Yirmi Yıl Krizi: 1919-1939: Uluslararası İlişkiler Çalışmalarına Giriş, E. H. Carr tarafından uluslararası ilişkiler üzerine yazılmış bir kitaptır. Kitap 1930'larda Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden kısa bir süre önce yazılmış ve ilk baskısı savaşın patlamk vermesinden kısa bir süre sonra, Eylül 1939'da yapılmıştır; ikinci baskısı ise 1945 yılında yapılmıştır. Gözden geçirilmiş baskıda Carr, "olayların sonraki seyri tarafından bir şekilde değiştirilen her pasajı yeniden yazmamış", bunun yerine "birkaç cümleyi değiştirmeye" ve eserin anlaşılırlığını arttırmak başka küçük çabalar göstermeye karar vermiştir.
Kitapta Carr, realist bir uluslararası politika teorisi geliştirmekte ve liberal (Woodrow Wilson ile ilişkilendirdiği) ütopik vizyonuna bir eleştiri getirmektedir. Carr'ın realizmi genellikle klasik realizm olarak nitelendirilir. Carr, uluslararası politikanın güç politikaları tarafından tanımlandığını savunur. Üç tür güç tanımlar: askeri güç, ekonomik güç ve fikirler üzerindeki güç. Siyasi eylemin ahlak ve gücün koordinasyonuna dayandığını savunur.
İçerik
Metin, uluslararası ilişkiler teorisinde bir klasik olarak kabul edilir ve genellikle Thukididis, Machiavelli ve Hobbes'u takip eden ilk modern realist metinlerden biri olarak adlandırılır. Carr'ın analizi, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Milletler Cemiyeti deklarasyonlarında ve askeri çatışmaların kalıcı olarak önlenmesini amaçlayan çeşitli uluslararası antlaşmalarda somutlaşan iyimserlikle başlar. Devletler arasında barış ve işbirliğine dair rasyonel, iyi tasarlanmış fikirlerin, uluslararası alandaki kaos ve güvensizlik gerçekleri tarafından kısa sürede nasıl baltalandığını göstermeye devam ediyor. Gücün askeri, ekonomik, ideolojik ve hukuki yönlerini ve uygulamalarını değerlendiren Carr, hayatta kalma ve rekabetin gerekliliklerini göz önünde bulundurmayı unutan ütopyacı teorisyenlere sert eleştiriler getiriyor.
Bununla birlikte Carr, insanlığın gelişme ihtimalini kaybedilmiş bir dava olarak görmemektedir. Yirmi Yıl Krizi'nin sonunda, aslında uluslararası politikada ahlakın rolünü savunur ve katıksız realizmin göze alamayacağımız kasvetli bir yenilgicilik anlamına geldiğini öne sürer. Analizin olmazsa olmazı, uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde göreceli güç dengesinin bir başlangıç noktası olarak kabul edilmesi gerektiğidir.
Tartışmasını Milletler Cemiyeti gibi "zarif üst yapıların" "temellerin kazılmasında biraz ilerleme kaydedilene kadar beklemesi gerektiğini" öne sürerek sonlandırır.
Özet
Edward Hallett Carr 1936'da yirmi yıldan uzun bir süredir çalıştığı Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa ederek Aberystwyth Wales Üniversitesi Koleji Uluslararası Politika Bölümü'nde Woodow Wilson Kürsüsü'nde göreve başladı. Bu, ona Dışişleri Bakanlığı'nda asla sahip olamayacağı bir şey verecekti: uzun zamandır yapmak istediği dış ilişkiler üzerine yazma ve ders verme özgürlüğü. Kitap için tercih ettiği başlık aslında Ütopya ve Gerçeklik olmasına rağmen Yirmi Yıl Krizi:1919-1939 oldu.
Kitap genel olarak uluslararası ilişkilerden bahsetse de daha spesifik olarak iki savaş arası döneme adanmıştır ancak yazar aslında savaşlar arası kriz olan çıkmazdan bir çıkış yolu sunarken liberalizmin iddialarını çürütmek istemiştir. Ayrıca, ulusal kendi kaderini tayin hakkını bir slogan olarak kullanan Woodrow Wilson'a ve savaşlar arasındaki dönemde krizin nedenlerinden biri olarak görülen Carr'a yönelik eleştirisini de göstermek istemiştir. Yazar, "yeni sosyal ve ekonomik temellere dayalı yeni bir toplum" olarak adlandırdığı şeye bir çözüm ya da en azından olan bitene bir alternatif bulmaya kararlıydı.
Beş kısım ve on dört bölümden oluşan kitabın ilk kısmı uluslararası siyaset biliminin incelenmesine, ikinci kısmı savaşlar arasındaki uluslararası krizin sebep ve sonuçların görülmesine, üçüncü kısmı siyaset, güç ve ahlak kavramları ile bunlar arasındaki ilişkiye, dördüncü kısmı uluslararası değişimin motoru olarak hukuka ve son olarak beşinci kısmı da Carr'ın vardığı sonuçlara ayrılmıştır.
İlk olarak Carr bize uluslararası politikanın üzerinde durduğu bağlamı verir, uluslararası ilişkiler bilimi aslında ilk bebek adımlarını atıyordu çünkü uluslararası ilişkilerin yönetimini uzmanların elinden almak hatta profesyonellerin ne yaptığına ciddi ve sistematik bir şekilde dikkat etmek için genel bir istek yoktu. Ancak 1914-18 savaşı, savaşı sadece askeri uzmanları etkileyen bir sorun olarak görme biçimini sona erdirdi, bu nedenle uluslararası politika bilimi çok başarılı bir popüler talebe yanıt olarak ortaya çıktı. Yine de yöntemle ilgili bir sorun vardı. Önce olguları topladılar, sınıflandırdılar, sonra analiz ettiler ve sonuçlar çıkardılar; bundan sonra da olguların ve çıkarımların hangi amaca uygulanabileceğini bulabileceklerini düşündüler ancak insan zihni tam tersi şekilde çalışır. Yazar, her siyasi yargının gerçekleri değiştirmemize yardımcı olduğunu ve siyasi düşüncenin kendisinin de siyasi eylem biçimi olduğunu söyleyerek sözlerini sonlandırıyor. "Siyaset bilimi sadece olanın değil, olması gerekenin de bilimidir."
Edward daha sonra bizi metin boyunca mevcut olacak ütopyacılıkla tanıştırır. Siyaset bilimlerinin ütopyacı aşamasında araştırmacılar mevcut olgulara ya da neden-sonuç analizine çok az önem verirler ancak zamanlarını vizyoner projelerin detaylandırılmasına adarlar. Ancak bu projeler çöktüğünde ve arzunun ya da amacın tek başına arzulanan sonuca ulaşmada yetersiz kaldığı görüldüğünde araştırmacılar isteksizce analizin ve çalışmanın yardımına başvuracaklardır ancak o zaman uluslararası ilişkiler bir bilim olarak kabul edilecektir. 1931'den sonraki olayların seyri, bir uluslararası politika biliminin temeli olarak saf arzunun zayıflıklarını ortaya koymuştur.
Carr, kariyerinin başında Rus tarihini inceleyerek gerçeklik fikirlerine bağlı kalmış ve daha çok Marksist yönelimli hale gelmiştir, sonuç olarak ütopyacılığın taşkınlığını düzeltmek için gerçekliğin gerekliliğini ortaya koyacak ve daha sonra bunlar arasında tartışacaktır. Hem herhangi bir toplumsal düzenin büyük ölçüde standartlaştırma ve dolayısıyla soyutlama anlamına geldiğini, bunun da ilgili ülkelerin çeşitliliği nedeniyle imkansız olduğunu, yani topluluğun her üyesi için farklı bir kural olamayacağını düşünerek Milletler Cemiyeti'ne şüpheyle yaklaşmış, hem de liberalizme olan inancı en büyük darbeyi 1929'dan sonra dünya ekonomisinin çöküşünden aldığı için liberal ilkelere eleştirel yaklaşmıştır.
Carr ayrıca, bireylerin belirli davranış standartlarına boyun eğmediği sürece ulusal veya uluslararası bir siyasi toplumun nasıl var olamayacağını da tartışıyor ancak sorun bu tür kurallara uymaya neden devam etmemiz gerektiğine dayanıyor. Daha sonra, laissez-faire ve bunun ekonomik milliyetçilik olarak bilinen karmaşık bir fenomene neden olan çıkarların ve ahlakın uyumu doktrini ile ilişkisinden bahsediyor. Tıpkı önceki ekonomik doktrinin ne kadar tartışmalı olduğu gibi, metin de her ulusun barıştan aynı çıkara sahip olduğu varsayımını ve bu ilkeyi ihlal edenlerin nasıl irrasyonel ve ahlaksız olarak görüldüğünü tartışıyor.
Daha sonra başka bir bölümde, gücü siyasetin önemli bir bileşeni ve hükûmetin temel bir aracı olarak tanımlar. Daha sonra siyasi gücü askerî güç, ekonomik güç ve fikirler üzerindeki güç olarak ayırır ve bunların birbirleriyle yakından ilişkili oldukları için ayrı ayrı ele alınmasına gerek olmadığını belirtir. Askeri aracın en büyük önemi, uluslararası ilişkilerde gücün nihai oranının savaş olmasında yatmaktadır, ayrıca bir ülkenin dış politikası sadece hedefleriyle değil aynı zamanda askerî gücüyle de sınırlıdır ve kendi içinde bir amaç haline gelir. Güç arayışında askeri ve ekonomik araçlar kullanılacaktır ancak siyasi bir lider için propaganda ile birlikte ikna sanatı da güç elde etmek için gereklidir.
Daha sonra Carr, yerel hukuk ile uluslararası hukuk arasındaki farkları tanımlar. Bu sonuncusunda yargı, yürütme ve yasama yoktur. Bunu takiben, hukukun natüralist ve realist görüşlerini özetlemekte ve hukukun özünün istikrarı teşvik etmek ve toplumun mevcut çerçevesini korumak olduğunu söylemektedir. Yazar, hakları korumak için yapılan antlaşmaların kutsallığına kısa bir süre sonra bağlanmaktadır çünkü tüm ülkeler antlaşma yükümlülüklerinin bağlayıcı karakterini takip etmemiş ve bu nedenle bir antlaşmanın yükümlülüklerinin, antlaşmanın imzalandığı sırada hüküm süren koşullar devam ettiği sürece uluslararası hukukta bağlayıcı olduğunu söyleyen bir madde yaratmıştır. Kitap aynı zamanda ahlaki kısımda da ısrar ederek baskı altında imzalanan, yani zorla yapılan antlaşmaların ahlaki bir lekesi olduğu konusunda ısrar ediyor ve Versay Antlaşması'na atıfta bulunuyor. Ancak uluslararası antlaşmaların hukuki geçerliliği konusundaki ısrar, egemen ulusların antlaşmaların dayatıldığı daha zayıf uluslar üzerindeki üstünlüklerini sürdürmek için kullandıkları bir silah da olabilir.
Yazar, birçok kişi değişiminin bazen savaş gerektirdiği gerçeğini kabul edemediği için ahlakı eleştirmektedir. "İsyan olmasaydı, insanlık durgunlaşır ve adaletsizlik telafi edilemez olurdu." Statüko uzun sürmez ve savunması her zaman başarılı olmaz, büyük olasılıkla bir savaşla sonuçlanır ancak şu anda uluslararası ahlakın ve uluslararası politikanın temel sorunu olan barışçıl değişim yöntemlerini oluşturmak için olası bir çözüm vardır.
Son olarak, iki savaş arası dönemde uluslararası ilişkiler çerçevesinde bir ahlak krizi yaşanmış ve bu da ulusal çıkarların çatışmasına yol açarak bazı ülkelerin çıkarlarının göz ardı edilmesine neden olmuştur. Siyaset, ütopya ve gerçeklik olmak üzere birbirinden ayrılamayacak iki ana unsurdan oluşmaktadır. Kitapta varılan sonuçlar, küçük bağımsız ulus-devletin modasının geçtiği ya da geçmekte olduğu ve çok sayıda ulus-devletin üyeliği üzerine uygulanabilir bir uluslararası örgüt inşa edilemeyeceği yönündedir. Buna ek olarak, statükonun korunması uzun vadede sürdürülebilir bir politika değildir, bu nedenle eski düzene geri dönülemez ve bakış açısında köklü bir değişiklik kaçınılmazdır. Bu nedenle uluslararası uzlaşmaya yönelik en iyi ilerleme umudu, 1930-33 krizinin tekrarlanmasına yakın bir gelecekte müsamaha gösterilmeyeceği için ekonomik yeniden yapılanma yolunda yatıyor gibi görünmektedir.
Geri dönütler
Yirmi Yıl Krizi yayımlandığı günden bu yana uluslararası ilişkiler çalışmalarında vazgeçilmez bir kitap olmuştur. Halen lisans derslerinde yaygın olarak okunmaktadır ve kitap "klasik realizmin kurucu metinlerinden biri" olarak kabul edilmektedir. Kitap, Uluslararası Çalışmalar Derneği tarafından disiplindeki eğilimleri incelemek amacıyla yazılan ve editörlüğünü , ve yaptığı "Carr'ın Yirmi Yıl Krizi'ndeki argümanların ve ikilemlerin birçoğunun bugün uluslararası politika teorisi ve pratiğiyle ilgili olduğunu" yazan kitabı, "disiplinin 80 yılında bize saklanacak yer bırakmayan birkaç kitaptan biri" olarak öven Seksen Yıl Krizi gibi çok sayıda başka çalışmaya da ilham kaynağı olmuştur.
Carr'a verilen tepkiler tamamen olumlu olmamıştır. Caitlin Blaxton, Carr'ın eserdeki ahlaki duruşunu "rahatsız edici" olarak eleştirmiştir. Akademisyenler de Carr'ı sözde realist-idealist çatışmasını sunumu nedeniyle eleştirmiştir. Peter Wilson'a göre "Carr'ın ütopya kavramı... dikkatle tasarlanmış bilimsel bir kavramdan çok, sonra derece kullanışlı bir retorik araçtır."
Buna karşılık Stephen McGlinchey, Carr'ı geçmişe bakarak eleştirmek yerine, Carr'ın Yirmi Yıl Krizi'ndeki olaylara ilişkin analizinin, özellikle Milletler Cemiyeti'ne yönelik eleştirisini bağlamında önemli ve zamanında olduğunu belirtmektedir.John Mearsheimer, kitabı 20. yüzyılın en etkili üç realist uluslararası ilişkiler eseri arasında tanımlamaktadır. Mearsheimer, kitabın savunmacı realizmin büyük bir savunmasını yaptığını ileri sürmektedir. Ancak Mearsheimer, kitapta "teori olmadığını" savunmaktadır: "Carr, devletlerin neden gücü önemsedikleri ya da ne kadar güç istedikleri hakkında çok az şey söylemektedir."
Metnin karmaşıklığı son zamanlarda , ve kitapları da dahil olmak üzere Carr üzerine artan bir literatürle daha iyi anlaşılmıştır.
Benzer veya ilgili çalışmalar
- - (1961)
- - A. J. P. Taylor (1954)
- - (2003, 2005, 2008)
- - (2007)
- - Zara Steiner (2011)
Kaynakça
- ^ Carr (2001)
- ^ Carr (1945), s. vii
- ^ Mearsheimer, John J. (2005). "E.H. Carr vs. Idealism: The Battle Rages On". International Relations (İngilizce). 19 (2). ss. 139-152. doi:10.1177/0047117805052810. ISSN 0047-1178.
- ^ Howe, Paul (1994). "The Utopian Realism of E. H. Carr". Review of International Studies. 20 (3). ss. 277-297. doi:10.1017/S0260210500118078. ISSN 0260-2105. JSTOR 20097376. 21 Nisan 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Nisan 2024.
- ^ Finnemore, Martha; Sikkink, Kathryn (1998). "International Norm Dynamics and Political Change". International Organization. 52 (4). ss. 887-917. doi:10.1162/002081898550789. ISSN 0020-8183. JSTOR 2601361. 17 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Nisan 2024.
- ^ Carr, Edward Hallett (1964). The twenty years' crisis, 1919-1939; an introduction to the study of international relations. 2d. New York: Harper & Row. ss. 239. ISBN . OCLC 180416.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis,1919-1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. XXV-XXVI.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis, 1919 - 1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. XXXII.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis, 1919 - 1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. XXXIII.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis, 1919 - 1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. 6.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis, 1919 - 1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. 42.
- ^ Butler, Samuel. The Note-Books of Samuel Butler. United States: Festing Jones. ss. 211-212.
- ^ Carr, Edward Hallett Carr (2016). The Twenty Years' Crisis,1919-1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. 97-130.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis,1919-1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. 159-178.
- ^ Russell, Bertrand. Power. s. 263.
- ^ Carr, Edward Hallett (2016). The Twenty Years' Crisis,1919-1939. Londra: Palgrave Macmillan. ss. 201.
- ^ Tortola (2005)
- ^ Dunne, Cox & Booth (1998), s. xiii
- ^ Dunne, Cox & Booth (1998), s. xiv
- ^ Wilson (1998), s. 3
- ^ Wilson (1998), s. 11
- ^ McGlinchey (2010)
- ^ Mearsheimer, John (2001). The Tragedy of Great Power Politics. W.W. Norton. s. 14.
- ^ a b Mearsheimer, John (2001). The Tragedy of Great Power Politics. W.W. Norton. s. 18.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yirmi Yil Krizi 1919 1939 Uluslararasi Iliskiler Calismalarina Giris E H Carr tarafindan uluslararasi iliskiler uzerine yazilmis bir kitaptir Kitap 1930 larda Avrupa da Ikinci Dunya Savasi nin patlak vermesinden kisa bir sure once yazilmis ve ilk baskisi savasin patlamk vermesinden kisa bir sure sonra Eylul 1939 da yapilmistir ikinci baskisi ise 1945 yilinda yapilmistir Gozden gecirilmis baskida Carr olaylarin sonraki seyri tarafindan bir sekilde degistirilen her pasaji yeniden yazmamis bunun yerine birkac cumleyi degistirmeye ve eserin anlasilirligini arttirmak baska kucuk cabalar gostermeye karar vermistir Kitapta Carr realist bir uluslararasi politika teorisi gelistirmekte ve liberal Woodrow Wilson ile iliskilendirdigi utopik vizyonuna bir elestiri getirmektedir Carr in realizmi genellikle klasik realizm olarak nitelendirilir Carr uluslararasi politikanin guc politikalari tarafindan tanimlandigini savunur Uc tur guc tanimlar askeri guc ekonomik guc ve fikirler uzerindeki guc Siyasi eylemin ahlak ve gucun koordinasyonuna dayandigini savunur IcerikMetin uluslararasi iliskiler teorisinde bir klasik olarak kabul edilir ve genellikle Thukididis Machiavelli ve Hobbes u takip eden ilk modern realist metinlerden biri olarak adlandirilir Carr in analizi Birinci Dunya Savasi nin ardindan Milletler Cemiyeti deklarasyonlarinda ve askeri catismalarin kalici olarak onlenmesini amaclayan cesitli uluslararasi antlasmalarda somutlasan iyimserlikle baslar Devletler arasinda baris ve isbirligine dair rasyonel iyi tasarlanmis fikirlerin uluslararasi alandaki kaos ve guvensizlik gercekleri tarafindan kisa surede nasil baltalandigini gostermeye devam ediyor Gucun askeri ekonomik ideolojik ve hukuki yonlerini ve uygulamalarini degerlendiren Carr hayatta kalma ve rekabetin gerekliliklerini goz onunde bulundurmayi unutan utopyaci teorisyenlere sert elestiriler getiriyor Bununla birlikte Carr insanligin gelisme ihtimalini kaybedilmis bir dava olarak gormemektedir Yirmi Yil Krizi nin sonunda aslinda uluslararasi politikada ahlakin rolunu savunur ve katiksiz realizmin goze alamayacagimiz kasvetli bir yenilgicilik anlamina geldigini one surer Analizin olmazsa olmazi uluslararasi iliskilerin yurutulmesinde goreceli guc dengesinin bir baslangic noktasi olarak kabul edilmesi gerektigidir Tartismasini Milletler Cemiyeti gibi zarif ust yapilarin temellerin kazilmasinda biraz ilerleme kaydedilene kadar beklemesi gerektigini one surerek sonlandirir OzetEdward Hallett Carr 1936 da yirmi yildan uzun bir suredir calistigi Disisleri Bakanligi ndan istifa ederek Aberystwyth Wales Universitesi Koleji Uluslararasi Politika Bolumu nde Woodow Wilson Kursusu nde goreve basladi Bu ona Disisleri Bakanligi nda asla sahip olamayacagi bir sey verecekti uzun zamandir yapmak istedigi dis iliskiler uzerine yazma ve ders verme ozgurlugu Kitap icin tercih ettigi baslik aslinda Utopya ve Gerceklik olmasina ragmen Yirmi Yil Krizi 1919 1939 oldu Kitap genel olarak uluslararasi iliskilerden bahsetse de daha spesifik olarak iki savas arasi doneme adanmistir ancak yazar aslinda savaslar arasi kriz olan cikmazdan bir cikis yolu sunarken liberalizmin iddialarini curutmek istemistir Ayrica ulusal kendi kaderini tayin hakkini bir slogan olarak kullanan Woodrow Wilson a ve savaslar arasindaki donemde krizin nedenlerinden biri olarak gorulen Carr a yonelik elestirisini de gostermek istemistir Yazar yeni sosyal ve ekonomik temellere dayali yeni bir toplum olarak adlandirdigi seye bir cozum ya da en azindan olan bitene bir alternatif bulmaya kararliydi Bes kisim ve on dort bolumden olusan kitabin ilk kismi uluslararasi siyaset biliminin incelenmesine ikinci kismi savaslar arasindaki uluslararasi krizin sebep ve sonuclarin gorulmesine ucuncu kismi siyaset guc ve ahlak kavramlari ile bunlar arasindaki iliskiye dorduncu kismi uluslararasi degisimin motoru olarak hukuka ve son olarak besinci kismi da Carr in vardigi sonuclara ayrilmistir Ilk olarak Carr bize uluslararasi politikanin uzerinde durdugu baglami verir uluslararasi iliskiler bilimi aslinda ilk bebek adimlarini atiyordu cunku uluslararasi iliskilerin yonetimini uzmanlarin elinden almak hatta profesyonellerin ne yaptigina ciddi ve sistematik bir sekilde dikkat etmek icin genel bir istek yoktu Ancak 1914 18 savasi savasi sadece askeri uzmanlari etkileyen bir sorun olarak gorme bicimini sona erdirdi bu nedenle uluslararasi politika bilimi cok basarili bir populer talebe yanit olarak ortaya cikti Yine de yontemle ilgili bir sorun vardi Once olgulari topladilar siniflandirdilar sonra analiz ettiler ve sonuclar cikardilar bundan sonra da olgularin ve cikarimlarin hangi amaca uygulanabilecegini bulabileceklerini dusunduler ancak insan zihni tam tersi sekilde calisir Yazar her siyasi yarginin gercekleri degistirmemize yardimci oldugunu ve siyasi dusuncenin kendisinin de siyasi eylem bicimi oldugunu soyleyerek sozlerini sonlandiriyor Siyaset bilimi sadece olanin degil olmasi gerekenin de bilimidir Edward daha sonra bizi metin boyunca mevcut olacak utopyacilikla tanistirir Siyaset bilimlerinin utopyaci asamasinda arastirmacilar mevcut olgulara ya da neden sonuc analizine cok az onem verirler ancak zamanlarini vizyoner projelerin detaylandirilmasina adarlar Ancak bu projeler coktugunde ve arzunun ya da amacin tek basina arzulanan sonuca ulasmada yetersiz kaldigi goruldugunde arastirmacilar isteksizce analizin ve calismanin yardimina basvuracaklardir ancak o zaman uluslararasi iliskiler bir bilim olarak kabul edilecektir 1931 den sonraki olaylarin seyri bir uluslararasi politika biliminin temeli olarak saf arzunun zayifliklarini ortaya koymustur Carr kariyerinin basinda Rus tarihini inceleyerek gerceklik fikirlerine bagli kalmis ve daha cok Marksist yonelimli hale gelmistir sonuc olarak utopyaciligin taskinligini duzeltmek icin gercekligin gerekliligini ortaya koyacak ve daha sonra bunlar arasinda tartisacaktir Hem herhangi bir toplumsal duzenin buyuk olcude standartlastirma ve dolayisiyla soyutlama anlamina geldigini bunun da ilgili ulkelerin cesitliligi nedeniyle imkansiz oldugunu yani toplulugun her uyesi icin farkli bir kural olamayacagini dusunerek Milletler Cemiyeti ne supheyle yaklasmis hem de liberalizme olan inanci en buyuk darbeyi 1929 dan sonra dunya ekonomisinin cokusunden aldigi icin liberal ilkelere elestirel yaklasmistir Carr ayrica bireylerin belirli davranis standartlarina boyun egmedigi surece ulusal veya uluslararasi bir siyasi toplumun nasil var olamayacagini da tartisiyor ancak sorun bu tur kurallara uymaya neden devam etmemiz gerektigine dayaniyor Daha sonra laissez faire ve bunun ekonomik milliyetcilik olarak bilinen karmasik bir fenomene neden olan cikarlarin ve ahlakin uyumu doktrini ile iliskisinden bahsediyor Tipki onceki ekonomik doktrinin ne kadar tartismali oldugu gibi metin de her ulusun baristan ayni cikara sahip oldugu varsayimini ve bu ilkeyi ihlal edenlerin nasil irrasyonel ve ahlaksiz olarak goruldugunu tartisiyor Daha sonra baska bir bolumde gucu siyasetin onemli bir bileseni ve hukumetin temel bir araci olarak tanimlar Daha sonra siyasi gucu askeri guc ekonomik guc ve fikirler uzerindeki guc olarak ayirir ve bunlarin birbirleriyle yakindan iliskili olduklari icin ayri ayri ele alinmasina gerek olmadigini belirtir Askeri aracin en buyuk onemi uluslararasi iliskilerde gucun nihai oraninin savas olmasinda yatmaktadir ayrica bir ulkenin dis politikasi sadece hedefleriyle degil ayni zamanda askeri gucuyle de sinirlidir ve kendi icinde bir amac haline gelir Guc arayisinda askeri ve ekonomik araclar kullanilacaktir ancak siyasi bir lider icin propaganda ile birlikte ikna sanati da guc elde etmek icin gereklidir Daha sonra Carr yerel hukuk ile uluslararasi hukuk arasindaki farklari tanimlar Bu sonuncusunda yargi yurutme ve yasama yoktur Bunu takiben hukukun naturalist ve realist goruslerini ozetlemekte ve hukukun ozunun istikrari tesvik etmek ve toplumun mevcut cercevesini korumak oldugunu soylemektedir Yazar haklari korumak icin yapilan antlasmalarin kutsalligina kisa bir sure sonra baglanmaktadir cunku tum ulkeler antlasma yukumluluklerinin baglayici karakterini takip etmemis ve bu nedenle bir antlasmanin yukumluluklerinin antlasmanin imzalandigi sirada hukum suren kosullar devam ettigi surece uluslararasi hukukta baglayici oldugunu soyleyen bir madde yaratmistir Kitap ayni zamanda ahlaki kisimda da israr ederek baski altinda imzalanan yani zorla yapilan antlasmalarin ahlaki bir lekesi oldugu konusunda israr ediyor ve Versay Antlasmasi na atifta bulunuyor Ancak uluslararasi antlasmalarin hukuki gecerliligi konusundaki israr egemen uluslarin antlasmalarin dayatildigi daha zayif uluslar uzerindeki ustunluklerini surdurmek icin kullandiklari bir silah da olabilir Yazar bircok kisi degisiminin bazen savas gerektirdigi gercegini kabul edemedigi icin ahlaki elestirmektedir Isyan olmasaydi insanlik durgunlasir ve adaletsizlik telafi edilemez olurdu Statuko uzun surmez ve savunmasi her zaman basarili olmaz buyuk olasilikla bir savasla sonuclanir ancak su anda uluslararasi ahlakin ve uluslararasi politikanin temel sorunu olan bariscil degisim yontemlerini olusturmak icin olasi bir cozum vardir Son olarak iki savas arasi donemde uluslararasi iliskiler cercevesinde bir ahlak krizi yasanmis ve bu da ulusal cikarlarin catismasina yol acarak bazi ulkelerin cikarlarinin goz ardi edilmesine neden olmustur Siyaset utopya ve gerceklik olmak uzere birbirinden ayrilamayacak iki ana unsurdan olusmaktadir Kitapta varilan sonuclar kucuk bagimsiz ulus devletin modasinin gectigi ya da gecmekte oldugu ve cok sayida ulus devletin uyeligi uzerine uygulanabilir bir uluslararasi orgut insa edilemeyecegi yonundedir Buna ek olarak statukonun korunmasi uzun vadede surdurulebilir bir politika degildir bu nedenle eski duzene geri donulemez ve bakis acisinda koklu bir degisiklik kacinilmazdir Bu nedenle uluslararasi uzlasmaya yonelik en iyi ilerleme umudu 1930 33 krizinin tekrarlanmasina yakin bir gelecekte musamaha gosterilmeyecegi icin ekonomik yeniden yapilanma yolunda yatiyor gibi gorunmektedir Geri donutlerYirmi Yil Krizi yayimlandigi gunden bu yana uluslararasi iliskiler calismalarinda vazgecilmez bir kitap olmustur Halen lisans derslerinde yaygin olarak okunmaktadir ve kitap klasik realizmin kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilmektedir Kitap Uluslararasi Calismalar Dernegi tarafindan disiplindeki egilimleri incelemek amaciyla yazilan ve editorlugunu ve yaptigi Carr in Yirmi Yil Krizi ndeki argumanlarin ve ikilemlerin bircogunun bugun uluslararasi politika teorisi ve pratigiyle ilgili oldugunu yazan kitabi disiplinin 80 yilinda bize saklanacak yer birakmayan birkac kitaptan biri olarak oven Seksen Yil Krizi gibi cok sayida baska calismaya da ilham kaynagi olmustur Carr a verilen tepkiler tamamen olumlu olmamistir Caitlin Blaxton Carr in eserdeki ahlaki durusunu rahatsiz edici olarak elestirmistir Akademisyenler de Carr i sozde realist idealist catismasini sunumu nedeniyle elestirmistir Peter Wilson a gore Carr in utopya kavrami dikkatle tasarlanmis bilimsel bir kavramdan cok sonra derece kullanisli bir retorik aractir Buna karsilik Stephen McGlinchey Carr i gecmise bakarak elestirmek yerine Carr in Yirmi Yil Krizi ndeki olaylara iliskin analizinin ozellikle Milletler Cemiyeti ne yonelik elestirisini baglaminda onemli ve zamaninda oldugunu belirtmektedir John Mearsheimer kitabi 20 yuzyilin en etkili uc realist uluslararasi iliskiler eseri arasinda tanimlamaktadir Mearsheimer kitabin savunmaci realizmin buyuk bir savunmasini yaptigini ileri surmektedir Ancak Mearsheimer kitapta teori olmadigini savunmaktadir Carr devletlerin neden gucu onemsedikleri ya da ne kadar guc istedikleri hakkinda cok az sey soylemektedir Metnin karmasikligi son zamanlarda ve kitaplari da dahil olmak uzere Carr uzerine artan bir literaturle daha iyi anlasilmistir Benzer veya ilgili calismalar 1961 A J P Taylor 1954 2003 2005 2008 2007 Zara Steiner 2011 Kaynakca Carr 2001 Carr 1945 s vii Mearsheimer John J 2005 E H Carr vs Idealism The Battle Rages On International Relations Ingilizce 19 2 ss 139 152 doi 10 1177 0047117805052810 ISSN 0047 1178 Howe Paul 1994 The Utopian Realism of E H Carr Review of International Studies 20 3 ss 277 297 doi 10 1017 S0260210500118078 ISSN 0260 2105 JSTOR 20097376 21 Nisan 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Nisan 2024 Finnemore Martha Sikkink Kathryn 1998 International Norm Dynamics and Political Change International Organization 52 4 ss 887 917 doi 10 1162 002081898550789 ISSN 0020 8183 JSTOR 2601361 17 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Nisan 2024 Carr Edward Hallett 1964 The twenty years crisis 1919 1939 an introduction to the study of international relations 2d New York Harper amp Row ss 239 ISBN 0061311227 OCLC 180416 Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss XXV XXVI Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss XXXII Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss XXXIII Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss 6 Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss 42 Butler Samuel The Note Books of Samuel Butler United States Festing Jones ss 211 212 Carr Edward Hallett Carr 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss 97 130 Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss 159 178 Russell Bertrand Power s 263 Carr Edward Hallett 2016 The Twenty Years Crisis 1919 1939 Londra Palgrave Macmillan ss 201 Tortola 2005 Dunne Cox amp Booth 1998 s xiii Dunne Cox amp Booth 1998 s xiv Wilson 1998 s 3 Wilson 1998 s 11 McGlinchey 2010 Mearsheimer John 2001 The Tragedy of Great Power Politics W W Norton s 14 a b Mearsheimer John 2001 The Tragedy of Great Power Politics W W Norton s 18