Olgu, var olduğu, doğru olduğu veya gerçekleştiği kabul edilen şeydir. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat olarak da tanımlanabilir. Bir gerçeğin geçerliliğini sınamanın en yaygın yolu testidir; yani, deney yoluyla gösterilip gösterilemeyeceğidir. Gerçekleri kontrol etmek için genellikle standart referans kaynakları kullanılır. Bilimsel gerçek, dikkatli gözlemler veya ölçümler (örneğin deneyler veya diğer yöntemler) yoluyla doğrulanmış olgulardır.
Etimoloji ve kullanımı
Gerçek sözcüğü Farsçadaki rasti sözcüğünden Türkçeye girmiştir. Farsçaya da Roma Mitolojisindeki Veritas, yani doğruluk tanrıçasından girmiştir. Sözcük Türkçede ilk olarak kerti veya kertek olarak 14. yüzyılda kullanılmıştır. İngilizcede "fact" olarak bilinen sözcük ise Latincede factum sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük, yapılan veya sergilenen şey anlamındadır. Sözcüğün genel kullanımı, "gerçekten de olmuş veya gerçekleşmiş bir şey" anlamındadır ve bu şekildeki ilk kullanımı 16. yüzyılın ortalarına denk gelmektedir.
Gerçek, kimi zaman doğru ile eş anlamlı olarak kullanılır. Böylelikle şahsi fikirler, kanaatler ve zevklerden bağımsız olgulardan söz edilir. Buna bir örnek olarak "Bu kabın mavi olduğu bir gerçektir." veya "İşin gerçeği...", "...tarih ya da gerçek değil, tamamen hayal ürünü" gibi kullanımlar gösterilebilir Film yapımcısı Werner Herzog bu ikisini şöyle söyleyerek ayırmayı tercih etmiştir: "Gerçekler normlar yaratır, doğrular ise aydınlatır."
Gerçekler aynı zamanda, gerçek olduğu ileri sürülen konunun doğru ve geçerli olduğunu belirtir. Bu, tartışılan bir konunun çürütüldüğü gerçeğini vurgulamak için başvurulan bir kullanımdır. Örneğin "bu işin aslı/gerçeği şu ki...".
Alternatif olarak gerçek sözcüğü, doğruluğundan emin olunmayan konularda suçlamada bulunmak için de kullanılabilir. (örneğin "Yazarın kullandığı olgular güvenilir değil."). Bu alternatif kullanım, Türkçede pek yaygın olmasa da, İngilizcede oldukça tartışmalıdır ve tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır.
Gerçek aynı zamand a değerlendirme süreci sonucunda tespit edilmiş bulguları (örneğin bir ifade tutanağının incelenmesi, doğrudan gözlem yapılması veya spekülasyona dayalı açıklamaların incelenmesi sonrası gibi). Bu tip kullanımlar "gerçeği bulmak" veya "gerçek buluculuk" gibi terimlerde kendini gösterir (örneğin, "Gerçeği bulmak için bir komisyon kurulsun.").
Gerçekler mantık, deney, bireysel deneyim veya otoriteler arasında yapılan münazaralar yoluyla sınanabilir. Roger Bacon şöyle yazmaktadır: "Eğer ki diğer bilim dallarında hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın ve hiçbir hataya yer olmaksızın kesinliğe ulaşacak olursak, bu bilgilerimizin temelini matematik üzerine inşa etmemiz icap eder."
Felsefede kullanımı
Felsefe dahilinde gerçek kavramı epistemoloji ve ontoloji sahalarının konusu olarak kabul edilir. Tarafsızlık ve doğruluk gibi problemler, gerçekle ilgili problemlerle yakından ilişkilidir. Bir "gerçek", varlığından emin olunan bir şey olarak tanımlanır ve "vaziyet" bildirir.
Gerçekler aynı zamanda, doğru olan bir cümleyi "doğru" kılan bilgiler olarak tanımlanabilir. Bunun yanı sıra gerçekler, doğru bir cümlenin bahsettiği şeyler olarak da tanımlanabilir. "Jüpiter, Güneş Sistemi içerisindeki en büyük gezegendir." ifadesi, Jüpiter'in Güneş Sistemi içerisindeki en büyük gezegen olması ile ilgilidir.
Tekabüliyet ve sapan argümanı
Engel'in doğruluk teorisinin tekabüliyeti versiyonunda, bir cümleyi doğru yapan şeyin, o cümlenin bir gerçeğe karşılık gelmesi (tekabül etmesi) olduğu belirtilir. Bu teori, objektif bir dünyanın var olduğu varsayımına dayanır.
, doğru olan her argümanın aynı şeye karşılık geldiğini iddia eder: "doğru" denen doğruluk değerine. Bu argüman tutarlıysa ve gerçekler, doğrulara karşılık gelen ifadeler olarak kabul edilirse, bu durumda doğruluk adı verilen tek bir doğru olduğu sonucuna varılır - ki bu, içgüdülerimize ters bir sonuçtur.
Bileşik gerçekler
Basit olmayan ve gerçeklik ile ilgili olan her türlü doğru ifade, yapısı gereği karmaşık nesnelerin, ve ilişkilerin bileşkesinden oluşan bir soyutlama olmak zorundadır. Örneğin "Ankara, Türkiye'nin başkentidir." şeklindeki doğru ifade içerisinde bahsedilen gerçek, Türkiye diye bir yer olduğunu, "başkent" denen bir kavram olduğunu, Türkiye'nin bir devleti olduğunu, bu Türk devletinin başkenti belirleme gücü olduğunu ve bu devletin Türkiye'nin başkenti olarak Ankara'yı seçtiğini, seçim ve yer gibi kavramların gerçekten var olduğunu ve daha nicesini ima eder. Tüm bu önermelerin doğrulanabilir isabetliliği, eğer ki gerçekten de gerçekse, Ankara'nın Türkiye'nin başkenti olduğu gerçeği ile örtüşebilir.
Ne var ki, eğer ki bu yöntem kullanılarak olumsuz, modal, münferit veya ahlaki gerçekleri belirlemeye çalıştığımızda, sorunlar baş göstermektedir.
Gerçek-değer ayrımı
David Hume'dan bu yana gelen ahlak felsefecileri, değerlerin objektif olup olmadığını, dolayısıyla gerçeklik değerleri bulunup bulunmadığını tartışmışlardır. A Treatise of Human Nature isimli eserinde Hume, gerçekten var olan bir şeyden yola çıkarak üretilen bir dizi ifadenin, gerçekte olması gereken şeylere yönelik çıkarımlarda bulunmamızın bariz bir yolu olmadığını yazmaktadır. Gerçekler ve değerler arasında bir uçurum olduğu, dolayısıyla gerçeklerden yola çıkarak değerlere ulaşmanın hatalı olduğu konusunda ısrarcı olanlar arasında G. E. Moore da bulunur. Ona göre bu çaba, bir ..
Olgusal ve karşıolgusal ayrımı
Olgusallık (gerçeklik), yani gerçekten var olmuşluk, aynı zamanda karşıolgusallık ile tezat kurmak için de kullanılabilir. Karşıolgusallık, olabilecek ama olmamış olan şeyler için kullanılır. Karşıolgusal koşul veya dilek kipine dayalı koşul, olaylar, gerçekte olduğundan farklı şekilde gerçekleşseydi neler olabileceğine dair bir çeşit koşullu ifadedir (veya "eğer-öyleyse" kalıbıdır). Örneğin, "Eğer İskender yaşasaydı, imparatorluk Roma'dan daha büyük olurdu." önermesi, haber kipine dayalı koşullara zıtlık gösterir. Bu tip koşullarda, öncülleri gerçekten doğru olan şeylerin gerçekten var oldukları belirtilir. Örneğin "Eğer bunu içersen, daha iyi hissedeceksin." gibi.
Bu tip cümleler, özellikle de olası dünyalar semantiğinin geliştirilmesinden beri, modal mantık için önem arz etmektedir.
Bilimde kullanımı
Bilim dilinde gerçek, tekrar edilebilir ve dikkatlice yapılan gözlemler veya ölçümler (deneysel olarak veya başka yöntemlerle) sonucunda elde edilen deneysel kanıtlara işaret etmek için kullanılır. Gerçekler,bilimsel teorilerin inşa edilebilmesini mümkün kılarlar. Farklı gözlem ve ölçüm yöntemleri, bilimsel yöntem ve geçerliliği ve kapsamı ile ilgili birçok soruna kapı aralamaktadır.
En basit anlamıyla bilimsel gerçek, objektif ve doğrulanabilir bir gözlemdir. Bu tanımıyla hipotez veya teoriden ayrılır. Hipotezler ve teoriler, gerçekleri açıklamak veya yorumlamak için geliştirilirler.
Birçok akademisyen, bu basit tanımlamanın geliştirilmesi için önerilerde bulunmuştur. Bilim insanları şunlar arasında ayrım yaparlar: 1) dış dünyaya ait olay ve olgular ve 2) bilimsel analiz dahilinde önemli olabilecek, gerçeklere yönelik önermeler. Terim, bilim felsefesi dahilinde her iki şekilde de kullanılmaktadır.
Hem sosyal, hem de doğal bilimlerde görev alan akademisyenler ve klinik araştırmacılar, bilimsel gerçeğin temel doğasını netleştirmeye çalıştığımızda ortaya çıkan sayısız sorunu konu edinmişlerdir. Bu sorgulama sonucu ulaşılan sorunlar arasında şunlar bulunur:
- "Yerleşmiş gerçek" kavramını tanınır ve kabul edilir kılan süreçler nelerdir?
- "Gerçek" ile "teorik açıklama" kavramları birbirinden ne düzeyde bağımsızdır ve ayrıştırılabilirdir; veya bağımsız ve ayrıştırılabilir midir?
- "Gerçekler", gözlemden ne kadar etkilenmektedir?
- Gerçeklere dayalı çıkarımlarımız, sistematik metodolojiden ziyade, tarihten ve tarihsel görüş birliğinden ne kadar etkilenmektedir?
fikriyle uyumlu olarak, bazı akademisyenler "gerçek" kavramının yapısı gereği belli bir düzeyde "kuram-yüklü" olmak zorunda olduğunu iddia etmektedirler. Thomas Kuhn, hangi gerçekleri ölçeceğimizi ve onları nasıl ölçeceğimizi bilmek için diğer teorilerden faydalanmamızı gerektiğini vurgulamıştır. Örneğin, fosillerin yaşı radyometrik tarihleme ile ölçülür. Bu ölçüm, radyoaktif bozunmanın bir olmaktan ziyade, bir olması mantığına dayanır. Benzer şekilde, Percy Williams Bridgman da adı verilen bir metodolojik konumlanma ile bilinir. Bu görüşe göre bütün gözlemlerimiz, onları nasıl yapacağımıza dair varsayımlarımızdan etkilenmekle kalmaz, onlar tarafından bizzat şekillendirilir.
Bilimsel yöntem
Bilimsel gerçeklerin doğasına yönelik temel sorgulamanın yanında, bir gerçeğin nasıl incelendiği, nasıl yerleştirildiği, bilimsel yöntemin doğru kullanımı sonucunda nasıl temellendirildiği konusunda düşünülmesi gereken birçok pratik ve sosyal konu bulunmaktadır. Bilimsel gerçekler genellikle gözlemciden bağımsız varsayılır: deneyi kim yaparsa yapsın, tüm gözlemciler aynı sonuca varacaktır. Buna ek olarak, akran denetimi veya akreditasyon gibi sosyal ve kurumsal meseleler de söz konusudur. Tüm bunlar, bilimsel araştırmalar dahilindeki olgusal isabetliliği (ve bazı diğer konuları) arttırmayı hedefler.
Bir araştırmacı, gerçeklerin bilim dahilindeki yerini şöyle tanımlamaktadır: Eğer ki kanıt ile tıbbi kanıt arasındaki fark ya da gerçek ve bilimsel gerçek arasındaki fark size anlaması zor geliyorsa, izin verin açıklayayım. Eğer ki baş ağrım ya da ateşim varsa, bu benim haricimde kimse için gerçek değildir. Eğer bunu doktora söylersem, bu doktor için veya ifadeden ibaret olacaktır. Eğer ki doktor ateşimi ölçer de bunu not alırsa, baş ağrısı tıbbi kanıt haline gelir. Eğer bir diğer doktor bunu kopyalarsa, artık bilimsel kanıt haline gelir. Eğer ki geçen Salı ateşimin 39 derece olduğuna dair kanıta ihtiyacım olursa, doktorumdan rapor isteyebilirim; ama bana vermeyecektir. Bu bariz gerçeklik, artık bilimsel gerçekliğe dönüşmüştür. Sadece bir diğer doktor bu verilere bakabilir. Eğer ki ben, geçmiş bir sıkıntımla ilgili verileri benimle paylaşmadığı için doktorumdan şikayetçi olursam, bu da yine anekdotal kanıttan ibaret olacaktır.
Uygun örnekler
- Saf suyun deniz seviyesinde 1 ATM basınçta 100 derecede kaynarken her sıcaklıkta buharlaşması bir olgudur ama evimizde çay yapmak için demlikte suyu kaynatmamız münferit bir olaydır.
- Işığın hızı, olgudur ama falancanın saniyedeki hızı, olaydır.
- Yer çekimi, olgudur.
- Canlıların üremeleri, olgudur ama falancanın üremesi, olaydır.
Kaynakça
- ^ "gerçek". Türk Dil Kurumu. 24 Eylül 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Eylül 2017.
- ^ "gerçek". NişanyanSözlük.com. 14 Eylül 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Eylül 2017.
- ^ "Fact". OED_2d_Ed_1989, (but note the conventional uses: after the fact and before the fact).
- ^ "Fact" (1a). OED_2d_Ed_1989 Joye Exp. Dan. xi. Z vij b, Let emprours and kinges know this godly kynges fact. 1545
- ^ "Fact" (4a) OED_2d_Ed_1989
- ^ . Wernerherzog.com. 30 Nisan 1999. 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2014.
- ^ "Fact" (6c). OED_2d_Ed_1989
- ^ (See also "Matter" (2,6). Compact_OED)
- ^ "Fact" (5). OED_2d_Ed_1989
- ^ According to the American Heritage Dictionary of the English Language, "Fact has a long history of usage in the sense 'allegation'" AHD_4th_Ed. The OED dates this use to 1729.
- ^ "Fact" (6a). OED_2d_Ed_1989
- ^ "Fact" (8). OED_2d_Ed_1989
- ^ Roger Bacon, translated by Robert Burke Opus Majus, Book I, Chapter 2.
- ^ "A fact, it might be said, is a state of affairs that is the case or obtains." – Stanford Encyclopaedia of Philosophy. States of Affairs 11 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ See Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, Proposition 2: What is the case -- a fact -- is the existence of states of affairs.
- ^ "A fact is, traditionally, the worldly correlate of a true proposition, a state of affairs whose obtaining makes that proposition true." – Fact in The Oxford Companion to Philosophy
- ^ Alex Oliver, Fact, in Craig, Edward (2005). Shorter Routledge Encyclopedia of Philosophy. Routledge, Oxford. ISBN .
- ^ Engel, Pascal (2002). Truth. McGill-Queen's Press- MQUP. ISBN .
- ^ Donald Davidson (1984). Truth and Interpretation. Clarendon Press, Oxford. ISBN .
- ^ "Facts possess internal structure, being complexes of objects and properties or relations" Oxford Companion to Philosophy
- ^ Fact, in The Oxford Companion to Philosophy, Ted Honderich, editor. (Oxford, 1995)
- ^ Gower, Barry (1997). Scientific Method: A Historical and Philosophical Introduction. Routledge. ISBN .
- ^ (Gower 1996)
- ^ (see e.g., Ravetz, p. 182 fn. 1)
- ^ Ravetz, p. 185
- ^ Gower, p. 138
- ^ Gower, p. 7
- ^ Ravetz p. 181 et. seq. (Chapter Six: "Facts and their evolution")
- ^ Cassell, Eric J. The Nature of Suffering and the Goals of Medicine 1 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Oxford University Press. Retrieved 16 May 2007.
- ^ (Ravetz 1996)
- ^ William Dufty (1975) Sugar Blues, page 93
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Olgu var oldugu dogru oldugu veya gerceklestigi kabul edilen seydir Yalan olmayan dogru olan sey hakikat olarak da tanimlanabilir Bir gercegin gecerliligini sinamanin en yaygin yolu testidir yani deney yoluyla gosterilip gosterilemeyecegidir Gercekleri kontrol etmek icin genellikle standart referans kaynaklari kullanilir Bilimsel gercek dikkatli gozlemler veya olcumler ornegin deneyler veya diger yontemler yoluyla dogrulanmis olgulardir Etimoloji ve kullanimiGerceksozcugu Farscadaki rasti sozcugunden Turkceye girmistir Farscaya da Roma Mitolojisindeki Veritas yani dogruluk tanricasindan girmistir Sozcuk Turkcede ilk olarak kertiveya kertekolarak 14 yuzyilda kullanilmistir Ingilizcede fact olarak bilinen sozcuk ise Latincede factumsozcugunden turetilmistir Bu sozcuk yapilan veya sergilenen sey anlamindadir Sozcugun genel kullanimi gercekten de olmus veya gerceklesmis bir sey anlamindadir ve bu sekildeki ilk kullanimi 16 yuzyilin ortalarina denk gelmektedir Gercek kimi zaman dogru ile es anlamli olarak kullanilir Boylelikle sahsi fikirler kanaatler ve zevklerden bagimsiz olgulardan soz edilir Buna bir ornek olarak Bu kabin mavi oldugu bir gercektir veya Isin gercegi tarih ya da gercek degil tamamen hayal urunu gibi kullanimlar gosterilebilir Film yapimcisi Werner Herzog bu ikisini soyle soyleyerek ayirmayi tercih etmistir Gercekler normlar yaratir dogrular ise aydinlatir Gercekler ayni zamanda gercek oldugu ileri surulen konunun dogru ve gecerli oldugunu belirtir Bu tartisilan bir konunun curutuldugu gercegini vurgulamak icin basvurulan bir kullanimdir Ornegin bu isin asli gercegi su ki Alternatif olarak gerceksozcugu dogrulugundan emin olunmayan konularda suclamada bulunmak icin de kullanilabilir ornegin Yazarin kullandigi olgular guvenilir degil Bu alternatif kullanim Turkcede pek yaygin olmasa da Ingilizcede oldukca tartismalidir ve tarihi oldukca eskiye dayanmaktadir Gercek ayni zamand a degerlendirme sureci sonucundatespit edilmis bulgulari ornegin bir ifade tutanaginin incelenmesi dogrudan gozlem yapilmasi veya spekulasyona dayali aciklamalarin incelenmesi sonrasi gibi Bu tip kullanimlar gercegi bulmak veya gercek buluculuk gibi terimlerde kendini gosterir ornegin Gercegi bulmak icin bir komisyon kurulsun Gercekler mantik deney bireysel deneyim veya otoriteler arasinda yapilan munazaralar yoluyla sinanabilir Roger Bacon soyle yazmaktadir Eger ki diger bilim dallarinda hicbir supheye yer birakmaksizin ve hicbir hataya yer olmaksizin kesinlige ulasacak olursak bu bilgilerimizin temelini matematik uzerine insa etmemiz icap eder Felsefede kullanimiFelsefe dahilinde gercekkavrami epistemoloji ve ontoloji sahalarinin konusu olarak kabul edilir Tarafsizlik ve dogruluk gibi problemler gercekle ilgili problemlerle yakindan iliskilidir Bir gercek varligindan emin olunan bir sey olarak tanimlanir ve vaziyet bildirir Gercekler ayni zamanda dogru olan bir cumleyi dogru kilan bilgiler olarak tanimlanabilir Bunun yani sira gercekler dogru bir cumlenin bahsettigi seyler olarak da tanimlanabilir Jupiter Gunes Sistemi icerisindeki en buyuk gezegendir ifadesi Jupiter in Gunes Sistemi icerisindeki en buyuk gezegen olmasi ile ilgilidir Tekabuliyet ve sapan argumani Engel in dogruluk teorisinin tekabuliyeti versiyonunda bir cumleyi dogruyapan seyin o cumlenin bir gercege karsilik gelmesi tekabul etmesi oldugu belirtilir Bu teori objektif bir dunyanin var oldugu varsayimina dayanir dogru olan her argumanin ayni seye karsilik geldigini iddia eder dogru denen dogruluk degerine Bu arguman tutarliysa ve gercekler dogrulara karsilik gelen ifadeler olarak kabul edilirse bu durumda dogrulukadi verilen tek bir dogru oldugu sonucuna varilir ki bu icgudulerimize ters bir sonuctur Bilesik gercekler Basit olmayan ve gerceklik ile ilgili olan her turlu dogru ifade yapisi geregi karmasik nesnelerin ve iliskilerin bileskesinden olusan bir soyutlama olmak zorundadir Ornegin Ankara Turkiye nin baskentidir seklindeki dogru ifade icerisinde bahsedilen gercek Turkiye diye bir yer oldugunu baskent denen bir kavram oldugunu Turkiye nin bir devleti oldugunu bu Turk devletinin baskenti belirleme gucu oldugunu ve bu devletin Turkiye nin baskenti olarak Ankara yi sectigini secimve yergibi kavramlarin gercekten var oldugunu ve daha nicesini ima eder Tum bu onermelerin dogrulanabilir isabetliligi eger ki gercekten de gercekse Ankara nin Turkiye nin baskenti oldugu gercegi ile ortusebilir Ne var ki eger ki bu yontem kullanilarak olumsuz modal munferit veya ahlaki gercekleri belirlemeye calistigimizda sorunlar bas gostermektedir Gercek deger ayrimi David Hume dan bu yana gelen ahlak felsefecileri degerlerin objektif olup olmadigini dolayisiyla gerceklik degerleri bulunup bulunmadigini tartismislardir A Treatise of Human Nature isimli eserinde Hume gercekten var olan bir seyden yola cikarak uretilen bir dizi ifadenin gercekte olmasi gereken seylere yonelik cikarimlarda bulunmamizin bariz bir yolu olmadigini yazmaktadir Gercekler ve degerler arasinda bir ucurum oldugu dolayisiyla gerceklerden yola cikarak degerlere ulasmanin hatali oldugu konusunda israrci olanlar arasinda G E Moore da bulunur Ona gore bu caba bir Olgusal ve karsiolgusal ayrimi Olgusallik gerceklik yani gercekten var olmusluk ayni zamanda karsiolgusallik ile tezat kurmak icin de kullanilabilir Karsiolgusallik olabilecek ama olmamis olanseyler icin kullanilir Karsiolgusal kosul veya dilek kipine dayali kosul olaylar gercekte oldugundan farkli sekilde gerceklesseydi neler olabilecegine dair bir cesit kosullu ifadedir veya eger oyleyse kalibidir Ornegin Eger Iskender yasasaydi imparatorluk Roma dan daha buyuk olurdu onermesi haber kipine dayali kosullara zitlik gosterir Bu tip kosullarda onculleri gercekten dogru olan seylerin gercekten var olduklari belirtilir Ornegin Eger bunu icersen daha iyi hissedeceksin gibi Bu tip cumleler ozellikle de olasi dunyalar semantiginin gelistirilmesinden beri modal mantik icin onem arz etmektedir Bilimde kullanimiBilim dilinde gercek tekrar edilebilir ve dikkatlice yapilan gozlemler veya olcumler deneysel olarak veya baska yontemlerle sonucunda elde edilen deneysel kanitlara isaret etmek icin kullanilir Gercekler bilimsel teorilerin insa edilebilmesini mumkun kilarlar Farkli gozlem ve olcum yontemleri bilimsel yontem ve gecerliligi ve kapsami ile ilgili bircok soruna kapi aralamaktadir En basit anlamiyla bilimsel gercek objektif ve dogrulanabilir bir gozlemdir Bu tanimiyla hipotez veya teoriden ayrilir Hipotezler ve teoriler gercekleri aciklamak veya yorumlamak icin gelistirilirler Bircok akademisyen bu basit tanimlamanin gelistirilmesi icin onerilerde bulunmustur Bilim insanlari sunlar arasinda ayrim yaparlar 1 dis dunyaya ait olay ve olgularve 2 bilimsel analiz dahilinde onemli olabilecek gerceklere yonelik onermeler Terim bilim felsefesi dahilinde her iki sekilde de kullanilmaktadir Hem sosyal hem de dogal bilimlerde gorev alan akademisyenler ve klinik arastirmacilar bilimsel gercegin temel dogasini netlestirmeye calistigimizda ortaya cikan sayisiz sorunu konu edinmislerdir Bu sorgulama sonucu ulasilan sorunlar arasinda sunlar bulunur Yerlesmis gercek kavramini taninir ve kabul edilir kilan surecler nelerdir Gercek ile teorik aciklama kavramlari birbirinden ne duzeyde bagimsizdir ve ayristirilabilirdir veya bagimsiz ve ayristirilabilir midir Gercekler gozlemden ne kadar etkilenmektedir Gerceklere dayali cikarimlarimiz sistematik metodolojiden ziyade tarihten ve tarihsel gorus birliginden ne kadar etkilenmektedir fikriyle uyumlu olarak bazi akademisyenler gercek kavraminin yapisi geregi belli bir duzeyde kuram yuklu olmak zorunda oldugunu iddia etmektedirler Thomas Kuhn hangi gercekleri olcecegimizi ve onlari nasil olcecegimizi bilmek icin diger teorilerden faydalanmamizi gerektigini vurgulamistir Ornegin fosillerin yasi radyometrik tarihleme ile olculur Bu olcum radyoaktif bozunmanin bir olmaktan ziyade bir olmasi mantigina dayanir Benzer sekilde Percy Williams Bridgman da adi verilen bir metodolojik konumlanma ile bilinir Bu goruse gore butun gozlemlerimiz onlari nasil yapacagimiza dair varsayimlarimizdan etkilenmekle kalmaz onlar tarafindan bizzat sekillendirilir Bilimsel yontem Bilimsel gerceklerin dogasina yonelik temel sorgulamanin yaninda bir gercegin nasil incelendigi nasil yerlestirildigi bilimsel yontemin dogru kullanimi sonucunda nasil temellendirildigi konusunda dusunulmesi gereken bircok pratik ve sosyal konu bulunmaktadir Bilimsel gercekler genellikle gozlemciden bagimsiz varsayilir deneyi kim yaparsa yapsin tum gozlemciler ayni sonuca varacaktir Buna ek olarak akran denetimi veya akreditasyon gibi sosyal ve kurumsal meseleler de soz konusudur Tum bunlar bilimsel arastirmalar dahilindeki olgusal isabetliligi ve bazi diger konulari arttirmayi hedefler Bir arastirmaci gerceklerin bilim dahilindeki yerini soyle tanimlamaktadir Eger ki kanit ile tibbi kanit arasindaki fark ya da gercek ve bilimsel gercek arasindaki fark size anlamasi zor geliyorsa izin verin aciklayayim Eger ki bas agrim ya da atesim varsa bu benim haricimde kimse icin gercek degildir Eger bunu doktora soylersem bu doktor icin veya ifadeden ibaret olacaktir Eger ki doktor atesimi olcer de bunu not alirsa bas agrisi tibbi kanit haline gelir Eger bir diger doktor bunu kopyalarsa artik bilimsel kanit haline gelir Eger ki gecen Sali atesimin 39 derece olduguna dair kanita ihtiyacim olursa doktorumdan rapor isteyebilirim ama bana vermeyecektir Bu bariz gerceklik artik bilimsel gerceklige donusmustur Sadece bir diger doktor bu verilere bakabilir Eger ki ben gecmis bir sikintimla ilgili verileri benimle paylasmadigi icin doktorumdan sikayetci olursam bu da yine anekdotal kanittan ibaret olacaktir Uygun ornekler Saf suyun deniz seviyesinde 1 ATM basincta 100 derecede kaynarken her sicaklikta buharlasmasi bir olgudur ama evimizde cay yapmak icin demlikte suyu kaynatmamiz munferit bir olaydir Isigin hizi olgudur ama falancanin saniyedeki hizi olaydir Yer cekimi olgudur Canlilarin uremeleri olgudur ama falancanin uremesi olaydir Kaynakca gercek Turk Dil Kurumu 24 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Eylul 2017 gercek NisanyanSozluk com 14 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Eylul 2017 Fact OED 2d Ed 1989 but note the conventional uses after the fact and before the fact Fact 1a OED 2d Ed 1989 Joye Exp Dan xi Z vij b Let emprours and kinges know this godly kynges fact 1545 Fact 4a OED 2d Ed 1989 Wernerherzog com 30 Nisan 1999 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Temmuz 2014 Fact 6c OED 2d Ed 1989 See also Matter 2 6 Compact OED Fact 5 OED 2d Ed 1989 According to the American Heritage Dictionary of the English Language Fact has a long history of usage in the sense allegation AHD 4th Ed The OED dates this use to 1729 Fact 6a OED 2d Ed 1989 Fact 8 OED 2d Ed 1989 Roger Bacon translated by Robert Burke Opus Majus Book I Chapter 2 A fact it might be said is a state of affairs that is the case or obtains Stanford Encyclopaedia of Philosophy States of Affairs 11 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde See Wittgenstein Tractatus Logico Philosophicus Proposition 2 What is the case a fact is the existence of states of affairs A fact is traditionally the worldly correlate of a true proposition a state of affairs whose obtaining makes that proposition true Fact in The Oxford Companion to Philosophy Alex Oliver Fact in Craig Edward 2005 Shorter Routledge Encyclopedia of Philosophy Routledge Oxford ISBN 0 415 32495 5 Engel Pascal 2002 Truth McGill Queen s Press MQUP ISBN 0 7735 2462 2 Donald Davidson 1984 Truth and Interpretation Clarendon Press Oxford ISBN 0 19 824617 X Facts possess internal structure being complexes of objects and properties or relations Oxford Companion to Philosophy Fact in The Oxford Companion to Philosophy Ted Honderich editor Oxford 1995 0 19 866132 0 Gower Barry 1997 Scientific Method A Historical and Philosophical Introduction Routledge ISBN 0 415 12282 1 Gower 1996 see e g Ravetz p 182 fn 1 Ravetz p 185 Gower p 138 Gower p 7 Ravetz p 181 et seq Chapter Six Facts and their evolution Cassell Eric J The Nature of Suffering and the Goals of Medicine 1 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Oxford University Press Retrieved 16 May 2007 Ravetz 1996 William Dufty 1975 Sugar Blues page 93