Friedrich Wilhelm Christian Carl Ferdinand von Humboldt (22 Haziran 1767, Potsdam – 8 Nisan 1835, ), Alman filozof, dilbilimci ve devlet adamı. Berlin Üniversitesi'nin kurucularındandır (bugünkü Humboldt-Universität zu Berlin).
Wilhelm von Humboldt | |
---|---|
Wilhelm von Humboldt | |
Tam adı | Friedrich Wilhelm Christian Carl Ferdinand von Humboldt |
Doğumu | 22 Haziran 1767 Potsdam |
Ölümü | 8 Nisan 1835 |
Çağı | 19. yüzyıl felsefesi |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri |
Humboldt, Alman kültür tarihinde uzun süre etkili olan bir kişiliğe sahiptir. Kardeşi Alexander ile düşündüğünde, kendi çağında bilim arzusuyla yanan, yeni ufuklar açan, küresel bir bilgi birikimine sahip başka uyumlu çift zor bulunur. Alexander bunun yanı sıra doğal bilimler için yeni ufuklar açarken, eğitim sorunları, devlet teorileri, dilin analitik incelenmesi gibi kültür bilimsel bağlamlarla aktif bir rol edinerek kardeşi Wilhelm’e yardımcı olmuştur.
Yaşamı
Ailesi ve gençlik dönemi
Humboldt ve kardeşi, babasının sayesinde burjuvazi bir hayat sürmüşlerdir. Büyük babası, Prusya Askeriyesi’nde subay olarak görev yapmıştır. Savaş dönemlerindeki başarılarından dolayı kendi isteğiyle, statüsü zadegân sınıfına yükseltilmiştir. Büyük Kamer Beyi Friedrich’in emriyle ordudan ayrıldığı dönemde oğlu Alexander Georg (1720 – 1779) dünyaya gelmiştir. 1776 yılların başında Alexander Georg, hügno soyundan dul ve güçlü bir kadın olan Elisabeth von Holwede ile evlenmiştir. Evlendiği kadının mal varlığı ile Alexander Georg Schloss Tegel’e değer bir kişi statüsü kazanmıştır. Bu evlilikten iki çocukları olmuştur. Çocukları Wilhelm ve Alexander, eğitim çağına geldiklerinde yazları Tegel’de, kışları ise Berlin’deki malikânelerinde eğitim görmüşlerdir.
Ailesi, bu iki kardeşe evlerinde bir öğretmen edasıyla dersler vermişlerdir. Çocuklarını Christian Kunth’un geliştirdiği büyütme teknikleriyle ve farklı alanlarda verdiği alan dersleri çerçevesinde büyütmüştür. Üniversiteye hazırlık döneminde iki kardeş Ulusal Ekonomi, İstatistik ve Felsefe gibi özel dersler almıştır. Onlara hocalık yapan Kunth, abisinin ölümünden sonra Bayan Humboldt için akıl hocalığı rütbesini elde etmiştir ve onların koruması altına girmiştir. Wilhelm von Humboldt daha sonraları Prusya Reformları döneminde Kunth’u ortak çalışmalarında hep desteklemiştir. Yine Wilhelm, Kunth öldükten sonra isteği üzerine onun cenazesini Tegel’deki Humboldt Aile Mezarlığı’na defnetmiştir.
13 yaşından sonra Wilhelm akıcı bir şekilde Yunanca, Latince ve Fransızca konuşmaya başlamıştır ve dönem edebiyatının önemli yazarları arasında yer almıştır. Onun muazzam çalışmaları, ilmini takip edenlerde büyük bir merak uyandırmıştır. Kunth’un çizgisinde iki kardeş, evlerinde belli aralıklarla tıp, psikoloji ve fizik dersleri almıştır. O dönemde erdemli kişilerden oluşan “Bund der Freunde Derneği’ne üyeliğine dair gizli bir yazı aldığında Wilhelm, örgüte üye olan yabancılarla ilgilenen Caroline von Dacheröden ile bir süre iletişimde bulunmuştur.
Anneleri bu iki kardeşin her zaman farklı alanlarda eğitim almasını istemiştir. Bunun sebebi onların bir devlet bünyesinde kolayca memurluk elde edebilecek özelliğe sahip olmalarını amaçlamasıdır. Wilhelm Hukuk Bilimleri üzerine, Alexander ise Devlet Ekonomisi üzerine eğitim almıştır. Daha sonra bu iki kardeş Kunth’un izinde Frankfurt Üniversitesi’nde eğitime başlamıştır; ancak Wilhelm 1788 yılında Göttingen’de eğitime devam etmek istediği için buradaki eğitimine ilk dönemde son vermiştir.
Weimar Klasik dönemi ile ilişkisi
Göttingen’e yerleştikten sonra Humboldt kendi ilgi alanlarını belirlemiştir. Sonra dürtülerini, ilgi alanlarını ve anlayışlarını takip etmiştir. Eğitim alırken Hukuk yerine daha çok Felsefe, Tarih ve eski dillere yönelik çalışmalar yapmıştır. Bunun yanı sıra bu konuda uzman olan Lichtenberg ve Heyne’nin çalışmalarını takip etmiştir. Aynı yıl içerisinde, 1788 yılında, karısı Caroline von Dacheröden ile tanışmıştır. Bu çiftten kalan mektuplarda, Wilhelm ve Caroline 19 ve 20. yüzyıllarda geçerli olan Alman burjuvazisi içindeki cinsiyet davranışlardan örnekler vermişlerdir.
1788 yılının sonlarına doğru Humboldt Göttingen’deki eğitim gördüğü yerden çıkarak Rhein / Main bölgesine doğru bir gezi yapmıştır. Burada meşhur bilim adamlarından Georg Foster ve Goethe’nin gençlik arkadaşı Friedrich Heinrich ile tanışmıştır. 1789 yazında eski hocasıyla Paris Devrimi’ne yol açan gezisini yapmıştır. Devrim çalışmalarının yanı sıra Humboldt, öksüz çocuklarla ilgilenmiştir ve terk edilmiş çocuklar için bir yurt açmıştır. Yeni yıla girerken nişanlısıyla seyahat ettiği Weimar’da ilk defa Friedrich Schiller ve Johann Wolfgang von Goethe ile tanışmıştır.
1790 yılının başında 4 dönemlik okulu bitirdikten sonra devlet hizmetine girmiş, burada yargıç olarak adalet dairesinde çalışmıştır. Bu görevle beraber devlet adına diplomatik görevlerde bulunmuştur. 1791 yılının Mayıs ayında yargıçlık makamının ona aykırı olduğunu, yeni vazifelere katılacağını ve aile durumlarını öne sürerek görevinden ayrılmıştır. 29 Haziran 1791 yılında Erfurt’ta evlendikten sonra eşiyle birlikte Eski Yunan Dilleri, Kültürü, Sanatı, Felsefesi üzerine çalışmalar yürüttükleri ve eski filozof ’un düşünceleri ile zamanla derinleştikleri Tühringen’deki evlerine yerleşip, orada birkaç yıl yaşamışlardır. Antik dönemle ilgili uğraşları, Humboldt’a tüm insanlığın felsefi olarak tanımlanması yönünde çok yarar sağlamıştır. Çalışmaları sonucunda kendisine göre yaptığı çıkarımlara dayanarak Humboldt Yunan düşüncelerini ‘Olmak ve yaratmak istediğimiz bir hayal’ olarak tanımlamıştır. 1793 yılında Antik çağ ve Yunan dönemi üzerine yazı yazarak bunu yayımlamıştır. Burada Philhelinizm akımı üzerine vurgular yaparak bunu sert bir dille ifade etmiştir.
Humboldt 1794 yılında ailesi ile o dönem Schiller’in etkisinin var olduğu Almanya’nın Jena şehrine taşındığı zaman, Yeni Hümanizma’ya duyduğu yüksek saygıdan ve yaygın bilgisinden dolayı, çoktan Alman Klasik Dönemi’nin önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Önce Schiller’e, sonra Goethe’ye karşı üstlendiği rol katı analistlerin, yapıcı eleştirmenlerin ve usta danışmanların devamı niteliğindeydi. Hatta bazı eserleri, Schiller’in nazımları, Wallenstein oyunu ve Goethe’nin ‘Herrmann ve Dorothea’ adlı eseri arasında değerlendirilerek beğeni toplamıştır.
Humboldt’un Antik Yunan’a karşı duyduğu ideal inancı ve onun sonradan gelen etkisi Klasik Alman Dönemi’nin eğitim esaslarında etkisini sürdürmüştür: “Humboldt, kendisini Goethe kadar derin bir bilgi hacmine sahip, Schiller kadar dinamik ve ikisi gibi yaratıcı olarak kabul etmese de Almanya’daki gelişmelerde en güçlü ve en uzun etkiye sahiptir.” 1797 yılına kadar Humboldt’un Schiller ile olan birlikteliği devam etmiştir. 1795/96 yıllarında birlikteliklerine ara vermişlerdir ve bu birliktelik tam olarak Elisabeth von Humboldt’un ölümüyle son bulmuştur. Onun ölümü ile sahip olduğu güç, oğullarına geçmiştir ve bu onları maddi yönden bağımsız kılmıştır. Wilhelm bu fırsat ile Schloss Tegel’de varlığını sürdürmüştür ve Alexander Amerika araştırma gezisi için kendini bu sermaye ile finanse etmiştir.
Humboldt: Mimar ve Şato Sahibi
Humboldt 51 yaşındayken hayatının yerini ve düzenini yeniden belirlemiştir. Tegel’de babasından kalma miras ile ileriki yaşam noktasını, özellikle eğilimlerine ve estetik görüşüne tam ters düşecek bir biçimde çocukluk günlerinin “sıkıcı şatosunu” inşa etmeye karar vermiştir. Antik sanat ve kültür Humboldt’'un eğitim olgusunda önemli ölçüt olmuştur: Şimdi ise antik sanat ve kültür, bir evde varlığını göstermektedir. Bunun için mevcut yapının bir kısmının değiştirilmesinde ve restore edilmesinde Humboldt’un Roma’daki günlerinden bu yana saygı gösterdiği Karl Friedrich Schinkel’e görev düşmüştür. Schinkel mevcut yapıyı mimari bir cesaret göstererek dört kuleli cephenin etrafında genişletmiş ve Wilhelm ile Caroline’'nin on yıl içinde edindiği mermer plastikler ve alçı dökümleriyle donatılmış olan bir iç oda yapmıştır. Dolayısıyla burası kendine özgü bir malikâne olmakla beraber Prusya’nın ilk antik müzesi olmuştur.
Evin restore edilmesinden sonraki açılışı, Prusya Kral’ı ile Kraliçesi’nin ve diğer ünlü konukların katılımıyla 1824 yılının Kasım ayında gerçekleştirilmiştir. Humboldt ve Schinkel’in candan etkileşimi, birkaç yıl sonra Lustgarten’deki Eski Müze’nin açılışında bir kez daha etkisini göstermiştir. İnşaat ustası: Schinkel, nesne donatımı: Wilhelm von Humboldt. Sanat ve sanatçıların katkılarıyla varlığını sürdüren, 1825 yılında kurulan Sanat Dostları Derneği’nin başkanı olarak Humboldt kendi özelliklerini ve eski dünyaya dair kapsamlı bilgisini Eski Müze’nin yapılışında kullanmıştır. Humboldt 1830 yılında müzenin açılışı sırasında kralın ona yeniden değer göstermesine ve onu ödüllendirmesine sevinmiştir. Humboldt'a bundan böyle devlet komisyonunda oturumlara tekrar katılması önerilmiştir. O anda ciddi bir politik uyum düşünülmemiştir. Bunun üzerine Humboldt onur koltuğunu biraz çekinerek kabul etmiştir.
Humboldt’u yaşamının her evresinde destekleyen ve ona cesaret veren Caroline'nin 1832 yılında ölümünden sonra Humboldt' ta hızlı bir yaşlanma süreci gözlemlenmiş, bu hızlı yaşlanma sürecine Parkinson hastalığının belirtileri de eşlik etmiştir. Tegel’deki evinde bir günlük tutmaya da başlayan dul Humboldt bir Sone yazmıştır. 26 Aralık 1834 tarihinde yazılan sone şöyledir:
“Seviyorum sizi, evimin sessiz duvarları,/ Çünkü sizi sevgimle ördüm;/ Bakınca içinde kendimi gördüm,/ Bir de bana uzak mı uzak olanları.” Humboldt’tan sonraki kuşaklar -19. ve 20. yüzyılın tarihsel değişim zamanlarında- buranın görünümünün korunmasında etkin olmuş ve Tegel Şatosu'nun merak eden ziyaretçilerce gezilip görülebilir hem malikâne hem de müze olarak bugüne kadar kullanılmasını sağlamışlardır.
Theodor Fontane, Mark Brandenburg gezilerinde şatonun parkındaki aile mezarlığından övgüyle bahsetmiştir: Bu izlere Mark kumunun yüzyıllardır bir anlam kazandırdığını ve burayı binlercesi için uğranılması gereken bir yer haline getiren ünlü iki kardeşin, yüksekliğinin “umudu” çağrıştırdığı granit mezar taşlarının altında beraberce istirahat etmekte olduğunu belirtmiştir.
Roma’da Prusya büyükelçiliği görevi
Humboldt, annesinin ölümünden sonra kalan miras için Tegel’e geri dönmemiştir. O dönemde Napolyon’un İtalya’ya savaş açmasından sonra güvenliliğini de önemsemeyerek Paris’e gitmiştir. Burada dönemin bazı önemli kişileri ile tanışmıştır. Örneğin; Emmanuel-Joseph Sieyès, Mme. de Stael ve ihtilal dönemi ressamlarından David. Paris’ten sonra 1799 ve 1801 yıllarında İspanya’ya iki uzun süreli seyahat yapmıştır. İspanya’da Baskça dili üzerine son derece verimli dilbilimsel çalışmalar yapmıştır.1801 yılının yazında Humboldt, karısı ve çocukları ile Tegel’e geri dönmüştür. Burada tam olarak bir yıl kalmışlardır. Bir sonraki ilkbaharda daha verimli ve güvenilir bilgiler edinebilmek için, Humboldt İtalya’ya papa makamına Prusyalı bir temsilci olarak gitme şansını elde etmiştir. Burada adalet alanındaki göreviyle eşdeğer olarak diplomatik hizmet ve elçilik müşavirliği görevine atanmıştır. Kilisenin merkezi olan şehrin Fransız egemenliği altına girmesi ve kutsal makamların Napolyon’a bağlı kalmasından sonra aristokrat makamından birisinin Humboldt’u bu göreve önermesi, muhtemel rakiplerinin hoşuna gitmemiştir.
Prusya uyruğu altında üstlendiği konsolos temsilciliği görevinde Humboldt diplomatik görüşmelerde fazla yer almamıştır, dolayısıyla Roma’daki makamı olan Tomati Köşkünde Caroline ile sık sık görüşme fırsatına sahip olmuştur. Burada saray ve papa hükûmetinin yanı sıra Lucien Bonaparte, Bavyera veliahtı I. Ludwig’i, heykeltıraş Thorvaldsen ve Christian Daniel Rauch, Karl Friedrich Schinkel, gibi dönemin önemli isimlerini misafir olarak ağırlamıştır.
Roma’nın Humboldt’a etkisi ve altı yıllık Prusya Büyükelçiliğinin sonucunda Humboldt 23 Ağustos 1804 yılında Goethe’ye bir mektup yazmıştır.
‘Roma öyle bir yer ki burada bütün antik çağ hakkında düşüncelerimiz görsel olarak canlıdır. Elbette buradaki etkilerin çoğu, sadece şahsi dürtülerle zamanını geçirenler için çok belirgin. Böylesi bir etkilenme, daha ziyade bizden kaynaklanan şiddetli bir heyecan, gerekli bir aldatma olarak tezahür ediyor. Soylu ve yüksek saygı duyulan bir geçmiş, kendi başına bir güçtür, ancak kendi istençlerine karşı koyamayan için, inanılmaz bir yıkıntı kitlesini gözler önüne koyan bir yer de olabilir… Biz kendimizi, dolaysız olarak Atina veya Roma’nın bir sakini görme dürtüsüne kapılırsak, sadece bir yanılgıya düşmüş olurduk. Oysa sadece uzaktan, sadece genel yargılardan ve sadece bir geçmişin mirası olarak Antik çağ bize hoş görünür…’
1805 yılının yaz ayında Amerika gezisinden geri dönen ve ‘ikinci Kolombus’ olarak adlandırılan Alexander von Humboldt, Paris’te çalışmalarıyla ilgili geniş çaplı değerlendirme yapmadan önce kardeşi ve yengesini Roma’da ziyaret etmiştir. Burada üç ay kadar kalmıştır. Bu süreçte iki kardeş yoğun bir haberleşme ve içsel bir bağlılık içinde bulunmuşlardır. Ancak bazen iki kardeş birbirleri ile zıt duruma düşmüşlerdir. Humboldt kardeşlerinin kendi aralarında sergiledikleri ilişki ve birbirlerini tamamlayan etkileri ‘Prusyalı iki arkadaş’ olarak resmedilmiştir.
Eğitim Reformcusu
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun tasfiye olması, Jena ve Auersted yenilgisinden sonra Prusya'nın dağılması ve de 1806 yılında Fransızlar’ın Berlin'i işgal etmeleri Humboldt’un Roma'da görev yaptığı dönemde meydana gelmiştir; fakat Humboldt olan biteni uzaktan birebir takip etmiştir. Dışişleri Bakanı’nın işlerini de yürüten Devlet Bakanı Hardenberg’e 1806 yılının sonbahar ayında şöyle yazmıştır: “Yaşadığım ülkedeki görevimde hiçbir zaman hırslı, ilgili ve mutlu olmadım, başka bir konumda olmayı ne aradım ne de arzu ettim; fakat şimdi burada zorunlu kalıyor olmak ve zorda olan ülkem için hiçbir şey yapamamak bana acı veriyor.”
Berlin’de o dönemde ona uygun eşdeğer bir görev bulunamamıştır, dolayısıyla Roma'da 1808 yılının Kasım ayına kadar kalmıştır. Mülk meselelerini ve tahrip olan Tegel Şatosu'nun tazminatını düzenlemek için gerçekleştirdiği tatil ona ancak Almanya’ya geri dönme fırsatı sunmuştur. Oysa Almanya’ya geldiğinde Stein tarafından yürürlüğe konulan reformlar onu, "Kült ve Kamu Eğitimi Bölümü’nün” idareciliğini üstlenmek durumunda bırakmıştı. Stein Baronu’nun soğukkanlı bir şekilde bu kararı almasının sebebi, Humboldt'un o zamanda o görev için gerekli bir kişi olmasıdır. I. Friedrich Wilhelm tarafından kurulan ve II. Friedrich tarafından genişleme politikası olarak belirlenen Prusya Ordu Devleti, her şeyden önce iflasın eşiğindeydi ve Napolyon'a son derece bağımlı bir hal içinde bulunmaktaydı. Stein ve onun danışmanının düşüncesine göre bu durumdan kurtulup eski gücüne kavuşmak, Fransız Devrimi'yle ortaya çıkan vatandaşların özgürlük mücadelesine daha fazla imkân tanıma, vatandaşların öz sorumluluklarını teşvik etme ve bu yolla ulusa daha fazla kaynak bulma hedefiyle daha kapsayıcı reformlar ile mümkün olacaktı. Humboldt’un devlete yönelik kuramsal düşünceleri zaten çoktandır bu yöndeydi. Humboldt, Alman Liberalizmi’nin fikir babası olarak görülmektedir ve bu girişimiyle monarşik - muhafazakâr kuvvetlerin tersine Prusya’da başarılı olmuştur. 1792 yılında kaleme aldığı "Devletin Etkililiğinin Sınırlarını Belirleme Çabasına Dair Fikirler" adlı bilimsel makalesinde şu şekilde yazmıştır: “İnsanın gerçek amacı, değişen eğilimi, hatta sonsuza dek değişmeden kalan aklı insana emreden amaç değil, bir bütünde en büyük ve en orantılı gücünün oluşumunu sağlamaktır. Bu oluşumda eğitim birinci ve vazgeçilemez şarttır. (...) Çokların birleşmesinden oluşan çeşitlilik toplumu oluşturan en büyük metadır ve bu çeşitlilik kesinlikle devletin müdahalesi derecesinde sürekli kaybolup gitmektedir. Onlar gerçekte yalnızca kendileriyle birlikte toplumda yaşayan bir ulusun üyeleri değildirler, bunun yanı sıra hüküm sürdükleri devletle, yani düşünceyle ilişki kuran ayrı ayrı tebalardır, yani devletin üstün gücünün güçlerin serbest oyununu bozan bir ilişkidir. Aynı türden sebeplerin aynı türden etkileri vardır. Devlet ne kadar çok müdahil olursa, etkileyen, hatta etkilenen şey de o kadar benzer olur. (...) Fakat her kim diğeri için atıp tutarsa onun insanlığı yanlış tanıdığı ve insanlardan makineler yapmak istediği hakkında haklı olarak şüpheyle ilişkilendirilir.” Bu köklü değişikliklerin yaşandığı sırada Humboldt’un aday olarak gösterilmesinde, insan olarak değer gören bir varlık için eğitime duyduğu derin saygı etkili olmuştur. "İnsan bir ulustan ve çağdan, saygısını ve hayranlığını hediye edeceği tüm insan soyundan ne talep eder? Eğitimin, bilgeliğin ve erdemin mümkün mertebe güçlü ve genel bir şekilde yayılmasını ve iç değerinin öyle yükseğe çıkıp insanlık kavramının büyük ve onurlu bir karşılık kazanmasını talep eder.”
Humboldt göreve atanmasıyla yüzleştiğinde görevi kabul edip etmemekte tereddüt etmiştir. Bakan olup bununla birlikte sadece krala karşı sorumlu olmayıp İçişleri Bakanı Friedrich zu Dohna-Schlobitten’in altında bölüm şefi olarak görev alması kısmen bu tereddüttün nedeniydi. Görevinin önemi yüzünden ona ders olgusunun yeni düzenlenmesinde yeterince hareket özgürlüğü tanınmayacağından korkmuş olmalıydı. Karısı Caroline’ye "üzücü şeyler" ve içinde bulunduğu bir kriz hakkında yazmıştır. Humboldt yeni görevine atanma yazısını 1809 yılının Ocak ayına iki hafta kala okumuştur, atamasını reddetmiştir ve kraldan Roma’daki diplomatik görevine devam etmesini rica etmiştir. Ancak bunu yapmasına izin verilmemiştir; 10 Şubat’ta Gizli Devlet Kurulu’na ve İçişleri Bakanlığı’nın Kült ve Ders Bölümü Yöneticiliği’ne atanmıştır. Humboldt şartlara sonunda boyun eğdiğinde özgür ve yenilikçi olarak, Nicolovius, Süvern ve Uhden gibi meslektaşlarından destek görerek ilkokullarda ve halk okullarında, liselerde ve üniversite alanında kapsayıcı olduğu kadar tempolu ders planlarını, öğretmen eğitimlerini ve sınav olgularını Königsberg’deki görevinde hayret verici bir şekilde etkinleştirmiştir.
Kendi aristokratik, ayrıcalıklı var oluşuna oldukça yakın bağı bulunduğu için Humboldt’un eğitim ülküsü ekonomik zorlamalar ve toplumsal gerçeklikler bakımından eleştirilmiştir. Fakat Humboldt bizzat genel bir eğitim reformunu hedefliyordu; Kral’a 1809 yılının Aralık ayında hazırladığı raporu, hayat boyu eğitimin var olabileceği bir halk toplumunun oluşturulmasına yönelik teşviklerin belgelerini içeriyordu. “Genel olmak zorunda olan tamamıyla kesin bilgiler ve dahası kimsenin hata yapmayacağı zihniyet ve karakterin kesin bir oluşumu vardır. Kendisine ve kendi özel mesleğine bakmaksızın durumuna göre iyi terbiyeli bir insan ve vatandaş ise açık bir şekilde iyi bir usta, satıcı, asker ve iş adamıdır. Okul dersi ona burada gerekli olanı verirse o kişi mesleğinin gerektirdiği özel yeteneği sonradan oldukça kolay edinir ve hayatta sık sık olduğu gibi birinden diğerine geçme özgürlüğünü her zaman korur.”
Humboldt ilkokul, lise ve üniversiteden oluşan üç aşamalı bir okul sistemi istemiştir. 1809 güzünde okul olgusuna dair iki taslak sundu: “Königsberg Okul Planı” ve “Litvanya Okul Planı”; bunlar Alman okul tarihinin merkezi iki dokümanıdır. Bu taslaklar kulaktan dolma bilgiye karşı çıkmaktaydı ve "sadece genel insan eğitimini” amaçlamaktaydı. Bu tutum daha çok bir mesleki yöne sahip olan şövalye okullarına, askerî okullara ve özel liselere karşı durmaktaydı. Üç yıllık ilkokullar için Pestalozzi Yöntemi’nin devreye sokulmasını önermişti: “O yöntem aynı zamanda çocuğun her an duyduğuna, söylediğine ve yaptığına ve neden böyle değil de öyle muamele gördüğüne dair tam ve açık bilince sahip olmak zorunda olduğu bütün yöntemin ana ilkesidir.” Humboldt lise için hazırlık evresi olarak algıladığı Hümanistik Lise’ye dair yürürlükte olan fikirleri açıkça bildirmiştir. Yeni hümanizmin düşüncesinde zihin eğitimi olarak eski dillerin üstünlüğü üzerinde ısrar etmiştir.
Humboldt'un veya çalışma arkadaşlarının sonradan etkisini gösteren önlemleri şunlardır:
- Lise öğretmenlerinin eski dillerde, tarih ve matematikteki bilgi durumlarının belirleneceği öğretim kurulu sınavının 1810 yılında yürürlüğe konulması (examen pro facultate docendi);
- Bitirme sınavının 1812 yılında tek bir elde toplanması ve zorunlu hale getirilmesi (bu sınav 1834 yılında istisnasız zorunlu hale gelmiştir.);
- 1816 yılında on yıl süren bir Lise Dersi Eğitim Planı’nın ya da “Ders Yasası Planı’nın" hazırlanması (bir öneri olarak kalan, ama etkili olan eğitim programı).
Reform çalışmasının taçlandırılmış bir şekilde son bulması, 1810 yılında Berlin Üniversitesi'nin kurulmasının önünü açmıştır, Berglar bundan şöyle bahsetmektedir: "Bir Alman Eğitim Bakanı gururlu bir atama listesini tekrar göstermek zorunda değildi.” En renkli öğretmen kürsülerinde, başlarda Schleiermacher, Friedrich Carl von Savigny, Johann Gottlieb Fichte ve Barthold Georg Niebuhr vardı. Bayan Caroline’ye mektuptan yansıttığı gibi organizatör için bu küçük bir işti: Uzman öğretmenler -sürekli çakışan çıkarlarıyla, kıskançlıklarıyla, kıskanmalarıyla ve hükmetme hevesleriyle, söz konusu alanında destek ve teşvik kazandığı tek taraflı görüşleriyle- “en ele avuca sığmaz ve memnun edilmesi en zor insan sınıfıydı”.
Humboldt’un üniversite fikri, yüksekokul işletmesi ile doçentler arasındaki ilişkiyi ve onların öğrencileri için araştırma ve öğreti birimini öngörmekteydi. Her ikisinin masrafları devlet desteği ve yükümlülüğü tarafından kısıtlı olarak ödenmiştir. Humboldt, üniversitelerin sorumlu öz yönlendirmeleriyle; tabiri caizse sadece yüksek bir kuleden ve devletin kendi servetinden oluşturamayacağı araçlarla devlete ait amaçları da yerine getirebilecekleri düşüncesinden yola çıkmıştır. Alman Üniversitesi örneği olarak Humboldt’a özgü bir konuma, ancak 20. yüzyılda, 1903 yılında yayımlanan “Yüksek bilimsel girişimlerin iç ve dış örgütleri hakkında” adlı tasarı ile gelinebilmiştir.
Bağımsız ve kabinedeki meslektaşları gibi eşit haklarda etkili olabilmek için devlet komisyonundaki konumunu değerlendirme niyetinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Humboldt, Baron Stein’ın fikriyle Kral’ı ikna edebileceği umuduna kapılmıştır. Hiçbir şeyi başaramadığını fark edince komisyondaki bir yıllık görevinden istifa etmiştir. İşinden çıkarılmasına karar verilmesi iki buçuk ay sürmüştür, bu aylar içinde hem İçişleri hem de Dışişleri Bakanlığı Yöneticiliği için görüşmeler yapmıştır. Diplomatlık görevine sonradan geri dönebilmek için kilise meseleleri bölümü yöneticiliğini ricada bulunarak devraldığından dolayı bir önceki işinden kovulmasıyla bağlantılı olarak "Viyana'ya sıra dışı elçi ve tam yetkili bakan" olarak atanması yaşadığı hayal kırıklığını biraz da olsa hafifletmiştir.
Humboldt elinde bulundurduğu devlet dairelerindeki görevlerinden ayrıldığı için saldırıya uğramıştır. Kendini beğenme, zevk arayışı, rahatlık ve kendini diğerlerinden üstün görme, geri çekilmesinin kabul edilebilir örneklerini oluşturmuştur. Buna karşın, büyük bir hizmet ve devlet görevinde de tam güne yaydığı bitmez tükenmez azami bir iş hırsına sahipti.
Özgürlük ve Barış Diplomatı
Caroline von Humboldt kocası Eğitim Bakanı olarak göreve atandığında Roma’da kalmıştır. 1810 yılının sonbaharında çocuklarıyla birlikte kocasının yanında yaşamak ve Minoriten Meydanı'ndaki evde gösterişli bir toplum hayatı sürmek üzere Viyana'ya gitmiştir. Humboldt, Habsburg görevlerinde tanıştığı gençlik arkadaşı Friedrich Gentz sayesinde o zamanki Avusturya Dışişleri Bakanı’nın vekili Metternich ile tanışmayı başarmıştır. Böylelikle Hardenberg’e Napolyon ile Rusya arasındaki çatışmada ve Napolyon’a karşı başlayan kurtuluş savaşında Avusturya’nın tutumunu önceden güvenilir bir şekilde söyleyebilmiştir. Avusturya’nın koalisyona katılmasını arka alanda teşvik edebilmiştir. Bu Humboldt'un Scurla Biyografileri’ne göre onun diplomatik kariyerindeki en üst noktaydı.
Humboldt Viyana Kongresi'nde ve Alman Devletler Birliği hakkında yapılan müzakerelerde Hardenberg'in sağ kolu olarak görev almıştır ve eyalet dosyalarının biçimlenmesine sayısız bildiriyle katkıda bulunmuştur. Hardenberg’le yapılan bu önemli evrede Avrupa'nın yeni düzenini içinde barındıran bu uzlaşma maalesef uzun süreli olmamıştır. Çünkü Humboldt'un liberal ilkeleri ve etkileri, Hardenberg kendisini geliştirirken, Metternich’in giderek artan karşı devrimci çabalarıyla oluşan havayı fazlasıyla bir kenara itmiştir. Müzakereler bittikten sonra Metternich ve Humboldt arasında belirgin bir hal alan zıtlaşma nedeniyle Humboldt'un Viyana'daki rolü bitmiştir. Humboldt ilk olarak 1816 yılı boyunca Alman Devletler Birliği’ndeki açık bölgesel sorunları müzakereye bağlamak üzere Frankfurt’a gönderilmiştir, bunun sonrasında ise kalıcı olmak üzere Londra’ya görevine yollanmıştır. Humboldt, Hardenberg tarafından tekrar bir bakanlık görevine öngörülmüştür. Hardenberg, yetkisinde ve yönetim işlevinde Humboldt tarafından saldırıya uğrandığını düşünmüştür. Bunun üzerine aylardır devlet komisyonunun bir üyesi olarak Berlin'in siyasi işlerine katılan Humboldt’un acil bir şekilde Londra’ya gönderilmesini talep etmiştir.
Humboldt yurt dışına sürüleceği kararına yarım sene boyunca saygı göstermiştir, daha sonra sözde ailevi nedenlerden dolayı görevinden alınmasını rica etmiştir. Hardenberg onun Berlin’den uzaklaştırılma dilekçesini kabul etmiştir; fakat Humboldt ikinci dilekçesini doğrudan Kral’a yazmıştır ve bu ona cesaret kazandırmıştır: Humboldt, Frankfurt am Main’de yeniden Alman Devletler Birliği’nde Prusya’nın çıkarlarını gözetecekti. 1819 yılının Ocak ayında nihayet bakanlık görevine durumsal sorunlardan dolayı atanmıştır. Diğer ön koşullar altında anayasal bir monarşi için liberal temeller oluşturma ve böylelikle III. Friedrich Wilhelm'in anayasa sözünün, Humboldt'un düşündüğü gibi gerçekleşmesi şansı doğmuştur. Bu imkân üzerine ortaya çıkan manzara, devlet komisyonunun bir reformu için onun yeniden ortaya attığı talebini kendisine dayandırmasına, Hardenberg'in olağan mesafeli duruşuna ve kendine ait anayasa planlarına rağmen- teklif edilen bakanlığı üstlenmesine olanak sağlamıştır. Teklifin Humboldt'a sürgün getireceğini zanneden meraklı halk, onun teklifi onaylaması üzerine oldukça sevinerek tepki göstermiştir. Humboldt’un Berlin’e gitmesinden önce anayasa meselesinin önünü tıkamak isteyen Hardenberg onun Berlin görevini onaylamadan önce yaza kadar Humboldt’u Frankfurt’taki görevleri nedeniyle oyalamıştır.
Anayasa düşüncesine hiç de uygun olmayan bir zamanda Humboldt görevine başlamak zorunda kalmıştır. Görev süresine denk düşen zamanda Prusya ve Avusturya Devlet Başkanları arasında üniversitelerde ve normal yaşamda liberal çabaların baskı altına alınmasını ve kovuşturulmasını öngören Karlsbad Kararları müzakere edilip kabul edilmiştir. Daha sonraki zamanlarda Hardenberg ve Humboldt, Kral’a anayasa fikirlerini sunsalar da Prusya'da Karlsbad Anlaşması’ndan sonra anayasal bir düzenin oluşması olanaksızdı. Humboldt'un zaman zaman arkadaşlarını da arkasına alarak yürüttüğü mücadelesi, uzun süredir kaybettiği makamında yer almaktaydı. "Demagog"- Kovuşturması kapsamında polisin keyfi davranmasına karşı enerjik çıkışı 31 Aralık 1819 tarihinde görevinden uzaklaştırılmasına neden olmuştur; fakat o, görevinden uzaklaştırılmasını soğukkanlı olarak sineye çekmiştir.
Karşılaştırmalı Dil Araştırmaları’nın ve Karşılaştırmalı Dilbilimi’nin Kurucusu
Humboldt Tegel’deki on yıllık yaşamı boyunca öncelikli olarak dil araştırmalarıyla meşgul olmuştur. Bu çalışmalara yönelik malzemelerin bir kısmını seyahatlerinde kendisi toplamış, bir kısmını mektup yazışmalarından elde etmiştir, diğer bir kısmını ise kardeşi Alexander'ın araştırma gezilerinin malzemelerinden edinmiştir. Kardeşi 1827 yılından beri Berlin’de yaşamış ve Tegel’e Humboldt’u ziyaret etmek için sık sık gelmiştir. Humboldt, 20 yıl daha fazla yaşamış olduğu kardeşinin ölüm haberini bir mektup sayesinde öğrenmiştir.
“Humboldt kendisini hep oluşumun yanında görmüştür ve türler üzerine dil yapısındaki çeşitliliğin bir sebebe bağlanması anlamına gelen ve insanlığın zihinsel algılarında kurulu olan yeni bir dilbilimi çok etkin bir şekilde teşvik etmiştir: Bu çeşitliliğin içinde tüm dünyayı kapsayan, dillerin yapısının onun biricik araştırma nesnesi olan bir dilbilim (…) Humboldt çağdaşlarının arasında çoğu dili gramer açısından inceleyen adı sonsuza kadar uzanacak tek kişiydi. O aynı zamanda tüm dillerin ilişkisini ve onların insanlığın zihinsel oluşumuna etkilerin, en derinden ve en anlamlı bir şekilde araştıran kişiydi."
Gençlik yıllarında öğrendiği yabancı dillerin yanı sıra Humboldt’un dil hâkimiyeti İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Bask dili, Macarca, Çek dili, Litvanyaca’ya kadar uzanmıştır. Bilimsel araştırmaları, Amerika’daki yerli diller, eski Mısır dili, Çince, Japonca ve Hindistan Sanskritçesi dilleri üzerinedir. Bu kapsayıcı dilsel araştırma olgusunun kaynağı, dilin kesinlikle kilit rolü elinde bulundurduğu Humboldt'un kafasında canlandırdığı insan portresidir. “Çünkü insanın mizacı dilin beşiği, yurdu ve evi olduğu için dilin bütün özellikleri insanda fark edilmeden, gizli bir şekilde ortaya çıkmaktadır." Humboldt dilin ulusal karakterini ele alan bir inceleme yazısında şöyle yazmıştır: "Karakteri tanımlayarak ve aslında onu oluşturarak, belirsiz düşüncelere bir biçim vererek zihin çoğu kimsenin desteklediği etki sayesinde yeni yollar üzerinden nesnelerin özüne işler. (…) Bazı milletler kendi dillerinin onları dünyadan uzaklaştırdığı yağlı boya tablolarıyla adeta yetinmektedirler ve bu tablolarda daha fazla ışığı, ilgiyi ve uygunluğu bir araya toplamaya çalışmaktadırlar. Diğerleri adeta kendilerini düşüncelere gömmektedirler, ifadenin yeterince ortaya çıkarılamayacağına, ifadenin uygun yapılamayacağına inanmaktadırlar ve bunun üzerine biçimin kendi içinde tamamlanmasını göz ardı etmektedirler. Her iki tür milletin dilleri kendi dilinin karakteristik özelliğini kendi içinde taşımaktadır.”
Gelişmiş biçimdeki insanlar arası anlama ortak bir dili şart koşmaktadır; bu Humboldt'a göre bir şeyin asıl nedeni ve bilimsel ilerlemenin aracıdır: “Çünkü anlama düşünce tarzlarının ayrılmaz bir noktada bir araya gelmesidir, hatta ortak kısmın kendini emniyete aldığı, bireyleri aşan düşünce kürelerinin bir araya gelmesidir. Bu sayede düşüncenin edinilen her gelişmesi diğerlerinin sahip oldukları düşüncelerin üstüne çıkarak, benimsemede ve yeni bir gelişmede gerekli olan özgürlük prangalarını takmaksızın insan cinslerinin zihinsel ilerlemesini olanaklı hale getirmektedir.”
Düşünce kürelerinin bu bağlamda oldukça verimli bir şekilde bir araya gelmesini Tegelli kardeşler beraber tecrübe etmişlerdir- ve gelecek kuşakların bundan istifade etmesini sağlamışlardır. Wilhelm siyasi görevleri nedeniyle daha çok Prusya vatanseverliğini geliştirmiştir ve uzun süre Paris'te kalan Alexander'ı özlemiştir. Ancak her ikisi de temelde anavatana yönelik dar kafalılığı reddetmiş ve kozmopolit fikirlerini bilimsel çalışmalarında birleştirmişlerdir. , Wilhelm von Humboldt'un Alexander'a "Kozmoz”da (Evren) gönderme yapan sonraki cümlelerinde Humboldt-Kardeşlerin ortak vasiyetini görmüştür:
“Geçerliliği tarih boyunca gittikçe artan bir fikri betimleyecek olursak; herhangi biri tüm cinsin etraflıca tartışılan, fakat buna rağmen yanlış anlaşılan mükemmelleşmesini kanıtlamak isterse; insanlık fikri, çabayı ve insanlar arasına her türden düşmanca önyargıları, ayrıca tek yanlı görüşleri koyan sınırları ortadan kaldırmaktır. Bunun yanı sıra tüm insanlığa din, millet ve renk gözetmeksizin büyük bir kardeş kabile olarak, bir amaca ve iç gücün özgür gelişimine ulaşmada mevcut bir bütün olarak muamele etmektir. Bu, toplum olmanın son ve açık fikridir ve aynı zamanda insanın varlığının gelişmesi için kendi doğası sayesinde kendi içine yerleştirdiği yoldur.”
Ayrıca bakınız
Eserleri
- Socrates and Plato on the Divine (orig. Sokrates und Platon über die Gottheit). 1787-1790
- On the Limits of State Action, 1792.
- Über den Geschlechtsunterschied. 1794
- Über männliche und weibliche Form. 1795
- Outline of a Comparative Anthropology (orig. Plan einer vergleichenden Anthropologie). 1797
- The Eighteenth Century (orig. Das achtzehnte Jahrhundert). 1797.
- Latium und Hellas. 1806
- Geschichte des Verfalls und Untergangs der griechischen Freistaaten. 1807‒1808
- Über den zukünftigen Zustand Deutschlands. 1813 (Denkschrift)
- Pindars "Olympische Oden". Translation from Greek, 1816.
- Aischylos' "Agamemnon". Translation from Greek, 1816.
- Über das vergleichende Sprachstudium in Beziehung auf die verschiedenen Epochen der Sprachentwicklung. 1820
- Über die Aufgabe des Geschichtsschreibers. 1821
- Über die Entstehung der grammatischen Formen und ihren Einfluss auf die Ideenentwicklung. 1822
- Upon Writing and its Relation to Speech (orig. Über die Buchstabenschrift und ihren Zusammenhang mit dem Sprachbau). 1824
- On Schiller and the Path of Spiritual Development (orig. Über Schiller und den Gang seiner Geistesentwicklung). 1830.
- Rezension von Goethes Zweitem römischem Aufenthalt. 1830
- Heterogeneity of Language and its Influence on the Intellectual Development of Mankind (orig. Über die Verschiedenheit des menschlichen Sprachbaus und seinen Einfluss auf die geistige Entwicklung des Menschengeschlechts). 1836
Çalışmaları
- Gesammelte Schriften. Ausgabe der Preußischen Akademie der Wissenschaften, hrsg. von Albert Leitzmann, Berlin 1903–1936, Nachdruck 1968
- Werke in fünf Bänden. Studienausgabe, Darmstadt 2002
Makaleleri
- Über die Verschiedenheit des menschlichen Sprachbaues und ihren Einfluß auf die geistige Entwicklung des Menschengeschlechts. Paderborn 1998
- Über die Sprache. Reden vor der Akademie. Tübingen 1994
- Bildung und Sprache. 5. durchges. Auflage, Paderborn 1997
- Ideen zu einem Versuch, die Grenzen der Wirksamkeit des Staats zu bestimmen. Stuttgart 1986
- Trabant (Jürgen), Humboldt ou le sens du langage, Mardaga, 1995.
- Trabant (Jürgen), « Sprachsinn: le sens du langage, de la linguistique et de la philosophie du langage » in La pensée dans la langue. Humboldt et après, P.U.V., 1995.
- Trabant (Jürgen), « Du génie aux gènes des langues » in Et le génie des langues ? Essais et savoirs P.U.V., 2000
- Trabant (Jürgen), Traditions de Humboldt, Éditions de la Maison des Sciences de l'homme, Paris, 1999.
- Trabant, (Jürgen), « Quand l'Europe oublie Herder : Humboldt et les langues », Revue Germanique Internationale, 2003, 20, 153-165 (mise à jour avril 2005)
- Underhill, James W. « Humboldt, Worldview and Language », Edinburgh, Edinburgh University Press, 2009.
- Underhill, James W. "Ethnolinguistics and Cultural Concepts: truth, love, hate & war", Cambridge, Cambridge University Press, 2012.
- Kaynak 16 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Friedrich Wilhelm Christian Carl Ferdinand von Humboldt 22 Haziran 1767 Potsdam 8 Nisan 1835 Alman filozof dilbilimci ve devlet adami Berlin Universitesi nin kurucularindandir bugunku Humboldt Universitat zu Berlin Wilhelm von HumboldtWilhelm von HumboldtTam adiFriedrich Wilhelm Christian Carl Ferdinand von HumboldtDogumu22 Haziran 1767 PotsdamOlumu8 Nisan 1835Cagi19 yuzyil felsefesiEtkilendikleri Immanuel Kant J G FichteEtkiledikleri August Schleicher Humboldt Alman kultur tarihinde uzun sure etkili olan bir kisilige sahiptir Kardesi Alexander ile dusundugunde kendi caginda bilim arzusuyla yanan yeni ufuklar acan kuresel bir bilgi birikimine sahip baska uyumlu cift zor bulunur Alexander bunun yani sira dogal bilimler icin yeni ufuklar acarken egitim sorunlari devlet teorileri dilin analitik incelenmesi gibi kultur bilimsel baglamlarla aktif bir rol edinerek kardesi Wilhelm e yardimci olmustur YasamiAilesi ve genclik donemi Humboldt ve kardesi babasinin sayesinde burjuvazi bir hayat surmuslerdir Buyuk babasi Prusya Askeriyesi nde subay olarak gorev yapmistir Savas donemlerindeki basarilarindan dolayi kendi istegiyle statusu zadegan sinifina yukseltilmistir Buyuk Kamer Beyi Friedrich in emriyle ordudan ayrildigi donemde oglu Alexander Georg 1720 1779 dunyaya gelmistir 1776 yillarin basinda Alexander Georg hugno soyundan dul ve guclu bir kadin olan Elisabeth von Holwede ile evlenmistir Evlendigi kadinin mal varligi ile Alexander Georg Schloss Tegel e deger bir kisi statusu kazanmistir Bu evlilikten iki cocuklari olmustur Cocuklari Wilhelm ve Alexander egitim cagina geldiklerinde yazlari Tegel de kislari ise Berlin deki malikanelerinde egitim gormuslerdir Ailesi bu iki kardese evlerinde bir ogretmen edasiyla dersler vermislerdir Cocuklarini Christian Kunth un gelistirdigi buyutme teknikleriyle ve farkli alanlarda verdigi alan dersleri cercevesinde buyutmustur Universiteye hazirlik doneminde iki kardes Ulusal Ekonomi Istatistik ve Felsefe gibi ozel dersler almistir Onlara hocalik yapan Kunth abisinin olumunden sonra Bayan Humboldt icin akil hocaligi rutbesini elde etmistir ve onlarin korumasi altina girmistir Wilhelm von Humboldt daha sonralari Prusya Reformlari doneminde Kunth u ortak calismalarinda hep desteklemistir Yine Wilhelm Kunth oldukten sonra istegi uzerine onun cenazesini Tegel deki Humboldt Aile Mezarligi na defnetmistir 13 yasindan sonra Wilhelm akici bir sekilde Yunanca Latince ve Fransizca konusmaya baslamistir ve donem edebiyatinin onemli yazarlari arasinda yer almistir Onun muazzam calismalari ilmini takip edenlerde buyuk bir merak uyandirmistir Kunth un cizgisinde iki kardes evlerinde belli araliklarla tip psikoloji ve fizik dersleri almistir O donemde erdemli kisilerden olusan Bund der Freunde Dernegi ne uyeligine dair gizli bir yazi aldiginda Wilhelm orgute uye olan yabancilarla ilgilenen Caroline von Dacheroden ile bir sure iletisimde bulunmustur Anneleri bu iki kardesin her zaman farkli alanlarda egitim almasini istemistir Bunun sebebi onlarin bir devlet bunyesinde kolayca memurluk elde edebilecek ozellige sahip olmalarini amaclamasidir Wilhelm Hukuk Bilimleri uzerine Alexander ise Devlet Ekonomisi uzerine egitim almistir Daha sonra bu iki kardes Kunth un izinde Frankfurt Universitesi nde egitime baslamistir ancak Wilhelm 1788 yilinda Gottingen de egitime devam etmek istedigi icin buradaki egitimine ilk donemde son vermistir Weimar Klasik donemi ile iliskisiGottingen e yerlestikten sonra Humboldt kendi ilgi alanlarini belirlemistir Sonra durtulerini ilgi alanlarini ve anlayislarini takip etmistir Egitim alirken Hukuk yerine daha cok Felsefe Tarih ve eski dillere yonelik calismalar yapmistir Bunun yani sira bu konuda uzman olan Lichtenberg ve Heyne nin calismalarini takip etmistir Ayni yil icerisinde 1788 yilinda karisi Caroline von Dacheroden ile tanismistir Bu ciftten kalan mektuplarda Wilhelm ve Caroline 19 ve 20 yuzyillarda gecerli olan Alman burjuvazisi icindeki cinsiyet davranislardan ornekler vermislerdir 1788 yilinin sonlarina dogru Humboldt Gottingen deki egitim gordugu yerden cikarak Rhein Main bolgesine dogru bir gezi yapmistir Burada meshur bilim adamlarindan Georg Foster ve Goethe nin genclik arkadasi Friedrich Heinrich ile tanismistir 1789 yazinda eski hocasiyla Paris Devrimi ne yol acan gezisini yapmistir Devrim calismalarinin yani sira Humboldt oksuz cocuklarla ilgilenmistir ve terk edilmis cocuklar icin bir yurt acmistir Yeni yila girerken nisanlisiyla seyahat ettigi Weimar da ilk defa Friedrich Schiller ve Johann Wolfgang von Goethe ile tanismistir 1790 yilinin basinda 4 donemlik okulu bitirdikten sonra devlet hizmetine girmis burada yargic olarak adalet dairesinde calismistir Bu gorevle beraber devlet adina diplomatik gorevlerde bulunmustur 1791 yilinin Mayis ayinda yargiclik makaminin ona aykiri oldugunu yeni vazifelere katilacagini ve aile durumlarini one surerek gorevinden ayrilmistir 29 Haziran 1791 yilinda Erfurt ta evlendikten sonra esiyle birlikte Eski Yunan Dilleri Kulturu Sanati Felsefesi uzerine calismalar yuruttukleri ve eski filozof un dusunceleri ile zamanla derinlestikleri Tuhringen deki evlerine yerlesip orada birkac yil yasamislardir Antik donemle ilgili ugraslari Humboldt a tum insanligin felsefi olarak tanimlanmasi yonunde cok yarar saglamistir Calismalari sonucunda kendisine gore yaptigi cikarimlara dayanarak Humboldt Yunan dusuncelerini Olmak ve yaratmak istedigimiz bir hayal olarak tanimlamistir 1793 yilinda Antik cag ve Yunan donemi uzerine yazi yazarak bunu yayimlamistir Burada Philhelinizm akimi uzerine vurgular yaparak bunu sert bir dille ifade etmistir Humboldt 1794 yilinda ailesi ile o donem Schiller in etkisinin var oldugu Almanya nin Jena sehrine tasindigi zaman Yeni Humanizma ya duydugu yuksek saygidan ve yaygin bilgisinden dolayi coktan Alman Klasik Donemi nin onemli temsilcilerinden biri olmustur Once Schiller e sonra Goethe ye karsi ustlendigi rol kati analistlerin yapici elestirmenlerin ve usta danismanlarin devami niteligindeydi Hatta bazi eserleri Schiller in nazimlari Wallenstein oyunu ve Goethe nin Herrmann ve Dorothea adli eseri arasinda degerlendirilerek begeni toplamistir Humboldt un Antik Yunan a karsi duydugu ideal inanci ve onun sonradan gelen etkisi Klasik Alman Donemi nin egitim esaslarinda etkisini surdurmustur Humboldt kendisini Goethe kadar derin bir bilgi hacmine sahip Schiller kadar dinamik ve ikisi gibi yaratici olarak kabul etmese de Almanya daki gelismelerde en guclu ve en uzun etkiye sahiptir 1797 yilina kadar Humboldt un Schiller ile olan birlikteligi devam etmistir 1795 96 yillarinda birlikteliklerine ara vermislerdir ve bu birliktelik tam olarak Elisabeth von Humboldt un olumuyle son bulmustur Onun olumu ile sahip oldugu guc ogullarina gecmistir ve bu onlari maddi yonden bagimsiz kilmistir Wilhelm bu firsat ile Schloss Tegel de varligini surdurmustur ve Alexander Amerika arastirma gezisi icin kendini bu sermaye ile finanse etmistir Humboldt Mimar ve Sato Sahibi Humboldt 51 yasindayken hayatinin yerini ve duzenini yeniden belirlemistir Tegel de babasindan kalma miras ile ileriki yasam noktasini ozellikle egilimlerine ve estetik gorusune tam ters dusecek bir bicimde cocukluk gunlerinin sikici satosunu insa etmeye karar vermistir Antik sanat ve kultur Humboldt un egitim olgusunda onemli olcut olmustur Simdi ise antik sanat ve kultur bir evde varligini gostermektedir Bunun icin mevcut yapinin bir kisminin degistirilmesinde ve restore edilmesinde Humboldt un Roma daki gunlerinden bu yana saygi gosterdigi Karl Friedrich Schinkel e gorev dusmustur Schinkel mevcut yapiyi mimari bir cesaret gostererek dort kuleli cephenin etrafinda genisletmis ve Wilhelm ile Caroline nin on yil icinde edindigi mermer plastikler ve alci dokumleriyle donatilmis olan bir ic oda yapmistir Dolayisiyla burasi kendine ozgu bir malikane olmakla beraber Prusya nin ilk antik muzesi olmustur Evin restore edilmesinden sonraki acilisi Prusya Kral i ile Kralicesi nin ve diger unlu konuklarin katilimiyla 1824 yilinin Kasim ayinda gerceklestirilmistir Humboldt ve Schinkel in candan etkilesimi birkac yil sonra Lustgarten deki Eski Muze nin acilisinda bir kez daha etkisini gostermistir Insaat ustasi Schinkel nesne donatimi Wilhelm von Humboldt Sanat ve sanatcilarin katkilariyla varligini surduren 1825 yilinda kurulan Sanat Dostlari Dernegi nin baskani olarak Humboldt kendi ozelliklerini ve eski dunyaya dair kapsamli bilgisini Eski Muze nin yapilisinda kullanmistir Humboldt 1830 yilinda muzenin acilisi sirasinda kralin ona yeniden deger gostermesine ve onu odullendirmesine sevinmistir Humboldt a bundan boyle devlet komisyonunda oturumlara tekrar katilmasi onerilmistir O anda ciddi bir politik uyum dusunulmemistir Bunun uzerine Humboldt onur koltugunu biraz cekinerek kabul etmistir Humboldt u yasaminin her evresinde destekleyen ve ona cesaret veren Caroline nin 1832 yilinda olumunden sonra Humboldt ta hizli bir yaslanma sureci gozlemlenmis bu hizli yaslanma surecine Parkinson hastaliginin belirtileri de eslik etmistir Tegel deki evinde bir gunluk tutmaya da baslayan dul Humboldt bir Sone yazmistir 26 Aralik 1834 tarihinde yazilan sone soyledir Seviyorum sizi evimin sessiz duvarlari Cunku sizi sevgimle ordum Bakinca icinde kendimi gordum Bir de bana uzak mi uzak olanlari Humboldt tan sonraki kusaklar 19 ve 20 yuzyilin tarihsel degisim zamanlarinda buranin gorunumunun korunmasinda etkin olmus ve Tegel Satosu nun merak eden ziyaretcilerce gezilip gorulebilir hem malikane hem de muze olarak bugune kadar kullanilmasini saglamislardir Theodor Fontane Mark Brandenburg gezilerinde satonun parkindaki aile mezarligindan ovguyle bahsetmistir Bu izlere Mark kumunun yuzyillardir bir anlam kazandirdigini ve burayi binlercesi icin ugranilmasi gereken bir yer haline getiren unlu iki kardesin yuksekliginin umudu cagristirdigi granit mezar taslarinin altinda beraberce istirahat etmekte oldugunu belirtmistir Roma da Prusya buyukelciligi goreviHumboldt annesinin olumunden sonra kalan miras icin Tegel e geri donmemistir O donemde Napolyon un Italya ya savas acmasindan sonra guvenliligini de onemsemeyerek Paris e gitmistir Burada donemin bazi onemli kisileri ile tanismistir Ornegin Emmanuel Joseph Sieyes Mme de Stael ve ihtilal donemi ressamlarindan David Paris ten sonra 1799 ve 1801 yillarinda Ispanya ya iki uzun sureli seyahat yapmistir Ispanya da Baskca dili uzerine son derece verimli dilbilimsel calismalar yapmistir 1801 yilinin yazinda Humboldt karisi ve cocuklari ile Tegel e geri donmustur Burada tam olarak bir yil kalmislardir Bir sonraki ilkbaharda daha verimli ve guvenilir bilgiler edinebilmek icin Humboldt Italya ya papa makamina Prusyali bir temsilci olarak gitme sansini elde etmistir Burada adalet alanindaki goreviyle esdeger olarak diplomatik hizmet ve elcilik musavirligi gorevine atanmistir Kilisenin merkezi olan sehrin Fransiz egemenligi altina girmesi ve kutsal makamlarin Napolyon a bagli kalmasindan sonra aristokrat makamindan birisinin Humboldt u bu goreve onermesi muhtemel rakiplerinin hosuna gitmemistir Prusya uyrugu altinda ustlendigi konsolos temsilciligi gorevinde Humboldt diplomatik gorusmelerde fazla yer almamistir dolayisiyla Roma daki makami olan Tomati Koskunde Caroline ile sik sik gorusme firsatina sahip olmustur Burada saray ve papa hukumetinin yani sira Lucien Bonaparte Bavyera veliahti I Ludwig i heykeltiras Thorvaldsen ve Christian Daniel Rauch Karl Friedrich Schinkel gibi donemin onemli isimlerini misafir olarak agirlamistir Roma nin Humboldt a etkisi ve alti yillik Prusya Buyukelciliginin sonucunda Humboldt 23 Agustos 1804 yilinda Goethe ye bir mektup yazmistir Roma oyle bir yer ki burada butun antik cag hakkinda dusuncelerimiz gorsel olarak canlidir Elbette buradaki etkilerin cogu sadece sahsi durtulerle zamanini gecirenler icin cok belirgin Boylesi bir etkilenme daha ziyade bizden kaynaklanan siddetli bir heyecan gerekli bir aldatma olarak tezahur ediyor Soylu ve yuksek saygi duyulan bir gecmis kendi basina bir guctur ancak kendi istenclerine karsi koyamayan icin inanilmaz bir yikinti kitlesini gozler onune koyan bir yer de olabilir Biz kendimizi dolaysiz olarak Atina veya Roma nin bir sakini gorme durtusune kapilirsak sadece bir yanilgiya dusmus olurduk Oysa sadece uzaktan sadece genel yargilardan ve sadece bir gecmisin mirasi olarak Antik cag bize hos gorunur 1805 yilinin yaz ayinda Amerika gezisinden geri donen ve ikinci Kolombus olarak adlandirilan Alexander von Humboldt Paris te calismalariyla ilgili genis capli degerlendirme yapmadan once kardesi ve yengesini Roma da ziyaret etmistir Burada uc ay kadar kalmistir Bu surecte iki kardes yogun bir haberlesme ve icsel bir baglilik icinde bulunmuslardir Ancak bazen iki kardes birbirleri ile zit duruma dusmuslerdir Humboldt kardeslerinin kendi aralarinda sergiledikleri iliski ve birbirlerini tamamlayan etkileri Prusyali iki arkadas olarak resmedilmistir Egitim ReformcusuKutsal Roma Cermen Imparatorlugu nun tasfiye olmasi Jena ve Auersted yenilgisinden sonra Prusya nin dagilmasi ve de 1806 yilinda Fransizlar in Berlin i isgal etmeleri Humboldt un Roma da gorev yaptigi donemde meydana gelmistir fakat Humboldt olan biteni uzaktan birebir takip etmistir Disisleri Bakani nin islerini de yuruten Devlet Bakani Hardenberg e 1806 yilinin sonbahar ayinda soyle yazmistir Yasadigim ulkedeki gorevimde hicbir zaman hirsli ilgili ve mutlu olmadim baska bir konumda olmayi ne aradim ne de arzu ettim fakat simdi burada zorunlu kaliyor olmak ve zorda olan ulkem icin hicbir sey yapamamak bana aci veriyor Berlin de o donemde ona uygun esdeger bir gorev bulunamamistir dolayisiyla Roma da 1808 yilinin Kasim ayina kadar kalmistir Mulk meselelerini ve tahrip olan Tegel Satosu nun tazminatini duzenlemek icin gerceklestirdigi tatil ona ancak Almanya ya geri donme firsati sunmustur Oysa Almanya ya geldiginde Stein tarafindan yururluge konulan reformlar onu Kult ve Kamu Egitimi Bolumu nun idareciligini ustlenmek durumunda birakmisti Stein Baronu nun sogukkanli bir sekilde bu karari almasinin sebebi Humboldt un o zamanda o gorev icin gerekli bir kisi olmasidir I Friedrich Wilhelm tarafindan kurulan ve II Friedrich tarafindan genisleme politikasi olarak belirlenen Prusya Ordu Devleti her seyden once iflasin esigindeydi ve Napolyon a son derece bagimli bir hal icinde bulunmaktaydi Stein ve onun danismaninin dusuncesine gore bu durumdan kurtulup eski gucune kavusmak Fransiz Devrimi yle ortaya cikan vatandaslarin ozgurluk mucadelesine daha fazla imkan tanima vatandaslarin oz sorumluluklarini tesvik etme ve bu yolla ulusa daha fazla kaynak bulma hedefiyle daha kapsayici reformlar ile mumkun olacakti Humboldt un devlete yonelik kuramsal dusunceleri zaten coktandir bu yondeydi Humboldt Alman Liberalizmi nin fikir babasi olarak gorulmektedir ve bu girisimiyle monarsik muhafazakar kuvvetlerin tersine Prusya da basarili olmustur 1792 yilinda kaleme aldigi Devletin Etkililiginin Sinirlarini Belirleme Cabasina Dair Fikirler adli bilimsel makalesinde su sekilde yazmistir Insanin gercek amaci degisen egilimi hatta sonsuza dek degismeden kalan akli insana emreden amac degil bir butunde en buyuk ve en orantili gucunun olusumunu saglamaktir Bu olusumda egitim birinci ve vazgecilemez sarttir Coklarin birlesmesinden olusan cesitlilik toplumu olusturan en buyuk metadir ve bu cesitlilik kesinlikle devletin mudahalesi derecesinde surekli kaybolup gitmektedir Onlar gercekte yalnizca kendileriyle birlikte toplumda yasayan bir ulusun uyeleri degildirler bunun yani sira hukum surdukleri devletle yani dusunceyle iliski kuran ayri ayri tebalardir yani devletin ustun gucunun guclerin serbest oyununu bozan bir iliskidir Ayni turden sebeplerin ayni turden etkileri vardir Devlet ne kadar cok mudahil olursa etkileyen hatta etkilenen sey de o kadar benzer olur Fakat her kim digeri icin atip tutarsa onun insanligi yanlis tanidigi ve insanlardan makineler yapmak istedigi hakkinda hakli olarak supheyle iliskilendirilir Bu koklu degisikliklerin yasandigi sirada Humboldt un aday olarak gosterilmesinde insan olarak deger goren bir varlik icin egitime duydugu derin saygi etkili olmustur Insan bir ulustan ve cagdan saygisini ve hayranligini hediye edecegi tum insan soyundan ne talep eder Egitimin bilgeligin ve erdemin mumkun mertebe guclu ve genel bir sekilde yayilmasini ve ic degerinin oyle yuksege cikip insanlik kavraminin buyuk ve onurlu bir karsilik kazanmasini talep eder Humboldt goreve atanmasiyla yuzlestiginde gorevi kabul edip etmemekte tereddut etmistir Bakan olup bununla birlikte sadece krala karsi sorumlu olmayip Icisleri Bakani Friedrich zu Dohna Schlobitten in altinda bolum sefi olarak gorev almasi kismen bu teredduttun nedeniydi Gorevinin onemi yuzunden ona ders olgusunun yeni duzenlenmesinde yeterince hareket ozgurlugu taninmayacagindan korkmus olmaliydi Karisi Caroline ye uzucu seyler ve icinde bulundugu bir kriz hakkinda yazmistir Humboldt yeni gorevine atanma yazisini 1809 yilinin Ocak ayina iki hafta kala okumustur atamasini reddetmistir ve kraldan Roma daki diplomatik gorevine devam etmesini rica etmistir Ancak bunu yapmasina izin verilmemistir 10 Subat ta Gizli Devlet Kurulu na ve Icisleri Bakanligi nin Kult ve Ders Bolumu Yoneticiligi ne atanmistir Humboldt sartlara sonunda boyun egdiginde ozgur ve yenilikci olarak Nicolovius Suvern ve Uhden gibi meslektaslarindan destek gorerek ilkokullarda ve halk okullarinda liselerde ve universite alaninda kapsayici oldugu kadar tempolu ders planlarini ogretmen egitimlerini ve sinav olgularini Konigsberg deki gorevinde hayret verici bir sekilde etkinlestirmistir Kendi aristokratik ayricalikli var olusuna oldukca yakin bagi bulundugu icin Humboldt un egitim ulkusu ekonomik zorlamalar ve toplumsal gerceklikler bakimindan elestirilmistir Fakat Humboldt bizzat genel bir egitim reformunu hedefliyordu Kral a 1809 yilinin Aralik ayinda hazirladigi raporu hayat boyu egitimin var olabilecegi bir halk toplumunun olusturulmasina yonelik tesviklerin belgelerini iceriyordu Genel olmak zorunda olan tamamiyla kesin bilgiler ve dahasi kimsenin hata yapmayacagi zihniyet ve karakterin kesin bir olusumu vardir Kendisine ve kendi ozel meslegine bakmaksizin durumuna gore iyi terbiyeli bir insan ve vatandas ise acik bir sekilde iyi bir usta satici asker ve is adamidir Okul dersi ona burada gerekli olani verirse o kisi mesleginin gerektirdigi ozel yetenegi sonradan oldukca kolay edinir ve hayatta sik sik oldugu gibi birinden digerine gecme ozgurlugunu her zaman korur Humboldt ilkokul lise ve universiteden olusan uc asamali bir okul sistemi istemistir 1809 guzunde okul olgusuna dair iki taslak sundu Konigsberg Okul Plani ve Litvanya Okul Plani bunlar Alman okul tarihinin merkezi iki dokumanidir Bu taslaklar kulaktan dolma bilgiye karsi cikmaktaydi ve sadece genel insan egitimini amaclamaktaydi Bu tutum daha cok bir mesleki yone sahip olan sovalye okullarina askeri okullara ve ozel liselere karsi durmaktaydi Uc yillik ilkokullar icin Pestalozzi Yontemi nin devreye sokulmasini onermisti O yontem ayni zamanda cocugun her an duyduguna soyledigine ve yaptigina ve neden boyle degil de oyle muamele gordugune dair tam ve acik bilince sahip olmak zorunda oldugu butun yontemin ana ilkesidir Humboldt lise icin hazirlik evresi olarak algiladigi Humanistik Lise ye dair yururlukte olan fikirleri acikca bildirmistir Yeni humanizmin dusuncesinde zihin egitimi olarak eski dillerin ustunlugu uzerinde israr etmistir Humboldt un veya calisma arkadaslarinin sonradan etkisini gosteren onlemleri sunlardir Lise ogretmenlerinin eski dillerde tarih ve matematikteki bilgi durumlarinin belirlenecegi ogretim kurulu sinavinin 1810 yilinda yururluge konulmasi examen pro facultate docendi Bitirme sinavinin 1812 yilinda tek bir elde toplanmasi ve zorunlu hale getirilmesi bu sinav 1834 yilinda istisnasiz zorunlu hale gelmistir 1816 yilinda on yil suren bir Lise Dersi Egitim Plani nin ya da Ders Yasasi Plani nin hazirlanmasi bir oneri olarak kalan ama etkili olan egitim programi Reform calismasinin taclandirilmis bir sekilde son bulmasi 1810 yilinda Berlin Universitesi nin kurulmasinin onunu acmistir Berglar bundan soyle bahsetmektedir Bir Alman Egitim Bakani gururlu bir atama listesini tekrar gostermek zorunda degildi En renkli ogretmen kursulerinde baslarda Schleiermacher Friedrich Carl von Savigny Johann Gottlieb Fichte ve Barthold Georg Niebuhr vardi Bayan Caroline ye mektuptan yansittigi gibi organizator icin bu kucuk bir isti Uzman ogretmenler surekli cakisan cikarlariyla kiskancliklariyla kiskanmalariyla ve hukmetme hevesleriyle soz konusu alaninda destek ve tesvik kazandigi tek tarafli gorusleriyle en ele avuca sigmaz ve memnun edilmesi en zor insan sinifiydi Humboldt un universite fikri yuksekokul isletmesi ile docentler arasindaki iliskiyi ve onlarin ogrencileri icin arastirma ve ogreti birimini ongormekteydi Her ikisinin masraflari devlet destegi ve yukumlulugu tarafindan kisitli olarak odenmistir Humboldt universitelerin sorumlu oz yonlendirmeleriyle tabiri caizse sadece yuksek bir kuleden ve devletin kendi servetinden olusturamayacagi araclarla devlete ait amaclari da yerine getirebilecekleri dusuncesinden yola cikmistir Alman Universitesi ornegi olarak Humboldt a ozgu bir konuma ancak 20 yuzyilda 1903 yilinda yayimlanan Yuksek bilimsel girisimlerin ic ve dis orgutleri hakkinda adli tasari ile gelinebilmistir Bagimsiz ve kabinedeki meslektaslari gibi esit haklarda etkili olabilmek icin devlet komisyonundaki konumunu degerlendirme niyetinden hicbir zaman vazgecmemistir Humboldt Baron Stein in fikriyle Kral i ikna edebilecegi umuduna kapilmistir Hicbir seyi basaramadigini fark edince komisyondaki bir yillik gorevinden istifa etmistir Isinden cikarilmasina karar verilmesi iki bucuk ay surmustur bu aylar icinde hem Icisleri hem de Disisleri Bakanligi Yoneticiligi icin gorusmeler yapmistir Diplomatlik gorevine sonradan geri donebilmek icin kilise meseleleri bolumu yoneticiligini ricada bulunarak devraldigindan dolayi bir onceki isinden kovulmasiyla baglantili olarak Viyana ya sira disi elci ve tam yetkili bakan olarak atanmasi yasadigi hayal kirikligini biraz da olsa hafifletmistir Humboldt elinde bulundurdugu devlet dairelerindeki gorevlerinden ayrildigi icin saldiriya ugramistir Kendini begenme zevk arayisi rahatlik ve kendini digerlerinden ustun gorme geri cekilmesinin kabul edilebilir orneklerini olusturmustur Buna karsin buyuk bir hizmet ve devlet gorevinde de tam gune yaydigi bitmez tukenmez azami bir is hirsina sahipti Ozgurluk ve Baris DiplomatiCaroline von Humboldt kocasi Egitim Bakani olarak goreve atandiginda Roma da kalmistir 1810 yilinin sonbaharinda cocuklariyla birlikte kocasinin yaninda yasamak ve Minoriten Meydani ndaki evde gosterisli bir toplum hayati surmek uzere Viyana ya gitmistir Humboldt Habsburg gorevlerinde tanistigi genclik arkadasi Friedrich Gentz sayesinde o zamanki Avusturya Disisleri Bakani nin vekili Metternich ile tanismayi basarmistir Boylelikle Hardenberg e Napolyon ile Rusya arasindaki catismada ve Napolyon a karsi baslayan kurtulus savasinda Avusturya nin tutumunu onceden guvenilir bir sekilde soyleyebilmistir Avusturya nin koalisyona katilmasini arka alanda tesvik edebilmistir Bu Humboldt un Scurla Biyografileri ne gore onun diplomatik kariyerindeki en ust noktaydi Humboldt Viyana Kongresi nde ve Alman Devletler Birligi hakkinda yapilan muzakerelerde Hardenberg in sag kolu olarak gorev almistir ve eyalet dosyalarinin bicimlenmesine sayisiz bildiriyle katkida bulunmustur Hardenberg le yapilan bu onemli evrede Avrupa nin yeni duzenini icinde barindiran bu uzlasma maalesef uzun sureli olmamistir Cunku Humboldt un liberal ilkeleri ve etkileri Hardenberg kendisini gelistirirken Metternich in giderek artan karsi devrimci cabalariyla olusan havayi fazlasiyla bir kenara itmistir Muzakereler bittikten sonra Metternich ve Humboldt arasinda belirgin bir hal alan zitlasma nedeniyle Humboldt un Viyana daki rolu bitmistir Humboldt ilk olarak 1816 yili boyunca Alman Devletler Birligi ndeki acik bolgesel sorunlari muzakereye baglamak uzere Frankfurt a gonderilmistir bunun sonrasinda ise kalici olmak uzere Londra ya gorevine yollanmistir Humboldt Hardenberg tarafindan tekrar bir bakanlik gorevine ongorulmustur Hardenberg yetkisinde ve yonetim islevinde Humboldt tarafindan saldiriya ugrandigini dusunmustur Bunun uzerine aylardir devlet komisyonunun bir uyesi olarak Berlin in siyasi islerine katilan Humboldt un acil bir sekilde Londra ya gonderilmesini talep etmistir Humboldt yurt disina surulecegi kararina yarim sene boyunca saygi gostermistir daha sonra sozde ailevi nedenlerden dolayi gorevinden alinmasini rica etmistir Hardenberg onun Berlin den uzaklastirilma dilekcesini kabul etmistir fakat Humboldt ikinci dilekcesini dogrudan Kral a yazmistir ve bu ona cesaret kazandirmistir Humboldt Frankfurt am Main de yeniden Alman Devletler Birligi nde Prusya nin cikarlarini gozetecekti 1819 yilinin Ocak ayinda nihayet bakanlik gorevine durumsal sorunlardan dolayi atanmistir Diger on kosullar altinda anayasal bir monarsi icin liberal temeller olusturma ve boylelikle III Friedrich Wilhelm in anayasa sozunun Humboldt un dusundugu gibi gerceklesmesi sansi dogmustur Bu imkan uzerine ortaya cikan manzara devlet komisyonunun bir reformu icin onun yeniden ortaya attigi talebini kendisine dayandirmasina Hardenberg in olagan mesafeli durusuna ve kendine ait anayasa planlarina ragmen teklif edilen bakanligi ustlenmesine olanak saglamistir Teklifin Humboldt a surgun getirecegini zanneden merakli halk onun teklifi onaylamasi uzerine oldukca sevinerek tepki gostermistir Humboldt un Berlin e gitmesinden once anayasa meselesinin onunu tikamak isteyen Hardenberg onun Berlin gorevini onaylamadan once yaza kadar Humboldt u Frankfurt taki gorevleri nedeniyle oyalamistir Anayasa dusuncesine hic de uygun olmayan bir zamanda Humboldt gorevine baslamak zorunda kalmistir Gorev suresine denk dusen zamanda Prusya ve Avusturya Devlet Baskanlari arasinda universitelerde ve normal yasamda liberal cabalarin baski altina alinmasini ve kovusturulmasini ongoren Karlsbad Kararlari muzakere edilip kabul edilmistir Daha sonraki zamanlarda Hardenberg ve Humboldt Kral a anayasa fikirlerini sunsalar da Prusya da Karlsbad Anlasmasi ndan sonra anayasal bir duzenin olusmasi olanaksizdi Humboldt un zaman zaman arkadaslarini da arkasina alarak yuruttugu mucadelesi uzun suredir kaybettigi makaminda yer almaktaydi Demagog Kovusturmasi kapsaminda polisin keyfi davranmasina karsi enerjik cikisi 31 Aralik 1819 tarihinde gorevinden uzaklastirilmasina neden olmustur fakat o gorevinden uzaklastirilmasini sogukkanli olarak sineye cekmistir Karsilastirmali Dil Arastirmalari nin ve Karsilastirmali Dilbilimi nin KurucusuHumboldt Tegel deki on yillik yasami boyunca oncelikli olarak dil arastirmalariyla mesgul olmustur Bu calismalara yonelik malzemelerin bir kismini seyahatlerinde kendisi toplamis bir kismini mektup yazismalarindan elde etmistir diger bir kismini ise kardesi Alexander in arastirma gezilerinin malzemelerinden edinmistir Kardesi 1827 yilindan beri Berlin de yasamis ve Tegel e Humboldt u ziyaret etmek icin sik sik gelmistir Humboldt 20 yil daha fazla yasamis oldugu kardesinin olum haberini bir mektup sayesinde ogrenmistir Humboldt kendisini hep olusumun yaninda gormustur ve turler uzerine dil yapisindaki cesitliligin bir sebebe baglanmasi anlamina gelen ve insanligin zihinsel algilarinda kurulu olan yeni bir dilbilimi cok etkin bir sekilde tesvik etmistir Bu cesitliligin icinde tum dunyayi kapsayan dillerin yapisinin onun biricik arastirma nesnesi olan bir dilbilim Humboldt cagdaslarinin arasinda cogu dili gramer acisindan inceleyen adi sonsuza kadar uzanacak tek kisiydi O ayni zamanda tum dillerin iliskisini ve onlarin insanligin zihinsel olusumuna etkilerin en derinden ve en anlamli bir sekilde arastiran kisiydi Genclik yillarinda ogrendigi yabanci dillerin yani sira Humboldt un dil hakimiyeti Ingilizce Italyanca Ispanyolca Bask dili Macarca Cek dili Litvanyaca ya kadar uzanmistir Bilimsel arastirmalari Amerika daki yerli diller eski Misir dili Cince Japonca ve Hindistan Sanskritcesi dilleri uzerinedir Bu kapsayici dilsel arastirma olgusunun kaynagi dilin kesinlikle kilit rolu elinde bulundurdugu Humboldt un kafasinda canlandirdigi insan portresidir Cunku insanin mizaci dilin besigi yurdu ve evi oldugu icin dilin butun ozellikleri insanda fark edilmeden gizli bir sekilde ortaya cikmaktadir Humboldt dilin ulusal karakterini ele alan bir inceleme yazisinda soyle yazmistir Karakteri tanimlayarak ve aslinda onu olusturarak belirsiz dusuncelere bir bicim vererek zihin cogu kimsenin destekledigi etki sayesinde yeni yollar uzerinden nesnelerin ozune isler Bazi milletler kendi dillerinin onlari dunyadan uzaklastirdigi yagli boya tablolariyla adeta yetinmektedirler ve bu tablolarda daha fazla isigi ilgiyi ve uygunlugu bir araya toplamaya calismaktadirlar Digerleri adeta kendilerini dusuncelere gommektedirler ifadenin yeterince ortaya cikarilamayacagina ifadenin uygun yapilamayacagina inanmaktadirlar ve bunun uzerine bicimin kendi icinde tamamlanmasini goz ardi etmektedirler Her iki tur milletin dilleri kendi dilinin karakteristik ozelligini kendi icinde tasimaktadir Gelismis bicimdeki insanlar arasi anlama ortak bir dili sart kosmaktadir bu Humboldt a gore bir seyin asil nedeni ve bilimsel ilerlemenin aracidir Cunku anlama dusunce tarzlarinin ayrilmaz bir noktada bir araya gelmesidir hatta ortak kismin kendini emniyete aldigi bireyleri asan dusunce kurelerinin bir araya gelmesidir Bu sayede dusuncenin edinilen her gelismesi digerlerinin sahip olduklari dusuncelerin ustune cikarak benimsemede ve yeni bir gelismede gerekli olan ozgurluk prangalarini takmaksizin insan cinslerinin zihinsel ilerlemesini olanakli hale getirmektedir Dusunce kurelerinin bu baglamda oldukca verimli bir sekilde bir araya gelmesini Tegelli kardesler beraber tecrube etmislerdir ve gelecek kusaklarin bundan istifade etmesini saglamislardir Wilhelm siyasi gorevleri nedeniyle daha cok Prusya vatanseverligini gelistirmistir ve uzun sure Paris te kalan Alexander i ozlemistir Ancak her ikisi de temelde anavatana yonelik dar kafaliligi reddetmis ve kozmopolit fikirlerini bilimsel calismalarinda birlestirmislerdir Wilhelm von Humboldt un Alexander a Kozmoz da Evren gonderme yapan sonraki cumlelerinde Humboldt Kardeslerin ortak vasiyetini gormustur Gecerliligi tarih boyunca gittikce artan bir fikri betimleyecek olursak herhangi biri tum cinsin etraflica tartisilan fakat buna ragmen yanlis anlasilan mukemmellesmesini kanitlamak isterse insanlik fikri cabayi ve insanlar arasina her turden dusmanca onyargilari ayrica tek yanli gorusleri koyan sinirlari ortadan kaldirmaktir Bunun yani sira tum insanliga din millet ve renk gozetmeksizin buyuk bir kardes kabile olarak bir amaca ve ic gucun ozgur gelisimine ulasmada mevcut bir butun olarak muamele etmektir Bu toplum olmanin son ve acik fikridir ve ayni zamanda insanin varliginin gelismesi icin kendi dogasi sayesinde kendi icine yerlestirdigi yoldur Ayrica bakinizHumboldt un egitim idealiEserleriSocrates and Plato on the Divine orig Sokrates und Platon uber die Gottheit 1787 1790 On the Limits of State Action 1792 Uber den Geschlechtsunterschied 1794 Uber mannliche und weibliche Form 1795 Outline of a Comparative Anthropology orig Plan einer vergleichenden Anthropologie 1797 The Eighteenth Century orig Das achtzehnte Jahrhundert 1797 Latium und Hellas 1806 Geschichte des Verfalls und Untergangs der griechischen Freistaaten 1807 1808 Uber den zukunftigen Zustand Deutschlands 1813 Denkschrift Pindars Olympische Oden Translation from Greek 1816 Aischylos Agamemnon Translation from Greek 1816 Uber das vergleichende Sprachstudium in Beziehung auf die verschiedenen Epochen der Sprachentwicklung 1820 Uber die Aufgabe des Geschichtsschreibers 1821 Uber die Entstehung der grammatischen Formen und ihren Einfluss auf die Ideenentwicklung 1822 Upon Writing and its Relation to Speech orig Uber die Buchstabenschrift und ihren Zusammenhang mit dem Sprachbau 1824 On Schiller and the Path of Spiritual Development orig Uber Schiller und den Gang seiner Geistesentwicklung 1830 Rezension von Goethes Zweitem romischem Aufenthalt 1830 Heterogeneity of Language and its Influence on the Intellectual Development of Mankind orig Uber die Verschiedenheit des menschlichen Sprachbaus und seinen Einfluss auf die geistige Entwicklung des Menschengeschlechts 1836Calismalari Gesammelte Schriften Ausgabe der Preussischen Akademie der Wissenschaften hrsg von Albert Leitzmann Berlin 1903 1936 Nachdruck 1968 Werke in funf Banden Studienausgabe Darmstadt 2002Makaleleri Uber die Verschiedenheit des menschlichen Sprachbaues und ihren Einfluss auf die geistige Entwicklung des Menschengeschlechts Paderborn 1998 Uber die Sprache Reden vor der Akademie Tubingen 1994 Bildung und Sprache 5 durchges Auflage Paderborn 1997 Ideen zu einem Versuch die Grenzen der Wirksamkeit des Staats zu bestimmen Stuttgart 1986 Trabant Jurgen Humboldt ou le sens du langage Mardaga 1995 Trabant Jurgen Sprachsinn le sens du langage de la linguistique et de la philosophie du langage in La pensee dans la langue Humboldt et apres P U V 1995 Trabant Jurgen Du genie aux genes des langues in Et le genie des langues Essais et savoirs P U V 2000 Trabant Jurgen Traditions de Humboldt Editions de la Maison des Sciences de l homme Paris 1999 Trabant Jurgen Quand l Europe oublie Herder Humboldt et les langues Revue Germanique Internationale 2003 20 153 165 mise a jour avril 2005 Underhill James W Humboldt Worldview and Language Edinburgh Edinburgh University Press 2009 Underhill James W Ethnolinguistics and Cultural Concepts truth love hate amp war Cambridge Cambridge University Press 2012 Kaynak 16 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi