Bu madde, uygun değildir.Nisan 2012) ( |
Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Ağustos 2022) () ( |
Bilinç, genel olarak, insanda farkındalığın, duygunun, algının ve bilginin merkezi olarak kabul edilen yetidir. Zihnin kendi içeriklerinin farkında olduğu, içebakış yoluyla bilinen, duyumları, algıları ve anıları ihtiva eden bölümüdür.
- Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü;
- Öznenin duygularına, algılarına, bilgilerine ve kavrayışlarına bağlı olarak kendini anlama, tanıma ya da bilme yetisi;
- Bilme edimi ile bilinen içerik arasındaki ilişkiyi her ikisini de içerecek biçimde bir üst düzeyde kurabilme becerisi;
- Acı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini olanaklı kılan ana ilke;
- Düşünen öznenin kendisine dönerek, kendisini kendi düşünceleri ile kavraması, kendisine bir başkası olarak dışarıdan bakabilmesi durumu;
- “İçebakış” yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gerçekliğini kavrama edimi;
- Zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği;
- Kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup bitenlere yönelik incelmiş sezgisi, bütün yaşadıklarına ilişkin genel görüşü;
- Üzüntü, sevinç, hüzün gibi tek tek yaşantı durumlarına ilişkin kendilik izlenimleri, şeylerin kişiye nasıl göründüğüne yönelik görüngübilimsel yaşantılar bütünü.
Tanımlaması daha çok doğrudan olmasından ziyade dolaylı yollardandır (farkındalık gibi) ve birçok farklı şeyi ifade edebildiği için zordur. Çünkü bilinç ağırlıklı olarak kişisel bir deneyimdir. “Canlı maddenin öğretimini denetleyen özel bir öğretmendir, bazen yeterince eğitilmiş olan öğrencisi, öteki görevleriyle uğraşmak için yalnız bırakır” şeklinde basit ve anlamlı tanımlamaları da varsa da, “bir kişinin kendi varlığının/var oluşunun, duyularının, düşüncelerinin, çevresinin farkında olması” olarak da tanımlanır. İç durumumuzu sorgulayarak bir şeylerin farkında oluruz ve bilinçli bir varlık olduğumuzu hissederiz ve bilincin en önemli noktası da budur. Bilinç, çoğu kez "farkında olma, farkındalık" ile aynı anlamda kullanılır. Yani bilinçli kabul edilen varlıkların “nesnel/dışsal gözlem” ve “öznel/içsel gözlem”leri vardır. Öznelci kuramların tuzağına düşmemek elde değildir. Bilincin bütün tanımları temelde hep aynı gibidir. Ama her tanım “eski bir şişede yeni bir şarap gibi” sunulur. Ya da bazıları “görüntüyü kurtarmak” adına öne sürülmüşlerdir. Tanımı yapacak bir doctor universalis (evrensel bilgin) bulmak mümkün değildir ya da bekleyeceğimiz ani bilgisizlikten, ani bilgili bir duruma geçme, ani bir kavrayış (anagnoresis) mümkün gözükmemektedir.
Öznelcilik
İçsel, kişiye ait olan öznel bakış açısıyla bakıldığında bilincin bazı özellikleri tamamen başka biri tarafından değerlendirilemez. Her zaman öznel olan “görüyorum, hayal ediyorum, inanıyorum, düşünüyorum” gibi kendi içselliğimize ait ifadeler kullanırız. Bütün bunlar, öznel yapımızla birlikte geçmiş ve geleceği göz önüne alarak, geçmiş deneyimlerimizin sentezinden oluşurlar. Bu zamana bağlı yerleşik durum belleğimizle de yakından ilişkilidir. Bu yönüyle bakıldığında bilinç, diğer bir kişiye içselliğimizi aktarım için öznel dil ile sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Felsefeci Daniel Dennett bilinci, beynin değişik bölgelerinin aynı anda değişik işler yaptığı ve olayları kendine göre yorumladığı yaratıcı kargaşa olarak kabul eder. Ortada tek ve doğru bir yorum yoktur. Bilinci kafalarının içinden dışarıya bakarak anlamaya çalışan bir insan olarak tanımlayan düşünceleri eleştirir. "Belki de, bir tanım bulmaya çalışmamalıyız." der. Bu çeşitlilik göz önüne alındığında tanım yanıltıcı da olabilir. Dolayısıyla kesin bir tanımdan uzak durabiliriz çünkü esas problem, bir yirminci yüzyıl sorunu olan bilinci, modası geçmiş terimleriyle tartışmamızdan kaynaklanmaktadır.
Bilinç hakkında bugünkü tartışma David Chalmers tarafından öne sürülen ve ayrımı yapılan bilincin “kolay” ve “zor” problemleridir. Kolay problem, bilinç deneyimi olmaksızın sinir hücresel olayların doğasını anlamadır. Bir dereceye kadar bu soru yanıtlanmıştır. Bunlar arasında; "beyinde paralel bilgi işleme nasıl oluşur?", "Bellek nasıl depolanır ve geri çağrılır?" ve "Seçici dikkatte hangi mekanizmalar devreye girer?" gibi sorulara kısmen yanıtlar oluşturulmuştur. Zor soru ise, bilincin genel açıklamasını içerir. Nasıl fiziksel dünyadan bilinç doğar? Niçin bazı sinir hücresel olaylar bilinçli deneyimle sonuçlanırken, diğerleri sonuçlanmaz? En önemlisi de bilinç denilen şey nedir?
Fizikçi Roger Penrose’a göre bilinç, fiziksel olarak yanına yaklaşılması gereken ve bilimsel bir kavramdır. Tanımlamadan ziyade tarif edilmesinin daha uygun olacağını belirterek, aktif ve pasif olarak iki parçaya ayırır. Renk ve armonilerin algılanmasını farkındalıkla birlikte pasif olarak kabul ederken, bilincin özgür irade ile iş görme yeteneğini de aktif kısmı olarak ele alır. Anlayışı bu ikisi arasına yerleştirir ve farkındalıkla anlayışın ayrılamayacağını, eğer farkındalık olmazsa anlayıştan bahsetmenin anlamsız olduğunu belirtir. Bilincin tanımını da farkındalıkla eşanlamlı olarak kabul eder. Yine zekâyı da anlayışa bağlar.
Aktif-Pasif
Aktif ve pasif bilinç yanında, değişik ayrımlar da vardır. Birincil bilinç ile dönüşlü (kendine dönen: reflective) bilinç arasındaki keskin ayrım da bunlardandır. Birincil bilinç daha basittir ve duyusal uyarıların farkındalığı ile birliktedir. Bu tür bilinç, beyinde bazı işlemlerin bilinçli bazılarınınsa bilinçaltı aracılığı ile nasıl yapıldığını anlatır. Dönüşlü bilinç ise benlik ile ilişkilidir ve “ben” veya “benim, kendim” temsiliyeti ile ilgili bir kavramdır.
Fenomenal-Psikolojik
Bir başka ayrım ise, fenomenal ve psikolojik bilinç arasında yapılır. Fenomenal bilinç “bazı fenomenal niteliklerin varlığını ifade eder, yani “” deneyimini yansıtır; hâlbuki psikolojik bilinç; uyanıklık, içgörü, aktarabilirlik, kendilik–bilinci, bir şeye dikkat veya bilgisini (farkındalığı) ifade eder. Felsefi bakış açısı ile fenomenal bilinci açıklamak çok zordur. Yani bu Thomas Nagel’in sorduğu “(Yarasa)…gibi olmak nasıl bir şeydir?” sorusunun yanıtını vermek anlamına gelir. Özel olarak hissedilen “ben”, bilincin temel kavramıdır.
Birçok durumda felsefede kullanılan bir terimle ne denmek istendiğini anlamamıza rağmen anlamının duru bir açıklamasını vermeyi ya da onu tam olarak tanımlamayı başaramayabiliriz. “Bilinç-zihin/beyin-beden” ya da kısaca simgesel olan “psi/” sorununun geçmişine uzanmak istediğimizde, genellikle beklediğimizden ifadelerden farklı olarak “ruh/beden” ilişkisi hakkında yapılan değerlendirmeler ve adlandırmalar göze çarpar. Çoğu felsefeci hem antikçağda hem de modern felsefenin doğumu sıralarında bedenden farklı olan ve genellikle karşıtında bulunan “bir şey” için farklı tanımlamalar ve adlandırmalar kullanmışlardır: , öz, töz, tin, can, ruh, nefs, , akıl gibi... “Sık sık şaşırır ve genellikle kullanımda olan sözcüklerin duru ve belirli anlamlarını elde etmede güçlüklere düşeriz” der Berkeley. Yanlışa neden olan “şey” ya da “töz” kelimesinden ziyade anlamları üzerine düşünme tutumudur diyerek “sözcüklerin anlamını bir karara bağlamak istiyorum” ifadesi ile çözüm sunmaya çalışır. Berkeley, “Terimler bir ölçüde konuşmayı kısaltmak için ortak alışkanlık tarafından yaratılmış ve bir ölçüde de öğretim amacıyla düşünülmüşlerdir... Gerçeklik arayışında doğru olarak anlamadığımız terimler tarafından yanlışa düşürülmemeye dikkat etmeliyiz... Neredeyse tüm felsefeciler uyarıda bulunurlar ve çok azı ona dikkat eder” der.
Dış bağlantılar
Kaynakça
- ^ Ahmet Cevizci; Paradigma Felsefe Sözlüğü, s.280
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Nisan 2012 Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Bilinc haber gazete kitap akademik JSTOR Agustos 2022 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bilinc genel olarak insanda farkindaligin duygunun alginin ve bilginin merkezi olarak kabul edilen yetidir Zihnin kendi iceriklerinin farkinda oldugu icebakis yoluyla bilinen duyumlari algilari ve anilari ihtiva eden bolumudur Kisinin kendisine yasantilarina cevresine oteki kisilere bir butun olarak icinde yasadigi dunyaya iliskin farkindaligi yasanan deneyimlerden kendiliginden dogan kendinin farkinda olma gorungusu Oznenin duygularina algilarina bilgilerine ve kavrayislarina bagli olarak kendini anlama tanima ya da bilme yetisi Bilme edimi ile bilinen icerik arasindaki iliskiyi her ikisini de icerecek bicimde bir ust duzeyde kurabilme becerisi Aci cekme isteme bekleme dus kirikligina ugrama korkma gibi belli bir nesnesi bulunan butun gecisli yasama edimlerini olanakli kilan ana ilke Dusunen oznenin kendisine donerek kendisini kendi dusunceleri ile kavramasi kendisine bir baskasi olarak disaridan bakabilmesi durumu Icebakis yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gercekligini kavrama edimi Zihinsel yasamin gecmis duyumlari algilari bilgileri bellekte tutma yetenegi Kisinin kendi icinde yasadiklarina ya da disarida olup bitenlere yonelik incelmis sezgisi butun yasadiklarina iliskin genel gorusu Uzuntu sevinc huzun gibi tek tek yasanti durumlarina iliskin kendilik izlenimleri seylerin kisiye nasil gorundugune yonelik gorungubilimsel yasantilar butunu Doktor Robert Fludd tarafindan yapilan on yedinci yuzyildan itibaren bilincin temsili Tanimlamasi daha cok dogrudan olmasindan ziyade dolayli yollardandir farkindalik gibi ve bircok farkli seyi ifade edebildigi icin zordur Cunku bilinc agirlikli olarak kisisel bir deneyimdir Canli maddenin ogretimini denetleyen ozel bir ogretmendir bazen yeterince egitilmis olan ogrencisi oteki gorevleriyle ugrasmak icin yalniz birakir seklinde basit ve anlamli tanimlamalari da varsa da bir kisinin kendi varliginin var olusunun duyularinin dusuncelerinin cevresinin farkinda olmasi olarak da tanimlanir Ic durumumuzu sorgulayarak bir seylerin farkinda oluruz ve bilincli bir varlik oldugumuzu hissederiz ve bilincin en onemli noktasi da budur Bilinc cogu kez farkinda olma farkindalik ile ayni anlamda kullanilir Yani bilincli kabul edilen varliklarin nesnel dissal gozlem ve oznel icsel gozlem leri vardir Oznelci kuramlarin tuzagina dusmemek elde degildir Bilincin butun tanimlari temelde hep ayni gibidir Ama her tanim eski bir sisede yeni bir sarap gibi sunulur Ya da bazilari goruntuyu kurtarmak adina one surulmuslerdir Tanimi yapacak bir doctor universalis evrensel bilgin bulmak mumkun degildir ya da bekleyecegimiz ani bilgisizlikten ani bilgili bir duruma gecme ani bir kavrayis anagnoresis mumkun gozukmemektedir OznelcilikIcsel kisiye ait olan oznel bakis acisiyla bakildiginda bilincin bazi ozellikleri tamamen baska biri tarafindan degerlendirilemez Her zaman oznel olan goruyorum hayal ediyorum inaniyorum dusunuyorum gibi kendi icselligimize ait ifadeler kullaniriz Butun bunlar oznel yapimizla birlikte gecmis ve gelecegi goz onune alarak gecmis deneyimlerimizin sentezinden olusurlar Bu zamana bagli yerlesik durum bellegimizle de yakindan iliskilidir Bu yonuyle bakildiginda bilinc diger bir kisiye icselligimizi aktarim icin oznel dil ile siki sikiya baglantilidir Felsefeci Daniel Dennett bilinci beynin degisik bolgelerinin ayni anda degisik isler yaptigi ve olaylari kendine gore yorumladigi yaratici kargasa olarak kabul eder Ortada tek ve dogru bir yorum yoktur Bilinci kafalarinin icinden disariya bakarak anlamaya calisan bir insan olarak tanimlayan dusunceleri elestirir Belki de bir tanim bulmaya calismamaliyiz der Bu cesitlilik goz onune alindiginda tanim yaniltici da olabilir Dolayisiyla kesin bir tanimdan uzak durabiliriz cunku esas problem bir yirminci yuzyil sorunu olan bilinci modasi gecmis terimleriyle tartismamizdan kaynaklanmaktadir Bilinc hakkinda bugunku tartisma David Chalmers tarafindan one surulen ve ayrimi yapilan bilincin kolay ve zor problemleridir Kolay problem bilinc deneyimi olmaksizin sinir hucresel olaylarin dogasini anlamadir Bir dereceye kadar bu soru yanitlanmistir Bunlar arasinda beyinde paralel bilgi isleme nasil olusur Bellek nasil depolanir ve geri cagrilir ve Secici dikkatte hangi mekanizmalar devreye girer gibi sorulara kismen yanitlar olusturulmustur Zor soru ise bilincin genel aciklamasini icerir Nasil fiziksel dunyadan bilinc dogar Nicin bazi sinir hucresel olaylar bilincli deneyimle sonuclanirken digerleri sonuclanmaz En onemlisi de bilinc denilen sey nedir Fizikci Roger Penrose a gore bilinc fiziksel olarak yanina yaklasilmasi gereken ve bilimsel bir kavramdir Tanimlamadan ziyade tarif edilmesinin daha uygun olacagini belirterek aktif ve pasif olarak iki parcaya ayirir Renk ve armonilerin algilanmasini farkindalikla birlikte pasif olarak kabul ederken bilincin ozgur irade ile is gorme yetenegini de aktif kismi olarak ele alir Anlayisi bu ikisi arasina yerlestirir ve farkindalikla anlayisin ayrilamayacagini eger farkindalik olmazsa anlayistan bahsetmenin anlamsiz oldugunu belirtir Bilincin tanimini da farkindalikla esanlamli olarak kabul eder Yine zekayi da anlayisa baglar Aktif PasifAktif ve pasif bilinc yaninda degisik ayrimlar da vardir Birincil bilinc ile donuslu kendine donen reflective bilinc arasindaki keskin ayrim da bunlardandir Birincil bilinc daha basittir ve duyusal uyarilarin farkindaligi ile birliktedir Bu tur bilinc beyinde bazi islemlerin bilincli bazilarininsa bilincalti araciligi ile nasil yapildigini anlatir Donuslu bilinc ise benlik ile iliskilidir ve ben veya benim kendim temsiliyeti ile ilgili bir kavramdir Fenomenal PsikolojikBir baska ayrim ise fenomenal ve psikolojik bilinc arasinda yapilir Fenomenal bilinc bazi fenomenal niteliklerin varligini ifade eder yani deneyimini yansitir halbuki psikolojik bilinc uyaniklik icgoru aktarabilirlik kendilik bilinci bir seye dikkat veya bilgisini farkindaligi ifade eder Felsefi bakis acisi ile fenomenal bilinci aciklamak cok zordur Yani bu Thomas Nagel in sordugu Yarasa gibi olmak nasil bir seydir sorusunun yanitini vermek anlamina gelir Ozel olarak hissedilen ben bilincin temel kavramidir Bircok durumda felsefede kullanilan bir terimle ne denmek istendigini anlamamiza ragmen anlaminin duru bir aciklamasini vermeyi ya da onu tam olarak tanimlamayi basaramayabiliriz Bilinc zihin beyin beden ya da kisaca simgesel olan psi sorununun gecmisine uzanmak istedigimizde genellikle bekledigimizden ifadelerden farkli olarak ruh beden iliskisi hakkinda yapilan degerlendirmeler ve adlandirmalar goze carpar Cogu felsefeci hem antikcagda hem de modern felsefenin dogumu siralarinda bedenden farkli olan ve genellikle karsitinda bulunan bir sey icin farkli tanimlamalar ve adlandirmalar kullanmislardir oz toz tin can ruh nefs akil gibi Sik sik sasirir ve genellikle kullanimda olan sozcuklerin duru ve belirli anlamlarini elde etmede gucluklere duseriz der Berkeley Yanlisa neden olan sey ya da toz kelimesinden ziyade anlamlari uzerine dusunme tutumudur diyerek sozcuklerin anlamini bir karara baglamak istiyorum ifadesi ile cozum sunmaya calisir Berkeley Terimler bir olcude konusmayi kisaltmak icin ortak aliskanlik tarafindan yaratilmis ve bir olcude de ogretim amaciyla dusunulmuslerdir Gerceklik arayisinda dogru olarak anlamadigimiz terimler tarafindan yanlisa dusurulmemeye dikkat etmeliyiz Neredeyse tum felsefeciler uyarida bulunurlar ve cok azi ona dikkat eder der Dis baglantilarKaynakca Ahmet Cevizci Paradigma Felsefe Sozlugu s 280