı başına bir öyküdür. Lucanus'un karakteristiği zorlanma olmaksızın çeşitlilik sanatı göstermektedir ve bu çeşitlilik sanatı kurallı metrik yapıya bir zarar vermeden uygulanmıştır. Bir cümlenin birkaç dizeye uzaması özellikle onun bitmeyen ahengini ve coşkulu diyaloğunu çekici kılmak için önemli bir araçtır.
Lucanus'un ısrarlı canlandırması ve üslubunun canlılığı Juvenal'in satirik şiirlerinin oluşması için öncülük etmiştir. Direkt olarak hitabetin bol bol kullanımı Lucanus'un duygusal yaklaşım tekniğinin bir parçasıdır. Şiirinin önsözünde ardı ardına vatandaşlara, Roma'ya, tanrılara, imparatora, yine Roma'ya, hitap eder.
Eleştiriler
gibi dilbilimciler, Marcus Fabius Quintilianus, gibi hatipler vardıkları yargılarında Lucanus'un yapıtını eleştirmekten kendilerini alamamışlardır. Bu eleştirilerden birine göre ince ince işlenmiş ‘ların kötü kullanımı Pharsalia'nın üslubunun hitabete benzemesine neden olmuştur. Tanrısal gücün olaylara karışmaması ve anlatımda neredeyse şiirden çok tarihî yapıtlar için uygun olan annalistik anlatıma yani yıllara göre düzenlenmiş resmî kayıt tutma biçimine yaklaşması da bu eleştirilerden biridir. Petronius ise "İşte koca iç savaş konusunu kim ele alıp işlemeye kalktıysa, edebiyat bilgisi iyi olmadıkça bu denli ağır yükün altında ezilmiştir. Yaşanmış olaylar şiir biçiminde anlatılmamalıdır, çünkü tarihçiler bu işi çok daha iyi yaparlar. Bağımsız bir zeka çeşitli sanatlar kullanıp sözü uzatarak, tanrıların yardımıyla düşünce zinciri oluşturarak hızla ileri atılmalıdır ki tanıkların önünde tanrısal söylevin yaratmış olduğu güvenden çok ozanlara özgü çılgınca esinlenme yeteneği açığa çıksın." cümleleriyle Lucanus'un edebî dilini eleştirmektedir. Quintilianus'a göreyse Lucanus'un tarzı ozanlar için değil, hatipler için örnek alınacak modeldir.
Lucanus'un Titus Livius'un iç savaşla ilgili kitapları ve Marcus Annaeus Seneca'nın Historia'sı gibi çok güvendiği tarihî malzemenin yitik olması körü körüne kaynaklarını izleyip izlemediği konusunda karar verilmesini engellemektedir. Lucanus'un başka kaynaklardan yararlandığını gösteren kanıt yoksa da ek olarak Publius Vergilius Maro'nun koruyucusu ve Pharsalus Muharebesi'nde Sezar'ın yanında yer alan 'nun kayıp tarihinden yararlandığı düşünülmektedir. İdeolojik amaçlarla gerçeğin çarpıtılması özellikle de Pompeius, Sezar ve yandaşları konusunda tarihî kaynağına kılı kırk yararcasına bağlı kalmaya tercih edilmiştir. Böyle durumlarda değişiklikler, tarihî kaynaklara geçmiş bazı olayları sunuş ya da renklendirme yoluyla yapılır ancak başka zamanlar Lucanus gerçek dışı kısımları araya sokar. Bunlardan biri altıncı kitaptaki ölüler aracılığıyla fal bakma sahnesi ve Cicero'nun Pharsalus'ta bulunmasıdır. Daha sonraki geç dönem epik ozanlarının şiirlerinde söz ettikleri bir yana bırakılırsa, Marcus Valerius Martialis'in ve Publius Papinius Statius'un sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla Lucanus'un yenilikler içeren yapıtı yalnız eleştiri almamıştır, aynı zamanda büyük ve hızlı bir başarı kazanmıştır.
Çağdaşlarına göre cesur görünen bir yeniliğe kalkışmıştır. Vergilius'un Homeros'tan aldığı tüm doğaüstü güçleri yok etmiştir. Tanrıların hiçbir olayda rolü yoktur. Venüs asla Sezar'ı korumak için Olimpos'tan aşağıya gelmez. Daha sonraki epik ozanlar bu konuda Lucanus'u izlememişlerdir.
Quintilianus, Lucanus hakkında düştüğü kısa notta onun becerilerini şöyle özetlemektedir: "Lucanus'un şiiri ateş ve enerji ile doludur, sententia'ları bakımından ünlüdür. Düşünceme göre bir ozandan çok hatip için daha güvenilir bir modeldir. Lucanus'un Lucretius ve Vergilius'un ozan oldukları anlamda bir ozan olmadığı gerçektir. Şiirsel kalitesi için değil, hitap saldırıları ve iğneleyici nükteleri için okunmuştur. Anlatısı ve ritmi monotondur. Vergilius'un ustalıklı ahengini taklit etmeye kalkışmamıştır. Amacının okuyucularını cezbetmekten çok ürpertmek ve yerlerinden sıçratmak olduğu ortadadır."
Notlar
- A. ^ A Galip gelmiş dava Tanrıları memnun etti, mağlup olmuş da Cato'yu.
Kaynakça
- Conte, Gian Bagio (1994). Latin Literature: A History (İngilizce). Joseph B. Solodow, çev. Londra: Johns Hopkins University Press.
- Erim, Müzehher (1987). Latin Edebiyatı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
- (1969). La Letteratura Latina dell'Eta Imperiale (İtalyanca). Milano: Sansoni/Academia.
- (1973). Storia della Letteratura Latina (İtalyanca). Roma: Societa Editrice Dante Aligieri.
- (1966). A Handbook of Latin Literature (University Paperbacks) (İngilizce). Londra: Methuen & Co.
- (1997). A History of Roman Literature (İngilizce). 2. New York: E. J. Brill.
Dış bağlantılar
- 'de Pharsalia27 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- 'te Pharsalia 4 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
İşbu madde Fatma Gül Özaktürk tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Pharsalia ya da bir diger adiyla Bellum Civile Romali sair Marcus Annaeus Lucanus un basyapiti olarak kabul edilen siir Bellum Civile adi eski cagdaki biyografilerden ve el yazmalarindan elde edilmisken Lucanus ise yapitindan dokuzuncu kitabin 985 dizesinde Pharsalia diye soz etmektedir PharsaliaKitabin Orta Cag da matbaa teknolojisiyle yapilan baskilarindan biri Diger ad lar Bellum CivileTurSiirTarih59 65Dil ler LatinceYazarMarcus Annaeus LucanusAdananNeronKonu lar Pharsalus Muharebesi Jul Sezar ile Gnaeus Pompeius Magnus arasindaki ic savasta kazanan tarafi belirleyen savasin yapildigi yer olan Pharsalus tan yola cikarak adini alan yapit on kitaptan olusup toplamda 8 060 altili dize icermektedir Yazarin olumu yuzunden tamamlanamayan siir yaklasik olarak 59 ile 65 yillari arasinda ortaya cikmistir IcerigiBirinci kitap Konu aciklandiktan Neron a adandiktan savasin cikis nedenleri siralandiktan ve Gnaeus Pompeius Magnus ile Jul Sezar in portreleri cizildikten sonra Rubicon un nasil gecildigi anlatilir Ardindan askeri guclerin katalogu Pompeius ve Roma halkinin panige kapilmasi gelir Son olarak da mucizeler ve kehanetler anlatilmistir Ikinci kitap Romalilar Gaius Marius ile Lucius Cornelius Sulla arasindaki ic savasi animsadiklarinda yakinirlar ve Sezar ile Pompeius arasindaki savasin cok daha korkunc olacagini anlarlar Marcus Junius Brutus ve Marcus Porcius Cato geceleyin bir tartismaya tutusarak galip gelen kisinin kesin egemenligi ile sonuclanacak bir savastan uzak durmanin dogru olup olmadigini ya da Pompeius u etkilemek amaciyla onun yanina gecmenin uygun olup olmadigini birbirlerine sorarlar Cato Brutus u ikinci secenek icin ikna eder Sezar in lejyonlarinin baskisi altinda Pompeius Italya dan kacar Ucuncu kitap Pompeius yolda Sezar in kizi olan eski karisi Julia nin hayalini ruyasinda gorur Julia onu korkunc kehanetlerle tehdit etmektedir Sezar Roma ya girer ve devlet hazinesine el koyar Pompeius buyuk olcude dogudaki muttefiklerini toplar Lucanus bunlar hakkinda Ilias taki gemilerin kataloguna benzeyen genis bir liste verir Savasin yeri Sezar in kusattigi Marsilia ya dogru kayar Marsilia halki ile Sezar in ordusu arasinda bir deniz savasi cikar Dorduncu kitap Bu kitap Sezar in Hispania daki eylemlerini Pompeius un kahramanligini kucuk bir grubun basinda pek cok dusmanin saldirisini uzak tutan Vulteius u ve Sezar in Numidia gucleri tarafindan yenilgiye ugratilan genc yandasi nun Afrika da olmesini anlatir in fircasindan altinci kitapta Sextus Pompeius un danistigi kahin Besinci kitap Senato Roma dan uzakta Epirus ta toplanir Pompeius yanlisi Delphoi daki kehanete danismaya gider ancak yanit belirsizdir Sezar cikan bir ayaklanmayi bastirdiktan sonra guclerini Epirus a gecirir Ordunun geri kalan kesimiyle onu yavas yavas izleyen Marcus Antonius un gecikmesi canini sikinca kilik degistirerek kucuk bir kayikla gecip ona katilmaya calisir ama sert bir firtina onu karaya gerisin geri surukler Pompeius karisi Cornelia Metella yi Lesbos adasinda birakir ve her ikisi de ayrilmak zorunda kalmalarina uzulur Altinci kitap Pompeius ordusuyla birlikte Dyrrhachium da sikistirilip kusatilmistir Sezar yanlisi kahramanca isler basarir Pompeius un ve Sezar in ordulari sonuc belirleyici savasin yapilacagi Thessalia ya ulasirlar Pompeius un ogullarindan Sextus Pompeius kahin ya danismaya gider Kadin olulerle haberleserek fala bakma sahnesi sunar buyu sanatini kullanarak savasta olmus bir askeri yasama dondurur Bu asker Sextus a onu ailesini ve tum Roma politik duzenini bekleyen yikimi aciklar Yedinci kitap Pompeius dusunde eskiden kutladigi utku torenlerini gorur Bir savas meclisinde savastan uzak durmayi onerir ama Cicero da iclerinde olmak uzere yandaslarina yenik duser Pharsalus Muharebesi nin bir kesimi olarak Sezar ve Pompeius askeri guclerine seslenirler Savas yapilir ve Sezar ustun gelir Neron un atasi Pompeius yanlisi kahramanca olur Pompeius kacar Sezar olen Ahenobarbus u cenaze toreni onurlarindan yoksun birakir Gece boyunca acikli hayaller onu uykusunda rahatsiz eder Sekizinci kitap Pompeius Lesbos adasinda Cornelia ile yeniden bir araya gelince adamlarina Partlarin yardimiyla savasi surdurmeyi onerir ama bu oneri un sert konusmasindan sonra geri cevrilir Sonra Pompeius siginma amaciyla Misir a gider XIII Ptolemaios cevresindekilerin de onerisiyle Misir a gelen Pompeius u oldurdur Pompeius un bassiz bedeni kiyida kalmistir Cordus diye biri Pompeius u sade bir torenle gomer Dokuzuncu kitap Pompeius un olumunden sonra Cato geri kalan cumhuriyet ordusunun komutasini ustlenir Kum firtinalari ve yilanlari da icine alan her turlu tehlikeyle karsilasarak Libya Colu nu gecer Ammon un kehanetine basvurmayi reddeder Gelecegin bilinmesi erdemli birinin dusuncelerini degistiremez Sezar Troya yikintilarini gordukten sonra Misir a gider orada Pompeius un basi kendisine sunulur ve rakibinin korkunc olumune uzulmus gibi yapar Onuncu kitap Sezar Iskenderiye de ziyaret eder VII Kleopatra nin da hazir bulundugu gorkemli bir solen duzenler Burada Misirli rahip Achoreus ile Nil in kaynaklari hakkinda uzun bir tartismaya girer Iskenderiyeliler Sezar a karsi ayaklanirlar Bu noktada siir birdenbire kesilir KarakterlerKitabin temasini olusturan Pharsalus Muharebesi nde carpisan iki ana karakter Jul Sezar ve Gnaeus Pompeius Magnus Aeneis in tersine Pharsalia da belli basli bir karakter gercek bir kahraman yoktur Daha kucuk karakterler disinda siirdeki olay Jul Sezar Gnaeus Pompeius Magnus ve ozellikle de son kesimde Marcus Porcius Cato nun kisilikleri uzerinde gelismektedir Sezar uzun bir sure kotulugu ile sahnededir sik sik bir anda kafasinda beliren dusunce ya da gozukaralik onu yonlendirdigi icin hiddetin canli kanli bicimi olarak sunulur Siirin karanlik kahramani Sezar tarafindan ortaya konan surekli bir canlilik icinde bazilari gercekte Lucanus un hayranliginin belirtisini gormuslerdir Ozan ara sira mantik disi guclerin zaferini temsil eden onun karakterinin ugursuz cekiciligine yenik dusmus gibi gorunmektedir Bu mantik disi gucler Aeneis te yenik dusmuslerdir Hiddeti ofkeyi hosgorusuzlugu ve arzuyu birisinin devletten ustun tutmasi onun ruhunu altust eden tutkulardir Bu ozellikler tipik tiranlik ozellikleridir ve erken donem Roma trajedisinde ve sonra da Seneca nin dramasinda bulunur Vahsilik ve acimasizlik da bu gruba katilmaktadir Tarihi gercegi carpitan Lucanus Sezar i Pharsalus ta olen birini gomulmeden birakmaya karar verdigi zamanki gibi yenik dusene karsi duyulan acima duygusundan yoksun birakmistir Siirin basindan baslayarak Sezar in cosku dolu enerjisi yasaminin sonuna yaklasmakta olan politik ve askeri alanda deneyim kazanmis olan Pompeius un pasifligi ile karsi karsiya gelmistir Boyle bir karakter cizimi Pompeius un sorumlulugunu da sinirlamistir Sezar in guc sahibi olmaya karsi duydugu cilginca arzu Roma yi yikima goturen felaketin nedenidir Lucanus yazginin destelemek yerine engelledigi Aeneas rolunu Pompeius a vermeyi amaclamaktadir boylece Pompeius siirin akisi icinde psikolojik olarak degisen tek ve trajik figur olur Bir zamanlar oylesine yolunda giden yazgi yatistirilamayan bir dusmanlikla Pompeius a karsi donerken Pharsalus Muharebesi Pompeius un en yuksek noktadan dususunu temsil eder Lucanus Pompeius un karisina ve cocuklarina duydugu bagliligi vurgular Sonunda Pompeius yazgi tarafindan terk edilince bir tur arinmaya yonelir Yazginin kotulugunun farkina varir ve olumun hakli bir davada ahlaki kurtulusa giden tek yol oldugunu anlar Pompeius icin uzun ve aci dolu bir surecin sonucu olan bu bilincliligi Cato siirde ilk kez sahneye ciktigi andan baslayarak siki siki elinde tutar Unlu su dize bu karakterin ideolojisini dolayli olarak da Lucanus un ideolojisini yansitir Victrix causa deis placuit sed victa Catoni A Pharsalia da stoa felsefesi hakimdir evrendeki aklin egemenligini ve ilahi yonetimin tarihteki egemenligini garantileyen geleneksel bir stoa felsefesi Cato nun karakterinde sona ulasir Roma nin yikimina yonelmis kotu yazgidan haberdardir Cato icin stoada beklendigi gibi isteyerek yazgiya boyun egmek imkansizdir Boylece adalet olcusu artik tanri arzusundan baska bir yerde aranmalidir adalet olcusu ozellikle bilge kisinin bilincliliginde yatmaktadir dusuncesi ortaya cikar Cato titanlarinkine benzeyen isyaninda kendisini tanrilarla esit yapar Hakliyi haksizdan ayirmak icin onlarin ogudune ihtiyaci yoktur Cato kendisini beklemekte olan yenilginin ve ardindan gelecek olan yasamina son vermenin bilinci icinde kendisini ic savasa adar Uc basrol oyuncusunun cevresinde daha kucuk bir takim figurler vardir bunlarin karakterize edilisi carpismadaki taraflardan biri ya da oburunun yaninda olmakla bicimlenmistir Bunun icin Pompeiuscu ya da Catoculardan pek cogu sanssiz olmalarina karsin cesur dovusculer olarak gosterilmistir Oburlerinin arasinda Lucanus un tarihi gerceklerle carpisan bir kahraman olarak karakterize ettigi one cikar Lucanus un Ahenobarbus soyundan gelen imparator Neron a yaltaklanmak icin mi bu yola basvurdugu gunumuzde de tartisma konusudur Buna karsilik Sezar in ordusundaki erler kana susamis ganimet elde etmeye karsi duyduklari bir acgozlulukle onderlerine bagli canavarlar olarak tanitilmistir nin durumunda oldugu gibi ozan kisisel kahramanlik eylemlerini anlatirken bile ugruna dovustukleri nedenin haksizligini vurgulamakta basarisiz olmamistir Kadin karakterler arasinda Pompeius un karisi Cornelia Metella goze carpar Son derece sadik kendisini kocasina adamis bir kadin olarak betimlenmistir Dili ve uslubuLucanus dil uslup ve olcu konusunda usta olarak gorulur Yukariya dogru bir gucu ya da bir zirveyi isaret eden super ile olusturdugu superevolare superenatare superinvolvere superaddere gibi yeni sozcukler bunun tipik kanitlaridir Olcunun kasitli mekanik monotonlugu basli basina bir oykudur Lucanus un karakteristigi zorlanma olmaksizin cesitlilik sanati gostermektedir ve bu cesitlilik sanati kuralli metrik yapiya bir zarar vermeden uygulanmistir Bir cumlenin birkac dizeye uzamasi ozellikle onun bitmeyen ahengini ve coskulu diyalogunu cekici kilmak icin onemli bir aractir Lucanus un israrli canlandirmasi ve uslubunun canliligi Juvenal in satirik siirlerinin olusmasi icin onculuk etmistir Direkt olarak hitabetin bol bol kullanimi Lucanus un duygusal yaklasim tekniginin bir parcasidir Siirinin onsozunde ardi ardina vatandaslara Roma ya tanrilara imparatora yine Roma ya hitap eder Elestirilergibi dilbilimciler Marcus Fabius Quintilianus gibi hatipler vardiklari yargilarinda Lucanus un yapitini elestirmekten kendilerini alamamislardir Bu elestirilerden birine gore ince ince islenmis larin kotu kullanimi Pharsalia nin uslubunun hitabete benzemesine neden olmustur Tanrisal gucun olaylara karismamasi ve anlatimda neredeyse siirden cok tarihi yapitlar icin uygun olan annalistik anlatima yani yillara gore duzenlenmis resmi kayit tutma bicimine yaklasmasi da bu elestirilerden biridir Petronius ise Iste koca ic savas konusunu kim ele alip islemeye kalktiysa edebiyat bilgisi iyi olmadikca bu denli agir yukun altinda ezilmistir Yasanmis olaylar siir biciminde anlatilmamalidir cunku tarihciler bu isi cok daha iyi yaparlar Bagimsiz bir zeka cesitli sanatlar kullanip sozu uzatarak tanrilarin yardimiyla dusunce zinciri olusturarak hizla ileri atilmalidir ki taniklarin onunde tanrisal soylevin yaratmis oldugu guvenden cok ozanlara ozgu cilginca esinlenme yetenegi aciga ciksin cumleleriyle Lucanus un edebi dilini elestirmektedir Quintilianus a goreyse Lucanus un tarzi ozanlar icin degil hatipler icin ornek alinacak modeldir Lucanus un Titus Livius un ic savasla ilgili kitaplari ve Marcus Annaeus Seneca nin Historia si gibi cok guvendigi tarihi malzemenin yitik olmasi koru korune kaynaklarini izleyip izlemedigi konusunda karar verilmesini engellemektedir Lucanus un baska kaynaklardan yararlandigini gosteren kanit yoksa da ek olarak Publius Vergilius Maro nun koruyucusu ve Pharsalus Muharebesi nde Sezar in yaninda yer alan nun kayip tarihinden yararlandigi dusunulmektedir Ideolojik amaclarla gercegin carpitilmasi ozellikle de Pompeius Sezar ve yandaslari konusunda tarihi kaynagina kili kirk yararcasina bagli kalmaya tercih edilmistir Boyle durumlarda degisiklikler tarihi kaynaklara gecmis bazi olaylari sunus ya da renklendirme yoluyla yapilir ancak baska zamanlar Lucanus gercek disi kisimlari araya sokar Bunlardan biri altinci kitaptaki oluler araciligiyla fal bakma sahnesi ve Cicero nun Pharsalus ta bulunmasidir Daha sonraki gec donem epik ozanlarinin siirlerinde soz ettikleri bir yana birakilirsa Marcus Valerius Martialis in ve Publius Papinius Statius un sozlerinden anlasildigi kadariyla Lucanus un yenilikler iceren yapiti yalniz elestiri almamistir ayni zamanda buyuk ve hizli bir basari kazanmistir Cagdaslarina gore cesur gorunen bir yenilige kalkismistir Vergilius un Homeros tan aldigi tum dogaustu gucleri yok etmistir Tanrilarin hicbir olayda rolu yoktur Venus asla Sezar i korumak icin Olimpos tan asagiya gelmez Daha sonraki epik ozanlar bu konuda Lucanus u izlememislerdir Quintilianus Lucanus hakkinda dustugu kisa notta onun becerilerini soyle ozetlemektedir Lucanus un siiri ates ve enerji ile doludur sententia lari bakimindan unludur Dusunceme gore bir ozandan cok hatip icin daha guvenilir bir modeldir Lucanus un Lucretius ve Vergilius un ozan olduklari anlamda bir ozan olmadigi gercektir Siirsel kalitesi icin degil hitap saldirilari ve igneleyici nukteleri icin okunmustur Anlatisi ve ritmi monotondur Vergilius un ustalikli ahengini taklit etmeye kalkismamistir Amacinin okuyucularini cezbetmekten cok urpertmek ve yerlerinden sicratmak oldugu ortadadir NotlarA A Galip gelmis dava Tanrilari memnun etti maglup olmus da Cato yu KaynakcaConte Gian Bagio 1994 Latin Literature A History Ingilizce Joseph B Solodow cev Londra Johns Hopkins University Press Erim Muzehher 1987 Latin Edebiyati Istanbul Remzi Kitabevi 1969 La Letteratura Latina dell Eta Imperiale Italyanca Milano Sansoni Academia 1973 Storia della Letteratura Latina Italyanca Roma Societa Editrice Dante Aligieri 1966 A Handbook of Latin Literature University Paperbacks Ingilizce Londra Methuen amp Co 1997 A History of Roman Literature Ingilizce 2 New York E J Brill Dis baglantilar de Pharsalia27 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde te Pharsalia 4 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Isbu madde Fatma Gul Ozakturk tarafindan CC BY SA 3 0 lisansi altinda yayimlanan metin icermektedir