Bu madde, uygun değildir.Şubat 2014) ( |
Sıvı kristaller, sıvıların ve katı kristallerin özellikleri arasında özelliklere sahip olan kimyasal maddelerdir. Örneğin, bir sıvı kristal (SK) bir sıvı gibi akar ama molekülleri bir kristalinki gibi yönlüdür. Çeşitli sıvı kristal fazları vardır, bunlar gibi optik özellikleri ile tanımlanırlar. Polarize ışıkla mikroskop altında incelendiklerinde farklı sıvı kristal fazları farklı gösterir. Bunlar SK moleküllerinin farklı yönlü oldukları bölgelere karşılık gelir. Bu bölgelerin her birinde moleküller aynı doğrultuya sahiptirler. SK malzemeler her zaman sıvı kristallik göstermezler (suyun her zaman buz fazında olmaması gibi).
Sıvı kristaller , , ve metalotropik fazlar olarak sınıflanırlar. Termotropik ve liyotropik olanlar organik moleküllerden oluşur. Termotropik sıvı kristaller, sıcaklık değişirken sıvı kristal faza bir faz değişikliği yaparlar. Liyotropik sıvı kristallerin faz değişikliği SK moleküllerin solventteki konsantrasyonuna ve sıcaklığına bağlıdır. Metalotropik SK'ler hem organik hem inorganik maddelerin karışımıdırlar; faz değişiklikleri sıcaklık ve konsantrasyonun yanı sıra inorganik-organik konsantrasyon oranına da bağlıdır.
Sıvı kristaller hem doğada hem de teknolojik uygulamalarda mevcuttur. Çoğu modern elektronik göstergeler sıvı kristallidir. Liyotropik sıvı kristaller canlı sistemlerde çok yaygındır. Örneğin hücre zarı ve bazı proteinler sıvı kristaldir. Diğer iyi bilinen SK örnekleri sabun ve deterjan köpükleri ve tütün mozaik virüsüdür.
Sıvı kristaller kabul edilen (konvensiyonel) sıvı ve katı kristalin sahip olduğu özellikler arasındaki halde bulunan bir maddedir. Örneğin, sıvı kristal bir sıvı gibi akabilir, fakat molekülleri kristalimsi bir şekilde yönlendirilebilir. Sıvı-kristal seviyelerinin çok farklı türleri vardır, ki bunlar kendi farklı optik özellikleri ile fark edilirler. Mikroskop altında polarize ışık kaynağı kullanılarak izlendiklerinde, farklı sıvı kristal seviyelerinin farklı dokulara sahip oldukları görülecektir. Dokulardaki zıt alanlar sıvı-kristal moleküllerinin farklı yönlere yönlendirildiği alanları gösterir. Yine de bir bölgecik içinde moleküller çok düzenlidir. SK (Sıvı Kristal) maddeler her zaman sıvı-kristal seviyelerde bulunmayabilir (suyun buz ya da buhara dönmesi gibi).
Sıvı kristaller termotropik, lyotropik ve metalotropik seviyerde gruplandırılabilir. Termotropik ve lyotropik sıvı kristaller organik moleküllerden oluşur. Termotropik sıvı kristaller sıcaklık değiştirildiğinde sıvı kristal seviyesine seviye geçişi gösterirler. Lyotropik sıvı kristaller hem sıcaklık hem de sıvı kristal moleküllerinin çözücü içinde (genellikle su) yoğunluğu olarak seviye geçişi gösterirler. Metalotropik kristaller hem organik hem de inorganik moleküllerden oluşur. Bunların sıvı-kristal geçişleri sadece sıcaklık ve yoğunluğa bağlı olmayıp inorganik-organik bileşim oranına da bağlıdır. Sıvı kristal örnekleri hem doğal dünyada hem de teknolojik uygulamalarda bulunabilir. En gelişmiş elektronik ekranlar sıvı kristalleri kullanırlar. Lyotropik sıvı kristal seviyeleri canlı sistemlerde bol miktarda bulunur. Örneğin, birçok protein ve hücre zarları sıvı kristaldir. Diğer iyi bilinen sıvı kristal örnekleri sabun ve çeşitli deterjanlarla ilişkili solüsyonlar olup, bunlar arasında ayrıca tütün de bulunur.
Tarihçe
1888’de, Karl-Ferdinands Üniversitesinde çalışan Avusturyalı botanik fizyolojisti Friedrich Reinitzer kolesterik sıvı kristaller olarak bilinen maddeler sınıfına ait olan kolesterolün çeşitli türevlerinin fizyo-kimyasal özelliklerini incelemiştir. Daha önceleri ise, diğer araştırmacılar kolesterol türevlerinin donma noktasının hemen üzerinde soğutulduklarında farklı renk efektlerini gözlemlemişlerdir, fakat bunu yeni bir olgu ile bağdaştırmamışlardır. Reinitzer türev kolesteril benzoatlardaki renk değişikliklerinin en belirgin özellik olmadığının farkına varmıştır. Kolesteril benozatların diğer bileşiklerde olduğu gibi erimediğini, fakat iri erime noktası olduğunu bulmuştur. 145.5 °C (293.9 °F)’de bulutumsu bir sıvı şekline eriyerek dönüşür ve 178.5 °C (353.3 °F)’de ise tekrar erir ve bulutumsu sıvı berraklaşır. Bu olgu tersine de döndürülebilir. Bir fizikçiden yardım istemek amacıyla 14 Mart 1888 tarihinde Almanya’nın Aken kentinde üniversite öğretim üyesi Otto Lehmann’a yazar. Mektupları ve numuneleri / örnekleri aralarında değişirler. Lehmann orta seviye bulutumsu akışkanı inceler ve kristalcikler gördüğünü belirtir. Reinitzer’in Viyanalı meslekdaşı Von Zepharovich de orta seviye “akışkanın” kristalcik olduğuna işaret etmiştir. Mektupların Lehmann ile karşılıklı gönderilmesi birçok cevaplanmamış soruyla 24 Nisan’da sona erer. Reinitzer kendi sonuçlarını, Lehmann ve Von Zepharich’in katkılarından saygı ile bahsederek, Viyana Kimya Derneğinin 3 Mayıs 1888’deki toplantısında sunar. O zamana kadar, Reinitzer kolesterik sıvı kristallerin (bu isim Otto Lehmann tarafından 1904’te konulmuştur) üç önemli özelliğini bulmuş ve tanımlamıştır: iki erime noktasının varlığı, dairesel olarak polarize ışık yansıması ve ışığın polarizasyon yönünün döndürülebilirliği. Tesadüfi keşfinden sonra, Reinitzer sıvı kristaller üzerindeki çalışmalarını daha ileriye götürmemiştir. Araştırma yeni bir olgu ile karşılaştığının farkına varan ve bunu iyice araştırabilecek pozisyonunda olan Lehmann tarafından sürdürülmüştür. Post-doktora yıllarında kristalograpfi ve mikroskopi alanlarında uzmanlık kazanmıştır. Lehmann sistematik çalışmalarına ilk önce kolesteril benzoat ve daha sonra ilişkili bileşiklerden çift-erime olgusunu gösterenleri inceleyerek başlamıştır. Polarize ışıkta gözlemlerini yapabilmiştir ve mikroskopu yüksek sıcaklık gözlemlerini yapma imkanını veren sıcak bir satıh (ısıtıcı ile donatılmış numune / örnek tutucu) ile donatılmıştır. Orta seviye bulutumsu safha / seviye açıkça akışı sürdürmüştür, fakat diğer özellikler, bilhassa mikroskop altındaki bu olay Lehmann’ı bir katı ile uğraştığına ikna etmiştir. 1889 Ağustos ayının sonuna kadar sonuçlarını Zeitschrift für Physikalische Chemie’da yayımlamıştır.
Lehmann’ın çalışması 20. yüzyılın başından 1935’te emekliliğine kadar bilinen sıvı kristallerin çoğunu sentez etmiş Alman kimyacı Daniel Vorländer tarafından sürdürülmüş ve önemli bir şekilde geliştirilmiştir. Bununla birlikte, sıvı kristaller bilim insanları arasında popüler olmamış ve madde yaklaşık 80 yıl boyunca sadece bilimsel bir merak olarak kalmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra, sıvı kristallerin sentez edilmesi üzerindeki çalışma Avrupa’daki üniversite araştırma laboratuvarlarında tekrar başlatılmıştır. Sıvı kristallerin önde gelen araştırmacılarından George William Gray bu maddeleri 1940’lı yılların sonlarında İngiltere’de araştırmaya başlamıştır. Grubu sıvı kristal hali göstermiş birçok yeni maddeler sentez etmiş ve bu hali gösteren moleküllerin nasıl dizayn edilebileceğinin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Moleküler Yapı ve Sıvı Kristallerin Özellikleri adlı kitabı bu konuda bir rehber kitap olmuştur. Amerikalı kimyacılardan sıvı kristalleri ilk çalışanlardan olan Glenn H. Brown 1953'te çalışmalarına Cincinnati Üniversitesinde başlamış ve daha sonra Kent State Üniversitesinde devam etmiştir. 1965 yılında sıvı kristaller hakkındaki ilk uluslararası konferansı Kent, Ohio’da dünyanın en önde gelen yaklaşık 100 bilim insanının katılımıyla düzenlemiştir. Bu konferans, bu eşsiz maddelerin pratik uygulamalarının geliştirilmesine yol açacak bu alandaki araştırmaların dünya çapında bir gayretle yürütülmesinin başlangıcı olmuştur. Sıvı kristal maddeler RCA Laboratuvarlarında 1962 yılında düz panelli elektronik ekranların geliştirilmesindeki araştırmaların konusu olmuştur. Fizik kimyacısı Richard Williams elektrik alanını 125 °C’de nematik sıvı kristalin ince bir tabakasına uyguladığında, “Bölgecik” adını verdiği (şimdi Williams Bölgecikleri olarak biliniyor) düzenli bir şeklin formasyonu gözlemlemiştir. Bu meslektaşı George H. Heilmeier’in televizyonlarda kullanılan katot ışınlı vaküm tüpün yerine kullanılabilecek sıvı kristal tabanlı düz panel ekran üzerinde araştırma yapmasını sağlamıştır. Ne yazık ki, Williams ve Heilmeier’in kullandığı para-Azoxyanisole sadece 116 °C’nin üzerinde nematik sıvı kristal hali göstermiştir, bu da bunun ticari ekran / gösterge ürünlerde kullanılmasının pratik olmadığını göstermiştir çünkü oda sıcaklığında çalışabilecek bir maddeye açıkça ihtiyaç duyuluyordu. 1966 yılında RCA’da Heilmeier grubunda araştırmacı kimyacılar olan Joel E. Goldmacher ve Joseph A. Castellano nematik bileşiklerden özellikle yapılan karışımların sadece karbon atomlarının sayılarında oda sıcaklığına sahip nematik sıvı kristaller ortaya çıkarabilen en son taraf halkalarda farklılık göstermekte olduğunu keşfetti. Schiff bazlı bileşiklerin üçlü karışımı 22–105 °C nematik aralığına sahip bir maddenin ortaya çıkması ile sonuçlandı. Oda sıcaklığında işlem ilk kullanılabilir ekranlı cihazın yapılmasını sağladı. Çalışma takımı daha sonra çoğu çok daha düşük erime noktalarına sahip nematik bileşiklerin sayısız karışımlarını hazırlamaya devam etti. Nematik bileşiklerin karıştırılması tekniği daha sonra sanayi standardı haline gelen çalışabilir sıcaklık aralığı elde etmeyi sağladı ve günümüzde spesifik uygulamaları karşılayacak maddelerin hazırlanabilmesi maksadıyla kullanılmaktadır. [File:MBBA.svg|küçükresim|Chemical structure of molecule] 1969 yılında, Hans Kelker oda sıcaklığında nematik safhaya sahip bir cismin sentezini sağlamayı başardı, MBBA, ki bu da sıvı kristal araştırmalarının en popüler konularından birini oluşturur. Sıvı kristal ekranların ticarileştirilmesi olan sonraki aşama George Gray tarafından düşük erime sıcaklıklı kimyasal olarak daha stabil cisimlerin (cyanobiphenyls) sentezinin yapılmasıydı. Ken Harrison ve İngiliz MOD (RRE Malvern) ile 1973’te yürüyen bu iş elektronik ürünler içinde küçük alanlı LCD’lerin hızlı benimsenmesiyle sonuçlanan yeni maddelerin dizaynına yol açtı. 1991 yılında sıvı kristal ekranların en iyi şekilde kurulduğu zamanda, Paris-Sud Üniversitesinde çalışan Pierre-Gilles de Gennes “maddenin daha kompleks şekillerine, özellikle sıvı kristaller ve polimerlere, genelleştirilebilecek basit sistemlerde sıra olgularını çalışmak üzere geliştirilen metotları keşfinden” dolayı Nobel Ödülü aldı.
Sıvı Kristal Maddelerin Dizaynı
Kimyasal bileşiklerin çoğunun bir ya da birkaç sıvı kristal safhalarını gösterdiği bilinir. Kimyasal bileşimlerinde anlamlı farklılıklara rağmen, bu moleküller kimyasal ve fiziksel özellikler bakımından bazı ortak özelliklere sahiptir. İki termotropik sıvı kristal türü vardır: diskotik ve çubuk-şekilli moleküller. Diskotikler düz diske benzeyen moleküller olup bitişik aromatik halkaların bir çekirdeğinden ibarettir. Bu iki boyutlu sütunsal sıralamaya izin verir. Çubuk şeklindeki moleküller bir alansal yön boyunca tercihe bağlı sıraya dizmeye izin veren normalden daha uzun, anizotropik geometriye sahiptirler. Moleküler şekil özellikle kesin moleküler çerçeveler içinde, nispeten ince ya da düz olması gerekir. Moleküler uzunluk en az 1.3 nm olması gerekir, ki bu da birçok oda-sıcaklıklı sıvı kristallerin üzerinde uzun alkil grubun varlığıyla tutarlıdır. Bu yapının dallandırılmaması ya da açısal olmaması gerekir. Metastabil, monotropik sıvı kristal safhalarını önleyebilmek için düşük erime noktası tercih edilir. Düşük-sıcaklıklı mezomorfik davranış genel olarak, teknolojik bakımdan daha faydalıdır ve alkil en son (terminal) gruplar bunu destekler. Uzatılmış, yapısal olarak sert, oldukça anizotropik şekil sıvı kristal davranışı için ana kriter olarak görünür ve sonuç olarak birçok sıvı kristal maddeler benzin halkalarına dayalıdır.
Sıvı Kristal Safhaları
Çeşitli sıvı kristal safhaları (mezofazlar olarak adlandırılır) sıralama türüyle karakterize edilir. Konumsal sıralama (moleküllerin sıralı ızgara / kafes türünden herhangi birinde sıralanıp sıralanmadığı) ve yönelimsel sıralama (moleküllerin çoğunlukla aynı yönü gösterip göstermediği) ayırt edilebilir ve ayrıca, sıraya dizme ya kısa-aralıklı (sadece birbirine yakın moleküllerin arasında) ya da uzun-aralıklı (daha geniş, bazen makroskopik, boyutlara uzanan) olabilir. Termotropik LC’lerin çoğu yüksek sıcaklıkta izotropik safhaya sahiptir. Bu da ısıtmanın sonuç olarak onları random ve izotropik moleküler sıralama (uzun olmayan sıralamaya nispeten küçük) ve akışkanımsı akma davranışıyla tanımlanan bilinen (konvensiyonel) sıvı safhasına götürecek olmasıdır. Diğer şartlar altında (örneğin, düşük sıcaklık), bir LC akma yeteneğine hâlâ sahipken anlamlı anizotropik yönelimli yapı ve kısa-aralıklı yönelimli sıralamalı bir ya da daha fazla aşamaların içinde bulunabilir. Sıvı kristal safhalarını sıralama moleküler ölçekte yaygındır. Bu sıra tam alan büyüklüğüne kadar uzanır, ki bu da mikrometrelerin sıralaması üzerine olabilir, fakat makroskopik ölçeğe kadar genellikle uzanmaz, sıklıkla klasik kristal katılarda meydana gelir. Ancak, sınırların kullanılması ya da uygulamalı elektrik sahası gibi bazı teknikler tek sıralı alanı makroskopik sıvı kristal numumesinde zorlamak için kullanılabilir. Sıvı kristalde sıralama sadece bir boyut boyunca, diğer iki yönde temel olarak sıralanmamış maddeyle birlikte, uzanır.
Thermotropic Sıvı Kristaller
Thermotropic fazlar belirli bir ısı aralığında meydana gelir. Eğer ısı çok yüksekse termal hareket, materyali geleneksek isotropic sıvı faza iterek LK fazının hassas işbirlikli sıralanmasına zarar verecektir. Çok düşük ısılarda ise birçok LK materyali geleneksel kristal oluşturacaktır . Birçok thermotropic LKler ısı değiştikçe farklı fazlar gösterirler. Örneğin özel bir LK molekül türü (mesogen) ısı arttıkça çeşitli smectic ve nematic (en sonunda da isotropic) fazlar sergiler. Thermotropic LK davranışı gösteren bir bileşik örneği para-azoxyanisole dir.
Nematic Faz
Çok yaygın olan bir LK fazı da nematik fazdır. Nematik kelimesi Yunanca iplik anlamına gelen νήμα (nema),kelimesinden gelir. bu terim resmi olarak 'disclinations' diye adlandırılan ve nematiklerde gözlemlenen ip gibi olan topolojik kusurlardan gelir. Nematikler aynı zamanda 'hedgehog' (kirpi, dikenli) denen topolojik kusurlar gösterir. Nematik bir fazda sorun oluşturan veya çubuk şeklindeki organik moleküllerin konumsal bir sırası yoktur. Ancak kabaca paralel olan uzun aksisleri ile uzun mesafeli bir düzen oluşturmak için kendilerini ayarlarlar. Böylece moleküller akış için serbesttirler kütle pozisyonlarının merkezi, sıvıdaki gibi rastgele dağılmıştır, ancak uzun menzilli yön ve sıralarını korurlar. Nematiklerin çoğu tek aksislidir. daha uzun ve tercih edilen bir aksisleri vardır. Ancak baz LKler çift aksisli nematiklerdir. Bu şu anlama gelir: uzun aksislerini oriente etmenin yanı sıra ikincil uzun bir aksisi de oriente ederler. Nematiklerin isotrofik sıvılara benzer akışkanlıkları vardır fakat bunlar dışarıdan gelecek herhangi bir manyetik veya elektrik alanla düzenlenebilirler. Düzenlenen nematikler tek aksisli kristalllerin özelliği olan optik özelliğe sahip olurlar ve bu durum onları LCD lerde oldukça kullanışlı kılar.
Smectic Fazlar
Nematik fazlardan daha düşük ısılarda bulunan smectic fazlar, sabunun gösterdiği davranışına benzer olarak birbirlerinin üzerinde kayabilen iyi-tanımlanmış katmanlar oluştururlar. Smetic kelimesi Latince temizleyici ya da sabun özelliklerine sahip 'smecticus' kelimesinden gelir. Smecticler konumsal olarak bir yön üzerinde sıralanırlar. Smectic A fazında moleküller katman üzerinde normal olarak oriente edilirler. smectic C fazında ise normal yüzeye göre eğik dururlar. Bu fazlar katmanlar arasında sıvı gibidirler. Birçok farklı smectic faz vardır. Pozisyonlarına ve oryantasyonlarına göre farklı tip ve derecelerle nitelendirilirler.
Chiral Fazlar
Chiral nematik Faz chiralite (bir elin diğer ele göre daha güçlü olması ) özelliği gösterir. Bu faz genellikle kolesterin faz olarak adlandırılır. Çünkü ilk defa kolesterol türevleri için araştırılmıştır. Sadece Chiral molekülleri (yani iç simetrik yüzeyleri olmayanlar) böyle bir fazın oluşmasını sağlayabilir. Bu faz moleküler aksisin direktöre paralel olması ve moleküllerin direktöre dikey dönme davranışı gösterir. Yakın moleküllerin sınırlı dönme açısı asimetrik gruplanmalarından kaynaklanır. Bu durum uzun menzilli chiral sıraları oluşturur. Smectic C* fazında (asteriks chiral fazı gösterir) moleküller katmanlı yapı şeklinde sıralanırlar. Normal katmana göre moleküller sınırlı bir açı ile eğim gösterir. Chiralite bir katmandan diğer bir katmana sınırlı bir azimut döngüsünü netice verir. Bu da normal katman boyunca moleküler aksisin spiral dönmesiyle sonuçlanır.
Chiral Pitch,p, LK moleküllerinin 360°'lik dönüş gerçekleştirme mesafesine karşılık gelir.(burada şuna dikkat etmek lazım: chiral nematik faz yapıları her yarım derecede kendini tekrar eder, bu fazda 0° and ±180° de direktörler denktir). p, ısı değiştikçe veya başka moleküller LK'ye eklendikçe eklenen molekülün uygun şekilde ayarlanmasına izin vererek değişir. Bazı likit kristal sistemlerinde pitch görülen ışığın dalga boyu ile aynı derecededir. Bu da bu sistemlerin kendine özgü Bragg yansıması veya düşük-eşikli lazer emisyonu, gibi optik özellikler göstermesini sağlar. Ayrıca bu özellikler çeşitli optik uygulamalarda kullanılmaktadır. Bragg yansımasında eğer helical axis boyunca ışık görülürse sadece düşük-sıralı yansımalara izin verilir. Buna karşın ışığın eğik görülmesi durumunda yüksek-sıralı yansımalara izin verilir. Kolesterik likit kristaller aynı zamanda helikal axiste meydana gelen dairesel polarize olmuş ışığı ve eğik olarak gelen eliptik polarize ışığı yansıtarak kendine özgü bir davranış sergiler.
Mavi Safha
Mavi LK safhası chiral nematic safha ile isotrofik sıvı safha arası ısılarda görülen sıvı kristal safhalarıdır. Mavi safhaların düzenli üç boyutlu kübik yapılarında birkaç yüz nanometrelik örgü (lattice) süreli bozunmalar vardır. Böylece kübik örgüye karşılık gelen görülebilir dalga boyu aralığında selektif Bragg kırılmaları gösterirler. Bu fazların quasicrystallere benzer icosahedral simetriye sahip olduğu 1981'de teorik olarak tahmin edilmiştir.
Mavi safhalar hızlı ışık modülatörleri ve ayarlanabilir fotonik kristallerin ilgi alanında olmasına rağmen genellikle birkaç kelvinden daha düşük olan çok düşük ısı aralığında varlık gösterirler. Son zamanlarda mavi safhaların stabilizasyonu 60K'den daha yüksek ısı aralıklarında buna oda sıcaklığını da dahil olacak şekilde (260-326 K) gözlemlenmiştir. Oda ısısında stabilize olmuş mavi safhalar 10−4 s. lik tepki süresinde elektro-optik geçişe izin verirler.
Mayıs 2008'de ilk Mavi Safha Modlu LCD panel geliştirilmiştir.
Dischotic Safha
Disk şeklindeki LK molekülleri kendilerini diskotik nematic safha olarak bilinen katman gibi bir tarzda kendilerini oriente edebilirler. Eğer diskler kendilerini demet halinde sıkıştırırlarsa (birleştirilerse) bu safhaya discotic sütun denir. Sütunlar dikdörtgen veya hexagonal şekilde kendilerini düzenleyebilirler. Chiral nematic safhaya benzer chiral discotic safhalarda vardır.
Lyotrophic Sıvı Kristaller
Bir Lyotrophic Sıvı Kristal çeşitli konsantrasyon aralıklarında likit kristalin özelliklerini gösteren iki veya daha çok bileşen içerir. Lyotrophic safhalarda solvent molekülleri sisteme akışkanlık sağlayabilmek için bileşenlerin etrafındaki boşlukları doldururlar.[30] Thermotropic likit kristallerin aksine bu lyotropiclerin çeşitli değişik safhaları tetikleyecek konsantrasyon serbestiyetine sahip dereceleri vardır.
Aynı molekül içerisinde iki tane birbirine karışmayan hydrophilic ve hydrophobic kısımları olan bir bileşiğe amphiphilic molekül denir. Birçok amphiphilic molekül hydrophilic ve hydrophobic bölümler arasındaki hacim dengesine dayanan lyotrophic likit kristalin safhasının dizilişini gösterirler. Bu yapılar nanometrik ölçütte birbiri ile uyuşmayan iki bileşenin mikro-safhada ayrışmasıyla oluşur. Sabun lyotrophic likit kristalin günlük yaşamımızdaki bir örneğidir.
Suyun veya diğer çözücü moleküllerin içeriği kendi kendine bir araya gelmiş yapıları değiştirir. Çok düşük amphiphile konsantrasyonlarda moleküller herhangi bir sıraya girmeden rastgele dağılacaklardır. Biraz daha yüksek (ama yine de düşük) konsantrasyonda amphiphilic moleküller spontane bir şekilde micelles veya vesicles le birleşeceklerdir. Bu durum micelle merkezinin içindeki amphiplilenin hydrophohic uzantısını saklamak için sulu solüsyona hydrophilic (suda çözünebilir) bir yüzey açığa çıkartarak gerçekleştirilir. Bu yuvarlak nesneler solüsyonda kendilerini sıralamazlar.
Bu küresel nesneler kendilerini solüsyon içerisinde sıraya sokmazlar. Daha yüksek konsantrasyonlarda birleşmeler sıralı olacaktır. Tipik bir faz da hexagon sütunlu fazdır. Bu fazda amphiphiller kendilerini kabaca heksagon bir örgüye göre ayarlayan uzun silindirler oluştururlar. Buna orta sabun fazı denir. Daha yüksek konsantrasyonlarda lamellar faz (düzgün sabun fazı) oluşabilir. Burada uzanan amphiple yaprakları ince su katmanlarıyla ayrılırlar. Bazı sistemler için heksagonal ve lamellar fazlar arasında kübik (aynı zamanda viskoz isotrofik denen) bir faz oluşabilir. Burada yoğun kübik örgüler oluşturan küreler oluşur. Bu küreler çiftli devam eden kübik faz oluşturarak birbirlerine bağlanabilir. Amphiphiller tarafından oluşturulan nesneler çoğunlukla küreseldir.(micelleler için olduğu gibi) ancak disk gibi (biceller gibi), çubuk gibi veya çift axial olabilirler. Bu kendi kendine oluşan anizotropik nano yapılar thermotrofik fazların geniş ölçekli versiyonlarını oluşturarak kendilerini thermotrofik sıvı kristaller gibi sıralayabilirler. (Tıpkı nematik fazdaki çubuk şeklindeki miceller gibi) Bazı sistemler içinse yüksek konsantrasyonlarda ters fazlar gözlenir. Yani bir tanesi ters heksagonal sütun fazı (amphipliller tarafından tutulan su sütunları) veya ters micellar faz.
Düşükten yüksek amphiphil konsantrasyona doğru kapsamlı bir ilerleme safhası şu şekildedir:
Devamı olmayan kübik faz(micellar kübik faz) Hexagonal faz (Hexagonal sütun fazı) (orta faz) Lamellar Faz Çiftli devam eden kübik faz Ters hexagonal sütun fazı Terz kubik faz (Ters micellar faz)
Aynı fazlar içinde bile kendi kendine bir araya gelen yapılar, konsantrasyon tarafından ayarlanabilir. Örneğin lamellar fazda solvent hacminin artması ile birlikte katman mesafeleri artar. Lyotropic likit kristaller hassas bir moleküller arası etkileşim dengesine bağlı olduğu için thermotropic likit kristallere nazaran bunların yapılarını ve özelliklerini analiz etmek daha zordur.
Benzer fazlar ve özellikler immiscible diblock copolymerlerde gözlemlenebilir.
Metallotropic Likit Kristaller
Likit kristal fazları bağlantılı tetrahedra yapısından oluşan ve kolayca cam oluşturabilin ZnCl2 gibi düşük sıcaklıkta eriyen inorganik fazlara bağlı olabilir. Uzun zincirli sabun gibi moleküllerin eklenmesi, hem inorganik-organik bileşen oranı hem de ısıya göre farklılık gösteren likit kristal davranışları, yeni fazların oluşmasına yol açar. Bu materyal sınıflarına metalotropic adı verilir.
Mezofazların Laboratuvar Analizleri
Thermotropic mezofazlar iki ana yöntemle belirlenir ve özelliklendirilirler. Orijinal yöntem termal optik mikroskop kullanımıdır. Burada materyal birbirine çapraz polarize arasına yerleştirilir sonra numune ısıtılıp soğutulur. İsotropic faz ışığın polarize olmasını önemli derecede etkilemediği için çok karanlık gözükür. Ancak kristal ve likit kristal fazlarının ikisi de ışığı aynı şekilde polarize edecektir. bu da parlaklığa ve renk derecelenmesine yol açacaktır. Bu yöntem herhangi özel bir fazın özelliklerini belirlemeye izin verir. Çünkü farklı fazlar kendilerine özgü sıralamalara sahiptir.
İkinci yöntem Diferansiyel Tarama Kalorimetresidir. Differential Scanning Calorimetry (DSC). Bu yöntem faz geçiş ve faz entalpilerinde daha kesin sonuçlar verir. Bu yöntemde küçük bir numune zamana nazaran ısıda kesin değişiklik oluşturacak kadar ısıtılır. Faz geçişlerinde ısıtmayı veya soğutmayı sağlayan ısı akış oranı değişiklik gösterecektir. Bu değişiklikler, gözlemlenebilir; ayrıca temel sıvı kristal geçişi gibi farklı faz geçişlerine atfedilebilir.
Lyotropic mezofazlar aynı deneylerle fakat daha karışık bir yolla analiz edilir. Çünkü mezogenin konsantrasyonu burada anahtar faktördür. Etkiyi analiz edebilmek için deney farklı mezogen konsantrasyonlarında gerçekleştirilir.
Biyolojik Likit Kristalleri
Lyotropic likit kristalin fazları, yaşayan sistemlerde lipid polimorfizm diye atfedilen çalışmaya göre odukça fazladır. Benzer şekilde Lyotropic likit kristalleri biomimetik kimya alanında özel ilgi çeker. Özellikle biyolojik membranlar ve hücre membranları likit kristalin bir formudur. Onları oluşturan moleküller (ör:phospholipidler) membran yüzeyine diktir ancak membran yine de esnektir. Bu lipidler şeklen farklılık gösterirler. (lipid polymorphism ile ilgili sayfaya bakınız.) Molekül bileşenleri sınırsızdırlar ancak sürecin yüksek enerjiye ihtiyaç duymasından dolayı membrandan ayrılma eğilimi göstermezler. Lipid moleküller membranın bir tarafından diğer tarafına dönerler. Bu süreç flippasler ve floppaslerce (hareketin yönüne bağlı olarak) katalize edilir. Bu likit kristal membran fazları, içeride veya kısmen membran dışındaki CCT gibi serbestçe gezinen reseptörler benzeri önemli proteinlere ev sahipliği ederler.
Birçok biyolojik yapı likit kristal davranışı gösterir. Örneğin ipek ağ oluşturmak için bir örümceğin konstantre protein solüsyonu çıkarması gerçekte bir likit kristal fazdır. Ağdaki moleküllerin katı bir şekilde sıralanması örümcek ağının bilinen gücü için kritik bir noktadır. DNA ve birçok polipeptidler de LK fazları oluşturabilirler. Bu da halihazırdaki birçok akademik araştırmanın önemli bir bölümünü oluşturur.
Likit Kristallerde Patern Oluşumu
Likit kristallerin anizotropisi diğer sıvılarda görülmeyen bir özelliktir. Bu anizotropi likit kristallerin akışını diğer sıvıların akışından farklı kılar. Örneğin birbirine paralel iki levha arasında likit kristal akışı enjekte etmek molekül oryantasyonlarının akışla birlikte çiftleşmesine neden olarak dendritik paternlerin oluşumunu sağlar.[32] Bu anizotrofi farklı likit kristal fazları arasındaki yüzey geriliminde de görülür.Bu anizotrofi ortak varoluş ısısındaki denge şeklini belirler ve o kadar güçlüdür ki yüzeyler görülür. Isı değiştiğinde fazların biri büyüyerek ısı değişimine bağlı farklı yapılar oluşturur. Büyüme ısı difüzyonu ile kontrol edildiği için termal iletkenlikteki anizotrofi büyümeyi kendine özgü yönde destekler, bu da nihai şeklin nasıl olacağını etkiler.
Likit Kristalin Teorik Olarak İşlenişi
Sıvı fazların teoride mikroskobik ele alınışı karmaşık hal alabilir. Çünkü yüksek materyal yoğunluğu güçlü etkileşimler anlamına gelmektedir. Bu etkileşimlerdeki anizotropi likit kristaller açısından analizleri güçleştirir. Birkaç basit teori vardır ancak bunlar likit kristal sistemlerdeki faz geçiş davranışlarını genel olarak tahmin eder.
Direktör
Daha önce yukarıda da gördüğümüz gibi, nematik sıvı kristaller, bitişik moleküllerin uzun ekseninin birbiriyle hizalandığı çubuk gibi moleküllerden oluşmaktadır. Bu anizotropik yapının oluşması için, herhangi bir noktaya yakın moleküllerin tercih edilen kaynağının yönünü temsil eden direktör diye adlandırılan n boyutsuz birim vektörü devreye sokulur. Direktör ekseni boyunca fiziksel polarite bulunmadığından, n ve –n tamamen eşdeğerdir. Düzen katsayısı Sıvı kristallerin tanımlanması için düzen analizi gerekir. Nematik sıvı kristalin yönelimsel düzenini betimlemek için ikinci sıra simetrik izsiz tensör düzen parametresi kullanılır. Gerçi tek eksenli nematik sıvı kristallerin tanımlanmasında ölçeksel düzen parametresi genelde yeterlidir. Bunu kantatif yapmak için ikinci Legendre polinomunun ortalamasına bağlı olarak bir yönelimsel düzen parametresi tanımlanır.
θ sıvı kristal moleküler eksen ile lokal eksen arasındaki açıdır. Parantezler hem geçici hem de uzamsal ortalamayı göstermektedir. Bu tanım, rastgele ve izotropik bir örneklem için S=0 olduğundan (tam hizalı bir örneklem için S=1 olmalıdır) uygun bir tanımdır. Tipik bir sıvı kristal örneklem için S, 0.3-0.8 düzeni üzerindedir ve ısı arttıkça genellikle azalır. Özellikle düzen parametresinin keskin bir biçimde 0’a düşmesi, sistemin LC aşamasından izotropik evreye geçtiğinde görülür. Bir sıvı kristalin düzeni diğer çift Legendre polinomlar kullanılarak da anlatılabilir (bütün tek polinomların ortalaması sıfırdır çünkü direktör iki anti paralel yönlerin herhangi birini gösterebilir). Bu yüksek dereceli ortalamaları ölçmek zordur, fakat moleküler sıralamayla ilgili ilave bilgiler verebilir. Konumsal düzen parametresi bir sıvı kristalin sıralanmasını tanımlamak için de kullanılabilir. Bir vektör üzerinde bulunan sıvı kristal molekül kütlesini merkezindeki yoğunluğun varyasyonu ile tanımlanır. Z ekseni üzerindeki konumsal varyasyon örneğinde yoğunluk p(z) şu şekilde gösterilir:
Karmaşık konumsal düzen parametresi and ve ortalama bir yoğunluk olarak betimlenir. Tipik olarak ilk iki terim korunur ve yüksek dereceli terimler p0 göz ardı edilir çünkü pek çok evre sinusoidal işlevler kullanılarak da tanımlanabilir. Tam bir nematik için ve likit kristal evre için karmaşık değerler taşıyacaktır. Bu düzen parametresinin karmaşık doğası, nematikten likit kristal evreye ve iletkenden süper iletkene geçişlerde pek çok paralellikler sağlar. Onsager sert çubuk modeli Lars Onsager tarafından önerilen sert çubuk modeli, Liyotropik evre geçişlerini tahmin eden basit bir modeldir. Bu teori, bir ideal silindirin kütle merkezinin dışında tutulan hacmi ele alır. Özellikle silindirler birbirine paralel bir şekilde yönlendirilirse, yaklaşan silindirin kütle merkezinin dışında tutulan çok az bir hacim vardır. Bununla birlikte, eğer silindirlerin birinin diğerine bir aşısı söz konusu ise, o zaman yaklaşan silindirin kütle merkezinin giremeyeceği silindirin etrafında büyük bir hacim vardır (iki idealleştirilmiş nesne arasındaki sert çubuk geri tepmesinden dolayı). Böylece, bu açısal düzenleme yaklaşan silindirin net konumsal entropisi içerisinde bir azalma demektir. Buradaki temel anlayış şudur: Antizotropik nesnelerin paralel düzenlemesi yönelimsel entropide azalmalaya sebep olurken, konumsal entropide ise bir artış vardır. Böylece, bazı durumlarda daha büyük konumsal düzen entropik olarak tercih edilecektir. Bu teori, çubuk şekilli nesnelerin çözümünün faz geçişine gireceğini belirtir. Bu model kavramsal olarak işe yarasa da, matematik formülasyonu gerçek sistemlerde uygulanmasını sınırlayan birkaç varsayımda bulunur. Maier-Saupe ortalama alan kuramı Alfred Saupe ve Wilhelm Maier tarafından önerilen bu istatistiksel teori, bitişik sıvı kristal molekülleri arasındaki eyletik çiftucay döngüsünün moleküller arası potansiyelinden yararlanmıştır. Antizotropik çekim, yakın moleküllerin paralel hizalanmasını sabitler ve teori daha sonra etkileşimin ortalama alan değerini kullanır. Tutarlı bir çözüme sahip olan bu teori, deneyle de sabit, termotropik nematik-izotropik evre geçişlerini belirler.
McMillan modeli
William McMillan tarafından önerilen bu model, bir sıvı kristalin nematikten smektik A fazına geçişini tanımlayan Maier-Saupe ortalama alan kuramının kapsamlı halidir. Faz geçişinin, moleküller arasındaki kısa vadeli etkileşimin gücüne bağlı olarak sürekli mi yoksa kesintili mi olacağını tahmin eder. Sonuç olarak, nematik, izotropik ve smektik A fazlarının birleştiği üçlü bir kritik nokta sağlar. Üçlü bir kritik noktanın varlığını tahmin etmesine rağmen, değerini tam olarak tahmin edemez. Bu model, sıvı kristalin yönelimsel ve konumsal düzenini betimleyen iki düzen parametresini kullanır. İlki, ikinci Legendre polinomudur ve ikinci düzen parametresi de şu şekilde anlatılır:
zi, θi ve d molekülün konumu, moleküler eksen ile direktör arasındaki açı ve katman boşluğudur. Tek bir molekülün potansiyel enerjisi aşağıdaki gibi gösterilir:
Burada sabit α bitişik moleküller arasındaki etkileşimin gücünü nitelendirir. Daha sonra potansiyel, termal denge varsayımıyla sistemin termodinamik özelliklerini elde etmek için kullanılır. Sonuç, sayısal olarak çözülmesi gereken iki denklemdir ve bunların çözümü sıvı kristalin üç sabit evresidir.
Kaynakça
İngilizce vikipedi
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Subat 2014 Sivi kristaller sivilarin ve kati kristallerin ozellikleri arasinda ozelliklere sahip olan kimyasal maddelerdir Ornegin bir sivi kristal SK bir sivi gibi akar ama molekulleri bir kristalinki gibi yonludur Cesitli sivi kristal fazlari vardir bunlar gibi optik ozellikleri ile tanimlanirlar Polarize isikla mikroskop altinda incelendiklerinde farkli sivi kristal fazlari farkli gosterir Bunlar SK molekullerinin farkli yonlu olduklari bolgelere karsilik gelir Bu bolgelerin her birinde molekuller ayni dogrultuya sahiptirler SK malzemeler her zaman sivi kristallik gostermezler suyun her zaman buz fazinda olmamasi gibi Sivi kristal nematik fazin goruntusu Sivi kristaller ve metalotropik fazlar olarak siniflanirlar Termotropik ve liyotropik olanlar organik molekullerden olusur Termotropik sivi kristaller sicaklik degisirken sivi kristal faza bir faz degisikligi yaparlar Liyotropik sivi kristallerin faz degisikligi SK molekullerin solventteki konsantrasyonuna ve sicakligina baglidir Metalotropik SK ler hem organik hem inorganik maddelerin karisimidirlar faz degisiklikleri sicaklik ve konsantrasyonun yani sira inorganik organik konsantrasyon oranina da baglidir Sivi kristaller hem dogada hem de teknolojik uygulamalarda mevcuttur Cogu modern elektronik gostergeler sivi kristallidir Liyotropik sivi kristaller canli sistemlerde cok yaygindir Ornegin hucre zari ve bazi proteinler sivi kristaldir Diger iyi bilinen SK ornekleri sabun ve deterjan kopukleri ve tutun mozaik virusudur Sivi kristaller kabul edilen konvensiyonel sivi ve kati kristalin sahip oldugu ozellikler arasindaki halde bulunan bir maddedir Ornegin sivi kristal bir sivi gibi akabilir fakat molekulleri kristalimsi bir sekilde yonlendirilebilir Sivi kristal seviyelerinin cok farkli turleri vardir ki bunlar kendi farkli optik ozellikleri ile fark edilirler Mikroskop altinda polarize isik kaynagi kullanilarak izlendiklerinde farkli sivi kristal seviyelerinin farkli dokulara sahip olduklari gorulecektir Dokulardaki zit alanlar sivi kristal molekullerinin farkli yonlere yonlendirildigi alanlari gosterir Yine de bir bolgecik icinde molekuller cok duzenlidir SK Sivi Kristal maddeler her zaman sivi kristal seviyelerde bulunmayabilir suyun buz ya da buhara donmesi gibi Sivi kristaller termotropik lyotropik ve metalotropik seviyerde gruplandirilabilir Termotropik ve lyotropik sivi kristaller organik molekullerden olusur Termotropik sivi kristaller sicaklik degistirildiginde sivi kristal seviyesine seviye gecisi gosterirler Lyotropik sivi kristaller hem sicaklik hem de sivi kristal molekullerinin cozucu icinde genellikle su yogunlugu olarak seviye gecisi gosterirler Metalotropik kristaller hem organik hem de inorganik molekullerden olusur Bunlarin sivi kristal gecisleri sadece sicaklik ve yogunluga bagli olmayip inorganik organik bilesim oranina da baglidir Sivi kristal ornekleri hem dogal dunyada hem de teknolojik uygulamalarda bulunabilir En gelismis elektronik ekranlar sivi kristalleri kullanirlar Lyotropik sivi kristal seviyeleri canli sistemlerde bol miktarda bulunur Ornegin bircok protein ve hucre zarlari sivi kristaldir Diger iyi bilinen sivi kristal ornekleri sabun ve cesitli deterjanlarla iliskili solusyonlar olup bunlar arasinda ayrica tutun de bulunur TarihceChemical structure of molecule 1888 de Karl Ferdinands Universitesinde calisan Avusturyali botanik fizyolojisti Friedrich Reinitzer kolesterik sivi kristaller olarak bilinen maddeler sinifina ait olan kolesterolun cesitli turevlerinin fizyo kimyasal ozelliklerini incelemistir Daha onceleri ise diger arastirmacilar kolesterol turevlerinin donma noktasinin hemen uzerinde sogutulduklarinda farkli renk efektlerini gozlemlemislerdir fakat bunu yeni bir olgu ile bagdastirmamislardir Reinitzer turev kolesteril benzoatlardaki renk degisikliklerinin en belirgin ozellik olmadiginin farkina varmistir Kolesteril benozatlarin diger bilesiklerde oldugu gibi erimedigini fakat iri erime noktasi oldugunu bulmustur 145 5 C 293 9 F de bulutumsu bir sivi sekline eriyerek donusur ve 178 5 C 353 3 F de ise tekrar erir ve bulutumsu sivi berraklasir Bu olgu tersine de dondurulebilir Bir fizikciden yardim istemek amaciyla 14 Mart 1888 tarihinde Almanya nin Aken kentinde universite ogretim uyesi Otto Lehmann a yazar Mektuplari ve numuneleri ornekleri aralarinda degisirler Lehmann orta seviye bulutumsu akiskani inceler ve kristalcikler gordugunu belirtir Reinitzer in Viyanali meslekdasi Von Zepharovich de orta seviye akiskanin kristalcik olduguna isaret etmistir Mektuplarin Lehmann ile karsilikli gonderilmesi bircok cevaplanmamis soruyla 24 Nisan da sona erer Reinitzer kendi sonuclarini Lehmann ve Von Zepharich in katkilarindan saygi ile bahsederek Viyana Kimya Derneginin 3 Mayis 1888 deki toplantisinda sunar O zamana kadar Reinitzer kolesterik sivi kristallerin bu isim Otto Lehmann tarafindan 1904 te konulmustur uc onemli ozelligini bulmus ve tanimlamistir iki erime noktasinin varligi dairesel olarak polarize isik yansimasi ve isigin polarizasyon yonunun dondurulebilirligi Tesadufi kesfinden sonra Reinitzer sivi kristaller uzerindeki calismalarini daha ileriye goturmemistir Arastirma yeni bir olgu ile karsilastiginin farkina varan ve bunu iyice arastirabilecek pozisyonunda olan Lehmann tarafindan surdurulmustur Post doktora yillarinda kristalograpfi ve mikroskopi alanlarinda uzmanlik kazanmistir Lehmann sistematik calismalarina ilk once kolesteril benzoat ve daha sonra iliskili bilesiklerden cift erime olgusunu gosterenleri inceleyerek baslamistir Polarize isikta gozlemlerini yapabilmistir ve mikroskopu yuksek sicaklik gozlemlerini yapma imkanini veren sicak bir satih isitici ile donatilmis numune ornek tutucu ile donatilmistir Orta seviye bulutumsu safha seviye acikca akisi surdurmustur fakat diger ozellikler bilhassa mikroskop altindaki bu olay Lehmann i bir kati ile ugrastigina ikna etmistir 1889 Agustos ayinin sonuna kadar sonuclarini Zeitschrift fur Physikalische Chemie da yayimlamistir Otto Lehmann Lehmann in calismasi 20 yuzyilin basindan 1935 te emekliligine kadar bilinen sivi kristallerin cogunu sentez etmis Alman kimyaci Daniel Vorlander tarafindan surdurulmus ve onemli bir sekilde gelistirilmistir Bununla birlikte sivi kristaller bilim insanlari arasinda populer olmamis ve madde yaklasik 80 yil boyunca sadece bilimsel bir merak olarak kalmistir Ikinci Dunya Savasindan sonra sivi kristallerin sentez edilmesi uzerindeki calisma Avrupa daki universite arastirma laboratuvarlarinda tekrar baslatilmistir Sivi kristallerin onde gelen arastirmacilarindan George William Gray bu maddeleri 1940 li yillarin sonlarinda Ingiltere de arastirmaya baslamistir Grubu sivi kristal hali gostermis bircok yeni maddeler sentez etmis ve bu hali gosteren molekullerin nasil dizayn edilebileceginin daha iyi anlasilmasini saglamistir Molekuler Yapi ve Sivi Kristallerin Ozellikleri adli kitabi bu konuda bir rehber kitap olmustur Amerikali kimyacilardan sivi kristalleri ilk calisanlardan olan Glenn H Brown 1953 te calismalarina Cincinnati Universitesinde baslamis ve daha sonra Kent State Universitesinde devam etmistir 1965 yilinda sivi kristaller hakkindaki ilk uluslararasi konferansi Kent Ohio da dunyanin en onde gelen yaklasik 100 bilim insaninin katilimiyla duzenlemistir Bu konferans bu essiz maddelerin pratik uygulamalarinin gelistirilmesine yol acacak bu alandaki arastirmalarin dunya capinda bir gayretle yurutulmesinin baslangici olmustur Sivi kristal maddeler RCA Laboratuvarlarinda 1962 yilinda duz panelli elektronik ekranlarin gelistirilmesindeki arastirmalarin konusu olmustur Fizik kimyacisi Richard Williams elektrik alanini 125 C de nematik sivi kristalin ince bir tabakasina uyguladiginda Bolgecik adini verdigi simdi Williams Bolgecikleri olarak biliniyor duzenli bir seklin formasyonu gozlemlemistir Bu meslektasi George H Heilmeier in televizyonlarda kullanilan katot isinli vakum tupun yerine kullanilabilecek sivi kristal tabanli duz panel ekran uzerinde arastirma yapmasini saglamistir Ne yazik ki Williams ve Heilmeier in kullandigi para Azoxyanisole sadece 116 C nin uzerinde nematik sivi kristal hali gostermistir bu da bunun ticari ekran gosterge urunlerde kullanilmasinin pratik olmadigini gostermistir cunku oda sicakliginda calisabilecek bir maddeye acikca ihtiyac duyuluyordu 1966 yilinda RCA da Heilmeier grubunda arastirmaci kimyacilar olan Joel E Goldmacher ve Joseph A Castellano nematik bilesiklerden ozellikle yapilan karisimlarin sadece karbon atomlarinin sayilarinda oda sicakligina sahip nematik sivi kristaller ortaya cikarabilen en son taraf halkalarda farklilik gostermekte oldugunu kesfetti Schiff bazli bilesiklerin uclu karisimi 22 105 C nematik araligina sahip bir maddenin ortaya cikmasi ile sonuclandi Oda sicakliginda islem ilk kullanilabilir ekranli cihazin yapilmasini sagladi Calisma takimi daha sonra cogu cok daha dusuk erime noktalarina sahip nematik bilesiklerin sayisiz karisimlarini hazirlamaya devam etti Nematik bilesiklerin karistirilmasi teknigi daha sonra sanayi standardi haline gelen calisabilir sicaklik araligi elde etmeyi sagladi ve gunumuzde spesifik uygulamalari karsilayacak maddelerin hazirlanabilmesi maksadiyla kullanilmaktadir File MBBA svg kucukresim Chemical structure of molecule 1969 yilinda Hans Kelker oda sicakliginda nematik safhaya sahip bir cismin sentezini saglamayi basardi MBBA ki bu da sivi kristal arastirmalarinin en populer konularindan birini olusturur Sivi kristal ekranlarin ticarilestirilmesi olan sonraki asama George Gray tarafindan dusuk erime sicaklikli kimyasal olarak daha stabil cisimlerin cyanobiphenyls sentezinin yapilmasiydi Ken Harrison ve Ingiliz MOD RRE Malvern ile 1973 te yuruyen bu is elektronik urunler icinde kucuk alanli LCD lerin hizli benimsenmesiyle sonuclanan yeni maddelerin dizaynina yol acti 1991 yilinda sivi kristal ekranlarin en iyi sekilde kuruldugu zamanda Paris Sud Universitesinde calisan Pierre Gilles de Gennes maddenin daha kompleks sekillerine ozellikle sivi kristaller ve polimerlere genellestirilebilecek basit sistemlerde sira olgularini calismak uzere gelistirilen metotlari kesfinden dolayi Nobel Odulu aldi Sivi Kristal Maddelerin DizayniKimyasal bilesiklerin cogunun bir ya da birkac sivi kristal safhalarini gosterdigi bilinir Kimyasal bilesimlerinde anlamli farkliliklara ragmen bu molekuller kimyasal ve fiziksel ozellikler bakimindan bazi ortak ozelliklere sahiptir Iki termotropik sivi kristal turu vardir diskotik ve cubuk sekilli molekuller Diskotikler duz diske benzeyen molekuller olup bitisik aromatik halkalarin bir cekirdeginden ibarettir Bu iki boyutlu sutunsal siralamaya izin verir Cubuk seklindeki molekuller bir alansal yon boyunca tercihe bagli siraya dizmeye izin veren normalden daha uzun anizotropik geometriye sahiptirler Molekuler sekil ozellikle kesin molekuler cerceveler icinde nispeten ince ya da duz olmasi gerekir Molekuler uzunluk en az 1 3 nm olmasi gerekir ki bu da bircok oda sicaklikli sivi kristallerin uzerinde uzun alkil grubun varligiyla tutarlidir Bu yapinin dallandirilmamasi ya da acisal olmamasi gerekir Metastabil monotropik sivi kristal safhalarini onleyebilmek icin dusuk erime noktasi tercih edilir Dusuk sicaklikli mezomorfik davranis genel olarak teknolojik bakimdan daha faydalidir ve alkil en son terminal gruplar bunu destekler Uzatilmis yapisal olarak sert oldukca anizotropik sekil sivi kristal davranisi icin ana kriter olarak gorunur ve sonuc olarak bircok sivi kristal maddeler benzin halkalarina dayalidir Sivi Kristal SafhalariCesitli sivi kristal safhalari mezofazlar olarak adlandirilir siralama turuyle karakterize edilir Konumsal siralama molekullerin sirali izgara kafes turunden herhangi birinde siralanip siralanmadigi ve yonelimsel siralama molekullerin cogunlukla ayni yonu gosterip gostermedigi ayirt edilebilir ve ayrica siraya dizme ya kisa aralikli sadece birbirine yakin molekullerin arasinda ya da uzun aralikli daha genis bazen makroskopik boyutlara uzanan olabilir Termotropik LC lerin cogu yuksek sicaklikta izotropik safhaya sahiptir Bu da isitmanin sonuc olarak onlari random ve izotropik molekuler siralama uzun olmayan siralamaya nispeten kucuk ve akiskanimsi akma davranisiyla tanimlanan bilinen konvensiyonel sivi safhasina goturecek olmasidir Diger sartlar altinda ornegin dusuk sicaklik bir LC akma yetenegine hala sahipken anlamli anizotropik yonelimli yapi ve kisa aralikli yonelimli siralamali bir ya da daha fazla asamalarin icinde bulunabilir Sivi kristal safhalarini siralama molekuler olcekte yaygindir Bu sira tam alan buyuklugune kadar uzanir ki bu da mikrometrelerin siralamasi uzerine olabilir fakat makroskopik olcege kadar genellikle uzanmaz siklikla klasik kristal katilarda meydana gelir Ancak sinirlarin kullanilmasi ya da uygulamali elektrik sahasi gibi bazi teknikler tek sirali alani makroskopik sivi kristal numumesinde zorlamak icin kullanilabilir Sivi kristalde siralama sadece bir boyut boyunca diger iki yonde temel olarak siralanmamis maddeyle birlikte uzanir Thermotropic Sivi KristallerThermotropic fazlar belirli bir isi araliginda meydana gelir Eger isi cok yuksekse termal hareket materyali geleneksek isotropic sivi faza iterek LK fazinin hassas isbirlikli siralanmasina zarar verecektir Cok dusuk isilarda ise bircok LK materyali geleneksel kristal olusturacaktir Bircok thermotropic LKler isi degistikce farkli fazlar gosterirler Ornegin ozel bir LK molekul turu mesogen isi arttikca cesitli smectic ve nematic en sonunda da isotropic fazlar sergiler Thermotropic LK davranisi gosteren bir bilesik ornegi para azoxyanisole dir Nematic FazAlignment in a nematic phase Phase transition between a nematic left and smectic A right phases observed between crossed The black color corresponds to isotropic medium Cok yaygin olan bir LK fazi da nematik fazdir Nematik kelimesi Yunanca iplik anlamina gelen nhma nema kelimesinden gelir bu terim resmi olarak disclinations diye adlandirilan ve nematiklerde gozlemlenen ip gibi olan topolojik kusurlardan gelir Nematikler ayni zamanda hedgehog kirpi dikenli denen topolojik kusurlar gosterir Nematik bir fazda sorun olusturan veya cubuk seklindeki organik molekullerin konumsal bir sirasi yoktur Ancak kabaca paralel olan uzun aksisleri ile uzun mesafeli bir duzen olusturmak icin kendilerini ayarlarlar Boylece molekuller akis icin serbesttirler kutle pozisyonlarinin merkezi sividaki gibi rastgele dagilmistir ancak uzun menzilli yon ve siralarini korurlar Nematiklerin cogu tek aksislidir daha uzun ve tercih edilen bir aksisleri vardir Ancak baz LKler cift aksisli nematiklerdir Bu su anlama gelir uzun aksislerini oriente etmenin yani sira ikincil uzun bir aksisi de oriente ederler Nematiklerin isotrofik sivilara benzer akiskanliklari vardir fakat bunlar disaridan gelecek herhangi bir manyetik veya elektrik alanla duzenlenebilirler Duzenlenen nematikler tek aksisli kristalllerin ozelligi olan optik ozellige sahip olurlar ve bu durum onlari LCD lerde oldukca kullanisli kilar Smectic FazlarSchematic of alignment in the smectic phases The smectic A phase left has molecules organized into layers In the smectic C phase right the molecules are tilted inside the layers Nematik fazlardan daha dusuk isilarda bulunan smectic fazlar sabunun gosterdigi davranisina benzer olarak birbirlerinin uzerinde kayabilen iyi tanimlanmis katmanlar olustururlar Smetic kelimesi Latince temizleyici ya da sabun ozelliklerine sahip smecticus kelimesinden gelir Smecticler konumsal olarak bir yon uzerinde siralanirlar Smectic A fazinda molekuller katman uzerinde normal olarak oriente edilirler smectic C fazinda ise normal yuzeye gore egik dururlar Bu fazlar katmanlar arasinda sivi gibidirler Bircok farkli smectic faz vardir Pozisyonlarina ve oryantasyonlarina gore farkli tip ve derecelerle nitelendirilirler Chiral FazlarSchematic of ordering in chiral liquid crystal phases The chiral nematic phase left also called the cholesteric phase and the smectic C phase right Chiral nematik Faz chiralite bir elin diger ele gore daha guclu olmasi ozelligi gosterir Bu faz genellikle kolesterin faz olarak adlandirilir Cunku ilk defa kolesterol turevleri icin arastirilmistir Sadece Chiral molekulleri yani ic simetrik yuzeyleri olmayanlar boyle bir fazin olusmasini saglayabilir Bu faz molekuler aksisin direktore paralel olmasi ve molekullerin direktore dikey donme davranisi gosterir Yakin molekullerin sinirli donme acisi asimetrik gruplanmalarindan kaynaklanir Bu durum uzun menzilli chiral siralari olusturur Smectic C fazinda asteriks chiral fazi gosterir molekuller katmanli yapi seklinde siralanirlar Normal katmana gore molekuller sinirli bir aci ile egim gosterir Chiralite bir katmandan diger bir katmana sinirli bir azimut dongusunu netice verir Bu da normal katman boyunca molekuler aksisin spiral donmesiyle sonuclanir Chiral nematic phase p refers to the chiral pitch see text Chiral Pitch p LK molekullerinin 360 lik donus gerceklestirme mesafesine karsilik gelir burada suna dikkat etmek lazim chiral nematik faz yapilari her yarim derecede kendini tekrar eder bu fazda 0 and 180 de direktorler denktir p isi degistikce veya baska molekuller LK ye eklendikce eklenen molekulun uygun sekilde ayarlanmasina izin vererek degisir Bazi likit kristal sistemlerinde pitch gorulen isigin dalga boyu ile ayni derecededir Bu da bu sistemlerin kendine ozgu Bragg yansimasi veya dusuk esikli lazer emisyonu gibi optik ozellikler gostermesini saglar Ayrica bu ozellikler cesitli optik uygulamalarda kullanilmaktadir Bragg yansimasinda eger helical axis boyunca isik gorulurse sadece dusuk sirali yansimalara izin verilir Buna karsin isigin egik gorulmesi durumunda yuksek sirali yansimalara izin verilir Kolesterik likit kristaller ayni zamanda helikal axiste meydana gelen dairesel polarize olmus isigi ve egik olarak gelen eliptik polarize isigi yansitarak kendine ozgu bir davranis sergiler Mavi SafhaMavi LK safhasi chiral nematic safha ile isotrofik sivi safha arasi isilarda gorulen sivi kristal safhalaridir Mavi safhalarin duzenli uc boyutlu kubik yapilarinda birkac yuz nanometrelik orgu lattice sureli bozunmalar vardir Boylece kubik orguye karsilik gelen gorulebilir dalga boyu araliginda selektif Bragg kirilmalari gosterirler Bu fazlarin quasicrystallere benzer icosahedral simetriye sahip oldugu 1981 de teorik olarak tahmin edilmistir Mavi safhalar hizli isik modulatorleri ve ayarlanabilir fotonik kristallerin ilgi alaninda olmasina ragmen genellikle birkac kelvinden daha dusuk olan cok dusuk isi araliginda varlik gosterirler Son zamanlarda mavi safhalarin stabilizasyonu 60K den daha yuksek isi araliklarinda buna oda sicakligini da dahil olacak sekilde 260 326 K gozlemlenmistir Oda isisinda stabilize olmus mavi safhalar 10 4 s lik tepki suresinde elektro optik gecise izin verirler Mayis 2008 de ilk Mavi Safha Modlu LCD panel gelistirilmistir Dischotic SafhaDisk seklindeki LK molekulleri kendilerini diskotik nematic safha olarak bilinen katman gibi bir tarzda kendilerini oriente edebilirler Eger diskler kendilerini demet halinde sikistirirlarsa birlestirilerse bu safhaya discotic sutun denir Sutunlar dikdortgen veya hexagonal sekilde kendilerini duzenleyebilirler Chiral nematic safhaya benzer chiral discotic safhalarda vardir Lyotrophic Sivi KristallerStructure of lyotropic liquid crystal The red heads of surfactant molecules are in contact with water whereas the tails are immersed in oil blue bilayer left and right Bir Lyotrophic Sivi Kristal cesitli konsantrasyon araliklarinda likit kristalin ozelliklerini gosteren iki veya daha cok bilesen icerir Lyotrophic safhalarda solvent molekulleri sisteme akiskanlik saglayabilmek icin bilesenlerin etrafindaki bosluklari doldururlar 30 Thermotropic likit kristallerin aksine bu lyotropiclerin cesitli degisik safhalari tetikleyecek konsantrasyon serbestiyetine sahip dereceleri vardir Ayni molekul icerisinde iki tane birbirine karismayan hydrophilic ve hydrophobic kisimlari olan bir bilesige amphiphilic molekul denir Bircok amphiphilic molekul hydrophilic ve hydrophobic bolumler arasindaki hacim dengesine dayanan lyotrophic likit kristalin safhasinin dizilisini gosterirler Bu yapilar nanometrik olcutte birbiri ile uyusmayan iki bilesenin mikro safhada ayrismasiyla olusur Sabun lyotrophic likit kristalin gunluk yasamimizdaki bir ornegidir Suyun veya diger cozucu molekullerin icerigi kendi kendine bir araya gelmis yapilari degistirir Cok dusuk amphiphile konsantrasyonlarda molekuller herhangi bir siraya girmeden rastgele dagilacaklardir Biraz daha yuksek ama yine de dusuk konsantrasyonda amphiphilic molekuller spontane bir sekilde micelles veya vesicles le birleseceklerdir Bu durum micelle merkezinin icindeki amphiplilenin hydrophohic uzantisini saklamak icin sulu solusyona hydrophilic suda cozunebilir bir yuzey aciga cikartarak gerceklestirilir Bu yuvarlak nesneler solusyonda kendilerini siralamazlar Bu kuresel nesneler kendilerini solusyon icerisinde siraya sokmazlar Daha yuksek konsantrasyonlarda birlesmeler sirali olacaktir Tipik bir faz da hexagon sutunlu fazdir Bu fazda amphiphiller kendilerini kabaca heksagon bir orguye gore ayarlayan uzun silindirler olustururlar Buna orta sabun fazi denir Daha yuksek konsantrasyonlarda lamellar faz duzgun sabun fazi olusabilir Burada uzanan amphiple yapraklari ince su katmanlariyla ayrilirlar Bazi sistemler icin heksagonal ve lamellar fazlar arasinda kubik ayni zamanda viskoz isotrofik denen bir faz olusabilir Burada yogun kubik orguler olusturan kureler olusur Bu kureler ciftli devam eden kubik faz olusturarak birbirlerine baglanabilir Amphiphiller tarafindan olusturulan nesneler cogunlukla kureseldir micelleler icin oldugu gibi ancak disk gibi biceller gibi cubuk gibi veya cift axial olabilirler Bu kendi kendine olusan anizotropik nano yapilar thermotrofik fazlarin genis olcekli versiyonlarini olusturarak kendilerini thermotrofik sivi kristaller gibi siralayabilirler Tipki nematik fazdaki cubuk seklindeki miceller gibi Bazi sistemler icinse yuksek konsantrasyonlarda ters fazlar gozlenir Yani bir tanesi ters heksagonal sutun fazi amphipliller tarafindan tutulan su sutunlari veya ters micellar faz Dusukten yuksek amphiphil konsantrasyona dogru kapsamli bir ilerleme safhasi su sekildedir Devami olmayan kubik faz micellar kubik faz Hexagonal faz Hexagonal sutun fazi orta faz Lamellar Faz Ciftli devam eden kubik faz Ters hexagonal sutun fazi Terz kubik faz Ters micellar faz Ayni fazlar icinde bile kendi kendine bir araya gelen yapilar konsantrasyon tarafindan ayarlanabilir Ornegin lamellar fazda solvent hacminin artmasi ile birlikte katman mesafeleri artar Lyotropic likit kristaller hassas bir molekuller arasi etkilesim dengesine bagli oldugu icin thermotropic likit kristallere nazaran bunlarin yapilarini ve ozelliklerini analiz etmek daha zordur Benzer fazlar ve ozellikler immiscible diblock copolymerlerde gozlemlenebilir Metallotropic Likit KristallerLikit kristal fazlari baglantili tetrahedra yapisindan olusan ve kolayca cam olusturabilin ZnCl2 gibi dusuk sicaklikta eriyen inorganik fazlara bagli olabilir Uzun zincirli sabun gibi molekullerin eklenmesi hem inorganik organik bilesen orani hem de isiya gore farklilik gosteren likit kristal davranislari yeni fazlarin olusmasina yol acar Bu materyal siniflarina metalotropic adi verilir Mezofazlarin Laboratuvar AnalizleriThermotropic mezofazlar iki ana yontemle belirlenir ve ozelliklendirilirler Orijinal yontem termal optik mikroskop kullanimidir Burada materyal birbirine capraz polarize arasina yerlestirilir sonra numune isitilip sogutulur Isotropic faz isigin polarize olmasini onemli derecede etkilemedigi icin cok karanlik gozukur Ancak kristal ve likit kristal fazlarinin ikisi de isigi ayni sekilde polarize edecektir bu da parlakliga ve renk derecelenmesine yol acacaktir Bu yontem herhangi ozel bir fazin ozelliklerini belirlemeye izin verir Cunku farkli fazlar kendilerine ozgu siralamalara sahiptir Ikinci yontem Diferansiyel Tarama Kalorimetresidir Differential Scanning Calorimetry DSC Bu yontem faz gecis ve faz entalpilerinde daha kesin sonuclar verir Bu yontemde kucuk bir numune zamana nazaran isida kesin degisiklik olusturacak kadar isitilir Faz gecislerinde isitmayi veya sogutmayi saglayan isi akis orani degisiklik gosterecektir Bu degisiklikler gozlemlenebilir ayrica temel sivi kristal gecisi gibi farkli faz gecislerine atfedilebilir Lyotropic mezofazlar ayni deneylerle fakat daha karisik bir yolla analiz edilir Cunku mezogenin konsantrasyonu burada anahtar faktordur Etkiyi analiz edebilmek icin deney farkli mezogen konsantrasyonlarinda gerceklestirilir Biyolojik Likit KristalleriLyotropic likit kristalin fazlari yasayan sistemlerde lipid polimorfizm diye atfedilen calismaya gore odukca fazladir Benzer sekilde Lyotropic likit kristalleri biomimetik kimya alaninda ozel ilgi ceker Ozellikle biyolojik membranlar ve hucre membranlari likit kristalin bir formudur Onlari olusturan molekuller or phospholipidler membran yuzeyine diktir ancak membran yine de esnektir Bu lipidler seklen farklilik gosterirler lipid polymorphism ile ilgili sayfaya bakiniz Molekul bilesenleri sinirsizdirlar ancak surecin yuksek enerjiye ihtiyac duymasindan dolayi membrandan ayrilma egilimi gostermezler Lipid molekuller membranin bir tarafindan diger tarafina donerler Bu surec flippasler ve floppaslerce hareketin yonune bagli olarak katalize edilir Bu likit kristal membran fazlari iceride veya kismen membran disindaki CCT gibi serbestce gezinen reseptorler benzeri onemli proteinlere ev sahipligi ederler Bircok biyolojik yapi likit kristal davranisi gosterir Ornegin ipek ag olusturmak icin bir orumcegin konstantre protein solusyonu cikarmasi gercekte bir likit kristal fazdir Agdaki molekullerin kati bir sekilde siralanmasi orumcek aginin bilinen gucu icin kritik bir noktadir DNA ve bircok polipeptidler de LK fazlari olusturabilirler Bu da halihazirdaki bircok akademik arastirmanin onemli bir bolumunu olusturur Likit Kristallerde Patern OlusumuLikit kristallerin anizotropisi diger sivilarda gorulmeyen bir ozelliktir Bu anizotropi likit kristallerin akisini diger sivilarin akisindan farkli kilar Ornegin birbirine paralel iki levha arasinda likit kristal akisi enjekte etmek molekul oryantasyonlarinin akisla birlikte ciftlesmesine neden olarak dendritik paternlerin olusumunu saglar 32 Bu anizotrofi farkli likit kristal fazlari arasindaki yuzey geriliminde de gorulur Bu anizotrofi ortak varolus isisindaki denge seklini belirler ve o kadar gucludur ki yuzeyler gorulur Isi degistiginde fazlarin biri buyuyerek isi degisimine bagli farkli yapilar olusturur Buyume isi difuzyonu ile kontrol edildigi icin termal iletkenlikteki anizotrofi buyumeyi kendine ozgu yonde destekler bu da nihai seklin nasil olacagini etkiler Likit Kristalin Teorik Olarak IslenisiSivi fazlarin teoride mikroskobik ele alinisi karmasik hal alabilir Cunku yuksek materyal yogunlugu guclu etkilesimler anlamina gelmektedir Bu etkilesimlerdeki anizotropi likit kristaller acisindan analizleri guclestirir Birkac basit teori vardir ancak bunlar likit kristal sistemlerdeki faz gecis davranislarini genel olarak tahmin eder DirektorDaha once yukarida da gordugumuz gibi nematik sivi kristaller bitisik molekullerin uzun ekseninin birbiriyle hizalandigi cubuk gibi molekullerden olusmaktadir Bu anizotropik yapinin olusmasi icin herhangi bir noktaya yakin molekullerin tercih edilen kaynaginin yonunu temsil eden direktor diye adlandirilan n boyutsuz birim vektoru devreye sokulur Direktor ekseni boyunca fiziksel polarite bulunmadigindan n ve n tamamen esdegerdir Duzen katsayisi Sivi kristallerin tanimlanmasi icin duzen analizi gerekir Nematik sivi kristalin yonelimsel duzenini betimlemek icin ikinci sira simetrik izsiz tensor duzen parametresi kullanilir Gerci tek eksenli nematik sivi kristallerin tanimlanmasinda olceksel duzen parametresi genelde yeterlidir Bunu kantatif yapmak icin ikinci Legendre polinomunun ortalamasina bagli olarak bir yonelimsel duzen parametresi tanimlanir S P2 cos 8 3cos2 8 12 displaystyle S langle P 2 cos theta rangle left langle frac 3 cos 2 theta 1 2 right rangle 8 sivi kristal molekuler eksen ile lokal eksen arasindaki acidir Parantezler hem gecici hem de uzamsal ortalamayi gostermektedir Bu tanim rastgele ve izotropik bir orneklem icin S 0 oldugundan tam hizali bir orneklem icin S 1 olmalidir uygun bir tanimdir Tipik bir sivi kristal orneklem icin S 0 3 0 8 duzeni uzerindedir ve isi arttikca genellikle azalir Ozellikle duzen parametresinin keskin bir bicimde 0 a dusmesi sistemin LC asamasindan izotropik evreye gectiginde gorulur Bir sivi kristalin duzeni diger cift Legendre polinomlar kullanilarak da anlatilabilir butun tek polinomlarin ortalamasi sifirdir cunku direktor iki anti paralel yonlerin herhangi birini gosterebilir Bu yuksek dereceli ortalamalari olcmek zordur fakat molekuler siralamayla ilgili ilave bilgiler verebilir Konumsal duzen parametresi bir sivi kristalin siralanmasini tanimlamak icin de kullanilabilir Bir vektor uzerinde bulunan sivi kristal molekul kutlesini merkezindeki yogunlugun varyasyonu ile tanimlanir Z ekseni uzerindeki konumsal varyasyon orneginde yogunluk p z su sekilde gosterilir r r r z r0 r1cos qsz ϕ displaystyle rho mathbf r rho z rho 0 rho 1 cos left q s z phi right cdots Karmasik konumsal duzen parametresi ps r r1 r eiϕ r displaystyle psi mathbf r rho 1 mathbf r e i phi mathbf r and r0 displaystyle rho 0 ve ortalama bir yogunluk olarak betimlenir Tipik olarak ilk iki terim korunur ve yuksek dereceli terimler p0 goz ardi edilir cunku pek cok evre sinusoidal islevler kullanilarak da tanimlanabilir Tam bir ps 0 displaystyle psi 0 nematik icin ve ps displaystyle psi likit kristal evre icin karmasik degerler tasiyacaktir Bu duzen parametresinin karmasik dogasi nematikten likit kristal evreye ve iletkenden super iletkene gecislerde pek cok paralellikler saglar Onsager sert cubuk modeli Lars Onsager tarafindan onerilen sert cubuk modeli Liyotropik evre gecislerini tahmin eden basit bir modeldir Bu teori bir ideal silindirin kutle merkezinin disinda tutulan hacmi ele alir Ozellikle silindirler birbirine paralel bir sekilde yonlendirilirse yaklasan silindirin kutle merkezinin disinda tutulan cok az bir hacim vardir Bununla birlikte eger silindirlerin birinin digerine bir asisi soz konusu ise o zaman yaklasan silindirin kutle merkezinin giremeyecegi silindirin etrafinda buyuk bir hacim vardir iki ideallestirilmis nesne arasindaki sert cubuk geri tepmesinden dolayi Boylece bu acisal duzenleme yaklasan silindirin net konumsal entropisi icerisinde bir azalma demektir Buradaki temel anlayis sudur Antizotropik nesnelerin paralel duzenlemesi yonelimsel entropide azalmalaya sebep olurken konumsal entropide ise bir artis vardir Boylece bazi durumlarda daha buyuk konumsal duzen entropik olarak tercih edilecektir Bu teori cubuk sekilli nesnelerin cozumunun faz gecisine girecegini belirtir Bu model kavramsal olarak ise yarasa da matematik formulasyonu gercek sistemlerde uygulanmasini sinirlayan birkac varsayimda bulunur Maier Saupe ortalama alan kurami Alfred Saupe ve Wilhelm Maier tarafindan onerilen bu istatistiksel teori bitisik sivi kristal molekulleri arasindaki eyletik ciftucay dongusunun molekuller arasi potansiyelinden yararlanmistir Antizotropik cekim yakin molekullerin paralel hizalanmasini sabitler ve teori daha sonra etkilesimin ortalama alan degerini kullanir Tutarli bir cozume sahip olan bu teori deneyle de sabit termotropik nematik izotropik evre gecislerini belirler McMillan modeliWilliam McMillan tarafindan onerilen bu model bir sivi kristalin nematikten smektik A fazina gecisini tanimlayan Maier Saupe ortalama alan kuraminin kapsamli halidir Faz gecisinin molekuller arasindaki kisa vadeli etkilesimin gucune bagli olarak surekli mi yoksa kesintili mi olacagini tahmin eder Sonuc olarak nematik izotropik ve smektik A fazlarinin birlestigi uclu bir kritik nokta saglar Uclu bir kritik noktanin varligini tahmin etmesine ragmen degerini tam olarak tahmin edemez Bu model sivi kristalin yonelimsel ve konumsal duzenini betimleyen iki duzen parametresini kullanir Ilki ikinci Legendre polinomudur ve ikinci duzen parametresi de su sekilde anlatilir s cos 2pzid 32cos2 8i 12 displaystyle sigma left langle cos left frac 2 pi z i d right left frac 3 2 cos 2 theta i frac 1 2 right right rangle zi 8i ve d molekulun konumu molekuler eksen ile direktor arasindaki aci ve katman boslugudur Tek bir molekulun potansiyel enerjisi asagidaki gibi gosterilir Ui 8i zi U0 S ascos 2pzid 32cos2 8i 12 displaystyle U i theta i z i U 0 left S alpha sigma cos left frac 2 pi z i d right right left frac 3 2 cos 2 theta i frac 1 2 right Burada sabit a bitisik molekuller arasindaki etkilesimin gucunu nitelendirir Daha sonra potansiyel termal denge varsayimiyla sistemin termodinamik ozelliklerini elde etmek icin kullanilir Sonuc sayisal olarak cozulmesi gereken iki denklemdir ve bunlarin cozumu sivi kristalin uc sabit evresidir KaynakcaIngilizce vikipedi