Evrensel dilbilgisi kuramı Amerikalı dilbilimci ve filozof Noam Chomsky'ye atfedilen ve dilbilim çalışmalarını ilk ortaya atıldığı 1960'lardan bu yana ciddi biçimde etkilemiş bir kuramdır. En basit şekliyle ifade edilecek olursa evrensel dilbilgisi doğuştan getirilen ve bütün insan dillerinde ortak birtakım kuralların varlığını savunan bir kuramdır. Dolayısıyla evrensel dilbilgisi bütün özel dilbilgilerinin uyması gereken bir şema sağlar. Chomsky'ye göre evrensel dilbilgisi, hayvanların aksine insanın dil öğrenebilmesini sağlayan yetiyi açıklamak için öne sürülmüş ana kavramlardan biridir.

John Field kavramın iki şekilde kullanıldığını söyler. (1) Doğuştan gelen ve çocukları bütün dilleri karakterize eden özelliklere duyarlı hale getiren ve dolayısıyla kendi dilini edinme süreci içinde üstünlük sağlayan mekanizmadır. Evrensel dilbilgisi kimilerine göre olgunlaşmaya dayalı bir süreçtir, yani dilin özelliklerine yönelik farkındalık çocuk büyüdükçe kademeli olarak gelişir. Kimileri ise bu mekanizmanın zihne bütünleşik ve doğuştan itibaren bütünüyle aktif olduğunu ancak çocuğun sınırlı zihinsel gelişiminin bu mekanizmadan tamamıyla yararlanmasını engellediğini iddia eder. (2) Bu mekanizmanın içeriği; bütün diller tarafından paylaşılan sesbilimsel (fonolojik), sözdizimsel (syntactic) ve sözlüksel (lexical) özellikler dizisidir. Evrensel dilbilgisinin içeriği iki sınıfa ayrılır; bütün ya da neredeyse bütün dillerde var olan ilkeler tam anlamıyla evrensel kabul edilir, bunun yanı sıra çoğu dilde farklı biçimler altında var olan kurallara ise parametreler denir.
Kavramın Tarihi
Evrensel dilbilgisi kuramının bütün insan dillerinin ortak bir köken dilden gelmiş olduğuna dair varsayıma yakınlığı vardır. Bilgibilimsel bir sorun olarak, verili kanıtların azlığına rağmen nasıl bu kadar çok şey bildiğimiz sorusu ilk olarak Platon’un çözümlemeye çalıştığı bir sorudur. Dilbilim çerçevesinde bu soru, “dil dediğimiz şeyi dilsel çevremizden gelen son derece yetersiz girdiye rağmen nasıl ediniyoruz?”, “öğretilmediği halde dilin kurallarını nasıl bilebiliyoruz?” ya da “daha önce hiç duymadığımız şeyleri nasıl dile getirebiliyoruz?” gibi sorulara dönüştürülmüştür ve Chomsky’nin dil felsefesi alanında cevap aradığı ana sorular bunlardır.
Evrensel dilbilgisi kavramını ilk kez 13. yüzyılda, Aristotelesçi felsefeye karşı yeni-Augustinci bir yaklaşım geliştirmeye çalışan Canterbury Başpiskoposu Robert Kilwardby'nin kullandığını görüyoruz. Ancak daha sistematik bir kullanım için, Kilwardby'nin çağdaşı, bilim insanı ve filozof Roger Bacon'a bakılması gerekiyor. Bacon'a göre ilineksel bir çeşitlilik olabilirse de dilbilgisi özünde bütün dillerde bir ve aynıdır. Roger Bacon bu temelden hareketle Latinceyi bütün Batı dillerinin anası, Yunanca ve İbraniceyi de Latincenin atası kabul eder.
Birkaç yüzyıl sonra ise Fransız filozof René Descartes, öncüllerinden farklı amaç ve düşüncelerle, evrensel dilbilgisi kuramının merkezinde yer alan bir görüşü geliştirmiştir. Descartes’a göre bilgimizin biçimi zihnin doğuştan gelen yapılarıyla belirlenir ve bu bilginin temel karakteri üzerinde deneyim tarzının hiçbir etkisi yoktur. Dilin de aynı şekilde zihnin yapılarından kaynaklanan insana özgü bir yeti olduğunu dile getiren Descartes’a göre insanları hayvanlardan ayıran özelliklerin en ayırt edicisi insan dilidir. Descartes en budalaların bile değişik sözcükleri bir arada düzenleyebildiğini ve onlardan düşüncelerini bildirmesini sağlayan bir söylem oluşturabildiğini söyler. Descartes'ın bakış açısı Fransa'da 17. yüzyılda denen, dilbilgisini evrensel zihinsel süreçler olarak gören bir çalışmayı ortaya çıkarır, ancak Chomsky bu tür erken çabaların sonraki üç yüzyıl boyunca unutulduğunu ifade eder.
Bir diğer erken öncü ise Alman filozof Wilhelm Von Humboldt'tur. Konuşan kişinin sınırlı sayıda aracı sınırsız bir biçimde kullandığı saptamasında bulunan Humboldt'un dilbilgisi, Chomsky'ye göre uygun biçimde birbiriyle bağlantılı, sınırsız sayıda derin ve yüzey yapı üreten sınırlı bir kurallar sistemi içermek zorundadır.
Stephanie Rumpza ise evrensel dilbilgisi kavramının Chomsky'den önce Edmund Husserl tarafından ele alındığını, ancak Chomsky'den farklı olarak Husserl’in dilbilgisinin hem evrensel bir yanı olduğunu hem de öğrenildiğini öne sürdüğünü aktarır. Öğrenme sürecinin empirik yönüne vurgu yapan Husserl dilin yapısının kendine özgü olduğu konusunda Chomsky'yle uzlaşır.
Yine Chomsky'den önce gelen ve Cours de linguistique générale kitabıyla hem dilbilimi hem de yapısalcılığı başlatan Ferdinand de Saussure de Chomsky'nin bütün insanlarda ortak olduğunu söylediği dil yetisi konusunda aynı görüşü paylaşır. Saussure'e göre dil yetisi dil kullanımını önceler ve dil kullanımının dil yetisine çok az etkisi vardır. Ancak Saussure’ün dil tanımı ve dilbilim alanını oluştururken çizdiği çerçeve, Chomsky’ye göre kendisini sadece yüzey yapıyla sınırlandırır ve bu nedenle dil kullanımının yaratıcı yönünü ve anlam içeriği anlatımının temelinde bulunan düzenekleri açığa çıkaramaz.
Chomsky Devrimi
Burrhus Frederic Skinner'ın Verbal Behavior adlı eserini yayımladığı 1957 yılında davranışçı ekol psikolojide olduğu gibi dilbilimde de başat hale gelmiştir. Skinner'a göre dil öğrenimi genel öğrenme mekanizmalarıyla gerçekleşir. Yani davranışçılığın uyaran-tepki bağı temelli teorilerine göre dil öğrenimi çevre koşullarının etkisiyle dil kullanımını öğrenen çocukta pekiştirme yoluyla dilsel davranışların geliştirilmesi şeklinde ifade edilebilir.
Chomsky'nin iki yıl sonra kaleme aldığı, Skinner'ın eserini eleştirdiği makalesi ise, yalnızca dilin davranışçıların varsaydığı gibi öğrenilmediğini iddia etmekle kalmaz, aynı zamanda davranışçılık ekolüne çok keskin eleştiriler getirir. Chomsky ayrıca davranışçıların kullandığı öğrenim ifadesi yerine doğuştancılığa uygun çağrışımları olan edinim ifadesini kullanır.
Uyaranın yetersizliği: Chomsky’nin uyaranın yetersizliği (Poverty of Stimulus) savı olarak bilinen eleştirisinin ana iddialarından biri dil edinim sürecinin koşullanma ile gerçekleşemeyeceğidir. Chomsky'ye göre (1) çocukların bir dili anlama ve konuşma becerisini kazanma hızı ve bu beceriyi düzgün bir şekilde kazanma kabiliyeti, (2) çocukların maruz kaldığı dilsel uyaranların güçsüzlüğü ve (3) uyaran çeşitliliğinin edinilen dil çeşitliliğine etkisinin önemsiz bir seviyede olması çocukların sözdizimi bilgilerini öğrenme yoluyla edinmediklerine işaret eder. Başka deyişle, çocuklar ana dillerini taklit, dinleme ve tekrarlama süreçleriyle öğrenmezler, zira davranışçı yöntem gündelik hayatta dilbilgisi açısından hatalı, eksik ya da yanlış ifadelerle dolu bir sürü ses uyaranıyla karşı karşıya kalan çocukların nasıl olup da ana dillerinde doğru cümleleri yanlış cümlelerden rahatlıkla ayırabildiklerini açıklamakta yetersiz kalır. Ayrıca Chomsky'ye göre çocuklar daha önce hiç örneğini görmedikleri yeni cümleler oluşturabilir ve bu tür ifadelerin de dilbilgisi açısından doğru olup olmadığını belirleyebilirler. Dilin şiirsel işlevi de insanın dili hiçbir dışsal uyarandan kaynaklanmayan bir tarzda kullanma kapasitesinin bariz bir kanıtı olarak görülebilir.
Uyarandan bağımsızlık ve yaratıcılık özelliklerinin yanı sıra, insan dili iki özelliğe daha sahiptir. Bu özelliklerin dilin sınırsızlığı ve tutarlılığı / duruma uygunluğu olduğunu belirten Chomsky’nin sınırsızlık özelliği dediği şey, Humboldt’un konuşan kişinin sınırlı araçları sınırsız bir biçimde kullandığı saptamasına göndermede bulunur. İnsan dilleri, sınırlı malzemeyle sonsuz sayıda cümle üretmeye imkân tanıyan bir yapıya sahiptir. Tutarlılık ise insanın olağan dil kullanımının “bir delinin abuk subuk konuşmasından farklı” olmasıdır.
Dil Edinim Aygıtı: Dolayısıyla dil edinimiyle ilgili doğuştan gelen bir yeti varsayılabilir. Chomsky bu iddiasını desteklemek üzere insanda Dil Edinim Aygıtı (Language Acquisition Device-LAD) dediği bir mekanizmanın varlığını ileri sürer. Başka bir deyişle zihinde bir çeşit dil şablonu bulunmaktadır ve bu şablon etkin hale geçmek için en ufak bir uyaranı yani dil girdisini beklemektedir. Chomsky dilbilimin görevinin bu aygıtın ne olduğunu ve olası insan dillerini ne biçimlerde kısıtladığını belirlemek olduğunu söyler. Bu kısıtların ortaya koyduğu evrensel özellikler de evrensel dilbilgisi kuralları olarak ifade edilir.
Chomsky'ye göre insanlar evrensel dilbilgisi bilgisiyle doğarlar. Evrensel dilbilgisi çocuğun dil edinim sürecinde, çevresinde konuşulan dile dair tecrübelerinden ne tür sonuçlar üreteceğini belirleyen yapıdır. Chomsky'nin deyimiyle çocuğun dil becerisi zamanı gelince ergenlik çağına girmek gibi kendiliğinden ortaya çıkan, yani çocuğun başına gelen bir şeydir.
Chomsky dil yetisinin insanın asli özelliklerinden biri olduğuna dair savını zihinsel gelişmesinde ya da bazı duyusal organlarında sorun olan çocuklarda da dil gelişiminin belli bir seyrinin izlenebileceği iddiasıyla da destekler. “Dil yetisi insanlarda çok ciddi patolojik durumlarda ve yoksunlukta bile işlevini sürdürür. Down sendromlu çocuklar, diğer zihni yeteneklerde çok ciddi gelişme gösteremeseler de yavaş yavaş ve sınırlı bir biçimde dil edinirler. Görmeyen çocukların dil yetileri bir deneyimden yoksun olmalarına karşın normal gelişir. Hatta onlar ‘gözünü dikerek bakmak’, ‘uzun uzun bakmak’, ‘izlemek’ gibi görsel ifadeleri aynen gören insanlar gibi kullanır.”
Meseleye tersinden yaklaşıldığında da benzer bir sav öne sürmek mümkün görünmektedir. Dilek Uygun’a göre özel dil bozuklukları dil yetisinin kendine özgü ve bağımsız olduğu savını desteklemektedir. Bu tür bozukluklara sahip çocuklar diğer bilişsel yetenekler konusunda başka çocuklarla benzer ilerlemeler kaydederken dil ediniminde yaşıtlarından geri kalırlar. Dil yetisi dolayısıyla diğer bilişsel yetilerden bağımsız (domain-spesific) bir yetidir.
Doğuştancılık argümanı
Dil yetisinin doğuştan olduğu iddiası evrimci yaklaşımla uyum içindedir ancak Chomsky bu yetinin zorunlu bir seçilimden kaynaklandığı kanısında değildir. Aksine insan belirsiz bir zamanda tesadüfi bir rastlantı sayesinde [ve başka meselelerle ilgili seçimlerinin bir yan ürünü olarak] bu yetiyi kazanmıştır. Bu görüşü 2002 yılında bir psikolog ve bir dilbilimciyle birlikte yazdıkları bir makalede savunur. Dünyaya inen bir Marslı dünyadaki canlılar arasında dikkat çekici bir benzerliğin yanı sıra temel bir farklılığa sahip olduğunu fark eder; bu farklılık ortak bir iletişim kodunun olmamasıdır. Marslının araştırmasını derinleştirdikçe göreceği şey ise insan iletişiminin diğer bütün canlılardan kayda değer biçimde farklı olduğudur ve bu iletişim yöntemi sanki genetik kod gibi örgütlenmiştir; hiyerarşik, üretici, tekrarlamalı ve sınırsızdır.
Makalede geniş anlamda dil yetisi (FLB) ve dar anlamda dil yetisi (FLN) ayrımı yapan yazarlar FLB’nin duyu-motor sistemi, kavramsal-yönelimsel sistem ve tekrarlama için hesaplamaya dayalı mekanizmalar içerdiğini, FLN’nin ise yalnızca tekrarlama özelliğini içerdiğini ve bunun dil yetisinin insana özgü bileşeni olduğunu öne sürerler. Bütün insan dillerinin ortak bir özelliği olarak cümlenin içine sonsuz sayıda cümle parçacığı, sıfat, zarf gibi bileşenler eklenebildiğini anlatan tekrarlama özelliği evrensel dilbilgisinin özelliklerinden biridir. Yazarlara göre tekrarlama özelliği iletişime yardımcı olması için değil, toplumsal ilişkilere ya da sayısal ölçüme bağlı sorunlarımızı çözmek için gelişmiş bir özelliktir ve insanlar karmaşık bir dil kullanabilmeye ancak tekrarlama özelliği diğer motor ve algısal yetilerle bağ kurduktan sonra başlayabilmiştir.
Chomsky için dil yetisinin doğuştan geldiği fikri dilin muhtemel bir genetik mutasyon sonucu ortaya çıktığı anlamına gelmektedir. Altınörs, Chomsky’nin ona atfedilen “doğuştancılık” yaklaşımının aslında kendi görüşünün çarpıtılmış bir yorumu olduğunu ve doğuştan dilbilgisi gibi bir kavramı hiçbir zaman kullanmadığını, kullandığı kavramın “doğuştan ilkeler” olduğunu söylediğinin altını çizer. Chomsky’nin evrensel dilbilgisi dediği bu ilkeler ancak dilsel verilerle ilişkiye girdiğinde etkin hale gelir, verilere göre özelleşerek belirli bir dilin öğrenilmesini mümkün kılarlar.
Evrensel Dilbilgisi Kuralları
Evrensel dilbilgisine göre bütün insan dillerinde birtakım ilkeler ve parametreler bulunmaktadır. İlkeler özel dillerden bağımsız, dilden dile değişmeyen özelliklerdir, parametreler ise her dilde farklılık gösterebilen özelliklerdir. Araştırmacılar bütün diller ve çoğu diller için geçerli olan 2029 adet ilke ve parametre belirlemişlerdir. Bu ilke ve parametreler toplamda altı bine yakın dili kapsamaktadır. Örneğin biraz evvel dil getirilen tekrarlama özelliğinin yanı sıra yapı bağımlılık ya da her dilde ad ve yüklem gibi sözlüksel kategorilerin varlığı evrensel dilbilgisi ilkelerindendir.
Yapı Bağımlılık: Bu ilkelerden yapı bağımlılık, dilbilgisel süreçlerin kelimeler ya da kelime dizileri üzerinden değil, cümlelerdeki yapılar üzerinden işlediğini dile getirir. Bu durum bir cümlenin soru formuna çevrilme kuralını yüzey yapıya bakarak hesaplamaya dayalı yöntemlerle çıkaramayacağımıza, cümlenin anlamsal içeriğiyle ilgili olan derin yapıyı işin içine katmamız gerektiğine dair bir örnekle gösterilebilir. “The girl is beautiful.” cümlesini soru cümlesi formuna çevirdiğimizde “Is the girl beautiful?” cümlesini elde ederiz. Aynı şekilde “The girl is leaving.” cümlesi “Is the girl leaving?” şeklinde soruya dönüştürülür. İki cümlenin soruya dönüştürülmesinde de aynı kuralın işlediği görülür: Cümledeki ilk “is” kelimesini (ya da yardımcı fiili) cümlenin en önüne getirerek soru cümlesi oluşturulur. Ancak “The girl who is beautiful is leaving” cümlesini soru cümlesine çevirirken aynı kuralı işlettiğimizde “Is the girl who beautiful is leaving?” gibi dilbilgisi açısından yanlış bir cümle elde ederiz. Doğru soru formatı ise “Is the girl who is beautiful leaving?” şeklinde olmalıdır. Yani bu cümleyi soru cümlesine çevirirken birinci değil ikinci “is” cümlenin başına geçmiştir. Örneği biraz daha karmaşıklaştırmak istersek “The girl who is likely to lose her keys while she is drunk is leaving” ile “Is the girl who is likely to lose her keys while she is drunk leaving?” olumlu ve soru cümlelerini elde ederiz. Burada da gördüğümüz üzere ilk ya da ikinci “is” kelimesini cümlenin başına geçirerek soru oluşturmaya kalktığımızda cümle hatalı olacaktır. “The girl who is likely to lose her keys while she is drunk is leaving the bar to continue drinking at another bar which is owned by her uncle who by now is I think as drunk as she is” cümlesinde olduğu gibi ifadeyi istediğimiz kadar uzatıp karmaşıklaştırabiliriz. Örneğin de gösterdiği gibi tek tek kelimelerin yerlerini değiştirmekle, hangi kelimeyi nereye almamız gerektiğine dair hesaplamalar yapmakla herhangi bir yere varamıyoruz. Chomsky bu gibi örneklerden hareketle, çocukların istatistiksel yöntemler kullanmadıklarını, dilin yüzey yapısı ve derin yapısına bütünsel olarak başvurarak doğru dilbilgisi kurallarını hızla öğrendiklerini ve uyguladıklarını savunur.
Tekrarlama: Daha önce de kısaca bahsedildiği üzere tekrarlama özelliği cümle içinde bir bileşeni aynı bileşenin içine yerleştirebilme imkânı ya da başka bir deyişle belirli bir dilsel bileşen ya da dilbilgisel yapının tekrar tekrar kullanılabilmesidir. Örneğin, “Benim büyük büyük büyük… babam” ya da “babamın babasının babasının… babası” gibi bileşenler sonsuzca tekrarlanabilir. Chomsky’nin tekrarlama özelliği ile yeni cümle oluşturma yetisi arasında önemli bir bağlantı olduğunu varsaydığını söyleyen Geoffrey K. Pullum ve Barbara C. Scholz ise dilbilgisel ifadelerin sonsuzca tekrarlanabilmesi imkânının dilsel yaratıcılığı açıklamak için ne gerekli ne de yeterli olduğunu savunur. Yazarlar yukarıda verdiğim türden örneklerin ise sonsuza kadar tekrarlanabileceğinin ancak bunun yaratıcılıkla hiçbir alakası olmadığının da altını çizerler.
Parametreler: Her dilde zorunlu olarak geçerli olmayan kurallar olarak düşünülen parametrelere örnek olarak ise örneğin İngilizcede öznenin zorunlu olarak kullanılması ya da örneğin Türkçede gizli özne olarak dışarıda bırakılması gösterilebilir. Başka bir örnek olarak yine İngilizce ve Türkçedeki bir fark ele alınabilir. İngilizcedeki Özne-Yüklem-Nesne sıralaması ile Türkçedeki Özne-Nesne-Yüklem sıralaması bu iki dilin yapısını farklı kılmakla birlikte her iki dilde de, bu sıralamaların zorunlu kıldığı (birbirinden farklı ama kendi içinde bir kural olan) kimi sözdizimsel örüntüler bulunmaktadır.
Evrensel dilbilgisi kuramına eleştiriler
Evrensel dilbilgisi teorisi davranışçı ekolün saygınlığına gölge düşürmüşse de dilbilim alanında iki teori arasında halen çok ciddi bir rekabet bulunmaktadır. Bunun yanı sıra son yıllarda dil edinimi ve dil bozuklukları ile ilgili yeni yapılan çalışmaların sonuçları evrensel dilbilgisine yönelik eleştirel bir tutum ortaya koymaya başlamıştır. Ancak eleştirilerin ayrıntılarına geçmeden önce Chomsky’nin evrensel dilbilgisi varsayımını yalnızca makul bir başlangıç varsayımı olarak düşündüğünün altını çizmekte fayda var. Yine dilbilimci K. David Harrison da kendisiyle yapılan bir röportajda dünya dillerinin yalnızca en fazla yüzde on beşinin incelenebildiğine ve evrensel dilbilgisi ile ilgili büyük kuramlar oluşturmak için henüz çok erken olduğuna vurgu yapar.
Chomsky’nin öne sürdüğü, çocukların oldukça sınırlı ve niteliği bozuk dil verilerine maruz kaldığına dair argümana karşı çıkan Reali ve Christiansen’e göre, çocuklar kendilerine sunulan dil verilerinde bulunan birtakım dilbilgisi yapılarının dağılımsal özelliklerine bakarak öğrendikleri dilin yapısıyla uyumlu kuralları çıkartabilir, yani istatistiki bilgilerden genellemelere ulaşabilir. Aynı şekilde, Michael Ramscar da argümanın çocukların maruz kaldığı olumsuz geri bildirimleri dışladığını öne sürer. Ramscar’a göre çok sayıda çalışmanın gösterdiği gibi, çocuklar önce dildeki düzensizlikleri (go fiilinin ikinci halinin goed yerine went olması ya da mouse kelimesinin çoğulunun mouses yerine mice olması) bilmedikleri için yanlış aşırı genellemeler yapma hatasına düşer ancak Ramscar’ın örtük olumsuz geri bildirimler olarak ifade ettiği, çevrelerinden aldıkları verilerle kendi hataları arasındaki farklılıkları tecrübe ederek doğru kullanımları öğrenirler. Geri bildirimle ilgili bir eleştiri de, çocukların dil kullanımlarının yetişkinler tarafından sıklıkla düzeltilmesi olgusunun, yani açık olumsuz geri bildirimlerin göz ardı edilmesidir.
Elizabeth Bates ve Michael Tomasello gibi araştırmacılar da dili beynin içindeki dilin öğrenildiği ve kullanıldığı yoğun ve karmaşık toplumsal çevreyle etkileşim içine giren bir dizi genel işlem mekanizmasıyla açıklar. Bates dil yetisinin biyolojik temelleri olduğunu kabul etmekle birlikte yalnızca dile özel bir yetinin varlığına karşı çıkar. Bazı dilbilgisi yapılarının ve kurallarının mümkün olmaması evrensel dilbilgisinin kısıtlamalarından değil bilgi işleme düzeneği, bellek, hareket planlama ile ilgili biyolojik kısıtlamalardan kaynaklanır.
Philip Lieberman da dili bir “dil organı”nın kortikal ağlarına kodlanmış bir içgüdü olmaktan çok öğrenilmiş bir yeti olarak görür ve dilin çok sayıda farklı fonksiyonel yetiden oluşmuş nörolojik bir sistem olduğunu öne sürer. Lieberman’a göre ayrıca insan ve hayvan dilleri arasında Chomsky’nin iddia ettiği kadar niteliksel bir fark bulunmamaktadır.
Evrensel dilbilgisine alternatif olarak geliştirilen bir diğer görüş de dilbilimci George Lakoff’un üretimsel semantik görüşüdür. Lakoff Chomsky’nin semantik ve sözdizimin birbirinden bağımsız olduğu görüşünde olduğunu söyler ancak ona göre semantik, sözdizim, bağlam ve diğer faktörlerin hepsi sözdizim kurallarında etkilidir. Chomsky ise Dilbilim Savaşları adını alan, dergi ve gazeteler üzerinden sürdürülen tartışmalarında, semantik ve sözdizimin bağımsız oldukları gibi bir iddiayı hiçbir zaman kullanmadığını, kendi çalışmalarının tam aksini ortaya koyduğunu ve Lakoff’un kendisini hiç anlamamış olduğunu söyler.
Chomsky ve evrensel dilbilgisi kuramcılarına getirilen daha genel bir eleştiri de kuramın Avrupamerkezci olması ve kültürel farklılıkları yok sayma eğilimidir. Geoffrey Sampson, The Minds in Uniform makalesinde evrensel dilbilgisi ile İngilizcenin birbirinin yerine rahatlıkla kullanılabileceğini söyler. Üretici dilbilgisi kuramcılarının yalnızca İngilizcenin ya da çoğu Hint Avrupa dillerinin paylaştığı yapısal özellikleri belirlediklerini ve bunlara evrensel dilbilgisi kuralları adını verdiklerini öne süren Sampson, Çince ya da Malay dilinin bu özellikleri taşımadığını aktarır. Malay diliyle ilgili David Gil’in bir çalışmasından örnek veren Sampson’a göre, anadilleri Malay olan insanlar kendi aralarında konuşurlarken bu dilin dilbilgisinin evrensel yapısal özelliklerin dışında özellikleri olduğu görülür. Ancak örneğin İngilizceden Malay diline çeviri yaptıklarında ise evrensel kurallarla daha uyumlu gibi görünen resmi bir Malay değişkesini kullanırlar. Evrensel dilbilgisi savunucuları resmi değişkenin konuşanların gerçek dilsel becerisini ortaya koyduğunu günlük konuşma dilinin ise kısıtlı, bozulmuş bir değişke olduğunu iddia eder. Ancak Gil’e göre günlük kullanılan değişke konuşanların gerçek dilsel mirasını temsil etmektedir. Nicolas Evans ve Stephen Levinson’ın evrensellerin aşırı genellemeler olduğu, evrensel dilbilgisi kuramcılarının muazzam dilsel çeşitliliği göz ardı ettikleri yönündeki eleştirisi de Sampson’un görüşüyle uyum içindedir.
Evrensel dilbilgisi kuramına karşı son dönemde epeyce popüler olan bir başka iddia da, Amerikalı dilbilimci Daniel Everett'in uzun yıllar çalıştığı Pirahã kabilesinin dilinin, Chomsky'ye göre insan dilinin yegane ayırt edici özelliği olan tekrarlama özelliğinden yoksun olduğu savıdır. Everett'in Pirahã dilinin renk ile ilgili kavramlar ve sayı terimlerinin yanı sıra geçmiş zaman formuna da sahip olmadığı ve Pirahã dilbilgisinin iç içe geçen cümle parçacıklarına izin vermediği iddiası çok sayıda uzmanın konuyu irdelemesine neden olmuştur. Bu araştırmalar arasında Everett'in iddiasını destekleyen görüşler olduğu gibi, dilbilimcinin tekrarlama özelliğini tamamen yanlış anladığını ya da Pirahã dilbilgisini yanlış yorumladığını iddia eden görüşler de bulunmaktadır. Chomsky ise bir röportajında evrensel dilbilgisi bağlamında hiç kimsenin dillerin yan cümleler ya da sayı terimleri içermesi gerektiğine dair bir görüş öne sürmediğini söyler.
Son olarak, evrensel dilbilgisi kuramını benimseyenlerin kurama getirdiği eleştirilerden örnek vermek gerekirse, Steven Pinker’ın da evrensel dilbilgisinin evrimsel kökenine dair farklı bir duruş savunduğunu belirtebiliriz. Pinker’a göre dil Chomsky’nin iddia ettiği gibi anlık bir mutasyon sonucu ve doğal seçilim mekanizmalarından bağımsız olarak değil, Darwinci bakış açısıyla, yani doğal seçilim ilkeleriyle uyum içinde, çeşitli adaptasyonlar yoluyla ortaya çıkmıştır. Pinker ayrıca Ray Jackendoff’la birlikte yazdığı 2005 tarihli bir makalesinde de Chomsky’nin insan dilini hayvan iletişimden ve dili diğer bilişsel niteliklerden ayıran tek özellik olarak tekrarlama özelliğini göstermesini eleştirir.
Kaynakça
- ^ �Dilek Uygun, “Evrensel Dilbilgisi ve Dil Yetisi: Eleştiriler, Yeni Yaklaşımlar”, Dilbilim XV, 2006, s. 276.
- ^ John Field, Psycholinguistics: The Key Concepts, New York ve Londra: Routledge, 2005, s. 316.
- ^ Wolfgang B. Sperlich, Noam Chomsky, London: Reaktion Books, 2006, s. 8-9.
- ^ http://yildizliarif.blogspot.com.tr/2014/05/the-notion-and-development-of-universal.html 2 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 02.06.2015).
- ^ http://www.iep.utm.edu/bacon-la/ 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 01.06.2015); http://plato.stanford.edu/entries/roger-bacon/ 5 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 01.06.2015).
- ^ Barbara Landau, “Innate Knowledge”, A Companion to Cognitive Science, William Bechtel ve George Graham (ed.), Massachusetts: Blackwell, 1999, s. 580.
- ^ René Descartes, Söylem, Kurallar, Meditasyonlar, çev: Aziz Yardımlı, İstanbul: İdea, 1996, s. 47. Descartes'ın Chomsky'nin teorisinin yanı sıra zihin felsefesine katkılarıyla ilgili daha detaylı bilgi için Chomsky'nin Dil ve Zihin eserinin birinci bölümüne bakılabilir.
- ^ Noam Chomsky, Dil ve Zihin, çev: Ahmet Kocaman, Ankara: Bilgesu, 2014, s. 43.
- ^ Chomsky, Dil ve Zihin, s. 45. Port Royal okulu ve Humboldt Chomsky'nin özellikle derin ve yüzey yapı ayrımının tarihsel öncüleri olarak görülebilir.
- ^ Stephanie Rumpza, “On the Origins of Universal Grammar: Husserl's Response to Noam Chomsky” (özet). https://www.academia.edu/3598971/On_the_Origins_of_Universal_Grammar_Husserl_s_Response_to_Noam_Chomsky 3 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. (Üyelik gerektirir) Maddenin girildiği tarihte Rumpza'dan talep ettiğim makale henüz elime ulaşmamıştı.
- ^ Sperlich, Noam Chomsky, s. 29.
- ^ Chomsky, Dil ve Zihin, s. 51.
- ^ Noam Chomsky, “The Case Against B. F. Skinner”, The New York Review of Books, 30 Aralık 1971. http://www.chomsky.info/articles/19711230.htm 29 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 03.06.2015). Chomsky davranışçılığı sadece dil felsefesi bağlamında eleştirmekle kalmaz, çok çeşitli vesilelerle ekolün kuramlarının siyasete ve etiğe temas ettiği alanlarda da karşı çıkışlarını sürdürür. Kısaca ifade edilirse, davranışçılık insan davranışlarının belirlenebileceğini, denetlenebileceğini ve yönlendirilebileceğini savunur . Chomsky ise bu olanakları kabul etmekle birlikte insan özgürlüğüne vurgu yapar ve davranışçılığın pratik alanlardaki uygulamalarının tehlikeli olabilecek sonuçlarına karşı uyarılarda bulunur.
- ^ Matteo Mameli ve Patrick Bateson, “An Evaluation of the Concept of Innateness”, Philosophical Transactions of the Royal Society, Sayı: 366, 2011, s. 437.
- ^ Atakan Altınörs, “Dile Davranışçı Yaklaşımlara Chomsky'nin İtirazı Üzerine”, Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:4, Sayı: 14, 2002, s. 81.
- ^ Chomsky, Dil ve Zihin, s. 39”.
- ^ Jürg Strassler, “Mentalism”, Key Ideas in Linguistics and the Philosophy of Language, Siobhan Chapman ve Christopher Routledge (ed.), Edindurgh: Edinburgh University Press, 2009, s. 130.
- ^ Bilge Öztürk, “Evrensel Dilbilgisi ve Dilbilgisi Eşleştirme Modelleri: Dilin Zihindeki Durumuna Yaklaşımlar”, Dil Dergisi, Sayı 144, Nisan-Mayıs-Haziran 2009, s. 75.
- ^ Ancak Chomsky’ye göre bu aygıtın ve genel olarak dilin özelliklerini kazandıran şeylerin ne olduğunu anlamak konusunda Descartes’tan daha ileride değilizdir. Yine de bu sorun alışkanlık ya da koşullanma gibi davranışçı kavramlarla ya da doğal seçilim ile de açıklanamaz. Chomsky, Dil ve Zihin, s. 39.
- ^ http://en.wikipedia.org/wiki/Universal_grammar 5 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (erişim tarihi: 02.06.2015).
- ^ D. Terence Langendoen, “Linguistic Theory”, A Companion to Cognitive Science, William Bechtel ve George Graham (ed.), Oxford ve Massachusetts: Blackwell Publishers, 1999, s. 241.
- ^ Atakan Altınörs, “Dile Davranışçı Yaklaşımlara Chomsky'nin İtirazı Üzerine”, s. 80.
- ^ Noam Chomsky, Bilgi Sorunları ve Dil: Managua Dersleri, çev: Veysel Kılıç, İstanbul: BGST Yayınları, 2009, s. 52’den aktaran Altınörs, “Dile Davranışçı Yaklaşımlara Chomsky’in İtirazı Üzerine”, s. 81.
- ^ Dilek Uygun, “Evrensel Dilbilgisi ve Dil Yetisi: Eleştiriler, Yeni Yaklaşımlar”, s. 276.
- ^ a b Tool Module: Chomsky’s Universal Grammar. http://thebrain.mcgill.ca/flash/capsules/outil_rouge06.html 10 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 01.06.2015).
- ^ Marc D. Hauser, Noam Chomsky ve W. Tecumseh Fitch, “The Faculty of Language: What Is It, Who Has It, and How Did It Evolve?”, Science, Cilt 298, 22 Kasım 2002, s. 1569.
- ^ Altınörs, “Dile Davranışçı Yaklaşımlara Chomsky’in İtirazı Üzerine”, s. 82.
- ^ Ewa Dabrowska, “What Exactly is Universal Grammar, and Has Anyone Seen It?” http://www.northumbria.ac.uk/static/5007/sasspdf/whatexactlyisUG.pdf 28 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 03.06.2015).
- ^ http://typo.uni-konstanz.de/archive/intro/index.php 25 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ http://thebrain.mcgill.ca/flash/capsules/outil_rouge06.html 10 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Michael Byram, Routledge Encyclopedia of Language Teaching and Learning, New York ve Londra, Routledge, 2000, s. 647.
- ^ Geoffrey K. Pullum ve Barbara C. Scholz, “Recursion and the Infinitude Claim”, Recursion and Human Language, Harry Van Der Hulst (ed.), Berlin ve New York: De Gruyter Mouton, 2010, s. 126.
- ^ İngilizcede “I drank water” yerine “Water drank I” şeklinde bir sözdizimsel sıralama kullanılamaz. Ancak aynı şeyi Türkçede düşündüğümüzde karşımıza daha muğlak bir kural çıkıyor gibi duruyor. Türkçede (özneyi çıkarmadığımızı düşünerek) “Ben su içtim” cümlesiyle “Su içtim ben” cümlesi ya da “Ben içtim su” cümlesinin her biri farklı bağlamları ve farklı vurguları ortaya çıkarmak amacıyla kullanılabilir. Yine de “Su ben içtim” ifadesinin anlamlı olabilmesi için belirtisiz nesne yerine belirtili nesne kullanmamız gerektiğini düşünülebilir.
- ^ Dilek Uygun, a.g.m., s. 275.
- ^ �Johnson, “Seven Questions for K. David Harrison,” The Economist, 23 Kasım 2010, http://www.economist.com/blogs/johnson/2010/11/interview 2 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 04.06.2015).
- ^ Chomsky, Dil ve Zihin, s. 244.
- ^ Dilek Uygun, a.g.m., s. 278.
- ^ Michael Ramscar ve Daniel Yarlett, “Linguistic Self-Correction in the Absence of Feedback: A New Approach to the Logical Problem of Language Acquisition”, Cognitive Science, Sayı 31, 2007, s. 927.
- ^ http://en.wikipedia.org/wiki/Chomsky 4 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (erişim tarihi 04.06.2015).
- ^ Elisabeth Bates, “On the Nature and Nurture of Language”, Frontiers of Biology: The Brain of Homosapiens, R. Levi Montalcini, D. Baltimore, R. Dulbecco, F. Jacob (seri ed.) ve E. Bizi, P. Calissano, V. Voltera (cilt ed.), Roma: Istituto della Enciclopedia Italiana fondata da Giovanni Trecanni S.p.A, 1999. http://crl.ucsd.edu/bates/papers/pdf/bates-inpress.pdf 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ http://thebrain.mcgill.ca/flash/capsules/outil_rouge06.html 10 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; Philip Lieberman, Human Language and Our Reptilian Brain: The Subcortical Bases of Speech, Syntax and Thought, Cambridge, Massachussetts ve Londra: Harvard University Press, 2002.
- ^ �George Lakoff, “Deep Language”, The New York Review of Books, 8 Şubat 1973. http://www.nybooks.com/articles/archives/1973/feb/08/deep-language/ 9 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; Noam Chomsky, “Chomsky Replies”, The New York Review of Books, 19 Temmuz 1973. http://www.nybooks.com/articles/archives/1973/jul/19/chomsky-replies/ 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; Tartışmanın ayrıntıları için şu esere de başvurulabilir: Randy Allen Harris, The Linguistic Wars, Oxford ve New York: Oxford University Press, 1995.
- ^ Geoffrey Sampson, “Minds in Uniform: How Generative Linguistics Regiments Culture, and Why It Shouldn’t”, Dialogue and Culture, Marion Grein ve Edda Weigand (ed.), Amsterdam ve Philadelphia: John Benjamins Publishing Company, 2007, s. 9.
- ^ Geoffrey Sampson, a.g.m., s. 10.
- ^ Nicholas Evans ve Stephen C. Levinson, “The Myth of Language Universals”, Behavioral and Brain Sciences, Cilt 32, Sayı 5, 2009, s. 429-492.
- ^ Daniel Everett, “Cultural Constraints on Grammar and Cognition in Pirahã”, Current Anthropology, Cilt 46, Sayı 4, Ağustos Ekim 2005, s. 621-646; Bu makalenin sonundaki eleştirel fikirlerin yanı sıra evrensel dilbilgisi lehine bir karşı görüş için Andrew Nevins, David Pesetsky, Cilene Rodriguez, “Pirahã Exceptionality: A Reassessment”, Language, Cilt 85, Sayı 2, s. 355-404
- ^ Noam Chomsky: You ask the Questions, The Independent, 28 Ağustos 2006. http://www.independent.co.uk/news/people/profiles/noam-chomsky-you-ask-the-questions-413678.html 6 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (erişim tarihi: 05.06.2015).
- ^ Steven Pinker ve Paul Bloom, “Natural Language and Natural Selection”, Behavioral and Brain Sciences, Cilt 13, Sayı 4, s. 707-784.
- ^ Steven Pinker ve Ray Jackendoff, “The Faculty of Language: What’s Special About It?”, Cognition, Sayı 95: 2005, S. 202 vd.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Evrensel dilbilgisi kurami Amerikali dilbilimci ve filozof Noam Chomsky ye atfedilen ve dilbilim calismalarini ilk ortaya atildigi 1960 lardan bu yana ciddi bicimde etkilemis bir kuramdir En basit sekliyle ifade edilecek olursa evrensel dilbilgisi dogustan getirilen ve butun insan dillerinde ortak birtakim kurallarin varligini savunan bir kuramdir Dolayisiyla evrensel dilbilgisi butun ozel dilbilgilerinin uymasi gereken bir sema saglar Chomsky ye gore evrensel dilbilgisi hayvanlarin aksine insanin dil ogrenebilmesini saglayan yetiyi aciklamak icin one surulmus ana kavramlardan biridir Noam Chomsky 20 ve 21 yuzyillarda genellikle evrensel dilbilgisi terimiyle iliskilendirilir John Field kavramin iki sekilde kullanildigini soyler 1 Dogustan gelen ve cocuklari butun dilleri karakterize eden ozelliklere duyarli hale getiren ve dolayisiyla kendi dilini edinme sureci icinde ustunluk saglayan mekanizmadir Evrensel dilbilgisi kimilerine gore olgunlasmaya dayali bir surectir yani dilin ozelliklerine yonelik farkindalik cocuk buyudukce kademeli olarak gelisir Kimileri ise bu mekanizmanin zihne butunlesik ve dogustan itibaren butunuyle aktif oldugunu ancak cocugun sinirli zihinsel gelisiminin bu mekanizmadan tamamiyla yararlanmasini engelledigini iddia eder 2 Bu mekanizmanin icerigi butun diller tarafindan paylasilan sesbilimsel fonolojik sozdizimsel syntactic ve sozluksel lexical ozellikler dizisidir Evrensel dilbilgisinin icerigi iki sinifa ayrilir butun ya da neredeyse butun dillerde var olan ilkeler tam anlamiyla evrensel kabul edilir bunun yani sira cogu dilde farkli bicimler altinda var olan kurallara ise parametreler denir Kavramin Tarihi Evrensel dilbilgisi kuraminin butun insan dillerinin ortak bir koken dilden gelmis olduguna dair varsayima yakinligi vardir Bilgibilimsel bir sorun olarak verili kanitlarin azligina ragmen nasil bu kadar cok sey bildigimiz sorusu ilk olarak Platon un cozumlemeye calistigi bir sorudur Dilbilim cercevesinde bu soru dil dedigimiz seyi dilsel cevremizden gelen son derece yetersiz girdiye ragmen nasil ediniyoruz ogretilmedigi halde dilin kurallarini nasil bilebiliyoruz ya da daha once hic duymadigimiz seyleri nasil dile getirebiliyoruz gibi sorulara donusturulmustur ve Chomsky nin dil felsefesi alaninda cevap aradigi ana sorular bunlardir Evrensel dilbilgisi kavramini ilk kez 13 yuzyilda Aristotelesci felsefeye karsi yeni Augustinci bir yaklasim gelistirmeye calisan Canterbury Baspiskoposu Robert Kilwardby nin kullandigini goruyoruz Ancak daha sistematik bir kullanim icin Kilwardby nin cagdasi bilim insani ve filozof Roger Bacon a bakilmasi gerekiyor Bacon a gore ilineksel bir cesitlilik olabilirse de dilbilgisi ozunde butun dillerde bir ve aynidir Roger Bacon bu temelden hareketle Latinceyi butun Bati dillerinin anasi Yunanca ve Ibraniceyi de Latincenin atasi kabul eder Birkac yuzyil sonra ise Fransiz filozof Rene Descartes oncullerinden farkli amac ve dusuncelerle evrensel dilbilgisi kuraminin merkezinde yer alan bir gorusu gelistirmistir Descartes a gore bilgimizin bicimi zihnin dogustan gelen yapilariyla belirlenir ve bu bilginin temel karakteri uzerinde deneyim tarzinin hicbir etkisi yoktur Dilin de ayni sekilde zihnin yapilarindan kaynaklanan insana ozgu bir yeti oldugunu dile getiren Descartes a gore insanlari hayvanlardan ayiran ozelliklerin en ayirt edicisi insan dilidir Descartes en budalalarin bile degisik sozcukleri bir arada duzenleyebildigini ve onlardan dusuncelerini bildirmesini saglayan bir soylem olusturabildigini soyler Descartes in bakis acisi Fransa da 17 yuzyilda denen dilbilgisini evrensel zihinsel surecler olarak goren bir calismayi ortaya cikarir ancak Chomsky bu tur erken cabalarin sonraki uc yuzyil boyunca unutuldugunu ifade eder Bir diger erken oncu ise Alman filozof Wilhelm Von Humboldt tur Konusan kisinin sinirli sayida araci sinirsiz bir bicimde kullandigi saptamasinda bulunan Humboldt un dilbilgisi Chomsky ye gore uygun bicimde birbiriyle baglantili sinirsiz sayida derin ve yuzey yapi ureten sinirli bir kurallar sistemi icermek zorundadir Stephanie Rumpza ise evrensel dilbilgisi kavraminin Chomsky den once Edmund Husserl tarafindan ele alindigini ancak Chomsky den farkli olarak Husserl in dilbilgisinin hem evrensel bir yani oldugunu hem de ogrenildigini one surdugunu aktarir Ogrenme surecinin empirik yonune vurgu yapan Husserl dilin yapisinin kendine ozgu oldugu konusunda Chomsky yle uzlasir Yine Chomsky den once gelen ve Cours de linguistique generale kitabiyla hem dilbilimi hem de yapisalciligi baslatan Ferdinand de Saussure de Chomsky nin butun insanlarda ortak oldugunu soyledigi dil yetisi konusunda ayni gorusu paylasir Saussure e gore dil yetisi dil kullanimini onceler ve dil kullaniminin dil yetisine cok az etkisi vardir Ancak Saussure un dil tanimi ve dilbilim alanini olustururken cizdigi cerceve Chomsky ye gore kendisini sadece yuzey yapiyla sinirlandirir ve bu nedenle dil kullaniminin yaratici yonunu ve anlam icerigi anlatiminin temelinde bulunan duzenekleri aciga cikaramaz Chomsky Devrimi Burrhus Frederic Skinner in Verbal Behavior adli eserini yayimladigi 1957 yilinda davranisci ekol psikolojide oldugu gibi dilbilimde de basat hale gelmistir Skinner a gore dil ogrenimi genel ogrenme mekanizmalariyla gerceklesir Yani davranisciligin uyaran tepki bagi temelli teorilerine gore dil ogrenimi cevre kosullarinin etkisiyle dil kullanimini ogrenen cocukta pekistirme yoluyla dilsel davranislarin gelistirilmesi seklinde ifade edilebilir Chomsky nin iki yil sonra kaleme aldigi Skinner in eserini elestirdigi makalesi ise yalnizca dilin davraniscilarin varsaydigi gibi ogrenilmedigini iddia etmekle kalmaz ayni zamanda davraniscilik ekolune cok keskin elestiriler getirir Chomsky ayrica davraniscilarin kullandigi ogrenim ifadesi yerine dogustanciliga uygun cagrisimlari olan edinim ifadesini kullanir Uyaranin yetersizligi Chomsky nin uyaranin yetersizligi Poverty of Stimulus savi olarak bilinen elestirisinin ana iddialarindan biri dil edinim surecinin kosullanma ile gerceklesemeyecegidir Chomsky ye gore 1 cocuklarin bir dili anlama ve konusma becerisini kazanma hizi ve bu beceriyi duzgun bir sekilde kazanma kabiliyeti 2 cocuklarin maruz kaldigi dilsel uyaranlarin gucsuzlugu ve 3 uyaran cesitliliginin edinilen dil cesitliligine etkisinin onemsiz bir seviyede olmasi cocuklarin sozdizimi bilgilerini ogrenme yoluyla edinmediklerine isaret eder Baska deyisle cocuklar ana dillerini taklit dinleme ve tekrarlama surecleriyle ogrenmezler zira davranisci yontem gundelik hayatta dilbilgisi acisindan hatali eksik ya da yanlis ifadelerle dolu bir suru ses uyaraniyla karsi karsiya kalan cocuklarin nasil olup da ana dillerinde dogru cumleleri yanlis cumlelerden rahatlikla ayirabildiklerini aciklamakta yetersiz kalir Ayrica Chomsky ye gore cocuklar daha once hic ornegini gormedikleri yeni cumleler olusturabilir ve bu tur ifadelerin de dilbilgisi acisindan dogru olup olmadigini belirleyebilirler Dilin siirsel islevi de insanin dili hicbir dissal uyarandan kaynaklanmayan bir tarzda kullanma kapasitesinin bariz bir kaniti olarak gorulebilir Uyarandan bagimsizlik ve yaraticilik ozelliklerinin yani sira insan dili iki ozellige daha sahiptir Bu ozelliklerin dilin sinirsizligi ve tutarliligi duruma uygunlugu oldugunu belirten Chomsky nin sinirsizlik ozelligi dedigi sey Humboldt un konusan kisinin sinirli araclari sinirsiz bir bicimde kullandigi saptamasina gondermede bulunur Insan dilleri sinirli malzemeyle sonsuz sayida cumle uretmeye imkan taniyan bir yapiya sahiptir Tutarlilik ise insanin olagan dil kullaniminin bir delinin abuk subuk konusmasindan farkli olmasidir Dil Edinim Aygiti Dolayisiyla dil edinimiyle ilgili dogustan gelen bir yeti varsayilabilir Chomsky bu iddiasini desteklemek uzere insanda Dil Edinim Aygiti Language Acquisition Device LAD dedigi bir mekanizmanin varligini ileri surer Baska bir deyisle zihinde bir cesit dil sablonu bulunmaktadir ve bu sablon etkin hale gecmek icin en ufak bir uyarani yani dil girdisini beklemektedir Chomsky dilbilimin gorevinin bu aygitin ne oldugunu ve olasi insan dillerini ne bicimlerde kisitladigini belirlemek oldugunu soyler Bu kisitlarin ortaya koydugu evrensel ozellikler de evrensel dilbilgisi kurallari olarak ifade edilir Chomsky ye gore insanlar evrensel dilbilgisi bilgisiyle dogarlar Evrensel dilbilgisi cocugun dil edinim surecinde cevresinde konusulan dile dair tecrubelerinden ne tur sonuclar uretecegini belirleyen yapidir Chomsky nin deyimiyle cocugun dil becerisi zamani gelince ergenlik cagina girmek gibi kendiliginden ortaya cikan yani cocugun basina gelen bir seydir Chomsky dil yetisinin insanin asli ozelliklerinden biri olduguna dair savini zihinsel gelismesinde ya da bazi duyusal organlarinda sorun olan cocuklarda da dil gelisiminin belli bir seyrinin izlenebilecegi iddiasiyla da destekler Dil yetisi insanlarda cok ciddi patolojik durumlarda ve yoksunlukta bile islevini surdurur Down sendromlu cocuklar diger zihni yeteneklerde cok ciddi gelisme gosteremeseler de yavas yavas ve sinirli bir bicimde dil edinirler Gormeyen cocuklarin dil yetileri bir deneyimden yoksun olmalarina karsin normal gelisir Hatta onlar gozunu dikerek bakmak uzun uzun bakmak izlemek gibi gorsel ifadeleri aynen goren insanlar gibi kullanir Meseleye tersinden yaklasildiginda da benzer bir sav one surmek mumkun gorunmektedir Dilek Uygun a gore ozel dil bozukluklari dil yetisinin kendine ozgu ve bagimsiz oldugu savini desteklemektedir Bu tur bozukluklara sahip cocuklar diger bilissel yetenekler konusunda baska cocuklarla benzer ilerlemeler kaydederken dil ediniminde yasitlarindan geri kalirlar Dil yetisi dolayisiyla diger bilissel yetilerden bagimsiz domain spesific bir yetidir Dogustancilik argumani Dil yetisinin dogustan oldugu iddiasi evrimci yaklasimla uyum icindedir ancak Chomsky bu yetinin zorunlu bir secilimden kaynaklandigi kanisinda degildir Aksine insan belirsiz bir zamanda tesadufi bir rastlanti sayesinde ve baska meselelerle ilgili secimlerinin bir yan urunu olarak bu yetiyi kazanmistir Bu gorusu 2002 yilinda bir psikolog ve bir dilbilimciyle birlikte yazdiklari bir makalede savunur Dunyaya inen bir Marsli dunyadaki canlilar arasinda dikkat cekici bir benzerligin yani sira temel bir farkliliga sahip oldugunu fark eder bu farklilik ortak bir iletisim kodunun olmamasidir Marslinin arastirmasini derinlestirdikce gorecegi sey ise insan iletisiminin diger butun canlilardan kayda deger bicimde farkli oldugudur ve bu iletisim yontemi sanki genetik kod gibi orgutlenmistir hiyerarsik uretici tekrarlamali ve sinirsizdir Makalede genis anlamda dil yetisi FLB ve dar anlamda dil yetisi FLN ayrimi yapan yazarlar FLB nin duyu motor sistemi kavramsal yonelimsel sistem ve tekrarlama icin hesaplamaya dayali mekanizmalar icerdigini FLN nin ise yalnizca tekrarlama ozelligini icerdigini ve bunun dil yetisinin insana ozgu bileseni oldugunu one surerler Butun insan dillerinin ortak bir ozelligi olarak cumlenin icine sonsuz sayida cumle parcacigi sifat zarf gibi bilesenler eklenebildigini anlatan tekrarlama ozelligi evrensel dilbilgisinin ozelliklerinden biridir Yazarlara gore tekrarlama ozelligi iletisime yardimci olmasi icin degil toplumsal iliskilere ya da sayisal olcume bagli sorunlarimizi cozmek icin gelismis bir ozelliktir ve insanlar karmasik bir dil kullanabilmeye ancak tekrarlama ozelligi diger motor ve algisal yetilerle bag kurduktan sonra baslayabilmistir Chomsky icin dil yetisinin dogustan geldigi fikri dilin muhtemel bir genetik mutasyon sonucu ortaya ciktigi anlamina gelmektedir Altinors Chomsky nin ona atfedilen dogustancilik yaklasiminin aslinda kendi gorusunun carpitilmis bir yorumu oldugunu ve dogustan dilbilgisi gibi bir kavrami hicbir zaman kullanmadigini kullandigi kavramin dogustan ilkeler oldugunu soylediginin altini cizer Chomsky nin evrensel dilbilgisi dedigi bu ilkeler ancak dilsel verilerle iliskiye girdiginde etkin hale gelir verilere gore ozelleserek belirli bir dilin ogrenilmesini mumkun kilarlar Evrensel Dilbilgisi Kurallari Evrensel dilbilgisine gore butun insan dillerinde birtakim ilkeler ve parametreler bulunmaktadir Ilkeler ozel dillerden bagimsiz dilden dile degismeyen ozelliklerdir parametreler ise her dilde farklilik gosterebilen ozelliklerdir Arastirmacilar butun diller ve cogu diller icin gecerli olan 2029 adet ilke ve parametre belirlemislerdir Bu ilke ve parametreler toplamda alti bine yakin dili kapsamaktadir Ornegin biraz evvel dil getirilen tekrarlama ozelliginin yani sira yapi bagimlilik ya da her dilde ad ve yuklem gibi sozluksel kategorilerin varligi evrensel dilbilgisi ilkelerindendir Yapi Bagimlilik Bu ilkelerden yapi bagimlilik dilbilgisel sureclerin kelimeler ya da kelime dizileri uzerinden degil cumlelerdeki yapilar uzerinden isledigini dile getirir Bu durum bir cumlenin soru formuna cevrilme kuralini yuzey yapiya bakarak hesaplamaya dayali yontemlerle cikaramayacagimiza cumlenin anlamsal icerigiyle ilgili olan derin yapiyi isin icine katmamiz gerektigine dair bir ornekle gosterilebilir The girl is beautiful cumlesini soru cumlesi formuna cevirdigimizde Is the girl beautiful cumlesini elde ederiz Ayni sekilde The girl is leaving cumlesi Is the girl leaving seklinde soruya donusturulur Iki cumlenin soruya donusturulmesinde de ayni kuralin isledigi gorulur Cumledeki ilk is kelimesini ya da yardimci fiili cumlenin en onune getirerek soru cumlesi olusturulur Ancak The girl who is beautiful is leaving cumlesini soru cumlesine cevirirken ayni kurali islettigimizde Is the girl who beautiful is leaving gibi dilbilgisi acisindan yanlis bir cumle elde ederiz Dogru soru formati ise Is the girl who is beautiful leaving seklinde olmalidir Yani bu cumleyi soru cumlesine cevirirken birinci degil ikinci is cumlenin basina gecmistir Ornegi biraz daha karmasiklastirmak istersek The girl who is likely to lose her keys while she is drunk is leaving ile Is the girl who is likely to lose her keys while she is drunk leaving olumlu ve soru cumlelerini elde ederiz Burada da gordugumuz uzere ilk ya da ikinci is kelimesini cumlenin basina gecirerek soru olusturmaya kalktigimizda cumle hatali olacaktir The girl who is likely to lose her keys while she is drunk is leaving the bar to continue drinking at another bar which is owned by her uncle who by now is I think as drunk as she is cumlesinde oldugu gibi ifadeyi istedigimiz kadar uzatip karmasiklastirabiliriz Ornegin de gosterdigi gibi tek tek kelimelerin yerlerini degistirmekle hangi kelimeyi nereye almamiz gerektigine dair hesaplamalar yapmakla herhangi bir yere varamiyoruz Chomsky bu gibi orneklerden hareketle cocuklarin istatistiksel yontemler kullanmadiklarini dilin yuzey yapisi ve derin yapisina butunsel olarak basvurarak dogru dilbilgisi kurallarini hizla ogrendiklerini ve uyguladiklarini savunur Tekrarlama Daha once de kisaca bahsedildigi uzere tekrarlama ozelligi cumle icinde bir bileseni ayni bilesenin icine yerlestirebilme imkani ya da baska bir deyisle belirli bir dilsel bilesen ya da dilbilgisel yapinin tekrar tekrar kullanilabilmesidir Ornegin Benim buyuk buyuk buyuk babam ya da babamin babasinin babasinin babasi gibi bilesenler sonsuzca tekrarlanabilir Chomsky nin tekrarlama ozelligi ile yeni cumle olusturma yetisi arasinda onemli bir baglanti oldugunu varsaydigini soyleyen Geoffrey K Pullum ve Barbara C Scholz ise dilbilgisel ifadelerin sonsuzca tekrarlanabilmesi imkaninin dilsel yaraticiligi aciklamak icin ne gerekli ne de yeterli oldugunu savunur Yazarlar yukarida verdigim turden orneklerin ise sonsuza kadar tekrarlanabileceginin ancak bunun yaraticilikla hicbir alakasi olmadiginin da altini cizerler Parametreler Her dilde zorunlu olarak gecerli olmayan kurallar olarak dusunulen parametrelere ornek olarak ise ornegin Ingilizcede oznenin zorunlu olarak kullanilmasi ya da ornegin Turkcede gizli ozne olarak disarida birakilmasi gosterilebilir Baska bir ornek olarak yine Ingilizce ve Turkcedeki bir fark ele alinabilir Ingilizcedeki Ozne Yuklem Nesne siralamasi ile Turkcedeki Ozne Nesne Yuklem siralamasi bu iki dilin yapisini farkli kilmakla birlikte her iki dilde de bu siralamalarin zorunlu kildigi birbirinden farkli ama kendi icinde bir kural olan kimi sozdizimsel oruntuler bulunmaktadir Evrensel dilbilgisi kuramina elestiriler Evrensel dilbilgisi teorisi davranisci ekolun sayginligina golge dusurmusse de dilbilim alaninda iki teori arasinda halen cok ciddi bir rekabet bulunmaktadir Bunun yani sira son yillarda dil edinimi ve dil bozukluklari ile ilgili yeni yapilan calismalarin sonuclari evrensel dilbilgisine yonelik elestirel bir tutum ortaya koymaya baslamistir Ancak elestirilerin ayrintilarina gecmeden once Chomsky nin evrensel dilbilgisi varsayimini yalnizca makul bir baslangic varsayimi olarak dusundugunun altini cizmekte fayda var Yine dilbilimci K David Harrison da kendisiyle yapilan bir roportajda dunya dillerinin yalnizca en fazla yuzde on besinin incelenebildigine ve evrensel dilbilgisi ile ilgili buyuk kuramlar olusturmak icin henuz cok erken olduguna vurgu yapar Chomsky nin one surdugu cocuklarin oldukca sinirli ve niteligi bozuk dil verilerine maruz kaldigina dair argumana karsi cikan Reali ve Christiansen e gore cocuklar kendilerine sunulan dil verilerinde bulunan birtakim dilbilgisi yapilarinin dagilimsal ozelliklerine bakarak ogrendikleri dilin yapisiyla uyumlu kurallari cikartabilir yani istatistiki bilgilerden genellemelere ulasabilir Ayni sekilde Michael Ramscar da argumanin cocuklarin maruz kaldigi olumsuz geri bildirimleri disladigini one surer Ramscar a gore cok sayida calismanin gosterdigi gibi cocuklar once dildeki duzensizlikleri go fiilinin ikinci halinin goed yerine went olmasi ya da mouse kelimesinin cogulunun mouses yerine mice olmasi bilmedikleri icin yanlis asiri genellemeler yapma hatasina duser ancak Ramscar in ortuk olumsuz geri bildirimler olarak ifade ettigi cevrelerinden aldiklari verilerle kendi hatalari arasindaki farkliliklari tecrube ederek dogru kullanimlari ogrenirler Geri bildirimle ilgili bir elestiri de cocuklarin dil kullanimlarinin yetiskinler tarafindan siklikla duzeltilmesi olgusunun yani acik olumsuz geri bildirimlerin goz ardi edilmesidir Elizabeth Bates ve Michael Tomasello gibi arastirmacilar da dili beynin icindeki dilin ogrenildigi ve kullanildigi yogun ve karmasik toplumsal cevreyle etkilesim icine giren bir dizi genel islem mekanizmasiyla aciklar Bates dil yetisinin biyolojik temelleri oldugunu kabul etmekle birlikte yalnizca dile ozel bir yetinin varligina karsi cikar Bazi dilbilgisi yapilarinin ve kurallarinin mumkun olmamasi evrensel dilbilgisinin kisitlamalarindan degil bilgi isleme duzenegi bellek hareket planlama ile ilgili biyolojik kisitlamalardan kaynaklanir Philip Lieberman da dili bir dil organi nin kortikal aglarina kodlanmis bir icgudu olmaktan cok ogrenilmis bir yeti olarak gorur ve dilin cok sayida farkli fonksiyonel yetiden olusmus norolojik bir sistem oldugunu one surer Lieberman a gore ayrica insan ve hayvan dilleri arasinda Chomsky nin iddia ettigi kadar niteliksel bir fark bulunmamaktadir Evrensel dilbilgisine alternatif olarak gelistirilen bir diger gorus de dilbilimci George Lakoff un uretimsel semantik gorusudur Lakoff Chomsky nin semantik ve sozdizimin birbirinden bagimsiz oldugu gorusunde oldugunu soyler ancak ona gore semantik sozdizim baglam ve diger faktorlerin hepsi sozdizim kurallarinda etkilidir Chomsky ise Dilbilim Savaslari adini alan dergi ve gazeteler uzerinden surdurulen tartismalarinda semantik ve sozdizimin bagimsiz olduklari gibi bir iddiayi hicbir zaman kullanmadigini kendi calismalarinin tam aksini ortaya koydugunu ve Lakoff un kendisini hic anlamamis oldugunu soyler Chomsky ve evrensel dilbilgisi kuramcilarina getirilen daha genel bir elestiri de kuramin Avrupamerkezci olmasi ve kulturel farkliliklari yok sayma egilimidir Geoffrey Sampson The Minds in Uniform makalesinde evrensel dilbilgisi ile Ingilizcenin birbirinin yerine rahatlikla kullanilabilecegini soyler Uretici dilbilgisi kuramcilarinin yalnizca Ingilizcenin ya da cogu Hint Avrupa dillerinin paylastigi yapisal ozellikleri belirlediklerini ve bunlara evrensel dilbilgisi kurallari adini verdiklerini one suren Sampson Cince ya da Malay dilinin bu ozellikleri tasimadigini aktarir Malay diliyle ilgili David Gil in bir calismasindan ornek veren Sampson a gore anadilleri Malay olan insanlar kendi aralarinda konusurlarken bu dilin dilbilgisinin evrensel yapisal ozelliklerin disinda ozellikleri oldugu gorulur Ancak ornegin Ingilizceden Malay diline ceviri yaptiklarinda ise evrensel kurallarla daha uyumlu gibi gorunen resmi bir Malay degiskesini kullanirlar Evrensel dilbilgisi savunuculari resmi degiskenin konusanlarin gercek dilsel becerisini ortaya koydugunu gunluk konusma dilinin ise kisitli bozulmus bir degiske oldugunu iddia eder Ancak Gil e gore gunluk kullanilan degiske konusanlarin gercek dilsel mirasini temsil etmektedir Nicolas Evans ve Stephen Levinson in evrensellerin asiri genellemeler oldugu evrensel dilbilgisi kuramcilarinin muazzam dilsel cesitliligi goz ardi ettikleri yonundeki elestirisi de Sampson un gorusuyle uyum icindedir Evrensel dilbilgisi kuramina karsi son donemde epeyce populer olan bir baska iddia da Amerikali dilbilimci Daniel Everett in uzun yillar calistigi Piraha kabilesinin dilinin Chomsky ye gore insan dilinin yegane ayirt edici ozelligi olan tekrarlama ozelliginden yoksun oldugu savidir Everett in Piraha dilinin renk ile ilgili kavramlar ve sayi terimlerinin yani sira gecmis zaman formuna da sahip olmadigi ve Piraha dilbilgisinin ic ice gecen cumle parcaciklarina izin vermedigi iddiasi cok sayida uzmanin konuyu irdelemesine neden olmustur Bu arastirmalar arasinda Everett in iddiasini destekleyen gorusler oldugu gibi dilbilimcinin tekrarlama ozelligini tamamen yanlis anladigini ya da Piraha dilbilgisini yanlis yorumladigini iddia eden gorusler de bulunmaktadir Chomsky ise bir roportajinda evrensel dilbilgisi baglaminda hic kimsenin dillerin yan cumleler ya da sayi terimleri icermesi gerektigine dair bir gorus one surmedigini soyler Son olarak evrensel dilbilgisi kuramini benimseyenlerin kurama getirdigi elestirilerden ornek vermek gerekirse Steven Pinker in da evrensel dilbilgisinin evrimsel kokenine dair farkli bir durus savundugunu belirtebiliriz Pinker a gore dil Chomsky nin iddia ettigi gibi anlik bir mutasyon sonucu ve dogal secilim mekanizmalarindan bagimsiz olarak degil Darwinci bakis acisiyla yani dogal secilim ilkeleriyle uyum icinde cesitli adaptasyonlar yoluyla ortaya cikmistir Pinker ayrica Ray Jackendoff la birlikte yazdigi 2005 tarihli bir makalesinde de Chomsky nin insan dilini hayvan iletisimden ve dili diger bilissel niteliklerden ayiran tek ozellik olarak tekrarlama ozelligini gostermesini elestirir Kaynakca Dilek Uygun Evrensel Dilbilgisi ve Dil Yetisi Elestiriler Yeni Yaklasimlar Dilbilim XV 2006 s 276 John Field Psycholinguistics The Key Concepts New York ve Londra Routledge 2005 s 316 Wolfgang B Sperlich Noam Chomsky London Reaktion Books 2006 s 8 9 http yildizliarif blogspot com tr 2014 05 the notion and development of universal html 2 Mayis 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 02 06 2015 http www iep utm edu bacon la 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 01 06 2015 http plato stanford edu entries roger bacon 5 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 01 06 2015 Barbara Landau Innate Knowledge A Companion to Cognitive Science William Bechtel ve George Graham ed Massachusetts Blackwell 1999 s 580 Rene Descartes Soylem Kurallar Meditasyonlar cev Aziz Yardimli Istanbul Idea 1996 s 47 Descartes in Chomsky nin teorisinin yani sira zihin felsefesine katkilariyla ilgili daha detayli bilgi icin Chomsky nin Dil ve Zihin eserinin birinci bolumune bakilabilir Noam Chomsky Dil ve Zihin cev Ahmet Kocaman Ankara Bilgesu 2014 s 43 Chomsky Dil ve Zihin s 45 Port Royal okulu ve Humboldt Chomsky nin ozellikle derin ve yuzey yapi ayriminin tarihsel onculeri olarak gorulebilir Stephanie Rumpza On the Origins of Universal Grammar Husserl s Response to Noam Chomsky ozet https www academia edu 3598971 On the Origins of Universal Grammar Husserl s Response to Noam Chomsky 3 Mayis 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Uyelik gerektirir Maddenin girildigi tarihte Rumpza dan talep ettigim makale henuz elime ulasmamisti Sperlich Noam Chomsky s 29 Chomsky Dil ve Zihin s 51 Noam Chomsky The Case Against B F Skinner The New York Review of Books 30 Aralik 1971 http www chomsky info articles 19711230 htm 29 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 03 06 2015 Chomsky davranisciligi sadece dil felsefesi baglaminda elestirmekle kalmaz cok cesitli vesilelerle ekolun kuramlarinin siyasete ve etige temas ettigi alanlarda da karsi cikislarini surdurur Kisaca ifade edilirse davraniscilik insan davranislarinin belirlenebilecegini denetlenebilecegini ve yonlendirilebilecegini savunur Chomsky ise bu olanaklari kabul etmekle birlikte insan ozgurlugune vurgu yapar ve davranisciligin pratik alanlardaki uygulamalarinin tehlikeli olabilecek sonuclarina karsi uyarilarda bulunur Matteo Mameli ve Patrick Bateson An Evaluation of the Concept of Innateness Philosophical Transactions of the Royal Society Sayi 366 2011 s 437 Atakan Altinors Dile Davranisci Yaklasimlara Chomsky nin Itirazi Uzerine Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi Cilt 4 Sayi 14 2002 s 81 Chomsky Dil ve Zihin s 39 Jurg Strassler Mentalism Key Ideas in Linguistics and the Philosophy of Language Siobhan Chapman ve Christopher Routledge ed Edindurgh Edinburgh University Press 2009 s 130 Bilge Ozturk Evrensel Dilbilgisi ve Dilbilgisi Eslestirme Modelleri Dilin Zihindeki Durumuna Yaklasimlar Dil Dergisi Sayi 144 Nisan Mayis Haziran 2009 s 75 Ancak Chomsky ye gore bu aygitin ve genel olarak dilin ozelliklerini kazandiran seylerin ne oldugunu anlamak konusunda Descartes tan daha ileride degilizdir Yine de bu sorun aliskanlik ya da kosullanma gibi davranisci kavramlarla ya da dogal secilim ile de aciklanamaz Chomsky Dil ve Zihin s 39 http en wikipedia org wiki Universal grammar 5 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi erisim tarihi 02 06 2015 D Terence Langendoen Linguistic Theory A Companion to Cognitive Science William Bechtel ve George Graham ed Oxford ve Massachusetts Blackwell Publishers 1999 s 241 Atakan Altinors Dile Davranisci Yaklasimlara Chomsky nin Itirazi Uzerine s 80 Noam Chomsky Bilgi Sorunlari ve Dil Managua Dersleri cev Veysel Kilic Istanbul BGST Yayinlari 2009 s 52 den aktaran Altinors Dile Davranisci Yaklasimlara Chomsky in Itirazi Uzerine s 81 Dilek Uygun Evrensel Dilbilgisi ve Dil Yetisi Elestiriler Yeni Yaklasimlar s 276 a b Tool Module Chomsky s Universal Grammar http thebrain mcgill ca flash capsules outil rouge06 html 10 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 01 06 2015 Marc D Hauser Noam Chomsky ve W Tecumseh Fitch The Faculty of Language What Is It Who Has It and How Did It Evolve Science Cilt 298 22 Kasim 2002 s 1569 Altinors Dile Davranisci Yaklasimlara Chomsky in Itirazi Uzerine s 82 Ewa Dabrowska What Exactly is Universal Grammar and Has Anyone Seen It http www northumbria ac uk static 5007 sasspdf whatexactlyisUG pdf 28 Agustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 03 06 2015 http typo uni konstanz de archive intro index php 25 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde http thebrain mcgill ca flash capsules outil rouge06 html 10 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Michael Byram Routledge Encyclopedia of Language Teaching and Learning New York ve Londra Routledge 2000 s 647 Geoffrey K Pullum ve Barbara C Scholz Recursion and the Infinitude Claim Recursion and Human Language Harry Van Der Hulst ed Berlin ve New York De Gruyter Mouton 2010 s 126 Ingilizcede I drank water yerine Water drank I seklinde bir sozdizimsel siralama kullanilamaz Ancak ayni seyi Turkcede dusundugumuzde karsimiza daha muglak bir kural cikiyor gibi duruyor Turkcede ozneyi cikarmadigimizi dusunerek Ben su ictim cumlesiyle Su ictim ben cumlesi ya da Ben ictim su cumlesinin her biri farkli baglamlari ve farkli vurgulari ortaya cikarmak amaciyla kullanilabilir Yine de Su ben ictim ifadesinin anlamli olabilmesi icin belirtisiz nesne yerine belirtili nesne kullanmamiz gerektigini dusunulebilir Dilek Uygun a g m s 275 Johnson Seven Questions for K David Harrison The Economist 23 Kasim 2010 http www economist com blogs johnson 2010 11 interview 2 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 04 06 2015 Chomsky Dil ve Zihin s 244 Dilek Uygun a g m s 278 Michael Ramscar ve Daniel Yarlett Linguistic Self Correction in the Absence of Feedback A New Approach to the Logical Problem of Language Acquisition Cognitive Science Sayi 31 2007 s 927 http en wikipedia org wiki Chomsky 4 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi erisim tarihi 04 06 2015 Elisabeth Bates On the Nature and Nurture of Language Frontiers of Biology The Brain of Homosapiens R Levi Montalcini D Baltimore R Dulbecco F Jacob seri ed ve E Bizi P Calissano V Voltera cilt ed Roma Istituto della Enciclopedia Italiana fondata da Giovanni Trecanni S p A 1999 http crl ucsd edu bates papers pdf bates inpress pdf 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde http thebrain mcgill ca flash capsules outil rouge06 html 10 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Philip Lieberman Human Language and Our Reptilian Brain The Subcortical Bases of Speech Syntax and Thought Cambridge Massachussetts ve Londra Harvard University Press 2002 George Lakoff Deep Language The New York Review of Books 8 Subat 1973 http www nybooks com articles archives 1973 feb 08 deep language 9 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Noam Chomsky Chomsky Replies The New York Review of Books 19 Temmuz 1973 http www nybooks com articles archives 1973 jul 19 chomsky replies 17 Kasim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tartismanin ayrintilari icin su esere de basvurulabilir Randy Allen Harris The Linguistic Wars Oxford ve New York Oxford University Press 1995 Geoffrey Sampson Minds in Uniform How Generative Linguistics Regiments Culture and Why It Shouldn t Dialogue and Culture Marion Grein ve Edda Weigand ed Amsterdam ve Philadelphia John Benjamins Publishing Company 2007 s 9 Geoffrey Sampson a g m s 10 Nicholas Evans ve Stephen C Levinson The Myth of Language Universals Behavioral and Brain Sciences Cilt 32 Sayi 5 2009 s 429 492 Daniel Everett Cultural Constraints on Grammar and Cognition in Piraha Current Anthropology Cilt 46 Sayi 4 Agustos Ekim 2005 s 621 646 Bu makalenin sonundaki elestirel fikirlerin yani sira evrensel dilbilgisi lehine bir karsi gorus icin Andrew Nevins David Pesetsky Cilene Rodriguez Piraha Exceptionality A Reassessment Language Cilt 85 Sayi 2 s 355 404 Noam Chomsky You ask the Questions The Independent 28 Agustos 2006 http www independent co uk news people profiles noam chomsky you ask the questions 413678 html 6 Mayis 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 05 06 2015 Steven Pinker ve Paul Bloom Natural Language and Natural Selection Behavioral and Brain Sciences Cilt 13 Sayi 4 s 707 784 Steven Pinker ve Ray Jackendoff The Faculty of Language What s Special About It Cognition Sayi 95 2005 S 202 vd