Dokuzuncu Haçlı seferi 1271-1272 yıllarında yapılan ve bazen Sekizinci Haçlı seferi ile birlikte olduğu kabul edilen Kudüs'ün bulunduğu Hristiyanlar için Kutsal Topraklar'a Orta Çağlar Haçlı seferlerinden sonuncusu.
Dokuzuncu Haçlı seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Haçlı Seferleri ve Levant’ın Moğollar tarafından istilası | |||||||
Prens Edward'ın harekat haritası | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
| |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Charles d'Anjou İngiliz I.Edward Antakya'lı VI. Boemondo Abaka Han | Baybars | ||||||
Güçler | |||||||
Bilinmiyor | Bilinmiyor |
Sonradan İngiltere Kralı olacak Prens Edward, çoğunluğu İngilizlerden oluşan Haçlı ordusu ile Fransa Kralı Sen Lui'nin Tunus'a karşı Yedinci Haçlı seferi'ne katılmak üzere Tunus'a gitmişti. Fakat bu Haçlı seferinin başında çıkan salgın IX. Louis'in ölmesine neden olmuş; bu Haçlı seferi komutansız kalmıştı. Çoğunluğu İngilizlerden oluşan Haçlı ordusu ile Tunus'a gelen Prens Edward kendi komutanlığı altında giriştiği Haçlı Seferi'ne devam etmeye yemin etmişti. Tunus'a çıkan Fransız Haçlı ordusu Tunus'tan çekilmek zorunda kaldı.
1271'de sefere devam etmek isteyen Prens Edward ordusunu Tunus'tan Memlûk Sultanı Baybars'a karşı savaşmak üzere Akka'ya getirdi. Buradan Kudüs'e taarruz etmek istediyse de Prens Edward'ın ve ordusunu girişimleri de öncekiler gibi başarısız oldu. Bu Haçlıların Orta Doğu'ya düzenledikleri Haçlı Seferleri'nin sonuncusu oldu.
Seferden önceki durum
Memlûklülerin Kudüs Krallığı ve diğer haçlı devletlerine karşı hücumları
Memlûklüler ordusu Sultan Kutuz ve en önemli generali Emir Baybars komutası altında 1260'ta Suriye'yi ellerine geçirmek hedefli Mogol ordusunu Ayn Calut Muharebesi'nde mağlup edip Filistin ve Doğu Akdeniz kıyılarında arazileri olan ufak Haçlılara müttefiklik eden Moğol ilerlemesini durdurmuştu. Mısır'a dönmekte olan Sultan Kutuz, Emir Baybars'a vadettiği Halep valiliğini vermediği için, Baybars'ın organize ettiği bir komployla bir av sırasında suikasta hedef olarak öldürüldü. Kutuz ölüm yatağında iken Baybars'ı sultan ilan etti.
Sultan Baybars'ın uyguladığı öncelikli strateji Doğu Akdeniz kıyılarından bulunan Hristiyan Haçlı devletleri kalıntılarını ortadan kaldırmak idi. Akka merkezli Hristiyan Kutsal Kudüs Krallığı ve diğer Haçlı devletleri Moğollara destek sağlamışlardı. Sultan Baybars bu destek için Hristiyanları cezalandırmak istemekteydi.
Önce Kilikya Ermeni Krallığı kralı olan Hetum ile Haçlı Antakya Prensi olan VI. Boemondo'ya karşı harekete geçti. 1261'de Halep'te isyan eden Memlûk valisini kontrol altına almak için Halep'e bir büyük ordu gönderdi. Bu ordu Halep'i düzene soktuktan sonra Antakya Prensliği arazilerine akınlara geçti. Ertesi yıl Antakya'nın limanı olan "Aziz Simeon (Samandağ)" talan edildi. Böylece Antakya'nın tehdit altında olduğu iyice anlaşıldı. Kilikya Ermeni Kralı Hetum hemen İlhanlı hükümdarı Hülagû Han'dan yardım istedi. Hülagu Han büyük bir ordu ile bölgeye gelip Ermeni Krallığı'nı ve Antakya'yı Memlûklüler tehdidinden kurtardı.
Sultan Baybars Moğolları kuzeydoğu Suriye'den çıkartmak için diplomasiye de başvurdu. Müslüman olan Altın Orda Devleti hükümdarı Berke Han; Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarları I. İzzeddin Keykavus (1246-1260) ve Rukneddin IV. Kılıç Arslan (1248-1265) ile müttefiklik kurdu. Böylece Moğolların Haçlıları desteklemesine karşı olan devletlerden diplomasi ile bir koalisyon koydu.
Sultan Baybars 1265 yılı başında büyük bir Memlûklü ordusuyla Mısır'dan harekete geçti. arkasında bulunan tepelerde bir sürek avı ile oyalanmakta iken birdenbire ordusu ile Kayserya kalesi önüne geldi ve kaleyi kuşattı. Arsuf kalesi 27 Şubat'ta düştü ve iç kale 5 Mart'ta teslim olarak savunucular esir alınmadan bırakıldılar. Şehir, kale ve iç kale tümüyle tekjrar kullanılmayacak şekilde yıktırıldı. Birkaç gün sonra ordu ile Hayfa önüne geldi. Hristiyanlar şehri ve kaleyi terk ettiler ve hem şehir hem de kale yine yerle bir edildi. Sonra ordu 'te bulunan Tapınak Şövalyeleri kalesi önünde geldi; ama kaleyi alamadı. 21 Mart'ta Hospitalier Şövalyeleri kalesi olan Arsuf kalesine yürüdü. Önce kale altında bulunan şehri ele geçirildi ve kale surlarına mancınıklarla büyük zarar verildikten sonra kale savunucuları teslim olmayı kabul ettiler. Hemen serbest bırakılmayı beklerlerken savunucular esir köle olarak alındılar. Mısır ordusu yine Arsuf önüne geri döndü. Fakat Kıbrıs'ta bulunan Antakya Prensi Hugo bir ordu ile 15 Nisan'da Akka'ya geldi. Memlûklü ordusu seferi bırakıp Mısır'a döndü; ama yeni sınırda Akka'dan görülecek şekilde büyük sayıda askerî birlikler sınır savunması için geride bırakıldı.
Hülagu Han hükümdarlığı sırasında İlhanlı Moğollar Hristiyan Haçlılar ve Bizanslılar ile müttefiklikte devam etmekteydi. Bizans imparatoru VIII. Mihail gayrimeşru kızı Maria'yı Hülagu Han'a yeni eş olarak göndermişti. Hülagu Han'ın da katıldığı Tebriz'de Temmuz 1264'te İlhanlı Kurultay toplantısına Kilikya Ermeni Kralı Hetum, Antakya Prensi VI. Beomondo ve Gürcü Kralı David de katılmıştı. 5 Şubat 1265'te İlhanlı hükümdarı Hülagu Han öldü. Hülagu Han'ın dul karısı Dokuz Hatun etkisiyle İlhanlılar Türkistan Valisi olan üvey oğlu Abaka Han yeni İlhanlı hükümdarı seçildi. Hükümdar olduktan hemen sonra Altın Orda Devleti ile çatışmalara giriştiği için Abaka Han Suriye'deki duruma fazla karışamadı.
1266'da yaz başında Abaka Han, Altın Orda Hükümdarı Berke Han'ın Irak seferi ile uğraşmakta iken Mısır'dan iki Memlûk ordusu Suriye üzerine sefere çıktı. Sultan Baybars komutasındaki birinci ordu 2 Haziran'da Akka duvarları önüne geldiler. Ama şehir bir alay Fransız Haçlılar tarafından yeniden güçlendirilmişti ve kuşatmanın başarısız olacağı açıktı. Buradan ayrılan Baybars önce Töton Şövalyeleri'nin kalesine yürüdü ve oradan da Yukarı Celile tepelerinde bulunan Tapınak Şövalyeleri'ne bağlı olan Safed üzerine gitti. Safed kalesi bir müddet direniş gösterdiyse de Temmuz sonunda teslim olmak zorunda kaldı. Savunucu Tapınak Şövalyeleri'in hepsi öldürüldü. Oradan Mısır ordusu kalesine geçti ve bu kale hemen teslim oldu. Akka'da şövalyelerden büyük bir ordu toplayan Kral Hugo Safed'i geri almak için bir hücuma geçti ise de yenilip Akka'ya geri çekildi.
1266'da yaz başında Mısır'dan ayrılan ikinci Memlûklu ordusu Emir Kalavun komutasında Humus'a geldi. Buradan Trablusşam yönüne hücuma geçti. "Kulay'ât (Coliath)" ve Halba Haçlı kaleleri ve karadan Trablusşam yoluna hakim olan şehri hemen ele geçirildi. Buradan Emir Kalavan ordusuyla kuzeye giderek Hama'ya gelen Sultan Baybars'ın ordusuyla birleşti.
Birleşen ordu önce Halep'e geldi ve oradan Kilikya Ermeni Krallığı üzerine yürüdü. Kilikya Ermeni Krallığı ve Antakya Prensliği Mısır'ın donanması için gereken kereste ormanlarını tekelleri altına almışlardı. Sultan Baybars'ın bir baş hedefi onların bu kereste tekelini kırmak idi. Ermeni Kralı Hetum Hülagu Han'in cenaze töreni ve Abaka Han'ın tahta çıkması törenine katılmak için Tebriz'deki İlhanlılar sarayına gitmişti. Kilikya Ermeni Krallığı güçleri iki oğlu olan Leo ve Thoros'un komutanlıklarına kalmıştı. Memlûklü ordusunun Çukurova'ya inmesini önlemek için Baghras Kalesinde yan kanadı tutan Tapınak Şövalyeleri ile desteklenmiş Ermeni ordusu Belen Geçidi'ni tutmuştu. Ama Sultan Baybars ordusunu daha kuzeye yürüterek Nur Dağları (Amanos Dağları)'nı Savranda Kalesi geçitlinden geçirdi. Ermeni ordusu ancak Mısır ordusu Çukurova'ya girdikten sonra Mısır ordusuna erişebildi. Çukurova'da 21 Ağustos'ta yapılan muharebede Ermeniler hezimete uğratıldılar ve iki kardeş komutandan Thoros savaşta öldürüldü. Mısır ordusu yine ikiye ayrıldı Kalavun'un ordusu Ceyhan ağzındaki limanı ile Adana ve Tarsus'u ele geçirip talan etti. Sultan Baybars'ın ordusu ise Kilikya Ermeni Devleti başkenti olan (Ermenilerce Sis olarak anılan) Kozan'a yürüyüp bu şehri ele geçirdi, Hükümdar sarayını talan etti. Ermeni katedralini yakıp yıkıp yerle bir etti. Eylül sonunda iki Mısır ordusu Halep'e çekildi, 40.000 kadar esir ve kervanlar dolusu ganimet almışlardı. Kilikya Ermeni Kralı Hetum küçük bir Moğol kuvveti eşliğinde Kozan'a geri geldiğinde başkentini ve ülkesi saydığı toprakları harabe halinde buldu. Bu tarihten sonra Kilikya Ermeni Krallığı gücünü yitirmiştir.
1266 güzünde Sultan Baybars ordusu ile Antakya üzerine gitmek istemişti. Ordu komutanları Memluklü emirleri Antakya Prensi VI. Beomondo'nun verdiği altın rüşvet nedeniyle buna karşı çıktılar ve ordu Mısır'a kışlaya dönmek zorunda kaldı. Sultan Baybars buna çok kızmıştı.
Ertesi yıl Mayıs 1267'de Sultan Baybars yeni bir Mısır ordusu ile Akka önünde görüldü. Fakat kaleye yapılan hücumlar ve çeşitli aldatmaca ile yapılan faaliyetler sonuç vermedi. Fakat kalenin etrafındaki araziler büyük zayiat gördüler. Hristiyanlar için bu felaket yetişmiyormuş gibi, Müslüman Mısır ordusu kuşatmadan ayrılınca, kaleye destek sağlayan Cenevizlilerin filoları ile Venediklilerin filoları arasında bu yöre ile ticaret tekeli ve imtiyazları sorunları konusunda çıkan anlaşmazlıklar savaş şekline dönüştü. Her iki filo da zayiat verdi.
1269'de Sultan Baybars Mısır'dan tekrar bir sefere çıktı. Akka'nın güneyinde Hristiyanların elinde sadece Yafa şehri ile Tapınak Şövalyeleri elinde bulunan kalesi kalmıştı. Mısır ordusu Yafa önüne 7 Mart'ta geldi ve kale ile şehir 12 saat süren bir savaştan sonra savunucularla anlaşma ile Baybars eline geçti. Savunucular Akka'ya gönderildiler ama şehir halkı büyük zayiat vermişti. Baybars Athlit Kalesi'ni de yakıp yıktırdı. Baybars Mısır'dan kereste, mermer ve diğer inşaat maddeleri getirterek Yafa'ya büyük bir camii yaptırdı. Mısır ordusunun yeni hedefi Tapınak Şövalyeleri'nin yeni olarak ellerine geçirdikleri Beaufort kalesi oldu. Baybars'ın mancınıklarala yaptığı 10 gün süren ağır bir bombardıman sonunda kale savunucuları 15 Nisan'da kaleyi teslim ettiler. Kadın ve çocuklar şehrine gönderildiler, ama savunucu erkeklerin hepsi köle-esir olarak alındı. Sultan Baybars bu kaleyi tekrar tahkim edip kaleye bir güçlü Mısır garnizonu yerleştirip bu kaleyi bir Mısır savunma mevzii olarak elinde tuttu. Ordu ile kuzeye Trabluşsam üzerine yürüdü ve 1 Mayıs'ta ordu bu kale önüne geldi. Fakat bu kale çok iyi savunulmakta olduğu için ordu daha kuzeye yürüdü. Yolda bulunan Tortosa ve Safita kaleleri Sultan'dan aman dilediler ve dilekleri kabul edildi.
Mısır ordusu Asi Nehri vadisine girdi ve hızlı yürüyüşle 14 Mayıs'ta Antakya kalesi önüne geldi. Bir büyük birlik bu şehrin limanı olan Aziz Simeon (Samandağı'nı ele geçirmeye gönderildi. Bir diğer büyük birlik Belen Geçidi'ni tutup mümkün olan askeri desteğin gelmemesini sağlanmaması için geçidi tutmak için gönderildi. Ama Mısır ordunun ana kısmı Sultan Baybars komutasında Antakya kalesini kuşatmaya başladı. Antakya Prensi VI. Boemondo kendinin kontu olduğu Trabusşam'da bulunmakta idi. Onun için şehrin savunması vekilharcı Simon Mansel'e kaldı. Simon Mansel Mısır ordusu daha kuşatmayı tamamlamadan önce bunu önlemek için kaleden çıkış yapıp Mısır ordusuyla çarpışmaya girişti, Ama yakalanıp esir alındı ve kale savunması yardımcılarına kaldı. Simon Mansel onlardan kaleyi Mısırlılara teslim etmelerini isteyen mesajlar gönderdi ise de kale komutanlarına kendini dinletemedi. 18 Mayıs'ta kuşatmacı Memlûklü ordusu kalenin her tarafından koordineli büyük bir hücuma geçti. Kale savunucularının yeter sayıda askeri olmadığı için sonunda Mısır orduları kale surlarını aşıp kaleye girmeyi başardılar ve kaleyi ellerine geçirdiler. Böylece 1098'de Birinci Haçlı seferi'nde Hristiyan Haçlılar eline geçen şehir tekrar müslümanların eline geçti. Kaleyi eline geçirenler önce Antakya kale kapılarını kapatıp şehrin içinde bulunan ve komutanları Simon Mansel'i dinlemeyen savunucuların hepsi tutuklanıp öldürdü. Ama şehrin iç kalesine kaçabilenler sonradan teslim olunca bunların canları kurtarıldı. Haçlılar bu şehri imar edip kilise, manastır ve dinsel yerleri yapıp bunları çok zengin olarak süslemişlerdi. Bunların hepsi talan edildi. Çok büyük sayıda esir alındı. Bundan sonra Antakya önemini kaybetti ve kale içi uzun zaman harabe olarak kaldı.
1268'de Sultan Baybars Doğu Akdeniz'de Haçlı devletlerinden olan Antakya Prensliği elinde bulunan ve bu prenslik merkezi olan Antakya kalesini ele geçirmesi ile bu Haçlı devletine son buldurdu. Bu şekilde Yakın Doğu'da kurulan Hristiyan Haçlı devletlerinden ilki olan Antakya Prensliği tarihi kapatılmış oldu. Bunu anlayan Tapınak Şövalyeleri Nur Dağları üzerinde bulunan ve kalelerini hiç çarpışma yapmadan boşaltıp gittiler. Antakya Prensliğinden sadece bir enklav olarak Lazkiye liman şehri ve Müslümanlarla sahibi çok iyi geçindiği için yedi yıl daha kaleyi elinde tutmasına izin verilen "Kuşsir" Kalesi kaldı.
Böylece Doğu Akdeniz'de iki küçük Haçlı devleti kalmış oldu: Akka merkezli gayet küçülmüş Kutsal Kudüs Krallığı ve Trablusşam merkezli Trablus Kontluğu.
Batı'daki Hristiyan ülkelerden istenen destek ve batılıların davranışları
Doğu Akdeniz yörelerinde yerleşmiş olan Haçlı Hristiyanlar Antakya Prensliği'nin kaybının Hristiyanlar için bir felaket olduğunu bildirerek Hristiyan Avrupa'dan büyük askeri destek istediler.
Kuzey Avrupalılar Haçlı Seferlerinden bıkmışlardı. Küçük Alman devletleri ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu Papaların entrikalarından fena olarak etkilenmişlerdi. Alman asıllı hükümdarların idare ettikleri Güney İtalya ve Sicilya'da bulunan Sicilya Krallığı'nın Papalık ve Norman entrikaları ile Charles d'Anjou eline geçip ortadan kalkmasından sonra papaların Haçlı seferi taleplerini duymazlıktan gelmeye başlamışlardı. Fransa Kralı IX. Louis'in kardeşi Charles d'Anjou papanın izni ile ve topladığı ordu ile Sicilya ve Napoli'de kurulu Sicilya Krallığı'nı eline geçirmişti ve Akdeniz ülkelerinde Charles d'Anjou'nun gölgesi her yere yayılmıştı.
Batı Avrupa'da Hristiyan desteği sağlamak için ilk Haçlılar girişimi 1 Eylül 1269'da Barselona'dan büyük bir ordu ve deniz filosu ile harekete geçen 'den geldi. Fakat bu Haçlı filosu Akdeniz'de büyük bir fırtınaya maruz kaldı ve büyük bir kısmı büyük insan zayiatı ile battı. Kral I. Jaime ve filosundan ve ordusundan kalanların büyük bir kısmı ile Barselona'ya döndü. Fakat kralın gayri-meşru oğulları veliaht Fernando Sanchez ve Pedro Fernandez kalan filo ve ordu ile sefere devam edip Aralık 1269'da Akka'ya vardılar. Aralık içinde Memlûklüler Sultanı Baybars Akka'daki Kıbrıs Kralı ve Kutsal Kudüs Kralı Hugo ile yaptığı ateşkes antlaşmasına son vererek Akka'ya hücuma geçti. Akka'daki yeni Haçlılara komutanı Sargines'li Godfferey ve kahyası Cresque'li Robert komutasında Aragon güçlerini de ihtiva eden Haçlı ordusu ordusu Akka önlerine gelen Memlûklü ordusuna hücuma geçtiler. Ama Sultan Baybars'ın pususuna düştüler ve büyük bir mağlubiyete uğradılar. Kurtulan Aragonlu prensler derslerini alıp hiçbir başarı kazanamadan hemen Barselona'ya geri döndüler.
1270'te Fransa Kralı IX. Louis 1248'da Mısır'a hücum eden Yedinci Haçlı Seferi'ndeki büyük hezimetinden ve bu seferde esir alınmasından hiç ibret almadan yeni bir Haçlı seferi için organizasyona başlamıştı. IX. Louis'in bir diğer Haçlı seferi hazırlığı haberi doğu Akdeniz'deki Haçlılara erişince onları sevindirmişti. Kralın kardeşi Charles d'Anjou bu seferin kendi menfaatlerine uygun olarak gördüğü Tunus'a yönelmesine neden oldu. Tunus'un müslüman hükümdarı Hafsid'li hanedanından I. Muhammed Mustansır'ın yardım talebinin önemine kardeşi IX.Louis'e uyardı ve buradan Mısır ve Kudüs'e gidebileceğini kardeşini inandırdı. Buna uyarak IX. Loius'in Fransız Haçlı ordusu Temmuz 1270'te Tunus'a çıktı ve bu sefer Yedinci Haçlı Seferiolarak anılmaya başlandı. Fransız Haçlı ordusu I. Muhammed Mustansır'ın aleyhtarı olanların elinde bulunan Tunus'u kuşatmaya geçti. Çok sıcak ve susuz bir mevsimde gelen ordu, yeterli içme suyu temin edilemediği için büyük zorluklar çekti ve ordu içinde dizanteri (veya bazı kaynaklara göre veba) salgını çıktı. Kral IX. Louis'in oğlu 3 Ağustos'ta ve kendisi de 4 Ağustos'ta "mide fesatından" öldüler.
IX. Louis'in 1270'te Tunus'ta ölümünden sonra da Sicilya Kralı Charles d'Anjou'nun kendi menfaatlerini gütmesini sona erdirmedi. IX. Louis'nin ölümünden hemen bir gün sonra Sicilya'dan ordusu ile Tunus'a gelen Charles d'Anjou, X. Louis'in oğlu III. Filip'i Fransa Kralı ilan etti. Bu gencin tecrübesizliği dolayısıyla Haçlı ordusunun efektif komutanı Charles d'Anjou oldu. Fakat bu Fransız Haçlı ordusu gayet zayıf düşmüştü. 30 Ekim'de destekledikleri Tunus Sultan'ıyla anlaşıp Tunus'tan çekildiler. Charles d'Anjou Tunus'a gelmiş olan Fransız Haçlılarını ülkelerine geri dönmeye teşvik etti.
İngiliz Kralı olan III. Henry Haçlı seferine gitmek istemekteydi ama ihtiyar olup iç savaşlardan yorgun düşmüştü. Fakat oğlu ve veliahtı olan Prens Edward'ı bir haçlı seferine gitmeye teşvik etti. Prens Edward kabiliyetli, sağlıklı, sağlam bünyeli, 30 yaşlarındaydı ve babasına karşı isyanlarda oynadığı rolle devlet adamlığı niteliklerini taşıdığı bilinmekteydi. Birçok İngiliz/Norman soylusu önce bu Haçlı seferinde ona refakat edeceklerini bildirmekle beraber sonra mazeret gösterdiler ve sefere gitmekten kaçındılar. Prens Edward detaylı planlar ve organizasyon yapıp bu sefere iyi hazırlanmıştı. 1271 yazında İngiltere'den karısı "Kastilya'lı Elanor" ile birlikte sadece 1.000 kişi kadar ordusuyla ayrıldı. Küçük kardeşi Prens Edmund birkaç ay sonra daha ufak bir orduyla onu takip etti. Bu askerlere ek olarak kendisine Bretonya Kontu komutanlığında nispeten küçük bir Breton birliği ve sonra papa olacak Liège Başpiskoposu Tebaldo Visconti komutanlığında Flandra ve Belçikalı bir ufak birlik refakat ediyordu. Yine Charles d'Anjou'nun bu Haçlılar üzerinde de etkisi büyüktü ve Prens Edward'ın teyzesi Charles d'Anjou'nun birinci karısı idi. Prens Edward ve Haçlı ordusu önce Fransa Kralı IX. Louis'in Tunus üzerine açtığı Yedinci Haçlı Seferi'ne katılmak için Tunus'a gitti. Fakat Prens Edward ve ordusu Tunus'a eriştiğinde IX. Louis'in ölmüş olduğunu ve zayıf düşmüş Fransız Haçlı ordusunun da geri dönmeye hazırlandığı haberini aldı. Bu orduya Charles d'Anjou güçlü bir komutandı ve ama ordu zayıf düştüğünden Fransa'ya geri dönmesine karar vermişti. Charles d'Anjou kendi çıkarı için Bizans'ı zaptedip Konstantinopolis'te Latin imparatoru olmayı hedeflemişti. Yeni bir Haçlı ordusu gelmesi tam hedefine uygundu ve bu ordu ile Üçüncü Haçlı seferi'inde başarıldığı gibi, Kutsal Kudüs Krallığı ülkesinin ele geçmesinden sonra tekrar Konstantinopolis'i ele geçirme imkânı bulunmaktaydı. Nu nedenle İngiltere'den gelen Prens Edward'a refakat eden Haçlıları Sicilya ve Kıbrıs üstünden Kutsal Kudüs Krallığı başkenti olan Akka'ya gitmeye teşvik etti ve Prens Edward'ı buna inandırdı.
İngiliz Prens Edward'ın hazırlanması ve Haçlı Seferi
İngiltere Kralı veliahtı olan Prens Edward IX. Louis'in Sekizinci Haçlı Seferi'ne katılmak üzere çoğunluğu İngilizlerden oluşan bir Haçlı ordusu ile Tunus'a geldi. Fakat bu yeni Haçlı ordusu Fransa Kralı IX. Louis'in ölmesi dolayısıyla Haçlı ordusu hedeflerine hiç katkı yapamadı. Bunun üzerine I. Edward kendi çoğunluğu İngiliz Haçlı ordusu ile Antakya Prensi ve Trablusşam Kontu olan VI. Boemondo'ya destek sağlayıp Memlûklüler eline geçen Antakya'yı geri almak ve oradan da Kudüs'e hücum etmek amacıyla gemilerle Doğu Akdeniz'de Akka'ya gitmeye karar verdi.
Prens Edward'ın Tunus'a gelip Sekizinci Haçlı seferi'ne katılışı ve oradan hemen Akka'ya gidip bir yeni Haçlı seferi başlatması dolayısıyla birçok tarihçi Dokuzuncu Haçlı Seferi'ni Tunus'a giden Sekizinci Haçlı Seferi'nin bir uzantısı olarak kabul ederler.
1271 kişini IX. Louis'nin kardeşi olan Charles d'Anjou'nun hükümdar olduğu Sicilya'da geçirdi. Sonra Charles d'Anjou ve ek Haçlı ordusu ile birlikte oradan önce ilkbaharda Kıbrıs'a geçtiler. 9 Mayıs 1271'de ise Haçlı ordusu Filistin'de kalan en önemli Haçlılar kalıntısı ve Kutsal Kudüs Krallığı başkenti olan Akka şehrine ulaştı.
Filistin'de Haçlı orduları harekatı
Prens Edward ve Charles d'Anjou, Akka'ya erişmelerinden hemen sonra merkezi Antakya'yı Memlûklülere kaybetmiş olan eski Antakya prensi ve Trablusşam Kontu IV. Beomondo ile Kıbrıs Kralı III. Hugo'da Akka'ya eriştiler. Tam bu sırada I. Baybars'ın Memlûklü ordusu Trablusşam'ı kuşatma altına almıştı. Trablusşam Suriye'de kurulan Haçlı devletlerinden ayakta kalanlarından sonuncusu idi. Memlûklüler bu kontluğun arazilerinin çoğunu ele geçirmişler ve Trablusşam kalesi bu devletin Haçlılar elinde kalan son kalesi idi. Kale, Suriye ve Filistin'de eskiden Müslümanlar'dan gaspedilip ellerine geçirdikleri arazilerde yaşayan ve Memlûklüler tarafından kovulmuş olan binlerce Hristiyan göçmen ile dolu idi. Prens Edward ve Karlo Anjou'lu hemen komuta ettikleri Haçlı ordusu ile Trablusşam'a destek sağlamak için hemen hücuma geçerek, kuşatıcı Memlûklü ordusunu ve onun tedarik hatlarını arkadan vurmayı başardılar ve Memlûklü ordusunun Trablusşam kuşatmasını kırdılar.
Fakat Prens Edward Akka'daki Kutsal Kudüs Krallığı ve buna Avrupa'dan destek sağlayan Hristiyanlar arasında ayrılıklar olduğunu hemen öğrendi. Başta Venedikli'lerin Sultan Baybars ve özellikle Mısır ile çok yakın ticaret ilişkileri vardı. Venedikli tüccarlar Baybars'a, savaş levazımatı olarak kullanılan kereste ve işlenmiş metal satmaktaydılar. Cenovalıların da Mısır'la çok kâr getiren ticaretleri bulunmakta ve bunun başında Mısır yoluyla gelen köle ticareti üzerinde tekelleri gelmekteydi. Prens Edward bu tüccarları Hristiyanlık aleyhtarı olmakla suçlayınca, bu tüccarlar ellerinde bulunan ve Akka sarayı tarafından kendilerine verilmiş olan ticaret imtiyaz belgelerini göstermişlerdi.
Kıbrıs'ta bulunan Hristiyan şövalye sağlayan büyük toprak sahipleri ise bu ağır süvari şövalye birliklerinin gönüllü asker olduklarını ve ancak Kıbrıs için ve çok geçici olarak ağır süvari şövalye askeri temin edebileceklerini ve uzun zaman için ve Suriye'de savaşacak birliklere katkı yapmayacaklarını Kıbrıs Kralı olan III. Hugo'ya bildirmişlerdi. Bunların başında Kral Hugo'nun karısının kuzeni James Belin'li bulunmaktaydı. Bu Kıbrıs soylu büyük toprak sahipleri III. Hugo'nun Kıbrıs kralı olmak için yaptığı mücadelenin başında ona destek vermek için Hugo'dan aldıkları imtiyaz belgelerinde ancak Kıbrıs'ta savacakları hakkında bulunan maddeye de işaret etmişlerdi. Uzun görüşmelerden sonra 1273'te Kıbrıs soyluları ancak 4 ay için Suriye'ye ağır süvari-şövalyeler birliği göndermeyi kabul ettiler.
Prens Edward diğer bir müttefik bulmak peşinde idi ve Moğol'larla anlaşmak üzere İran'da Tebriz'de başkenti olan İlhanlı hükümdarı Abaka Han'a bir elçilik heyeti gönderdi. Bu heyette Reginald Rossel, Godfroi Waus'lu ve John Parker bulunmaktaydı. Bu elçilerin misyonu İlhanlılar'dan askerî destek sağlamak ve onları Memlûklülere karşı doğudan hücuma geçecek bir ordu göndermeye teşvik etmekti. 4 Eylül 1271'de Abaka Han verdiği yanıtta bu müttefikliği kabul ettiğini bildirdi. Doğudan Moğolların ve batıdan Haçlıların Memlûklülere karşı birlikte koordineli olarak hücuma geçmek için bir tarih tespit edilmesi istediğini belirtti.
Ancak Abaka Han'ın ana orduları Türkistan'da çıkan bir isyanı bastırmakla meşguldü. Buna rağmen Ekim 1271 ortasında Abaka Han Anadolu'da bulunan işgalci Moğol ordusundan 10.000 kişilik bir süvari birliğini Samagar komutasında Antep üzerinden Suriye'ye gönderdi. Bu birlik Halep'i korumakta olan bir Türkmen ordusunu yenip şehri eline geçirdi. Bu şehirdeki Memlûklü birlikleri Hama'ya çekildiler. Moğol süvari ordusu Maaret El Numan'a ve Apamea üzerine yürüdü. Bu Moğol süvari ordusunun muhtemel güzergâhında bulunan Müslümanlar büyük bir korku ve paniğe kapıldılar ve göç başladı. Fakat Sultan Baybars Şam'da idi ve emri altında büyük bir Memlûklü ordusu bulunmaktaydı. Bu ordu 12 Kasım'da Şam'dan Moğol süvari ordusu üzerine yola çıktı. Diğer taraftan Anadolu'da da küçük isyanlarla halk hoşnutsuzluğunu göstermeye başlamıştı. Bu ayaklanmaları büyümeden bastırabilmek için bu Moğol süvari ordusu Anadolu'ya geri dönmek zorunda kaldı. Önce Fırat Nehri gerisine çekildi. Fakat Suriye'yi talandan çok büyük ganimet geri götürdüler.
Bu sırada hem "Kıbrıs Kralı" hem de "Kutsal Kudüs Devleti Kralı" olan Hugo ile Prens Edward'ın küçük kardeşi "Lancaster Kontu Edmund Crouchback", ek Haçlı ordularıyla Kıbrıs'tan Akka'ya geldiler. Prens Edward bu zamana kadar ufak yerel hücumlarla yetinmişti. Fakat Moğol birliği hücumu sırasında Haçlı ordusunu "Cebel Mar İlyas (Kumul Tepeleri)" üzerinden "Șaron Ovası"'na bir hücuma geçip burada bulunan "Kakün" kalesini kuşattı. Ama emri altında bulunan askerlerin sayısını azlığı dolayısıyla başarı kazanamadı.
Sultan Baybars Haçlıların tekrar Mısır'a bir hücuma geçeceklerinden korkmaktaydı. Bu nedenle yeni Haçlı ordularına hücum edeceğine, dikkatini yeni bir Mısır donanması kurulmasına çekti. Bu yeni donanma ile Akka'da bulunan Kıbrıs Kralı III. Hugo'yu ve Kıbrıs deniz filosunun ve şövalyelerinin oradan ayrılmalarını sağlamak hedefiyle, Kıbrıs'a bir hücum yaptı. Memlûklülerin bu deniz hücumu başarı kazanamadı ve bir fırtına Memlûklü filosuna büyük zayiat verdi.
1272 ilkbaharında Prens Edward Kudüs'e hücum etmesi için yeterli askere sahip olmadığını açıkça anlamıştı. Avrupa'dan yeterli sayıda Haçlı asker temin edememekte idi. Kendi ile birlikte gelen Charles d'Anjou'nun baş hedefi ise Konstantinopolis'i tekrar ele geçirmekti ve bu hedefe erişmek için Kıbrıs'ı bir köprü taşı olarak kullanmak istemekteydi. Bunun için Prens Edward'a gayet önemli destek sağlayan Kıbrıs Kralı III. Hugo aleyhine çalışmalara girişmişti. III. Hugo ise kendisine destek sağlamak istemeyen Kıbrıs'lı soylu şövalyeleri (örneğin James İbelinli) ile devamlı çatışma halindeydi. Sultan Baybars da batıdan gelen desteği kesmeyi başarırsa Filistin ve Suriye'de bulunan Haçlı artıklarını temizlemenin kolay olabileceğini anlamıştı. Bunun için Batı'nın desteğini ortadan kaldırma stratejisi gütmeye başladı. Bu nedenle Charles d'Anjou'nun arabuluculuğu ile Akka'da bulunan Kutsal Kudüs Krallığı (ve Kudüs Kralı III. Hugo) ile Memlûklüler arasında müzakereler başladı.
22 Mayıs 1272'de 'yada Sultan Baybars ile Akka hükûmeti arasında 10 yıl 10 ay 10 gün sürmesi öngörülen bir barış antlaşması imzalandı. Bu barışa göre
- Haçlıların Kutsal Kudüs Krallığı'nın arazisi sadece Akka ile Sayda arasındaki sahil şeridinde kaldı;
- Trablusşam Kontluğu'nun şehir etrafındaki arazileri garanti edildi;
- Akka ile Nasıra arasında bulanan Hristiyan hacılar yolunun hiçbir engel olmadan kullanılması da garanti edildi.
Bu antlaşmanın imzalanmasından hemen sonra küçük İngiliz prensi Prens Edmond bir kısım İngiliz haçlı ordusuyla İngiltere'ye dönmek üzere Akka'dan ayrıldı. Prens Edward bu anlaşmanın uygulanmaya başlamasını gözlemlemek için bir müddet daha Akka'da kalmaya karar verdi.
Ertesi ay, Avrupalı tarihçilere göre, Sultan Baybars barışa rağmen Prens Edward'ı öldürtmeye karar verdi. Bunun tartışmaya açık olmakla beraber, gerçekten 16 Haziran 1272'de bir yerli Hristiyan Arap kıyafetine giyinmiş olan bir Haşhaşin suikastçısı Prens Edward'ın odasına girip onu ucu zehirli olan bir bıçakla yaralamayı başardı. Prens'in yarası öldürücü olmamakla beraber birkaç ay yatakta kalması icap etti. Arap kaynakları bunu Sultan Baybars'ın emretmediğini iddia ederler ve buna kanıt olarak da Sultan Baybars'ın Prens'e gönderdiği "geçmiş olsun" mesajını gösterirler; ama Batılı tarihçiler bunun bir aldatmaca olduğunda hemfikirdirler.
İyileştikten sonra Prens Edward Eylül 1272'de Akka limanından Sicilya üzerinde İngiltere'ye dönmek üzere ayrıldı. Sicilya'da bir müddet beklemekte iken oğlu John'un İngiltere'de öldüğü haberini aldı. Birkaç ay sonra da babası III. Henry'nin de öldüğünü ve kendinin İngiltere Kralı olduğunu öğrendi. Kral Edward, İtalya ve Gaskonya üzerinden karadan Paris'e uğrayarak Fransa'daki mülkleri için kuzeni III. Philippe'e bağlılığını bildirdi. İngiltere'ye döndükten sonra 19 Ağustos 1274'te Westminster'de taç giydirildi.
Sonuçlar
Prens Edward'a bu Haçlı seferinde refakat eden en yüksek rütbeli Hristiyan papazı Liège Başpiskoposu "Tedaldo Visconti" idi. 1268'de Papa IV. Clemens'in ölmesinden sonra, yeni papayı seçecek Kardinaller Konseyi üç yıl karara varamadı. Konseyde İtalyan asıllı bir başpiskoposun papa olarak seçilmesini isteyen kardinaller ile İtalyan asıllı bir başpiskoposun seçilmesini istemeyenlerin eşit sayılarda olması dolayısıyla papa seçimi üç yıl sürüncemede kaldı. Sonunda Viterbo halkı şehirlerinde bulunan konsey toplantı salonu olan kilisenin çatısını söktüler; kardinallere besin olarak sadece ekmek ve su sağlayıp onları bir karara bağlanmaya zorladılar. Böylece Kardinaller Konseyi 1 Eylül 1271'de hiç beklenmedik bir aday olan Liège Başpiskoposu ve Dokuzuncu Haçlı Seferi'ne katılan "Tedaldo Visconti"'yi Papa olarak seçti ve X. Gregorius ismini alan bu kişiye papalık tacı giydirildi. 1276'ya kadar Papalık yapan X. Gregorius arka arkaya Filistin ve Kudüs üzerine Haçlı seferlerini organize etmek için Avrupa'da çağrılara başladı ve Kudüs'ü tekrar elde etme hedefinin stratejisinden ve politikasından ayrılmadı. Özellikle 1274'te "İkinci Lyon Konsili" adlı bir resmi dinsel konsil topladı ve bu konsilde yeni bir Haçlı Seferi yapılması hakkında vaaz verdi. Fakat Avrupa soyluları ve alelade halk bunlara pek kulak asmadı ve yeni bir Haçlı Seferi organize edilemedi.
Diğer taraftan Filistin'de Akka ve etrafı gibi çok küçük bir alana sıkışmış olan "Kutsal Kudüs Krallığı" idaresi hakkında Hristiyan idareciler arasında devamlı anlaşmazlıklar ve çatışmalar olmakta devam etmekteydi. Bu sırada Venedikliler, Tapınak Şövalyeleri ile Kıbrıs Kralı Hugh arasında anlaşmazlık çıktı. Bu anlaşmazlığı fırsat bulan Sicilya-Napoli Kralı Charles d'Anjou Kutsal Kudüs Krallığı'nı eline geçirmeye karar verdi. Bu krallığı meşru hakkı olanlardan biri olan "Maria Antakyalı"'nın haklarını (Papa'nın kabulü ve kutsanması ile) satın aldı ve bunlara dayanarak kendini "Kudüs Kralı" ilan etti. O zaman meşru Kudüs kralı olan Kıbrıs Kralı III. Hugh ile arasında silahlı çarpışmalar başladı ve zaten sadece Akdeniz sahilinde kalmış olan "Kutsal Kudüs Krallığı"'nda bir iç harp başladı. 1277'de Charles d'Anjou'nun bu bölgede komutanı olan "San Severino'lu Roger" bu krallığın başkenti olan Akka'yı eline geçirerek Filistin'de Haçlı devleti idaresinin Charles d'Anjou'nun tek elinde toplanmasını sağladı.
Fakat bu sefer de Venedik'liler Filistin'deki işlere karışmaya başladılar. VIII. Mihail İzmit'ten gelerek Konstantinopolis'te yeniden Bizans İmparatorluğu'nu kurmuş, kendini Bizans İmparatoru ilan etmiş ve Dördüncü Haçlı Seferi'ne önayak olan Venedikli'lerin Bizans ülkelerinde olan tüm ticaret imtiyazlarına son vermişti. Venedikliler yeni bir Haçlı Seferi'nin yine Konstantinopolis'e yapılmasını istemeye başladılar. Bu arada Papa X. Gregorius 1276'da öldü ve 1276-1280 arasında arka arkaya 4 papa geçti (, Papa V. Hadrianus, Papa XXI. İoannes ve Papa III. Nicolaus), 1280'de yeni Papa IV. Martinus olmuştu, 1281'de Papa IV. Martinus, Venediklilerin Konstantinopolis'e yönelik bir Haçlı Seferi açılmasını teklifini kabul etti. Fakat Bizans İmparatoru bunu önlemek için İtalya'da karışıklık çıkartmak ve İtalya'daki önemli devletlerin ilgisinin bu karışıklığa çekmek için başarılı bir komplo hazırladı. 1282 Paskalya dönemince Sicilya'da Sicilya Kralı olan "Charles d'Anjou" aleyhinde sonradan "Sicilya Veperleri" adı verilecek 31 Mart 1282'de başlayan bir halk ihtilaline büyük destek sağladı. Bu ihtilal başarılı olup Charles d'Anjou'nun Sicilya krallığına son verildi; Charles d'Anjou dikkatini asıl iktidar odağı olan İtalya anakarasına yöneltti ve Kudüs Krallığı işlerinden elini çekmek zorunda kaldı. Tüm İtalya'yı saran "Sicilya Vesperleri Savaşı" başladı.
Bundan sonraki 9 yılda Avrupalıların ilgisi Filistin'de bulunan küçük Haçlı devletlerinden geri çekildi ve buralara Birinci Haçlı Seferi'nden beri yapılan askeri ve ekonomik destek nispeten azaldı. Hristiyanlar Akka ve civarında ve Trablus Kontluğu etrafında topraklarını idame etmek için Memlûklülere yıllık tazminat ödemeye başladılar. Kudüs'e giden Hristiyan hacılara Memlûklülerin kötü muamele ettikleri hakkında şikayetler Avrupa'da ayyuka çıktı. Memlûklülere Haçlılar birbirini takip eden 10-yıllık barış antlaşmaları imzalamışlardı; ama Avrupalı hacıların Memlûklülerin bu barışa uymadıkları iddiaları şikayetleri hakkında haberler geniş olarak Avrupa'da yayıldı. 1285'te Memlûklü Sultanı Kalavun Hospitalier Şövalyeleri elinde bulunan ve güya hiç alınamaz olan Markab kalesini eline geçirdi; sonra Maraclea kalesini de eline geçirip yıktırdı. 1287'de büyük bir ordu ile Sultan Kalavun Hristiyan Haçlı devleti olan Trablusşam Kontluğu'na hücum etti. Önce Lazkiye kalesi alındı ve Mart başında başlayan bir kuşatmadan sonra 27 Nisan 1289'da ise Trablusşam kalesi Memlûklülerin eline geçti. Kale ve içindeki eski şehir yerle bir edildi ve yeni bir şehir kuruldu. Böylece 1102'de kurulmuş olan Haçlı Latin devleti olan Trablus Kontluğu tarihe karıştı. Bu Memlûklü kuşatması ve Trablus Kontluğu'nun kaldırılması sürecinde Trablusşam'ta önem kazanmış olan Cenevizli'ler ticaretine ve siyasi gücüne karşıt olan Hristiyan doğu Akdeniz'de ticaret yapan Venedik ve Pisa devletleri Memlûklülere destek vermişlerdi.
Bundan sonra Sultan Kalavun'un Akka'ya hücum etmesi beklenmekteydi. Fakat Sultan Kalavun 1284'te son olarak yapılan İslam-Hristiyan antlaşmasını uyduğunu bildirerek bu kaleye hücum etmedi. Avrupalı tarihçiler ise bunun nedenini Sultan Kalavun'un Trablusşam seferinde uğradığı malzeme kayıp etmesine ve ordusunun büyük askerî zayiatı vermesine (özellikle en büyük ve yetenekli oğlunun şehit olmasına) bağlarlar.
Hristiyanlar Papaya başvurarak Avrupa'dan destek istediler. Fransız tarihçi Michaud'ya göre Venedik destek olarak Akka'ya 25 kadırga ve 1.600 kişilik bir ordu gönderdi. İngiliz tarihçi Steven Runciman'a göre Venedik Dükü, oğlu "Nicholas Tiepolo" komutanlığında Toskana ve Lombardiya'dan toplanan köylü ve işsiz güçsüz şehirliden oluşan bir orduyu taşıyan 20 kadırga gönderdi. Aragon Kralı de 5 kadırga ile asker gönderdi. Fakat bu İtalyan ve İspanyollar desteği, disiplinsiz ve kendilerini komutanları tarafından düzenli ücret verilmeyen askerlerden oluşmaktaydı. Bunlar hem Akka kalesinden zaman zaman çıkışlar yapıp etraftaki köy ve kasabalarda yaşayanlardan (Müslüman veya Hristiyan olduklarını araştırmadan herkesten) ganimet toplamaya ve buraları yakıp yıkıp insanları öldürmeye başladılar. Runciman'a göre bu arada özellikle Ağustos 1290' sonlarında büyük bir Müslüman tüccar grubunu öldürüp malların yağma ettiler. Sultan Kalavun Akka'daki yetkililerden adalet uygulamak için bu suçu işleyenlerin kendisine gönderilmelerini talep etti. Akka Hükûmet Konseyi uzun görüşmelerden sonra suçlu bile olsa bir Hristiyanın Müslümanlar tarafından yargılanmasının uygun görülmediği kararına vardılar ve öldürülen tüccarların kendi hatalarından dolayı katlettiklerini bildirip, katilleri Sultan'a göndermemeye karar verdiler.
Sultan Kalavun bunun en son imzalanmış olan 10-yıllık barış antlaşmasını temelinden yıktığını iddia ederek Akka'ya bir sefer yapmak için Kahire'de hazırlıklara geçti. Memlûklüler Suriye ordusu Şam Valisi Ruknettin Toksu altında Kayserya'ya geçti. Sultan gayet çok sayıda kale kuşatma makinaları, mancınık vb., yapılmasını emretti. Sultan Kalavun 4 Kasım'da Kahire'den Mısır ordusu birlikte ile sefere çıktı ama 6 Kasım'da Kahire'nin hemen 10 km dışında hastalandı ve öldü. Oğlu El-Eşref Halil yeni Memlûklü Sultanı oldu. Memlûklü Mısır ordusu ve yeni sultan Akka'ya karşı sefere Mart 1291'de başlayabildi. 26 Nisan 1291'de çok çarpışmalı geçen bir kuşatmadan sonra Akka kalesi Memlûklülerin eline geçti. Böylece Birinci Haçlı Seferi sonunda Filistin ve Kudüs'te kurulan Haçlı Latin devleti Kutsal Kudüs Krallığı Papa II. Urbanus'un Clermont'ta Birinci Haçlı Seferi'ne çağırma yapmasından 208 yıl sonra ve Akka merkezli olarak 180 yıllık bir hüküm sürüşten sonra, ortadan kaldırıldı. Orta Doğu'da Hristiyanların ancak küçük enklavlar (örneğin 1302 'ye kadar Hospitalier'ler elinde kalan "Arvad" adası) kalmıştı. Orta Doğu tekrar müslümanlar idaresi altına geçmişti.
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt - Akkâ Krallığı ve Daha Sonraki Haçlı Seferleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları
- ^ a b Grousset, Rene (1934), Histoire des croisades et du royaume franc de Jérusalem - I. 1095-1130 L'anarchie musulmane, Paris: Perrin, 1934 (yeni baskı: 2006),s. 653
- ^ Michaud, The History of the Crusades, C.3, s.18 ; (Fransızca) [1]
- ^ Runciman, s.409
- ^ Runciman, s.410-411
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları,
- Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt - Akkâ Krallığı ve Daha Sonraki Haçlı Seferleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları
- Demirkent, Işın (1997), Haçlı Seferleri, İstanbul:Dünya Yayıncılık,
- Brundage, James (1962), The Crusades: A Documentary History, Milwaukee, WI:Marquette University Press (İngilizce)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dokuzuncu Hacli seferi 1271 1272 yillarinda yapilan ve bazen Sekizinci Hacli seferi ile birlikte oldugu kabul edilen Kudus un bulundugu Hristiyanlar icin Kutsal Topraklar a Orta Caglar Hacli seferlerinden sonuncusu Dokuzuncu Hacli seferiHacli Seferleri ve Levant in Mogollar tarafindan istilasiPrens Edward in harekat haritasiTarih1271 1272BolgeOrta DoguSonucOrta Dogu da Hacli Seferlerinin sona ermesi TaraflarHaclilar ve Mogollar Sicilya Anjou Kralligi Kibris Kralligi Kutsal Kudus Kralligi Antakya Prensligi Trablus KontluguAskeri tarikatlar Tapinak Sovalyeleri Ingiltere Kralligi IlhanlilarMemluk Devleti Bahri HanedaniKomutanlar ve liderlerCharles d Anjou Ingiliz I Edward Antakya li VI Boemondo Abaka HanBaybarsGuclerBilinmiyorBilinmiyor Sonradan Ingiltere Krali olacak Prens Edward cogunlugu Ingilizlerden olusan Hacli ordusu ile Fransa Krali Sen Lui nin Tunus a karsi Yedinci Hacli seferi ne katilmak uzere Tunus a gitmisti Fakat bu Hacli seferinin basinda cikan salgin IX Louis in olmesine neden olmus bu Hacli seferi komutansiz kalmisti Cogunlugu Ingilizlerden olusan Hacli ordusu ile Tunus a gelen Prens Edward kendi komutanligi altinda giristigi Hacli Seferi ne devam etmeye yemin etmisti Tunus a cikan Fransiz Hacli ordusu Tunus tan cekilmek zorunda kaldi 1271 de sefere devam etmek isteyen Prens Edward ordusunu Tunus tan Memluk Sultani Baybars a karsi savasmak uzere Akka ya getirdi Buradan Kudus e taarruz etmek istediyse de Prens Edward in ve ordusunu girisimleri de oncekiler gibi basarisiz oldu Bu Haclilarin Orta Dogu ya duzenledikleri Hacli Seferleri nin sonuncusu oldu Seferden onceki durumMemluklulerin Kudus Kralligi ve diger hacli devletlerine karsi hucumlari Memlukluler ordusu Sultan Kutuz ve en onemli generali Emir Baybars komutasi altinda 1260 ta Suriye yi ellerine gecirmek hedefli Mogol ordusunu Ayn Calut Muharebesi nde maglup edip Filistin ve Dogu Akdeniz kiyilarinda arazileri olan ufak Haclilara muttefiklik eden Mogol ilerlemesini durdurmustu Misir a donmekte olan Sultan Kutuz Emir Baybars a vadettigi Halep valiligini vermedigi icin Baybars in organize ettigi bir komployla bir av sirasinda suikasta hedef olarak olduruldu Kutuz olum yataginda iken Baybars i sultan ilan etti Sultan Baybars in uyguladigi oncelikli strateji Dogu Akdeniz kiyilarindan bulunan Hristiyan Hacli devletleri kalintilarini ortadan kaldirmak idi Akka merkezli Hristiyan Kutsal Kudus Kralligi ve diger Hacli devletleri Mogollara destek saglamislardi Sultan Baybars bu destek icin Hristiyanlari cezalandirmak istemekteydi Once Kilikya Ermeni Kralligi krali olan Hetum ile Hacli Antakya Prensi olan VI Boemondo ya karsi harekete gecti 1261 de Halep te isyan eden Memluk valisini kontrol altina almak icin Halep e bir buyuk ordu gonderdi Bu ordu Halep i duzene soktuktan sonra Antakya Prensligi arazilerine akinlara gecti Ertesi yil Antakya nin limani olan Aziz Simeon Samandag talan edildi Boylece Antakya nin tehdit altinda oldugu iyice anlasildi Kilikya Ermeni Krali Hetum hemen Ilhanli hukumdari Hulagu Han dan yardim istedi Hulagu Han buyuk bir ordu ile bolgeye gelip Ermeni Kralligi ni ve Antakya yi Memlukluler tehdidinden kurtardi Sultan Baybars Mogollari kuzeydogu Suriye den cikartmak icin diplomasiye de basvurdu Musluman olan Altin Orda Devleti hukumdari Berke Han Anadolu Selcuklu Devleti hukumdarlari I Izzeddin Keykavus 1246 1260 ve Rukneddin IV Kilic Arslan 1248 1265 ile muttefiklik kurdu Boylece Mogollarin Haclilari desteklemesine karsi olan devletlerden diplomasi ile bir koalisyon koydu Sultan Baybars 1265 yili basinda buyuk bir Memluklu ordusuyla Misir dan harekete gecti arkasinda bulunan tepelerde bir surek avi ile oyalanmakta iken birdenbire ordusu ile Kayserya kalesi onune geldi ve kaleyi kusatti Arsuf kalesi 27 Subat ta dustu ve ic kale 5 Mart ta teslim olarak savunucular esir alinmadan birakildilar Sehir kale ve ic kale tumuyle tekjrar kullanilmayacak sekilde yiktirildi Birkac gun sonra ordu ile Hayfa onune geldi Hristiyanlar sehri ve kaleyi terk ettiler ve hem sehir hem de kale yine yerle bir edildi Sonra ordu te bulunan Tapinak Sovalyeleri kalesi onunde geldi ama kaleyi alamadi 21 Mart ta Hospitalier Sovalyeleri kalesi olan Arsuf kalesine yurudu Once kale altinda bulunan sehri ele gecirildi ve kale surlarina manciniklarla buyuk zarar verildikten sonra kale savunuculari teslim olmayi kabul ettiler Hemen serbest birakilmayi beklerlerken savunucular esir kole olarak alindilar Misir ordusu yine Arsuf onune geri dondu Fakat Kibris ta bulunan Antakya Prensi Hugo bir ordu ile 15 Nisan da Akka ya geldi Memluklu ordusu seferi birakip Misir a dondu ama yeni sinirda Akka dan gorulecek sekilde buyuk sayida askeri birlikler sinir savunmasi icin geride birakildi Hulagu Han hukumdarligi sirasinda Ilhanli Mogollar Hristiyan Haclilar ve Bizanslilar ile muttefiklikte devam etmekteydi Bizans imparatoru VIII Mihail gayrimesru kizi Maria yi Hulagu Han a yeni es olarak gondermisti Hulagu Han in da katildigi Tebriz de Temmuz 1264 te Ilhanli Kurultay toplantisina Kilikya Ermeni Krali Hetum Antakya Prensi VI Beomondo ve Gurcu Krali David de katilmisti 5 Subat 1265 te Ilhanli hukumdari Hulagu Han oldu Hulagu Han in dul karisi Dokuz Hatun etkisiyle Ilhanlilar Turkistan Valisi olan uvey oglu Abaka Han yeni Ilhanli hukumdari secildi Hukumdar olduktan hemen sonra Altin Orda Devleti ile catismalara giristigi icin Abaka Han Suriye deki duruma fazla karisamadi 1266 da yaz basinda Abaka Han Altin Orda Hukumdari Berke Han in Irak seferi ile ugrasmakta iken Misir dan iki Memluk ordusu Suriye uzerine sefere cikti Sultan Baybars komutasindaki birinci ordu 2 Haziran da Akka duvarlari onune geldiler Ama sehir bir alay Fransiz Haclilar tarafindan yeniden guclendirilmisti ve kusatmanin basarisiz olacagi acikti Buradan ayrilan Baybars once Toton Sovalyeleri nin kalesine yurudu ve oradan da Yukari Celile tepelerinde bulunan Tapinak Sovalyeleri ne bagli olan Safed uzerine gitti Safed kalesi bir muddet direnis gosterdiyse de Temmuz sonunda teslim olmak zorunda kaldi Savunucu Tapinak Sovalyeleri in hepsi olduruldu Oradan Misir ordusu kalesine gecti ve bu kale hemen teslim oldu Akka da sovalyelerden buyuk bir ordu toplayan Kral Hugo Safed i geri almak icin bir hucuma gecti ise de yenilip Akka ya geri cekildi 1266 da yaz basinda Misir dan ayrilan ikinci Memluklu ordusu Emir Kalavun komutasinda Humus a geldi Buradan Trablussam yonune hucuma gecti Kulay at Coliath ve Halba Hacli kaleleri ve karadan Trablussam yoluna hakim olan sehri hemen ele gecirildi Buradan Emir Kalavan ordusuyla kuzeye giderek Hama ya gelen Sultan Baybars in ordusuyla birlesti Birlesen ordu once Halep e geldi ve oradan Kilikya Ermeni Kralligi uzerine yurudu Kilikya Ermeni Kralligi ve Antakya Prensligi Misir in donanmasi icin gereken kereste ormanlarini tekelleri altina almislardi Sultan Baybars in bir bas hedefi onlarin bu kereste tekelini kirmak idi Ermeni Krali Hetum Hulagu Han in cenaze toreni ve Abaka Han in tahta cikmasi torenine katilmak icin Tebriz deki Ilhanlilar sarayina gitmisti Kilikya Ermeni Kralligi gucleri iki oglu olan Leo ve Thoros un komutanliklarina kalmisti Memluklu ordusunun Cukurova ya inmesini onlemek icin Baghras Kalesinde yan kanadi tutan Tapinak Sovalyeleri ile desteklenmis Ermeni ordusu Belen Gecidi ni tutmustu Ama Sultan Baybars ordusunu daha kuzeye yuruterek Nur Daglari Amanos Daglari ni Savranda Kalesi gecitlinden gecirdi Ermeni ordusu ancak Misir ordusu Cukurova ya girdikten sonra Misir ordusuna erisebildi Cukurova da 21 Agustos ta yapilan muharebede Ermeniler hezimete ugratildilar ve iki kardes komutandan Thoros savasta olduruldu Misir ordusu yine ikiye ayrildi Kalavun un ordusu Ceyhan agzindaki limani ile Adana ve Tarsus u ele gecirip talan etti Sultan Baybars in ordusu ise Kilikya Ermeni Devleti baskenti olan Ermenilerce Sis olarak anilan Kozan a yuruyup bu sehri ele gecirdi Hukumdar sarayini talan etti Ermeni katedralini yakip yikip yerle bir etti Eylul sonunda iki Misir ordusu Halep e cekildi 40 000 kadar esir ve kervanlar dolusu ganimet almislardi Kilikya Ermeni Krali Hetum kucuk bir Mogol kuvveti esliginde Kozan a geri geldiginde baskentini ve ulkesi saydigi topraklari harabe halinde buldu Bu tarihten sonra Kilikya Ermeni Kralligi gucunu yitirmistir 1266 guzunde Sultan Baybars ordusu ile Antakya uzerine gitmek istemisti Ordu komutanlari Memluklu emirleri Antakya Prensi VI Beomondo nun verdigi altin rusvet nedeniyle buna karsi ciktilar ve ordu Misir a kislaya donmek zorunda kaldi Sultan Baybars buna cok kizmisti Ertesi yil Mayis 1267 de Sultan Baybars yeni bir Misir ordusu ile Akka onunde goruldu Fakat kaleye yapilan hucumlar ve cesitli aldatmaca ile yapilan faaliyetler sonuc vermedi Fakat kalenin etrafindaki araziler buyuk zayiat gorduler Hristiyanlar icin bu felaket yetismiyormus gibi Musluman Misir ordusu kusatmadan ayrilinca kaleye destek saglayan Cenevizlilerin filolari ile Venediklilerin filolari arasinda bu yore ile ticaret tekeli ve imtiyazlari sorunlari konusunda cikan anlasmazliklar savas sekline donustu Her iki filo da zayiat verdi 1269 de Sultan Baybars Misir dan tekrar bir sefere cikti Akka nin guneyinde Hristiyanlarin elinde sadece Yafa sehri ile Tapinak Sovalyeleri elinde bulunan kalesi kalmisti Misir ordusu Yafa onune 7 Mart ta geldi ve kale ile sehir 12 saat suren bir savastan sonra savunucularla anlasma ile Baybars eline gecti Savunucular Akka ya gonderildiler ama sehir halki buyuk zayiat vermisti Baybars Athlit Kalesi ni de yakip yiktirdi Baybars Misir dan kereste mermer ve diger insaat maddeleri getirterek Yafa ya buyuk bir camii yaptirdi Misir ordusunun yeni hedefi Tapinak Sovalyeleri nin yeni olarak ellerine gecirdikleri Beaufort kalesi oldu Baybars in manciniklarala yaptigi 10 gun suren agir bir bombardiman sonunda kale savunuculari 15 Nisan da kaleyi teslim ettiler Kadin ve cocuklar sehrine gonderildiler ama savunucu erkeklerin hepsi kole esir olarak alindi Sultan Baybars bu kaleyi tekrar tahkim edip kaleye bir guclu Misir garnizonu yerlestirip bu kaleyi bir Misir savunma mevzii olarak elinde tuttu Ordu ile kuzeye Trablussam uzerine yurudu ve 1 Mayis ta ordu bu kale onune geldi Fakat bu kale cok iyi savunulmakta oldugu icin ordu daha kuzeye yurudu Yolda bulunan Tortosa ve Safita kaleleri Sultan dan aman dilediler ve dilekleri kabul edildi Misir ordusu Asi Nehri vadisine girdi ve hizli yuruyusle 14 Mayis ta Antakya kalesi onune geldi Bir buyuk birlik bu sehrin limani olan Aziz Simeon Samandagi ni ele gecirmeye gonderildi Bir diger buyuk birlik Belen Gecidi ni tutup mumkun olan askeri destegin gelmemesini saglanmamasi icin gecidi tutmak icin gonderildi Ama Misir ordunun ana kismi Sultan Baybars komutasinda Antakya kalesini kusatmaya basladi Antakya Prensi VI Boemondo kendinin kontu oldugu Trabussam da bulunmakta idi Onun icin sehrin savunmasi vekilharci Simon Mansel e kaldi Simon Mansel Misir ordusu daha kusatmayi tamamlamadan once bunu onlemek icin kaleden cikis yapip Misir ordusuyla carpismaya giristi Ama yakalanip esir alindi ve kale savunmasi yardimcilarina kaldi Simon Mansel onlardan kaleyi Misirlilara teslim etmelerini isteyen mesajlar gonderdi ise de kale komutanlarina kendini dinletemedi 18 Mayis ta kusatmaci Memluklu ordusu kalenin her tarafindan koordineli buyuk bir hucuma gecti Kale savunucularinin yeter sayida askeri olmadigi icin sonunda Misir ordulari kale surlarini asip kaleye girmeyi basardilar ve kaleyi ellerine gecirdiler Boylece 1098 de Birinci Hacli seferi nde Hristiyan Haclilar eline gecen sehir tekrar muslumanlarin eline gecti Kaleyi eline gecirenler once Antakya kale kapilarini kapatip sehrin icinde bulunan ve komutanlari Simon Mansel i dinlemeyen savunucularin hepsi tutuklanip oldurdu Ama sehrin ic kalesine kacabilenler sonradan teslim olunca bunlarin canlari kurtarildi Haclilar bu sehri imar edip kilise manastir ve dinsel yerleri yapip bunlari cok zengin olarak suslemislerdi Bunlarin hepsi talan edildi Cok buyuk sayida esir alindi Bundan sonra Antakya onemini kaybetti ve kale ici uzun zaman harabe olarak kaldi 1268 de Sultan Baybars Dogu Akdeniz de Hacli devletlerinden olan Antakya Prensligi elinde bulunan ve bu prenslik merkezi olan Antakya kalesini ele gecirmesi ile bu Hacli devletine son buldurdu Bu sekilde Yakin Dogu da kurulan Hristiyan Hacli devletlerinden ilki olan Antakya Prensligi tarihi kapatilmis oldu Bunu anlayan Tapinak Sovalyeleri Nur Daglari uzerinde bulunan ve kalelerini hic carpisma yapmadan bosaltip gittiler Antakya Prensliginden sadece bir enklav olarak Lazkiye liman sehri ve Muslumanlarla sahibi cok iyi gecindigi icin yedi yil daha kaleyi elinde tutmasina izin verilen Kussir Kalesi kaldi Boylece Dogu Akdeniz de iki kucuk Hacli devleti kalmis oldu Akka merkezli gayet kuculmus Kutsal Kudus Kralligi ve Trablussam merkezli Trablus Kontlugu Bati daki Hristiyan ulkelerden istenen destek ve batililarin davranislari Dogu Akdeniz yorelerinde yerlesmis olan Hacli Hristiyanlar Antakya Prensligi nin kaybinin Hristiyanlar icin bir felaket oldugunu bildirerek Hristiyan Avrupa dan buyuk askeri destek istediler Kuzey Avrupalilar Hacli Seferlerinden bikmislardi Kucuk Alman devletleri ve Kutsal Roma Germen Imparatorlugu Papalarin entrikalarindan fena olarak etkilenmislerdi Alman asilli hukumdarlarin idare ettikleri Guney Italya ve Sicilya da bulunan Sicilya Kralligi nin Papalik ve Norman entrikalari ile Charles d Anjou eline gecip ortadan kalkmasindan sonra papalarin Hacli seferi taleplerini duymazliktan gelmeye baslamislardi Fransa Krali IX Louis in kardesi Charles d Anjou papanin izni ile ve topladigi ordu ile Sicilya ve Napoli de kurulu Sicilya Kralligi ni eline gecirmisti ve Akdeniz ulkelerinde Charles d Anjou nun golgesi her yere yayilmisti Bati Avrupa da Hristiyan destegi saglamak icin ilk Haclilar girisimi 1 Eylul 1269 da Barselona dan buyuk bir ordu ve deniz filosu ile harekete gecen den geldi Fakat bu Hacli filosu Akdeniz de buyuk bir firtinaya maruz kaldi ve buyuk bir kismi buyuk insan zayiati ile batti Kral I Jaime ve filosundan ve ordusundan kalanlarin buyuk bir kismi ile Barselona ya dondu Fakat kralin gayri mesru ogullari veliaht Fernando Sanchez ve Pedro Fernandez kalan filo ve ordu ile sefere devam edip Aralik 1269 da Akka ya vardilar Aralik icinde Memlukluler Sultani Baybars Akka daki Kibris Krali ve Kutsal Kudus Krali Hugo ile yaptigi ateskes antlasmasina son vererek Akka ya hucuma gecti Akka daki yeni Haclilara komutani Sargines li Godfferey ve kahyasi Cresque li Robert komutasinda Aragon guclerini de ihtiva eden Hacli ordusu ordusu Akka onlerine gelen Memluklu ordusuna hucuma gectiler Ama Sultan Baybars in pususuna dustuler ve buyuk bir maglubiyete ugradilar Kurtulan Aragonlu prensler derslerini alip hicbir basari kazanamadan hemen Barselona ya geri donduler 1270 te Fransa Krali IX Louis 1248 da Misir a hucum eden Yedinci Hacli Seferi ndeki buyuk hezimetinden ve bu seferde esir alinmasindan hic ibret almadan yeni bir Hacli seferi icin organizasyona baslamisti IX Louis in bir diger Hacli seferi hazirligi haberi dogu Akdeniz deki Haclilara erisince onlari sevindirmisti Kralin kardesi Charles d Anjou bu seferin kendi menfaatlerine uygun olarak gordugu Tunus a yonelmesine neden oldu Tunus un musluman hukumdari Hafsid li hanedanindan I Muhammed Mustansir in yardim talebinin onemine kardesi IX Louis e uyardi ve buradan Misir ve Kudus e gidebilecegini kardesini inandirdi Buna uyarak IX Loius in Fransiz Hacli ordusu Temmuz 1270 te Tunus a cikti ve bu sefer Yedinci Hacli Seferiolarak anilmaya baslandi Fransiz Hacli ordusu I Muhammed Mustansir in aleyhtari olanlarin elinde bulunan Tunus u kusatmaya gecti Cok sicak ve susuz bir mevsimde gelen ordu yeterli icme suyu temin edilemedigi icin buyuk zorluklar cekti ve ordu icinde dizanteri veya bazi kaynaklara gore veba salgini cikti Kral IX Louis in oglu 3 Agustos ta ve kendisi de 4 Agustos ta mide fesatindan olduler IX Louis in 1270 te Tunus ta olumunden sonra da Sicilya Krali Charles d Anjou nun kendi menfaatlerini gutmesini sona erdirmedi IX Louis nin olumunden hemen bir gun sonra Sicilya dan ordusu ile Tunus a gelen Charles d Anjou X Louis in oglu III Filip i Fransa Krali ilan etti Bu gencin tecrubesizligi dolayisiyla Hacli ordusunun efektif komutani Charles d Anjou oldu Fakat bu Fransiz Hacli ordusu gayet zayif dusmustu 30 Ekim de destekledikleri Tunus Sultan iyla anlasip Tunus tan cekildiler Charles d Anjou Tunus a gelmis olan Fransiz Haclilarini ulkelerine geri donmeye tesvik etti Ingiliz Krali olan III Henry Hacli seferine gitmek istemekteydi ama ihtiyar olup ic savaslardan yorgun dusmustu Fakat oglu ve veliahti olan Prens Edward i bir hacli seferine gitmeye tesvik etti Prens Edward kabiliyetli saglikli saglam bunyeli 30 yaslarindaydi ve babasina karsi isyanlarda oynadigi rolle devlet adamligi niteliklerini tasidigi bilinmekteydi Bircok Ingiliz Norman soylusu once bu Hacli seferinde ona refakat edeceklerini bildirmekle beraber sonra mazeret gosterdiler ve sefere gitmekten kacindilar Prens Edward detayli planlar ve organizasyon yapip bu sefere iyi hazirlanmisti 1271 yazinda Ingiltere den karisi Kastilya li Elanor ile birlikte sadece 1 000 kisi kadar ordusuyla ayrildi Kucuk kardesi Prens Edmund birkac ay sonra daha ufak bir orduyla onu takip etti Bu askerlere ek olarak kendisine Bretonya Kontu komutanliginda nispeten kucuk bir Breton birligi ve sonra papa olacak Liege Baspiskoposu Tebaldo Visconti komutanliginda Flandra ve Belcikali bir ufak birlik refakat ediyordu Yine Charles d Anjou nun bu Haclilar uzerinde de etkisi buyuktu ve Prens Edward in teyzesi Charles d Anjou nun birinci karisi idi Prens Edward ve Hacli ordusu once Fransa Krali IX Louis in Tunus uzerine actigi Yedinci Hacli Seferi ne katilmak icin Tunus a gitti Fakat Prens Edward ve ordusu Tunus a eristiginde IX Louis in olmus oldugunu ve zayif dusmus Fransiz Hacli ordusunun da geri donmeye hazirlandigi haberini aldi Bu orduya Charles d Anjou guclu bir komutandi ve ama ordu zayif dustugunden Fransa ya geri donmesine karar vermisti Charles d Anjou kendi cikari icin Bizans i zaptedip Konstantinopolis te Latin imparatoru olmayi hedeflemisti Yeni bir Hacli ordusu gelmesi tam hedefine uygundu ve bu ordu ile Ucuncu Hacli seferi inde basarildigi gibi Kutsal Kudus Kralligi ulkesinin ele gecmesinden sonra tekrar Konstantinopolis i ele gecirme imkani bulunmaktaydi Nu nedenle Ingiltere den gelen Prens Edward a refakat eden Haclilari Sicilya ve Kibris ustunden Kutsal Kudus Kralligi baskenti olan Akka ya gitmeye tesvik etti ve Prens Edward i buna inandirdi Ingiliz Prens Edward in hazirlanmasi ve Hacli Seferi Ingiltere Krali veliahti olan Prens Edward IX Louis in Sekizinci Hacli Seferi ne katilmak uzere cogunlugu Ingilizlerden olusan bir Hacli ordusu ile Tunus a geldi Fakat bu yeni Hacli ordusu Fransa Krali IX Louis in olmesi dolayisiyla Hacli ordusu hedeflerine hic katki yapamadi Bunun uzerine I Edward kendi cogunlugu Ingiliz Hacli ordusu ile Antakya Prensi ve Trablussam Kontu olan VI Boemondo ya destek saglayip Memlukluler eline gecen Antakya yi geri almak ve oradan da Kudus e hucum etmek amaciyla gemilerle Dogu Akdeniz de Akka ya gitmeye karar verdi Prens Edward in Tunus a gelip Sekizinci Hacli seferi ne katilisi ve oradan hemen Akka ya gidip bir yeni Hacli seferi baslatmasi dolayisiyla bircok tarihci Dokuzuncu Hacli Seferi ni Tunus a giden Sekizinci Hacli Seferi nin bir uzantisi olarak kabul ederler 1271 kisini IX Louis nin kardesi olan Charles d Anjou nun hukumdar oldugu Sicilya da gecirdi Sonra Charles d Anjou ve ek Hacli ordusu ile birlikte oradan once ilkbaharda Kibris a gectiler 9 Mayis 1271 de ise Hacli ordusu Filistin de kalan en onemli Haclilar kalintisi ve Kutsal Kudus Kralligi baskenti olan Akka sehrine ulasti Filistin de Hacli ordulari harekatiPrens Edward ve Charles d Anjou Akka ya erismelerinden hemen sonra merkezi Antakya yi Memluklulere kaybetmis olan eski Antakya prensi ve Trablussam Kontu IV Beomondo ile Kibris Krali III Hugo da Akka ya eristiler Tam bu sirada I Baybars in Memluklu ordusu Trablussam i kusatma altina almisti Trablussam Suriye de kurulan Hacli devletlerinden ayakta kalanlarindan sonuncusu idi Memlukluler bu kontlugun arazilerinin cogunu ele gecirmisler ve Trablussam kalesi bu devletin Haclilar elinde kalan son kalesi idi Kale Suriye ve Filistin de eskiden Muslumanlar dan gaspedilip ellerine gecirdikleri arazilerde yasayan ve Memlukluler tarafindan kovulmus olan binlerce Hristiyan gocmen ile dolu idi Prens Edward ve Karlo Anjou lu hemen komuta ettikleri Hacli ordusu ile Trablussam a destek saglamak icin hemen hucuma gecerek kusatici Memluklu ordusunu ve onun tedarik hatlarini arkadan vurmayi basardilar ve Memluklu ordusunun Trablussam kusatmasini kirdilar Fakat Prens Edward Akka daki Kutsal Kudus Kralligi ve buna Avrupa dan destek saglayan Hristiyanlar arasinda ayriliklar oldugunu hemen ogrendi Basta Venedikli lerin Sultan Baybars ve ozellikle Misir ile cok yakin ticaret iliskileri vardi Venedikli tuccarlar Baybars a savas levazimati olarak kullanilan kereste ve islenmis metal satmaktaydilar Cenovalilarin da Misir la cok kar getiren ticaretleri bulunmakta ve bunun basinda Misir yoluyla gelen kole ticareti uzerinde tekelleri gelmekteydi Prens Edward bu tuccarlari Hristiyanlik aleyhtari olmakla suclayinca bu tuccarlar ellerinde bulunan ve Akka sarayi tarafindan kendilerine verilmis olan ticaret imtiyaz belgelerini gostermislerdi Kibris ta bulunan Hristiyan sovalye saglayan buyuk toprak sahipleri ise bu agir suvari sovalye birliklerinin gonullu asker olduklarini ve ancak Kibris icin ve cok gecici olarak agir suvari sovalye askeri temin edebileceklerini ve uzun zaman icin ve Suriye de savasacak birliklere katki yapmayacaklarini Kibris Krali olan III Hugo ya bildirmislerdi Bunlarin basinda Kral Hugo nun karisinin kuzeni James Belin li bulunmaktaydi Bu Kibris soylu buyuk toprak sahipleri III Hugo nun Kibris krali olmak icin yaptigi mucadelenin basinda ona destek vermek icin Hugo dan aldiklari imtiyaz belgelerinde ancak Kibris ta savacaklari hakkinda bulunan maddeye de isaret etmislerdi Uzun gorusmelerden sonra 1273 te Kibris soylulari ancak 4 ay icin Suriye ye agir suvari sovalyeler birligi gondermeyi kabul ettiler Prens Edward diger bir muttefik bulmak pesinde idi ve Mogol larla anlasmak uzere Iran da Tebriz de baskenti olan Ilhanli hukumdari Abaka Han a bir elcilik heyeti gonderdi Bu heyette Reginald Rossel Godfroi Waus lu ve John Parker bulunmaktaydi Bu elcilerin misyonu Ilhanlilar dan askeri destek saglamak ve onlari Memluklulere karsi dogudan hucuma gececek bir ordu gondermeye tesvik etmekti 4 Eylul 1271 de Abaka Han verdigi yanitta bu muttefikligi kabul ettigini bildirdi Dogudan Mogollarin ve batidan Haclilarin Memluklulere karsi birlikte koordineli olarak hucuma gecmek icin bir tarih tespit edilmesi istedigini belirtti Ancak Abaka Han in ana ordulari Turkistan da cikan bir isyani bastirmakla mesguldu Buna ragmen Ekim 1271 ortasinda Abaka Han Anadolu da bulunan isgalci Mogol ordusundan 10 000 kisilik bir suvari birligini Samagar komutasinda Antep uzerinden Suriye ye gonderdi Bu birlik Halep i korumakta olan bir Turkmen ordusunu yenip sehri eline gecirdi Bu sehirdeki Memluklu birlikleri Hama ya cekildiler Mogol suvari ordusu Maaret El Numan a ve Apamea uzerine yurudu Bu Mogol suvari ordusunun muhtemel guzergahinda bulunan Muslumanlar buyuk bir korku ve panige kapildilar ve goc basladi Fakat Sultan Baybars Sam da idi ve emri altinda buyuk bir Memluklu ordusu bulunmaktaydi Bu ordu 12 Kasim da Sam dan Mogol suvari ordusu uzerine yola cikti Diger taraftan Anadolu da da kucuk isyanlarla halk hosnutsuzlugunu gostermeye baslamisti Bu ayaklanmalari buyumeden bastirabilmek icin bu Mogol suvari ordusu Anadolu ya geri donmek zorunda kaldi Once Firat Nehri gerisine cekildi Fakat Suriye yi talandan cok buyuk ganimet geri goturduler Bu sirada hem Kibris Krali hem de Kutsal Kudus Devleti Krali olan Hugo ile Prens Edward in kucuk kardesi Lancaster Kontu Edmund Crouchback ek Hacli ordulariyla Kibris tan Akka ya geldiler Prens Edward bu zamana kadar ufak yerel hucumlarla yetinmisti Fakat Mogol birligi hucumu sirasinda Hacli ordusunu Cebel Mar Ilyas Kumul Tepeleri uzerinden Șaron Ovasi na bir hucuma gecip burada bulunan Kakun kalesini kusatti Ama emri altinda bulunan askerlerin sayisini azligi dolayisiyla basari kazanamadi Sultan Baybars Haclilarin tekrar Misir a bir hucuma gececeklerinden korkmaktaydi Bu nedenle yeni Hacli ordularina hucum edecegine dikkatini yeni bir Misir donanmasi kurulmasina cekti Bu yeni donanma ile Akka da bulunan Kibris Krali III Hugo yu ve Kibris deniz filosunun ve sovalyelerinin oradan ayrilmalarini saglamak hedefiyle Kibris a bir hucum yapti Memluklulerin bu deniz hucumu basari kazanamadi ve bir firtina Memluklu filosuna buyuk zayiat verdi 1272 ilkbaharinda Prens Edward Kudus e hucum etmesi icin yeterli askere sahip olmadigini acikca anlamisti Avrupa dan yeterli sayida Hacli asker temin edememekte idi Kendi ile birlikte gelen Charles d Anjou nun bas hedefi ise Konstantinopolis i tekrar ele gecirmekti ve bu hedefe erismek icin Kibris i bir kopru tasi olarak kullanmak istemekteydi Bunun icin Prens Edward a gayet onemli destek saglayan Kibris Krali III Hugo aleyhine calismalara girismisti III Hugo ise kendisine destek saglamak istemeyen Kibris li soylu sovalyeleri ornegin James Ibelinli ile devamli catisma halindeydi Sultan Baybars da batidan gelen destegi kesmeyi basarirsa Filistin ve Suriye de bulunan Hacli artiklarini temizlemenin kolay olabilecegini anlamisti Bunun icin Bati nin destegini ortadan kaldirma stratejisi gutmeye basladi Bu nedenle Charles d Anjou nun arabuluculugu ile Akka da bulunan Kutsal Kudus Kralligi ve Kudus Krali III Hugo ile Memlukluler arasinda muzakereler basladi 22 Mayis 1272 de yada Sultan Baybars ile Akka hukumeti arasinda 10 yil 10 ay 10 gun surmesi ongorulen bir baris antlasmasi imzalandi Bu barisa gore Haclilarin Kutsal Kudus Kralligi nin arazisi sadece Akka ile Sayda arasindaki sahil seridinde kaldi Trablussam Kontlugu nun sehir etrafindaki arazileri garanti edildi Akka ile Nasira arasinda bulanan Hristiyan hacilar yolunun hicbir engel olmadan kullanilmasi da garanti edildi Bu antlasmanin imzalanmasindan hemen sonra kucuk Ingiliz prensi Prens Edmond bir kisim Ingiliz hacli ordusuyla Ingiltere ye donmek uzere Akka dan ayrildi Prens Edward bu anlasmanin uygulanmaya baslamasini gozlemlemek icin bir muddet daha Akka da kalmaya karar verdi Ertesi ay Avrupali tarihcilere gore Sultan Baybars barisa ragmen Prens Edward i oldurtmeye karar verdi Bunun tartismaya acik olmakla beraber gercekten 16 Haziran 1272 de bir yerli Hristiyan Arap kiyafetine giyinmis olan bir Hashasin suikastcisi Prens Edward in odasina girip onu ucu zehirli olan bir bicakla yaralamayi basardi Prens in yarasi oldurucu olmamakla beraber birkac ay yatakta kalmasi icap etti Arap kaynaklari bunu Sultan Baybars in emretmedigini iddia ederler ve buna kanit olarak da Sultan Baybars in Prens e gonderdigi gecmis olsun mesajini gosterirler ama Batili tarihciler bunun bir aldatmaca oldugunda hemfikirdirler Iyilestikten sonra Prens Edward Eylul 1272 de Akka limanindan Sicilya uzerinde Ingiltere ye donmek uzere ayrildi Sicilya da bir muddet beklemekte iken oglu John un Ingiltere de oldugu haberini aldi Birkac ay sonra da babasi III Henry nin de oldugunu ve kendinin Ingiltere Krali oldugunu ogrendi Kral Edward Italya ve Gaskonya uzerinden karadan Paris e ugrayarak Fransa daki mulkleri icin kuzeni III Philippe e bagliligini bildirdi Ingiltere ye dondukten sonra 19 Agustos 1274 te Westminster de tac giydirildi SonuclarHacli Seferi nden donen Toton Sovalyeleri Karl Immermann in Haclinin Girisi siirinden sonra Prens Edward a bu Hacli seferinde refakat eden en yuksek rutbeli Hristiyan papazi Liege Baspiskoposu Tedaldo Visconti idi 1268 de Papa IV Clemens in olmesinden sonra yeni papayi sececek Kardinaller Konseyi uc yil karara varamadi Konseyde Italyan asilli bir baspiskoposun papa olarak secilmesini isteyen kardinaller ile Italyan asilli bir baspiskoposun secilmesini istemeyenlerin esit sayilarda olmasi dolayisiyla papa secimi uc yil suruncemede kaldi Sonunda Viterbo halki sehirlerinde bulunan konsey toplanti salonu olan kilisenin catisini soktuler kardinallere besin olarak sadece ekmek ve su saglayip onlari bir karara baglanmaya zorladilar Boylece Kardinaller Konseyi 1 Eylul 1271 de hic beklenmedik bir aday olan Liege Baspiskoposu ve Dokuzuncu Hacli Seferi ne katilan Tedaldo Visconti yi Papa olarak secti ve X Gregorius ismini alan bu kisiye papalik taci giydirildi 1276 ya kadar Papalik yapan X Gregorius arka arkaya Filistin ve Kudus uzerine Hacli seferlerini organize etmek icin Avrupa da cagrilara basladi ve Kudus u tekrar elde etme hedefinin stratejisinden ve politikasindan ayrilmadi Ozellikle 1274 te Ikinci Lyon Konsili adli bir resmi dinsel konsil topladi ve bu konsilde yeni bir Hacli Seferi yapilmasi hakkinda vaaz verdi Fakat Avrupa soylulari ve alelade halk bunlara pek kulak asmadi ve yeni bir Hacli Seferi organize edilemedi Diger taraftan Filistin de Akka ve etrafi gibi cok kucuk bir alana sikismis olan Kutsal Kudus Kralligi idaresi hakkinda Hristiyan idareciler arasinda devamli anlasmazliklar ve catismalar olmakta devam etmekteydi Bu sirada Venedikliler Tapinak Sovalyeleri ile Kibris Krali Hugh arasinda anlasmazlik cikti Bu anlasmazligi firsat bulan Sicilya Napoli Krali Charles d Anjou Kutsal Kudus Kralligi ni eline gecirmeye karar verdi Bu kralligi mesru hakki olanlardan biri olan Maria Antakyali nin haklarini Papa nin kabulu ve kutsanmasi ile satin aldi ve bunlara dayanarak kendini Kudus Krali ilan etti O zaman mesru Kudus krali olan Kibris Krali III Hugh ile arasinda silahli carpismalar basladi ve zaten sadece Akdeniz sahilinde kalmis olan Kutsal Kudus Kralligi nda bir ic harp basladi 1277 de Charles d Anjou nun bu bolgede komutani olan San Severino lu Roger bu kralligin baskenti olan Akka yi eline gecirerek Filistin de Hacli devleti idaresinin Charles d Anjou nun tek elinde toplanmasini sagladi Fakat bu sefer de Venedik liler Filistin deki islere karismaya basladilar VIII Mihail Izmit ten gelerek Konstantinopolis te yeniden Bizans Imparatorlugu nu kurmus kendini Bizans Imparatoru ilan etmis ve Dorduncu Hacli Seferi ne onayak olan Venedikli lerin Bizans ulkelerinde olan tum ticaret imtiyazlarina son vermisti Venedikliler yeni bir Hacli Seferi nin yine Konstantinopolis e yapilmasini istemeye basladilar Bu arada Papa X Gregorius 1276 da oldu ve 1276 1280 arasinda arka arkaya 4 papa gecti Papa V Hadrianus Papa XXI Ioannes ve Papa III Nicolaus 1280 de yeni Papa IV Martinus olmustu 1281 de Papa IV Martinus Venediklilerin Konstantinopolis e yonelik bir Hacli Seferi acilmasini teklifini kabul etti Fakat Bizans Imparatoru bunu onlemek icin Italya da karisiklik cikartmak ve Italya daki onemli devletlerin ilgisinin bu karisikliga cekmek icin basarili bir komplo hazirladi 1282 Paskalya donemince Sicilya da Sicilya Krali olan Charles d Anjou aleyhinde sonradan Sicilya Veperleri adi verilecek 31 Mart 1282 de baslayan bir halk ihtilaline buyuk destek sagladi Bu ihtilal basarili olup Charles d Anjou nun Sicilya kralligina son verildi Charles d Anjou dikkatini asil iktidar odagi olan Italya anakarasina yoneltti ve Kudus Kralligi islerinden elini cekmek zorunda kaldi Tum Italya yi saran Sicilya Vesperleri Savasi basladi Bundan sonraki 9 yilda Avrupalilarin ilgisi Filistin de bulunan kucuk Hacli devletlerinden geri cekildi ve buralara Birinci Hacli Seferi nden beri yapilan askeri ve ekonomik destek nispeten azaldi Hristiyanlar Akka ve civarinda ve Trablus Kontlugu etrafinda topraklarini idame etmek icin Memluklulere yillik tazminat odemeye basladilar Kudus e giden Hristiyan hacilara Memluklulerin kotu muamele ettikleri hakkinda sikayetler Avrupa da ayyuka cikti Memluklulere Haclilar birbirini takip eden 10 yillik baris antlasmalari imzalamislardi ama Avrupali hacilarin Memluklulerin bu barisa uymadiklari iddialari sikayetleri hakkinda haberler genis olarak Avrupa da yayildi 1285 te Memluklu Sultani Kalavun Hospitalier Sovalyeleri elinde bulunan ve guya hic alinamaz olan Markab kalesini eline gecirdi sonra Maraclea kalesini de eline gecirip yiktirdi 1287 de buyuk bir ordu ile Sultan Kalavun Hristiyan Hacli devleti olan Trablussam Kontlugu na hucum etti Once Lazkiye kalesi alindi ve Mart basinda baslayan bir kusatmadan sonra 27 Nisan 1289 da ise Trablussam kalesi Memluklulerin eline gecti Kale ve icindeki eski sehir yerle bir edildi ve yeni bir sehir kuruldu Boylece 1102 de kurulmus olan Hacli Latin devleti olan Trablus Kontlugu tarihe karisti Bu Memluklu kusatmasi ve Trablus Kontlugu nun kaldirilmasi surecinde Trablussam ta onem kazanmis olan Cenevizli ler ticaretine ve siyasi gucune karsit olan Hristiyan dogu Akdeniz de ticaret yapan Venedik ve Pisa devletleri Memluklulere destek vermislerdi Bundan sonra Sultan Kalavun un Akka ya hucum etmesi beklenmekteydi Fakat Sultan Kalavun 1284 te son olarak yapilan Islam Hristiyan antlasmasini uydugunu bildirerek bu kaleye hucum etmedi Avrupali tarihciler ise bunun nedenini Sultan Kalavun un Trablussam seferinde ugradigi malzeme kayip etmesine ve ordusunun buyuk askeri zayiati vermesine ozellikle en buyuk ve yetenekli oglunun sehit olmasina baglarlar Hristiyanlar Papaya basvurarak Avrupa dan destek istediler Fransiz tarihci Michaud ya gore Venedik destek olarak Akka ya 25 kadirga ve 1 600 kisilik bir ordu gonderdi Ingiliz tarihci Steven Runciman a gore Venedik Duku oglu Nicholas Tiepolo komutanliginda Toskana ve Lombardiya dan toplanan koylu ve issiz gucsuz sehirliden olusan bir orduyu tasiyan 20 kadirga gonderdi Aragon Krali de 5 kadirga ile asker gonderdi Fakat bu Italyan ve Ispanyollar destegi disiplinsiz ve kendilerini komutanlari tarafindan duzenli ucret verilmeyen askerlerden olusmaktaydi Bunlar hem Akka kalesinden zaman zaman cikislar yapip etraftaki koy ve kasabalarda yasayanlardan Musluman veya Hristiyan olduklarini arastirmadan herkesten ganimet toplamaya ve buralari yakip yikip insanlari oldurmeye basladilar Runciman a gore bu arada ozellikle Agustos 1290 sonlarinda buyuk bir Musluman tuccar grubunu oldurup mallarin yagma ettiler Sultan Kalavun Akka daki yetkililerden adalet uygulamak icin bu sucu isleyenlerin kendisine gonderilmelerini talep etti Akka Hukumet Konseyi uzun gorusmelerden sonra suclu bile olsa bir Hristiyanin Muslumanlar tarafindan yargilanmasinin uygun gorulmedigi kararina vardilar ve oldurulen tuccarlarin kendi hatalarindan dolayi katlettiklerini bildirip katilleri Sultan a gondermemeye karar verdiler Sultan Kalavun bunun en son imzalanmis olan 10 yillik baris antlasmasini temelinden yiktigini iddia ederek Akka ya bir sefer yapmak icin Kahire de hazirliklara gecti Memlukluler Suriye ordusu Sam Valisi Ruknettin Toksu altinda Kayserya ya gecti Sultan gayet cok sayida kale kusatma makinalari mancinik vb yapilmasini emretti Sultan Kalavun 4 Kasim da Kahire den Misir ordusu birlikte ile sefere cikti ama 6 Kasim da Kahire nin hemen 10 km disinda hastalandi ve oldu Oglu El Esref Halil yeni Memluklu Sultani oldu Memluklu Misir ordusu ve yeni sultan Akka ya karsi sefere Mart 1291 de baslayabildi 26 Nisan 1291 de cok carpismali gecen bir kusatmadan sonra Akka kalesi Memluklulerin eline gecti Boylece Birinci Hacli Seferi sonunda Filistin ve Kudus te kurulan Hacli Latin devleti Kutsal Kudus Kralligi Papa II Urbanus un Clermont ta Birinci Hacli Seferi ne cagirma yapmasindan 208 yil sonra ve Akka merkezli olarak 180 yillik bir hukum surusten sonra ortadan kaldirildi Orta Dogu da Hristiyanlarin ancak kucuk enklavlar ornegin 1302 ye kadar Hospitalier ler elinde kalan Arvad adasi kalmisti Orta Dogu tekrar muslumanlar idaresi altina gecmisti Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n o p q Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Daha Sonraki Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 a b Grousset Rene 1934 Histoire des croisades et du royaume franc de Jerusalem I 1095 1130 L anarchie musulmane Paris Perrin 1934 yeni baski 2006 s 653 Michaud The History of the Crusades C 3 s 18 Fransizca 1 Runciman s 409 Runciman s 410 411Ayrica bakinizHacli SeferleriDis baglantilarMaalouf Amin cev Ali Berktay 2006 Araplarin Gozunden Hacli Seferleri Istanbul Yapi Kredi Kultur Yayinlari ISBN 975 08 1121 6 Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Daha Sonraki Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 Demirkent Isin 1997 Hacli Seferleri Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 9757632546 Brundage James 1962 The Crusades A Documentary History Milwaukee WI Marquette University Press Ingilizce