Kendini tanıma psikolojide kullanılan bir terimdir ve bireyin “Ben neye benziyorum?” sorusuna cevap verirken kullandığı bilgiyi tanımlar. Bu sorunun cevabına yönelik kendini tanıma süreci, öz farkındalık ve öz bilinç gerektirir (bilinç ile karıştırılmaması gerekir).
Kendini tanıma benliğin, daha doğrusu benlik kavramının, bir bileşenidir. Kişinin kendisinin veya özelliklerinin bir bilgisidir ve benlik kavramının gelişimine rehberlik eden bilgiyi aramak için bir arzudur. Kendini tanıma, benzersiz şekilde bizi kendimizle eşleştiren nitelikleri ve bu niteliklerin dinamik olup olmadığı üzerine teorileri içeren şekilde, zihinsel temsillerimiz hakkında bizi bilgilendirir.
Benlik kavramının üç ana yönü olduğu düşünülmektedir:
Duygusal ve yönetici benlikler, benlik kavramının duygusal ve davranışsal bileşenlerine atıf olarak, aynı zamanda sırayla hissedilen ve aktif benlikler olarak bilinirler. Kendini tanıma bilişsel benlik ile ilişkilidir. Bilişsel benlik, bizim kendi benlik kavramımızın, gerçek benliğimizin doğru bir temsili olduğuna açıklık ve doğruluk kazandırmak için bize rehberlik eder. Bu nedenle, bilişsel benlik aynı zamanda kendini tanıma olarak ifade edilir. Bilişsel benlik bildiğimiz her şeyden oluşur. Saç rengi, yüz, boy gibi fizyolojik özellikleri ve değerler, inançlar gibi psikolojik özellikleri vurgular.
Bellek ile ilişkisi
Kendini tanıma ve onun yapısı bizim yaşadığımız olayları nasıl kodladığımızı, nasıl seçici olarak geri çağırdığımızı ve nasıl yorumladığımızı etkiler. Belleğimizin analitik yorumu meta-bellek olarak adlandırılabilir ve meta-biliş önemli bir faktördür. Belleğimiz ve kendini tanıma arasındaki bağlantı hem felsefe hem de psikolojinin önde gelen zihinlerince uzun yıllardır kabul edilmiştir, ilişkinin kesin tanımlaması hala bir tartışma konusudur.
Kendini tanıma için özel bir bellek var mıdır?
Çalışmalar benlikle ilişkili bilginin kodlanması için bir bellek avantajı olduğunu göstermiştir.
Kendini tanıma ve bellek bölünmesi
Benlik teorileri kendini tanımaya yönelik farklı kaynaklardan gelen bilgileri ayırmada geleneksel olarak başarısızdır. Hem epizodik hem de semantik bellek bildirilen belleğe aittir ve gerçeklerin bilgisini içerir. Bildirilen bellek prosedüral belleğin karşıtıdır, ifade edilebilen gerçeklerin değil öğrenilen becerilerin olduğu.
Epizodik Bellek
Epizodik bellek, bir bağlamla ilişkili bilgi, duygu ve olayları içeren yani kişisel deneyimlerle ilgili bellek türüdür.
Semantik Bellek
Semantik bellek, bir bağlamla ilişkili kişisel bilgileri değil, anlamlar, dünya hakkındaki genel bilgiler gibi olgularla ilgili depolanmış bilgileri içerir. Bireyler bir bilgiyi, kendileri hakkındaki bilgiler de dahil olmak üzere, bu bilgiyi onlara öğreten deneyimi hatırlamaksızın bilirler.
Kendini tanımanın kaynağı olarak semantik öz
İnsanlar kişisel gerçeklerin semantik bilgisi tarafından desteklenen benlik duygularını, bu bilgilerin dayandığı bölümleri tanımlayan anılara doğrudan erişimin yokluğunda koruyabilirler.
- İnsanların epizodik hatırlamada felaket bozukluklara rağmen, benlik duygusunu korudukları gösterilmiştir. Örneğin, yoğun olarak geriye doğru amnezi hastası W.J amnezi başlangıcından önce olan herhangi bir olayı hatırlamada başarısızdır. Fakat, amnezi döneminde hayatı hakkındaki genel gerçeklere yönelik belleği bozulmamıştır.
- W.J’nin bilgisi onun epizodik belleğinden gelmediğinden bu bize, benlik kavramına katkı sağlayan ayrı bir bilgi tipi olduğu fikrini verir.
- Benzer bir ayrılma epizodik belleğin toplam bir kaybını yaşayan, ama hala kendisi hakkında çeşitli gerçekleri bilen K.C vakasında görülmüştür.
- Aynı zamanda ağır amnezi hastalarının kendi kişisel eğilimleri ve karakteristikleri gibi nasıl bir insan olduklarına yönelik doğru ve ayrıntılı bilgiye nasıl sahip olabildiklerini gösteren kanıtlar vardır.
Epizodik ve semantik kendini-tanıma arasındaki ayrışmaya yönelik bu kanıtlar birçok şeyi net yapmıştır:
- Epizodik bellek kendini tanıma için tek kaynak değildir. Kendini bilmenin bu nedenle, belleğin semantik bileşenini kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekir.
- Bireyin sahip olduğu kişisel özellikler hakkında kendini-tanıma epizodik geri hatırlamaya ihtiyaç duyulmaksızın erişilebilirdir. Bu kişisel özellik ilişkili deneyimleri hatırlamayı imkânsız hale getiren nörolojik bozukluğa sahip hastalarla yapılan çalışmalar sayesinde gösterilmiştir. Bu hastalar hala kendi kişisel özellik değerlendirmelerini doğru ve güvenilir bir şekilde yapabiliyorlardı, hatta hatırlayamadıkları yeni deneyimlere dayalı olarak bu yargılarını değiştirebiliyorlardı.
Kendini tanıma – Rehber Güdüler
İnsanların kendileri hakkındaki bilgiyi aramak, fark etmek ve yorumlamak için yol gösteren amaçları vardır. Bu amaçlar kendini-tanıma arayışı ile başlar. Kendini tanıma arayışına bizi yönlendiren üç temel güdü vardır:
- Kendini-geliştirme
- Doğruluk
- Tutarlılık
Kendini-geliştirme
Kendini geliştirme, insanların pozitif duygusal durumları yaşama ve olumsuz duygusal durumların yaşanmasını engellemeye yönelik motive göründükleri gerçeğini ifade eder. İnsanlar onur duygularını yükseltmek, böylece öz-saygılarını artırmak için kendileri hakkında iyi hissetmeye motivedir. Duygulara vurgular diğer teorilerin daha önce kendini geliştirme ihtiyaçlarını nasıl tanımladığından biraz farklıdır, örneğin öz değer modelinin koşulu için.
Diğer teorisyenler "iyi" hissetmekten ziyade, terimi insanların kendileri hakkında son derece olumlu düşünmeye motive oldukları anlamında ele almıştır. Birçok durumda ve kültürlerde öz-değer duyguları kişinin kendisini son derece yetenekli veya akranlarından daha iyi olarak düşünmesiyle desteklenmiştir. Ancak bazı durumlarda ve kültürlerde öz değer duyguları kişinin kendini ortalama veya hatta diğerlerinden daha kötü olarak düşünmesiyle desteklenmiştir. Her iki durumda da benlik hakkındaki düşünceler hala öz-değer duygularını geliştirmek için hizmet vermektedir. Evrensel ihtiyaçlar kişinin herhangi bir şekilde kendi hakkında düşünmesi için bir ihtiyaç değildir, daha ziyade kişinin öz-değer duygusunu en üst düzeye çıkarmak için bir ihtiyaçtır. Bunun anlamı kendini-bilme ile ilgili olarak kendini-geliştirme güdüsüdür.
Argümanlar
Batı toplumlarında öz-değer duyguları aslında kişinin kendisini olumlu anlamda düşünmesi ile desteklenir.
- Bu durumda, kendini geliştirme ihtiyaçları, insanların kaliteli olarak gördüklerine gerçekten sahip oldukları sonucunu çıkaracakları şekilde kendileri hakkındaki bilgiyi aramalarına yol açar.
“Kendini doğrulama teorisi” bölümüne bakın.
Doğruluk
Doğruluk ihtiyaçları insanların kendini-tanıma için arama şeklini etkilemektedir. İnsanlar sıklıkla öğrendikleri şeyin olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmaksızın kendileri hakkındaki gerçeği bilmek isterler. Bu ihtiyacın altında yatan üç husus vardır:
- Bazen insanlar basitçe herhangi bir belirsizliği azaltmak ister. Onlar gerçekte neye benzediklerini bilmeyi sırf bunu bilmenin içsel zevki için isteyebilirler.
- Bazı insanlar gerçekte neye benzediklerini bilmelerinin ahlaki bir yükümlülük olduğuna inanıyorlar. Bu görüş tanrıbilim ve felsefede, özellikle varoluşçulukta bilhassa güçlüdür.
- Neye benzediğini bilmek bireye bazen amaçlarına ulaşmakta yardımcı olabilir. Herhangi bir canlının temel amacı hayatta kalmaktır, bu nedenle, doğru kendini-bilme hayatta kalmak için uyumsal olabilir.
Doğru kendini-tanıma ayrıca öz-değer duygularının maksimuma çıkmasına vesile olabilir. Başarı insanlara kendileri hakkında iyi hissettirecek şeylerden biridir ve neye benzediğimizi bilmek başarıları daha muhtemel yapabilir. Bu yüzden kendini tanıma yeniden uyumsal olabilir. Bunun nedeni, kendini geliştirme ihtiyaçlarının bir kişinin bir şeyi iyi yapamayacağını bilerek karşılanabilmesidir, böylece kişiyi başarısızlıkla sonuçlanması muhtemel çıkmaz bir rüya peşinde koşmaktan korur.
Tutarlılık
Birçok teorisyen bizim benlik-kavramımızı (dolayısıyla bizim kendini-tanımamızı) değişimden korumaya yönelik bir güdüye sahip olduğumuz inancındadır. Tutarlılık için bu güdü, insanların kendileri hakkında doğru olduğuna inandıkları ile tutarlı bilgileri aramalarına ve hoş karşılamalarına yol açar; aynı şekilde onlar kendi inançları ile tutarsız bilgileri önleyecek ve reddedecektir. Bu olgu aynı zamanda kendini doğrulama teorisi olarak da bilinir.
Kendini doğrulama teorisi
Bu teori yukarıda bahsedilen fenomenlere bir isim koymak için 1983 yılında Texas Austin Üniversitesi'nden William Swann tarafından ortaya atılmıştır. Teori kişilerin, kendilerinin neye benzedikleri hakkında bir kez bir fikir geliştirdiklerinde, bu öz-görüşlerine eşlik eden bilgileri doğrulamak için çabalayacaklarını belirtir. Kendini doğrulayan geri bildirim için arama güdüsü iki hususta düşünülmektedir:
- Diğer insanların bizi, bizim kendimizi gördüğümüzle aynı şekilde gördüğüne inandığımız zaman kendimizi daha rahat ve güvende hissediyoruz. Etkin bir şekilde kendini doğrulayan geri bildirimi arama, öz-görüşleri hakkında yanılmayı önlemede insanlara yardımcı olur.
- Kendini doğrulama teorisi, diğer insanların bizi, bizim kendimizi gördüğümüzle aynı şekilde gördüğünde, sosyal etkileşimlerin daha sorunsuz ve kârlı devam edeceğini varsayar. Bu kendini-doğrulayan geri bildirimi seçici olarak aramak için ikinci bir neden sağlar.
Düşük özsaygılı kişiler göz önüne alındığında, kendini doğrulama teorisinin bu faktörleri tartışma yaratır. Kendileri hakkında olumsuz benlik görüşüne sahip insanların, öz-görünümlerini doğrulamak için seçici olarak olumsuz geribildirim arayacakları düşüncesi, kendini-geliştirme motivasyonu ile tezat içindedir. Çünkü kendini-geliştirme motivasyonu, insanların kendileri hakkında iyi hissetmek arzusu ile güdülendiği düşüncesindedir.
Kaynakça
Bireysel benlik hakkında bilgi aramak için mevcut bilgilerin üç kaynağı vardır:
- Fiziksel dünya
- Sosyal dünya
- Psikolojik dünya
Fiziksel dünya
Fiziksel dünya genellikle kişinin kendisi hakkındaki bilginin gözle görülür ve kolaylıkla ölçülebilir kaynağıdır. Bir kişinin fiziksel dünyadan elde edebileceği bilgiler şunları içerebilir: Ağırlık, güç, boy.
Sınırlamalar
- Fiziksel dünyadaki iyilik, akıllılık, samimiyet gibi birçok özellik ölçülebilir değildir, ancak bu özellikler fiziksel dünyaya başvurarak değerlendirilebilir. Her ölçüm o özelliğin genel popülasyondaki veya başka bir spesifik bireydeki düzeyinin göreceli bir ölçümüdür.
- Bu herhangi bir ölçümün yalnızca diğerlerinin ölçümüne göre ifade edildiği zaman anlam kazanacağı anlamına gelir.
- Bu yüzden bizim kişisel kimliklerimizin çoğu, sosyal dünyadan karşılaştırmalı olarak belirlenmiştir.
Sosyal dünya
Öz görünümlerin karşılaştırmalı doğası, insanların kendi benlikleri hakkında bilgi almak istedikleri zaman bu bilgilerin ağırlıklı olarak toplumsal dünyaya dayandığı anlamına gelir. İki belirli süreç önemlidir:
- Sosyal karşılaştırma teorisi
- Yansıyan değer tahmini
Sosyal karşılaştırma
Ana madde: Sosyal karşılaştırma kuramı: İnsanlar diğerleri ile kendilerini karşılaştırırlar ve kendileri hakkında çıkarımda bulunurlar. Ancak bir kişinin çıkardığı sonuçlar en nihayetinde özellikle kendilerini kim ile karşılaştırdıklarına bağlıdır. Doğru kendini-tanıma ihtiyacının başlangıçta sosyal karşılaştırma sürecine rehberlik edeceği düşünülmüştür. Araştırmacılar kendimizi bize benzer diğerleri ile karşılaştırmanın önemli açılardan daha bilgilendirici olduğunu düşünmüşlerdir.
Sosyal karşılaştırma teorisi komplikasyonları
İnsanların aynı zamanda kendilerini kendilerinden biraz daha iyi insanlarla (yukarıya doğru karşılaştırma olarak bilinir); ve kendilerinden biraz daha kötü ya da dezavantajlı insanlarla karşılaştırdıkları (aşağı doğru karşılaştırma olarak bilinir) bilinmektedir. Aynı zamanda doğru kendini-bilme ihtiyacının sosyal karşılaştırma sürecine rehberlik eden ne tek faktör ne de en önemli faktör olmadığına yönelik önemli kanıtlar vardır, ancak kendimiz hakkında iyi hissetme ihtiyacı sosyal karşılaştırma sürecini etkiler.
Yansıyan değer tahmini
Yansıyan değerlendirmeler bir kişinin diğerlerinin ona nasıl tepki verdiğini gözlemlediği zaman ortaya çıkar. Süreç ilk olarak 1902 yılında sosyolog Charles H. Cooley tarafından, onun, başkalarının gözünde yansıyan kendimizi nasıl gördüğümüzü tanımlayan “ayna benlik” tartışmasının bir parçası olarak açıklanmıştır. O kişilerin kendilerine karşı duygularının üç aşamalı bir süreç ile belirlendiğini savunmuştur. Bu tür bir öz-fikrin üç ilkeli unsuru var gibi görünüyor: "Diğer kişiye görüntümüzün tasavvuru; bu görüntü hakkında onun düşüncesinin tasavvuru 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; gurur ve küçük düşme gibi bir tür öz-duygular. Gurur veya utanca bizi götüren şey sadece kendimizin mekanik yansıması değildir, bir başka zihin üzerinde bu yansımanın hayali etkisidir.” (Cooley, 1902, p. 153) Basitleştirilmiş şekilde Cooley’in üç aşaması şunlardır:
- Biz diğer insanların gözünde nasıl göründüğümüzü hayal ederiz
- Daha sonra bu kişinin bizi nasıl değerlendirdiğini hayal ederiz
- Hayal edilen değerlendirmeler iyi ya da kötü hissetmemize yol açar, hayal ettiğimiz yargıya uygun şekilde.
Bu model fenomenolojik bir nitelik taşımaktadır. 1963 yılında, John W. Kinch, duygularından ziyada bir kişinin kendisi hakkında düşüncelerinin nasıl geliştiğini açıklamak için Cooley’in modelini uyarlamıştır.
Kinch’in üç aşaması:
- Gerçek değerlendirmeler - Diğer insanların gerçekte hakkımızda ne düşündüğü
- Algılanan değerlendirmeler - Bu değerlendirmelere yönelik bizim algımız
- Öz değerlendirmeler - algılanan değerlendirmelere dayalı olarak ne olduğumuz hakkında fikirlerimiz
- Bu model aynı zamanda fenomenolojik bir yaklaşımdır.
Yansıyan değerlendirme modeline karşı argümanlar
Araştırma modeller için sadece sınırlı destek sağlamıştır ve çeşitli argümanlar yükselmiştir.
- İnsanlar genellikle bir kişinin kendileri hakkında ne düşündüğünü bilmekte iyi değildir.
- Felson bunun nedeninin iletişim engelleri ve diğerlerinden alınan bilgiyi sınırlandıran dayatma sosyal normlar olduğuna inanmaktadır. Geri bildirim negatif olacağı zaman bu özellikle doğrudur; insanlar nadiren birine negatif geri bildirim verirler, bu yüzden insanlar nadiren başka bir kişinin kendilerini sevmediği veya kendilerini negatif olarak değerlendirdiği sonucuna ulaşırlar.
- Yansıyan değerleme modeli, gerçek değerlendirmeleri algılanan değerlendirmelerin belirlediğini varsayar. Bu oluşabilir, ancak bir ortak üçüncü değişken etkisi de bu ikisi arasında bir ilişki üretebilir.
Yansıyan değerlendirmeler dizisi, bebeklerin ailelerinden aldıkları geribildirimin büyük miktarı nedeni ile erken çocukluk desenleriyle doğru şekilde karakterize edilebilir, ancak bunların sonraki hayatları ile daha az ilgili olduğu görülmektedir. Bunun nedeni insanların modelin varsaydığı gibi pasif olmamasıdır. İnsanlar aktif ve seçici olarak sosyal dünyadan gelen bilgiyi işlerler. Önce kişilerin kendileri hakkındaki fikirleri şekillenir, bunlar aynı zamanda yeni bilginin toplandığı ve yorumlandığı usulü etkiler ve böylece döngü devam eder.
Psikolojik dünya
Psikolojik dünya bizim “ iç dünyamızı” açıklar. İnsanların kendileri hakkındaki bilgiyi nasıl elde edeceklerini açıklayan üç süreç vardır:
- İç gözlem
- Öz-algı süreçleri
- Nedensel atıflar
İç gözlem
İç gözlem içe-bakışı ve anlam için doğrudan tutum, duygu ve düşüncelerimize danışmayı kapsar. Kişinin kendi duygu ve düşüncelerine danışması bazen anlamlı kendini-tanıma ile sonuçlanabilir. Ancak iç gözlemin doğruluğu 1970’lerden bu yana tartışılmaktadır. Genellikle iç gözlem benliğin ve insanların dünyalarının açıklayıcı teorilerine dayanır. Doğruluk mutlaka değerlendirmeye çalıştıkları kendini tanıma formu ile ilgili değildir.
- Bir yabancının bir katılımcı hakkında derecelendirmesi, yabancı katılımcının duygu ve düşüncelerine maruz kaldığı zaman, yabancının katılımcının tek başına davranışına ya da ikisinin kombinasyonuna maruz kaldığı zamana göre katılımcının öz-değerlendirme derecelendirmesine daha fazla uyar.
İç gözlem kaynaklarının karşılaştırılması
İnsanlar, düşüncenin kendiliğinden formlarının, düşüncenin daha bilinçli formlarına göre daha anlamlı öz-bilgi sağladığına inanıyor. Morewedge, Giblin ve (2014) Norton daha spontane bir tür düşüncenin, daha kendiliğinden belli bir düşüncenin ve belli bir düşünce olarak algılanan daha spontane bir düşüncenin, benliğe daha fazla iç görü atfettiğini bulmuştur. Buna ek olarak, düşünceye ne kadar fazla anlam atfedilirse o kadar fazla o düşünce muhakeme ve karar verme süreçlerini etkilediğini bulmuşlardır.
İç gözleme karşı argümanlar
İç gözlemin her zaman kendini anlamaya teşvik edip etmediği açık değildir. Yaptığımız bir şeye yönelik hislerimiz hakkında çok fazla düşünmek, bazen karışıklığa yol açar ve öz-bilgiye zarar verir. Bir iç gözlem koşulundaki katılımcılar kendi gelecekteki davranışlarını tahminde kontrol grubuna göre daha başarısız ve kendi seçim ve kararlarından daha az memnun olmuşlardır.
Öz algı süreçleri
Öz algı teorisi: Wilson'un çalışmaları insanların her zaman yaptıkları şekilde niçin hissettiklerinin farkında olmadıkları varsayımına dayanmaktadır. Bem’in kendilik algısı teorisi benzer bir varsayıma sahiptir. Teori insanların kendi davranışlarını nasıl açıkladıkları ile ilgilidir. İnsanların yaptıkları şeyi neden yaptıklarını her zaman bilmediklerini savunur. Bu durumda kendi davranışlarının nedenlerine, davranışların görüldükleri bağlamda davranışları analiz ederek anlam verirler. Davranışın dış gözlemcileri benzer bir sonuca ulaşacaktır, onu gerçekleştiren birey olarak. Bireyler daha sonra niçin öyle davrandıkları hakkında mantıklı sonuçlara varacaktır.
Nedensel atıflar
Nedensel atıflar, özellikle insanlar olumlu ve olumsuz olaylar için yükleme (atıf) yaptıklarında, kendini-tanımanın önemli bir kaynağıdır. Kendini algılama teorisinin temel unsuru insanların kendi eylemlerine yönelik yaptıkları açıklamalardır, bu açıklamalar nedensel atıflar olarak bilinir. Nedensel atıflar bir kişinin davranışını bir nedene (kendisi dahil) atfederek, “Niçin” sorusuna cevap sağlar. insanlar aynı zamanda diğer insanların davranışlarına atıf yaparak kendini-tanıma yönünde kazanç elde ederler; örneğin “ Eğer kimse benimle vakit geçirmek istemiyorsa bu ben sıkıcı olduğum için olmalı”.
Aktivasyon
Bireyler kendileri hakkında birçok farklı şekillerde düşünürler, bu fikirlerin sadece bazıları herhangi bir zamanda aktiftir. Belirli bir zamanda özellikle aktif olan fikir, Güncel Öz-temsil olarak bilinir. Diğer teorisyenler aynı şeyi çeşitli yollarla ifade etmiştir.
- Olağanüstü öz
- Spontane benlik kavramı
- Öz-kimlikler
- Çalışan benlik kavramının yönleri
Güncel öz temsil bilgi işleme, duygu ve davranışları etkiler ve hem kişisel hem de duygusal faktörlerden etkilenir.
Güncel Öz-temsili etkileyen kişisel faktörler
Benlik kavramı
Benlik kavramı ya da insanların kendileri hakkında nasıl düşündükleri Güncel Öz-temsili etkileyen en önemli kişisel faktördür. Bu önemli ve kendini-tanıma öznitelikleri için özellikle doğrudur. Benlik kavramı aynı zamanda kronik olarak erişilebilir olan daha küçük öz şemalardan oluşan Öz-şema olarak bilinir.
Benlik saygısı
Benlik saygısı insanların kendileri hakkındaki hislerini etkiler. Yüksek benlik saygısına sahip olan insanların düşük benlik saygısına sahip olan insanlara göre kendileri hakkında belirli bir zamanda pozitif açıdan düşünme olasılıkları daha yüksektir.
Ruh hali
Ruh hali, pozitif ve negatif öz-görüşün erişilebilirliğini etkiler. Mutlu olduğumuz zaman olumlu özelliklerimiz ve niteliklerimiz hakkında daha fazla düşünmek eğilimindeyken, üzgün olduğumuz zaman negatif özelliklerimiz ve niteliklerimiz daha erişilebilirdir. Bu bağlantı düşük benlik saygılı insanlar için özellikle güçlüdür.
Amaçlar
İnsanlar belirli öz-görüşlerini kasıtlı olarak aktif hale getirebilirler. Belirli bir durumda oynamak istediğimiz role bağlı olarak kendimizin uygun imajlarını seçeriz. Öz görüş aktivasyonunu etkileyen özel bir amaç iyi hissetmek arzusudur.
Güncel Öz-temsili Etkileyen durumsal Faktörler
Sosyal roller
Bir kişinin kendisi hakkında nasıl düşündüğü büyük ölçüde oynadığı sosyal role bağlıdır. Sosyal roller bizim kişisel kimliklerimizi etkilemektedir.
Toplumsal bağlam ve kendini tanıtma
İnsanlar kendilerini sosyal çevrelerinden ayıracak şekilde düşünmek eğilimindedir.
- Daha ayırıcı bir özelliğin kendini tanımlamak için kullanma olasılığı daha fazla olacaktır.
Farklılıklar aynı zamanda grup kimliklerinin önemini etkiler. Benlik sınıflandırma kuramı, insanların kendileri hakkında ya sosyal grupları ya da çeşitli kişisel kimlikleri açısından düşünmelerinin kısmen sosyal bağlama bağlı olduğunu savunur.
- Grup kimlikleri gruplar arası bağlamlarda daha belirgindir.
Grup büyüklüğü
Grup büyüklüğü grup kimliklerinin önemini etkiler. Azınlık grupları daha belirgindir, böylece grup kimlikleri çoğunluk grup üyelerinin arasında olduğundan daha fazla göze çarpmalı azınlık grup üyeleri arasında.
Grup durumu
Grup durumu sosyal kimliklerin belirginliğini etkileyen grup büyüklüğü ile etkileşime girer.
Toplumsal bağlam ve öz değerlendirme
Sosyal çevre insanların sosyal karşılaştırma süreçlerinin bir sonucu olarak insanların kendilerini değerlendirmeleri üzerinde bir etkiye sahiptir.
Kaynakça
- ^ Locke, J. (1731). An essay concerning human understanding. London: Edmund Parker. (Original work published 1690)
- ^ James, W. (1890). The principles of psychology (Vol. 1). New York: Holt.
- ^ Kihlstrom, J. F., & Klein, S. B. (1994). The self as a knowledgeable structure. (As cited in, C., & Brewer, M. B. (Eds.), Individual self, relational self, collective self. (PHP. 35-36). Philadelphia, PA: Psychology Press)
- ^ J. F., & Klein, S. B. (1997). Self-knowledge and self-awareness. (As cited inn Sedikedes, C., & Brewer, M. B. (Eds.), Individual self, relational self, collective self. (pop. 35-36). Philadelphia, PA: Psychology Press)
- ^ Rogers, T. B., Kuiper, N. A., &, W. S. (1977). Self-reference and the encoding of personal information. Journal of Personality and Social Psychology, 35(9),677-688
- ^ Klein, S. B., Loftus, J., & Kihlstrom, J. F. (1996). Self-knowledge of an amnesia patient: Toward a neuropsychology of personality and social psychology. Journal of Experimental Psychology, 125,250-160
- ^ Tulving, E. (1989). Remembering and knowing the past. American Scientist, 77,361-367
- ^ Tulving, E., Schacter, D. L., McLachlan, D. R., & Moscovitch, M. (1988). Priming of semantic autobiographical knowledge: A case study of retrograde amnesia. Brain and Cognition, 8,3-20
- ^ Klein, S. B., & Loftus, J. (1993). The mental representation of trait and autobiographical knowledge about the self. (As cited in Sedikedes, C., & Brewer, M. B. (Eds.), Individual self, relational self, collective self. (pp. 36). Philadelphia, PA: Psychology Press)
- ^ Klein, S. B., Chan, R. L., & Loftus, J. (1999). Independence of episodic and semantic self-knowledge: The case from autism. Social Cognition, 17,413-436
- ^ Cermack, L. S., & O'Connor, M. (1983). The anteriograde retrieval ability of a patient with amnesia due to encephalitis. Neuropsychologia, 21,213-234
- ^ Evans, J., Wilson, B., Wraight, E. P., & Hodges, J. R. (1993). Neuro psychological and inspect scan findings during and after transient global amnesia: Evidence for the differential impairment of remote episodic memory. Journal of Neurology, Neurosurgery, and Psychiatry, 56,1227-1230
- ^ Klein, S. B., Kihlstrom, J. F., 7 Loftus, J. (2000). Preserved and impaired self-knowledge in amnesia: A case study. Unpublished manuscript.
- ^ Crocker, J., & Wolfe, C. T. (2001). Contingencies of self-worth. Psychological Review, 108,593-623
- ^ Swann, W. B., Jr. (1990). To be adored or to be known? The interplay of self-enhancement and self-verification. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ Rosenburg, M. (1979). Conceiving the self. New York: Basic Books
- ^ Trope, Y. (1986). Self-enhancement, self-assessment, and achievement behavior. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ Brown, J. D. (1991). Accuracy and bias in self-knowledge. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ Festinger, L. (1954). A theory of social comparison processes. Human Relations, 7,117-140
- ^ Sedikedes, C., & Strube, M. J. (1997). Self-evaluation: To thine own self be good, to thine own self be sure, to thine own self be true, and to thine own self be better. Advances in Experimental Social Psychology, 29
- ^ ^ Epstein, S. (1980). The self-concept: A review and the proposal of an integrated theory of personality. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Lecky, P. (1945). Self-consistency: A theory of personality. New York: Island Press
- ^ ^ Swann, W. B., Jr. (1983). Self-verification: Bringing social reality into harmony with the self. (As cited in Suls, J., & Greenwald, A. G. (Eds.), Social psychological perspectives on the self, 2,33-66. Hillsdale, NJ: Erlbaum)
- ^ ^ Swann, W. B., Jr., Stein-Seroussi, A., & Giesler, R. B. (1992). Why people self-verify. Journal of Personality and Social Psychology, 62,392-401
- ^ ^ Wood, J. V. (1989). Theory and research concerning social comparisons of personal attributes. Psychological Bulletin, 106, 231-248
- ^ ^ Collins, R. L. (1996). For better or worse: The impact of upward social comparisons on self-evaluations. Psychological Bulletin, 119,51-69
- ^ ^ Wills, T. A. (1981). Downward comparison principles in social psychology. Psychological Bulletin 90,245-271
- ^ a b ^ Helgeson, V. S., & Mickelson, K. D. (1995). Motives for social comparison. Personality and Social Psychology Bulletin, 21,1200-1209
- ^ ^ Kinch, J. W. (1963). A formalized theory of self-concept. American Journal of Sociology, 68,481-486
- ^ ^ Felson, R. B. (1993). The (somewhat) social self: How others affect self-appraisals. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Nisbett, Richard E.; Wilson, Timothy D. (1977). "Telling more than we can know: Verbal reports on mental processes.". Psychological Review 84 (3): 231–259. doi:10.1037/0033-295X.84.3.231.
- ^ ^ Andersen, S. M. (1984). Self-knowledge and social inference: II. The diagnosticity of cognitive/affective and behavioral data. Journal of Personality and Social Psychology, 46,280-293
- ^ ^ Morewedge, Carey K.; Giblin, Colleen E.; Norton, Michael I. (2014). "The (perceived) meaning of spontaneous thoughts.". Journal of Experimental Psychology: General 143 (4): 1742–1754. doi:10.1037/a0036775.
- ^ ^ Wilson, T. D., & Hodges, S. D. (1992). Attitudes as temporary constructions. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Wilson, T. D., & LaFleur, S. J. (1995). Knowing what you'll do: Effects of analyzing reasons on self-prediction. Journal of Personality and Social Psychology, 68,21-35
- ^ ^ Wilson, T. D., Lisle, D., Schooler, J., Hodges, S. D., Klaaren, K. J., & LaFleur, S. J. (1993). Introspecting about reasons can reduce post-choice satisfaction. Personality and Social Psychology Bulletin, 19,331-339
- ^ ^ Bem, D. J. (1972). Self-perception theory. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Weiner, B. (1985). An attributional theory of achievement motivation and emotion. Psychological Review, 92,548-573
- ^ ^ Jones, E. E., & Gerard, H. B. (1967). Foundations of social psychology. New York: Wiley
- ^ ^ McGuire, W. J., & McGuire, C. V. (1981). The spontaneous self-concept as affected by personal distinctiveness. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Schlenker, B. R., & Weigold, M. F. (1989). Goals and the self-identification process: Constructing desired identities. (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ a Markus, H., & Kunda, Z. (1986). Stability and malleability of the self-concept. Journal of Personality and Social Psychology, 51,858-866
- ^ ^ Brown, J. D., & Mankowski, T. A. (1993). Self-esteem, mood, and self-evaluation: Changes in mood and the way you see you. Journal of Personality and Social Psychology, 64,421-430
- ^ ^ Sedikides, C. (1995). Central and peripheral self-conceptions are differentially influenced by mood: Tests of the different sensitivity hypothesis. Journal of Personality and Social Psychology, 69,759-777
- ^ ^ Snyder, M. (1979). Self-monitoring processes (As cited in Brown, J. D. (1998). The self. USA: McGraw-Hill)
- ^ ^ Kunda, Z., & Santioso, R. (1989). Motivated changes in the self-concept. Journal of Experimental Social Psychology, 25,272-285
- ^ ^ Roberts, B. W., & Donahue, E. M. (1994). One personality, multiple selves: Integrating personality and social roles. Journals of Personality, 62,199-218
- ^ ^ Nelson, L. J., & Miller, D. T. (1995). The distinctiveness effect in social categorization: You are what makes you unusual. Psychological Science, 6,246-249
- ^ ^ Turner, J. C., Hogg, M. A., Oakes, P. J., Reicher, S. D., & Wetherell, M. S. (1987). Rediscovering the social group: A self-categorization theory. Oxford, England: Basil Blackwell
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kendini tanima psikolojide kullanilan bir terimdir ve bireyin Ben neye benziyorum sorusuna cevap verirken kullandigi bilgiyi tanimlar Bu sorunun cevabina yonelik kendini tanima sureci oz farkindalik ve oz bilinc gerektirir bilinc ile karistirilmamasi gerekir Kendini tanima benligin daha dogrusu benlik kavraminin bir bilesenidir Kisinin kendisinin veya ozelliklerinin bir bilgisidir ve benlik kavraminin gelisimine rehberlik eden bilgiyi aramak icin bir arzudur Kendini tanima benzersiz sekilde bizi kendimizle eslestiren nitelikleri ve bu niteliklerin dinamik olup olmadigi uzerine teorileri iceren sekilde zihinsel temsillerimiz hakkinda bizi bilgilendirir Benlik kavraminin uc ana yonu oldugu dusunulmektedir Bilissel benlik Yonetici benlik Duygusal benlik Duygusal ve yonetici benlikler benlik kavraminin duygusal ve davranissal bilesenlerine atif olarak ayni zamanda sirayla hissedilen ve aktif benlikler olarak bilinirler Kendini tanima bilissel benlik ile iliskilidir Bilissel benlik bizim kendi benlik kavramimizin gercek benligimizin dogru bir temsili olduguna aciklik ve dogruluk kazandirmak icin bize rehberlik eder Bu nedenle bilissel benlik ayni zamanda kendini tanima olarak ifade edilir Bilissel benlik bildigimiz her seyden olusur Sac rengi yuz boy gibi fizyolojik ozellikleri ve degerler inanclar gibi psikolojik ozellikleri vurgular Bellek ile iliskisiKendini tanima ve onun yapisi bizim yasadigimiz olaylari nasil kodladigimizi nasil secici olarak geri cagirdigimizi ve nasil yorumladigimizi etkiler Bellegimizin analitik yorumu meta bellek olarak adlandirilabilir ve meta bilis onemli bir faktordur Bellegimiz ve kendini tanima arasindaki baglanti hem felsefe hem de psikolojinin onde gelen zihinlerince uzun yillardir kabul edilmistir iliskinin kesin tanimlamasi hala bir tartisma konusudur Kendini tanima icin ozel bir bellek var midir Calismalar benlikle iliskili bilginin kodlanmasi icin bir bellek avantaji oldugunu gostermistir Kendini tanima ve bellek bolunmesi Benlik teorileri kendini tanimaya yonelik farkli kaynaklardan gelen bilgileri ayirmada geleneksel olarak basarisizdir Hem epizodik hem de semantik bellek bildirilen bellege aittir ve gerceklerin bilgisini icerir Bildirilen bellek prosedural bellegin karsitidir ifade edilebilen gerceklerin degil ogrenilen becerilerin oldugu Epizodik Bellek Epizodik bellek bir baglamla iliskili bilgi duygu ve olaylari iceren yani kisisel deneyimlerle ilgili bellek turudur Semantik Bellek Semantik bellek bir baglamla iliskili kisisel bilgileri degil anlamlar dunya hakkindaki genel bilgiler gibi olgularla ilgili depolanmis bilgileri icerir Bireyler bir bilgiyi kendileri hakkindaki bilgiler de dahil olmak uzere bu bilgiyi onlara ogreten deneyimi hatirlamaksizin bilirler Kendini tanimanin kaynagi olarak semantik oz Insanlar kisisel gerceklerin semantik bilgisi tarafindan desteklenen benlik duygularini bu bilgilerin dayandigi bolumleri tanimlayan anilara dogrudan erisimin yoklugunda koruyabilirler Insanlarin epizodik hatirlamada felaket bozukluklara ragmen benlik duygusunu koruduklari gosterilmistir Ornegin yogun olarak geriye dogru amnezi hastasi W J amnezi baslangicindan once olan herhangi bir olayi hatirlamada basarisizdir Fakat amnezi doneminde hayati hakkindaki genel gerceklere yonelik bellegi bozulmamistir W J nin bilgisi onun epizodik belleginden gelmediginden bu bize benlik kavramina katki saglayan ayri bir bilgi tipi oldugu fikrini verir Benzer bir ayrilma epizodik bellegin toplam bir kaybini yasayan ama hala kendisi hakkinda cesitli gercekleri bilen K C vakasinda gorulmustur Ayni zamanda agir amnezi hastalarinin kendi kisisel egilimleri ve karakteristikleri gibi nasil bir insan olduklarina yonelik dogru ve ayrintili bilgiye nasil sahip olabildiklerini gosteren kanitlar vardir Epizodik ve semantik kendini tanima arasindaki ayrismaya yonelik bu kanitlar bircok seyi net yapmistir Epizodik bellek kendini tanima icin tek kaynak degildir Kendini bilmenin bu nedenle bellegin semantik bilesenini kapsayacak sekilde genisletilmesi gerekir Bireyin sahip oldugu kisisel ozellikler hakkinda kendini tanima epizodik geri hatirlamaya ihtiyac duyulmaksizin erisilebilirdir Bu kisisel ozellik iliskili deneyimleri hatirlamayi imkansiz hale getiren norolojik bozukluga sahip hastalarla yapilan calismalar sayesinde gosterilmistir Bu hastalar hala kendi kisisel ozellik degerlendirmelerini dogru ve guvenilir bir sekilde yapabiliyorlardi hatta hatirlayamadiklari yeni deneyimlere dayali olarak bu yargilarini degistirebiliyorlardi Kendini tanima Rehber GudulerInsanlarin kendileri hakkindaki bilgiyi aramak fark etmek ve yorumlamak icin yol gosteren amaclari vardir Bu amaclar kendini tanima arayisi ile baslar Kendini tanima arayisina bizi yonlendiren uc temel gudu vardir Kendini gelistirme Dogruluk TutarlilikKendini gelistirme Kendini gelistirme insanlarin pozitif duygusal durumlari yasama ve olumsuz duygusal durumlarin yasanmasini engellemeye yonelik motive gorundukleri gercegini ifade eder Insanlar onur duygularini yukseltmek boylece oz saygilarini artirmak icin kendileri hakkinda iyi hissetmeye motivedir Duygulara vurgular diger teorilerin daha once kendini gelistirme ihtiyaclarini nasil tanimladigindan biraz farklidir ornegin oz deger modelinin kosulu icin Diger teorisyenler iyi hissetmekten ziyade terimi insanlarin kendileri hakkinda son derece olumlu dusunmeye motive olduklari anlaminda ele almistir Bircok durumda ve kulturlerde oz deger duygulari kisinin kendisini son derece yetenekli veya akranlarindan daha iyi olarak dusunmesiyle desteklenmistir Ancak bazi durumlarda ve kulturlerde oz deger duygulari kisinin kendini ortalama veya hatta digerlerinden daha kotu olarak dusunmesiyle desteklenmistir Her iki durumda da benlik hakkindaki dusunceler hala oz deger duygularini gelistirmek icin hizmet vermektedir Evrensel ihtiyaclar kisinin herhangi bir sekilde kendi hakkinda dusunmesi icin bir ihtiyac degildir daha ziyade kisinin oz deger duygusunu en ust duzeye cikarmak icin bir ihtiyactir Bunun anlami kendini bilme ile ilgili olarak kendini gelistirme gudusudur Argumanlar Bati toplumlarinda oz deger duygulari aslinda kisinin kendisini olumlu anlamda dusunmesi ile desteklenir Bu durumda kendini gelistirme ihtiyaclari insanlarin kaliteli olarak gorduklerine gercekten sahip olduklari sonucunu cikaracaklari sekilde kendileri hakkindaki bilgiyi aramalarina yol acar Kendini dogrulama teorisi bolumune bakin Dogruluk Dogruluk ihtiyaclari insanlarin kendini tanima icin arama seklini etkilemektedir Insanlar siklikla ogrendikleri seyin olumlu ya da olumsuz olduguna bakmaksizin kendileri hakkindaki gercegi bilmek isterler Bu ihtiyacin altinda yatan uc husus vardir Bazen insanlar basitce herhangi bir belirsizligi azaltmak ister Onlar gercekte neye benzediklerini bilmeyi sirf bunu bilmenin icsel zevki icin isteyebilirler Bazi insanlar gercekte neye benzediklerini bilmelerinin ahlaki bir yukumluluk olduguna inaniyorlar Bu gorus tanribilim ve felsefede ozellikle varolusculukta bilhassa gucludur Neye benzedigini bilmek bireye bazen amaclarina ulasmakta yardimci olabilir Herhangi bir canlinin temel amaci hayatta kalmaktir bu nedenle dogru kendini bilme hayatta kalmak icin uyumsal olabilir Dogru kendini tanima ayrica oz deger duygularinin maksimuma cikmasina vesile olabilir Basari insanlara kendileri hakkinda iyi hissettirecek seylerden biridir ve neye benzedigimizi bilmek basarilari daha muhtemel yapabilir Bu yuzden kendini tanima yeniden uyumsal olabilir Bunun nedeni kendini gelistirme ihtiyaclarinin bir kisinin bir seyi iyi yapamayacagini bilerek karsilanabilmesidir boylece kisiyi basarisizlikla sonuclanmasi muhtemel cikmaz bir ruya pesinde kosmaktan korur Tutarlilik Bircok teorisyen bizim benlik kavramimizi dolayisiyla bizim kendini tanimamizi degisimden korumaya yonelik bir guduye sahip oldugumuz inancindadir Tutarlilik icin bu gudu insanlarin kendileri hakkinda dogru olduguna inandiklari ile tutarli bilgileri aramalarina ve hos karsilamalarina yol acar ayni sekilde onlar kendi inanclari ile tutarsiz bilgileri onleyecek ve reddedecektir Bu olgu ayni zamanda kendini dogrulama teorisi olarak da bilinir Kendini dogrulama teorisi Bu teori yukarida bahsedilen fenomenlere bir isim koymak icin 1983 yilinda Texas Austin Universitesi nden William Swann tarafindan ortaya atilmistir Teori kisilerin kendilerinin neye benzedikleri hakkinda bir kez bir fikir gelistirdiklerinde bu oz goruslerine eslik eden bilgileri dogrulamak icin cabalayacaklarini belirtir Kendini dogrulayan geri bildirim icin arama gudusu iki hususta dusunulmektedir Diger insanlarin bizi bizim kendimizi gordugumuzle ayni sekilde gordugune inandigimiz zaman kendimizi daha rahat ve guvende hissediyoruz Etkin bir sekilde kendini dogrulayan geri bildirimi arama oz gorusleri hakkinda yanilmayi onlemede insanlara yardimci olur Kendini dogrulama teorisi diger insanlarin bizi bizim kendimizi gordugumuzle ayni sekilde gordugunde sosyal etkilesimlerin daha sorunsuz ve karli devam edecegini varsayar Bu kendini dogrulayan geri bildirimi secici olarak aramak icin ikinci bir neden saglar Dusuk ozsaygili kisiler goz onune alindiginda kendini dogrulama teorisinin bu faktorleri tartisma yaratir Kendileri hakkinda olumsuz benlik gorusune sahip insanlarin oz gorunumlerini dogrulamak icin secici olarak olumsuz geribildirim arayacaklari dusuncesi kendini gelistirme motivasyonu ile tezat icindedir Cunku kendini gelistirme motivasyonu insanlarin kendileri hakkinda iyi hissetmek arzusu ile gudulendigi dusuncesindedir KaynakcaBireysel benlik hakkinda bilgi aramak icin mevcut bilgilerin uc kaynagi vardir Fiziksel dunya Sosyal dunya Psikolojik dunyaFiziksel dunya Fiziksel dunya genellikle kisinin kendisi hakkindaki bilginin gozle gorulur ve kolaylikla olculebilir kaynagidir Bir kisinin fiziksel dunyadan elde edebilecegi bilgiler sunlari icerebilir Agirlik guc boy Sinirlamalar Fiziksel dunyadaki iyilik akillilik samimiyet gibi bircok ozellik olculebilir degildir ancak bu ozellikler fiziksel dunyaya basvurarak degerlendirilebilir Her olcum o ozelligin genel populasyondaki veya baska bir spesifik bireydeki duzeyinin goreceli bir olcumudur Bu herhangi bir olcumun yalnizca digerlerinin olcumune gore ifade edildigi zaman anlam kazanacagi anlamina gelir Bu yuzden bizim kisisel kimliklerimizin cogu sosyal dunyadan karsilastirmali olarak belirlenmistir Sosyal dunya Oz gorunumlerin karsilastirmali dogasi insanlarin kendi benlikleri hakkinda bilgi almak istedikleri zaman bu bilgilerin agirlikli olarak toplumsal dunyaya dayandigi anlamina gelir Iki belirli surec onemlidir Sosyal karsilastirma teorisi Yansiyan deger tahminiSosyal karsilastirma Ana madde Sosyal karsilastirma kurami Insanlar digerleri ile kendilerini karsilastirirlar ve kendileri hakkinda cikarimda bulunurlar Ancak bir kisinin cikardigi sonuclar en nihayetinde ozellikle kendilerini kim ile karsilastirdiklarina baglidir Dogru kendini tanima ihtiyacinin baslangicta sosyal karsilastirma surecine rehberlik edecegi dusunulmustur Arastirmacilar kendimizi bize benzer digerleri ile karsilastirmanin onemli acilardan daha bilgilendirici oldugunu dusunmuslerdir Sosyal karsilastirma teorisi komplikasyonlari Insanlarin ayni zamanda kendilerini kendilerinden biraz daha iyi insanlarla yukariya dogru karsilastirma olarak bilinir ve kendilerinden biraz daha kotu ya da dezavantajli insanlarla karsilastirdiklari asagi dogru karsilastirma olarak bilinir bilinmektedir Ayni zamanda dogru kendini bilme ihtiyacinin sosyal karsilastirma surecine rehberlik eden ne tek faktor ne de en onemli faktor olmadigina yonelik onemli kanitlar vardir ancak kendimiz hakkinda iyi hissetme ihtiyaci sosyal karsilastirma surecini etkiler Yansiyan deger tahmini Yansiyan degerlendirmeler bir kisinin digerlerinin ona nasil tepki verdigini gozlemledigi zaman ortaya cikar Surec ilk olarak 1902 yilinda sosyolog Charles H Cooley tarafindan onun baskalarinin gozunde yansiyan kendimizi nasil gordugumuzu tanimlayan ayna benlik tartismasinin bir parcasi olarak aciklanmistir O kisilerin kendilerine karsi duygularinin uc asamali bir surec ile belirlendigini savunmustur Bu tur bir oz fikrin uc ilkeli unsuru var gibi gorunuyor Diger kisiye goruntumuzun tasavvuru bu goruntu hakkinda onun dusuncesinin tasavvuru 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde gurur ve kucuk dusme gibi bir tur oz duygular Gurur veya utanca bizi goturen sey sadece kendimizin mekanik yansimasi degildir bir baska zihin uzerinde bu yansimanin hayali etkisidir Cooley 1902 p 153 Basitlestirilmis sekilde Cooley in uc asamasi sunlardir Biz diger insanlarin gozunde nasil gorundugumuzu hayal ederiz Daha sonra bu kisinin bizi nasil degerlendirdigini hayal ederiz Hayal edilen degerlendirmeler iyi ya da kotu hissetmemize yol acar hayal ettigimiz yargiya uygun sekilde Bu model fenomenolojik bir nitelik tasimaktadir 1963 yilinda John W Kinch duygularindan ziyada bir kisinin kendisi hakkinda dusuncelerinin nasil gelistigini aciklamak icin Cooley in modelini uyarlamistir Kinch in uc asamasi Gercek degerlendirmeler Diger insanlarin gercekte hakkimizda ne dusundugu Algilanan degerlendirmeler Bu degerlendirmelere yonelik bizim algimiz Oz degerlendirmeler algilanan degerlendirmelere dayali olarak ne oldugumuz hakkinda fikirlerimiz Bu model ayni zamanda fenomenolojik bir yaklasimdir Yansiyan degerlendirme modeline karsi argumanlar Arastirma modeller icin sadece sinirli destek saglamistir ve cesitli argumanlar yukselmistir Insanlar genellikle bir kisinin kendileri hakkinda ne dusundugunu bilmekte iyi degildir Felson bunun nedeninin iletisim engelleri ve digerlerinden alinan bilgiyi sinirlandiran dayatma sosyal normlar olduguna inanmaktadir Geri bildirim negatif olacagi zaman bu ozellikle dogrudur insanlar nadiren birine negatif geri bildirim verirler bu yuzden insanlar nadiren baska bir kisinin kendilerini sevmedigi veya kendilerini negatif olarak degerlendirdigi sonucuna ulasirlar Yansiyan degerleme modeli gercek degerlendirmeleri algilanan degerlendirmelerin belirledigini varsayar Bu olusabilir ancak bir ortak ucuncu degisken etkisi de bu ikisi arasinda bir iliski uretebilir Yansiyan degerlendirmeler dizisi bebeklerin ailelerinden aldiklari geribildirimin buyuk miktari nedeni ile erken cocukluk desenleriyle dogru sekilde karakterize edilebilir ancak bunlarin sonraki hayatlari ile daha az ilgili oldugu gorulmektedir Bunun nedeni insanlarin modelin varsaydigi gibi pasif olmamasidir Insanlar aktif ve secici olarak sosyal dunyadan gelen bilgiyi islerler Once kisilerin kendileri hakkindaki fikirleri sekillenir bunlar ayni zamanda yeni bilginin toplandigi ve yorumlandigi usulu etkiler ve boylece dongu devam eder Psikolojik dunya Psikolojik dunya bizim ic dunyamizi aciklar Insanlarin kendileri hakkindaki bilgiyi nasil elde edeceklerini aciklayan uc surec vardir Ic gozlem Oz algi surecleri Nedensel atiflarIc gozlem Ic gozlem ice bakisi ve anlam icin dogrudan tutum duygu ve dusuncelerimize danismayi kapsar Kisinin kendi duygu ve dusuncelerine danismasi bazen anlamli kendini tanima ile sonuclanabilir Ancak ic gozlemin dogrulugu 1970 lerden bu yana tartisilmaktadir Genellikle ic gozlem benligin ve insanlarin dunyalarinin aciklayici teorilerine dayanir Dogruluk mutlaka degerlendirmeye calistiklari kendini tanima formu ile ilgili degildir Bir yabancinin bir katilimci hakkinda derecelendirmesi yabanci katilimcinin duygu ve dusuncelerine maruz kaldigi zaman yabancinin katilimcinin tek basina davranisina ya da ikisinin kombinasyonuna maruz kaldigi zamana gore katilimcinin oz degerlendirme derecelendirmesine daha fazla uyar Ic gozlem kaynaklarinin karsilastirilmasi Insanlar dusuncenin kendiliginden formlarinin dusuncenin daha bilincli formlarina gore daha anlamli oz bilgi sagladigina inaniyor Morewedge Giblin ve 2014 Norton daha spontane bir tur dusuncenin daha kendiliginden belli bir dusuncenin ve belli bir dusunce olarak algilanan daha spontane bir dusuncenin benlige daha fazla ic goru atfettigini bulmustur Buna ek olarak dusunceye ne kadar fazla anlam atfedilirse o kadar fazla o dusunce muhakeme ve karar verme sureclerini etkiledigini bulmuslardir Ic gozleme karsi argumanlar Ic gozlemin her zaman kendini anlamaya tesvik edip etmedigi acik degildir Yaptigimiz bir seye yonelik hislerimiz hakkinda cok fazla dusunmek bazen karisikliga yol acar ve oz bilgiye zarar verir Bir ic gozlem kosulundaki katilimcilar kendi gelecekteki davranislarini tahminde kontrol grubuna gore daha basarisiz ve kendi secim ve kararlarindan daha az memnun olmuslardir Oz algi surecleri Oz algi teorisi Wilson un calismalari insanlarin her zaman yaptiklari sekilde nicin hissettiklerinin farkinda olmadiklari varsayimina dayanmaktadir Bem in kendilik algisi teorisi benzer bir varsayima sahiptir Teori insanlarin kendi davranislarini nasil acikladiklari ile ilgilidir Insanlarin yaptiklari seyi neden yaptiklarini her zaman bilmediklerini savunur Bu durumda kendi davranislarinin nedenlerine davranislarin goruldukleri baglamda davranislari analiz ederek anlam verirler Davranisin dis gozlemcileri benzer bir sonuca ulasacaktir onu gerceklestiren birey olarak Bireyler daha sonra nicin oyle davrandiklari hakkinda mantikli sonuclara varacaktir Nedensel atiflar Nedensel atiflar ozellikle insanlar olumlu ve olumsuz olaylar icin yukleme atif yaptiklarinda kendini tanimanin onemli bir kaynagidir Kendini algilama teorisinin temel unsuru insanlarin kendi eylemlerine yonelik yaptiklari aciklamalardir bu aciklamalar nedensel atiflar olarak bilinir Nedensel atiflar bir kisinin davranisini bir nedene kendisi dahil atfederek Nicin sorusuna cevap saglar insanlar ayni zamanda diger insanlarin davranislarina atif yaparak kendini tanima yonunde kazanc elde ederler ornegin Eger kimse benimle vakit gecirmek istemiyorsa bu ben sikici oldugum icin olmali AktivasyonBireyler kendileri hakkinda bircok farkli sekillerde dusunurler bu fikirlerin sadece bazilari herhangi bir zamanda aktiftir Belirli bir zamanda ozellikle aktif olan fikir Guncel Oz temsil olarak bilinir Diger teorisyenler ayni seyi cesitli yollarla ifade etmistir Olaganustu oz Spontane benlik kavrami Oz kimlikler Calisan benlik kavraminin yonleri Guncel oz temsil bilgi isleme duygu ve davranislari etkiler ve hem kisisel hem de duygusal faktorlerden etkilenir Guncel Oz temsili etkileyen kisisel faktorler Benlik kavrami Benlik kavrami ya da insanlarin kendileri hakkinda nasil dusundukleri Guncel Oz temsili etkileyen en onemli kisisel faktordur Bu onemli ve kendini tanima oznitelikleri icin ozellikle dogrudur Benlik kavrami ayni zamanda kronik olarak erisilebilir olan daha kucuk oz semalardan olusan Oz sema olarak bilinir Benlik saygisi Benlik saygisi insanlarin kendileri hakkindaki hislerini etkiler Yuksek benlik saygisina sahip olan insanlarin dusuk benlik saygisina sahip olan insanlara gore kendileri hakkinda belirli bir zamanda pozitif acidan dusunme olasiliklari daha yuksektir Ruh hali Ruh hali pozitif ve negatif oz gorusun erisilebilirligini etkiler Mutlu oldugumuz zaman olumlu ozelliklerimiz ve niteliklerimiz hakkinda daha fazla dusunmek egilimindeyken uzgun oldugumuz zaman negatif ozelliklerimiz ve niteliklerimiz daha erisilebilirdir Bu baglanti dusuk benlik saygili insanlar icin ozellikle gucludur Amaclar Insanlar belirli oz goruslerini kasitli olarak aktif hale getirebilirler Belirli bir durumda oynamak istedigimiz role bagli olarak kendimizin uygun imajlarini seceriz Oz gorus aktivasyonunu etkileyen ozel bir amac iyi hissetmek arzusudur Guncel Oz temsili Etkileyen durumsal Faktorler Sosyal roller Bir kisinin kendisi hakkinda nasil dusundugu buyuk olcude oynadigi sosyal role baglidir Sosyal roller bizim kisisel kimliklerimizi etkilemektedir Toplumsal baglam ve kendini tanitma Insanlar kendilerini sosyal cevrelerinden ayiracak sekilde dusunmek egilimindedir Daha ayirici bir ozelligin kendini tanimlamak icin kullanma olasiligi daha fazla olacaktir Farkliliklar ayni zamanda grup kimliklerinin onemini etkiler Benlik siniflandirma kurami insanlarin kendileri hakkinda ya sosyal gruplari ya da cesitli kisisel kimlikleri acisindan dusunmelerinin kismen sosyal baglama bagli oldugunu savunur Grup kimlikleri gruplar arasi baglamlarda daha belirgindir Grup buyuklugu Grup buyuklugu grup kimliklerinin onemini etkiler Azinlik gruplari daha belirgindir boylece grup kimlikleri cogunluk grup uyelerinin arasinda oldugundan daha fazla goze carpmali azinlik grup uyeleri arasinda Grup durumu Grup durumu sosyal kimliklerin belirginligini etkileyen grup buyuklugu ile etkilesime girer Toplumsal baglam ve oz degerlendirme Sosyal cevre insanlarin sosyal karsilastirma sureclerinin bir sonucu olarak insanlarin kendilerini degerlendirmeleri uzerinde bir etkiye sahiptir Kaynakca Locke J 1731 An essay concerning human understanding London Edmund Parker Original work published 1690 James W 1890 The principles of psychology Vol 1 New York Holt Kihlstrom J F amp Klein S B 1994 The self as a knowledgeable structure As cited in C amp Brewer M B Eds Individual self relational self collective self PHP 35 36 Philadelphia PA Psychology Press J F amp Klein S B 1997 Self knowledge and self awareness As cited inn Sedikedes C amp Brewer M B Eds Individual self relational self collective self pop 35 36 Philadelphia PA Psychology Press Rogers T B Kuiper N A amp W S 1977 Self reference and the encoding of personal information Journal of Personality and Social Psychology 35 9 677 688 Klein S B Loftus J amp Kihlstrom J F 1996 Self knowledge of an amnesia patient Toward a neuropsychology of personality and social psychology Journal of Experimental Psychology 125 250 160 Tulving E 1989 Remembering and knowing the past American Scientist 77 361 367 Tulving E Schacter D L McLachlan D R amp Moscovitch M 1988 Priming of semantic autobiographical knowledge A case study of retrograde amnesia Brain and Cognition 8 3 20 Klein S B amp Loftus J 1993 The mental representation of trait and autobiographical knowledge about the self As cited in Sedikedes C amp Brewer M B Eds Individual self relational self collective self pp 36 Philadelphia PA Psychology Press Klein S B Chan R L amp Loftus J 1999 Independence of episodic and semantic self knowledge The case from autism Social Cognition 17 413 436 Cermack L S amp O Connor M 1983 The anteriograde retrieval ability of a patient with amnesia due to encephalitis Neuropsychologia 21 213 234 Evans J Wilson B Wraight E P amp Hodges J R 1993 Neuro psychological and inspect scan findings during and after transient global amnesia Evidence for the differential impairment of remote episodic memory Journal of Neurology Neurosurgery and Psychiatry 56 1227 1230 Klein S B Kihlstrom J F 7 Loftus J 2000 Preserved and impaired self knowledge in amnesia A case study Unpublished manuscript Crocker J amp Wolfe C T 2001 Contingencies of self worth Psychological Review 108 593 623 Swann W B Jr 1990 To be adored or to be known The interplay of self enhancement and self verification As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Rosenburg M 1979 Conceiving the self New York Basic Books Trope Y 1986 Self enhancement self assessment and achievement behavior As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Brown J D 1991 Accuracy and bias in self knowledge As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Festinger L 1954 A theory of social comparison processes Human Relations 7 117 140 Sedikedes C amp Strube M J 1997 Self evaluation To thine own self be good to thine own self be sure to thine own self be true and to thine own self be better Advances in Experimental Social Psychology 29 Epstein S 1980 The self concept A review and the proposal of an integrated theory of personality As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Lecky P 1945 Self consistency A theory of personality New York Island Press Swann W B Jr 1983 Self verification Bringing social reality into harmony with the self As cited in Suls J amp Greenwald A G Eds Social psychological perspectives on the self 2 33 66 Hillsdale NJ Erlbaum Swann W B Jr Stein Seroussi A amp Giesler R B 1992 Why people self verify Journal of Personality and Social Psychology 62 392 401 Wood J V 1989 Theory and research concerning social comparisons of personal attributes Psychological Bulletin 106 231 248 Collins R L 1996 For better or worse The impact of upward social comparisons on self evaluations Psychological Bulletin 119 51 69 Wills T A 1981 Downward comparison principles in social psychology Psychological Bulletin 90 245 271 a b Helgeson V S amp Mickelson K D 1995 Motives for social comparison Personality and Social Psychology Bulletin 21 1200 1209 Kinch J W 1963 A formalized theory of self concept American Journal of Sociology 68 481 486 Felson R B 1993 The somewhat social self How others affect self appraisals As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Nisbett Richard E Wilson Timothy D 1977 Telling more than we can know Verbal reports on mental processes Psychological Review 84 3 231 259 doi 10 1037 0033 295X 84 3 231 Andersen S M 1984 Self knowledge and social inference II The diagnosticity of cognitive affective and behavioral data Journal of Personality and Social Psychology 46 280 293 Morewedge Carey K Giblin Colleen E Norton Michael I 2014 The perceived meaning of spontaneous thoughts Journal of Experimental Psychology General 143 4 1742 1754 doi 10 1037 a0036775 Wilson T D amp Hodges S D 1992 Attitudes as temporary constructions As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Wilson T D amp LaFleur S J 1995 Knowing what you ll do Effects of analyzing reasons on self prediction Journal of Personality and Social Psychology 68 21 35 Wilson T D Lisle D Schooler J Hodges S D Klaaren K J amp LaFleur S J 1993 Introspecting about reasons can reduce post choice satisfaction Personality and Social Psychology Bulletin 19 331 339 Bem D J 1972 Self perception theory As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Weiner B 1985 An attributional theory of achievement motivation and emotion Psychological Review 92 548 573 Jones E E amp Gerard H B 1967 Foundations of social psychology New York Wiley McGuire W J amp McGuire C V 1981 The spontaneous self concept as affected by personal distinctiveness As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Schlenker B R amp Weigold M F 1989 Goals and the self identification process Constructing desired identities As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill a Markus H amp Kunda Z 1986 Stability and malleability of the self concept Journal of Personality and Social Psychology 51 858 866 Brown J D amp Mankowski T A 1993 Self esteem mood and self evaluation Changes in mood and the way you see you Journal of Personality and Social Psychology 64 421 430 Sedikides C 1995 Central and peripheral self conceptions are differentially influenced by mood Tests of the different sensitivity hypothesis Journal of Personality and Social Psychology 69 759 777 Snyder M 1979 Self monitoring processes As cited in Brown J D 1998 The self USA McGraw Hill Kunda Z amp Santioso R 1989 Motivated changes in the self concept Journal of Experimental Social Psychology 25 272 285 Roberts B W amp Donahue E M 1994 One personality multiple selves Integrating personality and social roles Journals of Personality 62 199 218 Nelson L J amp Miller D T 1995 The distinctiveness effect in social categorization You are what makes you unusual Psychological Science 6 246 249 Turner J C Hogg M A Oakes P J Reicher S D amp Wetherell M S 1987 Rediscovering the social group A self categorization theory Oxford England Basil Blackwell