Altıncı Haçlı Seferi, Kudüs'ün geri alınması için 1228 yılında Beşinci Haçlı seferi'nin başarısızlıkla bitmesinden yedi yıl sonra başlatılan Haçlı Seferidir.
Altıncı Haçlı Seferi | ||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Haçlı Seferleri | ||||||||
II. Friedrich (sol), Sultan Kâmil ile buluşuyor | ||||||||
| ||||||||
Taraflar | ||||||||
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve müttefikleri | Eyyûbîler | Kıbrıs Krallığı İbelin | ||||||
Komutanlar ve liderler | ||||||||
II. Friedrich Hermann von Salza | Kamil | I. Henri İbelinli John |
Diğer Haçlı Seferlerine kıyasla bu Haçlı Seferinde gayet az askeri çarpışma olup fazla kan dökülmeden gelişip sona ermiştir. Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich Eyyubi Sultanı Kamil bin Adil ile diplomatik girişimlerden sonra onunla uzlaşmış ve 1229 Latin Kutsal Kudüs Krallığı tekrar Kudüs'ü ve diğer küçük alanları kontrolü altına almıştır. Bu durum 15 yıl değişmeden devam etmiştir.
II. Friedrich ve Papalık
Sicilya Kralı, Almanya Kralı ve 1220'den itibaren Kutsal Roma-Germen İmparatoru olan II. Friedrich'in Beşinci Haçlı Seferi'ne şahsen katılması için önce Papa III. Honorius ve sonra Papa IX. Gregorius tarafından ısrarla teşvik edilmesine ve Mısır'da bulunan Haçlıların büyük bekleyişlerine rağmen, II. Friedrich bu sefere şahsen katılmadı. Ama çok sayıda Alman Haçlı askerleri göndermek suretiyle bu seferi yakından desteklediğini açıkça ortaya koydu. Şahsen iştirak etmemesine başlıca iki neden hükümdarlık yaptığı ülkelerde siyasi durumunu pekiştirmek idi. Almanya'da yetişmemiş olduğu için parça parça büyüklü küçüklü devletlerden oluşan bu ülkede krallık yapmak için bu parçalara ayrı ayrı şahsi dikkatini çekmesi ve kendini iyi tanıtması gerekmekteydi. Sicilya Kralı ve güney İtalya'daki topraklarında eski Norman Hauteville Hanedanı sona ermişti ve saltanat kendisinin ilk hükümdarı olduğu Hohenstaufen Hanedanı'na geçmişti. Bu hükümdarlık gücünü konsolide etmesi ve özellikle bu ülkeye gözünü dikip bu ülkenin bir kısmını hatta hepsini Papalık Devleti idaresi altına almak isteyen papanın entrikalarına karşı hazır bulunması gerekli idi.
1218'de Beşinci Haçlı Seferi Mısır'a Dimyat'a yöneldi ve bu kaleyi aldı. Bu sırada Eyyûbî Mısır Sultan Adil öldü. Yerine Mısır Sultanlığına oğlu Kamil bin Adil geçti ve 1200'den beri Şam valisi olan diğer oğlu Muazzam bin Adil Suriye Eyyûbî sultanı oldu. Dimyat'ı eline geçiren Haçlılara karşı her iki Sultanın ordusu savaşmaktaydılar. Bu savaş sırasında Eyyûbî Sultanı Kamil, Dimyat'ta bulunan Haçlılara özel şartlar altında barışsal olarak Kudüs'ü verme teklifleri yaptığı bilinmektedir. Bu teklifler üzerinde müzakereler sonunda bir anlaşma sağlanması çok muhtemeldi; ama Beşinci Haçlı Seferi genel idarecisi, Papalık temsilcisi Kardinal Albano'lu Pelagius'un gayet sert tutumu bu gayet uygun tekliflerin Haçlılar tarafından ret edilmesine yol açtı.
Eyyûbî Şam Sultanı olan de Eyyûbîlerin bu teklifi hakkında pek çekimserdi ve Suriyeliler bu tekliflerin kendileri aleyhlerinde işleyebileceğini düşünmekteydiler.
Tam bu sırada Pelagius'un ısrarı üzerine Haçlı ordusunun büyük bir kısmı Dimyat'dan çıkıp Kahire'ye hücum için yürüyüşe geçti. Kuru Nil Nehri yatağı kenarından Mansure'de geldi. Buradayken Nil Nehri'nin mevsimlik seli başladı ve Eyyûbî ordusu öncüleri Nil'in kenar duvarlarını yıktılar. Yükselen Nil suları taştı ve Kahire'ye gitme hedefli Haçlı ordusunun Mansure yakınlarında bir ada haline dönüşmüş olan yüksekçe bir arazi üzerinde mahsur kalmasına neden oldu. Levazım ve iaşe temin edilemediği için bu Haçlı ordusunun Eyyûbîlere teslim olması gerekti. Teslim anlaşmasına göre esir alınan Haçlılar ancak Dimyat kalesi boşaltıldıktan sonra serbest kalabildiler ve Dimyat'tan ayrılanlarla birlikte Mısır'dan çıktılar. Bu Haçlı ordusunun Eyyûbîlere teslim olması ve 8 Eylül 1221'de Dimyat kalesinin Eyyûbîlere geri verilmesi sonucunda Beşinci Haçlı Seferi tüm başarısızlığa sona erdi.
Nisan 1220'de II. Friedrich Kutsal Roma-Germen İmparatoru seçildi. 22 Kasım 1220'de Papa III. Honorius tarafından Roma'da bir törenle imparatorluk tacı giydirildi. II. Friedrich bu törende Papa'ya Mısır'a gidip Haçlı seferine şahsen katılmak için söz vermekle beraber yine bir Haçlı seferine şahsen gitmekte gecikti.
1225'te Papa III. Honorius aracılığı ile II. Friedrich, Kutsal Kudüs Kralı varisi dolayısıyla efektif olarak Kutsal Kudüs Kralı olan, Jean de Brienne'nin kızı olan ile evlendi. Bu sırada Kudüs elinde bulundurulmamakla beraber Haçlı Frank "Kutsal Kudüs Krallığı Devleti" Akka merkezli olarak hükûmet sürmeye devam etmekte idi. Friedrich yeni karısının hanedan haklarını kendi üzerine alarak Kutsal Kudüs Krallığı krallığına hak kazanmış oldu. Papa III. Honorius'un istediği gibi, bu hakkını gerçekleştirip krallığın başkenti olarak kabul ettiği Eyyûbîlerin elinde bulunan Kudüs'ü geri almak Friedrich'in ana hedefi oldu. Ama Temmuz 1225'te Papa ile II. Friedrich ile yapılan "San Germano Antlaşması" ile II. Friedrich'in sefere çıkması 2 yıl daha, 1227'ye kadar, geciktirildi. Bu tarihe uyabilmek için II. Friedrich çok ciddi sefer hazırlıklarına girişti.
İmparator II. Freidrich ve Mısır Sultanı Kamil
İmparator Freidrich o zamanlar daha Arap kültürünün kaybolmadığı Sicilya'da yetişmişti. Bu ülkede o zaman bulunmakta olan İslam alimlerinden dersler almış ve Arapça ve Arap-İslam kültürü üzerinde gayet geniş bilgiler edinmiş bulunmaktaydı. İmparator çok iyi Arapça konuşma ve yazma bilmekteydi. Eyyûbî ülkesinde olan bitenlerden imparator devamlı haberdardı. Eyyûbî Mısır Sultanı Kamil bin Adil'de imparatorun bu şöhretini duymuştu. 1225'te Mısır Sultanı Kamil Sicilya Krallığı başkentinde yaşamakta olan imparatora Emir Fahreddin başkanlığında bir elçi heyeti gönderdi. Emir Fahreddin imparatorun Araplara ve Arap-İslam yüksek kültürüne yakınlığını birinci elden gördü. Elçi olan Emir Fahreddin ile imparator arasında yakın bir dostluk kuruldu.
Elçi Emir Fahreddin Mısır'a geri dönünce imparatorun Araplara yakınlığının söylentiler değil gerçek olduğunu Sultan Kamil bin Adil'e bildirdi. İmparator Freidrich ile Mısır Sultanı Kamil birbirleri arasında yazışmalara giriştiler. İki Arap-İslam yüksek kültürü ile gayet iyi yetişmiş eğitimli ve açık kafalı Sultan birbirleri iyi gayet iyi anlaşmaktaydılar. Yazışmaları sadece dış politika meseleleri üzerine değil her iki hükümdarı da ilgilendiren felsefe, metafizik ve kozmoloji konularında da oldu. İmparator Friedrich bir yazışmasında hayvan davranışları hakkında ilgisinden bahsedince Sultan Kamil bin Adil Mısır'dan ona ayılar, maymunlar, develer ve hatta bir fil bile gönderdi ve bunlar Arap asıllı bakıcıları ile imparatorun özel hayvanat bahçesinde korundu. Kamil bin Adil gönderdiği bir yazışmada imparatorun Filistin'e gelmesini istediğini ve onunla Kudüs'te buluşmaktan memnun olacağını yazdığı da bildirilmektedir.
Tarihçiler Mısır Sultanı Kamil'in Beşinci Haçlı Seferi haçlılarına ve sonra şahsi yazışmalarında Kudüs'ü imparatorun Haçlılarına terk etmeye hazır olduğunu bildirmesinin nedenleri üzerinde durmuşlardır. Bazı tarihçiler hem Sultan Kamil'in hem de imparatorun koyu dinsel inançları olmadığını; Kudüs'ün dinsel olarak her iki dinde de kutsal önemini göz altına almadıklarını bildirmektedirler. Sultan Kamil'in Kudüs'ü Haçlılara bırakma teklifinin sırf askeri ve jeopolitik nedenlere dayandığı ve Kamil'in kendisi idaresinde bulunan Mısır Eyyûbî sultanlığı ile kardeşi Muazzam idaresinde bulunan Suriye Eyyûbî Sultanlığı arasında Hristiyanlara ait Kudüs ve Kudüs'ü deniz limanına bağlayan bir kara koridorunun bir tampon bölge şeklinde olup Mısır'ı Suriye'den gelebilecek bir hücumdan koruyacağını düşündüğünü yazmaktadırlar.
1227'de Papa III. Honorius ölüp Papa IX. Gregorius papalığa geçtiği zaman, II. Friedrich bir büyük deniz filosuna bindirilmiş olan bir Haçlı ordusu ile Brindisi'den Filistin'de bulunan Akka'ya hareket etti. Fakat bu filoda ve askerleri arasında çıkan bir hastalık salgınını neden göstererek yolun yarısına bile varmadan filo ile İtalya'ya geri döndü ve Haçlı askerler ve filo "geçici" olarak serbest bırakıldı.
Papa IX. Gregorius imparatorun gayet büyük olan iktidar gücünü kırmak; Katolik kilisesini İtalya ve Almanya'da tekrar en büyük moral iktidar güçlü kurum olmasını sağlamak; hatta güney İtalya ve Sicilya'yı kısmen, hatta tümüyle, Papalık Devleti'ne ilhak etmek istemekteydi. Özellikle Friedrich'in İtalya'da güçlenmesini papalığın dünyevi iktidar gücüne karşı bir politik hareket olarak görmekteydi ve bu imparatorluk gücünü zayıflatmak istemekteydi. Bu nedenle II. Friedrich ile politik sürtüşme halindeydi. Papa, Friederich'in iktidar gücünü kırmak için imparatorun haçlı seferi yolundan geri dönmesini bir fırsat olarak gördü. II. Friedrich'i, papaya verilen yemini bozmakla suçlayıp onu aforoz etti. Friedrich önce papa ile anlaşmaya yanaştı ise sonunda onun bu aforozu İtalya'da nüfuz kazanmak için yaptığını anlayıp imparatorluğun İtalya'da iktidarının güçlü olduğu takdirde bu Papa aforozunun önemi olmadığını anladı. Aforoz edilmiş olmakla beraber ordusu ile Altıncı Haçlı Seferi'ne başlayıp 1228'e denizden Suriye'ye yöneldi.
Seferin gelişmesi
İmparator Kıbrıs'ta
II. Friedrich Filistin'de Akka'ya doğrudan doğruya gitmedi. Aslanyürekli Rişar Üçüncü Haçlı Seferi başında Akka'ya gitmekte iken ele geçirdiği Kıbrıs adasını Guy de Lusignan'a devretmiş ve onun çocuksuz ölümü sonucu varisi I. Amalrik ve genç olan diğer varislerden Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na geçmişti. Bu genç varisler ve imparetorluk nominal idaresi döneminde, Kıbrıs Krallığı "vekilharç" olarak Beyrut Prensi de olan tarafından efektif olarak idare edilmişti. İmparator II. Freidrich uluslararası hukuka göre kendine bağlı olan Kıbrıs'a gelmesi bu adada hükümdarlığı efektif olarak şahsen eline almak hedefliydi. Önceleri yerli idareciler ile imparator araları iyi idi. Fakat çok geçmeden imparator ile yaşlı vekilharç John İbelinli'nin arası açıldı. İmparator John İbelinli'nin Kıbrıs adasını idare etmesinin hukuksuz olduğunu ve adanın idaresinin kendine verilmesini talep etti. Fakat bununla da kalmayıp bu adayı idare ederken John İbelinli'nin edindiği kazanç ve servetin hukuken bir yolsuzluk olduğunu ve bu yolsuzluğa ceza olarak Beyrut'un idaresinin de imparatora geçmesi gerektiğini iddia etti. Beyrut'un da kendi idaresine verilmesini talep etti.
Fakat John İbelinli imparatora bunda hatalı olduğunu bildirdi. Kıbrıs Krallığı ve Beyrut'un vasal olarak bağlı olduğu Kutsal Kudüs Krallığı'nın uluslararası hukuk kurallarına göre hukukları, kanunları ve hukuk kurumları birbirinden ayrı ve farklı iki değişik ülke olduklarını Kıbrıs'ta naip olarak yapılan idarede bir suistimal varsa bunun Beyrut'taki idareye hiçbir şekilde uluslararası hukuken ilişkili olamayacağını imparatora açıkladı . Bunun için imparatorun Kıbrıs ülkesi idaresinde suistimal olduğu için Beyrut ülkesi idaresini cezalandırmaya hakkı olmadığını anlattı. Bu hukuki çatışma bu yeni Haçlı Seferi'nin gelişmesinde aksi ve fena bir rol oynadı. O zamana kadar Kutsal Kudüs Krallığı tarihinde güçlü roller oynayan ve çok itibarlı olan John İbelinli ve ailesi İmparator'un bu aksi ve hatalı tutumu ve hareketi yüzünden ona düşman olup İmparatorun tedbir ve politikalarına devamlı olarak karşıt oldular.
İmparator'un Kudüs Krallığı merkezi Akka'ya gelmesi
Kıbrıs'tan ayrılan II. Freidrich 7 Eylül 1228'de Akka'ya çıktı. Eyyûbî Mısır Sultanı, imparatorun 1228'de Akka'ya gelmesinden hiç hoşnut olmamıştı. Beşinci Haçlı Seferi ordusuna ve imparatorla yazışması sırasında Suriye'de kardeşi Muazzam sultandı ve jeopolitik olarak Kudüs ve bir Kudüs koridorunun Haçlılara verilmesi uygun görülmekte idi. Fakat 1227'de, imparator Friedrich Filistin'e yeni vardığında, Eyyûbî Suriye Sultanı Muazzam ölmüştü. Yerine Eyyûbî Şam Sultanı olarak 20 yaşında olan oğlu Nasır Davud geçmişti. Nasır Davud, Suriye ileri gelenleri telkin ve tavsiyeleri altında kalmış ve Nablus ile Kudüs'ü elinde bulunduran amcası Mısır Sultanı Kamil bin Adil ile ihtilaflı duruma girmişti. Ama Sultan Kamil bin Adil onu zayıf ve tecrübesiz bir hükümdar olarak görmekte idi. Bu nedenle bir Kudüs koridoru ile Kudüs'ün Haçlılara terk edilmesinin jeopolitik nedeni ortadan kalkmış görünmekte idi.
Diğer taraftan İtalya'da imparatorun kayın pederi olan Jean de Brienne, Papa'nın Sicilya Krallığı üzerinde gözü olduğunu öğrenmişti. 1227'de papa III. Honorius beklenmedik şekilde ölünce yerine Papa IX. Gregorius geçmişti. Yeni Papa Sicilya'yi eline geçirme amacıyla Jean de Brienne'yi açıkça desteklemeye başladı. II. Freidrich Filistin'de Haçlı Seferi'ni geri de bırakıp şahsi şeref ve itibarının büyük bir kısmını kaybetme bahasına Sicilya Krallığı'na dönmeyi düşündüğü bildirilir. Fakat kış havasında Akdeniz'in geçilmezliği yüzünden bu imkân dahilinde değildi ve bu nedenle Filistin'de harekâta devam etti.
İmparatorun yanında getirdiği askerlerin en önemli kısmı 500 ağır süvari şövalyeler idi. Fakat Papa tarafından aforoz edildiği için bunların kendine ne kadar itaatkâr olacakları hakkında şüpheleri olduğu aşikardı. Bu orduya ödeme yapmak için sahip olduğu hazır fonları bulunmamakta idi ve büyük borç altına girmesi gerekmişti.
Akka merkezli Kudüs Krallığı hükûmet idaresi ve Katolik kilisesinin Kudüs Patrikliği de Friedrich'e verecekleri destek üzerinde ayrılığa düşmüşlerdi. Friedrich'in Papa tarafından aforoz edilmesi haberi Filistin'e eriştiği için Katolik Kilisesi bürokrasisi ve Kudüs Katolik Patriği "Gerald Lozanlı" Frederich aleyhindeydiler. Töton Şövalyeleri Freidrich'in lehindeydi. Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri'nin tutumları daha karışıktı. Papanın aforozu nedeni ile Freidrich'in ordusuna doğrudan doğruya katılmadılar; fakat Friedrich'in ordusu Müslümanlara karşı harekâta geçtiği zaman, ordu komuta heyetinden gelen emirlerde Friedrich'in ismi bulunmazsa veya çıkartılmış ise, bu emirlere uymayı kabul etmişlerdi. Doğu Akdeniz'de yerleşmiş Frank asillerin tutumları da karışıktı. Önce imparatoru gayet sevinçle karşılamışlar ve onun emrinde askeri sefere amade olduklarını ona bildirmişlerdi. Fakat zaman geçtikçe İmparatorun askerî harekâtı merkezileştirmesi ve harekâtın tek elden imparatorluk düzenine ve planlarına göre uygulanması bu Frank asillerini imparatordan gocundurdu. Özellikle imparatorun Kıbrıs'ta John İbelinli'ye karşı tutum ve davranışı hakkında ve bu asillerin uydukları ülke hukuk, kanun, kaide ve devlet idare şekillerine karşı imparatorun gayet antipatik olması hakkında haberler yayıldıkça bu kesimler imparatora karşı daha soğuk ve çekingen durmaya başladılar.
Freidrich emrinde bulunan kendi ordusu ve kendine gizliden uyan tarikat şövalyeleri ordusu ile birlikte Kudüs'ün tekrar alınması için Eyyûbîlere karşı yapmak istediği harekâtın başarılı olması için yeter sayıda askeri bulunmadığını ve Eyyûbî devletine askeri savaşla Kudüs'ü geri alamayacağını bilmekteydi. İmparator tekrar Kudüs'ün Hristiyanlar idaresi alınması için barışçıl diplomatik yolu kullanması gerektiğini ve Sultan'la yazışmalarından bunun imkân dahilinde olduğunu da bilmekteydi.
Diğer taraftan bunu imkân dahiline getiren yeni bir jeopolitik neden de ortaya çıkmıştı. Cengiz Han'ın Moğol orduları 1218'de Otrar vakasından sonra Orta Asya'da ve İran'daki Harezmşahlar Devleti'ni yenmişler; büyük şehirlerini yerle bir etmişler; bu şehirlerin ahalisinin tümünü katletmişlerdi. Harezm, Maveraünnehir ve Horasan Moğollar eline geçmisti. Son Harezmşah hükümdarı Celaleddin Harezmşah önce Afganistan ve Hindistan'a sonra da batı İran ve Azerbaycan'a kaçmıştı ve Harezmşahlar süvari orduları Suriye'ye kadar inmişlerdi. Haziran 1224'te 100.000 kadar mevcutlu bir Harezmşahlar ordusu Şam civarını talan etmiş ve ve 11 Temmuz'da Kudüs'ü ele geçirip büyük ganimet toplamışlardı; ama bu süvari ordusunun hedefi çapulculuk olduğu için buralarda yerleşme niyeti göstermemişlerdi. Birkaç ay sonra Şam civarına yapılan bir Harezmşahlar akını ise Suriye Sultanlığı orduları tarafından yenilgiye uğratılıp büyük zayiat vermişti. Bu Harezmşahlar akınları Sultan Kamil'i yeninden bir tampon bölge olarak Kudüs'ü ve bir Kudüs koridorunu Haçlılara terk etmenin jeopolitik esaslara uygun olabileceği fikrini desteklemişti.
İmparator ile Sultan Kamil karşılıklı barış müzakerelerine girişebilmek için İmparatorun askerî gücünü göstermesi ve bunun Sultan Kamil ve Yakın Doğu Müslümanları için büyük tehlike doğuracağının herkese açıkça gösterilmesi gerekmekteydi. Her ne nedenle olursa olsun Kasım 1228 ortalarında İmparator Haçlı ordusu ile Akka'dan sahilden güneye Yafa mevkiine indi. Aralık'ta ise bu mevkideki daha önceden Haçlıların eline geçmesini önlemek için Eyyûbîler tarafından yıkılmış bulunan Yafa kalesi mevkiini eline geçirip burada bulunan eski kaleyi tekrar korunaklı hale getirmeye uğraşmaya başladı. Haçlıların bu mütecaviz ilerlemesi ve Yafa kalesini yeniden kurmaları Sultan Kamil tarafından büyük bir endişe ile karşılandı ve Sultan Kamil, Batı Avrupa'nın en güçlü hükümdarı olan İmparator ile çok uzun ve çok ciddi askeri çarpışmaların olasılığı hakkında kendine yardıma gelen ve gelebileceklere haberler gönderdi.
Kudüs'ün bir barış antlaşması ile Haçlı Hristiyanlara verilmesi
Bundan birkaç hafta sonra daha hiç çarpışmalar olmadan bir yeni barış metni hazırlanmıştı ve bu barış antlaşması 16 Şubat 1229'da imzalanıp yürürlüğe konuldu. Bu barışın şartları şunlardı:
- Kudüs'ün büyük bir kısmı, özellikle Hristiyanlarca kutsal tarafları, Kutsal Kudüs Krallığı idaresi altına verilecekti. Fakat bu şehir Haçlıların Kutsal Kudüs Krallığı başkenti olmayacak ve başkent yine Akka'da kalacaktı.
- Fakat hem Hristiyanlar, hem Yahudiler hem de Müslümanlar tarafından kutsal sayılan (Hristiyan ve Yahudilerce "Tapınak Tepesi" adı verilen) , Kubbetü's-Sahre ve Mescid-i Aksa Müslümanların elinde bulunacaktı. Kudüs şehrinde ikamet eden tüm Müslümanların mülkiyet hakları ve can emniyetleri garanti altına alınmaktaydı. Müslümanlar için İslam hukukunu uygulayacak Müslüman kadılar ve özel hukuk sistemi devam edecekti.
- Arap kaynaklarına göre Eyyûbîler tarafından yıkılmış olan Kudüs kuleleri ve surları tamir edilmeyecek ne de yeniden yapılmalarına izin verilecekti.
- Kudüs'ün şartlı olarak Hristiyanlara verilmesi yanında sahilde bulunan Kudüs Krallığı başkenti Akka'dan Kudüs'e Hristiyan hacılarının güvenlikle gidebilmeleri için dar bir Kudüs koridoru idaresi de Haçlılara verilecekti. Bu koridor'dan başka Beytüllahim, Nasıra, Yafa ve Sayda da Haçlılar Kudüs Krallığı idaresine verilecekti.
- Eyyûbîler ellerine geçmiş olan Haçlı kalelerini ve Ürdün arazilerini Haçlılara geri bırakmayacaklardı.
- Bu antlaşma 1229'dan sonra 10 yıl daha geçerli olacaktı.
17 Mart 1229'da İmparator II. Friedrich Kudüs'e şahsen gidip Hristiyan kutsal yerlerini gezip ziyaret etti. Bu Kudüs gezileri sırasında Tapınak Tepesi'nde İmparator II. Friedrich ile Eyyûbî Mısır Sultanı Kamil bin Adil şahsen görüşüp karşılıklı konuşmalar yaptılar.
18 Mart günü İsa'nın mezarı bulunan Kutsal Kabir Kilisesi'inde bir taç giyme töreni ile taç giydi. Bu törenin anlamı hakkında epeyce tartışma ortaya çıkmıştır. İmparator hala Papa tarafından aforoz edilmiş bir kişi idi ve bunun için Katolik Kudüs Patriği olan "Gerald Lozanlı" ne bu ziyaretlerde ne de taç giyme tõreninde imparatora refakat etmişti. İmparatora hangi devlet tacının giydirildiği de tartışmalıdır. Günümüz tarihçilerinin çoğu bunun İmparatorluk tacı olduğuna hemfikirdirler. Fakat sadece ima için olsa bile, Kutsal Kudüs Krallığı tacı olması da olasılıdır ve halde II. Friedrich Kudüs üstünde hükümdarlık hakkını ilan etmekteydi. Fakat Friedrich'in Kutsal Kudüs Krallığına hukuken hakkı bulunmamaktaydı. Hukuken Kutsal Kudüs Kralı, ile Jean de Brienne çiftinin torunu olan ve 1228'de Friedrich'in Sicilya'dan ayrılmasından hemen önce doğan ve Kutsal Kudüs Kralı hakkı olan karısı (ve doğumdan sonra ölen) 'nin tek oğlu olan II. Konrad Kudüslü (veya IV. Konrad Almanyalı) idi ve II. Freidrich onun olsa olsa naibi idi. Fakat bu taç giyme ile imparator Avrupa'da papalığa ve Doğu Akdeniz'de kendine karşı olanlara bir iktidar gösterisi yapmış olmaktaydı.
II. Friedrich İtalya'da bir Papalık Devleti ordusu başında bulunan kayın pederi Jean de Brienne'nin bir sefere çıkıp İmparator'un idare ettiği İtalya topraklara el koyduğunu öğrendi. Bu yeni Papalık istila tehdidine karşı koymak için imparatorun mutlaka şahsen İtalya'da bulunup işlere el koyması gerekmekteydi. Bu nedenle II. Friedrich, 1 Mayıs 1229'da Kudüs'ten ayrıldı ve Akka, Limasol yolu ile 10 Haziran 1229'da İtalya'da Brindisi limanına ulaştı.
Sonuçlar
Kudüs'ün Hristiyanlar eline geçmesini sağlaması dolayısıyla ve bunu diplomatik barışçıl yollarla yapması ilk bakışta II. Friedrich'in Altıncı Haçlı Seferi'nin başarılı olduğu görüntüsünü vermektedir. Bu barışçıl diplomatik strateji bundan sonraki Haçlı seferlerinde (Fransa Kralı IX. Louis'in 'nin Yedinci Haçlı Seferi ve Sekizinci Haçlı Seferi ve İngiliz Prens Edwards'ın Dokuzuncu Haçlı Seferi'nde) denenmiş ama aynı başarılı sonuç vermemiştir.
İmparator II. Friedrich'in Filistin'e gelmesi; orada harekâtı; ve Kudüs'ün alınması ile sonuçlanan diplomatik çabaları İmparator Papa tarafından aforoz edilmiş durumda iken başarılmıştı. Böylece başarılı bir Haçlı Seferi'nin sonuçlandırılması için papalık katkısının çok az olduğu ortaya çıkmıştı. Eğer papalık daha önceki haçlı seferlerinin askeri gelişmesini sıkı sıkı idare etmeye çalışmasa belki, hiç papalık olmadan Haçlıların Konstantinopolis'i almaları fiyaskosunu doğuran Dördüncü Haçlı Seferi'nden sonraki, Haçlı Seferleri'nin özellikle çok başarısız sonuçlarının (örneğin Altıncı Haçlı Seferinde Haçlı ordusunu Mansure yakınlarında bir adada mahsur kalıp esir düşmesi gibi, Yedinci Haçlı Seferi'nde Haçlı ordusunun Fariskur Muharebesi'nde elemine edilip IX. Louis'nin esir düşmesi gibi felaketli sonuçların) daha değişik olması mümkün olabileceği düşünülebilir ama bu gerçek tarih değil olsa olsa faslından bir alternatif tarih romanı konusudur.
II. Friedrich'in bu Haçlı Seferi sırasında Kudüs Krallığı ile Kıbrıs Krallığı'na yaptığı politik müdahaleler ise çok kanlı iç savaşların ortaya çıkmasına neden olduğu işaret edilmiştir. Kıbrıs'ta, Friedrich'in oradan ayrılması ile hemen bir iç savaş ortaya çıktı. Kıbrıs'ta yetişkin olmayan Kral Henri'nin savunulması için Friedrich "Amalrik Barlais" başkanlığı altında 5 kişilik bir naipler heyeti kurmuştu. Bu naipler heyeti Friedrich'e ödemeyi kabul ettikleri 10.000 mark tazminatı finanse etmek için vergileri gayet yüksek hadlere artırdı ve eski Kıbrıs yöneticisi olan Jean İbelinli ve yakınlarının imtiyazlarını ve gayrimenkullerini devletleştirdi. Akka'da bulunan Jean İbelinli bir ordu ile Famagusta (günümüzde Gazimağusa'nın) kuzeyinde Kıbrıs'a çıkartma yaptı. Lefkoşa yakınlarında bu ordu ile naiplerin Kıbrıs ordusu 14 Temmuz'da çarpıştılar ve sayıca büyük olmakla beraber Kıbrıs ordusu yenildi. Naipler heyeti kaçıp önemli Kıbrıs kalelerine sığındılar ve Jean İbelinli bu kaleleri ablukaya aldı. Çok geçmeden Girne, Jean İbelin'li ye teslim oldu. Ama genç kral Henri ile kızkardeşlerinin kaçtığı "Dieu d'Amour" ve Kantara kaleleri dayanıp ancak 1230 yazında açlık dolayısıyla teslim oldular. Kral Henri 1232'de yetişkinliğe erişip idareyi eline alana kadar Kıbrıs Jean İbelinli tarafından idare edildi.
Diğer taraftan Filistin'deki Kudüs Krallığı İmparator Friedrich'in seçtiği "Balian Saydalı" ile Alman asıllı "Garnier" adlı naipler tarafından bir müddet barış altında idare edildi. Fakat 1229 güzünde Kıbrıs'lı Kraliçe Alis Akka'ya gelerek Kudüs krallığı üzerinde meşru haklarını korumak sürecini başlatınca bu krallık da bir keşmekeş içine girdi. Bundan sonra uzun yıllar bir dengeli bir merkezi otorite tarafından idaresi nerede ise imkânsız oldu. Buna başlıca neden Friedrich'in bu Haçlı krallığın Avrupa'dan getirilen feodal prensiplere göre kurulup idame ettirildiğinin anlamaması ve merkezi bir idareyi empoze etmeye çalışması idi. Resmen Kutsal Kudüs Krallığı kralı II. Friedrich'in oğlu Konrad idi ama bu kişi Filistin'e hiç gelmedi.
Kraliçe Alis'ın krallığa hak iddia etmesi ve bunu güç kullanarak uygulamaya çalışmaları bütün güç dinamiklerini ortaya çıkarttı. 1243'e kadar Kudüs Krallığı'nda imparatora bağlı idareci asil baronlar ile Doğu Akdeniz'e uzun müddet yerleşmiş olan asiller arasında devamlı çekişmeler oldu. 1243'te imparator taraftarlarının siyaset alanından çekilmeleri sonucunda bu krallıktaki feodal idarede kırsal, soylu, derebeyi nitelikli ileri gelenler ve bu krallığa özel "Tapınak Şövalyeleri" ve "Hospitalier Şövalyeler"'in merkezi hükûmeti tanımayıp kendi bildiklerini sırf kendi menfaatlerine uygun olarak yapmaktaydılar ve bunun önüne geçebilecek merkezi idare hükûmeti kurulması imkânsızdı. Bunların yanında Doğu Akdeniz'de ticaret için bulunan Venedikliler, Cenevizliler ve Pisalılar da Kudüs Krallığı'nda kendi menfaatlerine uygun iç ve d politikalar uygulanması için büyük uğraşlar gösterdiler. Bir güçlü kral bulunmaması ve bu halde istikrarlı ve uzak görüşlü iktidar gösterecek kral naiplerinin seçilememesi krallıkta çıkan çatışmalarda gücünü göstererek bir merkezi otoritenin ortaya çıkmamasına sebep oldu. 1269'da II. Friedrich ve Yolanda'nın ahvadının sona ermesi ile Kıbrıs Kralı III. Hugh'un merkezi iktidarı güçlendirme uğraşlarına yol açtı. Bu başarısız kaldı. Bölgedeki Memluklu gücü çok büyümüştü ve ufak Akka merkezli bir krallık Memluklulara karşı direnemedi ve tarihten göçtü gitti.
Eyyûbîlere gelince, Sultan Kamil'in Kudüs'ü Hristiyanlara vermesi onun hakkında gayet kötü Müslüman reaksiyonlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Suriye'de bu reaksiyon taht kavgası şekline dönüştü. Mısır Eyyûbî Sultanı Kamil bin Adil kendine karşı olan yeğeni Nasır Davud'u ve onun merkezi olan Şam kalesini Haziran 1229'da kuşatmaya aldı. Nasır Davud Elcezire Emiri olan diğer amcası 'den yardım istedi fakat bu yardım gelmedi. Eyyubiler Mısır Sultanı olan Kamil bin Adil ve Elcezire Emiri olan kardeşi Eşref bin Adil kendi aralarında Eyyubiler ülkesini bölüştüler. Kamil bin Adil, Filistin ile bugünkü Ürdün ve Mısır arazileri üstünde Mısır Sultanı ve en üst düzeyde Eyyubiler sultan olacaktı. Eşref bin Adil ise Suriye Sultanı olacaktı. Kuşatılan Şam şehri Sultan Kamil bin Adil eline geçtikten sonra amcası Nasır bin Davud'a "Kerek Emiri" görevi ile idare için Kerek kalesini ve etrafındaki şimdiki Ürdün olan arazileri verdi.
Kamil bin Adil 1238'de ölünce oğullarından Salih Eyyub Suriye Sultanı ve II. Adil Mısır Sultanı oldu. Fakat çok geçmeden Eyyûbî devleti karıştı ve ayaklanmalar ile sonra iç harp çıktı. 1229'da Sultan Kamil ile İmparator Freidrich'in yaptıkları antlaşma dönemi 1239'da sona erdi. Ne Haçlılar ne de Eyyûbî tarafı yeni bir antlaşma yapmaya yanaşmadılar. Bu antlaşmanın sona ermesinden yüz gün kadar sonra Kasım 1239'da Eyyûbî Kerek Emiri olan Nasır Davud bir baskınla Kudüs şehrini idaresi altına aldı. Fakat elindeki güçle Kudüs'ü koruyamayacağını anlayınca şehrin en önemli duvar kulelerinden olan Davud Kulesini ve diğer bazı sur kısımlarını yıktırdı ve sonra tekrar Kerek'a çekildi.
Diğer taraftan Katolik Kilisesi yeni Haçlı seferleri düzenlemek peşinde idi. 1234'te Papa IX. Gregorius Kudüs üzerindeki antlaşmanın 10 yılından sona 1239'da ermesinden hemen önce Temmuz 1239'da bir konsil toplamak için davetler gönderdi. Bu davetlere uygun olarak 1239'dea ve 1240'ta Navarre Kralı bir haçlı seferi başlattı. Bu sefere Navarra Krallığı ordusu yanında Fransa asilerinden olan Pierre Dreux'lu, Hugh Dükü ve diğer bazı aşağı rütbeli asiller de katıldılar. Kurulan Haçlılar ordusu denizden Eylül 1239'da Akka'ya vardı. Bu ordu Akka'dan Kasım 1239'da Kudüs'e doğru yürümeye başladı ama şehirden hemen dışarıda Eyyûbî ordusu tarafından yenildi ve Aka'ya geri çekildi. Teobald Filistin'de bulunan Eyyûbî ordu komutanı ile bir antlaşma yapıp Akka yakınlarında Eyübiler eline geçmiş olan arazilerin tekrar Haçlı Hristiyan sahiplerine geri verilmesini sağladı. Fakat bu sefere katılan Hristiyanlar arasında husumet doğurdu. Teobald, Eylül 1240'ta Avrupa'ya geri dönmek üzere Filistin'den ayrıldı.
1240'ta İngiltere Kralı III. Henry'nin küçük kardeşi olan Richard Cornwall İngiltere'den topladığı bir Haçlılar ordusu kurdu ve bu ordu ile denizden Ekim 1240 Akka'ya ulaştı. Bu ordu ile Kudüs'te kalıp Eyyûbîler ile daha önceki Haçlı ordusu komutanı Kral Theobald'in yaptığı antlaşmanın uygulanmasını sağladı. Bundan sonra Mayıs 1241'da İngiltere'ye geri gitmek üzere Akka'dan ayrıldı.
Eyyûbîler Kudüs'ü ellerine geçirmek için Moğolların ülkelerini yerle bir ettikten sonra Ortadoğu'da akıncılık yapan Harzemşahlar kalıntı ordularını yardıma çağırdılar. Temmuz 1244'te şehir kapılarına gelen Harezmşahlar ordusu şehri kuşattı ve 15 temmuz'da Kudüs Harezmşahlar ordusu eline geçti. Bu ordu ganimet elde etmek için şehrin altını üstüne getirerek şehri yaktı yıktı; şehir harabeye döndürüldü. Harezmşah ordusu ayrıldıktan sonra şehir ne Müslümanlar ne de Hristiyanlar tarafından yaşanacak bir yer olmaktan çıktı.
Fransız Kralı IX. Louis, Kudüs'ün harabeye döndürülmesini protesto edip Kudüs'ün tekrar Hristiyanlar eline geçmesini sağlamak için Yedinci Haçlı Seferi'ni yaptı. Fakat bu Haçlı Seferi de Mısır'a Dimyat'a gitti; o kaleyi alıp Kahire üzerine yürüdü. Mansure önünde gerçekleşen Mansure Muharebesi'nde yenildi. Dimyat'a geri çekilmekteyken Fariskur Muharebesi'nde Haçlı ordusu tamamıyla bozguna uğratılıp elemine edildi ve Fransız Kralı esir düştü. Bu sefer sırasında Eyyûbî hanedanı Mısır'da ortadan kalktı ve yerine Memlûk Devleti kuruldu.
Ayrıca bakınız
Dipnotlar
- ^ a b c d Maaluf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul, Yapı Kredi Kültür Yayınları, ISBN 975-80-121-6
- ^ a b Rahimli, İsmayil (2022). Altıncı Haçlı Seferi: Kudüs'ün Diplomasi Yoluyla Kaybı. İstanbul: Dönem Yayıncılık. ss. 141-153. ISBN .
- ^ Rahimli, İsmayil (2022). Altıncı Haçlı Seferi: Kudüs'ün Diplomasi Yoluyla Kaybı. İstanbul: Dönem Yayıncılık. ss. 123-130. ISBN .
- ^ Grousset, René, (1936 Yeni bas.2006), Histoire des croisades et du royaume franc de Jérusalem - III. 1188-1291 L'anarchie franque, Paris:Perrin s.316 ve 320-6
- ^ Bazı tarihçiler, bunlar arasında Malouf, imparator ile Sultan Kamil'in bir danışıklı döğüş yapmak için özellikle Sultan Kamil'in yakını elçi Emir Fahreddin ile II. Friedrich arasında Akka'da yapılan gizli diplomatik müzakerelerle anlaştıklarını ve imparatorun yaptığı bir gövde gösterisinin haberlerinin abartılıp barış müzakerelerine başlama bahanesi bulunduğunu bildirmektedir.
- ^ Abulafia, David (ed) (1999) New Cambridge Medieval History Volume 5: c.1198–c.1300, Cambridge:Cambridge University Press s.576 {http://dx.doi.org/10.1017/CHOL9780521362894] (İngilizce)
- ^ (İngilizce). Britannica.com. 4 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Jotischky (2004), Crusading and the Crusader States, Edinburgh, (İngilizce)
- ^ Runciman .. s.194
- ^ Runciman .. s.192
Dış bağlantılar
- Maaluf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul, Yapı Kredi Kültür Yayınları, ISBN 975-80-121-6
- Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt Akka Krallığı ve Daha Sonraki Haçlı Seferleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları
- Demirkent, Işın (1997), Haçlı Seferleri, İstanbul:Dünya Yayıncılık,
- Cattaneo, Giulio (1992). Federico II di Svevia (İtalyanca). Roma: Newton & Compton.
- "Altinci Haçlı seferi" websitesi[](Fransızca)
- Grousset René, (1944) Les Croisades, Paris: "Que sais-Je? Koleskiyonu (Fransızca)
- Rahimli, İsmayil (2022), Altıncı Haçlı Seferi: Kudüs'ün Diploması Yoluyla Kaybı, İstanbul: Dönem Yayıncılık,
ISBN: | 9786257555319 |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Altinci Hacli Seferi Kudus un geri alinmasi icin 1228 yilinda Besinci Hacli seferi nin basarisizlikla bitmesinden yedi yil sonra baslatilan Hacli Seferidir Altinci Hacli SeferiHacli SeferleriII Friedrich sol Sultan Kamil ile bulusuyorTarih1228 1229BolgeKibris FilistinSonucDiplomatik Hacli zaferiTaraflarKutsal Roma Cermen Imparatorlugu ve muttefikleri Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu Toton SovalyeleriEyyubilerKibris Kralligi IbelinKomutanlar ve liderlerII Friedrich Hermann von SalzaKamilI Henri Ibelinli John Diger Hacli Seferlerine kiyasla bu Hacli Seferinde gayet az askeri carpisma olup fazla kan dokulmeden gelisip sona ermistir Kutsal Roma Imparatoru II Friedrich Eyyubi Sultani Kamil bin Adil ile diplomatik girisimlerden sonra onunla uzlasmis ve 1229 Latin Kutsal Kudus Kralligi tekrar Kudus u ve diger kucuk alanlari kontrolu altina almistir Bu durum 15 yil degismeden devam etmistir II Friedrich ve PapalikSicilya Krali Almanya Krali ve 1220 den itibaren Kutsal Roma Germen Imparatoru olan II Friedrich in Besinci Hacli Seferi ne sahsen katilmasi icin once Papa III Honorius ve sonra Papa IX Gregorius tarafindan israrla tesvik edilmesine ve Misir da bulunan Haclilarin buyuk bekleyislerine ragmen II Friedrich bu sefere sahsen katilmadi Ama cok sayida Alman Hacli askerleri gondermek suretiyle bu seferi yakindan destekledigini acikca ortaya koydu Sahsen istirak etmemesine baslica iki neden hukumdarlik yaptigi ulkelerde siyasi durumunu pekistirmek idi Almanya da yetismemis oldugu icin parca parca buyuklu kucuklu devletlerden olusan bu ulkede krallik yapmak icin bu parcalara ayri ayri sahsi dikkatini cekmesi ve kendini iyi tanitmasi gerekmekteydi Sicilya Krali ve guney Italya daki topraklarinda eski Norman Hauteville Hanedani sona ermisti ve saltanat kendisinin ilk hukumdari oldugu Hohenstaufen Hanedani na gecmisti Bu hukumdarlik gucunu konsolide etmesi ve ozellikle bu ulkeye gozunu dikip bu ulkenin bir kismini hatta hepsini Papalik Devleti idaresi altina almak isteyen papanin entrikalarina karsi hazir bulunmasi gerekli idi 1218 de Besinci Hacli Seferi Misir a Dimyat a yoneldi ve bu kaleyi aldi Bu sirada Eyyubi Misir Sultan Adil oldu Yerine Misir Sultanligina oglu Kamil bin Adil gecti ve 1200 den beri Sam valisi olan diger oglu Muazzam bin Adil Suriye Eyyubi sultani oldu Dimyat i eline geciren Haclilara karsi her iki Sultanin ordusu savasmaktaydilar Bu savas sirasinda Eyyubi Sultani Kamil Dimyat ta bulunan Haclilara ozel sartlar altinda barissal olarak Kudus u verme teklifleri yaptigi bilinmektedir Bu teklifler uzerinde muzakereler sonunda bir anlasma saglanmasi cok muhtemeldi ama Besinci Hacli Seferi genel idarecisi Papalik temsilcisi Kardinal Albano lu Pelagius un gayet sert tutumu bu gayet uygun tekliflerin Haclilar tarafindan ret edilmesine yol acti Eyyubi Sam Sultani olan de Eyyubilerin bu teklifi hakkinda pek cekimserdi ve Suriyeliler bu tekliflerin kendileri aleyhlerinde isleyebilecegini dusunmekteydiler Tam bu sirada Pelagius un israri uzerine Hacli ordusunun buyuk bir kismi Dimyat dan cikip Kahire ye hucum icin yuruyuse gecti Kuru Nil Nehri yatagi kenarindan Mansure de geldi Buradayken Nil Nehri nin mevsimlik seli basladi ve Eyyubi ordusu onculeri Nil in kenar duvarlarini yiktilar Yukselen Nil sulari tasti ve Kahire ye gitme hedefli Hacli ordusunun Mansure yakinlarinda bir ada haline donusmus olan yuksekce bir arazi uzerinde mahsur kalmasina neden oldu Levazim ve iase temin edilemedigi icin bu Hacli ordusunun Eyyubilere teslim olmasi gerekti Teslim anlasmasina gore esir alinan Haclilar ancak Dimyat kalesi bosaltildiktan sonra serbest kalabildiler ve Dimyat tan ayrilanlarla birlikte Misir dan ciktilar Bu Hacli ordusunun Eyyubilere teslim olmasi ve 8 Eylul 1221 de Dimyat kalesinin Eyyubilere geri verilmesi sonucunda Besinci Hacli Seferi tum basarisizliga sona erdi Nisan 1220 de II Friedrich Kutsal Roma Germen Imparatoru secildi 22 Kasim 1220 de Papa III Honorius tarafindan Roma da bir torenle imparatorluk taci giydirildi II Friedrich bu torende Papa ya Misir a gidip Hacli seferine sahsen katilmak icin soz vermekle beraber yine bir Hacli seferine sahsen gitmekte gecikti 1225 te Papa III Honorius araciligi ile II Friedrich Kutsal Kudus Krali varisi dolayisiyla efektif olarak Kutsal Kudus Krali olan Jean de Brienne nin kizi olan ile evlendi Bu sirada Kudus elinde bulundurulmamakla beraber Hacli Frank Kutsal Kudus Kralligi Devleti Akka merkezli olarak hukumet surmeye devam etmekte idi Friedrich yeni karisinin hanedan haklarini kendi uzerine alarak Kutsal Kudus Kralligi kralligina hak kazanmis oldu Papa III Honorius un istedigi gibi bu hakkini gerceklestirip kralligin baskenti olarak kabul ettigi Eyyubilerin elinde bulunan Kudus u geri almak Friedrich in ana hedefi oldu Ama Temmuz 1225 te Papa ile II Friedrich ile yapilan San Germano Antlasmasi ile II Friedrich in sefere cikmasi 2 yil daha 1227 ye kadar geciktirildi Bu tarihe uyabilmek icin II Friedrich cok ciddi sefer hazirliklarina giristi Imparator II Freidrich ve Misir Sultani KamilImparator Freidrich o zamanlar daha Arap kulturunun kaybolmadigi Sicilya da yetismisti Bu ulkede o zaman bulunmakta olan Islam alimlerinden dersler almis ve Arapca ve Arap Islam kulturu uzerinde gayet genis bilgiler edinmis bulunmaktaydi Imparator cok iyi Arapca konusma ve yazma bilmekteydi Eyyubi ulkesinde olan bitenlerden imparator devamli haberdardi Eyyubi Misir Sultani Kamil bin Adil de imparatorun bu sohretini duymustu 1225 te Misir Sultani Kamil Sicilya Kralligi baskentinde yasamakta olan imparatora Emir Fahreddin baskanliginda bir elci heyeti gonderdi Emir Fahreddin imparatorun Araplara ve Arap Islam yuksek kulturune yakinligini birinci elden gordu Elci olan Emir Fahreddin ile imparator arasinda yakin bir dostluk kuruldu Elci Emir Fahreddin Misir a geri donunce imparatorun Araplara yakinliginin soylentiler degil gercek oldugunu Sultan Kamil bin Adil e bildirdi Imparator Freidrich ile Misir Sultani Kamil birbirleri arasinda yazismalara giristiler Iki Arap Islam yuksek kulturu ile gayet iyi yetismis egitimli ve acik kafali Sultan birbirleri iyi gayet iyi anlasmaktaydilar Yazismalari sadece dis politika meseleleri uzerine degil her iki hukumdari da ilgilendiren felsefe metafizik ve kozmoloji konularinda da oldu Imparator Friedrich bir yazismasinda hayvan davranislari hakkinda ilgisinden bahsedince Sultan Kamil bin Adil Misir dan ona ayilar maymunlar develer ve hatta bir fil bile gonderdi ve bunlar Arap asilli bakicilari ile imparatorun ozel hayvanat bahcesinde korundu Kamil bin Adil gonderdigi bir yazismada imparatorun Filistin e gelmesini istedigini ve onunla Kudus te bulusmaktan memnun olacagini yazdigi da bildirilmektedir Tarihciler Misir Sultani Kamil in Besinci Hacli Seferi haclilarina ve sonra sahsi yazismalarinda Kudus u imparatorun Haclilarina terk etmeye hazir oldugunu bildirmesinin nedenleri uzerinde durmuslardir Bazi tarihciler hem Sultan Kamil in hem de imparatorun koyu dinsel inanclari olmadigini Kudus un dinsel olarak her iki dinde de kutsal onemini goz altina almadiklarini bildirmektedirler Sultan Kamil in Kudus u Haclilara birakma teklifinin sirf askeri ve jeopolitik nedenlere dayandigi ve Kamil in kendisi idaresinde bulunan Misir Eyyubi sultanligi ile kardesi Muazzam idaresinde bulunan Suriye Eyyubi Sultanligi arasinda Hristiyanlara ait Kudus ve Kudus u deniz limanina baglayan bir kara koridorunun bir tampon bolge seklinde olup Misir i Suriye den gelebilecek bir hucumdan koruyacagini dusundugunu yazmaktadirlar 1227 de Papa III Honorius olup Papa IX Gregorius papaliga gectigi zaman II Friedrich bir buyuk deniz filosuna bindirilmis olan bir Hacli ordusu ile Brindisi den Filistin de bulunan Akka ya hareket etti Fakat bu filoda ve askerleri arasinda cikan bir hastalik salginini neden gostererek yolun yarisina bile varmadan filo ile Italya ya geri dondu ve Hacli askerler ve filo gecici olarak serbest birakildi Papa IX Gregorius imparatorun gayet buyuk olan iktidar gucunu kirmak Katolik kilisesini Italya ve Almanya da tekrar en buyuk moral iktidar guclu kurum olmasini saglamak hatta guney Italya ve Sicilya yi kismen hatta tumuyle Papalik Devleti ne ilhak etmek istemekteydi Ozellikle Friedrich in Italya da guclenmesini papaligin dunyevi iktidar gucune karsi bir politik hareket olarak gormekteydi ve bu imparatorluk gucunu zayiflatmak istemekteydi Bu nedenle II Friedrich ile politik surtusme halindeydi Papa Friederich in iktidar gucunu kirmak icin imparatorun hacli seferi yolundan geri donmesini bir firsat olarak gordu II Friedrich i papaya verilen yemini bozmakla suclayip onu aforoz etti Friedrich once papa ile anlasmaya yanasti ise sonunda onun bu aforozu Italya da nufuz kazanmak icin yaptigini anlayip imparatorlugun Italya da iktidarinin guclu oldugu takdirde bu Papa aforozunun onemi olmadigini anladi Aforoz edilmis olmakla beraber ordusu ile Altinci Hacli Seferi ne baslayip 1228 e denizden Suriye ye yoneldi Seferin gelismesiImparator Kibris ta II Friedrich Filistin de Akka ya dogrudan dogruya gitmedi Aslanyurekli Risar Ucuncu Hacli Seferi basinda Akka ya gitmekte iken ele gecirdigi Kibris adasini Guy de Lusignan a devretmis ve onun cocuksuz olumu sonucu varisi I Amalrik ve genc olan diger varislerden Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu na gecmisti Bu genc varisler ve imparetorluk nominal idaresi doneminde Kibris Kralligi vekilharc olarak Beyrut Prensi de olan tarafindan efektif olarak idare edilmisti Imparator II Freidrich uluslararasi hukuka gore kendine bagli olan Kibris a gelmesi bu adada hukumdarligi efektif olarak sahsen eline almak hedefliydi Onceleri yerli idareciler ile imparator aralari iyi idi Fakat cok gecmeden imparator ile yasli vekilharc John Ibelinli nin arasi acildi Imparator John Ibelinli nin Kibris adasini idare etmesinin hukuksuz oldugunu ve adanin idaresinin kendine verilmesini talep etti Fakat bununla da kalmayip bu adayi idare ederken John Ibelinli nin edindigi kazanc ve servetin hukuken bir yolsuzluk oldugunu ve bu yolsuzluga ceza olarak Beyrut un idaresinin de imparatora gecmesi gerektigini iddia etti Beyrut un da kendi idaresine verilmesini talep etti Fakat John Ibelinli imparatora bunda hatali oldugunu bildirdi Kibris Kralligi ve Beyrut un vasal olarak bagli oldugu Kutsal Kudus Kralligi nin uluslararasi hukuk kurallarina gore hukuklari kanunlari ve hukuk kurumlari birbirinden ayri ve farkli iki degisik ulke olduklarini Kibris ta naip olarak yapilan idarede bir suistimal varsa bunun Beyrut taki idareye hicbir sekilde uluslararasi hukuken iliskili olamayacagini imparatora acikladi Bunun icin imparatorun Kibris ulkesi idaresinde suistimal oldugu icin Beyrut ulkesi idaresini cezalandirmaya hakki olmadigini anlatti Bu hukuki catisma bu yeni Hacli Seferi nin gelismesinde aksi ve fena bir rol oynadi O zamana kadar Kutsal Kudus Kralligi tarihinde guclu roller oynayan ve cok itibarli olan John Ibelinli ve ailesi Imparator un bu aksi ve hatali tutumu ve hareketi yuzunden ona dusman olup Imparatorun tedbir ve politikalarina devamli olarak karsit oldular Imparator un Kudus Kralligi merkezi Akka ya gelmesi Kibris tan ayrilan II Freidrich 7 Eylul 1228 de Akka ya cikti Eyyubi Misir Sultani imparatorun 1228 de Akka ya gelmesinden hic hosnut olmamisti Besinci Hacli Seferi ordusuna ve imparatorla yazismasi sirasinda Suriye de kardesi Muazzam sultandi ve jeopolitik olarak Kudus ve bir Kudus koridorunun Haclilara verilmesi uygun gorulmekte idi Fakat 1227 de imparator Friedrich Filistin e yeni vardiginda Eyyubi Suriye Sultani Muazzam olmustu Yerine Eyyubi Sam Sultani olarak 20 yasinda olan oglu Nasir Davud gecmisti Nasir Davud Suriye ileri gelenleri telkin ve tavsiyeleri altinda kalmis ve Nablus ile Kudus u elinde bulunduran amcasi Misir Sultani Kamil bin Adil ile ihtilafli duruma girmisti Ama Sultan Kamil bin Adil onu zayif ve tecrubesiz bir hukumdar olarak gormekte idi Bu nedenle bir Kudus koridoru ile Kudus un Haclilara terk edilmesinin jeopolitik nedeni ortadan kalkmis gorunmekte idi Diger taraftan Italya da imparatorun kayin pederi olan Jean de Brienne Papa nin Sicilya Kralligi uzerinde gozu oldugunu ogrenmisti 1227 de papa III Honorius beklenmedik sekilde olunce yerine Papa IX Gregorius gecmisti Yeni Papa Sicilya yi eline gecirme amaciyla Jean de Brienne yi acikca desteklemeye basladi II Freidrich Filistin de Hacli Seferi ni geri de birakip sahsi seref ve itibarinin buyuk bir kismini kaybetme bahasina Sicilya Kralligi na donmeyi dusundugu bildirilir Fakat kis havasinda Akdeniz in gecilmezligi yuzunden bu imkan dahilinde degildi ve bu nedenle Filistin de harekata devam etti Imparatorun yaninda getirdigi askerlerin en onemli kismi 500 agir suvari sovalyeler idi Fakat Papa tarafindan aforoz edildigi icin bunlarin kendine ne kadar itaatkar olacaklari hakkinda supheleri oldugu asikardi Bu orduya odeme yapmak icin sahip oldugu hazir fonlari bulunmamakta idi ve buyuk borc altina girmesi gerekmisti Akka merkezli Kudus Kralligi hukumet idaresi ve Katolik kilisesinin Kudus Patrikligi de Friedrich e verecekleri destek uzerinde ayriliga dusmuslerdi Friedrich in Papa tarafindan aforoz edilmesi haberi Filistin e eristigi icin Katolik Kilisesi burokrasisi ve Kudus Katolik Patrigi Gerald Lozanli Frederich aleyhindeydiler Toton Sovalyeleri Freidrich in lehindeydi Tapinak Sovalyeleri ve Hospitalier Sovalyeleri nin tutumlari daha karisikti Papanin aforozu nedeni ile Freidrich in ordusuna dogrudan dogruya katilmadilar fakat Friedrich in ordusu Muslumanlara karsi harekata gectigi zaman ordu komuta heyetinden gelen emirlerde Friedrich in ismi bulunmazsa veya cikartilmis ise bu emirlere uymayi kabul etmislerdi Dogu Akdeniz de yerlesmis Frank asillerin tutumlari da karisikti Once imparatoru gayet sevincle karsilamislar ve onun emrinde askeri sefere amade olduklarini ona bildirmislerdi Fakat zaman gectikce Imparatorun askeri harekati merkezilestirmesi ve harekatin tek elden imparatorluk duzenine ve planlarina gore uygulanmasi bu Frank asillerini imparatordan gocundurdu Ozellikle imparatorun Kibris ta John Ibelinli ye karsi tutum ve davranisi hakkinda ve bu asillerin uyduklari ulke hukuk kanun kaide ve devlet idare sekillerine karsi imparatorun gayet antipatik olmasi hakkinda haberler yayildikca bu kesimler imparatora karsi daha soguk ve cekingen durmaya basladilar Freidrich emrinde bulunan kendi ordusu ve kendine gizliden uyan tarikat sovalyeleri ordusu ile birlikte Kudus un tekrar alinmasi icin Eyyubilere karsi yapmak istedigi harekatin basarili olmasi icin yeter sayida askeri bulunmadigini ve Eyyubi devletine askeri savasla Kudus u geri alamayacagini bilmekteydi Imparator tekrar Kudus un Hristiyanlar idaresi alinmasi icin bariscil diplomatik yolu kullanmasi gerektigini ve Sultan la yazismalarindan bunun imkan dahilinde oldugunu da bilmekteydi Diger taraftan bunu imkan dahiline getiren yeni bir jeopolitik neden de ortaya cikmisti Cengiz Han in Mogol ordulari 1218 de Otrar vakasindan sonra Orta Asya da ve Iran daki Harezmsahlar Devleti ni yenmisler buyuk sehirlerini yerle bir etmisler bu sehirlerin ahalisinin tumunu katletmislerdi Harezm Maveraunnehir ve Horasan Mogollar eline gecmisti Son Harezmsah hukumdari Celaleddin Harezmsah once Afganistan ve Hindistan a sonra da bati Iran ve Azerbaycan a kacmisti ve Harezmsahlar suvari ordulari Suriye ye kadar inmislerdi Haziran 1224 te 100 000 kadar mevcutlu bir Harezmsahlar ordusu Sam civarini talan etmis ve ve 11 Temmuz da Kudus u ele gecirip buyuk ganimet toplamislardi ama bu suvari ordusunun hedefi capulculuk oldugu icin buralarda yerlesme niyeti gostermemislerdi Birkac ay sonra Sam civarina yapilan bir Harezmsahlar akini ise Suriye Sultanligi ordulari tarafindan yenilgiye ugratilip buyuk zayiat vermisti Bu Harezmsahlar akinlari Sultan Kamil i yeninden bir tampon bolge olarak Kudus u ve bir Kudus koridorunu Haclilara terk etmenin jeopolitik esaslara uygun olabilecegi fikrini desteklemisti Imparator ile Sultan Kamil karsilikli baris muzakerelerine girisebilmek icin Imparatorun askeri gucunu gostermesi ve bunun Sultan Kamil ve Yakin Dogu Muslumanlari icin buyuk tehlike doguracaginin herkese acikca gosterilmesi gerekmekteydi Her ne nedenle olursa olsun Kasim 1228 ortalarinda Imparator Hacli ordusu ile Akka dan sahilden guneye Yafa mevkiine indi Aralik ta ise bu mevkideki daha onceden Haclilarin eline gecmesini onlemek icin Eyyubiler tarafindan yikilmis bulunan Yafa kalesi mevkiini eline gecirip burada bulunan eski kaleyi tekrar korunakli hale getirmeye ugrasmaya basladi Haclilarin bu mutecaviz ilerlemesi ve Yafa kalesini yeniden kurmalari Sultan Kamil tarafindan buyuk bir endise ile karsilandi ve Sultan Kamil Bati Avrupa nin en guclu hukumdari olan Imparator ile cok uzun ve cok ciddi askeri carpismalarin olasiligi hakkinda kendine yardima gelen ve gelebileceklere haberler gonderdi Kudus un bir baris antlasmasi ile Hacli Hristiyanlara verilmesi Bundan birkac hafta sonra daha hic carpismalar olmadan bir yeni baris metni hazirlanmisti ve bu baris antlasmasi 16 Subat 1229 da imzalanip yururluge konuldu Bu barisin sartlari sunlardi Kudus un buyuk bir kismi ozellikle Hristiyanlarca kutsal taraflari Kutsal Kudus Kralligi idaresi altina verilecekti Fakat bu sehir Haclilarin Kutsal Kudus Kralligi baskenti olmayacak ve baskent yine Akka da kalacakti Fakat hem Hristiyanlar hem Yahudiler hem de Muslumanlar tarafindan kutsal sayilan Hristiyan ve Yahudilerce Tapinak Tepesi adi verilen Kubbetu s Sahre ve Mescid i Aksa Muslumanlarin elinde bulunacakti Kudus sehrinde ikamet eden tum Muslumanlarin mulkiyet haklari ve can emniyetleri garanti altina alinmaktaydi Muslumanlar icin Islam hukukunu uygulayacak Musluman kadilar ve ozel hukuk sistemi devam edecekti Arap kaynaklarina gore Eyyubiler tarafindan yikilmis olan Kudus kuleleri ve surlari tamir edilmeyecek ne de yeniden yapilmalarina izin verilecekti Kudus un sartli olarak Hristiyanlara verilmesi yaninda sahilde bulunan Kudus Kralligi baskenti Akka dan Kudus e Hristiyan hacilarinin guvenlikle gidebilmeleri icin dar bir Kudus koridoru idaresi de Haclilara verilecekti Bu koridor dan baska Beytullahim Nasira Yafa ve Sayda da Haclilar Kudus Kralligi idaresine verilecekti Eyyubiler ellerine gecmis olan Hacli kalelerini ve Urdun arazilerini Haclilara geri birakmayacaklardi Bu antlasma 1229 dan sonra 10 yil daha gecerli olacakti 17 Mart 1229 da Imparator II Friedrich Kudus e sahsen gidip Hristiyan kutsal yerlerini gezip ziyaret etti Bu Kudus gezileri sirasinda Tapinak Tepesi nde Imparator II Friedrich ile Eyyubi Misir Sultani Kamil bin Adil sahsen gorusup karsilikli konusmalar yaptilar 18 Mart gunu Isa nin mezari bulunan Kutsal Kabir Kilisesi inde bir tac giyme toreni ile tac giydi Bu torenin anlami hakkinda epeyce tartisma ortaya cikmistir Imparator hala Papa tarafindan aforoz edilmis bir kisi idi ve bunun icin Katolik Kudus Patrigi olan Gerald Lozanli ne bu ziyaretlerde ne de tac giyme toreninde imparatora refakat etmisti Imparatora hangi devlet tacinin giydirildigi de tartismalidir Gunumuz tarihcilerinin cogu bunun Imparatorluk taci olduguna hemfikirdirler Fakat sadece ima icin olsa bile Kutsal Kudus Kralligi taci olmasi da olasilidir ve halde II Friedrich Kudus ustunde hukumdarlik hakkini ilan etmekteydi Fakat Friedrich in Kutsal Kudus Kralligina hukuken hakki bulunmamaktaydi Hukuken Kutsal Kudus Krali ile Jean de Brienne ciftinin torunu olan ve 1228 de Friedrich in Sicilya dan ayrilmasindan hemen once dogan ve Kutsal Kudus Krali hakki olan karisi ve dogumdan sonra olen nin tek oglu olan II Konrad Kuduslu veya IV Konrad Almanyali idi ve II Freidrich onun olsa olsa naibi idi Fakat bu tac giyme ile imparator Avrupa da papaliga ve Dogu Akdeniz de kendine karsi olanlara bir iktidar gosterisi yapmis olmaktaydi II Friedrich Italya da bir Papalik Devleti ordusu basinda bulunan kayin pederi Jean de Brienne nin bir sefere cikip Imparator un idare ettigi Italya topraklara el koydugunu ogrendi Bu yeni Papalik istila tehdidine karsi koymak icin imparatorun mutlaka sahsen Italya da bulunup islere el koymasi gerekmekteydi Bu nedenle II Friedrich 1 Mayis 1229 da Kudus ten ayrildi ve Akka Limasol yolu ile 10 Haziran 1229 da Italya da Brindisi limanina ulasti SonuclarKudus un Hristiyanlar eline gecmesini saglamasi dolayisiyla ve bunu diplomatik bariscil yollarla yapmasi ilk bakista II Friedrich in Altinci Hacli Seferi nin basarili oldugu goruntusunu vermektedir Bu bariscil diplomatik strateji bundan sonraki Hacli seferlerinde Fransa Krali IX Louis in nin Yedinci Hacli Seferi ve Sekizinci Hacli Seferi ve Ingiliz Prens Edwards in Dokuzuncu Hacli Seferi nde denenmis ama ayni basarili sonuc vermemistir Imparator II Friedrich in Filistin e gelmesi orada harekati ve Kudus un alinmasi ile sonuclanan diplomatik cabalari Imparator Papa tarafindan aforoz edilmis durumda iken basarilmisti Boylece basarili bir Hacli Seferi nin sonuclandirilmasi icin papalik katkisinin cok az oldugu ortaya cikmisti Eger papalik daha onceki hacli seferlerinin askeri gelismesini siki siki idare etmeye calismasa belki hic papalik olmadan Haclilarin Konstantinopolis i almalari fiyaskosunu doguran Dorduncu Hacli Seferi nden sonraki Hacli Seferleri nin ozellikle cok basarisiz sonuclarinin ornegin Altinci Hacli Seferinde Hacli ordusunu Mansure yakinlarinda bir adada mahsur kalip esir dusmesi gibi Yedinci Hacli Seferi nde Hacli ordusunun Fariskur Muharebesi nde elemine edilip IX Louis nin esir dusmesi gibi felaketli sonuclarin daha degisik olmasi mumkun olabilecegi dusunulebilir ama bu gercek tarih degil olsa olsa faslindan bir alternatif tarih romani konusudur II Friedrich in bu Hacli Seferi sirasinda Kudus Kralligi ile Kibris Kralligi na yaptigi politik mudahaleler ise cok kanli ic savaslarin ortaya cikmasina neden oldugu isaret edilmistir Kibris ta Friedrich in oradan ayrilmasi ile hemen bir ic savas ortaya cikti Kibris ta yetiskin olmayan Kral Henri nin savunulmasi icin Friedrich Amalrik Barlais baskanligi altinda 5 kisilik bir naipler heyeti kurmustu Bu naipler heyeti Friedrich e odemeyi kabul ettikleri 10 000 mark tazminati finanse etmek icin vergileri gayet yuksek hadlere artirdi ve eski Kibris yoneticisi olan Jean Ibelinli ve yakinlarinin imtiyazlarini ve gayrimenkullerini devletlestirdi Akka da bulunan Jean Ibelinli bir ordu ile Famagusta gunumuzde Gazimagusa nin kuzeyinde Kibris a cikartma yapti Lefkosa yakinlarinda bu ordu ile naiplerin Kibris ordusu 14 Temmuz da carpistilar ve sayica buyuk olmakla beraber Kibris ordusu yenildi Naipler heyeti kacip onemli Kibris kalelerine sigindilar ve Jean Ibelinli bu kaleleri ablukaya aldi Cok gecmeden Girne Jean Ibelin li ye teslim oldu Ama genc kral Henri ile kizkardeslerinin kactigi Dieu d Amour ve Kantara kaleleri dayanip ancak 1230 yazinda aclik dolayisiyla teslim oldular Kral Henri 1232 de yetiskinlige erisip idareyi eline alana kadar Kibris Jean Ibelinli tarafindan idare edildi Diger taraftan Filistin deki Kudus Kralligi Imparator Friedrich in sectigi Balian Saydali ile Alman asilli Garnier adli naipler tarafindan bir muddet baris altinda idare edildi Fakat 1229 guzunde Kibris li Kralice Alis Akka ya gelerek Kudus kralligi uzerinde mesru haklarini korumak surecini baslatinca bu krallik da bir kesmekes icine girdi Bundan sonra uzun yillar bir dengeli bir merkezi otorite tarafindan idaresi nerede ise imkansiz oldu Buna baslica neden Friedrich in bu Hacli kralligin Avrupa dan getirilen feodal prensiplere gore kurulup idame ettirildiginin anlamamasi ve merkezi bir idareyi empoze etmeye calismasi idi Resmen Kutsal Kudus Kralligi krali II Friedrich in oglu Konrad idi ama bu kisi Filistin e hic gelmedi Kralice Alis in kralliga hak iddia etmesi ve bunu guc kullanarak uygulamaya calismalari butun guc dinamiklerini ortaya cikartti 1243 e kadar Kudus Kralligi nda imparatora bagli idareci asil baronlar ile Dogu Akdeniz e uzun muddet yerlesmis olan asiller arasinda devamli cekismeler oldu 1243 te imparator taraftarlarinin siyaset alanindan cekilmeleri sonucunda bu kralliktaki feodal idarede kirsal soylu derebeyi nitelikli ileri gelenler ve bu kralliga ozel Tapinak Sovalyeleri ve Hospitalier Sovalyeler in merkezi hukumeti tanimayip kendi bildiklerini sirf kendi menfaatlerine uygun olarak yapmaktaydilar ve bunun onune gecebilecek merkezi idare hukumeti kurulmasi imkansizdi Bunlarin yaninda Dogu Akdeniz de ticaret icin bulunan Venedikliler Cenevizliler ve Pisalilar da Kudus Kralligi nda kendi menfaatlerine uygun ic ve d politikalar uygulanmasi icin buyuk ugraslar gosterdiler Bir guclu kral bulunmamasi ve bu halde istikrarli ve uzak goruslu iktidar gosterecek kral naiplerinin secilememesi krallikta cikan catismalarda gucunu gostererek bir merkezi otoritenin ortaya cikmamasina sebep oldu 1269 da II Friedrich ve Yolanda nin ahvadinin sona ermesi ile Kibris Krali III Hugh un merkezi iktidari guclendirme ugraslarina yol acti Bu basarisiz kaldi Bolgedeki Memluklu gucu cok buyumustu ve ufak Akka merkezli bir krallik Memluklulara karsi direnemedi ve tarihten goctu gitti Eyyubilere gelince Sultan Kamil in Kudus u Hristiyanlara vermesi onun hakkinda gayet kotu Musluman reaksiyonlarinin ortaya cikmasina neden oldu Suriye de bu reaksiyon taht kavgasi sekline donustu Misir Eyyubi Sultani Kamil bin Adil kendine karsi olan yegeni Nasir Davud u ve onun merkezi olan Sam kalesini Haziran 1229 da kusatmaya aldi Nasir Davud Elcezire Emiri olan diger amcasi den yardim istedi fakat bu yardim gelmedi Eyyubiler Misir Sultani olan Kamil bin Adil ve Elcezire Emiri olan kardesi Esref bin Adil kendi aralarinda Eyyubiler ulkesini bolustuler Kamil bin Adil Filistin ile bugunku Urdun ve Misir arazileri ustunde Misir Sultani ve en ust duzeyde Eyyubiler sultan olacakti Esref bin Adil ise Suriye Sultani olacakti Kusatilan Sam sehri Sultan Kamil bin Adil eline gectikten sonra amcasi Nasir bin Davud a Kerek Emiri gorevi ile idare icin Kerek kalesini ve etrafindaki simdiki Urdun olan arazileri verdi Kamil bin Adil 1238 de olunce ogullarindan Salih Eyyub Suriye Sultani ve II Adil Misir Sultani oldu Fakat cok gecmeden Eyyubi devleti karisti ve ayaklanmalar ile sonra ic harp cikti 1229 da Sultan Kamil ile Imparator Freidrich in yaptiklari antlasma donemi 1239 da sona erdi Ne Haclilar ne de Eyyubi tarafi yeni bir antlasma yapmaya yanasmadilar Bu antlasmanin sona ermesinden yuz gun kadar sonra Kasim 1239 da Eyyubi Kerek Emiri olan Nasir Davud bir baskinla Kudus sehrini idaresi altina aldi Fakat elindeki gucle Kudus u koruyamayacagini anlayinca sehrin en onemli duvar kulelerinden olan Davud Kulesini ve diger bazi sur kisimlarini yiktirdi ve sonra tekrar Kerek a cekildi Diger taraftan Katolik Kilisesi yeni Hacli seferleri duzenlemek pesinde idi 1234 te Papa IX Gregorius Kudus uzerindeki antlasmanin 10 yilindan sona 1239 da ermesinden hemen once Temmuz 1239 da bir konsil toplamak icin davetler gonderdi Bu davetlere uygun olarak 1239 dea ve 1240 ta Navarre Krali bir hacli seferi baslatti Bu sefere Navarra Kralligi ordusu yaninda Fransa asilerinden olan Pierre Dreux lu Hugh Duku ve diger bazi asagi rutbeli asiller de katildilar Kurulan Haclilar ordusu denizden Eylul 1239 da Akka ya vardi Bu ordu Akka dan Kasim 1239 da Kudus e dogru yurumeye basladi ama sehirden hemen disarida Eyyubi ordusu tarafindan yenildi ve Aka ya geri cekildi Teobald Filistin de bulunan Eyyubi ordu komutani ile bir antlasma yapip Akka yakinlarinda Eyubiler eline gecmis olan arazilerin tekrar Hacli Hristiyan sahiplerine geri verilmesini sagladi Fakat bu sefere katilan Hristiyanlar arasinda husumet dogurdu Teobald Eylul 1240 ta Avrupa ya geri donmek uzere Filistin den ayrildi 1240 ta Ingiltere Krali III Henry nin kucuk kardesi olan Richard Cornwall Ingiltere den topladigi bir Haclilar ordusu kurdu ve bu ordu ile denizden Ekim 1240 Akka ya ulasti Bu ordu ile Kudus te kalip Eyyubiler ile daha onceki Hacli ordusu komutani Kral Theobald in yaptigi antlasmanin uygulanmasini sagladi Bundan sonra Mayis 1241 da Ingiltere ye geri gitmek uzere Akka dan ayrildi Eyyubiler Kudus u ellerine gecirmek icin Mogollarin ulkelerini yerle bir ettikten sonra Ortadogu da akincilik yapan Harzemsahlar kalinti ordularini yardima cagirdilar Temmuz 1244 te sehir kapilarina gelen Harezmsahlar ordusu sehri kusatti ve 15 temmuz da Kudus Harezmsahlar ordusu eline gecti Bu ordu ganimet elde etmek icin sehrin altini ustune getirerek sehri yakti yikti sehir harabeye donduruldu Harezmsah ordusu ayrildiktan sonra sehir ne Muslumanlar ne de Hristiyanlar tarafindan yasanacak bir yer olmaktan cikti Fransiz Krali IX Louis Kudus un harabeye dondurulmesini protesto edip Kudus un tekrar Hristiyanlar eline gecmesini saglamak icin Yedinci Hacli Seferi ni yapti Fakat bu Hacli Seferi de Misir a Dimyat a gitti o kaleyi alip Kahire uzerine yurudu Mansure onunde gerceklesen Mansure Muharebesi nde yenildi Dimyat a geri cekilmekteyken Fariskur Muharebesi nde Hacli ordusu tamamiyla bozguna ugratilip elemine edildi ve Fransiz Krali esir dustu Bu sefer sirasinda Eyyubi hanedani Misir da ortadan kalkti ve yerine Memluk Devleti kuruldu Ayrica bakinizHacli Seferleri II Friedrich Kamil bin AdilDipnotlar a b c d Maaluf Amin cev Ali Berktay 2006 Araplarin Gozunden Hacli Seferleri Istanbul Yapi Kredi Kultur Yayinlari ISBN 975 80 121 6 a b Rahimli Ismayil 2022 Altinci Hacli Seferi Kudus un Diplomasi Yoluyla Kaybi Istanbul Donem Yayincilik ss 141 153 ISBN 9786257555319 Rahimli Ismayil 2022 Altinci Hacli Seferi Kudus un Diplomasi Yoluyla Kaybi Istanbul Donem Yayincilik ss 123 130 ISBN 9786257555319 Grousset Rene 1936 Yeni bas 2006 Histoire des croisades et du royaume franc de Jerusalem III 1188 1291 L anarchie franque Paris Perrin s 316 ve 320 6 Bazi tarihciler bunlar arasinda Malouf imparator ile Sultan Kamil in bir danisikli dogus yapmak icin ozellikle Sultan Kamil in yakini elci Emir Fahreddin ile II Friedrich arasinda Akka da yapilan gizli diplomatik muzakerelerle anlastiklarini ve imparatorun yaptigi bir govde gosterisinin haberlerinin abartilip baris muzakerelerine baslama bahanesi bulundugunu bildirmektedir Abulafia David ed 1999 New Cambridge Medieval History Volume 5 c 1198 c 1300 Cambridge Cambridge University Press s 576 http dx doi org 10 1017 CHOL9780521362894 Ingilizce Ingilizce Britannica com 4 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Jotischky 2004 Crusading and the Crusader States Edinburgh Ingilizce Runciman s 194 Runciman s 192Dis baglantilarMaaluf Amin cev Ali Berktay 2006 Araplarin Gozunden Hacli Seferleri Istanbul Yapi Kredi Kultur Yayinlari ISBN 975 80 121 6 Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Daha Sonraki Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 Demirkent Isin 1997 Hacli Seferleri Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 9757632546 Cattaneo Giulio 1992 Federico II di Svevia Italyanca Roma Newton amp Compton Altinci Hacli seferi websitesi olu kirik baglanti Fransizca Grousset Rene 1944 Les Croisades Paris Que sais Je Koleskiyonu Fransizca Rahimli Ismayil 2022 Altinci Hacli Seferi Kudus un Diplomasi Yoluyla Kaybi Istanbul Donem Yayincilik ISBN 9786257555319