İndüksiyon tedavisi, genellikle kanser tedavisi, organ nakli veya otoimmün hastalıklar gibi ciddi sağlık durumlarında kullanılan bir ilk tedavi yaklaşımıdır. Bu tedavi, hastalığın başlangıç aşamasında yoğun bir şekilde uygulanarak hızlı bir şekilde sonuç almayı hedefler. Ana amacı, hastalığı baskılamak, semptomları hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. İndüksiyon tedavisi, genellikle hastanın durumu stabilize olduktan sonra sürdürme (idame) veya konsolidasyon tedavisi ile desteklenir.
Tarihçe ve gelişim
İndüksiyon tedavisinin tarihçesi, organ nakli ve bağışıklık baskılama alanındaki erken gelişmelere dayanmaktadır. 1950'ler ve 1960'larda, organ nakli prosedürleri başladığında, organ reddinin önlenmesi için temel immün baskılama yöntemleri ortaya çıkmıştır. İlk başlarda, nakil hastalarının organ reddini engellemek için sadece kortikosteroidler (prednizon gibi) kullanılıyordu. Ancak bu tedavi, çoğu zaman yeterli olmuyordu ve ciddi yan etkilere yol açabiliyordu. 1960'ların ortalarında, daha etkili immün baskılama yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği anlaşılmaya başlandı. Bu yıllarda, azatioprin (immünsupresif) gibi ilaçların kullanımıyla, bağışıklık sistemi üzerinde daha güçlü bir baskı sağlanmaya çalışıldı. Ancak bu ilaçların yan etkileri yine de kabul edilemez düzeydeydi ve bilim insanları daha iyi seçenekler arayışına girdi.
1980'ler, immünsupresyon tedavisinde bir başka önemli dönüm noktasıydı. Monoklonal antikorların keşfi, bağışıklık sisteminin daha spesifik ve hedeflenmiş bir şekilde baskılanmasına olanak tanıdı. Özellikle OKT3 (muromonab-CD3) adlı antikor, bağışıklık sisteminin T hücrelerine spesifik olarak saldırarak, organ nakli sonrası reddi engellemeyi sağladı. Bu yıllarda, bağışıklık sistemini hedef alarak sadece belirli hücreleri baskılayan ilaçların kullanılması, tedavi protokollerinin daha güvenli ve etkili hale gelmesini sağladı.
Monoklonal antikorlar, yalnızca organ nakli tedavisinde değil, aynı zamanda otoimmün hastalıkların tedavisinde de kullanılmaya başlandı. Örneğin, romatoid artrit tedavisinde anti-TNF terapileri, bağışıklık sistemi üzerindeki baskılamayı daha kontrollü bir şekilde yapabilen tedavi seçenekleri sundu.
1990’ların sonlarına doğru, biyolojik tedaviler alanında önemli bir ilerleme kaydedildi. Genetik mühendislik ve biyoteknolojik gelişmeler, tedaviye kişiselleştirilmiş ve daha az yan etki gösteren bir yaklaşım getirdi. IL-2 reseptör antagonisti ve basiliksimab gibi biyolojik ajanlar, bağışıklık sisteminin daha hedeflenmiş bir şekilde baskılanmasını sağladı. Bu tedaviler, organ nakli sonrası reddi engellemeye yönelik güçlü araçlar haline geldi.
Ayrıca, bu dönemde kullanılan biyolojik ajanlar sayesinde, kanser tedavisinde de immünsupresyonun önemli bir yer kazandığı görülmeye başlandı. Monoklonal antikorlar ve immünomodülatörler, kanser tedavisinde tümör hücrelerine karşı bağışıklık sistemini yeniden yönlendiren tedavi seçenekleri sundu.
Bugün, indüksiyon tedavisinin etkinliğini artırmak ve yan etkilerini azaltmak için biyolojik tedaviler ve immünomodülatörler ön plana çıkmaktadır. Basiliksimab, daklizumab ve takrolimus gibi ilaçlar, organ nakli sonrası indüksiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan ajanlar arasında yer almaktadır.
Kullanım alanları
Kanser Tedavisi: İndüksiyon kemoterapisi, akut miyeloid lösemi (AML) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi hematolojik kanserlerde yaygın bir uygulamadır. Örneğin, AML tedavisinde klasik "7+3" kemoterapi rejimi sıklıkla kullanılır. Bu rejimde, hastalara 7 gün boyunca sitarabin ve 3 gün boyunca daunorubisin verilerek hızlı bir remisyon hedeflenir. Tedavi, kan hücrelerindeki anormal büyümeyi kontrol altına alarak hastalığın ilerlemesini durdurur. Solid tümörlerde ise indüksiyon tedavisi, cerrahiyi kolaylaştırmak amacıyla tümör boyutunu küçültmek için neoadjuvan kemoterapi olarak uygulanabilir. Bu yaklaşım, meme kanseri ve rektum kanseri gibi durumlarda etkili bir seçenek sunar.
Organ Nakli: Organ nakli sonrası reddi önlemek için immünsupresif indüksiyon tedavisi uygulanır. Bu tedavi, özellikle böbrek, karaciğer ve kalp nakillerinde yaygındır. Yüksek doz immünsupresif ilaçlar, nakledilen organın vücut tarafından reddedilmesini önlemek için bağışıklık sistemini baskılar. Monoklonal antikorlar (örneğin, basiliksimab) veya poliklonal antikorlar (örneğin, anti-timosit globulin) sıklıkla kullanılan ajanlardır. Bu ilaçlar, T hücrelerinin aktivitelerini baskılayarak organ reddi riskini azaltır. Tedavi, cerrahiden hemen sonra uygulanır ve sonrasında idame immünosupresyon tedavisi ile desteklenir.
Otoimmün Hastalıklar: Lupus, romatoid artrit ve multipl skleroz gibi otoimmün hastalıklarda indüksiyon tedavisi, bağışıklık sisteminin aşırı aktivitesini baskılamak için kullanılır. Kortikosteroidler (örneğin, prednizon) genellikle bu aşamada kullanılır. Daha ileri vakalarda biyolojik ajanlar veya bağışıklık baskılayıcı diğer ilaçlar tercih edilir. Bu tedavi, genellikle hastalığın aktif alevlenme dönemlerinde uygulanır ve semptomların kontrol altına alınmasını sağlar.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Keskin, Dr Ali (2010). "Akut Lenfoblastik Lösemide İndüksiyon Tedavisi". Türkiye Klinikleri Hematoloji - Özel Konular. 3 (2): 98-103. ISSN 1308-1160. Erişim tarihi: 30 Kasım 2024.
- ^ a b Thomas, Deborah A.; O’Brien, Susan; Faderl, Stefan; Kantarjian, Hagop (19 Ekim 2010), Philadelphia Chromosome Positive Acute Lymphoblastic Leukemia, Humana Press, ss. 233-255, erişim tarihi: 30 Kasım 2024
- ^ Grubu, Memorial Sağlık (30 Eylül 2022). "Akut miyeloid lösemi (AML) nedir? AML tedavisi nasıl yapılır?". Memorial Sağlık Grubu. 19 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2024.
- ^ "Neoadjuvan Tedavi Nedir? Tüm Detaylar | Grup Florence Nightingale". www.florence.com.tr. 28 Kasım 2024. 10 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2024.
- ^ Gourishankar, Sita; Halloran, Philip (Haziran 2001). "Long-term immunosuppressive strategy in the new millennium of renal transplantation". Current Opinion in Organ Transplantation (İngilizce). 6 (2): 175-182. doi:10.1097/00075200-200106000-00013. ISSN 1087-2418. Erişim tarihi: 30 Kasım 2024.
- ^ "Böbrek naklinde kullanılan immünsüpresif tedaviler". Emin Taşkıran , Oytun Erbaş , Harun Akar. 1 Şubat 2016. 5 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2024.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Induksiyon tedavisi genellikle kanser tedavisi organ nakli veya otoimmun hastaliklar gibi ciddi saglik durumlarinda kullanilan bir ilk tedavi yaklasimidir Bu tedavi hastaligin baslangic asamasinda yogun bir sekilde uygulanarak hizli bir sekilde sonuc almayi hedefler Ana amaci hastaligi baskilamak semptomlari hafifletmek ve hastaligin ilerlemesini durdurmaktir Induksiyon tedavisi genellikle hastanin durumu stabilize olduktan sonra surdurme idame veya konsolidasyon tedavisi ile desteklenir Tarihce ve gelisimInduksiyon tedavisinin tarihcesi organ nakli ve bagisiklik baskilama alanindaki erken gelismelere dayanmaktadir 1950 ler ve 1960 larda organ nakli prosedurleri basladiginda organ reddinin onlenmesi icin temel immun baskilama yontemleri ortaya cikmistir Ilk baslarda nakil hastalarinin organ reddini engellemek icin sadece kortikosteroidler prednizon gibi kullaniliyordu Ancak bu tedavi cogu zaman yeterli olmuyordu ve ciddi yan etkilere yol acabiliyordu 1960 larin ortalarinda daha etkili immun baskilama yontemlerinin gelistirilmesi gerektigi anlasilmaya baslandi Bu yillarda azatioprin immunsupresif gibi ilaclarin kullanimiyla bagisiklik sistemi uzerinde daha guclu bir baski saglanmaya calisildi Ancak bu ilaclarin yan etkileri yine de kabul edilemez duzeydeydi ve bilim insanlari daha iyi secenekler arayisina girdi 1980 ler immunsupresyon tedavisinde bir baska onemli donum noktasiydi Monoklonal antikorlarin kesfi bagisiklik sisteminin daha spesifik ve hedeflenmis bir sekilde baskilanmasina olanak tanidi Ozellikle OKT3 muromonab CD3 adli antikor bagisiklik sisteminin T hucrelerine spesifik olarak saldirarak organ nakli sonrasi reddi engellemeyi sagladi Bu yillarda bagisiklik sistemini hedef alarak sadece belirli hucreleri baskilayan ilaclarin kullanilmasi tedavi protokollerinin daha guvenli ve etkili hale gelmesini sagladi Monoklonal antikorlar yalnizca organ nakli tedavisinde degil ayni zamanda otoimmun hastaliklarin tedavisinde de kullanilmaya baslandi Ornegin romatoid artrit tedavisinde anti TNF terapileri bagisiklik sistemi uzerindeki baskilamayi daha kontrollu bir sekilde yapabilen tedavi secenekleri sundu 1990 larin sonlarina dogru biyolojik tedaviler alaninda onemli bir ilerleme kaydedildi Genetik muhendislik ve biyoteknolojik gelismeler tedaviye kisisellestirilmis ve daha az yan etki gosteren bir yaklasim getirdi IL 2 reseptor antagonisti ve basiliksimab gibi biyolojik ajanlar bagisiklik sisteminin daha hedeflenmis bir sekilde baskilanmasini sagladi Bu tedaviler organ nakli sonrasi reddi engellemeye yonelik guclu araclar haline geldi Ayrica bu donemde kullanilan biyolojik ajanlar sayesinde kanser tedavisinde de immunsupresyonun onemli bir yer kazandigi gorulmeye baslandi Monoklonal antikorlar ve immunomodulatorler kanser tedavisinde tumor hucrelerine karsi bagisiklik sistemini yeniden yonlendiren tedavi secenekleri sundu Bugun induksiyon tedavisinin etkinligini artirmak ve yan etkilerini azaltmak icin biyolojik tedaviler ve immunomodulatorler on plana cikmaktadir Basiliksimab daklizumab ve takrolimus gibi ilaclar organ nakli sonrasi induksiyon tedavisinde yaygin olarak kullanilan ajanlar arasinda yer almaktadir Kullanim alanlariKanser Tedavisi Induksiyon kemoterapisi akut miyeloid losemi AML ve akut lenfoblastik losemi ALL gibi hematolojik kanserlerde yaygin bir uygulamadir Ornegin AML tedavisinde klasik 7 3 kemoterapi rejimi siklikla kullanilir Bu rejimde hastalara 7 gun boyunca sitarabin ve 3 gun boyunca daunorubisin verilerek hizli bir remisyon hedeflenir Tedavi kan hucrelerindeki anormal buyumeyi kontrol altina alarak hastaligin ilerlemesini durdurur Solid tumorlerde ise induksiyon tedavisi cerrahiyi kolaylastirmak amaciyla tumor boyutunu kucultmek icin neoadjuvan kemoterapi olarak uygulanabilir Bu yaklasim meme kanseri ve rektum kanseri gibi durumlarda etkili bir secenek sunar Organ Nakli Organ nakli sonrasi reddi onlemek icin immunsupresif induksiyon tedavisi uygulanir Bu tedavi ozellikle bobrek karaciger ve kalp nakillerinde yaygindir Yuksek doz immunsupresif ilaclar nakledilen organin vucut tarafindan reddedilmesini onlemek icin bagisiklik sistemini baskilar Monoklonal antikorlar ornegin basiliksimab veya poliklonal antikorlar ornegin anti timosit globulin siklikla kullanilan ajanlardir Bu ilaclar T hucrelerinin aktivitelerini baskilayarak organ reddi riskini azaltir Tedavi cerrahiden hemen sonra uygulanir ve sonrasinda idame immunosupresyon tedavisi ile desteklenir Otoimmun Hastaliklar Lupus romatoid artrit ve multipl skleroz gibi otoimmun hastaliklarda induksiyon tedavisi bagisiklik sisteminin asiri aktivitesini baskilamak icin kullanilir Kortikosteroidler ornegin prednizon genellikle bu asamada kullanilir Daha ileri vakalarda biyolojik ajanlar veya bagisiklik baskilayici diger ilaclar tercih edilir Bu tedavi genellikle hastaligin aktif alevlenme donemlerinde uygulanir ve semptomlarin kontrol altina alinmasini saglar Ayrica bakinizProton tedavisi Kriyoterapi Kardiyopulmoner rehabilitasyonKaynakca a b Keskin Dr Ali 2010 Akut Lenfoblastik Losemide Induksiyon Tedavisi Turkiye Klinikleri Hematoloji Ozel Konular 3 2 98 103 ISSN 1308 1160 Erisim tarihi 30 Kasim 2024 a b Thomas Deborah A O Brien Susan Faderl Stefan Kantarjian Hagop 19 Ekim 2010 Philadelphia Chromosome Positive Acute Lymphoblastic Leukemia Humana Press ss 233 255 erisim tarihi 30 Kasim 2024 Grubu Memorial Saglik 30 Eylul 2022 Akut miyeloid losemi AML nedir AML tedavisi nasil yapilir Memorial Saglik Grubu 19 Nisan 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Kasim 2024 Neoadjuvan Tedavi Nedir Tum Detaylar Grup Florence Nightingale www florence com tr 28 Kasim 2024 10 Eylul 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Kasim 2024 Gourishankar Sita Halloran Philip Haziran 2001 Long term immunosuppressive strategy in the new millennium of renal transplantation Current Opinion in Organ Transplantation Ingilizce 6 2 175 182 doi 10 1097 00075200 200106000 00013 ISSN 1087 2418 Erisim tarihi 30 Kasim 2024 Bobrek naklinde kullanilan immunsupresif tedaviler Emin Taskiran Oytun Erbas Harun Akar 1 Subat 2016 5 Eylul 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Kasim 2024