Helicobacter pylori (Helikobakter pilori- Hp) mide ve duodenum'um çeşitli alanlarında yerleşen, gram (-), mikroaerofilik bir bakteridir. Yerleştiği yerlerde kronik enflamasyona neden olur. Bu kronik enflamasyon sonucunda , mide ülseri ve mide kanseri gelişebilir.
Helicobacter pylori | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Çoklu flagellaya sahip H. pylorinin elektron mikroskobu görüntüsü (gram negatif boyanma) | |||||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
İkili adlandırma | |||||||||||||||
Helicobacter pylori (Marshall et al. 1985) Goodwin et al. 1989 | |||||||||||||||
Sinonimler | |||||||||||||||
Campylobacter pylori Marshall et al. 1985 |
Önceleri Campylobacter pylori olarak adlandırılan bu bakteri, yapılan birçok araştırmanın sonucunda 1989 yılında Campylobacter ailesine ait olmadığına karar verilmiş ve kendi adıyla anılan ailesine taşınmıştır. Dünya'da insanların %50'sinden fazlasının üst gastrointestinal bölgede H. pylori taşımaktadır. Enfeksiyon gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülmektedir. Bununla beraber, H. pylori ile enfekte insanların %80'den fazlası asemptomatiktir.
İşaret ve semptomları
Birçok kişi kronik H. pylori enfeksiyonu geçirse de herhangi bir semptom göstermez. Bazılarında ise mide ve duodenal ülserler de dahil olmak üzere birçok ciddi probleme neden olabilir. Ülserler çeşitli semptomlara neden olabilir veya hiçbir semptom göstermeyebilir. Sık görülen şikayetler; ağrı veya sızı (genellikle üst abdomende), şişlik, çok az yemek yedikten sonra dahi doyma hissi, duodenal ülserlerde ise yemekten hemen sonra acıkma hissi gece açlık ağrıları ile uyanma, iştah eksikliği, bulantı, kusma, koyu renkli gayta'dır. Bunlara ek olarak, kanamalı ülserler yorgunluk hissi ve düşük kan sayımına neden olabilir.
Tükürükte, diş plaklarında ve çeşitli ağız lezyonlarında bulunduğu kanıtlanan etkenin ağız mukozasındaki kolonizasyonunu sağlayan faktörler, mide mukozasındaki faktörlere çok benzemektedir. Mide içyüzündeki mukusta, epitel hücrelerinin salgıladığı MUC5AC maddesi vardır ve H.pylori bu madde içerisinde kolaylıkla çoğalabilir. Damaktaki küçük tükürük bezlerinden salgılanan ve MUC5AC ile benzer nitelikler taşıyan MUC5B maddesi, etkenin ağız mukozasındaki kolonizasyonunu kolaylaştırır. Ağız mukozasında H. pylori’nin
Helicobacter pylori enfeksiyonu | |
---|---|
H. pylori'nin, gastrik biyopsi materyalinde immunohistokimyasal boyanması | |
Uzmanlık | Gastroenteroloji, enfeksiyon hastalıkları |
Belirtiler | Hematemez, melena, karın ağrısı, mide bulantısı |
Komplikasyon | Gastrit, mide ülseri, mide kanseri |
Nedenleri | oral oral veya fekal oral bulaş |
Tanı | Üre nefes testi, fekal antijen testi, doku biyopsisi |
İlaç | Proton pompası inhibitörü, klaritromisin, amoksisilin, metronidazol |
Sıklık | >50% (2015) |
doğrudan neden olduğu bir infeksiyon hastalığı yoktur. Ancak, doğal floranın başka patolojiler nedeniyle bozulduğu durumlarda H. pylori kolonizasyonunun arttığı görülmektedir. Özellikle ağız yanması sendromu (burning mouth syndrome) ve atrofik glossit olgularındaki H.pylori kolonizasyonu dikkat çekicidir.
Mikrobiyoloji
Helikobakter pilori (Hp); spiral yapıda, mikroaerofilik gram (-) bir bakteri olup yaklaşık 3 mikrometre uzunluğunda ve 0.5 mikrometre çapındadır. Oksijenli solunum yapar ancak yaşayabilmesi için atmosferdeki oksijen oranı çok fazladır. Daha düşük oranda oksijen bulunan ortamlarda üreyebilirler, bu nedenle bu bakterilere (%1'den az oksijenli ortamda yaşayabilen) bakteri denir. İntestinal bakteriler tarafından üretilen moleküler hidrojenin (H2) oksidasyonu yoluyla enerji üretmeye yarayan hidrojenaz enzimini ihtiva eder. Bu enzimin yanı sıra katalaz, oksidaz ve üreaz enzimlerine de sahiptir. enzimi; mide mukozasının iç kısmında mukus tabakasının içerisine yerleşen bu bakteriyi, üre'den oluşturduğu bazik bir ürün olan NH3 (amonyak) sayesinde mide asitinden kendini korur. Yoksa asit ortama dayanaksız, çok narin bir bakteridir. Ayrıca biofilm oluşturma özelliği de vardır.
H. pylori 5 major dış membran proteini (OMP) ailesine sahiptir. Bilinen en büyük aile adhezyon proteinleridir. Diğer 4 aile ise porinler, demir transporterları (taşıyıcıları), flagellum-ilişkili protein ve fonksiyonu bilinmeyen proteinlerdir. Diğer gram-negatif bakteriler gibi, H. pylori'nin dış membranında da lipopolisakkarit (LPS) ve fosfolipitler bulunur. Ayrıca dış membranında kolesterol de ihtiva eder ki, bu H. pyloriden başka çok az bakteride daha bulunmaktadır. Flagella sayesinde tüm gastrik ve enterohepatik Helikobacter türleri hayli hareketlidir, H. pylori ise 4-6 adet flagellaya sahiptir.
Teşhis
Enfeksiyonun teşhisi genellikle dispeptik semptomların varlığı ve H. pylori enfeksiyonunu gösteren testler yapılması sonucunda konur. Bakterinin antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testi, Dışkıda helikobakter antijen testi, veya üre-nefes testi yoluyla noninvaziv olarak H. pylori enfeksiyonu varlığı tespit edilebilir. Bununla beraber, H.pylori enfeksiyonunu saptamak için daha güvenilir yöntemler; mideden doku parçası alarak hızlı üreaz testi, histolojik inceleme ve mikrobiyal kültürdür. Bu testlerin hiçbiri hatasız değildir. Biyopsi için alınan materyalin lokalizasyonuna bağlı olarak biyopsi yönteminde dahi hata payı vardır. Mesela, kan antikor testi %76 ila %84 sensitive (hassaslık) oranına sahiptir. Bazı ilaçlar H. pylori üreaz aktivasyonunu etkilediğinden, üre testlerinin yanlış negatif sonuç vermesine sebep olabilir.
Önleme
H. pylori üst gastrointestinal hastalıklarının en sık sebebidir. Bu enfeksiyonun eradikasyonu dispepsi, gastrit, peptik ülser semptomlarını azaltacaktır ve belki de mide kanseri önlenecektir. Antimikrobiyal direncin artması, bu bakterinin önlenme stratejilerine ihtiyacı arttırmaktadır. Fare modelleri üzerinde yapılan aşı çalışmaları umut verici sonuçlara sahiptir. Araştırmacılar değişik adjuvanlar, antijenler ve korunmasında en uygun yöntemi anlamak için immunizasyon yolakları üzerinde çalışmaktadır. Araştırmacıların çoğu daha yeni hayvan çalışmaları safhasından insanlar üzerinde yapılan çalışmalara geçmiştir. H. pylori enfeksiyonuna karşı geliştirilen intramusküler bir aşının Faz I klinik çalışmalar sürmektedir.
Tedavi
Bakterinin keşfedilme tarihi olan 1982'den önce sigara, alkol, kafein, asit, baharatlı yiyecekler ve stres ülserin temel nedenleri olarak kabul ediliyordu. Hastaların çoğuna uygulanan tedaviler semptomları azaltmakla birlikte, etken olan enfeksiyon ortadan kaldırılmadığından kalıcı bir çözüm oluşturmaktan uzaktı. Artık ülserlerin büyük bir kısmına HP’nin neden olduğunu biliyoruz. Uygun antibiyotik kullanımı ile hastaların çoğunda enfeksiyon başarıyla ortadan kaldırılmakta ve ülserin yeniden oluşma olasılığı çok azalmaktadır.
Günümüzde, Hp antibiyotikler ile proton pompası inhibitörleri gibi mide asidini baskılayan ilaçların bir kombinasyonu kullanılarak başarıyla yok edilebilmektedirler.
Mide çeperinin direncini azaltarak mide asitlerinden etkilenmesini sağlayan bakteri ayrıca mide kanserine de yol açmaktadır. Midenin ph'ında bile yaşayabilen bir bakteri olduğundan tedavi için güçlü antibiyotikler kullanılmalıdır.
Dünya nüfusunun üçte biri ile yarısı arasında bir kesim Hp bakterisini taşımaktadır. Son yıllara kadar gözden kaçırılan bu bakteri, hemen hemen tüm gastrit ve ülser ile bazı mide kanseri vakalarının ardında yatan neden olarak açıklanmaktadır. Uzun yıllar çektikleri mide rahatsızlığının Hp'den kaynaklandığından habersiz sayısız kişi pek de yararını görmedikleri anti-asit ilaçları kullanmaktaydı.
Ülser uygun antibiyotik tedavisiyle çoğunlukla bir haftada ortadan kaldırılabilmekte iken, yapılan bir araştırma ABD'de ülser tedavisi için yazılan reçetelerin sadece %3'ünün antibiyotik içerdiğini ortaya koymuştur.
Hp sebep olduğu kronik mukozal inflamasyon ile uzun dönemde başka faktörlerle beraber mukozanın değişimine katkıda bulunarak mide kanseri gelişmesinde rolü olabilir. Ayrıca son zamanlarda gastroenteroloji dışında şeker hastalığı, koroner damar hastalığı, baş ağrısı, ve safra taşı gibi durumlarda rolü olabileceğine ait yayınlar vardır. Kesin korunma, geliştirilecek aşı ve aşı uygulaması ile olacaktır.
Prognoz
H. pylori kolonileri midede kolonileştir ve midenin uzun süreli enflamasyonuyla kronik gastrit oluşmasını tetikler. Birçok insanda on yıllarca midede varlığını sürdürür. H. pylori ile enfekte birçok kişi kronik gastritleri olsa dahi hiç klinik semptom göstermez. H. pylori kolonilerinin yaklaşık %10-20'si er geç mide ve duodenum ülserinin gelişmesine neden olur. Ayrıca bu enfeksiyon, mide kanseri için ömür boyu %1-2 ve gastrik gelişmesi açısından %1'den az oranda risk faktörüdür.
Tedavinin olmadığı inancı oldukça yaygındır, H. pylori enfeksiyonu, bakteri bir kez mideye yerleşince, ömür boyu sürer. Bununla beraber mide mukozasında kolonileşme için uygun olmayan koşulların ve atrofinin artması sonucunda enfeksiyonun yok olması da muhtemeldir. Akut enfeksiyonlara karşı dayanıklılık oranı bilinmemekle beraber, birçok araştırmada enfeksiyonun kendiliğinden elimine edildiğini göstermiştir.
Mide kanseri ve Hp
Mide kanseri, tüm dünyadaki kanserler arasında ikinci sırayı işgal etmekte ve her yıl yaklaşık 650.000 kişinin ölümünden sorumlu olduğu bilinmektedir. Yapılan araştırmalar Hp'nin mide kanserine yakalanma riskini arttırdığını ortaya koymaktadır. Hp'nin kronik enfeksiyonunun midede kalıcı, hatta ömür boyu süren kronik gastrite, bunun da zamanla çok odaklı “atrofik gastrit” denen özel bir gastrit türüne dönüştüğünü, süregelen bu yangı ve tahrişin de zamanla kansere yol açabileceği söylenilmektedir. 15 yıllık bir süreçte kronik gastrit vakalarının en az yüzde 10’unda kansere ilerleme görülebileceği bilinmektedir.
Epidemiyoloji
Sosyo-ekonomik ve hijyenik durumu iyi olmayan bölgelerde yaşayan insanların midesinde bulunma ihtimali %80'e kadar çıkabilir. Gelişmiş toplumlarda yaklaşık %10 seviyesindedir. Yüksek dozda ve kombine olarak bazı antibiyotiklerin kullanılmasıyla tedavisi mümkündür. Barry Marshall ve Robin Warren adlı iki bilim adamı Avustralya'nın Perth şehrinde 14 Nisan 1982 tarihinde, yüzyılın en önemli keşiflerinden biri olarak kabul edilen Helicobacter pylori’yi kültürde izole etmişlerdir. Bu başarıları onlara 2005 yılında Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülü'nü kazandırmıştır. Çoğu tarihi buluş gibi bu buluş da tesadüfi bir olay sonucu gerçekleşmiştir. Mide biyopsi kültür vasatlarının Paskalya bayramı tatili nedeniyle her zamanki bekleme süresi olarak belirledikleri 3 gün aşılmış, birkaç gün daha fazla vasatlar etüvde kalması sonucu çok nazlı ve güç üreyen bu bakteri izole edilebilmiştir.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı 1994 yılında bakteriyi mide kanseri açısından birinci sınıf kanserojen olarak ilan etmiştir. Ayrıcai duodenal ülserlerin %90’nından fazlasında ve mide ülserlerinin yaklaşık %80’inin nedenidir.
İnfeksiyon gelişiminde risk faktörleri arasında düşük sosyo-ekonomik koşullar, kalabalık aile ortamı, sanitasyon yetersizliği, Anne ve babanın bu bakteri ile enfekte olması, yeterli dezenfeksiyon işlemi uygulanmadan diğer hastalarda da kullanılması sayılabilir. Bulaşta -oral yolun yanı sıra oral-oral yol da suçlanmaktadır.
Bakteri dünya nüfusunun yaklaşık %50’sinden fazlasını etkilemektedir ve tüm dünyada ülserlerin en yaygın nedenidir. H.pylori infeksiyonu olan altı hastadan birisinde duodenum ya da mide ülseri gelişmektedir. Bakterinin bulaştığı bireyler, bakteriyi yok etmek için ilaçlar verilmedikçe, genellikle infeksiyonu yaşam boyunca taşırlar.
Tarihçe
Alman bilimadamları 1875 yılında, insan mide mukozasında spiral şekilli bir bakteri tespit etti, fakat kültür edilme imkânı yoktu ve nihayetinde unutulup gitti. İtalyan araştırmacı Giulio Bizzozero, 1893 yılında köpeklerin midesinde asidik ortamda yaşayan benzer şekilli bir bakteri tarif etti. Prof. Walery Jaworski 1899 yılında insanlardan mide içeriğinde sedimentleri araştırdı. Bazı çubuk şekilli bakterilerin yanı sıra karakteristik spiral şekilli bakteriler buldu ve bu bakterileri Vibrio rugulo olarak adlandırdı. Ayrıca Prof. Walery Jaworski, mide hastalıklarının patogenezinde bu organizmanın olası rollerinin olduğunu öne süren ilk kişi oldu. 1900'lü yılların başında yapılan birçok küçük çapta araştırma mide kanseri ve peptik ülserli birçok hastanın midesinde virgül şeklindeki bakterilerin varlığını gösterdi. Bununla beraber Amerikan bilimadamlarının 1954 yılında yayınlanan; 1180 mide biyopsisinde bu bakterinin gözlenmemesi hususundaki bir çalışmanın ardından bu bakteriye olan ilgi azaldı.
Mide hastalıklarında bakterinin rolünü anlama hususundaki ilgi, 1970'lerde mide ülseri olan hastalarda bakterinin gösterilmesini takiben yeniden alevlenmiştir. Avustralyalı patolog Robin Warren tarafından da 1979 yılında bu bakteri gösterildi, ardından 1981 yılında Avustralyalı doktor Barry Marshall ile çalışmalarını ilerletti. Mideden bu bakterinin kültürü üzerine yapılan birçok başarısız denemenin ardından, en sonunda Paskalya tatili nedeniyle bilinçsiz olarak Petri kaplarının 5 gün inkübasyonu sonunda 1982'de kolonilerin gösterilmesi başarıldı. Warren ve Marshall yayınladıkları makalede, H. pylori enfeksiyonunun birçok mide ülseri ve gastritin nedeni olduğunu, daha önce sanıldığı gibi stres yahut baharatlı yemeklerle alakası olmadığı fikrini ileri sürdü. Başlangıçta bazı şüpheli yaklaşımlar olsa da, yıllar içinde, birçok araştırma grubu H. pylori ile ülser ve gastrit ilişkisini doğruladı. H. pylori'nin gastrite neden olduğunu göstermek ve hiçbir etkisi olmadığı sadece orada bulunduğu savını çürütmek için, Marshall içinde H. pylori bulunan deney şişesini içti. Birkaç gün sonra kusma ve bulantı ile ciddi şekilde rahatsızlandı. İnokülasyondan 10 gün sonra yapılan endoskopide gastrit işaretleri ve H. pylori varlığı gösterildi. Bu sonuçlar ışığında H. pylori'nin gastritin esas nedeni olduğunu kanıtlandı. Marshall ve Warren birçok gastrit vakasının tedavisinde antibiyotik tedavisinin etkinliğini göstermek üzere çalışmaya başladı. 1994 yılında, ABD'de bulunan Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of Health) sık tekrarlayan duodenal ve gastrik ülserilerin H. pylori sebepli olduğu söyledi ve tedavisi için antibiyotiklerin kullanılmasını önerdi. Warren ve Marshall, H. pylori üzerine yaptıkları çalışmanın ardından 2005'te Tıp dalında Nobel Ödülü ile ödüllendirildi.
Dış bağlantılar
- http://www.helicobacter.org/ 15 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- http://www.helico.com/ 1 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ a b Goodwin CS, Armstrong JA, Chilvers T, Peters M, Collins MD, Sly L, McConnell W, Harper WES (1989). "Transfer of Campylobacter pylori and Campylobacter mustelae to Helicobacter gen. nov. as Helicobacter pylori comb. nov. and Helicobacter mustelae comb. nov., respectively". Int. J. Syst. Bacteriol. (İngilizce). 39: 397-405. doi:10.1099/00207713-39-4-397.
- ^ Çöloğlu AS. Oral Patoloji (Ağız Patolojisi). Yeditepe üniversitesi Yayınları. Mor Ajans, İstanbulk, 2007
- ^ Regezi JA, Sciubba J, Jordan RCK. Oral Pathology: Clinical Pathologic Correlations, 7th edition. Elsevier, St.Louis, 2016
Wikimedia Commons'ta Helicobacter pylori ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Sınıflandırma | D
|
---|---|
Dış kaynaklar |
|
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Helicobacter pylori Helikobakter pilori Hp mide ve duodenum um cesitli alanlarinda yerlesen gram mikroaerofilik bir bakteridir Yerlestigi yerlerde kronik enflamasyona neden olur Bu kronik enflamasyon sonucunda mide ulseri ve mide kanseri gelisebilir Helicobacter pyloriCoklu flagellaya sahip H pylorinin elektron mikroskobu goruntusu gram negatif boyanma Biyolojik siniflandirmaUst alem BacteriaSube ProteobacteriaSinif Takim Familya Cins Tur H pyloriIkili adlandirmaHelicobacter pylori Marshall et al 1985 Goodwin et al 1989SinonimlerCampylobacter pylori Marshall et al 1985 Onceleri Campylobacter pylori olarak adlandirilan bu bakteri yapilan bircok arastirmanin sonucunda 1989 yilinda Campylobacter ailesine ait olmadigina karar verilmis ve kendi adiyla anilan ailesine tasinmistir Dunya da insanlarin 50 sinden fazlasinin ust gastrointestinal bolgede H pylori tasimaktadir Enfeksiyon gelismekte olan ulkelerde daha sik gorulmektedir Bununla beraber H pylori ile enfekte insanlarin 80 den fazlasi asemptomatiktir Isaret ve semptomlariBircok kisi kronik H pylori enfeksiyonu gecirse de herhangi bir semptom gostermez Bazilarinda ise mide ve duodenal ulserler de dahil olmak uzere bircok ciddi probleme neden olabilir Ulserler cesitli semptomlara neden olabilir veya hicbir semptom gostermeyebilir Sik gorulen sikayetler agri veya sizi genellikle ust abdomende sislik cok az yemek yedikten sonra dahi doyma hissi duodenal ulserlerde ise yemekten hemen sonra acikma hissi gece aclik agrilari ile uyanma istah eksikligi bulanti kusma koyu renkli gayta dir Bunlara ek olarak kanamali ulserler yorgunluk hissi ve dusuk kan sayimina neden olabilir Tukurukte dis plaklarinda ve cesitli agiz lezyonlarinda bulundugu kanitlanan etkenin agiz mukozasindaki kolonizasyonunu saglayan faktorler mide mukozasindaki faktorlere cok benzemektedir Mide icyuzundeki mukusta epitel hucrelerinin salgiladigi MUC5AC maddesi vardir ve H pylori bu madde icerisinde kolaylikla cogalabilir Damaktaki kucuk tukuruk bezlerinden salgilanan ve MUC5AC ile benzer nitelikler tasiyan MUC5B maddesi etkenin agiz mukozasindaki kolonizasyonunu kolaylastirir Agiz mukozasinda H pylori nin Helicobacter pylori enfeksiyonuH pylori nin gastrik biyopsi materyalinde immunohistokimyasal boyanmasiUzmanlikGastroenteroloji enfeksiyon hastaliklariBelirtilerHematemez melena karin agrisi mide bulantisiKomplikasyonGastrit mide ulseri mide kanseriNedenlerioral oral veya fekal oral bulasTaniUre nefes testi fekal antijen testi doku biyopsisiIlacProton pompasi inhibitoru klaritromisin amoksisilin metronidazolSiklik gt 50 2015 dogrudan neden oldugu bir infeksiyon hastaligi yoktur Ancak dogal floranin baska patolojiler nedeniyle bozuldugu durumlarda H pylori kolonizasyonunun arttigi gorulmektedir Ozellikle agiz yanmasi sendromu burning mouth syndrome ve atrofik glossit olgularindaki H pylori kolonizasyonu dikkat cekicidir MikrobiyolojiMolekuler yapisi Helikobakter pilori Hp spiral yapida mikroaerofilik gram bir bakteri olup yaklasik 3 mikrometre uzunlugunda ve 0 5 mikrometre capindadir Oksijenli solunum yapar ancak yasayabilmesi icin atmosferdeki oksijen orani cok fazladir Daha dusuk oranda oksijen bulunan ortamlarda ureyebilirler bu nedenle bu bakterilere 1 den az oksijenli ortamda yasayabilen bakteri denir Intestinal bakteriler tarafindan uretilen molekuler hidrojenin H2 oksidasyonu yoluyla enerji uretmeye yarayan hidrojenaz enzimini ihtiva eder Bu enzimin yani sira katalaz oksidaz ve ureaz enzimlerine de sahiptir enzimi mide mukozasinin ic kisminda mukus tabakasinin icerisine yerlesen bu bakteriyi ure den olusturdugu bazik bir urun olan NH3 amonyak sayesinde mide asitinden kendini korur Yoksa asit ortama dayanaksiz cok narin bir bakteridir Ayrica biofilm olusturma ozelligi de vardir H pylori 5 major dis membran proteini OMP ailesine sahiptir Bilinen en buyuk aile adhezyon proteinleridir Diger 4 aile ise porinler demir transporterlari tasiyicilari flagellum iliskili protein ve fonksiyonu bilinmeyen proteinlerdir Diger gram negatif bakteriler gibi H pylori nin dis membraninda da lipopolisakkarit LPS ve fosfolipitler bulunur Ayrica dis membraninda kolesterol de ihtiva eder ki bu H pyloriden baska cok az bakteride daha bulunmaktadir Flagella sayesinde tum gastrik ve enterohepatik Helikobacter turleri hayli hareketlidir H pylori ise 4 6 adet flagellaya sahiptir TeshisEnfeksiyonun teshisi genellikle dispeptik semptomlarin varligi ve H pylori enfeksiyonunu gosteren testler yapilmasi sonucunda konur Bakterinin antikorlarinin varligini kanitlamak icin kan testi Diskida helikobakter antijen testi veya ure nefes testi yoluyla noninvaziv olarak H pylori enfeksiyonu varligi tespit edilebilir Bununla beraber H pylori enfeksiyonunu saptamak icin daha guvenilir yontemler mideden doku parcasi alarak hizli ureaz testi histolojik inceleme ve mikrobiyal kulturdur Bu testlerin hicbiri hatasiz degildir Biyopsi icin alinan materyalin lokalizasyonuna bagli olarak biyopsi yonteminde dahi hata payi vardir Mesela kan antikor testi 76 ila 84 sensitive hassaslik oranina sahiptir Bazi ilaclar H pylori ureaz aktivasyonunu etkilediginden ure testlerinin yanlis negatif sonuc vermesine sebep olabilir OnlemeH pylori ust gastrointestinal hastaliklarinin en sik sebebidir Bu enfeksiyonun eradikasyonu dispepsi gastrit peptik ulser semptomlarini azaltacaktir ve belki de mide kanseri onlenecektir Antimikrobiyal direncin artmasi bu bakterinin onlenme stratejilerine ihtiyaci arttirmaktadir Fare modelleri uzerinde yapilan asi calismalari umut verici sonuclara sahiptir Arastirmacilar degisik adjuvanlar antijenler ve korunmasinda en uygun yontemi anlamak icin immunizasyon yolaklari uzerinde calismaktadir Arastirmacilarin cogu daha yeni hayvan calismalari safhasindan insanlar uzerinde yapilan calismalara gecmistir H pylori enfeksiyonuna karsi gelistirilen intramuskuler bir asinin Faz I klinik calismalar surmektedir TedaviH pylori kolonisi Bakterinin kesfedilme tarihi olan 1982 den once sigara alkol kafein asit baharatli yiyecekler ve stres ulserin temel nedenleri olarak kabul ediliyordu Hastalarin coguna uygulanan tedaviler semptomlari azaltmakla birlikte etken olan enfeksiyon ortadan kaldirilmadigindan kalici bir cozum olusturmaktan uzakti Artik ulserlerin buyuk bir kismina HP nin neden oldugunu biliyoruz Uygun antibiyotik kullanimi ile hastalarin cogunda enfeksiyon basariyla ortadan kaldirilmakta ve ulserin yeniden olusma olasiligi cok azalmaktadir Gunumuzde Hp antibiyotikler ile proton pompasi inhibitorleri gibi mide asidini baskilayan ilaclarin bir kombinasyonu kullanilarak basariyla yok edilebilmektedirler Mide ceperinin direncini azaltarak mide asitlerinden etkilenmesini saglayan bakteri ayrica mide kanserine de yol acmaktadir Midenin ph inda bile yasayabilen bir bakteri oldugundan tedavi icin guclu antibiyotikler kullanilmalidir Dunya nufusunun ucte biri ile yarisi arasinda bir kesim Hp bakterisini tasimaktadir Son yillara kadar gozden kacirilan bu bakteri hemen hemen tum gastrit ve ulser ile bazi mide kanseri vakalarinin ardinda yatan neden olarak aciklanmaktadir Uzun yillar cektikleri mide rahatsizliginin Hp den kaynaklandigindan habersiz sayisiz kisi pek de yararini gormedikleri anti asit ilaclari kullanmaktaydi Ulser uygun antibiyotik tedavisiyle cogunlukla bir haftada ortadan kaldirilabilmekte iken yapilan bir arastirma ABD de ulser tedavisi icin yazilan recetelerin sadece 3 unun antibiyotik icerdigini ortaya koymustur Hp sebep oldugu kronik mukozal inflamasyon ile uzun donemde baska faktorlerle beraber mukozanin degisimine katkida bulunarak mide kanseri gelismesinde rolu olabilir Ayrica son zamanlarda gastroenteroloji disinda seker hastaligi koroner damar hastaligi bas agrisi ve safra tasi gibi durumlarda rolu olabilecegine ait yayinlar vardir Kesin korunma gelistirilecek asi ve asi uygulamasi ile olacaktir PrognozImmunohistokimyasal yapisi H pylori kolonileri midede kolonilestir ve midenin uzun sureli enflamasyonuyla kronik gastrit olusmasini tetikler Bircok insanda on yillarca midede varligini surdurur H pylori ile enfekte bircok kisi kronik gastritleri olsa dahi hic klinik semptom gostermez H pylori kolonilerinin yaklasik 10 20 si er gec mide ve duodenum ulserinin gelismesine neden olur Ayrica bu enfeksiyon mide kanseri icin omur boyu 1 2 ve gastrik gelismesi acisindan 1 den az oranda risk faktorudur Tedavinin olmadigi inanci oldukca yaygindir H pylori enfeksiyonu bakteri bir kez mideye yerlesince omur boyu surer Bununla beraber mide mukozasinda kolonilesme icin uygun olmayan kosullarin ve atrofinin artmasi sonucunda enfeksiyonun yok olmasi da muhtemeldir Akut enfeksiyonlara karsi dayaniklilik orani bilinmemekle beraber bircok arastirmada enfeksiyonun kendiliginden elimine edildigini gostermistir Mide kanseri ve Hp Mide kanseri tum dunyadaki kanserler arasinda ikinci sirayi isgal etmekte ve her yil yaklasik 650 000 kisinin olumunden sorumlu oldugu bilinmektedir Yapilan arastirmalar Hp nin mide kanserine yakalanma riskini arttirdigini ortaya koymaktadir Hp nin kronik enfeksiyonunun midede kalici hatta omur boyu suren kronik gastrite bunun da zamanla cok odakli atrofik gastrit denen ozel bir gastrit turune donustugunu suregelen bu yangi ve tahrisin de zamanla kansere yol acabilecegi soylenilmektedir 15 yillik bir surecte kronik gastrit vakalarinin en az yuzde 10 unda kansere ilerleme gorulebilecegi bilinmektedir EpidemiyolojiElektronmikroskobunda cekilmis H pylori Sosyo ekonomik ve hijyenik durumu iyi olmayan bolgelerde yasayan insanlarin midesinde bulunma ihtimali 80 e kadar cikabilir Gelismis toplumlarda yaklasik 10 seviyesindedir Yuksek dozda ve kombine olarak bazi antibiyotiklerin kullanilmasiyla tedavisi mumkundur Barry Marshall ve Robin Warren adli iki bilim adami Avustralya nin Perth sehrinde 14 Nisan 1982 tarihinde yuzyilin en onemli kesiflerinden biri olarak kabul edilen Helicobacter pylori yi kulturde izole etmislerdir Bu basarilari onlara 2005 yilinda Nobel Tip ve Fizyoloji Odulu nu kazandirmistir Cogu tarihi bulus gibi bu bulus da tesadufi bir olay sonucu gerceklesmistir Mide biyopsi kultur vasatlarinin Paskalya bayrami tatili nedeniyle her zamanki bekleme suresi olarak belirledikleri 3 gun asilmis birkac gun daha fazla vasatlar etuvde kalmasi sonucu cok nazli ve guc ureyen bu bakteri izole edilebilmistir Uluslararasi Kanser Arastirma Ajansi 1994 yilinda bakteriyi mide kanseri acisindan birinci sinif kanserojen olarak ilan etmistir Ayricai duodenal ulserlerin 90 nindan fazlasinda ve mide ulserlerinin yaklasik 80 inin nedenidir Infeksiyon gelisiminde risk faktorleri arasinda dusuk sosyo ekonomik kosullar kalabalik aile ortami sanitasyon yetersizligi Anne ve babanin bu bakteri ile enfekte olmasi yeterli dezenfeksiyon islemi uygulanmadan diger hastalarda da kullanilmasi sayilabilir Bulasta oral yolun yani sira oral oral yol da suclanmaktadir Bakteri dunya nufusunun yaklasik 50 sinden fazlasini etkilemektedir ve tum dunyada ulserlerin en yaygin nedenidir H pylori infeksiyonu olan alti hastadan birisinde duodenum ya da mide ulseri gelismektedir Bakterinin bulastigi bireyler bakteriyi yok etmek icin ilaclar verilmedikce genellikle infeksiyonu yasam boyunca tasirlar TarihceAlman bilimadamlari 1875 yilinda insan mide mukozasinda spiral sekilli bir bakteri tespit etti fakat kultur edilme imkani yoktu ve nihayetinde unutulup gitti Italyan arastirmaci Giulio Bizzozero 1893 yilinda kopeklerin midesinde asidik ortamda yasayan benzer sekilli bir bakteri tarif etti Prof Walery Jaworski 1899 yilinda insanlardan mide iceriginde sedimentleri arastirdi Bazi cubuk sekilli bakterilerin yani sira karakteristik spiral sekilli bakteriler buldu ve bu bakterileri Vibrio rugulo olarak adlandirdi Ayrica Prof Walery Jaworski mide hastaliklarinin patogenezinde bu organizmanin olasi rollerinin oldugunu one suren ilk kisi oldu 1900 lu yillarin basinda yapilan bircok kucuk capta arastirma mide kanseri ve peptik ulserli bircok hastanin midesinde virgul seklindeki bakterilerin varligini gosterdi Bununla beraber Amerikan bilimadamlarinin 1954 yilinda yayinlanan 1180 mide biyopsisinde bu bakterinin gozlenmemesi hususundaki bir calismanin ardindan bu bakteriye olan ilgi azaldi Mide hastaliklarinda bakterinin rolunu anlama hususundaki ilgi 1970 lerde mide ulseri olan hastalarda bakterinin gosterilmesini takiben yeniden alevlenmistir Avustralyali patolog Robin Warren tarafindan da 1979 yilinda bu bakteri gosterildi ardindan 1981 yilinda Avustralyali doktor Barry Marshall ile calismalarini ilerletti Mideden bu bakterinin kulturu uzerine yapilan bircok basarisiz denemenin ardindan en sonunda Paskalya tatili nedeniyle bilincsiz olarak Petri kaplarinin 5 gun inkubasyonu sonunda 1982 de kolonilerin gosterilmesi basarildi Warren ve Marshall yayinladiklari makalede H pylori enfeksiyonunun bircok mide ulseri ve gastritin nedeni oldugunu daha once sanildigi gibi stres yahut baharatli yemeklerle alakasi olmadigi fikrini ileri surdu Baslangicta bazi supheli yaklasimlar olsa da yillar icinde bircok arastirma grubu H pylori ile ulser ve gastrit iliskisini dogruladi H pylori nin gastrite neden oldugunu gostermek ve hicbir etkisi olmadigi sadece orada bulundugu savini curutmek icin Marshall icinde H pylori bulunan deney sisesini icti Birkac gun sonra kusma ve bulanti ile ciddi sekilde rahatsizlandi Inokulasyondan 10 gun sonra yapilan endoskopide gastrit isaretleri ve H pylori varligi gosterildi Bu sonuclar isiginda H pylori nin gastritin esas nedeni oldugunu kanitlandi Marshall ve Warren bircok gastrit vakasinin tedavisinde antibiyotik tedavisinin etkinligini gostermek uzere calismaya basladi 1994 yilinda ABD de bulunan Ulusal Saglik Enstitusu National Institutes of Health sik tekrarlayan duodenal ve gastrik ulserilerin H pylori sebepli oldugu soyledi ve tedavisi icin antibiyotiklerin kullanilmasini onerdi Warren ve Marshall H pylori uzerine yaptiklari calismanin ardindan 2005 te Tip dalinda Nobel Odulu ile odullendirildi Dis baglantilarhttp www helicobacter org 15 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde http www helico com 1 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca a b Goodwin CS Armstrong JA Chilvers T Peters M Collins MD Sly L McConnell W Harper WES 1989 Transfer of Campylobacter pylori and Campylobacter mustelae to Helicobacter gen nov as Helicobacter pylori comb nov and Helicobacter mustelae comb nov respectively Int J Syst Bacteriol Ingilizce 39 397 405 doi 10 1099 00207713 39 4 397 Cologlu AS Oral Patoloji Agiz Patolojisi Yeditepe universitesi Yayinlari Mor Ajans Istanbulk 2007 Regezi JA Sciubba J Jordan RCK Oral Pathology Clinical Pathologic Correlations 7th edition Elsevier St Louis 2016 Vikitur de konuyla ilgili taksonomik bilgiler bulunur Helicobacter pylori Wikimedia Commons ta Helicobacter pylori ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir SiniflandirmaDICD 9 CM 533MeSH D016481DiseasesDB 5702Dis kaynaklarMedlinePlus 000229eMedicine med 962Patient UK Helicobacter pylori