Smirni (Yunanca: Σμύρνη Smýrni/Smýrnē; Latince: Smyrna), İzmir sınırları içinde iki farklı konumda yer alan tarihî kentler. Körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu.
Smyrna | |
Smirni antik yerleşim | |
Konum | İzmir, Bayraklı |
---|---|
Bölge | İyonya |
Koordinatlar | 38°25′8″K 27°8′18″D / 38.41889°K 27.13833°D |
Tür | Yerleşim |
Tarihçe | |
Kuruluş | M.Ö.3000 (Tabakalanma) - M.Ö.7. yüzyıl (Yerleşim) |
Devir(ler) | Demir Çağı, Protogeometrik, Erken Geometrik, Orta Geometrik, Geç Geometrik, Arkaik |
Kültür(ler) | Helenistik Dönem, |
Sit ayrıntıları | |
Buluntu(lar) | Athena Tapınağı, çifte megaron, sur, anıtsal çeşme, nekropol, Tantalos mezarı, 2 adet pithos mezar, 2 adet taş lahit, amphora ve skyphos kaplar, seramik parçaları, |
Kazı tarihleri | 1948-1966-1992-1993-2012 |
Arkeologlar | Ord.Prof.Ekrem Akurgal, Prof.John M.Cook |
Durum | Harabe |
Tarihçe
Smyrna antik dönemde Anadolu’nun en önemli kentlerinden biriydi. İlk yazılı kaynaklarda kentin adı Aiol lehçesinde Smurna (Σμύρνα), İon lehçesinde ise Smurne (Σμύρνη) olarak en erken İ.Ö. 7. yüzyıl’da görülür. İlk olarak Bayraklıda kurulan kent, bugünkü İzmir kent merkezinin bulunduğu Kadifekale ile deniz arasındaki düzlüğe İ.Ö. 4.yüzyılın sonunda taşınmıştır. Smyrna’nın yeniden kuruluşu Büyük İskender’e bağlanır. Pausanias’ın eserinde bu olay bir öyküyle anlatılır.Philipposun oğlu Aleksandros, şimdiki kenti, uykusunda gördüğü bir düş yüzünden kurdu; Pagos Tepesi üzerinde avlanmaktayken, avdandönüşünde, söylendiğine göre, Nemesisler tapınağının önüne gelmiş; burada tapınağın önünde bir kaynak ve onun suyu ile büyümüş bir çınar ağacı varmış. Çınar ağacının altında uyurken Nemesisler ona görünerek burada bir kent kurmasını ve İzmir halkını eski kentten çıkarıp oraya getirmesini buyurmuşlar. Antik dönem yazarlarından Strabon ise, yeni kentin kuruluşuna Büyük İskender’in haleflerinden Antigonos tarafından başlanıldığını, ardından Lysimakhos’un bu görevisürdürdüğünü belirtir. Kazılar, Bayraklıdaki yerleşmeye; Büyük İskender döneminde sonverildiğini göstermektedir. Kentin Roma çağında basılmış sikkelerinin üzerinde dekurucu olarak Büyük İskender tasvir edilmiştir. Bu yeni kurulan kent önemli bir konuma sahipti: Küçük Asya’nın iki önemli metropolü Sardis ve Ephesos arasındakiyolun üzerinde olmakla birlikte Akdeniz’e açılan geniş ve korunaklı bir limana sahipti. Doğu ve batı arasındaki güçlü ve canlı ticari ilişkilerin odak noktasında bulunuyordu.Yaygın deniz ticareti, Yunan-Roma dünyasındaki tüm büyük kentlerin ortak birkarakteristik özellik olarak kozmopolit bir yapıya sahip olmalarına neden olmuştur. Romalılar Smyrna’ya İ.Ö.133 ile İ.S. 395 yılları arasında hâkim olmuşlardı.
Erken ve arkaik dönem
Erken ve Arkaik Dönem Smirni'si, başlangıçta muhtemelen kurucusu kabul edilen Kral'a atfen "Tantalus Naulokhon" (Tantalus limanı) şeklinde anılan, sonradan aldığı "Smirni" isminin etimolojisi konusunda çeşitli görüşler öne sürülen, İzmir Körfezi'ne uzanan küçük bir yarımada üzerinde yerleşik arkeolojik sit alanıdır. Başlangıçta bir Aiolis kenti iken, sonradan 13. üye olarak İyonya kentleri arasına katılmıştır. Günümüzde Bayraklı ilçe sınırları içinde yer almakta olup, "Bayraklı Höyüğü" tarihi yerleşim alanı için kullanılan terimlerden biridir. Antik kentteki ilk bilimsel çalışmalar Prof. Dr. ve Prof. Dr. Ekrem Akurgal başkanlığında bir İngiliz-Türk ekibi tarafından 1948'de başlatılmış, Ekrem Akurgal tarafından 1993'e kadar kesintisiz sürdürülmüştür.
Çalışmalar 1993'ten günümüze Prof. Dr. başkanlığında yürütülmektedir. MÖ 3. binyıldan itibaren yerleşime konu olmuş Bayraklı Höyüğü'nde kent olgusunun en yoğun şekilde görüldüğü süreç 650-546 arasındadır.
Klasik dönem
Klasik Çağ Smirni'si Büyük İskender'in yönlendirmesi ile Kadifekale (Pagos) sırtlarında kurulmuş, en parlak dönemini Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış ve günümüzde Konak ilçe sınırları içinde bulunan arkeolojik sit alanıdır. 1830'larda Charles Texier tarafından derinlemesine ilk araştırmalardan sonra, bu arkeolojik sitteki çalışmalar ve Selâhattin Kantar başkanlığında bir Alman-Türk ekibi tarafından 1932-1941 arasında başlatılmış ve Roma dönemi Agora'sının, kentin MS 178'de geçirdiği büyük bir deprem sonrasında yeniden inşa edilmiş halinin büyük bir kısmı ortaya çıkarılmıştır. 1996'da yeniden başlatılmış kazı ve çevre düzenleme çalışmaları, 2007'den itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Akın Ersoy başkanlığında bir ekip tarafından günümüzde de sürdürülmekte olup, Agora ören yeri ve Basmane mevkiinde İzmir Büyükşehir Belediyesince toplam 30 milyon TL bedelle kamulaştırılan bir alanı kapsamaktadır.
Araştırma ve Kazı
Bayraklı Höyüğü Bayraklı Höyüğü'nde ilk sistemli kazılar 1948-51 yıllarında Atina İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ile Ankara Üniversitesi'nin ortak kazısı olarak J.M. Cook ve E. Akurgal başkanlığında yapılmıştır. Höyükteki ikinci dönem kazıları 1966-1992 yılları arasında E. Akurgal başkanlığında sürdürülmüştür. Akurgal bu kazılar süresince Bayraklı Höyüğü'nde Geometrik, Arkaik ve Klasik dönemlere ait yerleşme katlarını ortaya çıkartmış ve Smyrna'nın MÖ 7. Yüzyıldan başlamak üzere 3 yüzyıl boyunca ticari ve siyasi faaliyetin toplandığı bir merkez olduğunu savunmuştur. Üçüncü dönem kazıları 1993 yılından 2012 yılına kadar M. Akurgal tarafından sürdürülmüştür. İki yıl aradan sonra C. Tanrıver tarafından sürdürülmeye başlanan kazılar günümüzde de devam etmektedir.Smirni (Smyrna) Smyrna'da ilk olarak 1933 ile 1941 yılları arasında İzmir Müzesi Müdürlüğü ile Tarih Kurumu ortaklığında başlanan arkeolojik kazılar Agora'da yapılmıştır. Bazilikanın in-situ olarak korunmuş sütunları etrafında başlayan kazılar Batı Stoa'ya ve sonra da Doğu Stoa'ya genişlemiştir.1944 yılında Agoradaki kazıları yürüten R. Duyuran tarafından bu yıl yapılan kazının kısa bir raporu yayınlanmış ve daha sonra da 1950 yılında yine R. Naumann ve S. Kantar tarafından nispeten daha kapsamlı bir makale olarak yayınlanmıştır. Agora'daki çalışmalar bu tarihlerden sonra uzun süre durmuş ve ancak yaklaşık yarım yüzyıl sonra 1997 yılında İzmir Müze Müdürlüğü tarafından kazılara tekrar başlanmıştır.2007 yılında Doç. Dr. Akın Ersoy tarafından başlanan son dönem kazıları Smyrna Agorası, Basmane Altınpark ve Kadifekale ve Smyrna Tiyatrosunda halen devam etmektedir.
Buluntular
Smyrna Akropolü
Antik Smyrna’nın akropolisinde (Kadifekale) sınırlı da olsa son dönemde kazı ve araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalardan ilki kalenin güney surunu ortaya çıkarmaya dönük güney suru kazı çalışmaları olmuştur. Yapılan kazı çalışmaları ile kalenin en erken, Hellenistik Dönem sur kalıntılarına ulaşılmış olup çıkan buluntular da göz önüne alındığında, Strabon’un Antigonos Monophtalmos ve Lysimakhos zamanında kentin inşa edildiğini ifade eden notlarını doğrulamıştır. 17. yüzyıla kadar çok değişik zamanlarda yapılan eklenti ve onarımlarla bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış olan kale surlarının, en erken dönemini işaret eden güney sur kazılarında Hellenistik surların yaklaşık 3 m. kalınlığında olduğu ortaya çıkarılmıştır. İçten ve dıştan bosajlı bloklarla cephelendirilmiş olan beden duvarlarının iç dolgusu moloz taştandı ve atkılı duvar tekniği kullanıldığı anlaşılmıştır. Son iki yüzyılda güney surun dış cephe kesme taş örgüsünün dönem yapılarında kullanılmak üzere söküldüğü, bu nedenle de korunmamış olduğu görülmüştür. Buna karşın duvar iç yüzünün hızla dolması nedeniyle kimi yerlerde 4 sıra kesme taş yüksekliğinde korunduğu dikkat çekmiştir. Kazılar sırasında daha önce bilinmeyen Hellenistik bir kulenin varlığı tespit edilmiş ve dıştan dışa 9x10 m. yaklaşık boyutlarındaki bu kulenin Roma Döneminde de kullanıldığı görülmüştür. Duvar kalınlığı yaklaşık 2 m. kadar olduğu ölçülebilen Hellenistik-Roma Dönemi kulesinin henüz tarihini bilemediğimiz bir zamanda tahribat görmesinin ardından bir bölümü kulenin hemen doğusuna bir bölümü ise kule üzerine gelecek şekilde Bizans Döneminde kireç harçlı moloz taş malzeme ile ama bu kez yuvarlak planlı olarak yeniden inşa edildiği anlaşılmıştır. Bu geç kulenin Helenistik-Roma Dönemi kulesinin artık görünmeyecek kadar tahribata uğramış olduktan sonra inşa edildiği değerlendirilmiştir. Geç kule 178.00 m. yaklaşık seviyesinden itibaren yoğun kireç harçlı ve moloz taş dolgusu ile izlenmektedir. Geç kulenin Bizans Döneminde inşa edildiği yapım malzemesi harcı içinde tespit edilen Bizans Dönemi seramik örneklerinden dolayı düşünülmektedir. Hellenistik-Roma Dönemi kulesinin dış temel duvarlarının içinde taş yongalarından oluşan bir dolgunun olduğu da dikkat çekmiştir. Helenistik sur üzerindeki 1.08 m. genişliğindeki kule girişinin Hellenistik kuleyi ortaladığı görülmüştür. İç kapıda 180.36 m. seviyesinde ve dört sıra blok hâlinde korunmuş olan Hellenistik kapı açıklığına karşın, alanın eğimi nedeniyle kule duvarlarının korunmuş yükseklikleri yaklaşık 179.00 – 177.50 m. aralığındadır. Güney surun beden duvarı gibi, kulenin kesme taş bloklarla cephelenmiş duvarları da anakaya üzerine inşa edilmişlerdir. Smyrna’nın akropolisi olan Kadifekale’de yürütülen çalışmalardan biri de özellikle yayınlarda ve haritalarda Şapel ve bazen Şapel/Mescid olarak bilinen yapı kalıntları üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ortaya çıkarılan yapı izleri yapı kalıntısının bir kale mescidine ait olduğunu göstermiştir. Ortaya çıkarılan plan özellikleri ile bu yapı İzmir’de tespit edilen en erken Türk-İslâm ibadet yapısı durumundadır. Kale mescidinin hemen doğu bitişiğinde kısmen ayakta duran tonozlu mekân içinde yapılan kazı çalışmaları ise bu mekânın sonradan mescide eklemlendirilen bir sarnıç olduğunu göstermiştir. Kazı çalışmaları ile tonozlu mekânın iki evreli inşa sürecinin olduğu, iç mekân duvarlarının tuğla kırıklı harçla sıvandığı, tonoz üst örtü üzerinde su toplama sisteminin olduğu belirlenmiştir. Su deposu niteliğindeki mekânın en geç 18. yüzyıla kadar 14. yüzyılda inşa edilen mescide ibadet için gerekli temiz suyu sağladığı düşünülmektedir.
Smyrna Agorası
Kentin son yıllarda kazı ve araştırmalara konu olan en önemli arkeolojik alanı agorasıdır. Smyrna Agorası antik kentin merkezinde, dörtgen bir alanı kapsamaktadır. Antik Smyrna’nın idarî, siyasî, adlî ve ticarî merkezi durumundaki, bugün yaklaşık 129 x 83 m. boyutlarında ancak görülebilen agorasındaki avlu sondajlarında, az sayıda da olsa ele geçirilen bazı seramik parçalarının M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllara ait olması, bu erken seramik örneklerinin zaman içinde yamaçlar boyunca yüzey akıntıları ile başka yerden gelmiş oldukları ile açıklanabilir. Agorada mimarî izlerin ancak M.Ö. 2. yüzyıla kadar gitmesi bu olasılığı güçlendirmektedir. Kentin Pausanias’tan öğrendiğimiz kuruluş hikâyesinde geçen Nemesisler Tapınağı veya kutsal alanının, İskender’den önce de var olduğu kabul edildiğinde ise seramik örneklerinin varlığını normal karşılamak gerekecektir. Bu ikinci varsayım dikkate alınırsa, agoranın hemen bitişiğinde veya yakınında Nemesisler Tapınağı veya kutsal alanın varlığının göstergesi olarak değerlendirilebilir görünmektedir. Nitekim agorada bulunan bir arşitrav bloğu üzerindeki yazıt olasılıkla agoranın içinde veya bitişiğinde, kentin kuruluş öyküsünde önemli rol oynayan Nemesislere ait bir tapınağın veya tanrıçalara adanmış bir yapının bulunduğuna işaret etmektedir. Agoranın ilk tasarımı, dönemin diğer planlı kentlerinde görüldüğü gibi agora avlu alanının etrafının stoalarla çevrelenmesi şeklinde olmuş olmalıdır. Ancak öncelikle avlu alanında sürdürülen sondaj kazılarından anlaşıldığı üzere, 50 m.de 3 metreye ulaşan güneydoğu-kuzeybatı yönelimli eğimin tolere edilmesi gerekliydi. Bunun için eğimin bulunduğu kuzey ve batı kenarlarda inşa edilecek yapılara birer bodrum katı yapılması avlu alanının tek bir düzlem hâlinde algılanması için zorunluluktu. Avlu alanında yapılan sondaj kazılarında M.Ö. 4. yüzyıla ve sonrasında M.Ö. 3. yüzyıla ilişkin agoradaki olası stoa ve/veya diğer yapılara bugün için ulaşılmış değildir. Avlu sondaj kazılarında ele geçirilen seramik örnekleri ile sikkeler bu alanda faaliyetlerin olduğunu açıklamaktadır. Örneğin 2013 yılı çalışmalarında ele geçirilen ve kentin hemen kuruluşundan hemen sonraya ait ve agorada tespit edilen en erken sikke örneği olan bir Seleukos II (M.Ö. 246-226) sikkesi bu alandaki faaliyetlerin bir işareti olmalıdır. M.Ö. 3. yüzyılın ortalarından itibaren yükselişe geçen ve M.Ö. 2. yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar Pergamon Krallığının kontrolü altında kalan bölgede ve Smyrna’da yaşanan göreceli refah ve barış ortamı Pergamon’da ve kontrolü altındaki diğer kentlerde olduğu gibi Smyrna’da da imar faaliyetlerini tetiklemiş olduğu görülmektedir. Nitekim Smyrna Agorası Batı Portiko’nun bodrum katının doğu duvarı ile Bazilika’nın bodrum katının güney duvarının işçilik ve örgü tekniği olarak M.Ö. 2. yüzyıl özellikleri taşıması, aynı şekilde iki yapının da 1. ve 2. galerilerindeki taşıyıcı ayak ve bölme duvarlarında izlenebilen kısmen korunmuş kesme taş temel izleri, olasılıkla bu yüzyılın ilk yarısında agora avlu alanının en azından kuzey ve batısında, birer bodrum katı bulunan ve yine olasılıkla tek katlı iki galerili birer stoa ile çevrelendiğine işaret etmektedir. Kuzey ve batıda bodrum katlı stoaların inşa edilmesi ile bugünkü avlu düzleminin yaratılmış olduğu anlaşılmaktadır. Stoaların bodrum katlarının, teras duvarları üzerinde avlu düzlemine açılan pencereler ile ışıklandırılmaları ve havalandırılmaları sağlanmıştı. Her iki yapının bodrum katı agoranın avlu düzleminin altında kalıyorsa da kuzey ve batı yönlerde ise zemin kat durumundaydılar.Yukarıda sözü edilen eğim nedeniyle bu yapıların bodrum katları agorayı kuzey ve batıdan çevreleyen sokaklara doğrudan açılmaktaydılar. Stoaların alt katlarının sokaklara açılması hem depolama işlerini kolaylaştırmakta hem de üst katların aksine kapalı birer mekân durumundaki alt/zemin katın aydınlatılması ve havalandırılmasını da destekliyordu. Avlu alanının doğu ve güneyinin ise nasıl sınırlandırılmış olduğuna ilişkin bilgiler bugün için kazı çalışmaları yapılamadığından yok denecek kadar azdır. Ancak çağdaş örneklerden yola çıkarak avlunun bu kenarlarında da stoaların olduğunu beklemek yanlış olmayacaktır. M.Ö. 129’da Roma egemenliğine girildiğinde avluyu çevreleyen stoaların Roma gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kaldığı ve yeniden düzenlendikleri görülmektedir. Avlu düzlemi bodrum kat pencerelerinden de anlaşılacağı üzere aynı seviyede kalmış ancak bu kez mermer plâkalarla kaplanmıştır. Kuzey kenardaki stoa, bodrum katta dört galerili, zemin ve 1.katta ise 3 galerili hâle getirilmiştir. Böylece bu kenarda avlu seviyesi üzerinde 2 kat yükselen bir bazilikal yapı ortaya çıkmıştır. Bazilikanın bodrum katı, agoranın bulunduğu alanın eğimi dolayısıyla hemen önünden geçen Agora Kuzey Cadde ile iki kapı (Bazilika Kuzeybatı ve Güneybatı Kapıları) vasıtasıyla ilişkisi sağlanmıştır. Bazilika’nın bodrum katının dört galerisinden üçü sıradan birer galeri formunda iken, dördüncü galeri diğerlerinden plan tasarımı olarak farklıdır. Buna göre 4.Galeri’nin doğu ve batı sonundaki mekânlar, doğuda ve batıda merdivenli anıtsal kapılarla kesilmekte ve iki kapı arasında da büyük bir salon mekânı yer almaktadır. Söz konusu salon mekânının fonksiyonu konusunda yeterince bilgiye sahip bulunmamaktayız. Buna karşın var olduğu anlaşılan mermer zemin ve duvar kaplamaları ile kentin ve agoranın önemli bir prestij mekânı olduğunu da söylemek mümkün görünmektedir. Bazilika’nın avluya göre bodrum katında dikkat çeken mimarî özelliklerden bir 3. Galeri’de 63 (74?) adet karşılıklı küçük mekânın yer almasıdır. Mekânların Toptancı ve/veya Parakendecilere ait oldukları düşünülmektedir. Mekânlara yönelik kazı ve mekân temellerinin konservasyonuna dönük çalışmalar hâlen sürdürülmektedir. Smyrna Agora Bazilikası’nın antik dünyanın anlaşılmasını sağlayan belki de en önemli özelliği bodrum katı 1.ve 2.galerilerindeki sıvalar üzerinde dünyanın en zengin Graffiti koleksiyonunun yer almasıdır. Konservasyon çalışmalarına paralel olarak graffiti üzerinde papirolojik ve epigrafik çalışmalar da sürdürülmektedir. Sıvalar üzerinde kazıma veya boyalı olarak bir harften bir cümleye veya bir çizgiden bir tasvire kadar üç bine yakın duvar yazı ve resmin bulunduğu hesaplanmaktadır. Pek çok konunun yazıya döküldüğü veya resmedildiği duvar yazı örneklerinin birinde, bir Smyrnalı gözlerini iyileştirdiği için adı belirtilmemiş bir tanrı veya tanrıçaya (ancak tahmin edebiliriz Hygeia?, Asklepios?, Zeus?) şükranlarını sunmaktadır. Agoranın batı kenarını sınırlayan Batı Stoa da yukarıda ifade edilen Bazilika örneğinde olduğu gibi, Roma Döneminde yeniden düzenlendiğinde 2 galerili plan özelliği ve hemen batısından geçen Agora Batı Sokağın da yapıya dâhil edilmesiyle, yaklaşık 75.50 m. uzunluğunda 18.80 m. genişliğinde, 3 galerili bodrum katı ile birlikte 3 kat haline getirilmiş, avlu seviyesi üzerinde iki kat hâlinde yükseltilmiştir.
Batı Alan Çalışmaları
2007 yılı sonrası arkeolojik çalışmaları ağırlıklı olarak agoranın batısında kalan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce istimlak ve yıkımları yapılan alan da sürdürülmüştür. Bu alanda ilk kez Kent Meclisi, Mozaikli Yapı ve Roma Hamam Yapısı’na ait kalıntılar tanımlanmışlar ve hâlen ortaya çıkarılmaya devam etmektedirler. Bu yapılar ile birlikte yine ilk kez Faustiana Kapısı’ndan başlayarak Liman Mahallesi’ne uzanan Faustina Caddesi olarak tanımlanan cadde, bu cadde ile kesişen ve Mozaikli Yapı ile Kent Meclisi’ni batıdan sınırlayarak kuzey-güney doğrultusunda uzanan, Bouleuterion Caddesi olarak adlandırılan sokak veya caddenin varlığı tanımlanmıştır.
Mozaikli Yapı
61x35 m. yaklaşık boyutlarındaki Mozaikli Yapı’nın hemen hemen tümü ortaya çıkarılmış olmakla birlikte, yapıya adını veren mozaik döşemenin ancak yarısının korunduğu gözlemlenmiştir. Büyük ölçüde tahribata uğramış görülen güney yarısında Osmanlı ve Erken Cumhuriyet yapılarının hem mozaik döşeme hem de yapıya büyük zarar verdikleri görülmüştür. Yapının güneyden Faustina Caddesi, batıdan ise Bouleuterion Caddesi ile sınırlandırılmış olduğu ve her iki caddeden de merdivenlerle yapıya ulaşıldığı tespit edilmiştir. Doğu bitişiğindeki Agora Batı Portiko’nun zemin katına 5 adet kapı ile bağlantılı olduğu da anlaşılmıştır. Yapının kuzey yarısında korunmuş olan mozaik döşemeye ilişkin konservasyon çalışmaları sürdürülmektedir. Döşemeye ait izler, mozaik döşemin farklı dönemlere ait iki tabakadan oluştuğunu, ilk tabaka döşemin deprem ve/veya yangın sonucu tahribat görmüş olmasını takiben ikinci tabakanın yapıldığına işaret etmektedir. Yapının inşa edildiği noktada temel duvarlarının, teras duvarı fonksiyonu görecek şekilde (özellikle güney ve batı temelleri) inşa edilerek olasılıkla buradaki hareketli anakayanın üzerine kil dolgu yapılarak agora avlu seviyesine (14.00/20 m.) ulaştırıldığı anlaşılmıştır. Yapının iki tabaka hâlindeki mozaik döşemine ilişkin konservasyon ve restorasyon çalışmaları ile kısmî kazı çalışmaları sürdürülmektedir.
Kent Meclisi (Bouleuterion)
Mozaikli Yapı’nın hemen kuzey bitişiğinde, Batı Portiko’nun batı bitişiğinde yer alan Kent Meclisi’nin Mozaikli Yapı ile aynı proje çerçevesinde inşaedildikleri anlaşılmaktadır. Mozaikli Yapı’da olduğu gibi, Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi yapılaşmaları nedeniyle mimarî özelliklerinin pek çoğunu kaybetmiş olan yapının, kazı çalışmaları batısındaki Bouleuterion Caddesi ve kuzeyindeki Agora Kuzey Cadde ile birlikte sürdürülmektedir. Meclis yapısının kısmen korunmuş orkestra döşemi (Resim: 4), oturma basamaklarını yükseltmek için kullanılan ve altyapısını oluşturan yarım tonozlu galerisi ve ardında aynı amaçla yapılmış 11 adet tonozlu mekânı ile uğradığı bütün tahribata rağmen yapıyı plan olarak okumak mümkün olmaktadır. Yoksun olunan bilgiler için kazı ve malzeme değerlendirme çalışmaları devam etmektedir.
Roma Hamamı
Yukarıda sözü edildiği gibi, kamulaştırma ve yıkımların ardından agoranın batı ve kuzeyinde, agoradan daha büyük bir alan arkeolojik kazı ve araştırmalara açılmıştır. Yeni alanların niteliksiz yapılardan temizlenmesinin ardından agoranın kuzeybatısında yapılan kazılarla ilk kez 2010 yılında bir Roma hamam yapısı ile karşılaşılmıştır. Böylece ilk kez Smyrna’ya ilişkin bir hamam yapısının varlığı tespit edilebilmiştir. Son üç yıldır yürütülen kısa süreli kazı çalışmaları ile bu hamamın Caldarium bölümü ile Praefurnium ve Tepidarium mekânlarının bir bölümü ortaya çıkarılmıştır.
Cadde ve Sokaklar
Son üç yılda, hava fotoğraflarından ve var olan izler üzerinden öngörülen agoranın etrafında yer alan sokak ve caddelerden ikisi, üzerinde yapılan kısmî kazı çalışmaları ile arkeolojik olarak belirlenmiştir. Bunlar Agora Batı Portiko’daki Faustina Kapısı’ndan başlayan ve limana, Kemeraltı’na doğru yönelen Faustina Caddesi (Kemeraltı), Bazilika’nın önünden geçen ve daha önce bilinen Agora Kuzey Cadde ile bu iki caddeyi birbirine bağlayan Bouleuterion caddeleridir.
Harabeler
- Smirni Antik Tiyatrosu
- Smirni Batı Stoası
- Smirni Stadionu
- Smirni Zeus Akraios Tapınağı
Kaynakça
- ^ a b c "– Smyrna (Tepekule- Bayraklı) İzmir İl Kültür Turizm Müdürlüğü". 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Eylül 2021.
- ^ a b c d e "Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi". 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Eylül 2021.
- ^ . Araştırma yazısı, Yönetmen Tekin Gün-İzmir. Mootol Kültür Sanat,Mayıs 2017. 22 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Doğer, E. (2006).İzmir’in Smyrna’sı, Paleolitik Çağ’dan Türk Fethine Kadar,İletişim Yayınları, İstanbul.
- ^ a b ALKAN, Gizem (2013). Roma Dönemi Bazilikaları Işığı Altında Smyrna Agora Bazilikası. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü. s. 10.
- ^ Pausanias. (1935). Pausanias. “Description of Greece”.Çev., W. H. S. Jones, New York,G. P. Putnam Son's.
- ^ Strabon (2005).Antik Anadolu Coğrafyası,(çev. Adnan Pekman). Arkeoloji ve SanatYayınları, İstanbul
- ^ Bean, G. E. (1997).Eski Çağ’da Ege Bölgesi, Arion Yayınevi, İstanbul.
- ^ Cecil John Cadoux (1938-2003). Ancient Smyrna: a history of the city from the earliest times to 324 A.D., s. 37 (İngilizce). Blackwell Publishing, İngiltere.
- ^ a b c . 8 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n ERSOY, Akın (2018). Antik Smyrna/İzmir. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No: 3446-2. ss. 16,17,18,19,20,22,23,25,27,29. ISSN 1017-7655. 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Eylül 2021.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Smirni ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- (Türkçe)
- Erken ve Arkaik Dönem Smyrna (Bayraklı) kazıları resmî sitesi2 Aralık 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- Klasik Dönem (Roma Dönemi) Smyrna kazıları resmî sitesi26 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Türkçe)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Smirni Yunanca Smyrnh Smyrni Smyrne Latince Smyrna Izmir sinirlari icinde iki farkli konumda yer alan tarihi kentler Korfezin kuzeydogusunda yer alan ve yuzolcumu yaklasik yuz donum olan bir adacik uzerinde kurulmustu SmirniSmyrnaSmirni antik yerlesimKonumIzmir BayrakliBolgeIyonyaKoordinatlar38 25 8 K 27 8 18 D 38 41889 K 27 13833 D 38 41889 27 13833TurYerlesimTarihceKurulusM O 3000 Tabakalanma M O 7 yuzyil Yerlesim Devir ler Demir Cagi Protogeometrik Erken Geometrik Orta Geometrik Gec Geometrik ArkaikKultur ler Helenistik Donem Sit ayrintilariBuluntu lar Athena Tapinagi cifte megaron sur anitsal cesme nekropol Tantalos mezari 2 adet pithos mezar 2 adet tas lahit amphora ve skyphos kaplar seramik parcalari Kazi tarihleri1948 1966 1992 1993 2012ArkeologlarOrd Prof Ekrem Akurgal Prof John M CookDurumHarabeSmirni Agorasi nin genel gorunumuTarihceSmyrna antik donemde Anadolu nun en onemli kentlerinden biriydi Ilk yazili kaynaklarda kentin adi Aiol lehcesinde Smurna Smyrna Ion lehcesinde ise Smurne Smyrnh olarak en erken I O 7 yuzyil da gorulur Ilk olarak Bayraklida kurulan kent bugunku Izmir kent merkezinin bulundugu Kadifekale ile deniz arasindaki duzluge I O 4 yuzyilin sonunda tasinmistir Smyrna nin yeniden kurulusu Buyuk Iskender e baglanir Pausanias in eserinde bu olay bir oykuyle anlatilir Philipposun oglu Aleksandros simdiki kenti uykusunda gordugu bir dus yuzunden kurdu Pagos Tepesi uzerinde avlanmaktayken avdandonusunde soylendigine gore Nemesisler tapinaginin onune gelmis burada tapinagin onunde bir kaynak ve onun suyu ile buyumus bir cinar agaci varmis Cinar agacinin altinda uyurken Nemesisler ona gorunerek burada bir kent kurmasini ve Izmir halkini eski kentten cikarip oraya getirmesini buyurmuslar Antik donem yazarlarindan Strabon ise yeni kentin kurulusuna Buyuk Iskender in haleflerinden Antigonos tarafindan baslanildigini ardindan Lysimakhos un bu gorevisurdurdugunu belirtir Kazilar Bayraklidaki yerlesmeye Buyuk Iskender doneminde sonverildigini gostermektedir Kentin Roma caginda basilmis sikkelerinin uzerinde dekurucu olarak Buyuk Iskender tasvir edilmistir Bu yeni kurulan kent onemli bir konuma sahipti Kucuk Asya nin iki onemli metropolu Sardis ve Ephesos arasindakiyolun uzerinde olmakla birlikte Akdeniz e acilan genis ve korunakli bir limana sahipti Dogu ve bati arasindaki guclu ve canli ticari iliskilerin odak noktasinda bulunuyordu Yaygin deniz ticareti Yunan Roma dunyasindaki tum buyuk kentlerin ortak birkarakteristik ozellik olarak kozmopolit bir yapiya sahip olmalarina neden olmustur Romalilar Smyrna ya I O 133 ile I S 395 yillari arasinda hakim olmuslardi Erken ve arkaik donemErken ve Arkaik Donem Smirni si baslangicta muhtemelen kurucusu kabul edilen Kral a atfen Tantalus Naulokhon Tantalus limani seklinde anilan sonradan aldigi Smirni isminin etimolojisi konusunda cesitli gorusler one surulen Izmir Korfezi ne uzanan kucuk bir yarimada uzerinde yerlesik arkeolojik sit alanidir Baslangicta bir Aiolis kenti iken sonradan 13 uye olarak Iyonya kentleri arasina katilmistir Gunumuzde Bayrakli ilce sinirlari icinde yer almakta olup Bayrakli Hoyugu tarihi yerlesim alani icin kullanilan terimlerden biridir Antik kentteki ilk bilimsel calismalar Prof Dr ve Prof Dr Ekrem Akurgal baskanliginda bir Ingiliz Turk ekibi tarafindan 1948 de baslatilmis Ekrem Akurgal tarafindan 1993 e kadar kesintisiz surdurulmustur Sitteki ilk kesif calismalarindan kisa bir sure sonra 1843 yilinda gunumuzde Agora ya denk gelen Namazgah mevkiinin bir gravuru Calismalar 1993 ten gunumuze Prof Dr baskanliginda yurutulmektedir MO 3 binyildan itibaren yerlesime konu olmus Bayrakli Hoyugu nde kent olgusunun en yogun sekilde goruldugu surec 650 546 arasindadir Klasik donemKlasik Cag Smirni si Buyuk Iskender in yonlendirmesi ile Kadifekale Pagos sirtlarinda kurulmus en parlak donemini Roma Imparatorlugu doneminde yasamis ve gunumuzde Konak ilce sinirlari icinde bulunan arkeolojik sit alanidir 1830 larda Charles Texier tarafindan derinlemesine ilk arastirmalardan sonra bu arkeolojik sitteki calismalar ve Selahattin Kantar baskanliginda bir Alman Turk ekibi tarafindan 1932 1941 arasinda baslatilmis ve Roma donemi Agora sinin kentin MS 178 de gecirdigi buyuk bir deprem sonrasinda yeniden insa edilmis halinin buyuk bir kismi ortaya cikarilmistir 1996 da yeniden baslatilmis kazi ve cevre duzenleme calismalari 2007 den itibaren Dokuz Eylul Universitesi Ogretim Uyesi Akin Ersoy baskanliginda bir ekip tarafindan gunumuzde de surdurulmekte olup Agora oren yeri ve Basmane mevkiinde Izmir Buyuksehir Belediyesince toplam 30 milyon TL bedelle kamulastirilan bir alani kapsamaktadir Arastirma ve KaziBayrakli Hoyugu Bayrakli Hoyugu nde ilk sistemli kazilar 1948 51 yillarinda Atina Ingiliz Arkeoloji Enstitusu ile Ankara Universitesi nin ortak kazisi olarak J M Cook ve E Akurgal baskanliginda yapilmistir Hoyukteki ikinci donem kazilari 1966 1992 yillari arasinda E Akurgal baskanliginda surdurulmustur Akurgal bu kazilar suresince Bayrakli Hoyugu nde Geometrik Arkaik ve Klasik donemlere ait yerlesme katlarini ortaya cikartmis ve Smyrna nin MO 7 Yuzyildan baslamak uzere 3 yuzyil boyunca ticari ve siyasi faaliyetin toplandigi bir merkez oldugunu savunmustur Ucuncu donem kazilari 1993 yilindan 2012 yilina kadar M Akurgal tarafindan surdurulmustur Iki yil aradan sonra C Tanriver tarafindan surdurulmeye baslanan kazilar gunumuzde de devam etmektedir Smirni Smyrna Smyrna da ilk olarak 1933 ile 1941 yillari arasinda Izmir Muzesi Mudurlugu ile Tarih Kurumu ortakliginda baslanan arkeolojik kazilar Agora da yapilmistir Bazilikanin in situ olarak korunmus sutunlari etrafinda baslayan kazilar Bati Stoa ya ve sonra da Dogu Stoa ya genislemistir 1944 yilinda Agoradaki kazilari yuruten R Duyuran tarafindan bu yil yapilan kazinin kisa bir raporu yayinlanmis ve daha sonra da 1950 yilinda yine R Naumann ve S Kantar tarafindan nispeten daha kapsamli bir makale olarak yayinlanmistir Agora daki calismalar bu tarihlerden sonra uzun sure durmus ve ancak yaklasik yarim yuzyil sonra 1997 yilinda Izmir Muze Mudurlugu tarafindan kazilara tekrar baslanmistir 2007 yilinda Doc Dr Akin Ersoy tarafindan baslanan son donem kazilari Smyrna Agorasi Basmane Altinpark ve Kadifekale ve Smyrna Tiyatrosunda halen devam etmektedir Buluntular Smyrna Akropolu Antik Smyrna nin akropolisinde Kadifekale sinirli da olsa son donemde kazi ve arastirmalar gerceklestirilmistir Bu calismalardan ilki kalenin guney surunu ortaya cikarmaya donuk guney suru kazi calismalari olmustur Yapilan kazi calismalari ile kalenin en erken Hellenistik Donem sur kalintilarina ulasilmis olup cikan buluntular da goz onune alindiginda Strabon un Antigonos Monophtalmos ve Lysimakhos zamaninda kentin insa edildigini ifade eden notlarini dogrulamistir 17 yuzyila kadar cok degisik zamanlarda yapilan eklenti ve onarimlarla bugune kadar ayakta kalmayi basarmis olan kale surlarinin en erken donemini isaret eden guney sur kazilarinda Hellenistik surlarin yaklasik 3 m kalinliginda oldugu ortaya cikarilmistir Icten ve distan bosajli bloklarla cephelendirilmis olan beden duvarlarinin ic dolgusu moloz tastandi ve atkili duvar teknigi kullanildigi anlasilmistir Son iki yuzyilda guney surun dis cephe kesme tas orgusunun donem yapilarinda kullanilmak uzere sokuldugu bu nedenle de korunmamis oldugu gorulmustur Buna karsin duvar ic yuzunun hizla dolmasi nedeniyle kimi yerlerde 4 sira kesme tas yuksekliginde korundugu dikkat cekmistir Kazilar sirasinda daha once bilinmeyen Hellenistik bir kulenin varligi tespit edilmis ve distan disa 9x10 m yaklasik boyutlarindaki bu kulenin Roma Doneminde de kullanildigi gorulmustur Duvar kalinligi yaklasik 2 m kadar oldugu olculebilen Hellenistik Roma Donemi kulesinin henuz tarihini bilemedigimiz bir zamanda tahribat gormesinin ardindan bir bolumu kulenin hemen dogusuna bir bolumu ise kule uzerine gelecek sekilde Bizans Doneminde kirec harcli moloz tas malzeme ile ama bu kez yuvarlak planli olarak yeniden insa edildigi anlasilmistir Bu gec kulenin Helenistik Roma Donemi kulesinin artik gorunmeyecek kadar tahribata ugramis olduktan sonra insa edildigi degerlendirilmistir Gec kule 178 00 m yaklasik seviyesinden itibaren yogun kirec harcli ve moloz tas dolgusu ile izlenmektedir Gec kulenin Bizans Doneminde insa edildigi yapim malzemesi harci icinde tespit edilen Bizans Donemi seramik orneklerinden dolayi dusunulmektedir Hellenistik Roma Donemi kulesinin dis temel duvarlarinin icinde tas yongalarindan olusan bir dolgunun oldugu da dikkat cekmistir Helenistik sur uzerindeki 1 08 m genisligindeki kule girisinin Hellenistik kuleyi ortaladigi gorulmustur Ic kapida 180 36 m seviyesinde ve dort sira blok halinde korunmus olan Hellenistik kapi acikligina karsin alanin egimi nedeniyle kule duvarlarinin korunmus yukseklikleri yaklasik 179 00 177 50 m araligindadir Guney surun beden duvari gibi kulenin kesme tas bloklarla cephelenmis duvarlari da anakaya uzerine insa edilmislerdir Smyrna nin akropolisi olan Kadifekale de yurutulen calismalardan biri de ozellikle yayinlarda ve haritalarda Sapel ve bazen Sapel Mescid olarak bilinen yapi kalintlari uzerinde gerceklestirilmistir Ortaya cikarilan yapi izleri yapi kalintisinin bir kale mescidine ait oldugunu gostermistir Ortaya cikarilan plan ozellikleri ile bu yapi Izmir de tespit edilen en erken Turk Islam ibadet yapisi durumundadir Kale mescidinin hemen dogu bitisiginde kismen ayakta duran tonozlu mekan icinde yapilan kazi calismalari ise bu mekanin sonradan mescide eklemlendirilen bir sarnic oldugunu gostermistir Kazi calismalari ile tonozlu mekanin iki evreli insa surecinin oldugu ic mekan duvarlarinin tugla kirikli harcla sivandigi tonoz ust ortu uzerinde su toplama sisteminin oldugu belirlenmistir Su deposu niteligindeki mekanin en gec 18 yuzyila kadar 14 yuzyilda insa edilen mescide ibadet icin gerekli temiz suyu sagladigi dusunulmektedir Smyrna Agorasi Kentin son yillarda kazi ve arastirmalara konu olan en onemli arkeolojik alani agorasidir Smyrna Agorasi antik kentin merkezinde dortgen bir alani kapsamaktadir Antik Smyrna nin idari siyasi adli ve ticari merkezi durumundaki bugun yaklasik 129 x 83 m boyutlarinda ancak gorulebilen agorasindaki avlu sondajlarinda az sayida da olsa ele gecirilen bazi seramik parcalarinin M O 6 ve 5 yuzyillara ait olmasi bu erken seramik orneklerinin zaman icinde yamaclar boyunca yuzey akintilari ile baska yerden gelmis olduklari ile aciklanabilir Agorada mimari izlerin ancak M O 2 yuzyila kadar gitmesi bu olasiligi guclendirmektedir Kentin Pausanias tan ogrendigimiz kurulus hikayesinde gecen Nemesisler Tapinagi veya kutsal alaninin Iskender den once de var oldugu kabul edildiginde ise seramik orneklerinin varligini normal karsilamak gerekecektir Bu ikinci varsayim dikkate alinirsa agoranin hemen bitisiginde veya yakininda Nemesisler Tapinagi veya kutsal alanin varliginin gostergesi olarak degerlendirilebilir gorunmektedir Nitekim agorada bulunan bir arsitrav blogu uzerindeki yazit olasilikla agoranin icinde veya bitisiginde kentin kurulus oykusunde onemli rol oynayan Nemesislere ait bir tapinagin veya tanricalara adanmis bir yapinin bulunduguna isaret etmektedir Agoranin ilk tasarimi donemin diger planli kentlerinde goruldugu gibi agora avlu alaninin etrafinin stoalarla cevrelenmesi seklinde olmus olmalidir Ancak oncelikle avlu alaninda surdurulen sondaj kazilarindan anlasildigi uzere 50 m de 3 metreye ulasan guneydogu kuzeybati yonelimli egimin tolere edilmesi gerekliydi Bunun icin egimin bulundugu kuzey ve bati kenarlarda insa edilecek yapilara birer bodrum kati yapilmasi avlu alaninin tek bir duzlem halinde algilanmasi icin zorunluluktu Avlu alaninda yapilan sondaj kazilarinda M O 4 yuzyila ve sonrasinda M O 3 yuzyila iliskin agoradaki olasi stoa ve veya diger yapilara bugun icin ulasilmis degildir Avlu sondaj kazilarinda ele gecirilen seramik ornekleri ile sikkeler bu alanda faaliyetlerin oldugunu aciklamaktadir Ornegin 2013 yili calismalarinda ele gecirilen ve kentin hemen kurulusundan hemen sonraya ait ve agorada tespit edilen en erken sikke ornegi olan bir Seleukos II M O 246 226 sikkesi bu alandaki faaliyetlerin bir isareti olmalidir M O 3 yuzyilin ortalarindan itibaren yukselise gecen ve M O 2 yuzyilin ucuncu ceyregine kadar Pergamon Kralliginin kontrolu altinda kalan bolgede ve Smyrna da yasanan goreceli refah ve baris ortami Pergamon da ve kontrolu altindaki diger kentlerde oldugu gibi Smyrna da da imar faaliyetlerini tetiklemis oldugu gorulmektedir Nitekim Smyrna Agorasi Bati Portiko nun bodrum katinin dogu duvari ile Bazilika nin bodrum katinin guney duvarinin iscilik ve orgu teknigi olarak M O 2 yuzyil ozellikleri tasimasi ayni sekilde iki yapinin da 1 ve 2 galerilerindeki tasiyici ayak ve bolme duvarlarinda izlenebilen kismen korunmus kesme tas temel izleri olasilikla bu yuzyilin ilk yarisinda agora avlu alaninin en azindan kuzey ve batisinda birer bodrum kati bulunan ve yine olasilikla tek katli iki galerili birer stoa ile cevrelendigine isaret etmektedir Kuzey ve batida bodrum katli stoalarin insa edilmesi ile bugunku avlu duzleminin yaratilmis oldugu anlasilmaktadir Stoalarin bodrum katlarinin teras duvarlari uzerinde avlu duzlemine acilan pencereler ile isiklandirilmalari ve havalandirilmalari saglanmisti Her iki yapinin bodrum kati agoranin avlu duzleminin altinda kaliyorsa da kuzey ve bati yonlerde ise zemin kat durumundaydilar Yukarida sozu edilen egim nedeniyle bu yapilarin bodrum katlari agorayi kuzey ve batidan cevreleyen sokaklara dogrudan acilmaktaydilar Stoalarin alt katlarinin sokaklara acilmasi hem depolama islerini kolaylastirmakta hem de ust katlarin aksine kapali birer mekan durumundaki alt zemin katin aydinlatilmasi ve havalandirilmasini da destekliyordu Avlu alaninin dogu ve guneyinin ise nasil sinirlandirilmis olduguna iliskin bilgiler bugun icin kazi calismalari yapilamadigindan yok denecek kadar azdir Ancak cagdas orneklerden yola cikarak avlunun bu kenarlarinda da stoalarin oldugunu beklemek yanlis olmayacaktir M O 129 da Roma egemenligine girildiginde avluyu cevreleyen stoalarin Roma gereksinimlerini karsilamakta yetersiz kaldigi ve yeniden duzenlendikleri gorulmektedir Avlu duzlemi bodrum kat pencerelerinden de anlasilacagi uzere ayni seviyede kalmis ancak bu kez mermer plakalarla kaplanmistir Kuzey kenardaki stoa bodrum katta dort galerili zemin ve 1 katta ise 3 galerili hale getirilmistir Boylece bu kenarda avlu seviyesi uzerinde 2 kat yukselen bir bazilikal yapi ortaya cikmistir Bazilikanin bodrum kati agoranin bulundugu alanin egimi dolayisiyla hemen onunden gecen Agora Kuzey Cadde ile iki kapi Bazilika Kuzeybati ve Guneybati Kapilari vasitasiyla iliskisi saglanmistir Bazilika nin bodrum katinin dort galerisinden ucu siradan birer galeri formunda iken dorduncu galeri digerlerinden plan tasarimi olarak farklidir Buna gore 4 Galeri nin dogu ve bati sonundaki mekanlar doguda ve batida merdivenli anitsal kapilarla kesilmekte ve iki kapi arasinda da buyuk bir salon mekani yer almaktadir Soz konusu salon mekaninin fonksiyonu konusunda yeterince bilgiye sahip bulunmamaktayiz Buna karsin var oldugu anlasilan mermer zemin ve duvar kaplamalari ile kentin ve agoranin onemli bir prestij mekani oldugunu da soylemek mumkun gorunmektedir Bazilika nin avluya gore bodrum katinda dikkat ceken mimari ozelliklerden bir 3 Galeri de 63 74 adet karsilikli kucuk mekanin yer almasidir Mekanlarin Toptanci ve veya Parakendecilere ait olduklari dusunulmektedir Mekanlara yonelik kazi ve mekan temellerinin konservasyonuna donuk calismalar halen surdurulmektedir Smyrna Agora Bazilikasi nin antik dunyanin anlasilmasini saglayan belki de en onemli ozelligi bodrum kati 1 ve 2 galerilerindeki sivalar uzerinde dunyanin en zengin Graffiti koleksiyonunun yer almasidir Konservasyon calismalarina paralel olarak graffiti uzerinde papirolojik ve epigrafik calismalar da surdurulmektedir Sivalar uzerinde kazima veya boyali olarak bir harften bir cumleye veya bir cizgiden bir tasvire kadar uc bine yakin duvar yazi ve resmin bulundugu hesaplanmaktadir Pek cok konunun yaziya dokuldugu veya resmedildigi duvar yazi orneklerinin birinde bir Smyrnali gozlerini iyilestirdigi icin adi belirtilmemis bir tanri veya tanricaya ancak tahmin edebiliriz Hygeia Asklepios Zeus sukranlarini sunmaktadir Agoranin bati kenarini sinirlayan Bati Stoa da yukarida ifade edilen Bazilika orneginde oldugu gibi Roma Doneminde yeniden duzenlendiginde 2 galerili plan ozelligi ve hemen batisindan gecen Agora Bati Sokagin da yapiya dahil edilmesiyle yaklasik 75 50 m uzunlugunda 18 80 m genisliginde 3 galerili bodrum kati ile birlikte 3 kat haline getirilmis avlu seviyesi uzerinde iki kat halinde yukseltilmistir Bati Alan Calismalari 2007 yili sonrasi arkeolojik calismalari agirlikli olarak agoranin batisinda kalan ve Izmir Buyuksehir Belediyesi nce istimlak ve yikimlari yapilan alan da surdurulmustur Bu alanda ilk kez Kent Meclisi Mozaikli Yapi ve Roma Hamam Yapisi na ait kalintilar tanimlanmislar ve halen ortaya cikarilmaya devam etmektedirler Bu yapilar ile birlikte yine ilk kez Faustiana Kapisi ndan baslayarak Liman Mahallesi ne uzanan Faustina Caddesi olarak tanimlanan cadde bu cadde ile kesisen ve Mozaikli Yapi ile Kent Meclisi ni batidan sinirlayarak kuzey guney dogrultusunda uzanan Bouleuterion Caddesi olarak adlandirilan sokak veya caddenin varligi tanimlanmistir Mozaikli Yapi 61x35 m yaklasik boyutlarindaki Mozaikli Yapi nin hemen hemen tumu ortaya cikarilmis olmakla birlikte yapiya adini veren mozaik dosemenin ancak yarisinin korundugu gozlemlenmistir Buyuk olcude tahribata ugramis gorulen guney yarisinda Osmanli ve Erken Cumhuriyet yapilarinin hem mozaik doseme hem de yapiya buyuk zarar verdikleri gorulmustur Yapinin guneyden Faustina Caddesi batidan ise Bouleuterion Caddesi ile sinirlandirilmis oldugu ve her iki caddeden de merdivenlerle yapiya ulasildigi tespit edilmistir Dogu bitisigindeki Agora Bati Portiko nun zemin katina 5 adet kapi ile baglantili oldugu da anlasilmistir Yapinin kuzey yarisinda korunmus olan mozaik dosemeye iliskin konservasyon calismalari surdurulmektedir Dosemeye ait izler mozaik dosemin farkli donemlere ait iki tabakadan olustugunu ilk tabaka dosemin deprem ve veya yangin sonucu tahribat gormus olmasini takiben ikinci tabakanin yapildigina isaret etmektedir Yapinin insa edildigi noktada temel duvarlarinin teras duvari fonksiyonu gorecek sekilde ozellikle guney ve bati temelleri insa edilerek olasilikla buradaki hareketli anakayanin uzerine kil dolgu yapilarak agora avlu seviyesine 14 00 20 m ulastirildigi anlasilmistir Yapinin iki tabaka halindeki mozaik dosemine iliskin konservasyon ve restorasyon calismalari ile kismi kazi calismalari surdurulmektedir Kent Meclisi Bouleuterion Mozaikli Yapi nin hemen kuzey bitisiginde Bati Portiko nun bati bitisiginde yer alan Kent Meclisi nin Mozaikli Yapi ile ayni proje cercevesinde insaedildikleri anlasilmaktadir Mozaikli Yapi da oldugu gibi Gec Osmanli ve Erken Cumhuriyet Donemi yapilasmalari nedeniyle mimari ozelliklerinin pek cogunu kaybetmis olan yapinin kazi calismalari batisindaki Bouleuterion Caddesi ve kuzeyindeki Agora Kuzey Cadde ile birlikte surdurulmektedir Meclis yapisinin kismen korunmus orkestra dosemi Resim 4 oturma basamaklarini yukseltmek icin kullanilan ve altyapisini olusturan yarim tonozlu galerisi ve ardinda ayni amacla yapilmis 11 adet tonozlu mekani ile ugradigi butun tahribata ragmen yapiyi plan olarak okumak mumkun olmaktadir Yoksun olunan bilgiler icin kazi ve malzeme degerlendirme calismalari devam etmektedir Roma Hamami Yukarida sozu edildigi gibi kamulastirma ve yikimlarin ardindan agoranin bati ve kuzeyinde agoradan daha buyuk bir alan arkeolojik kazi ve arastirmalara acilmistir Yeni alanlarin niteliksiz yapilardan temizlenmesinin ardindan agoranin kuzeybatisinda yapilan kazilarla ilk kez 2010 yilinda bir Roma hamam yapisi ile karsilasilmistir Boylece ilk kez Smyrna ya iliskin bir hamam yapisinin varligi tespit edilebilmistir Son uc yildir yurutulen kisa sureli kazi calismalari ile bu hamamin Caldarium bolumu ile Praefurnium ve Tepidarium mekanlarinin bir bolumu ortaya cikarilmistir Cadde ve Sokaklar Son uc yilda hava fotograflarindan ve var olan izler uzerinden ongorulen agoranin etrafinda yer alan sokak ve caddelerden ikisi uzerinde yapilan kismi kazi calismalari ile arkeolojik olarak belirlenmistir Bunlar Agora Bati Portiko daki Faustina Kapisi ndan baslayan ve limana Kemeralti na dogru yonelen Faustina Caddesi Kemeralti Bazilika nin onunden gecen ve daha once bilinen Agora Kuzey Cadde ile bu iki caddeyi birbirine baglayan Bouleuterion caddeleridir Harabeler Smirni Antik Tiyatrosu Smirni Bati Stoasi Smirni Stadionu Smirni Zeus Akraios TapinagiKaynakca a b c Smyrna Tepekule Bayrakli Izmir Il Kultur Turizm Mudurlugu 9 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Eylul 2021 a b c d e Turkiye Arkeolojik Yerlesmeleri TAY Projesi 9 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Eylul 2021 Arastirma yazisi Yonetmen Tekin Gun Izmir Mootol Kultur Sanat Mayis 2017 22 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Doger E 2006 Izmir in Smyrna si Paleolitik Cag dan Turk Fethine Kadar Iletisim Yayinlari Istanbul a b ALKAN Gizem 2013 Roma Donemi Bazilikalari Isigi Altinda Smyrna Agora Bazilikasi Pamukkale Universitesi Fen Edebiyat Fakultesi Arkeoloji Bolumu s 10 Pausanias 1935 Pausanias Description of Greece Cev W H S Jones New York G P Putnam Son s Strabon 2005 Antik Anadolu Cografyasi cev Adnan Pekman Arkeoloji ve SanatYayinlari Istanbul Bean G E 1997 Eski Cag da Ege Bolgesi Arion Yayinevi Istanbul Cecil John Cadoux 1938 2003 Ancient Smyrna a history of the city from the earliest times to 324 A D s 37 Ingilizce Blackwell Publishing Ingiltere a b c 8 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c d e f g h i j k l m n ERSOY Akin 2018 Antik Smyrna Izmir TC Kultur ve Turizm Bakanligi Yayin No 3446 2 ss 16 17 18 19 20 22 23 25 27 29 ISSN 1017 7655 9 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Eylul 2021 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Smirni ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Turkce Erken ve Arkaik Donem Smyrna Bayrakli kazilari resmi sitesi2 Aralik 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Klasik Donem Roma Donemi Smyrna kazilari resmi sitesi26 Mayis 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce