Sadık Bey Sadıki, Safevi dönemi ressamı, şairi, biyografi yazarı, askeri ve minyatürcüsü olmuştur. 1533 yılında Tebriz'de doğdu, Kazvin'e yerleşmeden önce birkaç yılını gezgin bir derviş olarak geçirdi ve burada Şah sarayında çeşitli görevlerde bulundu. Nihayetinde 1596'da Şah kütüphanesindeki görevinden azledildi ve 1610'da İsfahan'da ölmeden önce son yıllarını kendi yazılarına odaklanarak geçirdi.
Sadık Bey Afşar | |
---|---|
Doğum | 1533 Tebriz, Safevî İmparatorluğu |
Ölüm | 1610 İsfahan, Safevî İmparatorluğu |
Alanı | Ressam, Kütüphaneci, Şair |
Sadık Bey Sadıki, 16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarında yaşamış, Şam'da Şah I. İsmail'in hükümdarlığına kendi rızalarıyla katılan Hudabandelü adlı Türk-Oğuz boyuna mensuptur. Sadık Bey eserinin başında Hudabandelü aşireti hakkında bilgi vermiştir.
Sadık Bey Afşar, ressam, şair, kütüphaneci ve askeri komutan olarak tanınıyordu. Babasının aşiret içindeki etkisi nedeniyle gençliğinde Hafız Sabuni'den, daha sonra da Fazai Hamadani'den şiir eğitimi almıştır. Şiirlerini Farsça'nın yanı sıra Azerice, Çağatayca ve Osmanlı Türkçesi ile yazan şairin tüm eserleri günümüze kadar ulaşmıştır. Mecma' al-Khavas, Kanun al-Suvar ve ünlü Fathnameh-yi Abbasi'nin de aralarında bulunduğu 10 eseri bulunmaktadır.
Sadık Bey aynı zamanda mükemmel bir resim eğitimi almış ve Kazvin'de resimle uğraştığı yıllarda bu sanatı öğretmiştir. İskender Bey Münşi, Tarikh-e Alam Ara-ye Abbasi adlı eserinde Sadık Bey'in hocasının ünlü ressam Muzaffer Ali olduğunu belirtmektedir. Bugüne kadar Sadık Bey'in imzalı dört portresi keşfedilmiştir.
Hayatı
Kaynaklarda adı komutan, derviş, şair, ressam ve saray kütüphanecisi olarak geçen Sadık Bey, Hicri 940 (MS 1533-1534) yılında Safevi Devleti'nin başkenti Tebriz'in Vicuya mahallesinde doğdu. Asıl adı Sadık'tır. Sadigi bir takma addır. Kaynaklarda bazen Sadigi Geylani, Sadighi Kitabdar, Sadık Bey Sadıkı isimlerine rastlamak mümkündür.İskender Bey Münşi ve Gazi Ahmed Gumi eserlerinde ondan Sadık Bey Afşar olarak bahsetmektedir. Babası Şah İsmail ortaya çıktığında kendi isteğiyle Şam'dan Irak ve Azerbaycan'a gelmiş ve Hudabendi boyunun nüfuzlu kişilerinden biriydi. Sadık Bey, kökeni hakkında şunları yazıyor:
"Ben Hüdabəndəlü adıyla meşhur ve tanınmış Türk boyundanım. Onlar, adil şahın ülkeyi fethetmeye ve dünyayı ele geçirmeye başladığı ilk günlerde boyun eğmek ve yardım etmek için Şam diyarından dünyanın sığınağının kutsallığa geldiler."
Kaynaklarda babasının adı geçmemekle birlikte, aşiret içinde güçlü nüfuza sahip varlıklı kişilerden biri olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Sadık Bey, çocukluk ve gençlik yıllarında dönemin önde gelen âlim ve sanatkârlarının öğrencisi olmuştur. 20 yaşındayken, 1553 yılı civarında Sadık Bey'in babası öldürüldü. Babasının öldürülmesinden sonra kendisine destek olacak kimsesi olmayan Sadık Bey, memleketini terk ederek gezgin dervişlere ve Kalenderlere katıldı. Yazarın "Mecmau'l-Havas" adlı eserinde verdiği bilgilerden, Kalenderlerle birlikte olduğu yıllarda Halep, Bağdat, Necef, Kerbela, Gilan, Lahican, Astrabad ve Hemedan gibi birçok Safevi ve Osmanlı şehrini gezdiği anlaşılmaktadır. Örneğin eserinde, Anadolu'da şiirin üstadı olarak bahsettiği Baki ile iyi bir dostluk kurduğundan bahseder. Baki 1556-1560 yılları arasında Halep'te kadı vekili olarak görev yaptığından, Sadık Bey'in bu yıllarda Halep'i ziyaret ettiği düşünülmektedir. Ayrıca eserinde Bağdat'ta Kıyamüddin Bağdadi ile Necef ve Kerbela'da Kılınç Bey ile görüştüğünden bahseder. Sadıki'nin bu şehirlerde ne kadar kaldığı bilinmemektedir. İskender Bey Münşi, bir süre Kalenderlerle birlikte yaşadıktan ve seyahat ettikten sonra Hemedan valisi Emir Han'ın Sadık Bey'in durumundan haberdar olduğunu yazar. Sadık Bey'i Kalenderlerden uzaklaştırdı ve onu koruması altına aldı. Şah İsmail döneminde (1576-1577) Sadık Bey'in Kazvin'deki kraliyet kütüphanesinde çalıştığı belirtilmektedir. Sultan Muhammed Hudabende (1578-1587) döneminde başkentten ayrılarak önce İskender Han Afşar'ın, sonra da Bedir Han Afşar'ın yanında çalıştı. Sadık Bey 1581'de Astarabad savaşında hala cesur bir savaşçı olduğunu kanıtladıktan sonra Yezd'e gitti ve bir süre Hace Kıyas-ı Nakşibend'in emrinde çalıştı. Şah I. Abbas'ın 1587'de tahta çıkmasından sonra Sadık Bey Kazvin'e döndü ve kısa süre sonra yeniden kraliyet kütüphanecisi olarak atandı. O yıllarda hattat Ali Rıza Tebrizi ile olan rekabeti Kaziyev tarafından kaydedilir ve Sadık Bey'in 1592-1598 yılları arasında kütüphanecilik görevini yürüttüğü belirtilir. Safevi tarihçilerinden Celaleddin Muhammed Yezdi, "Tarikh-i Abbasi" adlı eserinde Sadık Bey'in 1598 yılında kütüphanecilik görevinde bulunmadığından bahseder. Ancak hayatının sonuna kadar maaş almaya devam ettiği kaydedilmektedir. Timurlu ve Safevi dönemlerini ele alan "The Cambridge History of Iran "ın altıncı cildinde Sadık Bey Afşar'ın kütüphaneci olarak atandığı tarih Hicri 995 (M.S. 1587) olarak verilmektedir.
Şairin hayatının son yıllarında yazdığı Türkçe mektuplardan hasta olduğu anlaşılmaktadır. Ölüm tarihi tarih yazımında tartışma konusudur. Bu tartışmaların temel nedeni, Petersburg Şarkiyat Enstitüsü'nde muhafaza edilen Teymur Han Türkmen'in portresi üzerine Muin Musavvir tarafından yazılan notun iki farklı şekilde okunmasıdır. Not şöyledir: "Bu, merhum Teymur Han Türkmen'in 102 yılında merhum Sadık Bey Afşar tarafından çizilen portresidir ve ben, Muin Musavvir, 1095 yılında tamamladım." İlk çalışmasında 1002 tarihini 1020 olarak yorumlayan Kaziyev, sanatçının 1020/1612-1024/1616 yılları arasında öldüğünü belirtmiştir. Birkaç yıl sonra yayımlanan ikinci çalışmasında ise yeni araştırmaların bu tarihin 1002/1594 olarak okunması gerektiğini gösterdiğini belirtmiştir. M. Muradova, "Sadıki Bey Sadıki'nin Doğumu ve Ölümü Üzerine" başlıklı makalesinde, şairin günümüze ulaşan eserlerindeki kısa bir biyografik nota göre 1609 yılında 77 yaşında öldüğünü yazmıştır. Valih-i Dağıstani'nin "Riyazü'ş-Şüarə" adlı tezkiresindeki bilgilere dayanan bütün çalışmalarda Sadıki'nin ölüm tarihi 1018/1609-10 olarak verilmektedir. Ancak Tagi Ovhedi'nin "Arafatü'l-Arifin "i gibi kaynaklarda hicri 1022/1614 civarında vefat ettiği belirtilmektedir.
Çalışmaları
Şair olarak
Bugün Sadık Bey Afşar'ın daha çok şair ve sanatçı nitelikleriyle anıldığı düşünülebilir. Döneminin biyografi yazarları ve tarihçileri Sadık Bey'in şairlik yeteneğinden övgüyle bahsetmişlerdir. "Mecmaul-Khawas" adlı eserinde yazdığına göre, gençliğinde Hafız Sabuni'den ve daha sonra Fazai Hamadani'den şiir eğitimi almıştır. Kuşkusuz şiir sanatındaki en önemli hocası Nişaburlu Mir Suni'dir. Hocasını derviş tabiatlı ve dindar bir kişi olarak hatırlayan Sadık Bey, Tebriz'de üç yıl boyunca ders aldığı kişinin 90'lı yaşlarında olduğundan bahseder. Bu bilgiye dayanarak Amerikalı profesör Anthony Welch, Sadıki'nin Mir Suni'den ders aldığı yılların yaklaşık olarak 1565-1568 yıllarına tekabül ettiğine inanmaktadır. Gazi Ahmad Komi de eserinde Suni'nin 1568 yılında öldüğünü belirtmektedir.
Yaşadığı dönemde gazelleri, kasideleri, rubaileri, muhammesleri, mesnevileri ve diğer şiirleri çok sevilen Sadık Bey Sadıki, hem Türkçe hem de Farsça olmak üzere üç farklı lehçede şiirler yazmıştır. Şair "Sadıki" mahlasıyla tanınmıştır. Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Mesnevi "sinin Türkçeye çevrilmesi ile ilgili yazdığı mektup bu açıdan çok önemlidir. Mektupta Şah I. Abbas'ın kendisinden Mesnevi'yi Türkçeye çevirmesini istemesi üzerine eseri Çağatay, Azerbaycan ve Osmanlı lehçelerine uygun olarak hazırlayıp Şah'a sunduğundan bahsedilmektedir.
Sadıki'nin şairlik yeteneğini gösteren bir diğer önemli husus, görevden ayrıldıktan sonra inzivada yazdığı ve 1010/1602 yılında tamamladığı toplu eserleridir. Tebriz Milli Kütüphanesi'nde 3616 numarada muhafaza edilen mecmuanın müellif nüshası, şairin manzum ve mensur eserlerinden oluşmaktadır. Bu nüshada yer alan eserler, sonradan eklenen bir içindekiler tablosunda aşağıdaki şekilde sunulmuştur:
- Kasideler (Zubtad el-kelam)
- Gazeller
- Çeşitli şiirler
- Şairlerin tezkiresi (Majmaul-khavas)
- Rubai'nin
- Makaleler ve ayet hikayeleri
- Şairler adına söylenen bilmeceler
- "Fethname" mesnevisi
- Şairlerin tezkirelerinden sonra
- Türkçe yazılmış kaside ve gazeller
- Feyzi şiirleri üzerine risale
- "Kanunüs-suvar" - resim üzerine bir risale
- "Haziyat" risalesi
- Ağıt ve kompozisyon
- Heydari'nin hicvi
- Münşaat - Türkçe ve Farsça dillerinde
- Falak'tan şikayet ve Muhammed Bey Mazagi'nin hicvi
- Çeşitli hicvler
Mecma-ül-Havas
Sadıkı'nın yaratıcılığının en önemli eserlerinden biri olan "Mecma-ül-Havas" adlı tezkire, edebiyat, bilim ve edebi düşünce tarihi çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Tazkira 1597-1598 yıllarında yazılmıştır. Eser, Osmanlı topraklarından günümüz İran, Azerbaycan, Orta Asya, Afganistan, Pakistan ve Hindistan'a =kadar uzanan geniş bir coğrafyanın edebi ve sosyo-politik ortamını belirli bir zaman dilimi içinde (Şah I. İsmail döneminden yazarın yaşadığı döneme kadar) yansıtmaktadır. Şairin kendisinin de belirttiği gibi, bu eser yazarın uzun seyahatlerinin ve gözlemlerinin bir sonucudur. "Mecma-ül-Havas "ın girişinde Sadık Bey, Abdurrahman Cami'nin "Baharistan", Ali Şir Nevai'nin "Mecalisü'n-Nefais", Devlatşah Semerkandi'nin "Tazkiretü'ş-Şuara" ve Sam Mirza'nın "Tohfe-i Sami" adlı tazkirelerini örnek olarak zikreder. Tezkire bir giriş, 8 bölüm (mecmualar) ve bir sonuçtan oluşur.
Sadıki Bey tarafından Azerice yazılan "Mecma-ül-Havas" adlı tezkirede Safevi döneminde faaliyet gösteren 480 şair, ressam ve hattat hakkında değerli malzemeler toplanmıştır. Eser, hem Azerbaycan hem de Fars kültür ve sanatının araştırılması için önemli bir kaynaktır. Eser yakın zamanda Farsçaya çevrilmiş ve Tahran'da yayımlanmıştır.
Fathnameyi Abbasi-namidar
Bu eser Şah Abbas'ın hayatına, faaliyetlerine, seferlerine ve savaşlarına adanmıştır. Yaklaşık 2500 beyitten oluşan eser, çok değerli biyografik ve tarihi bilgiler sunmaktadır. Yazar, çeşitli tarihi olayları ve savaşları benzetmeler ve mecazlar kullanarak son derece sanatsal bir biçimde anlatır ve Şah Abbas'ın kahramanca bir imajını yaratır.
"Mecma-ül-Havas "ın yanı sıra, Sadık Bey Afşar'ın Türkçe eserleri arasında topladığı mektuplar da bulunmaktadır (18 mektubun 14'ü kendi dilindedir). Şairin Türkçe şiirleri Tebriz Milli Kütüphanesi'nde muhafaza edilen el yazmaları koleksiyonunun 888-917. sayfalarını kapsamaktadır. Ayrıca hem tezkiresinde hem de mektuplarında Türkçe şiirlere rastlamak mümkündür.
Sadık Bey Afşar'ın 478 Türkçe şiirden oluşan koleksiyonunda 5 kaside, 40 gazel, 1 saqinama, Şah Abbas'a hitaben yazılmış mesnevi formunda 1 şiir, 1 tarkibband ve 1 kıta bulunmaktadır. İlk kasidede şair, havaların soğumasını ve kışın gelişini anlatmak için alegoriden yararlanır. Bu 43 beyitlik kaside edebiyatımızdaki en başarılı kış temalı kasidelerden biridir. İkinci kaside Hazreti Ali'nin övgüsüne adanmıştır. Üçüncü kasidede şairin sürgündeki durumu anlatılır. Dördüncü kasidede Şah Abbas övülmekte, beşinci kasidede ise tabiatın güzellikleri konu edilmektedir.
Sanatçı olarak
Sadıkı'nın sanat eğitimine ne zaman başladığı sorusu tarih yazımında tartışılan konulardan biridir. A. Velc'e göre Sadıki, şiir hocası Mir Suni'nin ölümünden sonra Tebriz'den Kazvin'e taşınmış ve resim eğitimine orada başlamıştır. Bu olay 1568 yılı civarında, şair 35 yaşındayken gerçekleşmiştir. Öte yandan İskender Bey Münşi, Sadıki'nin genç yaşta sanat eğitimi aldığını ve 1568'den sonra profesyonel bir ressam olduğunu yazar.
Münşi, genç Sadıki'nin Muzaffer Ali'nin öğrencilerinden biri olduğunu ve uzun süre onun gözetiminde resim yapmanın inceliklerini öğrendiğini belirtir. Babasının ölümünden sonra Sadıki, Muzaffer Ali'den ayrılarak Kalenderlere katıldı. Emir Han Musullu'nun himayesine girdikten sonra Hemedan'a taşınan Sadıki Bey, burada Mir İbrahim ve Musa Rıza'ya resim öğretti. Bu da onun 1568'den önce sanat eğitimi aldığını göstermektedir. Kaziyev de Münşi'nin görüşlerine katılarak Sadık Bey Afşar'ın genç yaştan itibaren resimle uğraştığını belirtir. Türk sanat tarihçisi Gülnihal Küpeli bu kronolojiye dayanarak alternatif bir görüş sunar. Küpeli şöyle yazmaktadır:
“ | "Sadık Bey, başkentin henüz Tebriz olduğu 1548'den önce Muzaffer Ali'den minyatür dersleri almış ve 1568'de Kazvin'deki şah kütüphanesinde eski hocasıyla çalışmaya devam etmiş olabilir. 1539-1543 yılları arasında Tebriz'de yaşadığı bilinen Muzaffer Ali gibi usta bir minyatürcünün 35 yaşındaki birini öğrenci olarak kabul etmesinin en makul açıklaması muhtemelen budur. Sadıki'nin şiir eğitimi aldığı Mir Suni'nin de Sadıki'nin minyatür sanatına dönüşünde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Mir Suni aynı zamanda bir hattattı ve boya hazırlama ve kâğıt boyama konusundaki bilgisi muhtemelen Sadıki'nin minyatür sanatına yeniden ilgi duymasına yol açtı." | ” |
Kanun üs-Süver
Sadıkı'nın önemli bilimsel eserlerinden biri, görsel sanatların metodolojisi ve pratiğine adanmış 204 beyitten oluşan manzum bir risaledir. Bu risalede yazar, ressamlara kendilerinden talepkar olmalarını ve resim malzemelerini ve tasvir ettikleri nesneyi mükemmel bir şekilde anlamalarını tavsiye eder. Eser 17 kısa bölümden oluşmaktadır. Risalenin başında Sadık Bey Afşar gençlere şöyle seslenir:
"Yalnız çalış demiyorum; bir rehber ara. Eğer böyle bir üstat bulamazsanız, o zaman size her işte yardımcı olmak için yazdığım Kanun üs-Süver'den yüz çevirmeyin. O, karşılıksız ve minnetsiz yardım eden bir üstattır. Sadıki'nin onun adını ara sıra iyi niyetle anmanızdan başka bir dileği yoktur."
Risalede kalemi bağlama yöntemi üzerine özel bir bölüm vardır. Burada Sadıki Bey Afşar, her şeyden önce sanatçının kalemi nasıl bağlayacağını bilmesini ve malzemelerini anlamasını talep eder.
"Resmin Önemli Özellikleri Üzerine" başlıklı bölümde, Orta Çağ süslemeciliğinin çeşitli motif ve kompozisyonlarından bahsedilmekte ve bu alanda başarıya ulaşmada yeteneğin önemine dikkat çekilmektedir. Bir başka bölümde, yapışkan boyaların hazırlanması ele alınmaktadır. Yazar şöyle yazıyor: "Boyanızda çok az yapıştırıcı varsa, kuru toz gibi dökülür; çok fazla varsa pıhtılaşır, bu nedenle ölçüye dikkatle uyulmalıdır."
Ayrıca bu eser, modern kopyacı ressamlar ve restoratörler için fırça ve kâğıt hazırlığından minyatür kopyalamada renk seçimine kadar her konuda bilgi sağlayan paha biçilmez bir kaynaktır. Mevcut elyazmasının son bölümü lak hazırlanmasına ayrılmıştır. "Sendarus" adı verilen bitkisel bir reçinenin keten tohumu yağıyla pişirilmesiyle elde edilen bu cila, karton kalem kutuları, tabutlar ve bazı el yazmalarının kapaklarındaki resim ve süslemeleri nemden ve mekanik hasarlardan korumak için kullanılırdı.
Resimleri
Sadıki'nin hocası Muzaffer Ali'nin rehberliğinde çizdiği "Mecmaü'l-Havas" ve "Kanunü's-Suver" adlı eserlerde övgüyle bahsedilen ilk önemli çalışması, 1573 tarihli "Garşaspname" nüshası için çizdiği minyatürdür. Çalışmaları Şah II. İsmail tarafından çok beğenildi ve bunun sonucunda saray kütüphanesine atandı ve Siavuş Bey Gürcü, Mir Zeynalabidin, Şeyh Mohammad Shirazi, Ali Asgar Kashi ve Abdullah Şirazi gibi sanatçılarla aynı çalışma ortamını paylaştı.
Sadıki Bey, Şah İsmail'in 1576-1577 tarihli "Şehnâme"si için 7 resim çizmiştir. Kaynaklarda 1579 tarihli "Habib al-Siyar" nüshası için de bir minyatür hazırladığından söz edilse de Şah I. Abbas dönemine kadar ağırlıklı olarak tek sayfalık çalışmalar yaptığı söylenebilir. 1587-1589 yıllarında Şah Abbas döneminde hazırladığı "Şehname" illüstrasyonları ve 1593 tarihli "Anvar-i Suhaili" nüshasındaki minyatürler kitap illüstrasyonları arasında en değerli çalışmaları olarak kabul edilir.
Sadık Bey, koleksiyonunda yer alan bir mektubunda, Sadık Salman'ın "Kuliyat "ının resimlerini çizip iade ettiğinden bahseder. Bu da sanatçının birçok kitap için minyatürler hazırladığını göstermektedir.
Sadık Bey'in eserleri, yaşadığı dönemde hem ülkesinde hem de sınırlarının ötesinde büyük değer görmüştür. Kendisi için bir kaside yazmış olan şair Kururi'ye, "Tüccarlar eserlerimin her sayfasını üç tümene satın alıp Hindistan'a götürüyorlar, bu yüzden onları ucuza satma" demiştir.
Sadık Bey'in görsel sanat yaratıcılığında portre çalışmaları önemli bir yer tutar. Avrupa'da yayınlanan literatürde, çoğunlukla birkaç eserinden alınmış reprodüksiyonlara rastlanır. "Amal-e Sadiki" imzalı ve sadece kontur çizgileriyle çalışılmış deseninde, sarıklı ve sivri sakallı yaşlı bir emir tasvir edilmiştir. Yerdeki deri üzerine bağdaş kurarak oturan emir, biriyle konuşuyor gibidir. Vücut, kollar ve baş için kullandığı etkileyici ve serbestçe akan çizgiler, mağrur figürün inandırıcı ifadesini aktarmaya yardımcı oluyor. Bu eser geleneksel olarak "Emir'in Portresi" olarak adlandırılır.
Sanatçının imzalı basılı eserlerinden birinde eşek üzerinde orta yaşlı bir binici tasvir edilmiştir. Bu minyatürün sağ tarafında Arapça olarak "Rakimahu Sadiqi" yazmaktadır. Binicinin, özellikle de bindiği eşeğin tasviri çok canlı, orantılı ve doğaldır. Bu eser, Doğu minyatürlerinin karakteristik manzara tasvirlerinden farklı bir doğa tasviri ve kompozisyon yapısına sahiptir. Binici ön planda, gerçekçi sanatın karakteristik özelliklerine uygun bir oran ve ölçekte tasvir edilmiştir. Arka planda küçük tepeler gösterilmiştir. Uzakta, sarp bir kayanın üzerinde antik bir kalenin silueti ve bu kayanın eteğinde bir yerleşim yeri - bir köy - görülebilir. Avrupa sanatının gerçekçi özelliği olan perspektif küçültmenin Doğu minyatür sanatına yabancı olduğu bilinmektedir. Sadece 16. yüzyılın sonunda birkaç sanatçının eserlerinde ortaya çıkmıştır, bunlardan biri de Sadık Bey'dir.
Sadık Bey'in yaratıcılığının imzasını taşıyan eserlerden biri de Teymur Han Türkman'ın portresidir. Bu portreyle ilgili ilk bilgiler 1886 yılında Petersburg'da yayınlanan Doğu Dilleri Enstitüsü'nün el yazmaları kataloğunda yer almaktadır. Resimde gri bir cübbe giymiş, sert görünümlü, göbekli bir hükümdar, açık yeşil bir halı üzerinde dizlerinin üzerine oturmuş ve ellerini dizlerine dayamış olarak görülmektedir. Kırmızı çizgili sarığının ortasında yükselen uzun fesi de kırmızıdır. Plastik bir formda canlı renklerle çalışılmış bu portre, uygulaması açısından yeni nüanslara sahiptir. Burada hükümdar oturur vaziyette, yüzü yana dönüktür. Sarığının sağ tarafında mücevherli bir hançer görülmektedir. Bununla birlikte, resim belirli bir kişiyi tanımlayan bireysel özellikler ve karakteristikler içermektedir. Portrenin sağ alt tarafında Farsça bir not bulunmaktadır:
"Bu, merhum Teymur Han Türkman'ın tasviridir. Merhum Sadık Begy Afşar tarafından 102 yılında yapılmıştır. En düşük hizmetkâr Muin Musavvar 1095 yılında tamamladı. Üzerine bereket olsun!"
Sadıki Bey'in yaratıcılığı, İsfahan okulu da dahil olmak üzere minyatür sanatının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Galeri
- Gerşasp'ın Sagsar'larla Savaşı, 1573, Britanya Kütüphanesi, or12985.
- II. İsmail'in Şehnamesinden tasvir, Kazvin, 1576. David Koleksiyonu, Kopenhag
- Firdevsî'nin oğullarının Yemen kralı Sarv ve kızlarıyla buluşması. Firdovsi'nin Şehname'si. 1590-1600. Chester Beatty Kütüphanesi, Dublin
- Rudaba, Zal için saçlarını açıyor. Firdovsi'nin Şehname'si. Gravür, 1590-1600, Chester Beatty Kütüphanesi, Dublin
- Baykuşlarla kargaların savaşı. 1593 yılı. Ağa Han Müzesi
- Ördekler kaplumbağayı bir köyün üzerinden geçiriyor. Enver-i Süheyli'den. 1593, Kazvin. Ağa Han Müzesi
- Eşek üzerindeki süvari, 17. yüzyılın başları. Louvre Müzesi
- Peri tasviri. 1609-1610.
- Bir kadın tasviri, 1590
- Kitap okuyan genç bir adam, 1590-1600
Kaynakça
- ^ Tərbiyət 1314, s. 212.
- ^ a b Əşfar 2008, s. 3.
- ^ P.Kərimov 2012, s. 15.
- ^ Küpeli 2019, s. 67.
- ^ a b Küpeli 2019, s. 68.
- ^ a b Qazıyev 1971, s. 11.
- ^ Kərimov 1987, s. 19.
- ^ a b Əfşar 2008, s. 5.
- ^ a b P.Kərimov 2012, s. 17.
- ^ Kərimov 1987, s. 12.
- ^ P.Kərimov 2012, s. 19.
- ^ a b Çınarcı 2018, s. 38.
- ^ P.Kərimov 2012, s. 24.
- ^ a b Münşi 2009, s. 175.
- ^ Küpeli 2019, s. 69.
- ^ Qazıyev 1971, s. 5.
- ^ a b Qazıyev 1971, s. 6.
- ^ Qazıyev 1971, s. 7.
- ^ Qazıyev 1971, s. 8.
- ^ Küpeli 2019, s. 70.
- ^ Küpeli 2019, s. 71.
- ^ Kərimov 1987, s. 23.
- ^ Kərimov 1987, s. 24.
- ^ Qazıyev 1971, s. 10.
Kaynak
- İsgəndər bəy Münşi Türkman (2009). Tarix-i Aləmara-yi Abbasi (Abbasın dünyanı bəzəyən tarixi) (PDF). Bakü: Təhsil. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024.
- Haluk İpekten (1988). Türk Edebiyatının Kaynaklarından Türkçe Şu’ara Tezkireleri. Erzurum.
- Məhəmmədəli Tərbiyət. Danışməndani Azərbaycan. Tahran.
- Sadiq bəy Əfşar (Ə.Bağırov redaktəsi) (2008). Məcməül-Xəvas (PDF). Bakı: Elm. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024.
- Paşa Kərimov (2012). XVII əsr anadilli Azərbaycan poeziyası. Bakı. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024.
- Cənnət Nağıyeva (2001). =Azərbaycanda Nəvai. Bakı: Tural-Ə Nəşriyyat-Poliqrafiya mərkəzi.
- Kərim Kərimov (1987). Sadiq bəy Əfşar. Monoqrafiya. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024.
- Adil Qazıyev (1971). Sadiq bəy Əfşar. Qanun-üs-süvər. Bakı: Elm. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024.
- Gülnihal KÜPELI (2019). Savaşçı Bir Sanatkârın Kaleminden Safevî Sarayındaki Müzehhib ve Nakkaşlara Dair Notlar.
- Mehmet Nuri ÇINARCI (2018). MECMA’Ü’L-HAVÂS TEZKİRESİNDE DAİR VE ESER ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sadik Bey Sadiki Safevi donemi ressami sairi biyografi yazari askeri ve minyaturcusu olmustur 1533 yilinda Tebriz de dogdu Kazvin e yerlesmeden once birkac yilini gezgin bir dervis olarak gecirdi ve burada Sah sarayinda cesitli gorevlerde bulundu Nihayetinde 1596 da Sah kutuphanesindeki gorevinden azledildi ve 1610 da Isfahan da olmeden once son yillarini kendi yazilarina odaklanarak gecirdi Sadik Bey AfsarDogum1533 Tebriz Safevi ImparatorluguOlum1610 Isfahan Safevi ImparatorluguAlaniRessam Kutuphaneci Sair Sadik Bey Sadiki 16 yuzyilin sonlari ve 17 yuzyilin baslarinda yasamis Sam da Sah I Ismail in hukumdarligina kendi rizalariyla katilan Hudabandelu adli Turk Oguz boyuna mensuptur Sadik Bey eserinin basinda Hudabandelu asireti hakkinda bilgi vermistir Sadik Bey Afsar ressam sair kutuphaneci ve askeri komutan olarak taniniyordu Babasinin asiret icindeki etkisi nedeniyle gencliginde Hafiz Sabuni den daha sonra da Fazai Hamadani den siir egitimi almistir Siirlerini Farsca nin yani sira Azerice Cagatayca ve Osmanli Turkcesi ile yazan sairin tum eserleri gunumuze kadar ulasmistir Mecma al Khavas Kanun al Suvar ve unlu Fathnameh yi Abbasi nin de aralarinda bulundugu 10 eseri bulunmaktadir Sadik Bey ayni zamanda mukemmel bir resim egitimi almis ve Kazvin de resimle ugrastigi yillarda bu sanati ogretmistir Iskender Bey Munsi Tarikh e Alam Ara ye Abbasi adli eserinde Sadik Bey in hocasinin unlu ressam Muzaffer Ali oldugunu belirtmektedir Bugune kadar Sadik Bey in imzali dort portresi kesfedilmistir HayatiKaynaklarda adi komutan dervis sair ressam ve saray kutuphanecisi olarak gecen Sadik Bey Hicri 940 MS 1533 1534 yilinda Safevi Devleti nin baskenti Tebriz in Vicuya mahallesinde dogdu Asil adi Sadik tir Sadigi bir takma addir Kaynaklarda bazen Sadigi Geylani Sadighi Kitabdar Sadik Bey Sadiki isimlerine rastlamak mumkundur Iskender Bey Munsi ve Gazi Ahmed Gumi eserlerinde ondan Sadik Bey Afsar olarak bahsetmektedir Babasi Sah Ismail ortaya ciktiginda kendi istegiyle Sam dan Irak ve Azerbaycan a gelmis ve Hudabendi boyunun nufuzlu kisilerinden biriydi Sadik Bey kokeni hakkinda sunlari yaziyor Ben Hudabendelu adiyla meshur ve taninmis Turk boyundanim Onlar adil sahin ulkeyi fethetmeye ve dunyayi ele gecirmeye basladigi ilk gunlerde boyun egmek ve yardim etmek icin Sam diyarindan dunyanin siginaginin kutsalliga geldiler Kaynaklarda babasinin adi gecmemekle birlikte asiret icinde guclu nufuza sahip varlikli kisilerden biri oldugu bilinmektedir Bu nedenle Sadik Bey cocukluk ve genclik yillarinda donemin onde gelen alim ve sanatkarlarinin ogrencisi olmustur 20 yasindayken 1553 yili civarinda Sadik Bey in babasi olduruldu Babasinin oldurulmesinden sonra kendisine destek olacak kimsesi olmayan Sadik Bey memleketini terk ederek gezgin dervislere ve Kalenderlere katildi Yazarin Mecmau l Havas adli eserinde verdigi bilgilerden Kalenderlerle birlikte oldugu yillarda Halep Bagdat Necef Kerbela Gilan Lahican Astrabad ve Hemedan gibi bircok Safevi ve Osmanli sehrini gezdigi anlasilmaktadir Ornegin eserinde Anadolu da siirin ustadi olarak bahsettigi Baki ile iyi bir dostluk kurdugundan bahseder Baki 1556 1560 yillari arasinda Halep te kadi vekili olarak gorev yaptigindan Sadik Bey in bu yillarda Halep i ziyaret ettigi dusunulmektedir Ayrica eserinde Bagdat ta Kiyamuddin Bagdadi ile Necef ve Kerbela da Kilinc Bey ile gorustugunden bahseder Sadiki nin bu sehirlerde ne kadar kaldigi bilinmemektedir Iskender Bey Munsi bir sure Kalenderlerle birlikte yasadiktan ve seyahat ettikten sonra Hemedan valisi Emir Han in Sadik Bey in durumundan haberdar oldugunu yazar Sadik Bey i Kalenderlerden uzaklastirdi ve onu korumasi altina aldi Sah Ismail doneminde 1576 1577 Sadik Bey in Kazvin deki kraliyet kutuphanesinde calistigi belirtilmektedir Sultan Muhammed Hudabende 1578 1587 doneminde baskentten ayrilarak once Iskender Han Afsar in sonra da Bedir Han Afsar in yaninda calisti Sadik Bey 1581 de Astarabad savasinda hala cesur bir savasci oldugunu kanitladiktan sonra Yezd e gitti ve bir sure Hace Kiyas i Naksibend in emrinde calisti Sah I Abbas in 1587 de tahta cikmasindan sonra Sadik Bey Kazvin e dondu ve kisa sure sonra yeniden kraliyet kutuphanecisi olarak atandi O yillarda hattat Ali Riza Tebrizi ile olan rekabeti Kaziyev tarafindan kaydedilir ve Sadik Bey in 1592 1598 yillari arasinda kutuphanecilik gorevini yuruttugu belirtilir Safevi tarihcilerinden Celaleddin Muhammed Yezdi Tarikh i Abbasi adli eserinde Sadik Bey in 1598 yilinda kutuphanecilik gorevinde bulunmadigindan bahseder Ancak hayatinin sonuna kadar maas almaya devam ettigi kaydedilmektedir Timurlu ve Safevi donemlerini ele alan The Cambridge History of Iran in altinci cildinde Sadik Bey Afsar in kutuphaneci olarak atandigi tarih Hicri 995 M S 1587 olarak verilmektedir Zal in Simurg Tarafindan Kurtarilmasi Sah I Abbas tarafindan yaptirilan Sahname den minyatur Chester Beatty Kutuphanesi Sairin hayatinin son yillarinda yazdigi Turkce mektuplardan hasta oldugu anlasilmaktadir Olum tarihi tarih yaziminda tartisma konusudur Bu tartismalarin temel nedeni Petersburg Sarkiyat Enstitusu nde muhafaza edilen Teymur Han Turkmen in portresi uzerine Muin Musavvir tarafindan yazilan notun iki farkli sekilde okunmasidir Not soyledir Bu merhum Teymur Han Turkmen in 102 yilinda merhum Sadik Bey Afsar tarafindan cizilen portresidir ve ben Muin Musavvir 1095 yilinda tamamladim Ilk calismasinda 1002 tarihini 1020 olarak yorumlayan Kaziyev sanatcinin 1020 1612 1024 1616 yillari arasinda oldugunu belirtmistir Birkac yil sonra yayimlanan ikinci calismasinda ise yeni arastirmalarin bu tarihin 1002 1594 olarak okunmasi gerektigini gosterdigini belirtmistir M Muradova Sadiki Bey Sadiki nin Dogumu ve Olumu Uzerine baslikli makalesinde sairin gunumuze ulasan eserlerindeki kisa bir biyografik nota gore 1609 yilinda 77 yasinda oldugunu yazmistir Valih i Dagistani nin Riyazu s Suare adli tezkiresindeki bilgilere dayanan butun calismalarda Sadiki nin olum tarihi 1018 1609 10 olarak verilmektedir Ancak Tagi Ovhedi nin Arafatu l Arifin i gibi kaynaklarda hicri 1022 1614 civarinda vefat ettigi belirtilmektedir CalismalariSair olarak Bugun Sadik Bey Afsar in daha cok sair ve sanatci nitelikleriyle anildigi dusunulebilir Doneminin biyografi yazarlari ve tarihcileri Sadik Bey in sairlik yeteneginden ovguyle bahsetmislerdir Mecmaul Khawas adli eserinde yazdigina gore gencliginde Hafiz Sabuni den ve daha sonra Fazai Hamadani den siir egitimi almistir Kuskusuz siir sanatindaki en onemli hocasi Nisaburlu Mir Suni dir Hocasini dervis tabiatli ve dindar bir kisi olarak hatirlayan Sadik Bey Tebriz de uc yil boyunca ders aldigi kisinin 90 li yaslarinda oldugundan bahseder Bu bilgiye dayanarak Amerikali profesor Anthony Welch Sadiki nin Mir Suni den ders aldigi yillarin yaklasik olarak 1565 1568 yillarina tekabul ettigine inanmaktadir Gazi Ahmad Komi de eserinde Suni nin 1568 yilinda oldugunu belirtmektedir Yasadigi donemde gazelleri kasideleri rubaileri muhammesleri mesnevileri ve diger siirleri cok sevilen Sadik Bey Sadiki hem Turkce hem de Farsca olmak uzere uc farkli lehcede siirler yazmistir Sair Sadiki mahlasiyla taninmistir Mevlana Celaleddin Rumi nin Mesnevi sinin Turkceye cevrilmesi ile ilgili yazdigi mektup bu acidan cok onemlidir Mektupta Sah I Abbas in kendisinden Mesnevi yi Turkceye cevirmesini istemesi uzerine eseri Cagatay Azerbaycan ve Osmanli lehcelerine uygun olarak hazirlayip Sah a sundugundan bahsedilmektedir Sadiki nin sairlik yetenegini gosteren bir diger onemli husus gorevden ayrildiktan sonra inzivada yazdigi ve 1010 1602 yilinda tamamladigi toplu eserleridir Tebriz Milli Kutuphanesi nde 3616 numarada muhafaza edilen mecmuanin muellif nushasi sairin manzum ve mensur eserlerinden olusmaktadir Bu nushada yer alan eserler sonradan eklenen bir icindekiler tablosunda asagidaki sekilde sunulmustur Kasideler Zubtad el kelam Gazeller Cesitli siirler Sairlerin tezkiresi Majmaul khavas Rubai nin Makaleler ve ayet hikayeleri Sairler adina soylenen bilmeceler Fethname mesnevisi Sairlerin tezkirelerinden sonra Turkce yazilmis kaside ve gazeller Feyzi siirleri uzerine risale Kanunus suvar resim uzerine bir risale Haziyat risalesi Agit ve kompozisyon Heydari nin hicvi Munsaat Turkce ve Farsca dillerinde Falak tan sikayet ve Muhammed Bey Mazagi nin hicvi Cesitli hicvlerMecma ul Havas Sadiki nin yaraticiliginin en onemli eserlerinden biri olan Mecma ul Havas adli tezkire edebiyat bilim ve edebi dusunce tarihi calismalarinda onemli bir rol oynamaktadir Tazkira 1597 1598 yillarinda yazilmistir Eser Osmanli topraklarindan gunumuz Iran Azerbaycan Orta Asya Afganistan Pakistan ve Hindistan a kadar uzanan genis bir cografyanin edebi ve sosyo politik ortamini belirli bir zaman dilimi icinde Sah I Ismail doneminden yazarin yasadigi doneme kadar yansitmaktadir Sairin kendisinin de belirttigi gibi bu eser yazarin uzun seyahatlerinin ve gozlemlerinin bir sonucudur Mecma ul Havas in girisinde Sadik Bey Abdurrahman Cami nin Baharistan Ali Sir Nevai nin Mecalisu n Nefais Devlatsah Semerkandi nin Tazkiretu s Suara ve Sam Mirza nin Tohfe i Sami adli tazkirelerini ornek olarak zikreder Tezkire bir giris 8 bolum mecmualar ve bir sonuctan olusur Sadiki Bey tarafindan Azerice yazilan Mecma ul Havas adli tezkirede Safevi doneminde faaliyet gosteren 480 sair ressam ve hattat hakkinda degerli malzemeler toplanmistir Eser hem Azerbaycan hem de Fars kultur ve sanatinin arastirilmasi icin onemli bir kaynaktir Eser yakin zamanda Farscaya cevrilmis ve Tahran da yayimlanmistir Emir in portresiFathnameyi Abbasi namidar Bu eser Sah Abbas in hayatina faaliyetlerine seferlerine ve savaslarina adanmistir Yaklasik 2500 beyitten olusan eser cok degerli biyografik ve tarihi bilgiler sunmaktadir Yazar cesitli tarihi olaylari ve savaslari benzetmeler ve mecazlar kullanarak son derece sanatsal bir bicimde anlatir ve Sah Abbas in kahramanca bir imajini yaratir Mecma ul Havas in yani sira Sadik Bey Afsar in Turkce eserleri arasinda topladigi mektuplar da bulunmaktadir 18 mektubun 14 u kendi dilindedir Sairin Turkce siirleri Tebriz Milli Kutuphanesi nde muhafaza edilen el yazmalari koleksiyonunun 888 917 sayfalarini kapsamaktadir Ayrica hem tezkiresinde hem de mektuplarinda Turkce siirlere rastlamak mumkundur Sadik Bey Afsar in 478 Turkce siirden olusan koleksiyonunda 5 kaside 40 gazel 1 saqinama Sah Abbas a hitaben yazilmis mesnevi formunda 1 siir 1 tarkibband ve 1 kita bulunmaktadir Ilk kasidede sair havalarin sogumasini ve kisin gelisini anlatmak icin alegoriden yararlanir Bu 43 beyitlik kaside edebiyatimizdaki en basarili kis temali kasidelerden biridir Ikinci kaside Hazreti Ali nin ovgusune adanmistir Ucuncu kasidede sairin surgundeki durumu anlatilir Dorduncu kasidede Sah Abbas ovulmekte besinci kasidede ise tabiatin guzellikleri konu edilmektedir Sanatci olarak Aslan Egitmeni Chicago Sanat Enstitusu Sadiki nin sanat egitimine ne zaman basladigi sorusu tarih yaziminda tartisilan konulardan biridir A Velc e gore Sadiki siir hocasi Mir Suni nin olumunden sonra Tebriz den Kazvin e tasinmis ve resim egitimine orada baslamistir Bu olay 1568 yili civarinda sair 35 yasindayken gerceklesmistir Ote yandan Iskender Bey Munsi Sadiki nin genc yasta sanat egitimi aldigini ve 1568 den sonra profesyonel bir ressam oldugunu yazar Munsi genc Sadiki nin Muzaffer Ali nin ogrencilerinden biri oldugunu ve uzun sure onun gozetiminde resim yapmanin inceliklerini ogrendigini belirtir Babasinin olumunden sonra Sadiki Muzaffer Ali den ayrilarak Kalenderlere katildi Emir Han Musullu nun himayesine girdikten sonra Hemedan a tasinan Sadiki Bey burada Mir Ibrahim ve Musa Riza ya resim ogretti Bu da onun 1568 den once sanat egitimi aldigini gostermektedir Kaziyev de Munsi nin goruslerine katilarak Sadik Bey Afsar in genc yastan itibaren resimle ugrastigini belirtir Turk sanat tarihcisi Gulnihal Kupeli bu kronolojiye dayanarak alternatif bir gorus sunar Kupeli soyle yazmaktadir Sadik Bey baskentin henuz Tebriz oldugu 1548 den once Muzaffer Ali den minyatur dersleri almis ve 1568 de Kazvin deki sah kutuphanesinde eski hocasiyla calismaya devam etmis olabilir 1539 1543 yillari arasinda Tebriz de yasadigi bilinen Muzaffer Ali gibi usta bir minyaturcunun 35 yasindaki birini ogrenci olarak kabul etmesinin en makul aciklamasi muhtemelen budur Sadiki nin siir egitimi aldigi Mir Suni nin de Sadiki nin minyatur sanatina donusunde onemli bir rol oynadigi dusunulmektedir Mir Suni ayni zamanda bir hattatti ve boya hazirlama ve kagit boyama konusundaki bilgisi muhtemelen Sadiki nin minyatur sanatina yeniden ilgi duymasina yol acti Kanun us Suver Sadiki nin onemli bilimsel eserlerinden biri gorsel sanatlarin metodolojisi ve pratigine adanmis 204 beyitten olusan manzum bir risaledir Bu risalede yazar ressamlara kendilerinden talepkar olmalarini ve resim malzemelerini ve tasvir ettikleri nesneyi mukemmel bir sekilde anlamalarini tavsiye eder Eser 17 kisa bolumden olusmaktadir Risalenin basinda Sadik Bey Afsar genclere soyle seslenir Yalniz calis demiyorum bir rehber ara Eger boyle bir ustat bulamazsaniz o zaman size her iste yardimci olmak icin yazdigim Kanun us Suver den yuz cevirmeyin O karsiliksiz ve minnetsiz yardim eden bir ustattir Sadiki nin onun adini ara sira iyi niyetle anmanizdan baska bir dilegi yoktur Risalede kalemi baglama yontemi uzerine ozel bir bolum vardir Burada Sadiki Bey Afsar her seyden once sanatcinin kalemi nasil baglayacagini bilmesini ve malzemelerini anlamasini talep eder Resmin Onemli Ozellikleri Uzerine baslikli bolumde Orta Cag suslemeciliginin cesitli motif ve kompozisyonlarindan bahsedilmekte ve bu alanda basariya ulasmada yetenegin onemine dikkat cekilmektedir Bir baska bolumde yapiskan boyalarin hazirlanmasi ele alinmaktadir Yazar soyle yaziyor Boyanizda cok az yapistirici varsa kuru toz gibi dokulur cok fazla varsa pihtilasir bu nedenle olcuye dikkatle uyulmalidir Ayrica bu eser modern kopyaci ressamlar ve restoratorler icin firca ve kagit hazirligindan minyatur kopyalamada renk secimine kadar her konuda bilgi saglayan paha bicilmez bir kaynaktir Mevcut elyazmasinin son bolumu lak hazirlanmasina ayrilmistir Sendarus adi verilen bitkisel bir recinenin keten tohumu yagiyla pisirilmesiyle elde edilen bu cila karton kalem kutulari tabutlar ve bazi el yazmalarinin kapaklarindaki resim ve suslemeleri nemden ve mekanik hasarlardan korumak icin kullanilirdi Resimleri Sadiki nin hocasi Muzaffer Ali nin rehberliginde cizdigi Mecmau l Havas ve Kanunu s Suver adli eserlerde ovguyle bahsedilen ilk onemli calismasi 1573 tarihli Garsaspname nushasi icin cizdigi minyaturdur Calismalari Sah II Ismail tarafindan cok begenildi ve bunun sonucunda saray kutuphanesine atandi ve Siavus Bey Gurcu Mir Zeynalabidin Seyh Mohammad Shirazi Ali Asgar Kashi ve Abdullah Sirazi gibi sanatcilarla ayni calisma ortamini paylasti Sadiki Bey Sah Ismail in 1576 1577 tarihli Sehname si icin 7 resim cizmistir Kaynaklarda 1579 tarihli Habib al Siyar nushasi icin de bir minyatur hazirladigindan soz edilse de Sah I Abbas donemine kadar agirlikli olarak tek sayfalik calismalar yaptigi soylenebilir 1587 1589 yillarinda Sah Abbas doneminde hazirladigi Sehname illustrasyonlari ve 1593 tarihli Anvar i Suhaili nushasindaki minyaturler kitap illustrasyonlari arasinda en degerli calismalari olarak kabul edilir Sadik Bey koleksiyonunda yer alan bir mektubunda Sadik Salman in Kuliyat inin resimlerini cizip iade ettiginden bahseder Bu da sanatcinin bircok kitap icin minyaturler hazirladigini gostermektedir Sadik Bey in eserleri yasadigi donemde hem ulkesinde hem de sinirlarinin otesinde buyuk deger gormustur Kendisi icin bir kaside yazmis olan sair Kururi ye Tuccarlar eserlerimin her sayfasini uc tumene satin alip Hindistan a goturuyorlar bu yuzden onlari ucuza satma demistir Sadik Bey in gorsel sanat yaraticiliginda portre calismalari onemli bir yer tutar Avrupa da yayinlanan literaturde cogunlukla birkac eserinden alinmis reproduksiyonlara rastlanir Amal e Sadiki imzali ve sadece kontur cizgileriyle calisilmis deseninde sarikli ve sivri sakalli yasli bir emir tasvir edilmistir Yerdeki deri uzerine bagdas kurarak oturan emir biriyle konusuyor gibidir Vucut kollar ve bas icin kullandigi etkileyici ve serbestce akan cizgiler magrur figurun inandirici ifadesini aktarmaya yardimci oluyor Bu eser geleneksel olarak Emir in Portresi olarak adlandirilir Esek uzerindeki suvari 17 yuzyilin baslari Louvre Muzesinde saklanmaktadir Sanatcinin imzali basili eserlerinden birinde esek uzerinde orta yasli bir binici tasvir edilmistir Bu minyaturun sag tarafinda Arapca olarak Rakimahu Sadiqi yazmaktadir Binicinin ozellikle de bindigi esegin tasviri cok canli orantili ve dogaldir Bu eser Dogu minyaturlerinin karakteristik manzara tasvirlerinden farkli bir doga tasviri ve kompozisyon yapisina sahiptir Binici on planda gercekci sanatin karakteristik ozelliklerine uygun bir oran ve olcekte tasvir edilmistir Arka planda kucuk tepeler gosterilmistir Uzakta sarp bir kayanin uzerinde antik bir kalenin silueti ve bu kayanin eteginde bir yerlesim yeri bir koy gorulebilir Avrupa sanatinin gercekci ozelligi olan perspektif kucultmenin Dogu minyatur sanatina yabanci oldugu bilinmektedir Sadece 16 yuzyilin sonunda birkac sanatcinin eserlerinde ortaya cikmistir bunlardan biri de Sadik Bey dir Sadik Bey in yaraticiliginin imzasini tasiyan eserlerden biri de Teymur Han Turkman in portresidir Bu portreyle ilgili ilk bilgiler 1886 yilinda Petersburg da yayinlanan Dogu Dilleri Enstitusu nun el yazmalari katalogunda yer almaktadir Resimde gri bir cubbe giymis sert gorunumlu gobekli bir hukumdar acik yesil bir hali uzerinde dizlerinin uzerine oturmus ve ellerini dizlerine dayamis olarak gorulmektedir Kirmizi cizgili sariginin ortasinda yukselen uzun fesi de kirmizidir Plastik bir formda canli renklerle calisilmis bu portre uygulamasi acisindan yeni nuanslara sahiptir Burada hukumdar oturur vaziyette yuzu yana donuktur Sariginin sag tarafinda mucevherli bir hancer gorulmektedir Bununla birlikte resim belirli bir kisiyi tanimlayan bireysel ozellikler ve karakteristikler icermektedir Portrenin sag alt tarafinda Farsca bir not bulunmaktadir Bu merhum Teymur Han Turkman in tasviridir Merhum Sadik Begy Afsar tarafindan 102 yilinda yapilmistir En dusuk hizmetkar Muin Musavvar 1095 yilinda tamamladi Uzerine bereket olsun Sadiki Bey in yaraticiligi Isfahan okulu da dahil olmak uzere minyatur sanatinin gelisiminde onemli bir rol oynamistir GaleriGersasp in Sagsar larla Savasi 1573 Britanya Kutuphanesi or12985 II Ismail in Sehnamesinden tasvir Kazvin 1576 David Koleksiyonu Kopenhag Firdevsi nin ogullarinin Yemen krali Sarv ve kizlariyla bulusmasi Firdovsi nin Sehname si 1590 1600 Chester Beatty Kutuphanesi Dublin Rudaba Zal icin saclarini aciyor Firdovsi nin Sehname si Gravur 1590 1600 Chester Beatty Kutuphanesi Dublin Baykuslarla kargalarin savasi 1593 yili Aga Han Muzesi Ordekler kaplumbagayi bir koyun uzerinden geciriyor Enver i Suheyli den 1593 Kazvin Aga Han Muzesi Esek uzerindeki suvari 17 yuzyilin baslari Louvre Muzesi Peri tasviri 1609 1610 Bir kadin tasviri 1590 Kitap okuyan genc bir adam 1590 1600Kaynakca Terbiyet 1314 s 212 a b Esfar 2008 s 3 P Kerimov 2012 s 15 Kupeli 2019 s 67 a b Kupeli 2019 s 68 a b Qaziyev 1971 s 11 Kerimov 1987 s 19 a b Efsar 2008 s 5 a b P Kerimov 2012 s 17 Kerimov 1987 s 12 P Kerimov 2012 s 19 a b Cinarci 2018 s 38 P Kerimov 2012 s 24 a b Munsi 2009 s 175 Kupeli 2019 s 69 Qaziyev 1971 s 5 a b Qaziyev 1971 s 6 Qaziyev 1971 s 7 Qaziyev 1971 s 8 Kupeli 2019 s 70 Kupeli 2019 s 71 Kerimov 1987 s 23 Kerimov 1987 s 24 Qaziyev 1971 s 10 KaynakIsgender bey Munsi Turkman 2009 Tarix i Alemara yi Abbasi Abbasin dunyani bezeyen tarixi PDF Baku Tehsil Erisim tarihi 29 Haziran 2024 Haluk Ipekten 1988 Turk Edebiyatinin Kaynaklarindan Turkce Su ara Tezkireleri Erzurum erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Mehemmedeli Terbiyet Danismendani Azerbaycan Tahran erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Sadiq bey Efsar E Bagirov redaktesi 2008 Mecmeul Xevas PDF Baki Elm Erisim tarihi 29 Haziran 2024 Pasa Kerimov 2012 XVII esr anadilli Azerbaycan poeziyasi Baki Erisim tarihi 29 Haziran 2024 Cennet Nagiyeva 2001 Azerbaycanda Nevai Baki Tural E Nesriyyat Poliqrafiya merkezi erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Kerim Kerimov 1987 Sadiq bey Efsar Monoqrafiya Erisim tarihi 29 Haziran 2024 Adil Qaziyev 1971 Sadiq bey Efsar Qanun us suver Baki Elm Erisim tarihi 29 Haziran 2024 Gulnihal KUPELI 2019 Savasci Bir Sanatkarin Kaleminden Safevi Sarayindaki Muzehhib ve Nakkaslara Dair Notlar erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Mehmet Nuri CINARCI 2018 MECMA U L HAVAS TEZKIRESINDE DAIR VE ESER UZERINE DEGERLENDIRMELER erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim