Bu madde, uygun değildir.Mayıs 2016) ( |
Yaşanabilir bölge, astronomi ve astrobiyolojide, bir gezegenin, yıldızına olan uzaklığının, gezegenin yüzeyinde sıvı su bulundurabilmesine olanak tanıdığı alandır. Yaşanabilir bölgenin sınırları, Dünya'nın biyosferi, Güneş Sistemi'ndeki yeri ve Güneş'ten aldığı ışınımsal enerjin gibi miktarını bildiğimiz nicelikler kullanılarak bulunur. Gezegenin yüzeyinde sıvı su bulunması hayat için çok büyük bir önem teşkil eder. Bu nedenle yaşamsal bölgede bulunan doğal özelliklerin ve objelerin Dünya benzeri akıllı yaşam formlarının yerlerinin belirlenmesinde çok önemli bir yol oynadığına inanılır.
Yaşanabilir bölge aynı zamanda Goldilocks Bölgesi olarak da bilinir. Bu isim, küçük bir kızın bütün eşyalar arasından aşırı olan her şeyi eleyip (çok sıcak ya da soğuk, çok büyük ya da küçük) ortada bulunanı "sadece doğru" olduğu için seçtiği Goldilocks ve Üç Ayı isimli çocuk masalından esinlenilerek seçilmiştir.
1953'te konsept ilk defa yayınlandığından beri yıldızların, yaşanabilir bölgedeki gezegen ve onunla beraber pek çok yaşanabilir gezegenlerden oluşan sistemlere egemen olduğu doğrulandı. Bu gezegenlerin pek çoğu, süper dünyalar, gaz devleri gibi kütleleri dünyadan çok büyük olan cisimlerdir. Bu cisimler, belirlenmeleri daha kolay olduğu için kolayca saptanmaktadırlar. 4 Kasım 2013'te astronomlar, Kepler verilerine dayanarak, Samanyolu Galaksisi'nde Güneş gibi yıldızların ya da Kızıl cücelerin yaşanabilir yörüngelerinde dolanan, yaklaşık 40 milyar kadar Dünya boyutlu gök cismi olabileceğini açıkladı. Astronomlar Güneş gibi yıldızların yörüngelerinde dolanan en yakını yaklaşık 12 ışık yılı uzaklıkta, yaklaşık 11 milyar kadar gök cismi olabileceğini söylemektedir.
Sonradan gelen zamanlarda ise yaşanabilir bölge konseptinin yaşam için öncelik olup olmadığından şüphe duyulmaya başlandı. Çünkü, son deneylerde, yaşam için gerekli olan sıvı suyun, yaşanabilir bölgenin dışında da bulunabildiği tespit edildi. Diğer enerji kaynaklarından gelen gelgitsel ısı, radyoaktif çöküntü ve atmosferik olmayan diğer vasıtalarla, su bağımlı olan yaşam formları, yıldızlar arası uzay, çorak gezegenler ve onların uydularında bile ortaya çıkabilir. Sıvı su aynı zamanda çok büyük basınç ve çok yüksek derecelerde, çözelti halinde bulunabilir. Dünya'da deniz suyundaki sodyum klorür, Mars'ta en sıcak (ekvatoral) dönemlerinde gezegenden salınan suda bulunan klor ve sülfat veya amonyak bu olaya birer örnektir. Ek olarak, suyun çözücü olmadığı diğer yaşanabilir alanlarda, alternatif biyokimyasallara bağlı olarak oluşmuş yaşam formları var olabileceği öne sürülmüştür.
Tarihi
Yaşanabilir bölge konsepti ilk defa 1953 yılında tarafından tanıtıldı. Yeşil Gezegen ve Kırmızı Gezegen: Mars'ta Olası Yaşam'ın Psikolojik Analizi isimli tezinde, yaşamın oluşabileceği pek çok alana karşılık gelen "ekosistem" kelimesini ilk defa kullandı. Aynı yılda, Harlow Shapley, "Sıvı Su Kuşağı" adını verdiği, aynı teoriyi daha bilimsel açıkladığı bir yazı yayınladı. Bu iki çalışma da yaşam için aynı şeyin önemini sürekli vurguluyordu ; sıvı su. Amerikan astrofizikçi Su-Shu Huang, yaşamsal bölgenin tanımını, günümüzdeki ile aynı şekilde ilk defa 1959 yılında kullandı. Yaşanabilir bölge teorisinin erken geliştiricilerinden olan Huanf, 1960'ta yaşanabilir bölgenin, çoklu yıldız sistemlerinde alışılmamış bir şey olacağına inandı.
Yaşanabilir bölge teorisi, 1964'te Stephen H. Dole tarafından "İnsanoğlu için Yaşanabilir Alanlar" isimli kitabında iyice geliştirildi. Kitapta Dole, yaşanabilir bölgenin kendisi kadar, çevresindeki gezegensel bölgelerin ve sadece Samanyolu'nda 600 milyon yıldız olan ekiler tarafından da belirleneceğini söyledi. Aynı zamanda, bilimkurgu yazarı Isaac Asimov, yaşanabilir bölgelerde oluşturulabilecek uzay kolonileşmesi fikrini insanlığa sundu. Goldilocks Bölgesi terimi, 1970'lerde ısısı sıvı suyun varlığı için "Sadece doğru" olan özel bir alanı nitelemek için kullanılmaya başlandı. 1933'te astronom Hames Kasting, yaşamsal bölge terimini bugün bilinen tam anlamıyla kullandı.
Yaşamsal bölge teorisine ilk güncelleme 2000 yılında astronom Peter Ward ve Donald Bronlee Galaktik Yaşamsal Bölge fikrini sunduklarında geldi. Bu fikir daha sonra Guillermo Gonzales tarafından geliştirildi. Galaktik yaşam alanı, yaşam formlarının oluşmaya en uygun olduğu, bu bölgeleri galaksi merkezini olan ağır elemenlerce zenginleştirilmiş yıldızlara yeterince yakından saran fakat yıldız sistemlerine, gezegen yörüngelerine yakın olmayan ve yayılan radyasyondan yaşam formlarının etkilenmediği bölge olarak tanımlanmıştır. Çünkü galaksilerin merkezindeki yıldızlarda, çok ciddi yerçekimi kuvvetleri bulunabilmektedir.
Sonraları, bilimadamları yaşanabilir bölge teorisini "Karbon Takıntısı" yüzünden terk etti. Çünkü, alternatif kimya tabanlı yaşam formları amonyak ve metanın olduğu yerlerde de oluşabilirdi. 2013'te, yaşamsal bölge kavramının yerine gezegenin yaşanabilir bölgesi kavramı kullanılmaya başlandı. Bu bölgede, gezegenin yörüngesinin alanı, gezegeninin doğal uyduları tarafından taciz edilmez ve gelgitlerin neden olduğu ısı, gezegenin yüzeyindeki sıvı formdaki suyu buharlaştıracak kadar yükselmez.
Yaşanabilir Bölgeye Karar Vermek
Bir gökcisminin, konakçı yıldızının yaşamsal bölgesinde olup olmadığını, gökcisminin kütlesi ve konakçı yıldızından salınan radyasyonunun miktarı belirler. Zaten yaşamsal bölgede ziyadesiyle fazla olan gökcisimlerinin sayısı, süper dünyaları keşfi ile ikiye katlanmıştır. Süper dünyalar, daha ince atmosfere sahip olmalarına rağmen, dünyadan çok daha güçlü bir manyetik alana sahiplerdir. Bu olayın ardından yaşamsal bölge, Venüs ve Dünya gibi küçük gezegenli fakat geniş yaşamsal bölgeli, süper dünyalar gibi büyük kütleli, sera etkisine maruz kalan ancak sıvı suyun barınması için gereken ideal ısıya sahip bölgeler olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Güneş Sistemi Tahminleri
Güneş Sistemi'nin yaşamsal bölgesinin alanı tahminen 0.725 astronomik birim ile 3.0 astronomik birim arasındadır. Fakat bu alan pek çok farklı neden tarafından değiştirilebilir. Bu alandaki sayısız gökcisimleri veya bu alana yakın gökcisimleri ile bu ölçek ve güneşten alınması gereken enerji miktar, suyun donma noktasının üstündedir. Fakat bu gökcisimlerinin atmosfer şartları ciddi çeşitlilikler göstermektedir. Örneğin Venüs gezegeninin günötesi, yaşamsal bölgenin iç kenearına çok yaklaşmaktadır. Bu esnada ise, yüzeyde sıvı su bulunması için gerekli olan atmosfer basıncı, kuvvetli bir sera etkisi ile yüzey sıcaklığını 462 Celcius' a (864 Fahrenayt) kadar çıkartır ve su bu derecelerde yalnızca buhar halinde bulunabilir. Uydumuz Ay'ın, Mars'ın ve hatta pek çok astroitin bütün yörüngesi, yaşanabilir bölgenin içinde bulunmaktadır. Mars'ın sadece düşük rakımlı bölgelerinde atmosfer basıncı ve sıcaklık, sıvı suyun bulunması için kısa süreli uygun şartları sağlamaktadır. Örneğin Martinian yılındaki 70 yıllık süreçte, Hellas Basin isimli kraterde, atmosfer basıncı 1,115 Pascal ve sıcaklık sıfırın üzerindedir. Mars'ın en sıcak aylarında yüzeye çıkan tuzlu suyun mevsimsel akışı ile ilgili dolaylı kanıtlara rağmen, bu dönemlerde sıvı suyun varlığına yönelik herhangi bir doğrulama yapılmamıştır. Kuyruklu yıldızlar gibi pek çok gökcisminin orbitalinin bir kısmı yaşamsal bölgeden geçer fakat Güneş Sistemi'ndeki en büyük cüce gezegen olan Ceres, bu bölgede yer alan gezegensel tek objedir. Düşük kütleninin, buharlaşmanın azaltılamaması ve Güneş Rüzgarlarına karşı savunmasız kalınması bu gökcisimlerinin yüzeylerinde sıvı su bulundurma olasılıklarını imkânsız kılmaktadır. Bu yüzden pek çok tahmin Dünya veya Venüs'ün , yörüngesi değiştirilmiş bir yaşamsal bölgede bulunduğu etkisinden kaynaklanır.
Geliştirilmiş yaşamsal bölge teorisine göre, gezegensel kütleli ve atmosfere sahip gökcisimleri, Güneş'ten gelen ışınımsal gücü indükleyip, sıvı suyun buharlaşmasına neden olabilir. Bu tarz gökcisimleri atmosferinde yüksek miktarda sera gazı etkisi görünen ve çorak, Dünya'dan çok daha ağır (süper dünyalar gibi) gökcisimleridir ve bu gökcisimlerinin yüzeyinde atmosfer basıncı 100 kilo bara kadar çıkabilir. Güneş Sistemi içerisinde bu tarz objeler yoktur, bu nedenle henüz bu gökcisimlerinin doğası ve bu atmosferleri barındıran, anti-sera etki veya diğer olasılı ısı kaynakları hakkında, yaşamsal bölge içerisinde herhangi bir belirleme yapılamamıştır.
İç kenar (AB) | Dış kenar (AB) | Yıl | Notes |
---|---|---|---|
0.725 | 1.24 | Dole 1964 | Optik olarak ince atmosferler ve sabit albedolar kullanılır. Venüs'ün alanını bölgenin içine yerleştirir. |
1.385–1.398 | Budyko 1969 | Buz albedo geribildirim modelleri üzerine yapılan çalışmalara dayanarak, Dünya'nın küresel buzullaşma yaşayacağı noktayı belirlemek. Bu tahmin Sellers 1969 ve North 1975'in çalışmalarında desteklendi. | |
0.88–0.912 | Rasool and DeBurgh 1970 | Venüs atmosferi çalışmaları üzerine Rasool ve DeBurgh, bunun Dünya'nın kararlı okyanuslar oluşturacağı minimum mesafe olduğu sonucuna vardı. | |
0.95 | 1.01 | Hart et al. 1979 | Bilgisayar modellemesi ve Dünya'nın atmosferik bileşiminin ve yüzey sıcaklığının evriminin simülasyonlarına dayanmaktadır. Bu tahmini çoğunlukla daha sonraki yayınlar tarafından belirtilmiştir. |
3.0 | Fogg 1992 | Çevresel yaşanabilir bölgenin dış kenarını hesaplamak için karbon döngüsü kullanılır. | |
1.37 | Kasting et al. 1993 | Bulut albedo'nun soğutma etkisine dikkat çekiyor. | |
2.0 | Spiegel et al. 2010 | ||
0.75 | Abe et al. 2011 | Yüksek eğiklik ve yörünge eksantrikliği birleştirirken mevsimlik sıvı suyun bu sınırın altında olması önerilir. | |
0.77—0.87 | 1.02—1.18 | Vladilo et al. 2013 | Çevresel yaşanabilir bölgenin iç kenarı, daha yüksek atmosferik basınçlar için daha yakın ve dış kenar daha uzundur; Minimum atmosfer basıncının 15 milibar olması gerekir. |
0.99 | 1.688 | Kopparapu et al. 2013 | Güncellenmiş kaçak sera ve su kaybı algoritmaları kullanılarak gözden geçirilmiş tahminler. Bu ölçüye göre, Dünya, HZ'nin iç kenarındadır ve kaçak sera sınırına yakın, ancak hemen dışındadır. Bu, Dünya benzeri atmosferik kompozisyon ve basınçlı bir gezegene uygulanır. |
0.5 | Zsom et al. 2013 | Atmosferin bileşimi, basıncı ve gezegen atmosferinin bağıl neminin olası çeşitli kombinasyonlarına dayanılarak tahmin edin. |
Güneş Dışı Tahminler
Astronomlar, yıldızsal akımları ve ters kare yasasını kullanarak Güneş Sistemi ve diğer yıldızlar için kullanılan bir yaşamsal bölge belirlediler. Örneğin, Güneş Sistemi, Güneş'ten 1.34 AU uzakta merkezlenen bir yaşamsal bölge belirlenmesine rağmen, Güneş'ten 0.25 kat daha parlak bir yıldız, veya 0.5 uzaklıkta yer alan bir yaşamsal bölgeye sahip olabilir. Bu uzaklık yaklaşık 0.67 AU 'e denk gelir. Yıldızın karakteristiği gibi pek çok karmaşık etken, bu Güneş Sistemi dışındaki ölçünün çok daha farklı olmasına neden olabilir.
Tayfsal Çeşitlilik ve Yıldız Sistemi Özellikleri
Bilim adamları, yaşanabilir bölgenin belirli yıldız sistemleri ve tayfsal çeşitliliğe göre limitlendiği konusunda fikir ayrılığı yaşadılar. Örneğin çiftli sistemlerin yaşamsal bölgeleri, tek yıldızlı sistemlerin yaşamsal bölgelerinden farklılık gösterir. Ek olarak, sabit yörünge ; üç kütleli bir şekille ilişkilendirilir. Eğer Güneş Sistemi bunun gibi çiftli bir sistem olsaydı, yaşanabilir bölgenin dış limiti 2.4 astronomik birime kadar genişletilmiş olurdu.
Tayfsal Çeşitliliği göz önünde bulundurarak, Zoltan Balog O- tayflı yıldızlar, fotobuharlaşmanın neden olduğu mor ötesi ışımalarından dolayı gezegen şeklini asla oluşturamazlardı. Andrea Buccino, Güneş dahil olmak üzerinde, hakkında çalıştığı %40 kadar yıldızın aynı zamanda sıvı su bulundurabilen mor ötesi yaşanabilir bölgesi olduğunu keşfetti. Diğer taraftansa, Güneşten küçük yıldızların, yaşanabilirlik için belirgin engelleri vardır. Örneğin Michael Hart, sadece belli bir sıralamaya sahip ve KO tayfında ya da daha parlak yıldızların yaşamsal bir bölge sunabileceğini öne sürdü. Bu fikir, kızıl cüceler için olan yerçekimsel etki için gerekli yarıçap konseptinin ilk zamanlarında yayıldı. Kızıl cücelerin yaşamsal bölgesiyle rastlantısal olan bu yarıçap bünyesinde, gelgit ısınmaları tarafından neden olan volkanik faaliyetlerin "Gelgitsel Venüs" denilen, çok yüksek sıcaklıklı ve hayatın varlığını kesinlikle sağlayamayacak gezegenlere neden olduğu ileri sürüldü.
Diğerleri, yaşanabilir bölgenin sanılandan çok daha fazla olduğunu ve bu durumun aslında soğuk yıldızların etrafında dolanan gezegenlerde bile suyun var olabilmesine olanak sağladığını düşünüyor. 2013'te yapılan iklim modellemeleri de, kızıl cücelerin, gelgitsel ısınmaya rağmen yüzey sıcaklığı neredeyse sabit gezegenlere ev sahipliği yapabileceği fikrini destekliyor. Astronomi profesörü Eric Agol, beyaz cücelerin bile gezegensel göçmelerle dar bir yaşamsal bölge barındırabileceğini düşünüyor. Aynı zamanda, kahverengi cücelerin, geçici bir yaşamsal bölgeye sahip olabileceğini düşünenler bile var.
Yıldız Evrimi
Yıldızın evrimi ile beraber, yaşanabilir bölgeler de değişime uğrar. Örneğin, 10 milyon yıldan daha az bir süre ana sırasını koruyabilmiş O-sıcaklığındaki yıldızlar, yaşamın oluşmasına izin vermeyecek kadar bir hızla yaşamsal bölgelerini değiştirirler. Diğer bir taraftan kızıl cüce yıldızları,10 milyarlarca yıl ana sıra denilen evrede kalabilirler ki bu da hayatın ortaya çıkmasına ve gelişmesine bol bol yetecek bir süredir. Fakat, ara sıra evresinde olan bazı yıldızların bile, enerji salınımları aniden yükselebilir ve bu olay bu yıldızların yaşamsal bölgelerini gittikçe uzağa iter. Örneğin Güneşimiz, biyolojik ve oksijensiz ilk yaşamın başladığı bir dönem olan arkeen döneminde olduğunun %75 i kadar parlaktır ve gelecekte de enerji salınımı yükselecektir. Enerjideki bu yükseliş, Güneş bir kızıl deve dönüşmeden çok daha önce, Dünya'yı Güneş'in yaşanabilir bölgesinin dışına atacaktır. Bu yükselen parlaklıkla baş edebilmek için, sürekli yaşanabilir bölge konsepti ortaya atılmıştır. İsminden de anlaşıldığı gibi, yıldız etrafında dönen bir gezegenin, yüzeyinde su bulundurabildiği zamana verilen isimdir. Genel yaşanabilir bölge gibi, sürekli yaşanabilir bölge de daraltılabilir ya da genişletilebilir.
Kızıl cüce sistemleri, dakikalar içerinde bir yıldızın parlaklığının iki katına ulaşabilecek ve yıldızın yüzeyinin %20 sini kaplayabilecek kadar çok büyük yıldız potlarına sahip büyük yıldızsal alevlenmelere sahiptir. Bu alevlenmeler diğer yıldızların atmosferini yırtarak suyun yok olmasına neden olabilirler. Yıldızlar ağırlaştıkça, yıldız evriminin doğası değişir. Dolayısıyla, yaklaşık 1.2 milyar yaşındaki kızıl cüceler yaşamın gelişimine izin verecek sabitliğe ulaşır.
Bir yıldız, Kızıl Dev olmaya yetecek kadar geliştiği anda, o yıldızın yaşanabilir bölgesi de ana sıra evresindekinden çok farklı bir hal alır. Örneğin Güneş Kızıl Dev olduğu esnada, önceden yaşamsal bölgesinde yer alan Dünya'yı yutacaktır. Fakat, Kızıl Dev, yatay dallanma evresine ulaştığında, yeni bir dengeye ulaşır ve yeni bir yaşamsal bölge oluşturur. Güneş'inki de bunun gibi olacak ve 7 astronomik birimden 22 astronomik birime çıkacaktır. Bu evrede, Satürn'ün uydusu Titan, eskiden Dünya'da olduğu gibi yaşanabilir bir hal almaya başlayacaktır. Bu yeni eşitlik yaklaşık 1 Gyr kadar sürecek ve Dünya'nın hayatı başlatması için 0.7 Gyr ye ihtiyaç duymuş olduğunu düşünecek olursak, Kızıl Dev'in yaşamsal bölgesinde bulunan gezegenlerde hayat gelişebilir. Fakat, yakıt olarak Helyum kullanan bir yıldızın etrafında, fotosentetikler gibi çok önemli yaşam formları, atmosferin yalnızca karbondioksitçe zengin yerlerinde gelişebilirler. Solar kütleli yıldız, kızıl deve dönüştüğünde, gezegensel kütleli tüm cisimlerin serbest karbondioksitinin büyük bir kısmı çoktan emilmiş olacaktır.
Çöl Gezegenler
Bir gezegenin atmosferik koşulları, o gezegenin ısıyı tutabilme yeteneğini belirler. Bu yüzden, her gezegenin yaşamsal alanı kendine özgüdür. Çöl gezegenler ya da diğer bir isimle kuru gezegenler, çok az su barındıran ve atmosferinde Dünya'ya kıyasla çok az su bulunan, bu nedenle de sera etkisine maruz kalan gezegenlerdir. Suyun yokluğu aynı zamanda, ısıyı yansıtmak için neredeyse hiç buz olmadığı anlamına gelir. Bu olay da çöl gezegenlerin yaşamsal bölgelerin çok dışında yer aldığını gösterir.
Diğer Düşünceler
Bir gezegen kendi yıldız sisteminde bir su kaynağı olmadan hidrosfere sahip olamaz. Hidrosfer karbon tabanlı bir yaşamın ana kaynağıdır. Dünya'daki suyun kaynağı şu anda tam anlaşılmamış olsa da, buz kütleleri, tabakadan gelen gaz çıkışları, mineraller, litosferden gelen su içeren mineral sızıntıları ve fotoliz olasılığı yüksek kaynaklar olarak değerlendiriliyor. Güneş ötesi bir sistemde, donma sınırının ötesinde yer alan buz kütlesi, kendi yıldızının yaşamsal bölgesine görebilir. Bu olay, binlerce kilometre derinliği olan okyanuslarla dolu bir gezegen yaratır. GJ 1214 b ve Kepler-22b bu gezegenlere örnek verilebilir.
Yüzeyde sıvı su barındırabilme yetisi aynı zamanda kalın bir atmosfer de gerektirir. Karasal atmosferler için olası nedenin gaz salınımı olduğu düşünülüyor. Atmosferlerin, gıda döngüsü ve atmosferin erimesine kadar olan süreçte benzer aşamalardan geçtiği kabul edilir. 2013'te İtalyan astronom Giovanni Vladilo tarafından yürütülen bir çalışmada, yaşamsal bölgenin genişliğinin atmosferik basınç arttıkça, fazlalaştığı kanıtlanmış oldu. 15 milibardan daha az bir atmosferik basınçta, yaşamın bulunamayacağı görüldü. Çünkü, basınçta veya sıcaklıkta meydana gelen en ufak bir değişim bile, suyun sıvılaşmasını önleyebilir.
Kızıl cücelerin yaşanabilir bölgelerinde yer alan gezegenler incelendiğinde, yıldıza çok yakın noktalarda gelgitsel kilitlenmeler vardır. Gelgitsel olarak kilitlenmiş bir gezegenin bir yüzü sürekli konakçı yıldızına bakarken, öbür yüzü de gölgede kalır. Eskiden bu tip gezegenlerin yıldıza bakan yüzlerinin çok sıcak, gölgede kalan yüzlerinin ise aşırı soğuk olduğu düşünülürdü. Bu fikir, pek çok kızıl cüce gezegenlerinin yaşanamaz olduğunu düşündürdü. Fakat 2013 yılında, Şikago Üniversitesinden bir jeolog Jun Yang ve iş arkadaşları üç boyutlu iklimleme modelini kullanarak, kızıl cüce gezegenin, konakçı yıldızına bakan yüzünde geniş bir bulutlanma olacağını savundular. Böylece, gezegenin yıldıza bakan ve gölgede kalan yüzü arasındaki sıcaklık farkı ciddi miktarlarda azaltılmış olacaktır.
Gezegensel kütleye yakın kütleli doğal uydular da, yaşam barındırabilme yetisine sahiptir. Fakat bu uydulara birkaç parametre daha eklenmelidir. Kendi konakçı gezegenlerinin yaşamsal bölgelerinde bulunmaları en önemli parametredir. Daha detaylı olarak, uydular kendi konakçı gezegenlerinden, gelgitsel ısınmalar yüzünden oluşacak volkanik aktivitelere maruz kalmayacak kadar uzak aynı zaman da gezegenlerinin yörüngesinden sapmayacak kadar (Hill yarıçapı) yakın olmalıdır. Kızıl cücelerin kütlesi Güneş'in kütlesinin %20sinden daha az bir kütleye sahiptir. Güneş, dev gezegenlerinin yaşanabilir uydulara sahip olmalarına izin vermez. Çünkü yaşanabilir bölgenin alanı zaten dardır ve bu bölgede dönen gezegenlerin, uydularına uyguladıkları çekme kuvveti, Güneş'in uyduya uyguladğı çekme kuvvetinden çok daha az olacaktır. Bu da uydunun, dev gezegeninin yörüngesinden çıkıp, Güneş tarafından çekileceği anlamına gelir.
Yıldızı çok büyük bir dışmerkezlikle turlayan gezegenlerden bazıları, yılın belirli bir bölümünde yaşabilir bölgeden geçebilir. Bu esnada ciddi sıcaklık değişimleri ve atmosferik basınç farklılığı ortaya çıkar. Bu durum, sıvı suyun ara ara var olabileceği keskin değişimlere neden olur. Yeraltında yaşayan formlar bu değişimlerden etkilenmeyebilir ve çok aşırı sıcaklıklarda ve şartlarda yaşayabilen yüzeyde veya yüzeye yakın olan organizmalar çeşitli adaptasyonlarla hayatta kalabilir. Örneğin tardigratlar, 0.150 K (-273 C) ve 424 K (151 C) gibi sıcaklıklarda canlılıklarını sürdürebilirler. Yaşamsal bölgenin dışında bulunan bir gezegendeki hayatta, gezegen enöteye yaklaştığında kış uykusuna yatmak ve gezegen enberiye yaklaştığında ise hareketlenerek, gezegen yeterince sıcakken, yaşam devam ediyor olabilir.
Güneşdışı Keşifler
Güneş Sistemi dışında keşfedilen gezegenler arasında, 2015 yılında Kepler-62f, Kepler-186f ve Kepelr-442b 'nin üzerinde yaşam bulundurmaya en elverişli gezegenler olduğu bulundu. Bunlar sırasıyla, 1200, 490 ve 1120 ışık yılı uzaklıktalar. Bunlardan Kepler-186f Dünya'nın boyutlarına en yakın gezegen ve kendi kızıl cücesinin yaşanabilir bölgesinin en dış sınırında yer alıyor. En yakın karasal atmosfere sahip olan gezegenler arasında, Tau Ceti e yaklaşık 11.9 ışık yılı uzaklıkta. Kendi konakçı yıldızının yaşamsal bölgesinin ilk sınırlarında bulunuyor. Tahmini yüzey sıcaklığı ise 68 C (154 F)
Karasal atmosfere sahip olan gezegenleri tahmin etmeye çalışan çalışmalar, bilmsel verilere de bir o kadar bağlıdır. 2013 yılında Ravi Kumar Koppparapu ηefraksiyonu dediği, yıldızlar ve gezegenlerden yaşamsal bölgede olanları tespit etti ve bu sayı yaklaşık 0.48 ya da diğer bir deyişle Samanyolu'nda yaklaşık 95-180 milyar arası yaşanabilir gezegen olduğunu söyledi. Fakat, bu sadece istatistiksel bir tahmin, bu fraksiyondaki gezegenlerden henüz çok az bir miktarı keşfedilebildi.
Eski çalışmalarda yapılan tahminler çok daha sığ idi. 2011'de Seth Borestein, Samanyolunda aşağı yukarı 500 milyon yaşanabilir gezegen olduğunu vurguladı. NASA'nın Jet Propulsion Laboratuvar'ında Kepler'den gelen veriler de göz önüne alınarak, yüzde 1.4'ten 2.7 'ye kadar olan yıldızların F, G ve K sınıfında olanların, yaşanabilir bölgeye sahip olabileceği söylendi.
İlk Keşifler
Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerden yaşamsal bölgeye sahip olma ihtimali olan ilk gezegen, Güneş Sistemi dışında bulunan ilk gezegenin keşfinden çok kısa bir süre sonra bulundu. Bu keşiflerden biri olan 70 Virginis b, dev bir gaz kütlesi. Bulunduktan hemen sonra "ne çok sıcak, ne çok soğuk" olduğu için Goldilocks olarak adlandırıldı. Sonraki çalışmalar neredeyse Venüs'le aynı sıcaklığa sahip olan bu gezegenin sıvı halde su bulundurmasının mümkün olmadığını ortaya çıkarttı. 1996'da keşfedilen 16 Cygni Bb, gezegenin yüzeyinde çok ani mevsim değişikliklerine neden olan, çok ilginç bir yörüngeye sahip. Buna rağmen, yapılan simülasyonlardan yola çıkarak , karasal doğaya sahip uydularda, bütün yıl boyunca su bulundurulabileceği önerildi.
Gliese 876 b, 1998 de keşfedildi ve Gliese 876 c, 2001'de keşfedildi. Bu iki gezegeninde Gliese 876'nın yaşamsal bölgesinde olan, dev gaz kütleleri olduğu buludu. Her ne kadar bu iki gezegen de yüzeylerinde su bulundurmuyor olsa da, uydularının bu ihtimale uygun olduğu düşünülüyor. Upsilon Andromedae d, yine dev bir gaz kütlesi, 1999'da keşfedildi ve bu gezegenin yaşamsal bölgesinin Dünya gibi pek çok gezegen bulundurmaya olanak sağlayacak genişlikte olduğu düşünülüyor.
4 Nisan 2001'de tanıtılan HD 28185 b, konakçı yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer alan bir gaz devi. Güneş Sistemimizdeki Mars'la kıyaslandığında, yörüngesinde çok daha az miktarda sapmalar var. Gelgitsel etkileşmeler, HD 28185 b 'nin Dünya boyutlu pek çok uyduya milyarlarca yıl ev sahipliği yapmış gibi görünüyor. Karışık hava koşullarına bakılarak, bu uyduların ilk evrelerde oluşmuş olduğu düşünülüyor.
HD 69830 d, 2006'da keşfedilen Dünya'nın 17 katı kütlede bir gaz devi. HD 69830'un yaşanabilir bölgesinde bir yörüngeye sahip olduğu düşünülüyor ve Dünya'dan 41 ışık yılı uzaklıkta. Bir sonraki sene, 55 Cancri f'nin kendi konakçı yıldızı 55 Cancri A'nin yaşamsal bölgesinde bulunduğu keşfedildi. Bu devasa ve yoğun kütleli gezegenin, şu anki bulgularımızla üzerinde su bulundurma ihtimali yok. Fakat, uydularından uygun kütleye ve uygun kompozisyona sahip herhangi biri üzerinde sıvı su bulundurabildiği düşünülüyor .
Yaşanabilir Süper Dünyalar
Gliese 581 c'nin 2007'de keşfedilmesi ile, ilk süper dünya yaşamsal bölgesidir, bilim dünyasında çok ciddi bir ilgi yarattı. Fakat daha sonra, yüzeysel özelliklerinin Dünya'dan çok, Venüs'e benzediği fark edildi. Gliese 581 d, aynı sistemde yaşamsal bölge barındırmaya aday başka bir gezegen olarak düşünülüyordu. 2007' de bulundu. Daha sonra varlığı, 2014'te yalanlandı. Gliese 581 g, yaşamsal bölge olduğu düşünülen keşfedilmiş başka bir gezegendi. Gliese 581c ve d'den, yaşama daha el verişli olduğu düşünülüyordu. Fakat daha sonra 2014'te onun da varlığı yalanlandı.
Ağustos 2011'de keşfedilen HD 85512 b'de yaşam barındırdığı düşünülen bir gezegendi. Fakat Kopparapu tarafından tanımlanan yaşamsal bölgeden sonra, bu gezegen,2013 yılında konakçı yıldızının yaşanabilir bölgesinin dışında kaldı. Güneş Sistemi dışında keşfedilen gezegenlerin sayısındaki artışla beraber, Ekim 2011'de Dünya benzeri gezegen biçimlendirilmesi oluşturuldu. Bu biçimlendirme Dünya'nın sahip olduğu ısı, yoğunluk gibi parametreler içeriyor. Bu ölçütler, daha ayarlı Güneş Sistemi dışı gezegen keşiflerinde kullanılıyor.
Aralık 2011'de Kepler tarafından keşfedilen Kepler-22b, Güneş benzeri bir yıldızın etrafında dönen ilk gezegen. Yarıçapı Dünya'nın yaklaşık 2.4 katı ve Kepler-22b'nin bir okyanus gezegen olduğu tahmin edildi. Gliese 667 CC 2011'de keşfedilip, keşfi 2012'de duyurulan, Gliese 667 C'nin yaşamsal bölgesinde bulunan bir süper Dünya. Haziran 2013'te, aynı yıldızın etrafında döner yaşanabilir iki süper Dünya daha keşfedildi. Bu iki gezegen de yaşanabilir bölgenin içinde yer alıyor.
Eylül 2012'de keşfedilen Gliese 163 c, kızıl cücesi Gliese 163'ün etrafında dönen ve Dünya'dan 49 ışık yılı uzaklıkta bir gezegen. Dünya'nın 6.9 katı bir kütleye sahip ve konakçı yıldızına yakın yörügesi nedeniyle Dünya'nın maruz kaldığından %40 daha fazla bir yıldızsal radyasyona maruz kalıyor. Bu radyasyonda yüzey sıcaklığını yaklaşık 60C'ye kadar çıkartıyor. Kasım 2012 'de emin olmamakla beraber nin keşfedildiği düşünüldü ancak kendi konakçı yıldızının yaşamsal bölgesinde değildi. Aralık 2012'de Tau Ceti e ve Tau Ceti f, kendi konakçı yıldızını yaşamsal bölgesinde dönen iki gezegen olarak keşfedildi. Yalnızca 12 ışık yılı uzaklıktalar. Dünya'dan daha büyük olmalarına rağmen, kedi sistemleri içerinde yer alan en hafif gezegenler. Fakat 2013'te Kopparapu çalışmasının yayınlanmasını ardıdan, Tau Ceti f'nin konakçı yıldızının yaşamsal bölgesinde yer almadığı göründü.
Dünya Boyutunda Gezegenler ve Güneş'in Benzerleri
Son keşifler, Dünya'ya pek çok yönden benzeyen gezegenler ortaya çıkarttı. Bunlar, Dünya'nın analogları ya da Dünya ile çok fazla benzerliği bulunan karasal gezegenlerden oluşuyor. "Dünya boyutları" diye kullanılan, evrensel bir kriter olmasa da bu tanım genelde kütle ile ilişkilendirilerek açıklanıyor. Daha düşük değerlere sahip olanlarsa, Dünya'nın yaklaşık 1.9 katı kütledeki Süper Dünya'lar. Aynı şekilde, Alt Dünya'ların boyutları da yaklaşık Venüs kadar, Dünya'nın ise yaklaşık 0.815 katı kadar.
7Ocak 2013'te, Kepler'deki astronomlar, Kepler-69c'nin bulunduğunu ilan ettiler. Dünya'ya çok benzeyen, Güneş Sistemi dışı bir gezegen ve yarıçapı Dünya'nın 1.7 katı kadar. Kepler-69 isimli Güneş benzeri bir yıldız etrafında, yaşanabilir bölgede dönüyor. Kepler-62'nin etrafında, yaşanabilir bölgede dönen iki gezegen daha, 19 Nisan 2013'te duyuruldu ve bunlara Kepler-62e ve Kepler-62f adları verildi. Sırasıyla Dünya'nın 1.6 ve 1.4 katı yarıçaplara sahip karasal gezegenler.
Kepler-186f, Dünya'nın yarıçapının 1.1 katı yarıçapa sahip bir gezegen ve Nisan 2014'te keşfedildi. Güneş Sistemi dışında yer alan ve Dünya'ya transit metodu ile en yakın gezegen olduğu doğrulandı. Kütlesi hala bilinmiyor ve konakçı yıldızı Güneş'e pek benzerlik göstermiyor.
Ocak 2015'te NASA, Kepler Uzay Teleskopu tarafından keşfedilen 1000. gezegeni bulduklarını doğruladı. Bunlardan yeni keşfedilmiş üç gezegen, kendi yıldızlarının yaşanabilir bölgesinde yer alıyor ve bu üç gezegenden iki Kepler-438b ve Kepler-442b. Neredeyse Dünya kadarlar ve katı bir yüzeye sahipler. Üçüncü, Kepler-440b ise bir süper dünya.
Kepler-452b, 23 Haziran 2015'te halka tanıtıldı. Dünya'dan %50 daha büyük ve karasal bir yüzeye sahip. Kendi konakçı yıldızı Kepler-452 (Güneş benzeri bir yıldız) etrafında yaklaşık 385 günde dönüyor.
Yaşamsal Bölgenin Dışında Yaşam
Sıvı suyun olduğu ortamların, atmosferik basıncın çok olmadığı yerlerde ve yaşamsal bölgenin dışındaki sıcaklıklarda da var olabildiği bulundu. Örneğin, Satürn'ün uydusu Titan ve Jüpiter'in uydusu Europa'da ikisi de yaşamsal bölgenin dışında olmasına rağmen, çok büyük hacimlerde sıvı su okyanusları olduğu bulundu.
Yaşamsal bölgenin dışındayken, gelgitsel ısınma ve radyoaktif salınımlar, sıvı suyu oluşturabilecek kaynaklar için iki olası ısı kaynağıdır. Abbot ve Switzer, verimsiz gezegenlerde radyoaktivitenin etkisiyle, izolasyon ve ısınma oluşur bu da kalın buz tabakalarını eriterek, sıvı su oluşturabileceğini ortaya koymuştur.
Dünya'daki yaşamın stabil olduğuna dair bazı teorilerle, yer altı yaşamları, belki dünya dışındaki yerlerde de yüzeyin altında yaşam olabilme ihtimali vardır. Ayrıca, Dünya'nın kendi organizmalarının dahi, yüzeyin 6 kilometre altında hatta daha derinde bile bulunabildiği görünmüştür.
Diğer bir olasılığa göre de, yaşamsal bölgenin dışındaki organizmalar suya bağlı olmayan alternatif biyokimyasallar kullanarak yaşıyor. Astrobiyologlar ve NASA'dan Christopher McKay, metanın bu şekilde bir yaşam için anahtar olabileceğini söyledi. Güneş'in metan tabanlı yaşanabilir bölgesi konakçı yıldızdan yaklaşık 1,610,000,000 km (1.0 x 10^9 mi ya da 11 astronomik birim) kadar bir uzaklığı kapsıyor. Bu uzaklık, Titan'ın uzaklığına da uygun, ayrıca gölleri ve metan yağmurları da, McKay'in yaşam tanımlamasıyla harika bir şekilde örtüşüyor. Ek olarak, test edilen organizmaların bir kısmının yaşamlarına ekstra yaşamsal bölgelerde de devam edebildiği bulundu.
Karışık ve Akıllı Yaşam İçin Bilgiler
The Rare Earth hipotezi, karmaşık ve akıllı bir yaşamın çok nadir görüldüğünü ve yaşamsal bölgenin bu durumu belirleyen pek çok faktörden yalnızca biri olduğunu ileri sürdü. Ward & Brownlee (2004) ve diğerlerine göre, yaşamı desteklemesi için yaşanabilir bölge ve sıvı su tek şart değil fakat çokhücreli yaşamı ve bu yaşamın gerektirdiği şartların devamı için gerekli. Bunlar ikincil şartlar olarak isimlendiriliyor. İkincil şartlar, hem jeolojik (suyun oluşması için gereken basit tektonik hareketler) hem de biyokimyasaldır (ışınımsal enerjinin fotosentezi desteklemesi, atmosferik oksijenin oluşması için gereklidir). Fakat Ian Srewart ve Jack Cohen gibi isimler 2002'deki kitapları : Uzaylının Oluşumu'nda, akıllı ve karmaşık bir yaşamın, yaşamsal bölgenin dışında da oluşmuş olabileceğini savunuyor. Yaşamsal bölgenin dışında yaşam yeraltında, alternatif kimyasallarla hatta nükleer reaksiyonlarla bile oluşmuş olabilir.
Dünya'da, çok hücresel yaşamın, yaşamsal bölgenin dışındaki şartlara da uygun olarak var olabileceği olasılık dahilinde görünüyor. Tardigrad olan bir hayvan, örneğin, suyun kaynama noktasından daha yüksek sıcaklıklarda yaşayabiliyor. Ek olarak, Rhizocarpon Geographicum isimli bir bitki, sıvı suyun oluşması için gerekli atmosfer basıncının çok düşük olduğu ve radyoaktif enerjinin fotosentezi desteklemeyecek seviyelerde olduğu bir yerde bulundu. Stephan H. Dole'un 1964'teki çalışmasına göre,eğer insanoğlu, başka gezegenlerde kolonileşmeye karar verirse, yaşamsal bölgende bulunacak Dünya analogları, en iyi şartları sağlayacak. Doğru sıcaklık, yerçekimi, atmosfer basıncı ve suyun varlığı ile, uzay odalarına ihtiyacımız kalmayacak, akıllı ve karmaşık bir yaşam gelişime açık olacak.
Yaşamsal bölgelerde bulunan gezegenler, akıllı hayatların bulunması için en çok araştırılan yerler. 1961 Drake eşitliği, hala galaksimizdeki akıllı yaşam formlarının sayısını hesaplamak için kullanılıyor. Yıldızın, yaşamsal bölgesinde bulunan gezegenlerin sayısı ne parametresi ile ifade edilir. Düşük değerler, The Rare Earth hipotezini destekler yani evrende akıllı yaşam formu çok nadir bulunan bir şeydir. Fakat, yaşamsal alan ya da yaşam bulmak o kadar da zor değildir. Drake ve Bernard Oliver tarafından 1971 tarihli NASA raporunda, hidrojen ve hidroksilin bileşenleri ile suyun absorbe spektrumuna bağlı olan "su birikintisi" elektromanyesini önerdiler. Bu spektrum, akıllı bir yaşamın aranmasında ve Güneş Sistemi dışındaki varlıklarla iletişim kurulması için kullanılmaya başladı. Astronomlar ve yaşam arayanlar için önemli bir metot haline geldi. , ve diğerlerine göre, öncelikle yaşamsal bölge adayları bu yöntemle aranacak ve Allen Telescope Array, Project Phonix adıyla geliştirildi, şu anda bu adaylar için araştırma yapıyor.
METI, yaşamsal bölgedeki gezegenlerin, akıllı yaşam formu bulundurma olasılığı daha yüksek olduğu için, bu bölgelere daha çok odaklanıyor. Örneğin, 2001 Teen Age Message ve 2003 Cosmic Call 2, 47 Ursae Majoris sistemine gönderilmiştirler ve Jüpiter boyutlarındaki gezegenlerin yaşamsal bölgede olanlarının hayat barındırdığı düşünülmüştür. The TeeN Age Message, pek çok gaz devi barındıran 55 Cancri sistemine yollanmıştır. 2008'de "Dünya", "Dünya'dan Merhaba " isimli mesaj 2009'da, Gliese 581 sistemine gönderilmiş ve yaşamsal bölgede bulunan Gliese 581c, d ve f ve tam doğrulanmamış gezegen Gliese g ye yollanmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Dole, Stephen H (1964).
- ^ Budyko, M. I. (1969).
- ^ North, Gerald R. (November 1975).
- ^ Sellers, William D. (June 1969).
- ^ Rasool, I.; De Bergh, C. (Jun 1970).
- ^ Hart, M. H. (1979).
- ^ Fogg, M. J. (1992).
- ^ Kasting, James F.; Whitmire, Daniel P.; Reynolds, Ray T. (January 1993).
- ^ Spiegel, D. S.; Raymond, S. N.; Dressing, C. D.; Scharf, C. A.; Mitchell, J. L. (2010).
- ^ Abe, Y.; Abe-Ouchi, A.; Sleep, N. H.; Zahnle, K. J. (2011).
- ^ Vladilo, Giovanni; Murante, Giuseppe; Silva, Laura; Provenzale, Antonello; Ferri, Gaia; Ragazzini, Gregorio (March 2013).
- ^ a b Kopparapu, Ravi Kumar (2013).
- ^ Zsom, Andras; Seager, Sara; De Wit, Julien (2013).
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Mayis 2016 Yasanabilir bolge astronomi ve astrobiyolojide bir gezegenin yildizina olan uzakliginin gezegenin yuzeyinde sivi su bulundurabilmesine olanak tanidigi alandir Yasanabilir bolgenin sinirlari Dunya nin biyosferi Gunes Sistemi ndeki yeri ve Gunes ten aldigi isinimsal enerjin gibi miktarini bildigimiz nicelikler kullanilarak bulunur Gezegenin yuzeyinde sivi su bulunmasi hayat icin cok buyuk bir onem teskil eder Bu nedenle yasamsal bolgede bulunan dogal ozelliklerin ve objelerin Dunya benzeri akilli yasam formlarinin yerlerinin belirlenmesinde cok onemli bir yol oynadigina inanilir Yildiz parlakligina bagli olarak cesitli yildizlarin yasanabilir bolgelerinin tahmin edildigi bir sistem ornegi Gezegenlerin buyuklukleri yildizlarin buyuklukleri yorunge uzunluklari ve yasanabilir bolge alanlarinin genislikleri tabloda degildir Yasanabilir bolge ayni zamanda Goldilocks Bolgesi olarak da bilinir Bu isim kucuk bir kizin butun esyalar arasindan asiri olan her seyi eleyip cok sicak ya da soguk cok buyuk ya da kucuk ortada bulunani sadece dogru oldugu icin sectigi Goldilocks ve Uc Ayi isimli cocuk masalindan esinlenilerek secilmistir 1953 te konsept ilk defa yayinlandigindan beri yildizlarin yasanabilir bolgedeki gezegen ve onunla beraber pek cok yasanabilir gezegenlerden olusan sistemlere egemen oldugu dogrulandi Bu gezegenlerin pek cogu super dunyalar gaz devleri gibi kutleleri dunyadan cok buyuk olan cisimlerdir Bu cisimler belirlenmeleri daha kolay oldugu icin kolayca saptanmaktadirlar 4 Kasim 2013 te astronomlar Kepler verilerine dayanarak Samanyolu Galaksisi nde Gunes gibi yildizlarin ya da Kizil cucelerin yasanabilir yorungelerinde dolanan yaklasik 40 milyar kadar Dunya boyutlu gok cismi olabilecegini acikladi Astronomlar Gunes gibi yildizlarin yorungelerinde dolanan en yakini yaklasik 12 isik yili uzaklikta yaklasik 11 milyar kadar gok cismi olabilecegini soylemektedir Sonradan gelen zamanlarda ise yasanabilir bolge konseptinin yasam icin oncelik olup olmadigindan suphe duyulmaya baslandi Cunku son deneylerde yasam icin gerekli olan sivi suyun yasanabilir bolgenin disinda da bulunabildigi tespit edildi Diger enerji kaynaklarindan gelen gelgitsel isi radyoaktif cokuntu ve atmosferik olmayan diger vasitalarla su bagimli olan yasam formlari yildizlar arasi uzay corak gezegenler ve onlarin uydularinda bile ortaya cikabilir Sivi su ayni zamanda cok buyuk basinc ve cok yuksek derecelerde cozelti halinde bulunabilir Dunya da deniz suyundaki sodyum klorur Mars ta en sicak ekvatoral donemlerinde gezegenden salinan suda bulunan klor ve sulfat veya amonyak bu olaya birer ornektir Ek olarak suyun cozucu olmadigi diger yasanabilir alanlarda alternatif biyokimyasallara bagli olarak olusmus yasam formlari var olabilecegi one surulmustur TarihiYasanabilir bolge konsepti ilk defa 1953 yilinda tarafindan tanitildi Yesil Gezegen ve Kirmizi Gezegen Mars ta Olasi Yasam in Psikolojik Analizi isimli tezinde yasamin olusabilecegi pek cok alana karsilik gelen ekosistem kelimesini ilk defa kullandi Ayni yilda Harlow Shapley Sivi Su Kusagi adini verdigi ayni teoriyi daha bilimsel acikladigi bir yazi yayinladi Bu iki calisma da yasam icin ayni seyin onemini surekli vurguluyordu sivi su Amerikan astrofizikci Su Shu Huang yasamsal bolgenin tanimini gunumuzdeki ile ayni sekilde ilk defa 1959 yilinda kullandi Yasanabilir bolge teorisinin erken gelistiricilerinden olan Huanf 1960 ta yasanabilir bolgenin coklu yildiz sistemlerinde alisilmamis bir sey olacagina inandi Yasanabilir bolge teorisi 1964 te Stephen H Dole tarafindan Insanoglu icin Yasanabilir Alanlar isimli kitabinda iyice gelistirildi Kitapta Dole yasanabilir bolgenin kendisi kadar cevresindeki gezegensel bolgelerin ve sadece Samanyolu nda 600 milyon yildiz olan ekiler tarafindan da belirlenecegini soyledi Ayni zamanda bilimkurgu yazari Isaac Asimov yasanabilir bolgelerde olusturulabilecek uzay kolonilesmesi fikrini insanliga sundu Goldilocks Bolgesi terimi 1970 lerde isisi sivi suyun varligi icin Sadece dogru olan ozel bir alani nitelemek icin kullanilmaya baslandi 1933 te astronom Hames Kasting yasamsal bolge terimini bugun bilinen tam anlamiyla kullandi Yasamsal bolge teorisine ilk guncelleme 2000 yilinda astronom Peter Ward ve Donald Bronlee Galaktik Yasamsal Bolge fikrini sunduklarinda geldi Bu fikir daha sonra Guillermo Gonzales tarafindan gelistirildi Galaktik yasam alani yasam formlarinin olusmaya en uygun oldugu bu bolgeleri galaksi merkezini olan agir elemenlerce zenginlestirilmis yildizlara yeterince yakindan saran fakat yildiz sistemlerine gezegen yorungelerine yakin olmayan ve yayilan radyasyondan yasam formlarinin etkilenmedigi bolge olarak tanimlanmistir Cunku galaksilerin merkezindeki yildizlarda cok ciddi yercekimi kuvvetleri bulunabilmektedir Sonralari bilimadamlari yasanabilir bolge teorisini Karbon Takintisi yuzunden terk etti Cunku alternatif kimya tabanli yasam formlari amonyak ve metanin oldugu yerlerde de olusabilirdi 2013 te yasamsal bolge kavraminin yerine gezegenin yasanabilir bolgesi kavrami kullanilmaya baslandi Bu bolgede gezegenin yorungesinin alani gezegeninin dogal uydulari tarafindan taciz edilmez ve gelgitlerin neden oldugu isi gezegenin yuzeyindeki sivi formdaki suyu buharlastiracak kadar yukselmez Yasanabilir Bolgeye Karar VermekGunes in yasanabilir alaninin tahmini Yasanabilir bolgenin alani koyu yesille taranmistir Bir gokcisminin konakci yildizinin yasamsal bolgesinde olup olmadigini gokcisminin kutlesi ve konakci yildizindan salinan radyasyonunun miktari belirler Zaten yasamsal bolgede ziyadesiyle fazla olan gokcisimlerinin sayisi super dunyalari kesfi ile ikiye katlanmistir Super dunyalar daha ince atmosfere sahip olmalarina ragmen dunyadan cok daha guclu bir manyetik alana sahiplerdir Bu olayin ardindan yasamsal bolge Venus ve Dunya gibi kucuk gezegenli fakat genis yasamsal bolgeli super dunyalar gibi buyuk kutleli sera etkisine maruz kalan ancak sivi suyun barinmasi icin gereken ideal isiya sahip bolgeler olmak uzere ikiye ayrilmistir Gunes Sistemi Tahminleri Gunes Sistemi nin yasamsal bolgesinin alani tahminen 0 725 astronomik birim ile 3 0 astronomik birim arasindadir Fakat bu alan pek cok farkli neden tarafindan degistirilebilir Bu alandaki sayisiz gokcisimleri veya bu alana yakin gokcisimleri ile bu olcek ve gunesten alinmasi gereken enerji miktar suyun donma noktasinin ustundedir Fakat bu gokcisimlerinin atmosfer sartlari ciddi cesitlilikler gostermektedir Ornegin Venus gezegeninin gunotesi yasamsal bolgenin ic kenearina cok yaklasmaktadir Bu esnada ise yuzeyde sivi su bulunmasi icin gerekli olan atmosfer basinci kuvvetli bir sera etkisi ile yuzey sicakligini 462 Celcius a 864 Fahrenayt kadar cikartir ve su bu derecelerde yalnizca buhar halinde bulunabilir Uydumuz Ay in Mars in ve hatta pek cok astroitin butun yorungesi yasanabilir bolgenin icinde bulunmaktadir Mars in sadece dusuk rakimli bolgelerinde atmosfer basinci ve sicaklik sivi suyun bulunmasi icin kisa sureli uygun sartlari saglamaktadir Ornegin Martinian yilindaki 70 yillik surecte Hellas Basin isimli kraterde atmosfer basinci 1 115 Pascal ve sicaklik sifirin uzerindedir Mars in en sicak aylarinda yuzeye cikan tuzlu suyun mevsimsel akisi ile ilgili dolayli kanitlara ragmen bu donemlerde sivi suyun varligina yonelik herhangi bir dogrulama yapilmamistir Kuyruklu yildizlar gibi pek cok gokcisminin orbitalinin bir kismi yasamsal bolgeden gecer fakat Gunes Sistemi ndeki en buyuk cuce gezegen olan Ceres bu bolgede yer alan gezegensel tek objedir Dusuk kutleninin buharlasmanin azaltilamamasi ve Gunes Ruzgarlarina karsi savunmasiz kalinmasi bu gokcisimlerinin yuzeylerinde sivi su bulundurma olasiliklarini imkansiz kilmaktadir Bu yuzden pek cok tahmin Dunya veya Venus un yorungesi degistirilmis bir yasamsal bolgede bulundugu etkisinden kaynaklanir Gelistirilmis yasamsal bolge teorisine gore gezegensel kutleli ve atmosfere sahip gokcisimleri Gunes ten gelen isinimsal gucu indukleyip sivi suyun buharlasmasina neden olabilir Bu tarz gokcisimleri atmosferinde yuksek miktarda sera gazi etkisi gorunen ve corak Dunya dan cok daha agir super dunyalar gibi gokcisimleridir ve bu gokcisimlerinin yuzeyinde atmosfer basinci 100 kilo bara kadar cikabilir Gunes Sistemi icerisinde bu tarz objeler yoktur bu nedenle henuz bu gokcisimlerinin dogasi ve bu atmosferleri barindiran anti sera etki veya diger olasili isi kaynaklari hakkinda yasamsal bolge icerisinde herhangi bir belirleme yapilamamistir Gunes Sistemi nin cevresel yasanabilir bolge sinirlarinin tahminleri Ic kenar AB Dis kenar AB Yil Notes0 725 1 24 Dole 1964 Optik olarak ince atmosferler ve sabit albedolar kullanilir Venus un alanini bolgenin icine yerlestirir 1 385 1 398 Budyko 1969 Buz albedo geribildirim modelleri uzerine yapilan calismalara dayanarak Dunya nin kuresel buzullasma yasayacagi noktayi belirlemek Bu tahmin Sellers 1969 ve North 1975 in calismalarinda desteklendi 0 88 0 912 Rasool and DeBurgh 1970 Venus atmosferi calismalari uzerine Rasool ve DeBurgh bunun Dunya nin kararli okyanuslar olusturacagi minimum mesafe oldugu sonucuna vardi 0 95 1 01 Hart et al 1979 Bilgisayar modellemesi ve Dunya nin atmosferik bilesiminin ve yuzey sicakliginin evriminin simulasyonlarina dayanmaktadir Bu tahmini cogunlukla daha sonraki yayinlar tarafindan belirtilmistir 3 0 Fogg 1992 Cevresel yasanabilir bolgenin dis kenarini hesaplamak icin karbon dongusu kullanilir 1 37 Kasting et al 1993 Bulut albedo nun sogutma etkisine dikkat cekiyor 2 0 Spiegel et al 20100 75 Abe et al 2011 Yuksek egiklik ve yorunge eksantrikligi birlestirirken mevsimlik sivi suyun bu sinirin altinda olmasi onerilir 0 77 0 87 1 02 1 18 Vladilo et al 2013 Cevresel yasanabilir bolgenin ic kenari daha yuksek atmosferik basinclar icin daha yakin ve dis kenar daha uzundur Minimum atmosfer basincinin 15 milibar olmasi gerekir 0 99 1 688 Kopparapu et al 2013 Guncellenmis kacak sera ve su kaybi algoritmalari kullanilarak gozden gecirilmis tahminler Bu olcuye gore Dunya HZ nin ic kenarindadir ve kacak sera sinirina yakin ancak hemen disindadir Bu Dunya benzeri atmosferik kompozisyon ve basincli bir gezegene uygulanir 0 5 Zsom et al 2013 Atmosferin bilesimi basinci ve gezegen atmosferinin bagil neminin olasi cesitli kombinasyonlarina dayanilarak tahmin edin Gunes Disi Tahminler Astronomlar yildizsal akimlari ve ters kare yasasini kullanarak Gunes Sistemi ve diger yildizlar icin kullanilan bir yasamsal bolge belirlediler Ornegin Gunes Sistemi Gunes ten 1 34 AU uzakta merkezlenen bir yasamsal bolge belirlenmesine ragmen Gunes ten 0 25 kat daha parlak bir yildiz 0 25 displaystyle sqrt 0 25 veya 0 5 uzaklikta yer alan bir yasamsal bolgeye sahip olabilir Bu uzaklik yaklasik 0 67 AU e denk gelir Yildizin karakteristigi gibi pek cok karmasik etken bu Gunes Sistemi disindaki olcunun cok daha farkli olmasina neden olabilir Tayfsal Cesitlilik ve Yildiz Sistemi Ozellikleri source source source source source source Kepler 47 Sisteminde 2011 de kesfedilmis bir gezegenin yasamsal bolgesini gosteren video Bilim adamlari yasanabilir bolgenin belirli yildiz sistemleri ve tayfsal cesitlilige gore limitlendigi konusunda fikir ayriligi yasadilar Ornegin ciftli sistemlerin yasamsal bolgeleri tek yildizli sistemlerin yasamsal bolgelerinden farklilik gosterir Ek olarak sabit yorunge uc kutleli bir sekille iliskilendirilir Eger Gunes Sistemi bunun gibi ciftli bir sistem olsaydi yasanabilir bolgenin dis limiti 2 4 astronomik birime kadar genisletilmis olurdu Tayfsal Cesitliligi goz onunde bulundurarak Zoltan Balog O tayfli yildizlar fotobuharlasmanin neden oldugu mor otesi isimalarindan dolayi gezegen seklini asla olusturamazlardi Andrea Buccino Gunes dahil olmak uzerinde hakkinda calistigi 40 kadar yildizin ayni zamanda sivi su bulundurabilen mor otesi yasanabilir bolgesi oldugunu kesfetti Diger taraftansa Gunesten kucuk yildizlarin yasanabilirlik icin belirgin engelleri vardir Ornegin Michael Hart sadece belli bir siralamaya sahip ve KO tayfinda ya da daha parlak yildizlarin yasamsal bir bolge sunabilecegini one surdu Bu fikir kizil cuceler icin olan yercekimsel etki icin gerekli yaricap konseptinin ilk zamanlarinda yayildi Kizil cucelerin yasamsal bolgesiyle rastlantisal olan bu yaricap bunyesinde gelgit isinmalari tarafindan neden olan volkanik faaliyetlerin Gelgitsel Venus denilen cok yuksek sicaklikli ve hayatin varligini kesinlikle saglayamayacak gezegenlere neden oldugu ileri suruldu Digerleri yasanabilir bolgenin sanilandan cok daha fazla oldugunu ve bu durumun aslinda soguk yildizlarin etrafinda dolanan gezegenlerde bile suyun var olabilmesine olanak sagladigini dusunuyor 2013 te yapilan iklim modellemeleri de kizil cucelerin gelgitsel isinmaya ragmen yuzey sicakligi neredeyse sabit gezegenlere ev sahipligi yapabilecegi fikrini destekliyor Astronomi profesoru Eric Agol beyaz cucelerin bile gezegensel gocmelerle dar bir yasamsal bolge barindirabilecegini dusunuyor Ayni zamanda kahverengi cucelerin gecici bir yasamsal bolgeye sahip olabilecegini dusunenler bile var Yildiz Evrimi Manyetik alan gibi uzay kosullarina karsi dogal bir savunma olan teknikler gezegenlerin su barindirabilmesi icin gereksinim duyulan seylerdir Yildizin evrimi ile beraber yasanabilir bolgeler de degisime ugrar Ornegin 10 milyon yildan daha az bir sure ana sirasini koruyabilmis O sicakligindaki yildizlar yasamin olusmasina izin vermeyecek kadar bir hizla yasamsal bolgelerini degistirirler Diger bir taraftan kizil cuce yildizlari 10 milyarlarca yil ana sira denilen evrede kalabilirler ki bu da hayatin ortaya cikmasina ve gelismesine bol bol yetecek bir suredir Fakat ara sira evresinde olan bazi yildizlarin bile enerji salinimlari aniden yukselebilir ve bu olay bu yildizlarin yasamsal bolgelerini gittikce uzaga iter Ornegin Gunesimiz biyolojik ve oksijensiz ilk yasamin basladigi bir donem olan arkeen doneminde oldugunun 75 i kadar parlaktir ve gelecekte de enerji salinimi yukselecektir Enerjideki bu yukselis Gunes bir kizil deve donusmeden cok daha once Dunya yi Gunes in yasanabilir bolgesinin disina atacaktir Bu yukselen parlaklikla bas edebilmek icin surekli yasanabilir bolge konsepti ortaya atilmistir Isminden de anlasildigi gibi yildiz etrafinda donen bir gezegenin yuzeyinde su bulundurabildigi zamana verilen isimdir Genel yasanabilir bolge gibi surekli yasanabilir bolge de daraltilabilir ya da genisletilebilir Kizil cuce sistemleri dakikalar icerinde bir yildizin parlakliginin iki katina ulasabilecek ve yildizin yuzeyinin 20 sini kaplayabilecek kadar cok buyuk yildiz potlarina sahip buyuk yildizsal alevlenmelere sahiptir Bu alevlenmeler diger yildizlarin atmosferini yirtarak suyun yok olmasina neden olabilirler Yildizlar agirlastikca yildiz evriminin dogasi degisir Dolayisiyla yaklasik 1 2 milyar yasindaki kizil cuceler yasamin gelisimine izin verecek sabitlige ulasir Bir yildiz Kizil Dev olmaya yetecek kadar gelistigi anda o yildizin yasanabilir bolgesi de ana sira evresindekinden cok farkli bir hal alir Ornegin Gunes Kizil Dev oldugu esnada onceden yasamsal bolgesinde yer alan Dunya yi yutacaktir Fakat Kizil Dev yatay dallanma evresine ulastiginda yeni bir dengeye ulasir ve yeni bir yasamsal bolge olusturur Gunes inki de bunun gibi olacak ve 7 astronomik birimden 22 astronomik birime cikacaktir Bu evrede Saturn un uydusu Titan eskiden Dunya da oldugu gibi yasanabilir bir hal almaya baslayacaktir Bu yeni esitlik yaklasik 1 Gyr kadar surecek ve Dunya nin hayati baslatmasi icin 0 7 Gyr ye ihtiyac duymus oldugunu dusunecek olursak Kizil Dev in yasamsal bolgesinde bulunan gezegenlerde hayat gelisebilir Fakat yakit olarak Helyum kullanan bir yildizin etrafinda fotosentetikler gibi cok onemli yasam formlari atmosferin yalnizca karbondioksitce zengin yerlerinde gelisebilirler Solar kutleli yildiz kizil deve donustugunde gezegensel kutleli tum cisimlerin serbest karbondioksitinin buyuk bir kismi coktan emilmis olacaktir Col Gezegenler Bir gezegenin atmosferik kosullari o gezegenin isiyi tutabilme yetenegini belirler Bu yuzden her gezegenin yasamsal alani kendine ozgudur Col gezegenler ya da diger bir isimle kuru gezegenler cok az su barindiran ve atmosferinde Dunya ya kiyasla cok az su bulunan bu nedenle de sera etkisine maruz kalan gezegenlerdir Suyun yoklugu ayni zamanda isiyi yansitmak icin neredeyse hic buz olmadigi anlamina gelir Bu olay da col gezegenlerin yasamsal bolgelerin cok disinda yer aldigini gosterir Diger Dusunceler Dunyanin hidrosferi Su Dunya yuzeyinin 71 ini kapsar falakt kuresel okyanuslarin orani 97 3 tur ve bu oran dunyada suyun dagilisidir Bir gezegen kendi yildiz sisteminde bir su kaynagi olmadan hidrosfere sahip olamaz Hidrosfer karbon tabanli bir yasamin ana kaynagidir Dunya daki suyun kaynagi su anda tam anlasilmamis olsa da buz kutleleri tabakadan gelen gaz cikislari mineraller litosferden gelen su iceren mineral sizintilari ve fotoliz olasiligi yuksek kaynaklar olarak degerlendiriliyor Gunes otesi bir sistemde donma sinirinin otesinde yer alan buz kutlesi kendi yildizinin yasamsal bolgesine gorebilir Bu olay binlerce kilometre derinligi olan okyanuslarla dolu bir gezegen yaratir GJ 1214 b ve Kepler 22b bu gezegenlere ornek verilebilir Yuzeyde sivi su barindirabilme yetisi ayni zamanda kalin bir atmosfer de gerektirir Karasal atmosferler icin olasi nedenin gaz salinimi oldugu dusunuluyor Atmosferlerin gida dongusu ve atmosferin erimesine kadar olan surecte benzer asamalardan gectigi kabul edilir 2013 te Italyan astronom Giovanni Vladilo tarafindan yurutulen bir calismada yasamsal bolgenin genisliginin atmosferik basinc arttikca fazlalastigi kanitlanmis oldu 15 milibardan daha az bir atmosferik basincta yasamin bulunamayacagi goruldu Cunku basincta veya sicaklikta meydana gelen en ufak bir degisim bile suyun sivilasmasini onleyebilir Kizil cucelerin yasanabilir bolgelerinde yer alan gezegenler incelendiginde yildiza cok yakin noktalarda gelgitsel kilitlenmeler vardir Gelgitsel olarak kilitlenmis bir gezegenin bir yuzu surekli konakci yildizina bakarken obur yuzu de golgede kalir Eskiden bu tip gezegenlerin yildiza bakan yuzlerinin cok sicak golgede kalan yuzlerinin ise asiri soguk oldugu dusunulurdu Bu fikir pek cok kizil cuce gezegenlerinin yasanamaz oldugunu dusundurdu Fakat 2013 yilinda Sikago Universitesinden bir jeolog Jun Yang ve is arkadaslari uc boyutlu iklimleme modelini kullanarak kizil cuce gezegenin konakci yildizina bakan yuzunde genis bir bulutlanma olacagini savundular Boylece gezegenin yildiza bakan ve golgede kalan yuzu arasindaki sicaklik farki ciddi miktarlarda azaltilmis olacaktir Gezegensel kutleye yakin kutleli dogal uydular da yasam barindirabilme yetisine sahiptir Fakat bu uydulara birkac parametre daha eklenmelidir Kendi konakci gezegenlerinin yasamsal bolgelerinde bulunmalari en onemli parametredir Daha detayli olarak uydular kendi konakci gezegenlerinden gelgitsel isinmalar yuzunden olusacak volkanik aktivitelere maruz kalmayacak kadar uzak ayni zaman da gezegenlerinin yorungesinden sapmayacak kadar Hill yaricapi yakin olmalidir Kizil cucelerin kutlesi Gunes in kutlesinin 20sinden daha az bir kutleye sahiptir Gunes dev gezegenlerinin yasanabilir uydulara sahip olmalarina izin vermez Cunku yasanabilir bolgenin alani zaten dardir ve bu bolgede donen gezegenlerin uydularina uyguladiklari cekme kuvveti Gunes in uyduya uyguladgi cekme kuvvetinden cok daha az olacaktir Bu da uydunun dev gezegeninin yorungesinden cikip Gunes tarafindan cekilecegi anlamina gelir Yasanabilir bolgeden sadece yilin belli bir bolumunden gecen bir gezegenin semasi Yildizi cok buyuk bir dismerkezlikle turlayan gezegenlerden bazilari yilin belirli bir bolumunde yasabilir bolgeden gecebilir Bu esnada ciddi sicaklik degisimleri ve atmosferik basinc farkliligi ortaya cikar Bu durum sivi suyun ara ara var olabilecegi keskin degisimlere neden olur Yeraltinda yasayan formlar bu degisimlerden etkilenmeyebilir ve cok asiri sicakliklarda ve sartlarda yasayabilen yuzeyde veya yuzeye yakin olan organizmalar cesitli adaptasyonlarla hayatta kalabilir Ornegin tardigratlar 0 150 K 273 C ve 424 K 151 C gibi sicakliklarda canliliklarini surdurebilirler Yasamsal bolgenin disinda bulunan bir gezegendeki hayatta gezegen enoteye yaklastiginda kis uykusuna yatmak ve gezegen enberiye yaklastiginda ise hareketlenerek gezegen yeterince sicakken yasam devam ediyor olabilir Gunesdisi KesiflerGunes Sistemi disinda kesfedilen gezegenler arasinda 2015 yilinda Kepler 62f Kepler 186f ve Kepelr 442b nin uzerinde yasam bulundurmaya en elverisli gezegenler oldugu bulundu Bunlar sirasiyla 1200 490 ve 1120 isik yili uzakliktalar Bunlardan Kepler 186f Dunya nin boyutlarina en yakin gezegen ve kendi kizil cucesinin yasanabilir bolgesinin en dis sinirinda yer aliyor En yakin karasal atmosfere sahip olan gezegenler arasinda Tau Ceti e yaklasik 11 9 isik yili uzaklikta Kendi konakci yildizinin yasamsal bolgesinin ilk sinirlarinda bulunuyor Tahmini yuzey sicakligi ise 68 C 154 F Karasal atmosfere sahip olan gezegenleri tahmin etmeye calisan calismalar bilmsel verilere de bir o kadar baglidir 2013 yilinda Ravi Kumar Koppparapu hefraksiyonu dedigi yildizlar ve gezegenlerden yasamsal bolgede olanlari tespit etti ve bu sayi yaklasik 0 48 ya da diger bir deyisle Samanyolu nda yaklasik 95 180 milyar arasi yasanabilir gezegen oldugunu soyledi Fakat bu sadece istatistiksel bir tahmin bu fraksiyondaki gezegenlerden henuz cok az bir miktari kesfedilebildi Eski calismalarda yapilan tahminler cok daha sig idi 2011 de Seth Borestein Samanyolunda asagi yukari 500 milyon yasanabilir gezegen oldugunu vurguladi NASA nin Jet Propulsion Laboratuvar inda Kepler den gelen veriler de goz onune alinarak yuzde 1 4 ten 2 7 ye kadar olan yildizlarin F G ve K sinifinda olanlarin yasanabilir bolgeye sahip olabilecegi soylendi Ilk Kesifler Gunes Sistemi disindaki gezegenlerden yasamsal bolgeye sahip olma ihtimali olan ilk gezegen Gunes Sistemi disinda bulunan ilk gezegenin kesfinden cok kisa bir sure sonra bulundu Bu kesiflerden biri olan 70 Virginis b dev bir gaz kutlesi Bulunduktan hemen sonra ne cok sicak ne cok soguk oldugu icin Goldilocks olarak adlandirildi Sonraki calismalar neredeyse Venus le ayni sicakliga sahip olan bu gezegenin sivi halde su bulundurmasinin mumkun olmadigini ortaya cikartti 1996 da kesfedilen 16 Cygni Bb gezegenin yuzeyinde cok ani mevsim degisikliklerine neden olan cok ilginc bir yorungeye sahip Buna ragmen yapilan simulasyonlardan yola cikarak karasal dogaya sahip uydularda butun yil boyunca su bulundurulabilecegi onerildi Gliese 876 b 1998 de kesfedildi ve Gliese 876 c 2001 de kesfedildi Bu iki gezegeninde Gliese 876 nin yasamsal bolgesinde olan dev gaz kutleleri oldugu buludu Her ne kadar bu iki gezegen de yuzeylerinde su bulundurmuyor olsa da uydularinin bu ihtimale uygun oldugu dusunuluyor Upsilon Andromedae d yine dev bir gaz kutlesi 1999 da kesfedildi ve bu gezegenin yasamsal bolgesinin Dunya gibi pek cok gezegen bulundurmaya olanak saglayacak genislikte oldugu dusunuluyor 4 Nisan 2001 de tanitilan HD 28185 b konakci yildizinin yasanabilir bolgesinde yer alan bir gaz devi Gunes Sistemimizdeki Mars la kiyaslandiginda yorungesinde cok daha az miktarda sapmalar var Gelgitsel etkilesmeler HD 28185 b nin Dunya boyutlu pek cok uyduya milyarlarca yil ev sahipligi yapmis gibi gorunuyor Karisik hava kosullarina bakilarak bu uydularin ilk evrelerde olusmus oldugu dusunuluyor HD 69830 d 2006 da kesfedilen Dunya nin 17 kati kutlede bir gaz devi HD 69830 un yasanabilir bolgesinde bir yorungeye sahip oldugu dusunuluyor ve Dunya dan 41 isik yili uzaklikta Bir sonraki sene 55 Cancri f nin kendi konakci yildizi 55 Cancri A nin yasamsal bolgesinde bulundugu kesfedildi Bu devasa ve yogun kutleli gezegenin su anki bulgularimizla uzerinde su bulundurma ihtimali yok Fakat uydularindan uygun kutleye ve uygun kompozisyona sahip herhangi biri uzerinde sivi su bulundurabildigi dusunuluyor Yasanabilir Super Dunyalar Gliese 581 in yasamsal bolgesi ile Gunes Sistemimizin yasamsal bolgesinin bir kiyaslamasi Gliese 581 c nin 2007 de kesfedilmesi ile ilk super dunya yasamsal bolgesidir bilim dunyasinda cok ciddi bir ilgi yaratti Fakat daha sonra yuzeysel ozelliklerinin Dunya dan cok Venus e benzedigi fark edildi Gliese 581 d ayni sistemde yasamsal bolge barindirmaya aday baska bir gezegen olarak dusunuluyordu 2007 de bulundu Daha sonra varligi 2014 te yalanlandi Gliese 581 g yasamsal bolge oldugu dusunulen kesfedilmis baska bir gezegendi Gliese 581c ve d den yasama daha el verisli oldugu dusunuluyordu Fakat daha sonra 2014 te onun da varligi yalanlandi Buyuklukleri ve yorungeleri kiyaslayan Gunes gibi bir yildiz olan Kepler 22 nin yasanabilir bolgesindeki Kepler 22b nin konumunu ve Dunya nin Gunes Sistemi nin yasanabilir bolgesindeki konumunu karsilastiran bir diagram Agustos 2011 de kesfedilen HD 85512 b de yasam barindirdigi dusunulen bir gezegendi Fakat Kopparapu tarafindan tanimlanan yasamsal bolgeden sonra bu gezegen 2013 yilinda konakci yildizinin yasanabilir bolgesinin disinda kaldi Gunes Sistemi disinda kesfedilen gezegenlerin sayisindaki artisla beraber Ekim 2011 de Dunya benzeri gezegen bicimlendirilmesi olusturuldu Bu bicimlendirme Dunya nin sahip oldugu isi yogunluk gibi parametreler iceriyor Bu olcutler daha ayarli Gunes Sistemi disi gezegen kesiflerinde kullaniliyor Aralik 2011 de Kepler tarafindan kesfedilen Kepler 22b Gunes benzeri bir yildizin etrafinda donen ilk gezegen Yaricapi Dunya nin yaklasik 2 4 kati ve Kepler 22b nin bir okyanus gezegen oldugu tahmin edildi Gliese 667 CC 2011 de kesfedilip kesfi 2012 de duyurulan Gliese 667 C nin yasamsal bolgesinde bulunan bir super Dunya Haziran 2013 te ayni yildizin etrafinda doner yasanabilir iki super Dunya daha kesfedildi Bu iki gezegen de yasanabilir bolgenin icinde yer aliyor Eylul 2012 de kesfedilen Gliese 163 c kizil cucesi Gliese 163 un etrafinda donen ve Dunya dan 49 isik yili uzaklikta bir gezegen Dunya nin 6 9 kati bir kutleye sahip ve konakci yildizina yakin yorugesi nedeniyle Dunya nin maruz kaldigindan 40 daha fazla bir yildizsal radyasyona maruz kaliyor Bu radyasyonda yuzey sicakligini yaklasik 60C ye kadar cikartiyor Kasim 2012 de emin olmamakla beraber nin kesfedildigi dusunuldu ancak kendi konakci yildizinin yasamsal bolgesinde degildi Aralik 2012 de Tau Ceti e ve Tau Ceti f kendi konakci yildizini yasamsal bolgesinde donen iki gezegen olarak kesfedildi Yalnizca 12 isik yili uzakliktalar Dunya dan daha buyuk olmalarina ragmen kedi sistemleri icerinde yer alan en hafif gezegenler Fakat 2013 te Kopparapu calismasinin yayinlanmasini ardidan Tau Ceti f nin konakci yildizinin yasamsal bolgesinde yer almadigi gorundu Dunya Boyutunda Gezegenler ve Gunes in Benzerleri Dunya benzeri Kepler 186f ve Gunes Sistemi nin yasamsal bogelerinin kiyaslanmasi Kepler 186f nin Kepler 552b nin yorungesinde daha genis olusu ve Dunya ya benzer yildizlar Son kesifler Dunya ya pek cok yonden benzeyen gezegenler ortaya cikartti Bunlar Dunya nin analoglari ya da Dunya ile cok fazla benzerligi bulunan karasal gezegenlerden olusuyor Dunya boyutlari diye kullanilan evrensel bir kriter olmasa da bu tanim genelde kutle ile iliskilendirilerek aciklaniyor Daha dusuk degerlere sahip olanlarsa Dunya nin yaklasik 1 9 kati kutledeki Super Dunya lar Ayni sekilde Alt Dunya larin boyutlari da yaklasik Venus kadar Dunya nin ise yaklasik 0 815 kati kadar 7Ocak 2013 te Kepler deki astronomlar Kepler 69c nin bulundugunu ilan ettiler Dunya ya cok benzeyen Gunes Sistemi disi bir gezegen ve yaricapi Dunya nin 1 7 kati kadar Kepler 69 isimli Gunes benzeri bir yildiz etrafinda yasanabilir bolgede donuyor Kepler 62 nin etrafinda yasanabilir bolgede donen iki gezegen daha 19 Nisan 2013 te duyuruldu ve bunlara Kepler 62e ve Kepler 62f adlari verildi Sirasiyla Dunya nin 1 6 ve 1 4 kati yaricaplara sahip karasal gezegenler Kepler 186f Dunya nin yaricapinin 1 1 kati yaricapa sahip bir gezegen ve Nisan 2014 te kesfedildi Gunes Sistemi disinda yer alan ve Dunya ya transit metodu ile en yakin gezegen oldugu dogrulandi Kutlesi hala bilinmiyor ve konakci yildizi Gunes e pek benzerlik gostermiyor Ocak 2015 te NASA Kepler Uzay Teleskopu tarafindan kesfedilen 1000 gezegeni bulduklarini dogruladi Bunlardan yeni kesfedilmis uc gezegen kendi yildizlarinin yasanabilir bolgesinde yer aliyor ve bu uc gezegenden iki Kepler 438b ve Kepler 442b Neredeyse Dunya kadarlar ve kati bir yuzeye sahipler Ucuncu Kepler 440b ise bir super dunya Kepler 452b 23 Haziran 2015 te halka tanitildi Dunya dan 50 daha buyuk ve karasal bir yuzeye sahip Kendi konakci yildizi Kepler 452 Gunes benzeri bir yildiz etrafinda yaklasik 385 gunde donuyor Yasamsal Bolgenin Disinda YasamSaturn un uydusu Titanda bulunan hidrokarbon gollerinin kesfi karbon tabanli yasam saplantisini destekledigine dair sorular olusturdu Sivi suyun oldugu ortamlarin atmosferik basincin cok olmadigi yerlerde ve yasamsal bolgenin disindaki sicakliklarda da var olabildigi bulundu Ornegin Saturn un uydusu Titan ve Jupiter in uydusu Europa da ikisi de yasamsal bolgenin disinda olmasina ragmen cok buyuk hacimlerde sivi su okyanuslari oldugu bulundu Yasamsal bolgenin disindayken gelgitsel isinma ve radyoaktif salinimlar sivi suyu olusturabilecek kaynaklar icin iki olasi isi kaynagidir Abbot ve Switzer verimsiz gezegenlerde radyoaktivitenin etkisiyle izolasyon ve isinma olusur bu da kalin buz tabakalarini eriterek sivi su olusturabilecegini ortaya koymustur Dunya daki yasamin stabil olduguna dair bazi teorilerle yer alti yasamlari belki dunya disindaki yerlerde de yuzeyin altinda yasam olabilme ihtimali vardir Ayrica Dunya nin kendi organizmalarinin dahi yuzeyin 6 kilometre altinda hatta daha derinde bile bulunabildigi gorunmustur Diger bir olasiliga gore de yasamsal bolgenin disindaki organizmalar suya bagli olmayan alternatif biyokimyasallar kullanarak yasiyor Astrobiyologlar ve NASA dan Christopher McKay metanin bu sekilde bir yasam icin anahtar olabilecegini soyledi Gunes in metan tabanli yasanabilir bolgesi konakci yildizdan yaklasik 1 610 000 000 km 1 0 x 10 9 mi ya da 11 astronomik birim kadar bir uzakligi kapsiyor Bu uzaklik Titan in uzakligina da uygun ayrica golleri ve metan yagmurlari da McKay in yasam tanimlamasiyla harika bir sekilde ortusuyor Ek olarak test edilen organizmalarin bir kisminin yasamlarina ekstra yasamsal bolgelerde de devam edebildigi bulundu Karisik ve Akilli Yasam Icin Bilgiler The Rare Earth hipotezi karmasik ve akilli bir yasamin cok nadir goruldugunu ve yasamsal bolgenin bu durumu belirleyen pek cok faktorden yalnizca biri oldugunu ileri surdu Ward amp Brownlee 2004 ve digerlerine gore yasami desteklemesi icin yasanabilir bolge ve sivi su tek sart degil fakat cokhucreli yasami ve bu yasamin gerektirdigi sartlarin devami icin gerekli Bunlar ikincil sartlar olarak isimlendiriliyor Ikincil sartlar hem jeolojik suyun olusmasi icin gereken basit tektonik hareketler hem de biyokimyasaldir isinimsal enerjinin fotosentezi desteklemesi atmosferik oksijenin olusmasi icin gereklidir Fakat Ian Srewart ve Jack Cohen gibi isimler 2002 deki kitaplari Uzaylinin Olusumu nda akilli ve karmasik bir yasamin yasamsal bolgenin disinda da olusmus olabilecegini savunuyor Yasamsal bolgenin disinda yasam yeraltinda alternatif kimyasallarla hatta nukleer reaksiyonlarla bile olusmus olabilir Dunya da cok hucresel yasamin yasamsal bolgenin disindaki sartlara da uygun olarak var olabilecegi olasilik dahilinde gorunuyor Tardigrad olan bir hayvan ornegin suyun kaynama noktasindan daha yuksek sicakliklarda yasayabiliyor Ek olarak Rhizocarpon Geographicum isimli bir bitki sivi suyun olusmasi icin gerekli atmosfer basincinin cok dusuk oldugu ve radyoaktif enerjinin fotosentezi desteklemeyecek seviyelerde oldugu bir yerde bulundu Stephan H Dole un 1964 teki calismasina gore eger insanoglu baska gezegenlerde kolonilesmeye karar verirse yasamsal bolgende bulunacak Dunya analoglari en iyi sartlari saglayacak Dogru sicaklik yercekimi atmosfer basinci ve suyun varligi ile uzay odalarina ihtiyacimiz kalmayacak akilli ve karmasik bir yasam gelisime acik olacak Yasamsal bolgelerde bulunan gezegenler akilli hayatlarin bulunmasi icin en cok arastirilan yerler 1961 Drake esitligi hala galaksimizdeki akilli yasam formlarinin sayisini hesaplamak icin kullaniliyor Yildizin yasamsal bolgesinde bulunan gezegenlerin sayisi ne parametresi ile ifade edilir Dusuk degerler The Rare Earth hipotezini destekler yani evrende akilli yasam formu cok nadir bulunan bir seydir Fakat yasamsal alan ya da yasam bulmak o kadar da zor degildir Drake ve Bernard Oliver tarafindan 1971 tarihli NASA raporunda hidrojen ve hidroksilin bilesenleri ile suyun absorbe spektrumuna bagli olan su birikintisi elektromanyesini onerdiler Bu spektrum akilli bir yasamin aranmasinda ve Gunes Sistemi disindaki varliklarla iletisim kurulmasi icin kullanilmaya basladi Astronomlar ve yasam arayanlar icin onemli bir metot haline geldi ve digerlerine gore oncelikle yasamsal bolge adaylari bu yontemle aranacak ve Allen Telescope Array Project Phonix adiyla gelistirildi su anda bu adaylar icin arastirma yapiyor METI yasamsal bolgedeki gezegenlerin akilli yasam formu bulundurma olasiligi daha yuksek oldugu icin bu bolgelere daha cok odaklaniyor Ornegin 2001 Teen Age Message ve 2003 Cosmic Call 2 47 Ursae Majoris sistemine gonderilmistirler ve Jupiter boyutlarindaki gezegenlerin yasamsal bolgede olanlarinin hayat barindirdigi dusunulmustur The TeeN Age Message pek cok gaz devi barindiran 55 Cancri sistemine yollanmistir 2008 de Dunya Dunya dan Merhaba isimli mesaj 2009 da Gliese 581 sistemine gonderilmis ve yasamsal bolgede bulunan Gliese 581c d ve f ve tam dogrulanmamis gezegen Gliese g ye yollanmistir Ayrica bakinizKaynakca Dole Stephen H 1964 Budyko M I 1969 North Gerald R November 1975 Sellers William D June 1969 Rasool I De Bergh C Jun 1970 Hart M H 1979 Fogg M J 1992 Kasting James F Whitmire Daniel P Reynolds Ray T January 1993 Spiegel D S Raymond S N Dressing C D Scharf C A Mitchell J L 2010 Abe Y Abe Ouchi A Sleep N H Zahnle K J 2011 Vladilo Giovanni Murante Giuseppe Silva Laura Provenzale Antonello Ferri Gaia Ragazzini Gregorio March 2013 a b Kopparapu Ravi Kumar 2013 Zsom Andras Seager Sara De Wit Julien 2013