Üretim biçimi ya da başka bir deyişle Üretim tarzı, Marksist teoride genel olarak belirli bir tarihsel dönemdeki üretimin niteliğini ya da üretimin karakteristik formunu ifade etmek anlamında kullanılır. Esas itibarıyla üretim sürecinin nihai sonucuyla üretim araçları arasındaki ilişkiyi belirtir. Bu kategori, Marks'ın şekillendirdiği tarih anlayışının temel kavramlarındandır. Kavramın içerimleri farklı şekillerde ele alınıp farklı vurgularla değerlendirilmekle birlikte, genel anlamda, tarihsel gelişmenin Marks'ın formüle ettiği anlamda Materyalist bir şekilde açıklanmasında bu kavram temel bir rol oynar. Ekonomi-politiğe ait bir kavram olmakla birlikte, Marks'ın kuramında bu terim çok daha genel bir kuramsal yapının ögesi durumundadır. Üretim ilişkileri ve üretici güçler kavramları, belirli bir tarihsel andaki ilişkileriyle üretim biçiminin niteliğini belirlerler.
Karl Marx'ın ve tarihsel materyalizmin marksist kuram yazmalarında üretim biçimi (Almanca:Produktionsweise, "üretmenin yolu" anlamında) şu aşağıda yer alan açıklamaların özgün bir karışımıdır:
- üretici güçler: bunlar insan emek gücü ve üretim araçlarını kapsar (mesela aletler, edevat, binalar ve teknolojiler, materyaller ve değerlendirilmiş toprak)
- üretimin toplumsal ve teknik ilişkileri: bunlar mülk, çoğunlukla kanunla sağlanan toplumun üretim değerlerini yöneten güç ve kontrol ilişkileri, iş bölümü ilişkileri ve birlik biçimleri, insanlar arası ve işlerinin nesneleri arası ilişkiler ve toplumsal sınıflar arası ilişkiler. Genel anlatımla, üretim araçları üzerindeki mülkiyet durumu bu kapsamdadır. Örneğin üretim araçları üzerinde feodal bir mülkiyet ya da komünal bir mülkiyet, o toplumun üretim ilişkilerini, dolayısıyla üretim biçimini bütünüyle, baştan sona belirleyecektir.
Marks, "" çalışmasında, tüm bu kavramları ve bunların içinde yer aldıkları kendi perspektifini açıklamak üzere şöyle belirtir:
"Ulaşmış olduğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır. Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri, o zamana kadar içinde hareket ettikleri mevcut üretim ilişkilerine ya da, bunların hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan, mülkiyet ilişkilerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler. O zaman bir toplumsal devrim çağı başlar. İktisadi temeldeki değişme, kocaman üstyapıyı, büyük ya da az bir hızla altüst eder. Bu gibi altüst oluşların incelenmesinde, daima, iktisadi üretim koşullarının maddi altüst oluşu ile —ki, bu, bilimsel bakımdan kesin olarak saptanabilir—, hukuki, siyasal, dinsel, artistik ya da felsefi biçimleri, kısaca, insanların bu çatışmanın bilincine vardıkları ve onu sonuna kadar götürdükleri ideolojik şekilleri ayırdetmek gerekir. Nasıl ki, bir kimse hakkında, kendisi için taşıdığı fikre dayanılarak bir hüküm verilmezse, böyle bir altüst oluş dönemi hakkında da, bu dönemin kendi kendini değerlendirmesi gözönünde tutularak, bir hükme varılamaz; tam tersine, bu değerlendirmeleri maddi hayatın çelişkileriyle, toplumsal üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıklamak gerekir.
İçerebildiği bütün üretici güçler gelişmeden önce, bir toplumsal oluşum asla yok olmaz; yeni ve daha yüksek üretim ilişkileri, bu ilişkilerin maddi varlık koşulları, eski toplumun bağrında çiçek açmadan, asla gelip yerlerini almazlar. Onun içindir ki, insanlık kendi önüne, ancak çözüme bağlayabileceği sorunları koyar. Çünkü yakından bakıldığında, her zaman görülecektir ki, sorunun kendisi, ancak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların mevcut olduğu ya da gelişmekte bulunduğu yerde ortaya çıkar. Geniş çizgileriyle, asya üretim tarzı, antikçağ, feodal ve modern burjuva üretim tarzları, toplumsal-ekonomik şekillenmenin ileriye doğru gelişen çağları olarak nitelendirilebilirler.
Burjuva üretim ilişkileri, toplumsal üretim sürecinin en son uzlaşmaz karşıtlıktaki biçimidir — bireysel bir karşıtlık anlamında değil, bireylerin toplumsal varlık koşullarından doğan bir karşıtlık anlamında; bununla birlikte burjuva toplumunun bağrında gelişen üretici güçler, aynı zamanda, bu karşıtlığı çözüme bağlayacak olan maddi koşulları yaratırlar. Demek ki, bu toplumsal oluşum ile, insan toplumunun tarih-öncesi sona ermiş olur."
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Uretim bicimi ya da baska bir deyisle Uretim tarzi Marksist teoride genel olarak belirli bir tarihsel donemdeki uretimin niteligini ya da uretimin karakteristik formunu ifade etmek anlaminda kullanilir Esas itibariyla uretim surecinin nihai sonucuyla uretim araclari arasindaki iliskiyi belirtir Bu kategori Marks in sekillendirdigi tarih anlayisinin temel kavramlarindandir Kavramin icerimleri farkli sekillerde ele alinip farkli vurgularla degerlendirilmekle birlikte genel anlamda tarihsel gelismenin Marks in formule ettigi anlamda Materyalist bir sekilde aciklanmasinda bu kavram temel bir rol oynar Ekonomi politige ait bir kavram olmakla birlikte Marks in kuraminda bu terim cok daha genel bir kuramsal yapinin ogesi durumundadir Uretim iliskileri ve uretici gucler kavramlari belirli bir tarihsel andaki iliskileriyle uretim biciminin niteligini belirlerler Karl Marx in ve tarihsel materyalizmin marksist kuram yazmalarinda uretim bicimi Almanca Produktionsweise uretmenin yolu anlaminda su asagida yer alan aciklamalarin ozgun bir karisimidir uretici gucler bunlar insan emek gucu ve uretim araclarini kapsar mesela aletler edevat binalar ve teknolojiler materyaller ve degerlendirilmis toprak uretimin toplumsal ve teknik iliskileri bunlar mulk cogunlukla kanunla saglanan toplumun uretim degerlerini yoneten guc ve kontrol iliskileri is bolumu iliskileri ve birlik bicimleri insanlar arasi ve islerinin nesneleri arasi iliskiler ve toplumsal siniflar arasi iliskiler Genel anlatimla uretim araclari uzerindeki mulkiyet durumu bu kapsamdadir Ornegin uretim araclari uzerinde feodal bir mulkiyet ya da komunal bir mulkiyet o toplumun uretim iliskilerini dolayisiyla uretim bicimini butunuyle bastan sona belirleyecektir Marks calismasinda tum bu kavramlari ve bunlarin icinde yer aldiklari kendi perspektifini aciklamak uzere soyle belirtir Ulasmis oldugum ve bir kez ulasildiktan sonra incelemelerime kilavuzluk etmis olan genel sonuc kisaca soyle formule edilebilir Varliklarinin toplumsal uretiminde insanlar aralarinda zorunlu kendi iradelerine bagli olmayan belirli iliskiler kurarlar bu uretim iliskileri onlarin maddi uretici guclerinin belirli bir gelisme derecesine tekabul eder Bu uretim iliskilerinin tumu toplumun iktisadi yapisini belirli toplumsal bilinc sekillerine tekabul eden bir hukuki ve siyasal ustyapinin uzerinde yukseldigi somut temeli olusturur Maddi hayatin uretim tarzi genel olarak toplumsal siyasal ve entelektuel hayat surecini kosullandirir Insanlarin varligini belirleyen sey bilincleri degildir tam tersine onlarin bilincini belirleyen toplumsal varliklaridir Gelismelerinin belli bir asamasinda toplumun maddi uretici gucleri o zamana kadar icinde hareket ettikleri mevcut uretim iliskilerine ya da bunlarin hukuki ifadesinden baska bir sey olmayan mulkiyet iliskilerine ters duserler Uretici guclerin gelismesinin bicimleri olan bu iliskiler onlarin engelleri haline gelirler O zaman bir toplumsal devrim cagi baslar Iktisadi temeldeki degisme kocaman ustyapiyi buyuk ya da az bir hizla altust eder Bu gibi altust oluslarin incelenmesinde daima iktisadi uretim kosullarinin maddi altust olusu ile ki bu bilimsel bakimdan kesin olarak saptanabilir hukuki siyasal dinsel artistik ya da felsefi bicimleri kisaca insanlarin bu catismanin bilincine vardiklari ve onu sonuna kadar goturdukleri ideolojik sekilleri ayirdetmek gerekir Nasil ki bir kimse hakkinda kendisi icin tasidigi fikre dayanilarak bir hukum verilmezse boyle bir altust olus donemi hakkinda da bu donemin kendi kendini degerlendirmesi gozonunde tutularak bir hukme varilamaz tam tersine bu degerlendirmeleri maddi hayatin celiskileriyle toplumsal uretici gucler ile uretim iliskileri arasindaki catismayla aciklamak gerekir Icerebildigi butun uretici gucler gelismeden once bir toplumsal olusum asla yok olmaz yeni ve daha yuksek uretim iliskileri bu iliskilerin maddi varlik kosullari eski toplumun bagrinda cicek acmadan asla gelip yerlerini almazlar Onun icindir ki insanlik kendi onune ancak cozume baglayabilecegi sorunlari koyar Cunku yakindan bakildiginda her zaman gorulecektir ki sorunun kendisi ancak onu cozume baglayacak olan maddi kosullarin mevcut oldugu ya da gelismekte bulundugu yerde ortaya cikar Genis cizgileriyle asya uretim tarzi antikcag feodal ve modern burjuva uretim tarzlari toplumsal ekonomik sekillenmenin ileriye dogru gelisen caglari olarak nitelendirilebilirler Burjuva uretim iliskileri toplumsal uretim surecinin en son uzlasmaz karsitliktaki bicimidir bireysel bir karsitlik anlaminda degil bireylerin toplumsal varlik kosullarindan dogan bir karsitlik anlaminda bununla birlikte burjuva toplumunun bagrinda gelisen uretici gucler ayni zamanda bu karsitligi cozume baglayacak olan maddi kosullari yaratirlar Demek ki bu toplumsal olusum ile insan toplumunun tarih oncesi sona ermis olur