Bu madde, uygun değildir.Haziran 2020) ( |
Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Mart 2021) () ( |
Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyeti döneminde, Augustus'un cumhuriyeti tek başına yönetebilecek yetkiler alması ve cumhuriyet döneminde kimseye verilmemiş haklara sahip olmasıyla oluşan Antik Roma devletidir.Augustus, MÖ 2 yılına kadar cumhuriyeti kendinden sonra da tek bir kişinin yönetebilmesini sağlayacak anayasal reformlar gerçekleştirdi ve Roma İmparatorluğu tam anlamıyla oluşmuş oldu.
Roma İmparatorluğu | |||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MÖ 27-MS 395 | |||||||||||||||||
Bayrak Vexilloid "Roma Kartalı" | |||||||||||||||||
Roma İmparatorluğu'nun en geniş sınırları. | |||||||||||||||||
Başkent | Roma (MÖ 27, 330) Konstantinopolis (330, 395) | ||||||||||||||||
Yaygın dil(ler) | Latince (Genel), Yunanca (Bölgesel) | ||||||||||||||||
Hükûmet | Mutlak monarşi Tetrarşi (293'ten sonra kısa bir dönem geçerli olmuştur.) | ||||||||||||||||
İmparator | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Yasama organı | Roma Senatosu | ||||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||||||||
• Toplam | 2.750.000 km2 | ||||||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||||||
• Sayılan | 56.800.000 | ||||||||||||||||
Para birimi | Quadrans, Semis, As, Dupondius, Quinarius, Sestertius, Denarius, Aureus, Solidus | ||||||||||||||||
|
Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren imparatorluk, 375 yılındaki Kavimler Göçü'yle başlayan iç karışıklıklardan sonra 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı, kuruluşundan ikiye ayrılışına kadar süper güç olarak kaldı. İmparatorluğun batıdaki kısmı olan Batı Roma İmparatorluğu Kavimler Göçü'yle Avrupa'ya gelen Hunların baskılamasıyla hareketlenen Cermen kavimlerinin Roma topraklarına saldırıları sonucu 476 yılında yıkılmış, doğu kısmıysa varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci Padişahı II. Mehmet'in İstanbul'u fethine kadar sürdürmüştür.
"Roma İmparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçesidir. Bu deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında kullanılmaktadır. Roma İmparatorluğu Avrupa'nın Romalıların egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir. Aslında Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden çok önce başlamıştı. Roma İmparatorluğu en geniş olduğu dönemde yaklaşık 5.900.000 km² büyüklüğündeydi. Avrupa tarihinin "klasik antikite" dönemindeki en geniş imparatorluğuydu.
Augustus'un hükümdarlığından yüzyıllar önce Roma (Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti) zaten İtalyan Yarımadası'nı aşmış, önemli rakiplerini yenilgiye uğratmıştı. Augustus'un reformları Roma Devleti'ni bir imparatorluğa çevirmiş, 3. yüzyılın sonlarındaki Diokletian reformuna kadar sistem büyük oranda değişmeden devam etmiştir. Diokletian reformu imparatorluğu tetrarşiye dönüştürmüştür. Her ne kadar Diokletian'ın sunduğu politik sistem kısa bir süre boyunca varlığını korusa da, imparatorluğun ikiye bölünmesine yol açmıştır. Bu da Roma'nın egemenliğinin iki yüzyıl boyunca daha Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak sürdürmesine olanak sağlamıştır.
Batı Roma İmparatorluğu'nun geleneksel çöküş tarihi 4 Eylül 476'dır. Yaklaşık bin yıl sonra, 1453'te, daha çok Bizans İmparatorluğu olarak anılan Doğu Roma İmparatorluğu Osmanlıların egemenliğine geçmiştir. Augustus'tan Batı Roma imparatorluğu'nun çöküşüne kadar Roma, 'da egemen olmuş, nüfusun yarısını barındırmıştır.
Gelişimi
Geleneksel olarak tarihçiler, imparatorluğu Principatus ve Dominatus olarak iki döneme ayırırlar. Principatus Augustus'un iktidara gelmesinden Üçüncü Yüzyıl Krizi'ne kadarki dönemi, Dominatus ise Diocletianus'tan batı imparatorluğunun yıkılışına kadarki dönemi kapsar. Bu ayrıma göre Principate (Latince "birincil vatandaş" anlamına gelen princeps kelimesinden gelir) döneminde mutlakıyetin gerçekleri resmî olarak cumhuriyetçi yapının ardında saklanırken Dominate (Latince "sahip" ya da "efendi" anlamına gelen dominus kelimesinden gelir) döneminde altın taçlar ve ihtişamlı imparatorluk törenleriyle açıkça gözler önüne serilmiştir. Daha yakın dönemlerde tarihçiler aradaki farkın daha ince olduğuna karar vermişlerdir. Bazı tarihi yapılar bin yıldan uzun süre devam ederek Doğu Roma dönemine kadar sürmüş ve emperyal ihtişamın görüntüsü imparatorluğun ilk günlerinden itibaren yaygın olmuştur.
Şehir devleti olarak ortaya çıkmış, Yunan şehir devletinden farklı olarak cumhuriyetçi örgütlenme ve yayılmacı bir politika izlemiştir. Bu politika bağlamında elde ettiği askeri zaferlerle geniş bir coğrafyaya yayılmış, kontrolü altına aldığı yerlerde idare kurmadan özerklik tanımıştır.
Siyasi yapı
Roma'ya göre cumhuriyet, bir araya gelmiş küçük bir soylu grubunun kralı tahttan indirmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu cumhuriyetçi dönemde toplum iki gruba ayrılmıştır: patriciler (varlıklı olan kesim) ve plebler (halk). Bu iki gruptan biri olan patrciler siyasi boyutta yer alıp söz sahibi olabiliyorken pleblerin böyle bir hakkı bulunmamakta, plebler senatodan yer almamakta, kişinin senatoda yer alması için siyasi bir görevde çalışmış olması şartı aranmaktaydı.
Zamanla çıkan ayaklanmalar sonucunda plebler bir meclis oluşturarak yasa çıkarma hakkına sahip oldular. Bu meclis, halktaki farklı kesimleri temsili yüz kişiden oluşmaktaydı. Mecliste zengin toprak sahipleri ve orta hâlli çiftçilerin oranı daha yüksekken, zanaatkar ve yoksul olan sınıf daha düşük bir orana sahipti.
Diğerlerine oranla daha varlıklı olan plebler, yeni bir sınıf oluşturarak eski patrisyen ailelerle cumhuriyeti yönetmeye başladı. İlerleyen süreçte Augustus, cumhuriyet yönetimine son vererek imparatorluk yönetimini uygulamaya koydu. Bu süreçte soyluların ve seçilmişlerin katılımıyla oluşmuş danışma meclisi olan senatonun ön planda olduğu görülmektedir. Roma'nın hakimiyeti altına alınmış olan yerlere valiler, komutanlar atandı ve bu atamalar, senato tarafından gerçekleştirildi.
İlk İmparator
Augustus çoğu tarihçi tarafından ilk imparator olarak kabul edilir. Augustus'un ilk imparator olarak kabul edilmesinin temel sebebi Cumhuriyet döneminde ilk kez gücü tek elde toplayan kişi olmasıdır. Augustus'un çıkarttığı yasalar, anayasal ve askeri reformların hepsi Roma meclisinde hiçbir redde veya tartışmaya maruz kalmadan kabul görüyordu. Ayrıca Augustus, Roma ordusunun liderlik gücünü elinde tutuyordu ve bu ordusal güç meclis üzerinde büyük bir baskı kuruyordu. Böylesine bir gücü tek elde toplama durumu Augustus öncesinde görülmediği için tarihçilerin geneli Augustus'u ilk imparator olarak kabul eder.
İlk imparatora giden süreç Jül Sezar'a kadar dayanır. Bir Dictator perpetuo, Bu Roma Cumhuriyeti'nde resmî bir pozisyon olan diktatörlüğün kural dışı bir biçimiydi. Yasalara göre normalde bir diktatörün yönetimi asla altı aydan fazla olmazdı. Bu yüzden Sezar tarafından oluşturulan diktatörlük biçimi Roma Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ile oldukça çelişiyordu. Ancak ne kadar kural dışı olursa olsun resmî olarak yetkileri bu cumhuriyet unvanına dayanıyordu ve dolayısıyla da kendi bir cumhuriyet yetkilisi olarak kabul edilir. Aralarında birçoğu kendi tarafından merhamet göstererek bağışlanmış eski düşmanlarının da bulunduğu bir dizi senatör Sezar'ın kendini kral ilan edip bir monarşi kurmasından giderek endişe duymaya başlamışlardı. Bu yüzden Sezar'a suikast düzenlemek için bir komplo hazırlamışlar ve MÖ 44 yılının 15 Mart günü, Sezar suikaste uğradı ve suikastçilerin bıçak darbeleriyle öldürüldü.
Sezar'ın siyasi vârisi, ablasının torunu olan Octavianus, diktatör yetkilerine sınırsız sahip olmuş Jül Sezar'ın hatasından ders çıkarmış ve hiçbir zaman herkesin endişe ettiği diktatörlük unvanı için bir talepte bulunmayarak çok daha dikkatli bir biçimde iktidarını cumhuriyetçi yapıların ardında gizlemiştir. Bunun amacı cumhuriyetin onarıldığı hülyasını beslemekti. Octavianus kendine Augustus (soylu, yükseltilmiş kişi) ve Princeps ("Roma Cumhuriyeti'nin birinci vatandaşı" ya da "Roma Senatosu'nun baş lideri" anlamında) gibi unvanlar edindi. Princeps devlete iyi hizmette bulunanlara verilen bir unvandı. Pompey de bu unvana sahipti.
Bunlara ilaveten Augustus'a meşe ve defne yaprağından yapılmış çelengi giyme hakkı da verilmişti. Bu unvanların ya da çelengin hiçbiri Augustus'a resmî olarak ilave güçler ya da otorite kazandırmıyordu. Resmî olarak kendi yalnızca fazlasıyla değer verilen Roma vatandaşı bir konsüldü. Augustus, Marcus Aemilius Lepidus'un MÖ 13'te ölmesinin ardından Pontifex Maximus da oldu. Augustus bir dizi ilave, sıra dışı gücü çok fazla unvan talebinde bulunmadan elinde topladı.
Cumhuriyetten İmparatorluğa: Augustus (MÖ 27 - MS 14)
Aktium Savaşı Marcus Antonius ve Kleopatra'nın yenilgisiyle sonuçlanmış ve her ikisi de savaşın ardından intihar etmişti. Octavianus, Kleopatra'nın oğlu ve eş-yönetici Caesarion'u öldürtmüştü. Ceasarion, muhtemelen Jül Sezar'ın tek oğluydu. Dolayısıyla Caesarion'u öldürerek Octavianus, Jül Sezar ile yakın kan bağı bulunan herhangi bir erkek rakip olasılığını da ortadan kaldırmış oldu. Roma'nın tek ve yegane yöneticisi olan Octavianus askerî, malî ve siyasi meselelerin tam kapsamlı bir onarımına girişti. Bu girişimler Roma dünyasını istikrara oturtmayı ve pasivize etmeyi, aynı zamanda da yeni rejimin kabul görmesini sağlamayı amaçlıyordu.
Octavianus'un Roma aleminin yöneticisi olmasının ardından Roma senatosu kendine Augustus ismini verdi. Bu sırada ilk adı olarak imperator (Baş komutan) unvanını zaten kullanmaktaydı. Bu cumhuriyet döneminden beri kullanılan bir unvandı.
Sezar'ın evlatlık vârisi olan Augustus, Sezar adıyla çağrılmayı tercih etmişti. Sezar aile adının bir parçasıydı. Julio-Claudian yönetimi yaklaşık bir asır sürdü (MÖ 1. yüzyılın ortalarında Jül Sezar'ın iktidara gelmesinden 1. yüzyıl ortalarında imparator Nero'ya kadar). Flavius hanedanı döneminde ve Vespasianus ve oğulları Titus ve Domitianus'un hükümdarlığında Sezar kavramı fiiliyatta bir aile isminden resmî bir unvana dönüşmüştü. Çar, Kayzer ve Şah gibi bu unvanın türevleri bugüne kadar gelmiştir.
İç savaşlar yüzünden o güne kadar rastlanmamış sayılara ulaşan (50 civarında) Roma lejyonlarının sayısı 28'e düşürüldü. Özellikle içlerinde sadakatleri şüpheli olan bazı lejyonlar dağıtıldı. Bazıları Gemina (ikiz) unvanıyla birleştirildi. Ayrıca Augustus görünüşte İtalya'da barışı muhafaza edebilmek için dokuz özel oluşturdu ve bunların en azından üçünü Roma'da konuşlandırdı. Bu cohortes sonradan Praetorian muhafızları olarak bilinen birimler haline geldi.
Octavianus otokrasi ve krallığın Romalıların yüzyıllardır tecrübe etmedikleri ve sakındıkları şeyler olduğunun farkındaydı. Octavianus bir tiran olarak görülmek istemiyordu ve anayasal cumhuriyet yanılgısını korumaya çalıştı. hâlâ işlevselmiş gibi göstermeye çalıştı. Lucius Cornelius Sulla gibi geçmişteki Roma diktatörleri bile Roma'yı asla bir, iki seneden fazla olmamak üzere kısa süreliğine yönetmişti (Jül Sezar haricinde). MÖ 27'de Octavianus resmen tüm yetkilerini Roma senatosuna bırakmaya çalıştı. Dikkatlice kurgulanmış bir şekilde o sırada büyük bölümü kendi taraftarları olan senatörler bu teklifi reddettiler ve Roma cumhuriyeti ve halkının iyiliği için yetkileri elinde tutmaya devam etmesi için yalvardılar. Anlatılana göre Octavianus'un konsüllükten çekileceği önerisi Roma'daki plebler arasında isyanlara neden olmuştu. Senato ve Octavianus arasında "" olarak bilinen bir anlaşma sağlandı. Bu anlaşma Augustus'u halkın otokratı olarak meşrulaştırdı ve bir tiran olarak görülmeyeceğini temin ederek Pax Romana olarak bilinen uzun dönemin başlangıcı oldu.
Octavianus eyaletlerin idaresini senatoyla paylaştı. Lejyonların büyük bölümünün konuşlandığı sınırlardaki huzursuzluk yaşanan eyaletler imparator tarafından seçilen imparatorluk legatusları tarafından yönetiliyordu. Bu eyaletler olarak sınıflandırılıyordu. valileri ise senato tarafından seçiliyordu. Bu eyaletler genellikle huzurluydu. Afrika senato eyaletinde yalnızca bir lejyon vardı.
Augustus imparatorluk eyaletlerinden toplanan vergilerin kendi tarafından seçilen ve yalnızca kendine hesap veren kişilerin idaresindeki gönderilmesini emretmişti. Senato eyaletlerinden toplanan vergilerin senatonun kontrolündeki aerariuma gönderilmesine devam edildi. Bu durum Augustus'u senatodan daha zengin hale getirdi. Lejyonerlerin maaşlarını daha rahat ödeyebilir hale gelen Augustus böylece askerlerin sürekli saadetini de sağlamış oldu. Bu durum son derece zengin olan ve aynı zamanda tüm imparatorluğun en önemli hububat tedarikçisi olan Mısır imparatorluk eyaleti ile garanti altına alınmıştı. Senatörlerin bu eyaleti ziyaret etmeleri bile yasaktı zira büyük ölçüde imparatora ait olduğu kabul ediliyordu.
Augustus MÖ 23 yılında konsüllükten feragat etti ancak consular imperium konumunu koruyarak "ikinci uzlaşma" olarak bilinen Augustus ve senato arasında ikinci bir anlaşmaya yol açtı. Augustus'a (tribunicia potestas) yetkileri verildi (unvanın kendi değil yalnızca yetkileri). Bu yetkilere göre senato ve halkı kendi isteğiyle toplayabiliyor, meclis ya da senatonun eylemlerini veto edebiliyor, seçimlere başkanlık edebiliyor ve tüm toplantılarda ilk konuşma hakkına sahip oluyordu. Ayrıca Augustus'un tribunate yetkileri içinde censuraya ait güçler de vardı. Buna göre genel ahlâkı teftiş edebiliyor, yasaları halkın çıkarına olduğunu garanti altına almak için tetkik edebiliyor, nüfus sayımı yaptırabiliyor ve senatodaki üyelikleri belirleyebiliyordu. Roma tarihinde hiçbir tribunate bu güçlere sahip olmamıştı ve Roma sisteminde tribunate ve censuranın güçlerini tek bir konumda toplandığı görülmemişti. Augustus hiçbir zaman cansura görevine seçilmemişti. Censura yetkilerinin kendine tribunate yetkilerinin bir parçası olarak mı yoksa kendi kendine mi bu sorumlulukları üstlendiği hâlâ bir tartışma konusudur.
Tüm bunlara ilaveten Augustus Roma şehrinin yegane yetkilisi ilan edildi. Evvelce kontrolünde olan şehirdeki tüm askerî güçler artık Augustus'un emrindeydi. Ayrıca tüm prokonsüllerin üzerinde iktidar yetkisi verildi. Bu yetkiyle Augustus herhangi bir eyalete müdahale etme ve herhangi bir valinin kararlarını geçersiz kılma hakkını elde ediyordu. Yine bu yetkiyle Augustus görünürde tüm Roma ordusunun lideri olduğundan başarılı bir generale zafer bahşedebilecek tek birey olmuştu.
Bu reformlar Roma cumhuriyeti geleneğine göre alışılmadık şeylerdi. Ancak senato artık Sezar'ı öldürme cesaretini gösteren cumhuriyetçi patricilerden oluşmuyordu. Bu senatörlerin büyük bölümü iç savaşlarda ölmüştü ve senatodaki muhafazakâr cumhuriyetçilerin Cato ve Cicero gibi liderleri çoktan ölmüşlerdi. Octavianus senatoyu şüpheli unsurlardan temizlemiş ve kendi taraftarlarıyla doldurmuştu. Tüm bu işlemler sırasında senatonun ne kadar özgür olduğu ve perde arkasında ne tür anlaşmaların yapıldığı bilinmemektedir.
Tuna ve Elbe nehirleri boyunca imparatorluğun sınırlarını güvenlik altına almak amacıyla Octavianus İllirya, Moesia, Pannonia ve Germania'nın işgal edilmesini emretti. Başta her şey planlandığı gibi gittiyse de sonrası felaketle sonuçlandı. Ayaklanan İlliryalı kabileler bastırılmak zorunda kaldı ve Publius Quinctilius Varus komutasındaki üç lejyon pusuya düşürüldü ve 9 yılında Varus Savaşı'nda Arminius liderliğindeki Germen barbarlar tarafından yok edildiler. Tedbirli davranan Augustus Ren'in batısındaki tüm toprakları güvenlik altına aldı ve karşı baskınlarla kendini tatmin etti. Ren ve Tuna nehirleri Roma İmparatorluğu'nun kuzeydeki kalıcı sınırları haline geldi.
Kaynakça
Augustus dönemi öncesindeki cumhuriyet dönemine oranla çok daha zayıf bir şekilde kaydedilmiştir. Bu dönemle ilgili önemli başlıca kaynaklar şunlardır:
- Res Gestae Divi Augusti, Augustus'un fazlasıyla gayretkeş otobiyografisi,
- Velleius Paterculus'un Historiae Romanae adlı kitabı Augustus döneminin yıllık olaylarını en iyi aktaran ancak dezorganize bir çalışmadır,
- Yaşlı Senca'nın Controversiae ve Suasoriae adlı kitapları.
Julio-Claudian Hanedanı (14-68)
Augustus'un kızı Julia'dan üç torunu vardı. Hiçbiri Augustus'un yerine geçebilecek kadar uzun yaşamadı. Dolayısıyla yerine karısı Livia'nın ilk evliliğinden olan üvey oğlu Tiberius geçti. Augustus Roma'nın en eski patrici ailesi olan Julius ailesinden geliyordu. Diğer tarafta Tiberius ise Julius ailesi kadar eski olmayan Claudius ailesinden geliyordu. Onların haleflerinin hepsi de Tiberius'un kardeşi Nero Claudius Drusus dolayısıyla Claudius ailesinden ve Augustus'un ilk evliliğinden olan kızı Yaşlı Julia (Caligula ve Nero) veya Augustus'un kızkardeşi Küçük Octavia (Claudius) vasıtasıyla Julius ailesindendi. Bu yüzden tarihçiler bu hanedandan "Julio-Claudian" adıyla bahseder.
Tiberius (14-37)
Tiberius'un yönetiminin ilk yılları huzurlu ve nispeten tehlikesizdi. Roma'nın tüm gücünü güvence altına aldı ve hazineyi zenginleştirdi. Ancak çok geçmeden Tiberius'un saltanatına paranoya ve iftira hâkim oldu. 19 yılında birçok kimse tarafından yeğeni Germanicus'un ölümünden sorumlu tutuldu. 23 yılında oğlu Drusus öldü. Tiberius giderek kendi içine çekildi. Bir dizi ihanet davası ve idam başlattı. İktidarını muhafız komutanı Lucius Aelius Sejanus'a bıraktı. Kendisi 26 yılında Capri adasındaki villasında yaşamak üzere emekli oldu. Yönetimi bıraktığı Sejanus iştahla zulmetmeye devam etti. Sejanus 31 yılında Tiberius'un yanında eş konsül olarak ve imparatorun yeğeni Livilla ile evlenerek gücünü pekiştirdi. Bu noktada kendi kazdığı çukura düştü. O güne kadar kendi çıkarına kullandığı imparatorun paranoyası kendi aleyhine döndü. Aynı yıl Sejanus birçok yakınıyla birlikte idam edildi. Zulüm 37 yılında Tiberius'un ölümüne kadar sürdü.
Caligula (37-41)
Tiberius öldüğü sırada yerine geçebilecek kişilerin büyük bölümü gaddarca öldürülmüştü. Akla yatkın olan vâris (ve Tiberius'un kendi tercihi) küçük yeğeni Germanicus'un oğlu Gaius'tu (daha bilinen adıyla "Caligula" ya da "ufak papuçlar"). Caligula zulme son verip amcasının kayıtlarını yakarak iyi bir başlangıç yaptı. Ancak ne yazık ki çok geçmeden hastalığa yakalandı. 37'nin sonlarında Caligula aklî dengesizlikler göstermeye başladı. Modern yorumcular hastalığının aklî dengesizliğe, hipertiroidi ve hatta sinir krizine (belki de Caligula'nın konumundan ötürü) yol açan ensefalit olduğunu düşünmektedirler. Sebebi ne olursa olsun o noktada hükümdarlığında bariz bir değişim olmuş ve hayatını ele alanların kendinin deli olduğunu düşünmelerine neden olmuştur.
Caligula'nın hayatıyla ilgili bilinenlerin çoğu Suetonius'un Oniki Sezar'ın hayatları adlı çalışmasında anlattıklarıdır. Suetonius'a göre Caligula bir keresinde en sevdiği atı Incitatus'u Roma senatosuna atamaya kalkmıştı. Deniz tanrısı Neptün ile savaşmaları için askerlerine Britanya'yı işgal etmelerini emretmiş ama son dakikada fikrini değiştirip Fransa'nın kuzeyinde deniz kabuğu toplatmıştı. Kız kardeşleriyle ensest ilişkilere girdiğine inanılmaktadır. Heykelinin Kudüs'teki tapınağa dikilmesini emretmişti. Eğer arkadaşı kral Herod tarafından bu fikrinden vazgeçirilmemiş olsa şüphesiz bir isyana sebep olacaktı. İnsanları gizlice öldürtüp, sonra da sarayına davet ederdi. Gelmediklerinde ise şaka yollu intihar etmiş olabileceklerini söylerdi. 41 yılında Caligula muhafız komutanı tarafından öldürüldü. İmparatorluk ailesinden göreve gelebilecek tek kişi amcası Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus'tu.
Claudius (41-54)
Claudius uzun süre ailenin geri kalanı tarafında zayıf ve aptal biri olarak görülmüştü. Oysa ne amcası Tiberius gibi paranoyak, ne de yeğeni Caligula gibi deliydi. Bu yüzden de imparatorluğu makul bir dirayetle yönetebilme becerisine sahipti. Bürokrasiyi iyileştirmiş ve vatandaşlık ve senato tutanaklarını daha etkin hale getirmiştir. Ayrıca Büyük Britanya'nın işgaline ve kolonileştirilmesine devam etmiş (43) ve imparatorluğa doğuda yeni eyaletler katmıştır. Ostia'da Roma için kışlık bir liman inşa ettirmiş böylece kötü hava koşullarında imparatorluğun diğer kısımlarından hububatın gelmesi için bir yer sağlamıştır.
Kendi aile yaşantısında ise Claudius o kadar başarılı değildi. Karısı Messalina kendini aldatıyordu. Claudius bunu öğrendiğinde Messalina'yı idam ettirdi ve yeğeni Genç Agrippina ile evlendi. Agrippina beraberindeki bir dizi azledilmişle birlikte Claudius'un üzerinde aşırı derecede bir nüfuz oluşturdular ve her ne kadar ölümüyle ilgili çelişkili anlatımlar olsa da Claudius'u 54 yılında karısının zehirlemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Claudius'un ölümü Agrippina'nın kendi oğlu 17 yaşındaki Luciuc Domitius Nero'nun önünü açmış oldu.
Nero (54-68)
Nero 54 yılında 68'e kadar iktidarda kaldı. Hükümdarlığı sırasında dikkatini daha fazla diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılmasına verdi. Tiyatroların inşa edilmesi için emirler verdi ve spor oyunlarını destekledi. Hükümdarlığı sırasında Partlara karşı başarılı bir savaş yürütüldü ve barış antlaşması yapıldı (58-63), Briton isyanı bastırıldı (60-61) ve Yunanistan ile kültürel bağlar geliştirildi. Ancak Nero bir tiran ve 64 yılında "Roma yanarken lir çalan imparator" olarak hatırlanır. Askeri bir darbe sonucunda Nero gizlenmek durumunda kaldı. Anlatılanlara göre Roma senatosu tarafından idam edilmesi söz konusu olunca 68 yılında intihar etti. Son sözleri "İçimde nasıl bir sanatçı ölüyor" idi.
Dört İmparator Yılı
Nero'nun 68 yılında intihar etmek zorunda kalmasının ardından "dört imparator yılı" olarak bilinen kısa bir iç savaş (MÖ 31'de Antonius'un ölümünden beri yaşanan ilk iç savaş) yaşandı. 68'in Haziran ayı ile 69'un Aralık ayı arasında Roma Vespasianus'un Flavius Hanedanı’nın ilk hükümdarı olarak başa geçişine kadar Galba, Otho ve Vitellius'un iktidara gelip gitmelerine tanık oldu. İç savaş Roma İmparatorluğu tarihinde döngüsel siyasi huzursuzluğun simgesi olmuştur. İç savaş nedeniyle yaşanan askerî ve siyasi anarşinin 'daki isyan gibi çok ciddi sonuçları olmuştur.
Flavius Hanedanı (69-96)
Flavius Hanedanı kısa süreli bir hanedan olmakla birlikte düşkün duruma gelmiş bir imparatorluğa tekrar istikrar getirmişti. Özellikle daha merkeziyetçi yönetimlerinden ötürü bu hanedandan gelen üç imparator da eleştirilmişse de 3. yüzyıla kadar varlığını sürdürebilecek kadar istikrarlı bir imparatorluk için gerekli reformları yapmışlardı. Öte yandan askerî kökenleri senato daha da marjinalleşmesine ve birinci princeps ya da vatandaştan imperator ya da imparatora doğru katî bir yönelime neden olmuştur.
Vespasianus (69-79)
Vespasianus Roma İmparatorluğu'nun doğusunun büyük bölümünün yönetiminden sorumlu son derece başarılı bir Roma generaliydi. Kendisi Galba'nın imparator olma talebini desteklemiş, Galba'nın ardından da tahtın en büyük müsabığı haline gelmiştir. Otho'nun intihar etmesinin ardından Vespasianus Roma'nın kışlık hububat tedarikçisi Mısır'ı kontrolü altına almayı başararak rakibi Vitellius'u yenebileceği güçlü bir konuma gelmişti. 20 Aralık 69 günü Vespasianus'un taraftarları Roma'yı işgal ettiler. Vitellius kendi askerleri tarafından öldürüldü ve ertesi gün altmış yaşındaki Vespasianus Senato tarafından imparator olarak onaylandı.
Muhalif senatörleri kovdu. Aynı zamanda Nero'nun eylemleri ve takip eden yıllardaki krizler nedeniyle 200'e düşen senatör sayısını 1.000'e çıkardı. Yeni senatörlerin çoğu Romalı değil, daha ziyade İtalya ve batı eyaletlerindeki şehir merkezlerindendi.
Roma'yı Nero'nun aşırı harcamaları ve iç savaşlar yüzünden oluşan malî yükten kurtardı. Bunu yapmak için yalnızca vergileri artırmadı aynı zamanda yeni vergiler de koydu. Ayrıca censura yetkileriyle tüm şehirlerin ve eyaletlerin malî yapılarını dikkatlice inceleme fırsatı buldu. Bu eyalet ve şehirlerin çoğu bir asırdan fazla zaman öncesine dayanan bilgi ve yapılandırmalara göre vergi vermekteydi. Bu sağlam malî politikalar vasıtasıyla hazineyi kâra geçirmeyi başardı ve bayındırlık işlerine girişti. Amphitheatrum Flavium'un (Kolezyum) yapım emrini ilk Vespasianus vermişti. Ayrıca bir forum ve ortasında da bir Huzur tapınağı inşa ettirmişti. İlave olarak sanata hatırı sayılır miktarda sübvansiyon ayırdı.
Vespasianus görev süresince eyaletlerde de etkin bir imparatordu. Hispania'ya ayrıca önem vermiş ve üç yüz kasaba ve şehirde yaşayan insanlara imparatorluğun güvencesi olarak vermişti. Bu şekilde batı eyaletlerinde yeni bir şehirleşme dönemini teşvik etti. Senato'ya yaptığı ilavelerle senatoda eyaletlerin daha fazla nüfuz sahibi olmalarını sağladı ve bu sayede imparatorlukta birliği teşvik etti. İmparatorluğun sınırlarını da genişletti. Bu genişlemelerin çoğu Vespasianus'un başlıca hedeflerinden biri olan sınır savunmalarının güçlendirilmesi için yapılmıştı. 69 yılındaki kriz orduda düzensizliğe neden olmuştu. En belirgin sorunlardan biri eyalet lejyonlarının eyaletlerinin isteklerini temsil ediyor olması gerekenlere sadakatiydi. Bunun başlıca nedeni destek birliklerinin askere kaydoldukları memleketlerinde konuşlandırılmış olmasıydı. Vespasianus bu uygulamayı değiştirdi. Destek birliklerini imparatorluğun diğer bölgelerinden adamlarla karıştırdı ya da birlikleri başka bölgelere gönderdi. Ayrıca yeni bir askerî darbe ihtimalini iyicene azaltmak için lejyonları sınır boyunca dağıttı. Belki de en önemli askerî reformu İtalya dışında Galya ve Hispania'dan da, bu bölgelerin Romanizasyonu ile paralel olarak lejyoner toplamasıydı.
Titus (79-81)
Vespasianus'un büyük oğlu Titus hükümdar olmak üzere hazırlanmıştı. Babasının yanında başarılı bir general olarak hizmet vermiş, doğunun güvenlik altına alınmasına yardımcı olmuş ve sonunda Suriye ve Yahudiye'deki Roma ordularının komutanı olarak o sırada devam etmekte olan Yahudi isyanını bastırmıştı. Bir süre babası ile birlikte konsül olarak görev yaparak tecrübe kazandı. Başa geçtiğinde Roma toplumunun saygın bulmadığı bazı ilişkileri yüzünden endişeye sebep olmuşsa da kısa sürede erdemli biri olduğunu ispat etmiş, tevekkülünün göstergesi olarak babası tarafından sürgüne gönderilen birçok kişiyi bile geri çağırmıştır.
Ancak kısa süreli saltanatına iki felaket, 79'da Pompeii'deki Vezüv yanardağının patlaması ve 80 yılında Roma'nın büyük bölümünü yerle bir eden yangın damgasını vurmuştur. Bu trajedilerin ardından yapılan yeniden inşa faaliyetlerindeki cömertliğiyle son derece popüler hale gelmiştir. Titus babasının zamanında başlanan büyük amfi tiyatro ile son derece gurur duyuyordu. 80 yılında henüz tamamlanmamış yapıda açılış törenleri düzenledi. 100 gün süren müsrif gösterilerde 100 gladyatör yer aldı. Titus 81 yılında 41 yaşında tahminen bir hastalık yüzünden öldü. Kardeşi Domitianus tarafından yerine geçmek için öldürüldüğü iddia edilmiş de bu iddianın pek bir dayanağı yoktur.
Domitianus (81-96)
Flaviusların otokratik yönetimlerinden ötürü hepsinin senato ile ilişkileri zayıftı ancak içlerinde yalnızca Domitianus ciddi sorunlarla karşılaşmıştı. Konsül ve censura olarak sürekli hâkimiyetinin daha evvelden bir örneği yoktu. Ayrıca genellikle bir imperator olarak tamamıyla askerî kıyafetler giyiyordu. Bu Principatus dönemi imparatorlarının gücünün dayanağının, princeps'ten gelen imparatorluk gücü olduğu fikrine tersti. Senatodaki itibarı bir yana Domitianus, Roma halkını Roma'daki tüm ev sahiplerine yardım yapılması, yeni tamamlanan Kolezyum'daki sıra dışı gösteriler ve babası ve ağabeyi döneminde başlanmış olan bayındırlık ilerinin devam ettirilmesi gibi çeşitli yollarla memnun etmişti. Ayrıca babası gibi malî işlere kafasının yattığı anlaşılmaktadır zira müsrifliğine rağmen haleflerine iyi durumda bir hazine bırakmıştı.
Ancak hükümdarlığının sonlarına Domitianus son derece paranoyak bir hale gelmiştir. Bu paranoyanın temelleri muhtemelen babasından gördüğü muamele ile bağlantılıydı. Geçmişte kendine önemli sorumluluklar verilmişse de önemli konularda başkalarının gözetimi olmadan kendine güvenilmemiştir. Germania valisi ve komutanı Antonius Saturnius'un 89 yılındaki isyanının ardından bu paranoya şiddetli ve hatta marazı seğirmelere dönüştü. Paranoyası yüzünden çok sayıda kişinin tutuklanmasına, idam edilmesine ve birçok mülke el konmasına (ki bu müsrifliğini açıklayabilir) yol açtı. Sonunda iş öyle bir noktaya geldi ki en yakın danışmanları ve aile üyeleri korku içinde yaşar hale geldi. 96 yılında senatodaki düşmanları, Stephanus (Julia Flavia'nın kâhyası), Praetor muhafızları ve imparatoriçe Domitia Longina tarafından düzenlenen bir suikastle öldürüldü.
Antoninler (96-180)
Sonraki yüzyıl "Beş İyi İmparator" dönemi olarak bilinir. Bu dönemde imparatorluk makamı barışçıl bir şekilde el değiştirmiştir. Bu dönemin imparatorları selefleri henüz hayattayken halef olarak evlat edinilmişlerdi. Haleflerin belirlenmesi seçilecek bireylerin meziyetlerine bağlı olsa da evlatlık sisteminin başarıyla devam etmesinin ardındaki esas nedenin sonuncu hariç bu dönemdeki imparatorların hiçbirinin doğal vârisinin olmaması gösterilmiştir.
Nerva (96-98)
Başa geçtikten sonra Nerva yeni bir tarz ortaya koydu. İhanetten hapsedilmiş olanları serbest bıraktı, ihanetten kovuşturma açılmasını yasakladı, haczedilmiş mülkleri sahiplerine geri verdi ve Roma Senatosu'nu yönetimine dahil etti. Muhtemelen bu şekilde davranmasının sebebi nispeten popüler (dolayısıyla da hayatta) kalmak içindi ancak yine de bu yaklaşımı tam anlamıyla yardımcı olmadı. Ordu içinde Domitianus'a destek hâlâ çok güçlüydü ve 97 yılının Ekim'inde Praetor Muhafızı Palatin tepesindeki imparatorluk sarayını kuşatarak Nerva'yı rehin aldı. Nerva ordunun taleplerini kabul etmeye zorlandı, Domitianus'un ölümünden sorumlu olanları teslim etmeyi kabul etti ve hatta isyancı muhafızlara teşekkür eden bir konuşma yaptı. Bu olaydan kısa süre sonra yönetimini güçlendirmek için Germen sınırındaki orduların komutanı olan Trajan'ı evlat edindi. Nerva'ya yönelik ayaklanmanın sorumlusu muhafız daha sonra Trajan'ın iktidarı sırasında idam edildi.
Trajan (98-117)
112 yılında Partların Nero'nun devrinden beri elli yıldır Romalılar ile egemenliğini paylaştıkları Ermenistan tahtına kabul edilemez birini getirme kararları üzerine Trajan, Ermenistan'a sefere çıktı. Kralı devirdi ve ülkeyi Roma İmparatorluğu'nun kontrolüne soktu. Ardından güneye Part İmparatorluğu üzerine gitti ve Babil, ve son olarak da başkent Tizpon'u ele geçirdi. Basra körfezine doğru devam ederek burada imparatorluğun yeni eyaleti Mezopotamya'yı ilan etti ve Büyük İskender'in yolundan gitmek için çok yaşlı olmasına hayıflandı. Ama durmadı. 116 yılında Susa'yı ele geçirdi. Part kralı 'u devirdi ve yerine kendi kuklası 'i getirdi. Roma İmparatorluğu doğuda bir daha onun zamanındaki kadar genişlemedi.
Hadrianus (117-138)
Askerî idare bakımından mükemmelliği bir yana Hadrianus'un hükümdarlığına büyük çaplı askerî çatışmalardan ziyade imparatorluğun geniş topraklarının savunulması ağırlık koydu. Savunulmasının mümkün olmadığını düşünerek Tarajan'ın Mezopotamya'da ele geçirdiği topraklardan geri çekildi. 121 yılında Partlarla savaşın eşiğine gelindi ancak Hadrianus barış yapılmasını sağladı. Hadrianus'un ordusu Simon Bar Kokhba önderliğinde Yahudiye'de çıkan büyük Yahudi isyanını (132-135) bastırdı.
Hadrianus eyaletleri kapsamlı bir şekilde gezen ilk imparatordu. Gittiği yerlerde yerel inşaat projelerine para yardımlarında bulundu. Britanya'da meşhur Hadrianus Duvarını inşa ettirdi. Ayrıca Kuzey Afrika ve Almanya'da benzer savunma hatları yaptırdı. İç politikaları barış ve refah üzerine kuruluydu. Hadrianus bu ziyaretlerden birini Edirne'ye yapmıştı. Yerel Trak kralların önemli bir şehri olan Edirne'ye bir kale yaptırmıştı. Hadrianus ya da Adrianus'a ithafen şehrin adı Adrianopolis olarak değiştirilmişti. Adrianopolis adı zamanla Adrian'a oradan da Edirne'ye dönmüştür.
Antoninus Pius (138–161)
Antoninus Pius'un dönemine tamamen barış hâkimdi. Mauretania, Yahudiye ve Britanya'da kimi askerî huzursuzluklar olduysa da hiçbiri ciddi değildi. Antoninus Duvarının Britanya'daki huzursuzluk üzerine inşa edildiği sanılmaktadır.
Marcus Aurelius (161–180)
Bu dönemde Germen kabileler ve diğer halklar kuzey Avrupa sınırına birçok saldırıda bulundular. Doğudaki savaşçı kabileler yüzünden özellikle Galya ve Tuna'nın öteki yakasına yöneldiler. Marcus Aurelius'un bu kabilelere karşı yaptığı seferler Marcus Aurelius sütununda anılmıştır. Asya'da canlanan Part İmparatorluğu yeni saldırılarda bulunmuştur. Marcus Aurelius bu saldırıları karşılamak için eş imparatoru Verus'u doğudaki lejyonlara komuta etmesi için gönderdi.
Commodus (180-192)
Marcus Aurelius'un oğlu olan Commodus'un 180 ile 192 yılları arasındaki hükümdarlığı ile "Beş İyi İmparator" dönemi son erdi. Bir yüzyıl aradan sonraki ilk doğrudan vâris olarak gayet iyi işlemiş olan evlatlık vâris sistemini sonlandırmıştır. 177'den itibaren babasıyla birlikte eş imparator olmuştur. 180 yılında babasının ölümünün ardından tek başına imparator olduğunda ilkin Roma halkının gözünde ümit vadetmişti. Ancak babası ne kadar cömert ve bağışlayıcıysa Commodus da tam tersiydi. Edward Gibbon, Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi adlı eserinde Commodus'un ilk yıllarında iyi bir yönetim gösterdiğini belirtir. Ancak aralarında ailesinden kimselerin de bulunduğu bir suikast girişiminin ardından Commodus paranoyaklaşmış ve akıl sağlığını kaybetmiştir. Pax Romana (Roma barışı) Commodus'un hükümdarlığı ile sona ermiştir. Bir anlamda suikast girişiminin Roma İmparatorluğu'nun uzun soluklu çöküşünü başlattığı da söylenebilir.
Severuslar Hanedanı (193-235)
Severuslar dönemi Septimius Severus (193-211), Caracalla (211-217), Macrinus (217-218), Elagabalus (218-222) ve Alexander Severus'un (222-235) giderek sorunlu hale gelen hükümdarlıklarını kapsar. Hanedanın kurucusu Luciuc Septimius Severus Afrika'daki Leptis Magnus şehrinin önde gelen ailelerinden birindendi. Julia Domna ile yaptığı evlilikle Suriyeli seçkin bir aile ile ittifak kurmuştu. Elagabalus ve Alexander Severus gibi Suriye kökenli imparatorlara iktidar yolunu açan taşralı geçmişleri ve kozmopolit ittifakları Roma İmparatorluğu'nun Antoninler döneminde elde ettiği geniş siyasi yapıyı ve ekonomik kalkınmayı ortaya koyar. Genelde başarılı bir yönetici olan Septimius Severus ordunun desteğini tam sadakat için verdiği sağlam ücretlerle sağladı ve equestrian subayları yönetimdeki kilit pozisyonlardaki senatörlere vekil tayin etti. Bu şekilde imparatorluk yönetiminin iktidar merkezini başarılı bir şekilde imparatorluğa yaydı.
Septimius Severus'un oğlu "Caracalla" takma adlı Marcus Aurelius Antoninus 212 yılında Roma vatandaşlığını Roma İmparatorluğu'nun tüm özgür sakinlerine sağlayan Constitutio Antoniniana yasasını çıkartarak İtalyalılarla taşralılar arasındaki tüm yasal ve siyasi ayrıcalıkları kaldırdı. Ayrıca Caracalla Roma'daki meşhur Caracalla Kaplıcalarını yaptırdı. Kaplıcanın tasarımı sonradan yapılan birçok anıtsal kamu binasına örnek olmuştur. Giderek dengesizleşen ve otokratikleşen Caracalla praefectus praetorio Macrinus'un 217 yılındaki suikastine kurban gitti. Macrinus kısa süreliğine senato sınıfından olmayan ilk imparator olarak görev yaptı. Ancak imparatorluk sarayındaki kadınların komplosuyla 218 yılında Elagabalus 218 yılında başa geçti. Ardından 222 yılında hanedanın son üyesi Alexander Severus imparator oldu. Severuslar döneminin son aşamasında senato az da olsa eski gücüne kavuşmuş ve bir dizi malî reformlar yapılmıştı. Doğuda Sasani İmparatorluğu'na karşı ilk başlarda elde edilen başarılara karşın Alexander Severus'un orduyu kontrol altında tutmaktaki yetersizliği sonunda ayaklanmaya ve 235 yılında suiakaste uğramasına neden oldu. Alexander Severus'un ölümü art arda gelen asker-imparatorların ve neredeyse yarım yüzyıl süren iç savaş ve çekişmelerin önünü açtı.
Üçüncü Yüzyıl Krizi (235-284)
Üçüncü Yüzyıl Krizi 235 ile 284 yılları arasında Roma İmparatorluğu'nun parçalandığı ve yıkılmanın eşiğine geldiği dönem için kullanılan bir isimlendirmedir. Bu döneme "askerî anarşi" dönemi de denir.
Augustus'un MÖ 1. yüzyıldaki iç savaşlara son vermesinin ardından imparatorluk sınırlı sayıda dış istilaların yaşandığı, iç barışın ve ekonomik refahın hâkim olduğu bir dönem (Pax Romana) yaşamıştı. Ancak üçüncü yüzyılda imparatorluk askerî, siyasi ve ekonomik krizler yaşayarak çökmeye başladı. Sürekli barbar akınları, iç savaş ve hiperenflasyon vardı. Sorunun bir bölümü Augustus'un kurmuş olduğu düzenden kaynaklanıyordu. Augustus konumunu önemsiz göstermemek için imparatorların veraseti ile ilgili kurallar koymamıştı.
1. ve 2. yüzyıllarda veraset yüzünden çıkan anlaşmazlıklar kısa süreli iç savaşlara neden olmuştu. Fakat 3. yüzyılda bu iç savaşlar sürekli hale geldi ve imparator adaylarının hiçbiri rakiplerine üstünlük sağlamayı ya da imparator olarak konumunu uzun süre muhafaza etmeyi başaramadı. 235 ve 284 yılları arasında 25 farklı imparator Roma'yı yönetti. İkisi dışında bu imparatorların hepsi de ya suikaste kurban gitti ya da savaş alanında öldürüldü. Roma ordusu sınırlara yığılmıştı, bu yüzden istilacılar bir kere sınırı geçtikleri vakit onları durdurmak mümkün değildi. Vatandaşların yerel yönetimlere iştirakının azalması imparatorları müdahale etmeye zorladı ve bu da giderek merkezî hükûmetin sorumluluklarını artırdı.
Bu dönem Diocletianus'un başa geçmesiyle sona erdi. Diocletianus becerisiyle ya da şansıyla kriz döneminde yaşanan derin sorunların büyük bölümünü çözdü. Ancak temel sorunlar devam edecek ve sonunda batı imparatorluğunun yıkılmasına neden olacaktı. Bu dönemdeki değişim Geç Antik Çağ'ın başlangıcı ve Klasik Antikitenin de sonudur.
Diocletianus ve Tetrarşi (285-305)
İmparatorluğun batı ve doğu imparatorlukları olarak ikiye ayrılması aşamalı bir süreçti. 285'in Temmuz ayında Diocletianus rakibi Carinus'u yendi ve tek başına imparator oldu.
Diocletianus iç baskılara ve iki cephedeki askerî tehditlere karşı imparatorluğun tek bir imparator tarafından yönetilmesinin mümkün olmadığını gördü. Bu nedenle imparatorluğu ikiye böldü ve Augustus unvanıyla hüküm sürecek eşit iki imparator mevkii yarattı. Diocletianus imparatorluğun doğusunun, eski arkadaşı Maximianus ise batının imparatoru oldu. Bu şekilde ileride Batı Roma ve Doğu Roma imparatorluklarına dönüşecek yapıları oluşturmuş oldu.
293 yılında her iki Augustusun da kendilerine idari meselelerde yardımcı olmaları ve bir verâset sistemi oluşturmak için Sezar adıyla birer alt imparator atamalarıyla imparatorluk biraz daha bölündü. Galerius Diocletianus'un altında, Constantius Chlorus da Maximianus'un altında Sezar oldular. Bu yapı modern uzmanların tetrarşi (Yunanca: "dörtlü yönetim") adını verdikleri yapıyı meydana getirdi. Roma'da yıllarca en yetkili kişinin kim olacağı ile ilgili kanlı tartışmalar imparatorlar barışçıl bir yolla başa geçmelerini sağlayan bu yapıyla sona erdi. İmparatorluğun iki yarısında da her Sezar kendini seçen Augustusun yerine geçecek ve kendine yeni bir Sezar seçecekti. 1 Mayıs 305'te Diocletianus ve Maximianus konumlarından feragat ettiler. İki Sezar'ı da Galerius seçti. Kendisi için yeğeni Maximinus'u, Constantius için ise Flavius Valerius Severus'u seçti. Bu düzenleme Diocletianus ve Maximianus döneminde ve onların ardından kısa bir süre işledi. Roma devleti içindeki gerilimler eskisine göre daha az şiddetliydi. Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi adlı eserinde Edward Gibbon bu düzenlemenin dört yönetici arasındaki evlilik bağları nedeniyle iyi işlediğini belirtir. Gibbon yeni düzenlemeyi "müziğin koro bölümüne" benzetir. Diocletianus ve Maximianus'un çekilmeleriyle armoni bozulmuştur.
Ateşli bir pagan olan Diocletianus başlangıçta bir süre tolerans gösterdiyse de imparatorluk içinde sayıları sürekli artan Hristiyanlar’dan rahatsızdı. Bu nedenle onları Nero'dan beri görülmemiş bir şekilde cezalandırdı. Bu tarihte Hristiyanlar’ın maruz kaldığı en büyük zulümlerden biriydi.
Konstantin Hanedanı (305-363)
Konstantin ve oğulları
Tetrarşi 25 Temmuz 306'da Constantius Chlorus'un ölümüyle sona erdi. Constantius'un Eboracum'daki askerleri ve oğlu Konstantin'i hiç vakit kaybetmeden Augustus ilan ettiler. 306'nın Ağustos ayında Galerius Severus'u Augustus pozisyonuna atadı. Roma'da ise Maximianus'un oğlu Maxentius 28 Ekim 306'da Augustus ilan edildi. Maxentius'u prateor muhafızı desteklemişti. Bu durumda imparatorluğun beş yöneticisi olmuştu. Dört Augustus (Galerius, Konstantin, Severus ve Maxentius) ve bir Sezar (Maximinus).
307 yılında Maximianus oğlu Maxentius'un yanında Augustus mevkine döndü. Böylece imparatorluğun yönetici sayısı altıya çıkmış oldu. Galerius ve Severus İtalya'ya Maximianus ve Maxentius'un üzerine sefere çıktılar. Severus 16 Eylül 307'de Maxentius tarafından öldürüldü. İtalya'daki iki Augustus Konstantin'i Maximianus'un kızı ve Maxentius'un kızkardeşi Fausta ile evlendirerek Konstantin ile ittifak kurdu. 307 yılı sonunda imparatorlukta dört Augustus (Maximianus, Galerius, Konstantin ve Maxentius) ve bir Sezar vardı.
311 yılında Galerius Hristiyanlara yönelik zulme resmen son verdi ve Konstantin 313 yılında Hristiyanlığı yasal hale getirdi.
Konstantin'in ölümünün ardından imparatorluk üç oğlu arasında bölündü. Batı en büyük oğlu II. Constantinus ve en küçük oğlu Constans arasında paylaşıldı. Doğu ise Konstantinopolis de dahil olmak üzere II. Constantius'un oldu.
II. Constantinus 340 yılında en küçük kardeşi ile girdiği çatışmada öldü. Constans ise ordunun Augustus ilan ettiği Magnentius ile girdiği çatışmada 18 Ocak 350 tarihinde öldürüldü. Magnentius'a ilk muhalefet Roma'da kendini Augustus ilan etmiş olan Constans'ın baba tarafından kuzeni Nepotianus'tan geldi. Nepotianus annesi Eutropia ile birlikte öldürüldü. Diğer kuzeni , 'yu Magnentius'a karşı kendini Sezar ilan etmeye ikna etti. Vetriano 350 yılının 1 Mart'ından 25 Aralık'a kadar kısa bir süre başta kaldı. Daha sonra meşru Augustus Constantius tarafından çekilmeye zorlandı. Mütegallibe Magnentius Constantius ile çatışma halinde 353 yılına kadar batıda hüküm sürmeye devam etti. En son yenilgisinin ardından intihar etti ve böylece Constantius yegane imparator konumuna geldi.
Ancak 360 yılında Constantius'un yönetimine yeniden muhalefet geldi. Constantius baba tarafından kuzeni ve üvey kardeşi Julianus'u 355 yılında batının Sezar'ı ilan etmişti. Sonraki beş yıl boyunca Julianus aralarında Alamanların da bulunduğu istilacı Germen kabilelere karşı bir dizi zafer kazanmıştı. Bu sayede Ren sınırını güvenlik altına almış ve muzaffer Galyalı askerleri boşta kalmıştı. Constantius o sırada Pers hükümdarı II. Şapur'a karşı başarısız giden harekâtında ordusunu güçlendirmek için Julianus'un askerlerinin doğuya gönderilmesini emretti. Bu emir üzerine Galyalı askerler ayaklandı. Julianus'un Augustus ilan ettiler. Gerek Constantius, gerekse Julianus bir iç savaşa hazır değildi. Constantius'un 3 Kasım 361'de ölmesi bu savaşın yaşanmasını engelledi.
Julianus ve Jovianus (361-364)
Julianus iki yıl boyunca tek başına hüküm sürdü. Yıllar önce Hristiyan olarak vaftiz edilmişti ancak kendini Hristiyan olarak görmüyordu. Hükümdarlığı döneminde amcası ve üvey babası Konstantin ve kuzenleri ve üvey kardeşleri II. Constantinus, Constans ve II. Constantius tarafından paganlığa getirilen kısıtlamalar ve cezalandırmalar kaldırıldı. Aksine Hristiyanlığa yönelik benzer kısıtlamalar ve gayri resmî cezalandırmalar getirildi. 362 yılında pagan tapınakları yeniden açıldı ve tapınak mülkleri yeniden tesis edildi. Önceden sürgüne gönderilmiş olan Hristiyan piskoposlar geri çağrıldı. Geri gelen Ortodoks ve Ariusçu piskoposlar sürtüşmelerine kaldıkları yerden devam ettiler ve bu da kiliseyi büsbütün zayıflattı.
Julianus'un kendi geleneksel bir pagan değildi. Kişisel inançları büyük ölçüde neoplatonizm ve antik Yunan ayinlerinden oluşuyordu. Rivayete göre Büyük İskender'in reenkarnasyonu olduğuna inanıyordu. İnançlarını anlatan felsefe çalışmaları yapmıştı. Ancak kısa süreli paganizmi diriltme çabaları ölümüyle sona ermiştir. Julianus II. Şapur ile olan savaşa devam etmiştir. Savaşta ölümcül bir yara almış ve 26 Haziran 363 günü ölmüştür. Gibbon'ın Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi kitabına göre okla ölümcül bir yara aldıktan sonra kampına götürülmüş ve burada bir veda konuşması yapmış ancak bu konuşmada bir vâris göstermeyi reddetmiştir. Ardından generalleriyle ruhun doğası üzerine tartışmış, ardından bir bardak su istemiş, suyu içtikten kısa süre sonra da ölmüştür. Döneminin pagan kaynakları tarafından bir kahraman, Hristiyan kaynakları tarafındansa hain olarak gösterilmiştir. Gibbon Julianus'tan olumlu bahsetmiştir. Çağdaş tarihçiler kendini tartışmalı biri olarak görür.
Julianus'un hiç çocuğu yoktu ve bir vâris de göstermemişti. Subayları biraz muğlak bir subay olan Jovianus'u imparator seçtiler. Perslere Trajan döneminde kazanılan toprakları bırakan antlaşmayla tanınır. Hristiyanların imtiyazlarını geri vermiştir. Hristiyan kabul edilmesine karşılık inançları ile ilgili çok fazla şey bilinmemektedir. 17 Şubat 364 günü ölmüştür.
Valentinianus Hanedanı (364-392)
Valentinianus ve Valens
Yeni Augustus'un seçimi yine subaylara kaldı. 28 Şubat 364 günü Pannonialı subay Valentinianus Bitinya'da Nikaia'da Augustus seçildi. Ancak ordu bir yıl içinde iki kere lidersiz kalmıştı, bu yüzden subaylar Valentinianus'tan bir eş yönetici seçmesini talep ettiler. 28 Mart'ta Valentinianus küçük kardeşi Valens'i eş yönetici olarak seçti ve imparatorluğu Diocletianus'un yaprığı şekilde böldü. Valentinanus Batı Roma'nın, Valens ise Doğu Roma'nın başına geçti.
Valens'in seçilmesi çok geçmeden tartışmalara neden oldu. Julianus'un anne tarafından Kilikyalı bir kuzeni olan Procopius'un Julianus'un muhtemel vârisi olacağı düşünülmüş ancak hiçbir zaman böyle bir belirleme yapılmamıştı. Jovianus'un seçilmesinden beri saklanmaktaydı. 365 yılında Valentinianus Paris'te ve ardından da Reims'te Alamanlara karşı seferdeyken Procopius Konstantinopolis'teki iki lejyonu rüşvet yoluyla yanına alıp Doğu Roma başkentinin kontrolünü ele geçirdi. 28 Eylül'de Augustus ilan edildi ve çok geçmeden Trakya ve Bitinya'yı kontrolüne aldı. İki muhalif Doğu Roma imparatorunun savaşı Procopius'un yenilgisine kadar sürdü. Valens Procopius'u 27 Mayıs 366'da idam ettirdi.
4 Ağustos 367 tarihinde Valentinianus ve Valens tarafından üçüncü bir Augustus daha ilan edildi. Valentinianus'un sekiz yaşındaki oğlu Gratianus, vekâleti güvence altına almak için kâğıt üstünde eş yönetici seçildi.
375'in Nisan ayında Valentinianus Pannonia'yı istila etmiş olan Germen kabilelerin üzerine sefere çıktı. Tuna üzerine bugün Slovakya sınırları içinde olan Komarno'da elçilerle yapılan bir görüşmede Valentinianus öfkeli bir şekilde bağırırken kafasındaki damarlardan biri çatladı ve 17 Kasım 375'te bu rahatsızlıktan ötürü öldü.
Gratianus o sırada henüz 16 yaşında olduğu ve imparator olmak için hazır değildi. Buna karşılık Pannonia'daki askerler henüz üç yaşında olan kardeşini II. Valentinianus adıyla imparator ilan ettiler.
Gratianus bu kararı kabu etti ve Batı Roma'nın Galya bölümünün idaresini üstlendi. İtalya, İllirya ve Afrika resmî olarak kardeşi ve üvey annesi Justina tarafından idare ediliyordu. Ancak esas yetki yine de Gratianus'un ayağındaydı.
Hadrianapolis Muharebesi (378)
Bu sırada Doğu Roma İmparatorluğu da Germen kabilelerle sorunlar yaşıyordu. Bir doğu Germen kabilesi olan Teuringi Hun istilasından kaçmak için topraklarını terk etmişti. Liderleri Alavivus ve Fritigern ile Doğu Roma'ya sığınmışlardı. Valens onları müttefik olarak 376 yılında Tuna'nın güneyine yerleşmelerine izin vermişti. Ancak eyalet kumandanlarıyla sorunlar yaşayan kabile Romalılara karşı ayaklandı.
Sonraki iki yıl boyunca çatışmalar devam etti. Valens bizzat kendi 378 yılında bir sefer düzenledi. Gratianus amcasına Batı Roma ordusundan destek gönderdi. Ancak sefer Romalılar açısından felaketle sonuçlandı. İki ordu Edirne yakınlarında karşılaştı. Valens sayısal üstünlüğünden ötürü kendine çok güveniyordu. Bazı subayları Gratianus'u beklemesini önerdiyse de diğerleri Valens'i hemen saldırmaya ikna ettiler. 9 Ağustos 378'de savaş Romalıların bozguna uğraması ve Valens'in ölümüyle sonuçlandı. Tarihçi Ammianus Marcellinus savaşta Roma ordusunun üçte ikisinin yok olduğunu hesaplamıştır. Ordunun kalan üçte biri geri çekilmeyi başarmıştır.
Savaşın çok uzun vadeli sonuçları olmuştur. Kayıpların içinde tecrübeli askerler ve değerli yöneticiler vardı. Yerlerine geçebilecek çok fazla kimsenin olmaması imparatorlukta liderlik sorunu doğurmuştu. Ayrıca Roma ordusu asker toplamakta da zorlanmaya başlamıştı. Sonraki yüzyılda ordunun büyük bölümü Germen paralı askerlerinden oluşacaktı.
Bir diğer sorun ise Valens'in ölümüyle Gratianus ve II. Valentinianus'un yegane iki Augustus olarak kalmış olmalarıydı. Bu durumda Gratianus fiilen tüm imparatorluktan sorumlu hale gelmişti. Ancak Gratianus Doğu Roma için bir Augustus arayışına girmişti. Eski bir seçkin general olan 'un oğlu Theodosius'u seçti. Kont Theodosius bilinmeyen bir nedenle 375'te idam edilmişti. Theodosius 19 Ocak 379'da Augustus ilan edildi.
Theodosius Hanedanı (379-457)
Batıda huzursuzluk
Gratianus Batı Roma'yı bir süre başarıyla yönettiyse de giderek kayıtsızlaştı. Zamanla Frank generali ve piskopos Milanolu Ambrose'nin kuklası haline geldiği kabul edilir. Gratianus Roma'da geleneksel paganlığı yasaklayarak ve Pontifex Maximus unvanından feragat ederek Roma Senatosunun bir bölümünün desteğini kaybetti. Romalı askerler arasında da barbar kabul edilen kimselerle yakınlığından ötürü popülaritesini yitirdi. Anlatılanlara göre kişisel hizmetleri için Alanları işe alıyor ve halk önüne İskit savaşçısı kılığında çıkıyordu.
Bu arada Gratianus, II. Valentinianus ve Theodosius'a dördüncü bir Augustus daha katıldı. Theodosius büyük oğlu Arcadius'u 383'ün ocak ayında Augustus ilan etti. Arcadius bu sırada beş veya altı yaşındaydı ve gerçek anlamda bir yetkisi yoktu. Yine diğer üç Augustus tarafından da eş yönetici olarak tanındı.
Gratianus'un azalan popülaritesi yılın sonraki bölümlerinde dört Augustus içinde sorunlar yaratacaktı. Britanya'da bulunan İspanyol Kelt general Magnus Maximus 383 yılında askerleri tarafından Augustus ilan edildi ve Gratianus'a karşı ayaklanıp Galya'yı işgal etti. Gratianus Lütes'ten Lugdunum'a kaçtı ve burada 25 Ağustos 383'te 25 yaşında öldürüldü.
İznik itikatını benimsemiş olan Maximus dine aykırı düşüncelere karşı cezalar getirdi. Bunun sonucunda Augustusun kilise üzerinde bir yetkisinin olmadığını savunan Papa Siricius ile arası açıldı.
Gratianus'un ölmünün ardından Maximus, o sırada on iki yaşında olan II. Valentinianus ile mücadele etmek zorunda kaldı. İlk birkaç yıl Alpler iki rakip Batı Roma imparatoru arasında sınırdı. Maximus Britanya, Galya, Hispania ve Afrika'yı kontrol ediyordu. Maximus kendine başkent olarak Augusta Treverorum'u (Trier) seçmişti.
Maximus çok geçmeden resmen tanınmak için II. Valentinianus ve Theodosius ile müzakerelere başladı. 384 yılına gelindiğinde müzakereler sonuçsuz kalmıştı. Maximus yalnızca meşru bir imparatorun yapabileceği bir şeyi yaptı ve çocuk yaştaki oğlu Flavius Victor'u Augustus ilan etti. O yılın sonunda imparatorluğun başında beş Augustus (II. Valentinianus, Theodosius, Arcadius, Magnus Maximus ve Flavius Victor) vardı.
Theodosius 385 yılında karısı Aelia Flaccilla'nın ölümünün ardından II. Valentinianus'un kız kardeşi Galla ile evlendi ve böylece iki Augustus arasındaki ilişkiler güçlendi.
386 yılında Maximus ve Victor sonunda Theodosius tarafından resmen tanındı. Ancak Valentinianus ikisini de tanımadı. 387 yılında Maximus rakibinden kurtulmaya karar vererek Alpleri üzerinden Po vadisine geldi ve Milano'yu doğrudan tehdit etmeye başladı. Valentinianus ve annesi Selanik'e kaçtılar ve burada Theodosius'tan yardım istediler. Theodosius 388 yılında batıya sefere çıktı ve Maximus'u yendi. Maximus 28 Temmuz 388 günü Aquileia'da yakalandı ve idam edildi. Magister militum Falvius Victor'u öldürmek üzere Trier'e gönderildi. Theodosius Valentinianus'u yeniden başa getirerek kendini desteklemeye ve diğer taht gaspçılarına karşı korumaya devam etti.
İmparatorluğun son kez bölünmesi
II. Valentinianus 392 yılında Viyana'da öldürüldü. Arbogast Eugenius'u imparator yapmayı planlıyordu. Ancak doğu imparatoru Theodosius Eugenius'u imparator olarak tanımayı reddetti ve batıyı işgal ederek Arbogast ve Eugenius'u Frigidus Savaşında yenilgiye uğratıp öldürdü. Böylece imparatorluğu kendi yönetimi altında birleştirmiş oldu.
Roma İmparatorluğu'nun bölünmesinin nedenleri:
- Paralı askerlerin ayaklanması
- Valilerin ayaklanması
- Ekonomik sıkıntılar
- Savaşların uzaması
- Hristiyan halkın ayaklanması
- Kavimler göçünden gelen kavimlerin Roma savunmasını çökertmeleri
Theodosius imparatorluğun tümünü yöneten son imparatordur. 395 yılında ölümünün ardından imparatorluğu oğulları Arcadius ve Honorius arasında bölüştürüldü. Arcadius başkenti Konstantinopolis olmak üzere doğunun imparatoru, Honorius da başkenti önceleri Milano sonradan ise Ravenna olan batının imparatoru oldu. Roma devleti beşinci yüzyıl boyunca farklı iktidar merkezlerinde iki farklı imparatora sahip olmaya devam etti. Doğuda, Latince resmî yazışmalarda, Yunanca halk arasında konuşuluyordu (Bu durum daha sonra değişecek ve Yunanca Doğu Roma İmparatorluğunun resmi dili olacaktır). İki imparatorluk siyasi olarak değilse de ismen, kültür bakımından ve tarihî bakımdan aynı devletti.
Batı Roma İmparatorluğu (395-476)
395'ten sonra Batı Roma'nın başındakiler genellikle kukla imparatorlardı. Çoğu zaman imparatorluğun gerçek yöneticileri magister militum ve patrici unvanlarını almış güçlü askerlerdi. (395-408 yılları arasında Stilicho, 411-421 yılları arasında Constantius, 433-454 yılları arasında Aetius ve 457-472 yılları arasında Ricimer).
Roma şehri 410 yılında isyancı Vizigotlar tarafından üç gün boyunca, 455 yılında da daha önce görülmemiş bir şekilde Vandallar tarafından on dört gün boyunca yağmalanmıştı.
474 yılının Haziran ayında Julius Nepos Batı Roma imparatoru oldu. 475 yılında magister militum ayaklandı ve oğlu Romulus Augustus'u Roma imparatoru yaptı. Nepos Dalmaçya'ya kaçtı. Öte yandan Doğu Roma imparatoru Zeno kendini tanımadığı için Romulus teknik olarak bir gaspçıydı ve Nepos hâlen yasal olarak Batı Roma'nın imparatoruydu. Yine de Romulus Augustus son Batı Roma imparatoru olarak bilinir.
476 yılı genel olarak Batı Roma İmparatorluğu'nun sona erdiği tarih olarak kabul edilir. O yıl Orestes hizmetindeki Germen paralı askerlerinin İtalya'dan toprak edinme taleplerini reddetti. Aralarında Herulilerin de olduğu askerler ayaklandı. Ayaklanmanın başında Germen Kralı Odoacer vardı. Odoacer ve adamları Orestes'i yakalayıp idam ettiler. Birkaç hafta içinde Ravenna ele geçirildi ve Romulus Augustus tahttan indirildi. Odoacer çok geçmeden İtalya'nın geri kalan kısmını da ele geçirdi.
Doğu Roma İmparatorluğu (395-1453)
Batı Roma İmparatorluğu'nun 5. yüzyılda yıkılmasına karşılık daha zengin olan Doğu Roma İmparatorluğu ayakta kalmayı başardı ve 6. yüzyılda imparator I. Justinianus yönetiminde İtalya ve İllirya'nın bir bölümünü Ostrogotların, kuzey Afrika'yı Vandalların ve Hispania'nın güneyini de Vizigotların elinden almayı başardı. Güney Hispania'nın işgali kısa süreli olduysa da kuzey Afrika bir yüzyıl kadar Doğu Roma'nın elinde kaldı. 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun Konstantinopolis'i (İstanbul) fethetmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu yıkıldı.
Ayrıca bakınız
İlgili filmler
- Ben-Hur, (1907) Fragman5 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Ben-Hur, (1925) Fragman14 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Ben-Hur, (1959) Fragman15 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- The Fall of the Roman Empire, (1964) Fragman6 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Gladyatör, (2000) Fragman15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Ben-Hur, (Anime, 2003) Fragman5 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Ben-Hur (Film, 2016)
Kaynakça
Dış bağlantılar
- Akşit, Oktay, Roma İmparatorluk Tarihi, İstanbul:İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları
- (1985) Cilt 1: MÖ 27 - MS 192 yılları
- (1970) Cilt 2: MS 193 - 395 yılları
Wikimedia Commons'ta Roma İmparatorluğu ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Haziran 2020 Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Roma Imparatorlugu haber gazete kitap akademik JSTOR Mart 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Roma Imparatorlugu Roma Cumhuriyeti doneminde Augustus un cumhuriyeti tek basina yonetebilecek yetkiler almasi ve cumhuriyet doneminde kimseye verilmemis haklara sahip olmasiyla olusan Antik Roma devletidir Augustus MO 2 yilina kadar cumhuriyeti kendinden sonra da tek bir kisinin yonetebilmesini saglayacak anayasal reformlar gerceklestirdi ve Roma Imparatorlugu tam anlamiyla olusmus oldu Roma ImparatorluguLatince Imperium Romanum Grekce Basileia Ῥwmaiwn Roma ImparatorluguMO 27 MS 395Bayrak Vexilloid Roma Kartali Roma Imparatorlugu nun en genis sinirlari BaskentRoma MO 27 330 Konstantinopolis 330 395 Yaygin dil ler Latince Genel Yunanca Bolgesel HukumetMutlak monarsi Tetrarsi 293 ten sonra kisa bir donem gecerli olmustur Imparator MO 27 14Augustus 379 395I Theodosius 475 476 1449 1453 1453 1461Romulus Augustus XI Konstantinos David KomnenosYasama organiRoma SenatosuTarihce KurulusuMO 27 Diocletianus285 Buyuk Konstantin330 Buyuk Theodosius un olumu395 DagilisiMS 395Yuzolcumu Toplam2 750 000 km2Nufus Sayilan56 800 000Para birimiQuadrans Semis As Dupondius Quinarius Sestertius Denarius Aureus SolidusOnculler ArdillarRoma CumhuriyetiPtolemaios HanedaniDacyaMauretanya Dogu Roma ImparatorluguBati Roma Imparatorlugu Uzun yillar Akdeniz cevresinde hukum suren imparatorluk 375 yilindaki Kavimler Gocu yle baslayan ic karisikliklardan sonra 395 tarihinde dogu ve bati olmak uzere ikiye ayrildi kurulusundan ikiye ayrilisina kadar super guc olarak kaldi Imparatorlugun batidaki kismi olan Bati Roma Imparatorlugu Kavimler Gocu yle Avrupa ya gelen Hunlarin baskilamasiyla hareketlenen Cermen kavimlerinin Roma topraklarina saldirilari sonucu 476 yilinda yikilmis dogu kismiysa varligini Dogu Roma Imparatorlugu veya Bizans Imparatorlugu olarak 1453 te Osmanli Imparatorlugu nun yedinci Padisahi II Mehmet in Istanbul u fethine kadar surdurmustur Roma Imparatorlugu unlu Latince Imperium Romanum un Turkcesidir Bu deyiste imperium sozcugu bir bolge vilayet anlaminda kullanilmaktadir Roma Imparatorlugu Avrupa nin Romalilarin egemenligi altinda kalan kismi icin kullanilan bir isimdi denilebilir Aslinda Roma kent sinirlarinin asilmasi ve yayilma politikasi imparatorluk doneminden cok once baslamisti Roma Imparatorlugu en genis oldugu donemde yaklasik 5 900 000 km buyuklugundeydi Avrupa tarihinin klasik antikite donemindeki en genis imparatorluguydu Augustus un hukumdarligindan yuzyillar once Roma Roma Kralligi ve Roma Cumhuriyeti zaten Italyan Yarimadasi ni asmis onemli rakiplerini yenilgiye ugratmisti Augustus un reformlari Roma Devleti ni bir imparatorluga cevirmis 3 yuzyilin sonlarindaki Diokletian reformuna kadar sistem buyuk oranda degismeden devam etmistir Diokletian reformu imparatorlugu tetrarsiye donusturmustur Her ne kadar Diokletian in sundugu politik sistem kisa bir sure boyunca varligini korusa da imparatorlugun ikiye bolunmesine yol acmistir Bu da Roma nin egemenliginin iki yuzyil boyunca daha Dogu ve Bati Roma Imparatorlugu olarak surdurmesine olanak saglamistir Bati Roma Imparatorlugu nun geleneksel cokus tarihi 4 Eylul 476 dir Yaklasik bin yil sonra 1453 te daha cok Bizans Imparatorlugu olarak anilan Dogu Roma Imparatorlugu Osmanlilarin egemenligine gecmistir Augustus tan Bati Roma imparatorlugu nun cokusune kadar Roma da egemen olmus nufusun yarisini barindirmistir GelisimiGeleneksel olarak tarihciler imparatorlugu Principatus ve Dominatus olarak iki doneme ayirirlar Principatus Augustus un iktidara gelmesinden Ucuncu Yuzyil Krizi ne kadarki donemi Dominatus ise Diocletianus tan bati imparatorlugunun yikilisina kadarki donemi kapsar Bu ayrima gore Principate Latince birincil vatandas anlamina gelen princeps kelimesinden gelir doneminde mutlakiyetin gercekleri resmi olarak cumhuriyetci yapinin ardinda saklanirken Dominate Latince sahip ya da efendi anlamina gelen dominus kelimesinden gelir doneminde altin taclar ve ihtisamli imparatorluk torenleriyle acikca gozler onune serilmistir Daha yakin donemlerde tarihciler aradaki farkin daha ince olduguna karar vermislerdir Bazi tarihi yapilar bin yildan uzun sure devam ederek Dogu Roma donemine kadar surmus ve emperyal ihtisamin goruntusu imparatorlugun ilk gunlerinden itibaren yaygin olmustur Sehir devleti olarak ortaya cikmis Yunan sehir devletinden farkli olarak cumhuriyetci orgutlenme ve yayilmaci bir politika izlemistir Bu politika baglaminda elde ettigi askeri zaferlerle genis bir cografyaya yayilmis kontrolu altina aldigi yerlerde idare kurmadan ozerklik tanimistir Siyasi yapiRoma ya gore cumhuriyet bir araya gelmis kucuk bir soylu grubunun krali tahttan indirmesiyle ortaya cikmistir Bu cumhuriyetci donemde toplum iki gruba ayrilmistir patriciler varlikli olan kesim ve plebler halk Bu iki gruptan biri olan patrciler siyasi boyutta yer alip soz sahibi olabiliyorken pleblerin boyle bir hakki bulunmamakta plebler senatodan yer almamakta kisinin senatoda yer almasi icin siyasi bir gorevde calismis olmasi sarti aranmaktaydi Zamanla cikan ayaklanmalar sonucunda plebler bir meclis olusturarak yasa cikarma hakkina sahip oldular Bu meclis halktaki farkli kesimleri temsili yuz kisiden olusmaktaydi Mecliste zengin toprak sahipleri ve orta halli ciftcilerin orani daha yuksekken zanaatkar ve yoksul olan sinif daha dusuk bir orana sahipti Digerlerine oranla daha varlikli olan plebler yeni bir sinif olusturarak eski patrisyen ailelerle cumhuriyeti yonetmeye basladi Ilerleyen surecte Augustus cumhuriyet yonetimine son vererek imparatorluk yonetimini uygulamaya koydu Bu surecte soylularin ve secilmislerin katilimiyla olusmus danisma meclisi olan senatonun on planda oldugu gorulmektedir Roma nin hakimiyeti altina alinmis olan yerlere valiler komutanlar atandi ve bu atamalar senato tarafindan gerceklestirildi Ilk ImparatorAugustus cogu tarihci tarafindan ilk imparator olarak kabul edilir Augustus un ilk imparator olarak kabul edilmesinin temel sebebi Cumhuriyet doneminde ilk kez gucu tek elde toplayan kisi olmasidir Augustus un cikarttigi yasalar anayasal ve askeri reformlarin hepsi Roma meclisinde hicbir redde veya tartismaya maruz kalmadan kabul goruyordu Ayrica Augustus Roma ordusunun liderlik gucunu elinde tutuyordu ve bu ordusal guc meclis uzerinde buyuk bir baski kuruyordu Boylesine bir gucu tek elde toplama durumu Augustus oncesinde gorulmedigi icin tarihcilerin geneli Augustus u ilk imparator olarak kabul eder Ilk imparatora giden surec Jul Sezar a kadar dayanir Bir Dictator perpetuo Bu Roma Cumhuriyeti nde resmi bir pozisyon olan diktatorlugun kural disi bir bicimiydi Yasalara gore normalde bir diktatorun yonetimi asla alti aydan fazla olmazdi Bu yuzden Sezar tarafindan olusturulan diktatorluk bicimi Roma Cumhuriyeti nin temel ilkeleri ile oldukca celisiyordu Ancak ne kadar kural disi olursa olsun resmi olarak yetkileri bu cumhuriyet unvanina dayaniyordu ve dolayisiyla da kendi bir cumhuriyet yetkilisi olarak kabul edilir Aralarinda bircogu kendi tarafindan merhamet gostererek bagislanmis eski dusmanlarinin da bulundugu bir dizi senator Sezar in kendini kral ilan edip bir monarsi kurmasindan giderek endise duymaya baslamislardi Bu yuzden Sezar a suikast duzenlemek icin bir komplo hazirlamislar ve MO 44 yilinin 15 Mart gunu Sezar suikaste ugradi ve suikastcilerin bicak darbeleriyle olduruldu Sezar in siyasi varisi ablasinin torunu olan Octavianus diktator yetkilerine sinirsiz sahip olmus Jul Sezar in hatasindan ders cikarmis ve hicbir zaman herkesin endise ettigi diktatorluk unvani icin bir talepte bulunmayarak cok daha dikkatli bir bicimde iktidarini cumhuriyetci yapilarin ardinda gizlemistir Bunun amaci cumhuriyetin onarildigi hulyasini beslemekti Octavianus kendine Augustus soylu yukseltilmis kisi ve Princeps Roma Cumhuriyeti nin birinci vatandasi ya da Roma Senatosu nun bas lideri anlaminda gibi unvanlar edindi Princeps devlete iyi hizmette bulunanlara verilen bir unvandi Pompey de bu unvana sahipti Bunlara ilaveten Augustus a mese ve defne yapragindan yapilmis celengi giyme hakki da verilmisti Bu unvanlarin ya da celengin hicbiri Augustus a resmi olarak ilave gucler ya da otorite kazandirmiyordu Resmi olarak kendi yalnizca fazlasiyla deger verilen Roma vatandasi bir konsuldu Augustus Marcus Aemilius Lepidus un MO 13 te olmesinin ardindan Pontifex Maximus da oldu Augustus bir dizi ilave sira disi gucu cok fazla unvan talebinde bulunmadan elinde topladi Cumhuriyetten Imparatorluga Augustus MO 27 MS 14 Aktium Savasi Marcus Antonius ve Kleopatra nin yenilgisiyle sonuclanmis ve her ikisi de savasin ardindan intihar etmisti Octavianus Kleopatra nin oglu ve es yonetici Caesarion u oldurtmustu Ceasarion muhtemelen Jul Sezar in tek ogluydu Dolayisiyla Caesarion u oldurerek Octavianus Jul Sezar ile yakin kan bagi bulunan herhangi bir erkek rakip olasiligini da ortadan kaldirmis oldu Roma nin tek ve yegane yoneticisi olan Octavianus askeri mali ve siyasi meselelerin tam kapsamli bir onarimina giristi Bu girisimler Roma dunyasini istikrara oturtmayi ve pasivize etmeyi ayni zamanda da yeni rejimin kabul gormesini saglamayi amacliyordu Octavianus un Roma aleminin yoneticisi olmasinin ardindan Roma senatosu kendine Augustus ismini verdi Bu sirada ilk adi olarak imperator Bas komutan unvanini zaten kullanmaktaydi Bu cumhuriyet doneminden beri kullanilan bir unvandi Sezar in evlatlik varisi olan Augustus Sezar adiyla cagrilmayi tercih etmisti Sezar aile adinin bir parcasiydi Julio Claudian yonetimi yaklasik bir asir surdu MO 1 yuzyilin ortalarinda Jul Sezar in iktidara gelmesinden 1 yuzyil ortalarinda imparator Nero ya kadar Flavius hanedani doneminde ve Vespasianus ve ogullari Titus ve Domitianus un hukumdarliginda Sezar kavrami fiiliyatta bir aile isminden resmi bir unvana donusmustu Car Kayzer ve Sah gibi bu unvanin turevleri bugune kadar gelmistir Ic savaslar yuzunden o gune kadar rastlanmamis sayilara ulasan 50 civarinda Roma lejyonlarinin sayisi 28 e dusuruldu Ozellikle iclerinde sadakatleri supheli olan bazi lejyonlar dagitildi Bazilari Gemina ikiz unvaniyla birlestirildi Ayrica Augustus gorunuste Italya da barisi muhafaza edebilmek icin dokuz ozel olusturdu ve bunlarin en azindan ucunu Roma da konuslandirdi Bu cohortes sonradan Praetorian muhafizlari olarak bilinen birimler haline geldi Octavianus otokrasi ve kralligin Romalilarin yuzyillardir tecrube etmedikleri ve sakindiklari seyler oldugunun farkindaydi Octavianus bir tiran olarak gorulmek istemiyordu ve anayasal cumhuriyet yanilgisini korumaya calisti hala islevselmis gibi gostermeye calisti Lucius Cornelius Sulla gibi gecmisteki Roma diktatorleri bile Roma yi asla bir iki seneden fazla olmamak uzere kisa sureligine yonetmisti Jul Sezar haricinde MO 27 de Octavianus resmen tum yetkilerini Roma senatosuna birakmaya calisti Dikkatlice kurgulanmis bir sekilde o sirada buyuk bolumu kendi taraftarlari olan senatorler bu teklifi reddettiler ve Roma cumhuriyeti ve halkinin iyiligi icin yetkileri elinde tutmaya devam etmesi icin yalvardilar Anlatilana gore Octavianus un konsullukten cekilecegi onerisi Roma daki plebler arasinda isyanlara neden olmustu Senato ve Octavianus arasinda olarak bilinen bir anlasma saglandi Bu anlasma Augustus u halkin otokrati olarak mesrulastirdi ve bir tiran olarak gorulmeyecegini temin ederek Pax Romana olarak bilinen uzun donemin baslangici oldu Imparator Augustus un Istanbul Arkeoloji Muzesi ndeki bustu Octavianus eyaletlerin idaresini senatoyla paylasti Lejyonlarin buyuk bolumunun konuslandigi sinirlardaki huzursuzluk yasanan eyaletler imparator tarafindan secilen imparatorluk legatuslari tarafindan yonetiliyordu Bu eyaletler olarak siniflandiriliyordu valileri ise senato tarafindan seciliyordu Bu eyaletler genellikle huzurluydu Afrika senato eyaletinde yalnizca bir lejyon vardi Augustus imparatorluk eyaletlerinden toplanan vergilerin kendi tarafindan secilen ve yalnizca kendine hesap veren kisilerin idaresindeki gonderilmesini emretmisti Senato eyaletlerinden toplanan vergilerin senatonun kontrolundeki aerariuma gonderilmesine devam edildi Bu durum Augustus u senatodan daha zengin hale getirdi Lejyonerlerin maaslarini daha rahat odeyebilir hale gelen Augustus boylece askerlerin surekli saadetini de saglamis oldu Bu durum son derece zengin olan ve ayni zamanda tum imparatorlugun en onemli hububat tedarikcisi olan Misir imparatorluk eyaleti ile garanti altina alinmisti Senatorlerin bu eyaleti ziyaret etmeleri bile yasakti zira buyuk olcude imparatora ait oldugu kabul ediliyordu Lorenzo A Castro nun 1672 yilinda yaptigi Aktium Savasi tablosu Augustus MO 23 yilinda konsullukten feragat etti ancak consular imperium konumunu koruyarak ikinci uzlasma olarak bilinen Augustus ve senato arasinda ikinci bir anlasmaya yol acti Augustus a tribunicia potestas yetkileri verildi unvanin kendi degil yalnizca yetkileri Bu yetkilere gore senato ve halki kendi istegiyle toplayabiliyor meclis ya da senatonun eylemlerini veto edebiliyor secimlere baskanlik edebiliyor ve tum toplantilarda ilk konusma hakkina sahip oluyordu Ayrica Augustus un tribunate yetkileri icinde censuraya ait gucler de vardi Buna gore genel ahlaki teftis edebiliyor yasalari halkin cikarina oldugunu garanti altina almak icin tetkik edebiliyor nufus sayimi yaptirabiliyor ve senatodaki uyelikleri belirleyebiliyordu Roma tarihinde hicbir tribunate bu guclere sahip olmamisti ve Roma sisteminde tribunate ve censuranin guclerini tek bir konumda toplandigi gorulmemisti Augustus hicbir zaman cansura gorevine secilmemisti Censura yetkilerinin kendine tribunate yetkilerinin bir parcasi olarak mi yoksa kendi kendine mi bu sorumluluklari ustlendigi hala bir tartisma konusudur Tum bunlara ilaveten Augustus Roma sehrinin yegane yetkilisi ilan edildi Evvelce kontrolunde olan sehirdeki tum askeri gucler artik Augustus un emrindeydi Ayrica tum prokonsullerin uzerinde iktidar yetkisi verildi Bu yetkiyle Augustus herhangi bir eyalete mudahale etme ve herhangi bir valinin kararlarini gecersiz kilma hakkini elde ediyordu Yine bu yetkiyle Augustus gorunurde tum Roma ordusunun lideri oldugundan basarili bir generale zafer bahsedebilecek tek birey olmustu Roma Cumhuriyeti ve Roma Imparatorlugu nun yayilimi Kirmizi MO 133 Turuncu MO 44 Cumhuriyetci generallerin zaferlerinden sonra Sari 14 Augustus un olumu Yesil 117 en genis donemi Bu reformlar Roma cumhuriyeti gelenegine gore alisilmadik seylerdi Ancak senato artik Sezar i oldurme cesaretini gosteren cumhuriyetci patricilerden olusmuyordu Bu senatorlerin buyuk bolumu ic savaslarda olmustu ve senatodaki muhafazakar cumhuriyetcilerin Cato ve Cicero gibi liderleri coktan olmuslerdi Octavianus senatoyu supheli unsurlardan temizlemis ve kendi taraftarlariyla doldurmustu Tum bu islemler sirasinda senatonun ne kadar ozgur oldugu ve perde arkasinda ne tur anlasmalarin yapildigi bilinmemektedir Tuna ve Elbe nehirleri boyunca imparatorlugun sinirlarini guvenlik altina almak amaciyla Octavianus Illirya Moesia Pannonia ve Germania nin isgal edilmesini emretti Basta her sey planlandigi gibi gittiyse de sonrasi felaketle sonuclandi Ayaklanan Illiryali kabileler bastirilmak zorunda kaldi ve Publius Quinctilius Varus komutasindaki uc lejyon pusuya dusuruldu ve 9 yilinda Varus Savasi nda Arminius liderligindeki Germen barbarlar tarafindan yok edildiler Tedbirli davranan Augustus Ren in batisindaki tum topraklari guvenlik altina aldi ve karsi baskinlarla kendini tatmin etti Ren ve Tuna nehirleri Roma Imparatorlugu nun kuzeydeki kalici sinirlari haline geldi Kaynakca Augustus donemi oncesindeki cumhuriyet donemine oranla cok daha zayif bir sekilde kaydedilmistir Bu donemle ilgili onemli baslica kaynaklar sunlardir Res Gestae Divi Augusti Augustus un fazlasiyla gayretkes otobiyografisi Velleius Paterculus un Historiae Romanae adli kitabi Augustus doneminin yillik olaylarini en iyi aktaran ancak dezorganize bir calismadir Yasli Senca nin Controversiae ve Suasoriae adli kitaplari Roma Imparatorlugu nun GenislemesiJulio Claudian Hanedani 14 68 Augustus un kizi Julia dan uc torunu vardi Hicbiri Augustus un yerine gecebilecek kadar uzun yasamadi Dolayisiyla yerine karisi Livia nin ilk evliliginden olan uvey oglu Tiberius gecti Augustus Roma nin en eski patrici ailesi olan Julius ailesinden geliyordu Diger tarafta Tiberius ise Julius ailesi kadar eski olmayan Claudius ailesinden geliyordu Onlarin haleflerinin hepsi de Tiberius un kardesi Nero Claudius Drusus dolayisiyla Claudius ailesinden ve Augustus un ilk evliliginden olan kizi Yasli Julia Caligula ve Nero veya Augustus un kizkardesi Kucuk Octavia Claudius vasitasiyla Julius ailesindendi Bu yuzden tarihciler bu hanedandan Julio Claudian adiyla bahseder Tiberius 14 37 Tiberius un yonetiminin ilk yillari huzurlu ve nispeten tehlikesizdi Roma nin tum gucunu guvence altina aldi ve hazineyi zenginlestirdi Ancak cok gecmeden Tiberius un saltanatina paranoya ve iftira hakim oldu 19 yilinda bircok kimse tarafindan yegeni Germanicus un olumunden sorumlu tutuldu 23 yilinda oglu Drusus oldu Tiberius giderek kendi icine cekildi Bir dizi ihanet davasi ve idam baslatti Iktidarini muhafiz komutani Lucius Aelius Sejanus a birakti Kendisi 26 yilinda Capri adasindaki villasinda yasamak uzere emekli oldu Yonetimi biraktigi Sejanus istahla zulmetmeye devam etti Sejanus 31 yilinda Tiberius un yaninda es konsul olarak ve imparatorun yegeni Livilla ile evlenerek gucunu pekistirdi Bu noktada kendi kazdigi cukura dustu O gune kadar kendi cikarina kullandigi imparatorun paranoyasi kendi aleyhine dondu Ayni yil Sejanus bircok yakiniyla birlikte idam edildi Zulum 37 yilinda Tiberius un olumune kadar surdu Caligula 37 41 Tiberius oldugu sirada yerine gecebilecek kisilerin buyuk bolumu gaddarca oldurulmustu Akla yatkin olan varis ve Tiberius un kendi tercihi kucuk yegeni Germanicus un oglu Gaius tu daha bilinen adiyla Caligula ya da ufak papuclar Caligula zulme son verip amcasinin kayitlarini yakarak iyi bir baslangic yapti Ancak ne yazik ki cok gecmeden hastaliga yakalandi 37 nin sonlarinda Caligula akli dengesizlikler gostermeye basladi Modern yorumcular hastaliginin akli dengesizlige hipertiroidi ve hatta sinir krizine belki de Caligula nin konumundan oturu yol acan ensefalit oldugunu dusunmektedirler Sebebi ne olursa olsun o noktada hukumdarliginda bariz bir degisim olmus ve hayatini ele alanlarin kendinin deli oldugunu dusunmelerine neden olmustur Caligula nin hayatiyla ilgili bilinenlerin cogu Suetonius un Oniki Sezar in hayatlari adli calismasinda anlattiklaridir Suetonius a gore Caligula bir keresinde en sevdigi ati Incitatus u Roma senatosuna atamaya kalkmisti Deniz tanrisi Neptun ile savasmalari icin askerlerine Britanya yi isgal etmelerini emretmis ama son dakikada fikrini degistirip Fransa nin kuzeyinde deniz kabugu toplatmisti Kiz kardesleriyle ensest iliskilere girdigine inanilmaktadir Heykelinin Kudus teki tapinaga dikilmesini emretmisti Eger arkadasi kral Herod tarafindan bu fikrinden vazgecirilmemis olsa suphesiz bir isyana sebep olacakti Insanlari gizlice oldurtup sonra da sarayina davet ederdi Gelmediklerinde ise saka yollu intihar etmis olabileceklerini soylerdi 41 yilinda Caligula muhafiz komutani tarafindan olduruldu Imparatorluk ailesinden goreve gelebilecek tek kisi amcasi Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tu Claudius 41 54 Claudius uzun sure ailenin geri kalani tarafinda zayif ve aptal biri olarak gorulmustu Oysa ne amcasi Tiberius gibi paranoyak ne de yegeni Caligula gibi deliydi Bu yuzden de imparatorlugu makul bir dirayetle yonetebilme becerisine sahipti Burokrasiyi iyilestirmis ve vatandaslik ve senato tutanaklarini daha etkin hale getirmistir Ayrica Buyuk Britanya nin isgaline ve kolonilestirilmesine devam etmis 43 ve imparatorluga doguda yeni eyaletler katmistir Ostia da Roma icin kislik bir liman insa ettirmis boylece kotu hava kosullarinda imparatorlugun diger kisimlarindan hububatin gelmesi icin bir yer saglamistir Kendi aile yasantisinda ise Claudius o kadar basarili degildi Karisi Messalina kendini aldatiyordu Claudius bunu ogrendiginde Messalina yi idam ettirdi ve yegeni Genc Agrippina ile evlendi Agrippina beraberindeki bir dizi azledilmisle birlikte Claudius un uzerinde asiri derecede bir nufuz olusturdular ve her ne kadar olumuyle ilgili celiskili anlatimlar olsa da Claudius u 54 yilinda karisinin zehirlemis olmasi kuvvetle muhtemeldir Claudius un olumu Agrippina nin kendi oglu 17 yasindaki Luciuc Domitius Nero nun onunu acmis oldu Nero 54 68 Nero 54 yilinda 68 e kadar iktidarda kaldi Hukumdarligi sirasinda dikkatini daha fazla diplomasi ticaret ve imparatorlugun kulturel sermayesinin arttirilmasina verdi Tiyatrolarin insa edilmesi icin emirler verdi ve spor oyunlarini destekledi Hukumdarligi sirasinda Partlara karsi basarili bir savas yurutuldu ve baris antlasmasi yapildi 58 63 Briton isyani bastirildi 60 61 ve Yunanistan ile kulturel baglar gelistirildi Ancak Nero bir tiran ve 64 yilinda Roma yanarken lir calan imparator olarak hatirlanir Askeri bir darbe sonucunda Nero gizlenmek durumunda kaldi Anlatilanlara gore Roma senatosu tarafindan idam edilmesi soz konusu olunca 68 yilinda intihar etti Son sozleri Icimde nasil bir sanatci oluyor idi Dort Imparator YiliNero nun 68 yilinda intihar etmek zorunda kalmasinin ardindan dort imparator yili olarak bilinen kisa bir ic savas MO 31 de Antonius un olumunden beri yasanan ilk ic savas yasandi 68 in Haziran ayi ile 69 un Aralik ayi arasinda Roma Vespasianus un Flavius Hanedani nin ilk hukumdari olarak basa gecisine kadar Galba Otho ve Vitellius un iktidara gelip gitmelerine tanik oldu Ic savas Roma Imparatorlugu tarihinde dongusel siyasi huzursuzlugun simgesi olmustur Ic savas nedeniyle yasanan askeri ve siyasi anarsinin daki isyan gibi cok ciddi sonuclari olmustur Flavius Hanedani 69 96 Flavius Hanedani kisa sureli bir hanedan olmakla birlikte duskun duruma gelmis bir imparatorluga tekrar istikrar getirmisti Ozellikle daha merkeziyetci yonetimlerinden oturu bu hanedandan gelen uc imparator da elestirilmisse de 3 yuzyila kadar varligini surdurebilecek kadar istikrarli bir imparatorluk icin gerekli reformlari yapmislardi Ote yandan askeri kokenleri senato daha da marjinallesmesine ve birinci princeps ya da vatandastan imperator ya da imparatora dogru kati bir yonelime neden olmustur Vespasianus 69 79 Vespasianus Roma Imparatorlugu nun dogusunun buyuk bolumunun yonetiminden sorumlu son derece basarili bir Roma generaliydi Kendisi Galba nin imparator olma talebini desteklemis Galba nin ardindan da tahtin en buyuk musabigi haline gelmistir Otho nun intihar etmesinin ardindan Vespasianus Roma nin kislik hububat tedarikcisi Misir i kontrolu altina almayi basararak rakibi Vitellius u yenebilecegi guclu bir konuma gelmisti 20 Aralik 69 gunu Vespasianus un taraftarlari Roma yi isgal ettiler Vitellius kendi askerleri tarafindan olduruldu ve ertesi gun altmis yasindaki Vespasianus Senato tarafindan imparator olarak onaylandi Muhalif senatorleri kovdu Ayni zamanda Nero nun eylemleri ve takip eden yillardaki krizler nedeniyle 200 e dusen senator sayisini 1 000 e cikardi Yeni senatorlerin cogu Romali degil daha ziyade Italya ve bati eyaletlerindeki sehir merkezlerindendi Roma yi Nero nun asiri harcamalari ve ic savaslar yuzunden olusan mali yukten kurtardi Bunu yapmak icin yalnizca vergileri artirmadi ayni zamanda yeni vergiler de koydu Ayrica censura yetkileriyle tum sehirlerin ve eyaletlerin mali yapilarini dikkatlice inceleme firsati buldu Bu eyalet ve sehirlerin cogu bir asirdan fazla zaman oncesine dayanan bilgi ve yapilandirmalara gore vergi vermekteydi Bu saglam mali politikalar vasitasiyla hazineyi kara gecirmeyi basardi ve bayindirlik islerine giristi Amphitheatrum Flavium un Kolezyum yapim emrini ilk Vespasianus vermisti Ayrica bir forum ve ortasinda da bir Huzur tapinagi insa ettirmisti Ilave olarak sanata hatiri sayilir miktarda subvansiyon ayirdi Vespasianus gorev suresince eyaletlerde de etkin bir imparatordu Hispania ya ayrica onem vermis ve uc yuz kasaba ve sehirde yasayan insanlara imparatorlugun guvencesi olarak vermisti Bu sekilde bati eyaletlerinde yeni bir sehirlesme donemini tesvik etti Senato ya yaptigi ilavelerle senatoda eyaletlerin daha fazla nufuz sahibi olmalarini sagladi ve bu sayede imparatorlukta birligi tesvik etti Imparatorlugun sinirlarini da genisletti Bu genislemelerin cogu Vespasianus un baslica hedeflerinden biri olan sinir savunmalarinin guclendirilmesi icin yapilmisti 69 yilindaki kriz orduda duzensizlige neden olmustu En belirgin sorunlardan biri eyalet lejyonlarinin eyaletlerinin isteklerini temsil ediyor olmasi gerekenlere sadakatiydi Bunun baslica nedeni destek birliklerinin askere kaydolduklari memleketlerinde konuslandirilmis olmasiydi Vespasianus bu uygulamayi degistirdi Destek birliklerini imparatorlugun diger bolgelerinden adamlarla karistirdi ya da birlikleri baska bolgelere gonderdi Ayrica yeni bir askeri darbe ihtimalini iyicene azaltmak icin lejyonlari sinir boyunca dagitti Belki de en onemli askeri reformu Italya disinda Galya ve Hispania dan da bu bolgelerin Romanizasyonu ile paralel olarak lejyoner toplamasiydi Titus 79 81 Vespasianus un buyuk oglu Titus hukumdar olmak uzere hazirlanmisti Babasinin yaninda basarili bir general olarak hizmet vermis dogunun guvenlik altina alinmasina yardimci olmus ve sonunda Suriye ve Yahudiye deki Roma ordularinin komutani olarak o sirada devam etmekte olan Yahudi isyanini bastirmisti Bir sure babasi ile birlikte konsul olarak gorev yaparak tecrube kazandi Basa gectiginde Roma toplumunun saygin bulmadigi bazi iliskileri yuzunden endiseye sebep olmussa da kisa surede erdemli biri oldugunu ispat etmis tevekkulunun gostergesi olarak babasi tarafindan surgune gonderilen bircok kisiyi bile geri cagirmistir Ancak kisa sureli saltanatina iki felaket 79 da Pompeii deki Vezuv yanardaginin patlamasi ve 80 yilinda Roma nin buyuk bolumunu yerle bir eden yangin damgasini vurmustur Bu trajedilerin ardindan yapilan yeniden insa faaliyetlerindeki comertligiyle son derece populer hale gelmistir Titus babasinin zamaninda baslanan buyuk amfi tiyatro ile son derece gurur duyuyordu 80 yilinda henuz tamamlanmamis yapida acilis torenleri duzenledi 100 gun suren musrif gosterilerde 100 gladyator yer aldi Titus 81 yilinda 41 yasinda tahminen bir hastalik yuzunden oldu Kardesi Domitianus tarafindan yerine gecmek icin olduruldugu iddia edilmis de bu iddianin pek bir dayanagi yoktur Domitianus 81 96 Flaviuslarin otokratik yonetimlerinden oturu hepsinin senato ile iliskileri zayifti ancak iclerinde yalnizca Domitianus ciddi sorunlarla karsilasmisti Konsul ve censura olarak surekli hakimiyetinin daha evvelden bir ornegi yoktu Ayrica genellikle bir imperator olarak tamamiyla askeri kiyafetler giyiyordu Bu Principatus donemi imparatorlarinin gucunun dayanaginin princeps ten gelen imparatorluk gucu oldugu fikrine tersti Senatodaki itibari bir yana Domitianus Roma halkini Roma daki tum ev sahiplerine yardim yapilmasi yeni tamamlanan Kolezyum daki sira disi gosteriler ve babasi ve agabeyi doneminde baslanmis olan bayindirlik ilerinin devam ettirilmesi gibi cesitli yollarla memnun etmisti Ayrica babasi gibi mali islere kafasinin yattigi anlasilmaktadir zira musrifligine ragmen haleflerine iyi durumda bir hazine birakmisti Ancak hukumdarliginin sonlarina Domitianus son derece paranoyak bir hale gelmistir Bu paranoyanin temelleri muhtemelen babasindan gordugu muamele ile baglantiliydi Gecmiste kendine onemli sorumluluklar verilmisse de onemli konularda baskalarinin gozetimi olmadan kendine guvenilmemistir Germania valisi ve komutani Antonius Saturnius un 89 yilindaki isyaninin ardindan bu paranoya siddetli ve hatta marazi segirmelere donustu Paranoyasi yuzunden cok sayida kisinin tutuklanmasina idam edilmesine ve bircok mulke el konmasina ki bu musrifligini aciklayabilir yol acti Sonunda is oyle bir noktaya geldi ki en yakin danismanlari ve aile uyeleri korku icinde yasar hale geldi 96 yilinda senatodaki dusmanlari Stephanus Julia Flavia nin kahyasi Praetor muhafizlari ve imparatorice Domitia Longina tarafindan duzenlenen bir suikastle olduruldu Antoninler 96 180 Sonraki yuzyil Bes Iyi Imparator donemi olarak bilinir Bu donemde imparatorluk makami bariscil bir sekilde el degistirmistir Bu donemin imparatorlari selefleri henuz hayattayken halef olarak evlat edinilmislerdi Haleflerin belirlenmesi secilecek bireylerin meziyetlerine bagli olsa da evlatlik sisteminin basariyla devam etmesinin ardindaki esas nedenin sonuncu haric bu donemdeki imparatorlarin hicbirinin dogal varisinin olmamasi gosterilmistir Roma Imparatolugu nun en genis halinde sinirlariNerva 96 98 Basa gectikten sonra Nerva yeni bir tarz ortaya koydu Ihanetten hapsedilmis olanlari serbest birakti ihanetten kovusturma acilmasini yasakladi haczedilmis mulkleri sahiplerine geri verdi ve Roma Senatosu nu yonetimine dahil etti Muhtemelen bu sekilde davranmasinin sebebi nispeten populer dolayisiyla da hayatta kalmak icindi ancak yine de bu yaklasimi tam anlamiyla yardimci olmadi Ordu icinde Domitianus a destek hala cok gucluydu ve 97 yilinin Ekim inde Praetor Muhafizi Palatin tepesindeki imparatorluk sarayini kusatarak Nerva yi rehin aldi Nerva ordunun taleplerini kabul etmeye zorlandi Domitianus un olumunden sorumlu olanlari teslim etmeyi kabul etti ve hatta isyanci muhafizlara tesekkur eden bir konusma yapti Bu olaydan kisa sure sonra yonetimini guclendirmek icin Germen sinirindaki ordularin komutani olan Trajan i evlat edindi Nerva ya yonelik ayaklanmanin sorumlusu muhafiz daha sonra Trajan in iktidari sirasinda idam edildi Trajan 98 117 112 yilinda Partlarin Nero nun devrinden beri elli yildir Romalilar ile egemenligini paylastiklari Ermenistan tahtina kabul edilemez birini getirme kararlari uzerine Trajan Ermenistan a sefere cikti Krali devirdi ve ulkeyi Roma Imparatorlugu nun kontrolune soktu Ardindan guneye Part Imparatorlugu uzerine gitti ve Babil ve son olarak da baskent Tizpon u ele gecirdi Basra korfezine dogru devam ederek burada imparatorlugun yeni eyaleti Mezopotamya yi ilan etti ve Buyuk Iskender in yolundan gitmek icin cok yasli olmasina hayiflandi Ama durmadi 116 yilinda Susa yi ele gecirdi Part krali u devirdi ve yerine kendi kuklasi i getirdi Roma Imparatorlugu doguda bir daha onun zamanindaki kadar genislemedi Hadrianus 117 138 Askeri idare bakimindan mukemmelligi bir yana Hadrianus un hukumdarligina buyuk capli askeri catismalardan ziyade imparatorlugun genis topraklarinin savunulmasi agirlik koydu Savunulmasinin mumkun olmadigini dusunerek Tarajan in Mezopotamya da ele gecirdigi topraklardan geri cekildi 121 yilinda Partlarla savasin esigine gelindi ancak Hadrianus baris yapilmasini sagladi Hadrianus un ordusu Simon Bar Kokhba onderliginde Yahudiye de cikan buyuk Yahudi isyanini 132 135 bastirdi Hadrianus eyaletleri kapsamli bir sekilde gezen ilk imparatordu Gittigi yerlerde yerel insaat projelerine para yardimlarinda bulundu Britanya da meshur Hadrianus Duvarini insa ettirdi Ayrica Kuzey Afrika ve Almanya da benzer savunma hatlari yaptirdi Ic politikalari baris ve refah uzerine kuruluydu Hadrianus bu ziyaretlerden birini Edirne ye yapmisti Yerel Trak krallarin onemli bir sehri olan Edirne ye bir kale yaptirmisti Hadrianus ya da Adrianus a ithafen sehrin adi Adrianopolis olarak degistirilmisti Adrianopolis adi zamanla Adrian a oradan da Edirne ye donmustur Antoninus Pius 138 161 Antoninus Pius un donemine tamamen baris hakimdi Mauretania Yahudiye ve Britanya da kimi askeri huzursuzluklar olduysa da hicbiri ciddi degildi Antoninus Duvarinin Britanya daki huzursuzluk uzerine insa edildigi sanilmaktadir Marcus Aurelius 161 180 Bu donemde Germen kabileler ve diger halklar kuzey Avrupa sinirina bircok saldirida bulundular Dogudaki savasci kabileler yuzunden ozellikle Galya ve Tuna nin oteki yakasina yoneldiler Marcus Aurelius un bu kabilelere karsi yaptigi seferler Marcus Aurelius sutununda anilmistir Asya da canlanan Part Imparatorlugu yeni saldirilarda bulunmustur Marcus Aurelius bu saldirilari karsilamak icin es imparatoru Verus u dogudaki lejyonlara komuta etmesi icin gonderdi Commodus 180 192 Marcus Aurelius un oglu olan Commodus un 180 ile 192 yillari arasindaki hukumdarligi ile Bes Iyi Imparator donemi son erdi Bir yuzyil aradan sonraki ilk dogrudan varis olarak gayet iyi islemis olan evlatlik varis sistemini sonlandirmistir 177 den itibaren babasiyla birlikte es imparator olmustur 180 yilinda babasinin olumunun ardindan tek basina imparator oldugunda ilkin Roma halkinin gozunde umit vadetmisti Ancak babasi ne kadar comert ve bagislayiciysa Commodus da tam tersiydi Edward Gibbon Roma Imparatorlugu nun Gerileyis ve Cokus Tarihi adli eserinde Commodus un ilk yillarinda iyi bir yonetim gosterdigini belirtir Ancak aralarinda ailesinden kimselerin de bulundugu bir suikast girisiminin ardindan Commodus paranoyaklasmis ve akil sagligini kaybetmistir Pax Romana Roma barisi Commodus un hukumdarligi ile sona ermistir Bir anlamda suikast girisiminin Roma Imparatorlugu nun uzun soluklu cokusunu baslattigi da soylenebilir Severuslar Hanedani 193 235 Severuslar donemi Septimius Severus 193 211 Caracalla 211 217 Macrinus 217 218 Elagabalus 218 222 ve Alexander Severus un 222 235 giderek sorunlu hale gelen hukumdarliklarini kapsar Hanedanin kurucusu Luciuc Septimius Severus Afrika daki Leptis Magnus sehrinin onde gelen ailelerinden birindendi Julia Domna ile yaptigi evlilikle Suriyeli seckin bir aile ile ittifak kurmustu Elagabalus ve Alexander Severus gibi Suriye kokenli imparatorlara iktidar yolunu acan tasrali gecmisleri ve kozmopolit ittifaklari Roma Imparatorlugu nun Antoninler doneminde elde ettigi genis siyasi yapiyi ve ekonomik kalkinmayi ortaya koyar Genelde basarili bir yonetici olan Septimius Severus ordunun destegini tam sadakat icin verdigi saglam ucretlerle sagladi ve equestrian subaylari yonetimdeki kilit pozisyonlardaki senatorlere vekil tayin etti Bu sekilde imparatorluk yonetiminin iktidar merkezini basarili bir sekilde imparatorluga yaydi Septimius Severus un oglu Caracalla takma adli Marcus Aurelius Antoninus 212 yilinda Roma vatandasligini Roma Imparatorlugu nun tum ozgur sakinlerine saglayan Constitutio Antoniniana yasasini cikartarak Italyalilarla tasralilar arasindaki tum yasal ve siyasi ayricaliklari kaldirdi Ayrica Caracalla Roma daki meshur Caracalla Kaplicalarini yaptirdi Kaplicanin tasarimi sonradan yapilan bircok anitsal kamu binasina ornek olmustur Giderek dengesizlesen ve otokratiklesen Caracalla praefectus praetorio Macrinus un 217 yilindaki suikastine kurban gitti Macrinus kisa sureligine senato sinifindan olmayan ilk imparator olarak gorev yapti Ancak imparatorluk sarayindaki kadinlarin komplosuyla 218 yilinda Elagabalus 218 yilinda basa gecti Ardindan 222 yilinda hanedanin son uyesi Alexander Severus imparator oldu Severuslar doneminin son asamasinda senato az da olsa eski gucune kavusmus ve bir dizi mali reformlar yapilmisti Doguda Sasani Imparatorlugu na karsi ilk baslarda elde edilen basarilara karsin Alexander Severus un orduyu kontrol altinda tutmaktaki yetersizligi sonunda ayaklanmaya ve 235 yilinda suiakaste ugramasina neden oldu Alexander Severus un olumu art arda gelen asker imparatorlarin ve neredeyse yarim yuzyil suren ic savas ve cekismelerin onunu acti Ucuncu Yuzyil Krizi 235 284 Ucuncu Yuzyil Krizi 235 ile 284 yillari arasinda Roma Imparatorlugu nun parcalandigi ve yikilmanin esigine geldigi donem icin kullanilan bir isimlendirmedir Bu doneme askeri anarsi donemi de denir Augustus un MO 1 yuzyildaki ic savaslara son vermesinin ardindan imparatorluk sinirli sayida dis istilalarin yasandigi ic barisin ve ekonomik refahin hakim oldugu bir donem Pax Romana yasamisti Ancak ucuncu yuzyilda imparatorluk askeri siyasi ve ekonomik krizler yasayarak cokmeye basladi Surekli barbar akinlari ic savas ve hiperenflasyon vardi Sorunun bir bolumu Augustus un kurmus oldugu duzenden kaynaklaniyordu Augustus konumunu onemsiz gostermemek icin imparatorlarin veraseti ile ilgili kurallar koymamisti 1 ve 2 yuzyillarda veraset yuzunden cikan anlasmazliklar kisa sureli ic savaslara neden olmustu Fakat 3 yuzyilda bu ic savaslar surekli hale geldi ve imparator adaylarinin hicbiri rakiplerine ustunluk saglamayi ya da imparator olarak konumunu uzun sure muhafaza etmeyi basaramadi 235 ve 284 yillari arasinda 25 farkli imparator Roma yi yonetti Ikisi disinda bu imparatorlarin hepsi de ya suikaste kurban gitti ya da savas alaninda olduruldu Roma ordusu sinirlara yigilmisti bu yuzden istilacilar bir kere siniri gectikleri vakit onlari durdurmak mumkun degildi Vatandaslarin yerel yonetimlere istirakinin azalmasi imparatorlari mudahale etmeye zorladi ve bu da giderek merkezi hukumetin sorumluluklarini artirdi Bu donem Diocletianus un basa gecmesiyle sona erdi Diocletianus becerisiyle ya da sansiyla kriz doneminde yasanan derin sorunlarin buyuk bolumunu cozdu Ancak temel sorunlar devam edecek ve sonunda bati imparatorlugunun yikilmasina neden olacakti Bu donemdeki degisim Gec Antik Cag in baslangici ve Klasik Antikitenin de sonudur Diocletianus ve Tetrarsi 285 305 Imparatorlugun bati ve dogu imparatorluklari olarak ikiye ayrilmasi asamali bir surecti 285 in Temmuz ayinda Diocletianus rakibi Carinus u yendi ve tek basina imparator oldu Diocletianus ic baskilara ve iki cephedeki askeri tehditlere karsi imparatorlugun tek bir imparator tarafindan yonetilmesinin mumkun olmadigini gordu Bu nedenle imparatorlugu ikiye boldu ve Augustus unvaniyla hukum surecek esit iki imparator mevkii yaratti Diocletianus imparatorlugun dogusunun eski arkadasi Maximianus ise batinin imparatoru oldu Bu sekilde ileride Bati Roma ve Dogu Roma imparatorluklarina donusecek yapilari olusturmus oldu 293 yilinda her iki Augustusun da kendilerine idari meselelerde yardimci olmalari ve bir veraset sistemi olusturmak icin Sezar adiyla birer alt imparator atamalariyla imparatorluk biraz daha bolundu Galerius Diocletianus un altinda Constantius Chlorus da Maximianus un altinda Sezar oldular Bu yapi modern uzmanlarin tetrarsi Yunanca dortlu yonetim adini verdikleri yapiyi meydana getirdi Roma da yillarca en yetkili kisinin kim olacagi ile ilgili kanli tartismalar imparatorlar bariscil bir yolla basa gecmelerini saglayan bu yapiyla sona erdi Imparatorlugun iki yarisinda da her Sezar kendini secen Augustusun yerine gececek ve kendine yeni bir Sezar sececekti 1 Mayis 305 te Diocletianus ve Maximianus konumlarindan feragat ettiler Iki Sezar i da Galerius secti Kendisi icin yegeni Maximinus u Constantius icin ise Flavius Valerius Severus u secti Bu duzenleme Diocletianus ve Maximianus doneminde ve onlarin ardindan kisa bir sure isledi Roma devleti icindeki gerilimler eskisine gore daha az siddetliydi Roma Imparatorlugu nun Gerileyis ve Cokus Tarihi adli eserinde Edward Gibbon bu duzenlemenin dort yonetici arasindaki evlilik baglari nedeniyle iyi isledigini belirtir Gibbon yeni duzenlemeyi muzigin koro bolumune benzetir Diocletianus ve Maximianus un cekilmeleriyle armoni bozulmustur Atesli bir pagan olan Diocletianus baslangicta bir sure tolerans gosterdiyse de imparatorluk icinde sayilari surekli artan Hristiyanlar dan rahatsizdi Bu nedenle onlari Nero dan beri gorulmemis bir sekilde cezalandirdi Bu tarihte Hristiyanlar in maruz kaldigi en buyuk zulumlerden biriydi Konstantin Hanedani 305 363 Konstantin ve ogullari Tetrarsi 25 Temmuz 306 da Constantius Chlorus un olumuyle sona erdi Constantius un Eboracum daki askerleri ve oglu Konstantin i hic vakit kaybetmeden Augustus ilan ettiler 306 nin Agustos ayinda Galerius Severus u Augustus pozisyonuna atadi Roma da ise Maximianus un oglu Maxentius 28 Ekim 306 da Augustus ilan edildi Maxentius u prateor muhafizi desteklemisti Bu durumda imparatorlugun bes yoneticisi olmustu Dort Augustus Galerius Konstantin Severus ve Maxentius ve bir Sezar Maximinus 307 yilinda Maximianus oglu Maxentius un yaninda Augustus mevkine dondu Boylece imparatorlugun yonetici sayisi altiya cikmis oldu Galerius ve Severus Italya ya Maximianus ve Maxentius un uzerine sefere ciktilar Severus 16 Eylul 307 de Maxentius tarafindan olduruldu Italya daki iki Augustus Konstantin i Maximianus un kizi ve Maxentius un kizkardesi Fausta ile evlendirerek Konstantin ile ittifak kurdu 307 yili sonunda imparatorlukta dort Augustus Maximianus Galerius Konstantin ve Maxentius ve bir Sezar vardi 311 yilinda Galerius Hristiyanlara yonelik zulme resmen son verdi ve Konstantin 313 yilinda Hristiyanligi yasal hale getirdi Konstantin in olumunun ardindan imparatorluk uc oglu arasinda bolundu Bati en buyuk oglu II Constantinus ve en kucuk oglu Constans arasinda paylasildi Dogu ise Konstantinopolis de dahil olmak uzere II Constantius un oldu II Constantinus 340 yilinda en kucuk kardesi ile girdigi catismada oldu Constans ise ordunun Augustus ilan ettigi Magnentius ile girdigi catismada 18 Ocak 350 tarihinde olduruldu Magnentius a ilk muhalefet Roma da kendini Augustus ilan etmis olan Constans in baba tarafindan kuzeni Nepotianus tan geldi Nepotianus annesi Eutropia ile birlikte olduruldu Diger kuzeni yu Magnentius a karsi kendini Sezar ilan etmeye ikna etti Vetriano 350 yilinin 1 Mart indan 25 Aralik a kadar kisa bir sure basta kaldi Daha sonra mesru Augustus Constantius tarafindan cekilmeye zorlandi Mutegallibe Magnentius Constantius ile catisma halinde 353 yilina kadar batida hukum surmeye devam etti En son yenilgisinin ardindan intihar etti ve boylece Constantius yegane imparator konumuna geldi Ancak 360 yilinda Constantius un yonetimine yeniden muhalefet geldi Constantius baba tarafindan kuzeni ve uvey kardesi Julianus u 355 yilinda batinin Sezar i ilan etmisti Sonraki bes yil boyunca Julianus aralarinda Alamanlarin da bulundugu istilaci Germen kabilelere karsi bir dizi zafer kazanmisti Bu sayede Ren sinirini guvenlik altina almis ve muzaffer Galyali askerleri bosta kalmisti Constantius o sirada Pers hukumdari II Sapur a karsi basarisiz giden harekatinda ordusunu guclendirmek icin Julianus un askerlerinin doguya gonderilmesini emretti Bu emir uzerine Galyali askerler ayaklandi Julianus un Augustus ilan ettiler Gerek Constantius gerekse Julianus bir ic savasa hazir degildi Constantius un 3 Kasim 361 de olmesi bu savasin yasanmasini engelledi Julianus ve Jovianus 361 364 Julianus iki yil boyunca tek basina hukum surdu Yillar once Hristiyan olarak vaftiz edilmisti ancak kendini Hristiyan olarak gormuyordu Hukumdarligi doneminde amcasi ve uvey babasi Konstantin ve kuzenleri ve uvey kardesleri II Constantinus Constans ve II Constantius tarafindan paganliga getirilen kisitlamalar ve cezalandirmalar kaldirildi Aksine Hristiyanliga yonelik benzer kisitlamalar ve gayri resmi cezalandirmalar getirildi 362 yilinda pagan tapinaklari yeniden acildi ve tapinak mulkleri yeniden tesis edildi Onceden surgune gonderilmis olan Hristiyan piskoposlar geri cagrildi Geri gelen Ortodoks ve Ariuscu piskoposlar surtusmelerine kaldiklari yerden devam ettiler ve bu da kiliseyi busbutun zayiflatti Julianus un kendi geleneksel bir pagan degildi Kisisel inanclari buyuk olcude neoplatonizm ve antik Yunan ayinlerinden olusuyordu Rivayete gore Buyuk Iskender in reenkarnasyonu olduguna inaniyordu Inanclarini anlatan felsefe calismalari yapmisti Ancak kisa sureli paganizmi diriltme cabalari olumuyle sona ermistir Julianus II Sapur ile olan savasa devam etmistir Savasta olumcul bir yara almis ve 26 Haziran 363 gunu olmustur Gibbon in Roma Imparatorlugu nun Gerileyis ve Cokus Tarihi kitabina gore okla olumcul bir yara aldiktan sonra kampina goturulmus ve burada bir veda konusmasi yapmis ancak bu konusmada bir varis gostermeyi reddetmistir Ardindan generalleriyle ruhun dogasi uzerine tartismis ardindan bir bardak su istemis suyu ictikten kisa sure sonra da olmustur Doneminin pagan kaynaklari tarafindan bir kahraman Hristiyan kaynaklari tarafindansa hain olarak gosterilmistir Gibbon Julianus tan olumlu bahsetmistir Cagdas tarihciler kendini tartismali biri olarak gorur Julianus un hic cocugu yoktu ve bir varis de gostermemisti Subaylari biraz muglak bir subay olan Jovianus u imparator sectiler Perslere Trajan doneminde kazanilan topraklari birakan antlasmayla taninir Hristiyanlarin imtiyazlarini geri vermistir Hristiyan kabul edilmesine karsilik inanclari ile ilgili cok fazla sey bilinmemektedir 17 Subat 364 gunu olmustur Valentinianus Hanedani 364 392 Valentinianus ve Valens Yeni Augustus un secimi yine subaylara kaldi 28 Subat 364 gunu Pannoniali subay Valentinianus Bitinya da Nikaia da Augustus secildi Ancak ordu bir yil icinde iki kere lidersiz kalmisti bu yuzden subaylar Valentinianus tan bir es yonetici secmesini talep ettiler 28 Mart ta Valentinianus kucuk kardesi Valens i es yonetici olarak secti ve imparatorlugu Diocletianus un yaprigi sekilde boldu Valentinanus Bati Roma nin Valens ise Dogu Roma nin basina gecti Valens in secilmesi cok gecmeden tartismalara neden oldu Julianus un anne tarafindan Kilikyali bir kuzeni olan Procopius un Julianus un muhtemel varisi olacagi dusunulmus ancak hicbir zaman boyle bir belirleme yapilmamisti Jovianus un secilmesinden beri saklanmaktaydi 365 yilinda Valentinianus Paris te ve ardindan da Reims te Alamanlara karsi seferdeyken Procopius Konstantinopolis teki iki lejyonu rusvet yoluyla yanina alip Dogu Roma baskentinin kontrolunu ele gecirdi 28 Eylul de Augustus ilan edildi ve cok gecmeden Trakya ve Bitinya yi kontrolune aldi Iki muhalif Dogu Roma imparatorunun savasi Procopius un yenilgisine kadar surdu Valens Procopius u 27 Mayis 366 da idam ettirdi 4 Agustos 367 tarihinde Valentinianus ve Valens tarafindan ucuncu bir Augustus daha ilan edildi Valentinianus un sekiz yasindaki oglu Gratianus vekaleti guvence altina almak icin kagit ustunde es yonetici secildi 375 in Nisan ayinda Valentinianus Pannonia yi istila etmis olan Germen kabilelerin uzerine sefere cikti Tuna uzerine bugun Slovakya sinirlari icinde olan Komarno da elcilerle yapilan bir gorusmede Valentinianus ofkeli bir sekilde bagirirken kafasindaki damarlardan biri catladi ve 17 Kasim 375 te bu rahatsizliktan oturu oldu Gratianus o sirada henuz 16 yasinda oldugu ve imparator olmak icin hazir degildi Buna karsilik Pannonia daki askerler henuz uc yasinda olan kardesini II Valentinianus adiyla imparator ilan ettiler Gratianus bu karari kabu etti ve Bati Roma nin Galya bolumunun idaresini ustlendi Italya Illirya ve Afrika resmi olarak kardesi ve uvey annesi Justina tarafindan idare ediliyordu Ancak esas yetki yine de Gratianus un ayagindaydi Hadrianapolis Muharebesi 378 Bu sirada Dogu Roma Imparatorlugu da Germen kabilelerle sorunlar yasiyordu Bir dogu Germen kabilesi olan Teuringi Hun istilasindan kacmak icin topraklarini terk etmisti Liderleri Alavivus ve Fritigern ile Dogu Roma ya siginmislardi Valens onlari muttefik olarak 376 yilinda Tuna nin guneyine yerlesmelerine izin vermisti Ancak eyalet kumandanlariyla sorunlar yasayan kabile Romalilara karsi ayaklandi Sonraki iki yil boyunca catismalar devam etti Valens bizzat kendi 378 yilinda bir sefer duzenledi Gratianus amcasina Bati Roma ordusundan destek gonderdi Ancak sefer Romalilar acisindan felaketle sonuclandi Iki ordu Edirne yakinlarinda karsilasti Valens sayisal ustunlugunden oturu kendine cok guveniyordu Bazi subaylari Gratianus u beklemesini onerdiyse de digerleri Valens i hemen saldirmaya ikna ettiler 9 Agustos 378 de savas Romalilarin bozguna ugramasi ve Valens in olumuyle sonuclandi Tarihci Ammianus Marcellinus savasta Roma ordusunun ucte ikisinin yok oldugunu hesaplamistir Ordunun kalan ucte biri geri cekilmeyi basarmistir Savasin cok uzun vadeli sonuclari olmustur Kayiplarin icinde tecrubeli askerler ve degerli yoneticiler vardi Yerlerine gecebilecek cok fazla kimsenin olmamasi imparatorlukta liderlik sorunu dogurmustu Ayrica Roma ordusu asker toplamakta da zorlanmaya baslamisti Sonraki yuzyilda ordunun buyuk bolumu Germen parali askerlerinden olusacakti Bir diger sorun ise Valens in olumuyle Gratianus ve II Valentinianus un yegane iki Augustus olarak kalmis olmalariydi Bu durumda Gratianus fiilen tum imparatorluktan sorumlu hale gelmisti Ancak Gratianus Dogu Roma icin bir Augustus arayisina girmisti Eski bir seckin general olan un oglu Theodosius u secti Kont Theodosius bilinmeyen bir nedenle 375 te idam edilmisti Theodosius 19 Ocak 379 da Augustus ilan edildi Theodosius Hanedani 379 457 Batida huzursuzluk Gratianus Bati Roma yi bir sure basariyla yonettiyse de giderek kayitsizlasti Zamanla Frank generali ve piskopos Milanolu Ambrose nin kuklasi haline geldigi kabul edilir Gratianus Roma da geleneksel paganligi yasaklayarak ve Pontifex Maximus unvanindan feragat ederek Roma Senatosunun bir bolumunun destegini kaybetti Romali askerler arasinda da barbar kabul edilen kimselerle yakinligindan oturu popularitesini yitirdi Anlatilanlara gore kisisel hizmetleri icin Alanlari ise aliyor ve halk onune Iskit savascisi kiliginda cikiyordu Theodosius oldugunde Roma MS 395 Bu arada Gratianus II Valentinianus ve Theodosius a dorduncu bir Augustus daha katildi Theodosius buyuk oglu Arcadius u 383 un ocak ayinda Augustus ilan etti Arcadius bu sirada bes veya alti yasindaydi ve gercek anlamda bir yetkisi yoktu Yine diger uc Augustus tarafindan da es yonetici olarak tanindi Gratianus un azalan popularitesi yilin sonraki bolumlerinde dort Augustus icinde sorunlar yaratacakti Britanya da bulunan Ispanyol Kelt general Magnus Maximus 383 yilinda askerleri tarafindan Augustus ilan edildi ve Gratianus a karsi ayaklanip Galya yi isgal etti Gratianus Lutes ten Lugdunum a kacti ve burada 25 Agustos 383 te 25 yasinda olduruldu Iznik itikatini benimsemis olan Maximus dine aykiri dusuncelere karsi cezalar getirdi Bunun sonucunda Augustusun kilise uzerinde bir yetkisinin olmadigini savunan Papa Siricius ile arasi acildi Gratianus un olmunun ardindan Maximus o sirada on iki yasinda olan II Valentinianus ile mucadele etmek zorunda kaldi Ilk birkac yil Alpler iki rakip Bati Roma imparatoru arasinda sinirdi Maximus Britanya Galya Hispania ve Afrika yi kontrol ediyordu Maximus kendine baskent olarak Augusta Treverorum u Trier secmisti Maximus cok gecmeden resmen taninmak icin II Valentinianus ve Theodosius ile muzakerelere basladi 384 yilina gelindiginde muzakereler sonucsuz kalmisti Maximus yalnizca mesru bir imparatorun yapabilecegi bir seyi yapti ve cocuk yastaki oglu Flavius Victor u Augustus ilan etti O yilin sonunda imparatorlugun basinda bes Augustus II Valentinianus Theodosius Arcadius Magnus Maximus ve Flavius Victor vardi Theodosius 385 yilinda karisi Aelia Flaccilla nin olumunun ardindan II Valentinianus un kiz kardesi Galla ile evlendi ve boylece iki Augustus arasindaki iliskiler guclendi 386 yilinda Maximus ve Victor sonunda Theodosius tarafindan resmen tanindi Ancak Valentinianus ikisini de tanimadi 387 yilinda Maximus rakibinden kurtulmaya karar vererek Alpleri uzerinden Po vadisine geldi ve Milano yu dogrudan tehdit etmeye basladi Valentinianus ve annesi Selanik e kactilar ve burada Theodosius tan yardim istediler Theodosius 388 yilinda batiya sefere cikti ve Maximus u yendi Maximus 28 Temmuz 388 gunu Aquileia da yakalandi ve idam edildi Magister militum Falvius Victor u oldurmek uzere Trier e gonderildi Theodosius Valentinianus u yeniden basa getirerek kendini desteklemeye ve diger taht gaspcilarina karsi korumaya devam etti Imparatorlugun son kez bolunmesi Roma Imparatorlugu nun Dunya haritasi uzerindeki en genis sinirlari II Valentinianus 392 yilinda Viyana da olduruldu Arbogast Eugenius u imparator yapmayi planliyordu Ancak dogu imparatoru Theodosius Eugenius u imparator olarak tanimayi reddetti ve batiyi isgal ederek Arbogast ve Eugenius u Frigidus Savasinda yenilgiye ugratip oldurdu Boylece imparatorlugu kendi yonetimi altinda birlestirmis oldu Roma Imparatorlugu nun bolunmesinin nedenleri Parali askerlerin ayaklanmasi Valilerin ayaklanmasi Ekonomik sikintilar Savaslarin uzamasi Hristiyan halkin ayaklanmasi Kavimler gocunden gelen kavimlerin Roma savunmasini cokertmeleri Theodosius imparatorlugun tumunu yoneten son imparatordur 395 yilinda olumunun ardindan imparatorlugu ogullari Arcadius ve Honorius arasinda bolusturuldu Arcadius baskenti Konstantinopolis olmak uzere dogunun imparatoru Honorius da baskenti onceleri Milano sonradan ise Ravenna olan batinin imparatoru oldu Roma devleti besinci yuzyil boyunca farkli iktidar merkezlerinde iki farkli imparatora sahip olmaya devam etti Doguda Latince resmi yazismalarda Yunanca halk arasinda konusuluyordu Bu durum daha sonra degisecek ve Yunanca Dogu Roma Imparatorlugunun resmi dili olacaktir Iki imparatorluk siyasi olarak degilse de ismen kultur bakimindan ve tarihi bakimdan ayni devletti Theodosius un olumunun ardindan Bati ve Dogu Roma Imparatorluklari Bati Roma Imparatorlugu Dogu Roma ImparatorluguBati Roma Imparatorlugu 395 476 395 ten sonra Bati Roma nin basindakiler genellikle kukla imparatorlardi Cogu zaman imparatorlugun gercek yoneticileri magister militum ve patrici unvanlarini almis guclu askerlerdi 395 408 yillari arasinda Stilicho 411 421 yillari arasinda Constantius 433 454 yillari arasinda Aetius ve 457 472 yillari arasinda Ricimer Roma sehri 410 yilinda isyanci Vizigotlar tarafindan uc gun boyunca 455 yilinda da daha once gorulmemis bir sekilde Vandallar tarafindan on dort gun boyunca yagmalanmisti 474 yilinin Haziran ayinda Julius Nepos Bati Roma imparatoru oldu 475 yilinda magister militum ayaklandi ve oglu Romulus Augustus u Roma imparatoru yapti Nepos Dalmacya ya kacti Ote yandan Dogu Roma imparatoru Zeno kendini tanimadigi icin Romulus teknik olarak bir gaspciydi ve Nepos halen yasal olarak Bati Roma nin imparatoruydu Yine de Romulus Augustus son Bati Roma imparatoru olarak bilinir 476 yili genel olarak Bati Roma Imparatorlugu nun sona erdigi tarih olarak kabul edilir O yil Orestes hizmetindeki Germen parali askerlerinin Italya dan toprak edinme taleplerini reddetti Aralarinda Herulilerin de oldugu askerler ayaklandi Ayaklanmanin basinda Germen Krali Odoacer vardi Odoacer ve adamlari Orestes i yakalayip idam ettiler Birkac hafta icinde Ravenna ele gecirildi ve Romulus Augustus tahttan indirildi Odoacer cok gecmeden Italya nin geri kalan kismini da ele gecirdi Dogu Roma Imparatorlugu 395 1453 Bati Roma Imparatorlugu nun 5 yuzyilda yikilmasina karsilik daha zengin olan Dogu Roma Imparatorlugu ayakta kalmayi basardi ve 6 yuzyilda imparator I Justinianus yonetiminde Italya ve Illirya nin bir bolumunu Ostrogotlarin kuzey Afrika yi Vandallarin ve Hispania nin guneyini de Vizigotlarin elinden almayi basardi Guney Hispania nin isgali kisa sureli olduysa da kuzey Afrika bir yuzyil kadar Dogu Roma nin elinde kaldi 1453 yilinda Osmanli Imparatorlugu nun Konstantinopolis i Istanbul fethetmesiyle Dogu Roma Imparatorlugu yikildi Ayrica bakinizRoma Romulus ve Remus Latinler Italikler Latince Romalilar Antik Roma Antik Yunan Roma Yunanistani Roma Kralligi Roma Cumhuriyeti Kavimler Gocu Bati Roma Imparatorlugu Dogu Roma Imparatorlugu Roma imparatorlari listesi Pretoryanizm Roma tiyatrolari listesiIlgili filmlerBen Hur 1907 Fragman5 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ben Hur 1925 Fragman14 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ben Hur 1959 Fragman15 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Fall of the Roman Empire 1964 Fragman6 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gladyator 2000 Fragman15 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ben Hur Anime 2003 Fragman5 Kasim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ben Hur Film 2016 Kaynakca Davis Paul K 1999 100 decisive battles From ancient times to the present New York Oxford University Press s 63 ISBN 978 0195143669 OCLC 45102987 Birley E B A Note on the Title Gemina Journal of Roman Studies 18 ss s 56 60 Dis baglantilarAksit Oktay Roma Imparatorluk Tarihi Istanbul Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Yayinlari 1985 Cilt 1 MO 27 MS 192 yillari 1970 Cilt 2 MS 193 395 yillari Antik Suriye ve MezopotamyaSuriye Kuzey Mezopotamya Guney MezopotamyaMO y 3500 2350 Martu Subartu Sumer sehir devletleriMO y 2350 2200 Akad ImparatorluguMO y 2200 2100 GutilerMO y 2100 2000 Ucuncu Ur Hanedani Sumer Ronesansi MO y 2000 1800 Mari ve diger Amori sehir devletleri Asur Imparatorlugu Kuzey Asurlular Larsa ve diger Amori sehir devletleriMO y 1800 1600 Eski Hitit Kralligi Babil Imparatorlugu Guney Akadlilar MO y 1600 1400 Mitanni Hurriler Kassitler MO y 1400 1200 Yeni Hitit Kralligi Orta Asur ImparatorluguMO y 1200 1150 Bronz Cagi Cokusu Deniz Kavimleri AramilerMO y 1150 911 Fenike Gec Hititler Aramiler Orta Babil II Isin Kel da nilerMO 911 729 Yeni Asur ImparatorluguMO 729 609MO 626 539 Yeni Babil Imparatorlugu Keldaniler MO 539 331 Ahamenis Imparatorlugu Farslar MO 336 301 Makedon Imparatorlugu Antik Yunanistan ve Makedonlar MO 311 129 Seleukos ImparatorluguMO 129 63 Seleukos Imparatorlugu Part ImparatorluguMO 63 MS 243 Roma Imparatorlugu Bizans Imparatorlugu Suriye MS 243 636 Sasani Imparatorlugu Wikimedia Commons ta Roma Imparatorlugu ile ilgili coklu ortam belgeleri bulunur