Beşinci Haçlı Seferi, 1217–1221 yılları arasında Katolik kilisesine mensup Avrupalılar tarafından gerçekleştirilen haçlı seferidir. Avrupalılar, Mısır'daki Eyyubiler'i yenerek Kudüs ve diğer kutsal toprakları ele geçirmek istemişlerdir ancak amaçlarına ulaşamamışlardır.
Beşinci Haçlı seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Haçlı Seferleri | |||||||
Dimyat'ın Haçlılar tarafından kuşatılması | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Haçlılar | Müslümanlar | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Jean de Brienne IV. Boemondo II. Friedrich Hermann von Salza Guérin de Montaigu II. András I. William II. Philippe | Kamil bin Adil |
Kutsal Şehir Kudüs'ün anahtarlarının Mısır'ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213'te yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu. Bu çağrı 1215 Dördüncü Laterano Konsili'nde kabul edildi; bu Haçlı Seferi organizasyonu kendisinden sonraki Papa III. Honorius tarafından da devam ettirildi. İtalyanlar bu projeye karşı çekimser, Batılılarsa kararsızdı. Avrupa'dan önce Macaristan Kralı II. András ve Avusturya Arşidükü Habsburg'lu sefere katılmaya karar verdiler. Daha sonra 1218'de Oliver Kölnlü komutasında bir Alman ordusu ve Hollanda Kontu I. William komutasında Hollandalı, Flandralı ve Frisyalı askerlerden oluşan bir ordu da sefere katıldı. Bu seferde Haçlı orduları denizden Doğu Akdeniz kıyılarında, Haçlı devletlerin bulunduğu Filistin ve Suriye'ye; özellikle Kudüs Krallığı'nın başkenti olan Akka'ya yöneldiler. Macar ordusu Eyyubilerle yaptığı tek bir muharebeden sonra ülkesine geri döndü. Diğer Haçlı orduları birlikte 1217-1220'de Kudüs Kralı John de Brienne komutasında Nil Nehri deltasına doğru bir sefere çıktı. Bunu eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istedi. Mısır'a hücum eden Haçlı ordusu Dimyat kalesi 1219'da düşünce Temmuz 1221'de Haçlılar Kahire üzerine yürümeye başladılar. Fakat yeterli tedarik sağlayamadığı ve Nil Nehri suları yükselmesi ile Haçlı ordusu Dimyat'a geri dönmek kararı verdiler ve bu dönüş Haçlılar için bir felaket oldu. Fakat Eyyubiler öncülerinin Nil Nehri kenar duvarlarını yıktıkları için ada şeklini alan bir yüksek arazide mahsur kaldılar. Eyyübiler Sultanı Kamil bin Adil bir gece hücumu ile suyu geçip Dimyat'a geri dönmek isteyen Haçlı ordusuna büyük zayiat verdi. Açlık tehlikesi geçiren bu ordu teslim olmak zorunda kaldı. Dimyat kalesinde kalan Haçlıların da Eyyubiler tarafından etrafı sarılmıştı. 1221'de yapılan bir antlaşma ile Haçlılar Dimyat'ı da kurtuluş fidyesi olarak Eyyubilere iade ettiler ve Eyyubilere teslim olan Haçlılar ordusu askerleri serbest bırakıldılar. Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil Avrupalı haçlılarla 8 yıl süreli bir barış antlaşması yapmayı kabul etti.
Hazırlıklar
Selahaddin Eyyubi 1187'de Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs şehrini tekrar eline geçirmişti ve bundan sonra Avrupalı katolik Hristiyanlar bu şehri tekrar kendi ellerine geçirmek için Haçlı Seferleri organize etmişlerdi. 1189-1192 döneminde yapılan Üçüncü Haçlı Seferi Filistin kıyılarını Hristiyan ellerine geçirmekle beraber Kudüs'ü Hristiyanlar eline geçirmeyi başaramamıştı. 1202'de başlayan Dördüncü Haçlı Seferi ise çeşitli Venedikli entrikaları nedeniyle Konstantinopolis'e yönelmiş; bu büyük şehrin kuşatılıp Katolik Hristiyanlar eline geçmesine; talan edilmesine neden olmuş ve bu şehirde yeni bir Romanya Latin İmparatorluğu kurulmasına yol açmıştı.
Papa III. Innocentius 1208'den beri yeni bir Haçlı seferi planlamakta ve bu seferle Eyyubileri yenip ortadan kaldırarak kutsal şehir Kudüs'ü tekrar eline geçirmek istemekteydi. Nisan 1213'te III. Innocentius Qui maior adını verdiği bir Papalık Fermanı çıkartarak bütün Hristiyanlara hitapla onları yeni bir haçlı seferine katılmaya çağırdı. 1215'te bunu "Ad Liberandum" adı verilen yeni bir Papalık Fermanı takip etti.
Papa III. Innocentius bu Haçlı seferinin çok sıkıca Papalık kontrolü altında olmasını planlamaktaydı. Haçlı Seferi'ni idare edecek olan kişinin yüksek Katolik Kilisesi idareci kadrosundan bir Papalık Temsilcisi olması öngörülmüştü. Bu görev için en uygun kişinin de Papa'nın baş danışmanı, kilise hukuku uzmanı ve Albano Kardinali olan uygun görülmüştü. Bu kişi Latin'ler elinde bulunan Konstantinopolis'e papalık diplomatik görevi ile 1213'te gönderildiği zaman Ortodoks kiliselerini kapatmak ve Ortodoks papazlarını tutuklamakla uğraşmış ve bu nedenle Latin İmparatorluğu hükümdarı olan Konstantinopolisli Henri tarafından bu acayip bağnaz hükümleri değiştirilip Pelagio Galvanı'nın Roma'ya geri dönmesini sağlanmıştı.
Papanın yeni Haçlı seferini sıkıca kontrolü nedeniyle önceki Dördüncü Haçlı Seferi'nde olduğu gibi Haçlı ordularının katolik olmayan Hristiyanlar aleyhine dönüp Hristiyan ülkeleri yıkıp yakmalarının ve talan etmelerinin önleyebileceğini sanmaktaydı. Papa bu yeni Haçlı seferinin 1216'da Haçlı ordularının İtalya'nın Brindisi limanında toplanmalarını ve buradan Filistin'e gitmelerini planlamıştı. Öngörülen büyük Haçlı ordusunu Filistin'e ulaştırmak için de, Papa Hristiyan sahipli ticaret gemilerinin doğu Akdeniz ve kuzey Afrika'da bulunan Müslüman devletlerle ticarette bulunmalarını yasakladı. Bu surette bu ticareti yapamayan gemi sahiplerinin ticaret gemilerini Hristiyan Haçlı ordularını, atlarını ve silahlarını Filistin sahillerine taşımaya zorlayacağını düşünmekteydi. Bu Haçlı Seferine destek veren herkese onların dünyada yaşarken günahlarının af edildiğini bildiren bir endüljans belgesi verilmesi öngörülmüştü. Bu endüljans belgesi verilmesi sadece Haçlı mücadelesi için gemiyle Kutsal Ülkeye gitmek için değil de, şahsen sefere gitmeyip herhangi bir başka kişinin bu sefere gitmesini sağlamak için moral ve mali yardım desteği sağlayan kişilere de de verilmesi kabul edilmişti. Böylelikle daha önceki seferlerdeki gibi genellikle soylu kişilere hitap etmekle yetinilmeyip genel alelade kişilere de hitap etmek hedeflenmişti.
Fransa
Papa önemli ülkelerin merkezlerine kendi temsilcilerini gönderip bu yeni Haçlı seferi propagandası yapmaya başladı. Örneğin Fransa'da "Robert de Courcon" ülkeyi gezip vaazlar vererek yeni Haçlılar toplamaya başladı. Fakat önemli Avrupa hükümdarları ya kendi ülkelerindeki mühim iç sorunlarla uğraşmaktaydılar ya da birbirleriyle mücadele halinde idiler. Örneğin, Haçlı seferlerine katılmayı gelenek haline getirmiş olan Fransız şövalyeleri zaten 1209-1229 döneminde devam eden Albigeois Haçlı seferi'ne katılmışlardı ve bu sefere devam etmekteydiler. Fransa Krallığı ve İngiltere Krallığı 'ne hazırlanmaktaydılar.
Dördüncü Laterano Konsili
Papa III. İnnocentius kendine destek veren Kudüs Latin Patriği Raou Merencourt, Tortosa Başpiskoposu Baudin, Maroni Patriği Jeremiah ile birlikte 11 Kasım 1216'de 12. ekümenik konsil olan Dördüncü Laterano Konsili'ne katıldı ve bu konsil açılışında yaptığı konuşmasında yeni haçlı seferi için yaptığı dinsel çağrıyı tekrarladı. Fakat III. Innocentus 16 Ocak 1216'da vefat etti. Yeni seçilen Papa III. Honorius da kendinin halefinin yeni haçlı seferi çağrısı politikasında devam etti. 71 patrik ve metropoliten kardinal, 412 piskopos, 900 kadar manastır başkeşişi ve birkaç devlet hükümdarının temsilcilerinin katıldığı bu konsil toplantısı Kudüs'ü tekrar Hristiyanların eline geçirmek için bir Haçlı Seferi düzenlenmesi için papalık kararını teyit etti.
Macaristan ve Almanya
Oliver Kölnlü papa tarafından Almanya'da Haçlı ordusuna katılma için vaazlar vermişti. 1215'te Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich bir Alman Haçlı ordusu başında bu yeni Haçlı Seferi'ne katılmak istediğini belirtti. Fakat III. İnnocentius onun bir haçlı ordusu kurup komuta etmesini istememekte idi; çünkü Sicilya'da doğup büyümüş ve gayet geniş bir eğitim ve kültür almış olan II. Friedrich'in koyu Katolik düşünce ve tutumlara, İtalya'da Papalık devletine ve papalık güçlerine karşı durmuştu (ve hayatının sonuna kadar karşı duracaktı). Ama 1216'da Papa III. İnnocentius öldü. Yerine papa seçilen III. Honorius daha sert davranıp II. Friedrich'in yeni Haçlı seferine katılmasına açıkça engel oldu.
III. Honorius onun yerine Avusturya Arşidükü düzenli Haçlı ordusu ile Macaristan Kralı II. András'ın Macaristan'dan topladığı Haçlı ordusunun Filistin'e gitmesini kabul etti. Macaristan Kralı'nın komutanı olduğu Macar Kraliyet Haçlı ordusu o zamana kadar Haçlı Seferine katılan en büyük kraliyet ordusu olmuştur. Bu ordunu mevcudunda 20.000 kadar şövalye ağır süvari gücü ve 12.000 kadar kale muhafızlarından oluşan piyade gücü bulunmakta idi.
Askeri seferler
Filistin
Temmuz sonunda Papa Honarius 1217 yazında büyük bir gemi filosunun Sicilya limanlarından kalkarak Filistin'e gideceğine dair bir emir vermişti. Fakat Haçlıları Filistin'e taşıyacak gemiler ortalıkta yoktu. Bazı Fransız Haçlı birlikleri değişik İtalyan limanlarına gitmişti; ama kendilerini taşıyacak gemi bulamamışlardı. Macaristan Kralı Macar Haçlı ordusunu Dalmaçya kıyılarında bulunan Spalato limanına Ağustos 1217'de getirdi ve çok geçmeden bu limana Avusturya Arşidükü VI. Leopold Avusturyalı Haçlı ordusu ile geldi. Bu orduların çoğunluğunu Filistin'e taşıması beklenen Frisya gemileri ise Portekiz'e Temmuz'da ulaşmışlar; bir kısmı Lizbon'da kalmışlardı ve ancak Ekim'de Sicilya'da Gaeta'ya eriştiler. Ama kış mevsiminde Akdeniz'de seyrüsefer kesildiği için orada Filistin'e gitmek için gelecek baharı beklemek zorunda kaldılar. Eylül başında VI. Leopold küçük bir Venedik ticaret gemi filosu bularak nispeten küçük sayıda olan Avusturyalı Haçlı birliklerini Spalato'dan 16 günlük yolculuktan sonra Akka'ya getirdi. İki hafta sonra Eylül ortasında Macaristan Kralı II. András da bir küçük Venedikli ticaret gemisi filosu ile Macar Haçlı birliklerinin bir kısmını Ekim başında Akka'ya getirebildi. Bir kısım Macar Haçlı birliklerinde Spalato'da ilkbaharı beklemek zorunda kaldı. Kıbrıs Kralı I. Hugh'da adasından toplayabildiği askerler ile tam bu sırada Akka'ya vardı. Suriye'de hasat mevsimi bitmişti; hasat pek iyi değildi ve yeni gelen Haçlı ordularına ve atlarına buğday ve yem temini zorluğu çekildi. Kutsal Kudüs Krallığı başşehri olan Akka'da orada kendi ordularıyla bekleyen Kudüs Kralı Jean de Brienne ve Antakya Prensi olan IV. Boemondo buluştular.
Akka'da Ekim 1217'de yapılan bir harp meclisi toplantısında bu hükümdarlar hiç beklemeden Eyyubiler üzerine askeri kampanyayı başlatmaya karar verdiler. 3 Kasım günü Akka'dan büyük Haçlı ordusu ayrıldı ve "Esdralon" ovasında yürüyüşe geçti. Yaşı 70'i aşkın olan Eyyubiler Sultanı Adil Seyfeddin Haçlı seferinin başlayacağı haberini almış ve Mısır'dan Filistin'e gelmişti. Fakat yapılan gözlemler bu yeni Haçlı ordusunun Üçüncü Haçlı Seferi Haçlı ordularından çok daha büyük olduğunu açıkça ortaya çıkardı. Sultan Adil gayet büyük bir Haçlı ordusunun bu mevsimde bir sefere çıkacağını beklemiyordu. Eyyubiler güçleri sayı bakımından Haçlı ordusundan çok küçük kalmaktaydı. Bu nedenle Haçlı ordusu Beisan'a yönelince Aclos'a geri çekilip Haçlıları Şam'a yönelmesini durdurmak için tedbirler aldı. Bir grup Eyyubi ordusu birliklerini de oğlu ve Şam emiri olan Muaazam komutası altında Haçlıların Kudüs'e gidiş yolunu kesmek için gönderdi. Sultan Adil bu büyük orduyla açık sahrada çarpışmanın rizikolu olduğuna karar vererek Eyyubiler ordusunun kaleler ve şehir surları arkasına çekilmesini emretti. Macar Haçlı ordusu, Baisan civarını talandan sonra, kaleler ve surlu şehirlerin duvarlı savunma mevkilerine karşı hiç etkisiz kalmaktaydı.
Güya Haçlı ordusu Kudüs Kralı Jean de Brienne komutasında bulunmakla beraber, Haçlı ordusunda birlik beraberlik ve komuta disiplini bulunmamaktaydı. Her değişik komutanın Haçlı ordusu değişik hareket etmekteydi. Genel olarak Haçlı ordusu Besian'a girdi ve orayı ve etrafı talan ettiler. Oradan, belirlenmiş bir hedef olmadan Şeria Nehri'e gidip nehri geçip Taberiye Gölü'nün doğu sahiline geçtiler; oradan "Telhum" (günümüzde İsrail de "Kefar Nahum") etrafından geçerek Celile'den Akka'ya geri geldiler.
Macaristan Kralı II. András bundan hoşlanmamıştı. Eyyubiler Sultanı Adil elinde bulunan "Cebel-i Tur (Tabor Dağı)" kalesine hücum etmeye karar verdi. Bu hücuma Kıbrıs Kralı ve Avusturya Arşidükü komutasındaki birlikleri katılmadılar; "Tapınak Şövalyeleri" ve "Hospitalier Şövalyeleri" birliklerini beklemeden 3 Aralık'ta Macar Haçlılar ordusu bu kaleye saldırdı. Bu kalenin bulunduğu büyük tepeye zaten mancınık gibi büyük kale kuşatma aletlerinin getirilmesi hemen hemen imkânsızdı. Bunun yanında Macar Haçlı ordusunun sahip olduğu kuşatma için kullanacak mancınık ve benzeri savaş aletleri daha deniz yoluyla Filistin'e ulaşmamıştı. 5 Aralık'ta Şövalyeler birlikleri geldiğinde Haçlılar tekrar bu kaleye tekrar saldırdılar. Ama hiç başarı elde edemeden 7 Aralık'ta Macar Haçlı ordusu bu kuşatmayı bıraktı ve Akka'ya çekildi.
Yeni yılın başında nispeten küçük bir Macar Haçlı birliği Krallarından izin almadan ve yerlilerin tavsiyelerini dinlemeden Bekaa Vadisi'ne hücum ettiler. Fakat Lübnan Dağları'nı geçerken bir kar fırtınasına tutulup kayboldular. Bazı Macar Haçlı birlikleri "Marj 'Ayun Kalesi" ve "Kalaat-il Sakıf (Beaufort) Kalesi"'ne hücum yaptılarsa da bunlardan hiçbir sonuç çıkartamadılar. Sayda kalesine hücum eden 500 kişilik bir Macar Haçlı ordusu birliğinden ancak 3 kişi geri dönebildi. Böylece, Cebel-i Tur (Tabor Tepesi) Kalesi, Lübnan'daki kaleler ve Sayda kalesine karşı hücumlardan sonra, Macar Haçlı ordusunun duvarlı savunma mevkilerine karşı hiç etkisiz olduğu anlaşıldı.
Tam bu sırada Kudüs'ü elinde bulunduran Eyyubiler, bu yeni Hristiyan Haçlı ordularına karşı duramayacaklarını anlamışlardı. Şehrin surları bakımsızdı ve tamir etmek için büyük yatırım ve gayret istemekteydi. Surları tamirle onları savunmanın Birinci Haçlı Seferi'nde olduğu gibi teslim olunursa Kudüs müslümanlarının büyük bir katliama hedef olmasının çok olası olduğunu da unutmamışlardı. Bu nedenle diğer bir strateji uygulamaya karar verildi. Şehrin kule, kale, sür ve savunma mevkilerini yıkmaya karar verdiler. Eğer Hristiyan Haçlı ordusu Kudüs'e saldırırsa karşılarında korunaklı kuleler, kaleler ve duvarlarda mevzilenmiş Müslüman güçleri bulamayacaklardı. Müslümanlar Kudüs'e bir Haçlı hücumu olduğunda surlar arkasında savunmamayı tercih etmekte idiler. Eğer Kudüs'ün surları yıkılıp korunamayacak bir hale getirilirlerse korunaklı mevziler bulunmadığı için, eğer Haçlılar şehre hücum ederlerse şehrin onlara bırakılması öngörülmüştü. Ek olarak şehrin tedarik yollarının kapatılması ve şehir etrafından insan ve hayvan tedarik, iaşe, yiyecek ve malzemelerinin toplamasının da imkânsız hale getirilmesi planlanmıştı. Sonra da Haçlılar şehri ellerine geçirirlerse bir Müslüman karşı hücumuna gayet açık olacakları için Kudüs'ü ellerinde tutma rizikosuna girmeyecekleri de düşünülmekteydi.
Yaptığı etkisiz muharebelerden sonra Macar Haçlı ordusu uzun müddet hiç etkisiz kaldı. Bundan dolayı Macaristan Kralı II. András zamanını Kutsal ülkede bulunan güya kutsal kalıntılar toplamakla geçirmeye başladı. Bu uğraşında bir sürü ne olduğu belirli olamayan "kutsal peygamberler veya azizlerden arta kalan parça veya eşya" topladı. Örneğin İncil'de ismi geçen Cana'daki yemekte kullanıldığı iddia edilen bir seramik su güğümü satın almıştı. En son olarak Macaristan koruyucu evliyası olan Evliya Stefan'ın kafatasını bulmuştu.
1218'in başında Macaristan kralı II. András birden çok hastalandı ve iyileşirse Macaristan'a dönmeye karar verdi. Gerçekten de iyileşti ve Macar Haçlı ordusu topladığı "güya kutsal" eşyalarla birlikte diğer Haçlı ordusu komutanlarının kalması için yalvarıp yakarmalarını hiç dinlemeden Filistin'den ayrıldı. Ordusunu Lübnan ve Suriye sahillerinden Trablusşam ve Antakya üzerinden Çukurova'ya yürüttü ve orada Selçuklu Sultanı'ndan aldığı serbest geçiş belgesi ile Anadolu'dan yürüyerek geçip Konstantinopolis'e vardı. Yine oradan yürüyüşle Balkanlardan Macaristan'a geçti. II. András'ın Haçlı Seferi, topladığı birçok ne olduğu belirsiz güya kutsal evliya parçaları ve eşyaları dışında, hiçbir sonuç doğurmamıştı.
Şubat 1218'de II. András ve Macar Haçlı ordusu Filistin'den ayrıldıktan sonra Antakya Prensi IV. Boemondo Antakya'ya ve Kıbrıs Kralı I. Hugh da Kıbrıs'a dönmek üzere Akka'an ayrıldılar.
27 Nisan 1218'de Frisya filosunun ilk yarısı Akka'ya ulaştı ve iki hafta sonra Lizbon'da kışın kalmış olan ikinci yarısı Akka'ya vardı. İtalya'da değişik limanlarda bulunan Fransız şövalyeleri de peyderpey Akka'ya geldiler. Akka'ya yeni bir Alman Haçlı ordusu başında "Oliver Kölnlü" ve Hollandalı, Flandaralı ve Frisyalı askerlerden oluşan karışık bir Haçlı ordusu başında Hollanda kontu I. William olarak bu Frisyalı gemiler filosu ile geldi.
Kudüs Kralı Jean de Brienne Kudüs'teki durumdan haberdardı ve Kudüs'e hücum etmenin uygunsuz olduğunu kabul etmişti. Avusturya Arşidükü VI. Leopold ve Kudüs Kralı Jean de Brienne yeni gelen Oliver Kölnlü ve I. William ile yeni bir strateji planı yapmaya başladılar. Buna göre yeni takviyeli Haçlı ordusu Eyyubiler'in ana merkezi olan Mısır'a ve Kahire'ye hücum edip bu toprakları eline geçirirlerse, bu topraklar ile Kudüs'ü değiş tokuş yapma imkânı olup, Kutsal şehir Kudüs'ün bu değiş tokuş sonucu Haçlı Hristiyanlar eline geçmesi sağlanabilecekti. Bu stratejiye uygun olarak Kudüs Kralı Jean de Brienne önce önemli bir Mısır sahil limanı olan Nil Nehri deltası ağzında bulunan Dimyat veya İskenderiye liman şehirlerine hücum etmeyi ve bu şehirleri ele geçirdikten sonra bunları tedarik üsleri olarak kullanarak sonradan Kahire'ye hücum etmeyi teklif etti. Yapılan harp meclisinde yeni gelen Haçlı güçleri komutanları hedefin Dimyat kalesi ve limanı olmasını kabul ettiler.
Anadolu Selçuklu Devleti ile Eyyubiler
Eyyubiler kuzey Suriye'de de tehlike altına girmişlerdi. Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. İzzeddin Keykavus kuzey Suriye topraklarına göz dikmişti. Bazı tarihçiler I. İzzeddin Keykavus'un Haçlılar ile müzakerelerden sonra onlarla anlaşarak Kuzey Suriye'ye hücum ettiklerini bildirirler. Bu antlaşma hem Haçlılara kuzeyden olan Eyyubiler baskısını azaltacak ve hem de Selçuklulara yeni Halep Kuzey Suriye topraklarını ele geçirmeye fırsat sağlayacaktı. Fakat bu anlaşma hakkında zamanın diğer tarihçileri hiç bahiste bulunmamaktadırlar.
Kuzey Suriye Eyyubilerin Halep Emiri idaresi altında idi ve Beşinci Haçlı Seferi döneminde burada şu olaylar gelişti. 1216'da Sultan Adil'in yeğeni olan Eyyubiler Halep Emiri öldü ve yerine daha çocuk olan geçti. Aziz'in yetişkinliğine kadar naipliğini Tuğrul adında bir hadım ile annesi yüklendi. Selahaddin Eyyubi'nin büyük oğlu olan Samsat'ta sürgündeydi. Halep Emirliği'nin kendine verilmesi gerektiğini savundu ve bunu zorla ele geçirmek için Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus'un desteğini aldı. 1218 başlarında Selçuklu ordusu ile Efdal'ın topladığı bir ordu birlikte Kuzey Suriye'ye girerek Halep üzerine yürüdü. Halep Emir naibi Tuğrul Sultan Adil'in Haçlılarla uğraştığını bilerek destek için Adil'in üçüncü oğlu olan ve Eyyubiler Elcezire emiri olan 'den yardım istedi. Eşref, Selçuklu ve Efdal ordusu ile "Buzaa Muharebesi"'ne girişti ve onları yenik düşürdü. Efdal yine Samsat'a sürgüne gitti. Halep Emirliği Melik Eşref'in üst-hakimiyetini tanıdı. Selçuklu Sultanı'nın Kuzey Suriye ve Irak üzerinde istekleri İzzeddin Keykavus'un 1220'de ölümüne kadar devam etti. Keykavus yaşamının son yılında Musul'daki taht kavgasına müdahale etmeye hazırlanmakta idi.
Mısır
Doğu Akdeniz kıyılarındaki Haçlı devletleri, Kıbrıs Kralı, Tapınak Şövalyeleri, Hospitalier Şövalyeleri ve Avrupa'dan gelmiş Haçlı orduları komutanları Kudüs Kralı Jean de Brienne Mısır'a hücum ve ilk defa Dimyat kalesini ele geçirme planını kabul edip uygulamaya koyuldular.
24 Mayıs 1218'de Frisya donanma filosu gemilerine yüklenen Jean de Brienne komutasındaki Haçlı orduları Akka'dan ayrıldı. Önce Ahklit limanına uğrayıp daha fazla tedarik maddeleri aldılar. Fakat burada rüzgarın birdenbire yön değiştirmesi ile filo ikiye ayrıldı. Bir filo 27 Mayıs'ta Dimyat kalesi yakınlarında Nil Nehri ağzına erişti. Burada demir atıp filonun geri kalan büyük kısmını bekledi. Fakat sabırları tükendi ve nehrin ağzında batı kıyıya asker çıkartma yapmaya başladılar. Hiç direniş ile karşılaşmadılar. Ana filo gelince onlar da aynı mevkide karaya asker çıkarttılar. Haçlı Orduları komutanları da karaya çıktılar. Dimyat kalesi, nehir ağzından 2 km içeride, nehrin doğu sahilinde ve arkasını Manzele Gölüne vermiş olarak konumlanmıştı. Nil Nehri ağzının gemilerin kullanmasını uygun tek yatağına gemilerin girmesini önlemek için şehirden karşı kıyıda bulunan bir korunaklı kuleye zincir çekilmişti. Bu kule Haçlı ordusunu ilk hedefi oldu.
Eyyubiler Sultanı Adil Haçlı ordusunun Suriye'de hücuma geçeceğini tahmin etmemekteydi ve bu yeni gelişme ona büyük bir sürpriz oldu. Dimyat şehrinin savunmasına özel bir dikkat verilmemişti. Fakat yine de hem şehirdeki depolarda hem de Nil Nehri üzerinde bulunan zincirin Haçlı donanmasının yolunu kestiği için bu zincirin güneyinde bulunan yakın bölgelerden kalenin direnişi için gerekli iaşe ve tedarik malları depolarda bulmaktaydı. Bu nedenle Dimyat kalesi 24 Ağustos'a kadar Haçlı kuşatmasına ve zaman zaman hücumlarına karşı direnmede başarılı oldu. Eyyubiler Sultanı Adil Şam'da bulunmaktaydı. Kahire'de naip oğlu Kamil bin Adil Mısır ordusu ile Kahire'den kuzeye yürüdü ve Dimyat'ın 10–15 km güneyinde bulunan Adiliye'de kamp kurdu. Haçlı mevkilerine hücum edecek sayıda gemisi bulunmamaktaydı ama Dimyat kalesinin karşı yakasında bulunan ve Nil Nehri'ni Haçlı gemilerine kapayan zincirin ucunda bulunan kuleye takviyeler gönderdi.
Haçlıların kuleye ilk hücumu Haziran 1218 sonlarında yapıldı ve başarısız oldu. Haçlılar Ağustos sonunda bir hücuma daha hazırlandılar. Bu hücumda Frisyalı gemileri kullanarak Haçlı'lar IV. Haçlı Seferi'nde Konstantinopolis'in kuşatmasında kullandıkları birbirine sıkıca bağlı iki geminin direkleri arasında gerdikleri deriden platforma çıkıp kale duvarlarına hücuma hazırlandılar. Böylece kule ham karadan hem de denizden hücuma maruz kalacaktı. 24 Ağustos'ta Frisyalı gemiler ve diğer kara güçleri ile Haçlılar kuleye taarruza başladılar. Bu hücum 24 saat kadar karşılıklı çatışmaya yol açtı. Ama kulenin savunucuları sayısı büyük zayiat verip sadece 100 kadar kişiye kadar düşmüştü. Bu küçük güçle Haçlılar karşısında duramayacaklarını anlayıp teslim oldular. Bu kuledeki depoda büyük miktarda iaşe ve teçhizat bulundu ve Haçlılar bunları ordularının bulunduğu nehrin batı kıyısına taşıdılar. Sonra da nehir üzerindeki zincir ve yanında buluna küçük köprüyü yıktılar. Böylece Haçlı gemileri Nil Nehrinin güneyinden şehre iaşe ve tedarik getirme yolunu kapatmış oldular ve şehri tamamıyla ablukaya aldılar.
Kulenin düşmesi haberi Şam'da bulunan zaten yaşlı ve hasta olan Sultan Adil'e birkaç gün sonra erişti ve onu fena etkiledi. Suriye'de yeni Eyyubi Şam Emiri olan Sultan Adil'in küçük oğlu Muazzam Haçlıların dikkatini Filistin'e geri çekmek için Haçlı kalesine hücum etti; bu kaleyi eline geçirdi ve bütün şehir surlarını yıkıp şehri savunmaya imkânsız hale getirdi. Bu haber de Sultan Adil'e yetişti. Ama özellikle Dimyat karşısındaki kalenin düşme haberi gerçekten çok zor gelmişti ve 31 Ağustos'ta 75 yaşında iken Sultan Adil Şam'da vefat etti. Büyük oğlu olan ve babasının hastalığı dolayısıyla Mısır'da iktidar gücünü efektif olarak taşıyan Kamil bin Adil Eyyubiler Mısır Sultanı ve üst Eyyubiler Sultanı oldu. Eyyubilerin Şam Emiri olan küçük oğlu Muazzam Eyyubiler Suriye Sultanlığı'na geçti.
Haçlılar nehir karşısında kuleyi ellerine geçirdikten sonra eğer Dimyat kalesine hücuma geçselerdi, belki bu esas kaleyi de ele geçirebilirlerdi. Ama Haçlılar bu hücumdan kaçındılar ve takviye kuvvetlerin gelmesini beklemeye koyuldular. Frisyalı Haçlıların çoğu ülkelerine geri döndüler. Frisya'ya yetiştiklerinin ertesi günü sanki Tanrının cezasıymış gibi Frisya'ya büyük zarar veren bir fırtına çıktı; o zamana kadar görülmemiş şiddetle yağmur geldi ve ülke sel ile kaplandı.
Papa III. Honorius 20.000 gümüş mark sarf ederek yeni bir deniz filosu kurdurmuştu ve bu filo 1 yıldır Brindisi'ye gelen Haçlıları Mısır'a götürmek için limanda beklemekteydi. Bu gemiler Haçlı güçleri ile dolu olarak tam bu sırada limandan ayrıldılar. Başlarında Papa temsilcisi Kardinal Pelagius Albano'lu bulunmaktaydı. Aynı zamanda Fransız Haçlı komutanları Nevers Kontu Herve ve La Mache Kontu Hugh Lusignanlı Genova gemileri bularak Fransa'dan ve İngiltere'den gelen Haçlı ordularını Mısır'a götürmek için yola çıktılar. Bu filoya papalık dinsel temsilcisi olarak Courcon Kardinalı Robert'i tayin edilmişti ama bu kişi papa temsilcisinin siyasal yetkilerini taşımamaktaydı.
Kardinal Pelagius ve Haçlı ordusu Mısır'a Eylül ortasında vardı. Bu kişi çok koyu Katolik inançlı İspanyol asıllı bir kişi idi. Dimyat'a gelmesi Haçlılar arasında bir anlaşmazlık ortaya çıkarttı. Kudüs Kralı Jean de Brienne'nin Haçlıların komutanı olduğu kabul edilmekteydi. Bu yüksek rütbe önceki yıl Filistin'deki harekâtta Macaristan Kralı ve Kıbrıs Kralı tarafından kabul edilmemişti ama onlar ülkelerine dönmüşlerdi ve bu sefere katılmamaktaydılar. Kardinal Pelagius Jean de Brienne'nin otoritesini kabul etmeyip ona karşı çıkmaktaydı. Jean de Brienne'nin Kutsal Kudüs Kralı olması, ancak meşru kraliçe olan ve ama o zaman ölmüş bulanan Jean de Brienne'nin karısı dolayısıyla idi; Jean de Brienne meşru kral değil, meşru kraliçe kocası idi. Kardinal Pelagius Papa temsilcisi olarak kendini Haçlı ordusunun en yüksek komutanı olarak görmekte idi. İtalya'dan gelen haberler Kutsal Roma-Germen İmparatoru olan II. Friedrich'in yeni bir Haçlı ordusu toplamakta olduğu ve bu ordu ile Filistin'e gelmesi yakın olduğu hakkında idi. Kardinal Pelagius II. Friedrich'in üst komutan olmasının meşru olacağını kabul etmekteydi.
Sultan Kamil Ekim'de yeni takviye birlikleri almıştı. Bir nehir filotillası kurup Haçlı'ların ordugahına karşı bir hücum tertip etmeye koyuldu. Haçlılar bu filoyu Komutan Jean de Brienne'nin gayretleri ile geri püskürtüler. Birkaç gün sonra Eyyubiler kalenin kuzeyinde bir köprü kurdular. Kardinal Pelagius emrindeki güçlerle bu köprünün yapımını durduramadı. Sultan Kamil de nedense ordusunu bu köprüden şehre geçirmedi ve su üzerinden botlarla hücuma geçmeyi tercih etti. Fakat Haçlı kampına yeni erişmiş olan Fransız Haçlıların gayretiyle bu nehir üzerinden hücum da başarısız kaldı. Haçlı kampının hemen dışına yapılan diğer bir Eyyubi hücumu da geri püskürtüldü. Bu su üzerinden hücumların geri püskürtülmesinde Eyyubi ordusu pek çok askerin suya düşüp boğulması ile büyük zayiat verdi.
Ekim sonlarına karşı çatımalar biraz azaldı. Haçlı ordusu Fransız ve İngiliz Haçlı güçlerinin gelmesi ile takviye olunmuştu. Sultan Kamil'e Suriye'den gelmesini beklediği takviyeler babası Sultan Adil'in Șam'da ölmesi üzerine aksamaya başlamıştı. Yeni Suriye Sultanı Muazzam idareye geçince daha düzenli yeni takviyeler beklemeye başladılar. Haçlılar da sorunlarla karşılaştılar. Eyyubiler elinde bulunan köprünün ilerisinden denize uzanan yeni bir kanal kazdılar. Fakat bu kanalın dolması çok uzun almaktaydı. 29 Kasım akşamı kuzeyden büyük bir fırtına deniz üzerinden deniz suyunu etrafındaki düşük rakımlı araziye yaydı ve sel gibi deniz suyunu Haçlı kampı üzerine getirdi. Haçlı ordusunun tüm çadırları sel suları altında kaldı ve depolanmış iaşe ve teçhizat da sular içinde kaldı. Fırtına gemi zayiatı da doğurmuştu. Seller çekildikten sonra kamp hiç Haçlının dokumak istemediği ölü balıklarla dolmuştu. Kardinal Pelagius yeni bir nehir duvarı yapılması emrini verdi ve selin getirdiği zayiat (yırtılan yelkenler, çadırlar ve hatta at leşleri) bu duvar için malzeme oldular. Ama Haçlıların önceden kazdıkları kanal da artık dolmuştu ve Haçlı gemileri nehirde daha ilerilere gidebilmeye başladılar.
Bu sefer Haçlı ordugahında bir salgın ortaya çıktı. Bu salgına tutulanlar çok yüksek hararetten ve kararmaya başlayan derilerden muzdarip oldular. Haçlı ordusu mevcudunun altıda biri hayatını kaybetti. Bunlar arasında Fransız Courcon Kardinalı Robert de bulunmaktaydı. Hayatta kalan Haçlı güçlerinin hem fiziksel takatleri hem de moralleri çok düşmüştü.
Bunu nispeten çok şiddetli bir kış takip etti. Her iki ordu da ıslak ve nispeten soğuk havadan ve bunun ortaya çıkardığı çeşitli hastalıklara yakalanıp ölerek zayiat verdiler.
Şubat 1219 başında Haçlıların komutanı Kardinal Pelagius ordunun moralini yükseltmek için harekete geçti. 2 Şubatte Eyyubi ordusuna bir genel taarruz düzenledi ama ortaya çıkan fırtına ve yağmur bu hücumu imkânsız hale getirdi.
4 Şubat'ta Sultan Kamil'in ve ordusunun şehrin dışında ordugah kurduğu Adiliye mevkini boşalttığı haberi geldi. Haçlılar Adiliye'ye yürüyünce mevzilerin boş olduğunu gördüler. Kale içinde bulunan Eyyubi ordusu onların Adiliye'ye yerleşmelerini önlemek için bir huruç hareketi yaptı ise de başarı kazanamadı. Haçlılar Adiliye'ye girip yerleşip Dimyat kalesini tamamıyla kuşatmayı başardılar. Sultan Kamil'in çekilmesine sebep Emir İmaddinin Ahmed bin el-Mastub adlı bir kölemen emirin bir komplo hazırlayarak Sultan Kamil'i öldürmek ve yerine küçük kardeşi Faiz'i sultanlığa geçirmek istemesinin öğrenilmesi olmuştu. Tam bu sırada Suriye Eyyubi Sultanı Muazzam Suriye ordusu ile Mısır'Eyyubiler ordusunu takviyeye gelmişti. İki kardeş 7 Şubat'ta görüşüp bu komployu bastırdılar. Buna Sultan Muazzam'ın yeni getirdiği Suriye ordusu çok etkili oldu. Emir Kerek kalesine hapse gönderildi. Eyyubi prensi Faiz'de Sincar'a sürüldü ve oraya gitmekte iken vafat etti.
Sultan Muazzam'ın yeni takviye ordusu ile bile Sultan Kamil Haçlıları Dimyat kuşatmasından söküp atamadı. Eyyubilerin asker sayısının çok artmasına rağmen nehir, göl ve kanallar bu kara ordusunun etkili kullanılmasına engel oldu. Haçlıların ana kampı ve Adiliye'de kurdukları yeni kampa yapılan hücumlar netice vermedi. Sultan Kamil yeni ordugahını Dimyat'ın 10 km güneyinde bulunan Fariskur'da yerleştirdi. Haçlılar Dimyat'a hücuma başlarlarsa onları arkadan vurmaya hazır hale geldi. Bütün ilkbahar aylarında bu yenişememe durumu devam etti. Eyyubilerin Hristiyan kutsal (Paskalya yortusu ve ondan yedi hafta sonraki yortu) günlerinde Adiliye'yi tekrar ellerine geçirmek için Haçlılara yaptıkları büyük taarruzlar boşa çıktı. Dimyat kalesinde kuşatma altında bulunan Eyyubiler ordusunun yiyeceği boldu; ama hastalık yüzünden asker sayısı çok azalmıştı. Ama Haçlılar kaleye hücumu yine geciktirdiler.
Eyyubiler Şam Sultanı Muazzam, hükmü altında bulunan Kudüs şehrinin tüm surlarını ve kale kulelerini yıktırmış ve şehri surlar ile savunulamaz bir hale getirilmişti. Eğer barış ortaya çıkarsa bu savunması imkânsız Kudüs'ün Haçlılara terk edilmesi imkânı vardı. Bunun için 19 Mart'tan itibaren Kudüs şehrinin diğer surları ve en önemli kuleleri yıkılmaya başlandı. Bu şehirde bir panik yarattı. Şehirdeki Müslümanların bazıları şehri boşaltıp Ürdün Nehri'ne doğru kaçtılar. Boş bulunan evler askerlerin halkın talanına hedef olup harabeye dönüştürüldüler. Bazı tutucu mütecavizler Hristiyanların kutsal binalarını (özellikle Kutsal Kabir Kilisesi'ni) yıkamayı istediler ama Eyyubiler idarecileri buna izin vermediler.
Bu sefer yaz çok yüksek sıcaklıkla ortaya çıktı. Buna alışkın olmayan Haçlı orduları sıcaktan bitkin hale geldiler. Morallerini yükseltmek için Kardinal Pelagius gene mütecaviz bir harekâta başladı. 29 Temmuz'da Eyyubilerin Haçlı kampına yaptıkları hücum her iki tarafa büyük zayiat vererek geri püskürtüldü. Haçlılar mancınıklarla kale duvarlarına bombardımana başladılar. Buna karşılık kale savunucuları Rum ateşi kullanarak mancınıklara büyük zarar verdiler. Haçlılar Rum Ateşi ile çıkartılan yangınlar ancak sirke kullanarak söndürebilmekteydiler. Aynı ay diğer bir Eyyubiler hücumu Haçlıları nerede ise söküp atmakta iken vaktin gecikmesi ve havanın kararması nedeniyle bundan muvaffak olamadı. Haçlıların 6 Ağustos'ta surlara yaptıkları hücum da etkisiz kaldı.
Haçlılar içinde yüksek sınıflara mensup komutanlar arasında da zayiat büyüktü (örneğin Tapınak Şövalyeleri Büyük Ustası Guillaume de Chartres). Avusturya Kontu Leopold Mayıs sonunda ordusu ile Avusturya'ya dönmek üzere kamptan ayrıldı. Kudüs Kralı Jean de Brienne ile Papa Temsilcisi Kardinal Pelagius arasında taarruzlarda uygulanacak strateji üzerinde anlaşmazlık çıktı. Kral, Sultan'ın kampına hücum etmek istemekteydi ve Kardinal ise şehrin duvarlarına hücumu tercih etmekte idi. 29 Ağustos'ta kral taraftarlarının önerisi uygulanmaya koyuldu ve Haçlılara biraz düzensiz halde büyük bir kitle gibi Sultan'ın kampına hücuma başladılar. Eyyubiler önce geri çekilir gibi yapıp sonra karşı taarruza geçtiler. Kardinal Pelagius komutayı üzerine aldı. Ama onun her türlü emrine ve hatta yalvarış ve yakarışına rağmen İtalyan asıllı Haçlılar geri çekilmeye başladılar. Bunu gören Haçlı ordusunun hepsi paniğe kapılıp kaçmaya koyuldular. Fakat Kral Jean de Brienne ve Fransız ve İngiliz asiller idaresindeki Haçlı ordusu kısımları direniş gösterip bu paniği önlediler ve Haçlı kampını kurtarmış oldular.
Bu arada önemli bir Hristiyan, sonradan aziz olarak kabul edilen Assisili Francesco Dimyat'ı kuşatan Haçlılar ordu kampına ziyarete geldi. Barış hakkında müzakereler yapılırsa bir sonuca varılacağına inanmaktaydı. Müslümanlar tarafına geçmek için zorla Kardinal Pelagius'tan izin aldı. Assisili Francesco bir beyaz bayrak altında sultan'ın bulunduğu Fariskur'a geçti ve orada Sultan Kamil'in huzuruna çıktı. Sultan Kamil ona çok iyi davrandı; fakat dini konular hakkında açık bir oturum yapılmasını kabul etmedi. Francesco'ya birçok hediye verdi; Francesco ama bunları kabul etmedi. Onun yanına bir askeri şeref birliği verilerek tekrar Haçlılar karargahına geri dönmesi sağlandı.
Ama Assisili Francesco'nun araya girmesi gerekmemekteydi. Mısır Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil barıştan yana idi. O yıl Mısır'da Nil Nehri fazla yükselmemişti. Bu su eksikliğinden dolayı Mısır halkına yetişecek yiyecek olmayacağı aşikardı. Aynı zamanda ülke içinde tarıma hiç katkı yapmayan ve büyük tüketime neden olan bir ordu bulunmakta ve savaş yapılmakta idi. Suriye Sultanı Muazzam da Suriye'den getirdiği orduyu geri götürmeyi istemekteydi. Eylül sonunda bir Haçlı esir bir ateşkes teklifi ile Sultan'a geldi ve eğer Müslümanlar Kudüs'ü geri verirlerse bir barış olabileceğini bildirdi. Mısır Eyyubi Sultanı Kamil bin Adil Haçlılarla bu ateşkesi kabul etti. Fakat Haçlılar barış müzakerelerine başlamayı kabul etmediler. Böylelikle ateşkes döneminde her iki taraf da kendi mevzilerini pekiştirmekle geçirdiler. 26 Eylül'de Sultan Kamil Haçlılara yaptığı bir hücumla bu ateşkes dönemine son verdi.
Fakat yine de Sultan Kamil barış yanlısı idi. Dimyat'ın savunucularının sayısının çok azaldığını ve onları takviye etme imkânı olmadığını bilmekte idi. Haçlılar kampı içinde kargaşalık çıkartmak için tuttuğu casus ve ajan provokatörler de hiç etkili olmamaktaydılar. Ekim sonunda esir olan iki Haçlı şövalyeyi Haçlılara göndererek yeni bir barış teklifi şartlarını onlara bildirdi. Haçlılar Dimyat kuşatmasını kaldırıp Mısır'dan çıkarlarsa kendilerine Kudüs, Beytüllahim, Nasıra ve "gerçek istavroz" geri verilecekti. Böylece Kudüs ve Orta Filistin'in tümü ve Celile bölgesi Haçlı Hristiyanlar eline geçecekti. Kudüs Kralı Jean de Briene; onun asilleri, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan gelen bütün komutan asiller bu şartlara razı olma lehinde idiler. Papa Temsilcisi Albano'lu Pelagius ve Kudüs Katolik Patriği bu tekliflere karşı çıktılar. Bu koyu dindar Katolikler prensip olarak Hristiyan olmayanlarla anlaşma yapılması aleyhinde idiler. Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri ise buna stratejik olarak aleyhtardılar. Kudüs surları ve Celile'de bulunan kaleler yıkıldığı için Kudüs'ün askeri olarak savunulması imkânsız olduğu açıktı. İtalyanlar (Venedikliler, Cenovalılar vb.) ise ticaret bakımından aleyhteydiler. Dimyat Haçlılar eline geçerse Haçlılar ve İtalyanlar elinde bu liman, Mısır içine açılan bir ticaret kapısı olacağını düşünmekteydiler. Sonunda Kardinal Pelagius'un katı ısrarı üzerine bu barış teklifi reddedildi. Bu katı Katolik tutumun haberini alan önemli bir grup Haçlı orduların komutanı olan Hollanda Kontu I. William, kendisinin getirdiği Flandralı'lardan oluşan ordusu ile kuşatmadan ayrıldı ve biran önce ülkesine geri dönme hazırlıklarına girişti.
4 Kasım'da Haçlılar tarafından kaleye karşı gönderilen bir keşif birliği Dimyat kalesinin dış surlarında hiçbir savunucu bulunmadığı haberini getirdi. 5 Kasım'da tam bir güçle surlar üzerine yürüyen Haçlı ordusu bu dış surları hiç direniş görmeden geçti ve iç kale kapılarına dayandı. Şehrin içinde bulunan askerlerin hemen hepsi hasta idi ve şehirde sadece 3000 kişi hayatta kalmıştı. Yaşayan asker ve siviller hastalıktan o kadar bitkin haldeydiler ki ölülerini bile gömme takatleri bulunmamaktaydı. Ama şehir depoları yiyecekle doluydu. Şehrin depolarındaki her türlü mal istilacı Haçlı ordusuna kalmıştı. Haçlılar şehir sakinlerinden 300'ünü fidye toplamak için ayırdılar. Genç çocukları Hristiyan yapılmak üzere papazlara teslim ettiler. Diğer şehir sakinlerini köle olarak sattılar. Şehirde bulunan her türlü kıymetli ve kıymetsiz mal her Haçlıya rütbesini de göz altına alınarak bölüştürüldü. Şehrin idaresi de sorun oldu. Sonunda Kutsal Roma-Germen İmparatoru II. Friedrich'in gelip Haçlı seferine katılıncaya kadar şehrin idaresi Kudüs Kralı Jean de Brienne'ye verildi. Bu arada Nil Nehri'nin doğuda bulanan ağzında, Dimyat'tan birkaç kilometre uzaklıkta olan Tanis şehrine de bir hücum düzenlendi. Bu şehir de terk edilmişti ve içinde bulunan eşyalar ganimet olarak alınarak Haçlılar arasında bölüşüldü. Ganimet bölüşülmesi büyük sorunlar ortaya çıkardı. Kendilerine haksızlık yapıldığını iddia eden İtalyan Haçlılar açıkça isyana geçtiler. Ama Tapınak Şövalyeleri ve Hospitalier Şövalyeleri güçleri onları şehirden uzaklaştırdılar. Böylece kış mevsimi galibiyet kazanan Haçlı ordusunda çıkan anlaşmazlıklarla girdi.
Papalık temsilcisi olan Pelagius Dimyat şehrinin geçici idarecisi olarak Kudüs Kralı Jean Brienne'yi kabul etmemekteydi. Jean de Brienne de yıl sonunda Dimyat'tan ayrılarak Akka'ya geri döndü. Pelagius imparator II. Friedrich'in yeni bir ordu ile Avrupa'dan gelmesini beklemekteydi ama II. Friedrich gelmedi. Eğer bir başarısızlık olursa Papa temsilci Pelagius'un bunu kendine yükleyeceğinden çekinen Jean de Brienne 7 Temmuz'da bir yıl Filistin'de kaldıktan sonra tekrar Dimyat'a eski görevine döndü.
Tam bu sırada El Cezire'de bulunan Eyyubiler, Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı I. Keykavus ile yaptıkları savaşı bir antlaşma ile sona erdirdiler. Orada Eyyubiler valisi olan olan Sultan Kamil'in küçük kardeşi komutasında bir ordu ile Mısır'daki Eyyubilere askeri yardım desteği sağlama durumuna geçmişlerdi. Sultan Kamil ayrıca Nil Nehri deltasının batısında yeni bir donanma kurmayı başarmıştı. 1220'de bu yeni Eyyubiler donanması Kıbrıs'ın batısında Haçlıların donanmasının tümünü bir pusuya düşürüp bu Haçlı filosunu elemine etti. Böylece Dimyat'taki Haçlıların deniz desteği de kesilmiş oldu. Sultan Kamil Pelagius'a tekrar daha önceki bildirdiği şartlarla tekrar barış teklif etti. Pelagius yine bunu kabul etmedi.
Temmuz 1270'te Dimyat'daki Haçlı Hristiyan orduları Eyyubiler başkenti olan Kahire üzerine yürümeye karar verdiler. Bu yürüyüş kuru olan Nil Nehri kıyısını takip ederek devam etti. Eyyubiler hükümdarı Sultan Kamil bin Adil ve ordusu tarafından yakından gözlemlenip takip edildi. Mısır ve Suriye Eyyubiler güçlerinin öncüleri 19 Temmuz'dan itibaren Kahire hedefiyle ilerlemekte olan Haçlı ordusunun uçlarına sık sık baskın hücumlarında bulunmaya başladı. Bu sık sık yapılan hücumlar ilerleyen Haçlı ordusunun moralini bozdu. Özellikle Alman haçlılarına çok aksi tesir yaptı. Haçlılar ordusuna dahil olan 2000 Alman haçlı askeri komutanları I. Louis Bavyeralı ve Töton Şövalyeleri Büyük Ustası Hermann von Salza altında, Haçlılar Kahire yolunda yürüyüşte iken ordudan ayrılıp Dimyat'a geri döndüler. Pelagius Kahire'ye ordunun yürümesinde ısrar edip bunun aleyhtarlarını aforoz etmek istemekteydi. Ama Dimyat geçici idarecisi Jean de Brienne bunu kabul etmedi.
Sultan Kamil ve kardeşi Suriye Sultan Muazzam Nil Nehri'nin tekrar sel getireceği dönemde kardeşleri Eşref'in El Cezire'den takviye birlikleri ile gelmesini beklemeye koyulup bu yürüyüşte olan Haçlı ordusu ile bir büyük silahlı çatışmaya girişmemeye ve oyalayıcı çöl savaşı taktikleri uygulamaya kararlıydılar. Pelagius ise geriye dönmeyen Haçlı ordusu ile Kahire üstüne hücuma devam etmeye karar verdi. Haçlı ordusu Nil Deltası'nın bir kolu üzerinde güneyde bulunan Mansure'ye doğru kuru bir nehir yatağı kenarından yürüyüşüne devam etti.
Kahire üzerine yürümekte olan Haçlılar Mansure kalesi önüne geldiklerinde Mısırlı öncü birlikler nehrin kanallarını tutan yüksek setleri yıktılar. Yıllık sel ile yükselen Nil Nehri, Mansure şehrinin etrafında bulunan ve sel zamanlarında suyla dolan nispeten düşük rakımlı ova ve Haçlılar ordusunun takip ettiği kuru nehir yatak kıyılarını nehir suları ile doldurmaya başladı. Haçlı ordusu bu sel sularıyla kaplanmaya başlanan ovada bulunan dar ve daha yüksekçe olan ada şeklini alan bir arazi parçasına çekilmek zorunda kaldılar. Sultan Kamil'in yeni yaptırdığı donanma filosu, buraya kadar gelmesi imkânı olan Haçlı gemilerinin Nil Nehri deltasına girmesine mani olmaktaydı. Haçlılar yürüyüşte levazım, erzak, iaşe ve silah ikmalini ya etraftaki yerel halktan zorla alarak veya Nil Nehri kolu üzerinde işleyebilen küçük gemilerle yapılabileceğini planlamışlardı. Fakat nehir sularının yükselmesi ile bu türlü ikmali yapmalarına imkân kalmamıştı. Papalık temsilcisi Kardinal Pelagius bu sırada komuta gücünü yetirdi. Hiçbir Haçlı birliği onun ilerleme komutlarına uymaz olmuştu. Haçlı ordusu alt komutanları açlık tehlikesi dolayısı ile çaresizlik içinde kalarak Sultan Kamil'e teslim olmaya karar verdiler.
Haçlıların teslim olmak için müzakere etme teklifi Eyyubiler ordugahına erişince Eyyubiler üst komutanları arasında bir ihtilaf olduğu ortaya çıktı. Suriye Sultanı Muazzam bin Adil ve Elcezire emiri Eşref bin Adil bu Haçlı ordusunun tamamıyla imha edilmesine taraftardılar. Fakat Sultan Kamil değişik alternatif düşünmekteydi. Dimyat kalesinin, bu kalede geride kalan Haçlılar tarafından daha da pekiştirilmiş ve uzun bir kuşatmaya dayanabilecek hale getirilmiş olduğu casuslar vasıtası ile öğrenilmişti. Sultan Kamil selde mahsur kalan Haçlı ordusunun imha edilmesinin Dimyat'taki Haçlıların daha ciddi olarak direnmelerine neden olabileceğini düşünmekteydi. Eğer Dimyat kalesi kuşatmaya alınıp bu kuşatma uzun sürerse Avrupa'dan yeni bir Haçlı ordusu gelmesi olasılığı da çoğalmaktaydı. Zaten Sicilya Kralı ve imparator II. Friedrich'in Haçlı seferine çıkma hazırlıklarının ileri seviyede olduğu da duyulmuştu. Sultan Kamil yapılan bir harp meclisinde bu fikirlerini diğer komutanlara kabul ettirdi ve sel sularından mahsur kalan Haçlı ordusunun teslim olması için, Sultan Kamil'in eski tekliflerinin bazılarını de içeren, bir antlaşma teklifi yapılması kabul edildi.
Haçlılar bu teklifleri kabul ettiler ve bir teslim antlaşması yapıldı. Bu teslim antlaşma şartlarına göre adada mahsur kalan Haçlı esir olarak teslim olacaklardı. Dimyat kalesindeki Haçlı savunucular da bu kaleyi Sultan Kamil'e terk edeceklerdi. Bu kale boşaltılıp Sultan Kamil'e tamamen teslim edilince, esir olmuş Haçlılar geri verilecekti. Bu şartlara ek olarak Eyyubiler ile Haçlılar arasında 8-yıl yürürlükte kalacak bir barış antlaşması imzalanacaktı. Son olarak Sultan Kamil, eğer bulunursa "Gerçek istavrozu" da Haçlılara teslim edecekti. Fakat bu son şarta uyulmadı; çünkü aramalara rağmen gerçek istavrozun kaybolmuş olduğu anlaşıldı.
Sonuçlar
Yirminci yüzyılda Haçlı seferleri hakkında gayet ayrıntılı ve derin bir araştırmacı olarak kabul edilen Fransız tarihçisi Grousset, Avrupalı Haçlılar açısından bu seferin sonuçlarını şöyle özetlemiştir:
Bu Haçlı seferi Hristiyan Haçlılar için tamamıyla başarısız olmuştur. Haçlılar hiçbir gelişme sağlayamamışlardır. Haçlı ordusunun önemli sayılabilecek kısmı ise teslim olmuştur. Haçlılar imzalanan teslim olma antlaşması ile felaketin eşiğinden geri dönmüşlerdir. Bu Haçlı seferi Orta Doğu'da Frank Kutsal ülkeleri arazilerine yerleşmiş olan Hristiyan Franklar ile Avrupa'dan gelen Hristiyan Haçlı güçleri düşünce ve tavırları arasında büyük bir uçurum olduğunu açıkça ortaya çıkartmıştır. Avrupa'dan gelenler Müslümanlara karşı hiç müsamaha tanımadan onları öldürmek; Kudüs'ü ve etrafını Hristiyan olmayanlardan tamamıyla temizlemek ve Filistin, Suriye ve hatta Mısır'da yeni Hristiyan koloniler kurmak hedefini gütmekte idiler. Orta Doğu'ya yerleşmiş olan Latinler ise sayılarının azlığı dolayısıyla Orta Doğu'da bulunan politik gerçeklere uymak istemekteydiler. Beşinci Haçlı Seferi Batı Avrupa'nın (1220'den itibaren Papalık Devleti ve Katolik kilise halkının ve daha sonra Almanya Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'nun) Suriye, Filistin ve Mısır'da gelişmiş Latin kurumları ve politik gerçekleri hiç göz önüne almadan kendi bildiklerini yapmaya kararlı olduklarını açıkça ortaya çıkartmıştır.
Bu Haçlı Seferi'nin kültürel yankıları
Bu Haçlı Seferi'nin tüm başarısızlığı Avrupa edebiyatında yansımıştır. Örneğin bu dönemde yaşayan ünlü Okitanyalı şair Guilhem Figueira bu fiyaskoyu ortaya çıkartan papalık temsilcisi Pelagius ve papa aleyhinde gayet cesur ve şiddetli tenkitler içeren şiirler yazmıştır. Daha ılımlı bir ünlü Okitanyalıı sair olan Görmonda de Monpeslier ise Papa'ya karşı tenkitlere cevap veren "Greu m'es a durar" adlı ünlü şarkı şiirini hazırlamış ve bu şiirde Papa ve temsilcisi Pelagious yerine bu fiyaskonun sorumluluğunu "kötülerin aptallıkları" nedenine yüklemiştir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- Genel
- Runciman, Steven (1992). "Akka Krallığı ve Haçlı Seferleri". Haçlı Seferleri Tarihi. III. tarafından çevrildi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ISBN .
- (1936). "1188-1291 L'anarchie franque". Histoire des Croisades et du royaume franc de Jérusalem (Fransızca). III. Paris: Perrin. ISBN .
- Tyerman, Christopher (2006). God's war: a new history of the Crusades (İngilizce). Harvard University Press. ISBN .
- Önceki cümlelerden biri veya birkaçı şu anda kamu malı olan yayından metin içerir: Herbermann, Charles, (Ed.) (1913). "Fourth Lateran Council (1215)". Katolik Ansiklopedi (İngilizce). New York: Robert Appleton Company.
- Richard, Jean (1999). The crusades, c 1071-c. 1291 (İngilizce). s. 298.
Konuyla ilgili yayınlar
- Demirkent, Işın, (1997) Haçlı Seferleri, İstanbul:Dünya Yayıncılık,
- Maalouf, Amin (Tr. çev. Mehmet Ali Kılıçbay) (1998),Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, İstanbul:Telos Yayıncılık
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Beşinci Haçlı Seferi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Besinci Hacli Seferi 1217 1221 yillari arasinda Katolik kilisesine mensup Avrupalilar tarafindan gerceklestirilen hacli seferidir Avrupalilar Misir daki Eyyubiler i yenerek Kudus ve diger kutsal topraklari ele gecirmek istemislerdir ancak amaclarina ulasamamislardir Besinci Hacli seferiHacli SeferleriDimyat in Haclilar tarafindan kusatilmasiTarih1213 1221BolgeMisirSonucMutlak Musluman Ordulari zaferiTaraflarHaclilar Latin Kralligi Kudus Kralligi Kibris Kralligi Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu Avusturya Arsiduklugu Tapinak Sovalyeleri Toton Sovalyeleri Hospitalier Sovalyeleri Macaristan Kralligi Dalmacya Koln Flandra Kontlugu Fransa Kralligi Papalik Devleti Portekiz KralligiMuslumanlar EyyubilerKomutanlar ve liderlerJean de Brienne IV Boemondo II Friedrich Hermann von Salza Guerin de Montaigu II Andras I William II PhilippeKamil bin Adil Kutsal Sehir Kudus un anahtarlarinin Misir in elinde olduguna inanan Papa III Innocentius 1213 te yeni bir Hacli Seferi cagrisinda bulundu Bu cagri 1215 Dorduncu Laterano Konsili nde kabul edildi bu Hacli Seferi organizasyonu kendisinden sonraki Papa III Honorius tarafindan da devam ettirildi Italyanlar bu projeye karsi cekimser Batililarsa kararsizdi Avrupa dan once Macaristan Krali II Andras ve Avusturya Arsiduku Habsburg lu sefere katilmaya karar verdiler Daha sonra 1218 de Oliver Kolnlu komutasinda bir Alman ordusu ve Hollanda Kontu I William komutasinda Hollandali Flandrali ve Frisyali askerlerden olusan bir ordu da sefere katildi Bu seferde Hacli ordulari denizden Dogu Akdeniz kiyilarinda Hacli devletlerin bulundugu Filistin ve Suriye ye ozellikle Kudus Kralligi nin baskenti olan Akka ya yoneldiler Macar ordusu Eyyubilerle yaptigi tek bir muharebeden sonra ulkesine geri dondu Diger Hacli ordulari birlikte 1217 1220 de Kudus Krali John de Brienne komutasinda Nil Nehri deltasina dogru bir sefere cikti Bunu eski Kudus kralligini ihya etmek icin bir koz olarak kullanmak istedi Misir a hucum eden Hacli ordusu Dimyat kalesi 1219 da dusunce Temmuz 1221 de Haclilar Kahire uzerine yurumeye basladilar Fakat yeterli tedarik saglayamadigi ve Nil Nehri sulari yukselmesi ile Hacli ordusu Dimyat a geri donmek karari verdiler ve bu donus Haclilar icin bir felaket oldu Fakat Eyyubiler onculerinin Nil Nehri kenar duvarlarini yiktiklari icin ada seklini alan bir yuksek arazide mahsur kaldilar Eyyubiler Sultani Kamil bin Adil bir gece hucumu ile suyu gecip Dimyat a geri donmek isteyen Hacli ordusuna buyuk zayiat verdi Aclik tehlikesi geciren bu ordu teslim olmak zorunda kaldi Dimyat kalesinde kalan Haclilarin da Eyyubiler tarafindan etrafi sarilmisti 1221 de yapilan bir antlasma ile Haclilar Dimyat i da kurtulus fidyesi olarak Eyyubilere iade ettiler ve Eyyubilere teslim olan Haclilar ordusu askerleri serbest birakildilar Eyyubiler Sultani Kamil bin Adil Avrupali haclilarla 8 yil sureli bir baris antlasmasi yapmayi kabul etti HazirliklarSelahaddin Eyyubi 1187 de Hristiyanlarca kutsal sayilan Kudus sehrini tekrar eline gecirmisti ve bundan sonra Avrupali katolik Hristiyanlar bu sehri tekrar kendi ellerine gecirmek icin Hacli Seferleri organize etmislerdi 1189 1192 doneminde yapilan Ucuncu Hacli Seferi Filistin kiyilarini Hristiyan ellerine gecirmekle beraber Kudus u Hristiyanlar eline gecirmeyi basaramamisti 1202 de baslayan Dorduncu Hacli Seferi ise cesitli Venedikli entrikalari nedeniyle Konstantinopolis e yonelmis bu buyuk sehrin kusatilip Katolik Hristiyanlar eline gecmesine talan edilmesine neden olmus ve bu sehirde yeni bir Romanya Latin Imparatorlugu kurulmasina yol acmisti Papa III Innocentius 1208 den beri yeni bir Hacli seferi planlamakta ve bu seferle Eyyubileri yenip ortadan kaldirarak kutsal sehir Kudus u tekrar eline gecirmek istemekteydi Nisan 1213 te III Innocentius Qui maior adini verdigi bir Papalik Fermani cikartarak butun Hristiyanlara hitapla onlari yeni bir hacli seferine katilmaya cagirdi 1215 te bunu Ad Liberandum adi verilen yeni bir Papalik Fermani takip etti Papa III Innocentius bu Hacli seferinin cok sikica Papalik kontrolu altinda olmasini planlamaktaydi Hacli Seferi ni idare edecek olan kisinin yuksek Katolik Kilisesi idareci kadrosundan bir Papalik Temsilcisi olmasi ongorulmustu Bu gorev icin en uygun kisinin de Papa nin bas danismani kilise hukuku uzmani ve Albano Kardinali olan uygun gorulmustu Bu kisi Latin ler elinde bulunan Konstantinopolis e papalik diplomatik gorevi ile 1213 te gonderildigi zaman Ortodoks kiliselerini kapatmak ve Ortodoks papazlarini tutuklamakla ugrasmis ve bu nedenle Latin Imparatorlugu hukumdari olan Konstantinopolisli Henri tarafindan bu acayip bagnaz hukumleri degistirilip Pelagio Galvani nin Roma ya geri donmesini saglanmisti Papanin yeni Hacli seferini sikica kontrolu nedeniyle onceki Dorduncu Hacli Seferi nde oldugu gibi Hacli ordularinin katolik olmayan Hristiyanlar aleyhine donup Hristiyan ulkeleri yikip yakmalarinin ve talan etmelerinin onleyebilecegini sanmaktaydi Papa bu yeni Hacli seferinin 1216 da Hacli ordularinin Italya nin Brindisi limaninda toplanmalarini ve buradan Filistin e gitmelerini planlamisti Ongorulen buyuk Hacli ordusunu Filistin e ulastirmak icin de Papa Hristiyan sahipli ticaret gemilerinin dogu Akdeniz ve kuzey Afrika da bulunan Musluman devletlerle ticarette bulunmalarini yasakladi Bu surette bu ticareti yapamayan gemi sahiplerinin ticaret gemilerini Hristiyan Hacli ordularini atlarini ve silahlarini Filistin sahillerine tasimaya zorlayacagini dusunmekteydi Bu Hacli Seferine destek veren herkese onlarin dunyada yasarken gunahlarinin af edildigini bildiren bir enduljans belgesi verilmesi ongorulmustu Bu enduljans belgesi verilmesi sadece Hacli mucadelesi icin gemiyle Kutsal Ulkeye gitmek icin degil de sahsen sefere gitmeyip herhangi bir baska kisinin bu sefere gitmesini saglamak icin moral ve mali yardim destegi saglayan kisilere de de verilmesi kabul edilmisti Boylelikle daha onceki seferlerdeki gibi genellikle soylu kisilere hitap etmekle yetinilmeyip genel alelade kisilere de hitap etmek hedeflenmisti Fransa Papa onemli ulkelerin merkezlerine kendi temsilcilerini gonderip bu yeni Hacli seferi propagandasi yapmaya basladi Ornegin Fransa da Robert de Courcon ulkeyi gezip vaazlar vererek yeni Haclilar toplamaya basladi Fakat onemli Avrupa hukumdarlari ya kendi ulkelerindeki muhim ic sorunlarla ugrasmaktaydilar ya da birbirleriyle mucadele halinde idiler Ornegin Hacli seferlerine katilmayi gelenek haline getirmis olan Fransiz sovalyeleri zaten 1209 1229 doneminde devam eden Albigeois Hacli seferi ne katilmislardi ve bu sefere devam etmekteydiler Fransa Kralligi ve Ingiltere Kralligi ne hazirlanmaktaydilar Dorduncu Laterano Konsili Papa III Innocentius kendine destek veren Kudus Latin Patrigi Raou Merencourt Tortosa Baspiskoposu Baudin Maroni Patrigi Jeremiah ile birlikte 11 Kasim 1216 de 12 ekumenik konsil olan Dorduncu Laterano Konsili ne katildi ve bu konsil acilisinda yaptigi konusmasinda yeni hacli seferi icin yaptigi dinsel cagriyi tekrarladi Fakat III Innocentus 16 Ocak 1216 da vefat etti Yeni secilen Papa III Honorius da kendinin halefinin yeni hacli seferi cagrisi politikasinda devam etti 71 patrik ve metropoliten kardinal 412 piskopos 900 kadar manastir baskesisi ve birkac devlet hukumdarinin temsilcilerinin katildigi bu konsil toplantisi Kudus u tekrar Hristiyanlarin eline gecirmek icin bir Hacli Seferi duzenlenmesi icin papalik kararini teyit etti Macaristan ve Almanya Oliver Kolnlu papa tarafindan Almanya da Hacli ordusuna katilma icin vaazlar vermisti 1215 te Kutsal Roma Imparatoru II Friedrich bir Alman Hacli ordusu basinda bu yeni Hacli Seferi ne katilmak istedigini belirtti Fakat III Innocentius onun bir hacli ordusu kurup komuta etmesini istememekte idi cunku Sicilya da dogup buyumus ve gayet genis bir egitim ve kultur almis olan II Friedrich in koyu Katolik dusunce ve tutumlara Italya da Papalik devletine ve papalik guclerine karsi durmustu ve hayatinin sonuna kadar karsi duracakti Ama 1216 da Papa III Innocentius oldu Yerine papa secilen III Honorius daha sert davranip II Friedrich in yeni Hacli seferine katilmasina acikca engel oldu III Honorius onun yerine Avusturya Arsiduku duzenli Hacli ordusu ile Macaristan Krali II Andras in Macaristan dan topladigi Hacli ordusunun Filistin e gitmesini kabul etti Macaristan Krali nin komutani oldugu Macar Kraliyet Hacli ordusu o zamana kadar Hacli Seferine katilan en buyuk kraliyet ordusu olmustur Bu ordunu mevcudunda 20 000 kadar sovalye agir suvari gucu ve 12 000 kadar kale muhafizlarindan olusan piyade gucu bulunmakta idi Askeri seferlerFilistin Macaristan Krali II Andras Temmuz sonunda Papa Honarius 1217 yazinda buyuk bir gemi filosunun Sicilya limanlarindan kalkarak Filistin e gidecegine dair bir emir vermisti Fakat Haclilari Filistin e tasiyacak gemiler ortalikta yoktu Bazi Fransiz Hacli birlikleri degisik Italyan limanlarina gitmisti ama kendilerini tasiyacak gemi bulamamislardi Macaristan Krali Macar Hacli ordusunu Dalmacya kiyilarinda bulunan Spalato limanina Agustos 1217 de getirdi ve cok gecmeden bu limana Avusturya Arsiduku VI Leopold Avusturyali Hacli ordusu ile geldi Bu ordularin cogunlugunu Filistin e tasimasi beklenen Frisya gemileri ise Portekiz e Temmuz da ulasmislar bir kismi Lizbon da kalmislardi ve ancak Ekim de Sicilya da Gaeta ya eristiler Ama kis mevsiminde Akdeniz de seyrusefer kesildigi icin orada Filistin e gitmek icin gelecek bahari beklemek zorunda kaldilar Eylul basinda VI Leopold kucuk bir Venedik ticaret gemi filosu bularak nispeten kucuk sayida olan Avusturyali Hacli birliklerini Spalato dan 16 gunluk yolculuktan sonra Akka ya getirdi Iki hafta sonra Eylul ortasinda Macaristan Krali II Andras da bir kucuk Venedikli ticaret gemisi filosu ile Macar Hacli birliklerinin bir kismini Ekim basinda Akka ya getirebildi Bir kisim Macar Hacli birliklerinde Spalato da ilkbahari beklemek zorunda kaldi Kibris Krali I Hugh da adasindan toplayabildigi askerler ile tam bu sirada Akka ya vardi Suriye de hasat mevsimi bitmisti hasat pek iyi degildi ve yeni gelen Hacli ordularina ve atlarina bugday ve yem temini zorlugu cekildi Kutsal Kudus Kralligi bassehri olan Akka da orada kendi ordulariyla bekleyen Kudus Krali Jean de Brienne ve Antakya Prensi olan IV Boemondo bulustular Akka da Ekim 1217 de yapilan bir harp meclisi toplantisinda bu hukumdarlar hic beklemeden Eyyubiler uzerine askeri kampanyayi baslatmaya karar verdiler 3 Kasim gunu Akka dan buyuk Hacli ordusu ayrildi ve Esdralon ovasinda yuruyuse gecti Yasi 70 i askin olan Eyyubiler Sultani Adil Seyfeddin Hacli seferinin baslayacagi haberini almis ve Misir dan Filistin e gelmisti Fakat yapilan gozlemler bu yeni Hacli ordusunun Ucuncu Hacli Seferi Hacli ordularindan cok daha buyuk oldugunu acikca ortaya cikardi Sultan Adil gayet buyuk bir Hacli ordusunun bu mevsimde bir sefere cikacagini beklemiyordu Eyyubiler gucleri sayi bakimindan Hacli ordusundan cok kucuk kalmaktaydi Bu nedenle Hacli ordusu Beisan a yonelince Aclos a geri cekilip Haclilari Sam a yonelmesini durdurmak icin tedbirler aldi Bir grup Eyyubi ordusu birliklerini de oglu ve Sam emiri olan Muaazam komutasi altinda Haclilarin Kudus e gidis yolunu kesmek icin gonderdi Sultan Adil bu buyuk orduyla acik sahrada carpismanin rizikolu olduguna karar vererek Eyyubiler ordusunun kaleler ve sehir surlari arkasina cekilmesini emretti Macar Hacli ordusu Baisan civarini talandan sonra kaleler ve surlu sehirlerin duvarli savunma mevkilerine karsi hic etkisiz kalmaktaydi Guya Hacli ordusu Kudus Krali Jean de Brienne komutasinda bulunmakla beraber Hacli ordusunda birlik beraberlik ve komuta disiplini bulunmamaktaydi Her degisik komutanin Hacli ordusu degisik hareket etmekteydi Genel olarak Hacli ordusu Besian a girdi ve orayi ve etrafi talan ettiler Oradan belirlenmis bir hedef olmadan Seria Nehri e gidip nehri gecip Taberiye Golu nun dogu sahiline gectiler oradan Telhum gunumuzde Israil de Kefar Nahum etrafindan gecerek Celile den Akka ya geri geldiler Macaristan Krali II Andras bundan hoslanmamisti Eyyubiler Sultani Adil elinde bulunan Cebel i Tur Tabor Dagi kalesine hucum etmeye karar verdi Bu hucuma Kibris Krali ve Avusturya Arsiduku komutasindaki birlikleri katilmadilar Tapinak Sovalyeleri ve Hospitalier Sovalyeleri birliklerini beklemeden 3 Aralik ta Macar Haclilar ordusu bu kaleye saldirdi Bu kalenin bulundugu buyuk tepeye zaten mancinik gibi buyuk kale kusatma aletlerinin getirilmesi hemen hemen imkansizdi Bunun yaninda Macar Hacli ordusunun sahip oldugu kusatma icin kullanacak mancinik ve benzeri savas aletleri daha deniz yoluyla Filistin e ulasmamisti 5 Aralik ta Sovalyeler birlikleri geldiginde Haclilar tekrar bu kaleye tekrar saldirdilar Ama hic basari elde edemeden 7 Aralik ta Macar Hacli ordusu bu kusatmayi birakti ve Akka ya cekildi Yeni yilin basinda nispeten kucuk bir Macar Hacli birligi Krallarindan izin almadan ve yerlilerin tavsiyelerini dinlemeden Bekaa Vadisi ne hucum ettiler Fakat Lubnan Daglari ni gecerken bir kar firtinasina tutulup kayboldular Bazi Macar Hacli birlikleri Marj Ayun Kalesi ve Kalaat il Sakif Beaufort Kalesi ne hucum yaptilarsa da bunlardan hicbir sonuc cikartamadilar Sayda kalesine hucum eden 500 kisilik bir Macar Hacli ordusu birliginden ancak 3 kisi geri donebildi Boylece Cebel i Tur Tabor Tepesi Kalesi Lubnan daki kaleler ve Sayda kalesine karsi hucumlardan sonra Macar Hacli ordusunun duvarli savunma mevkilerine karsi hic etkisiz oldugu anlasildi Tam bu sirada Kudus u elinde bulunduran Eyyubiler bu yeni Hristiyan Hacli ordularina karsi duramayacaklarini anlamislardi Sehrin surlari bakimsizdi ve tamir etmek icin buyuk yatirim ve gayret istemekteydi Surlari tamirle onlari savunmanin Birinci Hacli Seferi nde oldugu gibi teslim olunursa Kudus muslumanlarinin buyuk bir katliama hedef olmasinin cok olasi oldugunu da unutmamislardi Bu nedenle diger bir strateji uygulamaya karar verildi Sehrin kule kale sur ve savunma mevkilerini yikmaya karar verdiler Eger Hristiyan Hacli ordusu Kudus e saldirirsa karsilarinda korunakli kuleler kaleler ve duvarlarda mevzilenmis Musluman gucleri bulamayacaklardi Muslumanlar Kudus e bir Hacli hucumu oldugunda surlar arkasinda savunmamayi tercih etmekte idiler Eger Kudus un surlari yikilip korunamayacak bir hale getirilirlerse korunakli mevziler bulunmadigi icin eger Haclilar sehre hucum ederlerse sehrin onlara birakilmasi ongorulmustu Ek olarak sehrin tedarik yollarinin kapatilmasi ve sehir etrafindan insan ve hayvan tedarik iase yiyecek ve malzemelerinin toplamasinin da imkansiz hale getirilmesi planlanmisti Sonra da Haclilar sehri ellerine gecirirlerse bir Musluman karsi hucumuna gayet acik olacaklari icin Kudus u ellerinde tutma rizikosuna girmeyecekleri de dusunulmekteydi Yaptigi etkisiz muharebelerden sonra Macar Hacli ordusu uzun muddet hic etkisiz kaldi Bundan dolayi Macaristan Krali II Andras zamanini Kutsal ulkede bulunan guya kutsal kalintilar toplamakla gecirmeye basladi Bu ugrasinda bir suru ne oldugu belirli olamayan kutsal peygamberler veya azizlerden arta kalan parca veya esya topladi Ornegin Incil de ismi gecen Cana daki yemekte kullanildigi iddia edilen bir seramik su gugumu satin almisti En son olarak Macaristan koruyucu evliyasi olan Evliya Stefan in kafatasini bulmustu 1218 in basinda Macaristan krali II Andras birden cok hastalandi ve iyilesirse Macaristan a donmeye karar verdi Gercekten de iyilesti ve Macar Hacli ordusu topladigi guya kutsal esyalarla birlikte diger Hacli ordusu komutanlarinin kalmasi icin yalvarip yakarmalarini hic dinlemeden Filistin den ayrildi Ordusunu Lubnan ve Suriye sahillerinden Trablussam ve Antakya uzerinden Cukurova ya yuruttu ve orada Selcuklu Sultani ndan aldigi serbest gecis belgesi ile Anadolu dan yuruyerek gecip Konstantinopolis e vardi Yine oradan yuruyusle Balkanlardan Macaristan a gecti II Andras in Hacli Seferi topladigi bircok ne oldugu belirsiz guya kutsal evliya parcalari ve esyalari disinda hicbir sonuc dogurmamisti Subat 1218 de II Andras ve Macar Hacli ordusu Filistin den ayrildiktan sonra Antakya Prensi IV Boemondo Antakya ya ve Kibris Krali I Hugh da Kibris a donmek uzere Akka an ayrildilar 27 Nisan 1218 de Frisya filosunun ilk yarisi Akka ya ulasti ve iki hafta sonra Lizbon da kisin kalmis olan ikinci yarisi Akka ya vardi Italya da degisik limanlarda bulunan Fransiz sovalyeleri de peyderpey Akka ya geldiler Akka ya yeni bir Alman Hacli ordusu basinda Oliver Kolnlu ve Hollandali Flandarali ve Frisyali askerlerden olusan karisik bir Hacli ordusu basinda Hollanda kontu I William olarak bu Frisyali gemiler filosu ile geldi Kudus Krali Jean de Brienne Kudus teki durumdan haberdardi ve Kudus e hucum etmenin uygunsuz oldugunu kabul etmisti Avusturya Arsiduku VI Leopold ve Kudus Krali Jean de Brienne yeni gelen Oliver Kolnlu ve I William ile yeni bir strateji plani yapmaya basladilar Buna gore yeni takviyeli Hacli ordusu Eyyubiler in ana merkezi olan Misir a ve Kahire ye hucum edip bu topraklari eline gecirirlerse bu topraklar ile Kudus u degis tokus yapma imkani olup Kutsal sehir Kudus un bu degis tokus sonucu Hacli Hristiyanlar eline gecmesi saglanabilecekti Bu stratejiye uygun olarak Kudus Krali Jean de Brienne once onemli bir Misir sahil limani olan Nil Nehri deltasi agzinda bulunan Dimyat veya Iskenderiye liman sehirlerine hucum etmeyi ve bu sehirleri ele gecirdikten sonra bunlari tedarik usleri olarak kullanarak sonradan Kahire ye hucum etmeyi teklif etti Yapilan harp meclisinde yeni gelen Hacli gucleri komutanlari hedefin Dimyat kalesi ve limani olmasini kabul ettiler Anadolu Selcuklu Devleti ile Eyyubiler Eyyubiler kuzey Suriye de de tehlike altina girmislerdi Anadolu Selcuklu Devleti Sultani I Izzeddin Keykavus kuzey Suriye topraklarina goz dikmisti Bazi tarihciler I Izzeddin Keykavus un Haclilar ile muzakerelerden sonra onlarla anlasarak Kuzey Suriye ye hucum ettiklerini bildirirler Bu antlasma hem Haclilara kuzeyden olan Eyyubiler baskisini azaltacak ve hem de Selcuklulara yeni Halep Kuzey Suriye topraklarini ele gecirmeye firsat saglayacakti Fakat bu anlasma hakkinda zamanin diger tarihcileri hic bahiste bulunmamaktadirlar Kuzey Suriye Eyyubilerin Halep Emiri idaresi altinda idi ve Besinci Hacli Seferi doneminde burada su olaylar gelisti 1216 da Sultan Adil in yegeni olan Eyyubiler Halep Emiri oldu ve yerine daha cocuk olan gecti Aziz in yetiskinligine kadar naipligini Tugrul adinda bir hadim ile annesi yuklendi Selahaddin Eyyubi nin buyuk oglu olan Samsat ta surgundeydi Halep Emirligi nin kendine verilmesi gerektigini savundu ve bunu zorla ele gecirmek icin Anadolu Selcuklu Sultani Izzeddin Keykavus un destegini aldi 1218 baslarinda Selcuklu ordusu ile Efdal in topladigi bir ordu birlikte Kuzey Suriye ye girerek Halep uzerine yurudu Halep Emir naibi Tugrul Sultan Adil in Haclilarla ugrastigini bilerek destek icin Adil in ucuncu oglu olan ve Eyyubiler Elcezire emiri olan den yardim istedi Esref Selcuklu ve Efdal ordusu ile Buzaa Muharebesi ne giristi ve onlari yenik dusurdu Efdal yine Samsat a surgune gitti Halep Emirligi Melik Esref in ust hakimiyetini tanidi Selcuklu Sultani nin Kuzey Suriye ve Irak uzerinde istekleri Izzeddin Keykavus un 1220 de olumune kadar devam etti Keykavus yasaminin son yilinda Musul daki taht kavgasina mudahale etmeye hazirlanmakta idi Misir Dogu Akdeniz kiyilarindaki Hacli devletleri Kibris Krali Tapinak Sovalyeleri Hospitalier Sovalyeleri ve Avrupa dan gelmis Hacli ordulari komutanlari Kudus Krali Jean de Brienne Misir a hucum ve ilk defa Dimyat kalesini ele gecirme planini kabul edip uygulamaya koyuldular 24 Mayis 1218 de Frisya donanma filosu gemilerine yuklenen Jean de Brienne komutasindaki Hacli ordulari Akka dan ayrildi Once Ahklit limanina ugrayip daha fazla tedarik maddeleri aldilar Fakat burada ruzgarin birdenbire yon degistirmesi ile filo ikiye ayrildi Bir filo 27 Mayis ta Dimyat kalesi yakinlarinda Nil Nehri agzina eristi Burada demir atip filonun geri kalan buyuk kismini bekledi Fakat sabirlari tukendi ve nehrin agzinda bati kiyiya asker cikartma yapmaya basladilar Hic direnis ile karsilasmadilar Ana filo gelince onlar da ayni mevkide karaya asker cikarttilar Hacli Ordulari komutanlari da karaya ciktilar Dimyat kalesi nehir agzindan 2 km iceride nehrin dogu sahilinde ve arkasini Manzele Golune vermis olarak konumlanmisti Nil Nehri agzinin gemilerin kullanmasini uygun tek yatagina gemilerin girmesini onlemek icin sehirden karsi kiyida bulunan bir korunakli kuleye zincir cekilmisti Bu kule Hacli ordusunu ilk hedefi oldu Eyyubiler Sultani Adil Hacli ordusunun Suriye de hucuma gececegini tahmin etmemekteydi ve bu yeni gelisme ona buyuk bir surpriz oldu Dimyat sehrinin savunmasina ozel bir dikkat verilmemisti Fakat yine de hem sehirdeki depolarda hem de Nil Nehri uzerinde bulunan zincirin Hacli donanmasinin yolunu kestigi icin bu zincirin guneyinde bulunan yakin bolgelerden kalenin direnisi icin gerekli iase ve tedarik mallari depolarda bulmaktaydi Bu nedenle Dimyat kalesi 24 Agustos a kadar Hacli kusatmasina ve zaman zaman hucumlarina karsi direnmede basarili oldu Eyyubiler Sultani Adil Sam da bulunmaktaydi Kahire de naip oglu Kamil bin Adil Misir ordusu ile Kahire den kuzeye yurudu ve Dimyat in 10 15 km guneyinde bulunan Adiliye de kamp kurdu Hacli mevkilerine hucum edecek sayida gemisi bulunmamaktaydi ama Dimyat kalesinin karsi yakasinda bulunan ve Nil Nehri ni Hacli gemilerine kapayan zincirin ucunda bulunan kuleye takviyeler gonderdi Haclilarin kuleye ilk hucumu Haziran 1218 sonlarinda yapildi ve basarisiz oldu Haclilar Agustos sonunda bir hucuma daha hazirlandilar Bu hucumda Frisyali gemileri kullanarak Hacli lar IV Hacli Seferi nde Konstantinopolis in kusatmasinda kullandiklari birbirine sikica bagli iki geminin direkleri arasinda gerdikleri deriden platforma cikip kale duvarlarina hucuma hazirlandilar Boylece kule ham karadan hem de denizden hucuma maruz kalacakti 24 Agustos ta Frisyali gemiler ve diger kara gucleri ile Haclilar kuleye taarruza basladilar Bu hucum 24 saat kadar karsilikli catismaya yol acti Ama kulenin savunuculari sayisi buyuk zayiat verip sadece 100 kadar kisiye kadar dusmustu Bu kucuk gucle Haclilar karsisinda duramayacaklarini anlayip teslim oldular Bu kuledeki depoda buyuk miktarda iase ve techizat bulundu ve Haclilar bunlari ordularinin bulundugu nehrin bati kiyisina tasidilar Sonra da nehir uzerindeki zincir ve yaninda buluna kucuk kopruyu yiktilar Boylece Hacli gemileri Nil Nehrinin guneyinden sehre iase ve tedarik getirme yolunu kapatmis oldular ve sehri tamamiyla ablukaya aldilar Kulenin dusmesi haberi Sam da bulunan zaten yasli ve hasta olan Sultan Adil e birkac gun sonra eristi ve onu fena etkiledi Suriye de yeni Eyyubi Sam Emiri olan Sultan Adil in kucuk oglu Muazzam Haclilarin dikkatini Filistin e geri cekmek icin Hacli kalesine hucum etti bu kaleyi eline gecirdi ve butun sehir surlarini yikip sehri savunmaya imkansiz hale getirdi Bu haber de Sultan Adil e yetisti Ama ozellikle Dimyat karsisindaki kalenin dusme haberi gercekten cok zor gelmisti ve 31 Agustos ta 75 yasinda iken Sultan Adil Sam da vefat etti Buyuk oglu olan ve babasinin hastaligi dolayisiyla Misir da iktidar gucunu efektif olarak tasiyan Kamil bin Adil Eyyubiler Misir Sultani ve ust Eyyubiler Sultani oldu Eyyubilerin Sam Emiri olan kucuk oglu Muazzam Eyyubiler Suriye Sultanligi na gecti Haclilar nehir karsisinda kuleyi ellerine gecirdikten sonra eger Dimyat kalesine hucuma gecselerdi belki bu esas kaleyi de ele gecirebilirlerdi Ama Haclilar bu hucumdan kacindilar ve takviye kuvvetlerin gelmesini beklemeye koyuldular Frisyali Haclilarin cogu ulkelerine geri donduler Frisya ya yetistiklerinin ertesi gunu sanki Tanrinin cezasiymis gibi Frisya ya buyuk zarar veren bir firtina cikti o zamana kadar gorulmemis siddetle yagmur geldi ve ulke sel ile kaplandi Papa III Honorius 20 000 gumus mark sarf ederek yeni bir deniz filosu kurdurmustu ve bu filo 1 yildir Brindisi ye gelen Haclilari Misir a goturmek icin limanda beklemekteydi Bu gemiler Hacli gucleri ile dolu olarak tam bu sirada limandan ayrildilar Baslarinda Papa temsilcisi Kardinal Pelagius Albano lu bulunmaktaydi Ayni zamanda Fransiz Hacli komutanlari Nevers Kontu Herve ve La Mache Kontu Hugh Lusignanli Genova gemileri bularak Fransa dan ve Ingiltere den gelen Hacli ordularini Misir a goturmek icin yola ciktilar Bu filoya papalik dinsel temsilcisi olarak Courcon Kardinali Robert i tayin edilmisti ama bu kisi papa temsilcisinin siyasal yetkilerini tasimamaktaydi Kardinal Pelagius ve Hacli ordusu Misir a Eylul ortasinda vardi Bu kisi cok koyu Katolik inancli Ispanyol asilli bir kisi idi Dimyat a gelmesi Haclilar arasinda bir anlasmazlik ortaya cikartti Kudus Krali Jean de Brienne nin Haclilarin komutani oldugu kabul edilmekteydi Bu yuksek rutbe onceki yil Filistin deki harekatta Macaristan Krali ve Kibris Krali tarafindan kabul edilmemisti ama onlar ulkelerine donmuslerdi ve bu sefere katilmamaktaydilar Kardinal Pelagius Jean de Brienne nin otoritesini kabul etmeyip ona karsi cikmaktaydi Jean de Brienne nin Kutsal Kudus Krali olmasi ancak mesru kralice olan ve ama o zaman olmus bulanan Jean de Brienne nin karisi dolayisiyla idi Jean de Brienne mesru kral degil mesru kralice kocasi idi Kardinal Pelagius Papa temsilcisi olarak kendini Hacli ordusunun en yuksek komutani olarak gormekte idi Italya dan gelen haberler Kutsal Roma Germen Imparatoru olan II Friedrich in yeni bir Hacli ordusu toplamakta oldugu ve bu ordu ile Filistin e gelmesi yakin oldugu hakkinda idi Kardinal Pelagius II Friedrich in ust komutan olmasinin mesru olacagini kabul etmekteydi Sultan Kamil Ekim de yeni takviye birlikleri almisti Bir nehir filotillasi kurup Hacli larin ordugahina karsi bir hucum tertip etmeye koyuldu Haclilar bu filoyu Komutan Jean de Brienne nin gayretleri ile geri puskurtuler Birkac gun sonra Eyyubiler kalenin kuzeyinde bir kopru kurdular Kardinal Pelagius emrindeki guclerle bu koprunun yapimini durduramadi Sultan Kamil de nedense ordusunu bu kopruden sehre gecirmedi ve su uzerinden botlarla hucuma gecmeyi tercih etti Fakat Hacli kampina yeni erismis olan Fransiz Haclilarin gayretiyle bu nehir uzerinden hucum da basarisiz kaldi Hacli kampinin hemen disina yapilan diger bir Eyyubi hucumu da geri puskurtuldu Bu su uzerinden hucumlarin geri puskurtulmesinde Eyyubi ordusu pek cok askerin suya dusup bogulmasi ile buyuk zayiat verdi Ekim sonlarina karsi catimalar biraz azaldi Hacli ordusu Fransiz ve Ingiliz Hacli guclerinin gelmesi ile takviye olunmustu Sultan Kamil e Suriye den gelmesini bekledigi takviyeler babasi Sultan Adil in Șam da olmesi uzerine aksamaya baslamisti Yeni Suriye Sultani Muazzam idareye gecince daha duzenli yeni takviyeler beklemeye basladilar Haclilar da sorunlarla karsilastilar Eyyubiler elinde bulunan koprunun ilerisinden denize uzanan yeni bir kanal kazdilar Fakat bu kanalin dolmasi cok uzun almaktaydi 29 Kasim aksami kuzeyden buyuk bir firtina deniz uzerinden deniz suyunu etrafindaki dusuk rakimli araziye yaydi ve sel gibi deniz suyunu Hacli kampi uzerine getirdi Hacli ordusunun tum cadirlari sel sulari altinda kaldi ve depolanmis iase ve techizat da sular icinde kaldi Firtina gemi zayiati da dogurmustu Seller cekildikten sonra kamp hic Haclinin dokumak istemedigi olu baliklarla dolmustu Kardinal Pelagius yeni bir nehir duvari yapilmasi emrini verdi ve selin getirdigi zayiat yirtilan yelkenler cadirlar ve hatta at lesleri bu duvar icin malzeme oldular Ama Haclilarin onceden kazdiklari kanal da artik dolmustu ve Hacli gemileri nehirde daha ilerilere gidebilmeye basladilar Bu sefer Hacli ordugahinda bir salgin ortaya cikti Bu salgina tutulanlar cok yuksek hararetten ve kararmaya baslayan derilerden muzdarip oldular Hacli ordusu mevcudunun altida biri hayatini kaybetti Bunlar arasinda Fransiz Courcon Kardinali Robert de bulunmaktaydi Hayatta kalan Hacli guclerinin hem fiziksel takatleri hem de moralleri cok dusmustu Bunu nispeten cok siddetli bir kis takip etti Her iki ordu da islak ve nispeten soguk havadan ve bunun ortaya cikardigi cesitli hastaliklara yakalanip olerek zayiat verdiler Subat 1219 basinda Haclilarin komutani Kardinal Pelagius ordunun moralini yukseltmek icin harekete gecti 2 Subatte Eyyubi ordusuna bir genel taarruz duzenledi ama ortaya cikan firtina ve yagmur bu hucumu imkansiz hale getirdi 4 Subat ta Sultan Kamil in ve ordusunun sehrin disinda ordugah kurdugu Adiliye mevkini bosalttigi haberi geldi Haclilar Adiliye ye yuruyunce mevzilerin bos oldugunu gorduler Kale icinde bulunan Eyyubi ordusu onlarin Adiliye ye yerlesmelerini onlemek icin bir huruc hareketi yapti ise de basari kazanamadi Haclilar Adiliye ye girip yerlesip Dimyat kalesini tamamiyla kusatmayi basardilar Sultan Kamil in cekilmesine sebep Emir Imaddinin Ahmed bin el Mastub adli bir kolemen emirin bir komplo hazirlayarak Sultan Kamil i oldurmek ve yerine kucuk kardesi Faiz i sultanliga gecirmek istemesinin ogrenilmesi olmustu Tam bu sirada Suriye Eyyubi Sultani Muazzam Suriye ordusu ile Misir Eyyubiler ordusunu takviyeye gelmisti Iki kardes 7 Subat ta gorusup bu komployu bastirdilar Buna Sultan Muazzam in yeni getirdigi Suriye ordusu cok etkili oldu Emir Kerek kalesine hapse gonderildi Eyyubi prensi Faiz de Sincar a suruldu ve oraya gitmekte iken vafat etti Sultan Muazzam in yeni takviye ordusu ile bile Sultan Kamil Haclilari Dimyat kusatmasindan sokup atamadi Eyyubilerin asker sayisinin cok artmasina ragmen nehir gol ve kanallar bu kara ordusunun etkili kullanilmasina engel oldu Haclilarin ana kampi ve Adiliye de kurduklari yeni kampa yapilan hucumlar netice vermedi Sultan Kamil yeni ordugahini Dimyat in 10 km guneyinde bulunan Fariskur da yerlestirdi Haclilar Dimyat a hucuma baslarlarsa onlari arkadan vurmaya hazir hale geldi Butun ilkbahar aylarinda bu yenisememe durumu devam etti Eyyubilerin Hristiyan kutsal Paskalya yortusu ve ondan yedi hafta sonraki yortu gunlerinde Adiliye yi tekrar ellerine gecirmek icin Haclilara yaptiklari buyuk taarruzlar bosa cikti Dimyat kalesinde kusatma altinda bulunan Eyyubiler ordusunun yiyecegi boldu ama hastalik yuzunden asker sayisi cok azalmisti Ama Haclilar kaleye hucumu yine geciktirdiler Eyyubiler Sam Sultani Muazzam hukmu altinda bulunan Kudus sehrinin tum surlarini ve kale kulelerini yiktirmis ve sehri surlar ile savunulamaz bir hale getirilmisti Eger baris ortaya cikarsa bu savunmasi imkansiz Kudus un Haclilara terk edilmesi imkani vardi Bunun icin 19 Mart tan itibaren Kudus sehrinin diger surlari ve en onemli kuleleri yikilmaya baslandi Bu sehirde bir panik yaratti Sehirdeki Muslumanlarin bazilari sehri bosaltip Urdun Nehri ne dogru kactilar Bos bulunan evler askerlerin halkin talanina hedef olup harabeye donusturulduler Bazi tutucu mutecavizler Hristiyanlarin kutsal binalarini ozellikle Kutsal Kabir Kilisesi ni yikamayi istediler ama Eyyubiler idarecileri buna izin vermediler Bu sefer yaz cok yuksek sicaklikla ortaya cikti Buna aliskin olmayan Hacli ordulari sicaktan bitkin hale geldiler Morallerini yukseltmek icin Kardinal Pelagius gene mutecaviz bir harekata basladi 29 Temmuz da Eyyubilerin Hacli kampina yaptiklari hucum her iki tarafa buyuk zayiat vererek geri puskurtuldu Haclilar manciniklarla kale duvarlarina bombardimana basladilar Buna karsilik kale savunuculari Rum atesi kullanarak manciniklara buyuk zarar verdiler Haclilar Rum Atesi ile cikartilan yanginlar ancak sirke kullanarak sondurebilmekteydiler Ayni ay diger bir Eyyubiler hucumu Haclilari nerede ise sokup atmakta iken vaktin gecikmesi ve havanin kararmasi nedeniyle bundan muvaffak olamadi Haclilarin 6 Agustos ta surlara yaptiklari hucum da etkisiz kaldi Haclilar icinde yuksek siniflara mensup komutanlar arasinda da zayiat buyuktu ornegin Tapinak Sovalyeleri Buyuk Ustasi Guillaume de Chartres Avusturya Kontu Leopold Mayis sonunda ordusu ile Avusturya ya donmek uzere kamptan ayrildi Kudus Krali Jean de Brienne ile Papa Temsilcisi Kardinal Pelagius arasinda taarruzlarda uygulanacak strateji uzerinde anlasmazlik cikti Kral Sultan in kampina hucum etmek istemekteydi ve Kardinal ise sehrin duvarlarina hucumu tercih etmekte idi 29 Agustos ta kral taraftarlarinin onerisi uygulanmaya koyuldu ve Haclilara biraz duzensiz halde buyuk bir kitle gibi Sultan in kampina hucuma basladilar Eyyubiler once geri cekilir gibi yapip sonra karsi taarruza gectiler Kardinal Pelagius komutayi uzerine aldi Ama onun her turlu emrine ve hatta yalvaris ve yakarisina ragmen Italyan asilli Haclilar geri cekilmeye basladilar Bunu goren Hacli ordusunun hepsi panige kapilip kacmaya koyuldular Fakat Kral Jean de Brienne ve Fransiz ve Ingiliz asiller idaresindeki Hacli ordusu kisimlari direnis gosterip bu panigi onlediler ve Hacli kampini kurtarmis oldular Bu arada onemli bir Hristiyan sonradan aziz olarak kabul edilen Assisili Francesco Dimyat i kusatan Haclilar ordu kampina ziyarete geldi Baris hakkinda muzakereler yapilirsa bir sonuca varilacagina inanmaktaydi Muslumanlar tarafina gecmek icin zorla Kardinal Pelagius tan izin aldi Assisili Francesco bir beyaz bayrak altinda sultan in bulundugu Fariskur a gecti ve orada Sultan Kamil in huzuruna cikti Sultan Kamil ona cok iyi davrandi fakat dini konular hakkinda acik bir oturum yapilmasini kabul etmedi Francesco ya bircok hediye verdi Francesco ama bunlari kabul etmedi Onun yanina bir askeri seref birligi verilerek tekrar Haclilar karargahina geri donmesi saglandi Ama Assisili Francesco nun araya girmesi gerekmemekteydi Misir Eyyubiler Sultani Kamil bin Adil baristan yana idi O yil Misir da Nil Nehri fazla yukselmemisti Bu su eksikliginden dolayi Misir halkina yetisecek yiyecek olmayacagi asikardi Ayni zamanda ulke icinde tarima hic katki yapmayan ve buyuk tuketime neden olan bir ordu bulunmakta ve savas yapilmakta idi Suriye Sultani Muazzam da Suriye den getirdigi orduyu geri goturmeyi istemekteydi Eylul sonunda bir Hacli esir bir ateskes teklifi ile Sultan a geldi ve eger Muslumanlar Kudus u geri verirlerse bir baris olabilecegini bildirdi Misir Eyyubi Sultani Kamil bin Adil Haclilarla bu ateskesi kabul etti Fakat Haclilar baris muzakerelerine baslamayi kabul etmediler Boylelikle ateskes doneminde her iki taraf da kendi mevzilerini pekistirmekle gecirdiler 26 Eylul de Sultan Kamil Haclilara yaptigi bir hucumla bu ateskes donemine son verdi Fakat yine de Sultan Kamil baris yanlisi idi Dimyat in savunucularinin sayisinin cok azaldigini ve onlari takviye etme imkani olmadigini bilmekte idi Haclilar kampi icinde kargasalik cikartmak icin tuttugu casus ve ajan provokatorler de hic etkili olmamaktaydilar Ekim sonunda esir olan iki Hacli sovalyeyi Haclilara gondererek yeni bir baris teklifi sartlarini onlara bildirdi Haclilar Dimyat kusatmasini kaldirip Misir dan cikarlarsa kendilerine Kudus Beytullahim Nasira ve gercek istavroz geri verilecekti Boylece Kudus ve Orta Filistin in tumu ve Celile bolgesi Hacli Hristiyanlar eline gececekti Kudus Krali Jean de Briene onun asilleri Fransa Ingiltere ve Almanya dan gelen butun komutan asiller bu sartlara razi olma lehinde idiler Papa Temsilcisi Albano lu Pelagius ve Kudus Katolik Patrigi bu tekliflere karsi ciktilar Bu koyu dindar Katolikler prensip olarak Hristiyan olmayanlarla anlasma yapilmasi aleyhinde idiler Tapinak Sovalyeleri ve Hospitalier Sovalyeleri ise buna stratejik olarak aleyhtardilar Kudus surlari ve Celile de bulunan kaleler yikildigi icin Kudus un askeri olarak savunulmasi imkansiz oldugu acikti Italyanlar Venedikliler Cenovalilar vb ise ticaret bakimindan aleyhteydiler Dimyat Haclilar eline gecerse Haclilar ve Italyanlar elinde bu liman Misir icine acilan bir ticaret kapisi olacagini dusunmekteydiler Sonunda Kardinal Pelagius un kati israri uzerine bu baris teklifi reddedildi Bu kati Katolik tutumun haberini alan onemli bir grup Hacli ordularin komutani olan Hollanda Kontu I William kendisinin getirdigi Flandrali lardan olusan ordusu ile kusatmadan ayrildi ve biran once ulkesine geri donme hazirliklarina giristi 4 Kasim da Haclilar tarafindan kaleye karsi gonderilen bir kesif birligi Dimyat kalesinin dis surlarinda hicbir savunucu bulunmadigi haberini getirdi 5 Kasim da tam bir gucle surlar uzerine yuruyen Hacli ordusu bu dis surlari hic direnis gormeden gecti ve ic kale kapilarina dayandi Sehrin icinde bulunan askerlerin hemen hepsi hasta idi ve sehirde sadece 3000 kisi hayatta kalmisti Yasayan asker ve siviller hastaliktan o kadar bitkin haldeydiler ki olulerini bile gomme takatleri bulunmamaktaydi Ama sehir depolari yiyecekle doluydu Sehrin depolarindaki her turlu mal istilaci Hacli ordusuna kalmisti Haclilar sehir sakinlerinden 300 unu fidye toplamak icin ayirdilar Genc cocuklari Hristiyan yapilmak uzere papazlara teslim ettiler Diger sehir sakinlerini kole olarak sattilar Sehirde bulunan her turlu kiymetli ve kiymetsiz mal her Hacliya rutbesini de goz altina alinarak bolusturuldu Sehrin idaresi de sorun oldu Sonunda Kutsal Roma Germen Imparatoru II Friedrich in gelip Hacli seferine katilincaya kadar sehrin idaresi Kudus Krali Jean de Brienne ye verildi Bu arada Nil Nehri nin doguda bulanan agzinda Dimyat tan birkac kilometre uzaklikta olan Tanis sehrine de bir hucum duzenlendi Bu sehir de terk edilmisti ve icinde bulunan esyalar ganimet olarak alinarak Haclilar arasinda bolusuldu Ganimet bolusulmesi buyuk sorunlar ortaya cikardi Kendilerine haksizlik yapildigini iddia eden Italyan Haclilar acikca isyana gectiler Ama Tapinak Sovalyeleri ve Hospitalier Sovalyeleri gucleri onlari sehirden uzaklastirdilar Boylece kis mevsimi galibiyet kazanan Hacli ordusunda cikan anlasmazliklarla girdi Papalik temsilcisi olan Pelagius Dimyat sehrinin gecici idarecisi olarak Kudus Krali Jean Brienne yi kabul etmemekteydi Jean de Brienne de yil sonunda Dimyat tan ayrilarak Akka ya geri dondu Pelagius imparator II Friedrich in yeni bir ordu ile Avrupa dan gelmesini beklemekteydi ama II Friedrich gelmedi Eger bir basarisizlik olursa Papa temsilci Pelagius un bunu kendine yukleyeceginden cekinen Jean de Brienne 7 Temmuz da bir yil Filistin de kaldiktan sonra tekrar Dimyat a eski gorevine dondu Tam bu sirada El Cezire de bulunan Eyyubiler Anadolu Selcuklu Devleti hukumdari I Keykavus ile yaptiklari savasi bir antlasma ile sona erdirdiler Orada Eyyubiler valisi olan olan Sultan Kamil in kucuk kardesi komutasinda bir ordu ile Misir daki Eyyubilere askeri yardim destegi saglama durumuna gecmislerdi Sultan Kamil ayrica Nil Nehri deltasinin batisinda yeni bir donanma kurmayi basarmisti 1220 de bu yeni Eyyubiler donanmasi Kibris in batisinda Haclilarin donanmasinin tumunu bir pusuya dusurup bu Hacli filosunu elemine etti Boylece Dimyat taki Haclilarin deniz destegi de kesilmis oldu Sultan Kamil Pelagius a tekrar daha onceki bildirdigi sartlarla tekrar baris teklif etti Pelagius yine bunu kabul etmedi Temmuz 1270 te Dimyat daki Hacli Hristiyan ordulari Eyyubiler baskenti olan Kahire uzerine yurumeye karar verdiler Bu yuruyus kuru olan Nil Nehri kiyisini takip ederek devam etti Eyyubiler hukumdari Sultan Kamil bin Adil ve ordusu tarafindan yakindan gozlemlenip takip edildi Misir ve Suriye Eyyubiler guclerinin onculeri 19 Temmuz dan itibaren Kahire hedefiyle ilerlemekte olan Hacli ordusunun uclarina sik sik baskin hucumlarinda bulunmaya basladi Bu sik sik yapilan hucumlar ilerleyen Hacli ordusunun moralini bozdu Ozellikle Alman haclilarina cok aksi tesir yapti Haclilar ordusuna dahil olan 2000 Alman hacli askeri komutanlari I Louis Bavyerali ve Toton Sovalyeleri Buyuk Ustasi Hermann von Salza altinda Haclilar Kahire yolunda yuruyuste iken ordudan ayrilip Dimyat a geri donduler Pelagius Kahire ye ordunun yurumesinde israr edip bunun aleyhtarlarini aforoz etmek istemekteydi Ama Dimyat gecici idarecisi Jean de Brienne bunu kabul etmedi Sultan Kamil ve kardesi Suriye Sultan Muazzam Nil Nehri nin tekrar sel getirecegi donemde kardesleri Esref in El Cezire den takviye birlikleri ile gelmesini beklemeye koyulup bu yuruyuste olan Hacli ordusu ile bir buyuk silahli catismaya girismemeye ve oyalayici col savasi taktikleri uygulamaya kararliydilar Pelagius ise geriye donmeyen Hacli ordusu ile Kahire ustune hucuma devam etmeye karar verdi Hacli ordusu Nil Deltasi nin bir kolu uzerinde guneyde bulunan Mansure ye dogru kuru bir nehir yatagi kenarindan yuruyusune devam etti Kahire uzerine yurumekte olan Haclilar Mansure kalesi onune geldiklerinde Misirli oncu birlikler nehrin kanallarini tutan yuksek setleri yiktilar Yillik sel ile yukselen Nil Nehri Mansure sehrinin etrafinda bulunan ve sel zamanlarinda suyla dolan nispeten dusuk rakimli ova ve Haclilar ordusunun takip ettigi kuru nehir yatak kiyilarini nehir sulari ile doldurmaya basladi Hacli ordusu bu sel sulariyla kaplanmaya baslanan ovada bulunan dar ve daha yuksekce olan ada seklini alan bir arazi parcasina cekilmek zorunda kaldilar Sultan Kamil in yeni yaptirdigi donanma filosu buraya kadar gelmesi imkani olan Hacli gemilerinin Nil Nehri deltasina girmesine mani olmaktaydi Haclilar yuruyuste levazim erzak iase ve silah ikmalini ya etraftaki yerel halktan zorla alarak veya Nil Nehri kolu uzerinde isleyebilen kucuk gemilerle yapilabilecegini planlamislardi Fakat nehir sularinin yukselmesi ile bu turlu ikmali yapmalarina imkan kalmamisti Papalik temsilcisi Kardinal Pelagius bu sirada komuta gucunu yetirdi Hicbir Hacli birligi onun ilerleme komutlarina uymaz olmustu Hacli ordusu alt komutanlari aclik tehlikesi dolayisi ile caresizlik icinde kalarak Sultan Kamil e teslim olmaya karar verdiler Haclilarin teslim olmak icin muzakere etme teklifi Eyyubiler ordugahina erisince Eyyubiler ust komutanlari arasinda bir ihtilaf oldugu ortaya cikti Suriye Sultani Muazzam bin Adil ve Elcezire emiri Esref bin Adil bu Hacli ordusunun tamamiyla imha edilmesine taraftardilar Fakat Sultan Kamil degisik alternatif dusunmekteydi Dimyat kalesinin bu kalede geride kalan Haclilar tarafindan daha da pekistirilmis ve uzun bir kusatmaya dayanabilecek hale getirilmis oldugu casuslar vasitasi ile ogrenilmisti Sultan Kamil selde mahsur kalan Hacli ordusunun imha edilmesinin Dimyat taki Haclilarin daha ciddi olarak direnmelerine neden olabilecegini dusunmekteydi Eger Dimyat kalesi kusatmaya alinip bu kusatma uzun surerse Avrupa dan yeni bir Hacli ordusu gelmesi olasiligi da cogalmaktaydi Zaten Sicilya Krali ve imparator II Friedrich in Hacli seferine cikma hazirliklarinin ileri seviyede oldugu da duyulmustu Sultan Kamil yapilan bir harp meclisinde bu fikirlerini diger komutanlara kabul ettirdi ve sel sularindan mahsur kalan Hacli ordusunun teslim olmasi icin Sultan Kamil in eski tekliflerinin bazilarini de iceren bir antlasma teklifi yapilmasi kabul edildi Haclilar bu teklifleri kabul ettiler ve bir teslim antlasmasi yapildi Bu teslim antlasma sartlarina gore adada mahsur kalan Hacli esir olarak teslim olacaklardi Dimyat kalesindeki Hacli savunucular da bu kaleyi Sultan Kamil e terk edeceklerdi Bu kale bosaltilip Sultan Kamil e tamamen teslim edilince esir olmus Haclilar geri verilecekti Bu sartlara ek olarak Eyyubiler ile Haclilar arasinda 8 yil yururlukte kalacak bir baris antlasmasi imzalanacakti Son olarak Sultan Kamil eger bulunursa Gercek istavrozu da Haclilara teslim edecekti Fakat bu son sarta uyulmadi cunku aramalara ragmen gercek istavrozun kaybolmus oldugu anlasildi SonuclarYirminci yuzyilda Hacli seferleri hakkinda gayet ayrintili ve derin bir arastirmaci olarak kabul edilen Fransiz tarihcisi Grousset Avrupali Haclilar acisindan bu seferin sonuclarini soyle ozetlemistir Bu Hacli seferi Hristiyan Haclilar icin tamamiyla basarisiz olmustur Haclilar hicbir gelisme saglayamamislardir Hacli ordusunun onemli sayilabilecek kismi ise teslim olmustur Haclilar imzalanan teslim olma antlasmasi ile felaketin esiginden geri donmuslerdir Bu Hacli seferi Orta Dogu da Frank Kutsal ulkeleri arazilerine yerlesmis olan Hristiyan Franklar ile Avrupa dan gelen Hristiyan Hacli gucleri dusunce ve tavirlari arasinda buyuk bir ucurum oldugunu acikca ortaya cikartmistir Avrupa dan gelenler Muslumanlara karsi hic musamaha tanimadan onlari oldurmek Kudus u ve etrafini Hristiyan olmayanlardan tamamiyla temizlemek ve Filistin Suriye ve hatta Misir da yeni Hristiyan koloniler kurmak hedefini gutmekte idiler Orta Dogu ya yerlesmis olan Latinler ise sayilarinin azligi dolayisiyla Orta Dogu da bulunan politik gerceklere uymak istemekteydiler Besinci Hacli Seferi Bati Avrupa nin 1220 den itibaren Papalik Devleti ve Katolik kilise halkinin ve daha sonra Almanya Kutsal Roma Germen Imparatorlugu nun Suriye Filistin ve Misir da gelismis Latin kurumlari ve politik gercekleri hic goz onune almadan kendi bildiklerini yapmaya kararli olduklarini acikca ortaya cikartmistir Bu Hacli Seferi nin kulturel yankilariBu Hacli Seferi nin tum basarisizligi Avrupa edebiyatinda yansimistir Ornegin bu donemde yasayan unlu Okitanyali sair Guilhem Figueira bu fiyaskoyu ortaya cikartan papalik temsilcisi Pelagius ve papa aleyhinde gayet cesur ve siddetli tenkitler iceren siirler yazmistir Daha ilimli bir unlu Okitanyalii sair olan Gormonda de Monpeslier ise Papa ya karsi tenkitlere cevap veren Greu m es a durar adli unlu sarki siirini hazirlamis ve bu siirde Papa ve temsilcisi Pelagious yerine bu fiyaskonun sorumlulugunu kotulerin aptalliklari nedenine yuklemistir Ayrica bakinizEyyubiler Kamil bin AdilKaynakcaOzel Tyerman 2006 Herbermann 1913 a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z aa ab Runciman 1992 a b c d e f g h i Grousset 1936 ss 230 231 Richard 1999 s 298 Grousset 1936 ss 236 238 Grousset 1936 ss 236 242 GenelRunciman Steven 1992 Akka Kralligi ve Hacli Seferleri Hacli Seferleri Tarihi III tarafindan cevrildi Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 1936 1188 1291 L anarchie franque Histoire des Croisades et du royaume franc de Jerusalem Fransizca III Paris Perrin ISBN 2 262 02569 X Tyerman Christopher 2006 God s war a new history of the Crusades Ingilizce Harvard University Press ISBN 0 674 02387 0 Onceki cumlelerden biri veya birkaci su anda kamu mali olan yayindan metin icerir Herbermann Charles Ed 1913 Fourth Lateran Council 1215 Katolik Ansiklopedi Ingilizce New York Robert Appleton Company Richard Jean 1999 The crusades c 1071 c 1291 Ingilizce s 298 Konuyla ilgili yayinlarDemirkent Isin 1997 Hacli Seferleri Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 975 7632 54 6 Maalouf Amin Tr cev Mehmet Ali Kilicbay 1998 Araplarin Gozuyle Hacli Seferleri Istanbul Telos Yayincilik ISBN 975 545 092 0Dis baglantilarWikimedia Commons ta Besinci Hacli Seferi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir