Sonderweg (Almanca: [ˈzɔndɐˌveːk], "özel yol"), Almanca konuşulan toprakların veya Almanya'nın Avrupa'daki diğerlerinden farklı olarak aristokrasiden demokrasiye doğru bir yol izlediğini düşünen Alman tarihçiliğindeki teoriye atıfta bulunur.
Bu modern düşünce okulu, Nazi Almanyası'nın yükselişinin bir sonucu olarak II. Dünya Savaşı sırasında erken ortaya çıktı. Nazi Almanyası'nın Avrupa'da yarattığı yıkımın ölçeğinin bir sonucu olarak, Alman tarihinin Sonderweg teorisi, özellikle 1960'ların sonlarından bu yana, Almanya içinde ve dışında giderek artan bir taraftar kazandı. Özellikle, savunucuları, Almanya'nın yüzyıllar boyunca gelişme biçiminin, Nazi Almanyası çizgisinde bir sosyal ve politik düzenin evrimini fiilen sağladığını iddia ediyorlar. Onlara göre Alman zihniyeti, toplum yapısı ve kurumsal gelişmeler diğer Batılı milletlerden farklı bir seyir izlemiştir. Alman tarihçi Heinrich August Winkler, bir Sonderweg olup olmadığı sorusu hakkında şunları yazdı:
Uzun bir süre eğitimli Almanlar, önce özel bir Alman misyonunu yürütme iddiasındaydı, ardından Almanya'nın II. Dünya Savaşını kaybetmesinden sonra Almanya'nın Batı'dan sapmasını eleştirerek buna paralel hareket ettiler. Bugün olumsuz görüş hakim. Almanya, şu anda hakim olan görüşe göre, büyük Avrupa uluslarından 'benzersiz bir Alman yolu'ndan bahsetmeyi haklı çıkaracak ölçüde farklı değildi. Ve her halükarda, dünyadaki hiçbir ülke 'normal yol' olarak tanımlanabilecek yolu izlemedi.
19. yüzyıl
Sonderweg terimi ilk olarak imparatorluk döneminde 19. yüzyılın sonlarından başlayarak Alman muhafazakarlar tarafından sıkça kullanılmış bir terimdir. Onlara göre Alman devleti otoriter bir devlet olarak ayırt edici özelliği vardı; sosyal reformları tesis etmede inisiyatif almakta ve "aşağıdan gelen" taleplerin baskısını beklemeden bunları dayatan yapısıyla "Altın Ortalama"yı yakalamış bir devlet olarak Almanya fark yol izlemişti. Muhafazakarlara göre bu gurur duyulması gereken bir olguydu.
Bu tür bir otoriterlik, hem İmparatorluk Rusya'sının otokrasisinden hem de İngiltere ve Fransa'nın zayıf, yozlaşmış ve etkisiz demokratik hükümetleri olarak gördükleri şeylerden kaçınmalarını sağlıyordu. Almanya'nın ne Batı ne de Doğu Avrupa'ya ait olmadığını büyük bir Orta Avrupa gücü olduğu fikri, 1945'e kadar sağcı Alman düşüncesinin yinelenen bir özelliği olacaktı.
Bielefeld Okulu'ndan tarihçi Hans-Ulrich Wehler, Almanya'nın felakete giden yolunun kökenlerini, 1860 ve 1870'li yıllara dayandırıyor. Bu yıllarda Almanya ekonomik modernleşmenin gerçekleştiği ancak siyasi modernleşme gerçekleşmediği bir yerdi. Bu dönemde eski Prusya kırsal seçkinleri; ordunun, diplomasinin ve kamu hizmetini tamimiyle kontrol ediyordu.
Geleneksel, aristokratik ve modern öncesi toplum; ortaya çıkan kapitalist, burjuva ve modernleşmekte olan bir toplumla mücadele etti. Sanayide, ekonomide ve kültürel alanda modernleştirici güçlerin önemini kabul eden Wehler, gerici gelenekçiliğin Almanya'daki siyasi iktidar hiyerarşisinin yanı sıra sosyal zihniyetler ve sınıf ilişkilerine (Klassenhabitus) hakim olduğunu savunuyor.
20. yüzyıl
II. Dünya Savaşı sırasında
Nazi Almanyası'nın Mart 1939'da Çekoslovakya'yı işgali ve Eylül 1939'da Polonya'yı işgali (ikinci işgal, Fransa ve İngiltere'yi hemen İkinci Dünya Savaşı'na çekti) Nazi Almanyası fenomenini açıklama dürtüsünü tetikledi. 1940 yılında Britanya'da yaşayan bir Alman göçmen olan Sebastian Haffner, Nazi Almanyası'nı yaratanın kendine özgü kişiliğinin gücüyle yalnızca Adolf Hitler olduğunu iddia ettiği "Almanya: Jekyll ve Hyde"ı yayınladı. 1941'de İngiliz diplomat Robert Vansittart, Nazizmin yalnızca Almanlara özgü saldırganlık ve vahşet özelliklerine sahip olduğunu ve hep var ola gelen Alman şiddetinin yalnızca en son tezahürü olduğunu iddia ettiği "Kara Kayıt: Almanların Geçmişi ve Bugünü" yayınladı. Vansittart'ın tezine benzer diğer kitaplar Rohan Butler'ın "Nasyonal Sosyalizmin Kökleri" (1941) ve William Montgomery McGovern'ın "Luther'den Hitler'e: Nazi-Faşist Felsefe Tarihi" (1946) idi.
Erken savaş sonrası dönem
Almanya'nın 1945'te II. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinden sonra, Sonderweg terimi 19. yüzyıldan itibaren olumlu çağrışımlarını yitirmiş ve bugünkü olumsuz anlamını kazanmıştır. Nazi Almanyası'nın yükselişi ve düşüşünün bu Alman tarihçi Meinecke'nin 1946 tarihli kitabına verdiği adla "Alman felaketinin" kökenleri hakkında pek çok tartışma vardı. O zamandan beri akademisyenler, Alman demokrasisinin Weimar Cumhuriyeti sırasında neden başarısız olduğunu ve hangi faktörlerin Nazizmin yükselişine yol açtığını araştırmak için entelektüel, politik, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihteki gelişmeleri incelediler. 1960'larda birçok tarihçi, Almanya'nın 19. yüzyılda sağlam demokratik kurumlar geliştirmedeki başarısızlığının, 20. yüzyılda Weimar Cumhuriyeti'nin başarısızlığında belirleyici olduğu sonucuna vardı.
Amerikalı William L. Shirer gibi gazeteciler tarafından yankılanan Léon Poliakov, A. J. P. Taylor ve Sir Lewis Bernstein Namier gibi tarihçiler, benzersiz kusurları yansıtan Nazizm'i Alman tarihinin (daha önce değilse de Martin Luther günlerine kadar uzanan "Alman ulusal karakteri" içinde) kaçınılmaz sonucu olarak tasvir ettiler. Yazarlar, Martin Luther'in Yahudi karşıtı polemiklerini örnek olarak gösterdiler.
1944'teki Raleigh Tarih Dersi sırasında Namier, 1848 Devrimleri'ndeki Alman liberallerinin "gerçekte Hitler'in öncüleri" olduğunu, Polonyalılar ve Çekler hakkındaki görüşleri 1938-39'daki büyük uluslararası krizlerin habercisi olduğunu belirtti. Namier'e göre devrim "Alman zihniyetinin bir mihenk taşı ve Doğu Avrupa siyasetinde belirleyici bir unsurdu"; 1848 devrimi "saldırgan milliyetçiliğin, özellikle Alman milliyetçiliğinin erken tezahürleri olarak tanımladı ve ona göre bu, Bismarck, "Prusyacılık" ve Alman milliyetçiliğinden ziyade çokça övülen Frankfurt Meclisinden kaynaklanıyordu.
Taylor, 1945 tarihli "Alman Tarihinin Seyri" adlı kitabında, Nazi rejiminin "Alman halkının en derin isteklerini temsil ettiğini" ve Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Fransa ve Avusturya, Alman Konfederasyonunun Avusturya ve Prusya, Weimar Cumhuriyetinin İtilaf Devletleri tarafından kurulduğu hesaba katılırsa Nazi rejiminin Almanlar tarafından oluşturulan ilk ve tek Alman hükûmeti olduğunu yazdı. Taylor, "Üçüncü Reich yalnızca Alman gücüne ve dürtüsüne dayanıyordu; yabancı güçlere hiçbir borcu yoktu. Bu, Alman halkına kendi başlarına dayatılan bir tiranlıktı" dedi. Taylor, Nazizmin kaçınılmaz olduğunu savundu çünkü Almanlar, 1918'den sonra "Doğu Avrupa halklarıyla onlara dayatılan eşitliği reddetmek" istiyordu. Taylor şunları yazdı: Önceki seksen yıl boyunca Almanlar tüm özgürlüklerini Reich için feda etmişti; ödül olarak başkalarının köleleştirilmesini talep ettiler. Hiçbir Alman, Çekleri veya Polonyalıları eşit olarak kabul etmedi. Bu nedenle her Alman, yalnızca topyekun savaşın sağlayabileceği başarıyı arzuluyordu. Reich başka hiçbir şekilde bir arada tutulamazdı.
Amerikalı tarihçi Peter Viereck, 1949 tarihli "Muhafazakarlığa Yeniden Bakış: İsyana Karşı İsyan 1815–1949" adlı kitabında şunları yazdı:
19. yüzyıl Almanyası'nın Metternich karşıtı milliyetçiliğini ve ırkçılığını Nazi sonuçlarına göre yargılamak tarih dışı mı olur? Bu sonuçlar mantıklı bir sonuç muydu yoksa milliyetçiliğin suçlanmaması gereken modern bir kaza mıydı? Pek çok tarihçinin hala büyük liberaller olarak gördüğü 1806-1848'in ilk isyancıları hakkında bu kadar çok şey okumak, yanılgıdan sonra bilgelik örneği mi? Metternich'in en azılı düşmanları olan ve şimdi 1848'de çok öne çıkan liberal üniversite profesörleri, genellikle ders kitaplarımızda resmedilen belirsiz idealistlerden uzaktı. Bismarck, kendi bakış açısına göre, onların Realpolitik'ten yoksun olmalarıyla alay ederken hata yaptı. Çoğunluk, Bismarck'ın sandığından daha fazla Bismarckçıydı. Daha sonra birçok liberal, yeni Ulusal Liberal Parti ile birlikte Bismarck'ın önde gelen propagandacıları oldu. Sadece birkaç onurlu kişi ona ve onun muzaffer savaşlarını takip eden militarist başarı tapınmasına karşı çıkmaya devam etti.
Shirer, 1960 tarihli "Üçüncü Reich'ın Yükselişi ve Düşüşü" adlı kitabında, Alman tarihinin mantıksal olarak "Luther'den Hitler'e" ilerlediği görüşünü savundu ve Hitler'in iktidara yükselişini uluslararası totalitarizm fenomeninden ziyade Alman karakterinin bir ifadesi olarak gördü. Shirer, "Alman tarihinin gidişatının, dünyevi yöneticilere körü körüne itaati Cermen insanının en yüksek erdemi haline getirdiğini ve köleliğe prim verdiğini" belirterek özetledi.
Fransız tarihçi Edmond Vermeil, 1952 tarihli L'Allemagne contemporaine ("Çağdaş Almanya") adlı kitabında, Nazi Almanyası'nın "Alman geleneğinin uç noktalarında ortaya çıkan tamamen tesadüfi bir olay" olmadığını yazdı. Bunun yerine Vermeil, Alman milliyetçiliğinin yalnızca Bismarck tarafından dizginlenmiş olan özellikle saldırgan bir karaktere sahip olduğunu iddia etti. Bismarck'ın 1890'da ayrılmasından sonra Vermeil şöyle yazmıştı: "II. Wilhelm yönetiminin düşüşünden sonra, tüm engelleri yıkan ve zayıf bir hükümetin pençesinden kaçan bu milliyetçilik, sahip olduğumuz bir ruh halini ve genel bir durumu doğurdu. Aksi takdirde, anlık zaferleri ve korkunç çöküşüyle Nazizm anlaşılmaz kalacaktır". Vermeil, Almanya'nın "amansız teknik disiplininin ruhunu her zaman ebedi romantizminin doğurduğu gelecek vizyonlarının hizmetine sunarak" ayrı bir yolda kalacağı sonucuna vardı.
Poliakov, Holokost'u tüm Almanlar desteklemese bile "halkın iradesi tarafından zımnen kabul edildiğini" yazdı.
Buna karşılık, Friedrich Meinecke, Hans Rothfels ve Gerhard Ritter gibi Alman tarihçiler ve Pieter Geyl gibi birkaç Alman olmayan tarihçi, Nazi döneminin Alman tarihinin daha önceki dönemleriyle hiçbir ilişkisi olmadığını ve Alman geleneklerinin Nazi hareketinin totaliterliği ile keskin bir farklılık içinde olduğunu iddia etti. Meinecke, Nazizm'i 1946 tarihli Die Deutsche Katastrophe ("Alman Felaketi") adlı kitabında tarihin özellikle talihsiz bir Betriebsunfall ("iş kazası") olarak tanımlamıştır. Ritter ve Rothfels, Meinecke'nin aşırı savunmacı üslubu olarak gördüklerine karşı çıksalar da, entelektüel mirasçıları Klaus Hildebrand, Karl Dietrich Bracher ve Henry Ashby Turner'a katılarak, Nazi diktatörlüğünün köklerinin Alman geçmişine dayansa da tarihsel bağlantının Weimar yıllarında yapılan bireysel seçimler olduğunu iddia ediyorlar. Bracher, Alman tarihinin Sonderweg yorumuna karşı çıksa da, 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan özel bir Alman zihniyetine (Sonderbewusstsein) inanıyor. Bracher şunu yazdı:
Alman "Sonderweg"i Üçüncü Reich dönemiyle sınırlandırılmalı, ancak Fransız Devrimi'ne muhalefetiyle birlikte ortaya çıkan ve 1870 ve 1918'den sonra güçlenen özel Alman zihniyetinin (Sonderbewusstsein) gücü vurgulanmalıdır. Demokrasiden diktatörlüğe giden yol belirli bir Alman örneği değildi, ancak Nasyonal Sosyalist diktatörlüğün radikal doğası, 1933-1945'te siyasi ve totaliter bir gerçeklik haline gelen Alman ideolojisinin gücüne karşılık geliyordu.
1983 tarihli bir konuşmasında Hildebrand, bir Sonderweg'in varlığını reddetti ve Sonderweg'in yalnızca Nazi diktatörlüğünün "özel durumuna" uygulandığını iddia etti. 1984 tarihli bir makalesinde Hildebrand daha da ileri gitti ve şunları yazdı:
Gelecekteki bilim adamlarının, örneğin onu Stalinist Rusya ve Kamboçya'nın Taş Devri Komünizmi gibi örneklerle karşılaştırarak, Hitler dönemini tarihselleştirme sürecini başlatıp başlatmayacağını göreceğiz. Buna şüphesiz korkunç bilimsel içgörüler ve acı verici insan deneyimleri eşlik edecektir. Her iki fenomen de, korkunç bir şekilde, 1933 ile 1945 arasındaki Alman Sonderweg kavramını göreceli hale getirebilirdi.
Yanıt olarak Heinrich August Winkler, 1933'ten önce bir Sonderweg olduğunu ve Almanya'nın Aydınlanma'dan derinden etkilenen bir ülke olduğunu, bunun da Hitler ile Pol Pot ve Stalin arasında hiçbir karşılaştırma noktası olmadığı anlamına geldiğini savundu.
1960'ların ortalarından beri
1960'lardan başlayarak, Fritz Fischer ve Hans-Ulrich Wehler gibi tarihçiler, Fransa ve İngiltere'den farklı olarak, Almanya'nın yalnızca "kısmi modernleşme" yaşadığını ve Fischer'e göre sanayileşmenin ardından siyasi ve sosyal alanlardaki değişikliklerin gelmediğini savundu. Örneğin Wehler'e göre Almanya "modern öncesi" bir aristokrat seçkin tarafından yönetilmeye devam etmesinin bunun gerçek kanıtlarından bir tanesi olduğunu savundu. Sonderweg tezinin savunucularının görüşüne göre, can alıcı dönüm noktası, Alman liberallerinin iktidarı ele geçiremedikleri ve sonuç olarak ya göç ettikleri ya da gerici bir seçkinler tarafından yönetilmeye ve çocuklarına itaati, militarizmin yüceltilmesini ve çok karmaşık bir Alman kültürü kavramıyla gurur duymayı öğretilen bir toplumda yaşamayı tercih ettikleri 1848 Devrimi idi. Alman İmparatorluğu'nun ikinci yarısında, yaklaşık 1890'dan 1918'e kadar, bu gururun kibre dönüştüğünü ileri sürdüler. 1950'den beri Fischer, Wehler ve Hans Mommsen gibi tarihçiler, otoriter değerleri teşvik etmekle suçlanan 1870'ten 1945'e kadar Alman seçkinlerine karşı sert bir suçlamada bulundular; Birinci Dünya Savaşı'nı başlatmaktan tek başına sorumlu olmak; demokratik Weimar Cumhuriyeti'ni sabote etmek; ve Nazi diktatörlüğüne iç baskı, savaş ve soykırımda yardım ve yataklık etmek. Wehler, Fischer ve destekçilerinin görüşüne göre, yalnızca 1945'teki Alman yenilgisi, geleneksel Alman otoriterliğine ve onun daha radikal bir çeşidi olan Nasyonal Sosyalizme yol açan ve sonra onu sürdüren "modern öncesi" toplumsal yapıya son verdi. Wehler, geleneksel iktidar seçkinlerinin 1945'e kadar gücü sürdürmedeki etkilerinin "ve birçok açıdan bunun da ötesinde" şu biçimleri aldığını iddia etti:
otoriter siyaset eğilimi; eğitim ve parti sisteminde demokrasiye karşı bir düşmanlık; endüstri öncesi liderlik gruplarının, değerlerinin ve fikirlerinin etkisi; Alman devlet ideolojisinin azmi; bürokrasi miti; kast eğilimlerinin ve sınıf ayrımlarının üst üste binmesi; ve siyasi antisemitizmin manipülasyonu.
Sonderweg tezinin bir başka versiyonu, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1950'lerden 1960'lara kadar, Fritz Stern ve George Mosse gibi tarihçilerin 19. yüzyıl Almanya'sındaki fikirleri ve kültürü, özellikle de şiddetli anti-Semitik Völkisch Hareketini incelediklerinde ortaya çıktı. Mosse ve Stern, Almanya'daki entelektüel ve kültürel seçkinlerin büyük ölçüde modernliği ve bununla birlikte Yahudiler gibi moderniteyle özdeşleştirdikleri grupları bilinçli olarak reddetmeyi seçtikleri ve Weltanschauung'larının (dünya görüşü) temeli olarak anti-Semitizmi benimsedikleri sonucuna vardılar. Bununla birlikte, son yıllarda Stern vardığı sonuçtan vazgeçti ve şimdi, völkisch hareketinin görüşlerini İmparatorluk Almanya'sında yalnızca "karanlık bir gizli akım" olarak kabul ederek Sonderweg tezine karşı çıkıyor.
1990'da Jürgen Kocka, Sonderweg'in teorileri hakkında şunları yazdı:
Yine de, aynı zamanda, araştırmalar Üçüncü Reich'ın daha derin köklerini ortaya çıkarmak için on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllara geri döndü. İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri veya kısaca "Batı" ile karşılaştırmalar yaparak, Almanya tarihinin özelliklerini, bu yapıları ve süreçleri, doğrudan Nasyonal Sosyalizme yol açmamış olsalar da Almanya'da liberal demokrasinin uzun vadeli gelişimini engelleyen ve sonunda faşizmin zaferini kolaylaştıran deneyimleri, yapıları, süreçleri ve dönüm noktalarını belirlemeye çalıştılar.
Pek çok yazar, genellikle Sonderweg kelimesini fiilen kullanmadan, bu argümanın detaylandırılmasına çeşitli katkılarda bulunmuştur.
Örneğin Helmuth Plessner, yukarıdan bir ulus-devletin gecikerek yaratılması anlamında kullandığı "gecikmiş ulus"tan (die verspätete Nation) söz etti. Diğer tarihçiler, milliyetçiliğin İkinci İmparatorluk döneminde özellikle saldırgan, yıkıcı bir rol oynadığını iddia ettiler. Ernst Fraenkel, genç Karl Dietrich Bracher, Gerhard A. Ritter, M. Rainer Lepsius ve diğerleri, İmparatorluğun hükümet sistemindeki güçlü uzun vadeli zayıflıkları tespit ettiler: parlamentarizmin bloke edilmiş gelişimi, kendi kendine yeten bloklara benzeyen ciddi şekilde parçalanmış partiler sistemi ve daha sonra Weimar'a yük olan ve onun çöküşüne katkıda bulunan diğer faktörler. Leonard Krieger, Fritz Stern, George Mosse ve Kurt Sontheimer, daha sonra Nasyonal Sosyalist fikirlerin üzerine inşa edilebileceği Alman siyasi kültüründeki liberal olmayan, çoğulculuk karşıtı unsurları vurguladılar.
Hans Rosenberg ve diğerleri, sanayi öncesi elitlerin, özellikle Elbe'nin doğusunda yer alan toprak sahiplerinin (Junker), üst düzey memurların ve subay birliklerinin 20. yüzyıla kadar büyük güç ve nüfuz sahibi olduklarını savundu. Uzun vadede demokratikleşme ve parlamentarizm önünde bir engel teşkil ettiler. Heinrich August Winkler'in gösterdiği gibi, tarımsal çıkarların Weimar Cumhuriyeti'nin çöküşünde zararlı rol oynamıştır. Almanya'nın Prusya hegemonyası altında "kan ve demir" yoluyla birleşmesi, ayrıcalık ve özerkliğe yönelik statü odaklı iddialarıyla subay birliklerinin siyasi etkisini ve toplumsal ağırlığını genişletti. Eski seçkinlerle birlikte, küçük burjuvazinin otoriter bakış açısını ve proleter karşıtı iddialarını ve ayrıca "yedek subay" kurumu gibi orta sınıf siyasi kültürünün militarist unsurlarını içeren geleneksel ve endüstri öncesi norm, düşünce biçimi ve yaşam tarzı da hayatta kaldı.
Liberal Max Weber, kendi şartlarıyla iktidar için çabalamak veya belirgin bir orta sınıf kültürü geliştirmek yerine, hem asilzadenin siyasette orantısız temsilini hem de aristokratik normları ve uygulamaları kabul ediyor gibi görünen üst burjuvazinin "feodalleşmesini" eleştirdi. Aşağıdan başarılı bir devrim deneyiminden yoksun, bürokratik olarak yukarıdan yönetilen uzun bir reform geleneğinde eğitim görmüş ve büyüyen bir işçi hareketi tarafından meydan okunan Alman burjuvazisi, nispeten zayıf ve (Batı ile karşılaştırıldığında) neredeyse "burjuva" gibi görünmüyordu.
Sonderweg teorisinin bir başka varyantı, İmparatorluk ve Weimar dönemlerindeki muhafazakar tarihçilerin iddialarını yineleyen, Alman tarihinin anahtarının coğrafya olduğunu savunan Michael Stürmer tarafından sağlanmıştır. Stürmer, Almanya'nın Orta Avrupa'nın kalbindeki istikrarsız coğrafi durumu olarak gördüğü durumun, birbirini izleyen Alman hükûmetlerine otoriterizmle uğraşmaktan başka seçenek bırakmadığını iddia ediyor. Stürmer'in görüşleri çok tartışmalıydı ve 1980'lerin ortalarındaki kötü şöhretli Historikerstreit'in ("Tarihçiler Kavgası") ana konularından biri haline gelecekti. Stürmer'in önde gelen eleştirmenlerinden biri olan ve kendisi de Sonderweg'in tarih görüşünün bir savunucusu olan Jürgen Kocka, "Coğrafya kader değildir" diyerek Sonderweg'in nedenlerinin bunun yerine siyasi ve kültürel olduğunu öne sürdü. Kocka, Stürmer'e karşı hem İsviçre hem de Polonya'nın da "ortadaki topraklar" olduğunu, ancak hiçbir ülkenin Almanya ile aynı otoriter yöne gitmediğini yazdı.
Soykırım üzerine alt tartışmalar
1992 tarihli "Sıradan Adamlar" adlı kitabında Christopher Browning, Nazi dönemindeki Almanların, yüzyıllardır Alman kültürünün (özellikle şiddetli anti-Semitizm) tarafından motive edildiği teorisine karşı çıktı. Holokost'un toplu baskınlar aşamasında (ölüm kamplarından önce) Yahudileri doğrudan öldüren özel polis taburu birliklerini inceleyen Browning, tipik orta sınıf işçilerinin anti-Semitizmle iç içe olmadığı, akran baskısı ve beyin yıkama yoluyla katil oldukları sonucuna vardı.
Sonderweg hakkındaki tartışma, Amerikalı bilim adamı Daniel Goldhagen tarafından 1996 tarihinde yayımlanan "Hitler'in İstekli Cellatları" ile tekrardan alevlendi. Goldhagen; Alman toplumunun, siyasetinin ve 1945'e kadar yaşamın, Yahudilerin öldürülmesini mümkün olan en yüksek ulusal değer olarak kabul eden aşırı anti-Semitizm'in benzersiz bir versiyonuyla karakterize edildiğini söyleyerek karşı çıktı. Yehuda Bauer gibi eleştirmenler ise Goldhagen'in en son araştırmaları görmezden geldiği ve hem Almanya'da hem de diğer ülkelerdeki diğer gelişmeleri görmezden geldiği yanıtını verdi. Ruth Bettina Birn, Goldhagen'in "tezinin kanıtları sunuşunu dikte etmesine izin verdiğini" iddia ediyor. Bununla birlikte, Goldhagen'in genellikle bir Alman "kolektif suçu" sorunu üzerine tartışmayı yeniden canlandırmayı ve Almanya'da birçok Alman'ı Holokost'un mirasıyla yüzleşmeye ve onun mirası hakkında canlı ve verimli bir tartışmayı gündeme getirmeyi başardığı kabul edilir.
Pan-Avrupa Eleştirisi
Son on yıllarda, Alman tarihçiliği milliyetçilikten pan-Avrupalı bir bakış açısına kaydı. En yeni akademisyenler, Alman "Sonderweg" veya Fransız "singularité française" modelleriyle örneklenen eski ayrı ulusal yollar kavramını reddediyor.
Sonderweg tezinin önde gelen eleştirmenleri, 1984 tarihli Alman Tarihinin Tuhaflıkları adlı kitaplarında tartışan iki İngiliz Marksist tarihçi Geoff Eley ve David Blackbourn olmuştur. sosyal ve politik değişimin normal seyrinin olmadığını; 19. yüzyılda Fransa ve İngiltere'nin deneyiminin Avrupa için norm olmadığını; ve liberal Alman orta sınıfı ulusal siyasi düzeyde güçsüz bırakılsa bile, yine de 19. yüzyıl Almanya'sının sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamına hakim oldu. Alman toplumsal yaşamının burjuvalaşması, Eley ve Blackbourn'a göre aristokratik değerlerin Almanya'ya göre daha belirgin bir şekilde damgasını vurduğu Britanya ve Fransa'dakinden daha fazlaydı. Sonderweg kavramının tamamını, "on dokuzuncu yüzyıl ile 1930'lar arasında abartılı bir doğrusal sürekliliğe" yol açan "idealist analiz ve kaba materyalizmin tuhaf bir karışımı" tarafından desteklenen kusurlu bir yapı olarak reddettiler.
Sonderweg tezinin önde gelen eleştirmenleri, 1984 tarihli "Alman Tarihinin Tuhaflıkları" adlı kitaplarında (ilk olarak 1980'de Almanca olarak Mythen deutscher Geschichtsschreibung: Die gescheiterte bürgerliche Revolution von 1848 olarak yayınlandı) toplumsal ve siyasi değişimin normal bir seyri olmadığını savunan iki İngiliz Marksist tarihçi Geoff Eley ve David Blackbourn olmuştur. Blackbourn ve Eley, 19. yüzyılda Fransa ve İngiltere'nin deneyiminin Avrupa için norm olmadığını; ve liberal Alman orta sınıfı ulusal siyasi düzeyde güçsüz bırakılsa bile, yine de 19. yüzyıl Almanya'sının sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamına hakim olduğunu savundular. Alman toplumsal yaşamının burjuvalaşması, Eley ve Blackbourn'a göre aristokratik değerlerin Almanya'ya göre daha belirgin bir şekilde damgasını vurduğu Britanya ve Fransa'dakinden daha fazlaydı. Sonderweg kavramını, "on dokuzuncu yüzyıl ile 1930'lar arasında abartılı bir doğrusal sürekliliğe" yol açan "idealist analiz ve kaba materyalizmin tuhaf bir karışımı" tarafından desteklenen kusurlu bir yapı olarak tasvir eden düşünceleri reddettiler. Otto Pflanze, Wehler'in "Bonapartizm", "sosyal emperyalizm", "negatif bütünleşme" ve Sammlungspolitik gibi terimleri kullanmasının yalnızca buluşsal araçların ötesine geçtiğini ve bunun yerine bir tarihsel kurgu biçimi haline geldiğini iddia etti.
Alman muhafazakar tarihçi Thomas Nipperdey, 1975 tarihli bir kitap incelemesinde, Wehler'in Alman seçkinlerini olduğundan daha birleşik bir yapı olarak sunduğunu, 19. yüzyıl Almananyasında yukarıdan gelen güçlere çok fazla odaklandığını ve aşağıdan gelen güçlere ise yeterince odaklanmadığını savundu. Wehler'in imparatorluğun göreli istikrarı hakkında herhangi bir açıklama yapmaksızın, Almanya'nın düzen ve istikrar güçleri ile demokrasi güçleri arasında çok keskin bir karşıtlık olarak sunduğunu iddia eden Nipperdey'in görüşüne göre, Wehler'in 1918'den önce otoriterliğin güçleri çok güçlü ve demokrasininkiler çok zayıf olduğu düşüncesinin Weimar Cumhuriyeti'nin nasıl oluştuğunu açıklamamakladır. Nipperdey incelemesini, İmparatorluk döneminin uygun bir tarihinin ancak Alman tarihini karşılaştırmalı bir Avrupa ve Atlantik ötesi perspektife yerleştirerek yazılabileceği ve bu da "büyük büyükbabalarımızla mücadeleye olan saplantımızın" sona ermesine izin verebileceği sonucuna vardı.
Jürgen Kocka ve Wolfgang Mommsen gibi birçok bilim insanı Eley ve Blackbourn'un vardığı sonuçlara itiraz etti. Özellikle Kocka, Sonderweg tezinin Nazi hareketinin yükselişinin nedenlerini açıklamasa da demokratik Weimar Cumhuriyeti'nin başarısızlığını açıkladığını savundu. Bu, Sonderweg konusunun (sıkça karşılaşılan bir tür olsa da) bireysel bir gelişimle sınırlı olduğunu gerektiriyor gibi görünüyor.
Detlev Peukert, 1987 tarihli etkili çalışmasında "Weimar Cumhuriyeti: Klasik Modernitenin Krizi" adlı çalışmasında, Almanya'nın deneyiminin, tüm modernleşmekte olan ülkelerde ortak olan sosyo-politik olayları içeren bir kriz olduğunu ileri sürdü.
Tarihçi David Nirenberg, 2014 tarihli "Yahudi Karşıtlığı: Batı Geleneği" adlı çalışmasında, Yahudi nefreti ve ikame koşullarının diğer tüm Avrupa ülkelerinde de bulunduğunu ve köklerinin Greko-Romen antik çağda ve imparatorluk Hristiyanlığında olduğunu savunuyor.
1806 öncesi Alman tarihi
Schubert, bazı durumlarda Kutsal Roma İmparatorluğu tarihi ile özdeşlesitirlen Sonderweg ile 18. yüzyılın sonlarında Romantizm ve Almanya'nın Fransız işgali altındaki Napolyon Savaşları ile pekiştirilen Alman kimliğinin karıştırılmaması gerektiğini belirtir.
Kaynakça
- ^ Schönpflug, Daniel (1 Aralık 2004). . academic.oup.com. French History. ss. 446-462. doi:10.1093/fh/18.4.446. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ Kocka, Jurgen (1988). "German History before Hitler: The Debate about the German Sonderweg". Journal of Contemporary History. 23 (1): 3-16. ISSN 0022-0094.
- ^ a b ""The" Sonderweg: Germany's four special paths to modern statehood". 18 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ "Sonderweg Historiographical Examination". 2 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Anderson, Margaret Lavinia (5 Eylül 2018). "Ein Demokratiedefizit?: Das Deutsche Kaiserreich in vergleichender Perspektive". Geschichte und Gesellschaft (Almanca). 44 (3): 367-398. doi:10.13109/gege.2018.44.3.367. ISSN 0340-613X. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ Genton, François (30 Kasım 2010). "Penser les transitions démocratiques en Allemagne après 1945". ILCEA. Revue de l’Institut des langues et cultures d'Europe, Amérique, Afrique, Asie et Australie (Fransızca) (13). doi:10.4000/ilcea.876. ISSN 1639-6073. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ Saritaş, İbrahim (23 Mart 2022). "Yıkımdan Mutlak Savaşa Bir Sonderweg: Carl Schmitt'in Politik Teolojisi". Liberal Düşünce Dergisi (105): 83-106. doi:10.36484/liberal.1067713. ISSN 1300-8781.
- ^ Kocka, Jurgen (1988). "German History before Hitler: The Debate about the German Sonderweg" (PDF). Journal of Contemporary History, Vol. 23, No. 1, ss. 3-16. Sage Publications, Ltd. 3 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Kocka, Jürgen (2018). "Looking Back on the Sonderweg". Central European History. 51 (1): 137-142. doi:10.1017/S0008938918000183. ISSN 1569-1616. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ Minnerup, Günter (1 Ocak 1996). "The German sonderweg revisited: "Stunde null" and reunification". Debatte: Journal of Contemporary Central and Eastern Europe. 4 (2): 64-77. doi:10.1080/09651569608454540. ISSN 0965-156X.
- ^ "Sonderweg" (PDF). 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Kunter, Katharina (1 Ocak 2022). "Historical Burdens and the "German Sonderweg": Why it is so Difficult for The Protestant Church in Germany to Stand on the Side of the Victims in the Ukraine War". Occasional Papers on Religion in Eastern Europe. 42 (5). doi:10.55221/2693-2148.2363. ISSN 2693-2148. 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Stone, Norman. "DER ENGLISCHE SONDERWEG" (PDF). 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ "When the Sonderweg Debate Left Us". 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Everet, Annie. "The Genesis of the Sonderweg". 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
- ^ Kocka, Jürgen (2018). "Looking Back on the Sonderweg". Central European History (İngilizce). 51 (1): 137-142. doi:10.1017/S0008938918000183. ISSN 1569-1616. 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Şubat 2023.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sonderweg Almanca ˈzɔndɐˌveːk ozel yol Almanca konusulan topraklarin veya Almanya nin Avrupa daki digerlerinden farkli olarak aristokrasiden demokrasiye dogru bir yol izledigini dusunen Alman tarihciligindeki teoriye atifta bulunur Bu modern dusunce okulu Nazi Almanyasi nin yukselisinin bir sonucu olarak II Dunya Savasi sirasinda erken ortaya cikti Nazi Almanyasi nin Avrupa da yarattigi yikimin olceginin bir sonucu olarak Alman tarihinin Sonderweg teorisi ozellikle 1960 larin sonlarindan bu yana Almanya icinde ve disinda giderek artan bir taraftar kazandi Ozellikle savunuculari Almanya nin yuzyillar boyunca gelisme biciminin Nazi Almanyasi cizgisinde bir sosyal ve politik duzenin evrimini fiilen sagladigini iddia ediyorlar Onlara gore Alman zihniyeti toplum yapisi ve kurumsal gelismeler diger Batili milletlerden farkli bir seyir izlemistir Alman tarihci Heinrich August Winkler bir Sonderweg olup olmadigi sorusu hakkinda sunlari yazdi Uzun bir sure egitimli Almanlar once ozel bir Alman misyonunu yurutme iddiasindaydi ardindan Almanya nin II Dunya Savasini kaybetmesinden sonra Almanya nin Bati dan sapmasini elestirerek buna paralel hareket ettiler Bugun olumsuz gorus hakim Almanya su anda hakim olan goruse gore buyuk Avrupa uluslarindan benzersiz bir Alman yolu ndan bahsetmeyi hakli cikaracak olcude farkli degildi Ve her halukarda dunyadaki hicbir ulke normal yol olarak tanimlanabilecek yolu izlemedi 19 yuzyilSonderweg terimi ilk olarak imparatorluk doneminde 19 yuzyilin sonlarindan baslayarak Alman muhafazakarlar tarafindan sikca kullanilmis bir terimdir Onlara gore Alman devleti otoriter bir devlet olarak ayirt edici ozelligi vardi sosyal reformlari tesis etmede inisiyatif almakta ve asagidan gelen taleplerin baskisini beklemeden bunlari dayatan yapisiyla Altin Ortalama yi yakalamis bir devlet olarak Almanya fark yol izlemisti Muhafazakarlara gore bu gurur duyulmasi gereken bir olguydu Bu tur bir otoriterlik hem Imparatorluk Rusya sinin otokrasisinden hem de Ingiltere ve Fransa nin zayif yozlasmis ve etkisiz demokratik hukumetleri olarak gordukleri seylerden kacinmalarini sagliyordu Almanya nin ne Bati ne de Dogu Avrupa ya ait olmadigini buyuk bir Orta Avrupa gucu oldugu fikri 1945 e kadar sagci Alman dusuncesinin yinelenen bir ozelligi olacakti Bielefeld Okulu ndan tarihci Hans Ulrich Wehler Almanya nin felakete giden yolunun kokenlerini 1860 ve 1870 li yillara dayandiriyor Bu yillarda Almanya ekonomik modernlesmenin gerceklestigi ancak siyasi modernlesme gerceklesmedigi bir yerdi Bu donemde eski Prusya kirsal seckinleri ordunun diplomasinin ve kamu hizmetini tamimiyle kontrol ediyordu Geleneksel aristokratik ve modern oncesi toplum ortaya cikan kapitalist burjuva ve modernlesmekte olan bir toplumla mucadele etti Sanayide ekonomide ve kulturel alanda modernlestirici guclerin onemini kabul eden Wehler gerici gelenekciligin Almanya daki siyasi iktidar hiyerarsisinin yani sira sosyal zihniyetler ve sinif iliskilerine Klassenhabitus hakim oldugunu savunuyor 20 yuzyilII Dunya Savasi sirasinda Nazi Almanyasi nin Mart 1939 da Cekoslovakya yi isgali ve Eylul 1939 da Polonya yi isgali ikinci isgal Fransa ve Ingiltere yi hemen Ikinci Dunya Savasi na cekti Nazi Almanyasi fenomenini aciklama durtusunu tetikledi 1940 yilinda Britanya da yasayan bir Alman gocmen olan Sebastian Haffner Nazi Almanyasi ni yaratanin kendine ozgu kisiliginin gucuyle yalnizca Adolf Hitler oldugunu iddia ettigi Almanya Jekyll ve Hyde i yayinladi 1941 de Ingiliz diplomat Robert Vansittart Nazizmin yalnizca Almanlara ozgu saldirganlik ve vahset ozelliklerine sahip oldugunu ve hep var ola gelen Alman siddetinin yalnizca en son tezahuru oldugunu iddia ettigi Kara Kayit Almanlarin Gecmisi ve Bugunu yayinladi Vansittart in tezine benzer diger kitaplar Rohan Butler in Nasyonal Sosyalizmin Kokleri 1941 ve William Montgomery McGovern in Luther den Hitler e Nazi Fasist Felsefe Tarihi 1946 idi Erken savas sonrasi donem Almanya nin 1945 te II Dunya Savasi ndaki yenilgisinden sonra Sonderweg terimi 19 yuzyildan itibaren olumlu cagrisimlarini yitirmis ve bugunku olumsuz anlamini kazanmistir Nazi Almanyasi nin yukselisi ve dususunun bu Alman tarihci Meinecke nin 1946 tarihli kitabina verdigi adla Alman felaketinin kokenleri hakkinda pek cok tartisma vardi O zamandan beri akademisyenler Alman demokrasisinin Weimar Cumhuriyeti sirasinda neden basarisiz oldugunu ve hangi faktorlerin Nazizmin yukselisine yol actigini arastirmak icin entelektuel politik sosyal ekonomik ve kulturel tarihteki gelismeleri incelediler 1960 larda bircok tarihci Almanya nin 19 yuzyilda saglam demokratik kurumlar gelistirmedeki basarisizliginin 20 yuzyilda Weimar Cumhuriyeti nin basarisizliginda belirleyici oldugu sonucuna vardi Amerikali William L Shirer gibi gazeteciler tarafindan yankilanan Leon Poliakov A J P Taylor ve Sir Lewis Bernstein Namier gibi tarihciler benzersiz kusurlari yansitan Nazizm i Alman tarihinin daha once degilse de Martin Luther gunlerine kadar uzanan Alman ulusal karakteri icinde kacinilmaz sonucu olarak tasvir ettiler Yazarlar Martin Luther in Yahudi karsiti polemiklerini ornek olarak gosterdiler 1944 teki Raleigh Tarih Dersi sirasinda Namier 1848 Devrimleri ndeki Alman liberallerinin gercekte Hitler in onculeri oldugunu Polonyalilar ve Cekler hakkindaki gorusleri 1938 39 daki buyuk uluslararasi krizlerin habercisi oldugunu belirtti Namier e gore devrim Alman zihniyetinin bir mihenk tasi ve Dogu Avrupa siyasetinde belirleyici bir unsurdu 1848 devrimi saldirgan milliyetciligin ozellikle Alman milliyetciliginin erken tezahurleri olarak tanimladi ve ona gore bu Bismarck Prusyacilik ve Alman milliyetciliginden ziyade cokca ovulen Frankfurt Meclisinden kaynaklaniyordu Taylor 1945 tarihli Alman Tarihinin Seyri adli kitabinda Nazi rejiminin Alman halkinin en derin isteklerini temsil ettigini ve Kutsal Roma Imparatorlugu nun Fransa ve Avusturya Alman Konfederasyonunun Avusturya ve Prusya Weimar Cumhuriyetinin Itilaf Devletleri tarafindan kuruldugu hesaba katilirsa Nazi rejiminin Almanlar tarafindan olusturulan ilk ve tek Alman hukumeti oldugunu yazdi Taylor Ucuncu Reich yalnizca Alman gucune ve durtusune dayaniyordu yabanci guclere hicbir borcu yoktu Bu Alman halkina kendi baslarina dayatilan bir tiranlikti dedi Taylor Nazizmin kacinilmaz oldugunu savundu cunku Almanlar 1918 den sonra Dogu Avrupa halklariyla onlara dayatilan esitligi reddetmek istiyordu Taylor sunlari yazdi Onceki seksen yil boyunca Almanlar tum ozgurluklerini Reich icin feda etmisti odul olarak baskalarinin kolelestirilmesini talep ettiler Hicbir Alman Cekleri veya Polonyalilari esit olarak kabul etmedi Bu nedenle her Alman yalnizca topyekun savasin saglayabilecegi basariyi arzuluyordu Reich baska hicbir sekilde bir arada tutulamazdi Amerikali tarihci Peter Viereck 1949 tarihli Muhafazakarliga Yeniden Bakis Isyana Karsi Isyan 1815 1949 adli kitabinda sunlari yazdi 19 yuzyil Almanyasi nin Metternich karsiti milliyetciligini ve irkciligini Nazi sonuclarina gore yargilamak tarih disi mi olur Bu sonuclar mantikli bir sonuc muydu yoksa milliyetciligin suclanmamasi gereken modern bir kaza miydi Pek cok tarihcinin hala buyuk liberaller olarak gordugu 1806 1848 in ilk isyancilari hakkinda bu kadar cok sey okumak yanilgidan sonra bilgelik ornegi mi Metternich in en azili dusmanlari olan ve simdi 1848 de cok one cikan liberal universite profesorleri genellikle ders kitaplarimizda resmedilen belirsiz idealistlerden uzakti Bismarck kendi bakis acisina gore onlarin Realpolitik ten yoksun olmalariyla alay ederken hata yapti Cogunluk Bismarck in sandigindan daha fazla Bismarckciydi Daha sonra bircok liberal yeni Ulusal Liberal Parti ile birlikte Bismarck in onde gelen propagandacilari oldu Sadece birkac onurlu kisi ona ve onun muzaffer savaslarini takip eden militarist basari tapinmasina karsi cikmaya devam etti Shirer 1960 tarihli Ucuncu Reich in Yukselisi ve Dususu adli kitabinda Alman tarihinin mantiksal olarak Luther den Hitler e ilerledigi gorusunu savundu ve Hitler in iktidara yukselisini uluslararasi totalitarizm fenomeninden ziyade Alman karakterinin bir ifadesi olarak gordu Shirer Alman tarihinin gidisatinin dunyevi yoneticilere koru korune itaati Cermen insaninin en yuksek erdemi haline getirdigini ve kolelige prim verdigini belirterek ozetledi Fransiz tarihci Edmond Vermeil 1952 tarihli L Allemagne contemporaine Cagdas Almanya adli kitabinda Nazi Almanyasi nin Alman geleneginin uc noktalarinda ortaya cikan tamamen tesadufi bir olay olmadigini yazdi Bunun yerine Vermeil Alman milliyetciliginin yalnizca Bismarck tarafindan dizginlenmis olan ozellikle saldirgan bir karaktere sahip oldugunu iddia etti Bismarck in 1890 da ayrilmasindan sonra Vermeil soyle yazmisti II Wilhelm yonetiminin dususunden sonra tum engelleri yikan ve zayif bir hukumetin pencesinden kacan bu milliyetcilik sahip oldugumuz bir ruh halini ve genel bir durumu dogurdu Aksi takdirde anlik zaferleri ve korkunc cokusuyle Nazizm anlasilmaz kalacaktir Vermeil Almanya nin amansiz teknik disiplininin ruhunu her zaman ebedi romantizminin dogurdugu gelecek vizyonlarinin hizmetine sunarak ayri bir yolda kalacagi sonucuna vardi Poliakov Holokost u tum Almanlar desteklemese bile halkin iradesi tarafindan zimnen kabul edildigini yazdi Buna karsilik Friedrich Meinecke Hans Rothfels ve Gerhard Ritter gibi Alman tarihciler ve Pieter Geyl gibi birkac Alman olmayan tarihci Nazi doneminin Alman tarihinin daha onceki donemleriyle hicbir iliskisi olmadigini ve Alman geleneklerinin Nazi hareketinin totaliterligi ile keskin bir farklilik icinde oldugunu iddia etti Meinecke Nazizm i 1946 tarihli Die Deutsche Katastrophe Alman Felaketi adli kitabinda tarihin ozellikle talihsiz bir Betriebsunfall is kazasi olarak tanimlamistir Ritter ve Rothfels Meinecke nin asiri savunmaci uslubu olarak gorduklerine karsi ciksalar da entelektuel mirascilari Klaus Hildebrand Karl Dietrich Bracher ve Henry Ashby Turner a katilarak Nazi diktatorlugunun koklerinin Alman gecmisine dayansa da tarihsel baglantinin Weimar yillarinda yapilan bireysel secimler oldugunu iddia ediyorlar Bracher Alman tarihinin Sonderweg yorumuna karsi ciksa da 18 yuzyilin sonlarinda ortaya cikan ozel bir Alman zihniyetine Sonderbewusstsein inaniyor Bracher sunu yazdi Alman Sonderweg i Ucuncu Reich donemiyle sinirlandirilmali ancak Fransiz Devrimi ne muhalefetiyle birlikte ortaya cikan ve 1870 ve 1918 den sonra guclenen ozel Alman zihniyetinin Sonderbewusstsein gucu vurgulanmalidir Demokrasiden diktatorluge giden yol belirli bir Alman ornegi degildi ancak Nasyonal Sosyalist diktatorlugun radikal dogasi 1933 1945 te siyasi ve totaliter bir gerceklik haline gelen Alman ideolojisinin gucune karsilik geliyordu 1983 tarihli bir konusmasinda Hildebrand bir Sonderweg in varligini reddetti ve Sonderweg in yalnizca Nazi diktatorlugunun ozel durumuna uygulandigini iddia etti 1984 tarihli bir makalesinde Hildebrand daha da ileri gitti ve sunlari yazdi Gelecekteki bilim adamlarinin ornegin onu Stalinist Rusya ve Kambocya nin Tas Devri Komunizmi gibi orneklerle karsilastirarak Hitler donemini tarihsellestirme surecini baslatip baslatmayacagini gorecegiz Buna suphesiz korkunc bilimsel icgoruler ve aci verici insan deneyimleri eslik edecektir Her iki fenomen de korkunc bir sekilde 1933 ile 1945 arasindaki Alman Sonderweg kavramini goreceli hale getirebilirdi Yanit olarak Heinrich August Winkler 1933 ten once bir Sonderweg oldugunu ve Almanya nin Aydinlanma dan derinden etkilenen bir ulke oldugunu bunun da Hitler ile Pol Pot ve Stalin arasinda hicbir karsilastirma noktasi olmadigi anlamina geldigini savundu 1960 larin ortalarindan beri 1960 lardan baslayarak Fritz Fischer ve Hans Ulrich Wehler gibi tarihciler Fransa ve Ingiltere den farkli olarak Almanya nin yalnizca kismi modernlesme yasadigini ve Fischer e gore sanayilesmenin ardindan siyasi ve sosyal alanlardaki degisikliklerin gelmedigini savundu Ornegin Wehler e gore Almanya modern oncesi bir aristokrat seckin tarafindan yonetilmeye devam etmesinin bunun gercek kanitlarindan bir tanesi oldugunu savundu Sonderweg tezinin savunucularinin gorusune gore can alici donum noktasi Alman liberallerinin iktidari ele geciremedikleri ve sonuc olarak ya goc ettikleri ya da gerici bir seckinler tarafindan yonetilmeye ve cocuklarina itaati militarizmin yuceltilmesini ve cok karmasik bir Alman kulturu kavramiyla gurur duymayi ogretilen bir toplumda yasamayi tercih ettikleri 1848 Devrimi idi Alman Imparatorlugu nun ikinci yarisinda yaklasik 1890 dan 1918 e kadar bu gururun kibre donustugunu ileri surduler 1950 den beri Fischer Wehler ve Hans Mommsen gibi tarihciler otoriter degerleri tesvik etmekle suclanan 1870 ten 1945 e kadar Alman seckinlerine karsi sert bir suclamada bulundular Birinci Dunya Savasi ni baslatmaktan tek basina sorumlu olmak demokratik Weimar Cumhuriyeti ni sabote etmek ve Nazi diktatorlugune ic baski savas ve soykirimda yardim ve yataklik etmek Wehler Fischer ve destekcilerinin gorusune gore yalnizca 1945 teki Alman yenilgisi geleneksel Alman otoriterligine ve onun daha radikal bir cesidi olan Nasyonal Sosyalizme yol acan ve sonra onu surduren modern oncesi toplumsal yapiya son verdi Wehler geleneksel iktidar seckinlerinin 1945 e kadar gucu surdurmedeki etkilerinin ve bircok acidan bunun da otesinde su bicimleri aldigini iddia etti otoriter siyaset egilimi egitim ve parti sisteminde demokrasiye karsi bir dusmanlik endustri oncesi liderlik gruplarinin degerlerinin ve fikirlerinin etkisi Alman devlet ideolojisinin azmi burokrasi miti kast egilimlerinin ve sinif ayrimlarinin ust uste binmesi ve siyasi antisemitizmin manipulasyonu Sonderweg tezinin bir baska versiyonu Amerika Birlesik Devletleri nde 1950 lerden 1960 lara kadar Fritz Stern ve George Mosse gibi tarihcilerin 19 yuzyil Almanya sindaki fikirleri ve kulturu ozellikle de siddetli anti Semitik Volkisch Hareketini incelediklerinde ortaya cikti Mosse ve Stern Almanya daki entelektuel ve kulturel seckinlerin buyuk olcude modernligi ve bununla birlikte Yahudiler gibi moderniteyle ozdeslestirdikleri gruplari bilincli olarak reddetmeyi sectikleri ve Weltanschauung larinin dunya gorusu temeli olarak anti Semitizmi benimsedikleri sonucuna vardilar Bununla birlikte son yillarda Stern vardigi sonuctan vazgecti ve simdi volkisch hareketinin goruslerini Imparatorluk Almanya sinda yalnizca karanlik bir gizli akim olarak kabul ederek Sonderweg tezine karsi cikiyor 1990 da Jurgen Kocka Sonderweg in teorileri hakkinda sunlari yazdi Yine de ayni zamanda arastirmalar Ucuncu Reich in daha derin koklerini ortaya cikarmak icin on sekizinci ve on dokuzuncu yuzyillara geri dondu Ingiltere Fransa Amerika Birlesik Devletleri veya kisaca Bati ile karsilastirmalar yaparak Almanya tarihinin ozelliklerini bu yapilari ve surecleri dogrudan Nasyonal Sosyalizme yol acmamis olsalar da Almanya da liberal demokrasinin uzun vadeli gelisimini engelleyen ve sonunda fasizmin zaferini kolaylastiran deneyimleri yapilari surecleri ve donum noktalarini belirlemeye calistilar Pek cok yazar genellikle Sonderweg kelimesini fiilen kullanmadan bu argumanin detaylandirilmasina cesitli katkilarda bulunmustur Ornegin Helmuth Plessner yukaridan bir ulus devletin gecikerek yaratilmasi anlaminda kullandigi gecikmis ulus tan die verspatete Nation soz etti Diger tarihciler milliyetciligin Ikinci Imparatorluk doneminde ozellikle saldirgan yikici bir rol oynadigini iddia ettiler Ernst Fraenkel genc Karl Dietrich Bracher Gerhard A Ritter M Rainer Lepsius ve digerleri Imparatorlugun hukumet sistemindeki guclu uzun vadeli zayifliklari tespit ettiler parlamentarizmin bloke edilmis gelisimi kendi kendine yeten bloklara benzeyen ciddi sekilde parcalanmis partiler sistemi ve daha sonra Weimar a yuk olan ve onun cokusune katkida bulunan diger faktorler Leonard Krieger Fritz Stern George Mosse ve Kurt Sontheimer daha sonra Nasyonal Sosyalist fikirlerin uzerine insa edilebilecegi Alman siyasi kulturundeki liberal olmayan cogulculuk karsiti unsurlari vurguladilar Hans Rosenberg ve digerleri sanayi oncesi elitlerin ozellikle Elbe nin dogusunda yer alan toprak sahiplerinin Junker ust duzey memurlarin ve subay birliklerinin 20 yuzyila kadar buyuk guc ve nufuz sahibi olduklarini savundu Uzun vadede demokratiklesme ve parlamentarizm onunde bir engel teskil ettiler Heinrich August Winkler in gosterdigi gibi tarimsal cikarlarin Weimar Cumhuriyeti nin cokusunde zararli rol oynamistir Almanya nin Prusya hegemonyasi altinda kan ve demir yoluyla birlesmesi ayricalik ve ozerklige yonelik statu odakli iddialariyla subay birliklerinin siyasi etkisini ve toplumsal agirligini genisletti Eski seckinlerle birlikte kucuk burjuvazinin otoriter bakis acisini ve proleter karsiti iddialarini ve ayrica yedek subay kurumu gibi orta sinif siyasi kulturunun militarist unsurlarini iceren geleneksel ve endustri oncesi norm dusunce bicimi ve yasam tarzi da hayatta kaldi Liberal Max Weber kendi sartlariyla iktidar icin cabalamak veya belirgin bir orta sinif kulturu gelistirmek yerine hem asilzadenin siyasette orantisiz temsilini hem de aristokratik normlari ve uygulamalari kabul ediyor gibi gorunen ust burjuvazinin feodallesmesini elestirdi Asagidan basarili bir devrim deneyiminden yoksun burokratik olarak yukaridan yonetilen uzun bir reform geleneginde egitim gormus ve buyuyen bir isci hareketi tarafindan meydan okunan Alman burjuvazisi nispeten zayif ve Bati ile karsilastirildiginda neredeyse burjuva gibi gorunmuyordu Sonderweg teorisinin bir baska varyanti Imparatorluk ve Weimar donemlerindeki muhafazakar tarihcilerin iddialarini yineleyen Alman tarihinin anahtarinin cografya oldugunu savunan Michael Sturmer tarafindan saglanmistir Sturmer Almanya nin Orta Avrupa nin kalbindeki istikrarsiz cografi durumu olarak gordugu durumun birbirini izleyen Alman hukumetlerine otoriterizmle ugrasmaktan baska secenek birakmadigini iddia ediyor Sturmer in gorusleri cok tartismaliydi ve 1980 lerin ortalarindaki kotu sohretli Historikerstreit in Tarihciler Kavgasi ana konularindan biri haline gelecekti Sturmer in onde gelen elestirmenlerinden biri olan ve kendisi de Sonderweg in tarih gorusunun bir savunucusu olan Jurgen Kocka Cografya kader degildir diyerek Sonderweg in nedenlerinin bunun yerine siyasi ve kulturel oldugunu one surdu Kocka Sturmer e karsi hem Isvicre hem de Polonya nin da ortadaki topraklar oldugunu ancak hicbir ulkenin Almanya ile ayni otoriter yone gitmedigini yazdi Soykirim uzerine alt tartismalar 1992 tarihli Siradan Adamlar adli kitabinda Christopher Browning Nazi donemindeki Almanlarin yuzyillardir Alman kulturunun ozellikle siddetli anti Semitizm tarafindan motive edildigi teorisine karsi cikti Holokost un toplu baskinlar asamasinda olum kamplarindan once Yahudileri dogrudan olduren ozel polis taburu birliklerini inceleyen Browning tipik orta sinif iscilerinin anti Semitizmle ic ice olmadigi akran baskisi ve beyin yikama yoluyla katil olduklari sonucuna vardi Sonderweg hakkindaki tartisma Amerikali bilim adami Daniel Goldhagen tarafindan 1996 tarihinde yayimlanan Hitler in Istekli Cellatlari ile tekrardan alevlendi Goldhagen Alman toplumunun siyasetinin ve 1945 e kadar yasamin Yahudilerin oldurulmesini mumkun olan en yuksek ulusal deger olarak kabul eden asiri anti Semitizm in benzersiz bir versiyonuyla karakterize edildigini soyleyerek karsi cikti Yehuda Bauer gibi elestirmenler ise Goldhagen in en son arastirmalari gormezden geldigi ve hem Almanya da hem de diger ulkelerdeki diger gelismeleri gormezden geldigi yanitini verdi Ruth Bettina Birn Goldhagen in tezinin kanitlari sunusunu dikte etmesine izin verdigini iddia ediyor Bununla birlikte Goldhagen in genellikle bir Alman kolektif sucu sorunu uzerine tartismayi yeniden canlandirmayi ve Almanya da bircok Alman i Holokost un mirasiyla yuzlesmeye ve onun mirasi hakkinda canli ve verimli bir tartismayi gundeme getirmeyi basardigi kabul edilir Pan Avrupa Elestirisi Son on yillarda Alman tarihciligi milliyetcilikten pan Avrupali bir bakis acisina kaydi En yeni akademisyenler Alman Sonderweg veya Fransiz singularite francaise modelleriyle orneklenen eski ayri ulusal yollar kavramini reddediyor Sonderweg tezinin onde gelen elestirmenleri 1984 tarihli Alman Tarihinin Tuhafliklari adli kitaplarinda tartisan iki Ingiliz Marksist tarihci Geoff Eley ve David Blackbourn olmustur sosyal ve politik degisimin normal seyrinin olmadigini 19 yuzyilda Fransa ve Ingiltere nin deneyiminin Avrupa icin norm olmadigini ve liberal Alman orta sinifi ulusal siyasi duzeyde gucsuz birakilsa bile yine de 19 yuzyil Almanya sinin sosyal ekonomik ve kulturel yasamina hakim oldu Alman toplumsal yasaminin burjuvalasmasi Eley ve Blackbourn a gore aristokratik degerlerin Almanya ya gore daha belirgin bir sekilde damgasini vurdugu Britanya ve Fransa dakinden daha fazlaydi Sonderweg kavraminin tamamini on dokuzuncu yuzyil ile 1930 lar arasinda abartili bir dogrusal sureklilige yol acan idealist analiz ve kaba materyalizmin tuhaf bir karisimi tarafindan desteklenen kusurlu bir yapi olarak reddettiler Sonderweg tezinin onde gelen elestirmenleri 1984 tarihli Alman Tarihinin Tuhafliklari adli kitaplarinda ilk olarak 1980 de Almanca olarak Mythen deutscher Geschichtsschreibung Die gescheiterte burgerliche Revolution von 1848 olarak yayinlandi toplumsal ve siyasi degisimin normal bir seyri olmadigini savunan iki Ingiliz Marksist tarihci Geoff Eley ve David Blackbourn olmustur Blackbourn ve Eley 19 yuzyilda Fransa ve Ingiltere nin deneyiminin Avrupa icin norm olmadigini ve liberal Alman orta sinifi ulusal siyasi duzeyde gucsuz birakilsa bile yine de 19 yuzyil Almanya sinin sosyal ekonomik ve kulturel yasamina hakim oldugunu savundular Alman toplumsal yasaminin burjuvalasmasi Eley ve Blackbourn a gore aristokratik degerlerin Almanya ya gore daha belirgin bir sekilde damgasini vurdugu Britanya ve Fransa dakinden daha fazlaydi Sonderweg kavramini on dokuzuncu yuzyil ile 1930 lar arasinda abartili bir dogrusal sureklilige yol acan idealist analiz ve kaba materyalizmin tuhaf bir karisimi tarafindan desteklenen kusurlu bir yapi olarak tasvir eden dusunceleri reddettiler Otto Pflanze Wehler in Bonapartizm sosyal emperyalizm negatif butunlesme ve Sammlungspolitik gibi terimleri kullanmasinin yalnizca bulussal araclarin otesine gectigini ve bunun yerine bir tarihsel kurgu bicimi haline geldigini iddia etti Alman muhafazakar tarihci Thomas Nipperdey 1975 tarihli bir kitap incelemesinde Wehler in Alman seckinlerini oldugundan daha birlesik bir yapi olarak sundugunu 19 yuzyil Almananyasinda yukaridan gelen guclere cok fazla odaklandigini ve asagidan gelen guclere ise yeterince odaklanmadigini savundu Wehler in imparatorlugun goreli istikrari hakkinda herhangi bir aciklama yapmaksizin Almanya nin duzen ve istikrar gucleri ile demokrasi gucleri arasinda cok keskin bir karsitlik olarak sundugunu iddia eden Nipperdey in gorusune gore Wehler in 1918 den once otoriterligin gucleri cok guclu ve demokrasininkiler cok zayif oldugu dusuncesinin Weimar Cumhuriyeti nin nasil olustugunu aciklamamakladir Nipperdey incelemesini Imparatorluk doneminin uygun bir tarihinin ancak Alman tarihini karsilastirmali bir Avrupa ve Atlantik otesi perspektife yerlestirerek yazilabilecegi ve bu da buyuk buyukbabalarimizla mucadeleye olan saplantimizin sona ermesine izin verebilecegi sonucuna vardi Jurgen Kocka ve Wolfgang Mommsen gibi bircok bilim insani Eley ve Blackbourn un vardigi sonuclara itiraz etti Ozellikle Kocka Sonderweg tezinin Nazi hareketinin yukselisinin nedenlerini aciklamasa da demokratik Weimar Cumhuriyeti nin basarisizligini acikladigini savundu Bu Sonderweg konusunun sikca karsilasilan bir tur olsa da bireysel bir gelisimle sinirli oldugunu gerektiriyor gibi gorunuyor Detlev Peukert 1987 tarihli etkili calismasinda Weimar Cumhuriyeti Klasik Modernitenin Krizi adli calismasinda Almanya nin deneyiminin tum modernlesmekte olan ulkelerde ortak olan sosyo politik olaylari iceren bir kriz oldugunu ileri surdu Tarihci David Nirenberg 2014 tarihli Yahudi Karsitligi Bati Gelenegi adli calismasinda Yahudi nefreti ve ikame kosullarinin diger tum Avrupa ulkelerinde de bulundugunu ve koklerinin Greko Romen antik cagda ve imparatorluk Hristiyanliginda oldugunu savunuyor 1806 oncesi Alman tarihiSchubert bazi durumlarda Kutsal Roma Imparatorlugu tarihi ile ozdeslesitirlen Sonderweg ile 18 yuzyilin sonlarinda Romantizm ve Almanya nin Fransiz isgali altindaki Napolyon Savaslari ile pekistirilen Alman kimliginin karistirilmamasi gerektigini belirtir Kaynakca Schonpflug Daniel 1 Aralik 2004 academic oup com French History ss 446 462 doi 10 1093 fh 18 4 446 11 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Mayis 2023 Kocka Jurgen 1988 German History before Hitler The Debate about the German Sonderweg Journal of Contemporary History 23 1 3 16 ISSN 0022 0094 a b The Sonderweg Germany s four special paths to modern statehood 18 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023 Sonderweg Historiographical Examination 2 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023 Anderson Margaret Lavinia 5 Eylul 2018 Ein Demokratiedefizit Das Deutsche Kaiserreich in vergleichender Perspektive Geschichte und Gesellschaft Almanca 44 3 367 398 doi 10 13109 gege 2018 44 3 367 ISSN 0340 613X 11 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mayis 2023 Genton Francois 30 Kasim 2010 Penser les transitions democratiques en Allemagne apres 1945 ILCEA Revue de l Institut des langues et cultures d Europe Amerique Afrique Asie et Australie Fransizca 13 doi 10 4000 ilcea 876 ISSN 1639 6073 11 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mayis 2023 Saritas Ibrahim 23 Mart 2022 Yikimdan Mutlak Savasa Bir Sonderweg Carl Schmitt in Politik Teolojisi Liberal Dusunce Dergisi 105 83 106 doi 10 36484 liberal 1067713 ISSN 1300 8781 Kocka Jurgen 1988 German History before Hitler The Debate about the German Sonderweg PDF Journal of Contemporary History Vol 23 No 1 ss 3 16 Sage Publications Ltd 3 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Subat 2023 Kocka Jurgen 2018 Looking Back on the Sonderweg Central European History 51 1 137 142 doi 10 1017 S0008938918000183 ISSN 1569 1616 11 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mayis 2023 Minnerup Gunter 1 Ocak 1996 The German sonderweg revisited Stunde null and reunification Debatte Journal of Contemporary Central and Eastern Europe 4 2 64 77 doi 10 1080 09651569608454540 ISSN 0965 156X Sonderweg PDF 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Subat 2023 Kunter Katharina 1 Ocak 2022 Historical Burdens and the German Sonderweg Why it is so Difficult for The Protestant Church in Germany to Stand on the Side of the Victims in the Ukraine War Occasional Papers on Religion in Eastern Europe 42 5 doi 10 55221 2693 2148 2363 ISSN 2693 2148 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023 Stone Norman DER ENGLISCHE SONDERWEG PDF 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Subat 2023 When the Sonderweg Debate Left Us 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023 Everet Annie The Genesis of the Sonderweg 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023 Kocka Jurgen 2018 Looking Back on the Sonderweg Central European History Ingilizce 51 1 137 142 doi 10 1017 S0008938918000183 ISSN 1569 1616 17 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Subat 2023