“ | Latin edebiyatı, Roma tarihini anlamak için; Yunan tarihi ise Yunan edebiyatını anlamak için incelenir. | ” |
—Reginald H. Barrow |
Tarih yazıcılığı (historiyografi) kavramı, muayyen bir döneme (Cumhuriyet Dönemi Roma Tarih Yazıcılığı) ya da muayyen bir olguya (Botanik Tarihi) dair metinlerin, metnin sahibi ile birlikte ele alınarak değerlendirildiği bilimsel bir disiplindir. Geçmişin kaydedilmesi olarak ifade edilebilen bu disiplin, yazıcılık yönüyle edebiyata da bağlanması nedeniyle tarihçilik disiplininden ayrılır.
Tarihin yazı ile aktarımının bilinen ilk örneklerinden biri Hititlerin kullandığı anal denilen yıllıklardır. Bu kayıtların tutulmasındaki ana gaye tarihin sonraki nesillere aktarımı değil, bir nevi tanrı korkusudur. Hitit kralları yaptıkları eylemlerden dolayı tanrılara karşı sorumlu olduklarını düşünerek tanrılara hesap verme amacıyla bu yıllıkların tutulmasını sağlamışlardır. Bu bakımdan bu yıllıklar güvenilir kaynaklar olarak kabul görür. Bu durum aynı zamanda nesnel tarih yazımının da Hititlerle başladığı anlamına gelir. Bununla birlikte tarih yazıcılığının ilk evresi olayların doğrudan aktarıldığı evresidir. Bu evrede olaylar arasında herhangi bir neden-sonuç ilişkisi görülmez, ayrıca birden fazla kaynaktan ve belgesiz olarak aktarıldığı için güvenilir olarak kabul edilmez. Tarih yazıcılığının ikinci evresi, yukarıda verilen Hitit yıllıklarının örnek olarak verilebileceği evresidir. Cato ile birlikte başlayan ve daha çok milliyetçi kaygıların ön plana çıktığı dönem tarih yazıcılığının üçüncü aşamasıdır ve olarak adlandırılır. Son iki aşamadan; tarihi olayların sosyal ve kültürel açılardan ele alınarak aktarıldığı yazın biçimi sosyal tarih olarak, neden-sonuç ilişkisi ile ele alınarak aktarılan biçimine de denir.
Cumhuriyet Dönemi Tarih Yazıcılığı
Roma Cumhuriyeti’nin tarih yazıcılığı serüveninde ilk aşama görülmez, ancak kronolojik ve öğretici tarih aşamaları yoğun olarak görülür. Söz konusu iki aşama Roma'nın siyasi, kültürel ve sosyal gelişim evrelerinden bağımsız olarak düşünülemez.
“ | Roma, tarih yazıcılığı dâhil olmak üzere her şeyi değiştirmiştir. | ” |
—Christopher Pelling |
Baş döndürücü bir tekâmül sürecine sahip olan 'nın, tarih yazıcılığı süreci de zamanla olgunlaşmıştır. Özellikle ilk dönem tarih yazıcılığında, diğer belli başlı yazın türlerinde de olduğu gibi açık bir Hellen etkisi görülür ve bu döneme ait tarih eserleri de Marcus Porcius Cato’ya kadar Yunanca yazılmıştır. Dil tercihinin en önemli nedeni Yunanca’nın söz konusu dönem itibarıyla günümüz İngilizcesine benzer bir biçimde evrensel bir niteliği olmasıdır. Aynı zamanda birçok yazın disiplininin doğup geliştiği bölgede konuşulan dildir. Beri taraftan tarihsel metinlerin Yunanca yazılmasının ardında yatan nedenlerin arasında, Roma’nın, köklü Hellen dünyasında sempati kazanma amacı da sayılabilir. Bu dönem efsane ve tarih iç içedir ve açıkça Homeros taklit edilmektedir. Bu nedenle tarih nesnellikten çıkmakta ve herhangi bir tarihi olayın neden ve sonuçları ölçülebilir verilerden daha çok mitolojik unsurlara dayandırılmaktadır. Sözgelimi Troya Savaşı’nın on yıl sürmesi Homeros’a göre tanrıların işe karışması iken, Thukydides’e göre gemilerin yetersizliği nedeniyle yeteri kadar lojistik destek sağlanamamasıdır. Doğallıkla bu döneme ait metinlerden özelikle Andronicus ve Naevius’un çalışmaları kimi otoriteler tarafından tarihî eser olarak kabul görmez. Tarihçi ile tarihçi olmayan ayrımının, olayların ardında yatan nedenlerin araştırılması ile ilişkili olduğu, bir nevi nesnellik önkoşulu arandığı görülebilir. Bu yüzden Titus Livius’a kadar Resmî Roma tarihi olarak telakki edilen Aeneis’in yazarı Publius Vergilius Maro, tarihçi değil destan yazarıdır. Tıpkı Heredot’un tarihçi, Homeros’un şair olması gibi…
Atina ve Roma şehir devletleri yaklaşık olarak aynı zaman diliminde tarih sahnesine çıkmış olmalarına rağmen, Roma yazın konusunda daima Yunanların peşinden gelmiştir. M.Ö. altıncı yüzyılda Yunanlar, kanunlar, destanlar, şiirler gibi birçok türden mürekkep bir yazına sahiptiler; oysa Roma’da M.Ö. üçüncü yüzyıl öncesine kadar oturmuş bir yazın söz konusu değildir.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde tarih yazarları geleneksel olarak eserlerinde, şehrin kuruluşundan kendi zamanlarına kadar olan dönemi anlatmışlardır. Bu dönemde tarih yazımında Hellen etkisinin yanı sıra dil olarak da Yunanca kullanılmaktadır. Yine bu dönem tarihçilerinin en belirgin özelliği, neredeyse tamamına yakınının üst düzey devlet yöneticisi olmasıdır.
Roma Uygarlığı’nın Krallık dönemine ait –var oldukları bilimsel olarak kanıtlanmış olmakla birlikte- günümüze ulaşan herhangi bir tarihsel kayıt mevcut değildir. Bununla birlikte Roma’da tarih yazma faaliyeti Yunanların aksine sözlü gelenek ile değil, doğrudan yazı ile başlamıştır. Tarih yazımına ilişkin bilinen ilk örnekler, pontifexler tarafından tutulan, cari yıla ait kamu işlerinin, consul bilgisinin, savaş gibi hadiselerin, ticarî faaliyetlerin ve Senato kararlarının kronolojik olarak kayıtlandığı olarak adlandırılan bir nevi devlet kayıt defteri formundaydı. Bu kayıtlar daha sonra Roma tarih yazıcılığının gelişim evrelerinden biri olan yıllıkların (annales) yazılmasına kaynaklık etmiştir.
Roma’da yöneticiler her ne kadar idareleri süresince dokunulmaz olsalar da, görevleri bittikten sonra gerekirse hesap vermek zorunda idiler. Bu nedenle yöneticiler yaptıkları işleri kaydettikleri olarak bilinen kayıtları tutuyorlardı. Bu kayıtlar Roma tarih yazıcılığında bir diğer önemli ve ilk elden kaynaktır.
Ayrıca dinî kayıtları yansıtan , genslerin gelenek ve soylarına ilişkin tuttukları kayıtları, cenaze törenlerine ait , , belgeleri, erken dönem Roma tarih yazıcılığının diğer ilk başvuru kaynaklarıdır.
M.Ö. 320 yılına gelindiğinde, yıllık olayların kayda alınması işi resmi bir hâl aldı ve Senato kararı ile Pontifex maximus tarafından bu yıllıkların özeti adıyla yayımlanmaya başladı. M.Ö. 130 yılında devlet adamı ve hukukçu kimliğinin yanı sıra o yılın Pontifex maximus'u olan , bu yıllıkları derleyerek Annales maximi adıyla yayımladı. Günümüze ulaşmamış olan bu derleme ilk dönem Roma yıllık (annales) yazarlarının hem içerik hem de biçimsel olarak birincil kaynağıdır. Annales Maximi, Roma’nın kuruluşundan itibaren reform hareketlerine kadar olan dönemi kapsamaktadır.
M. Ö. 264 yılı Roma tarih yazıcılığı için bir dönüm noktasıdır. Bu yıla gelindiğinde Roma, kendisini şehri devletinden bölgesel güç haline getirecek bir düşmanla yüzleşmek zorunda kaldı: Batı Akdeniz ticaret yolları hâkimi olan Kartaca. Roma, yirmi yıldan fazla süren bu savaş boyunca birden fazla cephede mücadele etti ve topraklarını, daha da önemlisi etki alanını genişletti. Quintus Fabius Pictor da hem bu etkinin diğer uluslara anlatılması hem de Kartaca tecrübesinin sonraki kuşaklara aktarılması için klâsik anlamda ilk tarihî eseri kaleme aldı. Bu aynı zamanda Roma’da tarih yazıcılığının miladıdır. Her ne kadar Roma yanlısı bir metin olsa da Pictor eserini Yunanca kaleme almıştır. Yunanca yazma geleneği Marcus Porcius Cato’ya kadar devam etmiş, ancak Cato Romalıların her alanda Yunanlardan üstün olduklarını iddia ederek Yunanca yazılmasını şiddetle eleştirmiş ve metinlerini Latince kaleme almıştır.
Roma tarih yazıcılığını diğerlerinden ayıran en önemli etmen, Roma tarihinin bir tür propaganda niteliği taşıyor olmasıdır. Tarihi yazanlar, özellikle ilk dönemlerde üst düzey devlet yetkilileridir ve bunlar Roma’nın resmi tarihini yazmışlardır. Bu metinlerde Roma devlet aygıtının ve Roma medeniyetinin özellikle yüceltilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda yer yer öznel yorumlar ve tarihsel olayların çarpıtılması görülür. Kuruluşundan itibaren, hatta Troya kökenlerinden itibaren çatışmaların tarihidir. Bir varlık kavgasıdır. Bu açıdan hayli militarist bir yapıya bürünmüştür. Aynı zamanda Roma tarih yazıcılığı millî bir tarihtir ve bu bakımdan etkilendiği Hellen tarih yazıcılığından ayrılır. Hellen tarihçilerin aksine, Romalı tarihçiler doğrudan Roma’nın (Roma devletinin, Roma kültürünün, Roma halkının) tarihini yazmışlardır. Bu nedenle modern millî tarih kavramının modeli özelde Livius’un Roma Tarihi adlı eseri, genelde ise Roma tarih yazının tamamıdır.
Roma yazınını öznelliğe iten bir diğer etken ise, tarihin bizzat Romalı yöneticiler tarafından yazılmış olmasıdır. Bu yöneticilerin, görev süreleri sona erdikten sonra eylemleri nedeniyle kanun önünde hesap vermeleri istenebilirdi. Bu nedenle eylemlerini kayda alırken tamamen nesnel olmaları beklenemezdi. Bu noktada en bilinen örnek Gaius Iulius Caesar’ın Commentarii de Bello Gallico (Galya Seferi Üzerine Notlar) adlı eseridir. Caesar, Galya’daki eylemlerini Senato önünde savunabilmek için bu eseri kaleme almıştır ve kitapta kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahseder.
Roma, tarihini yazarken, aslında Roma’yı diğer kültürlere tanıtmak gibi bir misyonu da yüklenmiştir. Bununla birlikte diğer kültürleri de Roma’ya tanıtmak gibi bir vazifesi de vardır. Sözgelimi Germenleri, her şeyden önce Gaius Cornelius Tacitus’un (Germania Halklarının Kökeni ve Yerleşim Yeri) adlı eserinden tanımak mümkündür. Bu açıdan Roma tarih yazıcılığı pragmatist ve araştırmacı özellikler taşır. Örneğin Romalılar her ne kadar savaş meydanlarında Yunanları mağlup etmiş olsalar da medeniyet ve kültür olarak onlardan geride olduklarını kabul ediyorlardı. İlk Roma tarihini yazan Quintus Fabius Pictor’un tarih yazma amaçlarında biri de Roma’nın Hellenlere üstün olduğunu kanıtlamaktı.
Tarih yazımında görülen bir diğer amaç ise, sonraki nesillerden gelecek yöneticilere başucu kılavuzu oluşturmaktı. Özellikle Marcus Porcius Cato’nun metinlerinde ‘bir Romalı yönetici nasıl olmalıdır?’ cevapları verilmeye çalışılıyordu.
Roma medeniyetinin başlangıç evrelerinden tekâmülüne kadarki süreçte açık bir Hellen etkisi görüldüğüne, bu etkinin doğallıkla yazın alanında da kendini gösterdiği açıktır. Ancak Roma, tarih yazıcılığında Hellen etkisini sadece biçimsel etki ile sınırlamayı bilmiş ve zamanla kendine özgü bir yazın ortaya koymuştur. , (Roma Uygarlığı’nın Hellen Tarihçileri) adlı makalesine bu nedenle şu cümle ile başlamayı uygun görmüştür: "Roma, tarih yazıcılığı dâhil olmak üzere her şeyi değiştirmiştir." Bu yazının, Hellen yazını kadar nesnel olduğunu iddia etmek mümkün görünmese de Roma medeniyetinin aktarılmasında oynadığı rol oldukça önemlidir.
İmparatorluk Dönemi Tarih Yazıcılığı
İmparatorluk dönemi Roma Uygarlığı’nda tarih yazıcılığı, kendinden önceki dönemlerden belirgin bir biçimde ayrılır. Her şeyden önce, Cumhuriyet döneminde kendini gösteren “kendini diğer milletlere ispatlama” temayülü artık yoktur. Bunun yanında hem devlet adamı ya da ordu lideri olup hem de tarih yazanların sayısı oldukça azdır. Yukarıda da değinildiği gibi Cumhuriyet döneminde Romalı üst düzey yöneticiler eylemleri nedeniyle, görev süreleri sona erdikten sonra halka karşı sorumluydular ve gerektiğinde yargı önüne çıkarılabilirlerdi. Bu nedenle birçok Romalı bürokrat, görev süresi bittikten sonra gelecek muhtemel suçlamalara karşı kendilerini savunabilmek için işledikleri fiilleri kaleme almışlardır. İmparatorluk döneminde yönetim biçimi radikal bir şekilde değişmiş olduğundan ve bürokratların temel anlamda sadece imparatora karşı sorumlu olmaları nedeniyle tarih yazma ‘zorunluluğu’ ortadan kalkmıştır.
İmparatorluk dönemi tarih yazıcılığında bir diğer öne çıkan ayrım ise, bu dönem tarih yazıcılığında belagatin öncelenmiş olmasıdır.
Dönemin idari yapısı nedeniyle tarihçiler yeteri kadar özgür olamamışlar, en azından kendi dönemlerini kaleme alırken baştaki imparatorun durumunu da hesaba katmışlardır.
Özellikle üçüncü ve dördüncü yüzyılda yazılan tarih eserlerinde, çoğunlukla kendilerinden önce yazılmış olan büyük hacimli tarih eserlerinin özetlenmesi ya da derlenmesi yoluna gidildiği görülür.
Hristiyanlığın imparatorluk içinde güç kazanması ve nihayetinde yegâne din haline gelmesinden sonra ise, Roma Uygarlığı’nın tarihini yazmak yerine Hristiyanlığın ya da yazmak daha önemli hale gelmiştir.
Kaynakça
- ^ Alparslan, Metin (1870). "Geçmişi Kaydetmek: Hitit Tarih Yazıcılığı". Hititler: Bir Anadolu İmparatorluğu. (Haz.: Meltem Doğan-Alparslan ve Metin Alparslan). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, s. 48.
- ^ Alparslan, Metin (1870). "Geçmişi Kaydetmek: Hitit Tarih Yazıcılığı". Hititler: Bir Anadolu İmparatorluğu. (Haz.: Meltem Doğan-Alparslan ve Metin Alparslan). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, s. 50.
- ^ Breisach, Ernst (2018). Tarihyazımı. (Çev.: Hülya Kocaoluk). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 68.
- ^ Ortaylı, İlber (2011). Tarih Yazıcılık Üzerine. Ankara: Cedit Neşriyat. s. 28.
- ^ Wiseman, T. P. (2007). "The Prehistory of Roman Historiography". Ed. John Marincola. A Companion to Greek and Roman Historiography I. Oxford: Blackwell Publishing. s. 67.
- ^ Momigliano, Arnaldo (2011). Modern Tarihçiliğin Klasik Temelleri. (Çev.: Güneş Ayas). İstanbul: İthaki. s. 102.
- ^ Demiriş, Bedia (2006). Roma Yazınında Tarih Yazıcılığı: Başlangıçtan İ.S. 5. Yüzyıla. İstanbul: Ege Yayınları. s. 19.
- ^ Demiriş, Bedia (1999). "Romalılar’da Tarih Yazımı". Anadolu Araştırmaları, 15. s. 432.
- ^ Cicero. De oratore I. II.7. Cambridge: Harvard University Press.
- ^ Naude, C. P. T. (1961). "An aspect of early Roman historiography". Acta Classica: Proceedings of the Classical Association of South Africa, Volume 4, Issue 1, s. 53.
- ^ Breisach, Ernst (2018). Tarihyazımı. (Çev.: Hülya Kocaoluk). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 67.
- ^ Ortaylı, İlber (2011). Tarih Yazıcılık Üzerine. Ankara: Cedit Neşriyat. s. 35.
- ^ Momigliano, Arnaldo (2011). Modern Tarihçiliğin Klasik Temelleri. (Çev.: Güneş Ayas). İstanbul: İthaki. s. 91.
- ^ Diakov, V. ve Kovalev, S. (2008). İlkçağ Tarihi II Roma. Çev.: Özdemir İnce, İstanbul: Yordam Kitap. s. 106.
- ^ Pelling, Christopher (2007). "The Greek Historians of Rome". A Companion to Greek and Roman Historiography I. (Ed. John Marincola). Oxford: Blackwell Publishing. s. 244.
- ^ Breisach, Ernst (2018). Tarihyazımı. (Çev.: Hülya Kocaoluk). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 94.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Latin edebiyati Roma tarihini anlamak icin Yunan tarihi ise Yunan edebiyatini anlamak icin incelenir Reginald H Barrow Tarih yaziciligi historiyografi kavrami muayyen bir doneme Cumhuriyet Donemi Roma Tarih Yaziciligi ya da muayyen bir olguya Botanik Tarihi dair metinlerin metnin sahibi ile birlikte ele alinarak degerlendirildigi bilimsel bir disiplindir Gecmisin kaydedilmesi olarak ifade edilebilen bu disiplin yazicilik yonuyle edebiyata da baglanmasi nedeniyle tarihcilik disiplininden ayrilir Marcus Porcius Cato Roma tarihyaziminda ogretici tarih evresini baslatmistir Tarihin yazi ile aktariminin bilinen ilk orneklerinden biri Hititlerin kullandigi anal denilen yilliklardir Bu kayitlarin tutulmasindaki ana gaye tarihin sonraki nesillere aktarimi degil bir nevi tanri korkusudur Hitit krallari yaptiklari eylemlerden dolayi tanrilara karsi sorumlu olduklarini dusunerek tanrilara hesap verme amaciyla bu yilliklarin tutulmasini saglamislardir Bu bakimdan bu yilliklar guvenilir kaynaklar olarak kabul gorur Bu durum ayni zamanda nesnel tarih yaziminin da Hititlerle basladigi anlamina gelir Bununla birlikte tarih yaziciliginin ilk evresi olaylarin dogrudan aktarildigi evresidir Bu evrede olaylar arasinda herhangi bir neden sonuc iliskisi gorulmez ayrica birden fazla kaynaktan ve belgesiz olarak aktarildigi icin guvenilir olarak kabul edilmez Tarih yaziciliginin ikinci evresi yukarida verilen Hitit yilliklarinin ornek olarak verilebilecegi evresidir Cato ile birlikte baslayan ve daha cok milliyetci kaygilarin on plana ciktigi donem tarih yaziciliginin ucuncu asamasidir ve olarak adlandirilir Son iki asamadan tarihi olaylarin sosyal ve kulturel acilardan ele alinarak aktarildigi yazin bicimi sosyal tarih olarak neden sonuc iliskisi ile ele alinarak aktarilan bicimine de denir Cumhuriyet Donemi Tarih YaziciligiRoma Cumhuriyeti nin tarih yaziciligi seruveninde ilk asama gorulmez ancak kronolojik ve ogretici tarih asamalari yogun olarak gorulur Soz konusu iki asama Roma nin siyasi kulturel ve sosyal gelisim evrelerinden bagimsiz olarak dusunulemez Ilk donem Roma tarihyaziminda acik bir Homeros etkisi vardir Roma tarih yaziciligi dahil olmak uzere her seyi degistirmistir Christopher Pelling Bas dondurucu bir tekamul surecine sahip olan nin tarih yaziciligi sureci de zamanla olgunlasmistir Ozellikle ilk donem tarih yaziciliginda diger belli basli yazin turlerinde de oldugu gibi acik bir Hellen etkisi gorulur ve bu doneme ait tarih eserleri de Marcus Porcius Cato ya kadar Yunanca yazilmistir Dil tercihinin en onemli nedeni Yunanca nin soz konusu donem itibariyla gunumuz Ingilizcesine benzer bir bicimde evrensel bir niteligi olmasidir Ayni zamanda bircok yazin disiplininin dogup gelistigi bolgede konusulan dildir Beri taraftan tarihsel metinlerin Yunanca yazilmasinin ardinda yatan nedenlerin arasinda Roma nin koklu Hellen dunyasinda sempati kazanma amaci da sayilabilir Bu donem efsane ve tarih ic icedir ve acikca Homeros taklit edilmektedir Bu nedenle tarih nesnellikten cikmakta ve herhangi bir tarihi olayin neden ve sonuclari olculebilir verilerden daha cok mitolojik unsurlara dayandirilmaktadir Sozgelimi Troya Savasi nin on yil surmesi Homeros a gore tanrilarin ise karismasi iken Thukydides e gore gemilerin yetersizligi nedeniyle yeteri kadar lojistik destek saglanamamasidir Dogallikla bu doneme ait metinlerden ozelikle Andronicus ve Naevius un calismalari kimi otoriteler tarafindan tarihi eser olarak kabul gormez Tarihci ile tarihci olmayan ayriminin olaylarin ardinda yatan nedenlerin arastirilmasi ile iliskili oldugu bir nevi nesnellik onkosulu arandigi gorulebilir Bu yuzden Titus Livius a kadar Resmi Roma tarihi olarak telakki edilen Aeneis in yazari Publius Vergilius Maro tarihci degil destan yazaridir Tipki Heredot un tarihci Homeros un sair olmasi gibi Roma tarihyazimi Titus Liviusa kadar daha cok destansi ozellikler tasimaktadir Atina ve Roma sehir devletleri yaklasik olarak ayni zaman diliminde tarih sahnesine cikmis olmalarina ragmen Roma yazin konusunda daima Yunanlarin pesinden gelmistir M O altinci yuzyilda Yunanlar kanunlar destanlar siirler gibi bircok turden murekkep bir yazina sahiptiler oysa Roma da M O ucuncu yuzyil oncesine kadar oturmus bir yazin soz konusu degildir Cumhuriyetin ilk donemlerinde tarih yazarlari geleneksel olarak eserlerinde sehrin kurulusundan kendi zamanlarina kadar olan donemi anlatmislardir Bu donemde tarih yaziminda Hellen etkisinin yani sira dil olarak da Yunanca kullanilmaktadir Yine bu donem tarihcilerinin en belirgin ozelligi neredeyse tamamina yakininin ust duzey devlet yoneticisi olmasidir Roma Uygarligi nin Krallik donemine ait var olduklari bilimsel olarak kanitlanmis olmakla birlikte gunumuze ulasan herhangi bir tarihsel kayit mevcut degildir Bununla birlikte Roma da tarih yazma faaliyeti Yunanlarin aksine sozlu gelenek ile degil dogrudan yazi ile baslamistir Tarih yazimina iliskin bilinen ilk ornekler pontifexler tarafindan tutulan cari yila ait kamu islerinin consul bilgisinin savas gibi hadiselerin ticari faaliyetlerin ve Senato kararlarinin kronolojik olarak kayitlandigi olarak adlandirilan bir nevi devlet kayit defteri formundaydi Bu kayitlar daha sonra Roma tarih yaziciliginin gelisim evrelerinden biri olan yilliklarin annales yazilmasina kaynaklik etmistir Roma da yoneticiler her ne kadar idareleri suresince dokunulmaz olsalar da gorevleri bittikten sonra gerekirse hesap vermek zorunda idiler Bu nedenle yoneticiler yaptiklari isleri kaydettikleri olarak bilinen kayitlari tutuyorlardi Bu kayitlar Roma tarih yaziciliginda bir diger onemli ve ilk elden kaynaktir Ayrica dini kayitlari yansitan genslerin gelenek ve soylarina iliskin tuttuklari kayitlari cenaze torenlerine ait belgeleri erken donem Roma tarih yaziciliginin diger ilk basvuru kaynaklaridir Gaius Iulius Caesar Romali devlet adamlarinin ayni zamanda tarihci de olmalarinin en bilinen ornegidir M O 320 yilina gelindiginde yillik olaylarin kayda alinmasi isi resmi bir hal aldi ve Senato karari ile Pontifex maximus tarafindan bu yilliklarin ozeti adiyla yayimlanmaya basladi M O 130 yilinda devlet adami ve hukukcu kimliginin yani sira o yilin Pontifex maximus u olan bu yilliklari derleyerek Annales maximi adiyla yayimladi Gunumuze ulasmamis olan bu derleme ilk donem Roma yillik annales yazarlarinin hem icerik hem de bicimsel olarak birincil kaynagidir Annales Maximi Roma nin kurulusundan itibaren reform hareketlerine kadar olan donemi kapsamaktadir M O 264 yili Roma tarih yaziciligi icin bir donum noktasidir Bu yila gelindiginde Roma kendisini sehri devletinden bolgesel guc haline getirecek bir dusmanla yuzlesmek zorunda kaldi Bati Akdeniz ticaret yollari hakimi olan Kartaca Roma yirmi yildan fazla suren bu savas boyunca birden fazla cephede mucadele etti ve topraklarini daha da onemlisi etki alanini genisletti Quintus Fabius Pictor da hem bu etkinin diger uluslara anlatilmasi hem de Kartaca tecrubesinin sonraki kusaklara aktarilmasi icin klasik anlamda ilk tarihi eseri kaleme aldi Bu ayni zamanda Roma da tarih yaziciliginin miladidir Her ne kadar Roma yanlisi bir metin olsa da Pictor eserini Yunanca kaleme almistir Yunanca yazma gelenegi Marcus Porcius Cato ya kadar devam etmis ancak Cato Romalilarin her alanda Yunanlardan ustun olduklarini iddia ederek Yunanca yazilmasini siddetle elestirmis ve metinlerini Latince kaleme almistir Roma tarih yaziciligini digerlerinden ayiran en onemli etmen Roma tarihinin bir tur propaganda niteligi tasiyor olmasidir Tarihi yazanlar ozellikle ilk donemlerde ust duzey devlet yetkilileridir ve bunlar Roma nin resmi tarihini yazmislardir Bu metinlerde Roma devlet aygitinin ve Roma medeniyetinin ozellikle yuceltilmesi amaclanmistir Bu kapsamda yer yer oznel yorumlar ve tarihsel olaylarin carpitilmasi gorulur Kurulusundan itibaren hatta Troya kokenlerinden itibaren catismalarin tarihidir Bir varlik kavgasidir Bu acidan hayli militarist bir yapiya burunmustur Ayni zamanda Roma tarih yaziciligi milli bir tarihtir ve bu bakimdan etkilendigi Hellen tarih yaziciligindan ayrilir Hellen tarihcilerin aksine Romali tarihciler dogrudan Roma nin Roma devletinin Roma kulturunun Roma halkinin tarihini yazmislardir Bu nedenle modern milli tarih kavraminin modeli ozelde Livius un Roma Tarihi adli eseri genelde ise Roma tarih yazinin tamamidir Gaius Cornelius Tacitus Romali tarihyaziminda pragmatist arastirmaci tarihci kimligi ile one cikar Roma yazinini oznellige iten bir diger etken ise tarihin bizzat Romali yoneticiler tarafindan yazilmis olmasidir Bu yoneticilerin gorev sureleri sona erdikten sonra eylemleri nedeniyle kanun onunde hesap vermeleri istenebilirdi Bu nedenle eylemlerini kayda alirken tamamen nesnel olmalari beklenemezdi Bu noktada en bilinen ornek Gaius Iulius Caesar in Commentarii de Bello Gallico Galya Seferi Uzerine Notlar adli eseridir Caesar Galya daki eylemlerini Senato onunde savunabilmek icin bu eseri kaleme almistir ve kitapta kendisinden ucuncu tekil sahis olarak bahseder Roma tarihini yazarken aslinda Roma yi diger kulturlere tanitmak gibi bir misyonu da yuklenmistir Bununla birlikte diger kulturleri de Roma ya tanitmak gibi bir vazifesi de vardir Sozgelimi Germenleri her seyden once Gaius Cornelius Tacitus un Germania Halklarinin Kokeni ve Yerlesim Yeri adli eserinden tanimak mumkundur Bu acidan Roma tarih yaziciligi pragmatist ve arastirmaci ozellikler tasir Ornegin Romalilar her ne kadar savas meydanlarinda Yunanlari maglup etmis olsalar da medeniyet ve kultur olarak onlardan geride olduklarini kabul ediyorlardi Ilk Roma tarihini yazan Quintus Fabius Pictor un tarih yazma amaclarinda biri de Roma nin Hellenlere ustun oldugunu kanitlamakti Tarih yaziminda gorulen bir diger amac ise sonraki nesillerden gelecek yoneticilere basucu kilavuzu olusturmakti Ozellikle Marcus Porcius Cato nun metinlerinde bir Romali yonetici nasil olmalidir cevaplari verilmeye calisiliyordu Roma medeniyetinin baslangic evrelerinden tekamulune kadarki surecte acik bir Hellen etkisi goruldugune bu etkinin dogallikla yazin alaninda da kendini gosterdigi aciktir Ancak Roma tarih yaziciliginda Hellen etkisini sadece bicimsel etki ile sinirlamayi bilmis ve zamanla kendine ozgu bir yazin ortaya koymustur Roma Uygarligi nin Hellen Tarihcileri adli makalesine bu nedenle su cumle ile baslamayi uygun gormustur Roma tarih yaziciligi dahil olmak uzere her seyi degistirmistir Bu yazinin Hellen yazini kadar nesnel oldugunu iddia etmek mumkun gorunmese de Roma medeniyetinin aktarilmasinda oynadigi rol oldukca onemlidir Imparatorluk Donemi Tarih YaziciligiImparatorluk donemi Roma Uygarligi nda tarih yaziciligi kendinden onceki donemlerden belirgin bir bicimde ayrilir Her seyden once Cumhuriyet doneminde kendini gosteren kendini diger milletlere ispatlama temayulu artik yoktur Bunun yaninda hem devlet adami ya da ordu lideri olup hem de tarih yazanlarin sayisi oldukca azdir Yukarida da deginildigi gibi Cumhuriyet doneminde Romali ust duzey yoneticiler eylemleri nedeniyle gorev sureleri sona erdikten sonra halka karsi sorumluydular ve gerektiginde yargi onune cikarilabilirlerdi Bu nedenle bircok Romali burokrat gorev suresi bittikten sonra gelecek muhtemel suclamalara karsi kendilerini savunabilmek icin isledikleri fiilleri kaleme almislardir Imparatorluk doneminde yonetim bicimi radikal bir sekilde degismis oldugundan ve burokratlarin temel anlamda sadece imparatora karsi sorumlu olmalari nedeniyle tarih yazma zorunlulugu ortadan kalkmistir Imparatorluk donemi tarih yaziciliginda bir diger one cikan ayrim ise bu donem tarih yaziciliginda belagatin oncelenmis olmasidir Donemin idari yapisi nedeniyle tarihciler yeteri kadar ozgur olamamislar en azindan kendi donemlerini kaleme alirken bastaki imparatorun durumunu da hesaba katmislardir Ozellikle ucuncu ve dorduncu yuzyilda yazilan tarih eserlerinde cogunlukla kendilerinden once yazilmis olan buyuk hacimli tarih eserlerinin ozetlenmesi ya da derlenmesi yoluna gidildigi gorulur Hristiyanligin imparatorluk icinde guc kazanmasi ve nihayetinde yegane din haline gelmesinden sonra ise Roma Uygarligi nin tarihini yazmak yerine Hristiyanligin ya da yazmak daha onemli hale gelmistir Kaynakca Alparslan Metin 1870 Gecmisi Kaydetmek Hitit Tarih Yaziciligi Hititler Bir Anadolu Imparatorlugu Haz Meltem Dogan Alparslan ve Metin Alparslan Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 48 Alparslan Metin 1870 Gecmisi Kaydetmek Hitit Tarih Yaziciligi Hititler Bir Anadolu Imparatorlugu Haz Meltem Dogan Alparslan ve Metin Alparslan Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 50 Breisach Ernst 2018 Tarihyazimi Cev Hulya Kocaoluk Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 68 Ortayli Ilber 2011 Tarih Yazicilik Uzerine Ankara Cedit Nesriyat s 28 Wiseman T P 2007 The Prehistory of Roman Historiography Ed John Marincola A Companion to Greek and Roman Historiography I Oxford Blackwell Publishing s 67 Momigliano Arnaldo 2011 Modern Tarihciligin Klasik Temelleri Cev Gunes Ayas Istanbul Ithaki s 102 Demiris Bedia 2006 Roma Yazininda Tarih Yaziciligi Baslangictan I S 5 Yuzyila Istanbul Ege Yayinlari s 19 Demiris Bedia 1999 Romalilar da Tarih Yazimi Anadolu Arastirmalari 15 s 432 Cicero De oratore I II 7 Cambridge Harvard University Press Naude C P T 1961 An aspect of early Roman historiography Acta Classica Proceedings of the Classical Association of South Africa Volume 4 Issue 1 s 53 Breisach Ernst 2018 Tarihyazimi Cev Hulya Kocaoluk Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 67 Ortayli Ilber 2011 Tarih Yazicilik Uzerine Ankara Cedit Nesriyat s 35 Momigliano Arnaldo 2011 Modern Tarihciligin Klasik Temelleri Cev Gunes Ayas Istanbul Ithaki s 91 Diakov V ve Kovalev S 2008 Ilkcag Tarihi II Roma Cev Ozdemir Ince Istanbul Yordam Kitap s 106 Pelling Christopher 2007 The Greek Historians of Rome A Companion to Greek and Roman Historiography I Ed John Marincola Oxford Blackwell Publishing s 244 Breisach Ernst 2018 Tarihyazimi Cev Hulya Kocaoluk Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 94