Ziya Gökalp (23 Mart 1876, Diyarbakır – 25 Ekim 1924, İstanbul), Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir.Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır.
Ziya Gökalp | |
---|---|
Doğum | 23 Mart 1876 Diyarbekir Vilayeti, Osmanlı Devleti |
Ölüm | 25 Ekim 1924 (48 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | II. Mahmud Türbesi, İstanbul |
Meslek | Toplum bilimci, yazar, şair, siyasetçi ve Türkolog |
Milliyet | Türk |
Vatandaşlık | Osmanlı Devleti (1876-1923) Türkiye Cumhuriyeti (1923-1924) |
Etkiledikleri | |
Etkilendikleri | |
Yaşamı
Ailesi
23 Mart 1876'da Diyarbakır'da dünyaya gelmiştir. Babası Vilayet Evrak Memuru Tevfik Efendi'dir. (1851–1890) Baba tarafı 19. yüzyılın başlarında Çermik'ten Diyarbakır'a göç etmiştir. Annesi Diyarbakır'ın köklü ailelerinden olan Pirinççizadelerden Zeliha Hanım'dır (1856–1923). Doğduğu ev bugün müze olarak kullanılmaktadır.
Etnik kökenine ilişkin savlar
Gerek yaşarken gerek ölümünden sonra Ziya Gökalp'ın etnik kökeni hakkında birçok tartışma olmuştur. Bu tartışmayla ilgili ilk sav, Ziya Gökalp Malta'da sürgündeyken Osmanlı Dahiliye Vekili Ali Kemal tarafından atıldı. İddiası Gökalp'ın babasının Kürt olduğu yönündeydi. Gökalp ise Ali Kemal'in bu iddiasına Malta sürgününde yazdığı ve Kastamonu'nun Açıksöz gazetesinde yayımlattığı bir şiir ile yanıt vermiştir.
1922 - 1923 yılları arasında memleketi Diyarbakır'da otuz üç sayı çıkardığı Küçük Mecmua adlı dergisinin 25 Aralık 1922 tarihinde çıkan sayısında yer alan ''Millet Nedir?'' adlı yazısında kendi soyuyla ilgili şu demeci vermiştir:
''... Ben gençliğimde tahsil için ilk defa İstanbul'a gittiğim zaman, bu ilmî tahkikata başlamak mecburiyetinde kaldım. Çünkü orada eskiden kalmış fena bir itiyada (alışkanlığa) göre, bütün Karadeniz ahalisine Laz, bütün Suriyeliler ve Iraklılara Arap, bütün Rumeli halkına Arnavut dedikleri gibi, bizim gibi doğu illeri ahalisinden bulunanlara da Kürt milliyetini izafe ettiklerini (yakıştırdıklarını) gördüm. O zamana kadar kendimi hissen Türk sanıyordum. Fakat bu zannım ilmî bir tahkikata (araştırmaya) müstenit (dayalı) değildi. Hakikati bulabilmek için bir taraftan Türklüğü, diğer cihetten Kürtlüğü tetkike başladım. Evvelemirde (öncelikle) lisandan başladım. Diyarbakır şehrinde, ana lisan Türkçe olmakla beraber, her fert biraz Kürtçe de bilir. Lisandaki bu ikilik iki suretten biriyle izah edilebilirdi (açıklanabilirdi): Ya Diyarbakır'ın Türkçesi bir Kürt Türkçesiydi, yahut Diyarbakır'ın Kürtçesi bir Türk Kürtçesiydi. Lisanî tetkiklerim gösterdi ki Diyarbakır'ın Türkçesi Bağdat'tan ta Adana'ya, Bakü'ye, Tebriz'e kadar imtidat eden (uzanan) tabiî bir lisandan yani Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türklerine mahsus olan Azerî (Azerbaycan) lehçesinden ibarettir. Bu lisanda hiçbir sun'îlik (yapaylık) yoktur. Binaenaleyh, Kürtlerin tahrif ettiği (bozduğu) bir Türkçe değildir. (Diyarbakır lisanının Azerî Türkçesi olması, şehirlerin Osmanlı hükümetinin tesiriyle Türkçe konuştuğu iddiasını da esasından çürütür. Çünkü öyle olsaydı, bu şehirlerde konuşulan lisanın Osmanlı lehçesi olması lazım gelirdi.)
Diyarbakırlıların mahdut (sınırlı) kelimelerden mürekkep olarak söyledikleri Kürtçeye gelince, bu lisanın köylerde konuşulan fasih (düzgün) Kürtçeden farklı olduğunu gördüm. Kürtçe, Farisî'nin akrabası olduğu halde, nahv (dilbilgisi) itibarıyla hiç ona benzemez. Çünkü Farisîde bulunmadığı halde, Kürtçede hem tezkir ve te'nis (erillik ve dişillik), hem de Arapça ve Latincede olduğu gibi ''i'rab'' vardır. Demek ki Kürtçe, Türk lisanına nispetle daha mürekkep, daha karışıktır. Türkler kendi lisanlarında tezkir, te'nis, i'rab gibi ahvale (durumlara) müsadif olduklarından (rastlamadıklarından), Kürtçenin bu gibi hususiyetlerine nüfuz edememeleri iktiza ederdi (gerekirdi). Filhakika, vakıalar bu suretle cereyan etmiş, Diyarbakırlılar Kürtçenin tezkir, te'nis, i'rab kaidelerini tamamıyla hazfedip (kaldırıp), Kürt nahvini (dilbilgisini) Türk sarfına (dilbilgisine) uydurarak sun'î (yapay) bir Kürtçe icat etmişlerdir. Bu Kürtçeye ''Türk Kürtçesi'' namını vermek gayet doğru olur. Lisaniyat (dilbilimi) noktainazarından (açısından) gayet mühim olan bu vakıa, Diyarbakırlıların Türk olduğuna en büyük delildir. Bundan başka Diyarbakırlılar bu lisanı yalnız Kürtlerle konuştukları zaman kullanırlar. Kendi aralarında yalnız Türkçe konuşurlar. Diyarbakırlıların güya bildikleri bu düzme Kürtçenin kelimelerine gelince, bunlar da gayet mahduttur (sınırlıdır). Bu sebeple, boşlukları Türkçe kelimelerle doldururlar. Zaten, birçoğunun bildiği Kürtçe kelimeler ''gel, git'' gibi birkaç tabire münhasırdır (sözle sınırlıdır).
Diyarbakırlıların Türk olduğunu ispat eden delillerden birini de mezhep sahasında buldum. Diyarbakır'ın hakikî ahalisi umum Türkler gibi Hanefidirler. Kürtler ise umumiyetle Şafiidirler. Bu iki alâmet-i mümeyyize (ayırt edici im/işaret) yalnız Diyarbakır halkına mahsus değildir. Şark (doğu) ve cenup (güney) vilâyetlerimizdeki bütün şehirlerin ahalisi, Kürtçeyi Diyarbakırlılar gibi tahrif ederek (bozarak) söylerler ve Hanefi olmak alametiyle Şafii Kürtlerden ayrılırlar. Bunlardan başka, elbise, yemek, bina ve mobilya gibi harsa ve âdetlere taalluk eden hususlarda da derin farklar vardır. Bu alâmetler bana Diyarbakırlıların Türk olduğunu gösterdiği gibi, babamın iki dedesinin birkaç batın (kuşak, nesil) evvel Çermik'ten yani bir Türk muhitinden geldiklerine nazaran ırken de Türk neslinden olduğumu anladım. Mamafih dedelerimin biri Kürt yahut Arap muhitinden geldiğini anlasaydım, yine Türk olduğuma hüküm vermekte tereddüt etmeyecektim. Çünkü milliyetin terbiyeye istinat ettiğini de (dayandığını da) içtimaî tetkiklerimle anlamıştım. Zannederim ki bu taharrilerimle (araştırmalarımla) yalnız kendim için değil, bütün vilâyât-ı şarkîye ve cenubîye (doğu ve güney illeri) şehirlileri ve şimdiye kadar Türk kalan köylüleri için, son derece mühim bir meseleyi halletmiş oldum.''
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, 1995 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Güneydoğu Raporu'na alternatif olarak MHP tarafından hazırlanan rapora ilişkin verdiği demeçte Ziya Gökalp'ın Türkçülüğün Esasları kitabından örnek alındığını açıklarken ''Gökalp, Diyarbakır'da Kürtçe konuşan bir ailenin çocuğudur.'' demesi, başta Ziya Gökalp'ın kızı olmak üzere Gökalp ailesi tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Öğrencilik yılları
Eğitimine doğduğu yer olan Diyarbakır’da başladı. 1886’da Mektebi Rüştiye-i Askeriyye’ye (Askeri Ortaokul) girdi, özgürlük düşüncesini ilk defa bu okuldaki hocası Kolağası (Önyüzbaşı) İsmail Hakkı Bey aşıladı. Askeri rüştiyenin son sınıfında iken babasını kaybetti. 1890’da amcası Müderris Hacı Hasip Bey’den geleneksel İslâm ilimleri ile ilgili ders almaya başladı. Öğrenimine İstanbul’da devam etmek istediyse de bu imkânı bulamayınca 1891’de Diyarbakır’da İdadi Mülkiye’nin (Sivil Lise) ikinci sınıfına kaydoldu. Son sınıfta öğrenci iken beraberindekiler ile okul çıkışlarında mutat olan “Padişahım Çok Yaşa” yerine “Milletim Çok Yaşa” diye bağırmaları soruşturmaya uğradı. Bazı anlatımlarda bir grup yerine sadece Gökalp'in bağırdığı da belirtilmektedir. O sırada okul süresinin beş yıldan yedi yıla çıkması üzerine 1894’te okuldan ayrıldı.
Liseden ayrıldıktan sonra amcasından Arapça ve Farsça dersleri aldı. Tasavvufla ilgilendi. Fransızca öğrenmeye başladı. Diyarbakır’daki kolera salgını nedeniyle bu şehirde görevlendirilen Doktor Abdullah Cevdet Bey ile tanıştı, fikirlerinden etkilendi. Ekonomik sıkıntılar yüzünden öğrenimine devam etmek için İstanbul’a gidememesi, ailesinin evlenmesi için baskı yapması gibi nedenler 18 yaşındaki Mehmet Ziya’yı intihara sürükledi. İntihar girişiminin sebebi olarak idadideki hocası Dr. Yorgi Efendi’den aldığı felsefe eğitimi ve ailesinin verdiği dini eğitim arasında yaşadığı çatışma da gösterilmektedir. Kafasına sıktığı kurşun, güç koşullar altında yapılan morfinsiz bir ameliyatla çıkarıldı. Ameliyatı yapan Dr. Abdullah Cevdet Bey ve Diyarbakır’da bulunan genç bir Rus operatördü. İntihar girişiminden sonra kendisini tekrar okumaya verdi. Özgürlüğe düşman olanlara çatan pek çok şiir yazdı.
1896'da, Erzincan Askerî Lisesi'nde öğrenci olan kardeşi Nihat sayesinde Harp Okulu öğrencileri ile birlikte İstanbul'a giden Gökalp, ücretsiz olduğu için Baytar Mektebi'ne kaydını yaptırdı. Buradaki öğrenimi sırasında ülkedeki özgürlük hareketine katılmış insanlarla tanışmak için gayret gösterdi; İbrahim Temo ve İshak Sükûti ile görüştü. Jön Türkler’den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı. “Yasak yayınları okumak ve muhalif derneklere üye olmak” nedeniyle 1898’de tutuklandı. Bir yıl cezaevinde kaldı.
Diyarbakır yılları
Serbest bırakıldıktan sonra 1900'de Diyarbakır’a sürgüne gönderildi. Yüksek öğrenimini tamamlayamayan Mehmet Ziya’nın Diyarbakır’daki amcası ölmüş ve kızı Vecihe ile evlenmesini vasiyet etmişti. Amcasının vasiyetini yerine getirmiş ve Vecihe Hanım ile evliliğinden bir oğlu (Sedat), 3 kızı (Seniha, Hürriyet, Türkan) olmuştur.
1908'e kadar Diyarbakır'da küçük memuriyetler yaptı. Eşinin mal varlığıyla rahat bir yaşam sürdürürken el altından hürriyet çalışmalarını yürüttü. O dönemde bölgenin güvenliği için kurulan ve başında Kürt asıllı İbrahim Paşa'nın bulunduğu Hamidiye Alayları hırsızlık ve soygun olaylarına karışınca halkı örgütleyerek eyleme yöneltti. 3 gün boyunca Diyarbakır Telgrafhanesini işgal ederek buradan saraya İbrahim Paşa ve adamlarını cezalandırmaları için telgraflar çekmeye başladı.
Doğu ile Batı arasındaki kilit bağlantı noktalarından olan Diyarbakır Telgrafhanesinin işgali işin içine Batılı devletlerin de karışmasına neden oldu. Onların da saraya yaptığı baskı neticesinde bölgeye bir araştırma heyeti gönderildi. Fakat bir süre için sinen İbrahim Paşa ve adamları daha sonra aynı kanunsuzluklara yeniden başlayınca Ziya Gökalp ve arkadaşlarının önderliğindeki halk bu sefer 11 gün süre ile telgrafhaneyi yeniden işgal ettiler. Bu direnişin sonunda İbrahim Paşa ve adamları bölgeden uzaklaştırılmıştır.
1904-1908 arasında Diyarbakır Gazetesi’nde şiir ve yazılarını yayımladı. İbrahim Paşa’nın halka yaptığı zulümleri "Şaki İbrahim Destanı" adlı yapıtında anlattı.
II. Meşrutiyetten sonra
II. Meşrutiyet’ten sonra İttihat ve Terakki'nin Diyarbakır şubesini kurdu ve temsilcisi oldu. "Peyman" gazetesini çıkardı.
Mehmet Ziya, 1909'da Selânik'te toplanan İttihat ve Terakki Kongresi'ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı ve örgütün Selanik’teki merkez yönetim kuruluna üye olarak seçildi. Selanik’te kalmayı sürdürerek çevresinde bir kültür hareketi yaratmaya çalıştı. Lise programlarına sosyal bilimler dersi koydurtarak bu disiplinin okullarımıza girmesini sağladı. İttihat ve Terakki Selanik Şubesi’ni gençlik işleri ile uğraşan kolunun başına geçen Ziya Bey, çevresindeki gençlere toplumbilim ve felsefe dersleri verdi. Tevfik Sedat, Demirtaş, Gökalp gibi takma adlar kullanarak Selanik’te yayımlanan bir felsefe dergisinde yazılar yazdı. Dünyadaki Türkleri birleştiren, güçlü bir Türk devleti kurulmasını tasarlayan Ziya Bey, bu ülküyü dile getirdiği Altun Destanı’nı 1911’de Genç Kalemler Dergisi’nde yayımladı.
1912'de Derneğin merkezi İstanbul’a taşınınca, Ziya Gökalp de İstanbul’a geldi, Cerrahpaşa semtine yerleşti. Mart ayında Ergani/Maden (Diyar-ı Bekir) mebusu olarak Meclis-i Mebûsan'a seçildi. Meclis dört ay sonra kapatılınca Edebiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi oldu. Kurumda onun eğitimle ilgili görüşleri kabul gördü; Darülfünun ve Eğitim Fakültesi’nde ders programları, okutulacak kitaplar onun önerileri doğrultusunda kararlaştırıldı. 1913 ve 1914 yıllarında kendisine önerilen Maârif Nazırlığı (Millî Eğitim Bakanlığı) görevini kabul etmedi, üniversitedeki görevini sürdürdü. 1915’te İstanbul Üniversitesi’nin Felsefe bölümünde İctimâiyyât müderrisi (Sosyoloji öğretim görevlisi) olarak atandı. İstanbul Üniversitesi’ndeki ilk sosyoloji profesörü idi; üniversitelerimize toplumbilim (sosyoloji), onun sayesinde girdi.
Düşüncelerini Türkçülük etrafında şekillendiren Mehmet Ziya Bey (Gökalp), İstanbul’a gelir gelmez Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer almıştı. Derneğin yayın organı "Türk Yurdu" başta olmak üzere Halka Doğru, İslâm Mecmuası, Millî Tetebbûlar Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası, Yeni Mecmua'da yazılar yazdı. Balkan Savaşı öncesinden I. Dünya Savaşı başlarına kadar Türk Yurdu dergisinin yönetim kurulunda kaldı, derginin her sayısına bir şiir bir de yazı verdi. Türkleşmek-İslâmlaşmak-Muasırlaşmak başlıklı yazı dizisinde önemli konular yer verdi. Sonraki yıllarda Yeni Mecmua’yı çıkardı.
Ziya Gökalp, bir yandan da eser vermeyi sürdürüyordu. 1914’te "Kızıl Elma"; 1918’de ise Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak" adlı eseri ile "Yeni Hayat" isimli şiir kitabını yayımladı.
Son yılları
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yenilmesinden sonra tüm görevlerinden alındı. 1919'da üniversite içinde İngilizler tarafından tutuklandı; dört ay Bekirağa Bölüğü’nde tutuklu kaldıktan sonra Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili işgal mahkemesi tarafından yargılandı. Mahkeme sürecinde soykırım iddialarını kesinlikle reddetmiş ve Mukatele (karşılıklı öldürme) tezini savunmuştur. Yargılama sonucu diğer İttihatçılarla birlikte Malta’ya sürgüne gönderilen Ziya Gökalp, orada arkadaşlarına toplumbilim ve felsefe dersleri verdi.Malta sürgünlüğü döneminde ailesiyle yaptığı mektuplaşmalar daha sonra "Limni ve Malta Mektupları" adıyla kitaplaştırılmıştır; söz konusu kitap, Malta sürgünlerinin orada geçirdikleri hayat şartlarıyla ilgili elimizdeki tek eserdir.
Ziya Gökalp, 2 yıllık sürgün döneminden sonra İstanbul’a döndüğünde üniversitede ders vermeye devam etmek istediyse de bu isteği kabul edilmedi. Bir ay kadar Ankara’da yaşadıktan sonra ailesiyle Diyarbakır'a gitti, Ahmet Ağaoğlu’nun desteğiyle Küçük Mecmua'yı çıkardı, yazılarıyla Kurtuluş Savaşı’nı destekledi.
1923'te Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı'na atandı, Ankara'ya gitti. Aynı yıl Türkçülüğün Esasları isimli ünlü eserini yayımladı. Ağustos’ta İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Atatürk tarafından Diyarbakır mebusu olarak seçildi. Ankara’ya yerleşen Ziya Gökalp, kültürel ve düşünsel çalışmalarına hiç ara vermedi; dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilip yayımlanması ile uğraştı. 1924'te kısa süren bir hastalığın ardından dinlenmek için gittiği İstanbul'da 25 Ekim 1924 günü hayatını kaybetti. Divanyolu'ndaki II. Mahmud Türbesi hazîresine defnedildi.
Görüşleri
Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecinde yeni bir ulusal kimlik arayışına girdi. Düşüncesinin temelinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlâkî ve kültürel değerleriyle, Batı'dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabası yatıyordu. Bu sebepten zaman zaman batı edebiyatı ve düşüncesinin tesirinde kalmıştır. "Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak" diye özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlâkî öğesi de İslâmdı. Uluslararası kültürün yapıcı öğesinin ulusal kültürler olduğunu savundu. Saray edebiyatının karşısına halk edebiyatını koydu. Batı'nın teknolojik ve bilimsel gelişmesini sağlayan pozitif bilim anlayışını benimsedi. Dini, toplumsal birliğin sağlanmasında yardımcı bir öğe olarak değerlendirdi.
Toplumsal modeli, Émile Durkheim'in teorik temellerini kurduğu "dayanışmacılık" temelinde şekillendi. Bireyi temel alan liberalizmin ve kapitalist toplumun sınıf mücadelesiyle yıkılarak sınıfsız toplumun kurulmasını hedefleyen Marksizm'e karşı; sınıfsal ayrımları değil mesleki ayrımları gören, mesleki örgütleri temel toplum birimi olarak kabul eden, meslek örgütlerinin dayanışmasıyla toplumsal huzurun kurulabileceğini savunan karar kıldı. Toplumsal ve siyasi görüşlerini anlattığı sayısız makale yazdı. "Türkçülük" düşüncesini sistemleştirdi. Milli edebiyatın kurulması ve gelişmesinde önemli rol oynadı. Ziya Gökalp önce Turancılık sonrasında Oğuzculuk daha sonra ise Türkiye Türkçülüğü fikirlerinin destekçisidir. Mustafa Kemal Atatürk kendisinden "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir" diyerek söz etmiş, fikirlerini, milliyetçi düşüncesini benimsediğini belirtmiştir.
Eski Türkler'in hem feminist hem de demokrat olduklarını belirterek, Türkçülük akımıyla feminizmin birlikte doğduğunu söyledi. Bunun doğal kökenlerini Şamanizm'e atıfta bulunarak temellendirdi.Savaş karşıtı tutumunu da Eski Türk dinindeki Türk tanrısının da barış ve huzur tanrısı olduğu gerekçesiyle tarif etti.
Eserleri
- Limni ve Malta Mektupları
- Kızıl Elma (1914)
- Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak (1918)
- Yeni Hayat (1930)
- Altın Işık (1927)
- (1923)
- Doğru Yol (1923)
- Türkçülüğün Esasları (1923): Eserin ilk baskısı Osmanlı alfabesiyle yayınlanmıştır.
- (1926, ölümünden sonra)
- Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra)
- Hars ve Medeniyet
- Kuğular
- Felsefe Dersleri (2006 yılında bulundu)
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Ziya Gökalp hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar | |
Vikikaynak'ta belgeler |
- ^ "TBMM Albümü 1. Cilt (1920-1950)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 6 Şubat 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 28 Ağustos 2022.
- ^ "Ziya Gökalp" (PDF). Ankara Üniversitesi. 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 23 Nisan 2010.
- ^ Ayşe Hür (19 Nisan 2003). "Milliyetçiliğe tanım gerek". Radikal. 19 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ekim 2009.
- ^ "Nişanyan Yeradları". nisanyanmap.com (İngilizce). 31 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Aralık 2022.
- ^ "~ ALİ KEMAL'E ~ ZİYA GÖKALP". www.siirparki.com. 19 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Aralık 2022.
- ^ "Millet Nedir?". Küçük Mecmua Yazıları. Ötüken Neşriyat. ss. 145, 146, 147.
- ^ "Nişanyan Yeradları". nisanyanmap.com (İngilizce). 31 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Aralık 2022.
- ^ . 5 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Bu konuda arşiv belgeleriyle karşılaştırmalı olarak yazılmış bir makale için bakınız: "Yakın Türkiye Tarihinden Sayfalar Sina Akşin'e Armağan" [ed. Mehmet Ö. Alkan], Seçuk Akşin Somel, 'Melekler, Vatanperverler ve Ajan Provokatörler: Mutlakiyet Devri Diyarbakır Okul Gençliği, Bürokrasi ve Ziya Gökalp’in İdadi Öğrenciliği’ne ilişkin Soruşturma Kayıtları 21 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .' (1894-1895), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.193-254.
- ^ "GÜRSOY, Şahin ; ÇAPÇIOĞLU, İhsan, Bir Türk Düşünürü Olarak Ziya Gökalp: Hayatı, Kişiliği ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İnceleme, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 47, Sayı 2" (PDF). 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 23 Nisan 2010.
- ^ "Ziya Gökalp, Hayatı ve Edebi Kişliği". 19 Şubat 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Nisan 2010.
- ^ Mehmet Emin Erişirgil, Bir Fikir Adamının Romanı - Ziya Gökalp. İstanbul: Nobel Yayın Dağıtım, 2007 (3. baskı)
- ^ "Ziya Gökalp'in Bir İntihaline Dair". 16 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Şubat 2016.
- ^ "Tarihi Kritik Dergisi". 10 Haziran 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Ziya Gökalp. Türkçülüğün Esasları. CIP-Anadolu Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi. ss. 160, 165. ISBN .
- ^ Ziya Gökalp. Türkçülüğün Esasları. CIP-Anadolu Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi. ss. 37-39. ISBN .
- ^ . 1 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2020.
- ^ Türkçülüğün Esasları Osmanlıca basımı http://www.tbmm.gov.tr/eyayin/GAZETELER/WEB/KUTUPHANEDE%20BULUNAN%20DIJITAL%20KAYNAKLAR/KITAPLAR/EHT/197000399%20TURKCULUGUN%20ESASLARI%20%28EHT%29/197000399.pdf 10 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Ziya Gökalp'in 'Felsefe Dersleri' Tesadüfen Bulundu". Haberler.com. 20 Kasım 2006. 21 Haziran 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Haziran 2020.
Dış bağlantılar
- Atatürk Ansiklopedisi'nde Ziya Gökalp maddesi 19 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü'nde (TEİS) Ziya Gökalp maddesi 19 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ziya Gokalp 23 Mart 1876 Diyarbakir 25 Ekim 1924 Istanbul Turk yazar toplum bilimci sair ve siyasetcidir Meclis i Mebusanda ve Turkiye Buyuk Millet Meclisinde milletvekilligi yapmistir Turk milliyetciliginin babasi olarak da anilir Ziya GokalpDogum23 Mart 1876 Diyarbekir Vilayeti Osmanli DevletiOlum25 Ekim 1924 48 yasinda Istanbul TurkiyeDefin yeriII Mahmud Turbesi IstanbulMeslekToplum bilimci yazar sair siyasetci ve TurkologMilliyetTurkVatandaslikOsmanli Devleti 1876 1923 Turkiye Cumhuriyeti 1923 1924 Etkiledikleri Omer Seyfettin Mustafa Kemal AtaturkEtkilendikleri Emile Durkheim Ahmet Vefik Pasa Suleyman Husnu Pasa Namik Kemal Huseyinzade Ali TuranBuyukada Yat Kulubu Ayaktakiler soldan saga Kazim Sinasi Yahya Kemal Ziya Gokalp Oturanlar soldan saga Nihat Bey Kucuk Talat Fuat Koprulu Necmettin Sadik Bahaeddin Sakir Refik Halid Falih Rifki Fazil Ahmet Ziya Gokalp in 17 Temmuz 1913 tarihinde Enver Pasa icin yazdigi siiriYasamiAilesi 23 Mart 1876 da Diyarbakir da dunyaya gelmistir Babasi Vilayet Evrak Memuru Tevfik Efendi dir 1851 1890 Baba tarafi 19 yuzyilin baslarinda Cermik ten Diyarbakir a goc etmistir Annesi Diyarbakir in koklu ailelerinden olan Pirinccizadelerden Zeliha Hanim dir 1856 1923 Dogdugu ev bugun muze olarak kullanilmaktadir Etnik kokenine iliskin savlar Gerek yasarken gerek olumunden sonra Ziya Gokalp in etnik kokeni hakkinda bircok tartisma olmustur Bu tartismayla ilgili ilk sav Ziya Gokalp Malta da surgundeyken Osmanli Dahiliye Vekili Ali Kemal tarafindan atildi Iddiasi Gokalp in babasinin Kurt oldugu yonundeydi Gokalp ise Ali Kemal in bu iddiasina Malta surgununde yazdigi ve Kastamonu nun Aciksoz gazetesinde yayimlattigi bir siir ile yanit vermistir 1922 1923 yillari arasinda memleketi Diyarbakir da otuz uc sayi cikardigi Kucuk Mecmua adli dergisinin 25 Aralik 1922 tarihinde cikan sayisinda yer alan Millet Nedir adli yazisinda kendi soyuyla ilgili su demeci vermistir Ben gencligimde tahsil icin ilk defa Istanbul a gittigim zaman bu ilmi tahkikata baslamak mecburiyetinde kaldim Cunku orada eskiden kalmis fena bir itiyada aliskanliga gore butun Karadeniz ahalisine Laz butun Suriyeliler ve Iraklilara Arap butun Rumeli halkina Arnavut dedikleri gibi bizim gibi dogu illeri ahalisinden bulunanlara da Kurt milliyetini izafe ettiklerini yakistirdiklarini gordum O zamana kadar kendimi hissen Turk saniyordum Fakat bu zannim ilmi bir tahkikata arastirmaya mustenit dayali degildi Hakikati bulabilmek icin bir taraftan Turklugu diger cihetten Kurtlugu tetkike basladim Evvelemirde oncelikle lisandan basladim Diyarbakir sehrinde ana lisan Turkce olmakla beraber her fert biraz Kurtce de bilir Lisandaki bu ikilik iki suretten biriyle izah edilebilirdi aciklanabilirdi Ya Diyarbakir in Turkcesi bir Kurt Turkcesiydi yahut Diyarbakir in Kurtcesi bir Turk Kurtcesiydi Lisani tetkiklerim gosterdi ki Diyarbakir in Turkcesi Bagdat tan ta Adana ya Baku ye Tebriz e kadar imtidat eden uzanan tabii bir lisandan yani Akkoyunlu ve Karakoyunlu Turklerine mahsus olan Azeri Azerbaycan lehcesinden ibarettir Bu lisanda hicbir sun ilik yapaylik yoktur Binaenaleyh Kurtlerin tahrif ettigi bozdugu bir Turkce degildir Diyarbakir lisaninin Azeri Turkcesi olmasi sehirlerin Osmanli hukumetinin tesiriyle Turkce konustugu iddiasini da esasindan curutur Cunku oyle olsaydi bu sehirlerde konusulan lisanin Osmanli lehcesi olmasi lazim gelirdi Diyarbakirlilarin mahdut sinirli kelimelerden murekkep olarak soyledikleri Kurtceye gelince bu lisanin koylerde konusulan fasih duzgun Kurtceden farkli oldugunu gordum Kurtce Farisi nin akrabasi oldugu halde nahv dilbilgisi itibariyla hic ona benzemez Cunku Fariside bulunmadigi halde Kurtcede hem tezkir ve te nis erillik ve disillik hem de Arapca ve Latincede oldugu gibi i rab vardir Demek ki Kurtce Turk lisanina nispetle daha murekkep daha karisiktir Turkler kendi lisanlarinda tezkir te nis i rab gibi ahvale durumlara musadif olduklarindan rastlamadiklarindan Kurtcenin bu gibi hususiyetlerine nufuz edememeleri iktiza ederdi gerekirdi Filhakika vakialar bu suretle cereyan etmis Diyarbakirlilar Kurtcenin tezkir te nis i rab kaidelerini tamamiyla hazfedip kaldirip Kurt nahvini dilbilgisini Turk sarfina dilbilgisine uydurarak sun i yapay bir Kurtce icat etmislerdir Bu Kurtceye Turk Kurtcesi namini vermek gayet dogru olur Lisaniyat dilbilimi noktainazarindan acisindan gayet muhim olan bu vakia Diyarbakirlilarin Turk olduguna en buyuk delildir Bundan baska Diyarbakirlilar bu lisani yalniz Kurtlerle konustuklari zaman kullanirlar Kendi aralarinda yalniz Turkce konusurlar Diyarbakirlilarin guya bildikleri bu duzme Kurtcenin kelimelerine gelince bunlar da gayet mahduttur sinirlidir Bu sebeple bosluklari Turkce kelimelerle doldururlar Zaten bircogunun bildigi Kurtce kelimeler gel git gibi birkac tabire munhasirdir sozle sinirlidir Diyarbakirlilarin Turk oldugunu ispat eden delillerden birini de mezhep sahasinda buldum Diyarbakir in hakiki ahalisi umum Turkler gibi Hanefidirler Kurtler ise umumiyetle Safiidirler Bu iki alamet i mumeyyize ayirt edici im isaret yalniz Diyarbakir halkina mahsus degildir Sark dogu ve cenup guney vilayetlerimizdeki butun sehirlerin ahalisi Kurtceyi Diyarbakirlilar gibi tahrif ederek bozarak soylerler ve Hanefi olmak alametiyle Safii Kurtlerden ayrilirlar Bunlardan baska elbise yemek bina ve mobilya gibi harsa ve adetlere taalluk eden hususlarda da derin farklar vardir Bu alametler bana Diyarbakirlilarin Turk oldugunu gosterdigi gibi babamin iki dedesinin birkac batin kusak nesil evvel Cermik ten yani bir Turk muhitinden geldiklerine nazaran irken de Turk neslinden oldugumu anladim Mamafih dedelerimin biri Kurt yahut Arap muhitinden geldigini anlasaydim yine Turk olduguma hukum vermekte tereddut etmeyecektim Cunku milliyetin terbiyeye istinat ettigini de dayandigini da ictimai tetkiklerimle anlamistim Zannederim ki bu taharrilerimle arastirmalarimla yalniz kendim icin degil butun vilayat i sarkiye ve cenubiye dogu ve guney illeri sehirlileri ve simdiye kadar Turk kalan koyluleri icin son derece muhim bir meseleyi halletmis oldum MHP Genel Baskani Alparslan Turkes 1995 yilinda Turkiye Odalar ve Borsalar Birligi nin Guneydogu Raporu na alternatif olarak MHP tarafindan hazirlanan rapora iliskin verdigi demecte Ziya Gokalp in Turkculugun Esaslari kitabindan ornek alindigini aciklarken Gokalp Diyarbakir da Kurtce konusan bir ailenin cocugudur demesi basta Ziya Gokalp in kizi olmak uzere Gokalp ailesi tarafindan tepkiyle karsilanmistir Ogrencilik yillari Egitimine dogdugu yer olan Diyarbakir da basladi 1886 da Mektebi Rustiye i Askeriyye ye Askeri Ortaokul girdi ozgurluk dusuncesini ilk defa bu okuldaki hocasi Kolagasi Onyuzbasi Ismail Hakki Bey asiladi Askeri rustiyenin son sinifinda iken babasini kaybetti 1890 da amcasi Muderris Haci Hasip Bey den geleneksel Islam ilimleri ile ilgili ders almaya basladi Ogrenimine Istanbul da devam etmek istediyse de bu imkani bulamayinca 1891 de Diyarbakir da Idadi Mulkiye nin Sivil Lise ikinci sinifina kaydoldu Son sinifta ogrenci iken beraberindekiler ile okul cikislarinda mutat olan Padisahim Cok Yasa yerine Milletim Cok Yasa diye bagirmalari sorusturmaya ugradi Bazi anlatimlarda bir grup yerine sadece Gokalp in bagirdigi da belirtilmektedir O sirada okul suresinin bes yildan yedi yila cikmasi uzerine 1894 te okuldan ayrildi Liseden ayrildiktan sonra amcasindan Arapca ve Farsca dersleri aldi Tasavvufla ilgilendi Fransizca ogrenmeye basladi Diyarbakir daki kolera salgini nedeniyle bu sehirde gorevlendirilen Doktor Abdullah Cevdet Bey ile tanisti fikirlerinden etkilendi Ekonomik sikintilar yuzunden ogrenimine devam etmek icin Istanbul a gidememesi ailesinin evlenmesi icin baski yapmasi gibi nedenler 18 yasindaki Mehmet Ziya yi intihara surukledi Intihar girisiminin sebebi olarak idadideki hocasi Dr Yorgi Efendi den aldigi felsefe egitimi ve ailesinin verdigi dini egitim arasinda yasadigi catisma da gosterilmektedir Kafasina siktigi kursun guc kosullar altinda yapilan morfinsiz bir ameliyatla cikarildi Ameliyati yapan Dr Abdullah Cevdet Bey ve Diyarbakir da bulunan genc bir Rus operatordu Intihar girisiminden sonra kendisini tekrar okumaya verdi Ozgurluge dusman olanlara catan pek cok siir yazdi 1896 da Erzincan Askeri Lisesi nde ogrenci olan kardesi Nihat sayesinde Harp Okulu ogrencileri ile birlikte Istanbul a giden Gokalp ucretsiz oldugu icin Baytar Mektebi ne kaydini yaptirdi Buradaki ogrenimi sirasinda ulkedeki ozgurluk hareketine katilmis insanlarla tanismak icin gayret gosterdi Ibrahim Temo ve Ishak Sukuti ile gorustu Jon Turkler den etkilendi Ittihat ve Terakki Cemiyeti ne katildi Yasak yayinlari okumak ve muhalif derneklere uye olmak nedeniyle 1898 de tutuklandi Bir yil cezaevinde kaldi Diyarbakir yillari Gokalp in Diyarbakir Gazi Kosku ndeki bustu Serbest birakildiktan sonra 1900 de Diyarbakir a surgune gonderildi Yuksek ogrenimini tamamlayamayan Mehmet Ziya nin Diyarbakir daki amcasi olmus ve kizi Vecihe ile evlenmesini vasiyet etmisti Amcasinin vasiyetini yerine getirmis ve Vecihe Hanim ile evliliginden bir oglu Sedat 3 kizi Seniha Hurriyet Turkan olmustur 1908 e kadar Diyarbakir da kucuk memuriyetler yapti Esinin mal varligiyla rahat bir yasam surdururken el altindan hurriyet calismalarini yuruttu O donemde bolgenin guvenligi icin kurulan ve basinda Kurt asilli Ibrahim Pasa nin bulundugu Hamidiye Alaylari hirsizlik ve soygun olaylarina karisinca halki orgutleyerek eyleme yoneltti 3 gun boyunca Diyarbakir Telgrafhanesini isgal ederek buradan saraya Ibrahim Pasa ve adamlarini cezalandirmalari icin telgraflar cekmeye basladi Dogu ile Bati arasindaki kilit baglanti noktalarindan olan Diyarbakir Telgrafhanesinin isgali isin icine Batili devletlerin de karismasina neden oldu Onlarin da saraya yaptigi baski neticesinde bolgeye bir arastirma heyeti gonderildi Fakat bir sure icin sinen Ibrahim Pasa ve adamlari daha sonra ayni kanunsuzluklara yeniden baslayinca Ziya Gokalp ve arkadaslarinin onderligindeki halk bu sefer 11 gun sure ile telgrafhaneyi yeniden isgal ettiler Bu direnisin sonunda Ibrahim Pasa ve adamlari bolgeden uzaklastirilmistir 1904 1908 arasinda Diyarbakir Gazetesi nde siir ve yazilarini yayimladi Ibrahim Pasa nin halka yaptigi zulumleri Saki Ibrahim Destani adli yapitinda anlatti II Mesrutiyetten sonra Gokalp in onculugunu yaptigi Yeni Mecmua dergisinin 1 sayisinin 1 sayfasi II Mesrutiyet ten sonra Ittihat ve Terakki nin Diyarbakir subesini kurdu ve temsilcisi oldu Peyman gazetesini cikardi Mehmet Ziya 1909 da Selanik te toplanan Ittihat ve Terakki Kongresi ne Diyarbakir delegesi olarak katildi ve orgutun Selanik teki merkez yonetim kuruluna uye olarak secildi Selanik te kalmayi surdurerek cevresinde bir kultur hareketi yaratmaya calisti Lise programlarina sosyal bilimler dersi koydurtarak bu disiplinin okullarimiza girmesini sagladi Ittihat ve Terakki Selanik Subesi ni genclik isleri ile ugrasan kolunun basina gecen Ziya Bey cevresindeki genclere toplumbilim ve felsefe dersleri verdi Tevfik Sedat Demirtas Gokalp gibi takma adlar kullanarak Selanik te yayimlanan bir felsefe dergisinde yazilar yazdi Dunyadaki Turkleri birlestiren guclu bir Turk devleti kurulmasini tasarlayan Ziya Bey bu ulkuyu dile getirdigi Altun Destani ni 1911 de Genc Kalemler Dergisi nde yayimladi 1912 de Dernegin merkezi Istanbul a tasininca Ziya Gokalp de Istanbul a geldi Cerrahpasa semtine yerlesti Mart ayinda Ergani Maden Diyar i Bekir mebusu olarak Meclis i Mebusan a secildi Meclis dort ay sonra kapatilinca Edebiyat Fakultesi nde ogretim gorevlisi oldu Kurumda onun egitimle ilgili gorusleri kabul gordu Darulfunun ve Egitim Fakultesi nde ders programlari okutulacak kitaplar onun onerileri dogrultusunda kararlastirildi 1913 ve 1914 yillarinda kendisine onerilen Maarif Nazirligi Milli Egitim Bakanligi gorevini kabul etmedi universitedeki gorevini surdurdu 1915 te Istanbul Universitesi nin Felsefe bolumunde Ictimaiyyat muderrisi Sosyoloji ogretim gorevlisi olarak atandi Istanbul Universitesi ndeki ilk sosyoloji profesoru idi universitelerimize toplumbilim sosyoloji onun sayesinde girdi Dusuncelerini Turkculuk etrafinda sekillendiren Mehmet Ziya Bey Gokalp Istanbul a gelir gelmez Turk Ocagi nin kuruculari arasinda yer almisti Dernegin yayin organi Turk Yurdu basta olmak uzere Halka Dogru Islam Mecmuasi Milli Tetebbular Mecmuasi Iktisadiyat Mecmuasi Ictimaiyat Mecmuasi Yeni Mecmua da yazilar yazdi Balkan Savasi oncesinden I Dunya Savasi baslarina kadar Turk Yurdu dergisinin yonetim kurulunda kaldi derginin her sayisina bir siir bir de yazi verdi Turklesmek Islamlasmak Muasirlasmak baslikli yazi dizisinde onemli konular yer verdi Sonraki yillarda Yeni Mecmua yi cikardi Ziya Gokalp bir yandan da eser vermeyi surduruyordu 1914 te Kizil Elma 1918 de ise Turklesmek Islamlasmak Muasirlasmak adli eseri ile Yeni Hayat isimli siir kitabini yayimladi Son yillari Ziya Gokalp in II Mahmud Turbesi haziresindeki anit mezari I Dunya Savasi nda Osmanli Devleti nin yenilmesinden sonra tum gorevlerinden alindi 1919 da universite icinde Ingilizler tarafindan tutuklandi dort ay Bekiraga Bolugu nde tutuklu kaldiktan sonra Ermeni soykirimi iddialari ile ilgili isgal mahkemesi tarafindan yargilandi Mahkeme surecinde soykirim iddialarini kesinlikle reddetmis ve Mukatele karsilikli oldurme tezini savunmustur Yargilama sonucu diger Ittihatcilarla birlikte Malta ya surgune gonderilen Ziya Gokalp orada arkadaslarina toplumbilim ve felsefe dersleri verdi Malta surgunlugu doneminde ailesiyle yaptigi mektuplasmalar daha sonra Limni ve Malta Mektuplari adiyla kitaplastirilmistir soz konusu kitap Malta surgunlerinin orada gecirdikleri hayat sartlariyla ilgili elimizdeki tek eserdir Ziya Gokalp 2 yillik surgun doneminden sonra Istanbul a dondugunde universitede ders vermeye devam etmek istediyse de bu istegi kabul edilmedi Bir ay kadar Ankara da yasadiktan sonra ailesiyle Diyarbakir a gitti Ahmet Agaoglu nun destegiyle Kucuk Mecmua yi cikardi yazilariyla Kurtulus Savasi ni destekledi 1923 te Maarif Vekaleti Telif ve Tercume Heyeti Baskanligi na atandi Ankara ya gitti Ayni yil Turkculugun Esaslari isimli unlu eserini yayimladi Agustos ta Ikinci Donem Turkiye Buyuk Millet Meclisi ne Ataturk tarafindan Diyarbakir mebusu olarak secildi Ankara ya yerlesen Ziya Gokalp kulturel ve dusunsel calismalarina hic ara vermedi dunya klasiklerinin Turkceye cevrilip yayimlanmasi ile ugrasti 1924 te kisa suren bir hastaligin ardindan dinlenmek icin gittigi Istanbul da 25 Ekim 1924 gunu hayatini kaybetti Divanyolu ndaki II Mahmud Turbesi haziresine defnedildi GorusleriOsmanli Devleti nin parcalanma surecinde yeni bir ulusal kimlik arayisina girdi Dusuncesinin temelinde Turk toplumunun kendine ozgu ahlaki ve kulturel degerleriyle Bati dan aldigi bazi degerleri kaynastirarak bir senteze ulasma cabasi yatiyordu Bu sebepten zaman zaman bati edebiyati ve dusuncesinin tesirinde kalmistir Turklesmek Islamlasmak Muasirlasmak diye ozetledigi bu yaklasimin kulturel ogesi Turkculuk ahlaki ogesi de Islamdi Uluslararasi kulturun yapici ogesinin ulusal kulturler oldugunu savundu Saray edebiyatinin karsisina halk edebiyatini koydu Bati nin teknolojik ve bilimsel gelismesini saglayan pozitif bilim anlayisini benimsedi Dini toplumsal birligin saglanmasinda yardimci bir oge olarak degerlendirdi Toplumsal modeli Emile Durkheim in teorik temellerini kurdugu dayanismacilik temelinde sekillendi Bireyi temel alan liberalizmin ve kapitalist toplumun sinif mucadelesiyle yikilarak sinifsiz toplumun kurulmasini hedefleyen Marksizm e karsi sinifsal ayrimlari degil mesleki ayrimlari goren mesleki orgutleri temel toplum birimi olarak kabul eden meslek orgutlerinin dayanismasiyla toplumsal huzurun kurulabilecegini savunan karar kildi Toplumsal ve siyasi goruslerini anlattigi sayisiz makale yazdi Turkculuk dusuncesini sistemlestirdi Milli edebiyatin kurulmasi ve gelismesinde onemli rol oynadi Ziya Gokalp once Turancilik sonrasinda Oguzculuk daha sonra ise Turkiye Turkculugu fikirlerinin destekcisidir Mustafa Kemal Ataturk kendisinden Bedenimin babasi Ali Riza Efendi hislerimin Namik Kemal fikirlerimin babasi Ziya Gokalp tir diyerek soz etmis fikirlerini milliyetci dusuncesini benimsedigini belirtmistir Eski Turkler in hem feminist hem de demokrat olduklarini belirterek Turkculuk akimiyla feminizmin birlikte dogdugunu soyledi Bunun dogal kokenlerini Samanizm e atifta bulunarak temellendirdi Savas karsiti tutumunu da Eski Turk dinindeki Turk tanrisinin da baris ve huzur tanrisi oldugu gerekcesiyle tarif etti EserleriLimni ve Malta Mektuplari Kizil Elma 1914 Turklesmek Islamlasmak Muasirlasmak 1918 Yeni Hayat 1930 Altin Isik 1927 1923 Dogru Yol 1923 Turkculugun Esaslari 1923 Eserin ilk baskisi Osmanli alfabesiyle yayinlanmistir 1926 olumunden sonra Kurt Asiretleri Hakkinda Sosyolojik Tetkikler olumunden sonra Hars ve Medeniyet Kugular Felsefe Dersleri 2006 yilinda bulundu Ayrica bakinizZiya Gokalp Muzesi Asker Duasi KaynakcaVikipedi nin kardes projelerinden Ziya Gokalp hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarVikikaynak ta belgeler TBMM Albumu 1 Cilt 1920 1950 PDF TBMM Basin ve Halkla Iliskiler Mudurlugu 6 Subat 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 28 Agustos 2022 Ziya Gokalp PDF Ankara Universitesi 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 23 Nisan 2010 Ayse Hur 19 Nisan 2003 Milliyetcilige tanim gerek Radikal 19 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Ekim 2009 Nisanyan Yeradlari nisanyanmap com Ingilizce 31 Mayis 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Aralik 2022 ALI KEMAL E ZIYA GOKALP www siirparki com 19 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Aralik 2022 Millet Nedir Kucuk Mecmua Yazilari Otuken Nesriyat ss 145 146 147 Nisanyan Yeradlari nisanyanmap com Ingilizce 31 Mayis 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Aralik 2022 5 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Bu konuda arsiv belgeleriyle karsilastirmali olarak yazilmis bir makale icin bakiniz Yakin Turkiye Tarihinden Sayfalar Sina Aksin e Armagan ed Mehmet O Alkan Secuk Aksin Somel Melekler Vatanperverler ve Ajan Provokatorler Mutlakiyet Devri Diyarbakir Okul Gencligi Burokrasi ve Ziya Gokalp in Idadi Ogrenciligi ne iliskin Sorusturma Kayitlari 21 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1894 1895 Turkiye Is Bankasi Kultur Yayinlari s 193 254 GURSOY Sahin CAPCIOGLU Ihsan Bir Turk Dusunuru Olarak Ziya Gokalp Hayati Kisiligi ve Dusunce Yapisi Uzerine Bir Inceleme Ankara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi Cilt 47 Sayi 2 PDF 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 23 Nisan 2010 Ziya Gokalp Hayati ve Edebi Kisligi 19 Subat 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Nisan 2010 Mehmet Emin Erisirgil Bir Fikir Adaminin Romani Ziya Gokalp Istanbul Nobel Yayin Dagitim 2007 3 baski Ziya Gokalp in Bir Intihaline Dair 16 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Subat 2016 Tarihi Kritik Dergisi 10 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Ziya Gokalp Turkculugun Esaslari CIP Anadolu Universitesi Kutuphane ve Dokumantasyon Merkezi ss 160 165 ISBN 978 975 06 3567 0 Ziya Gokalp Turkculugun Esaslari CIP Anadolu Universitesi Kutuphane ve Dokumantasyon Merkezi ss 37 39 ISBN 978 975 06 3567 0 1 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Ekim 2020 Turkculugun Esaslari Osmanlica basimi http www tbmm gov tr eyayin GAZETELER WEB KUTUPHANEDE 20BULUNAN 20DIJITAL 20KAYNAKLAR KITAPLAR EHT 197000399 20TURKCULUGUN 20ESASLARI 20 28EHT 29 197000399 pdf 10 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ziya Gokalp in Felsefe Dersleri Tesadufen Bulundu Haberler com 20 Kasim 2006 21 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Haziran 2020 Dis baglantilarAtaturk Ansiklopedisi nde Ziya Gokalp maddesi 19 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turk Edebiyati Isimler Sozlugu nde TEIS Ziya Gokalp maddesi 19 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde