Derviş Vahdeti (1869; Lefkoşa, Kıbrıs - 19 Temmuz 1909; İstanbul), Osmanlı gazeteci, yazar ve din adamı. İngiliz Gizli Servisi'ne üye bir İngiliz ajanı olduğu ileri sürülür.
Derviş Vahdeti | |
---|---|
Derviş Vahdeti | |
Doğum | 1869 Lefkoşa, Kıbrıs,Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 19 Temmuz 1909 (40 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Meslek | Gazeteci, din adamı ve yazar (aleyhine düşüncede olanlar için: İngiliz ajanı) |
Karıştığı 31 Mart Ayaklanması nedeniyle yakalanıp yargılandığı mahkemece, 25 Haziran 1909'da idama mahkûm edildi ve 19 Temmuz 1909'da Ayasofya Meydanı'nda idam edildi.
Doğumu ve gençliği
1869'da Kıbrıs Lefkoşa'da doğmuştur. Fakir bir ailenin çocuğudur. Babası, Kıbrıs esnafından Kıbrıslı Mahmut Ağadır. Küçük yaşta din eğitimi almış ve bir ara Lefkoşa Ayasofya Camii'nde müezzin olarak görev yapmıştır. 20 yaşına geldiğinde Nakşibendi Tarikatına girmiş ve derviş olarak tanınmıştır.
Yetişkinliği
Tarikatın etkisi altında İstanbul'a giden ve bir süre burada kalan Derviş Vahdeti sonrasında Kıbrıs'a geri dönmüştür. Ancak yaşadığı fakir hayattan bunalıp İngilizce öğrenmiş ve bu bildiği lisanla yükselmeye çalışmıştır. Bundan sonra 1902 yılına kadarki yaşamı ile ilgili bilgiler çelişkilidir. Çeşitli aleyhine düşüncede olan kaynaklara göre Kıbrıs'a dönmeden önce İstanbul'da MI5 ve MI6 öncesindeki İngiliz Gizli Servis teşkilatı ve ajanları ile tanışmış ve onların etkisiyle kendi fakir hayatından kurtulmak için İngiliz hükûmetine hizmet etmeye başlamıştır.İngilizceyi de bu nedenle öğrenmiş ve Kıbrıs'ta İngiltere adına çeşitli memurluklarda bulunmuş ve Kraliçe adına düzenlenen balolara sıkça katılmıştır.[A][B] Bir diğer yazıya göre ise Kıbrıs'ta müezzinliğe devam etmiştir. bir başka yazıda ise Osmanlı mı yoksa İngiltere mi olduğundan bahsedilmeden onun 15 yıl kadar çeşitli memurluklarda bulunduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte bu dönemde II. Abdülhamit karşıtı bir tavır sergilediği ve Kıbrıs'a kaçan ve sürgün edilen kimseleri koruduğu da belirtilmektedir.
1902 yılından II. Meşrutiyet'e kadarki dönem
1902 yılında tekrar İstanbul'a gelen Vahdeti, bu defa II. Abdülhamid yanında bir çizgide yer alır durumda dahiliye nazırı Memduh Paşa'nın yardımıyla İskan-ı Muhacir'in komisyonunda iş bulmuştur. Aynı zamanda paşanın yalısında imamlık da yapmaya başlar. Bir süre burada çalıştıktan sonra karıştığı bir olay nedeniyle Diyarbakır'a sürgün edilmiştir. Hakkındaki bir diğer iddia da hamisi Memduh Paşa'yı yükselmek ve padişaha yaranmak için jurnallediği ancak bu ihanetini öğrenen paşa tarafından derhal kendisine karşı kurulan bu düzenin engellenip, Vahdeti'nin Diyarbakır'a sürüldüğü yolundadır.
Yine Vahdeti'nin kendi anlatımına göre sürgün edildiği Diyarbakır'da Ziya Gökalp ile tanışmış ve II. Abdülhamit karşıtı telgraf olayına katılanlardan biri olmuştur.[C]Bu olay sonrası kaçan Vahdeti yakalanmış ve İstanbul'a getirilip hapse atılmıştır. Ancak hakkındaki diğer bir iddia ise Telgraf olayına hiç katılmadığı Diyarbakır'da bir yandan affedilmesi için İstanbul’a dilekçeler yazarken, bir yandan da rakı sofralarında ut çalıp güzel sesiyle şarkı söyleyerek âlem yaptığını sonrasında bu sürgün cezasına karşı gelip bir fırsatını bulup Diyarbakır’dan kaçtığı ancak Bektaşî babası kılığında Birecik’de yakalandığı ve hapse atıldığı yönündedir.
Meşrutiyet’in ilanının ardından salıverilir. II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası serbest bırakılmış ve Kıbrıs'a geri dönmüş ama hemen kısa süre sonra İstanbul'a tekrar geri dönmüştür. İstanbul'da Abdülhamid rejimi tarafından sürgün edilen kimselerin kurduğu Fedakâran-ı Millet Cemiyeti'ne giren Vahdeti ardından kendince onların fesatlık yaptığını düşünüp partiden ayrılmıştır. Bu sefer de İttihat ve Terakki'ye girmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. 11 Aralık 1908'de de Volkan gazetesini kurup bu gazetede Said-i Nursi,Enderunlu Lütfi, Mehmet Emin Hayrati gibi isimlerle yayına başlamıştır.
Volkan gazetesinin çıkışından 31 Mart Olayı'na kadarki dönem
11 Aralık 1908'de yayın hayatına başlayan ve 20 Nisan 1909'a kadar yayınlarını sürdürüp 110 sayı çıkaran gazete İslamcı ve İngiliz taraftarı duruşu ile dikkat çeker, baş yazar Vahdeti'nin gazetedeki yazıları bir bakıma vaazın, hutbenin gazete sayfasına aktarılmasından ibarettir. Ancak diğer taraftan İttihat Terakki'ye karşı durmakta [D] ve II. Meşrutiyet sonrası geçici süreliğine sadrazamlık da yapmış, İngilizlerle yakınlaşmayı savunan Kıbrıslı Mehmed Kamil Paşa taraftarı yazılara da sık rastlanmaktadır.[D]
Bununla birlikte gazetenin dili aşırı derecede serttir. İttihatçıların yayın organı Şura-yı Ümmet, Tanin gibi gazeteler, sert dille eleştirilerde bulunan Volkan için “ateş böceği”, ”ağzı kirli mühlik” ifadelerini kullanır. Volkan bu ithamlara daha kavgacı bir üslupla yanıt verir ve Ali Kemal, Mevlanazade Rıfat, Hüseyin Cahit gibi kalemlerle dalaşmaktan çekinmez.
Vahdeti ilk başlarda aşırı derecede zorlansa da kısa zamanda mali durumu özellikle II. Abdülhamit ve çeşitli kişilerin ve bir iddiaya göre İngilizlerin desteği ile toparlanmıştır. II. Abdülhamit ve saray tarafından yardım edilmesinin nedeni İslamcılığı savunan yayınlarının yanında masonluğa karşı gazetenin aldığı tavırdır. Bunun yanında II. Abdülhamit özellikle II. Meşrutiyet zamanı kurulan Mason birlikleri, Kürt Yardımlaşma Derneği, Ermeni Taşnaksutyun Cemiyeti, Bulgar Kulübü gibi derneklerden hoşlanmamakta ve bu dernekleri Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama yönünde tehdit olarak düşünmekteydi.[E] Bu sebeple İslamcılık taraftarıydı. Derviş Vahdeti'ye de bu para 3 şartla verilmiş ve bu şartlara uymaya devam ederse devamı geleceği söylenmişti: a) Hiçbir zaman padişaha sataşmama, b) Mason karşıtlığını sürdürme, c) İslamcı çizgiyi koruma. Vahdeti buna uygun olarak hareket ediyormuş izlenimini gazetesine vererek yayınını sürdürür. Ancak diğer yandan da İngilizler lehine yayınlarını da sürdürür. Muhalefetini de gittikçe sertleştirir. İngilizlerde kendisini desteklemektedir, zira İttihat ve Terakki'nin milliyetçi ve kendi aleyhlerine olan politikaları hoşlarına gitmemektedir, çoğu İttihat ve Terakki derneği üyesi II. Abdülhamit'in Almanya'ya yakınlaşma politikasını sürdürür nitelikte hareket göstermekteydi[G],buna ilaveten İttihat ve Terakki'nin İngiliz yanlısı Manastır kolu, Alman yanlısı Selanik kolu ile rekabet içindeyken; ibre yavaş yavaş Manastır kolu aleyhine dönmüştü. Neticede, İttihat ve Terakki'nin Manastır kolu yavaş yavaş muhalefet tarafına geçti. Yine Prens Sabahattin'in Osmanlı Ahrar Fırkası İttihat ve Terakki'ye karşı muhalefet etmekteydi. Gazetenin görüşlerinde Osmanlı Ahrar fırkasının görüşlerine benzer görüşler yer almaktaydı.
Gazetenin yazılarına bakılırsa 15 Aralık 1908 tarihli Volkan gazetesinde Kıbrıs'ın İngilizlerin Ademi Merkeziyetçi yönetimi sayesinde Kıbrıs'ın "küçük İsviçre" haline geleceğini yazmaktadır. 21 Şubat 1909 tarihli Volkan gazetesinde bir yandan tüm Müslümanları bir araya getireceğinden bahsederken diğer yandan Rusya'daki ve İngiltere sömürgelerindeki (Hindistan, Pakistan, Mısır...) Müslümanları bu birliğin dışında tutup bu konuda İngiliz kralına teminat vermektedir.
Diğer gazetedeki yazısı ise şu şekildedir: Din yüksek ahlaka dayanır. Dinsizlerden yüksek ahlak beklenemez. Dinsizler dünya için çalışır… Cenabı Hak dinsizlere düşmandır… Şu Avrupa ile temasa başlayalı beri, onların müstehcen âdetleri ülkemizde koleradan çok tahribat yapmaktadır… Bir Avrupalı kadın çarşıda pazarda açık saçık gezer. İslam kadını ise baştan tırnağa kadar örtünür… Biri sokak süpürgesi, öbürü ev kadını… Bütün İslam âlemi el ele vererek dünyamızı, ahretimizi yapmaya çalışalım. Özgürlüğün ağacı yeşerdiğinden beri başarıya giden İttihat-ı Muhammedî Cemiyeti’nde birleşelim.
Gazete kısa zamanda özellikle belli yazarlarıyla İslamcı kesimin ve İttihat ve Terakki Derneği karşıtlarının desteğini kazanır. Bunun bir nedeni de ittihat ve Terakki Partisinin el altından devlet işlerine karışması, padişahın yönetimden el çektirtilmesi akabinde devletin başına getirilen sadrazam ve hükûmetlerin zayıf yeterli desteği olmayan hükûmetler olması da etkili olmuştur. Ordu ve güvenlik güçleri asayişi sağlamada etkisiz kalmıştır. Buna ilaveten ordu içinde bir kısım subaylar askeri işleri unutup İstanbul'un eğlence hayatı ve siyasi faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Ordu içinde disiplinsizlik yanında asayiş sorunları sebebiyle ardı ardına suikastlar birbirini izlemektedir. Örneğin 2 aralık 1908 çarşamba günü II. Abdülhamit'e yakınlığı ile bilinen Harbiye nezaretine giderken bir suikast neticesi öldürülür. Böylece bir suikastlar zinciri başlar. Epir'de Yunan çeteleri; Makedonya'da Bulgar ve Sırp çeteleri faaliyetini arttırır, Rumlar ve çeşitli azınlıklarda İstanbul'da asayişi bozacak eylemlere karışırlar. Bu kargaşa ve hükûmet boşlukları muhaliflerin güçlenmesini sağlar.
Bir kaynağa göre devlet kademelerindeki basamaklara tırmanmak ve İngiliz desteği altında İmparatorluğa sadrazam olabilmek hayalleri içinde olan Vahdeti, gazetenin yanında İttihat-ı Muhammedi Cemiyeti adı altında bir parti kurmak için nisan ayına kadar olan bu 5 aylık dönemde sürekli olarak siyasal yönden de çalışmaktadır. Bu partiyi örgütlemek için Emirîzade adlı biriyle ortaklık kurar. Esasında 10 yıl önce yurtdışında kurulan bu parti resmi olarak olmasa da gayri resmi olarak faal bir haldedir ve iddiaya göre İngiliz Gizli Servisinin desteğiyle Emirizade bu cemiyeti İstanbul'a yerleştirme peşindedir. Vahdeti'de bu işe ortak olur ve İstanbul'da dahil bu partiyi taşraya kadar teşkilatlandırıp görüşlerini yaymak peşinde koşar.[F] Bununla birlikte cemiyet resmileştikten sonra Vahdeti bu ortağını kolayca safdışı etmiştir.
Anadolu'nun içlerine kadar örgütlediği cemiyetin üyelik kayıtları ile pek çok üye toplamaya çalışır. Üyelik kayıtları esnasında şu propagandanın yapıldığı iddia edilmektedir: “Ey Muhammet şeriatının düşmesini istemeyen müminler! Allah-u Zülcelal aşkına Peygamberimiz Muhammet Mustafa adına bu cemiyete giriniz.” Yine üyelik kayıtlarının alındığı masalarda insanların yasaları değil Kuran yasalarına göre bir rejim kurulması için çalışılacağının söylendiği de iddialar arasındadır. Bu cemiyetin kayıtları yalnızca halkı değil ordu içindeki bir kısım askerleri de yanına çekmiş ve ordu içinden de cemiyete üye olanlar olmuştur. Vahdeti'nin düşünceleri özellikle Makedonya'da asilerle mücadele eden ancak II. Meşrutiyet sonrası gösterdiği başarılar nedeniyle İstanbul'a getirilip Topçular kışlası vs. kışlarlarda tıpkı meclisi ve sarayı korumakla görevli muhafız taburları gibi görev yaptırılan Manastırlı Avcı taburları üzerindeki subay ve erler üzerinde de etkili olmuştur.
İttihat ve Terakki'nin el altından muhalifleri sindirmeye ve seçimleri etkilemeye yönelik hareketleri de muhalefetin ve Vahdeti'nin güçlenmesini etkilemekteydi. Özellikle zayıf ve disiplinsiz hale gelen Avcı taburları ve ordu içindeki erlere yönelik desteği arttıracak gazetesinde yazıları yayınlamakta ve ordudan partisine üye kazandırma peşine düşmekteydi. Bir yazısında Beşinci Alaydaki askerlere hitâben şunları yazmıştır:
“Askerler!.. İttihâd-ı Muhammedî Cemiyetinin âmâli, vatanın selâmetine, yüce dînimizin bekâsına mâni olacak en ufak bir sebebin bile ortadan kaldırılmasına mâtuftur... Siz de cemiyetimize dâhilsiniz. Biz bütün askerlerimizi bu cemiyete destek biliriz. Sizden beklediğimiz bir şey varsa o da bu kutsal cemiyetimize arka çıkmanızdır. Buna da şüphemiz yoktur. Şâyet, bizde bir kötü niyet görürseniz hemen bizi süngülerinizin ucuna takınız...”
Bununla birlikte, Vahdeti'nin İslamcı politikaları yanında Prens Sabahattinci görüşlerinin, II. Abdülhamit'in pek hoşuna gittiği söylenemezdi. İttihat ve Terakki'nin ağırlıklı yönetimi kadar sarayda bu görüşlere karşıydı. Hatta iş kimi zaman o raddeye gelmekteydi ki normalde II. Abdülhamit'le aralarında zıtlaşma yaşayan bu iki güç açık işbirliğine bile yöneliyorlardı. Hasan Amca'ın eserindeki deyimiyle: "İş o kerteye geldi ki; Sarayın büyük adamları, İttihat ve Terakki ile aynı safta muhalefetle çarpışıyordu" ifadeleriyle bu çelişkiye işaret ediyordu.
Bununla birlikte Derviş Vahdetî, Volkan gazetesinde padişaha İttihat ve Terakki partisi ile meclise müdahalede bulunmasını istemekten de çekinmemiştir. Bu yazılarından birinde, pâdişâha seslenerek; "Meşrutiyeti ilgâ ve meclisi kapatmak elinizdedir" diye yazmış ve askerlerin ve ordunun büyük bir kısmının, kurduğu cemiyetin üyesi olduğunu iddiâ etmiştir.
Fiilen kurulu durumdaki partisi, Ayasofya da yapılan Mevlitli açılış töreniyle sonunda (Rumi takvim:23 Mart) 5 nisan 1909'da resmen kurulur.Vahdeti açılış töreni dolayısıyla öncesinde yayınladığı bildiride şöyle demektedir:
"Cemiyetimiz artık özel kişiliğinden çıkmış tüzel kişi haline gelmiştir. Onun her hali İslamiyet’in ortaya çıkışını andırıyor. İslamiyet’e akın akın aşiretler, kabileler koşuyordu. Bizim cemiyetimize de kafile kafile köyler, ilçeler katılıyor. Bunca zorluklardan sonra kurulan mukaddes cemiyetimiz Muhammet’in temiz ruhuna hediye olmak üzere Peygamber’in doğum gününe rastlayan cumartesi günü, Ayasofya Camii’nde mevlit okutacak, ardından kurbanlar kesilecektir. Arzu edenler birer yeşil sancakla gelebilir. Ancak sancağın üzerine “Lailahe İllallah Muhammedün Resulallah” yazdıktan sonra, altına İttihadı Muhammedî ifadesini eklemelidir.”
Tarık Zafer Tunaya'ya göre, İttihad-ı Muhammedî Fırkası, "parlamento içinde kurulmuş, klerikal, gizli ve ihtilalci eğilimli bir parti değildir" . Basında partinin en önemli destekçisi Volkan gazetesi olmuştur. Parti üyeleri "Volkancılar" veya "Muhammedîler" olarak anıldılar.
Bu açılışlı Mevlit törenine katılanlar arasında Said-i Kürdi (Saidi Nursi)'de bulunmaktadır ve önemli bir konuşmacı ve parti üyesi olarak görülmektedir. Vahdeti (Rumi takvim: 23 Mart) 5 nisan 1909'da törenden ve ondan şu şekilde bahseder: "Talebe-i ulûm (medrese talebeleri) önlerinde Bediüzzaman Said-i Kürdî Hazretleri olduğu halde geldiler. Hazret-i Kürdî bizi görünce dayanamadı; sanki iki âşık kavuşur gibi birbirimize sarıldık, el ele verdik ve camiye girdik. Talebe-i ulûmun başlarındaki sarıklar nur gibi beyaz, çiçek gibi ruha rahatlık veriyordu. Hele bunlardaki dinî terbiye kendilerine başka bir güzellik bahşediyordu. Bediüzzaman, bedi-i âlemi İslam, o Kürt elbisesiyle, o meşhur Kürt tavrıyla, daima belinde taşıdığı hançeriyle kürsüye çıktı ve bir nutuk söyledi. Ardından ben de bir konuşma yaptım.”
Bunun hemen ardından Volkan gazetesinde eleştirilerin dozajında daha da artış olur. Bununla birlikte esas olaylar 7 Nisan 1909 günü İttihat ve Terakki Partisine yönelttiği sert eleştirileri ile tanınan muhalif Serbesti gazetesinin başyazarı Hasan Fehmi'nin öldürülmesi ile olur. Pek çok kişi bu cinayetin İttihat ve Terakki tarafından yapıldığını düşünmektedir. 8 Nisan'da bir kısım halk "Adalet isteriz" sloganı ile galata köprüsü üzerinde gösteri yapar,göstericilere ateş açılır. Hemen ardından Medrese öğrencileri din görevlisi alım şartlarındaki değişikleri protesto için gösteri yaparlar. Bu arada hükûmet ordu içindeki askerlerin siyasetle uğraşmasını yasaklar. Vahdeti gazetesinde bu konulardaki, 9-12 Nisan tarihlerindeki yazılarında çok daha sert ifadelere yer vermekte ve hatta bir görüşe göre halkı alenen isyana kışkırtmaktadır. İfadeleri özetle şu şekildedir.
“Hasan! Ey Fatma’nın oğluyla aynı adı taşıyan Hasan! Onunla senin aranda büyük bir ilgi buluyorum. Sen de onun gibi garib olarak şehit edildin. O Yezidîlere muhalifti, sen de aynı fırkaya muarızdın. O ‘Allah’ın emri bize biattır’ diyordu, sen de ‘Anayasa Şeriattır, ona itaat şarttır’ diyordun. Sen o musun, yoksa o sende mi? Git Hasan! Ebutalib’in oğluna benden selam söyle! Vahdetî de geliyor de! Bu cinayetlere kesinlikle boyun eğmeyelim. Bunun çaresi ümmetin toplanmasıdır.”
Ardından diğer gazeteleri girişeceği harekete şu sözlerle davet edip Mizan, Serbesti ve İkdam gibi muhalif basının kendisine katılmasını ister.
"“Hep hücum edelim. … İşte Volkan Sancaktarlık görevini üstlenmiş, ilerliyor. Arş ileri! Şehit olursam da siz dönmeyiniz. Zira zafer bizimdir. Halk bizimledir.”
Diğer yandan 8 Nisan 1909'da yazısında Vahdeti şu sözleri ile İngilizlere olan sempatisini tekrarlar:
"İngiliz Hükümetinden, kuvvetli, mütefennin, her surette müterakki, hami-i insaniyet bir hükümetin mevcudiyetini hala mutasavver mir?"
Diğer yandan Vahdeti'nin kullandığı üsluptaki sertlik kendi gazetesinde çalışan ve İttihadı Muhammedi partisinin açılışında en ön saflarda yer alan Said Nursi'nin hoşuna gitmez: Nursi, Volkan gazetesinde, 11 Nisan günü başlayıp 31 Mart isyanının başladığı gününde de süren 4 bölümlük yazı dizisinde “Biraderim Derviş Vahdeti Bey’e” sözleriyle başlayıp onu şu sözlerle uyarmaya çalışır ve ona halkı kışkırtıcı hareketlerden uzaklaşmasını tavsiye eder.
"Edibler edepli olmalıdırlar. Hem de edeb-i İslâmiyye ile müteeddib olmalıdırlar. Matbuat nizamnamesini vicdanlarındaki hiss-i diyanet tanzim etsin..."
31 Mart Olayı
Sonrasında 12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağlayan gece 4. Avcı taburu askerleri şeriat istemiyle ayaklanıp Taksim subaylarını hapsedip isyan ederler. İstanbul’da bulunan 5. 6. ve 7. Nizamiye askerleriyle Beyoğlu Topçu Alayı’ndaki askerleri de yanlarına alarak Ayasofya Meydanı’na gelmişler ve gece 02.45’ten itibaren Meclis-i Mebûsan önünde toplanmışlardır. Ellerinde beyaz, yeşil ve kırmızı renkli bayraklar bulunan, şeriat isteriz sloganı atan bu isyancılara başta Volkan gazetesi sahibi Derviş Vahdeti olmak üzere, İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti üyeleri de iştirak eder. Beyazıt ve Fatih medreselerinin bazı talebeleri de ayaklanmaya katılır buna karşın bu ayaklanmaya karşı çıkan vazgeçirmeye çalışan bir kısım asker ve ilmiye sınıfı mensupları da öldürülür. Meclisi Mebusan işgal edilir, II. Abdülhamit'in bulunduğu Yıldız Sarayı kuşatılır.
İsyancıların Ayasofya Meydanı’nda Şeyhülislam Efendi’ye vermiş oldukları istek listesi şöyledir: 1) Hükûmetin istifası, 2) Kamil Paşa’nın sadarete, İsmail Kemal’in Meclis-i Mebusan reisliğine getirilmesi, 3) İttihatçı subayların değiştirilmesi ve ordudan tasfiye edilen alaylı subayların geri dönmesi, 3) İttihat ve Terakki’nin ilgası, 4) şeriat hükümlerinin tamamen uygulanması ve hadiselere katılanlar için af ilan edilmesi. Meclis’te karar alacak çoğunluk bulunmadığı halde, bu istekler zaruri olarak kabul edilmiş ve II. Abdülhamit tarafından da onaylanmıştır.
İsyanın ilk sonucu Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa’nın istifası olmuş ve Onun yerine Tevfik Paşa atanmıştır. Bu sırada Saray’a gitmekte olan Adliye Nazırı Nazım Bey Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza olduğu zannıyla öldürülmüştür. Yine aynı gün, Lazkiye Mebusu Mehmed Arslan Bey’in meşhur gazeteci Hüseyin Cahit Bey olduğu zannıyla isyancılar tarafından öldürüldüğü yaygın kanaattir. Bunların yanında, Yıldız Sarayı’nı bombalamak planıyla itham edilen Ali Kabûli Bey de II. Abdülhamid’in gözleri önünde katledilmiştir. II. Abdülhamit asker kanı dökülmemesi gerektiğini söyleyip isyanı bastırmak için elinin altındaki 1.ordunun kalan kuvvetlerini kullanmaz ancak isyancılara da onların arzu ettiği bir yardımda da bulunmaz.
Bununla birlikte hükûmetin zayıflığı karşısında asayişin sağlanması için gerekli tedbirleri almaya çalışır. Vahdeti ise Volkan gazetesindeki yazıları ve isyancıların eylemlerine katılımı ile onlara desteğini sürdürür. Diğer yandan isyanının yankıları Selanik’te büyük bir tepki doğurmuş, meşrutiyetin elden gittiği endişesiyle, Rumeli'deki askerî birlikler ve halktan asker toplanmaya başlanmıştır. 1 gün gibi kısa sürede toplanan bu birliklere "Hareket ordusu" adı verildi. Bu orduya katılan Osmanlı İkinci ve Üçüncü Ordu askerlerinden oluşan öncü birlikler, 19 Nisan’da trenle Yeşilköy’e gelirler. İstanbul’a ulaşan tümenin kurmay subaylarından biri Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu arada, Hareket Ordusu’na katılan gönüllü Rum, Bulgar, Sırp, Arnavut ve bazı Selanikli Musevileri de görmek mümkündür. Osmanlı ordusu 1826'dan beri ilk defa iki düşman kampa bölünüp birbirine karşı silah çekecek duruma gelir. Bununla birlikte II. Abdülhamit isyancılardan bu birliklerle çarpışmamalarını ister. Mahmud Şevket Paşa önderliğindeki Hareket Ordusu 24 Nisan’da şehrin hâkimiyetini tamamen ele geçirir ve bazı isyancıların karşı koyması dışında, ciddi bir direnişle karşılaşmaz buna rağmen 300'den fazla ölen kişi olur.
Kaçışı, Yakalanması ve İdamı
25 Nisan'da İstanbul'da sıkı yönetim ilan edilir ve isyancılar tespit edilip tutuklamalar başlar. Bunun üzerine Derviş Vahdetî de dahil bir kısım isyancılar İstanbul'dan kaçar.
Hareket Ordusu’nun İstanbul’a yaklaşması Vahdetî’yi zaten tedirgin etmiş, isyanın daha beşinci günü bir kaçış planı hazırlamaya başlamıştır. Bu amaçla önce İngiliz destekçilerinden biri olan Sait Paşa’ya başvurur. Ardından, onun tavsiyesi ile Şehzade Vahdettin’in sarayına sığınmayı dener. Vahdettin’in karşı çıkması üzerine Gebze’ye kaçar. Buradan aldığı yardımla demiryoluyla İzmir’e doğru yola çıkar. Oradan deniz yoluyla yabancı bir ülkeye kaçmayı hedeflemektedir. Ancak bindiği trende iki subayın kendisinden kuşkulanması üzerine Hereke’de iner. Konaklaya konaklaya İzmir’e ulaşır. Parasız kalan Vahdeti, para bulmak için buradaki bir hemşehrisine başvurur. Bu kişinin ihbarı ile yakalanıp yargılanmak üzere İstanbul’a gönderilir.
İstanbul'da kurulan sıkıyönetim mahkemesinde yargılanan Vahdeti'nin akıl sağlığının bozuk olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmez. Sıkıyönetim mahkemesi kendisinin idamına karar verir. Vahdeti ile birlikte yargılanan Saidi Nursi ise mahkemedeki suçlamalardan beraat eder. Buna karşın bu isyan sonrası yakalanan Prens Sabahattin ve bir kısım Hürriyet-i Ahrar Fırkası mensupları İngilizlerin müdahalesiyle yargılanmadan serbest bırakılmak zorunda kalınır.
19 Temmuz'da 1909'da Vahdeti'nin cezası Ayasofya Meydanında asılarak infaz edilir.
Hakkındaki İddialar
Sıkıyönetim mahkemesinin, Derviş Vahdeti ile ilgili verdiği bazı bölümler şöyledir:
“31 Mart günü meydana gelen askeri ve irticai ihtilali hazırlamaktan sorumlu olan Vahdeti, Sıkıyönetim Mahkemesi’nin araştırma ve sorgulaması sonunda hiçbir ilmi ve toplumsal terbiye görmeyerek, şimdiye kadar içki ve şarkıcılıkla düzensiz bir hayat geçirdiği kendi itiraflarıyla ortaya çıkmış ve ‘Volkan’ adlı gazetesini yayımlamaya başladıktan sonra iyi niyetle gazetesine müracaat eden bazı ulemayı Cemiyete üye yazarak ilan etmiş, bu saf insanları da yanına alarak onlara şube açtırmıştır. Cemiyetin fikirlerinin yayıcısı ve başkanı olarak, din ve şeriat adı altında halkı tahrik edici bir etki yaptığı, kışlalara sokulan Volkan gazetesindeki yazılarıyla askeri etkisi altına almış ve bunları hükümet ile Millet Meclisi başkan ve üyelerinden bazılarının aleyhine sevk etmiştir. İnkâr etmesine rağmen Derviş’in 31 Mart günü Millet Meclisi önündeki askerlerin içinde olduğu ortaya çıkarılmıştır.”
Vahdeti'nin bir İngiliz ajanı olmadığını ve 31 Mart ayaklanmasında İngilizlerden yardım almadığını öne süren görüşlere göre, Vahdeti'nin resmen kuruluşunu ilan ettiği parti ile 31 Mart Ayaklanması arasında 10 günden az süre olduğu ve bu durumda bu kimsenin bir isyan tertibi yapmasının mümkün olmadığı iddia edilmektedir. Bunun yanında Vahdeti'nin gazetesi gibi yayın yapan başkaca muhalif gazetelerde bulunmaktadır. Zira, II. Meşrutiyet sonrası İttihat ve Terakki'nin faaliyetleri ve muhaliflere yönelik suikast ve sindirme politikaları pek çok kesimden büyük tepki görmektedir. Vahdeti'nin bu gergin ortamdaki yazıları ancak bir bardakta damla olabilir. Vahdeti özellikle ihtiyati ve Terakki partisinin disiplinsiz oldukları gerekçesiyle tasfiye etmeye çalıştığı ordunun 2/3'ünü oluşturan alaylı yani erlikten subaylığa doğru yükselen okul eğitimi almamış askerlerin desteğini İttihatçı karşıtı ve şeriat düşüncesini savunan yazıları ile kazanmıştır. Zira bu askerler arasında büyük huzursuzluk bulunmaktadır. Bununla birlikte 31 mart olayı sırasında İngiliz Büyükelçiliğindeki yazışmalara bakıldığında bu dönemde İngiltere ile yazışmalarda bir düşüş görülmektedir. Bu durum dahi İngiltere'nin isyanda bir parmağının olmadığının Vahdetinin İngiliz ajanı olmadığının göstergesi olabilir. Bu iddialara ayrıca şu durumda ek olarak yapılabilir. 31 Mart ayaklanması sonrası gözaltına alınan Hürriyet-i Ahrar Fırkası üyeleri ve Prens Sebahattin için onları kurtarmak için çaba gösteren ve onları kurtaran İngiltere acaba neden Derviş Vahdeti'yi kurtarmak için aynı çabayı sarf etmemiştir? Bütün bu hususlarla Vahdeti'nin İngiliz ajanı olmadığı savunulmaktadır.
Buna karşın İngiliz ajanı olduğunu savunanlara göre ise; Vahdeti'nin 10 gün önce resmi olarak İttihad-ı Muhammediye Fırkası'nı kurması onun bu isyanı örgütlemediği anlamına gelmemektedir. zira parti fiilen yaklaşık 3 aydan fazla bir süredir faal durumdadır. Sadece nisan ayında resmi olarak kurulduğunu ilan etmiştir ki; 3 ay kısa bir süre değildir, kaldı ki aralık ayından beri faal Volkan gazetesi yanında Vahdedi yazılarında; sürekli İhtiyatı Muhammediye adını zikretmekle bu durum dahi bu partiyi aylardır örgütlemeye ve halkı kışkırtmaya çalıştığının ispatıdır. Buna ilaveten 31 Mart olayında Vahdetinin kışkırttığı topluluğun davranışları da enteresandır. Zira geri olarak görülen topluluk önüne çıkan subayları öldürdükleri halde Hristiyanlara karşı davranışlarında son derece kibardırlar. Hatta öyle ki yolda rastladıkları Hristiyanlara korkmamaları için güvence verip yabancı elçiliklerin önüne de koruma amaçlı nöbetçi dikmişlerdir.
Bununla birlikte Vahdeti'nin davranışlarının meşrutiyeti yok etmek olduğunu ve buna göre ajanlık yaptığı iddiasında bulunanlarda bulunmaktadır. Zira meşrutiyet ilk başlarda İngiltere'nin desteğini kazansa da başarılı olabileceği düşüncesi İngilizleri endişelendirir hale gelmiştir. Çünkü; İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey, 31 Temmuz 1908 günü, yani Meşrutiyet'in ilanından bir hafta sonra, İstanbul'daki Büyükelçiye şu dikkat çekici görüşleri yazar:
«Ola ki Türkiye gerçekten meşrutiyet kurar ve onu yaşatıp güçlendirirse, bunun sonuçları, şimdiden hiçbirimizin kestiremeyeceği ölçüde olur. Bunun Mısır'daki etkileri müthiş olur ve ta Hindistan'da dahi kendini duyurur. Şimdiye kadar Müslüman uyruklarımıza daima diyebildik ki, dinlerinin başkanı (Halife) tarafından yönetilen ülkelerde şefkatli olmayan bir istibdat vardır, oysa bizim istibdadımız şefkatlidir ve iki yönetimi karşılaştıran Müslüman uyruklarımız bunu çok kere itiraf etmişlerdir. Fakat eğer şimdi Türkiye'de meclis açılırsa, Mısır'da meşrutiyet isteği çok kuvvetlenecek ve bizim ona direnme gücümüz çok azalacaktır. Türkiye'de iyi işleyen bir meşrutiyet varken ve orada işler iyi giderken, bizim aynı şeyi isteyerek ayaklanan Mısır halkına karşı silah kullanmamız çok büyük hata olur.»
İlginçtir ki Vahdeti Meşrutiyet sonrası serbest bırakılıp bir süreliğine Kıbrıs'a gitmiş ve hemen ardından hızla Osmanlı ülkesine girip önce İttihatçıların arasına girmeye çalışmış başaramayınca başka bir partiye girmiş hemen ardından buradan ayrılıp Volkan gazetesini kurup ardından bu partiyi kurmak için çalışmalara başlamıştır. Diğer taraftan İngiltere'nin II. Abdülhamit'in padişahlığı sırasında artan ancak II. Meşrutiyet döneminde azalacağı düşünülmesine karşın aksi yönde gelişen Almanya eksenine kaymayı engellemeyi istediği de aşikardır. Bu yönde en büyük engelde ittihat ve Terakki özellikle de Manastır kolundan üstün hale gelen alman taraftarı Selanik koludur. Bu yönden de İngiltere'nin böyle bir isyanı tezgahlaması ve yardımı muhtemeldir. Darbe sonrası uzun vadedeki hedeflerden biri de isyanın başarıya ulaşması akabinde II. Abdülhamit'in de padişahlıktan indirilmesi ve yerine kendine yakın veliahtlardan birinin geçirilmesi de olabilir.
Vahdeti'nin İngiliz ajanı olduğunu gösterir başka ispat vasıtaları da kurduğu gazetedeki yayınlarıdır. Hemen hemen sürekli olarak gazetesinde İngilizler lehine yayınlara rastlanmaktadır. Hatta Vahdeti'ye göre İngiliz kralı ve onun o dönemde müttefiki haline gelen Rus çarı İslamın dostudurlar. Oysaki Volkan gazetesindeki iddiaların aksine Rus Çarını İslam dostu olarak o dönemde gösterecek hiçbir belge ve delil bulunmamaktadır. Zira, Ruslar 19. yüzyılda Şeyh Şamil ayaklanmasını kanlı şekilde bastırmış ve hatta bütün Kafkasya'daki Müslüman ahaliyi Osmanlı topraklarına zorunlu göçe tabii tutmuş bununla da yetinmeyip o döneme kadar İngiltere ile birlikte Ermenileri Osmanlılara karşı kışkırtmışlardır. Buna ilaveten İngilizler, Hindistan'da Müslüman Babür devletine son verip Mısır'ı işgal etmişlerdir. Rusya'nın ve İngiltere'nin Müslümanlarının Vahdeti'nin panislamizm hareketinin dışında tutulması ve yazılanlar Volkan gazetesinin arkasında İngiliz yanlısı Kasım Paşa ve İngiliz Fitz Maurice'in olduğu düşüncesini iyice güçlendirmektedir. Yine İttihatçılar 31 Mart Olayında Derviş Vahdeti ve Fitz Maurice arasındaki ilişkiyi saptamışlar ancak siyasal nedenlerden fazla kurcalayamamışlardır. İşin daha da ilginci, İngilizlerin bu isyanda oynadıkları rolü örtbas için konu ile ilgili pek çok belgeyi hala yayınlamaktan kaçınmalarıdır.
Ayrıca ilk başta basit ve dağınık görüntü çizen isyanın haftalar önce planlandığını gösteren pek çok emarede bulunmaktadır. Ordudan atılan bir kısım subayların isyanı yönetmesi ve isyanın hemen ardından Hristiyanlara verilen teminatlar ve yabancı elçiliklerin hemen koruma altına alınması gibi özellikler bu isyanın haftalar önce planlandığını göstermektedirler.
Bunun yanında neden Prens Sabahattin'in kurtarılıp Vahdeti'nin İngilizlerce kurtarılamaması ise şöyle açıklanmaktadır. Öncelikle Vahdeti kaçışı sırasında İngilizlerden kısmen de olsa yardım görmüş ancak yine de yakalanmıştır. 31 Mart olayında başarısız isyandan sonra mutlaka suçlulardan birinin ele başı olarak cezalandırılması kaçınılmazdır. Nitekim olayda yalnızca Vahdeti değil İngiliz hayranı Prens Sabahattin ve Hürriyet-i Ahrar Fırkası üyelerinin desteklerinin bulunduğu, Kamil Paşa'nın da desteğinin olmuş olabileceği Vahdetinin yalnız olmadığı da sabittir. Ancak bu kişiler piyon olmaktan öte Vahdetinin biraz da olsa üstünde konumdaki kişilerdir. Vahdeti ise sadece piyondur. Dolayısıyla kabak Vahdeti ve çavuşların başına patlamıştır. İngilizlerce Prens Sabahattin ve adamları kurtarılmış ancak Vahdeti bu kişiler kurtarılmamış /kurtarılamamıştır. Bu şekilde soruşturmanın İngilizlere doğru ilerlemesi de kendilerince ayrıca engellenmiştir.
Derviş Vahdetî’nin İngilizlerle ilişkisi ve İngiltere’nin 31 Mart Olayı’nda oynadıkları rol hakkında, dönemin genç gazetecilerinden Ahmet Emin (Yalman), hatıratında şunları yazmıştır: "... Derviş Vahdeti adlı Kıbrıslı sarhoş arzuhalci, İngiliz haberleşme servisleri tarafından seçilmiş, İhtilâlci ajan olarak yetiştirilmiş, Volkan gazetesini ve İttihadı Muhammedi Cemiyeti'ni kurmak, yürütmek ve ortalığı ateşe vermek maksadı ile sahneye çıkarılmıştı." Volkan görünüşte İslamcı, özgürlükçü, hümanist bir yayın politikası izliyor, asıl görevi olan İngiliz taraftarlığını bu şekilde kamufle ediyordu. Bu, “İngiliz casuslarının kullandığı klasik bir yöntem”dir.
Notlar
- A. ^...Bir mektubunda ailesini, tahsilini, hayata atılışını, tutkularını şöyle anlatır: “Pederim papuççu esnafından Kıbrıslı Mahmut ağa idi. Babam bütün gün çalışır, bir lokma ekmek parası kazanır, ufak bir evcikte hepimiz bir yorgan altında kışın soğuktan titrerdik, bir sıcak çorba bile içemezdik. Dört yaşımda mektebe girdim, beş yaşımda Kur’an hatmettim. On dört yaşımda hafız oldum. Biraz Arapça dilbilgisi, biraz İslam hukuku öğrendim. Nakşibendî tarikatına girdim. Yaşım yirmiyi buldu. Biraz yabancı dil öğrendim. Kıyafet değiştirip hükümet memuru oldum. Kraliçe adına verilen balolarda redingotlu, eldivenli bir adam olarak göründüm. Yirmi beş yıl hocalık mesleğinde, hoca itikadında, hoca kıyafetinde, medrese köşelerinde olan ben, şimdi medenî!... Her yüksek dereceye ayak bastıkça gözlerim daha ilerilere çevriliyordu... Bu sözleri ile İngilizlere memurluk yaptığını ve yükselme peşinde koştuğunu ikrar etmektedir. B. ^Bu durumun ispatı olarak onun II. Abdülhamit'e şöyle bir mektup yazdığı iddia edilmektedir.
25 sene hoca mesleğinde, hoca itikadında, hoca kıyafetinde, medrese köşesindeki bir Müslüman, şimdi medeni bir devletin balosunda dekolte madamları, matmazelleri seyrediyor, seyrediyor, amma yine o kaybolmasından fazla olan gizli ses. Yüksel ki bunun da fevki vardır, insanlığın başka bir zevki vardır diyerek beni daha ilerilere sevk ediyordu. Her yüksek gördüğüm dereceye ayak bastıkça bakışlarım daha ilerilere matuf bulunuyordu. Ancak bunlar hep meşru bir çalışma neticesiydi. Zira İngilizler adama hiç be dava lokma verir mi... Bu dönemde kendisinin Larnaka'da İngilizcesini daha da geliştirmek için bir misyonerden ders aldığı, İncil'i öğrenip kiliseye gittiği de iddialar arasındadır. C. ^Geniş bilgi için bkz. Ziya Gökalp Şaki İbrahim Destanı ve Kimkimdir internet sitesi 27 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Ziya Gökalp, bölgede güvenliği sağlamak için kurulmuş Hamidiye alaylarının başındaki Milli aşiret reisi İbrahim Paşa'nın adının karıştığı soygun ve baskın olayları karşısında halkı direnmeğe ve eyleme yöneltti. Halk 3 gün süreyle telgrafhaneyi işgal etti (1905). İbrahim Paşa ve adamlarının cezalandırılması için saraya telgraflar çekildi... Konuyu incelemek üzere İstanbul'dan Diyarbakır'a gönderilen soruşturma kurulu Hamidiye alaylarının bir süre sinmesini ve yolsuzluklara son vermesini sağladı. Ancak halkın yakınmasına yol açan yeni olaylar patlak verince, Ziya Gökalp ve arkadaşlarının önderliğinde halk yeniden telgrafhaneyi ele geçirdi. 11 gün süren bu ikinci işgal halkın kesin zaferiyle sonuçlanmış, hükümet İbrahim Paşa ve alaylarını bölgeden uzaklaştırmak zorunda kalmıştır (1907). Bu olay Telgraf Olayı diye bilinmektedir.
- D. ^Sina Akşin, Volkan gazetesi ile başyazarı Vahdetî’nin temel niteliklerini şöyle belirtmektedir: "İslamiyetçi nitelik, hürriyetçi ve Kanun-u Esasî düzeninden yana olmak ve insaniyetçi ve medeniyetçi nitelik... Vahdetî evrensel barıştan, üfürükçülere karşı doktordan, tıpta yeni buluşlardan yanadır. Vahdetî yazılarında Dreyfus, Zola, Darwin'i anacak kadar Batı bilginlerinden haberlidir... Fedâkârancı niteliğe sahip olup eski sürgün ve kaçkınları korur. Derviş başta Ahmet Rıza olmak üzere, İttihat ve Terakki Cemiyeti sivil ileri gelenlerinin şiddetle aleyhindedir. Buna karşılık Sabahattin Bey'i ve onun düşüncelerini, Kâmil Paşa'yı tutmaktadır. Bu tutuma paralel olarak da İngiliz taraftarlığı söz konusudur. Derviş'e göre güdülecek en doğru siyaset İngiliz siyasetidir."
Ayrıca geniş bilgi için bkz. Yıldız, Sıddık, “Çıkışından Bastırılmasına kadar 31 Mart İsyanı” (master tezi), Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2006:...Vahdeti, Volkan gazetesinin çıkış tarihini 17 Aralık 1908 Meclis-i Mebusan'ın açılış gününe denk getirmeyi planladığı halde, bir hafta önce yani 11 Aralık 1908'de çıkarmak zorunda kalmıştır. Derviş Vahdeti bu öne alışını gazetesinin ilk sayısında şöyle açıklamaktadır: "'Volkan, milletin en büyük bayramı olan Meclisin açılış günü yayına girmesi düşünülmüşken, bugün İstanbul mebuslarının seçim günü olması yüzünden birçok siyasi çalkantıların meydana gelmesi, çevrilen dolapların ortaya çıkarılması için bu gün yayına başlamıştır". Gazetenin ilk satırı, besmele, Allah'a hamd ve Peygamber'e salât ve selam ile başlamaktadır. Gazetenin ilk nüshası incelendiğinde, Derviş Vahdeti'nin derhal muhalefetteki yerini aldığını görmekteyiz. Vahdeti, "Volkan pek küçüktür lâkin faaldir. Faal oldukça şahika-i cibâl-i matbuata kadar yükselecek, oradan lavlar saçacaktır. İkdam-ı insan kadar metin, sabah-ı kadar müşa'şa olacak, tanin-i rebab kadar inleyecektir. Zaman zaman da gürültüler koparacaktır"... Vahdeti, gazetesini ne amaçla yayınladığını da ilk sayısında şöyle açıklamaktadır: "Volkan, halktan ayrılmaz, vicdana karşı hareket etmez. Bu yolda ölmek canına minnettir..."
Gazete İttihat ve Terakki aleyhine yayın yapsa da bazı İttihat ve Terakki önderlerini öven yazılara da rastlanmaktadır. Vahdeti bir yazısında Enver’i peygamber ahlakına sahip olmakla savunur, cesaretini alkışlar. Şemsi Paşa’yı öldüren İttihatçı fedai Atıf’ın sıktığı kurşunu Hacerül esved taşının altına yerleştirmek ister....: E. ^Hatta II. Abdülhamit'in bu derneklerle ilgili Mabeyn Başkatibi Ali Cemal Bey'e o tarihte şu sözleri söylediği iddia edilir:"Bu kulüp ve cemiyetler nedir? Her millet kendisine bir kulüp kurmuş bunlar iyi olmayan şeyler. bu devlet çok çeşitli milletlerden oluşmuştur. Bunların hepsinin birleşmesi gerekirken her kavim ayrı ayrı yaşamaya çalışıyor. Benim işlere karışmamı istemiyorlar aslında bende karışmak istemiyorum ama işler bozulursa bir daha hiçbir şey düzelmez."
Bunun yanında saraydan başka kimselerden de yardım almıştır. Tarih Şuuru.com İnternet sitesi ve Dünya gazetesinden alıntıdır:"...(Vahdeti) Gazetenin masraflarını karşılamak için önceden tanışıklığı bulunan Yıldız sarayı Mabeyn Başkâtibi Ali Cevad Bey’e giderek niyetini açıklar ve para ister. Ali Cevad Bey, Derviş Vahdeti’nin bu isteğini sarayın artık basın organlarına tahsisat vermediğini söyleyerek geri çevirir. Fakat Vahdeti yakın arkadaşı Enderunlu Lütfi kanalıyla saraydan 450 lira almayı başarır... Volkan’da Kıbrıslı Kamil Paşa’dan hep övgüyle bahsedilmesi, icraatlarının alkışlanması sadece Vahdeti’nin de Kıbrıslı olmasıyla açıklanamaz. İngiliz yanlısı fikirleri ile bilinen Kamil Paşa’nın bu gazeteyi mali açıdan desteklemesi olası görülmektedir..."
- F. ^ Derviş Vahdeti ve kurduğu gazete ile partinin İngiliz gizli servisi himayesinde olduğu İslamcı komplo teorisyeni Mustafa Müftüoğlu'nun Yalan Söyleyen Tarih Utansın adlı eserinde şu sözlerle iddia edilmektedir:
“Derviş Vahdetî haininin boynundaki ipin ucu zahiren İngiltere sefareti baş tercümanına, aslında ise Intelligence Service’in azılı bir elemanı olan Fitz Maurice’in (1865-1939) ( (1901-1982) ile karıştırılmamalıdır.) elindedir. Derviş Vahdetî’yi istediği gibi oynatan bu azılı Intelligence Service ajanı Fitz Maurice’in tabiriyle, devrin Sadrazamı Kâmil Paşa ‘çılgınlık derecesinde İngiliz taraftarıdır’. Derviş Vahdetî o günlerde İttihad ve Terakki tarafından pek hırpalanan bu sadrazamın müdafaasını da üzerine almıştır. ‘Volkan’daki yazılarıyla menfur emelleri uğruna her hâdiseyi istismar etmesini bilen bu Derviş Vahdetî adlı din ve vatan düşmanı alçak, sık sık Şeriattan bahsedip dilinden düşürmediği bu Şeriat sözüyle etrafındaki halkayı gün be gün genişletmiştir. Günün birinde bazı askerî birliklere çengel atarak onları safına çekmeye muvaffak olmuştur...”:
- G. ^Almanların Osmanlı İmparatorluğuna yakınlaşmaları ve Osmanlı devletinin parçalanmasına karşı gelmeleri, İttihat ve Terakki içine nüfus etmeleri,İttihat ve Terakki Cemiyetini ve Osmanlı İmparatorluğunu sevdikleri anlamına gelmemektedir. Almanlar II. Abdülhamid'i ittihat ve Terakki'den daha fazla seviyor ve destekliyorlardı zira onu daha az milliyetçi bulmakla, İttihat ve Terakki'nin kendi aleyhlerine ticaretlerini engelleyecek bir politika güdebileceklerini düşünüyorlardı, diğer yandan İttihat ve Terakki'nin aşırı güçlü bir yönetim sergilemesi halinde günün birinde Osmanlı'nın bölgede tekrar kendi başına bir güç haline gelmesinden korkuyorlardı. Ancak buna rağmen tedbiri elden bırakmadan Osmanlı İmparatorluğu safında II. Meşrutiyet'ten sonra da yer almışlardır. İngilizler Berlin Antlaşması sonrası Osmanlı İmparatorluğu'nu bir arada tutmaya çalışmaktan vazgeçip parçalamaya yönelik faaliyetlerde bulunmuşlardır. Onlara göre İmparatorluğu ufak parçalara ayırmak ve bu kurulacak ufak devletlere kendi yöneticilerini geçirip sömürmek daha kolaydı zira önlerinde karşı koyacak bir güç olmayacaktı. Bunun yanında İngilizler İslamcılık, milliyetçilik gibi unsurları teşvik ederek bu devletleri iç çatışmalarla oyalayarak kendilerine bir tepki yükselmesini halkların bir arada ayaklanmalarını engellemeyi düşünüyorlardı. Osmanlı topraklarındaki çeşitli cemaat ve toplumlara kendi ajanlarını sokmuşlar veya buradaki kişileri para vs. yöntemlerle kendilerine bağlamışlardı. Diğer taraftan İngilizler kendilerine karşı koyulmasını önlemek için halkı din, milliyetçilik vs. meselelerle oyalamak, rüşvet vs. unsurlarla ahlaken yozlaştırmak; bununla birlikte kendi kültürlerini bu toplumların içine sokarak kendileri lehine faaliyet gösteren sempatizanlar yaratmak peşindeydi.
Buna karşın Almanya sömürge yarışında birliğini geç tamamlaması nedeniyle geri kalmış olmasının da etkisiyle, değişik bir sömürgecilik taktiği uygulamaktaydı. Ona göre Osmanlı İmparatorluğu birlik içinde tutulursa Almanya'ya için geniş bir ekonomik pazar olurdu. Osmanlı Ticaretini, yakınlaşma politikası ile ele geçirmeyi düşünen Almanlar böylece ekonomik gelirlerini iyice artırabilirlerdi, yine Osmanlı geniş topraklarındaki petrol yatakları ve doğal varlıkları ile Almanya'nın sanayi ham maddelerini rahatlıkla karşılayabilir ve onun sayesinde yine padişahın halifelik yetkisi kullanılıp Müslümanlar ayaklandırılarak, Almanlar günün birinde Mısır ve Hindistan gibi İngiliz sömürgelerini elde edebilirler, dünyada İngiliz ekonomisini zora sokabilirlerdi. Almanya'nın amacı devletleri ekonomik yönden ele geçirmekti; bu Alman düşüncesi günümüz modern sömürgeciliğinin ilk yansımalarından olup, Almanlar planlarını gerçekleştirmek için Osmanlı topraklarında demiryolu, petrol gibi çeşitli işletim imtiyazlarının ve ticari imtiyazların peşine düşmüşler ve I. Dünya Savaşı'na kadar gerek saraydan gerek İttihat ve Terakki'den hep bu yönde istemlerde bulunmuşlardır.
Kaynakça
Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. () |
- ^ a b c d e f g h . 4 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2013.
- ^ a b c d islam ve tasavvuf.org internet sitesi
- ^ a b c d e . 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2013.
- ^ a b c "filozof.net internet sitesi". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2013.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p "Prof Dr.Cihan Dura "Bir Dincinin Portresi Derviş Vahdeti"". 4 Mart 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mart 2013.
- ^ a b c d . 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2013.
- ^ a b . 12 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2013.
- ^ a b c Sinan Akşin, “Avrupa Büyük Devletleri İttihat ve Terakkiyi Neden Sevmiyordu?”, http://www.obarsiv.com/pdf/sinan_aksin.pdf 3 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (27.12. 2010)
- ^ a b Yıldız, Sıddık, “Çıkışından Bastırılmasına kadar 31 Mart İsyanı” (master tezi), Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2006
- ^ a b Doğan Avcıoğlu "31 Mart'ta Yabancı Parmağı"Yenigün Haber Ajansı yayınları İstanbul s.14-18
- ^ "biyografi.net internet sitesi". 17 Ocak 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Mart 2013.
- ^ Hasan Amca, Doğmayan Hürriyet Bir Devrin İçyüzü 1908-1918, İstanbul: Arba Araştırma Basım Yayın, 1989, s.61
- ^ . 7 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2013.
- ^ "Vikipedi 31 Mart sayfasından aktarmayla -Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, Hürriyet Vakfı Yayınları, 1988". 14 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2013.
- ^ . 14 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2013.
- ^ a b "Doğan Avcıoğlu "Milli Kurtuluş Tarihi" s.54"
- ^ a b "Örgütlenmeden Eyleme Geçiş 31 mart Olayı Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu dergisi sayı 37-38 sayfa.28 ve 50". 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Mart 2022.
- ^ Sinan Akşin, 31 Mart, 22; Kocahanoğlu, Osman Selim, Derviş Vahdeti ve Çavuşların İsyanı 31 Mart Vak'ası ve İslâmcılık, İstanbul: Temel Yayınları, 2001, 215, 218-219
- ^ G. R. Berridge tarafından yazılan "Gerald Fitzmaurice (1865-1939) Chief Dragoman of the British Embassy in Turkey" isimli hayatından bir kesit sunan kitap 14 Haziran 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dervis Vahdeti 1869 Lefkosa Kibris 19 Temmuz 1909 Istanbul Osmanli gazeteci yazar ve din adami Ingiliz Gizli Servisi ne uye bir Ingiliz ajani oldugu ileri surulur Dervis VahdetiDervis VahdetiDogum1869 Lefkosa Kibris Osmanli ImparatorluguOlum19 Temmuz 1909 40 yasinda Istanbul Osmanli ImparatorluguMeslekGazeteci din adami ve yazar aleyhine dusuncede olanlar icin Ingiliz ajani Karistigi 31 Mart Ayaklanmasi nedeniyle yakalanip yargilandigi mahkemece 25 Haziran 1909 da idama mahkum edildi ve 19 Temmuz 1909 da Ayasofya Meydani nda idam edildi Dogumu ve gencligi1869 da Kibris Lefkosa da dogmustur Fakir bir ailenin cocugudur Babasi Kibris esnafindan Kibrisli Mahmut Agadir Kucuk yasta din egitimi almis ve bir ara Lefkosa Ayasofya Camii nde muezzin olarak gorev yapmistir 20 yasina geldiginde Naksibendi Tarikatina girmis ve dervis olarak taninmistir YetiskinligiTarikatin etkisi altinda Istanbul a giden ve bir sure burada kalan Dervis Vahdeti sonrasinda Kibris a geri donmustur Ancak yasadigi fakir hayattan bunalip Ingilizce ogrenmis ve bu bildigi lisanla yukselmeye calismistir Bundan sonra 1902 yilina kadarki yasami ile ilgili bilgiler celiskilidir Cesitli aleyhine dusuncede olan kaynaklara gore Kibris a donmeden once Istanbul da MI5 ve MI6 oncesindeki Ingiliz Gizli Servis teskilati ve ajanlari ile tanismis ve onlarin etkisiyle kendi fakir hayatindan kurtulmak icin Ingiliz hukumetine hizmet etmeye baslamistir Ingilizceyi de bu nedenle ogrenmis ve Kibris ta Ingiltere adina cesitli memurluklarda bulunmus ve Kralice adina duzenlenen balolara sikca katilmistir A B Bir diger yaziya gore ise Kibris ta muezzinlige devam etmistir bir baska yazida ise Osmanli mi yoksa Ingiltere mi oldugundan bahsedilmeden onun 15 yil kadar cesitli memurluklarda bulundugu belirtilmektedir Bununla birlikte bu donemde II Abdulhamit karsiti bir tavir sergiledigi ve Kibris a kacan ve surgun edilen kimseleri korudugu da belirtilmektedir 1902 yilindan II Mesrutiyet e kadarki donem1902 yilinda tekrar Istanbul a gelen Vahdeti bu defa II Abdulhamid yaninda bir cizgide yer alir durumda dahiliye naziri Memduh Pasa nin yardimiyla Iskan i Muhacir in komisyonunda is bulmustur Ayni zamanda pasanin yalisinda imamlik da yapmaya baslar Bir sure burada calistiktan sonra karistigi bir olay nedeniyle Diyarbakir a surgun edilmistir Hakkindaki bir diger iddia da hamisi Memduh Pasa yi yukselmek ve padisaha yaranmak icin jurnalledigi ancak bu ihanetini ogrenen pasa tarafindan derhal kendisine karsi kurulan bu duzenin engellenip Vahdeti nin Diyarbakir a suruldugu yolundadir Yine Vahdeti nin kendi anlatimina gore surgun edildigi Diyarbakir da Ziya Gokalp ile tanismis ve II Abdulhamit karsiti telgraf olayina katilanlardan biri olmustur C Bu olay sonrasi kacan Vahdeti yakalanmis ve Istanbul a getirilip hapse atilmistir Ancak hakkindaki diger bir iddia ise Telgraf olayina hic katilmadigi Diyarbakir da bir yandan affedilmesi icin Istanbul a dilekceler yazarken bir yandan da raki sofralarinda ut calip guzel sesiyle sarki soyleyerek alem yaptigini sonrasinda bu surgun cezasina karsi gelip bir firsatini bulup Diyarbakir dan kactigi ancak Bektasi babasi kiliginda Birecik de yakalandigi ve hapse atildigi yonundedir Mesrutiyet in ilaninin ardindan saliverilir II Mesrutiyet in ilani sonrasi serbest birakilmis ve Kibris a geri donmus ama hemen kisa sure sonra Istanbul a tekrar geri donmustur Istanbul da Abdulhamid rejimi tarafindan surgun edilen kimselerin kurdugu Fedakaran i Millet Cemiyeti ne giren Vahdeti ardindan kendince onlarin fesatlik yaptigini dusunup partiden ayrilmistir Bu sefer de Ittihat ve Terakki ye girmeye calismis ancak basarili olamamistir 11 Aralik 1908 de de Volkan gazetesini kurup bu gazetede Said i Nursi Enderunlu Lutfi Mehmet Emin Hayrati gibi isimlerle yayina baslamistir Volkan gazetesinin cikisindan 31 Mart Olayi na kadarki donem11 Aralik 1908 de yayin hayatina baslayan ve 20 Nisan 1909 a kadar yayinlarini surdurup 110 sayi cikaran gazete Islamci ve Ingiliz taraftari durusu ile dikkat ceker bas yazar Vahdeti nin gazetedeki yazilari bir bakima vaazin hutbenin gazete sayfasina aktarilmasindan ibarettir Ancak diger taraftan Ittihat Terakki ye karsi durmakta D ve II Mesrutiyet sonrasi gecici sureligine sadrazamlik da yapmis Ingilizlerle yakinlasmayi savunan Kibrisli Mehmed Kamil Pasa taraftari yazilara da sik rastlanmaktadir D Bununla birlikte gazetenin dili asiri derecede serttir Ittihatcilarin yayin organi Sura yi Ummet Tanin gibi gazeteler sert dille elestirilerde bulunan Volkan icin ates bocegi agzi kirli muhlik ifadelerini kullanir Volkan bu ithamlara daha kavgaci bir uslupla yanit verir ve Ali Kemal Mevlanazade Rifat Huseyin Cahit gibi kalemlerle dalasmaktan cekinmez Vahdeti ilk baslarda asiri derecede zorlansa da kisa zamanda mali durumu ozellikle II Abdulhamit ve cesitli kisilerin ve bir iddiaya gore Ingilizlerin destegi ile toparlanmistir II Abdulhamit ve saray tarafindan yardim edilmesinin nedeni Islamciligi savunan yayinlarinin yaninda masonluga karsi gazetenin aldigi tavirdir Bunun yaninda II Abdulhamit ozellikle II Mesrutiyet zamani kurulan Mason birlikleri Kurt Yardimlasma Dernegi Ermeni Tasnaksutyun Cemiyeti Bulgar Kulubu gibi derneklerden hoslanmamakta ve bu dernekleri Osmanli Imparatorlugu nu parcalama yonunde tehdit olarak dusunmekteydi E Bu sebeple Islamcilik taraftariydi Dervis Vahdeti ye de bu para 3 sartla verilmis ve bu sartlara uymaya devam ederse devami gelecegi soylenmisti a Hicbir zaman padisaha satasmama b Mason karsitligini surdurme c Islamci cizgiyi koruma Vahdeti buna uygun olarak hareket ediyormus izlenimini gazetesine vererek yayinini surdurur Ancak diger yandan da Ingilizler lehine yayinlarini da surdurur Muhalefetini de gittikce sertlestirir Ingilizlerde kendisini desteklemektedir zira Ittihat ve Terakki nin milliyetci ve kendi aleyhlerine olan politikalari hoslarina gitmemektedir cogu Ittihat ve Terakki dernegi uyesi II Abdulhamit in Almanya ya yakinlasma politikasini surdurur nitelikte hareket gostermekteydi G buna ilaveten Ittihat ve Terakki nin Ingiliz yanlisi Manastir kolu Alman yanlisi Selanik kolu ile rekabet icindeyken ibre yavas yavas Manastir kolu aleyhine donmustu Neticede Ittihat ve Terakki nin Manastir kolu yavas yavas muhalefet tarafina gecti Yine Prens Sabahattin in Osmanli Ahrar Firkasi Ittihat ve Terakki ye karsi muhalefet etmekteydi Gazetenin goruslerinde Osmanli Ahrar firkasinin goruslerine benzer gorusler yer almaktaydi Gazetenin yazilarina bakilirsa 15 Aralik 1908 tarihli Volkan gazetesinde Kibris in Ingilizlerin Ademi Merkeziyetci yonetimi sayesinde Kibris in kucuk Isvicre haline gelecegini yazmaktadir 21 Subat 1909 tarihli Volkan gazetesinde bir yandan tum Muslumanlari bir araya getireceginden bahsederken diger yandan Rusya daki ve Ingiltere somurgelerindeki Hindistan Pakistan Misir Muslumanlari bu birligin disinda tutup bu konuda Ingiliz kralina teminat vermektedir Diger gazetedeki yazisi ise su sekildedir Din yuksek ahlaka dayanir Dinsizlerden yuksek ahlak beklenemez Dinsizler dunya icin calisir Cenabi Hak dinsizlere dusmandir Su Avrupa ile temasa baslayali beri onlarin mustehcen adetleri ulkemizde koleradan cok tahribat yapmaktadir Bir Avrupali kadin carsida pazarda acik sacik gezer Islam kadini ise bastan tirnaga kadar ortunur Biri sokak supurgesi oburu ev kadini Butun Islam alemi el ele vererek dunyamizi ahretimizi yapmaya calisalim Ozgurlugun agaci yeserdiginden beri basariya giden Ittihat i Muhammedi Cemiyeti nde birleselim Gazete kisa zamanda ozellikle belli yazarlariyla Islamci kesimin ve Ittihat ve Terakki Dernegi karsitlarinin destegini kazanir Bunun bir nedeni de ittihat ve Terakki Partisinin el altindan devlet islerine karismasi padisahin yonetimden el cektirtilmesi akabinde devletin basina getirilen sadrazam ve hukumetlerin zayif yeterli destegi olmayan hukumetler olmasi da etkili olmustur Ordu ve guvenlik gucleri asayisi saglamada etkisiz kalmistir Buna ilaveten ordu icinde bir kisim subaylar askeri isleri unutup Istanbul un eglence hayati ve siyasi faaliyetlerde bulunmaktadirlar Ordu icinde disiplinsizlik yaninda asayis sorunlari sebebiyle ardi ardina suikastlar birbirini izlemektedir Ornegin 2 aralik 1908 carsamba gunu II Abdulhamit e yakinligi ile bilinen Harbiye nezaretine giderken bir suikast neticesi oldurulur Boylece bir suikastlar zinciri baslar Epir de Yunan ceteleri Makedonya da Bulgar ve Sirp ceteleri faaliyetini arttirir Rumlar ve cesitli azinliklarda Istanbul da asayisi bozacak eylemlere karisirlar Bu kargasa ve hukumet bosluklari muhaliflerin guclenmesini saglar Bir kaynaga gore devlet kademelerindeki basamaklara tirmanmak ve Ingiliz destegi altinda Imparatorluga sadrazam olabilmek hayalleri icinde olan Vahdeti gazetenin yaninda Ittihat i Muhammedi Cemiyeti adi altinda bir parti kurmak icin nisan ayina kadar olan bu 5 aylik donemde surekli olarak siyasal yonden de calismaktadir Bu partiyi orgutlemek icin Emirizade adli biriyle ortaklik kurar Esasinda 10 yil once yurtdisinda kurulan bu parti resmi olarak olmasa da gayri resmi olarak faal bir haldedir ve iddiaya gore Ingiliz Gizli Servisinin destegiyle Emirizade bu cemiyeti Istanbul a yerlestirme pesindedir Vahdeti de bu ise ortak olur ve Istanbul da dahil bu partiyi tasraya kadar teskilatlandirip goruslerini yaymak pesinde kosar F Bununla birlikte cemiyet resmilestikten sonra Vahdeti bu ortagini kolayca safdisi etmistir Anadolu nun iclerine kadar orgutledigi cemiyetin uyelik kayitlari ile pek cok uye toplamaya calisir Uyelik kayitlari esnasinda su propagandanin yapildigi iddia edilmektedir Ey Muhammet seriatinin dusmesini istemeyen muminler Allah u Zulcelal askina Peygamberimiz Muhammet Mustafa adina bu cemiyete giriniz Yine uyelik kayitlarinin alindigi masalarda insanlarin yasalari degil Kuran yasalarina gore bir rejim kurulmasi icin calisilacaginin soylendigi de iddialar arasindadir Bu cemiyetin kayitlari yalnizca halki degil ordu icindeki bir kisim askerleri de yanina cekmis ve ordu icinden de cemiyete uye olanlar olmustur Vahdeti nin dusunceleri ozellikle Makedonya da asilerle mucadele eden ancak II Mesrutiyet sonrasi gosterdigi basarilar nedeniyle Istanbul a getirilip Topcular kislasi vs kislarlarda tipki meclisi ve sarayi korumakla gorevli muhafiz taburlari gibi gorev yaptirilan Manastirli Avci taburlari uzerindeki subay ve erler uzerinde de etkili olmustur Ittihat ve Terakki nin el altindan muhalifleri sindirmeye ve secimleri etkilemeye yonelik hareketleri de muhalefetin ve Vahdeti nin guclenmesini etkilemekteydi Ozellikle zayif ve disiplinsiz hale gelen Avci taburlari ve ordu icindeki erlere yonelik destegi arttiracak gazetesinde yazilari yayinlamakta ve ordudan partisine uye kazandirma pesine dusmekteydi Bir yazisinda Besinci Alaydaki askerlere hitaben sunlari yazmistir Askerler Ittihad i Muhammedi Cemiyetinin amali vatanin selametine yuce dinimizin bekasina mani olacak en ufak bir sebebin bile ortadan kaldirilmasina matuftur Siz de cemiyetimize dahilsiniz Biz butun askerlerimizi bu cemiyete destek biliriz Sizden bekledigimiz bir sey varsa o da bu kutsal cemiyetimize arka cikmanizdir Buna da suphemiz yoktur Sayet bizde bir kotu niyet gorurseniz hemen bizi sungulerinizin ucuna takiniz Bununla birlikte Vahdeti nin Islamci politikalari yaninda Prens Sabahattinci goruslerinin II Abdulhamit in pek hosuna gittigi soylenemezdi Ittihat ve Terakki nin agirlikli yonetimi kadar sarayda bu goruslere karsiydi Hatta is kimi zaman o raddeye gelmekteydi ki normalde II Abdulhamit le aralarinda zitlasma yasayan bu iki guc acik isbirligine bile yoneliyorlardi Hasan Amca in eserindeki deyimiyle Is o kerteye geldi ki Sarayin buyuk adamlari Ittihat ve Terakki ile ayni safta muhalefetle carpisiyordu ifadeleriyle bu celiskiye isaret ediyordu Bununla birlikte Dervis Vahdeti Volkan gazetesinde padisaha Ittihat ve Terakki partisi ile meclise mudahalede bulunmasini istemekten de cekinmemistir Bu yazilarindan birinde padisaha seslenerek Mesrutiyeti ilga ve meclisi kapatmak elinizdedir diye yazmis ve askerlerin ve ordunun buyuk bir kisminin kurdugu cemiyetin uyesi oldugunu iddia etmistir Fiilen kurulu durumdaki partisi Ayasofya da yapilan Mevlitli acilis toreniyle sonunda Rumi takvim 23 Mart 5 nisan 1909 da resmen kurulur Vahdeti acilis toreni dolayisiyla oncesinde yayinladigi bildiride soyle demektedir Cemiyetimiz artik ozel kisiliginden cikmis tuzel kisi haline gelmistir Onun her hali Islamiyet in ortaya cikisini andiriyor Islamiyet e akin akin asiretler kabileler kosuyordu Bizim cemiyetimize de kafile kafile koyler ilceler katiliyor Bunca zorluklardan sonra kurulan mukaddes cemiyetimiz Muhammet in temiz ruhuna hediye olmak uzere Peygamber in dogum gunune rastlayan cumartesi gunu Ayasofya Camii nde mevlit okutacak ardindan kurbanlar kesilecektir Arzu edenler birer yesil sancakla gelebilir Ancak sancagin uzerine Lailahe Illallah Muhammedun Resulallah yazdiktan sonra altina Ittihadi Muhammedi ifadesini eklemelidir Tarik Zafer Tunaya ya gore Ittihad i Muhammedi Firkasi parlamento icinde kurulmus klerikal gizli ve ihtilalci egilimli bir parti degildir Basinda partinin en onemli destekcisi Volkan gazetesi olmustur Parti uyeleri Volkancilar veya Muhammediler olarak anildilar Bu acilisli Mevlit torenine katilanlar arasinda Said i Kurdi Saidi Nursi de bulunmaktadir ve onemli bir konusmaci ve parti uyesi olarak gorulmektedir Vahdeti Rumi takvim 23 Mart 5 nisan 1909 da torenden ve ondan su sekilde bahseder Talebe i ulum medrese talebeleri onlerinde Bediuzzaman Said i Kurdi Hazretleri oldugu halde geldiler Hazret i Kurdi bizi gorunce dayanamadi sanki iki asik kavusur gibi birbirimize sarildik el ele verdik ve camiye girdik Talebe i ulumun baslarindaki sariklar nur gibi beyaz cicek gibi ruha rahatlik veriyordu Hele bunlardaki dini terbiye kendilerine baska bir guzellik bahsediyordu Bediuzzaman bedi i alemi Islam o Kurt elbisesiyle o meshur Kurt tavriyla daima belinde tasidigi hanceriyle kursuye cikti ve bir nutuk soyledi Ardindan ben de bir konusma yaptim Bunun hemen ardindan Volkan gazetesinde elestirilerin dozajinda daha da artis olur Bununla birlikte esas olaylar 7 Nisan 1909 gunu Ittihat ve Terakki Partisine yonelttigi sert elestirileri ile taninan muhalif Serbesti gazetesinin basyazari Hasan Fehmi nin oldurulmesi ile olur Pek cok kisi bu cinayetin Ittihat ve Terakki tarafindan yapildigini dusunmektedir 8 Nisan da bir kisim halk Adalet isteriz slogani ile galata koprusu uzerinde gosteri yapar gostericilere ates acilir Hemen ardindan Medrese ogrencileri din gorevlisi alim sartlarindaki degisikleri protesto icin gosteri yaparlar Bu arada hukumet ordu icindeki askerlerin siyasetle ugrasmasini yasaklar Vahdeti gazetesinde bu konulardaki 9 12 Nisan tarihlerindeki yazilarinda cok daha sert ifadelere yer vermekte ve hatta bir goruse gore halki alenen isyana kiskirtmaktadir Ifadeleri ozetle su sekildedir Hasan Ey Fatma nin ogluyla ayni adi tasiyan Hasan Onunla senin aranda buyuk bir ilgi buluyorum Sen de onun gibi garib olarak sehit edildin O Yezidilere muhalifti sen de ayni firkaya muarizdin O Allah in emri bize biattir diyordu sen de Anayasa Seriattir ona itaat sarttir diyordun Sen o musun yoksa o sende mi Git Hasan Ebutalib in ogluna benden selam soyle Vahdeti de geliyor de Bu cinayetlere kesinlikle boyun egmeyelim Bunun caresi ummetin toplanmasidir Ardindan diger gazeteleri girisecegi harekete su sozlerle davet edip Mizan Serbesti ve Ikdam gibi muhalif basinin kendisine katilmasini ister Hep hucum edelim Iste Volkan Sancaktarlik gorevini ustlenmis ilerliyor Ars ileri Sehit olursam da siz donmeyiniz Zira zafer bizimdir Halk bizimledir Diger yandan 8 Nisan 1909 da yazisinda Vahdeti su sozleri ile Ingilizlere olan sempatisini tekrarlar Ingiliz Hukumetinden kuvvetli mutefennin her surette muterakki hami i insaniyet bir hukumetin mevcudiyetini hala mutasavver mir Diger yandan Vahdeti nin kullandigi usluptaki sertlik kendi gazetesinde calisan ve Ittihadi Muhammedi partisinin acilisinda en on saflarda yer alan Said Nursi nin hosuna gitmez Nursi Volkan gazetesinde 11 Nisan gunu baslayip 31 Mart isyaninin basladigi gununde de suren 4 bolumluk yazi dizisinde Biraderim Dervis Vahdeti Bey e sozleriyle baslayip onu su sozlerle uyarmaya calisir ve ona halki kiskirtici hareketlerden uzaklasmasini tavsiye eder Edibler edepli olmalidirlar Hem de edeb i Islamiyye ile muteeddib olmalidirlar Matbuat nizamnamesini vicdanlarindaki hiss i diyanet tanzim etsin 31 Mart OlayiSonrasinda 12 Nisan i 13 Nisan a baglayan gece 4 Avci taburu askerleri seriat istemiyle ayaklanip Taksim subaylarini hapsedip isyan ederler Istanbul da bulunan 5 6 ve 7 Nizamiye askerleriyle Beyoglu Topcu Alayi ndaki askerleri de yanlarina alarak Ayasofya Meydani na gelmisler ve gece 02 45 ten itibaren Meclis i Mebusan onunde toplanmislardir Ellerinde beyaz yesil ve kirmizi renkli bayraklar bulunan seriat isteriz slogani atan bu isyancilara basta Volkan gazetesi sahibi Dervis Vahdeti olmak uzere Ittihad i Muhammedi Cemiyeti uyeleri de istirak eder Beyazit ve Fatih medreselerinin bazi talebeleri de ayaklanmaya katilir buna karsin bu ayaklanmaya karsi cikan vazgecirmeye calisan bir kisim asker ve ilmiye sinifi mensuplari da oldurulur Meclisi Mebusan isgal edilir II Abdulhamit in bulundugu Yildiz Sarayi kusatilir Isyancilarin Ayasofya Meydani nda Seyhulislam Efendi ye vermis olduklari istek listesi soyledir 1 Hukumetin istifasi 2 Kamil Pasa nin sadarete Ismail Kemal in Meclis i Mebusan reisligine getirilmesi 3 Ittihatci subaylarin degistirilmesi ve ordudan tasfiye edilen alayli subaylarin geri donmesi 3 Ittihat ve Terakki nin ilgasi 4 seriat hukumlerinin tamamen uygulanmasi ve hadiselere katilanlar icin af ilan edilmesi Meclis te karar alacak cogunluk bulunmadigi halde bu istekler zaruri olarak kabul edilmis ve II Abdulhamit tarafindan da onaylanmistir Isyanin ilk sonucu Sadrazam Huseyin Hilmi Pasa nin istifasi olmus ve Onun yerine Tevfik Pasa atanmistir Bu sirada Saray a gitmekte olan Adliye Naziri Nazim Bey Meclis i Mebusan Reisi Ahmet Riza oldugu zanniyla oldurulmustur Yine ayni gun Lazkiye Mebusu Mehmed Arslan Bey in meshur gazeteci Huseyin Cahit Bey oldugu zanniyla isyancilar tarafindan olduruldugu yaygin kanaattir Bunlarin yaninda Yildiz Sarayi ni bombalamak planiyla itham edilen Ali Kabuli Bey de II Abdulhamid in gozleri onunde katledilmistir II Abdulhamit asker kani dokulmemesi gerektigini soyleyip isyani bastirmak icin elinin altindaki 1 ordunun kalan kuvvetlerini kullanmaz ancak isyancilara da onlarin arzu ettigi bir yardimda da bulunmaz Bununla birlikte hukumetin zayifligi karsisinda asayisin saglanmasi icin gerekli tedbirleri almaya calisir Vahdeti ise Volkan gazetesindeki yazilari ve isyancilarin eylemlerine katilimi ile onlara destegini surdurur Diger yandan isyaninin yankilari Selanik te buyuk bir tepki dogurmus mesrutiyetin elden gittigi endisesiyle Rumeli deki askeri birlikler ve halktan asker toplanmaya baslanmistir 1 gun gibi kisa surede toplanan bu birliklere Hareket ordusu adi verildi Bu orduya katilan Osmanli Ikinci ve Ucuncu Ordu askerlerinden olusan oncu birlikler 19 Nisan da trenle Yesilkoy e gelirler Istanbul a ulasan tumenin kurmay subaylarindan biri Mustafa Kemal Ataturk tur Bu arada Hareket Ordusu na katilan gonullu Rum Bulgar Sirp Arnavut ve bazi Selanikli Musevileri de gormek mumkundur Osmanli ordusu 1826 dan beri ilk defa iki dusman kampa bolunup birbirine karsi silah cekecek duruma gelir Bununla birlikte II Abdulhamit isyancilardan bu birliklerle carpismamalarini ister Mahmud Sevket Pasa onderligindeki Hareket Ordusu 24 Nisan da sehrin hakimiyetini tamamen ele gecirir ve bazi isyancilarin karsi koymasi disinda ciddi bir direnisle karsilasmaz buna ragmen 300 den fazla olen kisi olur Kacisi Yakalanmasi ve Idami25 Nisan da Istanbul da siki yonetim ilan edilir ve isyancilar tespit edilip tutuklamalar baslar Bunun uzerine Dervis Vahdeti de dahil bir kisim isyancilar Istanbul dan kacar Hareket Ordusu nun Istanbul a yaklasmasi Vahdeti yi zaten tedirgin etmis isyanin daha besinci gunu bir kacis plani hazirlamaya baslamistir Bu amacla once Ingiliz destekcilerinden biri olan Sait Pasa ya basvurur Ardindan onun tavsiyesi ile Sehzade Vahdettin in sarayina siginmayi dener Vahdettin in karsi cikmasi uzerine Gebze ye kacar Buradan aldigi yardimla demiryoluyla Izmir e dogru yola cikar Oradan deniz yoluyla yabanci bir ulkeye kacmayi hedeflemektedir Ancak bindigi trende iki subayin kendisinden kuskulanmasi uzerine Hereke de iner Konaklaya konaklaya Izmir e ulasir Parasiz kalan Vahdeti para bulmak icin buradaki bir hemsehrisine basvurur Bu kisinin ihbari ile yakalanip yargilanmak uzere Istanbul a gonderilir Istanbul da kurulan sikiyonetim mahkemesinde yargilanan Vahdeti nin akil sagliginin bozuk oldugu yonundeki savunmasina itibar edilmez Sikiyonetim mahkemesi kendisinin idamina karar verir Vahdeti ile birlikte yargilanan Saidi Nursi ise mahkemedeki suclamalardan beraat eder Buna karsin bu isyan sonrasi yakalanan Prens Sabahattin ve bir kisim Hurriyet i Ahrar Firkasi mensuplari Ingilizlerin mudahalesiyle yargilanmadan serbest birakilmak zorunda kalinir 19 Temmuz da 1909 da Vahdeti nin cezasi Ayasofya Meydaninda asilarak infaz edilir Hakkindaki IddialarSikiyonetim mahkemesinin Dervis Vahdeti ile ilgili verdigi bazi bolumler soyledir 31 Mart gunu meydana gelen askeri ve irticai ihtilali hazirlamaktan sorumlu olan Vahdeti Sikiyonetim Mahkemesi nin arastirma ve sorgulamasi sonunda hicbir ilmi ve toplumsal terbiye gormeyerek simdiye kadar icki ve sarkicilikla duzensiz bir hayat gecirdigi kendi itiraflariyla ortaya cikmis ve Volkan adli gazetesini yayimlamaya basladiktan sonra iyi niyetle gazetesine muracaat eden bazi ulemayi Cemiyete uye yazarak ilan etmis bu saf insanlari da yanina alarak onlara sube actirmistir Cemiyetin fikirlerinin yayicisi ve baskani olarak din ve seriat adi altinda halki tahrik edici bir etki yaptigi kislalara sokulan Volkan gazetesindeki yazilariyla askeri etkisi altina almis ve bunlari hukumet ile Millet Meclisi baskan ve uyelerinden bazilarinin aleyhine sevk etmistir Inkar etmesine ragmen Dervis in 31 Mart gunu Millet Meclisi onundeki askerlerin icinde oldugu ortaya cikarilmistir Vahdeti nin bir Ingiliz ajani olmadigini ve 31 Mart ayaklanmasinda Ingilizlerden yardim almadigini one suren goruslere gore Vahdeti nin resmen kurulusunu ilan ettigi parti ile 31 Mart Ayaklanmasi arasinda 10 gunden az sure oldugu ve bu durumda bu kimsenin bir isyan tertibi yapmasinin mumkun olmadigi iddia edilmektedir Bunun yaninda Vahdeti nin gazetesi gibi yayin yapan baskaca muhalif gazetelerde bulunmaktadir Zira II Mesrutiyet sonrasi Ittihat ve Terakki nin faaliyetleri ve muhaliflere yonelik suikast ve sindirme politikalari pek cok kesimden buyuk tepki gormektedir Vahdeti nin bu gergin ortamdaki yazilari ancak bir bardakta damla olabilir Vahdeti ozellikle ihtiyati ve Terakki partisinin disiplinsiz olduklari gerekcesiyle tasfiye etmeye calistigi ordunun 2 3 unu olusturan alayli yani erlikten subayliga dogru yukselen okul egitimi almamis askerlerin destegini Ittihatci karsiti ve seriat dusuncesini savunan yazilari ile kazanmistir Zira bu askerler arasinda buyuk huzursuzluk bulunmaktadir Bununla birlikte 31 mart olayi sirasinda Ingiliz Buyukelciligindeki yazismalara bakildiginda bu donemde Ingiltere ile yazismalarda bir dusus gorulmektedir Bu durum dahi Ingiltere nin isyanda bir parmaginin olmadiginin Vahdetinin Ingiliz ajani olmadiginin gostergesi olabilir Bu iddialara ayrica su durumda ek olarak yapilabilir 31 Mart ayaklanmasi sonrasi gozaltina alinan Hurriyet i Ahrar Firkasi uyeleri ve Prens Sebahattin icin onlari kurtarmak icin caba gosteren ve onlari kurtaran Ingiltere acaba neden Dervis Vahdeti yi kurtarmak icin ayni cabayi sarf etmemistir Butun bu hususlarla Vahdeti nin Ingiliz ajani olmadigi savunulmaktadir Buna karsin Ingiliz ajani oldugunu savunanlara gore ise Vahdeti nin 10 gun once resmi olarak Ittihad i Muhammediye Firkasi ni kurmasi onun bu isyani orgutlemedigi anlamina gelmemektedir zira parti fiilen yaklasik 3 aydan fazla bir suredir faal durumdadir Sadece nisan ayinda resmi olarak kuruldugunu ilan etmistir ki 3 ay kisa bir sure degildir kaldi ki aralik ayindan beri faal Volkan gazetesi yaninda Vahdedi yazilarinda surekli Ihtiyati Muhammediye adini zikretmekle bu durum dahi bu partiyi aylardir orgutlemeye ve halki kiskirtmaya calistiginin ispatidir Buna ilaveten 31 Mart olayinda Vahdetinin kiskirttigi toplulugun davranislari da enteresandir Zira geri olarak gorulen topluluk onune cikan subaylari oldurdukleri halde Hristiyanlara karsi davranislarinda son derece kibardirlar Hatta oyle ki yolda rastladiklari Hristiyanlara korkmamalari icin guvence verip yabanci elciliklerin onune de koruma amacli nobetci dikmislerdir Bununla birlikte Vahdeti nin davranislarinin mesrutiyeti yok etmek oldugunu ve buna gore ajanlik yaptigi iddiasinda bulunanlarda bulunmaktadir Zira mesrutiyet ilk baslarda Ingiltere nin destegini kazansa da basarili olabilecegi dusuncesi Ingilizleri endiselendirir hale gelmistir Cunku Ingiltere Disisleri Bakani Sir Edward Grey 31 Temmuz 1908 gunu yani Mesrutiyet in ilanindan bir hafta sonra Istanbul daki Buyukelciye su dikkat cekici gorusleri yazar Ola ki Turkiye gercekten mesrutiyet kurar ve onu yasatip guclendirirse bunun sonuclari simdiden hicbirimizin kestiremeyecegi olcude olur Bunun Misir daki etkileri muthis olur ve ta Hindistan da dahi kendini duyurur Simdiye kadar Musluman uyruklarimiza daima diyebildik ki dinlerinin baskani Halife tarafindan yonetilen ulkelerde sefkatli olmayan bir istibdat vardir oysa bizim istibdadimiz sefkatlidir ve iki yonetimi karsilastiran Musluman uyruklarimiz bunu cok kere itiraf etmislerdir Fakat eger simdi Turkiye de meclis acilirsa Misir da mesrutiyet istegi cok kuvvetlenecek ve bizim ona direnme gucumuz cok azalacaktir Turkiye de iyi isleyen bir mesrutiyet varken ve orada isler iyi giderken bizim ayni seyi isteyerek ayaklanan Misir halkina karsi silah kullanmamiz cok buyuk hata olur Ilginctir ki Vahdeti Mesrutiyet sonrasi serbest birakilip bir sureligine Kibris a gitmis ve hemen ardindan hizla Osmanli ulkesine girip once Ittihatcilarin arasina girmeye calismis basaramayinca baska bir partiye girmis hemen ardindan buradan ayrilip Volkan gazetesini kurup ardindan bu partiyi kurmak icin calismalara baslamistir Diger taraftan Ingiltere nin II Abdulhamit in padisahligi sirasinda artan ancak II Mesrutiyet doneminde azalacagi dusunulmesine karsin aksi yonde gelisen Almanya eksenine kaymayi engellemeyi istedigi de asikardir Bu yonde en buyuk engelde ittihat ve Terakki ozellikle de Manastir kolundan ustun hale gelen alman taraftari Selanik koludur Bu yonden de Ingiltere nin boyle bir isyani tezgahlamasi ve yardimi muhtemeldir Darbe sonrasi uzun vadedeki hedeflerden biri de isyanin basariya ulasmasi akabinde II Abdulhamit in de padisahliktan indirilmesi ve yerine kendine yakin veliahtlardan birinin gecirilmesi de olabilir Vahdeti nin Ingiliz ajani oldugunu gosterir baska ispat vasitalari da kurdugu gazetedeki yayinlaridir Hemen hemen surekli olarak gazetesinde Ingilizler lehine yayinlara rastlanmaktadir Hatta Vahdeti ye gore Ingiliz krali ve onun o donemde muttefiki haline gelen Rus cari Islamin dostudurlar Oysaki Volkan gazetesindeki iddialarin aksine Rus Carini Islam dostu olarak o donemde gosterecek hicbir belge ve delil bulunmamaktadir Zira Ruslar 19 yuzyilda Seyh Samil ayaklanmasini kanli sekilde bastirmis ve hatta butun Kafkasya daki Musluman ahaliyi Osmanli topraklarina zorunlu goce tabii tutmus bununla da yetinmeyip o doneme kadar Ingiltere ile birlikte Ermenileri Osmanlilara karsi kiskirtmislardir Buna ilaveten Ingilizler Hindistan da Musluman Babur devletine son verip Misir i isgal etmislerdir Rusya nin ve Ingiltere nin Muslumanlarinin Vahdeti nin panislamizm hareketinin disinda tutulmasi ve yazilanlar Volkan gazetesinin arkasinda Ingiliz yanlisi Kasim Pasa ve Ingiliz Fitz Maurice in oldugu dusuncesini iyice guclendirmektedir Yine Ittihatcilar 31 Mart Olayinda Dervis Vahdeti ve Fitz Maurice arasindaki iliskiyi saptamislar ancak siyasal nedenlerden fazla kurcalayamamislardir Isin daha da ilginci Ingilizlerin bu isyanda oynadiklari rolu ortbas icin konu ile ilgili pek cok belgeyi hala yayinlamaktan kacinmalaridir Ayrica ilk basta basit ve daginik goruntu cizen isyanin haftalar once planlandigini gosteren pek cok emarede bulunmaktadir Ordudan atilan bir kisim subaylarin isyani yonetmesi ve isyanin hemen ardindan Hristiyanlara verilen teminatlar ve yabanci elciliklerin hemen koruma altina alinmasi gibi ozellikler bu isyanin haftalar once planlandigini gostermektedirler Bunun yaninda neden Prens Sabahattin in kurtarilip Vahdeti nin Ingilizlerce kurtarilamamasi ise soyle aciklanmaktadir Oncelikle Vahdeti kacisi sirasinda Ingilizlerden kismen de olsa yardim gormus ancak yine de yakalanmistir 31 Mart olayinda basarisiz isyandan sonra mutlaka suclulardan birinin ele basi olarak cezalandirilmasi kacinilmazdir Nitekim olayda yalnizca Vahdeti degil Ingiliz hayrani Prens Sabahattin ve Hurriyet i Ahrar Firkasi uyelerinin desteklerinin bulundugu Kamil Pasa nin da desteginin olmus olabilecegi Vahdetinin yalniz olmadigi da sabittir Ancak bu kisiler piyon olmaktan ote Vahdetinin biraz da olsa ustunde konumdaki kisilerdir Vahdeti ise sadece piyondur Dolayisiyla kabak Vahdeti ve cavuslarin basina patlamistir Ingilizlerce Prens Sabahattin ve adamlari kurtarilmis ancak Vahdeti bu kisiler kurtarilmamis kurtarilamamistir Bu sekilde sorusturmanin Ingilizlere dogru ilerlemesi de kendilerince ayrica engellenmistir Dervis Vahdeti nin Ingilizlerle iliskisi ve Ingiltere nin 31 Mart Olayi nda oynadiklari rol hakkinda donemin genc gazetecilerinden Ahmet Emin Yalman hatiratinda sunlari yazmistir Dervis Vahdeti adli Kibrisli sarhos arzuhalci Ingiliz haberlesme servisleri tarafindan secilmis Ihtilalci ajan olarak yetistirilmis Volkan gazetesini ve Ittihadi Muhammedi Cemiyeti ni kurmak yurutmek ve ortaligi atese vermek maksadi ile sahneye cikarilmisti Volkan gorunuste Islamci ozgurlukcu humanist bir yayin politikasi izliyor asil gorevi olan Ingiliz taraftarligini bu sekilde kamufle ediyordu Bu Ingiliz casuslarinin kullandigi klasik bir yontem dir NotlarA Bir mektubunda ailesini tahsilini hayata atilisini tutkularini soyle anlatir Pederim papuccu esnafindan Kibrisli Mahmut aga idi Babam butun gun calisir bir lokma ekmek parasi kazanir ufak bir evcikte hepimiz bir yorgan altinda kisin soguktan titrerdik bir sicak corba bile icemezdik Dort yasimda mektebe girdim bes yasimda Kur an hatmettim On dort yasimda hafiz oldum Biraz Arapca dilbilgisi biraz Islam hukuku ogrendim Naksibendi tarikatina girdim Yasim yirmiyi buldu Biraz yabanci dil ogrendim Kiyafet degistirip hukumet memuru oldum Kralice adina verilen balolarda redingotlu eldivenli bir adam olarak gorundum Yirmi bes yil hocalik mesleginde hoca itikadinda hoca kiyafetinde medrese koselerinde olan ben simdi medeni Her yuksek dereceye ayak bastikca gozlerim daha ilerilere cevriliyordu Bu sozleri ile Ingilizlere memurluk yaptigini ve yukselme pesinde kostugunu ikrar etmektedir B Bu durumun ispati olarak onun II Abdulhamit e soyle bir mektup yazdigi iddia edilmektedir 25 sene hoca mesleginde hoca itikadinda hoca kiyafetinde medrese kosesindeki bir Musluman simdi medeni bir devletin balosunda dekolte madamlari matmazelleri seyrediyor seyrediyor amma yine o kaybolmasindan fazla olan gizli ses Yuksel ki bunun da fevki vardir insanligin baska bir zevki vardir diyerek beni daha ilerilere sevk ediyordu Her yuksek gordugum dereceye ayak bastikca bakislarim daha ilerilere matuf bulunuyordu Ancak bunlar hep mesru bir calisma neticesiydi Zira Ingilizler adama hic be dava lokma verir mi Bu donemde kendisinin Larnaka da Ingilizcesini daha da gelistirmek icin bir misyonerden ders aldigi Incil i ogrenip kiliseye gittigi de iddialar arasindadir C Genis bilgi icin bkz Ziya Gokalp Saki Ibrahim Destani ve Kimkimdir internet sitesi 27 Agustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ziya Gokalp bolgede guvenligi saglamak icin kurulmus Hamidiye alaylarinin basindaki Milli asiret reisi Ibrahim Pasa nin adinin karistigi soygun ve baskin olaylari karsisinda halki direnmege ve eyleme yoneltti Halk 3 gun sureyle telgrafhaneyi isgal etti 1905 Ibrahim Pasa ve adamlarinin cezalandirilmasi icin saraya telgraflar cekildi Konuyu incelemek uzere Istanbul dan Diyarbakir a gonderilen sorusturma kurulu Hamidiye alaylarinin bir sure sinmesini ve yolsuzluklara son vermesini sagladi Ancak halkin yakinmasina yol acan yeni olaylar patlak verince Ziya Gokalp ve arkadaslarinin onderliginde halk yeniden telgrafhaneyi ele gecirdi 11 gun suren bu ikinci isgal halkin kesin zaferiyle sonuclanmis hukumet Ibrahim Pasa ve alaylarini bolgeden uzaklastirmak zorunda kalmistir 1907 Bu olay Telgraf Olayi diye bilinmektedir D Sina Aksin Volkan gazetesi ile basyazari Vahdeti nin temel niteliklerini soyle belirtmektedir Islamiyetci nitelik hurriyetci ve Kanun u Esasi duzeninden yana olmak ve insaniyetci ve medeniyetci nitelik Vahdeti evrensel baristan ufurukculere karsi doktordan tipta yeni buluslardan yanadir Vahdeti yazilarinda Dreyfus Zola Darwin i anacak kadar Bati bilginlerinden haberlidir Fedakaranci nitelige sahip olup eski surgun ve kackinlari korur Dervis basta Ahmet Riza olmak uzere Ittihat ve Terakki Cemiyeti sivil ileri gelenlerinin siddetle aleyhindedir Buna karsilik Sabahattin Bey i ve onun dusuncelerini Kamil Pasa yi tutmaktadir Bu tutuma paralel olarak da Ingiliz taraftarligi soz konusudur Dervis e gore gudulecek en dogru siyaset Ingiliz siyasetidir Ayrica genis bilgi icin bkz Yildiz Siddik Cikisindan Bastirilmasina kadar 31 Mart Isyani master tezi Gazi Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Tarih Anabilim Dali Ankara 2006 Vahdeti Volkan gazetesinin cikis tarihini 17 Aralik 1908 Meclis i Mebusan in acilis gunune denk getirmeyi planladigi halde bir hafta once yani 11 Aralik 1908 de cikarmak zorunda kalmistir Dervis Vahdeti bu one alisini gazetesinin ilk sayisinda soyle aciklamaktadir Volkan milletin en buyuk bayrami olan Meclisin acilis gunu yayina girmesi dusunulmusken bugun Istanbul mebuslarinin secim gunu olmasi yuzunden bircok siyasi calkantilarin meydana gelmesi cevrilen dolaplarin ortaya cikarilmasi icin bu gun yayina baslamistir Gazetenin ilk satiri besmele Allah a hamd ve Peygamber e salat ve selam ile baslamaktadir Gazetenin ilk nushasi incelendiginde Dervis Vahdeti nin derhal muhalefetteki yerini aldigini gormekteyiz Vahdeti Volkan pek kucuktur lakin faaldir Faal oldukca sahika i cibal i matbuata kadar yukselecek oradan lavlar sacacaktir Ikdam i insan kadar metin sabah i kadar musa sa olacak tanin i rebab kadar inleyecektir Zaman zaman da gurultuler koparacaktir Vahdeti gazetesini ne amacla yayinladigini da ilk sayisinda soyle aciklamaktadir Volkan halktan ayrilmaz vicdana karsi hareket etmez Bu yolda olmek canina minnettir Gazete Ittihat ve Terakki aleyhine yayin yapsa da bazi Ittihat ve Terakki onderlerini oven yazilara da rastlanmaktadir Vahdeti bir yazisinda Enver i peygamber ahlakina sahip olmakla savunur cesaretini alkislar Semsi Pasa yi olduren Ittihatci fedai Atif in siktigi kursunu Hacerul esved tasinin altina yerlestirmek ister E Hatta II Abdulhamit in bu derneklerle ilgili Mabeyn Baskatibi Ali Cemal Bey e o tarihte su sozleri soyledigi iddia edilir Bu kulup ve cemiyetler nedir Her millet kendisine bir kulup kurmus bunlar iyi olmayan seyler bu devlet cok cesitli milletlerden olusmustur Bunlarin hepsinin birlesmesi gerekirken her kavim ayri ayri yasamaya calisiyor Benim islere karismami istemiyorlar aslinda bende karismak istemiyorum ama isler bozulursa bir daha hicbir sey duzelmez Bunun yaninda saraydan baska kimselerden de yardim almistir Tarih Suuru com Internet sitesi ve Dunya gazetesinden alintidir Vahdeti Gazetenin masraflarini karsilamak icin onceden tanisikligi bulunan Yildiz sarayi Mabeyn Baskatibi Ali Cevad Bey e giderek niyetini aciklar ve para ister Ali Cevad Bey Dervis Vahdeti nin bu istegini sarayin artik basin organlarina tahsisat vermedigini soyleyerek geri cevirir Fakat Vahdeti yakin arkadasi Enderunlu Lutfi kanaliyla saraydan 450 lira almayi basarir Volkan da Kibrisli Kamil Pasa dan hep ovguyle bahsedilmesi icraatlarinin alkislanmasi sadece Vahdeti nin de Kibrisli olmasiyla aciklanamaz Ingiliz yanlisi fikirleri ile bilinen Kamil Pasa nin bu gazeteyi mali acidan desteklemesi olasi gorulmektedir F Dervis Vahdeti ve kurdugu gazete ile partinin Ingiliz gizli servisi himayesinde oldugu Islamci komplo teorisyeni Mustafa Muftuoglu nun Yalan Soyleyen Tarih Utansin adli eserinde su sozlerle iddia edilmektedir Dervis Vahdeti haininin boynundaki ipin ucu zahiren Ingiltere sefareti bas tercumanina aslinda ise Intelligence Service in azili bir elemani olan Fitz Maurice in 1865 1939 1901 1982 ile karistirilmamalidir elindedir Dervis Vahdeti yi istedigi gibi oynatan bu azili Intelligence Service ajani Fitz Maurice in tabiriyle devrin Sadrazami Kamil Pasa cilginlik derecesinde Ingiliz taraftaridir Dervis Vahdeti o gunlerde Ittihad ve Terakki tarafindan pek hirpalanan bu sadrazamin mudafaasini da uzerine almistir Volkan daki yazilariyla menfur emelleri ugruna her hadiseyi istismar etmesini bilen bu Dervis Vahdeti adli din ve vatan dusmani alcak sik sik Seriattan bahsedip dilinden dusurmedigi bu Seriat sozuyle etrafindaki halkayi gun be gun genisletmistir Gunun birinde bazi askeri birliklere cengel atarak onlari safina cekmeye muvaffak olmustur G Almanlarin Osmanli Imparatorluguna yakinlasmalari ve Osmanli devletinin parcalanmasina karsi gelmeleri Ittihat ve Terakki icine nufus etmeleri Ittihat ve Terakki Cemiyetini ve Osmanli Imparatorlugunu sevdikleri anlamina gelmemektedir Almanlar II Abdulhamid i ittihat ve Terakki den daha fazla seviyor ve destekliyorlardi zira onu daha az milliyetci bulmakla Ittihat ve Terakki nin kendi aleyhlerine ticaretlerini engelleyecek bir politika gudebileceklerini dusunuyorlardi diger yandan Ittihat ve Terakki nin asiri guclu bir yonetim sergilemesi halinde gunun birinde Osmanli nin bolgede tekrar kendi basina bir guc haline gelmesinden korkuyorlardi Ancak buna ragmen tedbiri elden birakmadan Osmanli Imparatorlugu safinda II Mesrutiyet ten sonra da yer almislardir Ingilizler Berlin Antlasmasi sonrasi Osmanli Imparatorlugu nu bir arada tutmaya calismaktan vazgecip parcalamaya yonelik faaliyetlerde bulunmuslardir Onlara gore Imparatorlugu ufak parcalara ayirmak ve bu kurulacak ufak devletlere kendi yoneticilerini gecirip somurmek daha kolaydi zira onlerinde karsi koyacak bir guc olmayacakti Bunun yaninda Ingilizler Islamcilik milliyetcilik gibi unsurlari tesvik ederek bu devletleri ic catismalarla oyalayarak kendilerine bir tepki yukselmesini halklarin bir arada ayaklanmalarini engellemeyi dusunuyorlardi Osmanli topraklarindaki cesitli cemaat ve toplumlara kendi ajanlarini sokmuslar veya buradaki kisileri para vs yontemlerle kendilerine baglamislardi Diger taraftan Ingilizler kendilerine karsi koyulmasini onlemek icin halki din milliyetcilik vs meselelerle oyalamak rusvet vs unsurlarla ahlaken yozlastirmak bununla birlikte kendi kulturlerini bu toplumlarin icine sokarak kendileri lehine faaliyet gosteren sempatizanlar yaratmak pesindeydi Buna karsin Almanya somurge yarisinda birligini gec tamamlamasi nedeniyle geri kalmis olmasinin da etkisiyle degisik bir somurgecilik taktigi uygulamaktaydi Ona gore Osmanli Imparatorlugu birlik icinde tutulursa Almanya ya icin genis bir ekonomik pazar olurdu Osmanli Ticaretini yakinlasma politikasi ile ele gecirmeyi dusunen Almanlar boylece ekonomik gelirlerini iyice artirabilirlerdi yine Osmanli genis topraklarindaki petrol yataklari ve dogal varliklari ile Almanya nin sanayi ham maddelerini rahatlikla karsilayabilir ve onun sayesinde yine padisahin halifelik yetkisi kullanilip Muslumanlar ayaklandirilarak Almanlar gunun birinde Misir ve Hindistan gibi Ingiliz somurgelerini elde edebilirler dunyada Ingiliz ekonomisini zora sokabilirlerdi Almanya nin amaci devletleri ekonomik yonden ele gecirmekti bu Alman dusuncesi gunumuz modern somurgeciliginin ilk yansimalarindan olup Almanlar planlarini gerceklestirmek icin Osmanli topraklarinda demiryolu petrol gibi cesitli isletim imtiyazlarinin ve ticari imtiyazlarin pesine dusmusler ve I Dunya Savasi na kadar gerek saraydan gerek Ittihat ve Terakki den hep bu yonde istemlerde bulunmuslardir KaynakcaBu madde onerilmeyen bicimde kaynaklandirilmistir Gosterilen kaynaklar kaynak gosterme sablonlari kullanilarak dipnot belirtme bicemine uygun olarak duzenlenmelidir Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin a b c d e f g h 4 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Mart 2013 a b c d islam ve tasavvuf org internet sitesi a b c d e 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Mart 2013 a b c filozof net internet sitesi 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2013 a b c d e f g h i j k l m n o p Prof Dr Cihan Dura Bir Dincinin Portresi Dervis Vahdeti 4 Mart 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mart 2013 a b c d 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Mart 2013 a b 12 Kasim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Mart 2013 a b c Sinan Aksin Avrupa Buyuk Devletleri Ittihat ve Terakkiyi Neden Sevmiyordu http www obarsiv com pdf sinan aksin pdf 3 Eylul 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde 27 12 2010 a b Yildiz Siddik Cikisindan Bastirilmasina kadar 31 Mart Isyani master tezi Gazi Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Tarih Anabilim Dali Ankara 2006 a b Dogan Avcioglu 31 Mart ta Yabanci Parmagi Yenigun Haber Ajansi yayinlari Istanbul s 14 18 biyografi net internet sitesi 17 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Mart 2013 Hasan Amca Dogmayan Hurriyet Bir Devrin Icyuzu 1908 1918 Istanbul Arba Arastirma Basim Yayin 1989 s 61 7 Subat 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2013 Vikipedi 31 Mart sayfasindan aktarmayla Tarik Zafer Tunaya Turkiye de Siyasal Partiler Hurriyet Vakfi Yayinlari 1988 14 Mart 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Mart 2013 14 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2013 a b Dogan Avcioglu Milli Kurtulus Tarihi s 54 a b Orgutlenmeden Eyleme Gecis 31 mart Olayi Ankara Universitesi Turk Inkilap Tarihi Enstitusu Ataturk Yolu dergisi sayi 37 38 sayfa 28 ve 50 10 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Mart 2022 Sinan Aksin 31 Mart 22 Kocahanoglu Osman Selim Dervis Vahdeti ve Cavuslarin Isyani 31 Mart Vak asi ve Islamcilik Istanbul Temel Yayinlari 2001 215 218 219 G R Berridge tarafindan yazilan Gerald Fitzmaurice 1865 1939 Chief Dragoman of the British Embassy in Turkey isimli hayatindan bir kesit sunan kitap 14 Haziran 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde