Paul Joseph Steinhardt (25 Aralık 1952) Amerikalı teorik fizikçi ve kozmolog aynı zamanda şu anda Princeton Üniversitesi’nde, bilim alanındaki Albert Einstein profesörüdür.
Paul Steinhardt | |
---|---|
Doğum | Paul Joseph Steinhardt 25 Aralık 1952 Washington |
Vatandaşlık | AmeriKan |
Eğitim |
|
Ödüller |
|
Resmî site | wwwphy.princeton.edu/~steinh/ |
Kariyeri | |
Dalı | Teorik fizik Kozmoloji |
Çalıştığı kurumlar | |
Tez | Lattice theory of SU(N) flavor quantum electrodynamics in (1 + 1)-dimensions |
Doktora danışmanı | |
Etkilendikleri |
|
Yukarıda belirtilenlere ek olarak Steinhardt, Princeton’da bulunan Teorik Bilim üzerine oluşturulmuş olan merkezin kurucularından biri ve şimdiki direktörüdür.
Akademik Çalışmalar
Steinhardt’ın yapmış olduğu araştırmalar parçacık fiziğinde bulunan problemleri, astrofiziği, kozmolojiyi. yoğunlaştırılmış madde fiziğini, yer bilimi (jeoloji) ve ayrıca fotonikleri kapsamaktaydı.
Kozmoloji alanında gerçekleştirdiği katkılara örnek olarak Big Bang teorisinde oldukça önemli bir parça haline gelen Enflasyon kozmolojisinin mimarlarından biri olarak görülmesi verilebilir. Aynı zamanda sonucunda çoklu evreninin meydana çıktığı ve kendisinin öncülüğünü yaptığı enflasyon teorisinden şüphe duymasına neden olacak olan sonsuz enflasyonun (artış) bilinen ilk örneğini sunmuştur. Daha sonraları ise Big Bang’le rekabet edebilen ve öncülük eden alternatifleri yani evrenin ve (devirsel) teorilerini geliştiren insanlardan biri olmuştur. Steinhardt ayrıca sıcaklık değişimlerinden oluşan spektrumda ve kozmik mikrodalga arka planının B-mode polarizasyonunda bulunan yerçekimi dalgalarının bütün bir izlenimini hesaplamak için yazılan ilk metnin ortak yazarlarından biridir. Bunun yanı sıra Steinhardt, daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen gözlemlere dayanarak, evrende bulunan enerjinin çok büyük bir kısmının karanlık enerji olması gerektiğini, günümüzde evrenin hızlanan bir oranda genişlemesine sebep olacak kadar büyük bir kısmının, gösteren ve ilk defa yazılan bir metinde de ortak yazarlardan biri olmuştur. Birkaç yıl sonra, elde edilen sonuçlar süpernova gözlemleri sonucunda doğrulanmıştır. Çalıştığı çeşitli iş arkadaşları ile birlikte, karanlık enerjinin en derininde bulunan ve evrenin hızlı bir şekilde genişlemesini ileri bir zamanda açıklayabilmek için geliştirilen konsepti tanıtmıştır. Son olarak da evrenin kayıp olan kütlesini açıklayabilmek için kendi kendine oldukça güçlü bir şekilde etkileşen karanlık maddenin konseptinin anlatıldığı bir yazıda da yazarlardan biri olarak görülmektedir ve daha önceki karanlık madde teorilerinin anormal taraflarını belirterek onların karanlık maddeyi açıklamakta yetersiz olduklarını göstermiştir.
Yoğunlaştırılmış madde fiziği ve ayrıca jeofizikteki katkılarına örnek olarak Steinhardt ve öğrencilerinin ’ların (kimyada moleküllerin düzenli olarak toplanmasından sonra belirli koşullarda kristal oluşturması ancak sabit bir uzaysal periyodisiteye sahip olamaması) teorik konseptini icat etmiş olmaları ve hatta “quasicrystal” kavramını ilk defa kullanarak sözlüğe girmesini sağlamaları verilebilir. Öğrencileri ile birlikte 1984 yılında Dan Shechtman ve iş arkadaşlarının (20 eşit kenara sahip olma) simetrisine sahip olduğunu ilan ettikleri kafa karıştırıcı olarak görülen alüminyum-manganez alaşımına ilk defa doğru bir şekilde kimlik kazandırmış ve laboratuvarda üretilen ilk quasicrystal örneği olduğunu söylemişlerdir. Bu olayı takip eden on yıllık bir süre içerisinde, Steinhardt doğal jeofiziksel veya astrofiziksel olaylar sonucunda meydana gelen quasicrystal’ları araştırmak için dünya çapında bir çalışma başlatmıştır ve yapılan araştırmalar sonucunda Floransa’da bulunan bir müzedeki koleksiyonda aradıkları doğal gelişen olaya aday olabilecek bir şey keşfetmişlerdir. Sonuç olarak, bulunan bu örnek bilinen ilk doğal oluşuma sahip quasicrystal olarak Uluslararası Mineraloji Birliği tarafından kabul edilmiş ve bu örneğe Steinhardt ve takımının teklif ettiği isim olan icosahedrite (yirmi yüzlü) adı verilmiştir. Daha sonraki sene boyunca icosahedrite’in kökeni hakkında bir fikir edinebilmek için Rusya’nın Kamchatka yarımadasında yer alan uzak bir dağlık alanda bulunan birbirinden farklı ipuçları bir araya getirilmiştir. İki yıl sonra, Steinhardt ilk defa çıkacağı arazi seferlerini başlattı ve gittikleri alanda jeologlardan oluşan bir takıma önderlik etti. Yapılan bu geziler sonucunda ve bulunan bu yeni madde formunun konseptinin keşfedilmesinden yaklaşık otuz yıl sonra Steinhardt doğal gelişen bir süreç sonucunda oluşan ilk quasicrystal’ı bulmayı başarmış ve daha sonraları Steinhardt’ın kurmuş olduğu takım bulunan bu maddenin 4.5 milyar yıl önceden kalma bit meteoritin (göktaşı) parçası olduğunu kanıtlamıştır. Bunların yanı sıra, (on köşeli) olarak adlandırılan ikinci bir quasicrystal ile kristalleşmiş halde bulunan ve Steinhardt’ın onuruna adına steinhardtite denilen yeni bir mineral keşfetmişlerdir.
Fotonik alanında ise Steinhardt quasicrystal’ları ve diğer yeni çıkan modelleri fotonik materyaller elde edebilmek için kullanarak yeniliklere imza atmıştır. Kullanılan bu materyallerin arasında eşit şekilde dağılım gösteren (aşırı düzenli) karışık katılar da bulunmaktadır. Günümüze daha yakın tarihlerde ise Steinhardt seçilen dalga bandında bulunan ışıkları tuzaklamak ve idare etmek için etkili biçimde kullanılacak olan bir fotonik quasicrystal’ın (fotonik bir kristale benzer olan (analog) quasicrystal) dizayn edilmesi ve imal edilmesine çeşitli yardımlarda bulunmuştur. Steinhardt izotropik (her tarafı aynı özellikleri gösteren, eş yönlü) olarak bulunan ve eşit şekilde dağılım gösteren karışık katılar (HUDS) olarak bilinen fotonik materyallerin gelişmesine öncülük eden bilim insanlarından biri olmuştur. Steinhardt ve Princeton’da birlikte çalıştığı iş arkadaşları Etaphase A.Ş. isimli bir şirkete bulunan bu yeni materyaller için reklam uygulamaları geliştirmek için yardım etmişlerdir.
’nün 2015 yılında gerçekleştirdiği bir seremonide Neil Turok, Steinhardt için şunları söylemiştir: Yaşayan diğer bilim insanlarının ve diğer teorik fizikçilerin hiçbirinin bizim meydana çıkardığımız teorilerin ya da fikirlerin gerçek dünyayla bağlantılı olup olmadığına dair belirgin bir odaklanmalarının olmadığını biliyorum. Ve bu konu Steinhardt’ın her zaman peşinden gittiği bir şeydi.
Enflasyon Kozmolojisi
Teorinin Gelişimi
1980’li yılların başlarında, Steinhardt enflasyon kozmolojisinin temellerinin yaygınlaşmasına yardım etmek amacıyla hazırlanan çeşitli taslak metinlerde yazarlardan biri olmuştur.
1982 yılında, Steinhardt ve Andreas Albrecht ( ve aynı zamanda Moskova’da bağımsız bir şekilde çalışmalarını sürdüren Andrei Linde de ) evreni daha pürüzsüz ve yataylaştırılmış bir hale getirebilmek için gerekli olan hızlandırılmış genişlemeyi üretebilmek amacıyla ilk enflasyonist modelleri inşa etmişlerdir ve daha sonra “gracefully exit” (enflasyonist genişlemeden yavaşça genişlemeye devam eden, radyasyon ve maddeyle dolu olan ve günümüzde gözlemlenebilen evreni geliştiren düzenli dönüşüm) olarak nitelendirilen bir kavram ortaya çıkmıştır. Enflasyon, skaler bir alanda depolanan enerjiden (günümüzde ‘inflaton’ olarak bilinen) kaynaklanmaktadır ve bu enerji uzay boyunca yayılan, zamanla yüksek enerjiden düşük enerjiye değişebilen özelliklere sahiptir. Bu çalışma çok önemli bir yere sahiptir çünkü daha sonra yapılan enflasyonist modellerin prototipi olma özelliğini taşımaktadır.
Albrecht ve Steinhardt’ın yazmış olduğu metin 1982 yılında tanımlanan ve inflaton alanının yavaş döndürülmesini sağlayan (inflaton alanın gücünde oldukça aşamalı olarak gerçekleşen değişim) anahtar rolündeki yerçekimsel bir etki olan ve yoğunluk dalgalanmalarına olanak sağlayan Hubble sürtünmesi konseptini de tanıttığı için ayrıca dikkate değer bir yazıdır. Hubble sürtünmesi ve yavaş döndürülme daha sonradan ortaya çıkartılan enflasyonist modeller için oldukça önemli elementlerdir.
, Steinhardt ve , 1983 yılında, hesaplama yapabilmek için izafi olarak bilinen bir ölçme metodu kullanmışlardır ve bunun sonucunda yoğunluk dalgalanmalarının enflasyon sırasında oluşan kuantum dalgalanmalarından meydana geldiğini gösteren ilk hesaplamalarını yapmışlardır. Aynı zamanda, dalgalanmaların, uzunluk veya enerji skalalarının ortak bir değerle çarpıldığı zaman nesnelerin değişmeyen özelliklerinin belirtildiği bir spektrumunu üretebilmenin imkânsız bir şey olmadığını göstermişlerdir. Bu özelliklerin ise daha sonraları kozmik mikrodalga arka planının gözlemlenmesiyle evrenimizin özellikleri olduğu gösterilmiştir. Başka gruplar tarafından eş zamanlı olarak yürütülen çeşitli hesaplamalarda daha özensiz metodlar kullanılarak benzer sonuçlar elde edilmiştir.
O yılın sonlarına doğru, Steinhardt, sonunda enflasyonist modellerin jenerik bir özelliği olarak görülen ve eskiden de öyle sanıldığı gibi düz ve yatay konumda bulunan tek bir evren yerine çeşitli sonuçlarla çevrili evrene olanak sağlayan sonsuz enflasyonun ilk örneğini sunmuştur. Bu önemli bir araştırmadır çünkü Steinhardt sonunda 2002 yılının başlarında her sonuca izin verilseydi enflasyonun tahminlerde bulunamayacağı konusu tartışabilmişti. Sonuç olarak, sonsuz enflasyon, enflasyonist resmin olarak nitelendirilebilirdi.
1989 yılında ve Steinhardt bir takım oluşturdular ve yerçekiminin, yavaş döndürülmeden çok kabarcık nükleasyonu ve çarpışmalar boyunca meydana gelen problemini çözmek için yeni bir yöntem sunan skaler tensör (üçten fazla elemana dayanarak tanımlanabilen vektör niceliği) teorilerine dayanan uzatılmış enflasyonu tanıtmışlardır.
, Rick Davis, J. R. Bond, G. Efstathiou ve Steinhardt 1993 yılında, yerçekimi dalgalarının kozmik mikrodalga arka planı sıcaklığı ve E-mode, B-mode polarizasyonlarının güç spektrası üzerinde bırakmış oldukları bütün bir izlenimin ilk hesaplamalarını yapmışlardır.
Steinhardt’ın enflasyonist teori konusunda yapmış olduğu büyük katkılar 2002 yılında Dirac Ödülü’nü M.I.T.’den Alan Guth ve Stanford’dan Andrei Linde ile paylaşmış olması sayesinde tanınmıştır.
Eleştiri
Aynı tarihlerde Steinhardt akla gelebilen bütün kozmolojik sonuçları kapsayan uzay eklerinin sonsuz çeşitliliğini üreten çoklu evren hakkındaki oldukça içine işleyen endişesi hakkında konuşmaya başladığında Guth ve Linde’yle paylaştığı sıradan açıkça ayrılmıştı. Bu ekler arasında sonsuz sayıda bulunan ve düz olmayan, düzenli olmayan ve neredeyse hiç ölçüsünü değiştirmeyen düzensizlikler de bulunmaktadır. Steinhardt’ın bu endişeleri oldukça beklenmedikti çünkü kendisi enflasyonun geliştirilmesinde ve 1983 yılında sonsuz enflasyon örneğini tanıttığında çoklu evren kavramının fark edilmesinde oldukça önemli roller üstlenmişti.
Steinhardt’a göre çoklu evren sayesinde enflasyonist model oldukça geniş bir yapıya sahipti ve gözlemle ya da yapılacak olan gözlem kombinasyonlarıyla aksinin ispatlanması olanaksızdı. Ayrıca, 1981 yılında teorinin ilk defa tanıtılmasından beri yapılagelen gözlemlerin hiçbiri teoriyi gerçekten desteklediği gerekçesiyle yorumlanamaz çünkü başka herhangi bir sonuç da teoriye diğerlerinde olduğu gibi uygun olabilirdi. Bu elde edilen önemli bir sonuçtu çünkü yapılan bir deney sayesinde oluşturulan bir teorinin çürütülebilmesi her zaman bilimi bilimsel olmayan diğer olaylardan ayırt eden bir anahtar olarak değerlendirilmiştir.
2013 ve 2014 yıllarında yayımlanan ve geniş çaplı olarak oldukça tartışılan bir çift kağıt içerisinde, Anna Ijjas, Abraham Loeb ve Steinhardt tarafından Planck uydusundan 2013 yılında bildirilen çeşitli gözlemlerin enflasyonist modellerin en basit kitabını gözden düşürdüğü gösterilmiştir. Aynı zamanda yayımlanan bu yazılarda geri kalan modellerde daha fazla parametre kullanılması ve kullanılacak olan parametrelerin daha ince ayarlı olarak hazırlanmış olması gerektiği ve ayrıca basit modellerden çok benzeri olmayan başlangıç koşulları kullanılması gerektiği de gösterilmiştir. Enflasyon kozmolojisinde karşılaşılan bu kötü durum sık olarak “olasılıksızlık problemi” olarak anılmaktadır.bu sonuçlar Planck uydusu takımının 2015 yılında bildirdiği sonradan yapılan ölçümlerle yeniden doğrulanmış ve daha da güçlendirilerek tekrar sunulmuştur.
Evrenin cyclic/ ekpyrotic teorisi
Erken Gelişimi
Steinhardt ve kozmolojinin öncülük eden geliştiricisi olmuştur.
Steinhardt, Justin Khoury, Burt A. Ovrut ve Neil Toruk ile birlikte çalışarak big bang yerine büyük bir zıplama hayal edilen ekpyrotic teoriyi tanıtmışlardır. Bu modele göre evreni genişleten akımın 13.7 milyar yıl önce meydana gelmiş olan bir zıplamadan ortaya çıktığı ve bunun da daha önceki (büzüşen) evreninin bir sonucu olduğu belirlenmiştir. Evreni düzleştirme ve yatay konuma getirme ve ayrıca yoğunluk değişimlerinin üretilmesi zıplamadan önce gerçekleşen yavaşça büzüşme, daralma fazında meydana gelmiş ve zıplamadan sonra da aynı şekilde kalmaya devam etmiştir. Orijinal örnekte de olduğu gibi bir çarpışmaya ve yay teorisindeki ekstra bir boyut boyunca ’lerin (yay teorisinde bulunan temel objelerden biri olan zar kelimesinden türetilmiştir) (uzaysal boyutlarda uzayabilen hipotetik bir nesne) geri tepmesine karşılık gelen bir zıplama vardır. Ancak daha yeni oluşturulan örneklerde ekstra boyutlar veya yay teorisi gerekli değildir. Bunların yerine uzay zamanında gelişim gösteren potansiyel enerjili , enflasyonist modellere benzer olanlar kullanılabilir.
Steinhardt ve Turok ekpyrotic düşünceyi daha cesurca tasarlanmış bir teklif olan evrenin cyclic (devirsel) teorisiyle birleştirmişlerdir. Bu modele göre, meydana gelen zıplama bir evrim döngüsünün sonunu belirtmektedir, dönüşüm ise genişlemenin sonraki periyodu ile daralmanın önceden gelen periyodu arasında oluşur. Her trilyon yıl ya da benzeri süreç sonucunda bu döngü düzenli aralıklarla kendini tekrar etmektedir. Bu model tarafından ortaya çıkarılan karanlık enerji gerçekleşen bu döngüleri stabilize etmek için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Steinhardt ve Turok ayrıca yaşanan bu döngü süreçlerinin kendisini sadece süresiz olarak tekrarlamadığını aynı zamanda sonsuz şekilde geçmiş ve gelecekte de tekrarladığını kanıtlamışlardır.
Dikkate Değer Özellikler
Daha önceki zamanlarda ortaya çıkartılan cyclic kozmolojik modellerin sahip olduğu en büyük problerden biri olan entropi problemi yeni oluşturulan cyclic modelde bulunmuyordu. Termodinamiğin ikinci kanununa göre, entropi her zaman yükselmektedir. Bir döngüde üretilen entropi daha önceki oluşan döngülerde meydana çıkan entropiye eklenir. Eğer evren küçülüyorsa (daralıyorsa) ve daha önceki döngülerde ortaya çıkan entropi diğer oluşacak olan döngünün başlarında gözlemlenebilir evrenin içinde uzanıyorsa, döngülerden sonra birbirine eklenen entropi meydana gelecek olan yeni döngünün bir öncekinden daha uzun olmasına sebep olmaktadır ya da zamanda geriye doğru bakılırsa, önce meydana gelen döngülerin çok daha kısa oldukları ve hatta sonunda sıfır zamana kadar düştükleri söylenmektedir. Elde edilen bu sonuç zamanın mutlaka bir başlangıcı olmalı sorusunu tekrar gündeme getirmiştir. Yeni oluşturulan cyclic modelde bir zıplamadan sonra meydana gelen gözlemlenebilen evrenin, bir önceki döngüde bulunan gözlemlenebilen evrenin oluşturduğu uzayın sadece küçük bir kesitinde meydana geldiği ve sadece ihmal edilebilecek ölçüde toplam bir entropi içerdiği belirtilmektedir. Döngüler boyunca oluşumuna sebep olunan entropinin neredeyse görülenin ötesinde olduğu ve bir sonraki döngüyü etkileyemeyeceği söylenmiştir.
Cyclic modeller enflasyonist modellere göre iki büyük avantaja sahiptir. İlk olarak, cyclic modeller çoklu evren meydana getirmezler çünkü düzleştirme ve yatık konuma getirme evreleri enflasyon döneminden çok daralma dönemlerinde ortaya çıkmaktadır. Bunun anlamı ise, enflasyonun tersine, cyclic modeller kesin sonucu olan tahminlerde bulunmaktadır ve bunların aslı olmadığı ispatlanabilir. İkinci olarak, cyclic modeller neden karanlık enerji olması gerektiğini açıklayabilir. Karanlık enerjinin neden olduğu hızlanan genişleme düzleştirme sürecini başlatır ve karanlık enerjinin bozulmaya başlayan kısmı da küçültmeyi başlatır.
Tahminler
Cyclic/ ekpyrotic modeller çoklu evren üretmedikleri için yanlışlığı ispatlandığı takdirde teoriyi çürütecek olan kesin sonuçlu tahminler yapabilirler. Enflasyonun aksine, yapılan tahminlerden biri tespit edilebilen yerçekimi dalgalarının düzleştirme ve yatık konuma getirme süreçlerinde ortaya çıktığıdır. Yapılan ikinci bir tahmin ise şu anki hızlandıran genişlemenin nihayetinde durması gerektiği ve vakumun bir sonraki döngüyü başlatabilmek için bozulması gerektiğidir. (yapılan diğer tahminler küçülmeye sebep olan özel alanlara bağlıdır.)
Cyclic model doğal olarak, kozmolojik sabitin neden üssel olarak küçük ve pozitif olduğunu teorilerinden beklenen oldukça büyük değere kıyasla açıklayabilir. Kozmolojik sabit büyük bir değerle başlamış olabilir ancak beklendiği gibi sonradan oluşan birçok döngü içinde yavaşça bozularak bugün gözlemlenen küçük değerini almıştır.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) bulunan Higgs alanlarının keşfedilmesi cyclic modele eklenen katkılar sağlamıştır. LHC’den elde edilen kanıtlar Steinhardt, Turok ve Itzhak Bars’ın yapmış oldukları bazı hesaplamalara dayanarak mevcut vakumun gelecekte bozulabileceğini savunmuştur. Cyclic model’e göre mevcut vakum bozulması şimdiki genişleme fazını sonlandırabilmek, zıplamayı küçültmek ve yeni genişleme alanı için gereklidir. Ve Higgs bu bozulma için mümkün olan ve test edilebilen bir mekanik sağlamıştır. Higgs alanı genişleme ve daralma döngülerini sürdürebilmek için uygulanan bir adaydır.
Karanlık enerji ve Karanlık madde
Steinhardt evrenin karanlık taraflarının araştırılmasında oldukça önemli katkılarda bulunmuştur. Bu karanlık taraf kavramının içinde ise, karanlık enerji, kozmolojik sabit problemi ve karanlık madde bulunmaktadır.
1995 yılında, Steinhardt ve Jeremiah Ostriker, toplam enerji yoğunluğunun yüzde 65’inden daha çok oranda bulunan, evrenin genişlemesini hızlandırmaya sebep olan yeterli miktarda sıfır değerinde olmayan karanlık enerji bileşeninin olması gerektiğini göstermek için kozmolojik gözlemlerin uyumunu kullanmışlardır. Bu yaklaşım, 1998 yılında yapılan süpernova (patlama sonucu aniden oldukça parlak bir yapıya sahip yıldıza dönüşen, bir novadan daha parlak olan madde) gözlemlerinde üç yıl sonra doğrulanmıştır.
Steinhardt iş arkadaşları ile birlikte çalışarak daha sonraları tanıtılan ve karanlık enerjinin zamanla değişen formunu açıklayan bir konsept olan quintessence’ı (en mükemmel örnek) ortaya çıkartmıştır. Bu sonuç Steinhardt’ın takımı tarafından tanımına göre sabit ve statik olan kozmolojik sabite alternatif olarak belirlenmiştir. dinamik (hareketli) bir kavramdır ve sahip olduğu enerji yoğunluğu ile basıncı zamanla gelişebilir.
Quintessence kavramının tanımlanması karanlık enerjinin durum denklemini (basıncın enerji yoğunluğuna bölünmesinde elde edilen oran, genellikle “w” harfi ile sembolize edilmektedir) hesaplamanın bilinen evrenin hızlanmasındaki nedene karar verebilmekteki önemini vurgulamıştır.
Steinhardt ayrıca quintessence kullanarak kozmolojik sabit problemini çözmek için çeşitli yaklaşımlar teklif etmiştir ve bunların arasında izci ve k-essence (özüt) bulunmaktadır. Karanlık enerjinin bu formları yapılan astronomik gözlemlerle uyum içinde bulunan evrenin genişlemesini idare edemeyen ve evren tarihinin sonlarına kadar kozmik hızlanmayı başlatan özelliklere sahiptir.
Steinhardt ve Turok’a göre kozmolojik sabit problemi cyclic modelde doğal olarak kararlaştırılabilir.
2000 yılında ve Steinhardt standart soğuk karanlık modellerdeki değişen anormallikleri açıklayabilmek için kendi kendini güçlü bir şekilde etkileyen karanlık madde (SIDM) konseptini ilk defa tanıtmışlardır.
Karanlık madde üzerine yapılan önceki modellerde karanlık maddenin etki eden diğer kuvvetlerin hareketlerini etkileyemeyecek kadar zayıf olmasından dolayı sadece yerçekimi etkisiyle kümelenmiş olarak bulunan ve zayıf etkileşime sahip büyük parçacıklardan (genellikle WIMP olarak yazılır) oluştuğu varsayılmıştır. resmi diğer kuvvetlerin parçacıkların birbirlerinin alanlardaki hedeflerini değiştirebilecek kadar kuvvetli olduklarını ve bu alanlarda aksi takdirde, galaksilerin merkezine doğru yığılma (kozmologların verdiği isimle “” (birleşme noktası) gerçekleştirdiklerini öne sürmüştür. Ayrıca, saçılmanın daha büyük galaksiler etrafındaki yörüngelerde bulunan cüce galaksilerin kütlesinde azalmaya neden olduğu ve bunun sebebinin de daha büyük olan galaksilerin çevresindeki karanlık madde parçacıklarının da saçılması olduğu ve bu sebeple cüce galaksilerin etrafını çevreleyen karanlık maddenin de çıkarılacağı belirtilmiştir. Bu düşünce oldukça ilginçtir çünkü galaksi çekirdeklerinin birleşme noktası olmadığı astronomik kanıtlarla desteklenmiştir ve WIMP’e dayanarak yapılan simülasyonlarla tahmin edilen büyük ölçülere sahip galaksilerin çoğu gözlemlenememiştir. Eğer SIDM resmi doğruysa, WIMP karanlık madde için yapılan araştırmalarda hiçbir şey bulunamaz ve karanlık maddenin kimliğine net bir şekilde karar verebilmek için yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulur.
Steinhardt, Spergel ve Jason Pollack’ın öne sürdüğü gibi karanlık maddeye ait küçük bir kesit oldukça güçlü bir şekilde kendi kendine etkileşim özelliğine sahiptir ve bu durum parçacıkların hızlı bir şekilde bütünleşmesine ve ayrıca erken oluşan dev kara delikler için kendini oluşturan parçalara ayrılmasına neden olur.
Belli bir şekle sahip olmayan katılar
Steinhardt’ın yoğunlaştırılmış madde üzerinde yaptığı çalışmalar periyodik olmayan katıları merkez almıştır. Bu katılara örnek olarak, camlar, belli bir şekil sahibi olmayan yarı iletkenler, metaller ve quasicrystal’lar verilebilir.
Steinhardt 1973 yılında, o zamanlarda Caltech de hala lisans eğitimi alırken, (CRN) ile işletilen camdan ve şekilsiz silikondan yapılmış ilk bilgisayarı inşa etmiştir. Üretilen CRN’ler günümüzde kullanılan şekilsiz silikon ve diğer yarı iletken modellerinin öncülüğünü yapmıştır. Steinhardt, Richard Alben ve D. Weaire ile birlikte çalışarak yapısal ve elektronik özellikleri anlayabilmek için bilgisayar modelini kullanmıştır.
Steinhardt, ve Marco Ronchetti ile birlikte çalışarak “” (yönlendirici düzen parametreleri) olarak bilinen 1981 yılında sıvı ve katılarda bulunan atomlar arası bağların sıralanma derecesini ölçmek için çeşitli matematiksel anlatımlar formülize etmişlerdir. Ve bunların tek atomlu aşırı soğutulmuş sıvıların bilgisayar simülasyonlarına uygulanmasından sonra, atomların sıvılar soğudukça bilinen değerde icosahedral (futbol topuna benzer şekilde) bağ yönlendirici düzen gösterdikleri anlaşılmıştır. Düzen parametreleri, kimyanın değişik alanlarında ve materyal bilimlerinde kullanılmaya devam edilmiştir. İcosahedral yönlendirici düzenin keşfedilmesi quintessence’in keşfedilmesinde uyarıcı bir rol üstlenmiştir.
Quasicrystal’lar
1983’teki teorik gelişimi
Steinhardt ve şekilsiz katılar üzerine yapılan çalışmalardan (yukarıda bulunan kısımda açıklandığı gibi) motive olarak 1983 yılında bir patent hakkı bildiriminde quasicrystal’ların teorik açıdan değerlendirilen konseptini ilk defa açıklamışlardır. Bundan bir yıl önceye kadar bu konu hakkında hiçbir deneysel kanıt duyurulmamıştı. Tamamlanmış teorilerini 1984 yılında yayımladılar, birkaç hafta sonrasında ise Dan Shechtman ve iş arkadaşları tarafından büyük merak uyandıran yeni bir alaşımın varlığı bildirildi.
Ortaya çıkardıkları bu teori, döşemelerine benzer özellikleri olan ve daha önceki zamanlarda katılar için sahip olmaları imkânsız olarak görülen rotasyonel (dönel) simetrilere sahip olan yeni bir katı fazının varlığını öne sürüyordu. Bulunan bu yeni faza “Quasicrystals: A New Class of Ordered Structures” (quasicrystal’ler: düzenli yapılara sahip yeni bir sınıf) başlığıyla yayımlanan bir metinden sonra yeni bir sözcük olan “quasicrystal” adı verildi. Quasicrystal kelimesi anlam olarak belirtilen atomik yapının bilinen diğer kristallerin periyodik düzen özelliklerinden farklı olarak quasiperiodic (birbirinden farklı iki periyot) atomik düzende olduğunu göstermek için referans olarak kullanılmıştı.
Yayımlanan bu metin, quasiperiodic yapıların bundan yaklaşık bir yüzyıl öncesinde bulunmuş olan bilinen periyodik kristallerin kesin olan matematiksel simetri sınırlamalarını ihlal ettiğini göstermiştir. Bu teorileri ile daha önceleri katılar için sahip olmalarının imkânsız olarak görüldüğü bütün simetri çeşitlerinin, bunların arasında beş katlı simetri eksenlerine sahip katılar ve ayrıca üç boyutlu icosahedral simetri (bir futbol topunun şekline benzer şekilde-katıların sahip olmasının imkânsız olarak düşünüldüğü en klasik örneklerden biri ve katı hal fiziği üzerine yazılmış modern kitaplarda tanımlanmıştır) de bulunmaktadır, quasicrystaller için gerçekten de mümkün olduğunu kanıtladılar.
Deneysel farkındalık süreci
Steinhardt ve Dov Levine’in birlikte gerçekleştirdiği çalışmalardan tamamen bağımsız olarak Dan Shechtman, Ilan Blech, Denis Gratias ve John Cahn’dan oluşan bir çalışma takımı alüminyum ve manganez elementlerinden oluşan alışılmadık bir alaşımın deneysel olarak keşfedildiğini duyurdu. Bulunan bu alaşımın kırılma paterni (modeli) icosahedral simetriyle uyum gösteren keskin lekeler (mükemmel olmayan bir şekilde nokta gibi davranan) içeriyordu ve daha önceye ait tarihlerden beri bilinen hiçbir kristal yapısıyla örtüşmüyordu. Takım, Ulusal Standartlar Bürosu’nda (NBS) sentezlediği bir alaşımın, 1982 yılında Shechtman’ın mikroskop altında izlenimini edindiği ancak sonuçlarının 1984 yılının Kasım ayında ilk olarak duyurulduğu, verilerini bildirdiler.
1984 yılının Aralık ayında Steinhardt ve Levine teorilerini yayınladılar ve quasicrystal’lar hakkında yaptıkları teorileri için NBS’te meydana getirilen alaşımın kanıt olarak kullanılabileceği fikrini ortaya attılar. Bu ikili, kusurlu olarak gerçekleştirilen deneysel model ile geçen sene bir icosahedral quasicrystal için hesapladıkları (ve patentini almaya çalıştıkları) ideal model arasında inanılmaz derecede yakın bir benzerlik olduğunu ispat ettiler.
Deneysel farkındalık
Daha sonraları geliştirilen iki durum olan deneylerin kombinasyonu ve teorik olarak yapılan açıklama, kökeninde 1983 yılı içinde Steinhardt ve Levine tarafından teorilize edilmiş olan quasicrystal’ların fiziksel olarak mantıklı ve fark edilebilir olduklarını kanıtlamıştır.
1987 yılında ve bir araya getirdiği grubu Japonya’da bulunan lablarında ilk stabil halde bulunan icosahedral quasicrystal’ı sentezlemişlerdir ve bu quasicrystal’ın NBS’te elde edilen alaşımla karşılaştırıldığında 1983 yılında ortaya çıkartılan quaicrystal teorisi ile çok daha uyumlu olarak eşleşen keskin kırılma lekelerinin olduğunu göstermişlerdir. Oysaki NBS’te elde edilen alaşımın sahip olduğu düşünülen kusurlu kırılma modeli yapılabilecek çeşitli alternatif açıklamalara olanak sağlıyordu (en çok dikkate alınanı ise Linus Pauling tarafından öne sürülen olmuştur). Tsai labından elde edilen sonuçlar tartışmasız bir şekilde quasicrystal öngörüleri ile oldukça tutarlı iken aynı zamanda alternatif olarak geliştirilen diğer düşünceler ile fazlaca farklılık içeriyordu.
Takip eden bir sonraki yılda Steinhardt, George Onoda, David DiVincenzo ve Joshua Socolar ile birlikte Penrose döşemelerinin yalnızca yanındaki döşemeler hakkında, bir sonra eklenecek olan döşemenin hangisi olacağına karar vermek için, yerel bilgi kullanan iki boyutlu ve kusursuz bir döşeme meydana getirmek adına teker teker rastgele olacak şekilde toplandığını göstermiştir. Bu çalışma, mükemmel quasicrystal’lerin oluşturulması için daha önceki zamanlarda düşünüldüğü gibi teorik engellemelerin olmadığını kanıtlamıştır.
Bu alana yapılan diğer katkılar
Çalışma arkadaşları ile birlikte Steinhardt, quasicrystal’ların sahip oldukları eşi benzeri olmayan ve şu an kullanılan uygulamalarının altyapısında yatan matematiksel ve fiziksel özelliklerinin anlaşılabilmesi için de oldukça önemli katkılarda bulunmuştur, bu özellikler arasında quasicrystal’ların neden ve nasıl oluştuğuna dair yapılan teoriler ve ayrıca sahip oldukları elastik ve hidrodinamik özellikler bulunmaktadır.
ve Steinhardt, İran İsfahan’da bulunan ve bağ (düğüm) döşemelerinden inşa edilen Darb-e İmam Türbesi’ndeki (M.S. 1453 tarihinde yapılan) quasicrystalline’den oluşan İslamik döşemeleri keşfetmişlerdir. 2007 yılında önceki dönemlerde yaşamış sanatçıların inanılmaz derecede karmaşık periyodik düğüm modellerini yüzyıllar boyunca kullanmasına olanak sağlayan kavramsal anlamda büyük bir buluşun ve batıda keşfedilmesinden yaklaşık beş yüzyıl önce bu mükemmel quasicrystalline Penrose modellerinin en son noktaya erişiminin sağlandığının farkına varmışlardır.
Paul Steinhardt Massachusetts Teknoloji Enstitüsü kampüsüne yaptığı ziyareti sırasında Area 4 isimli bir kafede MIT’nin cebir uzmanı olan ile tanışmıştır. Bu iki insan, Steinhardt’ın Chukotka Otonom Okrug’da yapmış olduğu doğal oluşumlu quasicrystal’ler üzerindeki araştırmaları hakkında bilimsel bir tartışmaya başlamışlardır. Daha sonraları Avila büyük bir ilgiyle yaptıkları buluşmayı hatırlatarak, “Paul Steinhardt gerçekten de çok havalı biri” demiştir.
Doğal quasicrystal’lar, meteor bilimi ve yer bilimi ( jeoloji )
1998 yılında Steinhardt, quasicrystal’ların sabitliğini ve daha önceden var olduğu fark edilmeyen yeni mineral formlarının mümkün olduğunu gösterebilmek için doğal quasicrystal’lar üzerine uluslararası bir araştırma başlatmıştır.
Yanlış sonuç alınan ve başarısızlığa uğrayan araştırmalarla geçen on yıllık bir sürenin ardından grup İtalyan bilim insanı ve sonraki zamanlarda Universite’di Firenze’de bulunan bir mineral koleksiyonunda kuratör (sanat galerisi/ müze/ kütüphane müdürü) olan Luca Bindi’yle çalışmalar yapmaya başladı. 2009 yılında doğal quasicrystal’a ait olarak keşfedilen ilk örnek bir müzenin bodrum katında bulundu. Bu keşfedilen küçük miktardaki örnek, birkaç milimetre genişliğinde, “khatyrkite” olarak işaretlenmiş olan bir kutu ile paketlenerek gönderilmiştir. Bu örneğin içinde bakır ve alüminyumdan oluşan sıradan bir kristal bileşiminin olduğu düşünülüyordu. Ancak az miktarda elde edilen bu örnek diğer mineralleri de içeriyordu ve bunların arasında Steinhardt ve iş arkadaşlarının doğal quasicrystal olarak nitelendirdiği tanecikler de bulunmaktadır.
Uluslararası Mineroloji Birliği quaiscrystal’ları ismi icosahedrite olarak belirlenmiş yeni bir mineral alanı olarak kabul etmişlerdir. Bu materyal, An-Pang Tsai ve grubu tarafından 1987 yılında kendi laboratuvarlarında sentezledikleri ilk termodinamik açıdan sabit olan quasicrystal ile tam anlamıyla birebir olan atomik bileşimi (kompozisyonu) (Al63Cu24Fe13) içeriyordu.
Müzede var olduğu bulunan örnekten iki yıl sonra Steinhardt uzmanlardan oluşan bir ekip kurarak bu ekibin araştırmaların kaynağına bir bilimsel gezi düzenlemesini organize etmiştir ve gezinin düzenlendiği bu kaynak Rusya’nın uzak doğusunda bulunan Kamchatka Yarımadası’nın kuzey kesimindeki yarı bölgesinde yer alan Chukotka Otonom Okrug’undaki Listventovyi akarsuyudur. Kurulan bu takımda Bindi ve 1979 yılında Listventovyi akarsuyunda çalışmalarını sürdürürken khaytrkite kristalinin ilk orijinal örneğini bulmayı başaran Rus maden jeoloğu (yer bilimci) olan Kryachko da bulunmaktadır. Kryachko’nun elde ettiği örnekler daha sonraları Floransa’daki bir müzeye gönderilmiştir ve burada Steinhardt’ın doğal quasicrystal’lar üzerinde yaptığı çalışmalar için kullanılmak üzere Bindi tarafından seçilmişlerdir. Floransa ve Princeton’da yapılan çalışmalar sonucunda bu örneklerin icosahedrite (önceden bulunan ve khatyrkite adı verilen kristallere ek olarak) tanecikleri içerdiğinin farkına varılmıştır. Koryak dağlarında bulunan Listvenitovyi akarsuyunun sahilleri üzerinden yaklaşık bir buçuk tonluk bir toprak kazma ve kaydırma işlemi yapıldıktan sonra, çalışma takımı evlerine yaklaşık olarak birkaç kilogram ağırlığında olan ayrılmış toprak örnekleri ile birlikte döndüler. Sonunda, kaydırılarak elde edilen materyalin her bir taneciğinin tek tek dikkatlice incelenmesinden sonra bazılarının icosahedrite içerdikleri gözlenmiştir. Steinhardt’ın takımı bu tanecikleri kullanarak elde ettikleri ve incelenmesini tamamladıkları bu örneklerin, 4.5 milyar yıl önce (gezegenlerin oluşumundan önce) oluşmuş ve Dünya yüzeyine yaklaşık 15,000 yıl önce düşerek yerleştiği düşünülen bir meteordan geldikleri kanıtlanmıştır.
Bu keşif hem muazzam büyüklükte bir kişisel başarı olarak hem de bilimsel alanda gerçekleştirilmiş oldukça büyük bir başarı olarak kabul edilmiştir. Quasicrystal olarak adlandırılan yeni bir madde formunun teorik konseptinin ilk olarak keşfedilmesinden yaklaşık otuz yıl sonra, Steinhardt doğal süreçler sonucunda oluşmuş olan ilk quasicrystal’ı keşfetmiştir. Ve bu başarıyı dünyanın merkez sayılabilecek bölgelerinden oldukça uzak bir mekanda çalışmalar yaparak elde etmiştir.
Steinhardt’ın Princeton’da bulunan laboratuvarında daha değişik birkaç mineral içeren örneklerin de eklenmesiyle birlikte daha fazla icosahedrite örnekleri elde edilmeye devam edilmiştir. 2014 yılında bu minerallerden biri alüminyumun, nikelin ve demirin kristalize olmuş fazı ( Al38Ni33Fe30 ) elde edilerek keşfedilmiştir. Bulunan bu yeni mineral daha sonraki zamanlarda Uluslararası Mineroloji Birliği tarafından yeni bulunan bir mineral türü olarak kabul görmüş ve “steinhardtite” adını almıştır. 2015 yılında, daha önce bulunandan farklı bir meteorun taneciklerinde başka tür doğal oluşumlu quasicrystal’lara rastlanmıştır. Bulunan bu ikinci yeni doğal oluşumlu quasicrystal ise alüminyum, nikel ve demirin farklı bir karışımı olduğu (Al71Ni24Fe5) ve decagonal (on köşeli, on katlı simetriye sahip atomik katmanların düzenli bir şekilde üst üste yığılmasıyla oluşan) bir simetriye sahip olduğu belirlenmiştir. Bu yeni bulunan türe ise “decagonite” adı verilmiştir.
Fotonikler
Steinhardt’ın quasicrystal’lar ve kristalize olmayan katılar üzerinde yapmışolduğu çalışmalar, değişen fotonik ve fononik özelliklere sahip tasarımcı materyaller üzerinde çalışmaya kadar genişletilmiştir.
Araştırmacılardan oluşan ve Steinhardt, Paul Chaikin, Weining Man ve Mischa Megens’ı da içeren bir takım 2005 yılında icosahedral simetriye sahip fotonik özelliklere sahip quasicrystal’ları tasarlamış ve test etmişlerdir. Ayrıca kurulan bu takım, fotonik bağ boşluklarının (PBG’lerin) varlığını ilk defa göstermişlerdir. Bu materyaller ışığı belli değerdeki frekanslar ya da renkler için engellemektedir ve bu değerlere sahip olmayan frekanslara sahip olanların geçmesine izin vermektedir. Bu durum yarı iletken maddelerin belli değerde enerjiye sahip elektronları engellemesine benzetilebilir.
2009 yılında, Salvatore Torquato ve Marian Florescu ile birlikte çalışarak Steinhardt aşırı düzenli karışık katıların (HUDS) dahil olduğu yeni bir fotonik materyal sınıfı keşfetmiştir ve bu aşırı düzenli karışık özellik içeren katıların dielektrik (yalıtkan madde) elementlerle birleşmesinin mükemmel küresel simetriye sahip boşluklar oluşturduğunu göstermiştir. Bu ışık için izotropik (eş yönlü) olan yarı iletkenler gibi davranan materyaller görsel haberleşme, fotonik bilgisayarlar, enerji depolama, doğrusal olmayan optik ve geliştirilmiş ışık kaynaklarında kullanılan ışığın geniş ölçüye sahip uygulamalarında ışığı büyük ölçüde kontrol ve idare etmek için kullanılabilir.
Steinhardt ve Princeton’daki iş arkadaşları tarafından yapılan büyük meta-materyal (kimyasal bileşiminden çok yapısından kaynaklanan elektromanyetik özelliklere sahip herhangi bir materyal) buluşlarının değerli görülen reklam uygulamaları keşfedilmiştir. 2012 yılında bilim insanları, kendi keşiflerini geniş alanlarda kullanımı yaygın hale getirilen yüksek performans üreten ürünlerde kullanan Etaphase adlı bir şirketi harekete geçirmeye yardım etmişlerdir. Bu bilim insanlarının gerçekleştirdiği buluşlar, bütünleştirilen devrelerde, yapısal materyallerde, fotoniklerde, haberleşmede, yongadan yongaya gerçekleştirilen haberleşmelerde, yonga içinde haberleşmede, sensörlerde, veri kullanılan haberleşmelerde, ağ iletişiminde ve solar uygulamalarda kullanılmaktadır.
Onurları ve Ödülleri
- 1986 yılında, Steinhardt, Amerikan Fizik Topluluğu tarafından kozmoloji ve quasicrystal’ların anlaşılması üzerine yaptığı büyük katkılarla tanınması sayesinde üye olarak seçilmiştir.
- 1998 yılında, orijinal araştırmalarında gerçekleştirmiş olduğu farkındalık yaratan ve devam ettirici başarılarından dolayı Birleşmiş Milletler Ulusal Bilim Akademisi’ne seçilmiştir.
- 2002 yılında, Steinhardt evrenin enflasyonist modelinin ortaya çıkarılmasında görev alan ilk mimarlardan biri olmuştur ve bu oldukça önemli rolü için çok saygın bir ödül olarak görülen ve Uluslararası Teorik Fizik Merkezi tarafından verilen P.A.M. Dirac Madalyasını MIT’den Alan Guth ve Stanford’dan ile paylaşarak onurlandırılmıştır.
- 2010 yılında, Steinhardt quasicrystal teorisine yaptığı öncülük edici katkılarından, bunların arasında quasicrystal’ların kırma modeli üzerine yaptığı tahminlerde bulunmaktadır, dolayı Amerikan Fizik Topluluğu’nun verdiği Oliver E. Buckley Yoğunlaştırılmış Madde Ödülünü almaya hak kazanmıştır.
- 2012 yılında, quasicrystal’lar üzerinde yapmış olduğu ve içerisinde Rusya’nın uzak doğu kesiminde bulunan Chukotka’da yapılan başarılı sonuçlandırılmış bilimsel geziler sırasında icosahedrite adı verilen ilk doğal quasicrystal’ların yeniden keşfedilmesinin de bulunduğu çalışmalar sayesinde John Scott Ödülünü kazanmıştır.
- 2012 yılında, Steinhardt Teorik Fizikteki Simons akademik üyesi olarak ve Harvard’daki ileri çalışmalar için Radcliffe Enstitüsü’nde Radcliffe akademik üyesi olarak isimlendirilmiştir.
- 2014 yılında, Caltech’in mezun olan eski öğrencilerine verdiği en büyük onur nişanı olan Caltech Distinguished Alumni Award’ı ( Caltech Seçkin Mezun Ödülü ) kazanmıştır.
- 2014 yılında, Steinhardt’ın onuruna ismi “steinhardtite” olarak belirlenen ve Khatyrka meteorunda bulunan yeni bir mineral formu Uluslararası Mineraloji Birliği tarafından doğal minerallerin resmi kataloğuna konulmuştur.
Kaynakça
Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. () |
- ^ Princeton University (Aralık 2015). "Paul J. Steinhardt Bioghraphy". 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ ; ; ; (2003). "Precision Cosmology? Not Just Yet". Science. 299 (5612). ss. 1532-1533. arXiv:astro-ph/0303180 $2. doi:10.1126/science.1082158. (PMID) 12624255.
- ^ |url= http://www.perimeterinstitute.ca/videos/psi-ceremony-2015 5 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Albrecht, A.; Steinhardt, P. J. (1982). "Cosmology For Grand Unified Theories With Radiatively Induced Symmetry Breaking". Phys. Rev. Lett. 48 (17). ss. 1220-1223. Bibcode:1982PhRvL..48.1220A. doi:10.1103/PhysRevLett.48.1220. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Bardeen, J. M.; Steinhardt, P. J.; Turner, M. S. (1983). "Spontaneous Creation Of Almost Scale-Free Density Perturbations In An Inflationary Universe". Phys. Rev. D. 28 (4). ss. 679-693. Bibcode:1983PhRvD..28..679B. doi:10.1103/PhysRevD.28.679.
- ^ ; Hawking, Stephen W.; Siklos, S.T.C., (Ed.) (1983). The Very early universe: proceedings of the Nuffield workshop, Cambridge, 21 June to 9 July, 1982. Cambridge University Press. ISBN .
- ^ La, D.; Steinhardt, P. J. (1989). "Extended Inflationary Cosmology". Phys. Rev. Lett. 62 (4). ss. 376-378. doi:10.1103/PhysRevLett.62.376.
- ^ Crittenden, R.; Bond, J.R.; Davis, R.L.; Efstathiou, G.E.; Steinhardt, P. J. (1989). "The Imprint of Gravitational Waves on the Cosmic Microwave Background". Phys. Rev. Lett. 71 (3). ss. 324-327. Bibcode:1993PhRvL..71..324C. doi:10.1103/PhysRevLett.71.324.
- ^ Crittenden; Davis, R.L.; Steinhardt, P. J. (1989). "Polarization of the Microwave Background due to Primordial Gravitational Waves" (PDF). Astrophysical Journal Letters. Cilt 417. s. L13. Bibcode:1993ApJ...417L..13C. doi:10.1086/187082.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 23 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Inflation Debate
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ "Feynman on Scientific Method". YouTube. 27 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Temmuz 2012.
- ^ Iijas, Anna; Loeb, Abraham; Steinhardt, Paul (2013). "Inflationary Paradigm in trouble after Planck 2013". Phys. Lett. B. 723 (4-5). ss. 261-266. doi:10.1016/j.physletb.2013.05.023. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Iijas, Anna; Steinhardt, Paul J.; Loeb, Abraham (2014). "Inflationary Schism after Planck 2013". Phys. Lett. B. Cilt 7. ss. 142-146. doi:10.1016/j.physletb.2014.07.012. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Steinhardt, P.J.; Turok, N.G. (2007). Endless Universe: beyond the Big Bang. Doubleday. ISBN .
- ^ Bars, I.; Steinhardt, P.J.; Turok, N (2013). "Cyclid cosmology, conformal symmetry and the metastability of the Higgs". Phys. Lett. B. 726 (1-3). ss. 50-55. doi:10.1016/j.physletb.2013.08.071.
- ^ Ostriker, J. P.; Steinhardt, P.J. (1995). "The observational case for a low-density Universe with a non-zero cosmological constant". Nature. Cilt 377. ss. 600-602. doi:10.1038/377600a0.
- ^ Riess, A.; al., et (1989). "Observational Evidence from Supernovae for an Accelerating Universe and a Cosmological Constant". The Astronomical Journal. 116 (3). ss. 1009-1038. Bibcode:1998AJ....116.1009R. doi:10.1086/300499. 23 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Perlmutter, S.; al., et (1999). "Measurements of Omega and Lamba from 42 High-Redshift Supernovae". The Astrophysical Journal. 517 (2). ss. 565-586. Bibcode:1999ApJ...517..565P. doi:10.1086/307221. 12 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Bahcall, N.A.; Ostriker, J.P.; Perlmutter, S.; Steinhardt, P.J. (1999). "The Cosmic Triangle: Revealing the State of the Universe". Science. Cilt 284. ss. 1481-1488. doi:10.1126/science.284.5419.1481. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Cosmo constant
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Steinhardt, P. J.; Alben, R.; Duffy, M. G.; Polk, D. E. (1973). "Relaxed Continuous Random Network Models". Phys. Rev. B. 8 (12). ss. 6021-6023. doi:10.1103/physrevb.8.6021.
- ^ Alben, R.; Weaire, D.; Steinhardt, P.J. (1973). "One Band Density of States for the Polk Model". Journal of Physics. 6 (20). ss. L384-L386. doi:10.1088/0022-3719/6/20/003.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Quasicrystals
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Onoda, G.; Steinhardt, P.J.; DiVincenzo, D.; Socolar, J. (1988). "Growing Perfect Quasicrystals". Phys. Rev. Lett. 60 (25). ss. 2653-2656. Bibcode:1988PhRvL..60.2653O. doi:10.1103/PhysRevLett.60.2653.
- ^ Lu, P.; Deffreyes, K.; Steinhardt, P.J.; Yao (2001). "Identifying and Indexing Icosahedral Quasicrystals from Powder Diffraction Patterns". Phys. Rev. Lett. 87 (27). s. 275507. doi:10.1103/PhysRevLett.87.275507. (PMID) 11800896.
- ^ Man, W.; Megens, M.; Steinhardt, P.J.; Chaikin, P. (2005). "Experimental Measurement of the Photonic Properties of Icosahedral Quasicrystals". Nature. Cilt 436. ss. 993-996. doi:10.1038/nature03977. 13 Nisan 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Paul Joseph Steinhardt 25 Aralik 1952 Amerikali teorik fizikci ve kozmolog ayni zamanda su anda Princeton Universitesi nde bilim alanindaki Albert Einstein profesorudur Paul SteinhardtDogumPaul Joseph Steinhardt 25 Aralik 1952 71 yasinda WashingtonVatandaslikAmeriKanEgitimCaltech B S Harvard University M A Oduller 1994 2002 2010 2012 Simons Fellow 2012 Radcliffe Fellow Harvard 2012 Caltech Distinguished Alumni Odulu 2014 Resmi sitewwwphy princeton edu steinh KariyeriDaliTeorik fizik KozmolojiCalistigi kurumlarPrinceton University Harvard University CaltechTezLattice theory of SU N flavor quantum electrodynamics in 1 1 dimensionsDoktora danismaniEtkilendikleriRichard P Feynman Barry Barish Frank Sciulli Richard Alben Yukarida belirtilenlere ek olarak Steinhardt Princeton da bulunan Teorik Bilim uzerine olusturulmus olan merkezin kurucularindan biri ve simdiki direktorudur Akademik CalismalarSteinhardt in yapmis oldugu arastirmalar parcacik fiziginde bulunan problemleri astrofizigi kozmolojiyi yogunlastirilmis madde fizigini yer bilimi jeoloji ve ayrica fotonikleri kapsamaktaydi Kozmoloji alaninda gerceklestirdigi katkilara ornek olarak Big Bang teorisinde oldukca onemli bir parca haline gelen Enflasyon kozmolojisinin mimarlarindan biri olarak gorulmesi verilebilir Ayni zamanda sonucunda coklu evreninin meydana ciktigi ve kendisinin onculugunu yaptigi enflasyon teorisinden suphe duymasina neden olacak olan sonsuz enflasyonun artis bilinen ilk ornegini sunmustur Daha sonralari ise Big Bang le rekabet edebilen ve onculuk eden alternatifleri yani evrenin ve devirsel teorilerini gelistiren insanlardan biri olmustur Steinhardt ayrica sicaklik degisimlerinden olusan spektrumda ve kozmik mikrodalga arka planinin B mode polarizasyonunda bulunan yercekimi dalgalarinin butun bir izlenimini hesaplamak icin yazilan ilk metnin ortak yazarlarindan biridir Bunun yani sira Steinhardt daha onceki donemlerde gerceklestirilen gozlemlere dayanarak evrende bulunan enerjinin cok buyuk bir kisminin karanlik enerji olmasi gerektigini gunumuzde evrenin hizlanan bir oranda genislemesine sebep olacak kadar buyuk bir kisminin gosteren ve ilk defa yazilan bir metinde de ortak yazarlardan biri olmustur Birkac yil sonra elde edilen sonuclar supernova gozlemleri sonucunda dogrulanmistir Calistigi cesitli is arkadaslari ile birlikte karanlik enerjinin en derininde bulunan ve evrenin hizli bir sekilde genislemesini ileri bir zamanda aciklayabilmek icin gelistirilen konsepti tanitmistir Son olarak da evrenin kayip olan kutlesini aciklayabilmek icin kendi kendine oldukca guclu bir sekilde etkilesen karanlik maddenin konseptinin anlatildigi bir yazida da yazarlardan biri olarak gorulmektedir ve daha onceki karanlik madde teorilerinin anormal taraflarini belirterek onlarin karanlik maddeyi aciklamakta yetersiz olduklarini gostermistir 2011 de Paul Steinhardt sagdan besinci Chukotka da yapilan bilimsel bir gezi sirasinda uluslararasi uzmanlardan olusan 13 kisilik bir gruba liderlik ederken Yogunlastirilmis madde fizigi ve ayrica jeofizikteki katkilarina ornek olarak Steinhardt ve ogrencilerinin larin kimyada molekullerin duzenli olarak toplanmasindan sonra belirli kosullarda kristal olusturmasi ancak sabit bir uzaysal periyodisiteye sahip olamamasi teorik konseptini icat etmis olmalari ve hatta quasicrystal kavramini ilk defa kullanarak sozluge girmesini saglamalari verilebilir Ogrencileri ile birlikte 1984 yilinda Dan Shechtman ve is arkadaslarinin 20 esit kenara sahip olma simetrisine sahip oldugunu ilan ettikleri kafa karistirici olarak gorulen aluminyum manganez alasimina ilk defa dogru bir sekilde kimlik kazandirmis ve laboratuvarda uretilen ilk quasicrystal ornegi oldugunu soylemislerdir Bu olayi takip eden on yillik bir sure icerisinde Steinhardt dogal jeofiziksel veya astrofiziksel olaylar sonucunda meydana gelen quasicrystal lari arastirmak icin dunya capinda bir calisma baslatmistir ve yapilan arastirmalar sonucunda Floransa da bulunan bir muzedeki koleksiyonda aradiklari dogal gelisen olaya aday olabilecek bir sey kesfetmislerdir Sonuc olarak bulunan bu ornek bilinen ilk dogal olusuma sahip quasicrystal olarak Uluslararasi Mineraloji Birligi tarafindan kabul edilmis ve bu ornege Steinhardt ve takiminin teklif ettigi isim olan icosahedrite yirmi yuzlu adi verilmistir Daha sonraki sene boyunca icosahedrite in kokeni hakkinda bir fikir edinebilmek icin Rusya nin Kamchatka yarimadasinda yer alan uzak bir daglik alanda bulunan birbirinden farkli ipuclari bir araya getirilmistir Iki yil sonra Steinhardt ilk defa cikacagi arazi seferlerini baslatti ve gittikleri alanda jeologlardan olusan bir takima onderlik etti Yapilan bu geziler sonucunda ve bulunan bu yeni madde formunun konseptinin kesfedilmesinden yaklasik otuz yil sonra Steinhardt dogal gelisen bir surec sonucunda olusan ilk quasicrystal i bulmayi basarmis ve daha sonralari Steinhardt in kurmus oldugu takim bulunan bu maddenin 4 5 milyar yil onceden kalma bit meteoritin goktasi parcasi oldugunu kanitlamistir Bunlarin yani sira on koseli olarak adlandirilan ikinci bir quasicrystal ile kristallesmis halde bulunan ve Steinhardt in onuruna adina steinhardtite denilen yeni bir mineral kesfetmislerdir Fotonik alaninda ise Steinhardt quasicrystal lari ve diger yeni cikan modelleri fotonik materyaller elde edebilmek icin kullanarak yeniliklere imza atmistir Kullanilan bu materyallerin arasinda esit sekilde dagilim gosteren asiri duzenli karisik katilar da bulunmaktadir Gunumuze daha yakin tarihlerde ise Steinhardt secilen dalga bandinda bulunan isiklari tuzaklamak ve idare etmek icin etkili bicimde kullanilacak olan bir fotonik quasicrystal in fotonik bir kristale benzer olan analog quasicrystal dizayn edilmesi ve imal edilmesine cesitli yardimlarda bulunmustur Steinhardt izotropik her tarafi ayni ozellikleri gosteren es yonlu olarak bulunan ve esit sekilde dagilim gosteren karisik katilar HUDS olarak bilinen fotonik materyallerin gelismesine onculuk eden bilim insanlarindan biri olmustur Steinhardt ve Princeton da birlikte calistigi is arkadaslari Etaphase A S isimli bir sirkete bulunan bu yeni materyaller icin reklam uygulamalari gelistirmek icin yardim etmislerdir nun 2015 yilinda gerceklestirdigi bir seremonide Neil Turok Steinhardt icin sunlari soylemistir Yasayan diger bilim insanlarinin ve diger teorik fizikcilerin hicbirinin bizim meydana cikardigimiz teorilerin ya da fikirlerin gercek dunyayla baglantili olup olmadigina dair belirgin bir odaklanmalarinin olmadigini biliyorum Ve bu konu Steinhardt in her zaman pesinden gittigi bir seydi Enflasyon KozmolojisiTeorinin Gelisimi 1980 li yillarin baslarinda Steinhardt enflasyon kozmolojisinin temellerinin yayginlasmasina yardim etmek amaciyla hazirlanan cesitli taslak metinlerde yazarlardan biri olmustur 1982 yilinda Steinhardt ve Andreas Albrecht ve ayni zamanda Moskova da bagimsiz bir sekilde calismalarini surduren Andrei Linde de evreni daha puruzsuz ve yataylastirilmis bir hale getirebilmek icin gerekli olan hizlandirilmis genislemeyi uretebilmek amaciyla ilk enflasyonist modelleri insa etmislerdir ve daha sonra gracefully exit enflasyonist genislemeden yavasca genislemeye devam eden radyasyon ve maddeyle dolu olan ve gunumuzde gozlemlenebilen evreni gelistiren duzenli donusum olarak nitelendirilen bir kavram ortaya cikmistir Enflasyon skaler bir alanda depolanan enerjiden gunumuzde inflaton olarak bilinen kaynaklanmaktadir ve bu enerji uzay boyunca yayilan zamanla yuksek enerjiden dusuk enerjiye degisebilen ozelliklere sahiptir Bu calisma cok onemli bir yere sahiptir cunku daha sonra yapilan enflasyonist modellerin prototipi olma ozelligini tasimaktadir Albrecht ve Steinhardt in yazmis oldugu metin 1982 yilinda tanimlanan ve inflaton alaninin yavas dondurulmesini saglayan inflaton alanin gucunde oldukca asamali olarak gerceklesen degisim anahtar rolundeki yercekimsel bir etki olan ve yogunluk dalgalanmalarina olanak saglayan Hubble surtunmesi konseptini de tanittigi icin ayrica dikkate deger bir yazidir Hubble surtunmesi ve yavas dondurulme daha sonradan ortaya cikartilan enflasyonist modeller icin oldukca onemli elementlerdir Steinhardt ve 1983 yilinda hesaplama yapabilmek icin izafi olarak bilinen bir olcme metodu kullanmislardir ve bunun sonucunda yogunluk dalgalanmalarinin enflasyon sirasinda olusan kuantum dalgalanmalarindan meydana geldigini gosteren ilk hesaplamalarini yapmislardir Ayni zamanda dalgalanmalarin uzunluk veya enerji skalalarinin ortak bir degerle carpildigi zaman nesnelerin degismeyen ozelliklerinin belirtildigi bir spektrumunu uretebilmenin imkansiz bir sey olmadigini gostermislerdir Bu ozelliklerin ise daha sonralari kozmik mikrodalga arka planinin gozlemlenmesiyle evrenimizin ozellikleri oldugu gosterilmistir Baska gruplar tarafindan es zamanli olarak yurutulen cesitli hesaplamalarda daha ozensiz metodlar kullanilarak benzer sonuclar elde edilmistir O yilin sonlarina dogru Steinhardt sonunda enflasyonist modellerin jenerik bir ozelligi olarak gorulen ve eskiden de oyle sanildigi gibi duz ve yatay konumda bulunan tek bir evren yerine cesitli sonuclarla cevrili evrene olanak saglayan sonsuz enflasyonun ilk ornegini sunmustur Bu onemli bir arastirmadir cunku Steinhardt sonunda 2002 yilinin baslarinda her sonuca izin verilseydi enflasyonun tahminlerde bulunamayacagi konusu tartisabilmisti Sonuc olarak sonsuz enflasyon enflasyonist resmin olarak nitelendirilebilirdi 1989 yilinda ve Steinhardt bir takim olusturdular ve yercekiminin yavas dondurulmeden cok kabarcik nukleasyonu ve carpismalar boyunca meydana gelen problemini cozmek icin yeni bir yontem sunan skaler tensor ucten fazla elemana dayanarak tanimlanabilen vektor niceligi teorilerine dayanan uzatilmis enflasyonu tanitmislardir Rick Davis J R Bond G Efstathiou ve Steinhardt 1993 yilinda yercekimi dalgalarinin kozmik mikrodalga arka plani sicakligi ve E mode B mode polarizasyonlarinin guc spektrasi uzerinde birakmis olduklari butun bir izlenimin ilk hesaplamalarini yapmislardir Steinhardt in enflasyonist teori konusunda yapmis oldugu buyuk katkilar 2002 yilinda Dirac Odulu nu M I T den Alan Guth ve Stanford dan Andrei Linde ile paylasmis olmasi sayesinde taninmistir Elestiri Ayni tarihlerde Steinhardt akla gelebilen butun kozmolojik sonuclari kapsayan uzay eklerinin sonsuz cesitliligini ureten coklu evren hakkindaki oldukca icine isleyen endisesi hakkinda konusmaya basladiginda Guth ve Linde yle paylastigi siradan acikca ayrilmisti Bu ekler arasinda sonsuz sayida bulunan ve duz olmayan duzenli olmayan ve neredeyse hic olcusunu degistirmeyen duzensizlikler de bulunmaktadir Steinhardt in bu endiseleri oldukca beklenmedikti cunku kendisi enflasyonun gelistirilmesinde ve 1983 yilinda sonsuz enflasyon ornegini tanittiginda coklu evren kavraminin fark edilmesinde oldukca onemli roller ustlenmisti Steinhardt a gore coklu evren sayesinde enflasyonist model oldukca genis bir yapiya sahipti ve gozlemle ya da yapilacak olan gozlem kombinasyonlariyla aksinin ispatlanmasi olanaksizdi Ayrica 1981 yilinda teorinin ilk defa tanitilmasindan beri yapilagelen gozlemlerin hicbiri teoriyi gercekten destekledigi gerekcesiyle yorumlanamaz cunku baska herhangi bir sonuc da teoriye digerlerinde oldugu gibi uygun olabilirdi Bu elde edilen onemli bir sonuctu cunku yapilan bir deney sayesinde olusturulan bir teorinin curutulebilmesi her zaman bilimi bilimsel olmayan diger olaylardan ayirt eden bir anahtar olarak degerlendirilmistir 2013 ve 2014 yillarinda yayimlanan ve genis capli olarak oldukca tartisilan bir cift kagit icerisinde Anna Ijjas Abraham Loeb ve Steinhardt tarafindan Planck uydusundan 2013 yilinda bildirilen cesitli gozlemlerin enflasyonist modellerin en basit kitabini gozden dusurdugu gosterilmistir Ayni zamanda yayimlanan bu yazilarda geri kalan modellerde daha fazla parametre kullanilmasi ve kullanilacak olan parametrelerin daha ince ayarli olarak hazirlanmis olmasi gerektigi ve ayrica basit modellerden cok benzeri olmayan baslangic kosullari kullanilmasi gerektigi de gosterilmistir Enflasyon kozmolojisinde karsilasilan bu kotu durum sik olarak olasiliksizlik problemi olarak anilmaktadir bu sonuclar Planck uydusu takiminin 2015 yilinda bildirdigi sonradan yapilan olcumlerle yeniden dogrulanmis ve daha da guclendirilerek tekrar sunulmustur Evrenin cyclic ekpyrotic teorisiErken Gelisimi Steinhardt ve kozmolojinin onculuk eden gelistiricisi olmustur Steinhardt Justin Khoury Burt A Ovrut ve Neil Toruk ile birlikte calisarak big bang yerine buyuk bir ziplama hayal edilen ekpyrotic teoriyi tanitmislardir Bu modele gore evreni genisleten akimin 13 7 milyar yil once meydana gelmis olan bir ziplamadan ortaya ciktigi ve bunun da daha onceki buzusen evreninin bir sonucu oldugu belirlenmistir Evreni duzlestirme ve yatay konuma getirme ve ayrica yogunluk degisimlerinin uretilmesi ziplamadan once gerceklesen yavasca buzusme daralma fazinda meydana gelmis ve ziplamadan sonra da ayni sekilde kalmaya devam etmistir Orijinal ornekte de oldugu gibi bir carpismaya ve yay teorisindeki ekstra bir boyut boyunca lerin yay teorisinde bulunan temel objelerden biri olan zar kelimesinden turetilmistir uzaysal boyutlarda uzayabilen hipotetik bir nesne geri tepmesine karsilik gelen bir ziplama vardir Ancak daha yeni olusturulan orneklerde ekstra boyutlar veya yay teorisi gerekli degildir Bunlarin yerine uzay zamaninda gelisim gosteren potansiyel enerjili enflasyonist modellere benzer olanlar kullanilabilir Steinhardt ve Turok ekpyrotic dusunceyi daha cesurca tasarlanmis bir teklif olan evrenin cyclic devirsel teorisiyle birlestirmislerdir Bu modele gore meydana gelen ziplama bir evrim dongusunun sonunu belirtmektedir donusum ise genislemenin sonraki periyodu ile daralmanin onceden gelen periyodu arasinda olusur Her trilyon yil ya da benzeri surec sonucunda bu dongu duzenli araliklarla kendini tekrar etmektedir Bu model tarafindan ortaya cikarilan karanlik enerji gerceklesen bu donguleri stabilize etmek icin oldukca onemli bir rol oynamaktadir Steinhardt ve Turok ayrica yasanan bu dongu sureclerinin kendisini sadece suresiz olarak tekrarlamadigini ayni zamanda sonsuz sekilde gecmis ve gelecekte de tekrarladigini kanitlamislardir Dikkate Deger Ozellikler Daha onceki zamanlarda ortaya cikartilan cyclic kozmolojik modellerin sahip oldugu en buyuk problerden biri olan entropi problemi yeni olusturulan cyclic modelde bulunmuyordu Termodinamigin ikinci kanununa gore entropi her zaman yukselmektedir Bir dongude uretilen entropi daha onceki olusan dongulerde meydana cikan entropiye eklenir Eger evren kuculuyorsa daraliyorsa ve daha onceki dongulerde ortaya cikan entropi diger olusacak olan dongunun baslarinda gozlemlenebilir evrenin icinde uzaniyorsa dongulerden sonra birbirine eklenen entropi meydana gelecek olan yeni dongunun bir oncekinden daha uzun olmasina sebep olmaktadir ya da zamanda geriye dogru bakilirsa once meydana gelen dongulerin cok daha kisa olduklari ve hatta sonunda sifir zamana kadar dustukleri soylenmektedir Elde edilen bu sonuc zamanin mutlaka bir baslangici olmali sorusunu tekrar gundeme getirmistir Yeni olusturulan cyclic modelde bir ziplamadan sonra meydana gelen gozlemlenebilen evrenin bir onceki dongude bulunan gozlemlenebilen evrenin olusturdugu uzayin sadece kucuk bir kesitinde meydana geldigi ve sadece ihmal edilebilecek olcude toplam bir entropi icerdigi belirtilmektedir Donguler boyunca olusumuna sebep olunan entropinin neredeyse gorulenin otesinde oldugu ve bir sonraki donguyu etkileyemeyecegi soylenmistir Cyclic modeller enflasyonist modellere gore iki buyuk avantaja sahiptir Ilk olarak cyclic modeller coklu evren meydana getirmezler cunku duzlestirme ve yatik konuma getirme evreleri enflasyon doneminden cok daralma donemlerinde ortaya cikmaktadir Bunun anlami ise enflasyonun tersine cyclic modeller kesin sonucu olan tahminlerde bulunmaktadir ve bunlarin asli olmadigi ispatlanabilir Ikinci olarak cyclic modeller neden karanlik enerji olmasi gerektigini aciklayabilir Karanlik enerjinin neden oldugu hizlanan genisleme duzlestirme surecini baslatir ve karanlik enerjinin bozulmaya baslayan kismi da kucultmeyi baslatir Tahminler Cyclic ekpyrotic modeller coklu evren uretmedikleri icin yanlisligi ispatlandigi takdirde teoriyi curutecek olan kesin sonuclu tahminler yapabilirler Enflasyonun aksine yapilan tahminlerden biri tespit edilebilen yercekimi dalgalarinin duzlestirme ve yatik konuma getirme sureclerinde ortaya ciktigidir Yapilan ikinci bir tahmin ise su anki hizlandiran genislemenin nihayetinde durmasi gerektigi ve vakumun bir sonraki donguyu baslatabilmek icin bozulmasi gerektigidir yapilan diger tahminler kuculmeye sebep olan ozel alanlara baglidir Cyclic model dogal olarak kozmolojik sabitin neden ussel olarak kucuk ve pozitif oldugunu teorilerinden beklenen oldukca buyuk degere kiyasla aciklayabilir Kozmolojik sabit buyuk bir degerle baslamis olabilir ancak beklendigi gibi sonradan olusan bircok dongu icinde yavasca bozularak bugun gozlemlenen kucuk degerini almistir Buyuk Hadron Carpistiricisi nda LHC bulunan Higgs alanlarinin kesfedilmesi cyclic modele eklenen katkilar saglamistir LHC den elde edilen kanitlar Steinhardt Turok ve Itzhak Bars in yapmis olduklari bazi hesaplamalara dayanarak mevcut vakumun gelecekte bozulabilecegini savunmustur Cyclic model e gore mevcut vakum bozulmasi simdiki genisleme fazini sonlandirabilmek ziplamayi kucultmek ve yeni genisleme alani icin gereklidir Ve Higgs bu bozulma icin mumkun olan ve test edilebilen bir mekanik saglamistir Higgs alani genisleme ve daralma dongulerini surdurebilmek icin uygulanan bir adaydir Karanlik enerji ve Karanlik maddeSteinhardt evrenin karanlik taraflarinin arastirilmasinda oldukca onemli katkilarda bulunmustur Bu karanlik taraf kavraminin icinde ise karanlik enerji kozmolojik sabit problemi ve karanlik madde bulunmaktadir 1995 yilinda Steinhardt ve Jeremiah Ostriker toplam enerji yogunlugunun yuzde 65 inden daha cok oranda bulunan evrenin genislemesini hizlandirmaya sebep olan yeterli miktarda sifir degerinde olmayan karanlik enerji bileseninin olmasi gerektigini gostermek icin kozmolojik gozlemlerin uyumunu kullanmislardir Bu yaklasim 1998 yilinda yapilan supernova patlama sonucu aniden oldukca parlak bir yapiya sahip yildiza donusen bir novadan daha parlak olan madde gozlemlerinde uc yil sonra dogrulanmistir Steinhardt is arkadaslari ile birlikte calisarak daha sonralari tanitilan ve karanlik enerjinin zamanla degisen formunu aciklayan bir konsept olan quintessence i en mukemmel ornek ortaya cikartmistir Bu sonuc Steinhardt in takimi tarafindan tanimina gore sabit ve statik olan kozmolojik sabite alternatif olarak belirlenmistir dinamik hareketli bir kavramdir ve sahip oldugu enerji yogunlugu ile basinci zamanla gelisebilir Quintessence kavraminin tanimlanmasi karanlik enerjinin durum denklemini basincin enerji yogunluguna bolunmesinde elde edilen oran genellikle w harfi ile sembolize edilmektedir hesaplamanin bilinen evrenin hizlanmasindaki nedene karar verebilmekteki onemini vurgulamistir Steinhardt ayrica quintessence kullanarak kozmolojik sabit problemini cozmek icin cesitli yaklasimlar teklif etmistir ve bunlarin arasinda izci ve k essence ozut bulunmaktadir Karanlik enerjinin bu formlari yapilan astronomik gozlemlerle uyum icinde bulunan evrenin genislemesini idare edemeyen ve evren tarihinin sonlarina kadar kozmik hizlanmayi baslatan ozelliklere sahiptir Steinhardt ve Turok a gore kozmolojik sabit problemi cyclic modelde dogal olarak kararlastirilabilir 2000 yilinda ve Steinhardt standart soguk karanlik modellerdeki degisen anormallikleri aciklayabilmek icin kendi kendini guclu bir sekilde etkileyen karanlik madde SIDM konseptini ilk defa tanitmislardir Karanlik madde uzerine yapilan onceki modellerde karanlik maddenin etki eden diger kuvvetlerin hareketlerini etkileyemeyecek kadar zayif olmasindan dolayi sadece yercekimi etkisiyle kumelenmis olarak bulunan ve zayif etkilesime sahip buyuk parcaciklardan genellikle WIMP olarak yazilir olustugu varsayilmistir resmi diger kuvvetlerin parcaciklarin birbirlerinin alanlardaki hedeflerini degistirebilecek kadar kuvvetli olduklarini ve bu alanlarda aksi takdirde galaksilerin merkezine dogru yigilma kozmologlarin verdigi isimle birlesme noktasi gerceklestirdiklerini one surmustur Ayrica sacilmanin daha buyuk galaksiler etrafindaki yorungelerde bulunan cuce galaksilerin kutlesinde azalmaya neden oldugu ve bunun sebebinin de daha buyuk olan galaksilerin cevresindeki karanlik madde parcaciklarinin da sacilmasi oldugu ve bu sebeple cuce galaksilerin etrafini cevreleyen karanlik maddenin de cikarilacagi belirtilmistir Bu dusunce oldukca ilginctir cunku galaksi cekirdeklerinin birlesme noktasi olmadigi astronomik kanitlarla desteklenmistir ve WIMP e dayanarak yapilan simulasyonlarla tahmin edilen buyuk olculere sahip galaksilerin cogu gozlemlenememistir Eger SIDM resmi dogruysa WIMP karanlik madde icin yapilan arastirmalarda hicbir sey bulunamaz ve karanlik maddenin kimligine net bir sekilde karar verebilmek icin yeni yaklasimlara ihtiyac duyulur Steinhardt Spergel ve Jason Pollack in one surdugu gibi karanlik maddeye ait kucuk bir kesit oldukca guclu bir sekilde kendi kendine etkilesim ozelligine sahiptir ve bu durum parcaciklarin hizli bir sekilde butunlesmesine ve ayrica erken olusan dev kara delikler icin kendini olusturan parcalara ayrilmasina neden olur Belli bir sekle sahip olmayan katilarSteinhardt in yogunlastirilmis madde uzerinde yaptigi calismalar periyodik olmayan katilari merkez almistir Bu katilara ornek olarak camlar belli bir sekil sahibi olmayan yari iletkenler metaller ve quasicrystal lar verilebilir Steinhardt 1973 yilinda o zamanlarda Caltech de hala lisans egitimi alirken CRN ile isletilen camdan ve sekilsiz silikondan yapilmis ilk bilgisayari insa etmistir Uretilen CRN ler gunumuzde kullanilan sekilsiz silikon ve diger yari iletken modellerinin onculugunu yapmistir Steinhardt Richard Alben ve D Weaire ile birlikte calisarak yapisal ve elektronik ozellikleri anlayabilmek icin bilgisayar modelini kullanmistir Steinhardt ve Marco Ronchetti ile birlikte calisarak yonlendirici duzen parametreleri olarak bilinen 1981 yilinda sivi ve katilarda bulunan atomlar arasi baglarin siralanma derecesini olcmek icin cesitli matematiksel anlatimlar formulize etmislerdir Ve bunlarin tek atomlu asiri sogutulmus sivilarin bilgisayar simulasyonlarina uygulanmasindan sonra atomlarin sivilar sogudukca bilinen degerde icosahedral futbol topuna benzer sekilde bag yonlendirici duzen gosterdikleri anlasilmistir Duzen parametreleri kimyanin degisik alanlarinda ve materyal bilimlerinde kullanilmaya devam edilmistir Icosahedral yonlendirici duzenin kesfedilmesi quintessence in kesfedilmesinde uyarici bir rol ustlenmistir Quasicrystal lar1983 teki teorik gelisimi Steinhardt ve sekilsiz katilar uzerine yapilan calismalardan yukarida bulunan kisimda aciklandigi gibi motive olarak 1983 yilinda bir patent hakki bildiriminde quasicrystal larin teorik acidan degerlendirilen konseptini ilk defa aciklamislardir Bundan bir yil onceye kadar bu konu hakkinda hicbir deneysel kanit duyurulmamisti Tamamlanmis teorilerini 1984 yilinda yayimladilar birkac hafta sonrasinda ise Dan Shechtman ve is arkadaslari tarafindan buyuk merak uyandiran yeni bir alasimin varligi bildirildi Ortaya cikardiklari bu teori dosemelerine benzer ozellikleri olan ve daha onceki zamanlarda katilar icin sahip olmalari imkansiz olarak gorulen rotasyonel donel simetrilere sahip olan yeni bir kati fazinin varligini one suruyordu Bulunan bu yeni faza Quasicrystals A New Class of Ordered Structures quasicrystal ler duzenli yapilara sahip yeni bir sinif basligiyla yayimlanan bir metinden sonra yeni bir sozcuk olan quasicrystal adi verildi Quasicrystal kelimesi anlam olarak belirtilen atomik yapinin bilinen diger kristallerin periyodik duzen ozelliklerinden farkli olarak quasiperiodic birbirinden farkli iki periyot atomik duzende oldugunu gostermek icin referans olarak kullanilmisti Yayimlanan bu metin quasiperiodic yapilarin bundan yaklasik bir yuzyil oncesinde bulunmus olan bilinen periyodik kristallerin kesin olan matematiksel simetri sinirlamalarini ihlal ettigini gostermistir Bu teorileri ile daha onceleri katilar icin sahip olmalarinin imkansiz olarak goruldugu butun simetri cesitlerinin bunlarin arasinda bes katli simetri eksenlerine sahip katilar ve ayrica uc boyutlu icosahedral simetri bir futbol topunun sekline benzer sekilde katilarin sahip olmasinin imkansiz olarak dusunuldugu en klasik orneklerden biri ve kati hal fizigi uzerine yazilmis modern kitaplarda tanimlanmistir de bulunmaktadir quasicrystaller icin gercekten de mumkun oldugunu kanitladilar Deneysel farkindalik sureci Steinhardt ve Dov Levine in birlikte gerceklestirdigi calismalardan tamamen bagimsiz olarak Dan Shechtman Ilan Blech Denis Gratias ve John Cahn dan olusan bir calisma takimi aluminyum ve manganez elementlerinden olusan alisilmadik bir alasimin deneysel olarak kesfedildigini duyurdu Bulunan bu alasimin kirilma paterni modeli icosahedral simetriyle uyum gosteren keskin lekeler mukemmel olmayan bir sekilde nokta gibi davranan iceriyordu ve daha onceye ait tarihlerden beri bilinen hicbir kristal yapisiyla ortusmuyordu Takim Ulusal Standartlar Burosu nda NBS sentezledigi bir alasimin 1982 yilinda Shechtman in mikroskop altinda izlenimini edindigi ancak sonuclarinin 1984 yilinin Kasim ayinda ilk olarak duyuruldugu verilerini bildirdiler 1984 yilinin Aralik ayinda Steinhardt ve Levine teorilerini yayinladilar ve quasicrystal lar hakkinda yaptiklari teorileri icin NBS te meydana getirilen alasimin kanit olarak kullanilabilecegi fikrini ortaya attilar Bu ikili kusurlu olarak gerceklestirilen deneysel model ile gecen sene bir icosahedral quasicrystal icin hesapladiklari ve patentini almaya calistiklari ideal model arasinda inanilmaz derecede yakin bir benzerlik oldugunu ispat ettiler Deneysel farkindalik Daha sonralari gelistirilen iki durum olan deneylerin kombinasyonu ve teorik olarak yapilan aciklama kokeninde 1983 yili icinde Steinhardt ve Levine tarafindan teorilize edilmis olan quasicrystal larin fiziksel olarak mantikli ve fark edilebilir olduklarini kanitlamistir 1987 yilinda ve bir araya getirdigi grubu Japonya da bulunan lablarinda ilk stabil halde bulunan icosahedral quasicrystal i sentezlemislerdir ve bu quasicrystal in NBS te elde edilen alasimla karsilastirildiginda 1983 yilinda ortaya cikartilan quaicrystal teorisi ile cok daha uyumlu olarak eslesen keskin kirilma lekelerinin oldugunu gostermislerdir Oysaki NBS te elde edilen alasimin sahip oldugu dusunulen kusurlu kirilma modeli yapilabilecek cesitli alternatif aciklamalara olanak sagliyordu en cok dikkate alinani ise Linus Pauling tarafindan one surulen olmustur Tsai labindan elde edilen sonuclar tartismasiz bir sekilde quasicrystal ongoruleri ile oldukca tutarli iken ayni zamanda alternatif olarak gelistirilen diger dusunceler ile fazlaca farklilik iceriyordu Takip eden bir sonraki yilda Steinhardt George Onoda David DiVincenzo ve Joshua Socolar ile birlikte Penrose dosemelerinin yalnizca yanindaki dosemeler hakkinda bir sonra eklenecek olan dosemenin hangisi olacagina karar vermek icin yerel bilgi kullanan iki boyutlu ve kusursuz bir doseme meydana getirmek adina teker teker rastgele olacak sekilde toplandigini gostermistir Bu calisma mukemmel quasicrystal lerin olusturulmasi icin daha onceki zamanlarda dusunuldugu gibi teorik engellemelerin olmadigini kanitlamistir Bu alana yapilan diger katkilar Calisma arkadaslari ile birlikte Steinhardt quasicrystal larin sahip olduklari esi benzeri olmayan ve su an kullanilan uygulamalarinin altyapisinda yatan matematiksel ve fiziksel ozelliklerinin anlasilabilmesi icin de oldukca onemli katkilarda bulunmustur bu ozellikler arasinda quasicrystal larin neden ve nasil olustuguna dair yapilan teoriler ve ayrica sahip olduklari elastik ve hidrodinamik ozellikler bulunmaktadir ve Steinhardt Iran Isfahan da bulunan ve bag dugum dosemelerinden insa edilen Darb e Imam Turbesi ndeki M S 1453 tarihinde yapilan quasicrystalline den olusan Islamik dosemeleri kesfetmislerdir 2007 yilinda onceki donemlerde yasamis sanatcilarin inanilmaz derecede karmasik periyodik dugum modellerini yuzyillar boyunca kullanmasina olanak saglayan kavramsal anlamda buyuk bir bulusun ve batida kesfedilmesinden yaklasik bes yuzyil once bu mukemmel quasicrystalline Penrose modellerinin en son noktaya erisiminin saglandiginin farkina varmislardir Paul Steinhardt Massachusetts Teknoloji Enstitusu kampusune yaptigi ziyareti sirasinda Area 4 isimli bir kafede MIT nin cebir uzmani olan ile tanismistir Bu iki insan Steinhardt in Chukotka Otonom Okrug da yapmis oldugu dogal olusumlu quasicrystal ler uzerindeki arastirmalari hakkinda bilimsel bir tartismaya baslamislardir Daha sonralari Avila buyuk bir ilgiyle yaptiklari bulusmayi hatirlatarak Paul Steinhardt gercekten de cok havali biri demistir Dogal quasicrystal lar meteor bilimi ve yer bilimi jeoloji 1998 yilinda Steinhardt quasicrystal larin sabitligini ve daha onceden var oldugu fark edilmeyen yeni mineral formlarinin mumkun oldugunu gosterebilmek icin dogal quasicrystal lar uzerine uluslararasi bir arastirma baslatmistir Yanlis sonuc alinan ve basarisizliga ugrayan arastirmalarla gecen on yillik bir surenin ardindan grup Italyan bilim insani ve sonraki zamanlarda Universite di Firenze de bulunan bir mineral koleksiyonunda kurator sanat galerisi muze kutuphane muduru olan Luca Bindi yle calismalar yapmaya basladi 2009 yilinda dogal quasicrystal a ait olarak kesfedilen ilk ornek bir muzenin bodrum katinda bulundu Bu kesfedilen kucuk miktardaki ornek birkac milimetre genisliginde khatyrkite olarak isaretlenmis olan bir kutu ile paketlenerek gonderilmistir Bu ornegin icinde bakir ve aluminyumdan olusan siradan bir kristal bilesiminin oldugu dusunuluyordu Ancak az miktarda elde edilen bu ornek diger mineralleri de iceriyordu ve bunlarin arasinda Steinhardt ve is arkadaslarinin dogal quasicrystal olarak nitelendirdigi tanecikler de bulunmaktadir Icosahedrite ler icin yapilan elektron kirilma modeli Uluslararasi Mineroloji Birligi quaiscrystal lari ismi icosahedrite olarak belirlenmis yeni bir mineral alani olarak kabul etmislerdir Bu materyal An Pang Tsai ve grubu tarafindan 1987 yilinda kendi laboratuvarlarinda sentezledikleri ilk termodinamik acidan sabit olan quasicrystal ile tam anlamiyla birebir olan atomik bilesimi kompozisyonu Al63Cu24Fe13 iceriyordu Muzede var oldugu bulunan ornekten iki yil sonra Steinhardt uzmanlardan olusan bir ekip kurarak bu ekibin arastirmalarin kaynagina bir bilimsel gezi duzenlemesini organize etmistir ve gezinin duzenlendigi bu kaynak Rusya nin uzak dogusunda bulunan Kamchatka Yarimadasi nin kuzey kesimindeki yari bolgesinde yer alan Chukotka Otonom Okrug undaki Listventovyi akarsuyudur Kurulan bu takimda Bindi ve 1979 yilinda Listventovyi akarsuyunda calismalarini surdururken khaytrkite kristalinin ilk orijinal ornegini bulmayi basaran Rus maden jeologu yer bilimci olan Kryachko da bulunmaktadir Kryachko nun elde ettigi ornekler daha sonralari Floransa daki bir muzeye gonderilmistir ve burada Steinhardt in dogal quasicrystal lar uzerinde yaptigi calismalar icin kullanilmak uzere Bindi tarafindan secilmislerdir Floransa ve Princeton da yapilan calismalar sonucunda bu orneklerin icosahedrite onceden bulunan ve khatyrkite adi verilen kristallere ek olarak tanecikleri icerdiginin farkina varilmistir Koryak daglarinda bulunan Listvenitovyi akarsuyunun sahilleri uzerinden yaklasik bir bucuk tonluk bir toprak kazma ve kaydirma islemi yapildiktan sonra calisma takimi evlerine yaklasik olarak birkac kilogram agirliginda olan ayrilmis toprak ornekleri ile birlikte donduler Sonunda kaydirilarak elde edilen materyalin her bir taneciginin tek tek dikkatlice incelenmesinden sonra bazilarinin icosahedrite icerdikleri gozlenmistir Steinhardt in takimi bu tanecikleri kullanarak elde ettikleri ve incelenmesini tamamladiklari bu orneklerin 4 5 milyar yil once gezegenlerin olusumundan once olusmus ve Dunya yuzeyine yaklasik 15 000 yil once duserek yerlestigi dusunulen bir meteordan geldikleri kanitlanmistir Bu kesif hem muazzam buyuklukte bir kisisel basari olarak hem de bilimsel alanda gerceklestirilmis oldukca buyuk bir basari olarak kabul edilmistir Quasicrystal olarak adlandirilan yeni bir madde formunun teorik konseptinin ilk olarak kesfedilmesinden yaklasik otuz yil sonra Steinhardt dogal surecler sonucunda olusmus olan ilk quasicrystal i kesfetmistir Ve bu basariyi dunyanin merkez sayilabilecek bolgelerinden oldukca uzak bir mekanda calismalar yaparak elde etmistir Steinhardt in Princeton da bulunan laboratuvarinda daha degisik birkac mineral iceren orneklerin de eklenmesiyle birlikte daha fazla icosahedrite ornekleri elde edilmeye devam edilmistir 2014 yilinda bu minerallerden biri aluminyumun nikelin ve demirin kristalize olmus fazi Al38Ni33Fe30 elde edilerek kesfedilmistir Bulunan bu yeni mineral daha sonraki zamanlarda Uluslararasi Mineroloji Birligi tarafindan yeni bulunan bir mineral turu olarak kabul gormus ve steinhardtite adini almistir 2015 yilinda daha once bulunandan farkli bir meteorun taneciklerinde baska tur dogal olusumlu quasicrystal lara rastlanmistir Bulunan bu ikinci yeni dogal olusumlu quasicrystal ise aluminyum nikel ve demirin farkli bir karisimi oldugu Al71Ni24Fe5 ve decagonal on koseli on katli simetriye sahip atomik katmanlarin duzenli bir sekilde ust uste yigilmasiyla olusan bir simetriye sahip oldugu belirlenmistir Bu yeni bulunan ture ise decagonite adi verilmistir FotoniklerSteinhardt in quasicrystal lar ve kristalize olmayan katilar uzerinde yapmisoldugu calismalar degisen fotonik ve fononik ozelliklere sahip tasarimci materyaller uzerinde calismaya kadar genisletilmistir Arastirmacilardan olusan ve Steinhardt Paul Chaikin Weining Man ve Mischa Megens i da iceren bir takim 2005 yilinda icosahedral simetriye sahip fotonik ozelliklere sahip quasicrystal lari tasarlamis ve test etmislerdir Ayrica kurulan bu takim fotonik bag bosluklarinin PBG lerin varligini ilk defa gostermislerdir Bu materyaller isigi belli degerdeki frekanslar ya da renkler icin engellemektedir ve bu degerlere sahip olmayan frekanslara sahip olanlarin gecmesine izin vermektedir Bu durum yari iletken maddelerin belli degerde enerjiye sahip elektronlari engellemesine benzetilebilir 2009 yilinda Salvatore Torquato ve Marian Florescu ile birlikte calisarak Steinhardt asiri duzenli karisik katilarin HUDS dahil oldugu yeni bir fotonik materyal sinifi kesfetmistir ve bu asiri duzenli karisik ozellik iceren katilarin dielektrik yalitkan madde elementlerle birlesmesinin mukemmel kuresel simetriye sahip bosluklar olusturdugunu gostermistir Bu isik icin izotropik es yonlu olan yari iletkenler gibi davranan materyaller gorsel haberlesme fotonik bilgisayarlar enerji depolama dogrusal olmayan optik ve gelistirilmis isik kaynaklarinda kullanilan isigin genis olcuye sahip uygulamalarinda isigi buyuk olcude kontrol ve idare etmek icin kullanilabilir Steinhardt ve Princeton daki is arkadaslari tarafindan yapilan buyuk meta materyal kimyasal bilesiminden cok yapisindan kaynaklanan elektromanyetik ozelliklere sahip herhangi bir materyal buluslarinin degerli gorulen reklam uygulamalari kesfedilmistir 2012 yilinda bilim insanlari kendi kesiflerini genis alanlarda kullanimi yaygin hale getirilen yuksek performans ureten urunlerde kullanan Etaphase adli bir sirketi harekete gecirmeye yardim etmislerdir Bu bilim insanlarinin gerceklestirdigi buluslar butunlestirilen devrelerde yapisal materyallerde fotoniklerde haberlesmede yongadan yongaya gerceklestirilen haberlesmelerde yonga icinde haberlesmede sensorlerde veri kullanilan haberlesmelerde ag iletisiminde ve solar uygulamalarda kullanilmaktadir Onurlari ve Odulleri1986 yilinda Steinhardt Amerikan Fizik Toplulugu tarafindan kozmoloji ve quasicrystal larin anlasilmasi uzerine yaptigi buyuk katkilarla taninmasi sayesinde uye olarak secilmistir 1998 yilinda orijinal arastirmalarinda gerceklestirmis oldugu farkindalik yaratan ve devam ettirici basarilarindan dolayi Birlesmis Milletler Ulusal Bilim Akademisi ne secilmistir 2002 yilinda Steinhardt evrenin enflasyonist modelinin ortaya cikarilmasinda gorev alan ilk mimarlardan biri olmustur ve bu oldukca onemli rolu icin cok saygin bir odul olarak gorulen ve Uluslararasi Teorik Fizik Merkezi tarafindan verilen P A M Dirac Madalyasini MIT den Alan Guth ve Stanford dan ile paylasarak onurlandirilmistir 2010 yilinda Steinhardt quasicrystal teorisine yaptigi onculuk edici katkilarindan bunlarin arasinda quasicrystal larin kirma modeli uzerine yaptigi tahminlerde bulunmaktadir dolayi Amerikan Fizik Toplulugu nun verdigi Oliver E Buckley Yogunlastirilmis Madde Odulunu almaya hak kazanmistir 2012 yilinda quasicrystal lar uzerinde yapmis oldugu ve icerisinde Rusya nin uzak dogu kesiminde bulunan Chukotka da yapilan basarili sonuclandirilmis bilimsel geziler sirasinda icosahedrite adi verilen ilk dogal quasicrystal larin yeniden kesfedilmesinin de bulundugu calismalar sayesinde John Scott Odulunu kazanmistir 2012 yilinda Steinhardt Teorik Fizikteki Simons akademik uyesi olarak ve Harvard daki ileri calismalar icin Radcliffe Enstitusu nde Radcliffe akademik uyesi olarak isimlendirilmistir 2014 yilinda Caltech in mezun olan eski ogrencilerine verdigi en buyuk onur nisani olan Caltech Distinguished Alumni Award i Caltech Seckin Mezun Odulu kazanmistir 2014 yilinda Steinhardt in onuruna ismi steinhardtite olarak belirlenen ve Khatyrka meteorunda bulunan yeni bir mineral formu Uluslararasi Mineraloji Birligi tarafindan dogal minerallerin resmi kataloguna konulmustur KaynakcaBu madde onerilmeyen bicimde kaynaklandirilmistir Gosterilen kaynaklar kaynak gosterme sablonlari kullanilarak dipnot belirtme bicemine uygun olarak duzenlenmelidir Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Princeton University Aralik 2015 Paul J Steinhardt Bioghraphy 24 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 10 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 13 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 2003 Precision Cosmology Not Just Yet Science 299 5612 ss 1532 1533 arXiv astro ph 0303180 2 doi 10 1126 science 1082158 PMID 12624255 url http www perimeterinstitute ca videos psi ceremony 2015 5 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Albrecht A Steinhardt P J 1982 Cosmology For Grand Unified Theories With Radiatively Induced Symmetry Breaking Phys Rev Lett 48 17 ss 1220 1223 Bibcode 1982PhRvL 48 1220A doi 10 1103 PhysRevLett 48 1220 11 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Bardeen J M Steinhardt P J Turner M S 1983 Spontaneous Creation Of Almost Scale Free Density Perturbations In An Inflationary Universe Phys Rev D 28 4 ss 679 693 Bibcode 1983PhRvD 28 679B doi 10 1103 PhysRevD 28 679 Hawking Stephen W Siklos S T C Ed 1983 The Very early universe proceedings of the Nuffield workshop Cambridge 21 June to 9 July 1982 Cambridge University Press ISBN 0 521 31677 4 La D Steinhardt P J 1989 Extended Inflationary Cosmology Phys Rev Lett 62 4 ss 376 378 doi 10 1103 PhysRevLett 62 376 Crittenden R Bond J R Davis R L Efstathiou G E Steinhardt P J 1989 The Imprint of Gravitational Waves on the Cosmic Microwave Background Phys Rev Lett 71 3 ss 324 327 Bibcode 1993PhRvL 71 324C doi 10 1103 PhysRevLett 71 324 Crittenden Davis R L Steinhardt P J 1989 Polarization of the Microwave Background due to Primordial Gravitational Waves PDF Astrophysical Journal Letters Cilt 417 s L13 Bibcode 1993ApJ 417L 13C doi 10 1086 187082 a b Arsivlenmis kopya 23 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 a b Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Inflation Debate isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Feynman on Scientific Method YouTube 27 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Temmuz 2012 Iijas Anna Loeb Abraham Steinhardt Paul 2013 Inflationary Paradigm in trouble after Planck 2013 Phys Lett B 723 4 5 ss 261 266 doi 10 1016 j physletb 2013 05 023 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Iijas Anna Steinhardt Paul J Loeb Abraham 2014 Inflationary Schism after Planck 2013 Phys Lett B Cilt 7 ss 142 146 doi 10 1016 j physletb 2014 07 012 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Steinhardt P J Turok N G 2007 Endless Universe beyond the Big Bang Doubleday ISBN 9780385509640 Bars I Steinhardt P J Turok N 2013 Cyclid cosmology conformal symmetry and the metastability of the Higgs Phys Lett B 726 1 3 ss 50 55 doi 10 1016 j physletb 2013 08 071 Ostriker J P Steinhardt P J 1995 The observational case for a low density Universe with a non zero cosmological constant Nature Cilt 377 ss 600 602 doi 10 1038 377600a0 Riess A al et 1989 Observational Evidence from Supernovae for an Accelerating Universe and a Cosmological Constant The Astronomical Journal 116 3 ss 1009 1038 Bibcode 1998AJ 116 1009R doi 10 1086 300499 23 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Perlmutter S al et 1999 Measurements of Omega and Lamba from 42 High Redshift Supernovae The Astrophysical Journal 517 2 ss 565 586 Bibcode 1999ApJ 517 565P doi 10 1086 307221 12 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Bahcall N A Ostriker J P Perlmutter S Steinhardt P J 1999 The Cosmic Triangle Revealing the State of the Universe Science Cilt 284 ss 1481 1488 doi 10 1126 science 284 5419 1481 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Cosmo constant isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Steinhardt P J Alben R Duffy M G Polk D E 1973 Relaxed Continuous Random Network Models Phys Rev B 8 12 ss 6021 6023 doi 10 1103 physrevb 8 6021 Alben R Weaire D Steinhardt P J 1973 One Band Density of States for the Polk Model Journal of Physics 6 20 ss L384 L386 doi 10 1088 0022 3719 6 20 003 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Quasicrystals isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Onoda G Steinhardt P J DiVincenzo D Socolar J 1988 Growing Perfect Quasicrystals Phys Rev Lett 60 25 ss 2653 2656 Bibcode 1988PhRvL 60 2653O doi 10 1103 PhysRevLett 60 2653 Lu P Deffreyes K Steinhardt P J Yao 2001 Identifying and Indexing Icosahedral Quasicrystals from Powder Diffraction Patterns Phys Rev Lett 87 27 s 275507 doi 10 1103 PhysRevLett 87 275507 PMID 11800896 Man W Megens M Steinhardt P J Chaikin P 2005 Experimental Measurement of the Photonic Properties of Icosahedral Quasicrystals Nature Cilt 436 ss 993 996 doi 10 1038 nature03977 13 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 4 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 11 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 3 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016 Arsivlenmis kopya 17 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2016