Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.
Transseksüel kişiler istekleri hâlinde kendilerini tanımladıkları cinsiyete kalıcı yaparken tıbbi yardım alabilirler. Bu geçiş sürecinde hormon terapisi ve cinsiyet değiştirme ameliyatı gibi uygulamalarla bedenlerinin tanımlandıkları cinsiyete uyum sağlaması amaçlanır.
Transseksüellik, kişinin davranışlarından çok iç dünyasında kendisini farklı cinsten biri gibi görmesi ve hissetmesidir. Bu yüzden transseksüelleri dış görünüşlerinden belirlemek söz konusu değildir. Çünkü kendilerini farklı cinsten hissettiklerini dış görünüşlerine her zaman yansıtmazlar. Travestilikten farklı olarak giyim, fiziksel görünüm ile davranışlardan öte transseksüellerin bir kısmı cinsiyet geçiş ameliyatı geçirerek sosyal ve hukuki olarak farklı cinsiyete geçerler.
Transseksüel bireyler aslında bedensel açıdan ya erkek ya kadındırlar fakat kendilerini, bulundukları cinsiyetten başka cinsiyete ait hissederler ve olabildiğince hissettikleri cinsiyetin özelliklerine bürünürler. Yani bedenleri farklı olsa da kendilerini hissettikleri cinsiyettedirler. Transseksüelliğin ne ölçüde hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiği, kesinlikle çok tartışılan bir konudur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) uluslararası hastalık sınıflama ölçütü ICD-10’a göre bir ruhsal rahatsızlık türü olarak tanımlanmaktaydı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Haziran 2018'de trans kimlikleri ruhsal bozukluk kategorisinden çıkarttı.
Tanımı
Fiziksel açıdan kadınsı özelliklere sahip fakat eril cinsiyet kimliğinde olan bireyler, kadından erkeğe transseksüel, yani trans erkek olarak nitelendirilmektedir. Fiziksel açıdan erkeksi özelliklere sahip fakat dişil cinsiyet kimliğinde olan bireyler ise trans kadın olarak tanımlanmaktadırlar. Transseksüel bireylerden bazıları, erkekten kadına transseksüellik () ve kadından erkeğe transseksüellik () kavramlarını reddetmektedir[] çünkü onlara göre bu yeni kavram, onların asıl yani yaratılıştaki cinsiyet kimliğine, cinsiyet belirleyici olarak uymamaktadır.[] Aynı zamanda bu iki kavram, bedensel özelliklerin değişimini ve davranış değişikliklerini de ele aldığından cinsiyet değişimine olanak sağlamaktadır.
Transseksüellere göre, onların asıl cinsiyetleri (bedensel ve davranış değişiklikleri de dâhil) değiştirilemez olduğundan eleştirmenlere göre de onları bu kavramlarla nitelendirmek doğru değildir. Eski tıp kaynakçalarında yer alan, hissedilen cinsiyetin yerine, bedensel cinsiyetin ön planda tutulduğu transseksüel kadın (trans kadın yerine geçen) ve transseksüel erkek (trans erkek yerine geçen) kavramları, çoğu transseksüel tarafından reddedilmiş ve günümüzde de kullanımdan kalkmıştır. Tıbben veya hukuken cinsiyeti uygun hâle getirilmiş transseksüel bireyler ise artık transseksüel olarak adlandırılmamaktadırlar. Bu bireyler için kullanılan kavramlar “transseksüel geçmişi olan erkek” ve “transseksüel geçmişi olan kadın”dır veya en basiti “kadın” veya “erkek” kavramlarıdır.
Transseksüel kavramının tarihi
Cinsiyet rolünü değiştiren insan olgusu, antik çağlardan beri bilinmektedir. 20. yy.ın başından itibaren, cinsiyet değişimine ilişkin tıbbi olanaklar doğduğundan, bu yy.dan önce transseksüellik ve transvestizm arasında ayrım yapılmamaktaydı. Daha doğrusu cinsiyet kimliği kesin biçimi ayırt edilmemekteydi. Bunun yanı sıra, bilinen cinsiyet kimliği vakalarına ilişkin veya günümüzdeki cinsiyet rolü değişimleri için başka sebepler olup olmadığı soruları da, belge eksikliğinden dolayı açıklanamamaktaydı.
Alman doktor ve seks araştırmacısı , 1910 yılında ara sıra veya düzenli olarak "karşı cinsiyetin kılığına giren insanlar" için, travestilik kavramını kullanmıştır. Sadece kılık kıyafette değil, ayrıca bedensel anlamda da kendini diğer cinsiyete uydurmaya çalışan bireyler için ise Hirschfeld, 1923 yılında –Seks aşamaları bülteninin son basımında- “ruhsal transseksüellik” kavramını kullanmıştır. Bunun yanı sıra transseksüelliği, transvestizmden farklı bir olarak yönelme değil, aksine ona gösterilen yoğun bir eğilim olarak nitelendirmektedir. Hirschfeld’in yayınları ve seks araştırma enstitüsü hakkında yoğun fikir sahibi olan Harry Benjamin, 1953 yılında Transvestizm ve Transseksüelizm adlı makalelerinde, “ruhsal transseksüellik” kavramını kullanmış ve 1966 yılında da Transseksüel Fenomeni adlı kitabıyla bu kavramı, seksüel tıbba kazandırmıştır.
1949 yılında yayınlanan makalesinde, transseksüel psikopatisi kavramını kullanan yine bu yıllarda, bu kavramın öncüsü olarak görülmüştür. Cauldwell ve Benjamin’in çalışmalarında transseksüellik kavramı günümüzdeki anlamıyla kullanılmıştır. 90’lı yıllarda da transseksüellik kavramı, fiziksel rahatsızlıkların teşhisli ve statik el kitabı olan DSM-IV’den çıkarılmış, yerine cinsiyet kimliği rahatsızlığı kavramı kullanılmaya başlanmıştır. Buna karşın ICD-10’da (Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası hastalık sınıflama ölçütü) bu iki kavram hâlâ eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Transseksüellik F sınıfı altında (fiziksel ve davranış rahatsızlıkları) ve f64.O. noktasında yer alan bir rahatsızlıktır.
Transseksüelliğin tarihi
1950’li yıllarda, Amerika’daki transseksüeller, hormon tedavisi görebilmekteydi. Bu yıllarda, bu yeni araştırma alanının öncüsü olan , birçok transseksüel bireyle ilgilenmekteydi. Benjamin çoğu iş arkadaşının aksine, transseksüelliği fiziksel bir rahatsızlık olarak görmemekteydi. O, bireylerin bedensel cinsiyetlerinin, cinsiyet kimliklerinden uzaklaştığının farkındaydı.
1952 yılında, basın ilk kez cerrahi yolla cinsiyetini değiştiren (erkekten-kadına) Amerikalı transseksüel Christine Jongensen ilgili bir haber yapmıştı. Dinî kesim, bu tür operasyonları iyi karşılamayıp hastanelere baskı yaptığından, transseksüel bireyler cerrahi operasyonlar için yurt dışına gitmek zorundaydı (öncelikli olarak Casablanka’daki Georges Burou ve Meksika’ya). Ayrıca Amerika’da transseksüeller psikopati olarak görülüyor ve zorla hastaneye yatırılıp elektroşok veya antipati tedavisi uygulanıyordu. 1966 yılında ise ’daki tıp merkezinde cinsiyet kimliği kliniği kurmuştu. Bu klinikte, cinsiyet değişimine dair gerekli önlemler de alınmaktaydı. 1969 yılından sonra da, Stonly Diber gibi birçok ünlü araştırmacının çalıştığı daha başka uzmanlık klinikleri de açılmıştır.
Nedenleri
Transseksüelliğin etiyolojisi, başka bir deyişle transseksüelliğin nedenleri, birçok transseksüelin, doktorların, psikologların, diğer ruh sağlığı profesörlerinin ve transseksüellerin aile üyeleri ve arkadaşlarının ilgi konusudur. Transseksüellik, cinsiyet kimliğinin doğumda belirlenen cinsiyetten ve bu cinsiyetin tipik davranışlarından farklı ifade edilmesiyle ilgidir. Bu huzursuzluk, olarak adlandırılır.
Beyin fonksiyonuyla ilgili araştırmalar
1995’te Zhou ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştırmada beyinde bed nucleus stria terminalis (BSTc) adı verilen bir bölgenin (seks ve endişe tepkileriyle ilgili bir bölge) büyüklüğü kadınlardaki büyüklükte, ise erkeklerdeki büyüklükte olduğu bulunmuştur. Ama cinsel yönelimle ilgili bir bağlantı bulunamamıştır. Araştırmadaki transseksüeller daha önce almıştır. Ama kontrol grubundaki hormon seviyeleri normal olmayan biyolojik kadın ve erkeklerde BSTc’nin büyüklüğü kendi cinsiyet kimlikleriyle uyumlu olduğu bulunduğundan, BSTc ile hormon seviyesi arasında bir ilişki olmadığı sonucuna varılmıştır. Araştırma, transseksüelliğin nörobiyolojik bir temeli olduğunu desteklemektedir.
2000’de Kruijver ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştırmada transseksüel ve transseksüel olmayan kişilerin BSTc’lerindeki nöron sayıları incelenmiştir. Kadından erkeğe transseksüellereki nöron sayıları erkeklerin aralığında, erkekten kadına transseksüellerinkinin ise kadınların aralığında olduğu bulunmuştur. Ama cinsel yönelimle ilgili bir bağlantı bulunamamıştır. Transseksüellerin biri hariç hepsi daha önce hormon terapisi almıştır. Ama 1995’teki araştırmada olduğu gibi transaeksüel olmayan kadın ve erkeklerin bazıları da, çeşitli nedenlerden dolayı hormon seviyeleri normalin dışında olan kişilerden oluşuyordu. Hormon seviyeleri normal olmayan biyolojik kadın ve erkeklerin BSTc’deki nöron sayılarının cinsiyet kimlikleriyle uyumlu çıkması ve daha önce hiç hormon terapisi almamış ama kendini kadın gibi hisseden bir erkeğin BSTc’deki nöron sayısının kadınların aralığında çıkması, BSTc’deki nöron sayısıyla hormon seviyesi arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir. Bu araştırma da transseksüelliğin nörobiyolojik bir temeli olduğunu desteklemektedir.
2002’de Chung ve meslektaşları BSTc’deki seksüel dimorfizmin (cinsiyete göre değişiklik göstermesi) yetişkinliğe kadar oluşmadığını bulmuştur. Chung, bu bulgu sonucunda BSTc’deki farklılığın transseksüelliğe yol açmadığı, kişilerin cinsiyet kimlikleriyle biyolojik cinsiyetlerinin uyuşmaması sonucu bu farklılığın transseksüel kişilerde yetişkinlikte oluştuğunu öne sürmüştür. Yani transseksüeller BSTc’leri farklı olduğu için transseksüel değildirler. Transseksüel oldukları için BSTc’leri farklıdır.
2008’de Garcia-Falgueras ve Swaab tarafından yapılan bir araştırmada transseksüel ve transseksüel olmayan kişilerin ön hipotalamuslarındaki adı verilen bölgenin hacmi ve nöron sayıları incelenmiştir. Kontrol grubundaki erkeklerin INAH3’lerinin hacmi, kontrol grubundaki kadınlarınkinden ortalama 1,9 kat daha büyük, nöron sayılarının ise 2,3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur. Erkekten kadına transseksüellerin sonuçları kadınların aralığında çıkarken, kadından erkeğe olan transseksüelin (sadece bir kadından erkeğe transseksüel denek vardır) sonucu erkeklerin aralığında çıkmıştır. Tüm transseksüeller daha önce hormon terapisi almıştır. Ama menopoz öncesi ve menopoz sonrası dönemde olan kadınların INAH3’lerinin hacim ve nöron sayısı bakımından aynı aralıkta olması, erkekten kadına olan transseksüllerinin sonuçlarının kadınların aralığında çıkmasının nedeninin östrojen hormonu almaları olmadığını göstermektedir. Transseksüellerin INAH3’lerindeki farklılık, kısmen de olsa beyinlerindeki erken bir işareti olduğunu göstermektedir.
Yine 2008’de Ivanka Savic ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştırmada biyolojik erkek ve kadınların ve erkekten kadına transseksüellerin (kendini kadın hisseden ama cinsel yönelim olarak yine kadınlara ilgi duyan erkek, başka bir deyişle translezbiyen) erkeklik ve kadınlık kimyasalları olan ve EST’i kokladıkları zaman beyinlerinin hangi kısımlarının aktivite olduğu incelenmiştir. Kadınlar ve GEKT’ler erkeklik kimyasalı AND’ı kokladıklarında hipotalamusları aktivite olurken kadınlık kimyasali EST’İ kokladıklarında amigdala ve ’leri aktivite olmuştur. Erkekler ise EST’i kokladıklarında hipotalamus bölgeleri aktivite olmuştur. Ama GEKT’lerin EST’i kokladıklarında da sınırlı bir hipotalamus aktivitesi gösterdikleri, AND’ı kokladıklarında kadınlarla, EST’İ kokladıklarında ise erkeklerle bir paylaştıkları bulunmuştur. GEKT’lerin EST’e karşı gösterdikleri hipotalamus aktivitesi sınırlı olduğu için GEKT’ler önemli ölçüde sadece erkeklerden farklılık göstermiştir. Araştırmacılar, GEKT’lerin gösterdikleri aktivitelerin kendi biyolojik cinsiyetlerinden uzak, erkeklerin ve kadınlarınkinin ortasında olduğu ama ağırlıklı olarak kadınsal özellikleri gösterdiği sonucuna ulaşmıştır. Araştırma, transseksüelliğin belli hipotalamik bağlantılardaki değişken nöronal farklılaşmanın sonucu olan, cinsiyete göre atipik fizyolojik aktivitelerle bağlantılı olabileceğini göstermektedir.
2009’da Gizewski önderliğindeki Alman radyolog takımı biyolijik erkek ve kadınlara ve erkekten kadına transseksüellere (kendini kadın gibi hisseden ve cinsel yönelim olarak erkeklere ilgi duyan erkekler) erotik sahneler seyrettirilip manyetik rezonans görüntüleme kullanılarak beyinlerinin hangi bölgelerinin aktivite olduğunu incelemiştir. Erkeklerin beyinlerinin birkaç bölgesinde, kadınlar ve AEKT’lerin göstermediği bir aktivite olduğu gözlenmiştir. AEKT’lerin gösterdiği aktivitelerinse kadınsal yönde olduğu bulunmuştur.
Yine 2009’daki bir araştırmada California Üniversitesi’ndeki araştırmacılar MRG’ler kullanarak biyolojik erkek ve kadınların ve hormon terapisi görmemiş erkekten kadına transseksüellerin (çoğunluğu gynephilic, azınlığı androfilik) beyinlerindeki gri madde değişimini incelemiştir. Erkekten kadına transseksüellerin beyinlerindeki gri madde değişimi, bir bölge hariç erkeklere kadınlarınkinden daha çok benzediği bulunmuştur. Erkekten kadına transseksüellerin beyinlerindeki gri madde değişiminin kadınlarınkine benzediği tek bölgenin olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma beyin anotimisinin cinsiyet kimliğinde rol oynadığını desteklemektedir.
2010’da Rametti ve meslektaşları kullanarak erkek ve kadınların ve hormon terapisi görmemiş androfilik erkekten kadına transseksüellerin beyinlerindeki beyaz maddeyi incelemiştir. AEKT’ler, beyinlerinin birçok bölgesinde hem erkeklerden hem kadınlardan farklılık göstermiştir. Araştırmanın bulgularına göre AEKT’ler, beyaz madde bakımından kadınlar ve erkeklerin ortasında bir sonuç göstermektedir. Araştırma, AEKT’lerin beyin gelişmeleri sırasında bazı maskülenleşmeyi tamamlamamış olabileceğini göstermektedir.
Rametti ve meslektaşları aynı araştırmayı biyolojik erkek ve kadınlar ve hormon terapisi görmemiş gynephilic kadından erkeğe transseksüeller (kendini erkek gibi hisseden ve cinsel yönelim olarak kadınlara ilgi duyan kadınlar) üstünde yapmış GKET’lerin beyinlerindeki beyaz maddenin erkeksel yönde olduğunu bulmuştur. Araştırma, kadından erkeğe transseksüellerin beyin yapısının doğuştan gelen bir farklılık içerdiğini kanıt göstermektedir.
2010’da yapılan başka bir araştırma da Nawata ve meslektaşları, heteroseksüel kadınların ve cinsel yönelim olarak kadınlara ilgi duyan ve aynı zamanda kadın kimliğini reddedip kendini erkek hisseden kadınların (gynephilic kadından erkeğe transseksüeller) pozitron emisyon tomografisini kullanarak beyin bölgesel kan akımlarını birbiriyle kıyaslamıştır. Kendini erkek gibi hisseden kadınların hiçbiri daha önce hormon terapisi almamıştır. Araştırma erkekleri içermemesine rağmen, GKET’lerin beyin bölgesel kan akımının erkeksel yönde olduğu sonucu çıkarılabilmiştir. GKET’lerin sol kan akımı, heteroseksüel kadınlara göre daha az, sağ insulalarında ise daha çoktur. Bu iki bölge bilinç ve bağlantılı olmasıyla bilinmektedir. Araştırma transseksüelliğin biyolojik bir temeli olduğunu desteklemektedir.
Genetik araştırmalar
NR3C4 olarak bilinen androjen reseptörü, testosteron ya da dihidrotestosteronun bağlayıcılığı tarafından aktivite edilir. Bu reseptör, birincil ve ikincil erkek cinsiyet karakteristiklerin oluşumunda kritik bir rol oynamaktadır. 2009’da yapılan bir araştırmada Hare ve meslektaşları erkekten kadına transseksüellerde (hem androfilik hem gynephilic), transseksüel olmayan erkeklere göre reseptör geninin kopyalarını daha uzun bulmuştur. Bu uzun kopyalar, testosteronun bağlayıcılığının etkisini azaltmaktadır. Bu bulgu sonucunda araştırmacılar beyin gelişiminde androjen ve androjen sinyalinin azalmasının erkeklerde kadın cinsiyet kimliğinin oluşmasına neden olabileceğini öne sürmüştür.
CYP17 adı verilen bir genin varyasyonu, cinsiyet hormonlarının metobalizmasında rol oynamaktadır ve erken beyin gelişimini etkilemektedir. Bu varyasyon erkeklerde kadınlara göre daha yaygındır. 2008’de Avusturya’da yapılan bir araştırmada, Clemens Tempfer ve meslektaşları kadından erkeğe transseksüellerin %44’ünün, transseksüel olmayan kadınların ise %31’inin bu varyasyona sahip olduğunu bulmuştur. Ayrıca kadından erkeğe transseksüellerdeki alel dağılımı da erkeklerle eşit çıkmıştır. Bu bulgu sonucunda araştırmacılar bu gen varyasyonunun kadınların kendini erkek gibi hissetme olasılığını arttırdığını öne sürmüştür.
Doğum Öncesi Androjen/El Yanlılık
2005’te Scheneider ve meslektaşları erkeklerin, kadınların, erkekten kadına transseksüellerin ve kadından erkeğe transseksüellerin 2D:4D parmak oranlarını kıyaslamıştır. 2D:4D işaret parmağının yüzük parmağa oranıdır. Ve doğum öncesi androjene ne kadar maruz kalındığının işareti olduğu düşünülmektedir. Erkekler anne karnında kadınlara göre androjene daha fazla maruz kaldığından 2D:4D oranları genel olarak kadınlara göre daha düşüktür. Araştırma da erkekten kadından transseksüellerin 2D:4D oranları erkeklere göre daha yüksek, kadınlara ise daha yakın olduğu bulunmuştur. Ama kadınlarla, kadından erkeğe transseksüeller arasında bir fark bulunamamıştır. Ayrıca hem erkekten kadına hem kadından erkeğe transseksüellerin, kadınlara ve erkeklere göre daha az sağ yanlı olduğu bulunmuştur. Başka bir deyişle sol yanlı olma veya her iki elini kullanabilme kabiliyetinin transseksüellerde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Araştırmadaki erkeklerin %95’inin, kadınların %91’inin, kadından erkeğe transseksüellerin %79’unun, erkekten kadına transseksüellerin ise %74’ünün sağ yanlı olduğu gözlenmiştir.
Doğum sırası efekti
Doğum sırası efekti, cinsel yönelimin bilinen en güçlü biyodemografik habercisidir. Birçok araştırmaya göre her büyük erkek kardeş bir erkeğin eşcinsel yönelime sahip olma ihtimalini bir öncekinin %28-48’i kadar arttırmaktadır. Doğum sırası efekti aynı zamanda erkekten kadına transseksüellerde de gözlenmiştir. Androfilik erkekten kadına transseksüellerin, gynephilic erkekten kadına transseksüellere göre daha fazla büyük erkek kardeşe sahip olduğu bulunmuştur. Bu bulgular Kanada, Birleşik Krallık, Hollanda ve Polinezya'daki örneklerden elde edilmiştir.
Gelişimi
Çoğu transseksüel bireyde, “başka biri olma” duygusu, okul öncesi çağlarda gelişmektedir; fakat bu duygu henüz somut olarak bağlayıcı olmayabilir. Bazıları da okul öncesi çağda bedensel cinsiyetlerinin aksine, kız veya erkek olmak istediklerine dair bir bilinç geliştirdiklerini belirtmektedir. Bu bilinç, ilk defa ergenlik ya da yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir durumda, çocukluk dönemindeki anıların bastırılıp bastırılmayacağı sorusu akıllara gelmektedir. Transseksüel bireylerin karşılaştığı psikolojik baskılar zamanla artmaktadır; özellikle ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde. Psikosomatik hastalıklar ve diğer çeşitli psikolojik problemlerin yanı sıra bu baskıların sonucu olarak depresyon ve uyuşturucu kullanımı gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Çoğu transseksüel, er ya da geç çevresini transseksüelliğiyle ilgili bilgilendirmeye, cinsiyet rolünü de kalıcı (resmî) olarak değiştirmeye mecbur kalacaktır. Özellikle kriz evresinde alınan bu tür bir kararın sonucu da bireyin hayatını tehdit edebilmektedir.
Transseksüellik sonucunda ortaya çıkan psikolojik problemlerin zamanı, bireyden bireye değişiklik göstermektedir. Bu, bireyin içinde bulunduğu sosyal çevreye ve edindiği bilgilere de bağlı olmaktadır. Yalnız değişmeyen şudur ki yıllardan beri tıbbi tedavi görmek isteyen bireylerde ortalama yaş oranı giderek düşüş göstermektedir.
Transseksüelliğe eğilim gösteren çocuklar, çoğunlukla çevrelerinin beklentilerine uymaya ve bedensel cinsiyetlerine uygun rolde yaşamaya çalışmaktalar. Bu tür baskılar da bedensel açıdan erkek olan transseksüellerde genellikle daha fazla olduğundan, trans erkek ve trans kadınlarda yaşanan tipik gelişimler farklı olmaktadır:
- Trans kadınlar, ilk olarak klasik erkek profiline olabildiğince uyum sağlamak için çaba harcarlar. Evlenip aile kurmaları sık rastlanan bir olaydır; çünkü daha sonra zaten kadın olarak tercih ederler. Ayrıca meslek seçiminde, erkek gücü gerektiren alanları seçmeleri de yaygın bir durumdur. Eril rolde yaşadığı sıkıntılar, kendisini genellikle transvestizm ve aşırı yüklenme (Overcompensing) evresi arasındaki değişim esnasında gösterir. Örneğin, bu evrede kadın kıyafetlerini atıp, özellikle erkeksi bir görünüm sergilemeye çalışırlar.
- Trans erkeklerin evlenip, çocuk sahibi olmaları sık rastlanan bir şey değildir. Meslek seçiminde ise ya cinsiyetin ön planda olmadığı ya da tipik erkek gücü gerektiren mesleklere yönelirler. Dişil rolde yaşadıkları sıkıntılarını da günlük hayattaki erkeksi davranış biçimlerine entegre ederek gösterirler. Bu davranış biçimi, kadınlarda erkeklerdeki kadınsı davranış biçimlerine göre daha kolay kabul edilmektedir. Bu nedenlerden dolayı, hâlâ kadın gibi yaşayan trans erkekler, “avare” veya özgür görünürler. Partner olarak erkekleri tercih ettiklerinden, genellikle lezbiyenlere benzetilirler.
Cinsiyet rolünün değişimi, önemli sosyal problemlere yol açabilmektedir. Örneğin, her zaman olmasa da, genellikle bireylerin yaşadığı ikili ilişkiler sona ermektedir. Çocuklar, çoğu zaman anne veya babasının rol değişiminin, beklenilenden daha iyi üstesinden gelmektedir. Tabii ki istisnalar da söz konusudur. Bu istisnalar, ergenlik dönemindeki veya dış baskılardan fazlasıyla etkilenmiş çocuklarda görülmektedir. Bireyin, istifasını vererek, işini kaybetmesi de artık sık rastlanan bir olay değildir; çünkü Avrupa Adalet Divanı, cinsiyet değişiminden dolayı bir kişinin işten çıkarılmasının, cinsiyet ayrımcılığı olduğunu açıklamıştır. Buna rağmen, bugüne kadar cinsiyet rolünün değişimi sebebiyle psikolojik veya psikoterapik destek almayan transseksüeller, bu tür desteği almaya başlamışlardır; çünkü bir birey için, psikolojik yardım aldığını kanıtlamadan, tıbbi ve hukuki olanaklardan yararlanıp rapor alması hemen hemen imkânsızdır.
Son yıllarda transseksüel çocuğa sahip aile sayısı giderek artmaktadır. Aynı zamanda transseksüelliği reddetmek yerine, kabul eden aile sayısında da artış görülmektedir. Böyle durumlarda, ergenliğe girişi yavaşlatacak tıbbi önlemler alınmaktadır. Bu yolla, cinsiyet özelliğinin gelişimi engellenmektedir. Bu özellik, ilerleyen yıllarda büyük bir masraf ve şüphe götüren bir başarıyla, eski hâline yeniden getirilmek zorunda olan veya artık geri dönüşü olmayan bir yapıdadır. Bu nedenle, ergenlik döneminde veya bu dönemden kısa bir süre sonra, cinsiyet rolünün değişmesine karar veren transseksüel bireylerin sayısı giderek artmaktadır.
Kavram tartışmaları
Çoğu birey, transseksüellik kavramını reddetmektedir. Çünkü, bu kavram, “seksüellik” kelimesini çağrıştırmaktadır. Transseksüellik, bir cinsiyet problemi değil, aksine seksüel tercihtir. Yalnız, transseksüellik cinsiyet kimliğinin bir sorunudur ve böylece de özünde seksüelliğin bir türü değildir. Transseksüeller, alışılmışın dışında seksüel eğilimleri olan bireyler değillerdir; aksine sadece yanlış cinsel organla dünyaya geldiklerine inanan bireylerdir. “Erkekten kadına” veya “kadından erkeğe transseksüel” yerine, eleştirenler daha basit deyimiyle trans kadın veya trans erkek olarak tanımlamayı tercih etmekteler. Almanya’da 1980ler’de öne atılan alternatif kavram da “trans kimlik” kavramıdır. Bu kavram, 1990 yılından itibaren, kesinlikle daha kapsamlı bir kavram olan “trans cinsel”in doğmasına zemin hazırlamıştır. Trans cinsel, bir anlamda doğuştan sahip olduğu cinsiyetine ayak uyduramayan insanlar için üst kavram olarak kullanılırken diğer anlamıyla bu kavram kendisini iki cinsiyetin arasında hisseden, yani kendini %100 kadın veya erkek olarak nitelendiremeyen bireyler için kullanılmaktaydı.
Hukuki boyut
Aralarında Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İsveç, Türkiye ve İsviçre’nin bulunduğu çoğu Avrupa ülkesi ve bunlara ek Avrupa dışındaki bazı devletler, transseksüel bireylere isimlerini veya yer alan cinsiyet bilgilerini, hissettikleri cinsiyete uygun olarak değiştirmesine izin vermiştir.
Almanya
Almanya’daki transseksüel yasasında (TSG), bu bireylerin isimlerini veya medeni durumlarını değiştirebilmesi için, bir dizi ön koşul belirlenmiştir. Bu koşulları yerine getirme olanağı da, ilgili yerel mahkemelerce sağlanmaktadır. Alman İçişleri Bakanı, transseksüel bireyler için bir dizi önkoşul getirmiştir. Bunlar arasında, doğum kaydı esnasında yazılan cinsiyetin ve isim değişikliğinin yapılması yer almaktadır.
Bu yasayla da, bir trans kadının cinsiyetini uygun hâle getirmek ve artık nüfus kaydındaki cinsiyetini düzelttirmek için fırsat doğmuştu. Yalnız bu izin, yasalara aykırı görülmüştü, çünkü evli olmayan kişiler de nüfus kaydındaki cinsiyetini değiştirme hakkına sahip olmuştu. Bu nedenle evli transseksüeller, nüfus kaydındaki cinsiyetlerini değiştirmeden önce, evliliklerinin hukuken bitmesi için cinsiyet değiştirme ameliyatına zorlanmışlardır.
Kaldırılan izinden bağımsız olarak, isim değiştirme yasasında yer alan yönetmeliklerce, bireyin isim değişikliği yapması mümkündür.
Avusturya
1983 yılındaki transseksüel yasasının yerine geçen 1986 yılındaki yasa, 2006 yılının Temmuz'unda Avusturya Adalet Divanı tarafından yasalara aykırı olarak görülmüş ve yürürlükten kaldırılmıştır.
İsviçre
İsviçre’de de özel bir transseksüel yasası yoktur. Yargı, cinsiyet değiştirildikten sonra mahkemeye verilen dilekçe ile kişinin ismini ve nüfus kaydında yer alan cinsiyet bilgisini düzeltme hakkına sahip olduğuna hükmetmektedir.
Birleşik Krallık
Birleşik Krallık’ta 2004 yılında, transseksüel bireylere cerrahi operasyon veya herhangi bir bedensel uygulama şart koşulmaksızın, doğum kaydını düzelttirme imkânı sağlayan, Gender Recognition Act (cinsiyet onaylama yasası) yürürlüğe girmiştir.
Fransa
Fransa’da 17 Mayıs 2009 yılı itibarıyla, transseksüelliği fiziksel ve cinsel rahatsızlık sınıflamasından çıkarmıştır. 2010 yılında da psikolojik rahatsızlık listesinden çıkarmıştır.
Diğer
Belçika ve Lüksemburg’da transseksüellere ilişkin durum, Almanya’da olduğu gibidir. Yargı, genel yönetmeliklerle düzeltme veya değişikliğe izin vermektedir.
Ceza Hukukunda transseksüellik
Transseksüel bireylerin karşılaştığı problemlerden biri de, toplum tarafından farklı muamele görmeleridir. Bu durumda, polis, ceza mahkemeleri ve infaz devreye girmektedir. Özellikle, her bir tutuklama olayında, cinsiyet kimliğine uygun davranış biçimi sorunu ve bireyin bakım sorunları ortaya çıkmaktadır. Yetkili makamlar için, çözülmesi çok zor olan problemlerden biri de, erkek ve kadınların hapishaneye nasıl yerleştirileceğine dair kanun problemidir.
Transseksüelliğin hastalık olarak sınıflandırılması
Tarihi
Transseksüellik kavramı, çok eskilere dayanan bir olgusal duruma işaret eder. Türkiye'de ilk defa Bülent Ersoy'un geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatı ile toplumun gündemine gelmiştir. Dünya çapında ise, ilk kez 1952 yılında Norveç 'te yapılmıştır. Bu ameliyatla, Amerikalı George Jorgensen kadın olmuş ve ismini değiştirmiştir.
Cerrahi uygulamaların başlangıcı birincil lenfoid organların ve ikincil cinsiyet özelliklerinin değişimine yönelikti. Bu değişim, cinsel ilişkide bulunma eğilimini hadımlaştırma gibi yöntemlerle tamamen ortadan kaldırma açısından, eski Mısır’dan, Hindistan gibi eski kavimlere kadar uzanırdı. Örneğin doğurganlık ayini Sümerliler ve Anadolu’da, insanların ana Tanrıça Kibele’ye olan bağlılıklarını göstermek için yapılmaktaydı. Bu ayinlerde kendinden geçen insanlarla hadımlaştırma törenleri gerçekleştiriliyordu. Hadımlaştırma ayini, Roma İmparatorluğu dönemine kadar, tanrıça Diana’nın şerefine de yapılmaktaydı. Bu uygulamalar öncelikle, Orta Çağ’da hadım veya harem ağası adı altındaki köleler üzerinde uygulanmaktaydı. Bireyleri bayıltmadan ve sıhhî olmayan ortamlarda yapılan bu operasyonlar çoğu zaman ölümle sonuçlanırdı veya bireyin Skrotum (penisin alt bölümündeki kesenin içinde bulunan organlar); bazen de penisi alınırdı.
Tıbbın ilerlemesiyle birlikte, bu tür operasyonlarda ölüm riski de azalmıştır. Başlangıçta yapılan operasyonlar toplumsal ve dini düşüncelerden etkilenerek yapılmış ve onur kırıcı bir cezalandırma yöntemi olmuştur. Rönesans döneminde, toplumda zamanla yeni bir cinsiyet tablosu gelişmişti. Bu oluşan tabloyu takiben, kadınların güçleri giderek artmış, erkeğe özgü cinsiyet özelliklerinin nasıl bir şey olduğunu hissetmişlerdir. Bu esnada da eril cinsiyetlerde de kadına özgü özellikler belirmiştir. Başka cinsiyete ait olma isteğinin, tarihsel bağlamda ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir tarih bulunmamaktadır. Barok ve Rokoko akımları, çoğu değişimin ve karşı cinsin görünüşüne bürünmenin moda olduğunu göstermiş ve bundan yola çıkarak bazı doktorlar 17. ve 18. yüzyıllarda cinsiyet değiştirme ameliyatı yapma cesaretini göstermişlerdir. Bu ameliyatlar, muhtemelen hastanın kendisini iyi hissetmesine yönelik değildi. Doktorlar kendi çıkarları doğrultusunda, bilimsel deneylerine katkı da sağlamak için bu operasyonları yürütmekteydiler. En bilindik örneği, androjeni kişiliğindeki (kadın ve erkek rolünün gerekliliklerini yerine getiren birey) bireyler, daha çok “canavar” adı altında pazarlarda veya sirklerde sunulmaktaydı. Buradan, bu operasyonlarda çoğu zaman ilkel aletler kullanıldığı sonucu da çıkarılabilir (bıyıklı kadın, sesi değiştirilmiş erkek opera aryalarının kalın seste opera söylemeleri gibi).
20. yüzyıl başları/Magnus Hirschfeld
Transseksüel ve İnterseksüelliğin, fiziksel ve psikolojik sorunlarıyla ilgili ilk önemli bilgiler, doktor ve seksolog Magnus Hirschfeld tarafından, 20. yy.ın başlarında ortaya atılmıştır. Hirschfeld homoseksüel, transvestizm ve transseksüel kavramlarını da bulmuştur. İnsanların isteğine göre cinsiyetini değiştirmeleri fikrine bilimsel açıdan yaklaşıp, işe koyulan Hirschfeld sayesinde, 20 yıl içinde, Berlin’deki Seks Araştırma Enstitüsünün çalışanlarının yardımı ve girişimiyle, kimlik ve isim değişikliği; ayrıca sözde “travesti görünüşü” insanlara açıklanmıştır. Aynı zamanda ilk cinsiyet değişimi ameliyatı yapılmıştır.
Patolojik tanımlama sonraki evrelerde gevşemiştir. 1923 yılında, Hirschfeld transvestizmle ilişkilendirilerek kullanılan “transseksüel” sözcüğünü, ilk defa bu kavramdan ayrı tanımlamıştır. Yaklaşık 2000 sayfalık, cinsiyet bilgisine genel bakışında, cinsiyet değiştirme isteğinin, aşırı transvestizmin bir türü olduğunu gözlemlemiştir. Hirschfeld bunu şu şekilde dile getirmektedir:
“Travestiliğin en baskın türünü, sadece yapay anlamda kendini değiştiren bireyde değil, aksine doğal kıyafetini; yani vücudu diğer cinsiyete bürümek isteyen bireylerde görürüz. Vücudunu değiştirmek isteyen bireylerin en ileri derecesinde, kişiler üreme organlarını tamamen değiştirmek isterler. Bu bireyler, her şeyden önce cinsiyetlerini hislerine göre şekillendirmek isterler. Kadınlardaki transvestizmde reglinin durdurulması için yumurtalıklar alınırken, erkeklerde ise hadımlaştırma yöntemi uygulanır. Bu durum günümüzde çok yaygındır.”
Tıbbi gözlemler
Transseksüelliğin hastalık olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği veya ne ölçüde hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiği tartışmalı bir konudur. ICD-10 sınıflama ölçütü, transseksüelliği F 64,0 derecesinde bir hastalık olarak tanımlamaktadır; fakat transseksüel bireyler kendilerini “hastalıklı” hissetmezler. Onların bakış açısına “başkalık” kavramı daha uygun düşmektedir. Bu iki cinsiyet arasında olma hissi, aslında zihinsel interseksüellik gibidir. Tartışmalar, bir başka tartışmaları da beraberinde getirip, engelliliğin hastalık olarak görülüp görülmeyeceği veya ne ölçüde hastalık olarak değerlendirileceği problemini ortaya çıkarmaktadır. Transseksüelliğin hastalık sınıfında yer almasını destekleyenler, toplumda bireylerin, hasta bir insana, sapık veya deli birinden daha ılımlı yaklaştığını ve transseksüellerin hasta olarak nitelendirildiği takdirde toplum tarafından daha kolay kabul edileceğini tartışmaktadırlar. Bu sınıflandırmaya karşı olanlar ise, bu konuyu tartışmakla kalmaz, ayrıca transseksüelliğin kabulüyle, günümüzde artık hastalık olarak değerlendirilecek başka şeyleri de beraberinde getireceği görüşüne karşı çıkmaktalar. Bu görüşle şuna dikkat çekmekteler: günümüzde şizofreni ve alkolizmin, hastalık sınıfında yer almasına rağmen, şizofren ve alkoliklerin sayısı giderek artmakta ve dahası toplum tarafından aşağılanıp yalnızlığa mahkûm edilmekteler.
Son olarak transseksüelliğe bağlı hastalıkların farklı olduğu dikkate alınmalıdır. Bunlar çoğunlukla psikosomatik hastalıklara yol açan rahatsızlıklardır (Depresyon, intihar fikri, mide- bağırsak rahatsızlıkları). Bunun yanı sıra transseksüeller, büyük ölçüde depresif ve intihara meyillidirler. Bunun nedeni de kişilikleriyle ilgili yaşadıkları ruhsal dengesizliklerdir.
Cinsiyet değiştirme ameliyatı
Cinsiyet değiştirme ameliyatı deyince akla, cerrahi önlemler gelmektedir. Bu tür önlemler, birincil veya ikincil cinsiyet özelliklerinin dış görünüşe ve değişen cinsiyetin fonksiyonuna göre uyarlanmasıdır. Bu tür müdahaleler interseksüellere ya da trans cinsel bireylere uygulanmaktadır. Yalnız, çoğu transseksüel birey de bu tür uygulatmak için çaba harcamaktalar. Herhangi bir kazadan veya hastalıktan dolayı kaybolan cinsiyet özelliklerini geri getirmek için de bu tür operasyon tekniklerine gerek duyulabilir.
Bu operasyonlar, interseksüel bireylere ailesinin onayı da alındıktan sonra yapılırken, aynı şey interseksüel çocuklar için söz konusu değildir. Bu çocukların ameliyatı, erken yaşta yapıldığından, onlara danışılmaz veya onayları beklenmez. Ayrıca günümüzde, yasalarda birbirine bağlı, çoğunlukla da zıt hormon tedavisiyle yapılan metabolizmaya müdahaleye dair yeterince bilgi yer almamaktadır.
Cinsiyet değiştirme müdahalesi, öncelikli cinsiyet özelliklerine yapılan operasyonlardır. Diğer müdahaleler ise ikincil cinsiyet özellikleri ile ilgilidir.
Aşağıda, trans cinsel bireylere yapılan cerrahi müdahaleler yer almaktadır. Bunun yanı sıra, erkeksi görünen cinsiyet özelliklerindeki dişil kısımları değiştirmek zorunda olan (aynı operasyon tam tersi durumlar için de geçerlidir) insanlara da bu tür müdahaleler uygulanmaktadır. İnterseksüel bireylere uygulanan müdahale veya organların yeniden oluşturulmasına yönelik müdahaleler, her bireyde son derece farklı uygulanması gereken operasyonlardır.
Trans cinsellerdeki tıbbi müdahalelerde, seks hormon tedavisi ön plandadır. Günümüz standartlarına göre, operasyonlardan sonra ömür boyu süren hormon tedavisi gerekmektedir, çünkü vücudun embriyo keseleri alındığı için, hormon eksiklikleri görülebilir. Bu tedaviyle, diğer cinsiyetin ikincil cinsiyet özellikleri geliştirilmektedir. Yalnız, bireyin anatomik cinsiyetinin ikincil cinsiyet özellikleri çoğunlukla korunmaktadır ve aynı şekilde öncelikli cinsiyet özelliklerine olan etkisi genellikle çok azdır. Bu özelliklerin uygun müdahalelerle dengelenmesi tavsiye edilmektedir.
Böyle bir tedavi, ilk olarak karakter, ikinci olarak da ergenlik için zemin hazırlamaktadır. Böylelikle, ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi başlatılır. Trans kadınlarda, hormon tedavisi çoğu zaman anti-androjenlerle tamamlanmaktadır. Trans kadınlarda, deri daha ince ve kuru yapıdadır. Vücut yağları, yüze, göğüse, kalça ve makata nakledilir. Tüylenme yavaşlar. Testosteronlara bağlı saç dökülmesi azalır. Yalnız sakal uzamasında, hemen hemen hiç değişiklik görülmez. Hayalar buruşur ve artık sperm üretimi durur. Libido (cinsel istek) azalır. Uzun vadede vücuttaki kas oranı ve vücut dayanıklılığı azalır.
Trans erkeklerde ise deri gözenekleri büyür, vücut yağı, kalçadan bele nakledilir. Beden gücü ve bu güce bağlı olarak kaslarda artış görülür. Sakal uzar ve tüylenme artabilir. Klitoris genişler. Testosteron, düzenli âdet kanamalarını durdurur. Ses kalınlaşır ve cinsel istekte artış görülür.
Ergenliğin ilk etkilerini, kusursuz bir biçimde geri döndürmek, ne trans kadın ne de trans erkek için mümkündür. Birincil lenfoid organların değiştirilmesi ya da onların gelişimi olanaksız bir şeydir. Hormon eksikliğinden doğan zararları önlemek için, ömür boyu hormon takviyesi gereklidir.
Hormon tedavisi yerine veya hormon tedavisi desteğiyle, cinsiyet değiştirme ameliyatı operasyonu da mümkündür. Bu tedavilerin isteği, en azından “transseksüelliğin” teşhisi için de gerekli bir şarttır.
- Trans kadınlarda bu işlem, sakal ve bıyığın epilasyonu ve cinsiyeti uygun hâle getirme operasyonudur. Bu operasyonla, haya torbası ve hayalar, penisten ayrılmakta ve cinsel birleşmeye de imkân sağlayan bir vajina oluşturulmaktadır. Göğüs gelişimi de hormon tedavisinden etkilenip çok fazla gelişemediğinden, çoğu trans kadın göğüs büyütme ameliyatı olmaktadır. Riskli olmasına rağmen, ses tonunu uygun hâle getirmek için, boğaz bölgesine yapılan operasyonlar da oldukça yaygındır.
- Trans erkeklerde operasyon, yumurtalık, rahmin alınması ve cinsel birleşmeye uygun yapay penisin oluşturulması işlemlerinden oluşmaktadır. Son aşamada yumurtalık ve rahmin alınması, eril hormonların vücuda verilmesiyle bu organlardaki kanser riskini arttıracağından, yerinde bir işlem değildir. Hayaların yapılması ve üremenin sağlanması, trans erkek için mümkün değildir. Bunun yanı sıra uygun bir penisin, görünüş, fonksiyon ve büyüklük açısından yapılması da sınırlıdır. Bu nedenle çoğu trans erkek, bu operasyondan vazgeçmektedir.
Cinsiyet değiştirme ameliyatı masraf üstlenimi
Çeşitli ülkelerde (örn; Almanya) sigorta konusunda hukuksal boyutta sorunlar yaşamaktadır. Cinsiyet değiştirme ameliyatlarının masrafının tümünün veya büyük bir bölümünün yasalarla (özel sigorta gibi) karşılanması sorunu, hâlâ sorun teşkil etmektedir.
Bu sorun çoğunlukla şu iki tartışmayı beraberinde getirmektedir:
- Her birey, mümkün olduğunca sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürme hakkına sahiptir. Cinsiyet rolünde uygunsuzluğun hissedildiği bir yaşam, bu hakkı olanaksız kılmaktadır. Cinsiyet rolünü değiştirmek için, çoğu zaman tıbbi yöntemlere de gerek duyulmaktadır. Bu yöntemlerin ne ölçüde gerekli olduğunu, bireyin kendisi belirlemektedir.
- Tıbbi tedavi görülmediğinde, çoğu zaman ağır fiziksel ve psikosomatik hastalıklar ortaya çıkmaktadır ki bu hastalıklar da sonradan yine tedavi olunmasını gerektiren hastalıklardır. Temelde yatan problem çözümlenmezse, kesinlikle hiçbir tedaviden uzun süreli bir sonuç elde edilmesi beklenilemez. Transseksüellik tedavisi de ucuz bir tedavi değildir, çünkü bir ay psikiyatri kliniğinde yatmanın, ortalama masrafı erkekten kadına yapılan cinsiyet değiştirme ameliyatından daha fazladır.
Tıbbi önlemler
Tıbbi önlemler, vücudu bireyin hissettiği cinsiyete olabildiğince uygun hâle getirmeye çalışmaktadır. Günümüzdeki deyişiyle, “cinsiyet değişimi” yanlış bir tabirdir; çünkü çoğu cinsiyet özelliği diğer cinsiyete dönüştürülemez. Bu önlemler, hormon tedavisi, cinsiyeti uygun hâle getirme operasyonları ve gerektiğinde, sakalları epilasyonla uzun süreli uzaklaştırma işlemlerinden oluşmaktadır.
Hormon tedavisinde, hedeflenen cinsiyetin seks hormonları vücuda verilmekte ve vücudun kendi hormonlarının gelişimi engellenmektedir.Kaynak 10 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Bireysel Müdahaleler
Transerkek (kadından erkeğe)
Mastektomi (ameliyatla göğüsün alınması)
Mastektomi, dişil göğüs bezelerinin alınıp, erkek göğsünün oluşabilmesi için, göğüs uçları ve derinin en azından bir bölümünün korunarak yapıldığı bir operasyondur. Göğüs büyüklüğüne bağlı olarak, başarılı sonuçların alınması için farklı teknikler uygulanmaktadır. Öngörülen, ilerleyen zamanlarda anlaşılmayacak bir mastektomi uygulamasıdır.
Bu operasyon bir yıl içinde, 6 ay aralıkla 2 defa yapılır ve özellikle büyük göğüslere uygulanmaktadır. İyileşme süreci 3 ile 10 gün arasındadır ve çoğu zaman küçük müdahalelere gerek duyulmaktadır. Bu müdahale neredeyse tüm trans erkeklere uygulanmaktadır.
Histerektomi ve Adenektomi (Rahmin ve Salgı veya Lenf bezinin alınması)
Bu operasyonla, vücut içerisinde yer alan dişil organlar; yani rahim ağzı, yumurtalık ve yumurta kanalı alınmaktadır. Bu tür müdahalede, kanser riski çok fazla olduğundan, hormon tedavisi öngörülmektedir. Bunun yanı sıra, transseksüel yasasınca öngörülen, aile durumunun değişikliği de bu tür operasyonlar için ön koşuldur. Histerektomi, ya karın kesilerek ya da vajina yoluyla endoskopik şekilde yapılmaktadır. Bu, günümüzde standart bir uygulamadır. İyileşme süreci 3 ile 10 gün arasındadır. Bu müdahale, çoğu trans erkeklere uygulanmaktadır.
Üreme Organlarına Yapılan Operasyonlar
Cinsiyet değiştirme ameliyatlarında, kadından erkeğe yapılan değişime daha az rastlanmaktadır. Bu ameliyat çok zor bir süreçtir, çünkü yumurtalıkların alınması, meme ameliyatı ve hormon tedavisi gibi süreçleri kapsamaktadır. Gelinen en son aşama ise cinsel organ yapımıdır. Olmayan bir organın yapılması ve bu organı duyarlı hâle getirmek çok zor ve kapsamlıdır. Çoğu trans erkek bu sebeplerden dolayı bu müdahaleden vazgeçmektedir. Bu operasyonda şu uygulamalara başvurulmaktadır: Vajina dudaklarından, haya torbası oluşturulur ve haya implantları silikonla doldurulur.
Metoido Estetiği
Hormon tedavisiyle büyütülmüş klitoris, kısmen kendi derisinden kesilir ve idrar yolu küçük vajina dudaklarından oluşturulur. Hassasiyet mümkün olduğunca korunmaktadır. Büyüklüğü, 2- 3,5 cm arasındadır ve doğru teknikler uygulandığında, bireyin cinsel birleşme yaşaması da mümkündür.
Bu operasyon, çok da karmaşık bir operasyon değildir ve bu uygulamada vücudun diğer bölgelerinden doku nakli yapılmaz. İyileşme süreci, hastane koşullarında 1 ile 2 hafta arasındadır.
Ön kol Estetiği
Baskın olmayan ön koldan (çoğunlukla sol taraftan), nadiren de üst kol veya kalça altından bir deri parçası alt dokusuyla birlikte damarlara ve sinir uzantılarına aktarılır. Böylelikle penis protezi meydana getirilir. Bazen bu teknik, Metoido estetiği ile birlikte yapılır ve operasyon iki aşamada gerçekleştirilir. Penis protezi, kan dolaşımına ve duyarlılık yetisine sahip olsun diye, damarlar ve sinir uzantıları birleştirilir. Bu yöntemle, idrar yolları penis protezinin uçlarına taşınmaktadır.
Operasyonun başarısındaki en büyük pay, cerrahların becerisine düşmektedir ve çoğu zaman alınan sonuç, memnun edici olmayabilir. Vücutta çoğu zaman büyük ve göze çarpan yara izleri meydana gelmektedir. Operasyonun yöntemine bağlı olarak, hassasiyet mümkün olduğunca korunmaya çalışılmaktadır. Penis protezinin büyüklüğü, genellikle 10–12 cm arasındadır. Zaman zaman daha büyük de olabilir. Kol kalınlığına bağlı olarak, protezin genişliği azalabilir. İkinci operasyona kadar silikon haya ve eklem implantları (bunlar erkeklerde ereksiyon problemiyle ilerlemekte ve penis genişliğine pek katkısı bulunmamaktadır) yerleştirilerek cinsel birleşmeye olanak sağlanmaktadır. Komplikasyonlar, cerrahların becerisine ve ameliyat sonrası tedavilere bağlıdır. Çoğunlukla küçük müdahalelere ihtiyaç duyulmaktadır. İyileşme süreci 2 ile 6 hafta arasındadır.
Abdominal Estetik (Karın Bölgesi)
Vücudun iki yanında uzanan karın kaslarından biri kaburga kemikleriyle ayrılır, yuvarlanır, aşağıya doğru katlanır ve kasık kıvrımı bölgesinden faydalanılarak penise benzer şekil verilir. Bununla birlikte idrar yolları, penis protezinin ucuna getirilir ve onun çıkış noktasında de sona erer. Bu oldukça zor bir yöntemdir, çünkü çoğu zaman penis plastiği kısmen veya tamamen yok olmaktadır. Sonuç, gözle görülebilir, fakat çoğu zaman işlevsel değildir veya işlevsellik için birçok düzeltici müdahalelere gerek duyulmaktadır. Hassasiyet, birkaç yıl sonra kısmen sağlanabilmektedir. Büyüklüğü genellikle 12 cm'dir. Zaman zaman daha büyük de olabilir. Eklem implantlarıyla cinsel birleşmeye olanak sağlanır. İlk müdahale için iyileşme süreci 6 ile 10 hafta arasındadır.
Sırt kası operasyonu: Göğüs kası operasyonları, komplikasyon sıklığı nedeniyle doğru bulunmamakta ve ön kol estetiği de büyüklük bakımından olanaklar yetersiz olduğundan, hastalar için pek de memnun edici sonuçlar ortaya koymamaktadır. Bu gerçekten yola çıkarak, son yıllarda uzmanlık alanı kongrelerinde farklı teknikler sunulmaktadır. Bu tekniklerden biri de hedefe yönelik olan ve bu özelliğinden dolayı dünya çapında giderek daha çok merkezde yürütülen sırt kası operasyonudur (bu operasyon en geniş sırt kasından yapılmaktadır). Bu operasyonla, riskin ve işlev kaybının az olduğu bir penis yapılabilir. Ayrıca tedavi bittiğinde, orijinal büyüklüğüyle neredeyse aynı ölçüde bir penis ortaya çıkmaktadır. Berlin’de yapılan üroloji kongresindeki uluslararası forum tartışmasında, ön kol estetiği artık uygulamadan kalkan; dahası eski bir yöntem ve önerilmeyen bir operasyon olarak nitelendirilmiştir.
Trans kadınlar (Erkekten – Kadına)
Cinsel organa yapılan operasyonlar
Cinsel organa yapılan operasyonun öncüleri, 1920’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu operasyonlar, Berlin ve Dresden’deki kliniklerde yapılmıştır. Nasyonal sosyalistlerin hâkimiyetinden sonra, bu merkezler kapatılmış ve tıbbi belgelerin büyük bir bölümü ortadan kaldırılmıştır. Çoğu Yahudi doktor, bu dönemde sürgüne gönderilmiş, çalışma ve araştırmalarına farklı ülkelerde devam etmişlerdir. Danimarkalı ressam Einar Wegenerin, Dresden’li jinekolog Kurt Warnekros aracılığıyla yürüttüğü operasyonların belgeleri de muhtemelen Dresden’e yapılan hava saldırılarıyla yok edilmiştir.
Operasyonlar çoğunlukla penisten, damar ve sinirle birlikte alınan uç kısmın bir parçasının dışa doğru genişletilerek ve uygun durumdayken tekrar dikilmesiyle yapılmaktadır. İlerleyen zamanlarda cinsel isteği mümkün kılan, kalan sinirler yoluyla yeni bir klitoris meydana getirilir. Aynı şekilde idrar yolları da genişletilerek, uygun ölçüde kısaltılır. Hayalar, tıpkı penis üzerindeki sertleşebilir dokularda olduğu gibi tamamen alınır. Tabii ki, vajinanın sertleşebilir dokusunda uygulandığı gibi teknikler de mevcuttur. Penis derisi içi boş bir beden kaplaması ile kaplanır ve vajina oluşturulur. Son olarak hayâ torbalarında, vajina dudakları şekillendirilir.
Normal şartlarda, yaklaşık 14 gün boyunca hastanede kalmak herhangi bir komplikasyon oluşmaması için gerekli bir önlemdir. Çoğu durumda, birkaç ay sonra, bazı küçük düzeltmelerin yapılabilmesi için, bireye ikinci bir operasyon önerilmektedir.
Operasyon teknikleri günümüzde artık o kadar ilerlemiştir ki, en azından bazı merkezlerde belirttiğimiz rutin müdahalelerden bahsedilmektedir. Bayan doktorlar artık operasyon sonuçlarının, doğal vajinadan neredeyse hiçbir farkı olmadığını belirtmekteler.
Ses tonu için yapılan ameliyatlar
Kadınsı sese ulaşmak için yapılan operasyonlarda farklı teknikler uygulanmaktadır. Bunlar, yönteme ve operatörlere bağlı olan riskli müdahalelerdir. Çoğu zaman seste kısılmalar olabilir ki bu kısılma oldukça dikkat çekicidir. En kötü ihtimalle, ses tamamıyla da kaybedilebilir. Ses teline yapılan operasyonlar bu ihtimallerden dolayı çok yaygın değildir, fakat operasyon tekniklerinin giderek profesyonelleşmesiyle, bu uygulama da sıklaşmıştır.
Aslında germe ve kısaltma yöntemleri de mevcuttur. Kısaltma yöntemi son yıllarda çok sık tartışılsa da, yöntemin kalitesi giderek artmaktadır. Berlin, Stuttgart ve Würzburg’ta da bu yöntemle çok iyi sonuçlara ulaşılmıştır.
Konuşma bozuklukları tedavisi bu müdahaleyi tamamlayıcı bir görev üstlenmektedir ve çoğu erkekten kadına transseksüeller için de ilk seçenektir.
Âdem elmasının (gırtlak çıkıntısı) küçültülmesi
Gırtlağın; yani âdem elmasının göze batan bir büyüklüğü varsa, bu operasyona gerek duyulmaktadır. Bu sorunsuz bir operasyondur.
Diğer müdahaleler
Açıklanan bu uygulamanın yanı sıra, bazı durumlarda (her şeyden önce plastik cerrahi de) başka operasyonlara gerek duyulmaktadır. Bu müdahaleler de, özellikle hastalık sigortasıyla masrafların karşılanması için ön koşul olan tıbbi gerekirlilik tartışılmaktadır. Örneğin bu tür operasyonlar, burnun, çenenin veya elmacık kemiklerinin küçültülmesi ya da uygun müdahalelerle doldurularak yumuşaklığının sağlanmasıdır.
İlk tedavi ve operasyon denemeleri
1900’lü yıllarda seks hormonunun etkisi keşfedilmişti. Kimyasal tecritle seksüel tıpta yeni bir sayfa açılmıştır: Vücudu diğer cinsiyete uyarlamadaki hormonal değişimin ilk denemelerinde, üreme organlarının nakline başlanmış, 1918’li yıllarda haya ve yumurtalıkların alındığına dair bilgiler verilmiştir.
20'li yılların başında ilk cerrahi cinsiyet değişimi yapılmıştır.
Cerrahlar, 1. Dünya Savaşı sırasında üreme organlarına yapılan ameliyatı, yaralıları tedavi amaçlı uygulamışlardır. Bunun yanı sıra tıpçılar, başarısızlığa uğrayan deneyler sayesinde “Normalleştirme” ve Homoseksüellikten Heteroseksüelliğe yönlendirici yoğunlaştırmaya ilişkin birçok yeni bilgi edinmişlerdir. Seks Araştırma Enstitüsü hem bireyin psikolojik hazırlanma sürecinde, hem de operasyonların yürütülmesinde önemli rol oynamıştır. Çoğu hasta, kendisine rahatsızlık veren hayalarının veya yumurtalıklarının alınmasını talep etmiştir.
Tam anlamıyla uygulanan ilk cinsiyet değiştirme ameliyatını, Seks Araştırma Enstitü müdürü , 1931 yılında “iki eril travestinin cinsiyet değişimi” adı altında rapor etmiştir. Abraham, bu travestilerin konsültasyonundan sorumluydu. 30’lu yıllarda, ilk estetik operasyonlar adım adım uygulanmaya başlamıştır ve Abraham, Dr. Levi Lenz’in yardımıyla hadımlaştırma ve yumurtalıkların alınması operasyonlarını tanımlamıştır. Dr. Levi Lenz bu yıllarda vajinaya şekil verme operasyonlarıyla ilgilenmekteydi.
Günümüzdeki durum
20. yüzyılda cinsiyet değiştirme ameliyatlarında uygulanan yöntemler oldukça ilerlemiştir. Cerrahi operasyonlarda yaşanan bu gelişmeler, konservatif tedaviler için de söz konusu olmuştur. 1950’li yıllarda uygulanan tıbbi yöntemler, özellikle Amerikalı doktorlar arasında yaygındı. Cerrahi operasyonların, çoğu zaman bir ile beş yaş arasında; cinsiyet yöneliminin henüz tam olarak belirlenemediği çocukluk dönemlerinde bireylere uygulanması rutin bir uygulamaya dönmüştü. Zamanın doktorları için bu, çok faydalı bir uygulamaydı, çünkü ilk operasyonlar akabinde ikincil operasyonları getirmiştir ve dahası bireyleri, ömür boyu sürecek olan hormon tedavisi uygulamasına yönlendirmiştir. Ayrıca birçok yeni yöntem geliştirilmiştir. Örneğin; son derece acılı bir yöntem olan genişletme operasyonu. Bu operasyonla yapay vajinaya penis benzeri bir alet yerleştirilir ve birleşme yetisine sahip olması için yapay vajina genişletilir.
Günümüzdeki konservatif modern tedavilerin, 1950 ve 1960'lı yılların aksine çok daha az yan etkisi bulunmaktadır. 1960 ve 70'li yıllarda bile çoğu zaman, hormon tedavisine bağlı saç dökülmesi, diş çürükleri ve mantar hastalıkları gözlenmekteydi. Tıbbi uygulamalar, lazer tekniği ve yeni metotlar sayesinde estetik cerrahi uygulamasını kolaylaştırmıştır. Bu da vücuda uygulanan daha birçok radikal müdahaleler olabileceği anlamına gelmektedir.
Türkiye'de Durum
Bir birey, kendi hayatını hangi bedende sürdürmek istediğine kendisi karar verebilir, ancak böyle bir sistemin, hukuksal boyutu da mevcuttur, çünkü cinsiyet değiştirme ameliyatlarının devlet tarafından kabulü de gerekmektedir.
Türkiye'de hukuksal bağlamda, transseksüellerle ilgili düzenleme, ilk kez 1988 yılında yasaya eklenen bir fıkra ile olmuştur. Bu yapılan düzenlemeyle, cinsiyetlerini değiştiren transseksüellerin, sağlık raporlarıyla birlikte, mahkemeye gittikleri takdirde, değiştirdiği cinsiyete uygun kimlik alabilme hakkına sahip olurlar. Evlilik gibi faktörler de, kişinin mahkemeye başvurmasına engel değildir. Yalnız, cinsiyet değişimi ile birlikte, evliliğin kendiliğinden biteceğinin kabul edilmesi gereklidir. Çocuğun vekâleti ise, mahkeme kararıyla taraflardan birine verilir.
2002 yılında ise, bu konuyla ilgili bir düzenleme daha yapılmıştır ve 18 yaşını doldurmuş, evli olmayan, transseksüel yapıda olduğunu kabul eden, bunun ruhsal zorunluluğunu kaldırabilen ve ömür boyu üreme yeteneğinden mahrum kalacağını bilen bir kişi, tüm bunları bir sağlık raporu ile belgelerse, şahsen mahkemeye başvurup, cinsiyet değişikliği talebinde bulunabilir. Verilen izinle birlikte, uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin de belgelendiği hâlde, nüfus sicilinde gerekli düzenleme yapılmasına karar verilir.
Eski düzenlemeye oranla, yeni düzenlemede çok önemli farklılıklar var olduğu söylenebilir. Bu düzenlemeyle birlikte, evli kişilerin ameliyat olamaması, rapor ve mahkeme kararı almaksızın yurt dışında ameliyat olup, Türkiye’de nüfusuna ilişkin düzenlemeler talep etmesi gibi konular, tartışmaları gündeme getirecektir.
Uygulamada karşılaşılan sorunlar
Türkiye’de cinsiyet değiştirme ile ilgili kanunlar olmasına rağmen, uygulamada önemli sorunlar yaşanmaktadır. Bunlardan biri, ameliyat olmuş bireyin iş hayatında yaşadığı sıkıntılardır. İş başvurusu yapan bireyden talep edilen nüfus kaydı sonrasında, kayıtlarda yer alan ameliyat öncesi kimliğinin görülmesi, kişinin özel hayatına zarar verir.
Diğer bir sorun da yasalarda yer alan özürlülük ölçütü, sınıflandırılması uyarınca vücut fonksiyon kaybı cetvelinde bulunan transseksüellere ilişkin düzenlemedir. Bu cetvele göre, transseksüellik, özürlülük durumu olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye'de iç hukukta da büyük sorunlar yaşanmaktadır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Civan, Yaprak (29 Mayıs 2020). "Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim: LGBTI+ Terminolojisi". themagger.com. 16 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020.
- ^ Transseksüel Kadınların Başarıları 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Yayın: 2001, Yazar: Lynn Conway (Türkçe)
- ^ "Transseksüelleri Hasta İlan Etmeyi Bırakın!" 31 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Yayın tarihi: 14 Ekim 2009
- ^ Başar, K., & Yüksel, Ş. (2014). Çocukluktan yetișkinliğe cinsiyet kimliği ile ilgili sorunlar: uygun değerlendirme ve izlem. Psikiyatride Güncel, 4, 389-404.
- ^ Curtis, R.; ve diğerleri. (Mart 2009). (PDF). NHS. s. 12. 19 Eylül 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2012.
- ^ Zhou, Jiang-Ning; Hofman, Michel A.; Gooren, Louis J. G.; Swaab, Dick F. (1995). "A sex difference in the human brain and its relation to transsexuality". Nature. 378 (6552). ss. 68-70. doi:10.1038/378068a0. (PMID) 7477289.
- ^ Kruijver, F. P. M.; Zhou, JN; Pool, CW; Hofman, MA; Gooren, LJ; Swaab, DF (2000). "Male-to-Female Transsexuals Have Female Neuron Numbers in a Limbic Nucleus". Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism. 85 (5). ss. 2034-41. doi:10.1210/jc.85.5.2034. (PMID) 10843193.
- ^ Chung, WC; De Vries, GJ; Swaab, DF (2002). "Sexual differentiation of the bed nucleus of the stria terminalis in humans may extend into adulthood". The Journal of neuroscience. 22 (3). ss. 1027-33. (PMID) 11826131.
- ^ Garcia-Falgueras, A.; Swaab, D. F. (2008). "A sex difference in the hypothalamic uncinate nucleus: relationship to gender identity". Brain. 131 (Pt 12). ss. 3132-46. doi:10.1093/brain/awn276. (PMID) 18980961.
- ^ Berglund, H.; Lindstrom, P.; Dhejne-Helmy, C.; Savic, I. (2007). "Male-to-Female Transsexuals Show Sex-Atypical Hypothalamus Activation When Smelling Odorous Steroids". Cerebral Cortex. 18 (8). ss. 1900-8. doi:10.1093/cercor/bhm216. (PMID) 18056697.
- ^ Gizewski, E. R., Krause, E., Schlamann, M., Happich, F., Ladd, M. E., Forsting, M., & Senf, W. (2009). Specific cerebral activation due to visual erotic stimuli in male-to-female transsexuals compared with male and female controls: An fMRI study. Journal of Sexual Medicine, 6, 440–448.
- ^ Luders, Eileen; Sánchez, Francisco J.; Gaser, Christian; Toga, Arthur W.; Narr, Katherine L.; Hamilton, Liberty S.; Vilain, Eric (2009). "Regional gray matter variation in male-to-female transsexualism". NeuroImage. 46 (4). ss. 904-7. doi:10.1016/j.neuroimage.2009.03.048. (PMC) 2754583 $2. (PMID) 19341803.
- ^ Rametti, G., Carrillo, B., Gómez-Gil, E., Junque, C., Zubiarre-Elorza, L., Segovia, S., Gomez, Á. & Guillamon, A., (2010). The microstructure of white matter in male to female transsexuals before cross-sex hormonal treatment: A DTI study. Journal of Psychiatric Research. DOI:10.1016/j.jpsychires.2010.11.007
- ^ Rametti, G; Carrillo, B; Gómez-Gil, E; Junque, C; Segovia, S; Gomez, A; Guillamon, A (2010). "White matter microstructure in female to male transsexuals before cross-sex hormonal treatment. A diffusion tensor imaging study". Journal of Psychiatric Research. 45 (2). ss. 199-204. doi:10.1016/j.jpsychires.2010.05.006. (PMID) 20562024.
- ^ Nawata, H., Ogomori, K., Tanaka, M., Nishimura, R., Urashima, H., Yano, R., Takano, K., & Kuwabara, Y. (2010). Regional cerebral blook flow changes in female to male gender identity disorder. Psychiatry and Clinical Neurosciences, 64, 157–161.
- ^ Hare, L; Bernard, P; Sanchez, F; Baird, P; Vilain, E; Kennedy, T; Harley, V (2009). "Androgen Receptor Repeat Length Polymorphism Associated with Male-to-Female Transsexualism". Biological Psychiatry. 65 (1). ss. 93-6. doi:10.1016/j.biopsych.2008.08.033. (PMC) 3402034 $2. (PMID) 18962445.
- ^ Bentz, E; Hefler, L; Kaufmann, U; Huber, J; Kolbus, A; Tempfer, C (2008). "A polymorphism of the CYP17 gene related to sex steroid metabolism is associated with female-to-male but not male-to-female transsexualism". Fertility and Sterility. 90 (1). ss. 56-9. doi:10.1016/j.fertnstert.2007.05.056. (PMID) 17765230.
- ^ Schneider, H; Pickel, J; Stalla, G (2006). "Typical female 2nd–4th finger length (2D:4D) ratios in male-to-female transsexuals—possible implications for prenatal androgen exposure". Psychoneuroendocrinology. 31 (2). ss. 265-9. doi:10.1016/j.psyneuen.2005.07.005. (PMID) 16140461.
- ^ Bogaert AF (Temmuz 2006). "Biological versus nonbiological older brothers and men's sexual orientation". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 103 (28). ss. 10771-4. doi:10.1073/pnas.0511152103. (PMC) 1502306 $2. (PMID) 16807297. 14 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Aralık 2014.
- ^ Blanchard R, Zucker KJ, Siegelman M, Dickey R, Klassen P (Ekim 1998). "The relation of birth order to sexual orientation in men and women". J Biosoc Sci. 30 (4). ss. 511-9. doi:10.1017/S0021932098005112. (PMID) 9818557.
- ^ Ellis L, Blanchard R (2001). "Birth order, sibling sex ratio, and maternal miscarriages in homosexual and heterosexual men and women". Personality and Individual Differences. Cilt 30. ss. 543-552. doi:10.1016/S0191-8869(00)00051-9.
- ^ Blanchard R (Eylül 2001). . Horm Behav. 40 (2). ss. 105-14. doi:10.1006/hbeh.2001.1681. (PMID) 11534970. 30 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2014.
- ^ Puts DA, Jordan CL, Breedlove SM (Temmuz 2006). (PDF). Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 103 (28). ss. 10531-2. doi:10.1073/pnas.0604102103. (PMC) 1502267 $2. (PMID) 16815969. 8 Mart 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2014.
- ^ Rahman Q., Clarke K., Morera T. (2009). "Hair whorl direction and sexual orientation in human males". Behavioral Neuroscience. 123 (2). ss. 252-256.
- ^ Blanchard R, Sheridan PM (1992). "Sibship size, sibling sex ratio, birth order, and parental age in homosexual and nonhomosexual gender dysphorics". Journal of Nervous and Mental Diseases. Cilt 180. ss. 40-7. doi:10.1097/00005053-199201000-00009.
- ^ Green R (Temmuz 2000). "Birth order and ratio of brothers to sisters in transsexuals". Psychol Med. 30 (4). ss. 789-95. doi:10.1017/S0033291799001932. (PMID) 11037086.
- ^ Blanchard R, Zucker KJ, Cohen-Kettenis PT, Gooren LJ, Bailey JM (Ekim 1996). "Birth order and sibling sex ratio in two samples of Dutch gender-dysphoric homosexual males". Arch Sex Behav. 25 (5). ss. 495-514. doi:10.1007/BF02437544. (PMID) 8899142.
- ^ Poasa KH, Blanchard R, Zucker KJ (2004). "Birth order in transgendered males from Polynesia: a quantitative study of Samoan fa'afāfine". J Sex Marital Ther. 30 (1). ss. 13-23. doi:10.1080/00926230490247110. (PMID) 14660290.
- ^ Fransa transseksüelliği psikolojik hastalık listesinden çıkardı 8 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği. Yayın tarihi: 16 Mayıs 2010
Sınıflandırma | D |
---|---|
Dış kaynaklar |
|
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Transseksuellik kisinin kendisini atanmis cinsiyetine ait hissetmeyerek farkli bir cinsiyet kimligini benimsemesi durumudur Transseksuellik kisinin cinsiyet kimligini belirtir bu sebeple cinsel yonelim ile karistirilmamalidir Transseksuel bir kisi heteroseksuel homoseksuel aseksuel ya da biseksuel gibi cinsel yonelimlere sahip olabilir Ankara daki onur yuruyusunde elinde Ben transim buradayim alisin yazili pankart tasiyan transseksuel 20 Mayis 2012 Transseksuel kisiler istekleri halinde kendilerini tanimladiklari cinsiyete kalici yaparken tibbi yardim alabilirler Bu gecis surecinde hormon terapisi ve cinsiyet degistirme ameliyati gibi uygulamalarla bedenlerinin tanimlandiklari cinsiyete uyum saglamasi amaclanir Transseksuellik kisinin davranislarindan cok ic dunyasinda kendisini farkli cinsten biri gibi gormesi ve hissetmesidir Bu yuzden transseksuelleri dis gorunuslerinden belirlemek soz konusu degildir Cunku kendilerini farkli cinsten hissettiklerini dis gorunuslerine her zaman yansitmazlar Travestilikten farkli olarak giyim fiziksel gorunum ile davranislardan ote transseksuellerin bir kismi cinsiyet gecis ameliyati gecirerek sosyal ve hukuki olarak farkli cinsiyete gecerler Transseksuel bireyler aslinda bedensel acidan ya erkek ya kadindirlar fakat kendilerini bulunduklari cinsiyetten baska cinsiyete ait hissederler ve olabildigince hissettikleri cinsiyetin ozelliklerine burunurler Yani bedenleri farkli olsa da kendilerini hissettikleri cinsiyettedirler Transseksuelligin ne olcude hastalik olarak degerlendirilmesi gerektigi kesinlikle cok tartisilan bir konudur Dunya Saglik Orgutu nun WHO uluslararasi hastalik siniflama olcutu ICD 10 a gore bir ruhsal rahatsizlik turu olarak tanimlanmaktaydi Dunya Saglik Orgutu WHO Haziran 2018 de trans kimlikleri ruhsal bozukluk kategorisinden cikartti TanimiFiziksel acidan kadinsi ozelliklere sahip fakat eril cinsiyet kimliginde olan bireyler kadindan erkege transseksuel yani trans erkek olarak nitelendirilmektedir Fiziksel acidan erkeksi ozelliklere sahip fakat disil cinsiyet kimliginde olan bireyler ise trans kadin olarak tanimlanmaktadirlar Transseksuel bireylerden bazilari erkekten kadina transseksuellik ve kadindan erkege transseksuellik kavramlarini reddetmektedir kaynak belirtilmeli cunku onlara gore bu yeni kavram onlarin asil yani yaratilistaki cinsiyet kimligine cinsiyet belirleyici olarak uymamaktadir kaynak belirtilmeli Ayni zamanda bu iki kavram bedensel ozelliklerin degisimini ve davranis degisikliklerini de ele aldigindan cinsiyet degisimine olanak saglamaktadir Transseksuellere gore onlarin asil cinsiyetleri bedensel ve davranis degisiklikleri de dahil degistirilemez oldugundan elestirmenlere gore de onlari bu kavramlarla nitelendirmek dogru degildir Eski tip kaynakcalarinda yer alan hissedilen cinsiyetin yerine bedensel cinsiyetin on planda tutuldugu transseksuel kadin trans kadin yerine gecen ve transseksuel erkek trans erkek yerine gecen kavramlari cogu transseksuel tarafindan reddedilmis ve gunumuzde de kullanimdan kalkmistir Tibben veya hukuken cinsiyeti uygun hale getirilmis transseksuel bireyler ise artik transseksuel olarak adlandirilmamaktadirlar Bu bireyler icin kullanilan kavramlar transseksuel gecmisi olan erkek ve transseksuel gecmisi olan kadin dir veya en basiti kadin veya erkek kavramlaridir Transseksuel kavraminin tarihiCinsiyet rolunu degistiren insan olgusu antik caglardan beri bilinmektedir 20 yy in basindan itibaren cinsiyet degisimine iliskin tibbi olanaklar dogdugundan bu yy dan once transseksuellik ve transvestizm arasinda ayrim yapilmamaktaydi Daha dogrusu cinsiyet kimligi kesin bicimi ayirt edilmemekteydi Bunun yani sira bilinen cinsiyet kimligi vakalarina iliskin veya gunumuzdeki cinsiyet rolu degisimleri icin baska sebepler olup olmadigi sorulari da belge eksikliginden dolayi aciklanamamaktaydi Alman doktor ve seks arastirmacisi 1910 yilinda ara sira veya duzenli olarak karsi cinsiyetin kiligina giren insanlar icin travestilik kavramini kullanmistir Sadece kilik kiyafette degil ayrica bedensel anlamda da kendini diger cinsiyete uydurmaya calisan bireyler icin ise Hirschfeld 1923 yilinda Seks asamalari bulteninin son basiminda ruhsal transseksuellik kavramini kullanmistir Bunun yani sira transseksuelligi transvestizmden farkli bir olarak yonelme degil aksine ona gosterilen yogun bir egilim olarak nitelendirmektedir Hirschfeld in yayinlari ve seks arastirma enstitusu hakkinda yogun fikir sahibi olan Harry Benjamin 1953 yilinda Transvestizm ve Transseksuelizm adli makalelerinde ruhsal transseksuellik kavramini kullanmis ve 1966 yilinda da Transseksuel Fenomeni adli kitabiyla bu kavrami seksuel tibba kazandirmistir 1949 yilinda yayinlanan makalesinde transseksuel psikopatisi kavramini kullanan yine bu yillarda bu kavramin oncusu olarak gorulmustur Cauldwell ve Benjamin in calismalarinda transseksuellik kavrami gunumuzdeki anlamiyla kullanilmistir 90 li yillarda da transseksuellik kavrami fiziksel rahatsizliklarin teshisli ve statik el kitabi olan DSM IV den cikarilmis yerine cinsiyet kimligi rahatsizligi kavrami kullanilmaya baslanmistir Buna karsin ICD 10 da Dunya Saglik Orgutu nun uluslararasi hastalik siniflama olcutu bu iki kavram hala es anlamli olarak kullanilmaktadir Transseksuellik F sinifi altinda fiziksel ve davranis rahatsizliklari ve f64 O noktasinda yer alan bir rahatsizliktir Transseksuelligin tarihi1950 li yillarda Amerika daki transseksueller hormon tedavisi gorebilmekteydi Bu yillarda bu yeni arastirma alaninin oncusu olan bircok transseksuel bireyle ilgilenmekteydi Benjamin cogu is arkadasinin aksine transseksuelligi fiziksel bir rahatsizlik olarak gormemekteydi O bireylerin bedensel cinsiyetlerinin cinsiyet kimliklerinden uzaklastiginin farkindaydi 1952 yilinda basin ilk kez cerrahi yolla cinsiyetini degistiren erkekten kadina Amerikali transseksuel Christine Jongensen ilgili bir haber yapmisti Dini kesim bu tur operasyonlari iyi karsilamayip hastanelere baski yaptigindan transseksuel bireyler cerrahi operasyonlar icin yurt disina gitmek zorundaydi oncelikli olarak Casablanka daki Georges Burou ve Meksika ya Ayrica Amerika da transseksueller psikopati olarak goruluyor ve zorla hastaneye yatirilip elektrosok veya antipati tedavisi uygulaniyordu 1966 yilinda ise daki tip merkezinde cinsiyet kimligi klinigi kurmustu Bu klinikte cinsiyet degisimine dair gerekli onlemler de alinmaktaydi 1969 yilindan sonra da Stonly Diber gibi bircok unlu arastirmacinin calistigi daha baska uzmanlik klinikleri de acilmistir NedenleriTransseksuelligin etiyolojisi baska bir deyisle transseksuelligin nedenleri bircok transseksuelin doktorlarin psikologlarin diger ruh sagligi profesorlerinin ve transseksuellerin aile uyeleri ve arkadaslarinin ilgi konusudur Transseksuellik cinsiyet kimliginin dogumda belirlenen cinsiyetten ve bu cinsiyetin tipik davranislarindan farkli ifade edilmesiyle ilgidir Bu huzursuzluk olarak adlandirilir Beyin fonksiyonuyla ilgili arastirmalar 1995 te Zhou ve meslektaslari tarafindan yapilan bir arastirmada beyinde bed nucleus stria terminalis BSTc adi verilen bir bolgenin seks ve endise tepkileriyle ilgili bir bolge buyuklugu kadinlardaki buyuklukte ise erkeklerdeki buyuklukte oldugu bulunmustur Ama cinsel yonelimle ilgili bir baglanti bulunamamistir Arastirmadaki transseksueller daha once almistir Ama kontrol grubundaki hormon seviyeleri normal olmayan biyolojik kadin ve erkeklerde BSTc nin buyuklugu kendi cinsiyet kimlikleriyle uyumlu oldugu bulundugundan BSTc ile hormon seviyesi arasinda bir iliski olmadigi sonucuna varilmistir Arastirma transseksuelligin norobiyolojik bir temeli oldugunu desteklemektedir 2000 de Kruijver ve meslektaslari tarafindan yapilan bir arastirmada transseksuel ve transseksuel olmayan kisilerin BSTc lerindeki noron sayilari incelenmistir Kadindan erkege transseksuellereki noron sayilari erkeklerin araliginda erkekten kadina transseksuellerinkinin ise kadinlarin araliginda oldugu bulunmustur Ama cinsel yonelimle ilgili bir baglanti bulunamamistir Transseksuellerin biri haric hepsi daha once hormon terapisi almistir Ama 1995 teki arastirmada oldugu gibi transaeksuel olmayan kadin ve erkeklerin bazilari da cesitli nedenlerden dolayi hormon seviyeleri normalin disinda olan kisilerden olusuyordu Hormon seviyeleri normal olmayan biyolojik kadin ve erkeklerin BSTc deki noron sayilarinin cinsiyet kimlikleriyle uyumlu cikmasi ve daha once hic hormon terapisi almamis ama kendini kadin gibi hisseden bir erkegin BSTc deki noron sayisinin kadinlarin araliginda cikmasi BSTc deki noron sayisiyla hormon seviyesi arasinda bir iliski olmadigini gostermektedir Bu arastirma da transseksuelligin norobiyolojik bir temeli oldugunu desteklemektedir 2002 de Chung ve meslektaslari BSTc deki seksuel dimorfizmin cinsiyete gore degisiklik gostermesi yetiskinlige kadar olusmadigini bulmustur Chung bu bulgu sonucunda BSTc deki farkliligin transseksuellige yol acmadigi kisilerin cinsiyet kimlikleriyle biyolojik cinsiyetlerinin uyusmamasi sonucu bu farkliligin transseksuel kisilerde yetiskinlikte olustugunu one surmustur Yani transseksueller BSTc leri farkli oldugu icin transseksuel degildirler Transseksuel olduklari icin BSTc leri farklidir 2008 de Garcia Falgueras ve Swaab tarafindan yapilan bir arastirmada transseksuel ve transseksuel olmayan kisilerin on hipotalamuslarindaki adi verilen bolgenin hacmi ve noron sayilari incelenmistir Kontrol grubundaki erkeklerin INAH3 lerinin hacmi kontrol grubundaki kadinlarinkinden ortalama 1 9 kat daha buyuk noron sayilarinin ise 2 3 kat daha fazla oldugu bulunmustur Erkekten kadina transseksuellerin sonuclari kadinlarin araliginda cikarken kadindan erkege olan transseksuelin sadece bir kadindan erkege transseksuel denek vardir sonucu erkeklerin araliginda cikmistir Tum transseksueller daha once hormon terapisi almistir Ama menopoz oncesi ve menopoz sonrasi donemde olan kadinlarin INAH3 lerinin hacim ve noron sayisi bakimindan ayni aralikta olmasi erkekten kadina olan transseksullerinin sonuclarinin kadinlarin araliginda cikmasinin nedeninin ostrojen hormonu almalari olmadigini gostermektedir Transseksuellerin INAH3 lerindeki farklilik kismen de olsa beyinlerindeki erken bir isareti oldugunu gostermektedir Yine 2008 de Ivanka Savic ve meslektaslari tarafindan yapilan bir arastirmada biyolojik erkek ve kadinlarin ve erkekten kadina transseksuellerin kendini kadin hisseden ama cinsel yonelim olarak yine kadinlara ilgi duyan erkek baska bir deyisle translezbiyen erkeklik ve kadinlik kimyasallari olan ve EST i kokladiklari zaman beyinlerinin hangi kisimlarinin aktivite oldugu incelenmistir Kadinlar ve GEKT ler erkeklik kimyasali AND i kokladiklarinda hipotalamuslari aktivite olurken kadinlik kimyasali EST I kokladiklarinda amigdala ve leri aktivite olmustur Erkekler ise EST i kokladiklarinda hipotalamus bolgeleri aktivite olmustur Ama GEKT lerin EST i kokladiklarinda da sinirli bir hipotalamus aktivitesi gosterdikleri AND i kokladiklarinda kadinlarla EST I kokladiklarinda ise erkeklerle bir paylastiklari bulunmustur GEKT lerin EST e karsi gosterdikleri hipotalamus aktivitesi sinirli oldugu icin GEKT ler onemli olcude sadece erkeklerden farklilik gostermistir Arastirmacilar GEKT lerin gosterdikleri aktivitelerin kendi biyolojik cinsiyetlerinden uzak erkeklerin ve kadinlarinkinin ortasinda oldugu ama agirlikli olarak kadinsal ozellikleri gosterdigi sonucuna ulasmistir Arastirma transseksuelligin belli hipotalamik baglantilardaki degisken noronal farklilasmanin sonucu olan cinsiyete gore atipik fizyolojik aktivitelerle baglantili olabilecegini gostermektedir 2009 da Gizewski onderligindeki Alman radyolog takimi biyolijik erkek ve kadinlara ve erkekten kadina transseksuellere kendini kadin gibi hisseden ve cinsel yonelim olarak erkeklere ilgi duyan erkekler erotik sahneler seyrettirilip manyetik rezonans goruntuleme kullanilarak beyinlerinin hangi bolgelerinin aktivite oldugunu incelemistir Erkeklerin beyinlerinin birkac bolgesinde kadinlar ve AEKT lerin gostermedigi bir aktivite oldugu gozlenmistir AEKT lerin gosterdigi aktivitelerinse kadinsal yonde oldugu bulunmustur Yine 2009 daki bir arastirmada California Universitesi ndeki arastirmacilar MRG ler kullanarak biyolojik erkek ve kadinlarin ve hormon terapisi gormemis erkekten kadina transseksuellerin cogunlugu gynephilic azinligi androfilik beyinlerindeki gri madde degisimini incelemistir Erkekten kadina transseksuellerin beyinlerindeki gri madde degisimi bir bolge haric erkeklere kadinlarinkinden daha cok benzedigi bulunmustur Erkekten kadina transseksuellerin beyinlerindeki gri madde degisiminin kadinlarinkine benzedigi tek bolgenin oldugu tespit edilmistir Bu arastirma beyin anotimisinin cinsiyet kimliginde rol oynadigini desteklemektedir 2010 da Rametti ve meslektaslari kullanarak erkek ve kadinlarin ve hormon terapisi gormemis androfilik erkekten kadina transseksuellerin beyinlerindeki beyaz maddeyi incelemistir AEKT ler beyinlerinin bircok bolgesinde hem erkeklerden hem kadinlardan farklilik gostermistir Arastirmanin bulgularina gore AEKT ler beyaz madde bakimindan kadinlar ve erkeklerin ortasinda bir sonuc gostermektedir Arastirma AEKT lerin beyin gelismeleri sirasinda bazi maskulenlesmeyi tamamlamamis olabilecegini gostermektedir Rametti ve meslektaslari ayni arastirmayi biyolojik erkek ve kadinlar ve hormon terapisi gormemis gynephilic kadindan erkege transseksueller kendini erkek gibi hisseden ve cinsel yonelim olarak kadinlara ilgi duyan kadinlar ustunde yapmis GKET lerin beyinlerindeki beyaz maddenin erkeksel yonde oldugunu bulmustur Arastirma kadindan erkege transseksuellerin beyin yapisinin dogustan gelen bir farklilik icerdigini kanit gostermektedir 2010 da yapilan baska bir arastirma da Nawata ve meslektaslari heteroseksuel kadinlarin ve cinsel yonelim olarak kadinlara ilgi duyan ve ayni zamanda kadin kimligini reddedip kendini erkek hisseden kadinlarin gynephilic kadindan erkege transseksueller pozitron emisyon tomografisini kullanarak beyin bolgesel kan akimlarini birbiriyle kiyaslamistir Kendini erkek gibi hisseden kadinlarin hicbiri daha once hormon terapisi almamistir Arastirma erkekleri icermemesine ragmen GKET lerin beyin bolgesel kan akiminin erkeksel yonde oldugu sonucu cikarilabilmistir GKET lerin sol kan akimi heteroseksuel kadinlara gore daha az sag insulalarinda ise daha coktur Bu iki bolge bilinc ve baglantili olmasiyla bilinmektedir Arastirma transseksuelligin biyolojik bir temeli oldugunu desteklemektedir Genetik arastirmalar NR3C4 olarak bilinen androjen reseptoru testosteron ya da dihidrotestosteronun baglayiciligi tarafindan aktivite edilir Bu reseptor birincil ve ikincil erkek cinsiyet karakteristiklerin olusumunda kritik bir rol oynamaktadir 2009 da yapilan bir arastirmada Hare ve meslektaslari erkekten kadina transseksuellerde hem androfilik hem gynephilic transseksuel olmayan erkeklere gore reseptor geninin kopyalarini daha uzun bulmustur Bu uzun kopyalar testosteronun baglayiciliginin etkisini azaltmaktadir Bu bulgu sonucunda arastirmacilar beyin gelisiminde androjen ve androjen sinyalinin azalmasinin erkeklerde kadin cinsiyet kimliginin olusmasina neden olabilecegini one surmustur CYP17 adi verilen bir genin varyasyonu cinsiyet hormonlarinin metobalizmasinda rol oynamaktadir ve erken beyin gelisimini etkilemektedir Bu varyasyon erkeklerde kadinlara gore daha yaygindir 2008 de Avusturya da yapilan bir arastirmada Clemens Tempfer ve meslektaslari kadindan erkege transseksuellerin 44 unun transseksuel olmayan kadinlarin ise 31 inin bu varyasyona sahip oldugunu bulmustur Ayrica kadindan erkege transseksuellerdeki alel dagilimi da erkeklerle esit cikmistir Bu bulgu sonucunda arastirmacilar bu gen varyasyonunun kadinlarin kendini erkek gibi hissetme olasiligini arttirdigini one surmustur Dogum Oncesi Androjen El Yanlilik 2005 te Scheneider ve meslektaslari erkeklerin kadinlarin erkekten kadina transseksuellerin ve kadindan erkege transseksuellerin 2D 4D parmak oranlarini kiyaslamistir 2D 4D isaret parmaginin yuzuk parmaga oranidir Ve dogum oncesi androjene ne kadar maruz kalindiginin isareti oldugu dusunulmektedir Erkekler anne karninda kadinlara gore androjene daha fazla maruz kaldigindan 2D 4D oranlari genel olarak kadinlara gore daha dusuktur Arastirma da erkekten kadindan transseksuellerin 2D 4D oranlari erkeklere gore daha yuksek kadinlara ise daha yakin oldugu bulunmustur Ama kadinlarla kadindan erkege transseksueller arasinda bir fark bulunamamistir Ayrica hem erkekten kadina hem kadindan erkege transseksuellerin kadinlara ve erkeklere gore daha az sag yanli oldugu bulunmustur Baska bir deyisle sol yanli olma veya her iki elini kullanabilme kabiliyetinin transseksuellerde daha yuksek oldugu bulunmustur Arastirmadaki erkeklerin 95 inin kadinlarin 91 inin kadindan erkege transseksuellerin 79 unun erkekten kadina transseksuellerin ise 74 unun sag yanli oldugu gozlenmistir Dogum sirasi efekti Dogum sirasi efekti cinsel yonelimin bilinen en guclu biyodemografik habercisidir Bircok arastirmaya gore her buyuk erkek kardes bir erkegin escinsel yonelime sahip olma ihtimalini bir oncekinin 28 48 i kadar arttirmaktadir Dogum sirasi efekti ayni zamanda erkekten kadina transseksuellerde de gozlenmistir Androfilik erkekten kadina transseksuellerin gynephilic erkekten kadina transseksuellere gore daha fazla buyuk erkek kardese sahip oldugu bulunmustur Bu bulgular Kanada Birlesik Krallik Hollanda ve Polinezya daki orneklerden elde edilmistir GelisimiCogu transseksuel bireyde baska biri olma duygusu okul oncesi caglarda gelismektedir fakat bu duygu henuz somut olarak baglayici olmayabilir Bazilari da okul oncesi cagda bedensel cinsiyetlerinin aksine kiz veya erkek olmak istediklerine dair bir bilinc gelistirdiklerini belirtmektedir Bu bilinc ilk defa ergenlik ya da yetiskinlik doneminde de ortaya cikabilmektedir Boyle bir durumda cocukluk donemindeki anilarin bastirilip bastirilmayacagi sorusu akillara gelmektedir Transseksuel bireylerin karsilastigi psikolojik baskilar zamanla artmaktadir ozellikle ergenlik ve yetiskinlik donemlerinde Psikosomatik hastaliklar ve diger cesitli psikolojik problemlerin yani sira bu baskilarin sonucu olarak depresyon ve uyusturucu kullanimi gibi sorunlarla karsilasilmaktadir Cogu transseksuel er ya da gec cevresini transseksuelligiyle ilgili bilgilendirmeye cinsiyet rolunu de kalici resmi olarak degistirmeye mecbur kalacaktir Ozellikle kriz evresinde alinan bu tur bir kararin sonucu da bireyin hayatini tehdit edebilmektedir Transseksuellik sonucunda ortaya cikan psikolojik problemlerin zamani bireyden bireye degisiklik gostermektedir Bu bireyin icinde bulundugu sosyal cevreye ve edindigi bilgilere de bagli olmaktadir Yalniz degismeyen sudur ki yillardan beri tibbi tedavi gormek isteyen bireylerde ortalama yas orani giderek dusus gostermektedir Transseksuellige egilim gosteren cocuklar cogunlukla cevrelerinin beklentilerine uymaya ve bedensel cinsiyetlerine uygun rolde yasamaya calismaktalar Bu tur baskilar da bedensel acidan erkek olan transseksuellerde genellikle daha fazla oldugundan trans erkek ve trans kadinlarda yasanan tipik gelisimler farkli olmaktadir Trans kadinlar ilk olarak klasik erkek profiline olabildigince uyum saglamak icin caba harcarlar Evlenip aile kurmalari sik rastlanan bir olaydir cunku daha sonra zaten kadin olarak tercih ederler Ayrica meslek seciminde erkek gucu gerektiren alanlari secmeleri de yaygin bir durumdur Eril rolde yasadigi sikintilar kendisini genellikle transvestizm ve asiri yuklenme Overcompensing evresi arasindaki degisim esnasinda gosterir Ornegin bu evrede kadin kiyafetlerini atip ozellikle erkeksi bir gorunum sergilemeye calisirlar Trans erkeklerin evlenip cocuk sahibi olmalari sik rastlanan bir sey degildir Meslek seciminde ise ya cinsiyetin on planda olmadigi ya da tipik erkek gucu gerektiren mesleklere yonelirler Disil rolde yasadiklari sikintilarini da gunluk hayattaki erkeksi davranis bicimlerine entegre ederek gosterirler Bu davranis bicimi kadinlarda erkeklerdeki kadinsi davranis bicimlerine gore daha kolay kabul edilmektedir Bu nedenlerden dolayi hala kadin gibi yasayan trans erkekler avare veya ozgur gorunurler Partner olarak erkekleri tercih ettiklerinden genellikle lezbiyenlere benzetilirler Cinsiyet rolunun degisimi onemli sosyal problemlere yol acabilmektedir Ornegin her zaman olmasa da genellikle bireylerin yasadigi ikili iliskiler sona ermektedir Cocuklar cogu zaman anne veya babasinin rol degisiminin beklenilenden daha iyi ustesinden gelmektedir Tabii ki istisnalar da soz konusudur Bu istisnalar ergenlik donemindeki veya dis baskilardan fazlasiyla etkilenmis cocuklarda gorulmektedir Bireyin istifasini vererek isini kaybetmesi de artik sik rastlanan bir olay degildir cunku Avrupa Adalet Divani cinsiyet degisiminden dolayi bir kisinin isten cikarilmasinin cinsiyet ayrimciligi oldugunu aciklamistir Buna ragmen bugune kadar cinsiyet rolunun degisimi sebebiyle psikolojik veya psikoterapik destek almayan transseksueller bu tur destegi almaya baslamislardir cunku bir birey icin psikolojik yardim aldigini kanitlamadan tibbi ve hukuki olanaklardan yararlanip rapor almasi hemen hemen imkansizdir Son yillarda transseksuel cocuga sahip aile sayisi giderek artmaktadir Ayni zamanda transseksuelligi reddetmek yerine kabul eden aile sayisinda da artis gorulmektedir Boyle durumlarda ergenlige girisi yavaslatacak tibbi onlemler alinmaktadir Bu yolla cinsiyet ozelliginin gelisimi engellenmektedir Bu ozellik ilerleyen yillarda buyuk bir masraf ve suphe goturen bir basariyla eski haline yeniden getirilmek zorunda olan veya artik geri donusu olmayan bir yapidadir Bu nedenle ergenlik doneminde veya bu donemden kisa bir sure sonra cinsiyet rolunun degismesine karar veren transseksuel bireylerin sayisi giderek artmaktadir Kavram tartismalariCogu birey transseksuellik kavramini reddetmektedir Cunku bu kavram seksuellik kelimesini cagristirmaktadir Transseksuellik bir cinsiyet problemi degil aksine seksuel tercihtir Yalniz transseksuellik cinsiyet kimliginin bir sorunudur ve boylece de ozunde seksuelligin bir turu degildir Transseksueller alisilmisin disinda seksuel egilimleri olan bireyler degillerdir aksine sadece yanlis cinsel organla dunyaya geldiklerine inanan bireylerdir Erkekten kadina veya kadindan erkege transseksuel yerine elestirenler daha basit deyimiyle trans kadin veya trans erkek olarak tanimlamayi tercih etmekteler Almanya da 1980ler de one atilan alternatif kavram da trans kimlik kavramidir Bu kavram 1990 yilindan itibaren kesinlikle daha kapsamli bir kavram olan trans cinsel in dogmasina zemin hazirlamistir Trans cinsel bir anlamda dogustan sahip oldugu cinsiyetine ayak uyduramayan insanlar icin ust kavram olarak kullanilirken diger anlamiyla bu kavram kendisini iki cinsiyetin arasinda hisseden yani kendini 100 kadin veya erkek olarak nitelendiremeyen bireyler icin kullanilmaktaydi Hukuki boyutAralarinda Almanya Avusturya Belcika Hollanda Luksemburg Isvec Turkiye ve Isvicre nin bulundugu cogu Avrupa ulkesi ve bunlara ek Avrupa disindaki bazi devletler transseksuel bireylere isimlerini veya yer alan cinsiyet bilgilerini hissettikleri cinsiyete uygun olarak degistirmesine izin vermistir Almanya Almanya daki transseksuel yasasinda TSG bu bireylerin isimlerini veya medeni durumlarini degistirebilmesi icin bir dizi on kosul belirlenmistir Bu kosullari yerine getirme olanagi da ilgili yerel mahkemelerce saglanmaktadir Alman Icisleri Bakani transseksuel bireyler icin bir dizi onkosul getirmistir Bunlar arasinda dogum kaydi esnasinda yazilan cinsiyetin ve isim degisikliginin yapilmasi yer almaktadir Bu yasayla da bir trans kadinin cinsiyetini uygun hale getirmek ve artik nufus kaydindaki cinsiyetini duzelttirmek icin firsat dogmustu Yalniz bu izin yasalara aykiri gorulmustu cunku evli olmayan kisiler de nufus kaydindaki cinsiyetini degistirme hakkina sahip olmustu Bu nedenle evli transseksueller nufus kaydindaki cinsiyetlerini degistirmeden once evliliklerinin hukuken bitmesi icin cinsiyet degistirme ameliyatina zorlanmislardir Kaldirilan izinden bagimsiz olarak isim degistirme yasasinda yer alan yonetmeliklerce bireyin isim degisikligi yapmasi mumkundur Avusturya 1983 yilindaki transseksuel yasasinin yerine gecen 1986 yilindaki yasa 2006 yilinin Temmuz unda Avusturya Adalet Divani tarafindan yasalara aykiri olarak gorulmus ve yururlukten kaldirilmistir Isvicre Isvicre de de ozel bir transseksuel yasasi yoktur Yargi cinsiyet degistirildikten sonra mahkemeye verilen dilekce ile kisinin ismini ve nufus kaydinda yer alan cinsiyet bilgisini duzeltme hakkina sahip olduguna hukmetmektedir Birlesik Krallik Birlesik Krallik ta 2004 yilinda transseksuel bireylere cerrahi operasyon veya herhangi bir bedensel uygulama sart kosulmaksizin dogum kaydini duzelttirme imkani saglayan Gender Recognition Act cinsiyet onaylama yasasi yururluge girmistir Fransa Fransa da 17 Mayis 2009 yili itibariyla transseksuelligi fiziksel ve cinsel rahatsizlik siniflamasindan cikarmistir 2010 yilinda da psikolojik rahatsizlik listesinden cikarmistir Diger Belcika ve Luksemburg da transseksuellere iliskin durum Almanya da oldugu gibidir Yargi genel yonetmeliklerle duzeltme veya degisiklige izin vermektedir Ceza Hukukunda transseksuellik Transseksuel bireylerin karsilastigi problemlerden biri de toplum tarafindan farkli muamele gormeleridir Bu durumda polis ceza mahkemeleri ve infaz devreye girmektedir Ozellikle her bir tutuklama olayinda cinsiyet kimligine uygun davranis bicimi sorunu ve bireyin bakim sorunlari ortaya cikmaktadir Yetkili makamlar icin cozulmesi cok zor olan problemlerden biri de erkek ve kadinlarin hapishaneye nasil yerlestirilecegine dair kanun problemidir Transseksuelligin hastalik olarak siniflandirilmasiTarihi Transseksuellik kavrami cok eskilere dayanan bir olgusal duruma isaret eder Turkiye de ilk defa Bulent Ersoy un gecirdigi cinsiyet degistirme ameliyati ile toplumun gundemine gelmistir Dunya capinda ise ilk kez 1952 yilinda Norvec te yapilmistir Bu ameliyatla Amerikali George Jorgensen kadin olmus ve ismini degistirmistir Cerrahi uygulamalarin baslangici birincil lenfoid organlarin ve ikincil cinsiyet ozelliklerinin degisimine yonelikti Bu degisim cinsel iliskide bulunma egilimini hadimlastirma gibi yontemlerle tamamen ortadan kaldirma acisindan eski Misir dan Hindistan gibi eski kavimlere kadar uzanirdi Ornegin dogurganlik ayini Sumerliler ve Anadolu da insanlarin ana Tanrica Kibele ye olan bagliliklarini gostermek icin yapilmaktaydi Bu ayinlerde kendinden gecen insanlarla hadimlastirma torenleri gerceklestiriliyordu Hadimlastirma ayini Roma Imparatorlugu donemine kadar tanrica Diana nin serefine de yapilmaktaydi Bu uygulamalar oncelikle Orta Cag da hadim veya harem agasi adi altindaki koleler uzerinde uygulanmaktaydi Bireyleri bayiltmadan ve sihhi olmayan ortamlarda yapilan bu operasyonlar cogu zaman olumle sonuclanirdi veya bireyin Skrotum penisin alt bolumundeki kesenin icinde bulunan organlar bazen de penisi alinirdi Tibbin ilerlemesiyle birlikte bu tur operasyonlarda olum riski de azalmistir Baslangicta yapilan operasyonlar toplumsal ve dini dusuncelerden etkilenerek yapilmis ve onur kirici bir cezalandirma yontemi olmustur Ronesans doneminde toplumda zamanla yeni bir cinsiyet tablosu gelismisti Bu olusan tabloyu takiben kadinlarin gucleri giderek artmis erkege ozgu cinsiyet ozelliklerinin nasil bir sey oldugunu hissetmislerdir Bu esnada da eril cinsiyetlerde de kadina ozgu ozellikler belirmistir Baska cinsiyete ait olma isteginin tarihsel baglamda ne zaman ortaya ciktigina dair kesin bir tarih bulunmamaktadir Barok ve Rokoko akimlari cogu degisimin ve karsi cinsin gorunusune burunmenin moda oldugunu gostermis ve bundan yola cikarak bazi doktorlar 17 ve 18 yuzyillarda cinsiyet degistirme ameliyati yapma cesaretini gostermislerdir Bu ameliyatlar muhtemelen hastanin kendisini iyi hissetmesine yonelik degildi Doktorlar kendi cikarlari dogrultusunda bilimsel deneylerine katki da saglamak icin bu operasyonlari yurutmekteydiler En bilindik ornegi androjeni kisiligindeki kadin ve erkek rolunun gerekliliklerini yerine getiren birey bireyler daha cok canavar adi altinda pazarlarda veya sirklerde sunulmaktaydi Buradan bu operasyonlarda cogu zaman ilkel aletler kullanildigi sonucu da cikarilabilir biyikli kadin sesi degistirilmis erkek opera aryalarinin kalin seste opera soylemeleri gibi 20 yuzyil baslari Magnus Hirschfeld Transseksuel ve Interseksuelligin fiziksel ve psikolojik sorunlariyla ilgili ilk onemli bilgiler doktor ve seksolog Magnus Hirschfeld tarafindan 20 yy in baslarinda ortaya atilmistir Hirschfeld homoseksuel transvestizm ve transseksuel kavramlarini da bulmustur Insanlarin istegine gore cinsiyetini degistirmeleri fikrine bilimsel acidan yaklasip ise koyulan Hirschfeld sayesinde 20 yil icinde Berlin deki Seks Arastirma Enstitusunun calisanlarinin yardimi ve girisimiyle kimlik ve isim degisikligi ayrica sozde travesti gorunusu insanlara aciklanmistir Ayni zamanda ilk cinsiyet degisimi ameliyati yapilmistir Patolojik tanimlama sonraki evrelerde gevsemistir 1923 yilinda Hirschfeld transvestizmle iliskilendirilerek kullanilan transseksuel sozcugunu ilk defa bu kavramdan ayri tanimlamistir Yaklasik 2000 sayfalik cinsiyet bilgisine genel bakisinda cinsiyet degistirme isteginin asiri transvestizmin bir turu oldugunu gozlemlemistir Hirschfeld bunu su sekilde dile getirmektedir Travestiligin en baskin turunu sadece yapay anlamda kendini degistiren bireyde degil aksine dogal kiyafetini yani vucudu diger cinsiyete burumek isteyen bireylerde goruruz Vucudunu degistirmek isteyen bireylerin en ileri derecesinde kisiler ureme organlarini tamamen degistirmek isterler Bu bireyler her seyden once cinsiyetlerini hislerine gore sekillendirmek isterler Kadinlardaki transvestizmde reglinin durdurulmasi icin yumurtaliklar alinirken erkeklerde ise hadimlastirma yontemi uygulanir Bu durum gunumuzde cok yaygindir Tibbi gozlemler Transseksuelligin hastalik olarak degerlendirilip degerlendirilmeyecegi veya ne olcude hastalik olarak degerlendirilmesi gerektigi tartismali bir konudur ICD 10 siniflama olcutu transseksuelligi F 64 0 derecesinde bir hastalik olarak tanimlamaktadir fakat transseksuel bireyler kendilerini hastalikli hissetmezler Onlarin bakis acisina baskalik kavrami daha uygun dusmektedir Bu iki cinsiyet arasinda olma hissi aslinda zihinsel interseksuellik gibidir Tartismalar bir baska tartismalari da beraberinde getirip engelliligin hastalik olarak gorulup gorulmeyecegi veya ne olcude hastalik olarak degerlendirilecegi problemini ortaya cikarmaktadir Transseksuelligin hastalik sinifinda yer almasini destekleyenler toplumda bireylerin hasta bir insana sapik veya deli birinden daha ilimli yaklastigini ve transseksuellerin hasta olarak nitelendirildigi takdirde toplum tarafindan daha kolay kabul edilecegini tartismaktadirlar Bu siniflandirmaya karsi olanlar ise bu konuyu tartismakla kalmaz ayrica transseksuelligin kabuluyle gunumuzde artik hastalik olarak degerlendirilecek baska seyleri de beraberinde getirecegi gorusune karsi cikmaktalar Bu gorusle suna dikkat cekmekteler gunumuzde sizofreni ve alkolizmin hastalik sinifinda yer almasina ragmen sizofren ve alkoliklerin sayisi giderek artmakta ve dahasi toplum tarafindan asagilanip yalnizliga mahkum edilmekteler Son olarak transseksuellige bagli hastaliklarin farkli oldugu dikkate alinmalidir Bunlar cogunlukla psikosomatik hastaliklara yol acan rahatsizliklardir Depresyon intihar fikri mide bagirsak rahatsizliklari Bunun yani sira transseksueller buyuk olcude depresif ve intihara meyillidirler Bunun nedeni de kisilikleriyle ilgili yasadiklari ruhsal dengesizliklerdir Cinsiyet degistirme ameliyati Cinsiyet degistirme ameliyati deyince akla cerrahi onlemler gelmektedir Bu tur onlemler birincil veya ikincil cinsiyet ozelliklerinin dis gorunuse ve degisen cinsiyetin fonksiyonuna gore uyarlanmasidir Bu tur mudahaleler interseksuellere ya da trans cinsel bireylere uygulanmaktadir Yalniz cogu transseksuel birey de bu tur uygulatmak icin caba harcamaktalar Herhangi bir kazadan veya hastaliktan dolayi kaybolan cinsiyet ozelliklerini geri getirmek icin de bu tur operasyon tekniklerine gerek duyulabilir Bu operasyonlar interseksuel bireylere ailesinin onayi da alindiktan sonra yapilirken ayni sey interseksuel cocuklar icin soz konusu degildir Bu cocuklarin ameliyati erken yasta yapildigindan onlara danisilmaz veya onaylari beklenmez Ayrica gunumuzde yasalarda birbirine bagli cogunlukla da zit hormon tedavisiyle yapilan metabolizmaya mudahaleye dair yeterince bilgi yer almamaktadir Cinsiyet degistirme mudahalesi oncelikli cinsiyet ozelliklerine yapilan operasyonlardir Diger mudahaleler ise ikincil cinsiyet ozellikleri ile ilgilidir Asagida trans cinsel bireylere yapilan cerrahi mudahaleler yer almaktadir Bunun yani sira erkeksi gorunen cinsiyet ozelliklerindeki disil kisimlari degistirmek zorunda olan ayni operasyon tam tersi durumlar icin de gecerlidir insanlara da bu tur mudahaleler uygulanmaktadir Interseksuel bireylere uygulanan mudahale veya organlarin yeniden olusturulmasina yonelik mudahaleler her bireyde son derece farkli uygulanmasi gereken operasyonlardir Trans cinsellerdeki tibbi mudahalelerde seks hormon tedavisi on plandadir Gunumuz standartlarina gore operasyonlardan sonra omur boyu suren hormon tedavisi gerekmektedir cunku vucudun embriyo keseleri alindigi icin hormon eksiklikleri gorulebilir Bu tedaviyle diger cinsiyetin ikincil cinsiyet ozellikleri gelistirilmektedir Yalniz bireyin anatomik cinsiyetinin ikincil cinsiyet ozellikleri cogunlukla korunmaktadir ve ayni sekilde oncelikli cinsiyet ozelliklerine olan etkisi genellikle cok azdir Bu ozelliklerin uygun mudahalelerle dengelenmesi tavsiye edilmektedir Boyle bir tedavi ilk olarak karakter ikinci olarak da ergenlik icin zemin hazirlamaktadir Boylelikle ikincil cinsiyet ozelliklerinin gelisimi baslatilir Trans kadinlarda hormon tedavisi cogu zaman anti androjenlerle tamamlanmaktadir Trans kadinlarda deri daha ince ve kuru yapidadir Vucut yaglari yuze goguse kalca ve makata nakledilir Tuylenme yavaslar Testosteronlara bagli sac dokulmesi azalir Yalniz sakal uzamasinda hemen hemen hic degisiklik gorulmez Hayalar burusur ve artik sperm uretimi durur Libido cinsel istek azalir Uzun vadede vucuttaki kas orani ve vucut dayanikliligi azalir Trans erkeklerde ise deri gozenekleri buyur vucut yagi kalcadan bele nakledilir Beden gucu ve bu guce bagli olarak kaslarda artis gorulur Sakal uzar ve tuylenme artabilir Klitoris genisler Testosteron duzenli adet kanamalarini durdurur Ses kalinlasir ve cinsel istekte artis gorulur Ergenligin ilk etkilerini kusursuz bir bicimde geri dondurmek ne trans kadin ne de trans erkek icin mumkundur Birincil lenfoid organlarin degistirilmesi ya da onlarin gelisimi olanaksiz bir seydir Hormon eksikliginden dogan zararlari onlemek icin omur boyu hormon takviyesi gereklidir Hormon tedavisi yerine veya hormon tedavisi destegiyle cinsiyet degistirme ameliyati operasyonu da mumkundur Bu tedavilerin istegi en azindan transseksuelligin teshisi icin de gerekli bir sarttir Trans kadinlarda bu islem sakal ve biyigin epilasyonu ve cinsiyeti uygun hale getirme operasyonudur Bu operasyonla haya torbasi ve hayalar penisten ayrilmakta ve cinsel birlesmeye de imkan saglayan bir vajina olusturulmaktadir Gogus gelisimi de hormon tedavisinden etkilenip cok fazla gelisemediginden cogu trans kadin gogus buyutme ameliyati olmaktadir Riskli olmasina ragmen ses tonunu uygun hale getirmek icin bogaz bolgesine yapilan operasyonlar da oldukca yaygindir Trans erkeklerde operasyon yumurtalik rahmin alinmasi ve cinsel birlesmeye uygun yapay penisin olusturulmasi islemlerinden olusmaktadir Son asamada yumurtalik ve rahmin alinmasi eril hormonlarin vucuda verilmesiyle bu organlardaki kanser riskini arttiracagindan yerinde bir islem degildir Hayalarin yapilmasi ve uremenin saglanmasi trans erkek icin mumkun degildir Bunun yani sira uygun bir penisin gorunus fonksiyon ve buyukluk acisindan yapilmasi da sinirlidir Bu nedenle cogu trans erkek bu operasyondan vazgecmektedir Cinsiyet degistirme ameliyati masraf ustlenimi Cesitli ulkelerde orn Almanya sigorta konusunda hukuksal boyutta sorunlar yasamaktadir Cinsiyet degistirme ameliyatlarinin masrafinin tumunun veya buyuk bir bolumunun yasalarla ozel sigorta gibi karsilanmasi sorunu hala sorun teskil etmektedir Bu sorun cogunlukla su iki tartismayi beraberinde getirmektedir Her birey mumkun oldugunca saglikli ve mutlu bir yasam surme hakkina sahiptir Cinsiyet rolunde uygunsuzlugun hissedildigi bir yasam bu hakki olanaksiz kilmaktadir Cinsiyet rolunu degistirmek icin cogu zaman tibbi yontemlere de gerek duyulmaktadir Bu yontemlerin ne olcude gerekli oldugunu bireyin kendisi belirlemektedir Tibbi tedavi gorulmediginde cogu zaman agir fiziksel ve psikosomatik hastaliklar ortaya cikmaktadir ki bu hastaliklar da sonradan yine tedavi olunmasini gerektiren hastaliklardir Temelde yatan problem cozumlenmezse kesinlikle hicbir tedaviden uzun sureli bir sonuc elde edilmesi beklenilemez Transseksuellik tedavisi de ucuz bir tedavi degildir cunku bir ay psikiyatri kliniginde yatmanin ortalama masrafi erkekten kadina yapilan cinsiyet degistirme ameliyatindan daha fazladir Tibbi onlemler Tibbi onlemler vucudu bireyin hissettigi cinsiyete olabildigince uygun hale getirmeye calismaktadir Gunumuzdeki deyisiyle cinsiyet degisimi yanlis bir tabirdir cunku cogu cinsiyet ozelligi diger cinsiyete donusturulemez Bu onlemler hormon tedavisi cinsiyeti uygun hale getirme operasyonlari ve gerektiginde sakallari epilasyonla uzun sureli uzaklastirma islemlerinden olusmaktadir Hormon tedavisinde hedeflenen cinsiyetin seks hormonlari vucuda verilmekte ve vucudun kendi hormonlarinin gelisimi engellenmektedir Kaynak 10 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Bireysel Mudahaleler Transerkek kadindan erkege Mastektomi ameliyatla gogusun alinmasi Mastektomi disil gogus bezelerinin alinip erkek gogsunun olusabilmesi icin gogus uclari ve derinin en azindan bir bolumunun korunarak yapildigi bir operasyondur Gogus buyuklugune bagli olarak basarili sonuclarin alinmasi icin farkli teknikler uygulanmaktadir Ongorulen ilerleyen zamanlarda anlasilmayacak bir mastektomi uygulamasidir Bu operasyon bir yil icinde 6 ay aralikla 2 defa yapilir ve ozellikle buyuk goguslere uygulanmaktadir Iyilesme sureci 3 ile 10 gun arasindadir ve cogu zaman kucuk mudahalelere gerek duyulmaktadir Bu mudahale neredeyse tum trans erkeklere uygulanmaktadir Histerektomi ve Adenektomi Rahmin ve Salgi veya Lenf bezinin alinmasi Bu operasyonla vucut icerisinde yer alan disil organlar yani rahim agzi yumurtalik ve yumurta kanali alinmaktadir Bu tur mudahalede kanser riski cok fazla oldugundan hormon tedavisi ongorulmektedir Bunun yani sira transseksuel yasasinca ongorulen aile durumunun degisikligi de bu tur operasyonlar icin on kosuldur Histerektomi ya karin kesilerek ya da vajina yoluyla endoskopik sekilde yapilmaktadir Bu gunumuzde standart bir uygulamadir Iyilesme sureci 3 ile 10 gun arasindadir Bu mudahale cogu trans erkeklere uygulanmaktadir Ureme Organlarina Yapilan Operasyonlar Cinsiyet degistirme ameliyatlarinda kadindan erkege yapilan degisime daha az rastlanmaktadir Bu ameliyat cok zor bir surectir cunku yumurtaliklarin alinmasi meme ameliyati ve hormon tedavisi gibi surecleri kapsamaktadir Gelinen en son asama ise cinsel organ yapimidir Olmayan bir organin yapilmasi ve bu organi duyarli hale getirmek cok zor ve kapsamlidir Cogu trans erkek bu sebeplerden dolayi bu mudahaleden vazgecmektedir Bu operasyonda su uygulamalara basvurulmaktadir Vajina dudaklarindan haya torbasi olusturulur ve haya implantlari silikonla doldurulur Metoido Estetigi Hormon tedavisiyle buyutulmus klitoris kismen kendi derisinden kesilir ve idrar yolu kucuk vajina dudaklarindan olusturulur Hassasiyet mumkun oldugunca korunmaktadir Buyuklugu 2 3 5 cm arasindadir ve dogru teknikler uygulandiginda bireyin cinsel birlesme yasamasi da mumkundur Bu operasyon cok da karmasik bir operasyon degildir ve bu uygulamada vucudun diger bolgelerinden doku nakli yapilmaz Iyilesme sureci hastane kosullarinda 1 ile 2 hafta arasindadir On kol Estetigi Baskin olmayan on koldan cogunlukla sol taraftan nadiren de ust kol veya kalca altindan bir deri parcasi alt dokusuyla birlikte damarlara ve sinir uzantilarina aktarilir Boylelikle penis protezi meydana getirilir Bazen bu teknik Metoido estetigi ile birlikte yapilir ve operasyon iki asamada gerceklestirilir Penis protezi kan dolasimina ve duyarlilik yetisine sahip olsun diye damarlar ve sinir uzantilari birlestirilir Bu yontemle idrar yollari penis protezinin uclarina tasinmaktadir Operasyonun basarisindaki en buyuk pay cerrahlarin becerisine dusmektedir ve cogu zaman alinan sonuc memnun edici olmayabilir Vucutta cogu zaman buyuk ve goze carpan yara izleri meydana gelmektedir Operasyonun yontemine bagli olarak hassasiyet mumkun oldugunca korunmaya calisilmaktadir Penis protezinin buyuklugu genellikle 10 12 cm arasindadir Zaman zaman daha buyuk de olabilir Kol kalinligina bagli olarak protezin genisligi azalabilir Ikinci operasyona kadar silikon haya ve eklem implantlari bunlar erkeklerde ereksiyon problemiyle ilerlemekte ve penis genisligine pek katkisi bulunmamaktadir yerlestirilerek cinsel birlesmeye olanak saglanmaktadir Komplikasyonlar cerrahlarin becerisine ve ameliyat sonrasi tedavilere baglidir Cogunlukla kucuk mudahalelere ihtiyac duyulmaktadir Iyilesme sureci 2 ile 6 hafta arasindadir Abdominal Estetik Karin Bolgesi Vucudun iki yaninda uzanan karin kaslarindan biri kaburga kemikleriyle ayrilir yuvarlanir asagiya dogru katlanir ve kasik kivrimi bolgesinden faydalanilarak penise benzer sekil verilir Bununla birlikte idrar yollari penis protezinin ucuna getirilir ve onun cikis noktasinda de sona erer Bu oldukca zor bir yontemdir cunku cogu zaman penis plastigi kismen veya tamamen yok olmaktadir Sonuc gozle gorulebilir fakat cogu zaman islevsel degildir veya islevsellik icin bircok duzeltici mudahalelere gerek duyulmaktadir Hassasiyet birkac yil sonra kismen saglanabilmektedir Buyuklugu genellikle 12 cm dir Zaman zaman daha buyuk de olabilir Eklem implantlariyla cinsel birlesmeye olanak saglanir Ilk mudahale icin iyilesme sureci 6 ile 10 hafta arasindadir Sirt kasi operasyonu Gogus kasi operasyonlari komplikasyon sikligi nedeniyle dogru bulunmamakta ve on kol estetigi de buyukluk bakimindan olanaklar yetersiz oldugundan hastalar icin pek de memnun edici sonuclar ortaya koymamaktadir Bu gercekten yola cikarak son yillarda uzmanlik alani kongrelerinde farkli teknikler sunulmaktadir Bu tekniklerden biri de hedefe yonelik olan ve bu ozelliginden dolayi dunya capinda giderek daha cok merkezde yurutulen sirt kasi operasyonudur bu operasyon en genis sirt kasindan yapilmaktadir Bu operasyonla riskin ve islev kaybinin az oldugu bir penis yapilabilir Ayrica tedavi bittiginde orijinal buyukluguyle neredeyse ayni olcude bir penis ortaya cikmaktadir Berlin de yapilan uroloji kongresindeki uluslararasi forum tartismasinda on kol estetigi artik uygulamadan kalkan dahasi eski bir yontem ve onerilmeyen bir operasyon olarak nitelendirilmistir Trans kadinlar Erkekten Kadina Cinsel organa yapilan operasyonlar Cinsel organa yapilan operasyonun onculeri 1920 li yillarda ortaya cikmistir Bu operasyonlar Berlin ve Dresden deki kliniklerde yapilmistir Nasyonal sosyalistlerin hakimiyetinden sonra bu merkezler kapatilmis ve tibbi belgelerin buyuk bir bolumu ortadan kaldirilmistir Cogu Yahudi doktor bu donemde surgune gonderilmis calisma ve arastirmalarina farkli ulkelerde devam etmislerdir Danimarkali ressam Einar Wegenerin Dresden li jinekolog Kurt Warnekros araciligiyla yuruttugu operasyonlarin belgeleri de muhtemelen Dresden e yapilan hava saldirilariyla yok edilmistir Operasyonlar cogunlukla penisten damar ve sinirle birlikte alinan uc kismin bir parcasinin disa dogru genisletilerek ve uygun durumdayken tekrar dikilmesiyle yapilmaktadir Ilerleyen zamanlarda cinsel istegi mumkun kilan kalan sinirler yoluyla yeni bir klitoris meydana getirilir Ayni sekilde idrar yollari da genisletilerek uygun olcude kisaltilir Hayalar tipki penis uzerindeki sertlesebilir dokularda oldugu gibi tamamen alinir Tabii ki vajinanin sertlesebilir dokusunda uygulandigi gibi teknikler de mevcuttur Penis derisi ici bos bir beden kaplamasi ile kaplanir ve vajina olusturulur Son olarak haya torbalarinda vajina dudaklari sekillendirilir Normal sartlarda yaklasik 14 gun boyunca hastanede kalmak herhangi bir komplikasyon olusmamasi icin gerekli bir onlemdir Cogu durumda birkac ay sonra bazi kucuk duzeltmelerin yapilabilmesi icin bireye ikinci bir operasyon onerilmektedir Operasyon teknikleri gunumuzde artik o kadar ilerlemistir ki en azindan bazi merkezlerde belirttigimiz rutin mudahalelerden bahsedilmektedir Bayan doktorlar artik operasyon sonuclarinin dogal vajinadan neredeyse hicbir farki olmadigini belirtmekteler Ses tonu icin yapilan ameliyatlar Kadinsi sese ulasmak icin yapilan operasyonlarda farkli teknikler uygulanmaktadir Bunlar yonteme ve operatorlere bagli olan riskli mudahalelerdir Cogu zaman seste kisilmalar olabilir ki bu kisilma oldukca dikkat cekicidir En kotu ihtimalle ses tamamiyla da kaybedilebilir Ses teline yapilan operasyonlar bu ihtimallerden dolayi cok yaygin degildir fakat operasyon tekniklerinin giderek profesyonellesmesiyle bu uygulama da siklasmistir Aslinda germe ve kisaltma yontemleri de mevcuttur Kisaltma yontemi son yillarda cok sik tartisilsa da yontemin kalitesi giderek artmaktadir Berlin Stuttgart ve Wurzburg ta da bu yontemle cok iyi sonuclara ulasilmistir Konusma bozukluklari tedavisi bu mudahaleyi tamamlayici bir gorev ustlenmektedir ve cogu erkekten kadina transseksueller icin de ilk secenektir Adem elmasinin girtlak cikintisi kucultulmesi Girtlagin yani adem elmasinin goze batan bir buyuklugu varsa bu operasyona gerek duyulmaktadir Bu sorunsuz bir operasyondur Diger mudahaleler Aciklanan bu uygulamanin yani sira bazi durumlarda her seyden once plastik cerrahi de baska operasyonlara gerek duyulmaktadir Bu mudahaleler de ozellikle hastalik sigortasiyla masraflarin karsilanmasi icin on kosul olan tibbi gerekirlilik tartisilmaktadir Ornegin bu tur operasyonlar burnun cenenin veya elmacik kemiklerinin kucultulmesi ya da uygun mudahalelerle doldurularak yumusakliginin saglanmasidir Ilk tedavi ve operasyon denemeleri 1900 lu yillarda seks hormonunun etkisi kesfedilmisti Kimyasal tecritle seksuel tipta yeni bir sayfa acilmistir Vucudu diger cinsiyete uyarlamadaki hormonal degisimin ilk denemelerinde ureme organlarinin nakline baslanmis 1918 li yillarda haya ve yumurtaliklarin alindigina dair bilgiler verilmistir 20 li yillarin basinda ilk cerrahi cinsiyet degisimi yapilmistir Cerrahlar 1 Dunya Savasi sirasinda ureme organlarina yapilan ameliyati yaralilari tedavi amacli uygulamislardir Bunun yani sira tipcilar basarisizliga ugrayan deneyler sayesinde Normallestirme ve Homoseksuellikten Heteroseksuellige yonlendirici yogunlastirmaya iliskin bircok yeni bilgi edinmislerdir Seks Arastirma Enstitusu hem bireyin psikolojik hazirlanma surecinde hem de operasyonlarin yurutulmesinde onemli rol oynamistir Cogu hasta kendisine rahatsizlik veren hayalarinin veya yumurtaliklarinin alinmasini talep etmistir Tam anlamiyla uygulanan ilk cinsiyet degistirme ameliyatini Seks Arastirma Enstitu muduru 1931 yilinda iki eril travestinin cinsiyet degisimi adi altinda rapor etmistir Abraham bu travestilerin konsultasyonundan sorumluydu 30 lu yillarda ilk estetik operasyonlar adim adim uygulanmaya baslamistir ve Abraham Dr Levi Lenz in yardimiyla hadimlastirma ve yumurtaliklarin alinmasi operasyonlarini tanimlamistir Dr Levi Lenz bu yillarda vajinaya sekil verme operasyonlariyla ilgilenmekteydi Gunumuzdeki durum 20 yuzyilda cinsiyet degistirme ameliyatlarinda uygulanan yontemler oldukca ilerlemistir Cerrahi operasyonlarda yasanan bu gelismeler konservatif tedaviler icin de soz konusu olmustur 1950 li yillarda uygulanan tibbi yontemler ozellikle Amerikali doktorlar arasinda yaygindi Cerrahi operasyonlarin cogu zaman bir ile bes yas arasinda cinsiyet yoneliminin henuz tam olarak belirlenemedigi cocukluk donemlerinde bireylere uygulanmasi rutin bir uygulamaya donmustu Zamanin doktorlari icin bu cok faydali bir uygulamaydi cunku ilk operasyonlar akabinde ikincil operasyonlari getirmistir ve dahasi bireyleri omur boyu surecek olan hormon tedavisi uygulamasina yonlendirmistir Ayrica bircok yeni yontem gelistirilmistir Ornegin son derece acili bir yontem olan genisletme operasyonu Bu operasyonla yapay vajinaya penis benzeri bir alet yerlestirilir ve birlesme yetisine sahip olmasi icin yapay vajina genisletilir Gunumuzdeki konservatif modern tedavilerin 1950 ve 1960 li yillarin aksine cok daha az yan etkisi bulunmaktadir 1960 ve 70 li yillarda bile cogu zaman hormon tedavisine bagli sac dokulmesi dis curukleri ve mantar hastaliklari gozlenmekteydi Tibbi uygulamalar lazer teknigi ve yeni metotlar sayesinde estetik cerrahi uygulamasini kolaylastirmistir Bu da vucuda uygulanan daha bircok radikal mudahaleler olabilecegi anlamina gelmektedir Turkiye de Durum Bir birey kendi hayatini hangi bedende surdurmek istedigine kendisi karar verebilir ancak boyle bir sistemin hukuksal boyutu da mevcuttur cunku cinsiyet degistirme ameliyatlarinin devlet tarafindan kabulu de gerekmektedir Turkiye de hukuksal baglamda transseksuellerle ilgili duzenleme ilk kez 1988 yilinda yasaya eklenen bir fikra ile olmustur Bu yapilan duzenlemeyle cinsiyetlerini degistiren transseksuellerin saglik raporlariyla birlikte mahkemeye gittikleri takdirde degistirdigi cinsiyete uygun kimlik alabilme hakkina sahip olurlar Evlilik gibi faktorler de kisinin mahkemeye basvurmasina engel degildir Yalniz cinsiyet degisimi ile birlikte evliligin kendiliginden biteceginin kabul edilmesi gereklidir Cocugun vekaleti ise mahkeme karariyla taraflardan birine verilir 2002 yilinda ise bu konuyla ilgili bir duzenleme daha yapilmistir ve 18 yasini doldurmus evli olmayan transseksuel yapida oldugunu kabul eden bunun ruhsal zorunlulugunu kaldirabilen ve omur boyu ureme yeteneginden mahrum kalacagini bilen bir kisi tum bunlari bir saglik raporu ile belgelerse sahsen mahkemeye basvurup cinsiyet degisikligi talebinde bulunabilir Verilen izinle birlikte uygun bir cinsiyet degistirme ameliyati gerceklestirildiginin de belgelendigi halde nufus sicilinde gerekli duzenleme yapilmasina karar verilir Eski duzenlemeye oranla yeni duzenlemede cok onemli farkliliklar var oldugu soylenebilir Bu duzenlemeyle birlikte evli kisilerin ameliyat olamamasi rapor ve mahkeme karari almaksizin yurt disinda ameliyat olup Turkiye de nufusuna iliskin duzenlemeler talep etmesi gibi konular tartismalari gundeme getirecektir Uygulamada karsilasilan sorunlar Turkiye de cinsiyet degistirme ile ilgili kanunlar olmasina ragmen uygulamada onemli sorunlar yasanmaktadir Bunlardan biri ameliyat olmus bireyin is hayatinda yasadigi sikintilardir Is basvurusu yapan bireyden talep edilen nufus kaydi sonrasinda kayitlarda yer alan ameliyat oncesi kimliginin gorulmesi kisinin ozel hayatina zarar verir Diger bir sorun da yasalarda yer alan ozurluluk olcutu siniflandirilmasi uyarinca vucut fonksiyon kaybi cetvelinde bulunan transseksuellere iliskin duzenlemedir Bu cetvele gore transseksuellik ozurluluk durumu olarak degerlendirilmektedir Turkiye de ic hukukta da buyuk sorunlar yasanmaktadir Ayrica bakinizTrans cocuklari koruyun Transgender TransfobiKaynakca Civan Yaprak 29 Mayis 2020 Cinsiyet Kimligi ve Cinsel Yonelim LGBTI Terminolojisi themagger com 16 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Temmuz 2020 Transseksuel Kadinlarin Basarilari 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Yayin 2001 Yazar Lynn Conway Turkce Transseksuelleri Hasta Ilan Etmeyi Birakin 31 Agustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Yayin tarihi 14 Ekim 2009 Basar K amp Yuksel S 2014 Cocukluktan yetișkinlige cinsiyet kimligi ile ilgili sorunlar uygun degerlendirme ve izlem Psikiyatride Guncel 4 389 404 Curtis R ve digerleri Mart 2009 PDF NHS s 12 19 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Temmuz 2012 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Zhou Jiang Ning Hofman Michel A Gooren Louis J G Swaab Dick F 1995 A sex difference in the human brain and its relation to transsexuality Nature 378 6552 ss 68 70 doi 10 1038 378068a0 PMID 7477289 Kruijver F P M Zhou JN Pool CW Hofman MA Gooren LJ Swaab DF 2000 Male to Female Transsexuals Have Female Neuron Numbers in a Limbic Nucleus Journal of Clinical Endocrinology amp Metabolism 85 5 ss 2034 41 doi 10 1210 jc 85 5 2034 PMID 10843193 Chung WC De Vries GJ Swaab DF 2002 Sexual differentiation of the bed nucleus of the stria terminalis in humans may extend into adulthood The Journal of neuroscience 22 3 ss 1027 33 PMID 11826131 Garcia Falgueras A Swaab D F 2008 A sex difference in the hypothalamic uncinate nucleus relationship to gender identity Brain 131 Pt 12 ss 3132 46 doi 10 1093 brain awn276 PMID 18980961 Berglund H Lindstrom P Dhejne Helmy C Savic I 2007 Male to Female Transsexuals Show Sex Atypical Hypothalamus Activation When Smelling Odorous Steroids Cerebral Cortex 18 8 ss 1900 8 doi 10 1093 cercor bhm216 PMID 18056697 Gizewski E R Krause E Schlamann M Happich F Ladd M E Forsting M amp Senf W 2009 Specific cerebral activation due to visual erotic stimuli in male to female transsexuals compared with male and female controls An fMRI study Journal of Sexual Medicine 6 440 448 Luders Eileen Sanchez Francisco J Gaser Christian Toga Arthur W Narr Katherine L Hamilton Liberty S Vilain Eric 2009 Regional gray matter variation in male to female transsexualism NeuroImage 46 4 ss 904 7 doi 10 1016 j neuroimage 2009 03 048 PMC 2754583 2 PMID 19341803 Rametti G Carrillo B Gomez Gil E Junque C Zubiarre Elorza L Segovia S Gomez A amp Guillamon A 2010 The microstructure of white matter in male to female transsexuals before cross sex hormonal treatment A DTI study Journal of Psychiatric Research DOI 10 1016 j jpsychires 2010 11 007 Rametti G Carrillo B Gomez Gil E Junque C Segovia S Gomez A Guillamon A 2010 White matter microstructure in female to male transsexuals before cross sex hormonal treatment A diffusion tensor imaging study Journal of Psychiatric Research 45 2 ss 199 204 doi 10 1016 j jpsychires 2010 05 006 PMID 20562024 Nawata H Ogomori K Tanaka M Nishimura R Urashima H Yano R Takano K amp Kuwabara Y 2010 Regional cerebral blook flow changes in female to male gender identity disorder Psychiatry and Clinical Neurosciences 64 157 161 Hare L Bernard P Sanchez F Baird P Vilain E Kennedy T Harley V 2009 Androgen Receptor Repeat Length Polymorphism Associated with Male to Female Transsexualism Biological Psychiatry 65 1 ss 93 6 doi 10 1016 j biopsych 2008 08 033 PMC 3402034 2 PMID 18962445 Bentz E Hefler L Kaufmann U Huber J Kolbus A Tempfer C 2008 A polymorphism of the CYP17 gene related to sex steroid metabolism is associated with female to male but not male to female transsexualism Fertility and Sterility 90 1 ss 56 9 doi 10 1016 j fertnstert 2007 05 056 PMID 17765230 Schneider H Pickel J Stalla G 2006 Typical female 2nd 4th finger length 2D 4D ratios in male to female transsexuals possible implications for prenatal androgen exposure Psychoneuroendocrinology 31 2 ss 265 9 doi 10 1016 j psyneuen 2005 07 005 PMID 16140461 Bogaert AF Temmuz 2006 Biological versus nonbiological older brothers and men s sexual orientation Proc Natl Acad Sci U S A 103 28 ss 10771 4 doi 10 1073 pnas 0511152103 PMC 1502306 2 PMID 16807297 14 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Aralik 2014 Blanchard R Zucker KJ Siegelman M Dickey R Klassen P Ekim 1998 The relation of birth order to sexual orientation in men and women J Biosoc Sci 30 4 ss 511 9 doi 10 1017 S0021932098005112 PMID 9818557 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Ellis L Blanchard R 2001 Birth order sibling sex ratio and maternal miscarriages in homosexual and heterosexual men and women Personality and Individual Differences Cilt 30 ss 543 552 doi 10 1016 S0191 8869 00 00051 9 Blanchard R Eylul 2001 Horm Behav 40 2 ss 105 14 doi 10 1006 hbeh 2001 1681 PMID 11534970 30 Aralik 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Aralik 2014 Puts DA Jordan CL Breedlove SM Temmuz 2006 PDF Proc Natl Acad Sci U S A 103 28 ss 10531 2 doi 10 1073 pnas 0604102103 PMC 1502267 2 PMID 16815969 8 Mart 2019 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 27 Aralik 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Rahman Q Clarke K Morera T 2009 Hair whorl direction and sexual orientation in human males Behavioral Neuroscience 123 2 ss 252 256 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Blanchard R Sheridan PM 1992 Sibship size sibling sex ratio birth order and parental age in homosexual and nonhomosexual gender dysphorics Journal of Nervous and Mental Diseases Cilt 180 ss 40 7 doi 10 1097 00005053 199201000 00009 Green R Temmuz 2000 Birth order and ratio of brothers to sisters in transsexuals Psychol Med 30 4 ss 789 95 doi 10 1017 S0033291799001932 PMID 11037086 Blanchard R Zucker KJ Cohen Kettenis PT Gooren LJ Bailey JM Ekim 1996 Birth order and sibling sex ratio in two samples of Dutch gender dysphoric homosexual males Arch Sex Behav 25 5 ss 495 514 doi 10 1007 BF02437544 PMID 8899142 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Poasa KH Blanchard R Zucker KJ 2004 Birth order in transgendered males from Polynesia a quantitative study of Samoan fa afafine J Sex Marital Ther 30 1 ss 13 23 doi 10 1080 00926230490247110 PMID 14660290 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Fransa transseksuelligi psikolojik hastalik listesinden cikardi 8 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Istanbul LGBTT Dayanisma Dernegi Yayin tarihi 16 Mayis 2010 SiniflandirmaDICD 10 F 1 MeSH D014189Dis kaynaklarMedlinePlus 001527